CAMBRIDGEassets.cambridge.org/.../36435/frontmatter/9780521736435_frontmatter.pdf · 846 Anahtar...

CAMBRIDGELearner’sDictionary

English–Turkish

www.cambridge.org© in this web service Cambridge University Press

Cambridge University Press978-0-521-73643-5 - Cambridge Learner’s Dictionary English-TurkishCambridgeFrontmatterMore information

http://www.cambridge.org/9780521736435

http://www.cambridge.org


CAMBR IDGE UNIVERS ITY PRESS

Cambridge, New York, Melbourne, Madrid, Cape Town, Singapore, São Paulo, Delhi

Cambridge University PressThe Edinburgh Building, Cambridge CB2 8RU, UK

http://www.cambridge.orgInformation on this title: www.cambridge.org/9780521736435

© Cambridge University Press 2009

The pages in this book marked PHOTOCOPIABLE © Cambridge University Press 2009may be photocopied free of charge by the purchasing individual or institution. Thispermission to copy does not extend to branches or additional schools of aninstitution. All other copying is subject to permission from the publisher.

First published 2009

Printed in Italy by L.E.G.O. S.p.A.

A catalogue record for this publication is available from the British Library

ISBN 978-0-521-73643-5 paperback

Defined words that we have reason to believe constitute trademarks havebeen labelled as such. However, neither the presence nor absence of suchlabels should be regarded as affecting the legal status of any trademarks.






Türkçe Yarı İki Dilli Versiyon Redaksiyon Ekibi

Yönetici Redaktör Stella O’Shea

Uzman RedaktörMelissa Good

Türkçe ÇevirmenHidayet Tuncay

Türkçe RedaktörSibel Sagner

Çalíşma Sayfalarin, Türkçe Çevirmeni ve RedaktöryFerhat Kenan Kunduh, Enel Soyu (First Edition Translations Ltd Cambridge)

Sıkça Rastlanan Öğrenci NotlarıDiane Nichols

DuzeltmenlerNathalie HornerJill LeatherbarrowKayhan MutluPinar UssakliIlkay White

Proje Yöneticisi (CD-ROM)Dorota Bednarczyk-Krajeweska

Geliştirici (CD-ROM)Alison Mitchell

Sistem ve Network YönetimDominic GlennonDaniel Perrett

BütünceAnn Fiddes, Global Corpus ManagerJulie Sontag, Corpus AdministratorNathalie Horner, Corpus Assistant

ProdüksiyonClive Rumble






v

Sayfa vi Giriş

viii Bu sözlük nasıl kullanılır

xiii Bu sözlüğün kullanımı hakkında daha fazla bilgixiii Dilbilgisi etiketleri xvi Söyleyişxv Kullanım etiketleri xvii Düzenli çekimlerxv UK/US etiketleri

1 Sözlük, A-Z

845 Ekler846 Anahtar kelimeleri – Türkçe-İngilizce870 Sıkça rastlanan ilk isimler (ad’lar)871 Coğrafi isimler 876 Düzenli fiil zamanları 878 Düzensiz fiiller 881 Kelime başlangıç ve sonları 883 Kelime yapmak

ORTA SAYFALAR

Renkli konu resimleri Orta 1 Parçalar ve miktarlar /Pieces and Quantities 8-9 Giysiler/Clothes

2 Mutfak/The Kitchen 10 Meyve ve sebzeler/ Fruits and Vegetables

3 Banyo/The Bathroom 11 Yiyecek/Food4 Oturma odası/The Living Room 12 Renkler/Colours5 Büro/The Office 13 Vücut/The Body6 Sınıf/The Classroom 14-15 Sporlar/Sports7 Otomobil/Car 16 Öbek fiiller/Phrasal Verbs

