1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6....

238
1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠ 1. Kuleynî (r.a) 2. Şeyh Saduk (r.a) 3. Sahib b. İbad (r.a) 4. Şeyh Müfid (r.a) 5. Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccaşi (r.a) 8. Şeyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a) 10. Kutbuddin Ravendî (r.a) 11. İbn-i Şehraşub (r.a) 12. Seyyid İbni Tavus (r.a) 13. Nasiruddin Tûsî (r.a) 14. Muhakkik Hillî (r.a) 15. Allame Hillî (r.a) 16. Şehid-i Evvel (r.a) 17. İbni Fahd-i Hillî (r.a) 18. Muhakkik-i Sanî (r.a) 19. Şehid-i Sanî (r.a) 20. Mukaddes-i Erdebilî (r.a) 21. Kadı Nurullah Şuşterî (r.a) 22. Şeyh Bahaî (r.a) 23. Molla Sadra (r.a) 24. Muhammed Taki Meclisî (r.a) 25. Feyz-i Kaşanî (r.a) 26. Şeyh Hürr-i Amulî (r.a) 27. Allame Bahranî (r.a)

Transcript of 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6....

Page 1: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠ

1. Kuleynî (r.a)

2. Şeyh Saduk (r.a)

3. Sahib b. İbad (r.a)

4. Şeyh Müfid (r.a)

5. Seyyid Razî (r.a)

6. Seyyid Murtaza (r.a)

7. Neccaşi (r.a)

8. Şeyh Tûsî (r.a)

9. Allame Tabersî (r.a)

10. Kutbuddin Ravendî (r.a)

11. İbn-i Şehraşub (r.a)

12. Seyyid İbni Tavus (r.a)

13. Nasiruddin Tûsî (r.a)

14. Muhakkik Hillî (r.a)

15. Allame Hillî (r.a)

16. Şehid-i Evvel (r.a)

17. İbni Fahd-i Hillî (r.a)

18. Muhakkik-i Sanî (r.a)

19. Şehid-i Sanî (r.a)

20. Mukaddes-i Erdebilî (r.a)

21. Kadı Nurullah Şuşterî (r.a)

22. Şeyh Bahaî (r.a)

23. Molla Sadra (r.a)

24. Muhammed Taki Meclisî (r.a)

25. Feyz-i Kaşanî (r.a)

26. Şeyh Hürr-i Amulî (r.a)

27. Allame Bahranî (r.a)

Page 2: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

28. Allame Meclisî (r.a)

29. Seyyid Nimetullah b. Cezairî (r.a)

30. Bahrani Sahib-i Hadaik (r.a)

31. Vahid Behbehanî (r.a)

32. Molla Mehdi Neragî (r.a)

33. Seyyid Bahru'l-Ulum (r.a)

34. Mirza Kummî (r.a)

35. Ayetullah Mucahid (r.a)

36. Seyyid Abdullah Şubber (r.a)

37. Molla Ahmed Neragî (r.a)

38. Seyyid Muhammed Bakır Şiftî (r.a)

39. Sahib-i Cevahir (r.a)

40. Şeyh Murtaza Ensarî (r.a)

41. Molla Hadi Sebzivarî (r.a)

42. Şeyh Cafer Şüşteri (r.a)

43. Ayetullah Hüseyin Kulu Hemedani (r.a)

44. Mirzai Şirazî (r.a)

45. Mirza Habibullah Reştî (r.a)

46. Seyyid Cemaleddin Esedabadî (r.a)

47. Muhaddis-i Nurî (r.a)

48. Razevi Keşmirî (r.a)

49. Şeyh Muhammed Bahari (r.a)

50. Şeyh Fazlullah (r.a)

51. Ayetullah Behbehani (r.a)

52. Ahund-u Horasanî (r.a)

53. Ayetullah Seyyid Ahmed Kerbelai (r.a)

54. Şeyh Muhammed Bakır Bahari (r.a)

55. Seyyid Muhammed Kazım Yezdî (r.a)

Page 3: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

56. Şeyhü'ş-Şeriat (r.a)

57. Mirza Muhammed Taki Şirazî (r.a)

58. Habibullah Şerif Kaşanî (r.a)

59. Mirza Cevad Aga Melikî (r.a)

60. Allame Belagî (r.a)

61. Seyyid Hasan Sadr (r.a)

62. Mirza Nainî (r.a)

63. Şehid Müderrris (r.a)

64. Şeyh Abdulkerim Hairî (r.a)

65. Muhaddis-i Kummî (r.a)

66. Ayetullah Hasanali Hohudeki (r.a)

67. Aga Ziyauddin Irakî (r.a)

68. Garevî İsfahanî (r.a)

69. Aga Seyyid Hüseyin Kummî (r.a)

70. Seyyid Ebu'l Hasan İsfahanî (r.a)

71. Seyyid Ali Gazi Tabatabaî (r.a)

72. Ayetullah Şahabadî (r.a)

73. Seyyid Muhammed Taki Hansarî (r.a)

74. Seyyid Muhsin Emin(r.a)

75. Ayetullah Hüccet Kuhkemereî (r.a)

76. Kaşifu'l-Gıta (r.a)

77. Şerefuddin Amuli (r.a)

Page 4: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

2. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠ

78. Ayetullah Cemaleddin Gulpaygani (r.a)

79. Ayetullah Burucerdî (r.a)

80. Ayetullah Kaşanî (r.a)

81. Ayetullah Muzaffer (r.a)

82. Ayetullah Zencani (r.a)

83. Ayetullah İlahi Tabatabai (r.a)

84. Allame Eminî (r.a)

85. Seyyid Muhsin Hekim (r.a)

86. Ağa Buzurgi Tahranî (r.a)

87. Ayetullah Şahrudi

88. Ayetullah Milanî (r.a)

89. Şehid Mustafa Humeynî (r.a)

90. Muhammed Bakır Sadr (r.a)

91. İmam Musa Sadr (r.a)

92. Şehit Mutahharî (r.a)

93. Şehid Gazi Tabatabaî (r.a)

94. Ayetullah Talekani (r.a)

95. Şeyh Muhammed Cavad Muğniye (r.a)

96. Allame Tabatabaî (r.a)

97. Şehid Medenî (r.a)

98. Ayetullah Destgayb (r.a)

99. Şehid Sadukî (r.a)

100. Şehit Beheştî (r.a)

101. Şehit Eşrefî İsfahanî (r.a)

102. Abdullah Şirazî (r.a)

103. Ayetullah Seyyid Ahmed Hansari (r.a)

104. Ayetullah Şeyh Murtaza Hairi (r.a)

Page 5: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

105. İmam Humeynî (r.a)

106. Maraşî Necefî (r.a)

107. Seyyid Ebul Kasım Hoî (r.a)

108. Seyyid Abdülala Sebzivarî (r.a)

109. Ayetullah Gulpayganî (r.a)

110. Ayetullah Amuli (r.a)

111. Ayetullah Erakî (r.a)

112. Allame Tahrani (r.a)

113. Allame Şuşterî (r.a)

114. Ayetullah Vicdani Fahr (r.a)

115. Ayetullah Bahauddin (r.a)

116. Abdulkerim Keşmiri (r.a)

117. Allame Caferi (r.a)

118. Seyyid Muhammed Sadr (r.a)

119. Ayetullah Vahidî (r.a)

120. Ayetullah Ahmedi Miyaneci (r.a)

121. Ayetullah Muhammed Bakır Hekim (r.a)

122. Mirza Cevad Tebrizî (r.a)

123. Ayetullah Fazıl Lenkeranî (r.a)

124. Ayetullah Mişkini (r.a)

125. Allame Askeri (r.a)

126. Ayetullah Müçtehidi (r.a)

127. Ayetullah İştihardi (r.a)

128. Ayetullah Behcet (r.a)

129. Ayetullah Müfti-İ Şia Musavi (r.a)

130. Allame Fadlullah (r.a)

Page 6: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Takriz

Gaybet döneminde; Ehl-i Beyt kaynağından hikmet ve irfan edinebilmiş alimler;

''Verese-i Enbiya'' olan Ehl-i Beyt imamlarının naibi hükmündedirler. Gerçek hikmet

ve irfanı Ehl-i Beyt kaynağından alabilenlere ne mutlu! İlkokul öğrencisi iken ben de

bu yolculuğa başlamak istedim, olmadı. Şimdi yine de ''Allah'ın rahmetinden ümidi

kesmeyin...'' ayetinin verdiği ümit ile, her gün bir yudum su, bir huzme ışık arıyorum.

Huccet-ul-İslam Kerin Uçar Bey yıllardır Berlin'de bu yolda değerli hizmetler ifa

etmektedir. Allah kabul etsin ve İsmet ve paklık Beyti'nin ehli olan Ondört Ma'sum ile

onların sevgisinde fani olanların nazarında olsun.

Alulbeyt kurumunun İstanbul'daki temsilcisi değerli kardeşim Huccet-ul-Ġslam

Rahmi OnurĢan Bey vasıtasıyla Kerim Bey'i tanıdım ve Ehl-i Beyt mezhebi

Alimleri'ni tanıttığı kitabının ilk iki cildini okudum. Ücüncü cildin de hazır olduğu

müjdesini alınca, üç cildin bir arada basılmasını teklif ettim. İnşallah kitap bu şekilde

daha kullanışlı olacaktır.

940 Miladi yılından bu güne kadar bin yetmiş bir yılı bulan gaybet döneminde

''içtihad'' mertebesine erişmiş alimlerin sayısı elbette bu kitapta adları yer alanlardan

fazladır. Zahiren ve resmen içtihad mertebesine erişmemiş görünen nice ma'rifet

ehlini da ancak Allah bilir. Burada, ma'ruf olup da bir mülahazaya menbi bu kitapta

zikredilmemiş olan zevat da olabilir. Hüküm Allah'ındır. Şu halde bu kitaba

''Ansiklopedi'' demeyip de sadece ''ġia Alimleri'' adını vermek yerinde olmuştur.

Sadece ''fıkıh'' ile iştigal etmekle yetinmeyip ''ma'rifet'' (irfan), ''meveddet'', ''hubb''

yönünde ilerlemiş olan ulemanın sözlerinden ve davranışlarında hayatımıza yön

verici ilhamlar alırız. Bu kitabın yayımlanmasında emeği olan herkese ve başda

Kerim Uçar ve Rahmi OnurĢan beyler'in ve okuyucuların Allah'ın rızası ve Ehl-i

Beyt'in hümmetine nail olmalarını niyaz ederim.

İstanbul, 13 Eylül 2011

Prof. Hüseyin Hatemi

Page 7: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

KUTSAL EMANETLERĠ YAġATANLARIN HATIRASINA...

O'nun adiyla...

Yüce yaratıcı hikmetiyle yedi kat gökleri ve yeri yaratıp kendisine ''Fe

Tebarekallah'u Ehsenu'l Halikin'' demek için Ehsenu'l Mahlukat'ta tecelli ettiğinde,

ona ruhundan üfledi ve es-sabikun olan diğer mahluklarını şaşkına çevirdi.

Hikmetiyle rahmeti, Ebu'l Beşer Adem'i Cennetu'l Ülya'dan imtihan ve keşif

dünyası ''Süfla''ya indirdiğinde bu şaşkınlık ve telaş iki katına çıktı.

Böylece insanlık Hz. Adem'le başı ve sonu belli bir tarih yürüşüne başaldı. Bu zorlu

ve esrarlarla dolu yürüşte insanlığa önderlik etmek, onları sağ salim hedefine

ulaştırıp, dalalet ve zulüm girdaplarında boğulmaktan kurtarmak için gönderilen

peygamberler birbirini izledi.

Bütün varlık alemi ise meleklerle beraber onların tasavvuru aşan mücadelelerini,

fedakarlıklarını, Yaratıcıya olan ihlas ve bağlılıklarını temaşa etti.

Asırlar asırları, yüzyıllar yüzyılları takip etti. Sonra son Peygamber de geldi. Çünkü

artık bu tarihi yürüyüşün son dönemeci başlamıştı. Bütün peygamberlerin onurlu

mücadelesi ile bütün zalim ve sapkınların savaşı son kozlarını oynadılar ve nübüvvet

defteri sonsuza dek kapandı.

Sönen nurla beraber, sonsuz zulmet okyanusunda sahilsiz kalan ümmet, son bir

can havliyle, medet umdukları yüzlerce ''ümide'' sarıldılar.

Fakat bir gurup son uyarıcının vasiyetiyle ''12 Ġmam'' gemisine binip onların

''ġia'sı'' oldular. İmamlarıyla beraber bu sahilsiz kemal okyanusunun esrarından

hikmet kesbederek, ''Kuran'' pusulasıyla şaşmadan, sapmadan fırtınaların, tufanların

ve zulmetin bağrını delip 250 yıl yol gidip sahile vardılar.

İmamlar, atalarımızı sahile indirerek Peygamberlerin kutsal emanetlerini ve

pusulayı kendi elleriyle yetiştirdikleri komutanlara teslim ettiler.

Böylece son dinin, son peygamberin, son vasinin, son sahilin, son yürüĢü

baĢladı.

Artık ne peygamber vadır ne imam, bir pusula birde imet kalkanı olmayan

komutan. Ellerinde pusula sırtlarında Yüce Yaratıcının cennetten insanlığa bahşettiği,

Hz. Adem'le gönderilen ve son noktada açılacak ''YaratılıĢ felsefesinin edebiyat

iksiri''nin saklandığı sandık. Peygamberlerin bile taşımada bazen zorlandığı bu

esrarlı sandıkla yola koyuldular.

Bu en zor yürüyüş son sahilden başladı. Pusulaları vardı ama, onu çözecek ismet

kılavuzu yoktu. Ama görev belli, yol uzak ve zorlu, vakit dardı. Yaklaşık 12 asır sürdü

Enbiya ve Evsiya'nın komutanlarının öncülük ettiği bu yürüyüş. Gözümüzü

açtığımızda kutsal emanet, bizim şaşkın ellerimizdeydi.

Page 8: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

... Ve oldu mukadder olan, dedem Adem'den gelen bir merak ve ebediyet

özleminin tahrikiyle kilidini kırıp kapağını açtım Yaratıcının ''YaratılıĢ felsefesinin

ebediyet iksiri''nin kutsal emanetin...

Hiçbir şey yoktu. Sadece yürüyüşün komutanlarının hayatları, hatıraları...

Sonra onları okumaya başladım birer, birer. 12 asır süren bu yolculuğu... Bir biri

ardına okudum, hiçbir kitaptan etkilenmediğim kadar gurur, gözyaşlarıyla okudum.

Ve bugün bu son hatıraları yazarken anladık ki, o emanet elde taşınan bir şey

değilmiş. O emanet bu eşsiz komutanlar kutularda değil, kitap yapraklarında değil,

canlarında, yüreklerinde, ruhlarında taşımışlar. Dilerinde, gözlerinde, alınlarında,

yaşamlarında taşımışlar.

ve anladım ki;

''Kutsal emanet onlarlaymıĢ, kutsal emanet ONLARMIġ''

Şia alimleri; vahiy efvinin yetiştirdiği, Ehlibeytin ilim ve irfanıyla yoğrulmuş, aldıkları

ilahi emaneti günümüze taşıyan ve bundan sonra da son hedefine ulaştıracak,

enbiya ve evsiya mektebinin onur abidesi komutanlardır.

Onların hayatını bilmek; tecrübelerini, yolda karşılaştıkları zorlukları, başarılarının

sırlarını anlamak, düşmanın fentlerini, şeytanın pusularını, tek tek öğrenmek

demektir.

Eğer bu kutsal emanet şu anda bizim elimizdeyse, bu yürüyüşün bir sayfasını da

biz tarihe not düşeceksek, onların bu engin ve onur dolu hayatlarını çok iyi öğrenmek

zorundayız.

Dolayısıyla, bu değerli kılavuzun insanlığa kazandıran değerli dostum, yol

arkadaşım Alulbeyt Müessesesi Almanya Müdürü ve Ġmam Cafer Sadık Camii

hocası Hüccetu'l Ġslam Kerim Uçar kardeşime ve kitabın çıkmasında emeği geçen

üstadımız Prof. Dr. Hüseyin Hatemi'ye acizane, naçiz teşekkürlerimi sunmak

isterim.

-Bu eşsiz komutanların ruhları sizden razı olsun!

-Onların duası her daim sizinle olsun!

Onlar gibi bu mukaddes emaneti taşıyan komutanlardan biri olmanız ümidiyle;

''Adınız onlar gibi her zaman tarihte baki kalsın!'' diyorum.

Amin! Ya Rabbe'l Alemin.

12 Ocak 2012 Necef - Kerbela Yolu

Rahmi Onurşan Rahmani

Page 9: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

ÖNSÖZ

Bismillahirrahamanirrahim.

Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. Salât ve selam Resulüne ve onun

pak Ehlibeyt'ine (a.s) olsun.

"Andolsun onların (geçmiĢ peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl

sahipleri için pek çok ibretler vardır."1

Her akıl sahibi geçmiş ümmetin başına gelenlerden ibret alarak bu kıssalardaki

ahlaki noktaları, olayların neticesini ve nelerin doğru olduğunu öğrenir ve böylece

doğru yolu seçerek tüm yaşananlardan kendisine pay çıkarır.

İnsanoğlunun hayatı baştanbaşa ibretlerle doludur. Herkesin yaşantısında örnek

aldığı ve olgu gösterdiği bir şahsiyet vardır. O kâmil zatların hayatında seyir ve tefekkür

etmek insanları onların dönemlerine götürür ve onlar ile yakından bir irtibat kurmalarını

sağlar.

İmam Ali (aleyhisselam) oğlu İmam Hasan'a (aleyhisselam) yazdığı

vasiyetnamede şöyle buyuruyor:

"Yavrucuğum! Ben, benden öncekiler gibi ömür sürmediysem de, onların

yaptıklarına baktım, haberleri üzerinde düĢündüm, bıraktıkları eserlerini gezdim,

böylece, onlardan biri gibi oldum. Belki de baĢlangıçtan sonuna kadar onlarla

birlikte yaĢadım ve ömürleri benimle sona ermiĢ gibi oldu."2

Tarihin seyrini değiştirmiş kanlarıyla tarihin sayfalarına yaşantılarıyla fedakârlık,

yiğitlik, abitlik, sadelik vs. damgası vurmuş bu zatların hayatından ibret dersleri

almamak imkânsızdır. Çünkü bu şahsiyetler Peygamberler ve İmamlardan sonra

örnek insanlardır. Her biri kendi dönemlerinde İslam aleminin önderliğini yaparak hak

din olan İslam ve Şia mektebinden taviz vermeden zalimlerin karşısında, mazlumların

yanında yer almış, mallarıyla, canlarıyla ve kanlarıyla cihat etmişlerdir.

Sizler de kesin olarak Şia'nın büyük fakih ve müçtehitlerinin kısa da olsa hayatları

hakkında bilgi sahibi olmak ve mektebe vermiş olduğu hizmetleri öğrenmek istersiniz.

Yazarlar, bu büyük şahsiyetler ve muhaddislerin hayatlarıyla ilgi onlarca Arapça ve

Farsça kitaplar yazılmışlardır.

Kaleme alınmış bu eserlerin herkes tarafından istifade edilme imkânı olmadığını

düşünerek elinizdeki bu değerli eseri çeşitli kaynaklardan yararlanarak siz değerli

okuyucuların hizmetine sunmayı bir vazife bildik.

1-Yusuf, 111.

2-Nehcü'l-Belaga, 31. Mektup.

Page 10: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Elinizdeki bu eserde kısa da olsa Şia'nın iftihar kaynakları olan büyük müçtehitlerinin

biyografileri, üstatları, yetiştirdikleri öğrencileri, kültürel ve toplumsal faaliyetleri ve ahlakî

yönleri sade bir dille kaleme alınmıştır.

Bu büyük şahsiyetlerin hayatlarından ibret ve dersler alarak saadet ve kurtuluş

yolunda başarılı adımlar atmamızı ve bizlere ışık tutmalarını umuyoruz.

Bu değerli eserin üçüncü cildinin hazırlanmasında bizleri teşvik eden Sayın Hocam

Prof. Dr. Hüseyin Hatemi ve Alul Beyt Vakfı Başkanı Saygıdeğer Üstadın Hüceti'l İslam

Rahmi Onurşan Rahmani'ye teşekkür eder, yüce Allah'tan uzun ömürler ve başarılar

dilerim.

Yüce Allah'a, bu aciz kuluna Şia Âlimleri Biyografisi'nin 1. ve 2. ciltlerinden sonra 3.

cildini de hazırlayıp müminlerin hizmetine sunma başarısını inayet ve lütuf ettiğinden

dolayı hamdediyorum.

Umarım bu eserde isimleri zikr olunan evliyaların ruhları, hiç bir şeyin fayda

sağlayamayacağı gün, karanlık mezarımıza inayet eder ve o zor günde elimizden

tutarlar.

O yüce Ruhların şefaatine ulaşma ümidiyle...

Kerim Uçar

Aralık 2015

Sefer 1437

Berlin - Almanya

Page 11: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

131

AYETULLAH SEYYĠD CEVAD AMULĠ

(Ö. 1811)

DOĞUMU VE ÇOCUKLUK DÖNEMĠ

Seyyid Cevad, 1739‟da Lübnan‟ın Cebel Amul bölgesinde mümin ve fazilet sahibi bir

hanede dünyaya geldi. Soyu baba tarafından İmam Hüseyin‟e (a.s), anne tarafından

ise İmam Hasan‟a (a.s) dayanmaktadır.3 Seyyid Cevad‟ın hanesi adeta bölge

Şialarının sığınağıydı. Bu hanedanda Ayetullah Seyyid Muhsin Emin gibi büyük

âlimler çıkmış, İslam ve mektebe hizmet etmişlerdir. Seyyid Cevad, çok küçük

yaşlarda Kur‟an ile tanıştı. Amcasının oğlu Seyyid Ebul Hasan Musa‟nın huzurlarında

mukaddime ve başlangıç ilimlerini öğrendi.

IRAK‟A HĠCRET

Seyyid Cevat, üstadının vefatından sonra 1811 yılında Necef Havzası‟ndan istifade

etmek için Irak‟a hicret etti. İlk olarak Kerbela‟ya gitti. Kerbela‟nın büyük fakihleri

Ayetullah Vahidi Behbehani ve Ayetullah Seyyid Ali Tabatabai ile tanışması

Kerbela‟da kalıp huzurlarından istifade etmesine neden oldu.4

Seyyid Cevad, Kerbela Havzasından sonra ilim ve irfan okyanusu Necef‟e gitti. O

dönemlerde Necef Havzası büyük fakihlerin, muhaddislerin ve ariflerin tedris

merkeziydi. O, Necef Havzası‟na gittiğinde ilim tahsilinin yanı sıra tedris, telif ve

tahkikle de meşgul oldu.

AYETULLAH SEYYĠT CEVAD AMULĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Seyyid Cevad Amuli, uzun yıllar Kerbela ve Necef havzalarında büyük üstat ve

fakihlerin ilim sofralarından istifade etti. O büyük şahsiyetlerden bazıları:

1. Seyyid Ebul Hasan Musa (amcasının oğlu)

2. Ayetullah Vahidi Behbehani

3. Ayetullah Seyyid Ali Tabatabai

4. Ayetullah Seyyid Behrul Ulum

5. Ayetullah Şeyh Hüseyin Necef

6. Ayetullah Şeyh Cafer Kaşifu‟l Gita

Allame Seyyid Cevad, havzanın birçok büyük fakih ve taklit merciinden içtihad izni

alma şerefine ulaşmıştır. Onlardan bazıları:

3-Ayanu’ş-Şia, c.4, s.288 4-Mefatihu’l Kerame, c.4, s.771

Page 12: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

1. Ayetullah Muhammed Bakır Behbehani

2. Ayetullah Seyyid Ali Tabatabai

3. Ayetullah Seyyid Muhammed Mehdi Behrul Ulum

4. Ayetullah Mehdi Şehristani

5. Ayetullah Şeyh Cafer Kaşifu‟l Gita

6. Mirzai Kummi

AHLAK ABĠDESĠ

Seyyid Cevat, önemli ilmi şahsiyetlerden biri olmasına rağmen, son derece mütevazı

ve alçak gönüllü birisiydi. O, öğrendiği her bir İslami ahlakı günlük amellerine

yansıtıyordu. Üstatlarına karşı son derece saygılı ve edepliydi. Onları hürmet ve

saygıyla anardı. Her yeni bir ilim araştırmasını üstadına atfederdi. Mefatihu‟l Kerame

kitabında şöyle yazmıştır: “Benim yazılarımda her hangi yeni bir ilmi araştırma

görürseniz, bilin ki o üstadımın hünerlerindendir, zayıf ve kanıtsız bir konuya

da şahit olursanız o benim yeteneksizliğimdendir.”

Seyyid Cevad, üstadı Ayetullah Seyyid Behrul Ulûm‟un nezdinde özel bir konuma

sahipti. Bir gün üstat derse gelmedi. Öğrenciler, Seyyid Cevad‟ın üstatla olan

yakınlığından dolayı onu üstadın yanına gönderdiler. Üstadın huzuruna vardığında

derse niçin gelmediğini sordu. Üstat şöyle buyurdu: “Ben bazı geceler medreseye

gelir dolaşırım. Bu günlerde yine geldim, seher vaktiydi odaların hepsinin

lambaları kapalıydı, odalardan öğrencilerin münacat ve yakarış sesleri

gelmiyordu. Hal böyle iken ben gece namazı kılmayan talebelere ders vermek

istemedim.” Bu haber öğrenciler arasında duyulunca talabeler tekrar önceki günler

gibi gece namazına kalkıp münacat ve yakarışlarına başladılar. Üstat tekrar ders

vermeye devam etti. Seyyid Cevad böylesi bir manevi üstadın eğitimiyle yüce ahlaki

derecelere ulaşmıştı.

AYETULLAH SEYYĠD CEVAD AMULĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Seyyid Behrul Ulum, havzanın işlerini birtakım öğrencileri arasında taksim

ederken, Seyyid Cevad‟a da medresenin araştırma bölümümüm sorumluluğunu

vermişti. Al-i Muhammed hadisleri ve âlimlerinin görüşlerine oldukça vâkıf olan

Seyyid Cevad birçok değerli eser kaleme almıştır. Bizlere miras bıraktığı o değerli

kitaplardan bazıları:

1. Mefatihu‟l Kerame

2. Tecvidi Kur‟an-ı Kerim

3. Taharet Babına Haşiye

4. Zekât

Page 13: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

5. Humus

6. Şerhi Vafiye

7. Ravzatu‟l Behime kitabına haşiye

8. Maalim Kitabına Haşiye

9. Asli Beraet

10. Tehzib Kitabına Haşiye

11. Reddul Ahbariyyin

12. Fevaidu‟r Ricaliyye Kitabına Haşiye

AYETULLAH SEYYĠD CEVAD AMULĠ‟NĠN TALEBELERĠ

Seyyid Cevad, üstadı Ayetullah Behrul Ulûm‟un vefatı ve Ayetullah Kaşifu‟l Gita‟nın

İran‟a dönmesiyle tedris kürsüsüne geçti. Fıkıh ve usul ilimlerinde yeni görüşleriyle

etrafına onlarca öğrenci topladı. O büyük zatın ilim sofrasından istifade eden

öğrencileri dönemlerinin meşhur fakihleri olmuştur. Onlardan bazıları:

1. Ayetullah Şeyh Muhammed Hasan Necef (Cevahiru‟l Kelam kitanın yazarı)

2. Ayetullah Sadruddin Amuli

3. Ayetullah Şeyh Mehdi Molla Kitib

CĠHAD MEYDANINDA

Bu büyük âlim ve fakih, vahhabiler Necef‟e saldırdıklarında mücahitlerin safına

katılarak cephede yer aldı. Savaş saflarında mücahitleri teşvik ederek onları cihada

davet etmiştir. O, cihat dönemlerinde de kaleme sarılmış, vahhabiler hakkında

kitaplar yazmış ve mektebi korumaya çalışmıştır. Devamlı şöyle derdi: “Vahabilerle

mücadele ve savaş beni asla telif ve tasniften alıkoymadı.”5

AYETULLAH SEYYĠD CEVAD AMULĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Seyyid Cevad, ömrünün sonlarına doğru Mefatihu‟l Kerame kitabının

telifiyle meşgul olmaktaydı. O yüce âlim ve fakih vasiyetinde şöyle buyuruyor: “Telifle

meşgulüm, kutsal türbeler vahhabilerin saldırısı altında, cismim hastalık

pençesinde, tüm bu sıkıntılara rağmen size tavsiyem hiçbir şekilde ilim

tahsilindeki ciddiyetinizden taviz vermeyin.”6

Şia‟nın büyük muhakkik ve fakihi bir ömür din ve mektebe hizmetten sora 1811‟de

ilahi davete lebbeyk diyerek ebedi yurduna göçtü. Mezarı gördüğü rüya üzerine İmam

Ali türbesinde yer alan Babu‟l Kıble‟ye defnedilmiştir.

5-Ayanu’ş-Şia, c.4, s.29 6-Mefatihu’l Kerame, c.9, s.210. Ayanu’ş-Şia, c.4, s.288

Page 14: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

132

MĠRZA MESĠH MÜÇTEHĠD

MESĠH B. GAZĠ SAĠD ESTERABADĠ

(Ö. 1847)

DOĞUM VE TAHSĠL DÖNEMĠ

1779‟da Gazi Said Esterabadi‟nin takva ve maneviyat dolu hanesinde dünyaya geldi.

Babası evini sevince boğan oğluna Mesih adını verdi. Mesih, çocukluğunu takva ve

maneviyat sahibi bir baba, iffet ve şefkat abidesi bir anne kucağında geçirdi. Yedi

yaşında talim ve terbiyeye başladı. Anne ve babasının yardımlarıyla doğum yeri

Esterabat‟ta din ilimleri tahsiline başladı.

Mesih, mukaddime ve başlangıç ilimlerini tamamladıktan sonra, Kum Havzası

üstatlarından faydalanmak için Kum şehrine hicret etti. Havzanın büyük fakih ve

üstadı Ayetullah Mirzai Kummi‟nin ilim ve irfan sofrasına oturdu. Kum ikameti

boyunca üstadın, usul, fıkıh, hadis, diraye ve rical derslerinden faydalandı ve bilahare

içtihad derecesine ulaştı.

AYETULLAH MESĠH MÜÇTEHĠD‟ĠN ESERLERĠ

Ayetullah Mesih, birçok kalıcı ve değerli kitaplar kaleme almıştır. Onlardan bazıları:

1. Kavaidu‟l Usuliyye

2. Keşfu‟n Nikab fi Şerhi Lum‟a

3. Şerhi Kitabi Muatat

4. Şerhi Kavaidu‟l Ahkâm fi Marifeti‟l Helali vel Haram

5. Şerhi Muhtasari Nafi

6. Risale fi Ahkami‟l Niyaber

7. Tevzihu‟l Mesail

8. el-Misbah7

TAHRAN‟A HĠCRETĠ

Ayetullah Mesih, Kum Havzası‟ndaki tahsilinden sonra tebligat ve ikamet için Tahran‟ı

seçti. Tahran‟a hicretinin ilk günlerinde mahalle camisinde cemaat namazı kıldırarak

halkın sorularına cevap vermekle yetindi. O, halkın sorun ve dertlerini yakından takip

ederdi. Ezilmiş ve yoksul kimselere maddi ve manevi yardımlarda bulunurdu. Halka

7-Müellifeyn Kütübü Farsi ve Arabi, c5, s191 (Han Baba)

Page 15: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

olan yakınlığı ve alçak gönüllüğüyle onların gönlünde taht kurdu. Halkın ısrarıyla

Tahran ve İran‟ın kuzey kesimlerinin taklit ettiği bir müçtehid oldu. 8

TAHRAN KIYAMI ÖNDERLĠĞĠ

Tahran halkı Ayetullah Mesih‟in irşat ve hidayetiyle mutlu ve huzurlu günlerini

geçiriyordu. Bu huzur dolu günler Gacar Şahı Fethali Şah‟ın oğulları arasında baş

gösteren ihtilaf ve saltanat kavgasıyla Rus ve batılı sömürü güçlerin ülkeye musallat

olmasıyla yerini hüzün ve korku ortamına bırakmıştı. Ayetullah Mesih, Şehzadelerin

bu ihtilafından faydalanarak ülkeye musallat olan sömürü güçlere karşı bildiriler

yayınlayıp konuşmalar yaparak halkı tedbire davet etti. Ruslar bu kaos ortamından

yararlanarak İran topraklarının bir kısmını kendi topraklarına katmakla yetinmedi ve

1827‟de Türkmençay Antlaşması‟nı zorla İran‟a kabul ettirdi. Bu antlaşma İran‟ı

takriben bir asır siyasi ve ekonomi alanında ilerlemeden geri koydu.9

Alexander Garybadow, başbakan olarak İran‟a geldi. İlk iş olarak ısrarla Türkmençay

Antlaşması‟nın on üçüncü maddesini fiiliyata geçirmek istiyordu. Bu madde gereği,

her iki tarafın savaş esirleri dört ay içerisinde geri verilecekti. Alexander Garybadow,

İslam topraklarında büyük küstahlık ve edepsizlik ederek ulema ve Şiaları tahkir edip,

Aga Muhammed Han zamanında İran‟a sığınan, kendi irade ve istekleriyle Müslüman

olmuş, çoluk çocuk sahibi olmuş Gürcü ve Rusları arama bahanesiyle Müslümanların

hanelerine tecavüz etti.10

Cihangir Mirza kendi tarihinde şöyle yazıyor: Alexander Garybadow, Müslüman

kadınları kırbaçlayarak zorla kendi evine götürüp geceleri orada tuttu. Bu

durum ise Müslümanların çok ağırına gitmişti.11 Bundan daha kötüsü kadınları

elçiliğe götürerek onlardan mezhep ve inançlarından vazgeçmelerini

istemesiydi. Fakat onlar sahip oldukları sağlam ve güçlü imanlarıyla elçilikte

hep bir ağızdan yüksek sesle Kur‟an ve dua okuyarak seslerini ulemaya

ulaştırdılar.

Tüm bu sıkıntı, baskı ve zulümlere Gacar Saltanatı sessiz kalmıştı. Ayetullah Mesih

ve diğer fakihler bu baskı ve zulme karşı bildiriler yayınlayarak halkı sokaklara döktü.

Halk ulemanın etrafına toplandı. Fakihlerde ilahi bir vazife olarak bu zulüm ve

sömürünün kökünü kurutmak için işe koyuldular. Ayetullah Mesih bu hareketin aktif

bir parçası olarak Şia mektebinin azamet ve gücünü bir kez daha düşmanlara

göstermeyi başardı.

Ayetullah Mesih‟in fetvası üzerine 1828‟de mümin ve Müslüman Tahran halkı, tutsak

mümin kadınları kurtarmak için Merkez Camii‟nden Rus elçiliğindeki Alexander

Gerybadow‟un casusluk merkezine kadar yürüdüler. Ayetullah Mesih‟in hedefi

sadece elçilikteki esirleri kurtarmak değildi. Bilakis asıl gayesi İslam‟ın bekası ve

8-Esterabad Name, s175 9-Tarihi İctimai ve Siyasiy-i İran, c.2, s.179 10-İran ve Cihan ez Gacariye ta Payan, c.2 s.272 11-Tarihi Now, s.121

Page 16: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

ülkedeki despotluğa ve zulme son vermekti. Müslümanlar evlerinden emniyet ve

asayiş içinde oturamazken ulemanın zaten bundan başka bir hedefi de olamazdı.

Merkez Camii‟nden Rus elçiliğine yürümeye başlayan halk, elçiliğe vardıklarında

sayıları 100 bine ulaşmıştı. Öfkeli halk kadınların serbest bırakılmasını istedi.

Alexander Garybadow, halkın bu isteğine kaba güç göstererek kurşunla cevap verdi.

Açılan ateş sonucu 14 yaşında bir genç şehit düştü. Halk, şehitlerinin naşını etraftaki

bir mescide götürdükten sonra hep birlikte elçiliğe girdiler. Çıkan çatışmada halktan

80 kişi şehit olurken elçilik görevlilerinden de 38 kişi öldü.

Ruslar bu olaylardan sonra tutumlarını yumuşatarak halkla iyi geçinmeye başladılar

ancak Gacar Hükümetine Ayetullah Mesih‟i sürgün etmesi için baskı yaparak sürgün

hükmünü verdirdiler. Ayetullah Mesih‟in sürgün haberi Tahran halkını bir kez daha

sokaklara döktü. İşbirlikçi Gacar Hükümeti göstericilere kaba güçle müdahale etti ve

sonunda 1829‟da Ayetullah Mesih‟i Irak‟a sürgüne gönderdi. Ayetullah Mesih,

eserlerinin birinde sürgün yıllarının zorluklarından söz etmiştir.

AYETULAH MESĠH‟ĠN VEFATl

Ayetullah Mesih, velayet güneşinde huzur ve emniyet içinde günlerini geçiriyordu.

Araştırmalar ve tahkikler yapmış ve birçok değerli eserler kaleme almaştı. Bu günler

yerini hastalıklara bırakmış ve hastalık onu yatağa mahkûm etmişti. Ayetullah Mesih,

1847‟de ilahi davete icabet ederek gözlerini ebediyete kapadı. Pak naaşı büyük fakih

Ayetullah Şeyh Hasan Cevahiri‟nin kıldırdığı cenaze namazının ardından Necef‟te

Hz. İmam Ali (a.s) türbesine defnedildi.

Page 17: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

133

MOLLA SAĠDĠ MAZENDERANĠ

AYETULLAH MOLLA MUHAMMED SAĠDĠ MAZENDERANĠ BARFURUġĠ

(Ö. 1854)

DOĞUMU VE ÇOCUKLUK DÖNEMĠ

Muhammed Said, 1773‟de Barfuruş Kasabası‟nın etraf köylerinden olan Duykela

Köyü‟nde dünyaya geldi. Dini ilimler tahsiline Barfuruş Havzası‟nda başladı. Barburuş

Havzası‟ndan sonra Babul ve Sâri havzalarına giderek Al-i Muhammed maarifiyle

tanıştı. Muhammed Said, bu havzalardan istifade ettikten sonra içtihad ve yüksek

ilimler tahsili için Kerbela Havzası‟na hicret etti. Kerbela Havzası‟nda dönemin

meşhur fakih ve üstatları Ayetullah Seyyid Muhammed Mücahid ve Şerifu‟l Ulema

Mazenderani gibi mümtaz şahsiyetlerin huzurlarından istifade ederek içtihad

derecesine ulaştı. İlim tahsili boyunca havzanın seçkin ve başarılı talebelerinden

olması hasebiyle üstadının yanında özel bir konum edinmişti. Muhammed Said, daha

sonraları Saidu‟l Ulema lakabını alarak bu lakapla meşhur oldu.

AYETULLAH SAĠDĠU‟L ULEMA‟NIN ÜSTATLARI

Ayetullah Saidu‟l Ulema, Sâri ve Kerbela havzalarında uzun yıllar ilim ve irfan

tahsiliyle meşgul oldu. Tahsil dönemi boyunca onu ders ve ilimden gafil edecek tüm

işlerini bir kenara bırakarak gece gündüz ilimle meşgul oldu. Huzurlarından istifade

ettiği fakihlerden bazıları:

1- Ayetullah Seyyid Muhammed Mücahid

2- Şerifu‟l Ulema Mazenderani Amuli

AYETULLAH SAĠDĠU‟L ULEMA‟NIN ĠLMĠ BOYUTU

Ayetullah Saidu‟l Ulema, üstadı Ayetullah Şerifu‟l Ulema gibi ömrünü talebe

yetiştirmeye vakfetmişti. Büyük şahsiyetler onu şöyle vasfederler:

Şeyh Abbas Kumi: “Mevla Muhammed Said el-Barfuruş el-Mazenderani,

dönemin büyük âlimlerinden, Şerifu‟l Uleman‟ın öğrencilerindendi. O, fıkıh ve

usul ilimlerine vâkıftı.”12

Aga Buzurgi Tahrani: “Molla Muhammed Saidi Mazenderani, kendi döneminin

büyük fakih ve âlimlerindendi; fakih ve müçtehitti. Saidu‟l Ulema Barfuruş

olarak meşhur oldu. Onun ders arkadaşları, Molla Aga Derbendi, Seyyid Şafi

Cablaki ve Şeyh Murtaza Ensari idi. O Şerifu‟l Uleman‟ın seçkin

talebelerindendi.”13

12-el-Keni vel Elkab, c.2, s.314 13-el-Kiramu’l Berere, s.599

Page 18: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Kerbela Havzası öğrencileri, üstat Şerifu‟l Ulema‟nın vefatından sonra Ayetullah

Saidu‟l Ulema‟nın ders celselerine yöneldiler. Hatta bazıları onun Şeyh Ensari‟den

daha güçlü olduğuna inanırdılar. Şeyh Ensari, onun olduğu bir dünyada fetva

vermekten sakınırdı.

Şeyh Murtaza Ensari Ayetullah Saidu‟l Ulema‟ya yazdığı mektupta şöyle diyor:

“Kerbela Havzası‟nda üstat Şerifu‟l Ulema‟nın huzurlarından istifade ettiğimizde

sen konuları benden daha iyi kavrayıp anlıyordun.”14

Merhum Tebrizi, Saidu‟l Ulema‟nın ilmini şöyle vasfediyor: “Bazı ilim ehli onu Şeyh

Ensari‟yle aynı görür ve kimileri de bazen onu tercih ederlerdi. Her halükarda o

fıkıh ve usul ilimlerine çok vakıftı. Şeyh Ensari o yüce ilmi azametiyle onun

huzurunda fetva vermekten çekinirdi.”15

MERCĠLĠĞĠ

Necef Havzası‟nın iki büyük fakihi Şeyh Ensari ve Şeyh Cevahiri‟ye Şia âleminin

merciliği sunulduğunda, Şeyh Ensari halkı Ayetullah Saidu‟l Ulema‟ya yönlendirdi.

Aga Buzurgi Tahrani şöyle naklediyor: “Şeyh Ensari, Saidu‟l Ulema‟ya mektup

yazıp, onun alemiyetine ikrar ederek ondan Şia âleminin taklit merciliğini kabul

etmesini istedi.16 Saidu‟l Ulema ona şöyle cevap yazdı: Evet, havzadan

ayrılmadan ders ve öğrencilerle meşgul iken âlemdim. Şeyh Ensari şuanda ilim

ve öğrencilerle meşgul olduğu için benden âlemdir.”17

Bu kıssalar, Şia âlimleri ve fakihlerinin ne kadar takva ve züht ehli olduklarının

göstergesidir. Kendileri bu yüce makam ve merciliğe layık olmalarına rağmen

devamlı başkalarını kendilerine tercih etmişlerdir.

ĠRAN‟A DÖNÜġÜ

Ayetullah Saidu‟l Ulema, Kerbela Havzası‟ndaki meşguliyeti bırakıp 1834‟de vatanına

döndü. Halkın irşad ve hidayetiyle meşgul oldu. Onun gelişiyle Barfuruş Havzası

canlanarak uzak ve yakından gelen ilim ve irfan âşıklarıyla dolup taştı. O havzadaki

tedrisinin yanı sıra halkın sorunlarıyla da yakından ilgilenirdi. Hizmet ve görev aşkıyla

adeta halkın gönlünde taht kurmuştu. Verdiği her hükmü halk arasından kabul

görürdü. Toplumda baş gösteren her konuda ona müracaat edilirdi. Şah ve

etrafındakiler ona son derece saygı ve ihtiram gösterirdi. Kısacası onun halk arasında

sözlerinin etkili olmasında ilmi, ahlakı ve özellikle Babilik gibi azgın ve sapkın fırkanın

fitnelerini etkisiz kılması etkili olmuştur.

BABĠLĠK FIRKASIYLA MÜCADELESĠ

13. yüzyılın önemli ve tehlikeli bidatlarından biri de Muhammed Ali Bab‟ın kurduğu

sapık Babilik fırkasıydı. Ayetullah Saidu‟l Ulema, yorulup bıkmadan bu sapık fırkayla

14-Zendiginameyi Şahsiyyeti Şeyh Ensari, s.97 15-Reyhanetu’l Edeb, c.3, s.37 16-el-Keni vel Elkab, c.2, s.314 17-el-Kiramu’l Berere, s.599

Page 19: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

âlimane mücadele etmiş ve bu fırka taraftarlarının Babul‟a girmesine izin vermemiştir.

Şehir kalesinde onları muhasara ederek hepsini etkisiz hale getirmiştir.18

AYETULLAH SAĠDĠU‟L ULEMA‟NIN TALEBELERĠ

Ayetullah Saidu‟l Ulema, gerek Kerbela Havzası gerek Barfuruş Havzası‟nda tedris

ve eğitim kürsüsünde etrafına yüzlerce ilim aşığını toplamıştı. Onun ders

celselerinden feyizlenerek döneminin büyük âlimleri ve fakihleri olmuş bazı talebeler:

1- Ayetullah Şeyh Zeynuddin Mazenderani

2- Ayetullah Molla Muhammed Eşrefi

3-Ayetullah Şeyh Molla Ali Halili

AYETULLAH SAĠDĠU‟L ULEMA‟NIN VEFATI

Ayetullah Saidu‟l Ulema bir ömür hizmet ve faaliyetten sonra, 1854‟de hakkın

davetine lebbeyk diyerek ahiret yurduna göçtü.19 Pak naaşı kalabalık halkın

katılımıyla şehrin büyük camii avlusuna defnedildi. O yüce şahsiyetin mezarı Babul

halkının ziyaretgâhı oldu.20 Günümüzde de halk onu ziyaret etmekte ve ruhuna

Fatihalar göndermektedirler.

18-Gencine-i Danişmendan, c.3, s.159 19-Gencine-i Danişmendan, c.3, s.160 20-el-Keni vel Elkab, c.2, s.314

Page 20: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

134

ABDULHÜSEYĠN TAHRANĠ

ABDULHÜSEYĠN B. ALĠ TAHRANĠ

(Ö. 1869)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Abdulhüseyin, 1807‟de Tahran‟da dünyaya geldi.21 Babası Ali Tahrani22 mümin ve

takva ehli bir zattı. Kaynaklarda doğum yeri, çocukluğu ve tahsilâtı hakkında yeterli

bilgi yoktur. Abdulhüseyin, hadis, rical, fıkıh, usul ve edebiyat ilimlerinde Necef

Havzası‟nda söz ve görüş sahibiydi.23

AYETULLAH ABDULHÜSEYĠN‟ĠN ÜSTATLARI

Abdulhüseyin Necef‟e hicretiyle havzanın büyük fakih ve üstatlarının ilim ve

irfanından istifadeler etti. Huzurlarından faydalandığı üstatlardan bazıları:

1. Ayetullah Hasan b. Cafer Kaşifu‟l Gıta

2. Ayetullah Meşkûr b. Muhammed b. Sekr Hulavi

3. Ayetullah İsa b. Hüseyin

4. Ayetullah Muhammed b. Bakır Necefi24

AYETULLAH ABDULHÜSEYĠN‟ĠN TALEBELERĠ

Birçok âlim ve fakih o zatın huzurlarından istifade etmiştir. Onlardan bazıları:

1. Şeyh Nuh b. Kasım Kureyşi Caferi

2. Şeyh Muhsin b. Muhammed Hairi

3. Ebu Muhasin Muhammed b. Abdulvehhab b. Davud Hemedani25

AYETULLAH ABDULHÜSEYĠN‟ĠN ġAHSĠYETĠ

Ayetullah Abdulhüseyin, tanınmış üstat, Şeyh Irakeyn döneminin büyük fakih ve

muhaddislerindendi. O, rabbani bir âlim, erdem sahibi eşsiz bir şahsiyetti. Fihrisu‟l

Turas kitabının yazarı şöyle naklediyor: “O, allame ve fakihti. Üstadımız Şeyh

Nurullah huzurlarından istifade etmiş ve ondan içtihat izni almıştır. Merhum

Tahrani Necef‟e hicret etmiş Sahibi Cevahir‟in huzurlarından istifade etmiş ve

21-Müstedreku’lVesail, c.2, s.114 22-Mevsauatu’lTabakati’lFukaha, c.13, s.326 23-el-Fevaidu’lRazeviyyeLilKummi, s.224 24-Mevsuat’lTabakai’lFukaha, c.13, s.326 25-Maarifu’r Rical, c.2, s.35

Page 21: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

ondan içtihat izni almıştır. Necef Havzası‟ndan Tahran‟a döndüğünde yörenin

saygın ve seçkin âlim ve taklit mercilerinden oldu. Nasiruddin Şah ona özel bir

ilgi ve alaka gösterirdi. Şeyh Abdulhüseyin, Nasiruddin Şah‟tan İmamların

türbelerinin onarılmasını istediğinde Şah beytül malın üçte birini onun

hizmetine sundu. Merhum Şeyh Tahrani 1854‟de bizzat Samerra‟ya giderek

türbenin kubbesini altınla yaptırdı ve oradan da Kazımiye‟ye geçerek orada

ikamet etti.”26

AYETULLAH ABDULHÜSEYĠN‟ĠN ÇALIġMALARI

Ayetullah Abdulhüseyin Tahrani, 13. yüzyılda Tahran'da Azerbaycanlılar Mescidi

adıyla bilinen Mescidi Şeyh Abdulhüseyin ve Şeyh Abdulhüseyin Medresesi‟ni

yaptırdı.27 Mirza Muhammed Hüseyin Şehristani el-Fevaidu‟l Razeviyye Lil Kummi

kitabında şöyle yazıyor: “Ayetullah AbdulhüseyinTahrani 1864‟de Kerbela‟ya

gelerek İmam Hüseyin (a.s) türbesinin kubbesini yeniledi ve türbeyi genişletti.

Daha sonra Samerra‟ya oradan da Kazımiye‟ye gitti ve orada hastalanarak vefat

etti. Naaşı Kerbela‟ya getirilerek türbeye defnedildi, kitapları da türbeye

vakfedildi".28

Ayetullah Abdulhüseyin Tahrani‟nin önemli çalışmalarından bir diğeri de Muhtar

Sakafi‟nin mezarını yaptırmasıdır. İslam ve mezhep düşmanları Ehlibeyt aşığı

Muhtar‟ın mezarını yok etmek ve onun şahsiyetini küçültmek için her türlü yola

başvurdular. Ayetullah Abdulhüseyin Tahrani uzun çalışmaları sonucunda Muhtar‟ın

mezarının yerini tespit ederek 1842 yıllarında mezarını inşa ettirdi.

AYETULLAH ABDULHÜSEYĠN‟ĠN ESERLERĠ

Ayetullah Abdulhüseyin Tahrani yoğun faaliyet ve meşguliyetleri yanı sıra birbirinden

değerli eserler kaleme alarak kendisinden sonraki nesillere miras bırakmıştır.

Onlardan bazıları:

1-el-Misbahu‟n Necat fi Esrari‟s Salat ve Sirru‟l İstiğfar Beynes-Secdeteyn

2-Kitabu‟l İcazat

3-Tabakatu‟r Ruvat

4-Şiirleri

AYETULLAH ABDULHÜSEYĠN‟ĠN VEFATI

26-Fihristu’lTuras, c.2, s.167 27-SergüzeştiTahran, s.129 28-el-Fevaidu’rRazeviyyeLilKummi, s.224

Page 22: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Ayetullah Abdulhüseyin Tahrani Kazımiye‟de hastalanarak 1869‟da vefat etti. Pak

naaşı Kerbela‟ya getirilerek İmam Hüseyin (a.s) türbesi etrafında bir yere defnedildi.29

29-Reyhanetu’lEdeb c.3, s.329

Page 23: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

135

SEYYĠD HÜSEYĠN TÜRK

SEYYĠD HÜSEYĠN B. SEYYĠD MUHAMMED KUHKEMEREĠ

(Ö. 1882)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Seyyid Hüseyin, Merend Kasabası‟nın etraf köylerinde Ervenek30 veya

Kuhkemer‟de31 dünyaya geldi. Seyyid Hüseyin çocukluğunu mümine ve takva ehli

anne kucağında geçirdi. Molla Ali Vaizi Hıyabani şöyle naklediyor: “Seyyid, saygı

değer annesinin İslami adap ve ahlakıyla büyüdü. Annesi ona abdestsiz süt

vermezdi''. İşte Seyyid Hüseyin maneviyat dolu böyle bir annenin şefkat ve

gözetiminde büyüdü.

Kuhkemerei hanedanı bölgenin meşhur seyyidlerindendir. Bu hanedandan İslam ve

mektebe hizmet eden birçok büyük âlim ve fakih çıkmıştır. Seyyid Hüseyin‟in soy ve

nesebi 31 vasıtayla İmam Seccad‟a (a.s) ulaşmaktadır.

TEBRĠZ VE IRAK‟A HĠCRETĠ

Seyyid Hüseyin, doğum yerinde başlangıç ilimlerini tahsil ettikten sonra Tebriz

Havzası‟na gitti. Havzada Ayetullah Mirza Ahmet Müçtehidi Tebrizi32 ve Ayetullah

Mirza Lütuf Ali Müçtehidi Tebrizi‟nin derslerinden istifade etti. Daha sonra içtihat ve

yüksek ilimler tahsili için Irak‟a hicret etti. İlim ve irfan merkezi Irak‟ta ilk olarak

Kerbela Havzası‟nda Ayetullah Şerifu‟l Ulema Mazenderani, Ayetullah Muhammed

Hüseyin İsfehani ve Ayetullah Seyyid İbrahim Kazvini‟nin huzurlarından istifade etti.

Ardından fıkıh ve içtihat merkezi Necef Havzası‟na giderek Ayetullah Şeyh Ali Kaşifu‟l

Gıta, Ayetullah Şeyh Murtaza Ensari ve Ayetullah Şeyh Muhammed Hasan Necefi

gibi büyük üstatların ders halkalarına katıldı. Seyyid Hüseyin Necef Havzası‟nda en

çok Şeyh Murtaza Ensari‟nin huzurlarından istifadeler etti. Üstadı Şeyh Murtaza

Ensari‟nin ona özel ilgi ve alakası vardı. Ayetullah Seyyid Hüseyin Türk, üstadı Şeyh

Murtaza Ensari‟nin vefatından sonra Ayetullah Mirza Muhammed Hasan Şirazi‟yle

birlikte Şia âleminin tanınmış iki taklit merciinden biri oldu. O, üstlendiği ağır mercilik

sorumluluğu ve büyük ilmi kariyerine rağmen son derece mütevazı, ahlaklı ve

gösterişten uzak, sade bir zattı.

30-Ulema-i Muasirin, s.3-6 31-Maarifu’r-Rical, c.1, s.262 32-Ayanu’ş-Şia, c.3, s.69

Page 24: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH SEYĠT HÜSEYĠN TÜRK‟ÜN ÜSTATLARI

Ayetullah Seyyid Hüseyin Türk, uzun yıllar Tebriz Kerbela ve özellikle Necef

havzalarında büyük üstatların huzurlarından ilim tahsilinde bulundu. Huzurlarından

faydalandığı üstatlardan bazıları:

1. Ayetullah Mirza Ahmet Müçtehidi Tebrizi

2. Ayetullah Mirza Lütuf Ali Müçtehidi Tebrizi

3. Ayetullah Şerifu‟l Ulema Mazenderani

4. Ayetullah Muhammed Hüseyin İsfehani

5. Ayetullah Seyyid İbrahim Kazvini

6. Ayetullah Şeyh Ali Kaşifu‟l Gıta

7. Ayetullah Şeyh Murtaza Ensari

8. Ayetullah Şeyh Muhammed Hasan Necefi

AYETULLAH SEYYĠD HÜSEYĠN TÜRK‟ÜN TALEBELERĠ

Ayetullah Seyyid Hüseyin Türk, büyük şahsiyetlerin huzurlarından istifade ettikten

sonra havzanın hatırı sayılır büyük üstatlarından oldu. O üstadı Şeyh Ensari

döneminde tedris kürsüsüne geçti. İlme olan hâkimiyetiyle kısa bir zamanda ders

celselerini havzanın en kalabalık derslerinden birine dönüştürdü.

Ayetullah Seyyid Hüseyin Türk‟ün huzurlarından istifade eden öğrencilerinin sayısı bir

hayli çoktur, biz onlardan daha çok tanınmış olanlardan birkaçını zikretmekle

yetineceğiz:

1. Seyyid Hasan Alevi Sebzivari

2. Seyyid Hüseyin Al-i Talikani

3. Seyyid Salih Müçtehidi Erdebili

4. Seyyid Ali İrevani

5. Seyyid Muhammed Taki Talikani

6. Şeyh Hüseyin Cevahiri

7. Şeyh Ali Tebrizi

8. Molla Ahmet Şebisteri

9. Şeyh Muhammed Taha Necef Tebrizi

Page 25: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

10. Şeyh Muhammed Hüseyin Kâini

11. Şeyh Muhammed Ali Hansari Necefi

12. Mirza Musa Tebrizi

13. Seyyid Hasan Kaşani

14. Şeyh Muhammed Salih Esterabadi

15. Molla Ali Demavendi

AYETULLAH SEYYĠD HÜSEYĠN TÜRK‟ÜN ESERLERĠ

Ayetullah Seyyid Hüseyin Türk, üstatlarının derslerinin takriri yanı sıra birçok nefis

kitaplarda kaleme almıştır. Maalesef hattının okunur olmayışından birçok eserinden

istifade edilememektedir. Merhum Vaizi Hıyabanı Ayetullah Seyyid Hüseyin Türk‟ün

öğrencisi Ayetullah Mamaganiden şöyle naklediyor: “O, bir kişinin taşımakta

zorlanacağı kadar kitap yazmıştı. Fakat düzensizliği ve hattının okunaksız

oluşundan dolayı birçoğundan istifade edilememiştir.”33

O yüce fakihin esrelerinden bazıları:

1. Vesiletu‟n Necat

2. el-İcare

3. el-İrs

4. ez-Zehir

5. ez-Zekât

6. el-Gaza

7. Feraidu‟l Usul kitabına Haşiye

8. Haşiyetu‟n-Nuhbe

9. el-Hilel fil Hacc

10. Risalei Ameliye / Tevzihul Mesail

AYETULLAH SEYYĠD HÜSEYĠN TÜRK‟ÜN VEFATI

Ayetullah Seyyid Hüseyin Türk, 1874 yılında felç geçirdi. Nasiruddin Şah tedavi için

İran‟dan özel doktorlarını gönderdi. Doktorların da aciz kaldığı bu hastalık sonucu

Seyyid 1882 yılında vefat etti. Pak naşı kendi evine defnedildi.

33-UlemaiMuasirin, s.4

Page 26: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Ayetullah Seyyid Hüseyin Türk‟ün vefatından 20 yıl sonra hanımı vefat etti. Vasiyeti

gereği saygıdeğer kocasının yanına defin edilmesi için mezar kazdıklarında Seyyid'in

mezarı tahrip oldu ve Seyyid‟in naşının sağlam ve çürümemiş olduğunu gördüler.

Ayetullah Aga Buzurgi Tahrani olayı Molla Bakır Nehavendi‟den naklen şöyle yazar:

“Hanımına mezarı yanında bir kabir kazdıklarında onun mezarının da bir

kısmının tahrip olduğunu fark ettim, bu esnada naaşı sağlam ve çürümemiş bir

halde gördüm.”

Daha sonra Aga Buzurgi Tahrani şöyle diyor: “Evet, o yüce şahsiyetin naaşının

çürümemesi gayet doğaldır. Çünkü onlar ömürleri boyunca Allah‟ın rızası ve

hoşnutluğu için bedenleriyle her türlü zahmetlere göğüs gerdiler. Tüm dertleri

İslam ve mektebe hizmetti. Ne mutlu onlara!”

Page 27: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

136

FAZĠLĠ ĠREVANĠ

MUHAMMED FAZĠL B. MOLLA MUHAMMED BAKIR ĠREVANĠ

(Ö. 1889)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Muhammed Fazıl, 1817‟de İrevan34 şehrinde ilim ve takva ehli bir hanede dünyaya

geldi. O doğum yerinde okuma yazmayı ve edebiyat ilimlerini öğrendi.35 Muhammed

Fazıl, erginlik çağına girmemişti ki Rusların işgaliyle doğum yerinden İran‟a hicret

etmek zorunda kaldı. O, yarım kalan tahsiline Kazvin Havzası‟nda devam etti. Kazvin

Havzası‟nda dönemin meşhur üstadı Ayetullah Molla Abdülkerim İrevani‟nin

huzurlarından istifade etti.36 Muhammed Fazıl‟ın seçkin öğrencilerinden olan

Ayetullah Mirza Ebulkasım Eminu‟l Şer‟i Hoi şöyle naklediyor: “Ben kendisinden

bizzat şöyle buyuruyorduğunu duydum: Ben Kazvin Havzası‟nda tahsil ederken

henüz buluğa ermemiştim. Medresede Şerh-i Lûme dersi veriyor, içtihat ve

istinbat37 gücüne sahiptim.''38

İrevan hanedanı, İran, Irak ve Kafkaslarda Şia âleminin mercilik ve önderliğini yapmış

meşhur bir hanedandır. Bu hanedan Ayetullah Molla Ali Asker İrevani, Ayetullah

Abdulhüseyin İrevani, Şeyh Ahmet, Şeyh Tahir, Şeyh Sadık ve Mirza Ali İrevani gibi

şahsiyetler İslam‟a hizmet etme şerefine ulaşmıştır.

IRAK‟A HĠCRETĠ

Muhammed Fazıl, Kazvin Havzası‟ndan sonra 14 yaşlarında39 Kerbela‟ya gitti.

Kerbela Havzası‟nda büyük üstat Ayetullah İbrahim Kazvini‟nin huzurlarından 4 yıl

istifade etti.40Kerbela Havzası‟ndan sonra Necef‟e giderek o dönemde havzanın

tanınmış üstatları olan Şeyh Murtaza Ensari, Ayetullah Şeyh Muhammed Hasan

Necefi ve Ayetullah Şeyh Hasan Kaşifu‟l Gıta gibi büyük şahsiyetlerin ders

34-İrevan, Ermenistan’ın başkentidir. O dönemlerden İran topraklarının bir parçasıydı. Bu şehir bir dönem Şia fıkhının ve inançlarının öğretildiği merkez olmuştu. Ayetullah Mirza Abdülkerim Molla başi İrevani, Ayetullah Molla Hasan İrevani ve Ayetullah Seyyid Ali İrevani gibi onlarca şahsiyetin ikametgâhı olmuştur. 35-Miratu’ş-Şark, c.2, s.1182 36-Tezkiretu’lMuasirin, c.8, s.415 37-İstinbat; bi rkonuda Kur’an ve ayetlerden delilleri çıkarma gücünedenir. 38-Tezkiretu’lMuasirin, c.8, s.415 39-Miratu’ş-Şark, c.2, s.1182 40-el-Fevaidu’l Razeviyye, s.601

Page 28: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

celselerine katıldı. Çok kısa bir zaman sonra Şeyh Ensari‟nin ders celselerinin önemli

ilmi şahsiyetlerinden oldu.41

AYETULLAH FAZĠLĠ ĠREVANĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Fazil İrevani, Kazvin, Kerbela ve Necef havzalarında birçok üstadın

huzurundan istifade etmiş, onlardan içtihat ve rivayet naklinde izin almıştır. Onlardan

bazıları:

1. Ayetullah Molla Abdülkerim İrevani

2. Ayetullah İbrahim Kazvini

3. Şeyh Murtaza Ensari

4. Ayetullah Şeyh Muhammed Hasan Necefi

5. Ayetullah Şeyh Hasan Kaşifu‟l Gıta

MERCĠLĠĞĠ

Ayetullah Fazil İrevani, üstadı Ayetullah Şeyh Ensari ve Ayetullah Seyyid Hüseyin

Türk Kuhkemerei‟den sonra merceiyet makamına geçti. O, Irak, İran, Hindistan,

Türkiye, Rusya ve Kafkaslarda oldukça tanınmış bir şahsiyetti. Şia âleminin büyük bir

çoğunluğu onu taklit ediyordu. Dünyanın her yerinden humus ve zekât ona gelirdi.

Havza talebelerine düzenli aylık verilmesi onun döneminden başladı.

AYETULLAH FAZĠLĠ ĠREVANĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Fazıl İrevani, talebeliğinin ilk yıllarından beri başlattığı tedrisi ömrünün

sonuna kadar devam ettirdi. Üstadı Şeyh Ensari‟nin vefatından sonra Necef

Havzası‟nın en önemli ve takriben en kalabalık ders celsesi onun oldu. Huzurlarından

istifade eden talebelerden bazıları:

1. Seyyid Ahmet Mustenbiti Tebrizi

2. Seyyid Esedullah Eşkveri

3. Seyyid Ali Cezairi Şûşteri

4. Seyyid Ali Kuhkemerei

5. Seyyid Muhammed Taki Hoi Necefi

6. Seyyid Muhammed Taki Talikani

7. Şeyh İbrahim Saliyani Necefi

41-Miratu’ş-Şark, c.2, s.1182

Page 29: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

8. Şeyh İsmail Hoi

9. Şeyh Abdulhüseyin İrevani (kardeşinin oğlu)

10. Şeyh Muhammed Cevad İrevani (oğlu)

11. Şeyh Hadi Tahrani

12. Mirza Ebul Kasım Ordubadi

13. Mirza Habibullah Reşti

14. Mirza Ali Ekber Erdebili

15. Molla Mehdi Arani

AYETULLAH FAZIL ĠREVANĠ‟NĠN ġAHSĠYETĠ

Ayetullah Fazıl İrevani, görkem ve ihtişam dolu aynı zaman da bir o kadar da refah

bir yaşam sürmekteydi. Aynı dönemde yaşayan Ayetullah Mamakani ise çok sade ve

fakirane bir yaşam sürmekteydi. Ayetullah Mamakani‟ye: “Nasıl olur da siz son

derece fakir bir yaşantıya, Ayetullah Fazil İrevani ise böylesine müreffeh bir

hayata sahip olabilir?” diye sorduklarından şöyle buyurdu: “O, İslam‟ın izzet ben

ise zühdüyüm.”42

Ayetullah Molla Vaizi Hıyabani şöyle yazıyor: “Merhum Fazıl İrevani döneminde bir

grup Ayetullah Şeyh Hasan Mamakani‟ye bir soru sorunca büyük üstat şöyle

buyurdu: Aga Fazıl hayatta olduğu sürece bize soru sormayın, bizim görüş

bildirmemiz doğru değildir.”