17 Ekstra yardım sayfaları18 Çalışmanızı kontrol etmek 34 Heceleme19 Sınıf dili 36 Web ve İnternet 20 Sayılabilen ve 37 Eposta ve mesaj yollamak

sayılamayan isimler 38 UK ve US İngilizcesi 22 Yardımcı fiiller 39 Mektup yazmak24 Öbek fiiller 41 Eş dizimli/kelime 26 Deyimler ortağı nedir?27 Fiil kalıpları 47 Doğal konuşmak 28 Kelime yapımı 1: farklı durumlar için 30 Sayılar dil31 Ölçüler 51 Doğal konuşmak 32 Söyleyiş 2: konuşma alıştırmaları 33 Noktalama 58 Yanıt anahtarı

İçindekiler






vi

Cambridge Learner’s Dictionary’nin yeni, güncelleştirilmiş baskısına (3. baskı) hoş geldiniz Elinizde, birçok nedenle orta ve ortanın üstü seviyelerde İngilizce öğrenen Türk öğrenciler için mükemmel olarak tasarlanmış bir sözlük bulunmaktadır.

Kelimelerin açık anlamları (tanımlar)Kelimelerin anlamlarını bilmeniz gerekir. Kelime açıklamalarımız kısa, açık ve doğrudur. Tanımlarımızda sadece anlayacağınız basit İngilizce kullanır.

Dilbilgisinde yardımİngilizceyi doğru şekilde konuşabilmek ve yazabilmek istiyorsunuz. Dilbilgisi ile ilgili bilgilerimiz açık, faydalı ve yanlışlardan nasıl kaçınacağınızı gösterecek şekilde sunulmuştur.

Kulağa doğal gelen örnekler Kelimeleri nasıl kulağa doğal gelecek şekilde kullanacağınızı bilmek istiyorsunuz. Bu sözlük 27.000’den fazla örnek içermektedir. Bunlar bir kelimenin içinde en çok söylendiği veya yazıldığı bağlam ile sıklıkla birlikte kullanıldığı kelime türlerini gösterirler.

Kelime ortakları (eş dizimliler) A good buy ve a big decision gibi sıklıkla birlikte söylenen veya yazılan kelimelere kelimeortakları veya eş dizimliler denir. Akıcı ve kulağa doğal gelen bir İngilizce üretmek için en önemli beceri belki de doğru kelimelerin bir araya nasıl getirileceğini bilmektir. Bu sözlük kelime ortakları hakkında bu seviyedeki diğer tüm sözlüklerden daha fazla bilgi içerir.

Anahtar kelimelerÖğrenilmesi en önemli kelimelerin hangileri olduğunu bilmek istiyorsunuz. İngilizce dilindeki en önemli 2000 kelime mavi renkle ve yanlarında bir anahtar simgesi ile gösterilmiştir.

Yeni kelimeler İngilizce sürekli olarak değişmektedir. Bu sözlüğün teknoloji, moda ve müzik gibi alanlardaki yeni kelimelerle gerçekten güncel olduğundan emin olabilirsiniz.

Giriş






vii

Kendi kendine çalışmaKendi kendinize İngilizce çalışabilmek istiyorsunuz. Bu sözlükte, öbek fiiller ve heceleme gibi konularda birçok açık ve yararlı bilgilerin olduğu 59 sayfalık Ekstra yardım sayfalarınıiçeren bir orta bölüm vardır. Ayrıca kelime dağarcığınızı genişletmenize yardımcı olmak için tam renkli 16 sayfa dolusu resim ve fotoğraf da bulunmaktadır.

Cambridge International Corpus ve Cambridge Learner CorpusYukarıda anlatılan özelliklerin tümü, bir milyarı aşkın İngilizce kelimenin derlemesi olan Cambridge International Corpus kullanılarak yaratılmıştır. Sadece Cambridge sözlükleri bu muhteşem kaynak kullanılarak üretilir. Bizim bütüncemizdeki İngilizce, gazeteler, en iyi satan romanlar, web siteleri, dergiler, TV programları ve kişilerin günlük konuşmalarının kayıtları gibi birçok yerden gelir. Bu dilin bütününü çok büyük bir veri tabanında saklıyor ve İngilizcenin gerçekten nasıl kullanıldığını görmek için kullanıyoruz. Sözlükte söylediğimizin doğru olduğundan emin olmamız için gereken kanıtı bize bu bütünce verir.Sahip olduğumuz diğer bir değerli araç da Cambridge Learner Corpus olup, dünyanın her yerindeki Cambridge ESOL İngilizce sınavlarına giren öğrencilerin yazdığı sınav yazıları derlemesidir. Bu öğrenci bütüncesi hangi kelimelerin Türk öğrenciler için sorun yarattığını gösterir. Bu da, Türk öğrenciler için yararlı bilgileri, Sıkça Rastlanan Öğrenci Yanlışları Notları şeklinde sizin bunlardan kaçınmanıza yardımcı olmak için ekleyebilmemiz anlamına gelir.

Sözlüğün beraberinde verilen CD-ROM’da, sözlükteki her kelime Türkçe karşılıklarıyla beraber verilmiştir. Bunların dışında ekstra olarak kelimelerin Britanya ve Amerikan aksanlı telaffuzları, başka benzeri olmayan ve sözlükte kullanılan her bir kelimenin eş anlamlısını veya konu listesini veren SMART eş anlamlılar sözlüğünü, fiil eklerinin bilgilerini, alıştırma ve çalışma sayfalarını ve Türk öğrencilerin en çok yaptıkları hataları gösteren bilgiler bulunmaktadır. (ayrıntılı bilgi için bkz. CD-ROM kullanım kılavuzu)

Siz ve diğer Türk öğrencilerin Cambridge Learner’s Dictionary’yi zevkle kullanacağınızı biliyoruz. Kullanın ve İngilizcenizin gelişmesini görün.

Dünyanın en gözde öğrenci sözlüğünü ziyaret edin.

http://dictionary.cambridge.org






viii

language /"l&NgwIdZ//"l&NgwIdZ/ nounnoun 11 COMMUNICATIONCOMMUNICATION [[UU]] com-com-munication between people, usually using wordsmunication between people, usually using words dil,dil,lisanlisan She has done research into how children acquireShe has done research into how children acquirelanguage.language. 22 ENGLISHENGLISH==SPANISHSPANISH==JAPANESE ETCJAPANESE ETC [[CC]] a type of com-a type of com-munication used by the people of a particular countrymunication used by the people of a particular countrybir ülkede konusbir ülkede konusulan dil, lisan¸ulan dil, lisanssss How manyHow many lan-lan-guagesguages do youdo you speakspeak?? 33 TYPE OF WORDSTYPE OF WORDS [[UU]]words of a par-words of a par-ticular type, especially the words used by people in aticular type, especially the words used by people in aparticular jobparticular job belli bir isbelli bir ise ait özel dil, lisan, meslekî¸e ait özel dil, lisan, meslekîssssdildil legal languagelegal language ** the language of businessthe language of business44 COMPUTERSCOMPUTERS [[C, UC, U]] a system of instructions that is useda system of instructions that is usedto write computer programsto write computer programs bilgisayar dilibilgisayar dili ccSee also:See also:body languagebody language,, modern languagesmodern languages,, second languagesecond language,, signsignlanguagelanguage..

Kelime bulmak

Bu sözlük nasıl kullanılır

Her bir giriş, kelimenin kök biçimi ile başlar.

İki ayrı kelimeden oluşan kelimeler (birleşikler) alfabetik olarak sıralanmıştır. Vurgu işaretleri ( ) kelimenin hangi kısmının kuvvetlice söyleneceğini gösterir.

Bir kelime başka şekilde hecelenebiliyorsa veya bunun için başka bir kelime varsa, bu gösterilmiştir.