AYETULLAH FAZIL ĠREVANĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Fazıl İrevani, birçok paha biçilmez eserler telif edip bizlere miras

bırakmıştır. Aga Buzurgi Tahrani ez-Zeria Kitabında o değerli eserlerin isimlerini

zikretmiştir Onlardan bazıları:

1. Kavaid Kitabına Haşiye

2. Beyzavi Tefsirine Haşiye

3. İctimai el-Emr vel Nahy

4. el-Mekasibu‟l Muharreme

5. el-İctihadu vet-Taklid

6. el-Ecza

42-Buluğu’l Emali, s.219

Page 30: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

7. Usulu‟l Fıkıh

8. el-İstihsab

9. et-Teadulu vet-Tercih

10. Esaletu‟l Berae

AYETULLAH FAZĠLĠ ĠREVANĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Fazıl İrevani, bir ömür hizmetten sonra 1889‟de Necef‟te vefat etti.43 Pak

naşı kendi medresesinde toprağa verildi.

43-UlemaiMuasirin, s.21

Page 31: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

137

MOLLA ALĠ KENĠ

ALĠ B.MĠRZA KURBAN ALĠ AMULĠ

(Ö.1889)

DOĞUM VE ÇOCUKLUK DÖNEMĠ

O, 1805 yılında Tahran‟ın Ken Mahallesi‟nde dünyaya geldi. Babası Mirza Kurban Ali

Amuli oğlunun adını Ali koydu.44

Ali daha küçük yaşlarında dini ilimlere özel merak ve ilgi duyuyordu. Ailesinin karşı

çıkmasına rağmen bir süre gizlice dini ilimler öğrendi. Daha sonra ailesinin rızasını

alarak İsfehan‟a giderek havzanın derslerine katıldı.

Ali, İsfehan Havzası‟ndan sonra Necef Havzası‟nın namdar ve büyük fakihlerinden

istifade etmek için Irak‟a gitti. Necef ve Kerbela havzalarında eşsiz eser Cevahir

kitabının yazarı Şeyh Muhammed Hasan Necefi, Kaşifu‟l Gita, Şeyh Meşkûr Hulavi45

Necefi ve Seyyid İbrahim Kazvini gibi şahsiyetlerin huzurlarından istifadeler etti.

Molla Ali Keni, Necef‟te ilim ve irfan tahsili yıllarında Molla Ali Halili, Şeyh

Abdulhüseyin Tahrani ve Seyyid Zeynelabidin Tabatabai gibi birçok fazıl ve takva ehli

âlimlerle aynı odayı paylaşıp arkadaşlık etmiştir.

Ayetullah Tabataba Hairi o dönemleri şöyle anlatıyor: Talebelik dönemlerinde Şeyh

Abdulhüseyin, Şeyh‟ul Irakeyn ve Molla Ali Keni bir odada kalıyorduk. Hepimiz

çok fakirlik ve büyük sıkıntılar içindeydik. Bizim durumumuzdan daha kötü

Molla Ali Keni‟ydi. O, haftada bir gece Mescidi Sehle‟ye gider ve orada etrafa

atılan kuru ekmekleri toplayıp getirir ve o kuru ekmeklerle idare ederdi.

Molla Ali Keni‟nin yakın arkadaşlarından olan Şeyh Murteza Ensari şöyle der:

“Onunla Kerbela‟da yaklaşık 20 yıl arkadaşlığımız oldu. Bu yıl zarfında onun

sarık ve cübbesinden başka bir şeyinin olmadığını gördüm, geceleri sarık ve

cübbesi üzerinde uyurdu.”46

MOLLA ALĠ KENĠ‟NĠN ÜSTADLARI

İsfehan, Necef ve Kerbela havzalarında birçok üstattan istifadeler etti. Onlardan

bazıları:

1-Seyyid Esedullah İsfehani

2-Şeyh Muhammed Hasan Necefi (Sahibi Cevahir)

3-Kaşifu‟l Gıta

44-Ulema-i Muasır, s.26 45-Nukabau’l Beşer, c.3, s.1504 46-Maarifur Rical, c.2, s.112

Page 32: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

4-Şeyh Meşkûr Hulavi Necefi

5-Seyyid İbrahim Kazvini

VATANA DÖNÜġÜ

Molla Ali Keni, Necef Havzası‟nda uzun yıllar fıkıh ve usul tahsili aldıktan sonra

üstadı Şeyh Muhammed Hasan Necefi‟den içtihat izni aldı.47 Genç fakih ve müçtehid

1846‟da din tebliği ve halkın irşadına yardımcı olmak için vatanı Tahran‟a döndü.48

Tahran‟a döndükten sonra birçok zorluklarla karşılaştı. Necef‟te yazdığı iki kitabını

bastırarak onların gelirinden bir arazi satın alıp çiftçilikle geçimini sağladı. Beş altı yıl

yaşantısını bu şekilde sürdüren Molla Ali Keni halkın müracaat ve sorularını

cevaplamak amacıyla 1855 yılında Tam ilmihal kitabını bastırarak halkın hizmetine

sundu. 49

Ayetullah Molla Ali Keni bu çalışmalarının yanı sıra Merv Medresesi‟nin

sorumluluğunu üstlenerek medreseye canlılık kazandırdı. Havza bu fakihin tedris

kürsüsüne geçmesiyle ayrı bir manevi atmosfere büründü.

MOLLA ALĠ KENĠ‟NĠN ÖĞRENCĠLERĠ

Ayetullah Molla Ali Keni, eğitim kürsüsüne geçerek etrafına öğrenciler topladı. Büyük

azmi ve iradesiyle birçok öğrenci yetiştirip topluma hediye etti. O büyük fakihin

öğrencilerinden bazıları:

1. Şeyh Musa Şerari Amuli

2. Şeyh Muhammed Bakır Necm Abadi

3. Şeyh Esedullah Tahrani

4. Seyyid Mahmud Hayatşahi

5. Seyyid Muhammed Levasani

6. Seyyid Muhammed Maraşi

7. Molla Muhammed Ali Hansari

8. Molla Muhammed Ali Sencabi

9. Mirza Hüseyin Naib Sadr

10. Şeyh Muhammed Hüseyin Gorgani

HALKIN GÖZDESĠ

47-Nukabau’l Beşer, c.2, s.1205 48-Mekarumu’l Asar, c.3, s.696 49-el-İczaru’l Kebir, s.416 (Ayetullah Necefi Maraşi)

Page 33: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Ayetullah Molla Ali Keni, halkın gönlünde yer edinmişti. Öyle ki insanlar ona büyük bir

sevgi ve saygı gösteriyordu. O şefkatli bir baba misali halkı irşad ve hidayet ediyordu.

ABD‟nin ilk İran elçisi olan Samuel Kerin, hatıratında şöyle yazmıştır: Günün en

büyük müçtehitlerinden biri Hacı Molla Ali Keni‟dir. Hacı Molla Ali Keni yaşlı ve

teşrifata meyilli biri değil. Aksine oldukça sade ve gösterişsiz bir yaşamı

benimsemişti. Elinde mal mülk çok olmasına rağmen istifade etmezdi. Sokağa

çıktığında beyaz bir katıra binerdi, yanında bir hizmetkârı vardı, halk her bir

taraftan etrafına koşuşurdu. Bir kelimesi Şah‟ın saltanatını yerle bir edebilecek

kadar etkiliydi. Elçilikte koruma görevi yapan askerler bir gün bana şöyle

dediler:“Biz burada ne kadar sizleri korumakla görevli olsak da Hacı Molla Ali

Keni‟nin bir emriyle sizi şuracıkta öldürürüz.”50

Fakirlere yardımı ve ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını karşılamak onun bariz

sıfatlarındandı. O şefkatli bir baba gibi yetimlere sahip çıkar, onları himayesine alırdı.

Hastaların tedavi ve ilaç masraflarını karşılamak için özel bir kurum tahsis etmiş,

halkın faydalanabileceği kervansaray ve su kuyuları inşa ettirmişti.51

MOLLA ALĠ KENĠ‟NĠN TELĠFLERĠ

Ayetullah Molla Ali Keni, toplumsal ve kültürel çalışmalarının yanı sıra kendisinden

sonra ahiret birikimi olarak geriye birçok değerli kitap miras bırakmıştır. O yüce zatın

eserlerinden bazıları:

1. İrşadul Ûmme

2. İzahu‟l Müştebihat

3. Tahkiku‟l Delail fi Şerhi Telhisu‟l Mesail

4. Telhisu‟l Mesail

5. Tevzihu‟l Makal fi İlmil Dirayeti ver-Rical

6. Kavaid Kitabına Haşiye

MOLLA ALĠ KENĠ VE SĠYASET

İran tarihçilerinin tamamı ittifakla, Nasiruddin Şah‟ın Ayetullah Keni‟nin azamet ve

halk arasındaki etkinliğinden korktuğunu itiraf etmiştir.

Mirza Muhammed Mehdi Lekehveni şöyle yazıyor: “Onun hüküm ve sözlerinin

nüfuzu hakkında ifade edelim ki vezir ve yöneticiler, ondan izinsiz ve onunla

istişare etmeden bir iş yaptırmazdılar. Hatta Nasiruddin Şah ondan korktuğu

için defalarca onun evine gidip gelmiş ve onunla irtibatta olmuştur.

Yazar şöyle devam ediyor: “Bir gün Nasiruddin Şah ve adamları avlanmak için

şehrin kapısından dışarı çıkar. Şehirden fazla uzaklaşmamışlardı ki Şah şehrin

50-İran Ve İraniyan, s.499 (Samuel Kerin) 51-Maarifu’r Rical, c.2, s.112

Page 34: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

giriş kapısına bakıp düşünceye daldı. Daha sonra avlanmaktan vaz geçip şehre

döndüler. Şah‟ın yakınlarından biri bunun nedenini sorduğunda Şah şöyle

cevap verdi: Şehrin çıkış kapısından çıktıktan sonra şehre baktım, kendi

kendime Molla Ali, şehrin kapılarının kapatılmasını emir verirse benim halim ne

olur diye düşündüm ve bu korkuyla geri dönmenin daha iyi olduğunu

düşündüm.”52

Ayetullah Molla Ali Keni, Şah‟ın Ruslar ve İngilizlerle olan yakınlığı ve halkına

ihanetinden dolayı şöyle buyuruyordu: “O, Nasiruddin53 Şah, dinin değil küfrün

yardımcısıdır.”54

Bir gün Nasiruddin Şah, Ayetullah Keni‟ye şöyle dedi: “Hadiste buyruluyor ki

Ümmetimin âlimleri İsrailoğulları peygamberlerinden daha faziletlidir. Sizlerde

hiç olmazsa onların yaptıkları mucizelerden birini yapın. Örneğin Hz. Musa (a.s)

asasını büyük bir yılana dönüştürüyordu.”

Ayetullah Molla Ali Keni şöyle cevap verdi: “Eğer sen ilahlık iddiasında bulunursan

biz de asayı büyük bir yılana çeviririz.”55

AYETULLAH KENĠ VE FERAMASONERĠ (Freestone Mason)

Feramasoneri, dünyanın kötü hatırası, Avrupalılar ve İngilizlerin sömürü teşkilatı.

Bu sömürü teşkilatı ilk olarak 1858-1859 yılında İran‟da İslam ve ulema karşıtı olarak

Feramuşhane adı altında kuruldu.

Feramuşhane‟nin kurulmasıyla, Ayetullah Molla Ali Keni rehberliğindeki ulema halkı

aydınlatarak bu sömürü teşkilatı karşısında yer aldıklarını ilan ettiler.

Ayetullah Keni, ilk olarak Nasiruddin Şah‟a mektup yazarak Feramuşhane tehlikeleri

konusunu hatırlattı. Daha sonra masonların tekfir hükmünü vererek merkezlerine

hamle edsilip Feramuşhane‟nin yakılıp yıkılma emrini verdi. Öfkeli halk taklit

mercilerinin emrine itaat ederek sömürü ve fesat yuvasını yaktı ve Şah‟ı o merkezi

kapatmaya mecbur etti.56

AYETULLAH KENĠ VE PAUL JULIUS FREIHERR VON REUTER

1872 Nasiruddin Şah ile İngiliz sermayedarı Paul Julius Reuter arasında

gereçkleştirilen bir ticari antlaşmada İngilizler İran‟ın yer altı ve üstü tüm kaynaklarına

hâkim olmuş ve bunu yanı sıra siyasi yönüyle de ülkeye egemen olmuşlardı. Bu

antlaşmayla Hazar‟dan Fars Körfezine kadar tren rayı döşeme hakkı, ülkenin tüm

madenlerinin tasarruf hakkı Reuter‟e verilmiş oldu.57

52-Mecelle-i Meşkûr, sayı 40, s.81 53-Nasiruddin: Mana olarak dinin yardımcısı anlamına gelmektedir. 54-Mecelle-i Peyam-i İnkılab, sayı 71, s.44 55-Hikaya-iı Bozorgan, s.116 56-Nehzeti İmam Humeyni, c.3, s.53 57-Tarihi Revabiti Harici İran, c.1, s.289

Page 35: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Lord Curzon bu antlaşmayı şöyle anlatıyor: Bu antlaşmanın yazılı metni ilan

edildiğinde Avrupalılar hayretlere düştüler. Çünkü tarihte bir ülke padişahının çok

basit ve kolay bir şekilde ülkesinin tüm yer altı ve yer üstü madenlerini tamamen

yabancı bir şirkete devretmesi benzeri görülmemiş bir şeydi.58

Fransız siyasetçi bu antlaşmayı şöyle değerlendiriyor: “Bu antlaşmayla Şah‟a

havadan başka bir şey kalmamıştı.”59

Bu antlaşmanın zararlarını açığa çıkaran ve feshi için halkı aydınlatan Ayetullah

Molla Ali Keni muhalefetin rehberliğini yapıyordu. Antlaşmanın feshi için Şah‟a

yazdığı itiraz mektubu Şia fakihlerinin siyasi ve içtimai olaylar karşısındaki ferasetinin

göstergesidir.

Halk başkentte canları pahasına taklit mercilerinin fermanına tabi olduklarını ilan etti.

Avrupa seyahatinden dönen Şah, olayın ciddiyetini görünce 1873‟de bu antlaşmayı

feshetmek zorunda kaldı.

AYETULLAH KENĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Molla Ali Keni, bir ömür hizmet ve mücadeleden sonra 1889‟da ilahi davete

icabet ederek sevenlerini yas ve mateme boğdu.

Mübarek naaşı Hz. Abdülazim Hasani türbesine getirilerek orada toprağa verildi.

Vefalı Tahran halkı üç gün genel yas ilan ederek taklit mercilerinin yasını tuttu.

58-İstimari Reuter, s.69 59-İnziliziyan der İran, s.101

Page 36: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

138

ALLAME MĠR HAMĠT HÜSEYĠN

MĠR HAMĠT HUSEYĠN B. SEYYĠD MUHAMMED KULU

(Ö. 1889)

DOĞUMU VE ÇOCUKLUK DÖNEMĠ

Mir Hamit Hüseyin, 1830‟da Hindistan‟da Seyyid Muhammed Kulu‟nun evinde

dünyaya geldi. Babası ismini Mehdi koydu. Mir Hamit Hüseyin olarak meşhur

olmasının nedeni şuydu; Mehdi henüz dünyaya gelmemişti ki babası büyük babası

Mir Hamit Hüseyin‟i rüyada görür ve o rüyadan sonra oğlu Mehdi‟ye Mir Hamit

Hüseyin lakabını verir. Babası onu yedi yaşında okula gönderdi. Okuma yazma

öğrendikten sonra dini ilimler eğitimine başladı. Mukaddime ve başlangıç ilimlerini

Seyyid Bereket Ali Sahib yanında, Nehcül Belaga‟yı Seyyid Abbas Şuşteri‟den, akli

ilimleri Seyyid Murtaza Halisu‟l Ulema‟dan, usul ve fıkıh ilimlerini Seyyid Muhammed

Sultanu‟l Ulema ve kardeşi Seyyid Hüseyin Seyyidu‟l Ulema‟dan aldı.

ALLAME MĠR HAMĠT HÜSEYĠN‟ĠN ÜSTATLARI

Allame Mir Hamit Hüseyin, ilim ve irfan ehli bir hanede eğitimini aldı. Bulunduğu ve

terbiye gördüğü ortam onun geleceğinde büyük rol oynamıştı. Onu geleceğe

hazırlayan üstatlardan bazıları:

1. Seyyid Bereket Ali Sahib

2. Seyyid Abbas Şuşteri

3. Seyyid Murteza Halisu‟l Ulema

4. Seyyid Muhammed Sultanu‟l Ulema

5. Seyyid Hüseyin Seyyidu‟l Ulema

ALLAME MĠR HAMĠT HÜSEYĠN‟ĠN ÇALIġMALARI

Allame Mir Hamit Hüseyin‟in dönemi, başta Hindistan olmak üzere sıkıntılı bir

dönemdi. Müslümanlar arasından vahdet bağları kopmuş, her geçen gün fitne

tohumları yeşermekteydi. Sömürü güçleri de Müslümanların bir araya gelip huzur ve

vahdet sağlamamaları için her türlü hile ve oyunlara başvurmaktaydı. Bazen

düşmanın oyununa gelip konuşma ve yazılarıyla Müslümanlar arasına fitne ve tefrika

çıkarmak isteyen uşaklar ihtilafları daha da körükleyerek büyük sıkıntılara neden

olabilmekteydiler. Mir Hamit Hüseyin‟in babası Seyyid Muhammed Kulu‟nun ömrü bu

ihtilafları bertaraf etmekte ve Şia‟ya yapılan saldırılara cevap vermekte geçti.

Babasının vefatından sonra, Mir Hamit Hüseyin onun yerine geçerek babasının

bayrağını bıraktığı yerden alarak onun yolunu sürdürmeye başladı. O, ilk çalışmasını

Şia‟ya yapılan hakaret, iftira ve saldırılar karşısında babasının yazdığı eserleri tashih

Page 37: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

edip basıma hazırlayarak başlattı. Çünkü babasının kitapları genellikle Şia Mektebine

saldırılara cevap niteliğindeydi.60

ALLAME MĠR HAMĠT HÜSEYĠN‟ĠN ESERLERĠ

Allame Mir Hamit Hüseyin, babasının kitaplarını tashih ettikten sonra kendisi de

kaleme sarılıp mektep muhaliflerinin karşısına geçti. Ömrünü araştırma ve tahkike

adayan bu şahsiyet kendisinden sonra mektebe çok değerli eserler miras bıraktı.

Onlardan bazıları:

1. İstiksau‟l Efham; Farsça yazılan bu eser 2 cilttir.

2. Şevaruku‟l Nusus (5 cilt)

3. Efhamu Ehli Yemen

4. Esfaru‟l Envar

5. Keşfu‟l Mu‟zelat fi Halli‟l Muşkilat

6. el-Azbu‟l Betar bi Bahsi Ayetu‟l Gar

7. en-Necmus-Sakib fil Meseleti‟l Hacib

8. ed-Durreru‟l Sünniye fil Mekatib vel Menşeati‟l Arabiyye

9. Zeynu‟l Vesail ila Tahkiki‟l Mesail

10. ed-Derai61

11. Ebekatu‟l Envar fi İmameti‟l Eimmeti‟l Athar (30 cilt)

EBEKATU‟L ENVAR KĠTABININ ÖZELLĠĞĠ

Allame Mir Hamit Hüseyin‟in bu eseri Şia‟nın iftiharlarından, aynı zamanda da yazarın

ilme olan tasallut ve vakfıyetini gözler önüne sermektedir. Yazar bu kitabı Şia

aleyhine yazılan “Tuhfei İsna Aşeriyye” adlı kitaba reddiye olarak yazmıştır. Tuhfei

İsna Aşeriyye kitabı Abdülaziz Dehlevi‟nin meşhur eseridir. O, Hint kıtasında

döneminin en meşhur Ehli Sünnet âlimlerindendi. Kitabında Kur‟an ayetleri ve

Peygamber‟in (s.a.a) buyruklarına dikkat etmeksizin, Şia mektebinin inançlarına

hiçbir ahlak kuralı tanımadan hayâsızca hakaret ve iftira etmiştir. Düşünülmeden

kaleme alınan bu kitap Müslümanlar arasında büyük kırgınlık ve ihtilaflara neden

oldu.

Allame Mir Hamit Hüseyin, bu kitaba akli ve nakli delillerle cevap vermiştir. Şimdiye

kadar Ebekatu‟l Envar fi İmameti‟l Eimmeti‟l Athar kitabının 12 cildi basılmıştır.

1. cilt: Hz. Ali (a.s) hakkında nazil olan Kur‟an ayetleri ve Gadir Hum hadisiyle ilgilidir.

60-Nucumu’-s-Sema, c.1, s.24-28; Nukabau’l Beşer, c.1, s.347 (Aga Buzurgi Tahrani) 61-Nucumu’-s-Sema, c.2, s.31

Page 38: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

2. cilt: Menzilet Hadisi Hakkında

3. cilt: Velayet hadisi hakkında

4. cilt: Tayr hadisi hakkında

5. cilt: “Ben ilmin Şehri Ali‟de onun kapısıdır”hadisi hakkında

6. cilt: Teşbiye Hadisi hakkında

7. cilt: Ali‟ye küfreden kâfirdir hadisi hakkında

8. cilt: Nur hadisi hakkında

9. cilt: Bayrak hadis hakkında

10. cilt: “Ya Ali, sen Kur‟an tevilcileriye savaşırsın”hadisi hakkında

11. cilt: “Hak Ali‟yledir” hadisi hakkında

12. cilt: Sekaleyn Hadisi hakkında

EBEKATU‟L ENVAR KĠTABININ BÜYÜKLER NEZDĠNDEKĠ YERĠ

Allame Mir Hamit Hüseyin, Şia‟nın iftiharı olan bu kitabı gurup çalışmasıyla

yazmamıştır. Yalnız başına birçok sıkıntı zorluklara göğüs gererek kitabı telif etmiştir.

Özellikle de Ehli Sünnet kaynaklarına ulaşma konusunda çok sıkıntılar yaşamıştır.

Bazen bir kaynak için hatta Mekke‟nin uzak bir köyüne kadar gidip bir Sünni âlimin

hizmetçisi olmuş ve o sünni âlimin kütüphanesinden istifade etmiştir.62Ömrünü adeta

bu kitaba adamıştı, birkaç saatini bile bu kitabın telifinin dışında başka bir şeyle

geçirmemeye gayret gösteren büyük üstat hatta genç yaşta ölen oğlunun, kefen,

defin ve taziye meclisine bile bu sebepten dolayı katılamamıştır.63

Bir gün çok ihtiyaç duyduğu bir kitabı bulmak için Mısır‟a yolculuk etti. Aradığı kitabı

bulup gemiyle geri dönerken, gemide kitabı okurken rüzgâr bir anda kitabı elinden

alarak denize savurdu. Allame hemen kendini kitabın peşine denize atar. Gemideki

diğer yolcular onu kurtardıktan sonra “Niçin kendini denize attın?” diye

sorduklarında, kitabı göstererek “Şu kitap için” diye cevap verir. O kitap hâlihazırda

günümüzde Nasiri Kütüphanesi‟nde mevcuttur.64

Allame Mir Hamit Hüseyin‟in telif ettiği bu değerli eserden büyük âlimler ve

araştırmacılar övgüyle söz etmiş ve onu tanıtmışlardır.

1. el-Gadir kitabının yazarı Allame Abdulhüseyin Emini: “Kitabın azameti tüm

dünyaya yayılmıştır; Doğudan Batıya ıtırlı kokusu her tarafa ulaşmıştır. Onu

62- Keyhanı Ferheng, sayı 50, s 39 63-Mecelle-i Peyam-i İnkilab, sayı 150, s.9 64-Mecelle-i Oşşa-i Ehlibeyt, Muharrem ve Safer 1415, s.36

Page 39: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

okuyan herkes o mucizevî kitapta hiçbir batılın veya hatanın olmadığını görür.

Şahsen el-Gadir kitabını yazarken ondan çok faydalandım.”65

2. Aga Buzurgi Tahrani: “Allame Mir Hamit Hüseyin‟in kitapları birer okyanustur.

Onun en mükemmel ve önemli eseri Ebekatu‟l Envar fi İmameti‟l Eimmeti‟l

Athar kitabıdır. Mir Hamit Hüseyin, Dehlevi‟nin imamet hakkında inkâr ettiği tüm

gerçekleri delilleriyle çürütmüştür.66

3. İmam Humeyni: “Kim Gadiri Hum hadisi hakkında bir şeyler öğrenmek

istiyorsa Seyyid Mir Hamit Hüseyin‟in Ebekatu‟l Envar fi İmameti‟l Eimmeti‟l

Athar kitabına müracaat etsin. Kitabın dördüncü cildi Gadir Hum hadisi

hakkında yazılmıştır. Şimdiye kadar böylesine (eşsiz) bir kitap yazılmamıştır.

Ebekatu‟l Envar fi İmameti‟l Eimmeti‟l Athar kitabı duyduğum kadarıyla 30

cilttir. Biz sadece 7-8 cildini gördük, İran‟da on beş cildine kadar ulaşmak

mümkün olabilir. Ehli Sünnet bu kitabı toplayıp ortadan kaldırmak istiyor biz

Şiiler ise hala uykudayız. Böylesi bir eserin elimizden çıkması ne demektir bilir

misiniz? İki yıldır bu kitabın basımı Şialara önerilmiş olmasına rağmen

maalesef şimdiye kadar bir sonuç alınamamıştır. Tüm halk ve özellikle Şia

âlimleri mezhebin hücceti olan bu kitabı koruyup çoğaltmalıdır.”67

ALLAME MĠR HAMĠT HÜSEYĠN‟ĠN VEFATI

Allame Mir Hamit Hüseyin, bir ömür hizmet ve çalışmadan sonra 1889 yılında

Hindistan‟da ilahi davete icabet ederek hakkın rahmetine kavuştu. Mübarek naaşı

kendi Hüseyniyesinde toprağa verildi.68

65-el-Gadir c.1, s.157 66-Nukabu’l Beşer, c.1, s.348 67-Keşfu’l Esrar, s.178 68-Ulema-i Muasır, s.31 Ayanu’ş-Şia c.4, s.381

Page 40: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

139

MĠRZA EBUL HASAN CĠLVEĠ

EBULHASAN B. SEYYĠD MUHAMMED MUZAFER CĠLVEĠ

(Ö. 1896)

HANEDANI

Mirza Ebulhasan Cilvei, hanedanı Gacarlar dönemine dayanan meşhur ilim ve irfan

ehli bir soydur. Bu hanedan soy olarak baba tarafından İmam Hasan (a.s), anne

tarafından ise İmam Hüseyin‟e (a.s) ulaşmaktadır. Dedesi Seyyid Bahaddin Haydar,

Moğolların vahşice saldırısında halkın rehberliğini üstlenmiş ve bu uğurda yiğitçe

savaşarak şehit olmuştur. Bu hanedandan Rafiuddin Tabatabai gibi büyük âlimler

çıkmış ve İslam için hizmetler etmişlerdir.

DOĞUMU VE ÇOCUKLUK DÖNEMĠ

Mirza Fethullah‟ın babası Seyyid Muhammed Muzafer Gacar döneminin büyük

şairlerindendi. Tıp tahsili için 1823‟de Hindistan‟ın Ahmet Abat şehrine hicret eder ve

orada Mirza Ebul Hasan dünyaya gelir. Mirza Ebulhasan‟ın babası 1836‟da doğum

yeri olan İsfahan‟ın Zevare Kasabasına döndü. Ebul Hasan on dört yaşlarında

babasını kaybetti.

TAHSĠL DÖNEMĠ

Mirza Ebulhasan, dini ilimler tahsili için İsfehan Havzası‟na yerleşti. İlime olan alaka

ve azmiyle medresede irfan ve felsefe dersleriyle tanıştı. Kendisi şöyle diyor: Her

insan fıtrat olarak farklı ilimlere eğilim ve yatkınlık gösterir, ben ise akli ilimler

üzerinde yoğunlaştım.69

Mirza Ebulhasan, İsfehan Havzası‟nda Mirza Nuri, Mirza Hasan Çini ve Molla

Abdulcevad gibi üstatların huzurlarından istifade etti. Daha sonra 1856‟da 35

yaşlarındayken Tahran‟a giderek Daruş-Şifa Medresesi‟nde ders kürsüsüne oturdu.

41 yıl hikmet, felsefe, irfan ve matematik dersleri verdi.70 O dönemde hikmet, felsefe

ve matematik dalında üç büyük üstat vardı; Muhammed Rıza Kumşei, Ali Müderris ve

Ebulhasan Cilvei. O iki büyük üstadın vefatıyla bu ilimlere gönül verenler tümüyle

onun etrafına toplandı. 71

AYETULLAH MĠRZA EBUL HASAN CĠLVEĠ‟NĠN TALEBELERĠ

Ayetullah Mirza Ebulhasan Cilvei, yarım asırlık tedris kürsüsünde onlarca büyük âlim

ve üstat yetiştirdi. O büyük zatın öğrencilerinden bazıları:

1. Ayetullah Mirza Muhammed Tahir Tunikaboni

69-Tarihi Hukema ve Urefai Mutaahhirin Sadru’l Mutaellihin, s.160 70-Tarihi Medarisi İran, s.309 71-Efzelu’l Tarih, s.274

Page 41: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

2. Ayetullah Mirza Muhammed Ali Şah Abadi

3. Ayetullah Seyyid Hüseyin Badkubei

4. Ayetullah Molla Muhammed Amuli

5. Ayetullah Mirza Hasan Kirmanşahi

6. Miza İbrahim Hekim Zencani

7. Molla Muhammed Hiydeci Zencani

8. Abdurresul Mazenderani

9. Mirza Mehdi Aştiyani

10. Seyyid Mahmut Hüseyni Meraşi Necefi

AYETULLAH MĠRZA EBUL HASAN CĠLVEĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Mirza Ebul Hasan Cilvei, ilim tahsilinin ilk yıllarında hikmet, irfan ve

felsefeye önem vermiş ve bu dersler üzerinde yoğunlaşmıştı. Felsefe ve irfana olan

alakasından mütevellit kalemini de bu sahaya çevirmiş ve ağırlıklı olarak felsefe ve

hikmet üzerine kitaplar yazmıştır.

O büyük şahsiyetin eserlerinden bazıları:

1. Şifa kitabına haşiye

2. Molla Sadra‟nın Esfar kitabina haşiye

3. İsbatu‟l Hareketi‟l Cevheriyye

4. Molla Sadra‟nın Mebda Ve Mead kitabına haşiye

5. Terkib ve Ahkami An

6. Molla Hadi Sebzivari‟nin Manzume kitabına haşiye

7. Cism-i Talimi

8. İntizam-i Mefhumu Vahit

9. Beyan-i İsticab-i Dua

10. Divani Cilvei

11. Dairetu‟l Fahir kitabına haşiye

12. Vücud ve Aksami An

Page 42: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AHLAKĠ BOYUTU

Ayetullah Ebul Hasan Cilvei, zayıf ve uzun boylu, nurlu bir simaya sahipti. Onu gören

ruhani simasına bakmaktan kendini alamazdı. Çok sade ve mütevazı bir kişiliğe sahip

olmasıyla birlikte azametli bir görünümü vardı. Elbisesi çok sade ve değerli

olmamasına rağmen çok temizdi. Elinde asasıyla pazar ve sokaktan geçerken onu

görenler onun her türlü gösteriş, şatafat ve gururdan uzak olduğuna şahit olurdu.

İnsanlarla muaşeretinde herkesin kapasitesine göre konuşurdu. Kimseye yük

olmazdı. Dünya nimetlerinden hiçbir şeyi yoktu. Sadece ahiret yurdunu aydınlatacak

kitapları ve öğrencileri vardı. Kelimenin tam anlamıyla gerçek manada nefsini dünya

esaretinden azat etmişti.

Ayetullah Ebul Hasan Cilvei, gençlik döneminden itibaren nefis tezkiyesi ve

maneviyata başladığı için Ehlibeyt‟le (a.s) olan irtibatını aşk ve samimiyet üzere inşa

etmişti. Bu sevgi ve aşkı onu Ehlibeyt‟e (a.s) derinden bağlamıştı. Bu hususta inancı

şuydu: Ehlibeyt‟e (a.s) sevgi ve muhabbet insanı çirkinliklerden korur.

AYETULLAH MĠRZA EBUL HASAN CĠLVEĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Ebul Hasan Cilvei, ömrünün sonlarına doğru ağır bir hastalığa yakalandı.

Öğrencilerinden Abdurresul, üstadını hasta yatağında gördüğünde evine götürüp

bakımıyla ilgilendi.

Öğrencisi Abdurresul, Divan-i Cilvei kitabının önsözünde şöyle naklediyor: Üstadın

hastalığı her geçen gün şiddetleniyordu. Yüzünde ölüm nişaneleri belirmişti.

1896 yılında vefat ettiği gece babamı yanına çağırdı. Babam akşam ve yatısı

namazlarını kıldıktan sonra üstadın başucuna gitti. Üstadın artık konuşmaya

takati yoktu, zorlukla bir şeyler okudu ve ruhunu rabbine teslim etti. Mübarek

naaşı öğrencileri, ulema ve halkın katılımıyla Şeyh Saduk‟un yanında toprağa verildi.

Page 43: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

140

MOLLA MUHAMMED EġREFĠ

MUHAMMED B. MOLLA MUHAMMED MEHDĠ EġREFĠ

(Ö. 1897)

DOĞUMU VE ÇOCUKLUK DÖNEMĠ

Muhammed, 1804-1805‟de72 Mazenderan‟ın Eşref Kasabası‟nda dünyaya geldi.

Babası bölgenin meşhur âlimi Molla Muhammed‟dir. Babası onu küçük yaşlarda

Ehlibeyt (a.s) ilmi ve irfanıyla tanıştırarak İslami ilimlere yönelmesinde büyük rol

oynadı.

Muhammed ilk olarak Eşref Kasabası Havzası‟ndan giderek Molla Sefer Ali

medresesine yerleşti. O, havzanın meşhur üstatları Molla Sefer Ali ve Şeyh Abdullah

Eşrefi‟nin73 huzurlarından istifade ederek mukattime ilimlerini başarıyla tamamladı.

Daha sonra içtihat için Babul şehrine hicret etti. Havzanın büyük fakihi Ayetullah

Saidu‟l Ulema Mazenderani‟nin huzurlarından istifade ederek içtihat derecesine

yükseldi.

Ayetullah Molla Muhammed Eşrefi, içtihat derecesine ulaştıktan sonra İsfehan

Havzası‟na giderek dönemin büyük âlimi ve fakihi Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır

Şifti‟den74 istifadeler etti. İsfehan‟dan sonra ilim ve irfan merkezi Necef‟e hicret

ederek havzanın fakihleri Ayetullah Şeyh Murtaza Ensari ve Ayetullah Seyyid

Muhammed Hasan Şirazi gibi seçkin üstatlardan ilim öğrenerek zamanının güzide

ilmi şahsiyetlerinden oldu. Necef Havzası‟nda hadis, hikmet, tefsir, fıkıh, usul

dallarında parmakla gösterilen başarılı ve örnek şahsiyetlerden biri oldu.75

AYETULLAH MOLLA MUHAMMED EġREFĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Molla Muhammed Eşrefi, uzun yıllar kendi doğum yeri, İsfehan, Samerra ve

Necef havzalarında büyük âlim ve fakihlerin huzurlarından istifade etti. Onlardan

bazıları:

1. Molla Sefer Ali

2. Şeyh Abdullah Eşrefi

3. Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Şifti

4. Ayetullah Şeyh Murtaza Ensari

5. Ayetullah Seyyid Muhammed Hasan Şirazi

72-Mekarimu’l Asar, c.3 73-el-Kerametu’l Berere, c.2, s.762 74-Emini, c.3, s.1141 75-Şeairu’l İslam, s.270

Page 44: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

6. Ayetullah Şeyh Hasan Cevahiri

7. Ayetullah Saidu‟l Ulema Mazenderani

AYETULLAH MOLLA MUHAMMED EġREFĠ‟NĠN ĠLMĠ VE ĠRFANĠ BOYUTU

Ayetullah Molla Muhammed döneminin namdar fakihlerinden istifade etmiş ve 21

yaşından içtihat derecesine ulaşmıştır.76 1844‟de üstadı Ayetullah Seyyid

Muhammed Bakır Şifti‟den rivayet izni alarak Hüccetü‟l İslam Eşrefi lakabını aldı.77

Büyük arif Hacı Şeyh Muhammed Bahari, Rabbani âlimleri vasf ederken Hüccetü‟l

İslam cümlesini şöyle izah ediyor: “Hüccetü‟l islam, yani sözleri ve amelleri

Müslümanlara hüccet ve delil olandır. Aksi takdirde hiçbir şekilde hüccet olarak

nitelendirilemez.78 Halk, onun söz ve amellerini hüccet olarak gördükleri için bu

lakabı o şahsa yakıştırırlar.”

TAKLĠT MERCĠLĠĞĠ

Ayetullah Molla Muhammed Eşrefi, kelam, usul, fıkıh, tefsir ve irfan dallarında söz

sahibi bir şahsiyetti. Onun bu alanlardaki ustalığı kendisinden sonra miras bıraktığı

kitaplarda kendisini göstermektedir.

Aga Buzurgi Tahrani şöyle buyuruyor: “Fakihlerin piri ve müçtehitlerin şeyhi,

halkın dayanağı ve dinin sütunu Hacı Molla Mehdi Mazenderani‟ydi, mercilik ve

halkın liderliği ise onun oğlu Hacı Molla Muhammed ile son buldu.”79

Ayetullah Şeyh Abbas Kummi, onun merciliğini ve ilmi makamını şöyle vasfediyor:

“Molla Mehdi Mazenderani Eşrefi‟nin oğlu Muhammed, dönemin iyileri ve

zamanının iftiharlarındandı. Rabbani âlim ve eşsiz fakih İslam âleminin büyük

taklit mercilerindendi. O, ilahi ilimle ameli bir arada topladı. Onun üzerine ilahi

nur doğdu, bir takım kerametler ondan zahir oldu, Allah kendi fazlıyla ona

birtakım ilham kapılarını açtı, dönemin fakihleri arasından tekti. Ben onun bazı

kitaplarını gördüğümde gerçektende Allah‟ın fekahet nurunu onun kalbine

indirdiğini idrak ettim. O bu topraklarda halkın taklit merciliğini üstlenmişti.80”

Ayetullah Seyyid Muhsin Emin şöyle buyuruyor: “Molla Muhammed Mehdi oğlu

Molla Muhammed Eşrefi, meşhur âlim ve risale sahibi olan taklit

mercilerdendir."81

ĠRFANĠ SEYRĠ VE NEFĠS TEZKĠYESĠ

Ayetullah Molla Muhammed, ilim tahsiliyle birlikte seyr-ü süluk ve nefis tezkiyesinde

de büyük yol kat etmişti. Küçük yaşlarında babasının nefis tezkiyesine şahit olup bu

kavramla daha o yaşlarda tanışmıştı. Dini tebligatı yanı sıra maneviyat, dua ve

76-Ayinei Fekahet ve Marifet, s.20 77-Ferzanegani Babul, s.72 78-Tezkiretu’l Muttakin, s.130 79-Nukabau’l Beşer, c.1 80-el-Fevaidu’l Razeviyye, s.628 81-Ayanu’ş-Şia, c.9, s.407

Page 45: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

münacattan da geri kalmıyordu. İlahi aşk ve muhabbetinde fani olmuştu ki

“Mukaddesi Eşrefi” olarak tanınmıştı. Büyük arif ve salikler ondan konu açılınca onu

büyük övgülerle vasf etmişlerdir.

Mekarimu‟l Asar kitabının yazarı şöyle buyuruyor: “Mukaddesi Eşrefi lakabıyla

tanınan Molla Muhammed Mehdi‟nin oğlu Molla Muhammed, büyük fakihlerden,

evliya ve zamanın abidlerindendi."82

Ayetullah Şeyh Abbas Kummi, onun maneviyatı hakkında şöyle buyuruyor: “O, ilahi

ilimle ameli bir arada topladı. Onun üzerine ilahi nur doğdu. Birtakım

kerametleri aşikâr oldu, Allah onun yüzüne lütfünden birtakım ilham kapılarını

açtı.”

Molla Habibullah Şerif Kaşani onun takva ve nefis tezkiyesini şu cümlelerle ifade

eder: “Molla Muhammed Eşrefi, erdem sahibi, âlim, abid ve riyazet ehli

fakihlerdendi. Bu dönemde onun gibi birine henüz rastlanmamıştır. O âlimlerin

en şerifi, en abidi ve en zahidiydi. 100 yaşına kadar ömür sürmesine rağmen

dünyalık hiçbir malı ve serveti olmadı."83

Mektebin büyükleri onun seyr-ü süluk ve nefis tezkiyesi hakkında şöyle buyuruyorlar:

“O yüce şahsiyet kendi döneminde şeriat ve tarikatı bir araya toplamıştır.

Uzaktan yakından herkes canı gönülden onu sevip sayardı. O, Caferi

mezhebinin iftiharı, usul, şeriat ve tarikat ehliydi. Birçok kerametine şahit

olunmuştur.”

Büyük arif devamlı gecenin yarısından sonra kalkıp ibadet ve teheccütle meşgul

olurdu. Geceleri münacat edip ağlaması gündüzleri onun nurani simasından belli

olurdu.

ZÜHD VE SADELĠĞĠ

Ayetullah Molla Muhammed, her türlü gösterişten uzak sade bir yaşama sahipti.

Onun bu kadar sade ve gösterişsiz yaşaması fakirliğinden kaynaklanmıyordu, bilakis

iman ve takvası onu böyle yaşamaya zorlamıştı. Sadeliği ve zühdü dost ve

düşmanın dilinde dolaşırdı. Ahsenu‟l Ved‟iyye kitabında onun sade ve gösterişsiz

yaşantısı hakkında şöyle yazar: “Maddi varlığı iyi olmasına rağmen şahsi yaşamı

çok sade ve gösterişsizdi. Sadelik ve kanaatkârlık yaşamında göze

çarpmaktaydı. O izzeti nefis ve takva abidesidir.”

Ayetullah Molla Muhammed, fakir ve ihtiyaç sahiplerin sığınağıydı. Talebelerinden

Ayetullah Şeyh Abdullah Mazenderani şöyle buyuruyor: “Hacının evi fakir fukaranın

sığınağıydı, ihtiyaç sahipleri ihtiyaçları için ona müracaat ederdi.”

82-Mekarimu’l Asar, c.3, s.678 83-el-Babu’l Elkab, s.123

Page 46: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH MOLLA MUHAMMED EġREFĠ‟NĠN TALEBELERĠ

Ayetullah Molla Muhammed, Babul havzası müdürü ve üstadı Saidul Ulema‟nın

vefatından sonra bölge âlimlerinin daveti üzere Babul Havzası‟nın sorumluluğunu

üstlendi. Havzada tedris kürsüsüne geçerek etrafına ilim ve irfan âşıklarını topladı.

Onlardan bazıları:

1. Şeyh Abdullah Mazenderani

2. Şeyh Ali Asker Müctehidi Kelai Mazenderani

3. Şeyh Veliyullah Müderrisi Babuli

4. Şeyh Ebul Kasım Hilli Reiti

5. Seyyid İsmail İmadi

6. Seyyid Hasan Beheşti

7. Molla Receb Ali Savadkuhi Alaşti

8. Abdülbaki Savadkuhi Alaşti

AYETULLAH MOLLA MUHAMMED EġREFĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Molla Muhammed Eşrefi, uzun yıllar ilim, irfan ve tedrisle meşgul oldu. İlim

ve irfanının zekâtını bazen tedris kürsüsünde ve bazen de kitap yazarak vermeye

çalışmıştır. O yüce şahsiyetin kalıcı eserler olarak bıraktığı miraslardan bazıları:

1. Esraru‟ş Şehade

2. Tevzihu‟l Mesail

3. Şeairu‟l İslam fi Mesaili Helali vel Haram

4. Minhec

5. Maide

6. Sorular ve Cevaplar

AYETULLAH MOLLA MUHAMMED EġREFĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Molla Muhammed Eşrefi, yaklaşık bir asırlık bereketli ömürden sonra 1897

Ramazan ayında ilahi davete lebbeyk diyerek mabudunun mülakatına göçtü. Pak

naaşı Babul‟da sevenlerinin gözyaşları arasında toprağa verildi.

Page 47: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

141

SEYYĠD HÜSEYĠN ġEHRĠSTANĠ

SEYYĠD HÜSEYĠN B.SEYYĠD MUHAMMED ALĠ ġEHRĠSTANĠ

(Ö. 1897)

DOĞUM VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Seyyid Muhammed Hüseyin Şehristani, 1839 yılında Kirmanşah‟ta dünyaya geldi.

İlim ve irfan dolu bir hanede 7 yaşında ilim tahsiline başladı.84 Başlangıç ilimlerini

doğum yeri Kirmanşah‟ta başarıyla bitirdi. 13 yaşına geldiğinde Kur‟an, edebiyat,

nahiv kitabı olan Samediye ve Elfiye kitaplarını ezberledi.85 Seyyid Muhammed

Hüseyin, Kirmanşah Havzası‟nda mukaddime ilimlerini başarıyla bitirdikten sonra

Kerbela Havzası‟na giderek babasının ders celselerine katıldı. Seyyid Muhammed

Hüseyin‟nin Kerbela Havzası‟ndaki üstatlarından bir diğeri Ayetullah Fazil

Erdakani‟ydi.

Üstadı, genç ve zeki talebesine çok önem veriyordu, o gelmeden derse

başlamazdı.86 Ayetullah Meraşi Necefi, Ayetullah Mirza Ali Şehristani ve Mirza

Muhammed Hindi‟den şöyle naklediyor87 : Seyyid Muhammed Hüseyin Şehristani,

üstadı Fazil Erdakini‟yi Şeyh Ensari gibi büyük üstada tercih ediyordu. Çükü o,

üstadını Şeyh Ensari‟den daha âlem biliyordu. Ayetullah Şeyh Murtaza Hairi, babası

Ayetullah Şeyh Abdülkerim Hairi Yezdi‟den şöyle naklediyor:“Merhum Şehristani,

İmam Hüseyin‟in (a.s) mübarek mezarı başında yeminle Fazil Erdakani‟nin Şeyh

Ensari‟den daha âlem olduğunu söyledi.”88

AYETULLAH SEYYĠD HÜSEYĠN ġEHRĠSTANĠ‟NĠN ÜSTADLARI

Ayetullah Seyyid Muhammed Şehristani, uzun yıllar ilim tahsiliyle meşgul oldu. Birçok

üstadın huzurundan istifade etmiş ve onların ahlak ve maneviyatlarından geleceğini

şekillendirmiştir. O, üstadı Ayetullah Erdakani‟nin vefatından sonra Kerbela‟nın taklit

mercilerinden biri oldu. Huzurlarından istifade ettiği üstatlardan bazıları:

1. Ayetullah Muhammed Ali Şehristani (babası)

2. Ayetullah Fazil Erdakani

3. Ayetullah Şeyh Murtaza Ensari

4. Ayetullah Mu‟uzziddin Muhammed Mehdi

5. Ayetullah Mirza Bakır Yezdi

84-Eşki Revan ber Emiri Karevan, s.71 85-Mecelle Turasuna, sayı 3, s.159 86-Mecelle Turasuna, sayı 21, s.262 87-el-Zeria, c.1, s.179 88-Sırrı Dilberan, s.75

Page 48: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

6. Ayetullah Mirza Gulam Herevi89

AYETULLAH SEYYĠD HÜSEYĠN ġEHRĠSTANĠ‟NĠN TALEBELERĠ

Ayetullah Seyyid Hüseyin Şehristani, ilim tahsili döneminde etrafına talebeler

toplayarak tedrisle de meşgul olmuştu. Onun bereketli ilim sofrasında oturan

öğrencilerinden bazıları:

1. Ayetullah Seyyid Ali Şehristani (kendi oğlu)

2. Ayetullah Şehabuddin Meraşi Necefi

3. Ayetullah Şeyh Musa Hairi

4. Ayetullah Şemsuddin Mahmud Meraşi (Ayetullah Şehabuddin Maraşi Necefi‟nin

babası)

5. Ayetullah Gulam Ali Merendi

6. Ayetullah Şeyh Muhammed Hasan Ebu‟l Muhasin

7. Ayetullah Şeyh Abbas Kazvini

8. Ayetullah Şeyh Kazım

9. Ayetullah Seyyid Aga Hasan

10. Ayetullah Seyyid Haşmet

AYETULLAH SEYYĠD HÜSEYĠN ġEHRĠSTANĠ‟NĠN TAHRAN SEFERĠ

Ayetullah Hüseyin Şehristani, üstadı Ayetullah Fazil Erdakani‟nin vefatından sonra

1888‟de İmam Rıza‟yı (a.s) ziyaret için Meşhed‟e gitti. Ziyaret dönüşünde Tahran‟a

geçti.90 Tahran halkı ve uleması tarafından görkemli bir karşılama töreniyle

karşılandı. Tahran‟ın büyük taklit mercii Ayetullah Molla Ali Keni büyük bir saygı ve

ihtiramla kendi camisindeki cemaat namazı imamlığını ona devretti. Ayetullah

Hüseyin Şehristani‟nin imametindeki cemaat namazının azamet ve kalabalıklığına

Ayetullah Aga Buzurgi Tahrani şahit olmuş ve kitabında bu konuya yer vermiştir.91

Ayetullah Hüseyin Şehristani, cemaat imamlığıyla birlikte Mirza Hüseyinhan

Medresesi‟nde ders vermiştir.

ġEYHĠYE FIRKASINA KARġI MÜCADELESĠ

Şeyhiye Fırkası,1871‟de Hacı Muhammed Kerim Han tarafından Kirmanşah‟ta

kurulan sapık fırkalardan biridir. Bu fırkanın itikatlarından biride Rüknü Rabi‟ye

inanmaktır. Onların inancına göre Allah ve Peygambere imandan sonra Rüknü Rabi

olan fırkanın kurucusu Hacı Muhammed Kerim Hana‟da iman etmek esastır. Kerim

Han, inançlarında felsefeden istifade ederek dini bilgisi olmayan avam halkı rahatlıkla

89-Ayanu’ş-Şia, c11, s28 90-Ayanu’ş-Şia, c.9, s.232 91-Nukabau’l Beşer, c.2, s.628

Page 49: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

kandırıp kendilerine mürit edebiliyordu. Ayetullah Hüseyin Şehristani, bu sapık

fırkanın karşısına geçerek onların itikat ve inançlarını batıl edecek “Tenbihu‟l Enam

Ala Mefasidi İrşadi‟l Avam” kitabını yazarak bu fırkanın temel inanç kitabı

konumunda olan “İrşadu‟l Avam” kitabında yer alan 100 adet bozuk ve yanlışın var

olduğunu zikretmiştir.92 Ayetullah Hüseyin Şehristani, fırkanın fikir babası olan Şeyh

Ahmet İhsai‟nin “Şerh‟i Fevaid” kitabına reddiye olarak “Kitabu‟l Merasid ela

Şerh‟i Fevaid” adlı kitabı kaleme aldı.

AYETULLAH SEYĠT HÜSEYĠN ġEHRĠSTANĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Hüseyin Şehristani, kendisinden sonra geriye birçok değerli eser miras

bırakmıştır. Eserlerinin çokluğundan dolayı zamanın ikinci Şeyh Behaisi olarak

anılmaktadır.93“Eşgi Revan ber Emiri Karevan” kitabının mukaddimesinde 100

kitabının isminden söz edilmiştir.

a) Usul Kitapları:

1. el-Enasir (Kavanin kitabına haşiye)

2. Asl-i Usul

3. Tahkiku‟l Edille

4. Delilu‟l İnsidad

5. Gayetu‟l Mes‟ul ve Nihayetu‟l Ma‟mul fi İlmi‟l Usul

b) Fıkıh Kitapları:

1. Sebilu‟r-Reşad

2. Şevariu‟l Alam fi Şerhi Şerai‟l İslam

3. Hidayetu‟l Musterşed

4. Risale fil İyd

5. en-Nuru‟l Mubin fi Ahkamid-Din

c) Muhtelif Konularda Kitapları:

1. Eşki Revan ber Emiri Karevan

2. el-Berzahiyye

3. el-Erbain Hadisinin Şerh ve Beyanı

4. Gayetul Tegrib

92-ez-Zeria, c.4, s.441 93-Mecelle-i Turesuna, sayı 21, s.262

Page 50: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

5. el-Feraid

6. el-Mehce elel Behce

7. el-Tarik fir-Reml

8. Metaliu‟l Buruc

9. Necmu‟s Sema

10. et-Tevhid

AYETULLAH SEYĠT HÜSEYĠN ġEHRĠSTANĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Hüseyin Şehristani, bir ömür hizmetten sonra 1897 yılında Kerbela‟da

dünyadan göçtü. Pak naaşı İmam Hüseyin‟nin (a.s) türbesinde bulunan Şehristani

aile mezarlığına defnedildi.94

94-Ayanu’ş-Şia, c9, s232

Page 51: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

142

MUHAMMED FAZĠL ġEREBYANĠ

MUHAMMED FAZĠL B. MOLLA FAZL ALĠ ġEREBYANĠ

(Ö.1904)

DOĞUM VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Muhammed Fazil, 1829 yılında Şerebyan Kasabası‟nda, Molla Fazl Ali‟nin maneviyat

ve takva dolu hanesinde dünyaya geldi. Bu hanedan, İmam Ali‟nin (a.s) sadık ve

samimi dostu Malik Eşter soyundandır. Muhammed Fazil, mukaddime ve başlangıç

ilimlerini babasından öğrendi. 1849 yılında Tebriz Havzası‟na giderek havzanın

derslerini Merhum Mirza Mehdi Gari, Mirza Gaffar ve Aga Müçtehidi Merendi gibi

önemli üstatların huzurlarında öğrenmeye başladı. O, Tebriz Havzası‟nda gösterdiği

üstün başarıyla 5-6 yıl zarfında içtihat derecesine ulaştı. 1855 yılında doğum yerine

dönerek dini tebligata koyuldu.

NECEF‟E HĠCRETĠ

Ayetullah Şerebyani, bir yıl vatanında tebligatla meşgul olduktan sonra 1856‟da

Necef Havzası‟nın manevi atmosfer ve üstatlarından istifade etmek için Irak‟a hicret

etti. Necef Havzası‟nda birçok büyük muhaddis ve fakihin huzurundan istifade etti.

Uzun yıllar havzada zahmetlere katlanarak havzanın önemli şahsiyetlerinden olarak

üstatlarının birçoğundan içtihat ve rivayet izni alma şerefine ulaştı.

AYETULLAH ġERBYANĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Şerebyani, Tebriz ve Necef havzalarında birçok önemli şahsiyetlerin ilim ve

irfan celselerine iştirak etti. Huzurlarından faydalandığı üstatlarından bazıları:

1. Merhum Mirza Mehdi Gari

2. Mirza Gaffar

3. Aga Müçtehidi Merendi

4. Mirza Bakır Müçtehidi Tebrizi

5. Ayetullah Muhammed Hasan Necefi

6. Ayetullah Şeyh Murtaza Ensari

7. Ayetullah Mirza Muhammed Hasan Şirazi

AYETULLAH ġERBYANĠ‟NĠN TALEBELERĠ

Ayetullah Şerebyani, uzun yıllar ilim ve irfan tahsilinden sonra artık havzanın önemli

üstatlarından biri olmuştu. İlme olan hâkimiyetiyle çok kısa zamanda ders celseleri

Page 52: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

öğrencilerin dilinde dolaşmaya başladı. Huzurlarından istifade edip, dönemlerinin

önemli ilmi şahsiyetleri olmuş 150 talebesinden söz edilmiştir. Onlardan bazıları:

1. Ayetullah Seyyid Ahmet Murtezevi

2. Ayetullah Seyyid Hüseyin Türk Kuhkemerei

3. Ayetullah Seyyid Kazım Tabatabai

4. Ayetullah Muhammed Taki Hoi Necefi

5. Ayetullah Seyyid Yunus Erdebili

6. Ayetullah Şeyh İbrahim Al-i Sadık

7. Ayetullah Şeyh Ebul Hasan Merendi

8. Ayetullah Molla Muhammed Ali Nahcivani95

9. Ayetullah Mirza Fazl Ali İrevani

10. Ayetullah Mirza Sadık Müçtehidi Tebrizi

11. Ayetullah Mirza Ali Gazi Tabatabai96

12. Ayetullah Mirza Bakir Gazi Tabatabai

13. Ayetullah Mir Yakub Sani

14. Ayetullah Mirza Hasan Aliyar

15. Ayetullah Şeyh Gulam Ali Merendi.97

ġĠA MERCĠLĠĞĠ

Ayetullah Şerebyani, Ayetullah Molla Muhammed Fazil İrevani‟nin vefatından sonra

Şia‟nın büyük fakih ve müçtehitlerinden biri oldu. Özellikle Azerbaycan, Kafkas, İran

ve Irak‟ın bazı bölgelerinde Şia‟larının tek taklit mercii oldu. Muzafferuddin Şah gibi

devlet yöneticilerinin de ona taklit ettikleri meşhurdur.98Sadru‟l İslam Muhammed

Emin İmami Hoi, onun merciliğinin azametini şöyle naklediyor: O, (Allah ruhunu şad

etsin) son dönemin en büyük fakih ve taklit mercilerindendi. Şia dünyasının

büyük çoğunluğu ona taklit ederdi. Necef Havzası‟nın ders kürsüsü onda son

bulurdu.

Her dönemde var olan bidat ve hurafelere karşı Ayetullah Şerebyani de mektebi bidat

ve tehlikelere karşı korumuştur. Merhum Allame Seyit Muhammed Hüseyin Hüseyni

Tahran‟i şöyle yazar: Allame Tabatabai şöyle diyordu: Bir grup kendi aralarından

anlaşarak Merhum Ahund Molla Hüseyin Kulu Hemedani‟nin irfandaki tevhid

95-Ahsenu’l Vediye, c.1, s.220 96-Danışmendani Azerbaycan, s.298-299 97-Teracimur Rical, c.1, s.423 98-Mir’atul Şark, c.2, s.1198

Page 53: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

inancına itiraz etti. Bu amaçla dönemin söz sahibi ve taklit mercii Ayetullah

Şerebyani‟ye bir mektup yazarak Merhum Ahund Molla Hüseyin Kulu

Hemedani‟nin gidişatının hayra alamet olmadığını ve onun sufiliğe eğilimli

olduğunu yazdılar.

Merhum Ayetullah Şerebyani, mektubu okuduktan sonra cevaben“Keşke yüce Allah

beni de Ahund gibi Sufi etseydi” yazarak tüm hastalıklı ve art niyetli insanların

oyununu bozdu.99

AYETULLAH ġEREBYANĠ‟NĠN ġAHSĠYETĠ

Ayetullah Şerebyani, merciliği döneminde birtakım güzel uygulamalara imza attı. Hz.

Fatima‟nın (s.a) şahadet yıldönümünde tüm dükkânların kapatılmasını ve halkın

gruplar halinde yas ve matem yürüyüşleri düzenlemesini sünnet haline getirdi.

Ayetullah Molla Ali Vaizi Hıyabani şöyle yazıyor: Ayetullah Şerebyani Hz.

Fatıma‟nın (s.a) şahadet yıldönümünde tüm dükkânların kapatılıp yas ve matem

yürüyüşleri düzenlemelerine hüküm verdi. Kendi evinde de yas ve matem

toplantısı teşkil ederdi. Bu güzel sünnet Necef‟te bir adet haline geldi. Irak, İran

ve diğer yerlerde bu sünnete uyarak yas ve matem toplantıları yaptılar.

Öğrencilerinden olan Ayetullah Mirza Ebul Kasım Eminu‟l Şer‟i Hoi üstadı hakkında

şöyle yazıyor: O merciliği döneminde Müslümanlar arasından büyük saygı ve

hürmet gören bir şahsiyetti. Osmanlı Padişahı Sultan Abdul Hamit Han‟ın

nezdinde saygın ve sözü geçen bir zattı. O fakirlerle yakından ilgilenir,

dertlerine çare olabilmek için elinden gelen her şeyi yapardı. Hiç kimseyi boş

geri çevirmezdi. Evinden türbeye gittiğinde etrafına toplanan fakirleri asla boş

geri çevirmezdi. O güzide şahsiyetin güzel ahlaklarından biri de kendisine karşı

yapılan hata ve düşmanlıkları affetmesi ve görmezlikten gelmesiydi.

AYETULLAH ġEREBYANĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Şerebyani, birçok değerli ve paha biçilmez eserler kaleme almıştır.

Onlardan bazıları:

1. Fıkıh Dersleri (takrirat)

2. Zehiratu‟l İbad Li Yevmi‟l Fakr

3. Risale-i Ameliyye

4. Resail Kitabına Haşiye

5. Mekasib Kitabına Haşiye

6. Kitabu‟l Metacir

7. Kitabu‟l Beyy

99-Mehri Taban, s.140

Page 54: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

8. Kitabu‟s Salat

9. Şerhi Menzume

10. Sırru‟l İbade

11. Vesiletu‟l İbade

12. Şerhi Zubdetu‟l Usul100

AYETULLAH ġEREBYANĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Şerebyani, bir ömür İslam ve Müslümanlara hizmetten sonra Necef‟teki

kiralık evinde kitaplarından başka hiçbir miras bırakmadan 1904 yılında ilahi davete

lebbeyk diyerek hakkın rahmetine göçtü.101 Pak naaşı Hz. İmam Ali‟nin (a.s)

Türbesine defnedildi.

Ayetullah Şerebyani‟nin ölümünün üzerinden 35 yıl geçmişti. Irak hükümeti türbe

etrafında yol çalışmaları yaparken, mezarı tahrip oldu. Açılan mezarda pak naaşının

sapasağlam ve sanki daha yeni defnedilmiş bir cenaze olduğunu gördüler.

100-Fihristi Kitabhayi Farsi ve Arabi, s.391 101-Mir’atu’l Şark, c.2, s.1198

Page 55: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

143

AYETULLAH MAMAKANĠ

MUHAMMED HASAN B. ABDULLAH MAMAKANĠ

(Ö. 1907)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Muhammed Hasan 1823‟de Mamakan şehrinde dünyaya geldi.102 Doğumundan

birkaç ay sonra ailesiyle birlikte Kerbela‟da ikamet eden babasının yanına gitti.

Muhammed Hasan 8-9 yaşlarında birer yıl arayla anne ve babasını kaybederek yetim

kaldı. Muhammed Hasan‟ın ilme olan alaka ve azmi onu dini ilimler tahsiline

sürükledi. Medresede büyük bir azim ve iştiyakla ilim tahsili etti. Muhammed Hasan

17 yaşlarında başlangıç ilimlerini öğrendikten sonra Necef Havzası‟na giderek

havzanın büyük üstatlarından istifade etti ve döneminin büyük âlimlerinden oldu.103

MAMAKAN‟A YOLCULUK

Muhammed Hasan‟ın doğum yeri Mamakan‟a gidiş hikâyesi şöyle anlatılır: Mamakan

ahalisinden bir grup Necef ziyaretlerinde Muhammed Hasan‟ın ilim, ahlak ve

maneviyatından haberdar olurlar. Onu yöre halkının irşat ve hidayeti için

Mamakan‟a davet ederler. Muhammed Hasan onlara olumsuz cevap verince

onlar da dönemin taklit mercii Ayetullah Şeyh Muhammed Hasan Cevahiri‟ye

giderek ondan Muhammed Hasan‟ı ikna etmesini ve Mamakan‟a gelmesi için

kendilerine yardım etmelerini isterler. Bunun üzerine Muhammed Hasan taklit

merciinin emriyle hemşerileriyle birlikte Mamakan‟a geri döner.104

Muhammed Hasan Mamakan‟da bir müddet tebligat ve irşatla meşgul olduktan sonra

Tebriz Sefer Ali Medresesi‟ne giderek havzanın derslerine devam etti ve o

medresede önemli üstatlar arasında yer aldı.105

NECEF‟E DÖNÜġÜ

Muhammed Hasan‟ın Tebriz ve diğer şehirlerdeki ikameti birkaç yıl devam etti. Bu

ikamet ettiği yıllarını sürekli ilim ve araştırmayla geçirdi. İçtihat ve yüksek ilimler tahsili

için Necef‟e gitmekten başka bir çaresinin olmadığını çok iyi biliyordu. Bu yüzden

devamlı Allah‟tan yardım diliyordu. 1854‟de Kerbela‟ya oradan da Necef‟e giderek

102-UlemaiMuasirin, s.158 (Molla Ali Vaizi Hıyabani) 103-Ayanu’ş-Şia, c.5, s.150 104-Mahzenu’lMeani, s.35 105-Ayanu’ş-Şia, c.5, s.150

Page 56: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

havzanın büyük fakihlerinin huzurlarından istifade etti. Havzadaki ciddiyet ve ilme

olan susuzluğu onu kısa bir zamanda içtihat derecesine ulaştırdı ve Necef‟in taklit

mercilerinden oldu.106

AYETULLAH MAMAKANĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Mamakani, uzun yıllar Kerbela, Tebriz ve Necef havzalarında ilim tahsil etti.

Huzurlarından istifade ettiği üstatlardan bazıları şunlardır:

1. Şeyh Abdurrahim Burucerdi

2. Seyyid Hüseyin Kuhkemerei

3. Şeyh Murtaza Ensari

4. Şeyh Mehdi Al-i Kaşifu‟l Gıta

5. Şeyh Razi Necefi

AYETULLAH MAMAKANĠ TEDRĠS KÜRSÜSÜNDE

Ayetullah Mamakani, Tebriz Havzası‟nda ilim tahsilinin yanı sıra tedrisle de

meşguldü. Necef Havzası‟nda yüksek ilimler tahsil ederken aynı zamanda içtihat

dersleri de vermekteydi. O üstadlarından öğrendiklerini çok ustaca talebelerine

aktarabiliyordu.

Reyhanetu‟l Edeb kitabının yazarı şöyle diyor: “Onun fıkıh ve usul ders celseleri

yakın ve uzak diyardan gelen fazil ve ilim ehli talebelerle dolup taşardı. Necef‟te

sabah ve öğleden sonra Mescidi Sahibi Cevahir‟de fıkıh ve usul derslerine

takriben 500 kişiden fazla öğrenci katılırdı''.107

Maarifu‟r Rical kitabının yazarı ise şöyle naklediyor: “Şeyh Muhammed Hasan

Mamakani büyük bir âlim ve usul ilminde güçlü bir üstatdı. Elbette usul ilmine

olan tasallutu fıkıh ilmine nazaran daha güçlüydü. Sahibi Cevahir Mescidi‟nde

sabahlar ve öğleden sonraları fıkıh ve usul dersleri veriyordu. Öğrenciler

arasından çok seçkin ve ilim sahibi şahsiyetler vardı.”108

AYETULLAH MAMAKANĠ‟NĠN TALEBELERĠ

Ayetullah Mamakani, uzun yıllar tedrisinde birçok önemli ilim adamı yetiştirerek

topluma ve mektebe kazandırdı. Onlardan bazıları:

1. Seyyid Ebul Hasan İsfehani

106-Ayanu’ş-Şia, c.5, s.150 107-Reyhanetu’lEdeb, c.5, s.159 108-Maarifu’r Rical, c.1, s.243

Page 57: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

2. Seyyid Ebul Kasım Tabatabai

3. Şeyh Ebul Kasım Mamakani (kendi oğlu)

4. Seyit Abdullah Ereci

5. Şeyh Muhammed Hasan Miyaneci Tebrizi

6. Şeyh Muhammed Hüseyin Al-i Kaşifu‟l Gita

7. Şeyh Abdullah Mamakani (kendi oğlu)

8. Şeyh Yusuf Garevi Erdebili

9. Şeyh Muhammed Süleymani

10. Seyyid Bakır Tabatabai Yezdi109

YOLCULUKLARI

Ayetullah Mamakani, gerçekleştirdiği ilmi yolculuklarında birçok ülke ve şehre gitti.

Tebriz, Nahcivan ve Gence gibi şehirlerde ikamet etmiş, halkın hidayet ve irşadıyla

meşgul olmuştur. Gittiği her yerde halkın yoğun ilgisiyle karşılaşmıştır. Meşhed

ziyaretlerinden Rey ve Tahran‟a vardıklarında ulema ve halkın ilgi ve sevgisiyle

karşılaştı. Dönemin padişahı Muzafferuddin Şah vezirini göndererek onu başkente

davet etmiştir. Ayetullah Mamakani, Şahın İslami kurallara riayet etmediği

gerekçesiyle teklifini geri çevirmiştir. Bunun üzerine Şah bizzat kendisi gelerek

Ayetullah Mamakani‟nin elini öpmüş ve sonrasında görüşme gerçekleşmiştir.

Ayetullah Mamakani 1904‟de Meşhed‟e ulaşmış, İmam Rıza‟nın (a.s) türbesini ziyaret

etmiş ve tekrar Necef‟e dönmüştür.110

Şeyh Muhammed Mehdi Musevi İsfehani Kazımi şöyle diyor: Şeyh Abdullah

Mamakani Necefi‟nin oğlu olan Şeyh Muhammed Hasan, rabbani bir âlim, eşsiz

bir fakih ve İslam dünyasında İmamiyyenin taklit mercilerindendir. Ders

toplantıları ilim ve irfan ehliyle dolup taşardı. Tek cümlede ifade edecek olursak

“O Ayetullah Uzma‟ydı.”111

AYETULLAH MAMAKANĠ‟NĠN AHLAKĠ BOYUTU

Ayetullah Mamakani, ömrünün sonuna kadar İslami ahlak ve edebiyle ön plana

çıkmış büyük bir şahsiyetti. O, güler yüzlü, hoş sohbet, mütevazı ve son derece

gösterişsiz biriydi. Oğlu Ayetullah Abdullah Mamakani babasını şöyle anlatır:

109-Mahzenu’lMeani, s.256 110-Mahzenu’lMeani, s.107 111-Ahsenu’lVed’iyye, c.1, s.169

Page 58: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

“Babam, heybetli ve ciddi bir yapıya sahip olmasına rağmen sohbeti son

derece hoş ve güzeldi. Onunla biraz oturan huzurundan ayrılmak istemezdi. O

rabbani âlim, efendisi İmam Mehdi‟nin (a.f) emrine tabi olmuş, heva ve hevesine

galip gelmişti. Çok sabırlı ve işlerinde her daim Allah‟a tevekkül ederdi''.112

O, çok sade ve gösterişsiz yalın bir yaşama sahipti. Talebelik dönemiyle taklit

merciliği dönemi arasında bir fark yoktu. Talebelik şanına aykırı her türlü teşrifat ve

şatafattan sakınıyordu. Merceiyeti döneminde eline yüklü miktarda humus gelirdi,

tasarruf hakkına sahip olmasına rağmen ondan istifade etmeden fakirlere ve

talebelere dağıtırdı.113

Aga Buzurgi Tahrani şöyle der: “Onun taklit merciliğinden önceki durumuyla

sonraki hal ve durumunda hiçbir değişiklik olmadı. (Makam ve halkın ilgisi onu

zerre kadar değiştirmedi.) Yemeğe, giyim ve kuşama önem vermezdi. Ev ve

mülk sahibi olmaya meyli yoktu. Kiralık bir evde oturur ve son derece sade

giyinirdi. Hükümet görevlilerinden asla hediye kabul etmezdi. Zaruri

ihtiyaçlarında dahi humustan faydalanmazdı.”114

Oğlu Ayetullah Şeyh Abdullah Mamakani şöyle der: “Babam vefat ettiğinde

kendisine ait ne evi ne de bir mülkü vardı. Ömrünün sonuna kadar kirada

oturdu. Çünkü ev alabilecek kadar hiç parası olmadı.”115

Ayetullah Mamakani, her türlü teşrifat ve şöhretten uzak duruyordu. Peşi sıra yürüyen

birini fark ettiğinde ona dönüp: “Bir arzun mu var?” diye sorardı. Şahsın sorusu

olursa cevap verirdi, olmasa da “Ben yalnız yürümek istiyorum” derdi. Bazen

müritleri “Niçin sizinle yürümemize mani oluyorsunuz?” diye sorduklarında şöyle

cevap verirdi: “Halkın bana sormak istedikleri özel konular oluyor, özel

sorularını başkalarının bilmesini elbette istemezler.”116

Ağa Buzurgi Tahrani şöyle naklediyor: “Necef‟te, önemli ve büyük şahsiyetler

akşamüzeri bir yere giderken önlerinde etrafı aydınlatan bir fener taşınırdı. Bu

bir nevi onların makamına gösterilen saygı ve ihtiramı ifade ediyordu. Ayetullah

Mamakani o dönemin tanınmış fakihlerinden olmasına rağmen buna engel

oluyordu.”117

112-Mahzenu’lMeani, s.58 113-Ayanu’ş-Şia, c.5, s.150 114-Nukabau’l Beşer, c.1, s.410 115-Mahzenu’lMaani, s.63 116-Mahzenu’lMeani, s.79 117-el-Kelamu’lBerere, c.1, s.410

Page 59: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Ayetullah Mamakani, kul hakkı konusunda son derece hassas ve titizdi. Bunu

kendine bir fazilet ve üstünlük vesilesi görmezdi. Defalarca şöyle buyurduğu

nakledilmiştir: “Sizler beni beytülmalı hak sahiplerine ulaştırmamdan dolayı

övüp duruyorsunuz. Ben ki hırsızlık yapmamışım. Pazarda birçok esnaf

emanetleri sahiplerine ulaştırmaktadır. Bu da imanın ilk derecesidir. Bir insan

güvenilir olduğu için övülmez ki. Ben bu mallar için ne zahmet çektim ne de

baba mirası olarak bana ulaştı. Aksine onları sahiplerine ulaştırdım. Nihayette

ihanet etmedim ve ben ihanet etmediğimden dolayı övülmemeliyim.”118

AYETULLAH MAMAKANĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Mamakani, fıkıh ve usul dalında birçok değerli eserler kaleme almıştır.

Onlardan bazıları:

1. Gayetu‟l Amal

2. Zeraiu‟l Ahkâm fi Şerhi Şerai‟ul İslam

3. Risale-i Ameliyye

4. Asaletu‟l Berae

5. el-Mevaiz

AYETULLAH MAMAKANĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Mamakani, bir ömür zahmet ve mücadelen sonra 1907‟de Necef şehrinde

ilahi davete icabet etti. Pak naaşı, Ayetullah Kaşifu‟l Gıta, Ayetullah Seyyid Hüseyin

Türk Kuhkemerei ve Ayetullah Seyyid Mehdi Kazvini gibi büyük şahsiyetlerin de

defnedildiği Necef‟in Ammare Mahallesi Mezarlığı‟na defnedildi.

118-Mahzenu’lMeani, s.84

Page 60: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

144

AYETULLAH HALĠLĠ TAHRANĠ

HÜSEYĠN B. MĠRZA HALĠL TAHRANĠ

(Ö. 1908)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

O, 1815 yılında Necef'in eski mahallelerinden olan el-İmara da dünyaya geldi. Babası

Mirza Halil Tahrani oğlunun adını Hüseyin koydu. Hüseyin baba şefkat ve sevgisinin

hâkim olduğu bir hanede ve ayrıca ilmi ve zühdü dillerde dolaşan abisi Mevla Ali'nin

himayesinde büyüdü. Hüseyin havzada mukaddime ve başlangıç ilimlerini babası ve

abisi Mevla Ali'nin yanında başarıyla bitirdi. Düzey ilimlerinden sonra havzanın harici

ve içtihat derslerine iştirak etti. İlme olan büyük ilgi ve aşkıyla gece gündüz

zahmetlere katlandı ve kısa bir zamanda içtihat derecesine ulaşarak havzanın önemli

ilmi şahsiyetlerinden biri oldu.119

Hüseyin'in babası Mirza Halil meşhur (Ebu Etaba) Tahran‟ın meşhur ve mahir

doktorlarındandı. Tıpta okadar meşhur olmuştu ki halk arasında “Ölü dirilten

doktor” diye tanınırdı. O, Ehlibeyt ilimlerine olan aşk ve tutkusuyla Kazımiye,

Kerbela ve Necef'e giderek halkı tedavi etmiştir. Necef'te mesleğinin yanı sıra

havzanın derslerine de katıldı. Hüseyin‟in fakih ve doktor babası döneminin meşhur

âlimleri Mirzai Kummi, Seyyid Ali Tabatabai ve Şeyh Cafer Kaşifu'l Gıta gibi

fakihlerden istifade ederek içtihat ve rivayet izin alma şerefine ulaşmış ve bilahare

1863 yılında Necef'te vefat etmiştir.

O büyük şahsiyetten birçok keramet nakledilmiştir.

Geri Çevrilmeyen Dua

Hüseyin'in salih ve takva ehli babası hakkında şöyle nakledilmiştir: O devamlı şöyle

dua ederdi: “Allah'ım benim evlatlarımdan hiç birini zalim padişah taraftarı ve

hizmetkârlarından etme. Eğer zalim sultanın hizmetinde olacaklarsa canlarını

al.”

119-Nukabau'l Beşer, c.2, s.573 (AgaBuzurgiTahrani)

Page 61: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Şöyle derler: Oğlu Mirza Muhammed, babası gibi mahir ve usta bir tıp

doktoruydu. Fethali Şah ona saray doktoru olmasını emretti. Mirza Muhammed

aynı gün felç geçirerek hayatını kaybetti.120

Ġkinci Ömür

Hacı Nuri “Kelime-i Tayyibe” kitabında şöyle naklediyor: Mirza Halil Kerbela'da ağır

hastalığa yakalanmış Hint asıllı seyyide bir hanımı ücretsiz tedavi ediyordu. Bu

tedaviden sonra Hacı Mirza Halil rüyasında on günlük bir ömrünün kaldığını

gördü. Rüyasından sonra hastalandı ve hastalığı her geçen gün şiddetlenerek

onu yatağa mahkûm etti. Tedavi ettiği seyyide hanım onun bakımıyla

ilgileniyordu. Hacı Halil'in kendisi şöyle diyordu: “Hastalığımın onuncu

gününde bir âlemden diğer âleme göçtüğümü gördüm ancak etrafıma

toplananları göremiyordum. Aniden duvarın yarıldığını ve iki korkunç kişinin

geldiğini gördüm. Onlardan biri başucumda diğeri de ayakucumda oturdu,

ancak bana dokunmadılar ama sanki damarlarımı çekiyorlardı, öyleki ruhumun

boğazıma geldiğini hissettim. Bu haldeydim ki duvarın tekrar yarıldığını

gördüm, birisi gelerek onlara dedi ki: Bunu bırakın, İmam Hüseyin (a.s) bunun

hakkında Allah'a dua etti, Allah'ta ona şifasını verdi. Bırakın dünyaya dönsün. O

iki kişi kalkıp gittiler ve ondan sonra ben eski halime döndüm. Etrafımdakileri

görmeye başladım, kefen ve cenaze hazırlığı yapıyorlardı. Ben gözlerimi açınca

orada bulunan herkes sevindi. Bu esnada o seyyide hanım içeri girdi ve dedi:

Müjde! Hacı Mirza Halil'in şifası verildi. Ceddim İmam Hüseyin (a.s) Allah'tan

onu şifasını istedi. Daha sonra seyyide hanım İmam Hüseyin‟in (a.s) türbesine

gidişini şöyle anlattı: Türbeye gittim, yalvarıp yakardım, İmam Hüseyin'e (a.s)

tevessülde bulundum. Bu halde biraz uyumuşum. İmam Hüseyin (a.s) rüyamda

bana “Hacı Mirza Halili'nin vadesi dolmuştur” buyurdu. Arz ettim: efendim, ben

bilmem sizden onun şifasını istiyorum. İmam Hüseyin (a.s) Hacının şifası için

dua etti ve sonra bana: Seni müjdeliyorum; Allah ona şifa verdi” buyurdu.

Bu hastalığa yakalandığında Hacı Mirza Halili 27 yaşındaydı. Bu olaydan sonra 50-

60 yıl daha yaşadı.121

120-Maatrifu'r Rical, c.1, s.301 121-Kelimei Tayyibe, s.373-375 (Muhaddisi Nuri)

Page 62: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Kerbela Yolu

Muhaddisi Nuri, Ayetullah Halili Tahrani'nin oğlu Molla Ali'den şöyle naklediyor:

“Tahran'da ikamet ettiğim gençlik yıllarımda vaktiyle bir gece nurani bir zatı

rüyamda gördüm. Bana şöyle dedi: Kerbela ziyaretine gitme niyetin varsa acele

et, iki ay sonra Kerbela'nın yolları kapatılacaktır. Uykudan uyandım ve hemen

yolculuk hazırlıklarına başladım. Rüyamın tarihini yazmıştım ve o tarih

dolduğunda Kerbela‟ya gidiş gelişler yasaklandı.122

AYETULLAH HALĠLĠ TAHRANĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Halili Tahrani'nin huzurlarından istifade edip içtihat ve rivayet izni aldığı

üstatlarından bazıları:

1. Şeyh Muhammed Hasan Cevahiri

2. Şeyh Murtaza Ensari

3. Şeyh Muhsin Hunerfer

4. Şeyh Meşkûr Hulavi

5. Molla Ali Halili (abisi)

6. Seyyid Esedullah İsfehani

7. Zeynelabidin Gulpaygani123

TEDRĠS VE MERCEĠYETĠ

Ayetullah Halili Tahrani, üstadı Şeyh Ensari'nin vefatından sonra harici dersleri

vermeye başladı. Etrafına uzak ve yakından gelen yüzlerce talebe toplandı. Öyle ki

Necef Havzası‟nda ders halkaları canlı ve kalabalık ders toplantıları haline geldi.

Kendisine özgü ders üslubuyla en zor ilmi konuları dahi sade ve anlaşılabilir bir dille

anlatıyordu. İlmi konulara ve görüşlere müthiş bir hâkimiyeti vardı. Ayetullah Halili

Tahrani havzadaki saygınlık ve şahsiyetiyle birlikte halkın içinde de özel bir konuma

sahipti. Ayetullah Muhammed Hüseyin Kazım'ın vefatından sonra taklit merciliğinde

insanlar ona yöneldi. Ayetullah Mirza Şirazi‟nin vefatından sonra da Şia âleminin

büyük fakih ve taklit mercilerinden biri oldu.

122-Kelimei Tayyibe, s.373-375 (Muhaddisi Nuri) 123-Nukabau'l Beşer, c.2, s.575 (AgaBuzurgiTahrani)

Page 63: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AHLAKĠ DEĞERLERĠ

Ayetullah Halili Tahrani, ilmi ve fıkhi kariyeri yanı sıra ahlaki değerlerde de büyük yol

kat etmişti. Cömert, yardımsever ve münevver bir şahsiyetti. Onunla oturup kalkan,

onun tevazu, vakarı ve iyi bir şahsiyet olduğunu hemen fark ederdi. Ehlibeyt‟ten aldığı

ahlakla fakirlere başvurur, onların sorunlarıyla yakından ilgilenir ve mümkün mertebe

sorunlarını giderirdi. Gece namazı, raz-u niyazıyla âlimler arasında tanınırdı. Mescidi

Sehle ve Kufe amellerine çok önem verirdi. Genellikle Ramazan ayının son günlerini

mescitte itikâfla geçirirdi. Çoğu zaman Kerbela ziyaretine yürüyerek yaya giderdi.

Namaza çok önem veriyordu, yanına giden onu ya rükûda ya da secde halinde

görürdü. Fecir vakti şafak sökerken devamlı Aşura ziyaretini okurdu. Kur‟an‟ı çok okur

ve özellikle Hz. İmam Ali'den nakledilen Seyf duasını terk etmezdi.124

AYETULLAH HALĠLĠ TAHRANĠ‟NĠN TALEBELERĠ

Ayetullah Halili Tahrani, uzun yıllar oturduğu tedris kürsüsünde Al-i Muhammed

(s.a.a) maarifini anlattı ve insanlara talim etti. Onun ilim ve irfan sofrasından

faydalanmış birçok büyük şahsiyet olmuştur:

1. Seyyid Ahmet Kerbelai

2. Seyyid Hasan Sadr

3. Şeyh Aga Buzurgi Tahrani

4. Aga Hüseyin Tabatabai Kummi

5. Şeyh Hasan Kaşifu'l Gıta

6. Mirza Muhammed Ali Şah Abadi

7. Seyyid Ali Gazi

8. Şeyh Ahmet Kaşifu'l Gıta

9. Abdulhüseyin Şerafuddin Amuli

10. Seyyid Ahmet Hansari

11. Aga Hüseyin Necm Abadi

124-Reyhanetu'lEdeb, c.2, s.160. Nukabau'l Beşer, c.2, s.574-575-576 (AgaBuzurgiTahrani)

Page 64: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

12. Seyyid Muhammed Ali Tefrişi

13. Mirza Hasan Hairi

14. Seyyid Şemsuddin Mahmud Meraşi

15. Seyyid Sadık Talikani125

AYETULLAH HALĠLĠ TAHRANĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Halili Tahrani fıkıh dalında birçok kitap kaleme almıştır. Onlardan bazıları

çap olmuştur. Bazı el hattı kitapları da hâlihazırda Ayetullah Meraşi Necefi'nin

kütüphanesinde mevcuttur.

1. Zerietu'l Vuded fi Muntahabi Necati'l İbad

2. Tevzihu'l Mesail

3. Kitabu'l İcare

4. Kitabu'l Gasb

5. Resail Kitabına Haşiye

AYETULLAH HALĠLĠ TAHRANĠ VE MEġRUTA OLAYLARI

Ayetullah Halili Tahrani, İran'da vuku bulan meşruta olaylarında etkili rol ifa etmiş üç

taklit merciden biridir. Ona meşrutanın üç sütunundan biriydi denilirse mübalağa

sayılmaz. Meşruta olaylarında kendi tesis ettiği medresesinde toplantılar tertipleyip

meşruta taraftarlarının ihtiyaç ve sıkıntıları hakkında konuşurlardı. Diğer taklit

merciler gibi konuşmalar ve bildirilerle zorba Gacar saltanatına karşı halkı kıyama

teşvik etmiştir. O büyük âlimin de imzasını taşıyan bildirilerden biri:

Bismillahirrahmanirrahim

İran halkının geneline ilahi hükmü ilan ediyoruz: Bu gün bu zalimleri defetmek,

Müslümanların can, mal ve namusunun korunması farizaların en faziletlisidir.

Zalimlere vergi vermek büyük haramlardandır. Meşruta uğrunda mücadele edip

zahmetlere katlanmak İmam-ı Zaman (a.f) yolunda cihat hükmündedir. Meşrutaya

muhalefet ise İmam-ı Zaman'a (a.f) muhalefettir.

125-A’yanu'ş-Şia, c.6, s.10. Teracimu'r Rical, c.1, s.342

Page 65: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Muhammed Kazım Horasani, Mirza Hüseyin Halili Tahrani ve Şeyh Abdullah

Mazenderani126

İran'da meşruta taraftarlarının başarısında Necef fakihlerinin büyük rolü olmuştur.

Ayetullah Seyyid Abdullah Behbehani şöyle buyuruyor: “Irak âlimleri fiziki olarak

burada hazır bulunmasalar bile buradaymışlar gibi yardım ve beraberlik

sergiliyorlar. Gelişmeleri en ayrıntılarına kadar takip ediyorlar.”127

AYETULLAH HALĠLĠ TAHRANĠ'NĠN VEFATI

Ayetullah Halili Tahrani bir ömür hizmet ve mücadeleden sonra 1908 yılında Mescidi

Sehle‟de sabah namazında rabbiyle münacat ederken ruhunu Allah‟a teslim etti.

Onun beklenmedik bu ölümü meşruta taraftarları arasında zehirlenerek öldürüldüğü

kuşkusuna yol açtı. Bundan dolayıdır ki Şehid-i Ekber ve Zebihi Azim" olarak yâd

edildi.128

Bu fakihin şehit edilmesi o kadar da uzak bir ihtimal değil, aynı ihtimal Ahunudu

Horasani içinde geçerlidir.

Pak naaşı gusül ve kefenlenerek Hz. İmam Ali (a.s) türbesinde ziyaret ettirildi.

Ardından öğrencileri ve sevenlerinin gözyaşlarıyla el-İmar Mahallesine defnedildi.129

126-Tarihi Biydariy-i İraniyan, c.5, s.353 (Nizamu'l İslam Kirmani) 127-Mergi Der Nur, s.194 128-Dairetu'l Maarifi Teşeyyü, c.7, s.251 129-Nukabau'l Beşer, c.2, s.576 (AgaBuzurgiTahrani). Ayanu'ş-Şia, c.6, s.10

Page 66: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

145

MUHAMMED TAKĠ NECEFĠ ĠSFEHANĠ

MUHAMMED TAKĠ B. MUHAMMED BAKIR NECEFĠ ĠSFEHANĠ

(Ö. 1914)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

O, 1846‟da dünyaya geldi. Babası Ayetullah Muhammed Bakır Necefi İsfehani,

hanesine neşe kaynağı olan oğlunun adını Muhammed Taki koydu. Annesi,

döneminin meşhur fakihi Ayetullah Kaşifu‟l Gıtan‟ın torunudur. Dedesi meşhur

“Hidayetu‟l Musterşidin” kitabının yazarı Ayetullah Muhammed Taki İsfehani‟ydi.

Muhammed Taki‟nin çocukluğu ilim, irfan ve takva dolu bir hanede geçti. O, havzanın

başlangıç ilimleri olan mukaddime derslerini babasından aldı. Daha sonra babasının

da yardımıyla Necef Havzası‟ndan istifade etmek için Necef‟e gitti. O, Kardeşi

Ayetullah Hüseyin ile birlikte havzanın harici dersleri ve seyr-ü süluk ve irfan

derslerine katıldı. Muhammed Taki Necef Havzası‟nda içtihat derecesine ulaşarak

döneminin tanınmış önemli şahsiyetlerinden oldu.

AYETULLAH NECEFĠ ĠSFEHANĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Necefi İsfehani, uzun yıllar büyük fakih ve üstatların ilim pınarlarından

doyasıya içerek geleceğini onlardan aldığı ilim ve ahlaklarla şekillendirdi.

Huzurlarından istifade ettiği üstatlardan bazıları:

1- Ayetullah Muhammed Bakır Necefi İsfehani (Babası)

2- Ayetullah Mirza Muhammed Hasan Hüseyni Şirazi (Tömbekiyi yasaklayan seçkin

şahsiyet)

3- Ayetullah Mehdi Al-i Kaşifu‟l Gıta

4- Ayetullah Razi Necefi

5- Ayetullah Seyyid Ali Şûşteri

AYETULLAH NECEFĠ ĠSFEHANĠ‟NĠN TALEBELERĠ

Ayetullah Necefi İsfehani, Necef Havzası‟ndan aldığı ilim ve irfanla büyük üstatlar

safında kendine yer edinmişti. İsfehan‟a döndükten sonra 1884‟de babasının

vefatından sonra İsfehan‟daki Mescidi Şah‟a cemaat imamı oldu. Çok kısa bir zaman

zarfında havza dersleri vermeye başlayarak etrafına talebeler toplayıp gelecek

nesillere üstatlar yetiştirmeye başladı. O, şahsiyetin huzurlarından istifade edip ilmi

kariyer edinen öğrencilerinden bazıları:

1. Ayetullah Muhammed İbrahim Kelbasi

2. Ayetullah Seyyid Ahmet Hüseyni Hansari

Page 67: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

3. Ayetullah Esedullah Fazili Biydabadi

4. Ayetullah Muhammed Taki Kirmani

5. Ayetullah Muhammed Cevad Safi Gulpeygani

AYETULLAH NECEFĠ ĠSFEHANĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Necefi İsfehani, kendi döneminin önemli âlimlerindendi. Yoğun siyasi ve

toplumsal uğraşılarının yanı sıra birçok değerli kitap kaleme almıştır. Aga Buzurgi

Tahrani Nukabau‟l Beşer kitabında o yüce şahsiyetin yüzden fazla kitabını zikretmiştir

ki onlardan bazıları şunlardır:

1. Adabus-Salat

2.Adabu‟l Arifin

3. İçtihat ve Taklit

4. Esraru‟l Ayat Der Havasi Suver ve Ayatu‟l Kur‟an‟il Kerim

5. Ahlaku‟l Müminin

6. Esraru‟l Ahkâm fil Helali vel Haram

7. Esraru‟z Ziyareti ve Burhanu‟l İnabe

EMPERYALĠSTLERE KARġI MÜCADELESĠ

Ayetullah Necefi İsfehani‟nin içtimai ve siyasi faaliyetlerinden biride dönemin sömürü

güçleri olan Ruslar, İngilizler, Bahailer ve diğer azgın fırkalara karşı mücadelesidir.

Ayetullah Necefi İsfehani‟nin merciliği, Zilu‟l Sultan (Sultan Mesud Mirza) dönemine

denk gelmiştir. Zilu‟l Sultan130 (Sultan Mesud Mirza) Nasiruddin Şah‟ın oğlu, İsfehan

eyaletinin valisiydi. O, son derece acımazsız ve gaddar bir kişiliğe sahipti. Zulüm ve

zorbalığıyla ün yapmıştı. Bu zalim, despot ve fasık insanın çekindiği yegâne şahsiyet

Ayetullah Necefi İsfehani‟ydi. Ayetullah Necefi İsfehani önderliğinde halkın itirazları

sonucu Nasiruddin Şah, Zilu‟l Sultan‟ı (Sultan Mesud Mirza) görevden aldı.

TÜTÜN VE TÖMBEKĠ YASAĞI

Ayetullah Necefi İsfehani‟nin sömürü güçlerle mücadelesinin bir diğer örneği tömbeki

yasağıdır. Reji antlaşmasının iptali için öğrencisi Şeyh Ali Muhammed Dehakani‟yi

Irak‟ın Samerra kentinde bulunan büyük taklit mercii Ayetullah Mirza Muhammed

Hasan Şirazi‟ye göndererek tütün ve tömbeki için haram fetvası almasını istedi.

Ayetullah Mirzai Şirazi, olay hakkında etraflıca bilgi edindikten sonra tarihi fetvasını

verdi:

130-Zilu’l Sultan (Sultan Mesud Mirza) Nasiruddin Şah’ın büyük oğludur. Uzun bir müddet İsfehan valiliği yapmıştır. Kendisini taç sahibi olarak görüyordu, halkına son derece sert ve acımasızdı.

Page 68: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

‟‟Bu günden itibaren ne şekilde olursa olsun tütün ve tömbeki kullanmak İmam

Zaman‟a (a.f) karşı gelmek ve O‟na savaş açmak hükmündedir.‟‟ Muhammed

Hasan Şirazi.

Ayetullah Mirzai Şirazi bu hükmü Molla Ali Müderris aracılığıyla Tahran‟ın önde gelen

âlimlerinden Ayetullah Mirza Muhammed Hasan Aştiyani‟ye gönderdi. Fetva tüm

etrafta duyuldu. Düşmanlar böyle bir fetvanın şaibeli olduğunu ve gerçeği

yansıtmadığını söylediler. Ayetullah Necefi İsfehani‟nin emriyle İsfehan halkı

meseleyi büyük taklit mercii Ayetullah Mirzai Şirazi‟ye tekrar sordu. Ayetullah Mirzai

Şirazi, Ayetullah Necefi İsfehani‟ye gönderdiği telgrafta şöyle yazdı:

“Bismihi Teâlâ/ Allah‟ın Adıyla

Sayın Şeyh Muhammed Taki, İsfehan‟da insanlar tütün ve tömbeki hakkında

verilen haram fetvayı sormuşlar. Evet, haram fetvası vermişiz ve hüküm halen

geçerli ve haramdır. Sömürü güçlerin ülkeden el çektikleri haberi gelmeyene

kadar bu hüküm geçerlidir. Muhammed Hasan Şirazi.”

Ayetullah Muhammed Hasan Aştiyani, Ayetullah Necefi İsfehani, Ayetullah Seyit Ali

Ekber Falesiri Şirazi ve diğer âlimlerim mücadelesiyle Nasiruddin Şah hükümetiyle

İngilizler arasından 1891‟de yapılan Reji anlaşması fesh edildi.

BATIL FIRKALARA KARġI MÜCADELESĠ

Ayetullah Necefi İsfehani, dış güçler tarafından beslenen batıl ve sapık fırkalardan

olan Bahailere karşı büyük mücadele başlatmıştı. Bu batıl fırka her fırsatta Ayetullah

Necefi İsfehani‟ye hakaret edip aleyhine tebligat etmekteydi. Ayetullah Necefi

İsfehani ise bu sapkın güruh karşısında yiğitçe durarak onların batıl olduklarına dair

fetva verdi. Bu fetvadan sonra, Bahailerin öldürülmesinden sorumlu tutularak

Tahran‟a Şah‟ın huzuruna çağrıldı.

Şah: “Molla, yedi Bahainin öldürülmesiyle itham ediliyorsun” dedi.

Ayetullah Necefi İsfehani cebinden bir kâğıt çıkararak “Bu listedeki Bahailer de

öldürülmelidir” dedi.

Şah öfkelenerek odayı terk etti. Şah‟la aralarında geçen bu konuşmadan korku ve

paniğe kapılan vezir, Ayetullah Necefi İsfehani‟ye: “Efendim neden böyle

konuştunuz? Bugün hepimizin canı, malı ve güvenliği Şah‟ın yetkisindedir.

Bunun sana bir zararı dokunmasa da bizim için çok tehlikelidir. Şah sinirlenip

hepimizin ölüm fermanını verebilir” dedi.

Ayetullah Necefi İsfehani, bu tehdit içerikli sözlere aldırış etmeden sarayın çıkış

kapısına geldi.

-Topu göstererek: “Sayın vezir bu nedir?” diye sordu

-Vezir: “Bu toptur.

Page 69: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

-Top nedir? Çocukların oynadığı top mu?

- Hayır, bu içine barut bırakılıp ateşlenen toptur.

-Barut Nedir? Kur‟an‟da Harut ile Marut var, barut da nedir?

-Barut, küçük siyah tanelerdir, ateş değdiğinde patlıyor.

-Top ateşlendiğinde ne olur ki?

-Barut kime isabet ederse onu param parça eder.

-Ayetullah Necefi İsfehani, topun önüne geçerek: “Sayın Vezir, hadi barutu ateşle

beni paramparça etsin” dedi.

-Vezir: Bu topun içinde barut yoktur.

Ayetullah Necefi İsfehani, vezire tahkiramiz bir şekilde bakarak şöyle dedi: “Git

Şah‟a deki Taki sizin bu boş toplarınızdan korkmuyor.”131

MEġRUTE‟NĠN YANINDA

Ayetullah Necefi İsfehani, Meşrutenin yanında yer alan önemli ve etkin

şahsiyetlerdendi. Onun ve diğer âlimlerin şahsen meşruteyi destekleyen bildirileri

mevcuttur. O bildirilerden birisi şöyledir: “Bu gün şartlar göz önünde

bulundurularak, Müslümanların, malı, canı ve namuslarının korunması ve dinin

takviyesi için Yüksek Şura‟ya muhalefet İmam Zaman‟a (a.f) muhalefettir.

Meşrute ihtilafı, çekişmesinde bir gün Merhum Ayetullah Fazlullah Nuri‟ye

mektubunda şöyle yazdı: “Ben senin can güvenliğinden endişeliyim. Ayet ve

hadislere baktım, sanırım o şehit sensin.”

Merhum Ayetullah Fazlullah Nuri‟de şöyle cevap yazdı:“Ben de o ayet ve hadisleri

okudum, ümit ederim ki o şehit ben olurum.”

AYETULLAH NECEFĠ ĠSFEHANĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Necefi İsfehani, bir ömür mücadele ve hizmetten sonra amansız bir

hastalığa yakalandı. Hastalığı yaklaşık iki yıl sürdü. Zor ve sıkıntılı bu iki yılın

sonunda 11 Şaban 1914 yılında ilahi davete lebbeyk diyerek ebedi istirahatgahına

göçtü.

Mübarek naaşı imamzade Ahmet‟in türbesinde toprağa verildi.

131-Mecellei Terakki, sayı, 275

Page 70: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

146

AYETULLAH ZEBĠHULLAH GUÇANĠ

ZEBĠHULLAH B. MUHAMMED SADIK HUBUġANĠ

(Ö. 1917)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

O, 1857 yılında Guçan şehrinde dünyaya geldi. Babası Şeyh Muhammed Sadık

Hubuşani oğluna Zebihullah adını koydu. Babası yörenin meşhur zahit ve arif

şahsiyetlerindendi. Dedesi Molla Mehdi Müneccim Allame Meclisi‟nin meşhur

talebelerindendir.132

Zebihullah başlangıç ve mukaddime ilimlerini Mirza Nasrullah Müçtehidi Horasani‟nin

yanında bitirdikten sonra 1878 yılında kutsal topraklardan olan Irak'a gitti.

O, üç yıl büyük taklit mercii Mirzai Şirazi'nin huzurlarından istifade etti. Üstadının

vefatından sonra ilim ve irfan diyarı Necef Havzası‟nda 12 yıl Mirza Habibullah Reşti

ve Ahundu Horasani‟nin ders celselerinden istifade etti.

Zebihullah, 36 yaşlarındaydı ki Guçan şehri büyük bir depremle yerle bir oldu. Bu acı

olayda akrabalarının kayıp haberini alınca hemen Guçan'a gitti. Üstadı Mirza

Habibullah Reşti, Guçan hâkimi Şucauddevle'ye bir mektup yazarak ondan Şeyh

Zebihullah'ın bir an önce dönmesine yardımcı olmasını istedi. Şeyh Zebihullah şehrin

yeniden yapılanmasında büyük zahmetlere katlandı. Bu çalışmalar esnasında bir

tane medrese temeli attırdı. Medrese yapımında birtakım engeller oluşturmak

isteyenler Şehy ile karşı karşıya geldiler. Guçan ahalisinden bir mümin Ahundu

Horasani‟ye mektup yazarak olayları haber verdi. Ahundu Horasani mektuba şöyle bir

cevap yazdı: “Şeyh Zebihullah'ın işlerine engel olmak haram ve onun emirlerine

itaat etmek vaciptir.”

Zebihullah, Guçan'da işlerini tamamlar tamamlamaz tekrar Irak'a döndü. Yüksek ilim

tahsiliyle Mirzai Reşti, Fazili Şerebyani, Fazili İrevani ve Ahundu Horasani‟den içtihat

izni aldı.

132-Coğrafiy-i Tarihi Guçan, s.98 (Ramazan Ali Şakiri)

Page 71: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH ZEBĠHULLAH'IN ÜSTATLARI

Ayetullah Zebihullah uzun yıllar İran ve Irak havzalarında ilim tahsili etti. Özellikle

Necef Havzası‟nda büyük fakih ve muhaddislerin huzurlarından istifade etmiş ve

onlardan içtihad izni almıştır. Üstatlarından bazıları şunlardır:

1. Mirza Nasrullah Müçtehidi Horasani

2. Mirzai Şirazi133

3. Mirza Habibullah Reşti134

4. Ahundu Horasani135

5. Fazili Şerebyani

6. Fazili İrevani

AYETULLAH ZEBĠHULLAH'IN ESERLERĠ

Ayetullah Zebihullah çok başarılı bir talebe olmasının yanı sıra önemli birkaç kitapta

kaleme almıştır. Bediu'l Fıkhiyye gibi fıkıh ve usul kitabının yanısıra döneminin taklit

mercilerinin Takriratını kaleme almıştır. Onun eserlerinden hiç biri çap olmamış ve

oğlu tarafından İmam Rıza (a.s) kütüphanesine vakfedilmiştir.

ĠRAN‟A DÖNÜġÜ

Ayetullah Zebihullah 1901 yılında Meşhed‟e, oradan da akraba ziyareti için doğum

yeri Guçan'a gitti. Guçan hâkimi Şucauddevle ve şehrin büyükleri onun Guçan'da

ikamet etmesi için ısrar ettiler. Ayetullah Zebihullah'da vazife gereği orada ikamet etti.

Bu ikametiyle şehir mescidinde cemaat imamlığına başladı, dini sohbetler edip halkı

aydınlatıyordu. Ayetullah Zebihullah'ın Guçan ikameti kısa oldu. Oradan Meşhed'e

hicret etti. Mal mülk sahibi Şucauddevle‟nin hanımı vasiyet etmeden vefat eder.

Şucauddevle kendi kabilesini eşinin kabilesinden üstün gördüğü için eşinden kalan

mirasının akrabalarına ulaşmaması için eşinin tüm malını kocasına bıraktığına dair

sahte bir vasiyet hazırlattı. İşin daha da gerçekçi gözükmesi için vasiyetnameyi

Guçan âlimlerine imzalattı.

133-GulşeniEbrar, c.1, s.385 134-Ferhengi Horasan, s.378 135-Ferhengi Horasan, s.431

Page 72: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Bir soğuk kış gecesi Şucauddevle‟nin adamları Ayetullah Zebihullah'a gelerek “Han

sizi çok seviyor, sizi evinde ağırlamak istiyor” dediler. Şeyh aldırış etmedi, Han‟ın

adamları Şeyhe gelmemesi durumunda Han‟ın kendilerini cezalandıracağını

söyleyerek Şeyhi ikna ettiler. Şeyh onlarla Han‟ın evine hareket etti. Hava oldukça

soğuk ve yağmurlu olduğundan şeyhin cübbesi iyice ıslanmıştı, içeriye girdiklerinde

ikram ve saygıyla şeyhin ıslanan cübbesini aldılar ve ona yeni bir cübbe verdiler.

Şeyhi Han‟ın özel odasına götürdüler. Sofralar açılmış ve oldukça zengin bir sofra

hazırlanmıştı. Şeyh, rengârenk yemeklere hiç aldırış etmedi. Han, şeyhin sevgisini

kazanmak için kendi elleriyle şeyhin sakalına değerli kokulardan sürerek şöyle dedi:

“Haftada iki üç defa şehrin âlimleri bana gelir isteklerini bildirirler, siz kaç aydır

bu şehre gelmişsiniz ancak ne gelirsiniz nede bizden bir şeyler istersiniz!

Babanız merhum Emir Hüseyin Han, Şucauddevle‟ye çok yakındı, devamlı

birbirlerine gidip gelirlerdi. Uzun zamandır sizinle görüşmek istiyordum ama bir

türlü nasip olmuyordu. Eşimi kaybettim, geceleri ayrı âlemlere dalıp gidiyorum,

sizden isteğim biraz bana ruh âleminden anlatın. Ayetullah Zebihullah biraz ruh

âleminden bahsetti ve Han‟ın avamca sorularına cevap verdi‟‟.

Han asıl meseleye gelerek şöyle dedi: “Malumunuzdur eşim vasiyet edemeden

öldü. Biz de malın bölünmemesi için maslahat gereği bir vasiyetname hazırlatıp

şehrin âlimlerine imzalattık. Ben sizin çok ihtiyatkâr olduğunuzu bildiğim için

sizi en sona bıraktım. O güzel imzanızla bu vasiyeti süsleyin. Büyük taklit

mercii Şeyh Muhammed Taki Bocnurdi size çok güvenip itibar ediyor, eğer

sizin imzanızı görürse hiçbir sorun çıkarmaz. Lütfen bunu imzalayın‟‟.

Şucauddevle, Ayetullah Zebihullah‟ı rüşvetle kandırabileceğini düşünerek şöyle dedi:

Meşhed'te evinizin olmadığını duydum, orada merhum eşimden kalan bir

kervansaray var, kullanmıyoruz onu size vereyim orada kalın. O merhuma da

kıyamet mükâfatı olur‟‟. Ayetullah Zebihullah bu çirkin teklif karşısında sinirlendi.

Ayağa kalkıp giderken “Düşünmem için yarına kadar bana izin verin” dedi.

Ayetullah Zebihullah o gün namazdan sonra Meşhed‟e gitmek için ailesini topladı ve

şöyle dedi: “Dinini zalim sultanının hoşnutluğuna feda eden bu şehrin halkı

arasında yaşamak doğru değildir.” Sonra ailesinide alarak Meşhed‟e hicret etti.

Page 73: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH ZEBĠHULLAH'IN TALEBELERĠ

Ayetullah Zebihullah zaman kaybetmeden hemen Meşhed Havzası‟nda tedrise

başladı. Ayetullah Ahundu Horasani'nin takrirlerini ders kitabı haline getirdi. Sade ve

akıcı bir beyanla yüzlerce talebe etrafına topladı. Onun ilim sofrasından istifade eden

talebelerden bazıları:

1. Seyyid İsa Baba Lengerudi

2. Kıvam Badkubei

3. Şeyh Ali Bayram Abadi

4. Şeyh Muhammed Kebir

5. Şeyh Hasan Han

6. Seyyid Rıza Kahani

7. Seyyid Ramazan Ali İranlu

8. Seyyid Muhammed Bakır Ester Abadi

MEġHED'TE MEġRUTA OLAYLARI

1903 yılında Rüknüddevle Horasan valisi oldu. Zahiren mümin görünümlü ancak

gerçekte zalim ve diktatör bir şahsiyetti. 1905 yılında Asifuddevle işbaşına geçti.

Onun zamanında halk büyük sıkıntılar ve devalüasyon içinde kıvranmaktaydı.

Âlimlerin itirazı ve gösterileri sonuç vermeyince yerini çatışmalara bıraktı. Asifuddevle

de zahirine önem veren sakal koyup Aşura Ziyareti okuyan münafık bir zalimdi.

Halkına zülüm ediyor, onlardan ağır vergiler alıyor, halkın temel ihtiyacı olan buğdayı

stokluyor ve muhalifleri tutuklatıp zindanlara attırıyordu. Şeyh İsmail Müçtehidi ve

birkaç arkadaşını Simnan‟a sürgün etti.

Bu cinayet ve işkence altındaki ezilmiş halk şikayetlerini dönemin büyük fakih ve taklit

mercii Ahundu Horasani'ye taşıdılar. 1906 yılında Ayetullah Ahundu Horasani'nin

mektubu Ayetullah Zebihullah‟a ulaştı.

Ahundu Horasani şeriat çerçevesinde halkın zulüm ve sömürüden kurtulması için

meşrutanın teşkili için şeyhe hitaben şöyle yazdı: “Bu yolda zahmet çekip çalışman

Page 74: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

farzdır. Bu çalışmalarında hiç kimseden korkun olmasın. İmam Zaman'ın (a.f)

yar ve yardımcın olduğunu bil.”

Ayetullah Zebihullah bu mektubu aldıktan sonra hemen bir toplantı teşkil ederek

mücadele yolları aradılar. Ayetullah Zebihullah o günlerde Meşhed‟e daha yeni

gelmiş olan Merhum Seyyid Esedullah Kazvini‟yle görüşüp ahitleşerek gizlice siyasi

mücadelelerini başlatmış oldular. Encümen-i Mu'delet Razevi Teşkilatı tesis edilerek

müdüriyetine Mirza Habibullah Müçtehid getirildi. İran ve Tahran haberleri yazışma

yoluyla bu encümen tarafından gönderiliyordu. Bu encümenin çalışmalarıyla

Encümeni Eyaleti Horasan kuruldu.

Meşruta taraftarlarını toplantı ve celseleri aleni olarak birtakım mümin işadamlarının

da maddi yardımlarıyla başlamış oldu.136Gün geçtikçe toplantılara Meşhed'in önde

gelen âlim ve şahsiyetleri katılmaya başladı. Hacı Muinul Kuraba, Hacı Şeyh Hasan

Kaşi, Şeyh Abdülkerim İydkahi gibi âlimlerde meşruta devrimine desteklerini vermeye

başladılar. Bu encümen, Ayetullah Zebihullah vasıtasıyla Ahund Horasani'yle yakın

irtibat içinde oldu. Tüm şikâyetlerde Ahund Horasani, onları Ayetullah Zebihullah‟a

yönlendiriyordu.

MECLĠSĠ ġÜRAĠ MĠLLĠ / MĠLLĠ ġURA MECLĠSĠ

1906 yılında Meclisi Şura-i Milli Tahran'da teşkil edildi. Meclis, Meşhed‟e dört

sandalye ayırdı. Encümeni Mu'delet Rezevi(انجمن معدلت رضوى) kendi aralarında dört

kişiyi seçerek Tahran‟a gönderdi. Eyalet Encümeni Komisyonunun ilk başkanı Mirza

Habibullah Müçtehid oldu. Daha sonraları Ayetullah Zebihullah başkanlığa getirildi.

1910 yılında Tahran'dan gelen bir telgrafla Eyalet Encümen Komisyonu resmiyetini

kaybederek yeniden bir seçim yapılmasını istedi. Yapılan seçimde Ayetullah

Zebihullah büyük çoğunluğun oyuyla tekrar başkan seçildi.

Ahundu Horasani, Eyalet Encümen Komisyonunu destekler nitelikte gönderdiği

mektubunda ondan “Encümeni Mukaddesi Milli” diye yâd etmiştir.137

1911 yılında Ahund Horasani'nin vefat haberi etrafta duyulmaya başladı. Onun

vefatından bir yıl sonra 1912‟de İmam Rıza (a.s) Türbesi top atışlarının hedefi oldu.

Eyalet Encümen Komisyonunun zahmetleri etkisiz oldu. Rusların varlığı her geçen

gün biraz daha Ayetullah Zebihullah'ı rahatsız ediyordu. Ruslara karşı ulemayı

136-Nigahİ Havza, sayı 26, s.6 137-Ferhengi Horasan s.417

Page 75: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

ayaklandırmaya çalışıyordu. Şehrin Rusların kontrolüne geçmesiyle 1915 yılında

Eyalet Encümen Komisyonu iptal edilerek dağıtıldı. Ayetullah Zebihullah Rusların bu

ilerleyişi karşısında işadamları ve müminleri bir araya toplayarak toplantı düzenledi.

Toplantıda herkesten gücü yettiği kadar silah alınması için yardım toplanmasını

istedi. Silah alma görevini de Şeyh Muhammed Kazım Tahrani'ye verdiler. Etraftan

aldığı silahları ticaret eşyaları arasında Meşhed'e getirdiler.

AYETULLAH ZEBĠHULLAH'IN VEFATI

Ayetullah Zebihullah bir ömür mücadele ve cihattan sonra 1917 yılında Mukaddes

Meşhed şehrinde hakkın davetine icabet etti. Pak naaşı büyük şahsiyetler Hacı Şeyh

İsmail Turşizi, Şeyh Muhammed Bakır Horasani ve Şeyh Muhammed Serabi'nin

yanına defnedildi.

Page 76: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

147

SEYYĠD MUHAMMED TABATABAĠ

SEYYĠD MUHAMMED B. SEYYĠD MUHAMMED SADIK TABATABAĠ

(Ö. 1921)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Seyyid Muhammed 1841‟de mukaddes Kerbela şehrinde dünyaya geldi. Yaklaşık altı

yaşına kadar dedesi Seyyid Mehdi Tabatabai‟nin yanında kaldıktan sonra Tahran‟a

babasının yanına döndü.138 Babası Seyyid Muhammed Sadık Tabatabai, Nasiruddin

Şah döneminin önde gelen meşhur ve sözü geçerli fakihlerindendi. Muhaddis Kummi

Seyyid Muhammed‟in babasını şöyle vasfeder: “O, azametli Seyyid, takva ehli ve

salih bir fakihti. Halk onun yemek ve içeceğinden arta kalanı teberrük/şifa

olarak alırdı. Ben onun dualarının kabul olduğuna bizzat şahit oldum. Halk,

devamlı ondan kendilerine dua etmesini isterdi. İslam ve Ehlibeyt mektebi

koruyucusuydu. Emr-i maruf ve Nehy-i Münker konusunda son derece kararlı

ve ciddiydi. Halkın kınamasından asla korkmazdı.''139

Seyyid Muhammed, mukaddime ve başlangıç ilimlerini babasından öğrendikten

sonra, felsefe ve ahlak derslerini de dönemin meşhur üstatları Ayetullah Mirza Ebul

Hasan Cilvei ve Şeyh Hadi Necmabadi‟nin huzurlarında tahsil etti.

SAMERRA‟YA YOLCULUĞU

Seyyid Muhammed, 1882 yılında İstanbul‟a, oradan Mekke‟ye ve Mekke‟de hac

farizasını tamamladıktan sonra sırasıyla Kerbela, Necef, Kazımiye ve Samerra‟ya

geçti. Samerra Havzası‟nda ikamet ederek dönemin meşhur fakih ve taklit mercii

Ayetullah Mirza Muhammed Hasan Şirazi‟nin içtihad derslerine katıldı. Samerra

Havzası‟nda uzun yıllar ikamet ederek Ayetullah Mirza Muhammed Hasan Şirazi‟nin

huzurlarından istifade etti. Kendisi şöyle diyor: “Allah mekânını cennet etsin!

Ayetullah Mirza Muhammed Hasan Şirazi‟nin huzurlarından 12 yıl istifade

ettim.”140

TAHRAN‟A DÖNÜġÜ

Nasiruddin Şah, Mirzai Aştiyani‟nin azamet ve halkın içindeki itibar ve sevgisinden

korktuğu için onun azamet ve halkın içindeki saygınlığını yok etmek için Ayetullah

138-Tarihi Biydariyiİraniyan, s.61 (Nazimu’l İslam Kirmani) 139-Fevaidu’lRazeviyye, s.210 (Şeyh Abbas Kummi) 140-Tabatabai Neşri Abi, s.10

Page 77: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Mirza Muhammed Hasan Şirazi‟den Tahran‟a güvendiği birini göndermesini rica etti.

Ayetullah Mirza Muhammed Hasan Şirazi istek üzerine Ayetullah Seyyid Muhammed

Tabatabai‟yi Tahran‟a gönderdi.

Ayetullah Seyyid Muhammed Tabatabai 1894‟de Tahran‟a geldi. Babasının

camisinde dini ve toplumsal faaliyetlere başladı. Onun müdüriyetiyle Nasiruddin

Şah‟ın beklentisinin aksine Tahran âlimleri aralarında bir bütünlük oluşturdu. Nizamu‟l

İslam şöyle yazıyor: “Nasiruddin Şah arzusuna ulaşamadı. Zira yeni gelen

Ayetullah sayesinde arzusuna ulaşıp Mirzai Aştiyani‟nin azametini yok

edebileceğini sanıyordu. Fakat işler tam tersine döndü. Ayetullah Seyyid

Muhammed Tabatabai, Mirzai Aştiyani‟ye son derece ihtiram göstererek

hükümeti aleni olarak eleştirmeye başladı.''141

Ayetullah Seyyid Muhammed Tabatabai, Tahran‟a gelişiyle 1899‟de Medres-i İslam‟ı

tesis etti. Halkın yoğun ilgisi üzerine kardeşi Ayetullah Seyyid Esedullah Tabatabai‟yi

medresenin müdüriyetine atadı.

AYETULLAH SEYYĠD MUHAMMED TABATABAĠ‟NĠN SĠYASĠ FAALĠYETLERĠ

Ayetullah Seyyid Muhammed Tabatabai, siyasi faaliyetlerinde Seyyid Cemaleddin

Esedabadi‟den etkilenmiştir. Çünkü daha Samerra Havzasında‟yken Seyyid

Cemaleddin Esedabadi‟yle mektuplaşarak Tahran‟da halkının siyasi önderliğine

hazırlanıyordu.142 Ayetullah Seyyid Muhammed Tabatabai, Tahran‟da Seyyid

Cemaleddin Esedabadi‟yle olan yakınlığından dolayı hükümet tarafından fişlenmiş ve

onunla görüşmesi yasaklanmıştı. Nizamül İslam şöyle yazıyor: “Bir gün

dostlarından biri bana dedi ki aleni olarak Ağa Tabatabai‟yle git gel yapma,

biraz tedbirli ol.” Nedenini sorduğumda: “Şah Hükümeti onu istemiyor” dedi.143

MEġRUTA DEVRĠMĠ

Ayetullah Seyyid Muhammed Tabatabai, meşruta devriminin kurucusu ve

erkânındandı. O Tahran‟a geldiği ilk günden itibaren “Şuari Milli ve Adalethane”

adında bir meclis kurmayı amaçlıyordu. Adalethane daha sonraları Meşruta olarak

adını değiştirdi. Nasiruddin Şah Ayetullah Seyyid Muhammed Tabatabai‟nin bu tutum

ve çalışmasına defalarca itiraz etmiş ve bu işten razı olmadığını bildirmişti.

Nasiruddin Şah‟ın vefatıyla oğlu Muzafferuddin Şah 45 yaşında saltanata geçti. Yeni

padişah Eminu‟l Sultanı görevden azlederek yerine Aynul Devle‟yi atadı. Aynu‟l

141-Tabatabai Neşri Abi, s.70 142-İran ve Cihani İslam, s.134 (Astani Kudsi Razevi) 143-Tarihi Biydariyiİraniyan, s.70 (Nazimu’l İslam Kirmani)

Page 78: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Devle‟nin zulmü, Belçikalı gümrük müdürü Joseph Naus‟un olayı144 ve Tahran

pazarının tatil edilmesi halkı ayaklandırdı. Öfkeli halk Ayetullah Seyyid Muhammed

Tabatabai‟nin evinde bir araya gelerek oradan Hz. Abdul Azim Hasani‟nin türbesine

hareket edildi ve böylece ilk itirazlar başladı.

1905‟de Ayetullah Seyyid Muhammed Tabatabai, bir grup ulema ve halkla Hz. Abdul

Azim Hasani türbesinde oturma eylemine başladı. Kendisi şöyle yazıyor: “Bizden

isteklerimizi yazmamızı istediler. Herkes bir şeyler yazdı. Ben ise maksadımız

ve isteğimizin Meclisi Adalethane‟nin resmi olarak kabul edilmesi olduğunu

yazdım''.145 Bu eylemde asıl hedefine Meşruta değil de halkın saadeti olan

Adalethane‟nin hedef edildiğini görmekteyiz. Şah‟ın eylemcilerin isteklerini kabul

etmesiyle eylemciler Tahran‟a geri döndüler. Ayetullah Seyyid Muhammed Tabatabai

Şah‟a mektup yazarak sözünde durmasını ve hemen isteklerin yerine getirilmesini

hatırlattı. Aynu‟l Devle halkın bu isteğine kaba güç kullandı; birçok kişiyi tutuklattı ve

birçoklarını da sürgün etti. Bunun üzerine Ayetullah Seyyid Muhammed Tabatabai ve

diğer ulema Tahran‟dan ayrılıp Kum kentine gittiler. Tahran‟dan Kum‟a gerçekleşen

bu hicret “Büyük Hicret” olarak adlandırıldı. Halkın baskı ve itirazlarıyla Aynu‟l Devle

görevinden alındı ve yerine Muşiru‟d-Devle atandı.

MECLĠSĠN TESĠSĠ

1906 yılında Fereh Abat köşkünde ilk meclisin teşkili için toplantı düzenlendi.

Muzafferuddin Şah, Ayetullah Seyyid Muhammed Tabatabai‟nin zahmet ve

hizmetlerini överek teşekkür etti ve bir ay sonra meclis kuruldu. Ayetullah Seyyid

Muhammed Tabatabai şöyle bir konuşma yaptı: “Sizin her bir ferdiniz Allah ve

Resulü (s.a.a) karşısında sorumludur. Vazifenize amel edin. Vazifenize amel

ettiğinizde hem Allah ve Resulü hem de (s.a.a), padişah ve aziz halk yanında

saygın olursunuz. Allah korusun heva ve hevesinize yenilir görevinizde kusur

ederseniz; Allah, Resulü ve halkın yanında sorumlu olursunuz. İyi bilin ki çok

ağır bir yük omuzlandınız. İyi düşünün, vicdanınızı mahkeme edin. Eğer bu

yükü ve halkın emanetini yarı yolda bırakıp, sağlam bir şekilde hedefine

taşımazsanız, bu emaneti kendi ellerinizle pusuda bekleyen hırsızlara teslim

etmiş olursunuz. Bu yükü ve emaneti omuzlanmadan önce düşünmeniz daha

iyi olur. Sorumluluk şereftir, Allah ve Resulü yanında sorumluluktur, vicdani bir

144-Belçikalı gümrük müdürü Joseph Naus’un cübbe ve sarık giyinerek halkın içine çıkması olayıdır. 145-Tarihi İnkilab Meşrutiyet İran, c.1, s.172-173 (Mehdi Mülkzade)

Page 79: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

vazifedir. Tüm halk gözlerini size dikmiş ve bu ilahi emanete nasıl sahip

çıkacağınıza bakmaktadır.”146

MECLĠSĠN TOPLA VURULMASI

Muzafferuddin Şah‟ın vefatından sonra oğlu Muhammed Ali Şah meşruta yanlılarıyla

muhalefete başladı. Ayetullah Seyyid Muhammed Tabatabai ve Ayetullah Abdullah

Behbehani şiddetle ona karşı çıktılar. Meclis, 1908‟de Muhammed Ali Şah‟ın emri

üzerine Kazak askeri güçler147 komutanı Vladimir Lyakhov Platonovich meclisi top

atışlarıyla vurdu. Ayetullah Seyyid Muhammed Tabatabai ve Ayetullah Abdullah

Behbehani olaya itiraz mahiyetinde Şah‟ın yanına gittiklerinde Şah‟ın, Rus komutan

Vladimir Lyakhov Platonovich ile birlikte eğlendiklerini gördüler.

Şah, bu iki büyük şahsiyete hakaretler ederek sakallarını yoldurup, zincirleyerek

onları sarayın zindanına hapsetti. Halk bu haber üzerine “Ey Müslüman

görünümlüler! Bunlar bizim din önderlerimizdir. Ne suç işlediler ki bu hale

getirdiniz” sloganları atarak bu haksızlığa tepkilerini gösterdiler. Ayetullah Seyyid

Muhammed Tabatabai zindandan oğluna şöyle bir mektup yazdı: “Gözümün nuru!

Birkaç arkadaşımla saray zindanındayım. Askerler elbiselerimizi aldılar, acilen

bize cübbe ve sarık getir. Silaha sarılmayın aksi halde işler daha da kötüye

gider''. Birkaç gün sonra Muhammed Ali Şah, Ayetullah Seyyid Muhammed

Tabatabai‟yi Meşhed‟e, Ayetullah Abdullah Behbehani‟yi ise Kirmanşah‟a sürgün etti.

Ayetullah Seyyid Muhammed Tabatabai Meşhed‟de “Mücahitler” teşkilatını kurarak

siyasi faaliyetlerine devam etti. 1909‟da Tahran‟ın meşruta taraftarlarınca

fethedilmesiyle tekrar Tahran‟a döndü.

AYETULLAH SEYYĠD MUHAMMED TABATABAĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Seyyid Muhammed Tabatabai, yarım asırlık siyasi mücadelenin sonunda

meşruta taraftarlarının tutumu ve Ayetullah Abdullah Behbehani‟nin öldürülmesi onu

oldukça derinden üzmüş ve yaralamıştı. Bu hüzün ve acıyla 1921‟de vefat etti. Naaşı

sevenleri omzunda Hz. Abdul Azim Hasani türbesine götürülerek babasının mezarı

yanına defnedildi.

146-Yaddaşthayi Seyyid Muhammed Tabatabai, s.32 147-Kazak askeri güçler, hicri 1296 yılında Anriddin Şah’ın emriyle İran’la Rusya’nın ortaklaşa kurduğu bir askeri güçtü.

Page 80: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

148

AYETULLAH HALĠSĠ

MUHAMMED MEHDĠ B. HÜSEYĠN HALĠSĠ

(Ö. 1925)

DOĞUMU VE ÇOCUKLUK DÖNEMĠ

Muhammed Mehdi, 1859 yılında Kazımiye‟nin Kerh Mahallesi‟nde dünyaya geldi.148

Babası Şeyh Hüseyin ve dedesi Şeyh Azizi her ikisi de Kazımiye‟nin meşhur

âlimlerindendi.149

Ayetullah Halisi, Kazımiye ve Necef havzalarında Ayetullah Habibullah Reşti, Ahundu

Horasani ve Mirzai Şirazi gibi namdar fakihlerin öğrencilerinden olmuş ve büyük bir

ilmi kariyere ulaşmıştır.150

AYETULLAH HALĠSĠ SĠYASET MEYDANINDA

Ayetullah Halisi, usta bir siyasetçiydi. Siyaseti dinin bir parçası olarak görüyordu.

Dolayısıyla ülkesindeki siyasi olayları yakından takip ederdi. Ömrü neredeyse büyük

sömürü güç olan İngilizlerle mücadele ile geçti.

Ayetullah Halisi, İran‟daki Meşrute ve İstanbul‟daki siyasi olaylarda da çok etkili

olmuştur. Onun en önemli siyasi faaliyeti Birinci Dünya Savaşı‟nda Irak‟ın konumu,

Faysal‟ın iş başına getirilmesi ve İngilizlerin Irak işgaliyle olan mücadelesidir. 1914

yılında Osmanlı İmparatorluğu idaresinde bulunan Irak, İngilizler tarafından işgal

edildi. Ayetullah Halisi‟de diğer fakihler gibi cihat meydanına giderek halkı cihada

teşvik etmiş ve ulemayı bir araya toplayarak düşmana karşı cihat fetvası verdirmiştir.