İki kelime aynı yazılışa sahip, fakat konuşmanın farklı kısımlarına aitse (örneğin isim ve fi il gibi) bunların farklı girişleri vardır.

dialoguedialogue ((alsoUSalsoUSdialogdialog)) /"daI@lQg//"daI@lQg/ nounnoun [[C, UC, U]] 11 the talk-the talk-ing in a book, play, or filming in a book, play, or film karskarsssssııllııklklıı konuskonusma, diya-¸ma, diya-ssssloglog 22 a formal discussion between countries or groupsa formal discussion between countries or groupsof peopleof people ülkeler/kisülkeler/kisiler aras¸iler arasssss ıı karskarsssssııllııklklıı diyalog/diyalog/görüsgörüsmemessss

interfaceinterface11 /"Int@feIs//"Int@feIs/ nounnoun [[CC]] 11 a connection betweena connection betweentwopieces of electronic equipment, or between a persontwopieces of electronic equipment, or between a personand a computerand a computer ara birim, arayüzara birim, arayüz a simplea simpleuser inter-user inter-faceface 22 a situation, way, or place where two things cana situation, way, or place where two things cancome together and have an effect on each othercome together and have an effect on each other ççııkkııssssssnoktasnoktasıı thethe interface betweeninterface between technology and traditiontechnology and tradition

interfaceinterface22 /"Int@%feIs//"Int@%feIs/ verbverb [[I, TI, T]] to communicate withto communicate withpeople or electronic equipment, or to make people orpeople or electronic equipment, or to make people orelectronic equipment communicateelectronic equipment communicate kiskisilerle/elektro-¸ilerle/elektro-ssssnik araçlarla iletisnik araçlarla iletisim kurmak/kurdurmak¸im kurmak/kurdurmakssss We useWe useemail toemail to interface withinterface with our customers.our customers.

LLlanguage lalanguage laKKboratoryboratory UKUK ((USUS LLlanguagelanguage KKlaboratorylaboratory))nounnoun [[CC]] a room in a college or school where you cana room in a college or school where you canuse equipment to help you practise listening to anduse equipment to help you practise listening to andspeaking a foreign languagespeaking a foreign language dil laboratuvardil laboratuvarıı






ix

Bir girişin anlaşılması

Ana kelimeden türemiş kelimeler girişin sonunda gösterilmiştir. Bir kelime düzenli kalıpla oluşturulmamışsa veya anlamını tahmin etmek kolay değilse bunun kendisine ait bir açıklaması bulunur. 881. sayfadaki Kelime Başlangıç ve Sonlarına bakınız.

Bir kelimenin birden fazla anlamı varsa en sık kullanılan anlamı önce gösterilmiştir.

Birkaç anlamı olan kelimeler için aradığınız anlamı bulmanıza yardımcı olacak

KILAVUZ KELÌMELER vardır.

Cambridge International Corpus’a dayalı örnek cümleler kelimelerin tipik durumlarda nasıl kullanıldıklarını gösterir.

Her kelime, bir cümle öğesi etiketine sahiptir (örneğin noun,verb, adj). Kelime türleri listesi için ön kapağın içine bakınız.

Dilbilgisi etiketleri bir kelimenin nasıl kullanıldığını gösterir. Sayfa XIII’deki dilbilgisi etiketlerine bakınız.

fluentfluent /"flu;@nt//"flu;@nt/ adjectiveadjective 11 able to use a language natu-able to use a language natu-rally without stopping or making mistakesrally without stopping or making mistakes akakııccııkonuskonusan; bir dili ak¸an; bir dili akssss ııccıı/hatas/hatasıız kullananz kullanan She isShe isfluent influent in six languages.six languages.22produced ordone ina smooth,produced ordone ina smooth,natural stylenatural style akakııccıı Hendrik speaks fluent English.Hendrik speaks fluent English... fluencyfluency /"flu;@nsi//"flu;@nsi/ nounnoun [[UU]] akakııccııllııkk .. fluentlyfluently adverbadverbakakııccıı bir sbir sekilde¸ekildessss

voice11 /vOIs//vOIs/ nounnoun 11 SOUNDSSOUNDS [[CC]] the sounds that youthe sounds that youmake when you speak or singmake when you speak or sing sesses I could hear voices inI could hear voices inthe next room.the next room. ** Jessie has a beautiful singing voice.Jessie has a beautiful singing voice.** Could you pleaseCould you please keep your voices downkeep your voices down (= speak(= speakmore quietly)more quietly)?? ** HeHe raised his voiceraised his voice (= spoke more(= spoke moreloudly)loudly) so that everyone could hear.so that everyone could hear. 22 lose your voicelose your voiceto become unable to speak, often because of an illnessto become unable to speak, often because of an illnesssesini kaybetmeksesini kaybetmek She had a bad cold and was losingShe had a bad cold and was losingher voice.her voice. 33 OPINIONOPINION [[CC]] someonesomeone’’s opinion about a parti-s opinion about a parti-cular subjectcular subject fikir, düsfikir, düsünce¸üncessss The programme givesThe programme givespeople the opportunity to make their voices heard.people the opportunity to make their voices heard.44 PERSONPERSON [[no pluralno plural]] someone who expresses the opinionssomeone who expresses the opinionsor wishes of a group of peopleor wishes of a group of people sözcü, temsilci, konussözcü, temsilci, konus-¸-ssssmacmacıı ItIt’’s important that students have a voice on the com-s important that students have a voice on the com-’’mittee.mittee. ccSee also:See also: the passivethe passive..

say11 /seI//seI/ verbverb [[TT]] sayssays,, pastpast saidsaid 11 WORDSWORDS to speakwordsto speakwordssöylemek, demeksöylemek, demek "I"I’’d like to go home," she said.d like to go home," she said.’’ ** IIcouldncouldn’’t hear what they were saying.t hear what they were saying. ** How do you sayHow do you saythis word?this word? 22 TELLTELL to tell someone about a fact, thought,to tell someone about a fact, thought,or opinionor opinion söylemek, belirtmek, ifade etmeksöylemek, belirtmek, ifade etmek [[+ ques-+ ques-tion wordtion word]]Did she say where shewas going?Did she say where shewas going?** [[+ (that)+ (that)]]TheThejury said that he was guilty.jury said that he was guilty. 33 INFORMATIONINFORMATION to give infor-to give infor-mation in writing, numbers, or signsmation in writing, numbers, or signs bilgi vermek,bilgi vermek,göstermek, belirtmekgöstermek, belirtmek My watch says one oMy watch says one o’’clock.clock.’’** What do the papers say about the election?What do the papers say about the election? 44 say sthsay sthto yourselfto yourself to think something but not speakto think something but not speak düsdüsün-¸ün-ssssmek, kendi kendine demekmek, kendi kendine demek "I hope she likes me," he"I hope she likes me," hesaid to himself.said to himself.






x

Bir kelime hakkında daha fazla bilgi öğrenmek

Bu simge öğrenilmesi önemli çok sık kullanılan kelimeleri gösterir.

Söyleyişler International Phonetic Alphabet (IPA)’i kullanır. Bu simgelerin bir listesi sözlüğün arka kapağının içindedir. En zor simgeler her sayfanın sonunda ayrıca açıklanmıştır. Söyleyiş sisteminin bir açıklaması sayfa XVI’dadır.

Kelimelerin düzensiz çekimleri de açıkça gösterilmiştir. Düzensiz fi il çekimlerinin bir listesi 878. sayfada ve düzenli çekimlerin açıklaması da 876. sayfada bulunmaktadır.

Bu etiketler bir kelimenin ne zaman Britanya İngilizcesinde, ne zaman Amerikan İngilizcesinde kullanıldığını gösterir. Bu etiketlerin sayfa xv’deki açıklamasına bakınız.

Bu etiketler bir kelimenin ne kadar resmi, resmi olmayan v.b. olduğunu söyler. Tüm bu etiketlerin sayfa xv’deki açıklamasına bakınız.

İç göndermeler zıtlar, resimler, çalışma sayfaları ve deyimler gibi ilgili bilgileri nerede bulacağınızı gösterir.