Hatta İngilizlere karşı cihatta cephelerden birinin komutanlığını da bizzat

üstlenmiştir.151

Ulemayla birlikte halkın ordusuyla birlikte Kazımiye, Necef, Basra, Bağdat‟ta İngiliz

sömürüsüne karşı mücadeleyi başlatmış ve büyük kahramanlıklar sergileyerek

düşmana ağır darbeler indirmiştir. Ulemanın kontrolündeki halkın ordusu 18 ay Irak‟ın

Kut Bölgesinde düşmanla göğüs göğse çarpışmıştır.152

IRAK‟IN ĠġGALĠ

Birinci Dünya Savaşı‟ndan sonra Irak, İngilizler tarafından işgal edildi. İngilizler Percy

Cox‟u Irak Hükümetine atayarak tüm kanuni yetkileri ona verdi.153 Percy Cox, İran‟a

gönderilirken yerine vekâleten Arnold Wilson‟i koydu. İngiliz Hükümeti Wilson‟a

148-Mearifur Rical, c.2, s.147 149-Ayanu’ş-Şia c.1, s.157 (Muhsin Emin) 150-Mearifur Rical, s.147-148-149 151-Nigahi be Tarihi 1920 Irak İnkilabı, s.6 152-Nigahi be Tarihi 1920 Irak İnkilabı, s.13-16 153-Nikahi be Tarihi 1920 Irak İnkilabı, s.13-16

Page 81: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

telgraf göndererek belirlenen üç konu hakkında Irak halkının görüşlerini almasını

istedi:

1. İngilizler nezaretinden bir Arap hükümetinin teşkili

2. Irak Hükümetine gelecek olanların Irak‟ın zenginlerinden olması

3. Irak halkının kendi hükümetlerini tayin etmesi

Wilson, baskı ve kabalıkla İngiltere hükümeti lehine anketi tamamladı. Irak işgalinde

Ayetullah Seyyid Muhammed Yezdi, Şiaların taklit merciiydi. Onun vefatıyla Ayetullah

Mirzai Şirazi Şiaların siyasi ve dini liderliğini üstlendi. Ayetullah Mirzai Şirazi ülkenin

zor ve hassas günlerinde Ayetullah Halisi, Ayetullah Seyyid Ebul Kasım Kaşani,

Ayetullah Seyyid Muhammed Ali Şehristani, Ayetullah Mirza Ahmet Hansari ve oğlu

Şeyh Muhammed Rıza‟dan müteşekkil bir istişare heyeti kurdu. Arnold Wilson‟un

huşunet ve tehditlerine karşı sömürgeci güçlere karşı kıyam gücünü göstermeye

başlamıştı. Irak, tamamen özgürlüğüne kavuşamadı ancak Irak‟ı İngilizlerin

pençesinden kurtarmayı başarmışlardı. İngilizler geri adım atmıştı. İngilizlerin geri

adım attıkları Percy Cox‟un tekrar Irak‟a geri geldiğinde söylediği şu cümlelerinde

göze çarpmaktadır: “Ben bağımsız bir Irak hükümeti kurmak için geldim. Sizden

isteğim savaşın sona ermesidir.”

Ulema İngilizlere zorla da olsa Irak‟ın özgürlüğünü kabul ettirdiler.

IRAK HÜKÜMETĠNĠN TEġKĠLĠ

Percy Cox, hiç zaman kaybetmeden geçici bir hükümet kurdu. Kabine başkanlığına

Abdurrahman Giylani‟yi getirdi. Bakanlar Iraklılardan, yardımcıları ise İngilizlerden

seçildi. Hakikatte perde arkasında İngiliz müsteşarlar bakanlıkları idare ediyordu.

Percy Cox Hükümeti meşru göstermesi için Şiaları da birtakım müdüriyetlere atadı.

Ayetullah Halisi onların bu sinsi planı karşısında şöyle bir fetva verdi: “Hükümette

görev almak kâfirlere yardım etmek hükmünde olduğundan haramdır.” Bu

fetvayla Şiaların çoğunluğu görevlerini bıraktı. Percy Cox, hükümet teşkilinden sonra

İngilizlerin emrinde olacak bir padişah arayışına koyulu. Bu da Faysal‟dan başkası

olamazdı. Faysal Bağdat, Basra, Necef gibi şehirleri dolaşıp yeminler ederek

hedefinin halka hizmetten başka bir şey olmadığını söyleyerek padişahlığının

altyapısını hazırlıyordu. Faysal önündeki tek engelin Ayetullah Halisi olduğunu çok iyi

biliyordu. Irak‟a geldiği ilk günden itibaren onunla samimi bir diyalog kurma fırsatı

arayışındaydı. Ayetullah Halisi Faysal‟ın İngilizlerin kuklası olduğunu çok iyi biliyordu.

Ayetullah Halisi‟nin oğlu Şeyh Muhammed Halisi şöyle naklediyor: “Faysal, babamın

desteği olmadan hükümdar olamayacağını çok iyi biliyordu. Faysal‟ı tanıyan

herkes onun ne kadar hain ve hilekâr olduğunu da biliyordu. O, babamla

defalarca Kazımiye‟de görüştü. Görüşmelerinin birinde babama şöyle dedi: Ben

Irak‟ı İngilizlerden kurtarmak için buraya geldim. Bu da senin desteğin ve biatın

olmadan imkânsızdır.”

Page 82: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Babam ona şöyle cevap verdi: “Irak‟ın özgürlüğüne bir zarar gelmeksizin ve

mümkün olduğu kadar düşmanların uzaklaştırılması şartıyla sana yardımcı

olurum. Aksi takdirde bu işten vazgeçersin ve Irak halkını İngilizlerden haklarını

alması için kendi başına bırakırsın.”

Faysal hemen: “Ben senin şartlarını kabul ederek sana biat ediyorum” dedi. Birbirlerinin elini sıkarak Kur‟an‟a yemin ederek ahitleştiler. Faysal: “Bu şartların dışına çıkarsam senin bir işaretinle Irak‟ı terk edeceğim” dedi. Faysal babamın yanından ayrıldıktan sonra babama şöyle dedim: “Bu Müslümanlar arasında ihtilaf çıkaran ve düşmana yardım eden ilk haindir. Nasıl ona güvenip, sözüne itimat edersin? O binlerce söz vermiş, yemin etmiş, sözünden ve yemininden dönmüştür. Irak‟a musallat olduktan sonra, sözlerine amel etmezse hangi güçle onu durduracaksın?” dedim. Babam bu sözlerim üzerine şu ayeti okudu: “Nihayet Firavun ailesi kendilerine düşman ve üzüntü kaynağı olacak olan o çocuğu bulup aldı.154 Ve ekledi: İngilizler Al-i Şerifi maslahatları için seçebilirler, fakat yüce Allah onları Müslümanların yardımcısı, İngilizlerin ise düşmanı edebilir.” Daha sonra babam eve geldiğinde beni yanına sesleyerek şöyle dedi: “Ben senin bildiklerini bilmiyor muyum sanıyorsun? Faysal senin söylediklerinden daha alçak birisidir. Benim korkum halkın gizlice onunla anlaşmasıdır. Korkum halkın onunla kölelik ahitnamesi imzalamasıdır. Haklarının zayi olmasıdır. Bundan dolayı aslında ben halkımıza haklarının korunması noktasında nasıl biat edeceklerini gösterdim.” FAYSAL‟IN SALTANATA ÇIKIġI

Faysal, Ayetullah Halisi‟yle anlaştıktan sonra 1921‟de saltanat tacını başına koyarak

Irak‟ın resmi padişahı oldu.155 Faysal tahta çıkışından çok kısa bir süre sonra

ihanetini gösterdi. Londra‟yla yaptığı gizli anlaşmanın deşifre olmasıyla birlikte ulema

ve halk hükümet aleyhine ayaklandı. Percy Cox, Faysal‟a mektup göndererek

ayaklanmaları ve gösterileri bastırmasını istedi. Faysal çekimser kalınca, Percy Cox

Irak‟a geldi. Savaş uçaklarını Irak semalarında uçurup gövde gösterisi yaparak halkı

ve göstericileri tehdit etti. Percy Cox, yardımcısını Ayetullah Halisi‟ye göndererek

ondan oğulları Şeyh Muhammed ve Şeyh Mahmut‟u 24 saat içerisinde Irak‟tan

göndermesini talep etti. Ayetullah Halisi, yaklaşan seçimlere halkın katılmaması için

sert bir dille şöyle fetva verdi: “Faysal ile Kazimiye Medresesi‟nde Irak‟a padişah

olabilmesi konusunda şartlı biat etmiştik. O şartlara uymayarak sözünden ve

yemininden döndü. Bugünden itibaren bizim ve Irak halkı üzerinde onun hiçbir

biati yoktur.”

AYETULLAH HALĠSĠ‟NĠN TUTUKLANMASI

Abdulmuhsin Sadun Hükümeti ilk olarak Ayetullah Halisi‟nin oğlu ve yarenlerini

tutuklattı. Halktan bir tepki almayınca Ayetullah Halisi‟yi de tutuklamak istedi. Sadun,

Faysal‟a gönderdiği telgrafta şöyle yazdı: “Şeyh Mehdi vuku bulan son olayların

sorumlusudur. O, alenen Bağdat ve Kazimiye halkını hükümete karşı

154-Kasas, 8 155-Mevsuatu’l Etabati’l Mukaddese, c.9, s.291

Page 83: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

kışkırtmaktadır. Devlet onun bu tutumu karşısında sessiz kalamaz. Şeyh Mehdi,

oğlu, Katifi ve Şeyh Ali hemen Irak‟tan sürülmelidir.”

Faysal‟ın müspet cevabından hemen sonra Sadun 1922‟de Ayetullah Halisi‟yi

tutukladı. Ayetullah Halisi, evini muhasara eden askerlere karşı koyman gücü varken

kan dökülmemesi için teslim oldu. Sadun Hükümeti, Ayetullah Halisi ve oğulları

Hasan, Ali, Ali Naki ve Salman Katifi Basra‟ya sürgün etti. Ayetullah Halisi‟nin sürgün

haberi Kazimiye‟de duyulduğunda halk dükkânlarını kapatıp İmam Musa Kazım (a.s)

türbesinde toplandı. Hükümet güçleri olayı bastırarak halktan dağılıp işlerine

dönmesini istedi. Necef fakihleri bu olaya itiraz ederek Ayetullah Halisi‟nin sürgün

edilmesinin Müslümanlar ve dine ihanet ve hakaret olduğunu bildirdiler. İtiraz

mahiyetinde Irak‟ı terk etme kararı aldılar. O gün başlarında Ayetullah Seyyid Ebul

Hasan İsfehani ve Ayetullah Naini olmak üzerek bir grup ulema İran‟a hareket etti.

Kirmanşah ve oradan da Kum kentine gittiler.156

FAYSAL VE KABĠLE REĠSLERĠ

Faysal bu sürgünden hemen sonra Bağdat‟taki sarayından kabile reisleriyle bir araya

geldi. Hükümeti desteklemeleri konusunda bir anlaşma imzalayarak onlara destekleri

konusunda yemin ettirdi. Bu toplantından sonra gazeteler ve basın ulemaya hakaret

etmeye başladı. Ayetullah Halisi, Basra zindanında en kötü şartlar altında

tutulmaktaydı. Ayetullah Halisi arkadaşlarıyla açlık grevi yaparak zindanın şartlarını

nispeten iyileştirdiler.

Ayetullah Halisi ve arkadaşları, Basra‟dan Cidde‟ye sürüldü. Cidde yolunda İran‟dan

bir telgraf gelerek İran‟a davet edildi. Hac farizasından sonra İran‟a hareket ederek

Kum kentine gitti. Faysal‟ın itirazıyla Kum‟da ikametine izin verilmeyince Horasan‟a

gitti. Ayetullah Halisi 1923‟de Meşhed‟e gitti. İmam Rıza (a.s) türbesini ziyaret ettikten

sonra orada ikamet edip etmemek için istihare etti. “Temiz şehir ve Rabbin çok

bağışlayandır”157 ayetini görünce Meşhed‟de ikamet etti.

Ayetullah Halisi‟nin Meşhed‟de ilk işi “Cemiyetu İstihlasu‟l Haremeyni Şerifeyn ve

Beyne‟n Nehreyn‟‟ partisini kurmak oldu. Aynı yıl Arapça bir bildiri yayımlayarak

Müslüman ülkelerden Hicaz ve Irak‟taki mukaddes topraklardan kâfirlerin

çıkarılmasını istedi.

AYETULLAH HALĠSĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Halisi, usta bir siyasetçi olmasının yanı sıra yetenekli bir yazardı. Birçok

eser kaleme alarak kendisinden sonraki nesillere armağan etmiştir. Onlardan

bazılarının şöyle sıralayabiliriz:

1. Haşiyetu‟l Elfiyye

156-Irak’ı terk edenler: Ayetullahlar Seyyid Ebul Hasan İsfehani, Hüseyin Naini, Cevad Cevahiri, Ali Şehristani, Abdulhüseyin Şiyva, Ahmet Horasani, Mehdi Horasani, Hasan Tabatabai, Abdulhüseyin Tabatabai ve 25 kişi diğer âlimlerden. Lemahatu İctimaiyye, s.229 157-Sebe, 15

Page 84: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

2. el-Risaletu fi Tedahuli‟l Eksal Kitabına Haşiye

3. el-Şer‟iyyetu‟l Semha fi Ahkami Seyidi‟l Enbiya

4. Telhisu‟l Resail

5. Kifayetu‟l Usul Kitabına Haşiye

6. Anavinu‟l Usul

7. el-Kavaidu‟l Fıkhiyye

8. el-Veciz fil Mevaris

9. el-Hisamu‟l Betar fi Cihadi‟l Kuffar

10. Muhtasaru‟l Resailu‟l Ameliyye vel Usulu Diyniyye158

AYETULLAH HALĠSĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Halisi, bereketli ömrünü din ve mektebe adamıştı. O, mektep ve mezhebe

var gücüyle hizmet etti. Bir ömür sömürü güç İngilizlerle mücadele ve cihat etti. Daha

sonra İmam Rıza‟nın (a.s) mübarek civarında geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını

yitirdi ve ebedi yurduna göçtü.

158-Mearifur Rical, s.150

Page 85: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

149

NURULLAH ĠSFEHANĠ

MEHDĠ B. MUHAMMED BAKIR NECEFĠ ĠSFEHANĠ

(Ö.1927)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Mehdi, 1846‟da dünyaya geldi. Babası Ayetullah Muhammed Bakır Necefi İsfehani,

beşinci oğluna Mehdi adını koymasına rağmen daha sonraları Nurullah diye meşhur

oldu. Annesi, döneminin tanınmış fakihi Ayetullah Kaşifu‟l Gitan‟nın torunudur, dedesi

ise meşhur Hidayetu‟l Musterşidin kitabının yazarı Ayetullah Muhammed Taki

İsfehani‟dir.

Mehdi‟nin çocukluğu ilim, irfan ve takva dolu bir hanede geçti. Havzanın başlangıç

ilimleri olan mukaddime derslerini Molla Neknei‟nin yanında öğrenerek, babasının ilim

ve irfan derslerine katılmaya başladı.

Mehdi, 1878 yılında ilim ve irfan tahsili için Irak‟a gitti.159 Bir müddet Necef

Havzası‟nda ikamet ettikten sonra Samerra Havzası‟na giderek büyük fakih ve taklit

mercii Ayetullah Mirza Muhammed Hasan Şirazi‟nin talebelerinden oldu. O, Samerra

Havzası‟nda Ayetullah Mirza Habibullah Reşti‟nin de huzurlarından istifadeler

etmiştir.

Mehdi, 1882 yılında Kazimiye‟ye ve oradan da fakih abisi Ayetullah Necefi

İsfehani‟yle birlikte Mekke‟ye gitti.160 İlme olan ilgisi onu 1887 yılında havza

üstatlarının safına taşıdı. Sahip olduğu ilim ve fekahatiyle döneminin büyük fakihleri

Ayetullah Mirza Muhammed Hasan Şirazi, Ayetullah Habibullah Reşti, Ayetullah

Muhammed Taha Necef, Ayetullah Seyyid Sadruddin Kazimi, Ayetullah Muhammed

Kazım Yezdi gibi üstatlardan içtihat ve rivayet izni aldı.

VATANA DÖNÜġÜ

Ayetullah Nurullah İsfehani, Necef ve Samerra havzalarında uzun bir tahsil dönemini

geride bırakarak vatanına döndü. Genç müçtehit ve fakih tedris kürsüsüne geçerek

etrafına talebeler toplayıp ilimle meşgul oldu.

Ayetullah Nurullah İsfehani, diğer fakihler gibi o günlerde devlet tarafından

desteklenen Bahailerle mücadele içindeydi. Mümin ve mütedeyyin halk, fakihlerinin

davetine icabet ederek Bahailere saldırıp, onlardan 7 kişiyi öldürdü ve merkezlerini

dağıttılar. Bu olaydan sonra Ayetullah Nurullah İsfehani, büyük kardeşi Ayetullah

Necefi İsfehani‟yle birlikte Tahran‟da birkaç gün gözaltına alındı.161

159-Tarihi İlmi ve İçtimay-i İsfehan, c.1, s.407-411 160-Tarihi İlmi ve İçtimay-i İsfehan, c.2, s.17 161-Agahiy-i Şahan ez Kar-i Cihan, s.88

Page 86: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Ayetullah Nurullah İsfehani, büyük kardeşiyle Tahran‟da halkın yoğun sevgiyle

karşılandı. Halkın ilgisinden rahatsız olan Nasiruddin Şah altı ay sonra her iki fakihi

de İsfehan‟a geri gönderdi.162

SĠYASĠ VE ĠKTĠSADĠ FAALĠYETLERĠ

1890‟daki tütün ve tömbeki yasağında Ayetullah Nurullah İsfehani, abisi Ayetullah

Necefi İsfehani‟nin önderliğinde büyük sorumluluklar almış ve başarıyla ifa etmiştir.

İngiliz ve yabancı sömürü güçlerinin ülke ekonomisine ağır darbeler vurmuş ve halkın

ekonomi gücünü her geçen gün zayıflatıyorlardı. Ayetullah Nurullah İsfehani, bu

sömürgeci güçler karşısında “Şirketi İslami” adında halkın ihtiyaçlarını karşılayacak

bir şirket kurdu. Bu şirkete yabancılar dışında herkes ortak olabiliyordu. Şirketin iç

tüzüğünün 21. maddesinde yabancı ürünlerin alım ve satımının yasak olduğu

zikredilmiştir.

Bu şirket, Ayetullah Necefi İsfehani, Irak taklit mercileri ve diğer büyük şahsiyetlerin

destekleri sayesinde çok kısa bir zamanda büyüyerek önemli yol kat etti. O gün

İngiltere‟de ekonomi gazetesi şöyle yazdı: İranlılar yavaş yavaş gaflet uykusundan

uyanmaya başladı. Ekonominin ne kadar önemli olduğunun farkına varmaya

başladılar. Bu şirketin en önemli avantajı taklit mercileri tarafından

desteklenmesidir. Eğer bu şirket böyle devam ederse İngiliz ticaretine büyük

bir darbe indirecek ve İngiliz ticareti, Fars körfezi ve İsfehan‟dan tamamen

silinecektir.163

Mısır el-Hilal gazetesi Şirketi İslami‟nin haberini şöyle verdi: İran‟ın İsfehan şehrinde

kurulan İslami Şirket‟in hedefi İran pazarını yabancı ürünlere bağımlılıktan

kurtarmaktır. Şirketin kurucusu İslam‟ın sütunu Mevla Hacı Şeyh Nurullah

İsfehanı, müdürü ise Hacı Muhammed Hüseyin Kazruni‟dir. İngiliz sömürüsüne

büyük darbe vuran şirket, yer yer karalama ve saldırılarla karşı karşıya

kalmıştır.

Dönemin İngiliz elçisi yazdığı raporunda şöyle diyor: “ İsfehan âlimleri dış ürünlere

ambargo koymuştur. Bu âlimlerin ambargosu, onların mezhebi taassubundan

değil bilakis şirketin bazı ortaklarının menfaatından kaynaklanmaktadır. Kendi

ürünlerinin satılması için yabancı ürün satışlarını yasaklamıştır. Camilerde ve

konuşmalarında alenen halka yabancı ürünleri almamaları söyleniyor.”164

SEFA HANE

Ayetullah Nurullah İsfehani 1902 yılında fakih abisi Ayetullah Necefi İsfehani‟nin

desteğiyle Hristiyanların İsfehan‟daki faaliyetlerini durdurmak ve insanların aklıllarına

takılan şüphelere cevap vermek maksadıyla Culfa Mahallesi‟nde “Sefa Hane”

adında bir merkez kurdu. Bu merkez aylık “el-İslam” dergisini çıkararak Hristiyanlar

ile Müslümanlar arasında gerçekleşen ilmi münazara ve tartışmaları yayımladı.

162-Tarihi İlmi ve İçtimay-i İsfehan, c.2, s.11-17 163-Endişe-i Siyasi ve Tarihi Nehzeti Biydargerane-i Ayetullah Nurullah İsfehani, s.122 164-Endişe-i Siyasi ve Tarihi Nehzeti Biydargerane-i Ayetullah Nurullah İsfahani, s.121

Page 87: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

el-İslam dergisinin ilk sayısında şöyle nakledilir: Uzun zamandan beri İseviler “ehli

islam bizim cevabımızı veremiyor”diyorlardı. Bundan dolayı 1902‟de İsfehan‟ın

Culfa Mahallesi‟nde Sayın Ayetullah Nurullah İsfehan‟inin emriyle Sefa Hane

adlı islami tebligat merkezi kurulmuştur.

ĠLAHĠ AHĠT

Ayetullah Nurullah İsfehani, sömürü güçlerle mücadelesine bir yenisini ekledi.

Yörenin seçkin âlimlerini toplayarak 1906‟da aralarında bir ahit ve sözleşme yazıp

imzaladılar. Ahitnamenin şartları şunlardan ibaretti:

1. Yazışmalar ve senetlerde İran kâğıdı kullanılacaktır.

2. Yabancı parçayla kefenlenen ölülere namaz kılınmayacaktır.

3. Kendileri ve etrafındakiler yerli parçalardan istifade edecek, bu kurala

uymayanlardan irtibat kesilecektir.

4. İsrafın olduğu misafirliklere gidilmeyecek, kendileri de misafirliklerinde israf

etmeyecek ve bir çeşit yemekle yetinilecektir.

5. Alkol ve uyuşturucu kulananlar tahkir edilerek saygı gösterilmeyecek ve

onlarla ilişkiler kesilecektir.165

30 yıllık Zilu‟l Sultan Hükümetinin devrilmesiyle yönetim Encümeni Milli‟ye devr oldu

ve Ayetullah Nurullah İsfehani bölgenin tek söz sahibi oldu. Encümeni Milli,

Cumartesi, Salı ve Perşembe günleri genel toplantılar yaparak halkın sorunlarını

dinliyordu.166

Ayetullah Nurullah İsfehani, taraftarlarını ve emrindeki halkın ordusunu İslam dinine

yardım için amade ve hazır tutmaktaydı. Bu fırsattan yararlanarak medrese,

hastahane, cadde ve sokakların emniyeti ve kısacası şehrin genel durumunu kontrol

altına almıştı.

Kudret ve güç sevdalısı Muhammed Ali Şah, meclise muhalifet etti. Ayetullah

Nurullah İsfehani, Şah‟a gövde gösterisi için emrindeki 50 bin kişilik halkın ordusuyla

Taht-ı Fulat‟ta bir araya geldi. Bu büyük toplantıyı gören diğer kurumlarda bir araya

gelerek Şah‟ın azlini istediler. Başkentteki Meşrute taraftarlarının böyle bir gücü

olmadığı için, Şah meclisi topa tutarak kontrolü tekrar eline geçirdi. Bu olaylarla iç

savaş başlamıştı. Halk Ayetullah Nurullah İsfehani‟nin önderliğinde İsfehan‟ı geri aldı.

İsfehan‟ın düşmesiyle halk ve aşiretler Tahran‟a yürüyerek Şah‟ı devirdiler.167

Ayetullah Şeyh Fazlullah Nuri‟nin şahadetinden sonra Ayetullah Nurullah İsfehani ve

abisi Ayetullah Necefi İsfehani‟nin sürgün hükmü verildi. Bu sürgün emri halkın

tepkisiyle geri alındıysa de can güvenliği ve suikast tehditlerinin çoğalmasına neden

olmuştu. Ayetullah Nurullah İsfehani 1911‟de Irak‟a hicret etti. Irak ikameti çok

165-Tarih ve Ferhengi Muasır, c.1, s.120-121 166-Endişe-i Siyasi ve Tarihi Nehzeti Biydargerane-i Ayetullah Nurullah İsfahani, s.153 167-Tarihi Siyasiy-i Muasırı İran, c.1, s.125-126

Page 88: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

sürmedi 1914‟de abisi Ayetullah Necefi İsfehani‟nin vefatıyla tekrar İsfehan‟a deri

döndü.

Ayetullah Nurullah İsfehani, İsfehan‟a döndüğünde birinci dünya savaşı başlamıştı.

Halkı tekrar bir araya toplayarak din ve İslamı korumaları için onları hazırladı. İlk iş

olarak Telgrafhaneden İngiliz askerlerini ihraç ederek yerlerine İranlıları göreve

getirdi.

Osmanlıları, İranlıların din kardeşi gören Ayetullah Nurullah İsfehani, ilk fırsatta

gönüllü askerlerden oluşan bir gurubu Osmanlıların yanında Ruslarla savaşmak için

gönderdi.168

Ayetullah İsfehani, Rıza Han ve memurlarına itirazından dolayı onların hedefi haline

gelmişti. Tahran‟da Rıza Han ile görüşmesinden sonra Rıza Han “Çok tehlikeli bir

Ahund” diyerek onu ortadan kaldırma planları yapmaya başladı. Ayetullah İsfehani

bu itirazında ulemanın Kum kentine gelip hep birlikte olmalarının etkili olacağına

inanıyordu. İran genelindeki tüm fakihlere mektup yazarak onları Kum kentine davet

etti.

Ayetullah Irakeyn, onun bu görüşüyle alakalı istihare etti. İstiharesinde şu ayet

çıkmıştı: “Allah yolunda yurdundan göçen, yeryüzünde barınacak birçok yerler

bulur, ferahlığa erer ve kim, Allah ve Peygamberi uğrunda evinden çıkıp hicret

eder de sonra ona ölüm gelip çatarsa onun ecri Allah'a aittir ve Allah suçları

örter rahîmdir.”169

Ayetullah Nurullah İsfehani, bu ayeti duyduğunda asasına yaslanarak biraz

durakladıktan sonra başını kaldırıp şöyle buyurdu: “Bu yolda öldürüleceğimi

biliyordum, fakat şer‟i ve dini vazifem gereği bunların karşısına geçmeliyim.”170

AYETULLAH ĠSFEHANĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Nurullah İsfahani‟nin davetiyle Kum kentine hicret başladı. Rıza han korku

ve telaşla müşavirlerine dedi: “Ulema aleyhime seferber olmuş Kum‟a gidiyorlar

ben bu orduyla nasıl mücadele edeyim?” Müşavirlerinden biri şöyle dedi:

“Efendim, siz büyük aşiretleri yok ettiniz, bu küçük mollalar nedir ki?” Rıza Han

şöyle cevap verdi: “Bu küçümsenecek bir şey değil, o İsfehanlı Ahund çok

tehlikelidir.”

Necef fakihlerinin desteğiyle itirazlar daha da artmaya ve güçlenmeye başladı. Pazar

halkı ve esnaflar greve gittiler. Rıza Han tüm hile ve oyunlarında başarısızlığa

uğramıştı. Tekçaresi İsfehan fakihini zehirletmekti. Mücadelenin rehberi Ayetullah

Nurullah İsfehani grip oldu. Kendini doktor tanıtan Rıza Han‟ın casusu Ayetullah

Nurullah İsfehani‟yi muayene ettikten sonra ona zehirli iğne yaptı. Büyük fakih, bu

zehirin etkisiyle 1927‟de ilahi davete icabet etti ve ebedi yurduna göçtü.

168-Agahiy-i Şahan ez Karı Cihan, s.139 169-Nisa, 100 170-Endişe-i Siyasi ve Tarihi Nehzeti Biydargerane-i Ayetullah Nurullah İsfehani, s.375-386

Page 89: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

150

ABDULHÜSEYĠN LARĠ

ABDULHÜSEYĠN B. ABDULLAH LARĠ

(Ö. 1928)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

İmam Muhammed Bakır‟ın (a.s) kutlu doğum gününe tekabül eden, 1848 yılının

Perşembe akşamı Seyyid Abdullah‟ın hanesi ilahi nurla doldu. Bu ilahi armağan

gelecekte Al-i Muhammed‟in (s.a.a) ilmini neşredenler safında yer alacaktı.

Seyyid Abdullah oğlunun ismini Abdul Hüseyin koydu. Abdul Hüseyin çocukluğunu

ilim ve irfan şehri Necef‟te geçirdi ve babasının da tavsiyeleriyle orada dini ilimler

tahsiline başladı.

Abdul Hüseyin mukaddime ve başlangıç ilimlerini başarıyla bitirdikten sonra havzanın

hariç derslerine iştirak etti. İlme olan alaka ve arzusu onu dönemin büyük fakihi

Ayetullah Mirzai Şirazi‟yle tanıştırdı. Üstün zekâ ve dehasıyla kısa bir zamanda

üstadın teveccühlerini üzerine çekerek üstadın mahremi ve seçkin öğrencilerinden

oldu.

Abdul Hüseyin gece gündüz ilim ve hikmet tahsili ederek üstadının da yardımıyla 22

yaşında içtihat derecesine ulaştı.

AYETULLAH ABDULHÜSEYĠN LARĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Abdulhüseyin, uzun zaman büyük fakih ve üstatların huzurlarından

istifadeler etti. İlimlerinden feyizlendiği üstatlarından bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

1-Ayetullah Mirzai Şirazi

2-Ayetullah Şeyh Muhammed Hüseyin Kazimi

3-Ayetullah Muhammed Fazil İrevani

4-Ayetullah Şeyh Lütfullah Mazenderani

AYETULLAH ABDULHÜSEYĠN LARĠ‟NĠN TALEBELERĠ

Ayetullah Abdulhüseyin Lari‟nin öğrencilerinden bazıları:

1. Ayetullah Seyyid Abdülbaki Musevi Şirazi

2. Ayetullah Seyyid Abdul Muhammed Musevi Lari

3. Ayetullah Seyyid Muhammed Hüseyin Müçtehid Lari

4. Ayetullah Seyyid Ahmet Müçtehidi Fal Esiri

Page 90: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

5. Ayetullah Seyyid Abdul Muhsin Mehri

6. Ayetullah Seyyid Esedullah İsfehani

7. Ayetullah Seyyid Abdul Hasan Lari

8. Ayetullah Seyyid Muhammed Sircani

9. Ayetullah Seyyid Muhammed Ali Şeriatmedari Cehrumi

10. Ayetullah Şeyh Muhammed Hüseyin Lari

AYETULLAH ABDULHÜSEYĠN LARĠ‟NĠN SĠYASĠ FAALĠYETLERĠ

Gacar Hanedanı‟nın desteklerini arkasına alan İngilizler halkın yaşamını adeta felç

etmişti. Halk, İngilizlerin çizmeleri altında zulümden feryat figan etmekteydi. Bu

gidişata dur demek için Laristan halkından bir grup temsilci Irak‟a giderek büyük fakih

Ayetullah Mirzai Şirazi‟den, İngiliz zulmüyle mücadelelerinde kendilerine önderlik

edecek bir fakih istediler. Ayetullah Mirzai Şirazi Laristan heyeti sözcüsü Hacı Seyyid

Ali Lari‟ye; ''Şu mesele için alelacele herhangi birini tavsiye edemem, izin verin

bu konu hakkında düşüneyim sonra uygun birini sizlere tavsiye edeyim” dedi.

Heyet, Ayetullah Mirzai Şirazi‟nin yanından ayrılıp, İmam Ali‟yi (a.s) ziyaret için

Necef‟e gitti. Necef‟de Seyyid Murteza Keşmiri‟yle görüştüler. Ziyaret sebebi ve

Laristan‟daki durumdan söz edildiğinde Seyyid Murteza Keşmiri, heyete Ayetullah

Abdulhüseyin Lari‟yi tavsiye etti.

O dönemlerde Ayetullah Abdulhüseyin Lari havzanın seçkin üstatlarından olup ilim ve

irfan celseleri kalabalık olan âlimlerdendi. Heyet, Ayetullah Abdulhüseyin Lari‟ye ne

kadar ısrar ettiyse üstat bu sorumluluğu kabul etmedi.

Heyet, Samerra‟ya Ayetullah Mirzai Şirazi‟ini huzuruna vararak Ayetullah

Abdulhüseyin Lari‟yi bölgelerine göndermesini istedi. Ayetullah Mirzai Şirazi,

Ayetullah Abdulhüseyin Lari‟ye bir mektup yazarak İran‟ın Kuzeyi Laristan‟ın

durumundan söz ettikten sonra velayet makamından istifade ederek oraya gitmesine

hüküm verdi.171

Ayetullah Abdulhüseyin Lari gibi bir fakih bu hüküm karşısından itaat etmekten başka

hiçbir şey yapamazdı. Laristan heyetinin davetini kabul ederek yolculuk için hazırlık

yapmaya başladı.

ĠRAN‟A HĠCRETĠ

Ayetullah Abdulhüseyin Lari 1891 yılında İran‟a hicret ettiğinde, Ayetullah Mirzai

Şirazi, Laristan heyeti sözcüsü Hacı Seyyid Ali Lari‟ye hitaben şöyle buyurdu:

171-Şecere-i Tayyibe, s.7-8

Page 91: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

“Ayetullah Abdulhüseyin Lari‟yi götürmekle, Necef‟i oraya taşıdınız, fazilet ve

ilim beşiğini, fazilet ve ilim çocuğundan boşalttınız.”172

Ayetullah Abdulhüseyin Lari‟nin orada ilk işi ilim havzası kurmak oldu. İlim havzası

kurarak uzak ve yakın diyarlardan talebeleri etrafına toplayıp öğrenci yetiştirmeye

başladı.

O da, diğer Şia âlimleri gibi Velayeti Fakih sistemini benimsemiş, dinin siyasetten ayrı

olduğu düşüncesinin düşmanın bir oyunu olduğunu ve şartlara haiz olan fakihin İmam

Mehdi‟nin (a.f) vekili konumunda olduğunu savunuyordu.173

Ayetullah Abdulhüseyin Lari, mevcut Gacar Hükümeti‟nin meşru olmadığını ve ilahi

hükümetin kurularak ilahi ahkâmın icrasının gerekliliğini savunmuştur. O, bu

düşüncesini gerçekleştirmek için meşhur „‟Tüfekçiyan-ı Seyyid Lari‟‟ silahlı örgütü

kurmuştur.

KÜLTÜR SAVAġI

İngiliz sömürü güçleri, bölgede kalıcı olabilmek ve uzun süre hüküm sürmek amacıyla

Hristiyan misyonerleri İran‟a getirdiler. Misyonerler, tüm tebligat araçlarından

faydalanarak dört bir koldan çalışmalara başlamıştı. Ayetullah Abdulhüseyin Lari,

derhal Hristiyan misyonerlerin ihraç hükmünü verdi. Bu hüküm ve fetva İngilizlere çok

ağır gelmişti. Sömürü güçler, Gacar hükümetine emir vererek baskıları artırıp

onlardan Seyyid‟in bu hükmünün önüne geçmesini istediler. İngiliz uşağı Gacar

hükümeti, Ayetullah Abdulhüseyin Lari‟nin faaliyet ve çalışmalarını durdurmak için

Aynu‟l Melik-i Laristan‟a gönderdi. Aynu‟l Melik Laristan‟da Seyyid‟in nüfuz ve gücünü

yakından görüp, bir şey yapamayacağını anlayarak başkente geri döndü.

LARĠSTAN ĠSLAM HÜKÜMETĠ

Ayetullah Abdulhüseyin Lari‟nin evi adeta ezilmiş mazlum halkın sığınağı olmuştu. O,

Hristiyan misyonerleri ülkesinden ihraç ederek halkın gönlünde taht kurmuştu. Halk

onu sadece, mihrap ve ders kürsüsünde görmek istemiyordu, bilakis hükümetin

başında da olmasını arzuluyordu.

Ayetullah Abdul Hüseyin Lari, kesin bir kararlılıkla Gacar saltanatının sonu olacak

tarihi hükmünü verdi: “Emevi Gacar saltanatı yıkılıp yerine hak İslam hükümetinin

kurulması farzdır.”

Bu fetvayla mücahit Laristan halkı Gacar askerlerini mağlup ederek yönetimi

kontrollerine geçirerek Alevi adalet hükümetini kurdular. Ayetullah Mirzai Şirazi,

Ayetullah Abdul Hüseyin Lari‟nin bu faaliyet ve çalışmalarını teyit ederek şöyle bir

mektup yazdı: Ayetullah Abdul Hüseyin Lari, samimi duruşu ve velayeti fakih

ilkesine inanarak islam hükümeti kurdu ve ilahi ahkâmı ve şeriatı icra etti.

Laristan‟daki silah fabrikasını kurması ve mücahitlere silah eğitimi vermesi

İslam hükümetinin ilk çalışmalarındandır. Despot Gacar hükümetine vergi

172-Velayeti Fakih, s.30 173-Talikatu’l Mekasib, Ayetullah Abdulhüseyin Lari, c.2, s.378-406

Page 92: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

verilmesini haram kılıp, İslam hükümetine ait posta pulu batırarak yabancı kâğıt

kullanımına karşı mücadele etti. Posta pullarının Gacar saltanatının posta

puluyla karışmaması için pulların üzerine Ümmeti İslami‟nin armasını koydu.

Etraf şehirlere, kasabalara ve köylere cuma imamları atamak onun diğer

faaliyetlerindendi. İlmi çalışmaları, sadık hükümet çalışanları her geçen gün

İslam hükümetinin büyümesine neden olmaktadır. Nitekim Bender Abbas,

Bender Lenge, Buşehr, Kirman ve Fars bölgeleri İslam hükümetin sınırlarına

katıldı.

Laristan halkının devrimi ve devrimin bereketi diğer bölgelerde de konuşulmaya

başlamıştı. Ayetullah Abdulhüseyin Lari, İngiliz ve Rus sömürülerinin karşısına

geçerek Rusya ve İngiltere‟den ithal edilen çay, şeker, yiyecek ve içeceklerin İran ve

diğer Müslüman ülkelerinde haram edilmesi yönünde büyük fedakârlıklar gösterdi. O,

İslam ülkelerinin dışarıdan mal ithalını düşmanın güçlenmesi ve Müslüman kanının

akıtılması olarak görmüştür.

MEġRUTĠYET ĠNKILABI

Yarım asırlık Nasruddin Şah Hükümeti, İran‟a bedbahlık ve sefaletten başka bir şey

kazandırmadı. Nargile ve Tömbeki zaferi, Laristan‟da İslam Hükümetinin kurulması

ve Seyyid Cemaleddin Esad Abadi gibi aydınların çalışmaları halkı devrime

hazırlamış oldu.

Bu sırada Ayetullah Abdulhüseyin Lari, Encümen-i Milli Fars‟ın daveti üzerine Şiraz‟a

giderek Meşrutenin safında yer aldı. Şah hükümeti, Ahmet b. Musa hazretlerinin

türbesine sığınan halka saldırarak iki kişiyi yaraladı ve bir kişiyi de şehit etti. Bu

saldırıdan sonra Ayetullah Abdulhüseyin Lari, beş bin kişilik meşhur Lari

Komandoları, Şiraz Tüccarları ve Kaşkai Ordusunu da yanına alarak Şiraz‟da

Meşrute cephesini şekillendirdi.

Ayetullah Abdulhüseyin Lari, halkı bilgilendirmek için ‟‟Kanunu Meşrute-i Şer‟iyye‟‟

kitabını yazarak Meşrute nizamındaki İslam ve siyasi düşüncelerini açıkladı. Ona

göre İslam hükümeti şurayla işlerine başlamalı, mecliste güvenoyunu İslam

kanunlarından almalıdır. Şuranın her bir üyesi, günah ve kötülüklerden uzak, velayeti

fakihe itaatkâr olmalıdır. Onun nezdinde tüm yolsuzluk ve adaletsizliklerin başında

görevi kötüye kullanmak geliyordu. Müdüriyet ve rehberlik velayeti fakihte

toplanmalıdır.174 Ayetullah Abdulhüseyin Lari, bu değerli kanun kitabını Meşrutenin

Belçika, İngiltere ve Fransa kanunlarından iktibas edilerek yazılan kanun kitabının

karşısında yazmıştır.

Bu kitap, siyasi fıkıh dalında yazılmış alanının eşsiz ve nadide kitaplardandır. Onun

akidesine göre İslami kanunların icrası asla tatil olmaz, Veliyyi Fakih masum

imamdan vekâleten halkın genel hilafetini idare etmelidir.175

174-Velayeti Fakih, s.119-121 175-Talikatu’l Meksaib, c.2, s.378-406

Page 93: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Meşrute devriminden kısa bir zaman sonra mecliste bazı vekiller Ayetullah

Abdulhüseyin Lari‟ye hakaretamiz sözler sarf etmeye başladı. Meşrute ve İstibdat

taraftarları arasından ihtilaf baş gösterdi. Ayetullah Abdulhüseyin Lari, bu ihtilafı

nazara alarak „‟Millet ve Devlet Birliği Kanunu‟‟ adlı kitabını yazarak meşruteyi

onaylayıp destekledi. O, bu ihtilafın böyle devam etmesi durumunda çok kötü şeylerin

olacağını tahmin etmişti. Muhammed Ali Şah‟ın Meclisi top atışlarıyla vurması sonucu

küçük İstibdat hareketi başlamış oldu.

1915 yılında İngilizler bu şehri işgal ettiler. Ayetullah Abdulhüseyin Lari, işgal

güçleriyle mücadele için hemen bölgeye gitti. Cephe komutanı Reis Ali Dilaveri bazı

hainlerin desteğiyle arkadan vurularak şehit edildi. Ayetullah Abdulhüseyin Lari bu

mağlubiyetle Reis Ali Murad‟ın yardımıyla bölgeden çıkartılarak Firuz Abad‟a

götürüldü. İngilizler bu galibiyetlerinden sonra Seyyid‟in evini tahrip edip, ailesini

Şiraz‟a gönderdiler.

İngilizler, 1917 yılında İngiliz komutanları idaresinde Hint asıllı askerlerden oluşan

polis teşkilatını oluşturup kontrolü tamamen ele aldı. İngilizler zulüm ve baskılarını

çoğaltarak alenen Müslümanların namuslarına ihanet edecek kadar cüretkâr ve

saldırgan olmuştular.

Ayetullah Abdulhüseyin Lari, İngilizler aleyhine cihat hükmü vererek tüm halkı cihada

davet etti. Halk 15 günlük kısa bir zamanda altı bin kişilik bir ordu kurarak İngilizlerle

savaşa hazırlandılar. Halkın gönüllü ordusu işgal altındaki bazı bölgeleri İngiliz

işgalinden kurtarmayı başardı.

AYETULLAH ABDULHÜSEYĠN LARĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Abdulhüseyin Lari, bunca faaliyet ve sorumluluğunun yanı sıra kendisinden

sonra gelecek nesillere yol gösteren çok değerli kitaplar kaleme almıştır. O değerli

eserlerden bazıları:

1. Maarifu‟l Selamibe Meratibu‟l Hulefai‟r Rahmani

2. Hubbu Dünya

3. İksiru‟l Saadet fi Esrari‟ş-Şahadet

4. İstiharename

5. Ayatul Zalimin

6. Kanun der İttihadi Devlet ve Millet

7. Kanun Meşrute-i Meşruiyye

8. Telikatu‟l Mekasib

9. Şerhu‟l Kebir kitabına haşiye

10. Kavaninu‟l Usul kitabina haşiye

Page 94: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH ABDULHÜSEYĠN LARĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Abdulhüseyin Lari, bir ömür cihat ve sömürü güçlerine karşı mücadeleden

sonra 1928 yılında ilahi davete icabet ederek Laristan halkını derin yas ve mateme

boğdu. Pak naaşı Cehrum Kasabası‟nda toprağa verildi. Hâlihazırda mezarı

müminler tarafından ziyaret edilmektedir.

Page 95: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

151

ABDULLAH MAMAKANĠ

ABDULLAH B. MUHAMMED HASAN MAMAKANĠ

(Ö. 1932)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Abdullah, 1873‟de ilim ve irfan diyarı Necef-i Eşref‟te ilim ve irfan dolu bir hanede

dünyaya geldi. Babası Ayetullah Şeyh Muhammed Hasan Mamakani, Necef

Havzası‟nın büyük fakihleri Ayetullah Şeyh Ensari, Molla Ali Halili Necefi ve Şeyh

Mehdi Kaşifu‟l Gıta gibi zatların huzurlarından istifade etmiş seçkin bir şahsiyetti.

Kendi döneminin büyük fakihlerinden olan büyük şahsiyet birbirinden değerli birçok

kitap kaleme almıştır.

Abdullah beş yaşında okuma yazma ve Kur‟an öğrenmeye başladı. Kur‟an‟a olan

ilgisi onun dini ilimlere yönlendirdi. Babası oğlundaki bu merak ve isteği fark edince

eğitimiyle bizzat yakından ilgilenmeye başladı. Babası havzada tedris edilen

mukaddime ve başlangıç ilimleri olan Arap edebiyatı ve mantık gibi ilimleri ona

öğretti. Abdullah, havza üstatlarının yanında düzey ilimlerini de kısa bir zamanda

başarıyla tamamladı.176 18 yaşında havzanın içtihat ve harici müderrislerinden olan

babasının ders celselerine katıldı. Gecesini gündüzüne katarak büyük zahmetlerle

sonunda içtihat derecesine ulaşarak babasından içtihat izni alma şerefine nail

oldu.177

AYETULLAH MAMAKANĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Mamakani, küçük yaşta Necef Havzası‟nda ilim tahsiline başladı. Uzun

yıllar büyük fakih ve muhaddislerin huzurlarından istifadeler etti. Üstatlarından

bazıları:

1. Ayetullah Muhammed Hasan Mamakani (Babası)

2. Ayetullah Şeyh Haşim Tebrizi

3. Ayetullah Şeyh Gulam Hüseyin Derbendi Türki

4. Ayetullah Şeyh Hasan Horasani

176-Reyhanetu’lEdeb, c.5, s.159 177-TabakatuA’lamu’ş Şia, c.3, s.1196

Page 96: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH MAMAKANĠ‟NĠN AHLAKĠ BOYUTU

Ayetullah Mamakani‟nin günlük rutin işlerindeki düzen ve dikkati onun bariz önemli

özelliklerindendi. İbadet, telif, halkla irtibat ve görüşmeleri, ailesine ayırdığı

programlarında son derece titiz ve dakikti. İlim tahsili ve araştırmalarında da oldukça

azimli ve ciddiydi. Hanımı şöyle naklediyor: “İlim tahsiline son derece alakadar ve

ilgiliydi, vaktinden olabildiğine faydalanırdı hatta yemek ve sofra başındayken

bile kitabını yanından ayırmazdı. Hac seferleri sırasında yanında götürdüğü

kaynak kitaplarından faydalanarak bir kitap telif etmiştir.”178

AYETULLAH MAMAKANĠ‟NĠN KERAMETLERĠ

Ayetullah Mamakani hakkında birçok kerametler nakledilmiştir. Kendisi Tenkihu‟l

Makal kitabında şöyle yazar: “Bu kitabı yazmaya başladığımda Allah‟ın lütuf ve

inayetine defalarca şahit oldum. Aradığım herhangi bir konu kitabı açtığımda

karşıma çıkıyordu. Aradığım konuyu kitabı sayfalayarak bulduğum pek nadir

olmuştur. Bir gece ‟‟Tehzib‟‟ kitabına ihtiyacım oldu. Bu kitaba ulaşmam belki

günler alacaktı. Diğer yandan yazdığım kitabın geçici de olsa aksamasını

istemiyordum. İmam Mehdi‟ye (a.f) tevessülde bulunarak yardım istedim. Bu

sırada aklıma kütüphanede eski kitapları karıştırmak geldi. Aradığım kitabın

onların arasında olmadığını iyi biliyordum. Elimi uzatıp bir kitap aldım; el

hattıyla yazılmış Tehzib kitabıydı, çok sevindim, aradığım konuyu not alıp tekrar

yerine koydum. Ertesi gün tekrar müracaat ettiğimde yerinde bulamadım. Bu

olaydan sonra bunun ilahi bir lütuf ve inayet olduğunu anladım ve Tenkihu‟l

Makal kitabını yazmamda çok etkili oldu.”179

AYETULLAH MAMAKANĠ‟NĠN TALEBELERĠ

Ayetullah Mamakani, uzun yıllar telif, tedris ve mercilik görevinde bulundu. Tüm

meşguliyetlerinin yanı sıra her biri kendi dönemlerinin büyük fakih ve muhaddisleri

olan birçok talebe yetiştirdi.

Onlardan bazılar:

1. Şeyh Mirza Bakır Zencani Necefi

2. Seyyid Hüseyin Musevi Kereki

3. Seyyid Said el-Hekim

178-Maarifu’r Rical, c.2, s.20 179-Tenkihu’lMakal, c.2, s.207

Page 97: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

4. Şeyh Sadık Tunikaboni Necefi

5. Şeyh Abdulhüseyin Hilli

6. Seyyid Abdulmuttalib Haydari

7. Seyyid Ali Taki Haydari

8. Şeyh Muhammed Hüseyin Hıyabani Tebrizi

9. Seyit Şahabuddin Maraşi Necefi

10. Şeyh Muhammed Hakkani

11. Seyyid Ali Ekber Hoi (Ayetullah Hoi‟nin Babası)

12. Şeyh Muhammed Rıza Ferecullah Necefi

13. Şeyh Murtaza Reşti Nizamuddin

14. Şeyh Musa Esedi Kazımi (Kendi Damadı)

15. Şeyh Bakır Bunabi (Abdülmecid Bunabi‟nin Babası)

AYETULLAH MAMAKANĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Mamakani‟nin ilim ve Ehlibeyt maarifine özel bir ilgisi vardı. Tahsil hayatı

boyunca Aşura günü hariç yılın tüm gününü tedris ve telifle geçirirdi. Bu zahmetlerin

sonucunda birbirinden değerli birçok paha biçilmez eser geriye bıraktı. Eserlerinden

bazıları:

1. Münteha Mekasidu‟lEn‟am fi NekdiŞerayiu‟l İslam

2. Hediyyetu‟l En‟am fi Emvali‟l İmam

3. Tuhfetu‟s Salat fi Ahkami‟lHubut

4. Nihayetu‟l Makal fi Tekmileti Gayeti‟l A‟mal

5. Minhacu‟l Muttakin fi Fıkhi Eimmeti‟l Hakki ve lYakin

6. Netayicu‟l Tenkih

7. Siracu‟ş-Şia

8. Minhacur Reşad

9. Tuhfetu‟l Hayra fi Ahkami‟l Haccivel Umre

10. İrşadu‟l Mutebessirin

Page 98: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

BÜYÜKLERĠN NAZARINDA AYETULLAH MAMAKANĠ

Ayetullah Mamakani büyük şahsiyetler nezdinde özel bir yere sahipti. Fakihler ve

âlimler onu yâd ederken ondan övgüyle söz ederlerdi.

-Ağa Buzurgi Tahrani: “O ilim ve irfanı, zühdü ve takvayla birleştirmişti. Nitekim

makam ve tevazusunu da ahlakıyla birleştirmişti.”180

-Mu‟cemu‟r-Ricalu‟l Fikr kitabının yazarı onu şöyle tarif eder: “Şeyh Muhammed

Hasan oğlu Şeyh Abdullah, âlim, fakih, araştırmacı, rical ilminde üstat,

muhaddis, yazar ve fetva ehli büyük taklit mercilerindendi”.181

-Mazi Necef ve Haziruha kitabının yazarı onun ahlakı özelliklerini sıraladıktan sonra

şöyle diyor: “Bütün güzel ahlaki sıfatlar onda toplanmıştı.182 O, İslam âleminin

tanınmış âlimlerindendi, akıllıydı, güçlü bir kalem ve hafızaya sahibi, içtihat ve

istinbatta son derece mahir, yüce makam ve mevki sahibi, din ve mektebe

hizmette üstün mertebeye ulaşmıştı.”183

-Talebesi Ayetullah Muhammed Said Hekim şöyle diyor: “O, dini ilimlerde allame,

araştırmacıların sultanı ve rehberiydi. Allah‟ın ayeti ve güçlü kalem sahibi

önemli bir şahsiyetti.”184

AYETULLAH MAMAKANĠ‟NĠN VASĠYETĠ

Ayetullah Mamakani evlatları ve ailesine hitaben yazdığı vasiyetnamesinde çok

önemli ahlaki, itikadi ve ibadi noktalara değinmiştir. Bu vasiyetnamesi Mir‟atur Reşad

adıyla defalarca basılmıştır. Hatta Farsça, Azerice, Urdu ve Malezya dillerine de

tercüme edilmiştir. O ilahi vasiyetnamesinden kesintiler:

-Bendeniz fani ve zayıf kul Abdullah Mamakani (Allah beni affetsin) Hayatın

kısalığı, ecelin yakınlığı ve ölümün gelip çattığında fırsat tanımayacağını anladığım

gün korkmaya başladım. Kalbimin meyvesi evlatlarımı eğitmeden ölümün

gelmesinden endişe ettim. Bundan dolayı evlatlarım, yakınlarım ve dostlarımı her iki

cihan saadetine ulaştıracak vasiyet yazıyorum.

-Ey aziz oğlum! Sana farz olan ilk şey usul-i dini ikna edici delillerle öğrenmen,

inancını Rabbine, onu peygamber ve velilerine karşı sağlamlaştırmandır.

180-Tabataku’lA’lamu’ş-Şia Karni Çaharom, c.3, s.1197 181-Mu’cemu’rRicalu’lFikr, s.395 182-Mazi Necef ve Haziruha, c.3, .s.256 183-Ayine-i Rastgari, s.211 184-Tenkihu’lMakal, c.3, Y harfi

Page 99: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

-Ey oğlum! Günahtan kaçınıp ve uzak durman gerekir. Çünkü günah her iki dünyada

ilahi azaba neden olur.

-Ey oğlum! Tembellik ve ona neden olacak şeylerden kaçın. Çünkü şöyle derler:

Şeytan ve Nefs-i emmare tembellik ve acizlik yoluyla, kötü amelleri güzel, güzel

amelleri de kötü göstererek insana musallat olur. Yemek, uyumak, dinlenmek,

gezmek ve konuşmak gibi zaruri ihtiyaçların fazlasından kaçın.

-Ey oğlum sana; Güzel ahlak ve iyi huyları tavsiye ediyorum.

İşine yaramayan, faydasız şeylerde diline hâkim ol. Şunu bil ki susmak hikmet

kapılarından bir kapıdır. Seni saadet ve hayra götüren şeyler dışında diline hâkim ol.

Esnaf ve işadamları mallarını hesapladığı gibi sende her gece nefsini hesaba çek.

Nefsini hesaba çekilmeden önce muhasebe et.

Sana tefekkür ve düşünmeyi tavsiye ediyorum. Çünkü tefekkür, insanı gafletten

uyandırma, kalbin sefası, şehvet ve arzuları köreltmekte çok etkilidir. Tefekkür,

ibadetlerin başı, itaatlerin ilki belki de onların ruhudur.

Belalara karşı sabrı, nimetlere karşı şükrü ve ilahi kadere rızayı tavsiye ediyorum. Bu

üçü insanı kurtaran önemli vesilelerdir.

-Ey oğlum! İlim öğrenmeni tavsiye ediyorum. Çünkü ilim öğrenmek insanı

haramlardan uzaklaştırıp farizalara yönlendirdiği gibi aynı zamanda önemli ilahi

vazifelerden biridir.185

AYETULLAH MAMAKANĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Mamakani uzun yıllar mektebe hizmetinden sonra 1932‟de ilahi davete

icabet etti. Onun vefat haberiyle Necef halkı yasa büründü. Vasiyeti gereği naaşı

omuzlarda şehrin dışındaki nehir kıyısına götürüldü. Gusül ve kefenlendikten sonra

havzanın büyük âlim ve fakihleri pak naaşına namaz kıldı. Daha sonra Necef‟in el-

İmara Mahallesindeki aile mezarlığında babası Şeyh Muhammed Hasan‟ın yanına

defnedildi.

185-Mir’atu’rReşad 23-26-30-32-37-70-181

Page 100: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

152

EBUL HASAN MĠġKĠNĠ

EBUL HASAN B. ABDULHÜSEYĠN MĠġKĠNĠ

(Ö. 1939)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

O, 1888‟de Mişkin şehrin Ahmet Abad186 köyünde dünyaya geldi. Babası

Abdulhüseyin evine mutluluk katan evladına Ebul Hasan adını koydu. Ebul Hasan

okuma yazma öğrendikten sonra 1902‟de Erdebil Havzası‟nda dini ilimler tahsiline

başladı.187 Havzada 6 yıl zarfında düzey ilimlerini başarıyla tamamladı. Cemaat

imamlığı ve ilmi faaliyetlere başladı. Daha sonra 1911‟de Necef Havzası‟na hicret

ederek havzanın büyük fakih ve muhaddisleri olan Ayetullah Molla Muhammed

Kazım Horasani ve Ayetullah Fethullah Şeyhu‟ş-Şeria İsfehani‟nin huzurlarından

istifade etti. Üstadının vefatından sonra Ayetullah Ahund Molla Ali Kuçani ve

Ayetullah Seyyid Muhammed Kazım Yezdi‟nin ders celselerine iştirak etti.188 Daha

sonra Kerbela Havzası‟na giderek Ayetullah Mirza Muhammed Taki Şirazi‟nin

huzurundan istifade etti. Üstadının vefatından sonra tekrar Necef Havzası‟na dönerek

ilmi ve araştırma faaliyetlerine devam etti 189 ve bilahare Necef Havzası‟nın üç büyük

fakih ve taklit merciinden biri oldu.190

AYETULLAH EBUL HASAN MĠġKĠNĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Ebul Hasan Mişkini, uzun yıllar Erdebil, Kerbela ve Necef havzalarında

büyük üstatların huzurlarından istifade etti. Onlardan bazıları:

1. Ayetullah Molla Muhammed Kazım Horasani

2. Ayetullah Fethullah Şeyhu‟ş-Şeria İsfehani

3. Ayetullah Ahund Molla Ali Kuçani

4. Ayetullah Seyyid Muhammed Kazım Yezdi

5. Ayetullah Mirza Muhammed Taki Şirazi

186-Tarihi Erdebil ve Danişmendan, c.1, s.128 (Seyyid Fahrettin Musevi) 187-Ayanu’ş-Şia, c.1, s.9 188-Eser Aferinan, c.5, s.240 189-Nukabau’l Beşer, c.1, s.38 190-Heftename-i Misak, sayı 14

Page 101: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH EBUL HASAN MĠġKĠNĠ‟NĠN TALEBELERĠ

Ayetullah Ebul Hasan Mişkini‟de üstatlarının yolunu takip ederek tedris kürsüne geçti

ve ilim âşıklarını etrafına topladı. İlme olan tasallutu ve akıcı beyanı derslerini çok

kısa zamanda havzanın en popüler ve kalabalık derslerinden biri haline getirdi.

Özellikle usul dersleri havzanın en kalabalık derslerindendi.191 Onun huzurundan

istifade eden talebelerinden bazıları:

1. Seyyid Ebul Fazl Hüsrevşahi

2. Seyyid Ahmet Ruhani Kummi

3. Seyyid Ahmet Şehristani

4. Seyyid Cafer Meraşi Şuşteri

5. Seyyid Muhammed Sadık Behrul Ulum

6. Seyyid Şehabuddin Meraşi Necefi

7. Seyyid Hadi Hüseyni Tebrizi

8. Şeyh Abdulhüseyin Garevi Tebrizi

9. Şeyh Ebul Kasım Muhammedi Gulpaygani

10. Şeyh Muhammed Hüseyin Necefi

11. Molla Ali Aliyari Tebrizi

12. Mirza Rahim Samed

12. Şeyh Kazım Zeynelabidin

AYETULLAH EBUL HASAN MĠġKĠNĠ‟NĠN TELĠFLERĠ

Ayetullah Ebul Hasan Mişkini, eserlerini genelde fıkıh, usul ve rical dallarında kaleme

almıştır. Aga Buzurgi Tahrani‟ni onun kendi el hattıyla yazdığı eserini öğrencisi

Seyyid Murtaza Halhali‟nin elinde gördüğünü nakletmiştir.192 Büyük üstadın

eserlerinden bazıları:

1. el-Fevaidu‟r-Ricaliyye

2. Menasiku‟l Hacc

3. Urvetu‟l Vuska kitabına haşiye

4. Şeyh Ensari‟nin kaleme aldığı Mekasib kitabına haşiye

191-Mearifu’l Rical, c.1, s.45 192-Nukabau’l Beşer, c.1, s.38

Page 102: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

5. Şerhi Manzume kitabına haşiye

6. Kifayetu‟l Usul kitabına haşiye

7. er-Risaletu fit-Turbet

8. er-Risaletu fir-Riza

AYETULLAH EBUL HASAN MĠġKĠNĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Ebul Hasan Mişkini, 38 yıllık kutsal topraklardaki ikametinden sonra

1939‟de hastalandı. Tedavi için Bağdat‟a gitti. Tüm tedavilere rağmen Kazımiye‟de

vefat etti. Pak naaşı Necef‟e götürülerek İmam Ali‟nin (a.s) türbesinde üstadı

Ayetullah Seyyid Muhammed Kazım Yezdi‟nin yanına defnedildi.193

193-Nukabau’l Beşer, c.1, s.38

Page 103: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

153

ALĠ EKBER NEHAVENDĠ

ALĠ EKBER B. HÜSEYĠN NEHAVENDĠ HORASANĠ

(Ö. 1950)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

O, 1862‟de Horasan eyaletinin Nehavend Kasabasında dünyaya geldi. Babası Şeyh

Hüseyin Horasani oğluna Ali Ekber adını verdi. Ali Ekber çocukluğunu sevgi ve

muhabbet dolu bir hanede geçirerek okuma ve yazma çağına geldi. Dini ilimler tahsili

için ilk önce Nehavend Havzası‟nda ilim tahsiline başladı. Havzada başlangıç ve

mukaddime ilimlerini Şeyh Cafer Burucerdi ve Molla Muhammed Serbendi‟nin

huzurlarında öğrendi. Daha sonra Bururcerd Havzasına giderek düzey ilimlerini Şeyh

Aga Hüseyin Şeyhu‟l İslam, Aga İbrahim Mevla Hasan Tuyserkani ve Seyyid Ebu

Talip Burucerdi‟nin huzurlarında okudu. Ali Ekber buradan da Meşhed Havzası‟na

giderek Şeyh Abdürrahim Burucerdi, Aga Mirza Seyyid Ali Hairi Yezdi ve Şeyh

Muhammed Taki Bocnurdi‟nin huzurlarından istifade etti.

Tahran Havzası‟nda felsefe derslerini Ayetullah Mirza Muhammed Rıza Kumşei,

Ayetullah Mirza Ebul Hasan Cilvei ve Ayetullah Haydar Han Nehavendi gibi üstatların

yanında okudu.

NECEF‟E HĠCRETĠ

Ayetullah Nehavendi, Necef Havzası‟nın büyük üstatlarının huzurlarından

faydalanmak ve içtihat derecesine ulaşmak için Necef‟e hicret etti. İlmin beşiği Necef

Havzası‟nda Ayetullah Mirza Muhammed Hasan Şirazi, Ayetullah Seyyid Muhammed

Kazım Yezdi, Ayetullah Ahundu Horasani ve Ayetullah Mirza Habibullahi Reşti gibi

namdar ve büyük fakih ve muhaddislerin huzurlarından istifade ederek içtihat

derecesine ulaştı.194

AYETULLAH ALĠ EKBER NEHAVENDĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ehlibeyt ilmi sevdalısı Ayetullah Ali Ekber Nehavendi uzun yıllar birçok ilim ve irfan

merkezlerine yolculuk ederek ilim ve irfan tahsili etti. Huzurlarından istifade ettiği

üstatlardan bazıları:

1. Şeyh Cafer Burucerdi

194-Reyhantu’lEdeb, c.6, s.269

Page 104: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

2. Molla Muhammed Serbendi

3. Şeyh Aga Hüseyin Şeyhu‟l İslam

4. Aga İbrahim Mevla Hasan Tuyserkani

5. Seyyid Ebu Talip Burucerdi

6. Şeyh Abdürrahim Burucerdi

7. Aga Mirza Seyyid Ali Hairi Yezdi

8. Şeyh Muhammed Taki Bocnurdi

9. Ayetullah Mirza Muhammed Rıza Kumşei

10. Ayetullah Mirza Ebul Hasan Cilvei

11. Ayetullah Haydar Han Nehavendi

12. Ayetullah Muhammed Taha Necef

13. Ayetullah Şeyhu‟ş-Şeria İsfehani

14. Ayetullah Muhammed Hasan Mamakani

15. Ayetullah Mirza Muhammed Hasan Şirazi

16. Ayetullah Seyyid Muhammed Kazım Yezdi

17. Ayetullah Ahundu Horasani

18. Ayetullah Mirza Habibullahi Reşti

19. Ayetullah Molla Lütfullah Mazenderani

20. Ayetullah Molla Hasan Ali Nohudeki

ĠRAN‟A DÖNÜġÜ

Ayetullah Nehavendi, 1899‟de hastalığından dolayı İran‟a döndü. Tebriz ve

Tahran‟da bir müddet ikamet ettikten sonra 1900 yılında Meşhed‟e gitti. Meşhed

Havzası‟nda tedrisle birlikte İmam Rıza (a.s) türbesi avlusunda yer alan Guherşad

Mescidinde cemaat imamlığı yaptı ve her akşam namazdan sonra minbere çıkıp

halka nasihat içerikli konuşmalar yaptı.