speak /spi;k//spi;k/ verb past tenseverb past tense spokespoke,, past participlepast participle spokenspoken11 [[II]] to say something using your voiceto say something using your voice konuskonusmak¸makssss totospeak loudly/quietlyspeak loudly/quietly ** There was complete silence -There was complete silence -nobody spoke.nobody spoke. 22 speak to sbspeak to sb mainly UKmainly UK ((mainly USmainly USspeak with sbspeak with sb) to talk to someone) to talk to someone biriyle konusbiriyle konusmak¸makssssCould I speak to Mr Davis, please?Could I speak to Mr Davis, please? ** Have you spokenHave you spokenwith your new neighbors yet?with your new neighbors yet? 33 speak about/of sthspeak about/of sth tototalk about somethingtalk about somethingbir sbir seyhakk¸eyhakkssss ıındakonusndakonusmak¸makssss HeHerefused to speak about the matter in public.refused to speak about the matter in public. 44 speakspeakEnglish/French/German, etcEnglish/French/German, etc to be able to communi-to be able to communi-cate in English/French/German, etccate in English/French/German, etc yabancyabancıı dildilkonuskonusmak¸makssss Do you speak English?Do you speak English?55 [[II]] tomake a speechtomake a speechto a large group of peopleto a large group of people konuskonusma yapmak¸ma yapmakssss She wasShe wasinvited to speak at a conference in Madrid.invited to speak at a conference in Madrid. 66 speak for/speak for/on behalf of sbon behalf of sb to express the feelings, opinions, etc ofto express the feelings, opinions, etc ofanother person or of a group of peopleanother person or of a group of people birisi adbirisi adıınanakonuskonusmak¸makssss II’’ve been chosen to speak on behalf of theve been chosen to speak on behalf of thewhole class.whole class.

ask /A;sk//A;sk/ verbverb 11 QUESTIONQUESTION [[I, TI, T]] to say something to some-to say something to some-one as a question which you want them to answerone as a question which you want them to answer sor-sor-makmak [[+ two objects+ two objects]] Can ICan I askask you a fewyou a few questionsquestions?? ** IIaskedasked himhim aboutabout his hobbies.his hobbies. ** [[+ question word+ question word]] I askedI askedwhy the plane was so late.why the plane was so late. ccSee Common learner error atSee Common learner error atquestionquestion..22 WANT SOMETHINGWANT SOMETHING [[I, TI, T]] to say something to some-to say something to some-one because you want them to give you somethingone because you want them to give you something iste-iste-mek, dilemekmek, dilemek HeHe’’ss’’ asked forasked for a bike for his birthday.a bike for his birthday.

chat11 /tS&t//tS&t/ verbverb [[II]] chattingchatting,, pastpast chattedchatted to talk withto talk withsomeone in a friendly and informal waysomeone in a friendly and informal way sohbetsohbetetmek, çene çalmak, hosetmek, çene çalmak, hos bes¸ besssss ¸ etmek, yarenlik¸ etmek, yarenlikssssetmek, (argo) laketmek, (argo) lakıırdamakrdamak I wanted toI wanted to chat tochat to youyouaboutabout the party on Saturday.the party on Saturday.chat sb upchat sb up phrasal verb UK informalphrasal verb UK informal to talk to someoneto talk to someonein a way that shows them that you are sexuallyin a way that shows them that you are sexuallyattracted to themattracted to them konuskonusarak tavlamak, ils¸arak tavlamak, ilsssss ¸ki kur-¸ki kur-ssssmaya çalmaya çalııssmak, (argo) as¸mak, (argo) asssss ıılmak, konuslmak, konusarak arka-¸arak arka-ssssdasdasl¸lssss ıık kurmakk kurmak






xi

Sıkça birlikte kullanılan kelimeler (eş dizimliler veya kelime ortakları) örneklerde koyu yazı ile gösterilmiştir.

Bazı kelimeler bir deyimin parçası olarak kullanılır. Bu, tanımın başında açık olarak gösterilmiştir.

Öbek fi iller, fi il girişinden sonra alfabetik sırada gelir.

Bazı kelimeler bir deyimin parçası olarak kullanılır. Bunlar, girişin sonunda koyu yazı ile gösterilmiştir.

Tüm açıklamalarımızda basit kelimeler kullanılmıştır. Alışılmıştan daha zor kelimeler kullanmak zorunda kaldığımız yerde o kelime parantez içinde açıklanmıştır.

communicatecommunicate /k@"mju;nIkeIt//k@"mju;nIkeIt/ verbverb [[I, TI, T]] 11 to shareto shareinformation with others by speaking, writing, movinginformation with others by speaking, writing, movingyourbody, orusing other signalsyourbody, orusing other signals iritbatta olmak, bagiritbatta olmak, bag--lantlantıı kurmak, haberleskurmak, haberlesmek¸mekssss We can nowWe can now communi-communi-catecate instantlyinstantly withwith people on the other side of the world.people on the other side of the world.22 to talk about your thoughts and feelings, and helpto talk about your thoughts and feelings, and helpother people to understand themother people to understand them iletisiletisim kurmak,¸im kurmak,sssskendini anlatmak/anlaskendini anlatmak/anlasssssıılmaslmasıınnıı sagsaglamaklamak HeHecancan’’tt communicate withcommunicate with his parents.his parents.

spell11 /spel//spel/ verb pastverb past spelledspelled oror also UKalso UK speltspelt 11 [[TT]] totowrite down or tell someone the letters which are usedwrite down or tell someone the letters which are usedto make a wordto make a word hecelemek, harf harf söylemekhecelemek, harf harf söylemek HowHowdo you spell that?do you spell that? ** Her nameHer name’’s spelt S-I-A-N.s spelt S-I-A-N.’’ 22 [[II]] If youIf youcan spell, you know how to write the words of a lan-can spell, you know how to write the words of a lan-guage correctly.guage correctly. yazyazıım kurallarm kurallarıına göre yazmakna göre yazmak MyMygrammargrammar’’s all right, but I cans all right, but I can’’ ’’t spell.t spell. 33 spell disaster/spell disaster/trouble, etctrouble, etc If something spells disaster, trouble, etc,If something spells disaster, trouble, etc,you think it will cause something bad to happen in theyou think it will cause something bad to happen in thefuture.future. felâket/sorun/kötülük getirmek; kötülügfelâket/sorun/kötülük getirmek; kötülügeeneden olmak; berbat etmekneden olmak; berbat etmek The new regulationsThe new regulationscould spell disaster for small businesses.could spell disaster for small businesses.spell sth outspell sth out phrasal verbphrasal verb to explain something in ato explain something in avery clear way with detailsvery clear way with details ayrayrııntntııyla açyla açııklamak,klamak,açaçııkça anlatmakkça anlatmak They sent me a letter,They sent me a letter, spelling outspelling outthe detailsthe details of the agreement.of the agreement.

message11 /"mesIdZ//"mesIdZ/ nounnoun [[CC]] 11 a piece of written ora piece of written orspoken information which one person gives to anotherspoken information which one person gives to anotherileti, haber,mesajileti, haber,mesajDid youDid yougetgetmymymessagemessage??** II leftleftherherseveralseveralmessagesmessages, but she hasn, but she hasnss ’’t returned my call.t returned my call. 22 thethemost important idea of a film, book, etcmost important idea of a film, book, etc (film, kitap,(film, kitap,vs.) verilmek istenen duygu ve düsvs.) verilmek istenen duygu ve düsünce, mesaj¸ünce, mesajssss TheThebook conveys a complex message.book conveys a complex message. 33 get the messageget the messageinformalinformal to understand what someone wants you to doto understand what someone wants you to doby their actionsby their actions söylenen ssöylenen seyi anlamak, mesaj¸eyi anlamak, mesajssss ııalmakalmak DonDon’’t return any of his calls - het return any of his calls - he’’ll soon get thell soon get themessage and leave you alone.message and leave you alone.

express11 /Ik"spres//Ik"spres/ verbverb [[TT]] to show what you think orto show what you think orhow you feel using words or actionshow you feel using words or actions ifade etmekifade etmek II’’mm’’simply expressingmy opinion.simply expressingmy opinion.** [[often reflexiveoften reflexive]]YouYou’’re notre not’’expressing yourselfexpressing yourself (= saying what you mean)(= saying what you mean) veryveryclearly.clearly.






xii

Kutulardaki bilgiler

Bu Word Partner kutuları sıkça birlikte söylenen veya yazılan ve genellikle “eş dizimliler” veya “kelime ortakları” denen kelimeler hakkında bilgiler vermektedir. Sözlükte bu kutulardan 1000’den fazlası bulunmaktadır.