AYETULLAH ALĠ EKBER NEHAVENDĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Nehavendi, ömrünü ilim ve telife vermiş ve yaklaşık 30 kitap kaleme

almıştır ki eserlerinden bazıları şunladır:

1. el-Beyan el-Rafi

Page 105: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

2. Cennetu‟l Aliye velCebetu‟l Galiye

3. Cennatan Mudhemmetan

4. Keştiyi Necat

5. Hazinetu‟l Cevahir fi Ziyneti‟l Menabir

6. Envaru‟l Mevahib

7. Vesiletu‟n Necat ve Enavinu‟l Cema‟at fi Şerhi Duai‟s-Simat

8. Risaletu‟l Hakikiyyevel Mecaz

9. Vesailu‟l Ebid İla Merahili‟t Tebhid

10. el-Mevaris

AYETULLAH ALĠ EKBER NEHAVENDĠ‟NĠN ġAHSĠYETĠ

Ayetullah Meraşi Necefi, onun hakkında şöyle buyuruyor: “O, hadis, diraye ve rical

ilimlerde çok maharetliydi. Usul ve fıkıh yönü güçlü bir müçtehid olmasının

yanı sıra yetenekli bir mütekellim ve müfessirdi. Babam Ayetullah Seyyid

Şemsuddin Mahmud Hüseyni Meraşi Necefi‟yle aynı dönemde talebelik

yapmıştır.195 O, sevgi ve saygısıyla halkın gönlünde taht kurmuştu. Müslüman,

gayri Müslüman herkes tüm sorun ve sıkıntılarda ona başvururdu.”

Nehavend Yahudilerinden biri şöyle naklediyor: ''İslam dininden habersiz bir

grubun dini merasimimize saldıracakları haberini aldık. Bu durum karşısında

Merhum Ayetullah Ali Ekber Nehavendi‟ye başvurmaktan başka bir çaremiz

yoktu. O, bu haberi alır almaz hemen gelerek programımıza katıldı. Oldukça

etkileyici bir konuşma yaparak Hz. Musa‟nın (a.s) makamı, azınlıkların hak ve

hukukları gibi konulardan söz etti. Kelimiler / Yahudiler bu etkileyici

konuşmada gözyaşlarına hâkim olamadılar''. Onlardan bazıları “Sanki Hz. Musa

(a.s) dirilmiş de bize dini hükümlerimizi öğretiyor” dediler.

Ayetullah Nehavendi âlimlere ve özellikle seyyidlere çok saygı ve ihtiram gösterirdi.

Ayetullah Burucerdi‟den Meşhed ziyaretinde kendi yerinde cemaat imamlığı

yapmasını istedi ve bu istek üzere Ayetullah Burucerdi onun yerine cemaat imamlığı

yaptı. Irak ziyaretlerinin birinde Ayetullah Seyyid Ebul Hasan İsfehani İmam Ali (a.s)

Türbesinde ondan kendi yerine cemaat namazı kıldırmasını istedi. Ayetullah

Nehavendi şöyle buyuruyor: “Akşam namazından sonra akşamın sünnetini

195-el-Muselsalat fil İcazat, s.376

Page 106: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

kıldığım sırada şöyle bir ses duydum: Sen benim oğlumu yücelttin, bende seni

yücelttim.”196

AYETULLAH ALĠ EKBER NEHAVENDĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Nehavendi, yaklaşık bir asırlık bereketli ömründen sonra 91 yaşında vefat

etti. Mübarek naaşı kalabalık halkın omuzlarında İmam Rıza (a.s) türbesine

defnedildi.197

196-Mecelle Havza, sayı 43-44 197-Eflakini Haknişin, s.109

Page 107: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

154

ALLAME SERDAR KABULĠ

HAYDAR KULU B. NUR MUHAMMED SERDAR KABULĠ

(Ö. 1952)

DOĞUM VE ÇOCUKLUK DÖNEMĠ

Allame Haydar Kulu 1876 yılında Afganistan‟ın başkenti Kabul‟in Şia mahallelerinden

birinde dünyaya geldi. Haydar Kulu dört yaşlarındayken İngiliz sömürüsü ülkenin

üzerine siyah bulutlar gibi çöktü. İngilizler Afganistan‟a büyük bir darbe vurarak Emir

Abdurrahman Hanı iş başına getirdiler. Şah iş başına gelir gelmez efendileri İngiliz ve

batıdan aldığı emirlerle var gücüyle ülkedeki Şiirlere saldırdı. Şiilere yönelik akıl

almaz katliamlar, sürgünler ve baskılar haddi aşmıştı.

Alleme Haydar Kulu‟nun babası Nur Muhammed ordunun komutanlarından olmasına

rağmen İngilizlerin sömürüsünde olan Pakistan‟ın Lahor şehrine sürgün edildi.

Alleme Haydar Kulu babasıyla 7 yıl Lahor‟daki sürgün hayatında mektephaneye

başladı. Yedi yıl gibi kısa bir zamanda büyük başarı göstererek 12 yaşında Lahur‟un

meşhur matematikçilerinden oldu. Çocuk yaşında birçok ilim dalında söz sahibi

olmuş, üniversite üstatları onun huzurundan istifade etmiş ve ona saygı duymuşlardır.

Lahor yönetimi efendileri İngilizlerin emriyle yer yer kabul muhacirlerine baskılarını

artırarak başarısının önünü almaya çalıştılar.

Allame Haydar Kulu‟nun babası Serdar Nur Muhammed, bu baskı ve işkencelere

fazla dayanamayıp 1887 yılında hürriyet, ilim ve irfan diyarı Necef‟e hicret etmek

zorunda kaldı. Deniz yoluyla Hint okyanusundan Basra‟ya oradan da Necef‟e gitti.

Serdar Nur Muhammed bu hicretle Ehlibeyt‟e sığınmış oldu.

NECEF HAVZASINA GELĠġĠ

Allame Haydar Kulu, sıkıntılı günleri geride bırakarak velayet ve imam gölgesinde ilim

ve irfan tahsiline başladı. O, Necef havzasından vakit kaybetmeden, Ayetullah Ali

Asker Tebriz‟i gibi havzanın üstatlarının ilim ve hikmet derslerine iştirak etmeye

başladı. İlme olan aşinalığı ve üstün istidadıyla 6 yıllık kısa bir zamanda içtihat

derecesine ulaştı. Arkadaşları arasında üstün başarısından dolayı “hekim ve büyük

müçtehid” olarak meşhur olmuştu.

ALLAME HAYDAR KULU‟NUN ĠCAZET ÜSTATLARI

Alleme Serdar Kabuli, içtihat derecesine ulaştıktan sonra havzanın büyük fakih ve

muhaddislerinden içtihat izni alma şerefine nail oldu. Onlardan bazıları:

1. Ayetullah Seyyid Hasan Sadr

2. Ayetullah Mirza Muhammed Ali Deşti

Page 108: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

3. Ayetullah Seyyid Abbas Lari

4. Ayetullah Şeyh Abbas Kummi

5. Ayetullah Seyyid Yahya Horasani

6. Ayetullah Aga Buzurgi Tahrani

NECEF HAVZASI‟NDAN HĠCRETĠ

Alleme Serdar Kabuli, Necef Havzası‟nda ilim ve irfan silahıyla donandıktan sonra

1892 yılında din ve mektebi tebligat için ailesiyle birlikte huzur, refah ve rahatlığı terk

ederek İran‟ın Bahtaran şehrine göç etti. O dönemde Bahtaran İran‟ın en mahrum

bölgelerinden biriydi. Allame Serdar Kabuli‟nin şehre girişiyle şehir sevinç ve neşeyle

doldu. Halk, onu oldukça sıcak ve samimi bir şekilde karşılayarak ihtiramla etrafına

toplandılar. O, Bahtaran‟da tebligatın yanı sıra yörenin meşhur üstadı Şeyh

Abdurrahman Mekki‟dende kimya ilmini öğrendi.

O, Şia mektebinin parlayan yıldızlarından biridir. Ömrünü ilim ve araştırmaya

vakfetmiş, ilim ve hikmet için diyar diyar dolaşıp din ve mektebin tebligatını yapmıştır.

Fıkıh, usul, mantık ve hikmet ilimlerinde usta olduğu gibi, Arapça, İngilizce, Urduca ve

İbranice dillerinde de bir o kadar ustaydı. Her bir dili kendi lehçesiyle konuşur ve

Barnaba İncil‟ini İbraniceden Farsçaya tercüme etmiştir.

ALLAME SERDAR KABULĠ‟NĠN ESERLERĠ

Allame Serdar Kabuli, halkın içinde onlardan biri gibi yaşamıştır. Meşguliyetlerinin

yanısıra ilmi faaliyetlerden de gafil olmamıştır. Zamanının çoğunu araştırma, okuma

ve yazmayla geçiriyordu. Ömrünün sonuna kadar kalem ve kâğıdı yanından

ayırmadı, sürekli birşeyler yazıp çizerdi. Kaleme aldığı 23 cilt kitabı günümüze kadar

ulaşmıştır. Onlardan bazıları:

1. Kitabı Erbein (Ehlisünnet kaynaklarında İmam Ali‟nin fazileti)

2. Nezmi Babı Hadi Aşer

3. Şerh-i Duay-i Sabah

4. Durru‟n-Nesir

5. Gayetu‟l Tadil (Kıble Tespit Tekniği)

6. Barnaba İncil‟inin Tercümesi

ALLAME SERDAR KABULĠ‟NĠN MAHARETLERĠ

Allame Serdar Kabuli, dini ilmilerde görüş sahibi olduğu gibi kıble yönünün tayini,

hattatlık ve matematik gibi ilimlerde de görüş sahibiydi.

Page 109: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

İslam âlimlerinden bazıları Mescidi Nebi‟nin kıblesini zalim ve sultanlar tarafından asıl

yönünden saptırıldığını savundular. Allame Serdar Kabuli, birtakım matematik ve

heyet ilimleriyle Mescidi Nebevi‟nin kıblesinin asıl yönünden sapmadığını kanıtladı.

Günümüzün heyet ve hikmet ilim üstadı Ayetullah Hasanzade Amuli, Allame Serdar

Kabuli‟nin heyet ve hikmet ilmindeki azametini şöyle vasfediyor:

“O, ilginç bir mollaydı. Azameti tanınmamış, meçhul bir kimseydi. Günümüz

havzasında onun yeri gerçekten de boştur.”

-Gül gitti, gülistan dağıldı.

-Gülün kokusunu nereden alayım…

Allame Serdar Kabuli, hiyeroglif ve kürsiv (el yazısı) hatlarında son derece ustaydı.

Hünerinden örnekleri “Şahab” kitabında görebiliriz.

ALLAME SERDAR KABULĠ‟NĠN AHLAKĠ YÖNÜ

Allame Serdar Kabuli, ne dünyaya dalmıştı ne de ilmin gurur ve kibiriyle makam ve

mevki peşindeydi. Hayatının başından sonuna kadar gösterişsiz ve mütevazı bir

talebe olarak kalmayı başardı. Yüzünde bereket ve kanaatkârlık izleri vardı. Güler

yüzlü, yürürken önüne bakar ve otururken tefekkür ederdi. Karşılaştığı herkese

tebessümle selam verir, ilmi bir mesele sorulduğunda biz bir zerreden öteye bir şey

değiliz derdi.

Dış görünüşü oldukça yalın ve sadeydi, sade giyinir ve alâyişten uzak yaşardı. Her

türlü teşrifattan uzak, samimi ve ihlâslı biriydi.

ALLAME SERDAR KABULĠ‟NĠN VEFATI

Allame Serdar Kabuli, yarım asırlık tebligat ve araştırmalarından sonra 1952‟de

secdede mabuduyla münacat halinde ruhunu âlemlerin rabbine teslim etti. Bahtaran

semaları onun yas ve mateminde siyahlar giydi. Pak naaşı vasiyeti üzere Necef‟e

götürülerek Vadiu‟s Selam mezarlığında toprağa verildi.

Page 110: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

155

MUHAMMED HASAN MUZAFFER

MUHAMMED HASAN B. MUHAMMED MUZAFFER

(Ö. 1955)

DOĞUMU VE ÇOCUKLUK DÖNEMĠ

Muhammed Hasan Muzaffer, 1884 yılında Necef‟te dünyaya geldi. Dedesi Muzaffer

b. Ataullah 10. yüzyıllarda Medine‟den Irak‟a hicret etmiş ve döneminin büyük

âlimlerindendi. Bu hanedan Basra, Hurremşehr, Ahvaz, Kerbela, Bağdat, Halep ve

diğer bölgelere dağılmıştır.198 Babası Şeyh Muzaffer‟de Necef‟in önde gelen saygın

ve meşhur âlimlerindendir.

Annesi Tureyhi Hanedanı‟ndan, Şeyh Abdulhüseyin Tureyhi‟nin kızıdır199.

Muhammed Hasan‟ın Şeyh Muhammed Rıza Muzaffer ve Şeyh Muhammed Hüseyin

Muzaffer adlarında iki kardeşi daha vardı. Her iki kardeşi de zamanlarının önemli ilim

adamlarındandı.

Muhammed Hasan Muzaffer, böylesi ilim ve irfan dolu bir hanede büyüdü. O da diğer

kardeşleri gibi dini ilimleri tahsilini seçerek havzanın başlangıç ilimlerini babası Şeyh

Muhammed Muzaffer ve Şeyh Muhammed Hüseyin b. Ahmet Hilli‟den öğrendi. Daha

sonra havzanın büyük fakihleri ve muhaddislerinin ders celselerine katılarak içtihat

derecesine ulaştı.

MUHAMMED HASAN MUZAFFER‟ĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Muhammed Hasan Muzaffer, Necef Havzası‟nda birbirinden değerli üstat

ve fakihlerin huzurlarından istifade etmiştir. O seçkin üstatlarından bazıları:

1. Ayetullah Şeyhu‟ş-Şeria İsfehani

2. Ayetullah Şeyh Ali Cevahiri

3. Ayetullah Seyyid Muhammed Kazım Yezdi

4. Ayetullah Ahundu Horasani

5. Ayetullah Şeyh Muhammed Muzaffer (babası)

6. Ayetullah Şeyh Muhammed Hüseyin b. Ahmet Hilli

198-ez-Zeria, c.7, s.97 199-Mazil Necef ve Haziruha, c.2, s.445

Page 111: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

MUHAMMED HASAN MUZAFFER‟ĠN ÖĞRENCĠLERĠ

Ayetullah Muhammed Hasan Muzaffer, içtihat derecesine ulaştıktan sonra havzada

dersler vermeye başladı. Üstadı Ayetullah Seyyid Muhammed Kazım Yezdi‟nin

vefatından sonra da içtihat ve harici derslerini resmi olarak başlattı.200

Onun huzurundan istifadeler edip ilmi kariyer edinen talebelerinden bazıları:

1. Ayetullah Muhammed Rıza Muzaffer (kardeşi)

2. Ayetullah Muhammed Hüseyin Muzaffer (diğer kardeşi)

3. Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Bahru‟l Ulum

4. Ayetullah Şeyh Muhammed Tahir Al-i Razi

5. Ayetullah Muhammed Rıza Şebibi

6. Ayetullah Muhammed Taha Cevzi

7. Ayetullah Şeyh Kasım b. Hasan Al-i Muhyiddin

8. Ayetullah Abdulkazım el-Kabban201

MUHAMMED HASAN MUZAFFER‟ĠN ESERLERĠ

Ayetullah Muhammed Hasan Muzaffer, mektep ve ümmete birçok değerli eser miras

bırakmıştır. Onlardan bazıları:

1. Delailu‟s Sıdk li Nehci‟l Hak

2. Kavaidu‟l Ahkâm kitabına şerh

3. el-Efsah en Ahval‟i Ricali‟s Sihah

4. Ricalu‟s Sünne fil Mizan

5. Kifayetu‟l Usul kitabına haşiye

6. Kifayetu‟l Usul kitabına şerh

7. Fikhu‟l İstidlali

8. Urvetu‟l Vuska kitabına haşiye

9. Vecizetu‟l Mesail

10. Alemu‟n bil Ferd

200-Mevsuatu Tabakatu’l Fukaha, c.14, .s662. Ayanu’ş-Şia, c.9, s.287 201-Mevsuatu Tabakatu’l Fukaha, c.14, s.218

Page 112: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

MUHAMMED HASAN MUZAFFER‟ĠN AHLAKI ÖZELLĠKLERĠ

Ayetullah Seyyid Ebul Hasan İsfehani, defalarca ona kendi yerinde cemaat imamlığı

ve kadılık sorumluluğunu teklif etmiştir. O her defasında bu görevi reddetmiş,

araştırma ve talebeleriyle meşguliyeti seçmiştir. Kabilecilik taassubundan uzak, tüm

işlerde ölçünün Allah olduğunu savunmuştur. Kendisini Müslümanlara vakfetmiş,

fakirlerle beraber olmayı kendine ilke edinmişti. Gakani onun hakkında şöyle diyor:

“Biz onunla yeryüzünün hüccetsiz ve rabbani âlimlerden boş olmadığını

anladık.”

Ayetullah Şeyh Muhammed Tahir Al-i Razi şöyle yazıyor: “O, takva ve ahlakıyla

insanlara güzel bir örnekti. Ben onun günah işlemez bir masum oluğunu

sanıyordum. O namazında özellikle kunut duasında o kadar içten münacat

ederdi ki adeta insanı melekût âlemine götürürdü. Sanki cennet ve cehennem

gözünde canlanıyordu.”

Merciliği

Ayetullah Muhammed Hasan Muzaffer, ne kadar inzivaya çekilip yalnız kalmak

istediyse 1946 yılında Ayetullah Seyyid Ebul Hasan İsfehani‟nin vefatından sonra

halk etrafına toplanarak hükümlerde ona taklit etmeye başladı. Necef ve Basra

esnafının büyük çoğunluğu ona teklit etmekteydi. Necef taklit mercilerinin ahlaki

özelliğinden olsa gerek cemaat namazlarına yoğun ilgi ve alaka vardı.

Cemiyetu Müntedi‟l NeĢr

Ayetullah Şeyh Muhammed Rıza Muzaffer başkanlığında Cemiyetu Müntedi'l adında

kültür merkezi kuruldu. Bu kültür merkezinin asıl hedefi İslami değerleri yaşatmak,

toplumun ihtiyacı olan okullara ve üniversitelere kitap hazırlamaktı. Bu kültür merkezi

kütüphane, okul ve üniversite kurarak İslami ilimler dersleri veriyordu. Yine el-Bezre

ve Tullab dergileri hazırlayıp ilim adamlarının hizmetine sunuyordu. Ayetullah Seyyid

Ebul Hasan İsfehani ve Ayetullah Muhammed Hasan Muzaffer tüm imknalarıyla bu

kültür merkezine destek olup yaşattılar.

MUHAMMED HASAN MUZAFFER‟ĠN VEFATI

Ayetullah Muhammed Hasan Muzaffer, ömrünün sonlarına doğru amansız bir

hastalığa yakalandı. Hastalık içten içe bedenini biraz daha güçsüzleşiyordu. Sonunda

hastalığa yenik düşerek 1955 yılında Bağdat Hastanesinde gözlerini kapatarak ebedi

saadete kavuştu.

Necef halkı taklit mercilerinin pak naaşını şehrin dışında karşıladılar. Havzanın bu acı

kaybı derslerin 10 gün tatil edilmesine neden oldu. Pak naaşı Kufe yolu üzerindeki

aile mezarlığına defnedildi.

Page 113: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

156

ġEHĠT NEVVAB SAFEVĠ

SEYYĠD MÜÇTEBA B. SEYYĠD CEVAD MĠRLEVHĠ TAHRANĠ

(Ö. 1955)

DOĞUM VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Şehit Nevvab Safevi olarak tanınan Seyyid Müçteba Mirlevhi Tahrani, 1924 yılında

Tahran‟da ilim ehli bir hanede dünyaya geldi. Babası, merhum Seyyid Cevad, âlim ve

bilge bir şahsiyetti. Rıza Han‟ın baskıları sonucu sarık ve cübbesini çıkararak

avukatlıkla meşgul oldu. Babası Seyyid Cevad 1934-1935 tarihlerinde savcıyla

arlarında geçen tartışmada savcıya attığı bir tokattan dolayı üç yıl hapse mahkûm

edildi ve hapiste de yaşamını yitirdi. Seyyid Müçteba babasının vefatından sonra

dayısının himayesinde büyüdü. Küçük yaşlarından itibaren dini ilimler tahsiline ilgi

duyuyordu ancak dayısının muhalefeti sonucu bu arzusundan mahrum bırakıldı.

Seyyid Müçteba bu arzusundan vazgeçmedi, Tahran‟da Alman ilkokuluna başladığı

yıllarda okulunun yanı sıra mahalle camiinde de dini ilimler öğrenmeye başladı.

ġEHĠT NEVVAB SAFEVĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Şehit Nevvab Safevi‟nin dini ilimler tahsilinde ilk üstadı mahallelerindeki cami imamı

oldu. Daha sonra Necef Havzasına giderek fıkıh, usul, tefsir ve siyaset ilimlerini

havzanın önemli şahsiyetlerinin huzurunda tahsil etti. Onlardan bazıları:

1. Ayetullah Allame Emini

2. Ayetullah Hacı Ağa Hüseyin Kummi

3. Ayetullah Muhammed Tahrani

ġEHĠT NEVVAB SAFEVĠ‟NĠN SĠYASĠ FAALĠYETLERĠ

Ayetullah Hamanei Şehit Nevvab Safevi hakkında şöyle buyuruyor: Açıkça

söyleyebilirim ki bende ilk İslam devrimi kıvılcımlarını Nevvab ateşledi. Hiç

şüphesiz kalbimdeki ilk ateşi Nevvab yaktı.”

Seyyid Müçteba 1942‟de okulundan mezun olduktan sonra 1943‟de petrol şirketine

istihdam oldu.

Seyyid Müçteba, her akşam işçileri etrafına toplayıp onlara dini ve şer‟i vazifelerini

anlatıyor ve sömürünün çirkin yüzünü beyan ederek şöyle diyordu: Şehrin her yerine

„„İranlılar ve köpeklerin girmesi yasaktır.” yazıları yazılmıştır ve bu bizim için

kabul edilemez. Sömürgeciler bizim topraklarda İranlıları köpeklerle aynı kefeye

koymuşlardır. Seyyid Müçteba orada henüz altı aylık bir işçiydi, İngiliz işçilerden biri

İranlı işçiyi darp ederek yaraladı. Aynı gece Seyyid Müçteba İranlı işçileri bir araya

topladı ve işçilerle yarın sabah iş başı yapmadan önce bir toplantı yapmak üzere

sözleştiler.

Page 114: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Seyyid Müçteba sabah olunca işçilere şöyle dedi: Biz Müslümanız, kısas ahkâmı da

dinimizin bir parçasıdır. İngiliz işçi buraya gelip herkesin önünde özür

dilemelidir, aksi halde ona kısas uygulayarak yaralamalıyız. Seyyid‟in konuşması

bitmeden işçiler İngiliz‟in bulunduğu salona hücum ederek salonu yerle bir ettiler.

Polisler, işçileri tutuklamaya kalkışınca Seyyid Necef‟e kaçtı.

ĠSLAM FEDAĠLERĠ

Şehit Nevvab Safevi, Ahmet Kesrevi'nin202 İslam dini, Peygamber (s.a.a), Ehlibeyt

İmamları (a.s), Şia ulemasına karşı hakaret, bidat ve hurafe dolu görüş ve yazılarıyla

Necef'te tanıştı. Onun sapkın kitaplarını yanına alıp dönemin büyük fakihlerinin

yanına giderek onlardan Ahmet Kesrevi hakkında irtidat ve ölüm izni aldı.

Şehit Nevvab Safevi, Necef Havzasında dönemin taklit mercii Ayetullah Seyyid

Ebulhasan İsfehani'nin emriyle Ahmet Kesrevi gibi sapkınların hurafe içerikli

tebligatına karşı mücadele etmek için İran‟a döndü. Toplumdaki yolsuzluk, fesat ve

gayri ahlaki işlere karşı mücadele için „„Ġslam Fedaileri„„ teşkilatını kurdu.

Şehit Nevvab Safevi „„Ġslam Fedaileri” teşkilatını kurma düşüncesi hakkında şöyle

diyordu: “Rüyamda ceddim İmam Hüseyin‟in (a.s) koluma “İslam Fedaileri”

yazılı bir bant bağladığını gördüm. Gördüğüm o rüyadan sonra bu teşkilatı

kurmaya karar verdim.”

Şehit Nevvab Safevi, 1944'de Tahran'a geldiği gün hiç zaman kaybetmeden Ahmet

Kesrevi'nin evine giderek ondan Allah, Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt İmamlarına

(a.s) hakaret ve iftiralara son vermesini istedi. Şehit Nevvab Safevi tüm uyarı ve

tehditlerin neticesiz kaldığını görünce 1946 yılında Ahmet Kesrevi'yi öldürdü.

İslam Fedaileri çeşitli bildiriler yayımlayarak etraflarına mümin gençler topladı. İslam

Fedailerinin yaptığı toplantılara katılan bir grup tutuklandı, birkaç aylık tutukluk

sürecinde Necef Havzasının devreye girmesi sonucu serbest bırakıldılar. Fakat fazla

geçmeden İslam Fedaileri üyelerinin tutuklamalarına devam edildi.

ġEHĠT NEVVAB SAFEVĠ‟NĠN TUTUKLANMASI

Şehit Nevvab Safevi, 1951‟de İslam Fedailerine üye olan bir arkadaşının evinden

çıkarken tutuklandı. İki yıl önce Amul şehrinde yaptığı bir konuşma ve alkol satan bir

mağazanın camını kırdığı suçlarından dolayı zindana atıldı. Bu olaylar dönemin

başbakanı Musaddık döneminde vuku buldu, Musaddık Hükümetinin çökmesiyle

Şehit Nevvab Safevi serbest kaldı. Bu özgürlükten sonra 1954'de Şah, dönemin

saray âlimi ve Cuma imamının aracıslığıyla Şehit Nevvab Safevi‟ye 100 bin Tuman

nakit para gönderdi ve ona üç seçenek sundu. Şahın üç şeytani teklifi şunlardan

ibaretti:

1. İslam ülkelerinden birine elçi olarak gönderilmesi.

202 -Ahmet Kesrevi, 1890-1946 yıllarında yaşamış İranlı bir tarihçi ve siyasetçidir.

Page 115: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

2. Kendisine içinde barınacağı bir ev tahsis edilmesi ve ayda 10 bin Tuman

aylık verilmesi.

3. Şehit Nevvab Safevi‟nin yardımıyla İslami bir partinin kurulması.

Şehit Nevvab Safevi, büyük bir kararlılık ve katiyetle Cuma imamına şöyle dedi:

“Beni Muaviye‟nin sarayına davet etmeye hiç utanmıyor musun?”

İslam Fedaileri rehberi ve arkadaşları Ayetullah Talikani‟yle birlikte Hamit Zulkadir‟in

evinde toplanıyorlardı. 1955 yılında Şah istihbaratı bir Çarşamba günü eve baskın

yaparak Seyyid Muhammed Vahidi‟yi tutukladı. Aynı gün Ayetullah Kaşani‟de

tutuklanmıştı. İlimler havzasından gelen itirazlar üzerine bu baskında tutuklananlar

birkaç gün sonra serbest bırakıldı.

ġEHĠT NEVVAB SAFEVĠ‟NĠN MUSADDIK‟A MEKTUBU

Şehit Nevvab Safevi‟nin 1953‟de dönemin başbakanı Dr. Musaddık‟a yazdığı

mektubun içeriği:

Hûvel Aziz!

Sayın Başbakan Dr. Muhammed Musaddık!

Siz ve devletiniz kötü bir şekilde çökmektedir. Şunu iyi bilin ki; sizin ve

devletinizin kurtuluşu İslam ve Peygamberin (s.a.a) desturlarına ameldedir.

Bunca olaylardan sonra İslami ahkâmı uygulamaya karar verin, ben size söz

veriyorum sizi ve devletinizi ilahi ahkâmın bereketiyle kurtarıp izzet ve saadete

taşıyacağım.

Şevvalu‟l Mukerrem 1372

ġEHADET GUSLÜ

1955 yılının bir sabah vaktinde İslam Fedaileri birinci ordudan ikinci orduya sevk

edildi. Salonun ortasına Şehit Nevvab Safevi ve arkadaşlarının şahsi eşyalarını

dökmüşlerdi. Şehit Nevvab Sefevi eşyaların yanından geçerken sarık ve cübbesini

aldı, arkadaşlarına dönüp tebessüm ederek ''ceddime yeminler olsun ki bu

elbiselerle şehit olacağım'' dedi.

Şehit Nevvab Safevi son kez arkadaşlarını kucakladı. Arkadaşları sabır ve vakarla

parmaklıklar ardına geçtiler. Sabaha doğru idam sehpaları ortaya bırakıldı. Seyyid ve

arkadaşları parmaklıklar ardından dışarı çıkarıldı. Seyyid Muhammed Vahidi ''Allah-u

Ekber, Allah-u Ekber'' nidalarıyla tekbir getirdiğinde bir asker eliyle Seyyid‟in ağzını

kapatmaya çalıştı. Albay Allahyari ''Son bir arzu ve isteğiniz varsa söyleyin'' dedi.

Seyyid, şehadet guslü için su istedi. Soğuk su getirdiler. Seyyid Nevvab Safevi Albay

Bahtiyar'a sinirlenerek yüksek bir sesle: “Bu su soğuktur, soğuk suyla gusül

alırsak soğuğun etkisiyle rengimiz kaçar, siz ve sizin gibilerden korktuğumuzu

sanırlar. Ama sorun değil, Allah biliyor ki her an şehadet aşkımız

çoğalmaktadır.” Şehit Nevvab Safevi arkadaşlarına dönerek: “Halil‟im,

Page 116: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Muhammed‟im, Muzaffer‟im! Çabuk hazırlanın, hemen şehadet guslü alın, bu

akşam annem Fatıma (s.a) bizi bekliyor” dedi. İslam Fedaileri şehadet guslünden

sonra aşk namazına durdular, ellerini kunuta açarak Allah ile münacata başladılar.

Zindan görevlileri şaşkınlık ve hayretler içinde onları izliyorlardı. Aşk namazından

sonra Seyyid, dedesinin ümmetini hidayete davet ederek şöyle dedi: “Sizler Allah'ın

zayıf kullarısınız. Birkaç günlük dünya hayatı çabucak geçecektir. Ahirette

Rabbinizden utanacak işler yapmayın. Siz zalim Şah‟ın emriyle bizi idam

ediyorsunuz, çok geçmeden bu yaptıklarınızdan pişman olacaksınız. Sizler; ey

subay ve rütbeliler, fasık ve zalim Şah‟a kendinizi satmayın! Allah'a yüz çevirin

ki her iki cihanda aziz olasınız, rütbe ve makama aldanmayın kıyamet çok

yakındır. Vesselam.”

ġEHĠT NEVVAB SAFEVĠ‟NĠN ġEHADETĠ

Şemsi 1334/1955‟de zalim ve zorba Şah Rejimi, Seyyid Mücteba ve üç fedakâr

arkadaşı olan Seyyid Muhammed Vahidi, Muzaffer Zulkadir ve Halil Tahmasb„a idam

hükmü verdi.

Şehit Nevvab Safevi ve arkadaşları aynı yıl Hz. Zehra‟nın (s.a) şehadet yıl

dönümünde idam edildiler. Seyyid, idam esnasında ilahi ayetleri tilavet ederek ruhunu

teslim etti.

Şehitlerin pak naaşları Musgar Abad‟a defnedildi. Daha sonra oranın park alanına

çevrileceği haberi duyulunca şehitlerin naaşı oradan Kum kentine götürüldü.

ġEHĠT NEVVAB SAFEVĠ‟NĠN VASĠYETĠ

Şehit Nevvab Safevi‟nin vasiyetinden kesintiler:

Hû‟vel Aziz!

Bismillahirrahmannirrahim

Gayb âleminin imamı Kaim-i Al-i Muhammed‟in mukaddes adıyla!

Dünyanın her yerindeki Müslüman kardeşlerim, Allah, Muhammed ve Ali Muhammed

dostluğunda sabit kadem olanlar, hepinizi Allah‟ın rahmet ve bereketiyle

selamlıyorum.

Dünya bize sırtını döndü, ahiret ise yüz çevirdi. Dünyada geçen ömrümüz fani oldu.

Bize yüz çeviren ve ona doğru aceleyle gittiğimiz yol ahirettir. Dolayısıyla fanilerin

evlatlarından olmamaya gayret edip, kalıcı ve baki âlemin evlatlarından olmaya

çalışın.

“Ah, yol azığının azlığı ve yolun uzunluğundan”

Emirü‟lmüminin Ali (a.s), bir dünya ilahi aşk ve marifetle dolu, amcası oğlu

Peygamberden (s.a.a) sonra eşi benzeri olamayan bir şahsiyet olmasına rağmen yol

azığının azlığı ve yolun uzunluğunda yakınıyor, tavşan uykusundan kalkın, dünyanın

Page 117: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

oyun ve ziynetine aldanıp kirlenmekten sakının. Tüm ilahi ayeti, Allah‟ı ve kıyamete

öncülük eden enbiyayı, Muhammed ve Al-i Muhammed‟i (s.a.a) unutmayın.

Rüyamda gidişimin seslerini duydum, ben gidiciyim. Ah! Ah! Allah, beni ve sizleri

dünyada hüsrana, kıyamette ise bedbaht olup ateş ehli olmaktan korusun.

Ah, Dünyanın basit ve geçici musibet ve belasına tahammül edemeyip acizlik ve

sabırsızlık eden beşer! Allah‟ın kahhar ve gazabıyla yakıp hazırladığı ateşe nasıl

dayanabilirsin!

Ah, şu zayıf beşer! Hızla dünya imtihanına girip çıkarak, toprağın bağrında kayboldu.

Atların dahi sahibi tarafından yönlendirilmesine inan, nasıl olur da şu beşer din ve

onun aziz temsilcisi Muhammed b. Abdullah‟a teveccüh etmez. Kendi yaşam ve

hayatını alaşağı ederek cehalet ve şehvet peşine takılıp Allah‟ın gazabında yanmaya

kalkışır.

“Onlar dört ayaklı belki daha da aşağıdırlar.”

Ah, ey kardeşim! Hüccet ve hakkı tamamlamak, Allah„ın rızasını kazanıp, Rahman‟a

itaat ve kendini kurtarmak için hakkı söyle ve tebliğ et. Bu zavallıları yarının

zavallılığından haberdar et, onları uyar! Günah, isyan ve tağutlara olan hassasiyet ve

rahatsızlığını ilan et.

“İster teşekkür etsin isterse de nankörlük etsin.”

Yüce Allah onların itaatine muhtaç değildir, isyanlarından zarar görmez. Ve

cehennem ise pek büyüktür. Cehennem, ehline der ki: “başka yok mu?”

Güzel sözler, boş felsefeler, ışıltılı görünüşler, dünyanın aldatıcı süslü elbiseleri, güç

ve kudret orada hiç bir derde deva olmayacaktır.

Ah, şu gaybetin uzunluğundan! Ah, kardeşler! Ben gördüm ve her akıllı insan da

görmektedir ki ilahi muhabbet her muhabbetten tatlıdır, emirlerine itaat her şeytani ve

şehvetli emirlere itaatten saygındır. Enbiyanın kötülere vaat ettiği ebedi azaptan ve

geçici dünyanın isyanından kaçınmak en akıllı şeydir. İlahi nimet, rahmet ve

lezzetlere ümit beslemek, geçici dünya lezzetlerinin hayalinden daha uygun ve

yerinde bir davranıştır…

Ah! Onun yolunda dünyayı, İslami hakikatlere teslim olmayı istedim. İslam ve dünya

Müslümanlarını zulüm ve cehalet pençesinden kurtarıp, İslami hükümleri icra etmek

istedim. İlahi maarif nurunu bu günkü ölmüş beşerin bedenleri üzerine döküp hakiki

İslami gerçeklerle ihya etmek istedim. Allah, Muhammed ve Al-i Muhammed‟in (s.a.a)

rızasına ulaşmak için bin yıl böylesine ulvi bir İslami fedakârlık bayrağını taşırım...

Allah bizi Hüseyin (a.s), dedesi, annesi, babası, kardeşi ve evladıyla beraber etsin.

Amin ya Rabbel âlemin!

Unutmayın doğru yol eğildiği yerden sonra helake götürür.

Page 118: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Ey Peygamber! Yol senin vasin Ali ve on bir aziz evladının evinden gizlilik perdesi

ardında saklı ve hayatta olan İmam Zaman‟a (a.f) kadardır. Müslümanların kabul

ettiği hadislerde geldiği üzere Allah, dünyayı zulüm ve haksızlıkla dolup taştıktan

sonra onun eliyle adaletle dolduracaktır İnşallah.

Kardeşiniz Seyyid Müçteba Nevvab Safevi

Cemadiu'l Evvel 1374/1955.

ġEHĠT NEVVAB SAFEVĠ‟NĠN OĞLUNA MEKTUBU

Şehit Nevvab Safevi, 1955‟de oğlu Mehdi‟ye hitaben şöyle bir mektup yazdı:

Aziz oğlum Mehdi!

Kalbin Kur‟an‟ın hakikatlerini yansıtan bir ayna olsun. Kalbine yansıyan bu nur

başkalarının kalbine ulaşmalıdır. Bu yansıma etrafınızı ve toplumu aydınlatmalıdır.

İşte bu Kur‟an ve sizin pak kalbiniz.

En derin sevgilerimle, Muhammed ve Al-i Muhammed‟in (s.a.a) sevgisi her daim

kalbinizde olsun.

Page 119: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

157

SEYYĠD HÜSEYĠN HEMMAMĠ

SEYYĠD HÜSEYĠN B. SEYYĠD ALĠ MUSEVĠ

(Ö. 1959)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Necef‟in meşhur Peygamber sülalesi Hammami Hanedanı 1872 yılında ilahi nurla

aydınlandı. Babası Seyyid Ali Musevi Hemmami, ocağını aydınlatan bu ilahi nura

ceddi İmam Hüseyin‟in (a.s) adını verdi.

Hemmami Hanedanı, dönemin takva ve fazilet sahibi hanelerindendi. Seyyid Hüseyin

çocukluğunu takva abidesi babası, iffet ve hayâ örneği annesinin himayesinde

geçirdi. Babası oğlunun eğitiminde taviz vermeden titizlikle ilgilendi.

Seyyid Hüseyin, baba ve anne şefkatinde Kur‟an okumayı öğrendi. Okuma yazmayı

öğrendikten sonra babasının da muvafakatiyle Necef‟teki Kafkas ve Azerbaycanlılara

vakfedilmiş Badkube Medresesi‟ne yerleşerek derslere başladı.

Seyyid Hüseyin 25 yıl o medresede ikamet etti. Gece gündüz Ehlibeyt ilmi ve

maarifiyle meşgul oldu. Yirmi yaşlarında satıh (düzey) ilimlerini başarıyla bitirerek

havzanın büyük fakih ve muhaddislerinin ilim ve irfan sofrasından yararlanmaya

başladı.

Seyyid Hüseyin havzanın namdar üstatları yanından diz çöküp ilim tahsil ederek

içtihat derecesine ulaşarak fakihler safından yer aldı.

AYETULLAH HEMMAMĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Hüseyin Hemmami‟nin huzurlarından istifade ettiği üstatlardan bazıları:

1. Ayetullah Muhammed Kazım Horasani

2. Ayetullah Muhammed Kazım Yezdi

3. Ayetullah Muhammed Hüseyin Naini

4. Ayetullah Şeyhu‟ş-Şeria İsfehani

5. Ayetullah Ali Cevahiri

6. Ayetullah Ali Nuri

7. Ayetullah Mirza Muhammed Tahrani

8. Ayetulah Seyyid Ali Asker Hezarceribi203

203-Zendegi ve Şahsiyeti Şeyh Ensari, s.475. Ayanu’ş-Şia, c.6, s.131

Page 120: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH HEMMAMĠ‟NĠN TALEBELERĠ

Ayetullah Hemammi, kendi döneminde Necef Havzası‟nın hatırı sayılır önemli ve

büyük üstatlarından biriydi.

Mescid-i Hind, Mescid-i Cevahir ve Badkube Medresesi‟ndeki usul ve fıkıh ders

celseleri öğrencilerle dolup taşmaktaydı. Onun ders celseleri üstatları Ayetullah

Şeyhu‟ş Şeria İsfehani ve Ayetullah Seyyid Ebul Hasan İsfehani‟nin vefatlarından

sonra en kalabalık ders celsesi oldu. O zatın huzurundan istifade eden talebelerinden

bazıları:

1. Şeyh Cafer Haydar

2. Seyyid Müslim

3. Seyyid Muhammed Tahir

4. Seyyid Mehdi

5. Seyyid Abduzzehra

6. Seyyid İbrahim

7. Seyyid Murteza

8. Seyyid Muhammed Ali

AYETULLAH HEMMAMĠ‟NĠN AHLAKI YÖNÜ

Ayetullah Hemammi, ömrü boyunca her türlü gösterişden uzak sade bir yaşama

sahip oldu. Her türlü teşrifat ve özel muameleden kaçınmıştır. Sade ve takva dolu

hayatı İmam Ali (a.s) türbesinde ikamet ettiği cemaat namazının dolup taşmasına

neden olmuştu. Halk onun arkasında namaz kılabilmek için âdeta birbiriyle

yarışıyordu. Ayetullah Hemammi, her zaman halkın içinde onlardan biri olmuştur. Her

daim fakir ve ezilmiş halka hizmeti kendisine iftihar vesilesi saymıştır.

Şehrin plan ve projesi kapsamında yol genişletmesinden dolayı evi yıkıldığında

Basralı bir iş adamı ona yeni bir ev alması için para verdiğinde geri çevirmiş ve şöyle

demişti: Necef‟te benden daha zor durumda olanlara bu parayı vermen daha

makbul olur. Ayetullah Hemammi, Ehlibeyt (a.s) adına düzenlenen yas ve taziye

meclislerine çok önem verirdi. Hz.İmam Ali‟nin (a.s) şehadetinde Ayetullah Ziyauddin

Iraki ve Ayetullah Muhammed Hüseyin İsfehani ile birlikte matem ve yas gruplarının

arasına katılır, onlarla birlikte caddeleri dolaşarak türbeye gelirdi.

AYETULLAH HEMMAMĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Hemmami, tedris ve araştırmaları yanı sıra şaheser niteliğinde birçok kitap

kaleme almıştır. Onlardan bazılar:

1. Zehiretu‟s-Salihin kitabına talika

Page 121: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

2. Takrirat fil Fıkh

3. Takrirat fil Usul

4.Mirza Naini‟nin risalesine haşiye

5. Kifaye kitabına haşiye

6. Mekasib kitabına haşiye

7. Vesiletu‟n-Necat kitabına haşiye

8. el-Mesailu‟l Necefiyye

9. Menasik-i Hac

10. Hidayetu‟l Musterşidin204

AYETULLAH HEMMAMĠ SĠYASET MEYDANINDA

Ayetullah Hemmami‟nin ilmi ve kültürel çalışmaları onu günün siyasi olaylarından

gafil etmemişti. O birinci dünya savaşında cephede mücahitlerin yanında yer almış,

halkı İngiliz işgaline karşı cihada davet etmiştir. Necef fakihleri İngilizlere karşı üç

cephede mücadele etmekteydiler. Birinci cephede Seyyid Mehdi Haydari, Şeyhu‟ş-

Şeria İsfehani ve Ayetullah Hemmami komustasında bulunan mücahitler

bulunuyordu. İkinci cephe Şeyh Halisi ve Ayetullah Muhammed Kazım Yezdi‟nin oğlu

komutasındaydı. Üçüncü cephe ise Seyyid Muhammed Said Hebubi, Şeyh Bakır

Haydari ve Ayetullah Muhsin Hekim komutasında savaşmaktaydılar.

Ayetullah Hemmami altı ay mücahitlerle birlikte savaş meydanında sömürü ve işgal

güçlere karşı göğüs göğüse çarpıştı. Ayetullah Hemmami, yarım asır havzanın ilim ve

ehil bilginleri yanında bulunmuş, onların nazarında siyasi ve ilmi meselelerdeki dikkati

ve zarif tespitleriyle meşhurdu. Halk onun mercilik makamında görmeği arzuluyordu.

Ancak o inzivaya çekilerek tedris ve araştırmayla meşgul oldu. Ayetullah Seyyid Ebul

Hasan İsfehani, İmran Camii‟nin anahtarını ona gönderip, kendi yerine cemaat

imamlığı yapmasını istediğinde şöyle dedi: “Ben (mercilik konusunda) tanınmak

istemiyorum, böyle devam etmek istiyorum.” Ayetullah Seyyid Ebul Hasan

İsfehani‟nin vefatından sonra mecburi olarak mercilik makamına geçti.

AYETULLAH HEMMAMĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Hemmami, bir ömür din ve mektep yolunda çektiği zahmetlerin ardından

1959‟da Bağdat Hastanesinde yedi gün yattıktan sonra ilahi çağrıya icabet ederek

gözlerini hayata kapadı. Bu acı ve kabullenmesi zor haber devlet radyo ve

televizyonuyla tüm dünyaya duyuruldu. Bu haber üzerine halk iş yerlerini kapatarak

taklit mercilerini son yolculuğuna uğurlamak için yanında yer aldılar. Mübarek naaşı

Kazimiye, Kerbela, Kufe‟de türbeleri ziyaret ettirilerek Necef‟e İmam Ali (a.s)

204-ez-Zeria, c.125, s.192

Page 122: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

türbesine getirildi. Türbe ziyaret ettirildikten sonra oğlu Seyyid Muhammed Ali‟nin

kıldırdığı cenaze namazdan sonra ders verdiği Mescidi Murat‟a defnedildi.205

205-Mecelletu’l Muslim, sayı7, s.989

Page 123: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

158

SEYYĠD MEHDĠ ġĠRAZĠ

SEYYĠD MEHDĠ B. MĠRZA HABĠBULLAH ġĠRAZĠ

(Ö. 1960)

DOĞUMU VE HANEDANI

Seyyid Mehdi 1887 yılında Kerbela‟da dünyaya geldi. Şirazi hanedanı Irak ve İran‟da

köklü ve tanınmış hanedanlardandır. Tütün ve tömbeki yasağında büyük bir cesaretle

haram fetvasını veren Mirzai Şirazi bu hanedandan çıkmış büyük şahsiyetlerden

biridir. Yine bu hanedandan Ayetullah Mirza Ali Ağa Şirazi, Ayetullah Abdulhadi

Şirazi, babası Ayetullah Mirza Habibullah Şirazi, kardeşi Ayetullah Mirza Abdullah

Şirazi, oğulları Ayetullah Muhammed Şirazi, Ayetullah Sadık Şirazi gibi büyük taklit

mercileri bu hanedandan çıkmış ve dönemlerinin büyük fakihleri olmuşlardır. O

dönemlerde olduğu gibi günümüzde de bu hanedan takva, ilim ve Ehlibeyt ahlakıyla

meşhur bir soydur. Seyyid Mehdi böylesi mükemmel bir hanede doğmuş ve eğitim

almıştır.206

TAHSĠL DÖNEMĠ

Seyyid Mehdi, havzanın mukaddime ve başlangıç ilimleri olan, sarf, nahiv, mantık,

fıkıh ve usul ilimlerini doğum yeri olan Kerbela Havzası‟nda öğrendikten sonra

Samerra‟ya gitti. O dönemlerde Samerra Ayetullah Mirzai Şirazi‟nin zahmetleriyle

daha yeni kurulmuştu.

Seyyid Mehdi, Samerra Havzası‟nın önemli üstatlarından olan abisi Ayetullah Mirza

Abdullah Şirazi‟nin ders celselerinde ilim tahsiline başladı. Samerra‟da birkaç yıl

ikamet ettikten sonra üstadı Ayetullah Muhammed Taki Şirazi‟nin tavsiyesi üzerine

Kazımiye Havzası‟na gitti. Altı aylık Kazımiye ikametinden sonra Kerbela ve oradan

da Necef‟e hicret etti.

Ayetullah Mehdi Şirazi, Kerbela Havzası‟nın büyüğü Ayetullah Muhammed Taki

Şirazi‟in vefatından sonra havzanın yeniden canlılığını kazanması için 20 yıllık Necef

ikametinden sonra bir kez daha Kerbela Havzası‟na geri döndü.

AYETULLAH MĠRAZ MEHDĠ ġĠRAZĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Mirza Mehdi Şirazi uzun yıllar tahsil hayatında önemli büyük fakih ve

muhaddislerin huzurlarından istifade etti. Onlardan bazıları:

1. Aytullah Mirza Ali Şirazi

2. Mirza Muhammed Taki Şirazi

3. Ayetullah Hacı Aga Rıza Hemedani

206-Ayanu’ş-Şia, c.10, s.146 (Seyyid Muhsin Emin)

Page 124: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

4. Ayetullah Seyyid Muhammed Kazım Yezdi

5. Ayetullah Şeyh Muhammed Hüseyin Naini

6. Ayetullah Hacı Aga Hüseyin Kummi

7. Ayetullah Ziyauddin Iraki

8. Ayetullah Mirza Abdullah Şirazi

9. Ayetullah Seyyid Hüseyin Hindi

Ayetullah Mirza Mehdi Şirazi‟nin rivayet izni aldığı fakihler:

1. Ayetullah Seyyid Hüseyin Kummi

2. Ayetullah Aga Buzurgi Tahrani

3. Ayetullah Şeyh Abbas Kummi

4. Ayetullah Mirza Muhammed Tahrani

AYETULLAH MĠRAZ MEHDĠ ġĠRAZĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Mirza Şirazi, tedris ve üstlendiği sorumluluklarının yanı sıra çok değerli

kitaplar kaleme almıştır. Onlardan bazıları:

1. Zehiretu‟l İbade

2. Zehiretu‟l Suleha

3. el-Vecize

4. Bidayetu‟l Ahkâm

5. Urvetu‟l Vuska Kitabına Talika

6. Vesiletu‟n Necat Kitabına Talika

7. el-Cifr

8. et-Tecvid

9. Keşkül fil Muhtelifi‟l İlim

10. el-Devaatu‟l Mücerrabat

AYETULLAH MĠRAZ MEHDĠ ġĠRAZĠ‟NĠN AHLAKĠ BOYUTU

Zahitlik olmadan ilim tahsil edilmeyeceğine inanmıştı. Bundan dolayı ameli olarak

züht ve sadeliğe son derece hassasiyet gösteriyordu.

Page 125: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Önüne konulan yemeğin kalitesine hiç teveccüh etmez ve ihtiyacı kadar yerdi.207

Ayetullah Mirza Mehdi Şirazi, ilim tahsili yanı sıra Kur‟an‟ı ezberlemekle de meşguldü,

büyük bir azim ve ciddiyetle genç yaşta hafız oldu. Onun günlük rutin

alışkanlıkarından biride her sabah bir cüz Kur‟an okumaktı.

Ayetullah Mirza Mehdi Şirazi, Ayetullah Seyyid Ebul Hasan İsfehani‟nin vefatı ve

Ayetullah Hüseyin Kummi‟nin Necef‟e hicretinden sonra Kerbela Havzası‟nın idaresini

eline aldı. Havzada müstakil olarak harici dersler vermeye başladı. Yavaş yavaş

Kerbela‟nın taklit mercii oldu.

Az uyurdu ve çocuklarına da devamlı az uyumalarını öğütler, kitap okumalarını ve

dünyevi işler için düşünüp dert edinmemeyi tavsiye ederdi. Vaktiyle çocuklarından biri

“Neden az uyuyorsun?” diye sorduğundan şöyle cevap verdiler: “Çok yakından

mezarda çok uzun bir uykuya dalacağız. Ben uykumu mezara saklıyorum.”208

O, son derece İslami ahlaka bağlı, ahlaklı bir şahsiyetti. Nurlu simasıyla insanları

kendisine cezbediyordu. Çok sade ve gösterişsizdi, yaşamı boyunca kendini bir

talebe olarak gördü. Fakir zengin arasında ayrım yapmaksızın herkesin davetini

kabul edip sofrasına otururdu. Elbisesini kendisi dikerdi ve mümkün olduğu kadar

kendi elbiselerini yıkamaya çalışırdı. Odasını kendi süpürüp temizlerdi. Eşi veya

çocuklarından biri hastalandığında bizzat kendisi onunla ilgilenir, çocuklara hediye

sözü vererek ilaçlarını içirirdi. Ona hakaret edenleri ya affederdi ya da hediye vererek

hatasını hatırlatırdı.

AYETULLAH MĠRZA MEHDĠ ġĠRAZĠ‟NĠN SĠYASĠ MÜCADELESĠ

1920 Devrimi

Birinci Dünya Savaşı‟nda Batılı sömürgeciler hedeflerine ulaşmak için Osmanlı‟yı

bölüp parçalama peşine koyuldular. O dönem Osmanlı idaresinde olan Irak‟ın Basra

şehrine saldırdılar. İngilizler, hile ve entrikalarla birtakım Müslümanları kullanarak

ümmet arasında ihtilaf ve fitne çıkarmaya başladılar. Bu fitne ateşi basiretli âlimlerin

tedbir ve ferasetiyle söndürüldü. Âlimler Osmanlı‟nın yanında yer alarak İngilizlere

karşı cihat fetvası verdiler. İngilizlerin Bağdat‟ı işgaliyle mücadelenin rehberi

Ayetullah Muhammed Taki Mirzai Şirazi, Samerra‟dan Kerbela‟ya gelerek 1920 Irak

devrimini başlattı.

Ayetullah Muhammed Taki Şirazi ulemadan Ayetullah Mehdi Halisi, Ayetullah Seyyid

Ebul Kasım Kaşani, Ayetullah Hibetuddin Şehristani ve Ayetullah Mehdi Şirazi‟yi bu

mücadelenin rehberleri olarak seçti.209 Ayetullah Mehdi Şirazi, Kerbela‟da devrim‟in

Rehberi Ayetullah Muhammed Taki Şirazi‟nin sağ kolu konumundaydı. O, aşiret ve

kabileleri İngilizlere karşı savaşa teşvikte çok etkili ve nüfuz sahibi bir şahsiyetti.

207-Usreru’l Mücedded eş-Şirazi, s.159 208-el-Selim ila İnhazi’l Muslimin, s.142 209-el-İmam Şirazi Yuşekkilul Hukumetel İslamiyye, s.21

Page 126: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Komünistlerle Mücadele

Abdülkerim Kasım Hükümeti döneminde Irak neredeyse Komünistlere teslim olmuştu.

Halk büyük tehdit içindeydi. Ayetullah Mehdi Mirzai Şirazi, bu akımın karşısına

geçerek var gücüyle mücadeleye koyuldu. İlk olarak fakihlerin bu akımın karşısında

durmalarını sağladı. Ayetullah Muhsin Hekim, Komünistlerin kâfir ve dinden uzak

olduklarına dair fetvasıyla onların tüm oyunlarını bozdu. Ayetullah Mehdi Şirazi‟de

Komünistler hakkında şu fetvayı verdi: “Din ve islam‟a aykırı olan Komünistliğe

yönelenler, namaz kılıp oruç tutsalar da ibadetleri kabul değildir. Çünkü

ibadetlerin kabul şartı olan iman Komünistlerde yoktur. Dolayısıyla onlara tabi

olmak haram, onlardan uzaklaşmak farzdır. Komünistlere yardım edilmemelidir.

Zira onlara yardım İslami ölçülere göre doğru değildir. Tüm ameller ve

ibadetlerin kabulü Allah‟ın elindedir.”210

AYETULLAH MĠRZA MEHDĠ ġĠRAZĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Mehdi Şirazi, bir ömür mücadele ve mektebe hizmetten sonra 1960‟da ilahi

davete icabet ederek hakkın rahmetine kavuştu. Mübarek naaşı İmam Hüseyin (a.s)

türbesinde Ayetullah Mirza Muhammed Taki Şirazi‟nin mezarının bulunduğu odaya

defnedildi.

210-Mearifur Rical, c.2, s.168

Page 127: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

159

AYETULLAH TUNĠKABONĠ

AYETULLAH MUHAMMED RIZA TUNĠKABONĠ

(Ö. 1965)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Muhammed Rıza, 1865‟de Ramser‟in etraf köylerinde ilim ve irfan ehli bir hanede

dünyaya geldi. Dört yaşında babasının kaybetti. Bu acı ve hüznünü daha üzerinden

atmadan şefkatli seyyide annesini de kaybetti.

Muhammed Rıza, anne babasını yitirdikten sonra halasının himayesine geçti.

Mektephaneye giderek okuma yazma ve Kur‟an okumasını öğrendi. Ardından dini

ilimler tahsili için 1874‟de medresede dini ilimler öğrenmeye başladı. Daha sonra

abisi Ayetullah Muhammed Hüseyin‟le birlikte 1884‟de Kazvin Havzası‟na gitti. Orada

iki yıl kaldıktan sonra yüksek ilimler tahsili için 1886‟de ilim ve irfan diyarı Necef‟e

hicret etti. Necef Havzası‟nda kardeşiyle birlikte dönemin meşhur üstat ve fakihlerinin

huzurlarından istifade ettiler.

MUHAMMED RIZA TUNĠKABONĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Muhammed Rıza, uzun yıllar Necef Havzası‟nda ilim tahsili ve nefis tezkiyesiyle

meşgul oldu. İlim ve irfanlarından istifade ettiği fakihlerden bazıları:

1. Ayetullah Mirza Habibullah Reşti

2. Ayetullah Muhammed Kazım Horasani

3. Ayetullah Mirza Hüseyin Halili

4. Ayetullah Aga Rıza Hemedani

5. Ayetullah Şeyh Abdullah Mazenderani

6. Ayetullah Seyyid Muhammed Kazım Yezdi

7. Ayetullah Molla Hüseyin Kulu Hemedani

AYETULLAH TUNĠKABONĠ‟NĠN ĠRAN‟A DÖNÜġÜ

Ayetullah Muhammed Rıza Tunikaboni, uzun yıllar ilim ve irfan tahsilinden sonra

içtihat sahibi genç bir fakih olarak 1901 yılında Tahran‟a geri döndü. Tahran halkı ve

ulemasının sıcak ve samimi istikbaliyle orada ikamet etti. Ayetullah Tunikaboni,

Tahran‟da hiç vakit kaybetmeden tedris kürsüsüne geçerek etrafına ilim ve irfan

âşıklarını topladı. İlk olarak Muhammediye Medresesi ve ardından Filozofi-Devle

Medresesi‟nde eğitimle meşgul oldu. Ayetullah Tunikaboni, halka karşı oldukça

samimi ve şefkatliydi. Güler yüzlülüğünden dolayı halk onu içten, sevecen ve

kendisinden biri gibi gördü. Oğlu üstat Felsefi şöyle buyuruyor: “Merhum babam

Page 128: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

ahlaklı bir kişiliğe sahip ve oldukça mütevazıydi. Onu görüp tanıyan ahlak ve

alçak gönüllüğünden konuşurdu. Yanına gelen herkesin ayağına kalkardı,

sokakta ve pazarda herkese selem verir, hal hatır sorardı. Evinde ailesi ve

çocuklarına karşı şefkatli ve edepliydi. Çocuklarından hiçbiri ondan kötü bir

hatıraya sahip değildir. Üzerine titrediği konu ilmi meseleler ve ibadetiydi. Gece

namazı kılar, dua ve çokça münacatla meşgul olurdu.''

AYETULLAH TUNĠKABONĠ‟NĠN TALEBELERĠ

Ayetullah Tunikaboni uzun yıllar tedris kürüsü ve ilimle meşgul oldu. Onun ilim ve

irfan sofrasından istifade eden talebelerinden bazıları:

1. Ayetullah Ahund Molla Ali Masumi Hemedani

2. Ayetullah Mirza Haşim Amuli

3. Ayetullah Seyyid Ebulkasım Erib

4. Ayetulla Şeyh Ali Mukaddesi

5. Ayetullah Şeyh Muhammed Ali Lenkerani

6. Ayetullah Seyyid Celaleddin Aştiyani

7. Ayetullah Şeyh Ali Felsefi (oğlu)

8. Seyyid Celaleddin Tahrani

9. Mirza Abdülkerim Hak Şinas

10. Dr Ebulkasım Kereci

AYETULLAH TUNĠKABONĠ‟NĠN SĠYASĠ TUTUMU

Ayetullah Şeyh Ali Felsefi babası Ayetullah Tunikaboni‟nin siyasi yönünü şöyle

nakleder: Merhum babam meşrute olaylarından uzak durmayı tercih etti. O tüm

çabasını talebeleri ve tedrisine ayırdı. Merhum Ayetullah Hasan Müderris babama

çok saygı gösterirdi. Babam beni de yanına alıp onun ziyaretine giderdi. O da iadei

ziyarette bulunarak bizim eve gelirdi. Rıza Han Cumhuri adına verdiği caddeyi

yapmak istediğinde Merhum Müderris babamı ve amcamı siyasete soktu. O günde

ulema Ayetullah Müderris‟in emriyle mecliste eyleme başlamış, halkta sokaklarda

‟‟Biz Cumhur istemiyoruz‟‟ sloganları atıyordu.

Babamın siyasetle işi olmazdı. Dolayısıyla devlet erkânıyla da hiçbir irtibatı yoktu. Ne

devlet yöneticilerinden biri ona gelirdi ne de o giderdi. Evine sadece talebeleri ve ilim

ehli gelip giderdi.

Rıza Han âlimlere sarık ve cübbeyi yasakladığı o sıkıntılı günlerde babamı bu

kanundan muaf tutmuştu ama ben ve kardeşim bundan muaf değildik. Babam,

Merhum Ayetullah Kaşani‟yle yakın irtibattaydı, devamlı birbirlerine git gelleri olurdu.

Rıza Han‟ın “Encümeni Eyalet ve Vilayet” yasasını kanunlaştırmak istemesi

Page 129: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

olaylarında, babam meselenin siyasi değil şer‟i bir mesele olduğu kanısına vardı.

Merhum Ayetullah Şeyh Muhammed Taki Amuli ve Ayetullah Seyyid Ahmet

Hansari‟nin de bu olaylara karıştığını görünce siyasette aktif rol almaya başladı. O

günden sonra bildirilerin altını imzalayarak Tahran âlimleri celselerine katıldı.

Babamın İmam Humeyni‟ye özel bir alakası vardı. Onun müçtehid, âlim ve fakih

olduğunu söylerdi. İmamla görüşüp görüşmediğini bilmiyorum ama onu çokça övüp

medhederdi. 15 Hurdad Olayları‟nda çok derinden üzülmüş ve şöyle derdi:

“Dünyanın iki günlük riyaseti için nasıl böyle bir cinayete bulaşabilirler. Bunlar

insanlıktan ne kadar uzaklaşmışlar. Kendilerinden hiç mi utanmıyorlar!”

AYETULLAH TUNĠKABONĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Tunikaboni, mektebe bir ömür hizmetten sonra 1965‟de 100 küsür yaşında

gözlerini dünyaya kapadı. Cenaze namazı Ayetullah Seyyid Ahmet Hansari

tarafından ikame edildi. Merhumun vasiyeti gereği oğlu Ayetullah Ali Felsefi babasını

naaşını Necef‟e götürerek Vadius Selam Kabristanlığı‟na defnetti.

Page 130: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

160

ġEYH ABDUNNEBĠ ERAKĠ

AYETULLAH ABDUNNEBĠ ERAKĠ NECEFĠ

(Ö. 1965)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

1889 yılında Peygamberimizin (s.a.a) risalete seçildiği gece İran'ın Erak şehrinde

mümin ve takva sahibi bir hanede dünyaya geldi. Okuma yazmayı Seyyid Ahmet'in

mektephanesinde öğrendi. Daha sonra Arap edebiyatını babasının akrabalarından

olan Mirza Mahmut, Mirza İsmail ve Mirza Haşim'in huzurlarında öğrendi. O, daha

sonra Hemedan Havzası‟na giderek iki yıl Merhum Ahund‟un medresesinde ilim

tahsiline devam etti. Bu iki yıl ikametten sonra tekrar doğum yeri Erak'a gelerek Erak

Havzası‟nda 4 yıl havza üstatlarından istifade etti. 20 yaşlarında düzey ilimlerini

başarıyla tamamlayarak hariç ve yüksek ilimler tahsiline başladı. Takriben iki yıl Ağa

Nuriddin Iraki, Mirza Muhammed Alihan ve Mirza Ebul Hasan'ın huzurlarında harici

dersleri öğrendi.

1909 yılında Necef Havzası‟na giderek havzanın dersleri yanı sıra matematik, heyet

ve nücum ilimlerini öğrendi. Abdunnebi üstatları hakkında şöyle diyor: “İlk ilim

tahsiline başlayıp mezun olana kadar 28 tane üstadın huzurundan istifade

ettim.”211

AYETULLAH ABDUNNEBĠ ERAKĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Abdunnebi Eraki ilim ve irfan diyarı Necef Havzası‟nda birçok büyük

şahsiyetin huzurundan istifade etmiştir. Onlardan bazıları:

1. Ayetullah Seyyid Muhsin Iraki

2. Ahundu Horasani Muhammed Kazım Horasani

3. Ayetullah Seyyid Muhammed Kazım Tabatabai Yezdi

4. Ayetullah Şeyhu‟ş-Şeria İsfehani

5. Ayetullah Ziyauddin Iraki

211-HazainuNebeviyye, c.1, s.378

Page 131: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

6. Ayetullah Şeyh Ali Guçani

7. Ayetullah Mirza Ali Gazi Tabatabai212

8. Ayetullah Mirza Hüseyin Naini

ĠRAN‟A DÖNÜġÜ

Ayetullah Abdunnebi Eraki, ikinci dünya savaşından sonra babasının vefatı üzere

İran'a geri döndü. Beş ay ikametten sonra tekrar Necef'e dönerek 45 yıl Necef

Havzası‟nda harici dersleri olan fıkıh ve usul tedrisiyle meşgul oldu. Kendisi şöyle

derdi: “Necef'te 45 yıl ikamet ettim. Bu ikametimde iki defa yolculuğum oldu.

Havzada tedrisle meşgul olmam beni diğerlerinden öne geçirdi. Yazdığım

A'lamu'l Amme fi Sıhheti'l Haccmea Ebnai'l Amme, İykazuu'l Beşer fi Eczai

İztirari'l Me‟şer ve İraşdu'l Ümme fi Âdem-i Eczai Salati'l Cuma” kitaplarım

Necef'te basıldı ve havzanın diğer üstatları benim fetvalarıma müracaat ederlerdi.

Ayetullah Abdunnebi Eraki 1921 yılında İmam Rıza (a.s) ziyareti için İran'a döndü.

Kum Havzası‟nın kurucusu Ayetullah Abdülkerim Hairi'yle birlikte Meşhed‟e gittiler.

Meşhed dönüşünden doğum yeri Erak'a geçerek havzanın başına geçip tedrisle

meşgul oldu.213

Ayetullah Abdunnebi Eraki tekrar 1927‟de Ayetullah Seyyid Ebul Hasan İsfehani'nin

daveti üzere Necef Havzası‟na giderek harici ders tedrisine başladı. 1946‟da oğlu

Ağa Nureddin'in hastalığından dolayı İran‟a geri dönerek Kum kentinde ikamet etti.

Kum Havzası‟nda vakit kaybetmeden tedris kürsüsüne geçerek talebe yetiştirmeye

devam etti.

AYETULLAH ABDUNNEBĠ ERAKĠ'NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Abdunnebi Eraki tedriste üstat olduğu gibi telif ve tasnifte de ustaydı.

Vaktinden layıkıyla istifade etmiş ve çeşitli dallarda birbirinden değerli 84 eser kaleme

alarak gelecek nesillere miras bırakmıştır. Telif ettiği eserlerinden 30 cilde yakını

basılmıştır. Kitaplarından bazıları:

1. Maalimu'l Zulfa; UrvetuVuska kitabına Şerh 25 cilt

2. İfazetu'l Kadir

212-HazainuNebeviyye, c.1, s.241 213-HazainuNebeviyye, c.1, s.241

Page 132: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

3. Enisu'l Mukallidin

4. Ruhu'l İman

6. el-A'malu'l Amme fi Sihhati'l Haccmea Ebnai'l Amme

6. İykazuu'l Beşer fi Eczai İztirari'l Me‟şer

7. İraşdu'l Ümme fi Âdem-i Eczai Salati'l Cuma

8. Zehiretu'l İbad

9. Minhacurl Reşah fil Usuliddin

10. Dureru'l Manzume

AYETULLAH ABDUNNEBĠ ERAKĠ'NĠN TALEBELERĠ

Ayetullah Abdunnebi Eraki uzun yıllar tedris kürsüsünde oturdu. İslam âleminin uzak

ve yakın diyarlarından gelen onlarca ilim sevdalısı onun huzurundan istifade etmiştir.

O büyük âlimin huzurundan istifade edip adından övgüyle söz ettiren bazı ilmi

kariyerler:

1. Seyyid Muhammed Ali Kazımi Burucerdi

2. Seyyid Şafi Reşti

3. Muhammed Hasan Ali Tahir Humeyni

4. Seyyid Ali Ekber Musevi (Damadı)

5. Şeyh Kudretullah Vicdani Fahr

6. Seyyid Muhammed Ali Ruhani

7. Mirza Ali Ekber Fakihi (Damadı)

8. Mirza Muhammed Taki Hemedani

9. Şeyh Hüseyin Narir Kirmani

10. Şehid Muhammed Ali Gazi Tabatabai

Page 133: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH ABDUNNEBĠ ERAKĠ'NĠN AHLAKĠ BOYUTU

Ayetullah Abdunnebi Eraki, ilahi bir ruhaniyete sahipti. Bu ruhaniyet ve maneviyata

gece namazı, züht ve takvasıyla ulaşmıştı. Talebelerinden olan Ayetullah Seyyid

Muhammed Ali Ruhani şöyle naklediyor: “Sabah namazından önce kalkardı, her

camiye girdiğine tahiyyat namazı kılardı. Ders verdiği camiye geldiğinde orada

da cami için tahiyyat namazını kılmadan derse başlamazdı.‟‟

Kendisine ait bir evi yoktu. Kirada otururdu. Evinin eşyası normal bir talebenin ev

eşyası kadar az ve sadeydi. Bir gün hayırsever birisi ona bir telefon hediye getirir ve

onu humusundan saymasını ister. Üstat şöyle cevap verir: „‟Beytülmaldan eve

telefon alınacak kadar bir zaruretin olduğunu görmüyorum.”

Damadı Ayetullah Vicdani Fahr üstadının ahlakını şöyle anlatıyor: “Onunla olan

yakınlığım ve beraberliğim neticesinde anladım ki o, dünyadan uzaktı ve

hakikatte dünyanın varlığıyla yokluğu onun için aynıydı. O etrafına mürit ve

taraftar toplanmasından kaçınırdı. Gecelerini ibadet ve münacatla geçirdi. Bir

gece onun evine gitmiştim. Akşam geç olduğu için orada kalmam icap etti.

Gecenin bir zamanında feryat ve ağlama sesleriyle uyandım. Sanki birini

dövüyordular o da yalvarıp yakarıyor. Biraz dikkat ettiğimde kayınpederim ve

üstadımın Allah ile münacat ettiğini gördüm. O talebe ve öğrencilerinin

üzerinde çok etkiliydi. Öğrencileri üzerine âdete titrerdi. O, ömründen en güzel

şekilde layıkıyla istifade etmiştir. Belkide başarısının sırrıda buradaydı.”

Damadı Hüccetül İslam Seyyid Ali Ekber Musevi şöyle naklediyor: “O, ömrünün son

anına kadar kitap yazmadan vazgeçmedi. Onu devamlı ya tedris ve telifle

meşgulken ya da kitap okurken gördük.” Maalimu'l Zulfa kitabını ömrünün son

çağlarında hasta iken yazdı. Ramazan ayında birkaç defa Kur‟an‟ı Kerim‟i hatim

ederdi.

EHLĠBEYT (A.S) ĠLE MANEVĠ ĠRTĠBATI

Ayetullah Abdunnebi Eraki'nin Ehlibeyt (a.s) ile arasında manevi büyük bir irtibat

vardı. Bazen büyük sorunlarını onlara tevessül ederek hallederdi. Yakınlarından biri

şöyle nakletmiştir: “Bir gün uykudan uyandığımda bir kolumun felç olduğunu

gördüm. Bu durumu eşim dahi hiç kimseye bildirmedim. Şifam için hemen

Meşhed'e gittim. Perşembe sabahı Meşhed'e vardım. Yakınlarımın birinin

Page 134: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

evinde ziyaret guslü yaptım. Perşembe akşamüzeri mukaddes türbeye gittim.‟‟

Ziyaret ettikten sonra ravzanın karşısına geçtim ve arz ettim: “Bana şifa verene

kadar buradan ayrılmayacağım. Ben bu elle hizmet etmek istemiyorum.” O gece

türbede kaldım şifa buldum ve türbeden ayrıldım.

ĠMAM ZAMAN (A.F) ĠLE MÜLAKATI

Hüccetül İslam Seyyid Muhammed Mehdi Murtazevi Lengerudi şöyle naklediyor: Bir

gün Ayetullah Uzma Hacı Şeyh Abdunnebi Müçtehid Eraki, babamı ziyaret amacıyla

bize geldi. Konuşmaları arasında Merhum Ayetullah Seyyid Ebul Hasan İsfehani'den

söz açıldı. O sanki bir şeyler anlatmak istiyordu ama benden çekiniyordu. Babam,

Muhammed Mehdi mahrem ve sır ehlidir, rahat ol dedi. Sonra Merhum Şeyh

Abdunnebi şöyle dedi: Ben Necef'teyken Ağa İsfehani'nin fazilet ve üstünlüğüne pek

önem vermezdim. Kendi kendime; o da benim gibi Ahund Molla Kazım Horasani'nin

talebelerinden bir talebedir, şansı yaver gitti reis oldu, ben olamadım dedim. Bir gün

şer‟i riyazetler, nefsi mücadeleler neticesinde manevi makamlara ulaşmış birinin

Necef'e geldiğini duydum. Onu sınamak için yanına gittim. Onunla konuştuktan sonra

birçok şeylerden haberdar olduğunu gördüm ve söylediklerinin doğruluğuna yakin

ettim. Ona şöyle dedim: Sen bu kadar ilim ve bilgi birikiminle İmam Zaman (a.f) ile

görüşme yollarını biliyor musun? Aklıma takılan birçok çok zor sorular var, sadece

İmam onun cevabını verebilir. Sorularımı sadece o hazrete sormak istiyorum. Adam:

evet, bu mümkündür, yolu vardır dedi ve ekledi: İnsanlardan uzak bir çölde abdestli

bir halde yüzünü kıbleye çevir ve 70 defa ayetel-Kürsiyi oku ve bilesin ki ayetin

sonunda yanına gelen ilk kişi İmam-ı Zaman‟dır (a.f) ve dilediğin soruları ona

sorarsın.

Hemen gusül ve abdest alıp Sehle Mescidine gittim, o şahsın söylediği amelleri

yaptıktan sonra çöle gittim ve kıbleye dönerek yere oturdum 70 defa ayetel-Kürsiyi

okudum. Bunu yaptıktan sonra birisi yanıma gelerek selam verdi ve: “Benden ne

istiyorsun?” dedi. Ben, gaflet ve unutkanlıkla ben seni çağırmadım ki dedim. Ancak

o: hayır, sen beni çağırmak için buraya geldin sözünü tekrarladı. Ben bir kez daha:

“ben seni çağırmadım, seninle bir işim de yok dedim.‟‟ Bu olay tam üç defa

tekrarlandı.

Bilahare yanıma gelen o şahıs geri dönüp gittikten sonra bir anda irkildim ve kendime

geldim. Kendi kendime: “Ben İmam Zaman (a.f) ile görüşmek için buraya geldim”

Page 135: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

dedim. Peşi sıra koşmaya başladım, arkasınca bağırarak “Efendim ben seninle

görüşmek için buraya geldim” diyordum. O koşmayla bir eve ulaştım. Nefes nefese

kapıyı çaldım. Çehresi nurlu bir adam kapıyı açtı. “Buyurun ne istiyorsunuz?” dedi.

Buraya gelen şahısla görüşmek istiyorum dedim. Adam, bir dakika içeri girmeniz için

izin alayım dedi. İçeri girdikten bir süre sonra dışarı çıktı ve buyurun dedi. İçeri girdim,

küçük bir evdi. Salona gittim iki taht vardı, çölde gördüğüm şahıs orada oturmuştu.

Bana: “Buyurun benimle işiniz mi var?” dedi. Ben yine hayır hiç bir işim yok

dedim. Selam verdim, tahta oturmamı istedi. Heybet ve ihtişamı beni o kadar

kendimden almıştı ki soracağım tüm soruları unutmuştum. Hatta azametinden

yüzüne bile bakamıyordum. Biraz oturduktan sonra izin istedim ve evden dışarı

çıktım. Evden birkaç adım uzaklaşmıştım ki soracağım sorularım aklıma geldi.

Hemen geri döndüm ve kapıyı çaldım. Aynı kişi kapıyı açarak “Buyurun ne

istiyorsunuz?” dedi. Ağayla görüşmek istiyorum, sorularım aklıma geldi dedim.

Adam: “Ağa gitti” dedi. Ben: “Niçin yalan konuşuyorsun‟‟ dedim, Ağa demin

buradaydı? Adam sinirlenerek: “Ben yalan kokuşursam beni burada tutmazlar,

ben 30 yıldır bu evin hizmetkârıyım‟‟ dedi. Adamdan özür dilemdim. Adam, Ağa

gitti vekili buradadır, görüşmek ister misin?” dedi. İzin almak için içeri girdi. İçeri

girdiğimde aynı yerde Ayetullah Seyyid Abul Hasan İsfehani'nin oturduğunu gördüm.

Selam verdim, selamının cevabını verdikten sonra oturmamı istedi. Daha önce içeri

girip oturduğum yere oturdum ve İhtilafları meseleleri bir biri ardına sordum.

Sorduğum bir soruya Seyyid, Ahundu Horasani ve Şeyh Ensari‟nin görüşlerini beyan

ettikten sonra ama meselenin özü şundan ibarettir dedi. Sonra bana: “Soracağın

başka soru varmı?” dedi. Ben hayır, müsaadenizle artık gideyim dedim. Seyyid ile

görüştükten sonra oradan ayrıldım. Kendi kendime: “Bu gün hafta içi, Ağa İsfehani

hafta içi Kufe ve Sehle Mescidine gitmez” dedim. Aceleyle Necef'e geldim. Direk

Seyyid'in evine gittim, kapıyı çaldım, hizmetçisi Hacı Abdülmecid kapıyı açtı ve

“Şeyh Abdunnebi hayrola!” dedi. Ağa Seyyid ile görüşmek istiyorum izin alır mısın?

dedim. İzinden sonra Seyyid'in yanına gittim, kitap okuyordu. Selam verdim,

selamımın cevabını verdikten sonra buyurun dedi. Oradaki soruları tekrar sordum.

Ağa Seyyid orada verdiği cevapların aynını tekrarladı. Sorularım bittikten sonra

tebessüm ederek İsfehan aksanıyla: “Hacı Şeyh Abdunnebi! Şimdi yakin ettin

mi?” dedi. Evet, efendim deyip oradan ayrıldım. Bu olaydan sonra yakinen İmam-ı

Page 136: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Zaman'ın (a.f) Seyyid Ebul Hasan İsfehani'ye özel inayet ve nazarının olduğuna

inandım.214

Ayetullah Vicdani Fahr şöyle naklediyor: “Bir gün eşimle beraber kayınpederim

Ayetullah Abdunnebi Eraki‟nin huzurunda oturmuştuk. Şöyle buyurdu: “İmam-ı

Zaman'ı (a.f) yardıma çağıran herkesin yardımcısı olduğunu biliyor musun?

Onun huzuruna varmanın ne kadar lezzetli olduğunu biliyormusun? Onun

huzuruna çıkmanın bir bardak su içmek kadar kolay olduğunu biliyor musun?

Ben bir kaç defa hazretin huzuruna vardım, baba oğul gibi sohbet ettik.” Ben

elimde olmaksızın ağlamaya başladım. Seni onun canına yemin veriyorum! Bende

onu görmeyi çok arzuluyorum, bana bir yol göster, sadece nur cemalini göreyim

yeter, başkada hiç bir hacet istemiyorum dedim. Kayınpederim de lütufta bulunarak

birkaç tevessül yolu gösterdi.”215

Ayetullah Abdunnebi Eraki, Keşkül adlı kitabının ilk cildinde kendisi şöyle yazmıştır:

“Bende iki defa rüyada, üç defada normal bir halde İmam-ı Zaman'ın (a.f)

huzuruna vardım.”

AYETULLAH ABDUNNEBĠ ERAKĠ'NĠN VEFATI

Ayetullah Abdunnebi Eraki, züht ve takva dolu bir hayattan sonra 1965 yılında ilahi

çağrıya lebbeyk diyerek ruhunu Allah‟a teslim etti. Pak naaşı Hz. Masume‟nin (s.a)

türbesine defnedildi.

214-Gencine-i Danişmend, c.9, s.315-318 215-Gencine Danişmend, c.9, s.315-318

Page 137: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

161

HĠBETUDDĠN ġEHRĠSTANĠ

SEYĠT MUHAMMED ALĠ B. SEYYĠD HÜSEYĠN

(Ö. 1966)

DOĞUM VE TAHSĠL DÖNEMĠ

O, 1884‟de Samerra‟da dünyaya geldi. Babası Samerra‟nın önde gelen saygın

fakihlerinden Seyyid Hüseyin, annesi takva ve iffet örneği Meryem Hatundu. Mirza Ali

Şehristani, Hüseyin Şehristani‟nin yanına giderek ona gördüğü sadık rüyayı anlatır:

Dün gece rüyamda bana şöyle denildi: ''Yarın Meryem‟in oğlu dünyaya gelecektir.

Adını Muhammed Ali, lakabını ise Hibetuddin koyun.”216

Ertesi gün Meryem Hatun Muhammed Ali‟yi dünyaya getirerek Mirza Ali

Şehristani‟nin rüyasını doğruladı.217 Muhammed Ali‟nin babası Seyyid Hüseyin,

Samerra‟da ibadet ve takvasıyla meşhurdu. Vaktinin çoğunu irfani ve manevi

araştırmalarla geçiriyordu. Ondan geri kalan, “el-Futuhatu‟l Gaybiyye fil Hutumi vel

Ahraz vel Ed‟iyye ve Dumu‟ul Şamiyye fi Ed‟iyyeti Leyletu‟l Cuma” kitabı onun

ilim ve irfan ehli olduğunun kanıtıdır.218

Annesi Meryem, matematik, tarih, edebiyat ve şiir dalında Samerra‟da görüş sahibi

bir şahsiyetti.219 Hibetuddin, böylesi mükemmel bir hanede çocukluğunu geçirdi.

Hibetuddin 10 yaşında ilim tahsiline başladı. Samerra arifinin oğlu, çok kısa bir

zaman diliminde Kerbela Havzası‟nda, sarf, nahiv, meani, beyan, hadis, diraye, rical,

fıkıh, usul, tarih, heyet ve geometri ilimlerini başarıyla tamamladı. 220 Muhammed Ali,

1901 yılında Samerra‟nın arifi zahid babasını kaybetti.221

NECEF‟E HĠCRETĠ

Hibetuddin, babasının vefatından kısa bir süre sonra, Necef Havzası üstatlarından ve

babasının kadim dostlarından olan Seyyid Murtaza Keşmiri onu Necef‟e çağırarak

tahsiline Necef Havzası‟nda davet etmesini söyledi. Hibetuddin, hicret için gerekli

imkânların olmayışından ve diğer maddi sıkıntıları nazara aldığında bu iş için kararsız

kaldı. Onun bu kararsızlığını gören Seyyid Murtaza Keşmiri şöyle dedi: İstersen

Allah‟ın kitabına müracaat et. Allah‟ın kitabında şu ayetle karşılaştılar: “Meryem oğlu

İsa‟yı ve annesini büyük bir mucize kıldık ve her ikisini de oturmaya elverişli,

akarsulu yüksek bir yere yerleştirdik.”222

Bu ayetle tüm şüphe ve tereddütlerini bir kenara bırakarak 1902 yılında Necef‟e hicret

etti. Hibetuddin, Necef Havzası‟nda Şia‟nın büyük fakihleri Ayetullah Muhammed

216-İslam ve Heyet, s. 52 217-Hibetuddin Şehristani, s. 6-7 218-Nukabau’l Beşer fil Karni’l Rabi Aşer, c.3, s.64 219-Hibetuddin Şehristani, s.6-7 220-İslam ve Heyet, s.55 221-Hibetuddin Şehristani, s.7-8 222-Mu’minun, 50

Page 138: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Kazım Horasani, Ayetullah Şeyhu‟ş-Şeria İsfehani ve Ayetullah Seyyid Kazım

Yezdi223 gibi üstatların huzurlarından istifade ederek havzanın önemli fakihlerinden

oldu.

HĠBETUDDĠN ġEHRĠSTANĠ AMEL MEYDANINDA

Ayetullah Hibetuddin, havzadan aldığı ilim ve irfanla din ve mektebin tebligatına

hazırdı. İlk işi Şia-Sünnü vahdetini pekiştirmek ve aradaki kardeşliği korumak oldu. O,

Müslümanların birlik beraberlik ve gafletten uyanması için Mısır müftüsü Şeyh

Muhammed Abduh, el-Nahar ve el-Hilal dergileri müdürleriyle irtibat kurdu. Irak,

Suriye ve Mısır kültür merkezleri arasında sağlam bir köprü oluşturdu. Yayımlanan

makaleler, şiirler, organize edilen seminerler ve konferansların tamamında vahdet ve

beraberlik mesajları veriyordu. Bu dönemlerde İran‟da Meşrute taraftarlarının sesi

yükselmeye başlamıştı. Ayetullah Hibetuddin, Meşrute taraftarlarının toplantılarına

katılarak onları desteklediğini ve yanlarında olduğunu bildirdi.224

Hibetuddin‟in zahmetleri 1910 yılında ilk meyvelerini vermeye başladı ve dini, felsefi

ve ilmi dergi olan el-Âlem‟in ilk sayısı basıldı.225 Bu dergi iki yıl devam etti.

Bahreyn‟de sapık ve batıl fırka Tursayan‟ın baş göstermesiyle Ayetullah Hibetuddin,

Bahreyn‟e gitmek zorunda kaldı. Onun gidişiyle derginin de basımı durdurulmak

zorunda kaldı.

Ayetullah Hibetuddin, Bahreyn‟de Islah ve İslam adında iki medrese açtı. Seminerler,

ilmi toplantılar tertipleyerek sapık ve batıl fırkanın gücünü kırarak onları tamamen

pasifize etti.

Amacı Bahreyn‟den Hindistan‟a geçip, orada Müslümanlarla bir araya gelerek ortak

bir teşkilat kurup sonra Japonya‟ya geçmekti. Fakat Hablu‟l Metin Gazetesi sahibi

Seyyid Celaleddin Muayyedu‟l İslam Hüseyni Kaşani‟yle görüşmesinde Japonya‟ya

gitmesinin doğru olmayacağı kanısına vardı. Ayetullah Hibetuddin oradan Yemen‟e

ve Yemen‟den de Hicaz‟a geçti. Hicaz‟da birtakım çalışmalardan sonra tekrar Necef‟e

döndü.

HĠBETUDDĠN ġEHRĠSTANĠ CĠHAT MEYDANINDA

1914 yılında birinci dünya savaşının başlamasıyla İslam topraklarında huzur

kaçmıştı. Osmanlı Şeyhu‟l İslami, Fransa, İngiltere ve Rusya‟ya karşı cihat fetvası

verdi.226 Bu fetva 23 Muharrem 1915‟de Bağdat‟da Cuma namazlarında okunmasına

rağmen bazı Osmanlı âlimleri tarafından kabul görmediği gibi İngilizlerle gizlice

görüşülüp onlara destek sözü de verildi. Osmanlı hükümeti çok zor durumda kalmıştı.

İstanbul‟da mal mülkleri olanlar, Irak ve diğer yerlerdeki Osmanlı memurları bir anda

Osmanlı‟yı unutarak, İngilizlerin yanında yer almaya başladı ve alenen İngilizlere

223-İslam ve Heyet, s.55 224-Suretu’l Necef ele’l İngiliz, s.62 (Hasan Esedi) 225-Hibetuddin Şehristani, s.11 226-el-Şia ve Hükümeti’l Kavmîye fil Irak, s.73 Hasan el-Alevi

Page 139: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

hizmette birbirleriyle yarışmaya başladılar.227 Bu kargaşalı dönemde ve ihanetlerin

hizmet sayıldığı hassas süreçte ikinci sınıf olarak görülen Şialar Necef fakihlerinin

emriyle Osmanlı‟nın yanında yer aldılar.

Ayetullah Hibetuddin, Ayetullah Şeyhu‟ş-Şeria İsfehani, Mirza Mehdi b. Ayetullah

Molla Kazım Horasani ve Ayetullah Seyyid Mustafa Kaşani gibi büyük fakihlerle İmam

Ali türbesinin sancağını alarak savaş meydanına hareket ettiler. Kufe‟de Ayetullah

Seyyid Muhammed Kazımi Yezdi‟nin oğlu Seyyid Muhammed‟de onlara katılarak

yollarına devam ettiler.

Necef mücahitleri 21 Muharrem 1916 yılında Bağdat‟a vardılar. Ayetullah Şeyhu‟ş-

Şeria, Ayetullah Hibetuddin ve diğer fakihlerle birlik ve beraberlik sloganları atarak

Ehlisünnet âlimleriyle görüşmeye gittiler. Fakihler komutasındaki mücahitler, savaş

meydanına inerek İngilizlerle çarpışmaya başladılar. Mücahitlerin sergilemiş oldukları

yiğitlikleri Ayetullah Hibetuddin‟e Kut Cephesi‟nden yazılan telgrafta görebiliriz.

3 Şubat‟ta Hz. Ali‟in mübarek sancağı altında toplanan Necef fakihleri ve mücahitleri

Kut Cephesi‟nde ziyaret ettim. Samimi kalbimle ifade ediyorum; işgal edilmiş

topraklarda onların cesaret ve kahramanlıklarını görüp Allah‟a hamd ettim. Onların

arasında büyük komutan Sayın Halik Bik‟i gördüm, hiç birimiz şimdiye kadar Irak‟ta

böylesine düzenli bir orduya şahit olmamıştık. Allah‟ın yardımıyla bu gidişle düşman

ordusunun mağlubiyetini göreceğiz.228

ĠNGĠLĠZ ĠġGALĠNE KARġI

Necef fakihlerinin zahmet ve çabalarına rağmen Osmanlı komutanlarının yetersizliği

ve mücahitlerin tecrübesizliği sonucu Irak toprakları 1918 yılında İngilizlerin işgaline

geçti. Bu mağlubiyet Ayetullah Hibetuddin‟i derinden sarstı. Samerra fakihi taktik

değiştirerek inzivaya çekildi. İngiliz casusları, onun bu durumundan istifade

edebileceklerini sanarak kendi saflarına çekmek istediler. Kerbela vali yardımcısı

Muhammed Server Han 1919‟da Ayetullah Hibetuddin‟i Kerbela kadılığına davet etti.

O bu teklifi reddederek onların sinsi planlarını boşa çıkardı.

İşgal güçleri, gün geçtikçe zulüm ve sitemlerine bir yenisini ekliyorlardı. Abdul Aziz

Kassab hatıratında şöyle diyor: Onlar, sokak ve caddelerde koydukları kurallara

uymayanları ağır bir şekilde cezalandırıyorlardı. Bir gün İranlı bir grup ziyaret kafilesi

Kerbela köprüsünden geçiyordu. İngilizlerin koydukları yasalara göre tüm kafile

atlarından inip köprüden yürüyerek geçmeliydi. Engelli ve hasta bir ziyaretçi atıyla

köprüden geçerken İngiliz askeri elindeki kırbaçla engelli ziyaretçiyi vurmaya

başladığında yanındakiler onun engelli ve hasta olduğunu söylediler. İngiliz asker

kırbaçla engelli ziyaretçiyi vurarak yere düşürdü. Arkadaşları onu kucaklarına alıp

köprüden geçirmek zorunda kaldılar.229

227-el-Şia ve Hükümeti’l Kavmîye fil Irak, s.62-73 Hasan el-Alevi 228-Lema’atlu İctimaiye min Tarih’il Iraki’l Hadis alel Verd, c.4, s.242-236 229-Lema’atul İctimaiye min Tarih’il Iraki’l Hadis alel Verd, c.4, s.19-20

Page 140: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

ÖZGÜRLÜK CEPHESĠNDE

Ayetullah Hibetuddin Irak‟ın özgürlüğü için büyük taklit mercii Ayetullah Mirzai

Şirazi‟nin oğlu Şeyh Muhammed Rıza Şirazi ve bir grup müminle beraber el-

Cemiyyetu‟l Vataniyetu‟l İslamiye teşkilatını kurdu.

Bu teşkilat büyük taklit mercii Ayetullah Şirazi‟nin desteğiyle Irak‟ta büyük çaplı

özgürlük mitingleri tertipledi. Bu mitinglerin organizetörleri Ayetullah Hibetuddin ve

arkadaşlarıydı.

Barış ve özgürlük adına yapılan bu mitingleri İngilizler kaba güç kullanarak

bastırmaya çalıştı. Bu mitingler özgürlüğün başlangıcı ve kıvılcımları olduysa da gün

geçtikçe zayıflamaya başladı. Bu uğurda şehitler ve gaziler verildi. Büyük taklit mercii

Ayetullah Şirazi daha fazla kan dökülmemesi için Ayetullah Hibetuddin ve Ayetullah

Mirza Ahmet Horasani‟yi İngilizlerle anlaşma yapmaları için Bağdat‟a gönderdi.

İngilizler bu teklifi geri çevirerek barışı kabul etmediler.230 Bu durum karşısında büyük

taklit mercii Ayetullah Mirza Muhammed Taki Şirazi meşhur tarihi cihat fetvasını

verdi.231

Halkın kıyam ve özgürlük hareketinde Ayetullah Hibetuddin‟in büyük rolü vardı. O,

büyük taklit mercii Ayetullah Mirza Muhammed Taki Şirazi‟nin sözcüsü olarak

kabilelere gitti ve halka özgürlük hareketinin hedeflerini anlatarak halkın desteğini

topladı. Halkın özgürlük ve direniş mücadelesiyle Kerbela işgal güçlerden kurtarıldı.

Şehrin yönetimi için kurulan Şurâya Ayetullah Hibetuddin, Ayetullah Seyyid Ebul

Kasım Kaşani ve Ayetullah Seyyid Hüseyin Kazvini tayin edildi.

Büyük taklit mercii Ayetullah Mirza Muhammed Taki Şirazi‟nin vefatıyla birlikte bir

yandan aşiretler arasında çıkan ihtilafları ve bir yandan da İngilizlerin oyunuyla

direniş ateşi yavaş yavaş sönmeye başladı. Kerbela‟da bir grup barış için Bağdat‟a

elçi gönderdi. İngilizler beş şart sunarak barışı kabul etti. İngilizlerin şartlarından

biride aralarında Ayetullah Hibetuddin‟de olmak üzere 17 kişinin 24 saat içinde

kendilerine teslim edilmesiydi.232

Bu barışla Sammerra fakihi Ayetullah Hibetuddin zindana atılarak askeri mahkemenin

hükmüyle idama mahkûm edildi. Büyük mücahit, hicri 1921‟de 9 ay zindanda

kaldıktan sonra Şah‟ın genel affından yararlanarak serbest bırakıldı.233

HĠBETUDDĠN ġEHRĠSTANĠ VE BAKANLIK GÖREVĠ

Ayetullah Hibetuddin, serbest kaldıktan sonra 1921‟de farklı ve yeni bir siyasetle

çalışmalarına kaldığı yerden devam etti. İngilizler yönetimi Melik Faysal‟a devretti.

Melik Faysal, hükümeti için halkın güvenini kazanmaktan başka bir yolun olmadığını

çok iyi bildiği için Milli Eğitim Bakanlığını Ayetullah Hibetuddin‟e teklif etti. O, ilk başta

bu öneriyi kabul etmek istemese de diğer arkadaşlarının tavsiyesiyle maslahat icabı

230-Lema’atul İctimaiyye min Tarih’il Iraki’l Hadis alel Verdi, c.5, s.233-234 231-Senavatu’l Cemr alel Mu’min, s.21 232-Lema’atul İctimaiyye min Tarih’il Iraki’l Hadis alel Verdi, c.5, s.114-115 233-İslam ve Heyet, s.51

Page 141: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

teklifi kabul etti. Ayetullah Hibetuddin göreve başlar başlamaz ilk işi İngiliz

müsteşarlar ve diğer ecnebi öğretim görevlilerini görevden almak ve İngilizlerin

kontrolünde olan okulları geri almak oldu.

Ayetullah Hibetuddin‟in işindeki azmi ve başarısı sömürü güçleri tekrar korkuya

düşürdü. 1922 yılında dâhili ve harici baskılar sonucunda görevinden istifa etmek

zorunda kaldı.

Bir müddet sonra Divan-ı Âli (Yüksek Kurul), Caferi fıkhı esasınca hazırlandı. Divani

Âli‟nin müdüriyeti tekrar Ayetullah Hibetuddin‟e teklif edildi. Büyük fakih arkadaşları

ve diğer fakihlerin tavsiyesiyle bu görevi kabul etti. Ayetullah Hibetuddin 1926‟da

gözlerinden ameliyat oldu. 1930‟da tedavi için Suriye‟ye gitti ancak bir türlü eski

sağlığına kavuşamadı. Sağlık sorunları onu işinden ve çalışmalarından asla geri

koyamadı. 1934‟de görevinden istifa ederek bu kez de milletvekilliğine aday oldu ve

kazandı. Meclis birkaç ay devam etti ancak aynı yıl meclis feshedildi. Ayetullah

Hibetuddin İmam Musa Kazım türbesinde “Mektebetu‟l Cevadeyn el-Amme” adı

altında bir kütüphane kurarak hizmete başladı. Çalışmalarının yanı sıra halkın

sorunlarından yakından ilgilendi. Samerra fakihi yaşadığı sağlık sorunlarından dolayı

gözlerini kaybetti. Yine azmini kaybetmedi ve buna rağmen her gün ihtiyaç duyduğu

kitapları birine okutarak makalelerini yazdırırdı.

HĠBETUDDĠN ġEHRĠSTANĠ‟NĠN VEFATI

Hastalık yavaş yavaş Samerra fakihini takatten düşürmüştü. Hastalığından dolayı

dostlarına da sınırlı ziyaret vakti veriliyordu. Her geçen gün durumu biraz daha

ağırlaşıyor ve ilahi kurba bir o kadar yaklaşıyordu. Bilahare büyük mücahit ve fakih

1966‟da hastalığa yenik düşerek 82 yaşında hakkın davetine icabet etti. Pak naaşı

sevenlerinin gözyaşlarıyla İmam Musa Kazım (a.s) türbesine defnedildi.

Page 142: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

162

SEYYĠD MUHAMMED MUHAKĠK DAMAD

SEYYĠD MUHAMMED B. SEYYĠD CAFER MUSEVĠ

(Ö. 1968)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Seyyid Muhammed, 1907 yılında Erdekan‟ın etraf köylerinden Ahmet Abat‟ta

dünyaya geldi. Babası Seyyid Cafer Musevi yörenin tanınmış, zahit ve takva sahibi

âlimlerindendi. Seyyid Cafer Musevi‟nin, Peygamber sülalesinden olan evladına

Muhammed ismi verildi. Seyyid Muhammed, babasını daha dünyaya gelmeden

kaybetti. Mümine ve şefkatli annesini de 6 yaşında kaybetti. Anne babasının sevgi ve

şefkatinden yoksun kalan Seyyid Muhammed, dedesinin himayesinde çocukluğunu

geride bıraktı.

Seyyid Muhammed, başlangıç ilimlerine doğum yeri Erdakan‟da başladı. Daha sonra

Yezd Havzası‟na giderek havzanın meşhur üstatları Seyyid Ahmet Müderris234,

Seyyid Hüseyin Bağgendum ve Ayetullah Şeyh Gulam Rıza Fakihi Horasani gibi

şahsiyetlerin derslerine katıldı.

KUM HAVZASI‟NA HĠCRETĠ

Seyyid Muhammed, üstadı Ayetullah Şeyh Gulam Rıza Fakihi Horasani‟nin de

tavsiyesi üzere Tevbe Suresi 122. ayeti mealince ‟‟Mü‟minlerin hepsi toptan

seferber olacak değillerdir. Öyleyse onların her kesiminden bir grup da, din

konusunda köklü ve derin bilgi sahibi olmak ve döndükleri zaman kavimlerini

uyarmak için geri kalsa ya! Umulurki sakınırlar.‟‟ 1923'‟de Kum Havzası‟na gitti.

Seyyid Muhammed, Kum Havzası‟na geldiğinde 16 yaşlarındaydı. Ehlibeyt (a.s) ilim

ve irfanına duyduğu aşk ve iştiyakıyla büyük fakihlerin ders celselerine katıldı.

Havzada genellikle Ayetullah Şeyh Abdülkerim Hairi‟nin huzurlarından istifade etti.

İstidadı ve ilme olan merakıyla üstadın teveccüh ve ilgisini üzerine çekmişti. Üstat ve

öğrenci arasından özel bir sevgi ve samimiyet bağı oluşmuştu. Bu sevgi ve samimiyet

sonucunda üstadı, kızını onunla evlendirdi. Bu evlilikten sonra Seyyid Muhammed,

“Muhakkik Damad”‟ lakabını alarak meşhur oldu.235

234-Ayine-i Danişveran, s.734 235-Gencine-i Danişmendan, c.2, s.142

Page 143: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH MUHAKKĠK DAMAD‟IN ÜSTATLARI

Ayetullah Muhakkik Damad, uzun yıllar Erdekan, Yezd ve Kum havzalarında ilim

tahsili etmiş ve tahsil hayatı boyunca ders ve tahkikten başka bir şeyle meşgul

olmamıştır. Huzurlarından istifade ettiği üstatlarından bazıları:

1. Ayetullah Mir Seyyid Ali Yesribi

2. Ayetullah Seyyid Muhammed TakiHansari

3. Ayetullah Mirza Muhammed Hemedani

4. Ayetullah Seyyid Muhammed Kuhkemerei

5. Ayetullah SeyyidEbul Hasan Rafi

6. Ayetullah Şeyh Abdülkerim Hairi

7. Seyyid Ahmet Müderris

8. Seyyid Hüseyin Bağgendum

9. Ayetullah Şeyh Gulam Rıza Fakihi Horasani

10. Seyyid Muhammed Musevi

AYETULLAH MUHAKKĠK DAMAD TEDRĠS KÜRSÜSÜNDE

Ayetullah Muhakkik Damad, havzadaki ilim tahsilinden sonra tedris kürsüsüne

geçerek etrafına öğrenciler topladı. Çok kısa bir zamanda dersleri talebeler

tarafından büyük rağbet gördü. Öyle ki ders halkalarına sadece başarılı talebeler

katılabiliyordu.

Ayetullah Cevad Amuli, üstadı Muhakkik Damad‟ın ders celselerini şöyle tarif ediyor:

“Kum Havzası‟na geldiği ilk yıllar birçok fıkıh üstadının ders halkasına katıldım.

Bunların içinde bana göre en güçlüsü Ayetullah Muhakkik Damad idi. On iki on

üç yıl o büyük üstadın huzurundan faydalandım ve hakikaten de fıkha son

derece hâkim bir âlimdi.”236

Yine Ayetullah Muntazari üstadı Muhakkik Damad‟ı şöyle tarif ediyor: “Merhum

İmam Humeyni, Ayetullah Seyyid Ahmet Zencani ve Ayetullah Muhakkik

Damad‟ın üçlü ders mübahasesi vardı. Bu mübahase Feyziyye Medresesi‟nde

her gün öğleden sonra yaklaşık 1-2 saat devam ederdi. İlmi münazaralar

genellikle İmam Humeyni ile Ayetullah Muhakkik Damad arasında

gerçekleşirdi.'' 236-Hatıratı Ayetullah CevadAmuli

Page 144: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Ayetullah Muhakkik Damad nezdinde ilim ve ders çok önemliydi. Havzanın tatil

günlerinde evinde ilmi toplantılar tertipleyip öğrencilerin sorularına cevaplar verirdi.

Görkemli manevi ruh hali onu ders ve araştırma dışındaki tüm işlerden alıkoymuştu.

Dışarıdan bakıldığında felsefe ve siyasete muhalif gibi gözükse de yetiştirdiği

öğrencilerden onun aslında siyasi bir şahsiyet olduğu da anlaşılmaktadır. İran İslam

devriminin baş aktörlerinin birçoğu o yüce şahsiyetin talebesidir. Oğlu Ayetullah

Seyyid Mustafa Muhakkik Damad şöyle naklediyor: Üniversitenin son yıllarından

felsefe okumak istedim. Babamın felsefeye ilgi ve alakası yoktu, ancak karşı da

değildi. Babam şöyle dedi: “Felsefe okumak istiyorsan Hacı Aga Mehdi Hairi

Yezdi veya Aga Mutahhari‟nin yanında oku.” O dönemde dayım Mehdi Hairi

Kanada‟ya gittiği için Şehid Murtaza Mutahhari‟nin huzurunda felsefe derslerini

okudum.

AYETULLAH MUHAKKĠK DAMAD‟IN TALEBELERĠ

Birçok üstat, fakih ve taklit mercii Ayetullah Muhakkik Damad‟ın huzurlarından

istifadeler etmiştir. Onlardan bazıları:

1. Ayetullah Şeyh Murtaza HairiYezdi

2. Ayetullah Şehid Murtaza Mutahhari

3. Ayetullah Şehid Beheşti

4. Ayetullah Şehid Mustafa Humeyni

5. Ayetullah İmam Musa Sadr

6. Şehid Muhammed Mûfettih

7. Şehid Ali Ekber Kudsi

8. Ayetullah Mirza Ali Mişkini

9. Şehid Abdürrahim Rabbani Şirazi

10. Ayetullah Ahmet Payani

11. Ayetullah Cevad Amuli

12. Ayetulah Musa Şübeyri Zencani

13. Ayetullah Nasır Mekarim Şirazi

14. Ayetullah Hüseyin Mezahiri

15. Ayetullah Hüseyin Hemedani

Page 145: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

16. Ayetullah Muhammed Mu‟min Kummi

AYETULLAH MUHAKKĠK DAMAD‟IN AHLAKĠ BOYUTU

Ayetullah Muhakkik Damad, döneminin önemli fakih, araştırmacı, fazilet ve keramet

sahibi büyük ahlak üstatlarındandı. Talebe eğitimine her şeyden daha çok önem

veriyordu.

Ömrünün sonuna kadar sade ve gösterişsiz bir hayat sürdü. Evi ilim ehlinin

sığınağıydı. Belki de sadeliği ve halktan biri olma özelliğini üstadı Ayetullah Şeyh

Abdülkerim Hairi‟den miras almıştı. İmam Humeyni Kum Havzası‟nın kurucusu

Ayetullah Şeyh Abdülkerim Hairi‟nin vefatından sonra, despot Şah‟ın âlimler hakkında

“Onlar beleşcidirler” sözünü işitince şöyle buyurdu: “Bizim Şeyh Abdülkerim

Hairi‟miz dünyadan göçtüğü akşam, çocuklarının evlerinde akşam yemekleri

yoktu. Biz mi beleşciyiz? Yoksa yurt dışındaki bankaları parayla dolduranlar

mı?”

Tabii ki böyle zahit ve takva ehli üstadın Ayetullah Muhakkik Damad gibi zahit ve

takvalı bir öğrencisi olur.

Muhakkik Damad, son derece mütevazı ve İslam‟ı ahlaka mukayyet biriydi. Halkla

irtibatında güler yüzlü ve tatlı dilliydi. Helal ve haram konusunda oldukça titizdi.

Ehlibeyt (a.s) anısına düzenlenen yas ve matem meclislerinde onun halatını gören

manevi ruhiyesinden derinden etkilenirdi.

AYETULLAH MUHAKKĠK DAMAD‟IN ESERLERĠ

Ayetullah Muhakkik Damad, ilminin zekâtını genelde talebe yetiştirerek vermeye

çalışmıştır. Bununla birlikte kendi kaleminden ve öğrencilerinin ders notlarından

geriye birkaç kalıcı eser miras kalmıştır. Onlardan bazıları:

1. Urvetu‟l Vuska kitabına haşiye (kendi kaleminden)

2. Hac, namaz, oruç, itikâf ve humus babları (Öğrencisi Ayetullah Cevad Amuli‟nin

Takriri)

3. Usul Dersleri (Öğrencisi Ayetullah Nasır MekarimŞirazi‟nin Takriri)

4. Usul ve Taharet Dersleri (Öğrencisi Ayetullah Tahriri‟nin Tekriri)

AYETULLAH MUHAKKĠK DAMAD‟IN VEFATI

Ayetullah Muhakkik Damad, ömrünün sonlarına doğru kalp rahatsızlığından hareket

edemez olmuştu. Öğrencileri ziyaretine geldiğinde ağlayarak onlara şöyle buyururdu:

Page 146: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

“Ben ölümden korkmuyorum. Şer‟i vazifemde kusur etmekten korkuyorum.”237

O yüce şahsiyet 75 günlük hastalıktan sonra hakka yürüdü.

237-Mecelle-i Nur, sayı 17, s.97

Page 147: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

163

SEYYĠD ĠSMAĠL BELHĠ

SEYYĠD ĠSMAĠL B. SEYYĠD MUHAMMED BELHĠ

(Ö. 1968)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Seyyid İsmail Belhi, 1917 yılında Belh238 Kasabasında dünyaya geldi. Babası yörenin

tanınmış saygın âlimlerindendi. Belh şehri hicri 810 yılından bu tarafa Ayetullah Mir

Seyyid Mesud Mehzar, Ayetullah Mir Seyyid Hüseyin Alim ve Ayetullah Mir Seyyid

Haydar Necefi gibi birçok büyük fakih ve âlim İslam âlemine hediye etmiştir. Seyyid

İsmail yedi yaşlarında Kur‟an-ı Kerim ve Farsçayı öğrendi. Sahip olduğu istidat ve

dehasıyla yedi yaşlarında İmam Hüseyin (a.s) hakkında ağıtlar okuyup çocuklara

Kerbela hakkında konuşmalar yapıyordu.

Seyyid İsmail, annesinin vefatından sonra babası Seyyid Muhammed ile büyük

meşakkat ve zorluklarla 1928 yılında ziyaret için Meşhed‟e gitti. Kardeşi Seyyid

İbrahim ile birlikte Meşhed‟de Balaser Medresesinde mukaddime derslerine başladı.

İki muhacir kardeş çok kısa zamanda medresenin seçkin talebelerinden oldu. Seyyid

İsmail, talebelik döneminde diğer talebelerin sevip saydığı bir talebeydi. O eski bir

cübbe ve sarıkla yetinip, kendisine para biriktirecek bir cep yapmadı. Fakir olmasına

rağmen son derece cömert ve eli açıktı. Talebeler arasında devamlı yeni görüşler ve

sözler ortaya atan aktif bir simaydı. Talebeliği döneminde dünya siyaseti ve İslam

âleminde olup biten olaylardan gafil olmadı. Özellikle İngiliz istismarını yakından takip

edip isabetli siyasi yorumlarıyla İngiliz sömürüsüne karşı da mücadelesini fiili olarak

başlatmıştı.

VATANA DÖNÜġÜ

Seyyid İsmail, 1935 yılında vuku bulan kanlı kıyama yakında tanık oldu. Bu

dönemlerde havzadaki dersleri terk ederek yaşlı babasıyla birlikte Herat şehrine gitti.

Herat'ta dönemin despot saltanatında oturan Zahir Han aleyhine mücadele başlattı.

Herat‟ta ateşli konuşmalarıyla toplumu etkileyerek dört bir yandan özgürlük seslerini

yükseltmeyi başardı. Saltanat Devleti, Seyyid İsmail hakkında takip kararı çıkardı

ancak devlet bu yasağı yedi yıl devam ettirebildi, hükümet istemeyerek bu yasağı

kaldırmak zorunda kaldı.

BELH‟E HĠCRET Ġ

Allame Seyyid İsmail, 1944‟de Herat‟tan Mezar Şerif‟e gitti. Yaklaşık kırk yıl bu

şehirde dini tebligatla meşgul oldu. Mezar Şerif‟te „„Mücteme-i Ġslami‟‟ teşkilatını

kurdu, eyaletlere komiteler atayarak İslam hükümetinin temelini oluşturmaya başladı.

Mezar Şerif eyaleti komite üyeleri, Muhammed Rıza, Abdülkadir ve Muhammed Naim

238-Belh, Afganistan’ın kuzeyinde yer alan bir şehirdir.

Page 148: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

gibi önemli şahsiyetlerden oluşuyordu. Etraf şehirlerden önemli siyasi ve kanat

önderleri Mezar Şerif‟e gelip Allame İsmail‟i ziyaret ederek ondan istifade ediyorlardı.

Kabil şehrinin siyasi ve hatırı sayılır büyük şahsiyetleri de Allame İsmail Belhi‟yle çok

yakın irtibat kurdular.239

Allame Belhi 1948‟de Kabil ahalisinin daveti üzerine oraya gitti. Kabil'e girişiyle halk

taze nefes almış, şehir adeta Seyid‟in konuşmalarıyla aydınlığa bürünmüştü. Her

sokak ve evde Seyyid‟in konuşmaları duyuluyordu. Onun bu sesi saltanat sarayının

temellerini sallamaya başladı.

Allame Belhi‟nin kurduğu Hizbi İrşad‟ın üst düzey yetkilileri şunlardan ibaretti:

1. Allame Belhi (Rehber)

2. Seyyid Ali Guher Kurbendi

3. Seyyid Surur Lulenci

4. Muhammed Naim Han (Kabil Emniyet Amiri)

5. Muhammed Eslem Han Kaznevi

6. Dr. Esedullah Raufi

7. Muhammed İbrahim Han Kavsevar

8. Abdulkıyas Han

9. Hûda Nezer Han

10. Muhammed Haydar Kaznevi…

Bu parti üyeleri 1950 kıyamından sonra yok edildi, bazıları da Allame Belhi gibi

tutuklanarak zindana atıldı. Allame Belhi ve arkadaşları 15 yıl saltanat zindanlarında

en kötü şartlarda hayata tutunmaya çalıştılar.

ZĠNDAN HATIRALARI

Allame Belhi, zindan döneminde en zor şartlar altında tutuldu, dışarıdan ziyaretçi

görüşü yasaktı, rejim tamamen tüm haklarını elinden almıştı. Zindandaki tek sığınağı

ve arkadaşı Allah‟ın kitabı Kur‟an‟dı. Kendisi şöyle naklederdi: “Kur‟an‟ı baştan sona

1700 defa dikkatle üzerinde tefekkür ederek okudum, her okuduğumda yeni

tefsirlerle karşılaştım.”

Allame Belhi, zindanda siyaset, irfan, ahlak ve hamasi konular hakkında tam 75 bin

beyitlik şiir yazdı. Bu şiirlerinden bazıları „„Divani Belh‟‟ adıyla basılıp yayımlandı.

239-Nehzeti İslami Der Afganistan, s.86 (Seyyid Hadi Hüsrevşahi)

Page 149: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

ALLAME BELHĠ‟NĠN YOLCULUKLARI

Allame Belhi, saltanat zindanından özgürlüğüne kavuşur kavuşmaz, 1967 yıllarında

kutsal mekânları ve taklit mercilerini ziyaret maksadıyla İran‟a gitti. İlk başta Suriye‟de

Hz. Zeyneb‟i (s.a) ziyaret edip önemli şahsiyetlerle görüştükten sonra Necef

Havzasına gitti. Necef Havzası talebeleri onu görkemli bir merasimle karşıladı.

Allame Belhi, Necef Havzasında Ayetullah İmam Humeyni, Ayetullah Muhsin Hekim,

Ayetullah Hoi, Ayetullah Seyyid Hasan Şirazi ve Ayetullah Ağa Buzurgi Tahrani gibi

dönemin büyük fakihleriyle bir araya gelmiş ve hususi toplantılar yaptı.

Allame Belhi, Necef ve Kerbela‟daki çok kısa ikametinde önemli ve aydınlatıcı

konuşmalar yaptı.

KUM HAVZASINA GĠRĠġĠ

Allame Seyit İsmail Belhi, 1967 yılında ailesiyle Kum kentine gelerek Ayetullah

Seyyid Rıza Sadr‟ın evine misafir oldu. Afgan mücahidinin Kum‟a geliş haberi duyulur

duyulmaz, Feyziye Medresesi talebeleri ve devrimci gençler gruplar halinde

ziyaretine gelerek konuşma yapması için davet ettiler. Daha yeni sürgünde olan taklit

mercii İmam Humeyni‟nin yanından gelen Allame Belhi‟nin paylaşacak birçok şeyi

vardı. Tebligat Bürosunun salonu talebe ve üniversite öğrencileriyle dolup taştı.

Talebelerin sözcüsü olarak Ayetullah Mekarim Şirazi kısa bir hoşgeldiniz

konuşmasıyla takdir ve teşekkürlerini sunarak şöyle dedi: “Bizim arzularımızdan

biriside Kum Havzasına büyüklerin gelip sohbetler etmesiydi, ben birkaç kez

onunla oturup konuşma fırsatını yakaladım, her defasında düşüncelerimde yeni

sayfalar açıldı.”240

Daha sonra Allame Belhi kürsüye çıkarak şöyle buyurdu: “Saygıdeğer dinleyiciler,

havza üstatları ve İslam âlimleri! İlmin, yaşamın ayrılmaz bir parçası ve

olamazsa olmazıdır, dolayısıyla onu anlatıp şerh etmeye gerek yoktur. Siyasi ve

ahlaki ihtilafları olan bu beşerin ilmin zarureti konusunda ihtilafı yoktur. İlmin

akli bir maksatta son bulması ne kadar da güzel olur. Kum kentinin geçmişini

hepiniz benden daha iyi biliyorsunuz, masumların zamanından itibaren

Teşeyyü Mektebinin ve ilmin merkezi olmuştur.

Bunlardan maksadım şudur; Ey oğul, yol uzaktır, akıllı ol, gafletten uyan!

Beyefendiler, salonu dolduran muhteremler, bugünler kesinlikle geçmiş

zamanlardan daha güzeldir. Eskilerin mum ve çırağ ışığında ders çalışıp

gözlerinden rahatsız olduklarından haberiniz var mı? O kadar imkânsızlıklar ve

olumsuz şartlara rağmen ne kadar çok kitap yazmışlardır. Büyüklerimiz böyle

yaşamışlardır. Mazlumiyet ve çaresizliğimizden ümitsiz olmamalıyız, bunun

çaresi ise bir ve tek yumruk olmaktır. Saygıdeğer Büyüklerim! Benim

mücadelem ne içindi? Şahsi hiçbir arzum yoktu. Saltanatı istemiyordum.

Afganistan Şiaları mahrumiyet içindeydi, başka bir çarem yoktu. Mazlumca bir

240-Mecelle-i Heblu’s-Sema, sayı, 83, s.50

Page 150: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

hareket başlattım, Teşeyyü Mektebinin hakkaniyeti ve mazlumların hakkını

almak için hareket ettim.”241

MEġHED SEFERĠ

Allame Belhi, bir hafta Kum ikametinden sonra İmam Rıza‟nın (a.s) ziyareti için

Meşhed‟e gitti. Meşhed Havzası onun gelişiyle bir başka havaya büründü, çünkü o

havzanın bağrında yetişmiş kendi evladıydı. O havzadan İslam ve mektebin

bayrağını omuzlanmıştı. Meşhed Havzası uzun bir zaman sonra tekrar Allame

Belhi‟yi gördü. Allame, havza talebeleri ve üstatlarının ısrarı üzerine şöyle bir

konuşma yaptı:

“Ey ilim ehli, toplantıda hazır bulunan ve İmam-ı Zaman yaranı! Siz değerli ilim

ehli arasında bulunmaktan iftihar ediyorum. 32 yıl musibet ve zahmetten sonra

bu buluşma bana nasip oldu. Uzun yıllar bu toprağa secde edip talebelere

hizmet ettiğim bu toprağa secde etmeye geldim. Eğer secdem kaza olduysa,

sorun değil eda ederim.

Şeyh Tusiler, Şeyh Müfidler, Şeyh Ensariler, Alemu‟l Hûdalar bu medreselerde

yetişti. İsfehaniler, Seyyid Raziler bu medreselerin evlatlarıdır.

Bu gün feryat günüdür, bugün yerinde oturup susmak günü değil. Bu gün

küçük sözleri dinleme günü değildir. Bugün hurafelerle mücadele günüdür.

Bugün İslam‟ın gerçek kimliğini batıl ve hurafeler arasından çekip ortaya

koyma günüdür. Bugün hareket ve canlanma günüdür. Fakat bu hareket ve

canlanma, ilim ve irfan üzere olmalıdır. Ben Meşhed, Kum ve Necef havzalarına

sesimi duyurdum. Allah‟a hamd olsun bir hareketliliğe şahit oldum. Necef

Havzası hareket etti. Kum havzasında yedi bin din âlimi vardır. Meşhed Havzası

Ali b. Musa Rıza‟nın (a.s) gölgesi ve himayesindedir. Gelecek ve yarının

bayraktarları sizlersiniz.”

SON GÖRÜġME

Meşhed Havzası talebeleri ve üstatları ‟‟İslam Kale‟‟ sınır kapısına kadar Allame

Belhi‟ye eşlik ettiler. Sınırın diğer tarafında Herat halkı günlerdir sıcakta Allame

Belhi‟yi bekliyorlardı. Sabah saatlerinde Herat halkı muratlarını tekbirlerle karşıladılar.

Allame Belhi, istikbaline gelen Heratlılara kısa bir konuşma yaptı. Rejim istihbaratı,

halkın coşkusu karşısında Herat‟taki tüm cami ve hüseyniyelerin kapatılması emrini

verdi.

ALLAME BELHĠ‟NĠN VEFATI

Allame Belhi, Haretta birkaç gün kaldıktan sonra, başkent Kabil‟e hareket etti. Kabil

halkı kalabalık bir karşılama töreniyle Allah-u Ekber ve salavatlarla Allame Belhi‟nin

aracının etrafını sardı. Şehrin her yerine onun posterleri asılmış ve her yerde Şia‟nın

azametinden söz ediliyordu.

241-Yadvare-i Allame Belhi, 1368

Page 151: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Bu olaydan birkaç ay geçmeden Allame İsmail Belhi rahatsızlandı. Yüksek tansiyon

teşhisiyle hastaneye yatırıldı. Allame bir ömür mücadele ve cihattan sonra 1968‟de

ilahi davete lebbeyk diyerek ruhunu teslim etti242.

242-Peyam ve Cidali, 1347

Page 152: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

164

AYETTULLAH ġEHĠD SAĠDĠ

SEYĠT AHMET B. MUHAMMED RIZA

(Ö. 1970)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

1929 yılında mukaddes Meşhed semaları ilahi rahmetle nurlanmıştı. Seyyid Ahmet,

Al-i Muhammed‟e (s.a.a) olan sevgi ve muhabbetiyle hanesine hediye edilen ilahi

emanetin adını Muhammed Rıza koydu.

Seyyid Muhammed Rıza, her türlü dini tebligat ve dindarlığın yasak olduğu bir

dönemde havzaya giderek ilim tahsiline başladı. Mukaddime ilimlerini bitirdikten

sonra usul ve fıkıh derslerini Edibi Nişaburi, Şeyh Haşim, Şeyh Muçteba Kazvini gibi

üstatların yanında başarıyla tamamladı.

Muhammed Rıza Saidi, Meşhed Havzası‟ndan sonra Kum Havzası‟nın büyük

üstatlarından istifade etmek için oraya hicret etti. Ayetullah Burucerdi‟nin ders

halkasına katıldı. Muhammed Rıza Kum Havzası‟nda İmam Humeyni‟nin ders

celseleriyle aşina olduktan sonra aradığını bulmuştu. Bu ders celseleri üstadıyla

arasında tarifsiz büyük bir sevgi ve muhabbet köprüsü oluşturdu. İmam Humeyni ona

yazdığı mektupta şöyle buyuruyor: “Ben, senin gibi şahsiyetleri duygularımı

anlatamayacak derecede seviyorum. Benim senin gibilerine olan bu sevgi ve

alakamıı anlatmaya gücüm yetmiyor ancak Allah biliyor.”

ĠLK ZĠNDANI

Daha İmam Humeyni kıyamı başlatmadan Şehid Saidi gönüllerde devrim ateşini

yakmıştı. Şehid Saidi, dava arkadaşları Ayetullah Mekarim Şirazi, Ayetullah Cafer

Subhani, Ayetullah Hazali ve Ayetullah Devani ile birlikte tebliğ için Huzistan şehrine

gitti. Bu tebligat seferinde zalim Şah tarafından zindana atıldı.

İmam Humeyni‟nin kıyamı başlatmasıyla Feyziye ve Talibiye medreselerinde bir

hareketlilik başladı. Şehid Saidi bu kıyamın baş aktörlerinden biriydi. O bir grup âlimle

birlikte Kuveyt‟e gitti. 15 Hurdad Olayları ve İmam Humeyni‟nin zalim ve despot rejim

tarafından tutuklandığı haberini Kuveyt‟te aldı. Bu haber üzerine hemen Necef

Havzası‟nın büyük âlimleri Ayetullah Muhsin Hekim ve Ayetullah Hoi‟ye bir mektup

yazarak onları durumdan haberdar etti. Bununla da yetinmedi; Kuveyt‟te Şah

aleyhine ağır konuşmalar yaptı. İmam Humeyni İran‟da o da Kuveyt‟te yaptıkları

konuşmalardan dolayı zindana mahkûm edildiler.

Şehid Saidi, sarık ve abasını çıkartarak gizlice Kuveyt‟ten İran‟a geri döndü. İmam ile

görüşmek için önce şöyle bir mektup yazdı: “Seyyidim ve Mevlam, sarık ve

cübbemi değiştirerek Kum kentine geldim. Seninle görüşmek için izin

istiyorum.”İmam Humeyni, sadık ve samimi müridini huzuruna kabul ederek bir süre

hasret giderdiler.

Page 153: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

ĠMAM HUMEYNĠ‟NĠN SÜRGÜN EDĠLĠġĠ

İmam Humeyni, 1963‟de önce Türkiye‟ye ve oradan da Irak‟a sürgün edildi. Şehid

Saidi ve bir grup havza talebesi dönemin başbakanı Huveyda‟ya mektup yazarak

İmam‟ın geri getirilmesini talep ettiler. Şehid Saidi, bu itirazlarla birlikte Irak‟ta sürgün

olan İmam Humeyni‟yi Necef Havzası‟nda tanıtmayı kendine bir vazife biliyordu. O

Irak‟a gayri resmi yollarla giderek Necef‟te konuşmalar yaptı, İmam‟ın ilmi ve irfani

boyutunu tanıtarak etrafına müritler topladı.

TAHRAN‟A HĠCRETĠ

Şehid Saidi, İmam‟ın yokluğunda Kum kentinde kalmanın yanlış olduğuna

inanıyordu. Tahran‟a giderek konuşmalar ve seminerler düzenledi. Şah ve Savak

İstihbaratının gerçek yüzünü halka anlattı. Bu esnada İmam Musa Kazım Camii

yönetimi onu camiye imamlık yapması için davet ettiler. O, bu fırsattan istifade ederek

teklifi kabul etti ve 1966‟da camiyi devrimin siyasi faaliyetlerinin merkezi yaptı.

İmam Humeyni, Şehid Saidi‟nin faaliyetlerini destekleyen bir mektup yazdı. Mektupta

şöyle buyuruyordu: “Tahran‟a gitmeniz beni sevindirdi. Çünkü merkezin her

şeyden daha çok senin gibi amel ehli âlimlere ihtiyacı vardır.”

Şehid Saidi, İmam Musa Kazım Camii‟nde çalışmalarınn büyük çoğunluğunu ders

celseleri üzerine inşa etti. Bu derslerinde devrim ve İmam Humeyni‟yi gençliğe tanıttı.

Savak İstihbaratının tutanağında şöyle yazılmıştır: “İmam Musa Kazım Camii saat

20.30‟da toplumun her tabakasından oluşan yaklaşık bin kişilik bir toplantı

teşkil edildi. Bu toplantıda Saidi ilk olarak birkaç dakika Ayetullah Humeyni ve

talebelere uygulanan şiddetten söz etti ve halk Humeyni‟nin adını işittiklerinde

salavat getirdiler. Daha sonra ismi belirtilen şahıs, Yahudiler ve Amerika

aleyhine konuşarak şöyle dedi: Onların bu memlekette elleri çok açıktır, kimse

onların önüne geçemiyor. İşleri bizim toplantılarımıza engel olmaktır. Üç yıl

önce Ayetullah Humeyni devletten İsrail elçiliğinin kapatılmasını istedi. Çünkü

onların ne kadar büyük bir facia ve baş belası olduklarını tahmin ediyordu.

Bizleri zindana atıp, sürgün edenlerle mücadele etmemiz için teşilatlanmaya ve

bir yapılanmaya ihtiyacımız var. Ben, İmam Hüseyin ve rehberim Ayetullah

Humeyni‟nin gittiği yolu izliyorum ve bu yolda canım pahasına olsa da hakkı

söyleyeceğim.”

Şehid Saidi, 1966‟da Şehid Seyyid Kazım Kazvini anısına düzenlediği taziye

merasiminden sonra Şah İstihbaratı tarafından tutuklanarak 3 ay zindana kapatıldı.

Zindandan kurtulduktan sonra çalışmalarına kaldığı yerden devam etti. Şah Rejimi

her gecen gün baskılarını artırıyordu, caminin su ve elektriğini keserek faaliyetlerini

durdurmak istedi.