Bu thesaurus kutuları aynı veya benzer anlamlı tüm farklı kelimeleri gösterir. Sözlükte bu kutulardan 80 tanesi bulunmaktadır.

Cambridge Learner Corpus’a dayalı Common Learner Error notları Türk öğrenciler için sıklıkla sorun yaratan kelimeler hakkında bilgi verir.

talk ....... BASKA BIR DEYISLE

En s ıklıkla kullanılan alternatifler speak ve say fiil-leridir. Could you speak more quietly, please? . Icouldn’t hear what they were saying.chat fiili veya have a chat söylemi iki kisinin arka-dasça bir ortamda sohbet ettiklerini belirtir. We werejust chatting about the party on Saturday. . Give me acall and we’ll have a chat.Eg ˘ er kisiler önemli olmayan konularda uzun süreylekonusuyorlarsa, chatter, natter (gayri resmi), vehave a natter ifadeleri kullanılabilir. She spent themorning chattering away to her friends. . We had along natter over coffee.Eg ˘ er kisi bir olay hakk ında çok uzun süreyle artıkbıktırıcı bi r sekilde konusuyorsa, go no deyimi kul-lanılabilir. He’s always going on about how much hehates his work.Eg ˘ er kisi bir s ¸ey hakkında sikayet ettiginden dolayıkısık sesle konusuyorsa, mumble ve mutter fiillerikullanılabilir. She walked past me,muttering to herself..Hemumbled something about it being a waste of time.Eg ˘ er kisi diger insanların duymaması için çok kısıksesle konusuyorsa, whisper fiili kullanılabilir. Whatare you two girls whispering about?

YAYGIN HATALARYAYGIN HATALARYY

plan

Dikkat! Fiil sonlarDikkat! Fiil sonlarıınnıı kontrol ediniz. Çogkontrol ediniz. Çogu Türku Türkögögrenci,renci, planplan fiilini geçmisfiilini geçmis zamanda kullan¸ zamanda kullanssss ıırken hatarken hatayapmaktadyapmaktadıır.r. PlanPlan fiilinin 2. ve 3. hallerifiilinin 2. ve 3. halleri plannedplanned ssek-¸ek-sssslindedir. Fiilin -ing formu planning slindedir. Fiilin -ing formu planning seklindedir.¸eklindedir.ssss

text messagetext message ....... I....... ILE BILE BIRLIRLIKTE KULLANILAN KELIKTE KULLANILAN KELIMELERMELER

get/sendget/send a text messagea text message .. a text messagea text message sayingsaying sthsth.. a text messagea text message from/tofrom/to sbsb






xiii

Bu sözlüğün kullanımı hakkında daha fazla bilgi

Dilbilgisi etiketleri

İsimler

C

U

C, U

.

group

plural

no plural

usually plural

usually singular

Fiiller

I

T

I, T

+ two objects

often passive

often refl exive.






xiv

Sıfatlar

always before noun

never before noun

always after noun

Diğer dil bilgisi kalıpları

+ that

+ (that)

+ doing sth

+ to do sth

+ for/of, etc + doing sth

+ question word

used in questions and

negatives






xv

Kullanım etiketleri

informal

formal

very informal

spoken

humorous

literary

old-fashioned

trademark

UK/US etiketleri

UK

US

mainly UK

mainly US

also UK

also US






xvi

Söyleyiş

Britanya ve Amerikan söyleyişleri

Vurgu kalıpları

/ r//d /

/ /

Güçlü ve zayıf biçimler

/ðem/






xvii

Düzenli çekimler

İsimler

Sıfatlar

Tek heceli sıfatlar

İki heceli sıfatların

Üç heceli sıfatlar

Fiiller






CAMBRIDGEassets.cambridge.org/.../36435/frontmatter/9780521736435_frontmatter.pdf · 846 Anahtar...

Documents

Transcript of CAMBRIDGEassets.cambridge.org/.../36435/frontmatter/9780521736435_frontmatter.pdf · 846 Anahtar...