Şehid Saidi, o sıkıntılı ve zor günlerde halka şöyle seslendi: “Sizler bu İslam

merkezini maddi ve manevi desteklerinizle yaşatmalısınız. Beyefendiler, inanır

mısınız; mescidin masraflarını karşılayabilmek için evlerde hanımlara mersiye

okudum. Anlamıyorum niçin insanlar benden kaçıyor? Yoksa yüce rehberim

Page 154: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

İmam Humeyni‟yi savunduğum için mi benden uzaklaşıyorlar? Eğer bundan

korkuyorsanız, korkmayın ben devlet ve istihbaratın cevabını vereceğim, sizler

değil!”

ABD SÖMRÜSÜNE KARġI MÜCADELESĠ

Şehid Saidi, zamanına vakıf mücahit bir fakihti. Günün siyasetini yakından takip edip

sömürü güçlerin karşısında dimdik durmaktaydı. ABD sömürüsü aleyhine ulemaya

hitaben bir mektup yazarak itirazını şu şekilde dile getiriyor:

Sayın Ulema!

Malumunuz üzere bu günlerde ABD sömürüsü bu toprak ve ülke halkı için büyük bir

bela ve sıkıntı olmuştur. Ayetin tabiriyle „„ Öylesine bir söz ki neredeyse gökler

parçalanacak ve yer yarılacak ve dağlar dağılıp çökecek.” 243 Zalim ve sitemkâr

yönetim ise sömürgeci efendilerinin önünde diz çöküp, köleler gibi teslim olmuştur.

İran halkının namus ve canını onların ayakları altında çiğnetmektedirler. Batı

sömürüsü ekonomiden başlayarak dinimizi ve şahsiyetimizi ayakları altına alacaktır.

Allah‟a yeminler olsun ki bu mesele bir tömbeki yasağı kadar önemli bir meseledir.

Sizin gibi din âlimlerinin bu olay karşısında susması ve harekete geçmemesi ne

kadar da tuhaf ve ilginçtir. Sizin din ve kıyametinizi birkaç günlük geçici dünyayla

değişmeniz inanılacak gibi değil. Lisanınıza sükût mührü vurarak şu ayetin muhatabı

olmuşsunuz: “İyi olanı düşük olanla değiştirmek mi istiyorsunuz?244 Âhireti

bıraktınız da dünyâ yaşayışına mı râzı oldunuz?”245 Niçin bir şeyler

söylemiyorsunuz?

ABD, Siyonistler ve diğer emperyalist güçlerin İran‟a yatırım yapmalarının İslam ve

Müslümanlar için ne kadar büyük bir tehlike olduğunu sizlerde biliyorsunuz. Bu gün

itiraz günüdür, artık sesinizi yükseltin. Bir bütün halinde bu hainlerle mücadele

edelim, Merhum Seyyid Cemaleddin Esed Abadi ve Merhum Şirazi gibi Allah

huzurunda yüzü ak olalım “O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır.‟‟246

Saidi Horasani

ġEHĠD SAĠDĠ‟NĠN ġEHADETĠ

Şehid Saidi‟nin mücadelesi ve keskin lisanı, Şah rejim ve istihbaratı Savak‟ı korkuya

düşürmüştü. Savak, biraz daha geç kalınırsa Saidi‟nin tüm âlimleri ayaklandıracağı

korkusuyla hemen işe koyuldu.

Albay Mukaddem bu bildiri üzerine hemen şöyle bir emir verdi:

243-Meryem, 90 244-Bakara 61 245-Tevbe 38 246-Al'i Imra 106

Page 155: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Malum şahıs derhal çağrılıp Şah ve devlet aleyhine her hangi bir faaliyette

bulunmaması konusunda uyarılsın. Aksi takdirde hakkında ciddi kararlar alınıp

tüm faaliyetleri kontrol edilip rapor edilsin.

Albay Mukaddem.

Albay Mukaddem‟in mektubuna verilen cevap:

Alınan karar üzerine malum şahısın tutuklanmasına karar verilmiş ve

mektuplaşmaya da gerek kalmamıştır. Muhammed Rıza Saidi‟nin dosyası arşive

kaldırıalactır.

Savak İstihbaratı 1970‟de öğlen vakti Ayetullah Saidi‟nin evine baskın yapıp,

tutuklayarak onu Kızıl Kale Zindanı‟na attı. Ayetullah Saidinin tutuklanmasıyla şehit

edilmesi on gün sürmedi. 20 Hurdad 1970 yılında saat 21‟de zalim Şah‟ın cellatları

Şehid Saidi‟in hücresine girerek onu siyah sarığıyla boğarak şehit ettiler.

Şehid Saidi‟nin şehadet haberi tüm âlimlere ve ilim havzalarına ulaştı. İmam

Humeyni, onun mateminde Necef‟te 40 gün Fatiha meclisi tertipletip yas ve taziye

merasiminde oturdu. İmam Humeyni, havza talebeleri ve üstatlarına hitaben şöyle bir

bildiri yayımladı:

İslam, Müslümanlar ve dini değerlerin korunması uğruna canını feda eden şu

Seyyid‟in feci şekilde öldürülmesini, İslam âlemine ve özellikle İran halkına

tesliyetlerimi bildiriyorum. Yüce Allah‟tan temennim zorba ve zalim yönetimin

şerrini ümmetten almasıdır.

Page 156: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

165

SULTANUL VAĠZĠN ġĠRAZĠ

SEYYĠD MUHAMMED B. ALĠ EKBER VAĠZĠN ġĠRAZĠ

(Ö. 1971)

DOĞUMU VE ÇOCUKLUK DÖNEMĠ

Seyyid Muhammed Sultanul Vaizin, 1896 yılında Tahran‟da dünyaya geldi.247

Sultanul Vaizin Hanedanı İran‟ın saygın seyyidlerindendir. Ayetullah Necefi Maraşi

onun 25 vasıtayla İmam Musa Kazım (a.s) soyuna ulaştığını yazmıştır. Bu hanedanın

bir diğer iftiharı da velayet ve İmamette olan bağlılıklarıdır. Bu hanedan Abbasi

sultanı Memun döneminde Medine‟den Meşhed‟e İmam Rıza‟yı (a.s) ziyarete

geldiklerinde Şiraz‟a vardıklarında geri dönmelerine izin verilmeyerek orada mecburi

ikamete zorlanmıştır. Bu mecburi ikametle Şiraz‟dan tüm İran‟a dağılmıştır.

Seyyid Muhammed Sultanul Vaizin‟in babası Seyyid Ali Ekber Eşrefi Sultanul Vaizin

kendi döneminin saygın ve takva ehli âlimlerindendi. Sultanul Vaizin, küçük yaşlarda

babasının yanında dini ilimler öğrenmeye başladı. Daha sonra Tahran‟da Pamenar

Medresesi‟ne girerek resmi ilim tahsiline başladı. Tahran Havzası‟ndan sonra

1908‟de Irak‟a giderek ceddi İmam Hüseyin‟in (a.s) şehri Kerbela‟da ilim tahsiline

devam etti. Kerbela Havzası‟nda Ayetullah Fazili Merendi ve Ayetullah Şehristani gibi

büyük fakih ve üstatların huzurlarından istifade etti.248

Sultanul Vaizin, Kerbela Havzasında ilim tahsilinden sonra 1932‟de Tahran‟a oradan

da Kum Havzası‟na hicret ederek orada ikamet etti. Bu bereketli ikametinde havzanın

meşhur üstatları Ayetullah Şeyh Abdülkerim Hairi ve Ayetullah Hüccet Kuhkemerei

gibi büyük fakihlerin ders celselerine iştirak etti.

SULTANUL VAĠZĠN ġĠRAZĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Sultanul Vaizin, uzun yıllar Tahran, Kerbela ve Kum havzalarından önemli

şahsiyetlerin huzurlarından faydalandı. Onlardan bazıları:

1. Seyyid Ali Ekber Eşrefi Sultanul Vaizin (Babası)

2. Ayetullah Fazili Merendi

3. Ayetullah Şehristani

4. Ayetullah Şeyh Abdülkerim Hairi

5. Ayetullah Hüccet Kuhkemerei

6. Ayetullah Ahmet Hansari

247-Zendeginameyi Rical ve Meşahiri İran, c.4, s.154 248-Zendiginameyi Rical ve Meşahiri İran, c.4, s.154

Page 157: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

7. Ayetullah Mirza Muhammed Ali Şahabadi

Sultanul Vaizin, başarılı bir ilim tahsilinden sonar birçok büyük fakihlerden rivayet izin

alma şerefine ulaşmıştır. Onlardan bazıları şunlardır:

1. Ayetullah Şeyh Abdülkerim Hairi

2. Ayetullah Abdullah Mamakani

3. Ayetullah Aga Ziyauddin Iraki

4. Ayetullah Ebul Kasım Tabatabai Gerevi

5. Ayetullah Maraşi Necefi

SULTANUL VAĠZĠN ġĠRAZĠ‟NĠN ÇALIġMALARI

Sultanul Vaizin, ilahi ilim ve Ehlibeyt (a.s) ahlakıyla ziynetlendikten sonra İslam ve

mektep tebligatı için Mısır, Lübnan, Suriye, Filistin, Ürdün ve Hindistan‟a yolculuklar

etti. Gittiği her yerde konuşmalar yapıyor ve münazaralar tertipleyerek hakkı anlatırdı.

YOLCULUĞUNUN BAġLANGICI

Sultanul Vaizin bu gezilerinin en önemlisi olan Hindistan gezisini Peşaver Geceleri

adlı eserinde şöyle naklediyor: 1924‟de otuz yaşlarındayken kutsal topraklara

müşerref olup masum imamların (a.s) kabirlerinin ziyaretlerinden ayrıldıktan sonra

Hindistan yoluyla sekizinci İmam, İmam Rıza‟yı (a.s) ziyaret etmek için Horasan‟a

gittim.

Yolumun üzerinde bulunan Hindistan‟ın iki önemli liman şehri olan Karaçi249 ve

Bombay‟a250 vardığımda bu gezim, beklenenin aksine önemli gazetelerde yer aldı.

Hindistan‟ın uzak şehirlerinden eski dostlar, samimi ve mümin arkadaşlar, ülkelerine

geldiğimden haberdar olunca beni bulundukları bölgelere davet ettiler. Mecburen

davetlerine icabet ettim. Dehli, Agire, Lahur-i Pencab, Siyalkut, Keşmir, Haydarabad-i

Behar, Lipur, Kuveyte ve diğer şehirlere gittim. Gittiğim her yerde halk tarafından

coşku ve sevgiyle karşılandım. Bu önemli şehirlerin çoğunda çeşitli din ve mezhep

âlimleriyle münazara meclisleri düzenleniyordu.

Önemli münazara meclislerinden biri „„Dehli‟‟ şehrinde Hindistan‟ın lideri Gandi‟nin de

bulunduğu Hindu ve Brahman din adamlarıyla yapılan münazaraydı. Bu münazara o

günün gazetelerinde geniş bir şekilde yer aldı. Allah‟ın güç ve kudreti ve Hz. Hatem‟ul

Enbiya‟nın (s.a.a) özel lütfuyla başarı daima benimleydi. Allah‟ın yardımıyla

mukaddes İslam‟ın ve hak mezhep olan Caferiliğin hakkaniyetini ispat ettim.

Daha sona Dürr-i Necef adlı haftalık derginin saygıdeğer müdürü Ebu‟l Beşir Seyyid

İnayet Ali Şah Nakavi‟nin önderliği ile Siyalkut şehrinin İsna Aşariyye Derneği

tarafından davet edildim. Davet üzerine o bölgeye doğru hareket ettim. İyi bir rastlantı

249-Karaçi, şu anda Pakistan’ın önemli liman şehirlerinden biridir. 250-Bambay şu anda Hindistan’ın liman şehirlerinden biridir.

Page 158: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

üzere merhum Risaldar Muhammed Ekrem Han‟ın oğlu ve Kolenl Muhammed Efdal

Han‟ın kardeşi ve eski samimi dostum olan, Sayın Serdar Muhammed Serverhan

Risaldar, muhtelif kesimlerden oluşan büyük bir cemaatle beni karşıladılar ve hep

birlikte onların evine gittik. Hindistan‟ın Kızılbaş ailesinin ünlü serdarları Pencab‟da

ikamet etmekteydiler.

Bunlar 1918-1919 yıllarında Kerbela, Kazimeyn ve Bağdat‟ta hâkimiyet kurmuşlardı.

Yine bunlar Siyatkut şehrindeki Kızılbaş ailesinin tanınmış saygın ve mümin

kişilerinden olup o şehrin adliye idaresinin başkanlığını da yapmaktaydılar. Halkın

neredeyse tamamının onlara karşı özel bir saygıları vardı.

Benim Pencab‟a gitmemle ilgili haber gazetelerde yayımlanır yayımlanmaz İran‟a

dönme niyetim olduğum halde ve bu konudaki ısrarıma rağmen, çeşitli yerlerden

özellikle de Pencab‟da Şia âlimlerinin iftiharlarından olup Lahur‟da oturan, 30 ciltlik

Levami‟ut-Tenzil tefsirinin sahibi Hüccet‟ul İslam Seyyid Ali Razevi Lahuri tarafından

şahsıma durmadan davet mektupları geliyordu. Aynı zamanda Hindistan‟ın Pencab

şehrinde, Şia‟nın büyük şahsiyetlerinden olan Kızılbaş kardeşler ve oradaki müminler

tarafından Peşaver şehrine davet edildim.

Sayın Muhammed Server Han‟ın ısrarıyla bu daveti kabul edip 14 Recep‟de o şehre

doğru hareket ettim. Oraya vardığımda onlar tarafından en iyi şekilde büyük bir

saygıyla karşılandım. Minbere çıkıp sohbet etmemi istediler. Hindistan dilini tam

bilmediğimden, Hindistan‟da hiçbir yerde minbere çıkıp sohbet edemedim. Ama

Peşaver halkının geneli Farsçayı iyi bildiğinden ricalarını geri çeviremedim. İkindi

vakitleri İmam Bare‟de merhum Adil Beyk Risaldar‟ın düzenlediği ve çeşitli mezhep

ve dinlerden gelen grupların da hazır bulunduğu mecliste görevimi yapmaya

çalışıyordum.

Peşaver halkının çoğunluğu Müslüman Ehli Sünnet kardeşlerden olduklarından

dolayı üç saat süren konuşmam daha ziyade onlara yönelik olurdu. Sohbetlerimde

daha çok imametin isbatı üzerimde dururdum. İşte bundan dolayı onların mecliste

bulunan âlimleri benden özel bir toplantı rica ettiler. Bunun üzerine birkaç gece

bulunduğum eve gelip saatlerce bu mevzularda ilmi tartışmalarda bulunuyorduk.

Bir gün minberden aşağıya indiğimde büyük âlimlerden Hafız Muhammed Raşid ve

Şeyh Abdusselam isminde iki kişinin geldiğini ve benimle görüşmek istediklerini

haber verdiler. Bunlar benden randevu aldıktan sonra her gün akşam namazlarından

sonra yanıma gelmeye başladılar. On gece aralıksız yanıma gelip gittiler. Her

gecemiz genellikle altı yedi saat, bazen de sabaha kadar süren ilmi sohbet ve

tartışmalarla geçiyordu. Son gecede Ehli Sünnet‟in büyük şahsiyetlerinden altı kişi

Şia mezhebini kabul ederek Şii olduklarını ilan ettiler.

Gazete ve önemli dergilerin muhabirlerinden dört kişi, her iki fırkanın (Ehlisünnet ve

Şia) muhterem şahsiyetlerinden yaklaşık iki yüz kişinin bulunduğu bu toplantıda her

iki tarafın konuşma ve münazaralarını kaydedip ertesi gün onları gazete ve

dergilerinde yayımladılar. Ben de bu gecelerde gerçekleşen o konuşma ve

Page 159: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

tartışmaları, gazete ve dergilerden bir araya topladım ve Peşaver Geceleri adında

kitap haline getidim.

SULTANUL VAĠZĠN ġĠRAZĠ‟NĠN AHLAKI

Sultanul Vaizin, âlim, fazıl, edepli, takva ve maneviyat ehli bir şahsiyetti. Ehlibeyt‟e

(a.s) tam bağlılık ve sevgi nişaneleri amel ve konuşmalarından belli olurdu.

Ayetullah Musa Şübeyr Zencani şöyle naklediyor: “Bazı güvenilir kimseler

naklederlerdi: Merhum Sultanul Vaizin ömrünün sonlarına doğru kalp

rahatsızlığına yakalanmıştı. Bir an önce tedavi olması gerekiyordu. Oğlu Tahran

zenginlerinden Yahudi biriyle tanıştı. O Yahudi açık bir çek yazarak Sultanul

Vaizin‟in oğluna verdi, babana deki ben onun tüm tedavi masraflarını

üstleniyorum, istediği yere gidip tedavi olabilir. Oğlu babasına bu haberi

verdiğinde Merhum Sultanul Vaizin şöyle buyurdu: Ben bir ömür İmam

Hüseyin‟e (a.s) hizmetkâr olmuşum, şimdi tedavi için bir Yahudiden nasıl para

alabilirim? Çekini kendisine ver.”

O, Ehlibeyt‟e (a.s) özellikle de İmam Ali‟ye (a.s) âşıktı. İmam Ali‟ye (a.s) beslediği

derin sevgi ve muhabbeti kitaplarına da yansımıştır. O şöyle derdi: “Tüm Şia

kitaplarını yok etseler dahi ben Ehli Sünnet kitaplarından Hz. Ali‟nin (a.s)

velayet ve hakkaniyetini ispatlayabilirim.”

SULTANUL VAĠZĠN ġĠRAZĠ‟NĠN ESERLERĠ

Sultanu‟l Vaizin, yoğun çalışmalarının yanı sıra önemli konuları ihtiva eden birçok

değerli kitaplar da telif etmiştir. Onlardan bazıları:

1. Şebhayi Peşaver (Peşaver Geceleri)

2. Guruhu Rastkaran

3. Sed Makaleyi Sultani

4. Akaidi Sultani

5. Seradikatu Sultani

6. Fezayihu‟l Sufiyye

7. Mecmueyi Sultani

8. Miraciyye

9. Rahı Saadet

10. İsbatu‟l Hücce

Page 160: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

SULTANUL VAĠZĠN ġĠRAZĠ‟NĠN VEFATI

Velayet ve imamet müdafisi Sultanu‟l Vaizin, bir ömür hizmet ve mücadeleden sonra

takriben ömrünün son on yılını kalp hastalığından dolayı evinde geçirmek zorunda

kaldı. O yüce şahsiyet uzun bir hastalıktan sonra 1971‟de ebedi mekânı Cennetü‟l

Firdevs‟e göçtü. Pak naaşı, Kum Havzası büyüklerinin katılımıyla Hz. Masume (s.a)

türbesi etrafına defnedildi.

Page 161: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

166

AYETULLAH KUHĠSTANĠ

MUHAMMED B. MUHAMMED MEHDĠ KUHĠSTANĠ

(Ö. H.1972)

DOĞUMU VE ÇOCUKLUK DÖNEMĠ

O, 1888 yılında Mazendaran‟ın Kuhistan kasabasında ilim, irfan ve takva dolu bir

hanede dünyaya geldi. Babası Ayetullah Muhammed Mehdi evine bereket ve huzur

katan bu çocuğa Muhammed ismini verdi.

Muhammed‟in babası Kasabanın meşhur takva sahibi âlimlerindendi. Dedesi Molla

Muhammed Şerif‟in ise döneminin büyük fakih ve kadılarından olduğu nakledilmiştir.

Annesi Fatıma Hanım, iman ve iffet abidesi değerli bir hatundu, maddi durumu iyi

olmamasına rağmen eli açık, fakir fukaraya şefkati ve yardımıyla tanınırdı. Ehlibeyt‟e

(a.s) beslediği derin sevgisi özellikle de İmam Hüseyin‟e olan muhabbetinden evinde

her hafta ağıt ve mersiye toplantıları düzenlerdi. Muhammed, çocukluğunun bir

kısmını babasıyla geçirdi. Babası oğlunun istidat ve zekâsını fark edince eğitimiyle

bizzat yakından ilgilenmeye başladı. Muhammed, baba sevgisi gölgesinde okuma,

yazma ve Kur‟an okumayı öğrendi. Bu dönemler Muhammed‟in en güzel çağlarıydı.

Zira çok geçmeden 8 yaşlarında babasını kaybetti. Annesi kocasının tek yadigârı

olan oğlunun eğitiminde büyük fedakârlık ederek eşinin yokluğunu aratmadı.

Muhammed‟i dini ilimlere teşvik ederek babasının boşluğunu doldurması için

mektephaneden sonra medreseye gönderdi. Fedakâr anne çok sade bir hayat

seçerek oğlunun masraflarını bizzat kendi karşılamaya çalıştı.

TAHSĠL DÖNEMĠ

Muhammed, okuma yazmayı öğrendikten sonra, Behşehr ilimler Havzasına giderek

Arap edebiyatı sarf, nahiv ve mantık ilimlerini öğrendi. Şemsiye, Mutavval ve Kavanin

kitaplarını döneminin meşhur üstatlarının huzurunda başarıyla okudu. Muhammed,

mukaddime derslerini Behşehr, Sâri ve Babul havzalarında Ayetullah Muhammed

Hasan Barfuruşi gibi büyük üstatların huzurlarında öğrendi.

MEġHED‟E HĠCRETĠ

Ayetullah Kuhistani, doğum yeri olan Kuhistan‟da mukaddime ve satıh (düzey)

ilimlerini öğrendikten sonra Meşhed İlimler Havzasına giderek Mirza Cafer

Medresesine yerleşti. Medresede satıh (düzey) derslerini başarıyla tamamlayarak

hariç dersleri için Ayetullah Hüseyin Kummi, Ayetullah Mirza Muhammed Kef‟i gibi

dönemin büyük fakihlerinin ders halkalarına katıldı. Meşhed havzasındaki tahsil

dönemlerini şöyle anlatır: Meşhed havzasında Ayetullah Hüseyin Kummi‟nin hariç

dersine katılıyordum, üstat konuları sade ve basit üslupla işliyordu. Kendi kendime:

“Herhalde üstat bize özel ders vermeyecek, en iyisi ben başka üstatların

Page 162: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

derslerine katılayım” dedim. O gece rüyamda azametli bir seyyid bana şöyle

buyurdu: “Ceddimin dini, böyle sade ve basit anlatılmalıdır.”

NECEF‟E HĠCRETĠ

Ayetullah Kuhistani, Meşhed havzasında uzun ikametinden sonra ilim ve marifet şehri

olan Necef İlimler Havzası‟ndan faydalanmak için o mukaddes şehre hicret etti. O

dönemlerde Necef şehri fakahet ve içtihat bakımından en parlak dönemlerini

yaşıyordu.

Ayetullah Kuhistani, Necef havzasında usul ve fıkıh derslerinin yanı sıra nefis

tezkiyesi ve ahlaki konularda da kendini yetişitiriyordu. Özel bir ahlak üstadı yoktu

ancak ilahi hükümlere ve Ehlibeyt (a.s) buyruklarına uyarak amel meydanında boy

gösterdi ve havzanın meşhur ahlak ve irfan üstatlarından oldu. Arkadaşlarından

Ayetullah Şeyh Ali Muhammed Muhaciri onun hakkında şöyle der: “Ayetullah

Kuhistani takva, zühd ve maneviyatta Necef Havzası‟nda eşsizdi.”

Ayetullah Seyyid Mahmud Şahrudi‟ye Ayetullah Kuhistani‟nin ilmi derecesi

sorulduğunda şöyle buyurdu: “Ayetullah Kuhistani İran‟a dönmek istediğinde

Ayetullah Naini, istifta heyetine onun içtihat ve adaletini sordu. İstifta heyeti

onun içtihat ve adaletini onayladıktan sonra Ayetullah Naini bir defa da onu

bana sorunca “Onun adalet ve müçtehid oluşunda hiç şüphe yoktur” dedim.

VATANA DÖNÜġÜ

Ayetullah Kuhistani, Necef Havzası üstatlarından ilmi istifadeler ederek içtihat

derecesine ulaştı. 20 yıllık ilim ve irfan tahsilinden sonra doğum yeri Kuhistan‟a

döndü. O yüce şahsiyet, fakahet ve ilmi yönünden daha çok irfani ve maneviyatıyla

halk arasında tanınırdı. Ayetullah Kuhistani, Kuhistan Havzası‟nda tedris kürsüsüne

oturarak neredeyse içtihat seviyesine ulaşan talebeler yetiştirip Necef, Meşhed ve

Kum havzalarına gönderiyordu.

AYETULLAH KUHĠSTANĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Üstadın ilmi, maneviyatı, ahlaki hal ve davranışlarının talebeleri üzerindeki olumlu

izleri çok belirgin bir şekilde hissedilmekte ve talebelerinin geleceğinin

şekillenmesinde çok etkili olduğu tecrübeyle ispatlanmıştır. Ayetullah Kuhistani,

talebelik ve ilim tahsili yıllarında maneviyat dolu, takva ve ilim sahibi büyük fakihlerin

huzurlarından faydalanarak ilim ve irfan sahibi olmuştu, huzurlarından istifade ettiği

üstatlarından bazıları şunlardır:

1. Şeyh Ahmet Rahmani Halili

2. Şeyh Muhammed Sadık Şeriati

3. Ayetullah Hızır Eşrefi

4. Ayetullah Muhsin Nebevi Eşrefi

Page 163: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

5. Ayetullah Muhammed Hasan Barfuruşi

6. Ayetullah Hüseyin Tabatabai Kummi

7. Ayetullah Mirza Muhammed Kef‟i

8. Ayetullah Necef Ali Fazil Esterabadi

9. Ayetullah Mirza Muhammed Hüseyin Naini

10. Ayetullah Seyyid Ebul Hasan İsfehani

11. Ayetullah Ziyauddin Iraki

AYETULLAH KUHĠSTANĠ‟NĠN ĠLMĠ FAALĠYETLERĠ

Ayetullah Kuhistani‟nin önemli çalışmalarından biri doğum yeri Kuhistan‟da medrese

inşa etmesidir. Bu medresenin bereketiyle İslam ve dini maarif Mazenderan‟a

yayılmıştır. Ayetullah Kuhistani şöyle buyuruyor: “Necef‟ten döndükten sonra hep

şu düşüncedeydim; acaba vazifemi nasıl ifa edebilir ve insanlarla nasıl irtibat

ve diyalog kurabilirim? Bu düşünce beni, masum imamların (a.s) ahlakını ölçü alıp

halkın içinde onlarla beraber olma yoluna taşıdı. Sürekli tereddüt içindeydim; yol

azığımı alıp kasaba kasaba, köy köy dolaşıp dini ve mektebi anlatarak mı vazifemi ifa

etmeliydim acaba? Daha sonra kendi kendime bu şekilde yapamayacağımı ve bunu

başaramayacağımı söyledim. Bilahare Allah‟ın yardımı, İmam Mehdi‟nin de (a.f)

inayetiyle medrese kurup öğrenci yetiştirmeye karar verdim. Ayetullah Kuhistani,

âlimlerden birine şöyle buyurmuşlar: Necef‟ten Mazenderan‟a geldiğimde eşime şöyle

dedim: “Sen öğrencilere annelik, ben de babalık yaparak Allah katında yüzü ak

olmaya hazır mısın?” Eşim bu sorumluluğu kabul etti, bende Rıza Şah‟ın din

âlimlerine sarık ve cübbe giymesini yasakladığı bir dönemde onlarca talebe

yeştitirerek mektebe kazandırdım. Ayetullah Kuhistani, ilk olarak kendi

Hüseyniyesinde öğrencilere ders vermeye başladı. Hergeçen gün öğrenci sayısı

çoğaldıkça artık bir medrese tesisinin kaçınılmaz olduğunu gördü. Kendi şahsi

arazisinde beytülmaldan istifade etmeksizin bir medrese inşa etti. Öyle ki

büyüklerden biri Ayetullah Kuhistani‟yi överken şöyle buyuruyordu: “O, Kuhistan

Kasabasını Necef‟e dönüştürdü”. Onun bu başarısında, öğrencilere şefakatli bir

anne gibi kol kanat geren ve onların tüm sorunlarıyla yakından ilgilenen eşinin özel

bir payı vardı. O yüce hatunun sevgi ve muhabbetine şahit olan Şehid Seyyid

Abdülkerim Haşim Nejad şöyle diyor: “Eğer eşi olmasaydı Ayetullah Kuhistani bu

başarıya ulaşamazdı.”

Ayetullah Behşehri şöyle diyor: “Medresenin işlerinin yarısı Ayetullah

Kuhistani‟nin diğer yarısı da eşinin omuzlarındaydı.”

AYETULLAH KUHĠSTANĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Kuhistani, ömrünün sonlarına doğru bronşite yakalandı. Bir süre Kum

kentinde tedavi gördükten sonra tekrar Kuhistan‟a geri döndü. İyileşip ayağa

kalkması uzun sürmedi ancak tekrar hastalandı. Oğlu şöyle naklediyor: Babamın

Page 164: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

hastalığı tekrarladığında vakit kaybetmeden Kum‟dan Kuhistan‟a geldim. Hastalığı

çok ciddiydi ve oldukça kötü bir durumdaydı. Son günlerinde yanından

ayrılmıyordum. Bazen bana nasihat, bazen de hikmetli sözler söylerdi. Bir defasında

şöyle buyurdu: “Oğlum, benim ölümümden sonra seni hiçbir şey benim, af ve

bağışlanmış olduğum kadar sevindirmeyecektir.”

Ayetullah Kuhistani ömrünün sonlarına doğru, onca takva ve zühdüne rağmen hep

korku ve endişe içindeydi. Meşhed şehrinden Şehid Haşim Nejad gibi öğrencileri

ziyaretine geldiğinde şöyle derdi: “Benim selamımı İmam Rıza‟ya (a.s) ilet ve deki:

Şeyh Muhammed eli boş olarak geliyor.”

Oğlu şöyle naklediyor: Vaktiyle bölge âlimlerinden bir zat ziyaretine gelmişti, babamın

korku ve endişesine şahit olunca şöyle dedi: “Siz vazifenizi başarıyla ifa ettiniz,

hiçbir sıkıntınız ve korkunuz olmamalıdır.” Babam şöyle cevap verdi:

“Sen ne diyorsun? İmam Ali (a.s) gibi bir şahsiyet dünyadan göçerken şöyle

buyurdu: Allah‟ın bana nasıl davranacağını bilmiyorum.”

Ayetullah Kuhistani, ömrünün sonlarına doğru şöyle buyurdu: “Beni mutlaka

Meşhed‟e götürün, İmam Rıza‟ya (a.s) sığınmak istiyorum. Cenazemi İmam‟ın

(a.s) mezarı etrafında dolaştırın ki ona sığınayım, daha sonra istediğiniz yere

defnedin. İmam Rıza (a.s) bizi huzuruna kabul etti!”

O yüce şahsiyetin bu vasiyeti gördüğü sadık rüyadan kaynaklanıyordu. Zira İmam

Rıza (a.s) onu huzuruna kabul etmişti. Rüyasında şöyle görmüştü: Masumların

hepsi bir arada iken Ayetullah Kuhistani onların yanına girer, odada oturacak

yer yoktu, o esnada İmam Rıza (a.s) kendi yanındaki yeri göstererek “gel

buraya otur” buyurur.

Ayetullah Kuhistani ömrünün sonlarında iyice güçten düşmüştü. Kızı şöyle

naklediyor: “Babama, babacığım, zikir edebiliyor musun?” diye sorunca Arifi

Billah şöyle buyurdu: Allah şeytana lanet etsin, ne zaman zikir etmek istesem

öksürmeye başlıyorum ancak ben her halükarda şeytanı alt edip zikrimi

ediyorum.”

Her geçen saat hastalığı biraz daha şiddetleniyor, ölüme iyice yaklaşıyordu, bazen

kendisinden geçiyordu. Kendine geldiğinde kısa cümlelerle bir şeyler söylüyordu. Bir

defasında bayılıp yine kendine geldiğinde şöyle buyurdu: “Allah‟a giden yoldan

başka bir yol varmı ki?”

Ayetullah Kuhistani, arzuladığı gibi 1972 yılında Cuma akşamı gece yarısından sonra

ruhunu Allah‟a teslim etti. Mübarek naaşı vasiyet ettiği üzere Meşhed‟e götürüldü.

İmam Rıza‟nın (a.s) türbesi ziyaret ettirildikten sonra orada bir yere defnedildi.

Page 165: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

167

ALLAME ġARANĠ

EBUL HASAN B. MUHAMMED TAHRANĠ

(Ö. 1973)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Ebul Hasan, 1902 yılında Tahran‟da ilim ve irfan dolu bir hanede dünyaya geldi.

Babası Şeyh Muhammed‟in yanında okuma yazma ve Kur‟an‟ı öğrendi. Daha sonra

ilim tahsili için Tahran‟daki Merv Medresesi‟nde başlangıç ilimleri öğrenmeye başladı.

Edebiyat, mantık, fıkıh, usul, felsefe, matematik gibi dersleri başarıyla öğrendi. Ebul

Hasan, Tahran Havzası‟ndan sonra henüz yeni tesis olan Kum İlimler Havzası‟na

giderek havzanın kurucusu büyük fakih Ayetullah Abdülkerim Hairi‟nin huzurundan

istifadeler etti.

Abulhasan, 26 yaşında babasını kaybetti. İlme olan aşk ve alakası onu tüm zorlukları

aşmasına ve bilahare 1927 yılında ilim ve irfan diyarı Necef Havzasına sürükledi.

Necef‟te Ayetullah Seyyid Ebu Turabi Hansari gibi büyük fakihlerin ilim sofrasında

oturdu.

ALLEME ġARANĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Allame Şarani, uzun yıllar Tahran, Kum ve Necef havzalarında büyük fakih ve

üstatların huzurlarından istifade etti. Onlardan bazıları şunlardır:

1. Ayetullah Şeyh Muhammed Tahrani (Babası)

2. Ayetullah Mirza Mehdi Aştiyani

3. Ayetullah Muhakkik Mirza Mahmud Kummi

4. Habibullah Zülfünun (matematik üstadı)

5. Ayetullah Abdülkerim Hairi

6. Ayetullah Abdunnebi Nuri

7. Ayetullah Seyyid Ebu Turabi Hansari

VATANA DÖNÜġÜ

Allame Şarani, Necef havzasında ilim ve irfan tahsilinden sonra vatanı Tahran‟a

döndü. Seyru süluk, irfan ve havza derslerini vermeye başladı. Kendi talebelik

yıllarını şöyle yazmıştır: Gençliğim ilim tahsili ve istilahları ezberlemekle geçti.

Her bir ilim dalından doyasıya istifade ettim. Bazen Arap ve Acem edebiyatı,

felsefede İbni Sina ve Molla Sadra‟nın kitapları, tefsir, fıkıh, usul, matematik

ilimleri üzerinde detaylı ve derinlemesine çalışmalar yaptım. Uzun yıllar gece ve

gündüz demeden defter, kitap, kalem ve kâğıtlarla haşır neşir oldum. Bir zaman

Page 166: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

kulağıma şöyle fısıldandı; ilim, marifet içindir marifet ise amel için. Sakın bu

işte itaatsizlik ve ihlassızlık olmasın. Zira bu yol ancak Allah‟ın yardımı ve

evliyalarına tevessülle kat edilir.

-Ne kadar çok ilim de tahsil etsen

-Çünkü sende amel yok cahilsin.

-Acele et, mead için hazırlık gör

-Erken kalk ki güneş doğdu, kervan gitti

-Ta güç varken onu yitirmemişsin

-Tevessül et, hizmet sun.251

ALLAME ġARANĠ‟NĠN ÖĞRENCĠLERĠ

Ayetullah Şarani, uzun yıllar din ve mektep tebligatında zahmetlere katlandı. O, usul,

fıkıh, felsefe, hadis dallarından usta olduğu kadar dil öğrenmekte de çok son derece

yetenekliydi. Fransızca, İngilizce, Türkçe, İbranice, Arapça ve Farsça dillerine

hâkimdi.

Allame Şarani‟nin yetiştirdiği talebelerin her biri dönemlerinin büyük fakih ve taklit

mercilerinden olmuşlardır. Onlardan bazıları:

1. Ayetullah Mirza Haşim Amuli

2. Ayetyllah Abdullah Cevad Amuli

3. Ayetulah Hasan Hasanzade Amuli

4. Ayetullah Muhammed Hasan Ahmeti Fakihi Yezdi

5. Ayetullah Ali Ekber Gaffari

6. Allame Mir Celaleddin Muhaddisi Urmeni

ALLAME ġARANĠ‟NĠN ESERLERĠ

Allame Şarani‟nin eserleri onun ilmi boyutun öğrenmek için en güzel vesiledir.

Kaleme aldığı ilmi eserleri onun ne kadar usta ve ilme vakıf olduğunu göstermektedir.

O büyük arif ve üstadın eserlerini kısaca şöyle sıralayabiliriz.

a) Tefsir ve Ulumu Kur‟an

1. Mecmeu‟l Beyan Tefsirine Haşiye (10 cilt)

2. Tefsiri Safi Kitabının Tahsihi (2 cilt)

251-Mecellei Nur İlim, sayı 50, s.94

Page 167: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

3. Tefsiri Minhacu‟s Salihin Kitabına Haşiye (10 cilt)

4. Tefsiri Ebu‟l Futuhu Razi Kitabının Tashihi (12 cilt)

b) Hadis ve Rivayet

1. Vafi Kitabının Tashihi (3 cilt)

2. Şerh-i Usulu Kâfi Kitabına Talikat (12 cilt)

c) Vesailu‟ş-Şia kitabına Talikat

3. İrşadu‟l Kulub Kitabına Haşiye

4. İmam Hüseyin‟in (a.s) Arefe Duasına Şerh

5. Sahife-i Seccadiye Kitabına Haşiye

c) Usul ve Fıkıh

1. Kifaye Kitabına Şerh (Ahundu Horasani)

2. Tebsire Kitabına Şerh (Alleme Hilli)

3. Kavaid Kitabına Haşiye

4. Urvetu‟l Vuska Kitabına Haşiye

d) Felsefe ve Kelam

1. Şerhi Tecrid der İlmi Kelam

2. Faslul Hitab Kitabına Haşiye (Muhaddisi Nuri)

3. Esraru‟l Hikme Kitabına Haşiye ve Mukaddime

4. İstilahat-i Felsefi

e) Heyet ve Nucum

1. Takvim Hazırlanması

2. Heyeti Fela‟maruyun Kitabının Fransızcadan Tercümesi

f) Tarih

1. Nefesu‟l Mehmum Kitabına Haşiye ve Tercümesi (Şeyh Abbas Kummi)

2. Muntahabu‟t Tevarih Kitabına Mukaddime

3. Keşfu‟l Gumme Kitabına Mukaddime ve Tahkik

Page 168: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

ALLAME ġARANĠ‟NĠN VEFATĠ

Allame Şarani, bir ömür hizmet ve faaliyetten sonra kalp ve bağırsak hastalığına

yakalandı. Durumu ağırlaşınca tedavi için Hamburg‟a sevk edildi. Yetmiş üç günlük

tedavinin ardından 1973‟de ruhunu Allah‟a teslim etti. Pak naaşı Tahran‟a getirilerek

Abdul Azim Hasani türbesi etrafında toprağa verildi.

Page 169: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

168

AYETTULLAH ġEHĠD GAFFARĠ

HÜSEYĠN B. ABBAS GAFFARĠ

(Ö.1974)

ġEHĠD GAFFARĠ HANEDANĠ

Azerşehr bir asır Şehit Gaffari hanedanı‟nın varlığıyla iftihar etmiştir. Bu şehirde Şehit

Gaffari hanedanı‟ndan önemli ilim adamları ve mücahitler çıkmıştır. Zalim ve tağuti

düzenler bu hanedanı kendilerine tehlike görmüş ve alçakça onları şehit etmiştir.

Şehit Gaffari, Hacı Molla Muhsin‟in torunudur. Molla Muhsin Necef âlimlerindendir. O,

sömürü güçler tarafından başı bedeninden ayrılarak şehit edilmiştir. Anne tarafından

yedi dedesi zalim sultanlar tarafından şehit edilmiştir. Büyük âlimlerden Hacı Molla

Ahmet Eminu‟l Ulema‟da bu hanedanda parlayan bir yıldızdır.

DOĞUM VE TAHSĠL DÖNEMĠ

1917, Azerşehr Kasabası‟ndaki Hacı Abbas‟ın fakirhanesi ilahi lütuf ve rahmetle

doldu. Babası Hacı Abbas, İmam Hüseyin‟e (a.s) duyduğu sevgi ve derin muhabbetle

evini aydınlatan oğlunun ismini Hüseyin koydu. Hüseyin çocukluğunu manevi ve

takva dolu bir hanede, mümin ve mümine anne babasının yanında geçirdi. Annesi,

onun eğitimine son derece hassasiyet göstererek adeta üzerine titredi.

Hüseyin 1-2 yaşlarında babasını kaybetti. Babasının ölümünden sonra bakımını abisi

Hacı Hasan Abbaspur üstlendi. Abisi Abbaspur şöyle naklediyor: “Bir gün Hacı

Molla Ahmet Eminu‟l Ulema ile tarladan dönüyorduk. Mahalle camiinin önünden

geçerek Hüseyin‟in cami avlusunda kıbleye doğru oturduğunu ve ellerini duaya

kaldırmış ağlayarak dua ettiğini gördük. Merhum Hacı Molla Ahmet Eminu‟l

Ulema bu sahneyi görünce şöyle dedi: “İlginç bir manzara, daha önce Necef‟te

bu sahneyi rüyamda görmüştüm. O, zalim padişah zindanında şehit

edilecektir.”

Hüseyin, altı yaşında ilim tahsiline başladı. Mukaddime ve başlangıç ilimlerini doğum

yeri Azerşehr‟de Hüccetül İslam Mirza Muhammed Hasan‟dan öğrendi. Daha sonra

Tebriz Havzası üstatlarından istifade etmek için Tebriz‟e hicret etti. Çok geçmeden

Tebriz Havzası‟nda öğrenciler arasında çalışkanlığıyla ün saldı. Hüseyin, Tebriz

Havası‟ndan sonra ilmin merkezi ve büyük fakih ve taklit mercilerin ilim ve ifan

celselerinden istifade etmek için Kum kentine gitti. Orada dönemin fakihleri, Ayetullah

Feyzi Kummi, Ayetullah Burucerdi ve Ayetullah Hansari‟nin huzurlarından faydalandı.

AYETULLAH ġEHĠD GAFFARĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Şehid Gaffari, temiz ve pak hayatında birçok ilim ve irfan sahibi üstadın

huzurlarından yararlandı. Üstatlarından bazıları şunlardır:

1. Ayetullah Mirza Muhammed Hasan

Page 170: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

2. İmam Humeyni

3. Ayetullah Hücceti Kuhkemerei

4. Ayetullah Necefi Maraşi

5. Allame Tabatabai

6. Ayetullah Ahmet Hansari

7. Ayetullah Seyyid Muhsin Mir Gaffari Azerşehri

8. Ayetullah Mirza Ali Mukaddes

9. Ayetullah Şeyh Ali Pişnamaz Dehharakani

10. Ayetullah Feyzi Kummi

AYETULLAH ġEHĠD GAFFARĠ EĞĠTĠM KÜRSÜSÜNDE

Ayetullah Şehid Gaffari, öğrencilik yıllarındaki ilim tahsiline olan ilgi ve ciddiyetiyle

havzada önemli üstatlardan biri oldu. O, talebeliğinin ilk yıllarında etrafına öğrenciler

toplayıp öğrendiklerini tedris ederdi. Doğum yeri Azerşehr onun ders celselerine

şahitlik etmektedir. Ayetullah Şehid Gaffari, Tahran ve Kum havzalarında da ders

celseleri oluşturarak öğrenciler yetiştirmiştir.

AYETULLAH ġEHĠD GAFFARĠ SĠYASET MEYDANINDA

Ayetullah Şehid Gaffari, dedeleri gibi her türlü zulüm ve haksızlık karşısında durarak

mücadele etmiştir. O, tağuti Şah rejimine karşı mücadelesini tam da komünistlerin

Şah etrafında toplanıp onu desteklediği bir zamanda şiddetlendirdi. O her fırsatta Şah

ve kurduğu zulüm sistemini kınayarak halkı bilgilendiriyordu. 1963 yılında İmam

Humeyni‟nin yanında yer alarak zindanlara atıldı ve çeşitli işkencelere maruz kaldı.

Ayetullah Şehid Gaffari, Şah rejimini gasıp ve gayri meşru görüyordu. Çünkü ona

göre Şah halkın iradesiyle değil darbeyle hükümete gelmişti.

ZĠNDAN VE ĠġKENCE

Ayetullah Şehid Gaffari, zalim ve despot Şah‟ın 1961-1974 tarihleri arasında

başlattığı cinayet ve zulümleri karşısındaki mücadelesinde ömrünün çoğunu

zindanlarda işkenceyle geçirdi. Bu işkencelere ve haksızlıklara ailesinin de tutuklanıp

zindana atılması eklenince ruhi işkencesi bir kat daha arttı. Ama o, mevlası İmam

Musa Kazım (a.s) misali sabır ve tahammül gösterip mücadelesine devam etmiş ve

zindanda diğer tutuklulara İslam‟ı tebliğ etmiştir.

Ayetullah Şehid Gaffari, 1962‟de Şah aleyhine yaptığı konuşmalarıyla defalarca

tutuklandı ve sonrasında serbest bırakıldı. 1963‟de Şah istihbaratı gece evine baskın

yaparak evinden zorla alıp karakola götürmüş, işkence ve baskılarla ifadesi

alınmıştır.

Page 171: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Ayetullah Şehid Gaffari‟nin İmam Humeyni‟ye olan sevgi ve inancını Savak İstihbarat

Teşkilatının sorgulama tutanağından öğrenebiliriz. Sorgulama esnasında “Ayetullah

Humeyni hakkında ki görüşünüz nedir?” diye sorduklarından şöyle cevap verdi:

“Kanaatımca İran‟ı kurtarabilecek yegâne şahsiyet Ayetullah Humeyni‟dir.

Humeyni‟nin düşmanı ise kâfirdir.”

Ayetullah Şehid Gaffari‟nin silah ve mücadele arkadaşları:

1. Ayetullah Uzma Seyyid Ahmet Hansari

2. Ayetullah Rabbani Şirazi

3. Ayetullah Seyyid Mahmud Talikani

4. Mihrap Şehidi Ayetullah Seyyid Esedullah Medeni

5. Mihrap Şehidi Ayetullah Gazi Tabatabai

6. Ayetullah Seyyid Muhammed Sadık Levasani

7. Ayetullah Şehid Kudsi

8. Ayetullah Şehid Murtaza Mutahhari

9. Ayetullah Ahund Molla Ali Masumi Hemedani

TOPLUMA HĠZMETĠ

Ayetullah Şehid Gaffari, iyilik ve hayrat kaynağıydı. Bulunduğu her yerde halka

hizmeti kendisine ilke edinmişti. Başlıca faaliyetleri:

1. Tahran‟da, Mescidi Evsiya, Mescidi el-Hadi ve Mescidi Şeyh Fazlullah Nuri‟nin inşa

ve tadilatı

2. Tahran, Tebriz ve Azerşehr‟de mahrumlara ve fakirlere yardım

3. İlmi toplantılar tertiplemesi ve genel halka konuşmalar yapması

Bu gün onun çalışmaları ve zahmetleri halkın dilinde dolaşmaktadır.

AHLAK VE EDEB ABĠDESĠ

Ayetullah Şehid Gaffari, son derece İslami ahlak ve edebe riayet ederdi. O ilahi

ahlakla ruhunu süslemişti. Allah korkusu tüm vücuduna hâkimdi. Hatta zindanın zor

şartlarında yaralar içerisinde abdest alıp o halde gece namazını kılardı. Kanaatkâr,

misafirperver, halkın sorunlarını dinlemekten yorulup bıkmayan, özellikle gençliğe çok

önem veren bir ahlaka sahipti. Evinde çocuklarla oynar, ailesi ve eşine karşı çok

şefkatli ve samimiydi.

Page 172: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

KALICI ESERLERĠ

Ayetullah Şehid Gaffari, ömrünü zindan ve zalimlerle mücadeleyle geçirmesine

rağmen birçok değerli kitap kaleme almıştır. Maalesef o değerli eserlerin tamamı

zalim Şah rejiminin evine yaptığı baskın ve saldırıda imha edilmiştir. Ondan geriye

sadece bazı şiir, konuşma kayıtları ve kendi kalemiyle yazdığı notlar kalmıştır.

AYETULLAH GAFFARĠ‟NĠN ġEHADETĠ

Ayetullah Şehid Gaffari, İslam ve adalet hükümetinin kurulması için mücadele

ediyordu. Bu yolda şehadet ve ölümün Allah‟ın kullarına verilen ilahi bir hediye

olduğuna inanıyordu. O yüce şahsiyet 13 yıllık zindan ve işkenceden sonra 1974‟de

tağut zindanında işkenceler altında, dişleri kırılmış, vücudu yaralar içerisinde

mazlumca katledilerek arzuladığı şehadet makamına nail oldu. Şah‟ın Savak

İstihbaratı pak naşını gece Kum kentine gönderdi. Mücadele ve dava arkadaşı

Ayetullah Şehid Kudsi‟nin kıldırdığı cenaze namazından sonra toprağa verildi.

Page 173: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

169

AYETULLAH MĠRZA AHMET AġTĠYANĠ

AHMET B. MĠRZA MUHAMMED HASAN AġTĠYANĠ

(Ö. 1975)

DOĞUMU VE ÇOCUKLUK DÖNEMĠ

O, 1883 yılında Tahran‟da mümin, ilim ve marifet dolu bir hanede dünyaya geldi.

Babası, hanesine sevinç ve neşe katan oğluna Ahmet adını verdi. Ahmet, maneviyat

dolu bir hanede büyüyordu. 9 yaşlarına geldiğinde Tahran‟ın üzerine siyah bulutlar

çöktü. Gacar Şahı Nasiruddin Şah, valisiyle Ahmet'in babası Ayetullah Muhammed

Hasan Aştiyani‟ye, haber göndererek ondan halkı camide toplayıp alenen nargile

içilmesinin helal olduğunu bildirmesini istedi. Babası Ayetullah Muhammed Hasan

Aştiyani, büyük taklit mercii Mirzai Şirazi‟nin bu yasağına karşı gelmemek için

Tahran'dan ayrılmak zorunda kaldı. Bu haberi duyan Tahran halkı Ayetullah

Aştiyani'nin evine geldiler. Halk, kefenler giymiş ve hep bir ağızdan dualar ediyor ve

sloganlarla rejimi bu sürgün kararından vazgeçirmek için baskı yapıyordu. Bilahare

halkın itirazları karşısında Şah, sürgün kararından vazgeçmek zorunda kaldı. Henüz

9 yaşlarında olan Ahmet bu olaylara yakından şahit oluyordu. Yaşanan bu olaylar

onun şahsiyet ve ruhunda derin etkiler bırakmaya yetmişti.

EĞĠTĠM DÖNEMĠ

Ahmet, ilim ve irfan dolu bir hanede okuma yazma çağına geldiğinde âlim ve fakih

babasından fıkıh, usul, edebiyat, mantık, heyet, maani ilimlerini öğrendi.252

Ahmet, babasının nezaretinde heyet ve eşkâl ilimleri tahsil etti. Bu 1901‟de babasını

kaybetmesiyle bu mutlu günler yerini hüzün ve kedere bıraktı. Ahmet babasının

nasihatine kulak verip ilim tahsiline yoğunlaştı. Babasından sonra felsefe, hikmet ve

harici dersleri başarıyla bitirdi. Mirza Ahmet, Temhidu'l Kavaid, Misbahu'l Uns ve

Esfar ve İbni Sina‟nın Şifa kitaplarını dönemlerin meşhur felsefe ve hikmet üstatları

Mirza Haşim Eşkveri, Muhammed Ali Şahabadi, Mirza Hasan Kirmanşahi ve Ağa

Seyyid Kazım Asari'nin huzurlarında öğrendi.253

0252-GencineiDanişmend, c.4, s364-365 (Muhammed Şerif Razi) 253-Şerhi Kasir kitabının Mukaddimesi, s.34-35

Page 174: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Mirza Ahmet, felsefede söz ve görüş sahibi olduktan sonra matematik ilmini

öğrenmeye merak sardı, bu ilmi döneminin tanınmış ve söz sahibi üstadı Mirza

Abdulgaffar Necmuddevle'nin huzurlarında öğrendi. Daha sonra tıp ilmini Mirza Ali

Ekber Nazım Etaba ve Mirza Ebul Hasan'dan öğrendi.

Mirza Ahmet, bu ilimleri başarıyla tahsil ettikten sonra bir dönem Tahran‟da Müniriye

Medresesi‟nde tedris etti.

NECEF'E HĠCRETĠ

Mirza Ahmet, bu ilimlerle yetinmeyerek 1921‟de ilim ve irfan diyarı Necef

üstatlarından istifade etmek için Irak'a hicret etti. İlim için tahsil ettiği hicretinde 10 yıl

ilim diyarı Necef‟te ikamet etti. Bu ikametinde havzanın namdar ve büyük üstatları

Ayetullah Ziyauddin Iraki, Ayetullah Seyyid Ebul Hasan İsfehani ve Ayetullah Mirza

Naini gibi şahsiyetlerin ilim sofrasından istifade etti ve bir yandan da tedris

kürsüsünde oturdu.254İlim yolunda katlandığı zahmetler ve sabırlar neticesinde içtihat

derecesine ulaşarak akli ve nakli ilimlerde söz sahibi önemli bir şahsiyet oldu. 1931

yılında Necef‟ten ayrılarak Tahran‟a döndü.255

TEDRĠS KÜRSÜSÜNDE

Ayetullah Ahmet Aştiyani Necef Havzası'ndan döndükten sonra Tahran'da Sipehsalar

Medresesinde tedris kürsüsüne geçerek akli ve nakli ilimleri tedris etmeye başladı.

İlme olan hâkimiyeti, şirin ve akıcı beyanı ders celselerinin dolup taşmasına neden

olmuştu.256 30 yaşlarında olmasına rağmen birçok ilim dalında tedris etmiş ve o

konularda görüş ve söz sahibi bir âlim olmuştu. Uzun yıllar Şerh-i Fusus, Efsar ve

Şifa kitaplarını tedris etmesi aslında onun irfan ve felsefeye ne kadar vakıf ve hâkim

olduğunun göstergesidir.

Ayetullah Ahmet Aştiyani, eski tıp ve matematik ilimleri dalında da uzun yıllar tedris

etmiştir. O, Şiir ve hattatlıkta da son derece yetenekli bir üstattı.

AYETULLAH AHMET AġTĠYANĠ'NĠN ÖĞRENCĠLERĠ

Ayetullah Ahmet Aştiyani uzun yıllar tedris kürsüsünde ilminin zekâtını vermek için

büyük çabalar gösterdi. Etrafına ilim âşıklarını toplayarak Al-i Muhammed (s.a.a)

254-Mecellei Maarifi İslam, 1345, ilk sayısı 255-Karvan-i ilim ve İrfan, c.2, s.118 256-Kırk Makale, s.605

Page 175: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

maarifini onlara aktardı. Büyük şahsiyetin huzurlarından istifade edip önemli ilmi

şahsiyetlerden olan talebelerinden bazıları:

1. Seyyid Celaleddin Aştiyani

2. Allame Hasan Hasan Zade Amuli

3. Ayetullah Mirza Bakır Aştiyani

4. Ayetullah Seyyid Abbas Tabatabai

AYETULLAH AHMET AġTĠYANĠ'NĠN AHLAKĠ BOYUTU

Ayetullah Ahmet Aştiyani'nin güzel amel ve davranışı onun, ilahi emirler ve İslami

ahlaka ne kadar mukayyet olduğunu gösteriyordu. Teheccüd, ibadet, münacatları

onu ibadette tevhid makamına taşımış ve tüm gücünü Allah'a yakınlaşmaya sarf

etmesine neden olmuştu.

Oğlu Muhammed Bakır Aştiyani şöyle naklediyor: “Merhum babamın Kur‟an ve

Ehlibeyt‟e (a.s) özel bir muhabbet ve aşkı vardı. Bayramlarda Ehlibeyt (a.s)

hakkında kaside ve methiyeler okuturdu. Bazen kendisi birkaç hadis okur ve

açıklamasını yapardı. Cemaat namazları için camiye gittiğinde Kur‟an

hafızından iki namaz arasında veya namazdan sonra birkaç ayet okumasını

isterdi. Bizden devamlı günlük düzenli bir şekilde dünya ve ahiret saadetinin

teminatı olan Kur‟an‟ı Kerim‟den az da olsa okumamızı isterdi.

Ayetullah Ahmet Aştiyani'nin talebelerinden Seyyid Celaleddin üstadını şöyle

vasfediyor: “O eşsiz bir şahsiyetti, riya ve gösterişten çok kaçınırdı. Ben onun

hakkında birtakım şeyleri söylersem sanırım pak ruhu rencide olur ve bundan

razı olmaz. O hakta fani olmuştu, kelimenin tam anlamıyla insan elbisesinde bir

melekti. İbadet ve takvası ona özel bir kalp sefası ve nuraniyet kazandırmıştı.

Hak ve hakikatten başka bir şeye teveccüh etmezdi.”257

Fakih ve ilmi bir şahsiyet olması onu halkın hidayet ve irşadından gafil etmemişti.

Halkın içinden biri olmuş ve onların sorunlarını yakından takip ediyordu. Nitekim

kaleme aldığı kitaplarıyla insanların hidayet zeminini kolaylaştırmaya gayret etmiştir.

Özellikle de gençlerin anlayabileceği sade ve anlaşılır kitaplar kaleme almıştır.

257-Temhidu'lKavaid, s.4

Page 176: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH AHMET AġTĠYANĠ'NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Ahmet Aştiyani ömründen en güzel şekilde yararlanıyordu. Vaktinin boşa

harcanmasına asla izin vermezdi. Büyük düşünür ve âlim onca uğraş ve

sorumluluklarıyla birlikte kendisinde sonra gelecek nesillere ışık tutacak çok değerli

kitaplar kaleme almıştır.

Onlardan bazılar:

1. Teraifu'l Hûkm (2 cilt)

2. el-Ehadis

3. Allame Hilli'ninTecrid Kitabına Haşiye

4. Kuşci‟nin Tecrid Kitabına Haşiye

5. Name-i Rehberan

6. Levamiu'l Hakaik

7. Tezkiretu'l Gafilin

8. el-Hediyyetu'l Ahmediyye

9. Adab-i Dua

10. Fususul HûkmKitabına Haşiye

11. Manzume Kitabına Haşiye

12. Esfar Kitabına Haşiye

13. İbni Sina‟nın Külliyat-ı Kanun Kitabına Haşiye

14. Misbahu'l Uns Kitabına Haşiye

15. Şeyh Ensari‟nin Mekasib Kitabına Haşiye

Page 177: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH AHMET AġTĠYANĠ'NĠN VEFATI

Ayetullah Ahmet Aştiyani bir ömür hizmet ve uğraştan sonra 1975 yılında hakkın

rahmetine göçtü. Pak naaşı sevenlerinin omuzlarında Hz.Abdulazim Hasani (a.s)

türbesinde bulunan aile mezarlığına defnedildi.258

258-AhtaraniFuruzan Rey ve Tahran, s.181-182

Page 178: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

170

AYETULLAH MOLLA ALĠ HEMEDANĠ

MOLLA ALĠ B. ĠBRAHĠM MASUMĠ HEMEDANĠ

(Ö. 1978)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Molla Ali, 1895 yılında Hemedan'ın etraf köylerinden olan Vafs dağlık bölgesinde

dünyaya geldi. Babası İbrahim Masumi çiftçilikle geçimini sağlayan mümin ve takvalı

bir şahıstı. Dine ve İslam‟a olan bağlılığı oğlunun dini ilimler tahsiline

yönlendirilmesinde çok etkili olmuştu. Babası oğlunu küçük yaşta mahalle camiindeki

Şeyh Molla Muhammed Taki Sabiti'nin yanına göndererek dini ilimler tahsiline

başlattı. Molla Ali başlangıç ilimlerini öğrendikten sonra mantık, usul ve fıkıh ilimleri

tahsili için Hemedan Havzasına gitti. Hemedan Havzası‟nda bu ilimleri öğrendikten

sonra felsefe, matematik ve heyet ilimleri tahsili için Tahran'a gitti. Tahran

Havzası‟nda beş yıl boyunca havzanın meşhur üstatları büyük arif ve hekim

Hiydeveci ve Şeyh Abdunnebi Nuri gibi şahsiyetlerin ilim sofrasından faydalandı.

1962 yılında Ayetullah Şeyh Abdülkerim Hairi'nin Kum kentine hicretiyle etraf

şehirlerden birçok üstat ve talebe, Kum Havzasına hicret etti. Molla Ali'de, Kum

kentine hicret ederek 10 yıl büyük bir azim ve ciddiyetle havzanın fakihlerinden

istifadeler ederek içtihat derecesine ulaştı. Havzadaki ciddiyet ve ihlâsıyla üstatları

nezdinde yer edinmişti. Üstadının yakın talebelerinden biri şöyle naklediyor: “Üstada

bir kelimenin manasını sorduklarında Molla Ali'yi göstererek „Seyyar

kütüphaneden‟ istifade edin” derdi. Ayetullah Molla Ali Hemedani, Kum

Havzası‟ndaki 10 yıllık tahsilinden sonra havzanın seçkin ve önemli üstatlarından biri

haline geldi ve ders toplantıları en kalabalık ve en çok rağbet gören derslerden oldu.

Hemedan halkı Kum Havzası müessisi Ayetullah Abdülkerim Hairi'den kendilerine bir

vekil göndermelerini talep ettiklerinde Ayetullah Abdülkerim Hairi Molla Ali'yi oraya

gönderdi. Ayetullah Abdülkerim Hairi, Hemedan halkına şöyle cevap verdi: “Ben adil

bir müçtehidi size vekil olarak gönderiyorum.”

Ayetullah Molla Ali Masumi, Hemedan‟a gider gitmez Ahund Molla Hüseyin

Medresesini tamir ettirerek etrafına ilim âşıklarını topladı ve tedrisle meşgul oldu.

Hemedan'a geldiğim ilk günlerde bir grup talebe etrafıma toplandı. Medrese-i

Ahund'da tedrise başlamıştım. Bir gün tedrisle meşgulken medresenin bekçisi

gelerek efendim birisi sizinle görüşmek istiyor, içeri alayım mı?” dedi. Onu içeri

almasını söyledim. Saygın bir şahsiyetti, beni sordu. Bende ona aradığınız kişi benim

dedim. Adam şöyle dedi: Kum kentinden Ayetullah Hairi'nin size selam var, bir

emanet var size ulaştırmak için geldim. Adam elindeki keseyi açtı, bu paraları

Ayetullah Hairi size gönderdi dedi. Ben adama: “Niçin kendisi almadı? Onun giderleri

bizden daha çoktur” dedim. Adam şöyle devam etti: “Ben Ayetullah Hairi'ye taklit

eden biriyim, humusumu takdim etmek için Kum kentinde huzuruna çıktım. Bana

Page 179: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

nereli olduğumu sordu, ona Hemedanlı olduğumu ve halı ticaretiyle meşgul olduğumu

söyledim. Maddi durumumu sordu, iyi olduğunu ve bu humusunda bu yılki malımın

artışından elde ettiğim kar olduğunu arz ettim. Daha sonra bana Aga Masumi

Hemedani varken neden humusunu buraya getirdin?” dedi. Eğer iki sevap kazanmak

istiyor isen, git şehrine ve bu humusu ona ver. Ben Ayetullah Hairi'ye; efendim

Hemedan'da müçtehit mi var? Ayrıca ben size taklit ediyorum dedim. Ayetullah Hairi

şöyle buyurdu: Evet, Ayetullah Molla Ali Masumi'nin Hemedan'a yerleştiğini

duymadın mı? Bu humusu ona götür, iki sevap alacaksın. Birincisi vazifeni yaptığın

için, ikincisi de yeni oluşmakta olan bir medreseye yardım ettiğin için.”

AYETULLAH MOLLA ALĠ MASUMĠ HEMEDANĠ'NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Molla Ali Masumi Hemedani‟nin huzurlarından istifade ettiği üstatlarından

bazıları:

1. Ayetullah Abdurrazzak Muhaddis Hairi

2. Ayetullah Şeyh Ali Gonbedi

3. Ayetullah Şeyh Ali Damakani

4. Ayetullah Mirza Mahmud Aga Muderris Keheki

5. Ayetullah Hekim Ahund Molla Muhammed Hiydeveci

6. Ayetullah Şeyh Abdunnebi Nuri

7. Ayetullah Mirza Cevad Aga Meliki Tebrizi

8. Ayetullah Abdülkerim Hairi

AYETULLAH MOLLA ALĠ MASUMĠ HEMEDANĠ'NĠN TALEBELERĠ

Ayetullah Molla Ali Masumi Hemedani ömrünü tedrisle geçirdi, yetiştirdiği

talebelerinden bazıları:

1. Ayetullah Seyyid Mahmud Talikani

2. Ayetullah Şehit Muhammed Müfettih

3. Ayetullah Hüseyin Nuri Hemedani

4. Ayetullah Şeyh Ali Evsati

5. Ayetullah Seyit Ahmet Hüsrevşahi Tebrizi

6. Ayetullah Şeyh Muhammed Hüseyin Bahari

7. Ayetullah Şeyh Ali Ensari

8. Ayetullah Seyyid Mustafa Haşimi

Page 180: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

9. Ayetullah Şeyh Ahmet Sabiri

10. Ayetullah Şeyh Muhammed Ali Demaki

AYETULLAH MOLLA ALĠ MASUMĠ SĠYASET MEYDANINDA

Ayetullah Molla Ali Masumi Hemedani, 1962'de Şah Rejiminin eyalet encümeni ve

vilayeti yasası, Kur‟an'a yemini kaldırıp yerine diğer semavi kitaplara yemin yasasına

itiraz edip muhalefet eden taklit mercilerinin, talebeler ve halkın yanında yer aldı.

İmam Humeyni‟nin sert bir şekilde telgraf, bildiriler ve konuşmalarıyla yasaya karşı

çıkması diğer âlimleri de harekete geçirdi. Ayetullah Molla Ali Masumi, o siyasi

kargaşa ve sancılı günlerde havzanın yeni talebeleri ve Hemedan'a tebligat için gelen

âlimlere kucak açıp onları bilgilendirerek taklit mercilerinin ve İmam Humeyni'nin

yanında yer almalarına yardımcı olmuştur. Havza üstatlarından biri şöyle naklediyor:

“Hemedan şehrinden Kum'a gelecektim, Ayetullah Molla Ali Masumi her

zamanki gibi Kum taklit mercilerinin isimlerini teker teker zikrederek selam

söylememi buyurduktan sonra şöyle ekledi: Ayetullah Hacı Ağa Ruhullah

Humeyni'yi gördüğünde selamımı ilet ve ona de ki Molla Ali diyor ki: Ebuzer

biraz yavaş ve sakin!”

Kum Havzasına geldim, İmam Humeyni'nin Mescidi A‟zam'daki dersinden sonra

yanına gittim ve arz ettim: “Efendim, ben Hemedan‟dan geliyorum, Ayetullah

Molla Ali Masumi'nin size selamı var ve benden size bir mesaj iletmemi istedi.

İmam Humeyni “Mesajı nedir?” diye sordu. O, şöyle dedi: Ağanın yanına

gittiğinde selamımı söyle ve de ki Molla Ali diyor ki: Ebuzer biraz yavaş ve

sakin!”

İmam Humeyni: “Ahund nasıl, iyiler mi?” diye sordu. “Evet, Allah'a şükürler

olsun ki iyiler” dedim. İmam Humeyni: “Hemedan‟a dönecek misin?” diye

sordu. “Evet, ancak şimdi değil mübarek Ramazan ayında döneceğim” dedim.

İmam Humeyni şöyle buyurdu: “Hemedan‟a gittiğinde ona selamımı ilet ve de ki

falan şahıs diyordu ki: “Salam, biraz hareket.”

Hemedan'da üstadın huzuruna varıp bu mesajı ilettiğimde üstat gülümsedi.

Ayetullah Molla Ali Masumi Hemedani'nin oğlu Hasan Masumi 1974'de Şah Rejimine

karşı mücadelede tutuklanıp zinadan atıldı ve orada da şehit edildi.

AYETULLAH MOLLA ALĠ MASUMĠ HEMEDANĠ'NĠN AHLAKĠ BOYUTU

Ayetullah Molla Ali Masumi, sahip olduğu Alevi ahlakıyla tüm halkın gönlünde taht

kurmuştu. Halkın büyük çoğunluğu onu gönülden severdi. O, gerçek manada bir

zahitti. Çünkü sade yaşamı ve zühdü üstadı Ayetullah Şeyh Abdülkerim Hairi'den

miras almıştı. Son nefesine kadar kendisini dünya malından ve süslerinden uzak

tutmayı başarmıştı. Teşrifat ve şöhretten uzak durmuş, sade ve sıradan bir hayat

sürmüştür. Abid ve sade yaşantısından kesitler:

Page 181: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

1. Yırtık Cübbesi

Ayetullah Molla Ali Masumi Hemedani'nin yakınlarından biri onun sade yaşantısını ve

zühdünü şöyle anlatır: “Üstadın cübbesinin yırtık olduğunu gördüm. Bir gün

evine giderken medrese çıkışında cesaretimi toplayarak üstada: “Efendim, kaç

gündür cübbenizin yırtık ve çok eskimiş olduğunu görüyorum. İzin verin size

Kum kentinden yeni bir cübbe hediye getireyim?” dedim. Derin bir ah çekip bana

dönerek buyurdu: “Şu gördüğün cübbe bile çoktur, biz neyin peşindeyiz? Sen

biliyor musun ki benim şahsi bir gelirim bile yoktur. Elime gelen paralar havza

öğrencilere ait humus ve beytulmaldır. Bende şahsi giderlerimi beytulmaldan

karşılama konusunda ihtiyat ediyorum, bu oturduğum ev de benim değil,

eşimindir. Böyle sade bir elbiseyle yetinmek daha iyidir. Yarın hesap ve kitap

vardır, beytulmalı istediğimiz gibi harcayamayız.”

Ayetullah Molla Ali Masumi, talebelerine karşı çok şefkatli ve samimiydi, talebeler

çekinip sıkılmadan onunla rahatlıkla konuşup dertlerini söyleyebiliyordu. Yaz

aylarında dışarıdan gelen talebelerine şöyle derdi: Hemedan'a gelip de medrese ve

benim evimden başka yerde kalırsanız üstatlık hakkımı size helal etmem.

Gecenin hangi saati olursa olsun, şehre geldiğinizde medrese veya evimin

kapısını çalın.”

2. Üstat AĢkı

Ayetullah Molla Ali Masumi Hemedani üstatlarına karşı son derece saygılı ve

alçakgönüllüydü. Minberde, ders kürsüsünde üstadını rahmetle anmadan sözlerini

bitirmezdi. Özellikle üstadı Ayetullah Şeyh Abdülkerim Hairi'ye özel bir sevgi ve

muhabbeti vardı. Oğlu Hüseyin Masumi şöyle naklediyor: “Bazı yaz aylarında

Ayetullah Şeyh Abdülkerim Hairi'nin oğlu Ayetullah Şeyh Murtaza Hairi ve

kardeşi Hüccetu'l İslam Mehdi Hairi Hemedan'a gelir ve bizim misafirimiz

olurlardı. Babam üstadının çocuklarından yaşça büyük olmasına rağmen onlara

karşı son derce alçakgönüllü davranır ve onlara saygısından ellerini öper

gözlerine koyardı.”

Bir gün babama: “Niçin onların elini öpüyorsun?” diye sordum. Babam şöyle

buyurdu: Ben üstadımın kokusunu çocuklarından alıp özlemimi gideriyor ve

üstadın hatırına evlatlarının elini öpüyorum” dedi.

Defalarca şöyle buyurduğuna şahit olmuşum: “Merhum Ayetullah Şeyh

Abdülkerim Hairi, şefkatli bir baba misali bizi sever, bağrına basar ve bizi

koruyup gözetirdi. O, dünyaya ve dünya süslerine yenik düşmemişti. Son

derece mütevazı ve gösterişsiz yaşayan bir âlimdi. Bazen evine ekmek almak

için fırına gittiğinde sıradan bir halk gibi kuyrukta bekleyip ekmek alırdı.”

3. Ġbadet ve Teheccüdü

Ayetullah Molla Ali Masumi Hemedani, dua, ibadet ve teheccüd ehli ilahi bir

şahsiyetti. O, bu seyr-i suluğu üstadı Ayetullah Mirza Cevad Meliki Tebrizi'den miras

almıştı.

Page 182: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Ayetullah Molla Ali Masumi Hemedani‟nin talebelerinden biri şöyle naklediyor: 1963-

1964'de yılında Hemedan‟da bulunuyordum. Üstat, Hemedann'ın kasabalarından

birisinde bir mescit açılışına davet edilmişti, bana istersen sende gelebilirsin dedi.

Ben zaten üstadın yanında bulunup onunla beraber olmak için can atıyordum, böylesi

bir fırsatı ganimet saydım ve teklifini hemen kabul ettim. Ayetullah Molla Ali Masumi

Hemedani 15-16 kişilik kendi talebeleriyle araçlara binip mescide doğru hareket ettik.

Kasabaya yaklaştığımızda neredeyse kasaba halkının tamamı bizi karşılamak için

şehrin dışına gelmiş ve mükemmel bir karşılama hazırlığı yapmışlardı. Kasaba halkı

büyük bir sevgi ve aşkla bizi karşıladılar, birlikte mescide gittik. Bilahare açılış yapıldı,

geceyi orada geçirmek için kasaba ahalisinden bir şahsın evine misafir olduk. Akşam

yataklar açıldı, ben de üstadın yatağının yakınında bir yerde uyudum. Yorucu bir gün

geçirdiğimizden herkes hemen uykuya daldı. Öyle ki yorgunluktan birçoğumuzun

sabah namazı kaza olacak diye endişelendim. Gecenin bir vaktiydi, üstadın münacat

ve “İlahi el-afv” sesiyle uyandım. Üstat benim uyandığımı görünce şöyle dedi: “Ağa

Akiki abdest için biraz su getirebilir misin? Ben hemen su alıp geldim. Üstat

abdest aldı ve sabaha kadar ibadet ve teheccüdle meşgul oldu.”

4. Ġcabet Makamı

Ayetullah Molla Ali Masumi Hemedanin'in maneviyat ve kerametlerine birçok kişi

tanık olmuş ve ondan nasiplenmiştir. Kendisi bizzat şöyle anlatır: “Vaktiyle

Hemedan şehrinde devlet idaresinde çalışan mümin ve salih bir şahıs yanıma

gelerek çocuğunun olmadığını ve çocuk sahibi olmak istediğini ancak ne

yapacağını bilmediğini söyledi. Ben onun çaresiz haline çok üzüldüm, o anda

aklıma bir tavsiye geldi. Bu tavsiyeyi de ne bir kitapta okumuştum ne de bir

doktordan duymuştum. Peygamberin (s.a.a) kızı Hz. Fatıma‟nın dünyaya nasıl

geldiğini düşündüm. Allah-u Teâlâ Hz. Fatıma'nın dünyaya gelmesini irade

ettiğinde Hz. Muhammed‟e 40 gün eşinden uzak durmasını emrediyor, 40 gün

dolduktan sonra ona Hz. Hatice‟ye (s.a) yaklaşmasını emrediyor. Kendi

kendime “Birden aklıma gelen bu kıssada kesin bir hikmet vardır” dedim.

Adama: ben sana dua edeceğim ancak sende teberrük olsun diye söyleyeceğim

şeyleri uygula; evine gittiğinde 40 gün eşinden uzak dur ve ona yaklaşma, 40

gün namaz ve duayla meşgul olduktan sonra eşinle beraber ol. Ümit ederim ki

Allah sana evlat inayet eder, eğer çocuğun erkek olursa adını Muhammed koy.

Bir yıl sonra medreseden eve geldim, salonda birkaç kasa portakal gördüm. Kimin

getirdiğini sordum. Ev halkı, bir adamın geldiğini ve beni sorduğunu, beni

bulamayınca da portakalları bıraktığını söyledi. Adam öğleden sonra tekrar geleceğini

söyledi. Öğleden sonra adam geldiğinde geçen yıl çocuğu olmadığından şikâyetçi

olan o şahsın olduğunu gördüm. Adam bana: efendim, bu bizim Muhammed'in

hediyeleridir. Allah bana bir çocuk bağışladı dedi.”

Ayetullah Molla Ali Masumi Hemedani şöyle diyordu: “Bu olay üzerine iki rekât

namaz kılıp şükür secdesi yaptım.”

Page 183: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH MOLLA ALĠ MASUMĠ HEMEDANĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Molla Ali Masumi Hemedani yoğun meşguliyet ve işleri arasında yakaladığı

fırsatları değerlendirerek kendisinden sonra birçok paha biçilmez kalıcı eser bıraktı.

Onlardan bazıları:

1. İçtihad ve Taklit

2. Kelam-ı Nefis

3. Esrar'u s-Salat

4. Erbain Hadis

5. Enisu'n Necat kitabına haşiye

6. Urvetu'l Vuska kitabına haşiye

7. Kendi Divan Şiiri259

AYETULLAH MOLLA ALĠ MASUMĠ HEMEDANĠ'NĠN KÜLTÜREL ÇALIġMALARI

Ayetullah Molla Ali Masumi Hemedani, ömrünü hizmete adamış bir şahsiyetti, tüm

gücüyle çalışıyor ve adeta kendisini halka hizmete adamıştı. O zahmet ve meşakkatli

çalışmalarından bazıları:

1. Öğrenci yetiştirmek

2. Hemedan'da ilimler havzasının tesisi

3. Mescid-i Ahund'un yenileme ve tadilatı

4. Kütüphane tesisi

5. Aylık Peyki İslam dergisi

AYETULLAH MOLLA ALĠ MASUMĠ HEMEDANĠ'NĠN VEFATI

Ayetullah Molla Ali Masumi Hemedani, bir ömür hizmet ve Allah‟a samimi kulluktan

sonra amansız bir hastalığa yakalandı. Tedavi için gittiği Londra'da 1978 yılında vefat

etti. Pak naaşı defin için Hemedan'a getirilerek vasiyeti gereği şehir mezarlığına

defnedildi.

259-Mecelle-i Nur, sayı:46, s.69

Page 184: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

171

ġEHĠT MÜFETTĠH

MUHAMMED B. MAHMUD MÜFETTĠH

(Ö. 1979)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

O, 1928 yılında ilim, irfan ve fazilet dolu bir hanede dünyaya geldi. Babası hanesine

bahşedilen bu ilahi nimetin adını Muhammed koydu. Babası Şeyh Mahmud Müfettih,

Hemedan‟nın meşhur hatiplerindendi. Edip, şair ve dillere destan ihlas ve takvasıyla

tanınmış bir şahsiyetti.

Muhammed, çok küçük yaşlarda ilim, irfan ve maneviyatla tanıştı. Hemedan

Havzasında başlangıç ilimleri olan Arap Edebiyatı ve mantığın bir bölümünü

babasından öğrendi. 1943‟de Kum Havzasına hicret ederek Feyziye Medresesinde

derslere başladı.

Muhammed, ilme olan iştiyak ve ciddiyetiyle çok kısa zamanda havzanın büyük

üstatlarından istifadeler ederek havzanın seçkin üstatları safında kendine yer edindi.

İrfan ve usul derslerini İmam Humeyni‟den öğrendi. İmam Humeyni‟yle üstat talebe

ilişkisinin yanı sıra özel bir bağ kurmayı başarmıştı.

AYETULLAH ġEHĠT MÜFETTĠH‟ĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Şehit Müfettih, Kum Havzasında büyük fakih ve taklit mercilerin

huzurlarından istifade etti. Onlardan bazıları:

1. Şeyh Mahmud Müfettih (Babası)

2. Ayetullah Mücahid Tebrizi

3. Ayetullah Burucerdi

4. Allame Tabatabai

5. Ayetullah Seyyid Muhammed Rıza Gulpaygani

6. Ayetullah Meraşi Necefi

7. Ayetullah Ebulhasan Rafi

8. Ayetullah Muahmmed Hüccet

9. İmam Humeyni

Page 185: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH ġEHĠT MÜFETTĠH‟ĠN FAALĠYETLERĠ

Ayetullah Müfettih, artık havzanın seçki üstatlarından olmuştu, havzada Molla Hadi

Sebzivari‟nin Manzume kitabını tedris ediyordu.260 Tedrisle yetinmeyerek İslami

değer ve ilimleri, devlet okullarına ve öğrencilere ulaştırmak için lisede dersler

vermeye başladı. Tedrisinin ilk gününden öğrencileri siyasi, dini ve toplumsal

meselelerde aydınlatmaya başladı. Ayetullah Şehit Beheşti ve Ayetullah

Hamaneyi‟nin yardımıyla üniversiteli, akademisyen ve âlimleri bir araya getirecek

“Kanunu Ġslami DaniĢ Amuzan ve Ferhengiyan” müessesini tesis etti.261 Bu

müessesenin hedefi liseli öğrencileri ve din âlimlerini güncel meselelerle aşina

etmekti. Bu vesileyle havza ve üniversite arasında güçlü bir vahdet oluşturdu.

Ayetullah Müfettih‟in bu çalışma ve başarısını hazmedemeyen Şah‟ın Savak

İstihbaratı bu çalışmaları engellemek için 1968‟de onu sürgün etti. 1969‟de sürgün

hayatının bitmesiyle tekrar Kum kentine dönmek istedi, ancak Savak, Kum kentine

girişine izin vermediği için Tahran‟da ikamet etmek zorunda kaldı.262

Ayetullah Müfettih, halkın düşüncelerinin değişmesi için onların cehalet çukurundan

çıkıp ilme yurduna taşınmalarının gerekli olduğu inancındaydı. Sorumluluk bilincinde

olan her Müslümanın iki cephede birden mücadele etmesinin gerekliliğini

savunuyordu; ona göre bir Müslüman bir cephede İslam düşmanlarına karşı, diğer

cephede ise cehalet ve hurafelere karşı savaşmalıydı. Kum Havzasının seçkin

üstatlarından olma ve aynı zamanda lisede öğretmen olma özelliğinin yanı sıra

toplumu aydınlatmak ve insanları ilahi maarifle tanıştırmak için Ramazan, Muharrem

ve Safer ayarlarında uzak şehirlere giderek tebligatla meşgul olan aydın bir

şahsiyetti. İrşat edici ve aydınlatıcı yolculukları defalarca Şah‟ın Savak İstihbaratı

tarafından engellenmiş ve konuşma yasağı verilmesine neden olmuştur.

Ayetullah Müfettih'in bir diğer çalışması da “İslam‟ı Tanıtma” adı altında ilmi

toplantılar teşkil eden bir merkezin tesisiydi. Bu merkezin asıl amacı gerçek İslam‟ın

gerçek yüzünü dünyaya tanıtmak ve havzanın tanınmış büyük üstatlarının eserlerini

alıp inceledikten sonra basarak halkın hizmetine sunmaktı.

Bu merkezin başarılarını ve toplumda üzerindeki olumlu etkilerini ve halkına her

geçen gün bu merkeze rağbetini gören Savak İstihbaratı bu faaliyetleri durdurdu.

Merkez sadece 13 ciltlik bir kitap hazırlayıp baskıya verebildi.263

Kendisini din ve Ehlibeyt (a.s) maarifine adamış bu mücahid, bu engellemelerden

sonra samimi dostu Ayetullah Beheşti‟yle Kum kentinde Mescidi Razevi‟de toplantılar

organize edip Ayetullah Murtaza Mutahhari, Ayetullah Mehdevi Keni ve Ayetullah

260-Ferazi Ez Zindigiyi Şehit Dr. Müfettih, s.5

261-Ferazi Ez Zindigiyi Şehit Dr. Müfettih, s.6-7

262-Ayati Usul-i İtikadiy-i Kur’an, s.55

263-Efkari Şehit Müfettih, s.9

Page 186: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Musavi Erdebili gibi havzanın seçkin şahsiyetlerini davet ederek halkı İslam ve

mekteple tanıştıran etkinlikler tertip ediyordu.

AYETULLAH ġEHĠT MÜFETTĠH‟ĠN ESERLERĠ

Ayetullah Şehit Müfettih, onca meşguliyet ve çalışmalarının yanı sıra tercüme ve

teliften gafil olmamıştı. Halkı aydınlatacak, gelecek nesillerin yoluna ışık tutacak kalıcı

eserler kaleme aldı. Onlardan bazıları:

1. Mecmau‟l Beyan Tefsirinin Tercümesi

2. Molla Sadra‟nın Esfar kitabına haşiye

3. Revişi Endişe

4. Hikmeti İlahi ve Nehcü‟l Belaga

5. Ayati Usul-i Akaid

6. Nakşi Danişmendan ve Pişrefti Ulum

7. Vijegihayi Ze‟amet ve Rehberi

8. Makalat

AYETULLAH ġEHĠT MÜFETTĠH‟ĠN SĠYASĠ FAALĠYETLERĠ

Ayetullah Şehit Müfettih, siyasi mücadelede İmam Humeyni‟nin yanında yer aldı.

Zalim ve despot Şah Rejimi, ona konuşma ve tebligat yasağı koyarak faaliyetlerini

engellemeye çalıştı. O, bu yasaklara rağmen rejim tarafından İslam ve mektebe her

hangi bir saldırı yapıldığında sessiz ve tepkisiz kalmamıştır. Ayetullah Şehit Müfettih,

Rejimin İslam karşıtı söylemleri karşısında şöyle diyordu: “Bu hakaretler karşısında

biz sessiz kalmayacağız, bizim mezhep ve mektebimize saygılı olmayanlar

karşısında İran halkı sessiz kalmayacaktır.”264

Pehlevi Rejiminin, İran takvimini miladi takvime çevireceğini haber alınca şöyle bir

konuşma yaptı: “Nasıl olur da İran İslami tarih, yani insanlığın ve İran‟ın iftiharı

Peygamberin hicretini değiştirebilir? Ya Resulullah! Sana karşı mahcubuz,

büyük taklit mercii ve cihanın alemdarı Ayetullahil Uzma İmam Humeyni halkı

uyarmış ve haram olduğuna dair fetva vermiştir.”

Ayetullah Şehit Müfettih, Şah Rejimine karşı mücadelesini 1961‟de Şehit Murtaza

Mutahhari‟nin yardımıyla Tahran İlahiyat Fakültesinde tedrise başlayarak üniversiteye

taşıdı. 1973'de Mescidi Cavid Camii cemaatinin daveti üzere camii imamlığını da

üstlendi. Mescidi Cavid tam anlamıyla Şah Rejimiyle mücadele merkezi oldu. Çeşitli

toplantılar teşkil edilip, Ayetullah Murtaza Mutahhari, Ayetullah Hamanei gibi

264-Vijegihayi Ze’amet ve Rehberi, s.36

Page 187: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

şahsiyetler davet ediliyordu. 1974‟de Ayetullah Şehit Müfettih, Ayetullah Hamanei‟yle

birlikte tutuklanıp zindanda ağır işkencelere tabi tutuldular.

Bu tutuklamadan sonra Ayetullah Şehit Müfettih‟in Mescidi Cavid‟de imamlık yapması

yasaklandı. Aradan iki yıl geçmeden 1976‟da Kuba Camii cemaatinin davetini kabul

ederek orada imamlığa başladı.

Ayetullah Şehit Müfettih, İmam Humeyni‟nin İran‟a gelişinde karşılama komitesinin

başkanlığını üstlenmiş ve yaptığı hamasi konuşmalarla halkı böylesi azametli bir

güne hazırlamıştı.

AYETULLAH ġEHĠT MÜFETTİH‟İN ġEHADETĠ

Ayetullah Şehit Müfettih, 1979‟da bir sabah vakti Tahran İlahiyat Fakültesi önünde

münafık Furkan grubu tarafından suikasta uğradı. Uzun yıllar özlemini çektiği şehadet

şerefine ulaşarak pak ruhunu Rabbine teslim etti.

Page 188: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

172

ġEHĠT KUDDUSĠ

ALĠ B. MOLLA AHMET KUDDUSĠ NEHAVENDĠ

(Ö. 1981)

DOĞUM VE TAHSĠL DÖNEMĠ

O, 1927 yılında Nehavend şehrin de dünyaya geldi. Nehavend‟in tanınmış

âlimlerinden olan babası Ahund Molla Ahmet hanesini aydınlatan oğlunun adını Ali

koydu. Babası Ayetullah Ahmet Nehavendi, Necef Havzasında Ayetullah Mirza

Muhammed Hasan Şirazi, Ayetullah Mirza Habibullah Reşti ve Ayetullah Ahund

Horasani gibi büyük fakihlerin huzurlarından uzun yıllar ilim tahsili ederek içtihat

derecesine ulaştı. Daha sonra vatanına dönmüş ve İslami tebligatla meşgul olmuştur.

Ali, küçüklüğünü âlim babası ve annesinin eğitiminde geçirdi. Küçük yaşta okuma

yazma, Kur‟an ve ilahi ahkâmla tanıştı.

Ali‟nin babası Molla Ahmet‟in imamlık yaptığı camide Rıza Şah‟a karşı mücadele

eden Şeyh Hatib bir gün konuşmasında şöyle dedi: “Dün rüyamda Peygamberin

(s.a.a) Molla Ahmet‟in küçük oğlunun başına mübarek eliyle sarık koyduğunu

gördüm.”

Ali, 15 yaşında Kum İlimler Havzasına giderek Feyziye Medresesinde dini ilimler

tahsiline başladı. O günler Rıza Şah‟ın, hicap, mersiye, ağıt ve kıyafet yasağını

getirdiği buhranlı dönemlerdi. Böylesi bir günde Kum Havzası inzivaya itilmişti,

medreseler ya kapatılmış ya da talebeler sarık ve cübbe çıkarmaya mecbur edilmişti.

Ali, o kargaşalı ve sıkıntılı günlerde havzada ilim tahsiliyle meşgul oldu. Mukaddime

ilimlerini Ayetullah Saduki‟nin huzurunda başarıyla tamamladıktan sonra havzanın

yüksek içtihat dersleri olarak kabul edilen hariç derslerine iştirak etti. Kum

Havzasında uzun yıllar Ayetullah Burucerdi ve İmam Humeyni gibi havzanın büyük

şahsiyetlerinin huzurlarından ilmi istifadeler etti.

Allame Tabatabai‟nin Kum Havzasına gelişiyle havzada felsefe ve heyet ilimleri

yeniden ihya oldu. Ayetullah Kuddusi, Allame Tabatabai‟nin huzurlarında felsefe ve

heyet ilimlerini öğrendi. Allame Tabatabai‟nin ahlak ve maneviyatı öğrencileri adeta

mest etmişti, Ayetullah Kuddusi bulduğu her fırsattan istifade ederek nefis

tezkiyesinde üstadın özel talebelerinden oldu. Daha sonra 1955‟de üstadının kızıyla

evlendi.

O günlerde komünizmin sapkın görüşleri gençler arasında kol gezmeye başlamış ve

üniversite gençlerini etkisi altına almıştı. Allame Tabatabai, Şehid Mutahhari, Şehid

Beheşti, İmam Musa Sadr ve Şehid Saduki gibi bir grup seçkin öğrencilerine özel

ders celseleri başlattı. Bu celselerde öğrenciler komünizmin ortaya attığı şüphe ve

soruları soruyor, Allame Tabatabai‟de cevaplar veriyordu. Bu celselerin meyvesi de

“Usul-i Felsefe ve ReviĢi Realizm‟‟ adıyla basılan kitap oldu.

Page 189: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH KUDDUSĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Kuddusi talebeliğinin ilk başlangıcından sonuna kadar büyük ciddiyet ve

azimle üstatların huzurlarından faydalandı. Huzurlarından istifade ettiği üstatlarından

bazıları:

1. Babası Molla Ahmet

2. Ayetullah Saduki

3. Ayetullah Burucerdi

4. İmam Humeyni

5. Allame Tabatabai

AYETULLAH KUDDUSĠ‟NĠN SĠYASĠ FAALĠYETLERĠ

Ayetullah Kuddusi, İmam Humeyni‟nin siyasi düşüncelerini çok iyi biliyordu. İmam

Humeyni‟nin 1962‟de Şah Rıza Pehlevi Rejimi aleyhine başlattığı hareketin

öncülerinden oldu. 15 Hurdad Olayları ve İmam Humeyni‟nin sürgün edilmesinde

havzanın talebe ve üstatlarıyla birlikte meydana inerek Şah Rejiminin bu tutumunu

protesto etti.

Ayetullah Kuddisi, Ayetullah Burucerdi‟nin emriyle 1962-1963 yıllarında kurulan

„‟Camiay-i Müderrisin‟‟ şurasının kurucularından biriydi. Camiay-i Müderrisin, ilk

başlarda Şah Rejimine karşı mücadelesini gizli sürdürdü. Teşkilatın 1966‟da Şah

İstihbaratı Savak tarafından deşifre edilmesiyle Camiay-i Müderrisin bildiriler

yayımlayarak İmam Humeyni‟nin arkasında olduğunu açıkça ilan etti. Savak

İstihbaratı, teşkilatın kurucu üyelerinden olan Ayetullah Kuddusi‟yi tutukladı.

Zindandan azat olduğu yıl doğum yerine giderek Nehavend Merkez Camiinde

imamlık yapmaya başladı. Camide yaptığı konuşmalarında devamlı İmam

Humeyni‟den övgüyle söz etmesinden rahatsız olan Şah İstihbaratı Savak,

konuşmalarında İmam Humeyni‟nin adını zikretmemesi için onu defalarca uyardı, bu

uyarılara aldırış etmemesi üzerine ona konuşma yasağı getirildi. Bu yasakla

Ayetullah Kuddusi tekrar Kum Havzasına geri döndü.

HAKKANĠ MEDRESESĠNĠN MÜDÜRĠYETĠ

Ayetullah Kuddusi, birkaç arkadaşıyla Kum Havzasının eğitim ve öğretim sistemini

değiştirip yerine yenilikler getirmek arzusundaydı. Bu düşüncesini ilk olarak bir

medresede denemek istiyor ve başarılı olması halinde de diğer medreselere taşımayı

planlıyordu. Dönemin taklit mercilerinden olan Ayetullah Milani bu reformu

destekleyerek Kum kentindeki Hakkani Medresesinin idaresini onun yetkisine bıraktı.

1964 yılında Hakkani Medresesi Ayetullah Kuddusi‟nin müdüriyetinde arkadaşları

Ayetullah Beheşti, Ayetullah Misbah Yezdi ve Ayetullah Cenneti‟nin yardımlarıyla işe

koyuldu. Ayetullah Kuddusi, havzanın tecrübeli üstatları Ayetullah Mişkini, Ayetullah

Cenneti ve Ayetullah Muhammedi Gilani gibi havzanın deneyimli üstatlarını tedris

Page 190: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

konusunda ikna ederek medreseyi ilmi açında canlandırmayı başardı. Ayetullah

Kuddusi, 14 yıllık müdüriyetinde medresede düzenli olarak sınıflarda yoklama ve

sınav sistemiyle talebeler üzerinde otorite kurarak onlarla yakından ilgilendi.

Talebelere düzenli olarak ahlak dersleri verirdi. Medrese aynı zamanda Pehlevi

Rejimine karşı bir mücadele merkezi konumuna gelmiş ve bildiriler buradan

dağıtılıyordu. Medrese talebelerinin tamamı İmam Humeyni‟ye taklit ediyordu. Savak

istihbaratı defalarca medreseye baskın yapmış ve öğrencilerden bazılarını

tutuklamıştır. O dönemlerde havzada yabancı dil yokken Ayetullah Kuddusi talebeleri

yabancı dille aşina ederek İngilizce kursları başlattı. Talebelerin ahlakıyla bizzat

kendisi ilgilenerek, onları yalan ve gıybetten uzak tutup gece namazı kılmaya teşvik

ediyordu. Bazı geceler sırf talebelerin gece namazı kılıp kılmadığını görmek için

medreseyi dolaşırdı.

Ayetullah Hamanei şöyle buyuruyor: “Ayetullah Kuddisi sahip olduğu sadakat ve

çalışkanlık gibi güzel bir vasıfla talebeleri kendine cezbedebiliyordu. Hakkani

Medresesini ondan başkasının bu kadar ileri düzeyde bir başarıya taşıyıp örnek

bir medrese konumuna getireceğini sanmıyorum.”

MEKETEBĠ TEVHĠD

Ayetullah Kuddusi, toplumun yarısını oluşturan hanımların eğitimini dikkate alarak,

Hakkani Medresesinde elde ettiği büyük tecrübesiyle 1974‟de “Tevhid Mektebi”

kuruluşunu tesis etti. Bu merkezde bayanlar İslami ilimleri öğrenip ülke geneline

tebliğci olarak gidiyordu.

Ayetullah Kuddusi, Pehlevi Rejimi aleyhine yapılan gösterilere öncülük ederdi. İmam

Humeyni‟yi karşılama komitesinde en çok çalışıp zahmet çekenlerdendi.

İslam devriminden sonra İmam Humeyni‟nin emriyle mahkemelerde önemli görevler

aldı. Şah Rejiminde eli yüzlerce masum ve günahsız insanların kanlarına bulaşmış

rütbeli ve siyasi tutukluların yargılanmasında görev aldı. 1979‟da İmam Humeyni‟nin

atamasıyla devrim yargıçlığına getirildi. İslam Devrimi sürecinde eli kanlı Şah

İstihbaratı Savak görevlilerini yargılama görevini üstlendi. Ayettullah Kuddusi,

aralarında Şehid Murtaza Mutahhari‟yi şehit edip birçok siyasi şahsiyeti de katleden

eden Münafık Furkan Terör Örgütünü temizlemekle büyük bir başarıya imza attı.

Ayetullah Kuddusi, görevi boyunca devlet lojmanında kalmadı. Şöyle derdi: “Bırakın

cenazem müsadere edilen evden çıkmasın.” Arkadaşlarının ısrarı üzerine

kiraladıkları evde kalmaya razı oldu.

AYETULLAH KUDDUSĠ‟NĠN ġEHADETĠ

Ayetullah Kuddusi‟nin oğlu Muhammed Hasan, İslam Devriminden sonra da Meşhed

Üniversitesinde aldığı sorumluluk ve görevde oldukça başarılı bir şahsiyetti. 1980‟de

İran-Irak savaşında şehit oldu.

Page 191: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Ayetullah Kuddusi oğlunun şehadet haberini alınca gözyaşları dökerek hanımına

şöyle dedi: “Dikkat et, sakın Allah yolunda verdiğin kurban için feryat ve figan

etme.”

1981 yılında 20 yıllık samimi dostu ve dava arkadaşı Ayetulllah Beheşti ile 72

arkadaşı şehit edildi. O gün meclisteki toplantıya Ayetullah Kuddisi‟de katılacaktı

ancak bazı nedenlerden dolayı katılamamış ve şehadet kervanına katılmak ona nasip

olmamıştı.

Ayetullah Beheşti ve arkadaşlarının şehadetinden bir ay geçmemişti ki samimi, kadim

dostu Şehit Recai ve Bahuner de şehit edildi. Ve bilahare Ayetullah Kuddusi‟nin de

bir ömür intizarını çektiği şehadet yaklaşmıştı. 1981‟de münafıkların adliye binasına

sızarak oraya yerleştirdikleri bombanın patlatılmasıyla şehadet şerbetini içerek

arkadaşlarının şehadet kafilesine katıldı.

Page 192: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

173

ġEHĠT HAġĠMĠ NEJAD

SEYYĠD ABDÜLKERĠM B. SEYYĠD HASAN HAġĠMĠ NEJAT

(Ö. 1981)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Haşimi Nejad, 1932‟de Behşehr Kasabasının bir etraf köyünde mümin, dindar ve

takva dolu bir hanede dünyaya geldi. Babası Seyyid Hasan evini sevince boğan

Peygamber evladının adını Abdülkerim koydu. Baba ve annesinin arzu ve isteği

evlatlarının İslami ahlak ve adapla büyüyüp mektebe faydalı biri olması yolundaydı.

Abdülkerim, 14 yaşında Behşer Kasabasına 6 km uzaklıkta olan Ayetullah

Kuhistani‟nin medresesine giderek dini ilimler tahsiline başladı. İlim tahsiline önem

gösterdiği kadar maneviyat ve nefis tezkiyesi konusunda da oldukça dikkatliydi.

Vaktiyle bir gece Ayetullah Kuhistani‟nin aile fertlerinden biri gecenin bir vakti uyanır,

medresenin bahçesine indiğinden bir odanın çırağının yandığını görür. Odaya doğru

yaklaştığında Seyyid Abdülkerim‟in gecenin karanlığında Rabbiyle arifane münacat

ve ibadetine tanık olur.265

Seyyid Abdülkerim, elde ettiği maneviyat ve nefis tezkiyesiyle ilim ve irfan diyarı Kum

kentine hicret etti. Üstadı Ayetullah Kuhistani‟nin tavsiyesi üzere Şeyh Ali Kaşani‟yle

tanıştı. Kum ehli Şeyh Ali Kaşani‟yi şefkat ve merhamet sahibi, teheccüd ehli ve

ihlaslı bir zat olarak tanırdı. Seyyid Abdülkerim, bu arif ile yakın irtibatı sayesinde

maneviyatta ve nefis tezkiyesinde büyük yol kat ederek İmam Zaman‟ı görme

şerefine nail oldu.266

Seyyid Abdülkerim, Kum Havzasındaki ciddiyet ve azmiyle gösterdiği üstün

başarıdan sonra Ayetullah Burucerdi ve İmam Humeyni‟nin ders halkalarına katıldı.

ġEHĠT HAġĠMĠ NEJAD‟IN ÜSTATLARI

Seyyid Abdülkerim, Kuhistan ve Kum havzalarında birçok değeli üstat ve fakihlerin

huzurlarından istifade etti. Onun üstatlarından bazıları:

1. Ayetullah Kuhistani

2. Ayetullah Burucerdi

3. İmam Humeyni

265-Pervaz-i Ruh, s172 (Seyyid Hasan Ebtehi)

266-Mülakat ba İmam Zaman, s.41 (Seyyid Hasan Ebtehi)

Page 193: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

ġEHĠT HAġĠMĠ NEJAD‟IN SĠYASĠ MÜCADELESĠ

Şehit Haşimi Nejad‟ın yaşamı Despot Şah Rejimine karşı mücadeleyle geçti. 14

yaşında Şah aleyhine yaptığı konuşmasında şöyle dedi: “Gün gelecek, biz bu rejimi

devireceğiz.”267

Şah‟ın Eyalet ve Vilayet Encümenlerin getirdiği birtakım yasaklardan dolayı İmam

Humeyni öncülüğünde bu yasaklara karşı gösteri ve itirazlar şiddetle devam ederken

Şehit Haşimi Nejad da konuşmalar yapıyordu. Konuşmalarında Şah‟ın cinayetlerini

ifşa ederek direnişin baş aktörlerinden biri olmuştu. Şehit Haşimi Nejad, 15 Hurdad

1963‟de İmam Humeyni‟yle birlikte tutuklanan 40 kişiden biriydi.268

Haşimi Nejad, Despot Şah Rejimiyle mücadelesi boyunca beş kez tutuklanıp

zindanda çeşitli işkencelere maruz kaldı. 1974‟de din talebeleri, Feyziye Medresesi

olaylarını protesto etmek için bir araya geldiklerinde Savak komandolarının şiddetiyle

karşılaştılar. Meşhed İlimler Havzasında rejim aleyhine büyük gösteriler yapıldı, Şah

Rejimi, Şehit Haşimi Nejad‟ı bu gösterilerin asıl sorumlusu göstererek tutuklatıp

zindana attırdı. 1978‟de devrim mücadelesi devam ederken İmam Humeyni, Şehit

Haşimi Nejad‟a hitaben yazdığı mektupta şöyle dedi: “Senin gibi Ģahsiyetler

olduğu sürece gözüm arkada kalmaz.”269

Meşhed halkı bir sabah uyandıklarında mahalle duvarlarında Şah Rejimini şiddetle

kınayan yazılar gördüler. Bu yazıların altında Ayetullah Hamanei, Ayetullah Vaizi

Tebesi ve Şehit Haşim Nejad‟ın imzaları vardı. Bu bildirilerin peşince Şah Rejimi

beşinci kez Şehit Haşimi Nejad‟ı tutukladı.

ġEHĠT HAġĠMĠ NEJAD‟IN ESERLERĠ

Şehit Haşimi Nejad, siyasi mücadele ve cihat meydanında başarılı ve azimli olduğu

kadar kalem ve telifte de bir o kadar başarılıydı. Mücadelesi onu kitap yazmak ve telif

etmekten gafil etmemişti. Birbirinden değerli eserler kaleme alarak sonraki nesillere

armağan etti. Bu büyük şahsiyetin paha biçilmez eserlerinden bazıları:

1. Doktor ve Pir

2. Günümüz Mezhebinin Zorlukları

3. İmam Hüseyin‟in İnsanlara Öğrettiği Ders

4. Gençlerin Sorunlarına Cevaplar

5. Beş İtikad Usulu

6. Komünizm İle Kapitalizm Arasındaki Üçüncü Yol

267-Seyyid Cevad Haşimi Nejad Behşer halkından naklen

268-Feragir-i Ahlak Ve Zindigi, s.18

269-Vijename-i Cevanmerdi Fazil, s.9

Page 194: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

7. Teşkilatın Gerekliliği

ġEHĠT HAġĠMĠ NEJAD‟IN FAALĠYETLERĠ

- Şehit Haşimi Nejad, gençliğin sorun ve şüphelerini giderip onların hidayet zeminini

oluşturmak için arkadaşlarının yardımıyla “Bahis ve Dini Ġtikad Merkezi‟‟

müessesini kurdu. O, şöyle diyordu: “Meşhed‟e gittikten sonra asıl işim tedris ve

üniversite öğrencileri ve gençlerle bir araya gelmekti. Bu toplantılar o kadar

başarılı olmuştu ki Savak bu toplantılara katılımı yasakladı.”

- Şehit Haşim Nejad, her dalda kendisine münhasır bir hüner ve üsluba sahipti. Bu

onun münazaralardaki güçlü beyanı ve ilmi donanımının göstergesidir. 1975-1976

yıllarında zindandaki siyasi tutuklularla yaptıkları münazaralarını şöyle anlatıyordu:

“Zindan onların düşünce ve görüşlerini öğrenmek için büyük bir fırsattı. Onları

ilk tartışmaya davet ettiğimde ilk önce benim sıradan basit bir talebe olduğumu

sanıp münazarayı kabul etmediler. Nihayetinde bir münazara yapmaya razı

oldular, iktisadi konular üzerinde tartıştık, hepsini mağlup ettim. Bir daha da

tartışmaya yanaşmadılar.

ġEHĠT HAġĠMĠ NEJAD‟IN ġEHADETĠ

İslam devriminden sonra Münafıklar ve Furkan grupları gibi devrim aleyhtarı

muhalifler her sahada mağlup oldukları için devrimin dinamik ve aktif şahsiyetlerini

terör etmeye başlamışlardı. Ayetullah Murtaza Mutahhari, Ayetullah Beheşti, Şehit

Recai ve Bahuner gibi şahsiyetler bu terör saldırılarında şehit olmuşlardı. Münafıklar

infaz listesine Şehit Haşimi Nejad‟ın adını da yazmışlardı. 1981 yılında bir sabah

münafıklar ona telefon ederek ölümle tehdit ettiler. Şehit Haşimi Nejad, bu tehditten

sonra birkaç gün önce gördüğü rüyayı hatırladı. Rüyasında İmam Humeyni‟nin

yandığını görür, ateşi ne kadar söndürmek istese de söndüremiyor ve bilahare

İmam‟ın bütün elbiseleri ateş alıp yanıyor. Kendisi rüyasını şöyle yorumluyordu:

İmam‟ın elbisesi etrafındaki sadık dostlarıdır ki hepsi birer birer şehit olacaklar

ancak İmam‟ın bereketli ömrü devam edecektir. Allah‟ın izniyle İnşallah bende

şehitler kervanına katılacağım.”270

Haşimi Nejad, İmam Humeyni‟nin vaat ettiği müjdeyi bekliyordu. İmam ona şöyle

buyurmuştu: “Ben kendi ecelimle öleceğim, sen kendini düĢün.” Merhum İmam‟ın

bu cümlesinden sonra artık ömrünün günlerini sayıyordu.

Haşimi Nejad, İmam Muhammed Cevat (a.s) aşığıydı, yakın akrabalarından biri şöyle

diyordu: “Haşimi Nejad‟ı şahadetinden sonra rüyamda gördüm. Şehidin mezarı

başına gittim, mezarına baktım ama onu mezarında göremedim. Türbede onu

aramaya başladım. İmam Rıza‟nın (a.s) türbesinin içinde oturduğunu gördüm.

Yanına giderek: Dünyada İmam Humeyni‟nin verdiği birçok makam ve

müdüriyeti kabul etmedin, şimdi bu mezarın içinde ne yapıyorsun?” dedim.

270-Seyyid Cevad Haşimi Nejad İle Söyleşi

Page 195: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Başını kaldırıp bana baktı ve şöyle dedi: Mezarda yerim çok dardı, buraya geldim

ki İmam Muhammed Cevad‟ın insanlarla ziyaret ortamını hazırlıyayım.”

Şehit Haşimi Nejad, İmam Muhammed Cevad‟ın (a.s) şahadet yıldönümü günü

sabah saat 08:00‟de ders tedrisinden sonra dışarı çıkınca önceden içeriye sızmış bir

münafık ona sarılarak elindeki bombayı patlattı ve onu şehit etti. Pak naaşı ceddi

İmam Rıza (a.s) türbesinde toprağa verildi.

Page 196: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

174

AYETULLAH SEYYĠD CEVAD HAMANEĠ

CEVAD B. HÜSEYĠN HÜSEYNĠ

(Ö. 1986)

HANEDANI

Hamanei Hanedanı İmam Seccad (a.s) soyundan gelen meşhur seyyidlerdendir. Bu

hanedanın büyüklerinden olan Sultan Seyyid Muhammed, Abbasi zulmünde İran‟a

göç etmiştir ve Tefriş halkının samimi ve sıcak istikbaliyle orada ikamet etmiştir. Çok

geçmeden zalim Abbasilerin zulüm ve katliamları sonucu orada şehit düşmüş.

Şehadetinden sonra çocukları Hamaney'e271 hicret etmiştir.

DOĞUMU VE ÇOCUKLUK DÖNEMĠ

Seyyid Cevad, 1895'de İlim ve irfan şehri Necefu'l Eşeref‟te dünyaya geldi. 3 yaşında

âlim ve fakih babasıyla birlikte Tebriz‟e geldi. Babası Seyyid Hüseyin Hüseyni

Hamanei'nin yanında çocukluğunu geçirdi. Okuma yazma öğrendikten sonra Tebriz

ve Meşhed havzalarında eğitim aldı. Daha sonra 1927'de ilim ve irfan diyarında

büyük fakih ve muhaddislerin huzurlarından istifade etmek için Necef'e gitti. Büyük

Necef Havzası'nda Mirzai Naini ve Seyyid Ebulhasan İsfehani gibi şahsiyetlerin ders

celselerine katıldı. Necef Havzası'nda içtihat derecesine ulaştıktan sonra Tebriz'e geri

döndü. Tebriz'de bir müddet ikamet ettikten sonra Meşhed‟e hicret ederek İmam

Rıza‟nın (a.s) yanında ikamet ederek dini vazifelerinin ifasıyla meşgul oldu.

Ayetullah Seyyid Cevad Hamanei, Meşhed Havzası'nda eğitim kürsüsüne geçerek

etrafına öğrenciler toplayıp yetiştirdi. Uzunyıllar Azerbaycanlılar Mescidi diye meşhur

olan camide cemaat imamlığı yapmış ve halkın sorularına cevaplar vermiştir.

AYETULLAH SEYYĠD CEVAD HAMANEĠ'NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Seyyid Cevad Hamanei, Tebriz, Meşhed ve Necef havzalarında birçok

üstat ve fakihin huzurundan istifadeler etmiştir, onlardan bazıları:

1. Ayetullah Seyyid Hüseyin Kummi

2. Mirza Muhammed Ayetullah Zade Horasani

271-Hamaney; Tebriz’e 80 km. uzaklıkta bir kasabanın adıdır.

Page 197: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

3. Hacı Fazıl Horasani

4. Mirza Mehdi İsfehani

5. Ayetullah Mirzai Naini

6. Ayetullah Seyyid Ebul Hasan İsfehani

AHLAKĠ BOYUTU

Ayetullah Seyyid Cevad Hamanei, çok sade ve oldukça gösterişsiz bir yaşama

sahipti. Dünya ve dünya taallukatından uzaktı. Büyük fakih ve âlim olmasına rağmen

son derece alçak gönüllü her türlü teşrifattan uzak dururdu. İbadet ve teheccüd ehli

bir zattı, az yer, kanaat ederdi.

Ayetullah Seyyid Muhammed Ali Gazi Tabatabai Şemsi 1351 yılında Meşhed'e gider.

Ayetullah Seyyid Cevad Hamanei'nin ziyaretine gittiğinde onun evlatlarına şöyle dedi:

“Ben 40 yıl önce babamla Tebriz'den Meşhed‟e geldiğimde, babanızın

ziyaretine gelmiştik. Babanız 40 yıl önce de şimdi oturduğu bu yerde

oturmuştu. Bende babamın oturduğu yerde oturmuştum. 40 yıl önceki gibi bu

oda ve eşyalarında küçük bir değişiklik olmamıştır.”

Ayetullah Hamanei babasını şöyle vasfediyor: “Babam tanınmış ve meşhur bir

âlimdi. Buna rağmen çok sade ve gösterişten uzaktı. Maddi olarak çok sıkıntılar

çekiyorduk. Bazı geceler akşam yemeğimizin dahi olmadığı günleri çok iyi

hatırlıyorum, annem zorluklar içinde ekmek ve kuru üzüm sofraya getirirdi.”

Ayetullah Hamanei babasının kaldığı evi şöyle anlatır: “Babamın evi yani benim

dünyaya gelip 4,5 yaşlarına kadar kaldığım ev, 60-70 metrekare ve Meşhed‟in en

fakir mahallesindeydi. Evimiz iki katlı bir odadan ibaretti. Eve bir misafir

geldiğinde biz bodrum kata inerdik, genelde halk soru sormak ve sorunlarını

dile getirmek için bize sıkça gelip giderdi. Misafirler gidene kadar orada

beklemek zorunda kalırdık. Daha sonraları babamın müritleri evimizin yanındaki

küçük arsayı satın alıp evimize bir ek oda yaptılar ve böylece evimiz üç odalı

oldu.”

SĠYASĠ MÜCADELESĠ

Ayetullah Seyyid Cevad Hamanei, Şah‟ın tağuti düzenine muhalifti. Şah‟ı ve rejimini

onaylayacak her türü hareket ve tutumlardan kaçınmıştır. O, günümüzün siyasileri

Page 198: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

gibi siyasetin içinde, aktif rol üstlenmemiş ve siyasi olduğunuda dile getirmemiştir.

Şah rejiminden fikir olarak uzak olduğu gibi arasıda rejimle pekiyi değildi.”

Ayetullah Hamanei hatıratında şöyle buyuruyor: “Babam Rıza Han‟ın tüm işlerine

muhalifti. Hatta Rıza Han gibi giyinip kuşanmayı bile uygun görmezdi.”

Devlet yetkilileri hiçbir zaman Meşhed‟den diledikleri gibi su istifade edemediler.

Çünkü Ayetullah Seyyid Cevad Hamanei, İmam Humeyni'yi yakından görmüş, kendi

tabiriyle arkadaşlıkları olmuştu. Devamlı İmam Humeyni‟yi hayırla yâd ederdi.

Ayetullah Hamanei'nin hayatının anlatıldığı “Şerh-i İsim” adlı kitapta şöyle

nakledilmiştir: İmam Humeyni'nin devrim hareketiyle eş zaman Hacı Seyyid

Cevad'ın çocukları da Şah rejimiyle mücadele için meydana indiler. Ayetullah

Seyyid Cevat hanedanı gözetim altına alınındı. Bazen her üç oğlu da tutuklanıp

zindana atılırdı. Şah Rejimi Ayetullah Seyyid Cevad Hamanei'ye dosya hazırlamak

için biyografisini ve iki adet resmini almak için evine gelen komiser saygı ve ihtiramla

elini öptükten sonra ondan biyografisinin yazılı olduğu bir belge ve iki adet resim

vermesini istedi. Ayetullah Seyyid Cevad, komisere şöyle cevap verdi: “Benim

resimle ve Şah‟la bir işim olmaz.”

Savak Şah İstihbaratı tehdit ve baskılarla da olsa Seyyid Cevad‟ın resim ve

biyografisini alarak hakkında dosya hazırladılar.

Ayetullah Seyyid Muhammed Hamanei babasının hatıratında şöyle der: “Babam

herkes tarafından sevilen ve saygı duyulan bir âlimdi. Ayetullah Milani, Allame

Tabatabai, Hacı Şeyh Kazvini, İmam Humeyni gibi Irak ve İran'ın meşhur ve

tanınmış âlimleriyle dost ve yakın irtibat içindeydi. Özellikle Tebriz‟de çok âlim

misafirimiz olurdu. Ayetullah Milani şöyle derdi: “Biz babanla aynı okula gider,

beraber oynardık.” Ayetullah Milani Meşhed ikametinde her hafta bize gelirdi.

Allame Tabatabai, Ayetullah Milani ve babam Necef‟te ilkokul arkadaşları idiler.

Bunda dolayıdır ki ömürlerinin sonuna kadar oldukça samimi ve sıkı bir arkadaşlıkları

vardı. Allame Tabatabai bazen yaz aylarında ailesiyle Meşhed‟e gelip 1-2 ay

kaldığında sabahları bir araya gelip uzun uzun sohbetler eder ve ilim bahisleri

ederlerdi. Babam sorardı oda cevap verirdi. Allame Tabatabai‟nin bizimle aile

dostuydu. Bize geldiklerinde çocuklar hep bir arada oynardı. Bu yakınlıktan olsa

gerek ben Kum kentinde ilim tahsilindeyken ailece onlara gidip gelirdik.

Page 199: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH SEYĠT CEVAD HAMANEĠ'NĠN VEFATI

Ayetullah Seyyid Cevad Hamanei, bir asırlık bereketli bir ömürden sonra 1986 yılında

93 yaşında ilahi davete icabet etti. Mübarek naaşı İmam Rıza (a.s) türbesine

defnedildi.

Ġmam Humeyni'nin Taziye Mesajı

İran İslam Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Sayın Hüccetü'l İslam Seyyid Ali Hamanei

(Allah başarılarınızı daim etsin)

Ömrünü ilim, takva ve teheccüd ile geçiren babanızın ölüm haberi bizi derinden

üzmüştür. Bu acıdan dolayı size, saygıdeğer kardeşleriniz ve ailenize tesliyet

dileklerimi sunuyorum. Yüce Allah‟tan zat-ı âlinize sağlık ve sıhhat temenni ediyorum.

Vesselamu Aleykum Verahmetullah

Ruhullah el-Musevi el-Humeyni

28 Şevval 1986

Page 200: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

175

ġEYH HÜSEYĠN LENKERANĠ

HÜSEYĠN B. ALĠ LENKERANĠ

(Ö. 1989)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Hüseyin, 1929‟de272 Tahran‟da ilim ehli mümin bir hanede dünyaya geldi. Babası

ismini Hüseyin koydu. Babası Ayetullah Şeyh Ali, Tahran‟ın saygın ve önde gelen

fakih ve müçtehitlerinden ve aynı zamanda Şehid Şeyh Fazlullah Nuri‟nin samimi ve

yakın dostlarındandı. Dedesi Ayetullah şeyh Hüseyin Lenkerani‟de döneminin

meşhur fakih ve müçtehitlerindendi.

Hüseyin, çocukluğunu ilim, irfan, maneviyat ve cihat dolu bir hanede anne ve

babasının şefkat ve muhabbetiyle geçirdi. Okuma yazma ve başlangıç dini ilimlerini

babasından öğrendi. Daha sonra Tahran Havzası‟na giderek havzada üstatlardan

faydalandı. Tahran Havzası‟ndan sonra Necef‟e giderek havzanın meşhur fakih ve

muhaddislerinden istifade ederek içtihad derecesine ulaştı. Ayetullah Lenkerani

Necef Havzası‟ndan ayrılarak doğum yeri Tahran‟a gelerek dini tebligatla meşgul

oldu.

Oldukça başarılı bir öğrencilik geçmişi olan Ayetullah Lenkerani havzanın dersleri

yanı sıra diğer ilimlerde de gösterdiği üstün başarıyla söz ve görüş sahibi bir şahsiyet

oldu. İngilizce, Rusça ve Arapça dillerine de oldukça hâkimdi.

Ayetullah Lenkerani, 15 Hurdad Olaylarında Ayetullah Seyyid İzzeddin Hüseyni

Zencani, Ayetullah Murtaza Mutahhari ve Ayetullah Muhammed Taki Felsefi‟yle

zindanda aynı hücreyi paylaşmıştı. Hatıratında şöyle diyor: “Ağa Lenkerani fıkhi

konulara çok musallattı, zindandakiler ona bir müçtehid gözüyle bakardı.”273

AYETULLAH LENKERANĠ‟NĠN SĠYASĠ FAALĠYETLERĠ

Ayetullah Lenkerani‟nin babası, Ayetullah Şeyh Fazlullah Nuri‟nin yakın arkadaşıydı.

O da bu vesileyle gençliğinde Ayetullah Şeyh Fazlullah Nuri‟yle tanıştı. Ayetullah

Şeyh Fazlullah Nuri‟den devrim ve mücadele ruhunu hediye olarak aldı ve onun

siyasi öğrencilerinden oldu.

272-AhteraniFuruzani Rey ve Tahran, s.105 (Muhammed Şerif Razi) 273-Tarihi Muasiri İran, sayı, 21-22, s.108

Page 201: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

1919‟de dönemin İran Başbakanı Hasan Vusuk‟la İngilizler arasında yapılması

planlanan anlaşmada ki bu anlaşma gereği İran, İngiliz sömürü güçleri himayesine

geçecekti böyle bir dönemde 20 yaşlarındaki genç Ayetullah, bu hile ve ihanet dolu

anlaşmaya karşı çıktı. İlk işi bu anlaşmanın içeriğini halkın bilgisine sunmak için

toplantılar düzenleyip konuşmalar yapmak oldu. Daha sonra “Komite-i Mucazat”

adında bir komisyon teşkil etti. Bu komisyon sözü geçen anlaşmanın

gerçekleşmesiyle imza sahiplerinin cezalandırılacağını duyurdu. Son olarak da bu

anlaşmayı savunanlarla toplantılar yapıp onlara bu olayın gerçek yüzünü anlattı.274

Ahmet Ali Sipehr tarihinde şöyle yazıyor: “1919 yılında İran ve İngiltere arasında

antlaşma imzalandı. Antlaşma metni Tahran‟da büyük yankı uyandırdı. Halkın

öfke ve nefreti antlaşmayı imzalayanlara odaklandı. Bu antlaşmaya karşı ilk

itiraz bayrağı Şeyh Hüseyin Lenkerani tarafından açıldı. O, bir grup arkadaşını

kendi evine davet ederek umumi kıyamın planını hazırladı. Evinde defalarca

toplantılar tertipleyip konuşmalar yaptı. Konuşmalarının birinde şöyle dedi:

“Ben bu gece iki büyük müçtehidle görüşmeye gideceğim. Hacı İmam Cuma

Hoi‟den Mescidi Türkha‟yi toplantı ve konuşma için hizmetimize vermesini talep

edeceğim ve Ayetulah Seyyid Hasan Müderris‟ten de Vusuk‟ul Devle ile

irtibatını kesmesini rica edeceğim.''275

RIZA HAN‟A KARġI MÜCADELESĠ

Diktatör Rıza Han rejimi, Mirza küçük Han, Muhammed Taki Han Pesyan ve Şeyh

Muhammed Hıyabani kıyamlarını bastırmış ve adeta ülke üzerine siyah bulutlar gibi

çökmüştü. Böylesi bir baskı ve sıkı yönetim ortamında Ayetullah Lenkerani, zalimin

zulmünü ifşa eden konuşmalar yapmaya başladı. O, Rıza Han‟ın yalan Cumhuriyet

naraları karşısında duran yegâne şahsiyetti.276 Yaptığı konuşmalar ve yayımladığı

bildirilerinde Cumhuriyet oyununun İngilizlerin bir planı olduğunu halka duyurdu.

Ayetullah Lenkerani, mücadelesini iki cephede sürdürüyordu. Bir cephede İran‟ın

içindeki sömürü güçlere karşı, diğer tarafta 1920‟de Irak‟ın İngilizlere karşı verdiği

özgürlük mücadelesinde kıyamın öncüleri olan Ayetullah Halisi ve Ayetullah Mirza

Muhammed Taki Şirazi‟nin yanında yer aldı. 1922‟de İmam Ali‟nin (a.s) doğum

gününde İngilizlerin hile ve oyunlarını ifşa eden bildirisini yayımlayarak İngilizlerin

insanlık düşmanı olduklarını ilan etti.

274-Tarihi Muasiri İran, sayı, 13-14, s.294-296 275-Hatırati Siyasiyi Ricali İran c.1, s.122-123 276-Tarihi BistSaleyi İran, c.2, s.484

Page 202: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

SÜRGÜN DÖNEMĠ

Ayetullah Lenkerani, bu siyasi faaliyetleri neticesinde zalim ve despot Rıza Han

tarafından defalarca sürgün edildi. 1924‟de Amerikan konsolosunun öldürülmesi

bahanesiyle ilk sürgünü Ayetullah Müderris, Ayetulah Muhammed Halisi ve Ayetullah

Seyyid Rıza Firuzabadi ve Seyyid Muhammed Taki Herati‟yle birlikte Meşhed‟in etraf

kasabalarından biri oldu. Bu sürgün esnasında Rıza Han, Ayetullah Lenkerani‟nin

idam fermanını verdi. Bu ferman Ayetullah Lenkerani‟nin Rıza Han‟a sert ve tehdit

içerikli telgrafıyla iptal edildi.277

Despot Rıza Han hükümeti, Ayetullah Mehdi Halisi ve Şeyh Mehdi Halisizade‟nin

hakkındaki kararların Ayetullah Lenkerani tarafından halka duyurulduğunu öne sürdü

ve dönemin Başbakanı Muhammed Ali Furuği bu kararların halka duyurulmasını

ülkenin huzur ve emniyetini tehdit ettiği gerekçesiyle 1926‟de onu Savicbalak

Kasabasına bir kez daha sürgün etti.278

Üçüncü sürgünü ise Rıza Han saltanatının son dönemlerinde gerçekleşti. Şehriyar ve

Kirman şehirlerinde birkaç yıl sürgünde kaldı. İngilizlerin 1941‟de Rıza Han‟ın

görevine son vermesiyle Ayetullah Lenkerani‟de sürgünden Tahran‟a döndü.279

ĠNGĠLĠZLERLE MÜCADELESĠ

İngilizler Rıza Han‟dan sonra Muhammed Rıza‟yı saltanata geçirdiler. Ülkeye tam

hâkim olmak için etraftan kendi adamlarını getirerek ülkenin önemli mevkilerine

yerleştirmeye başladılar. İngiliz kuklası Seyyid Ziyauddin‟i İran‟a getirdiler. Ayetullah

Lenkerani, bu sinsi plan karşısında sokak ve caddelerde halkı toplayıp ateşli

konuşmalar yaparak halkı İngilizlerin kirli oyunlarına karşı ayaklandırdı. Ayetullah

Lenkerani şöyle diyordu: “Seyyid‟i geldiği yere geri döndüreceğiz. Bu gün

mecliste milletvekili adıyla İran‟a geldiği gibi onu geri göndereceğiz.”

Ayetullah Lenkerani, Erdebil şehrinden milletvekilliğine adaylığını koydu ve Erdebil

halkının temsilcisi olarak on dördüncü dönem milletvekilliğinde mecliste yerini aldı.

Ayetullah Seyyid Yunus Erdebili, Ayetullah Lenkerani‟yi desteklemek amacıyla şöyle

bir bildiri yayımladı:

“Bismillahirrahmanirrahim

277-Ulema ve Rejimi Rıza Han, s.352 278-Ulema ve Rejimi Rıza Han, s.380 279-Ueama ve Rejimi Rıza Han, s.379

Page 203: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Saygıdeğer Erdebil halkı, bildiğiniz gibi seçimlerde tarafsızdım. Fakat seçim

hakkında değerli halkımızdan gelen telgraf ve mektuplardan Sayın Sikatul İslam

Şeyh Hüseyin Lenkerani‟nin Erdebil halkını temsilen milletvekilliği için adayı

olduğunu öğrendim. İnşallah hayırlara vesile olur ve umarım Sayın Lenkerani

Hak Teâlâ‟nın teyidinde olur.

24 Cemadiyel Ula 1945

El-Hakir Yunus el-Musevi”

Ayetullah Lenkerani iki yıllık milletvekilliğinde aşağıda sıralayacağımız birçok önemli

konulara el attı:

-Amerikan müsteşarının görevden alınması

-15. Dönem milletvekilliği seçimlerinde Amerika, Rusya ve İngiliz üçlü koalisyon

güçlerinin seçimlerde İran‟ı terk etmelerini sağlamak

-İran‟ın üç bölgeye bölünmesini engellemek

-Şehid Nevvab Safevi‟yi desteklemek

ĠMAM HUMEYNĠ‟YLE ĠRTĠBATI

Ayetullah Lenkerani‟nin İmam Humeyni‟yle aşinalığı İmam Humeyni‟nin “Sırrı Salat”

kitabını okumasıyla başlıyor. Bir gün Tahran‟ın tanınmış âlimlerinden olan Ayetullah

Mirza Muhammed Sakafi‟ye İmam Humeyni‟yle tanışmak istediğini söyledi. Ayetullah

Sakafi birkaç gün sonra Ayetulah Lenkerani‟yi arayarak Humeyni‟nin Tahran‟da

evinde olduğunu haber verdi. Bu haber üzerine hiç vakit kaybetmeden hemen

Ayetullah Sakafi‟nin evine geldi. Odada vakar ve azamet sahibi bir seyyid ile

karşılaştı. Ona “Ağa Ruhullah nerede?” diye sorunca “Ruhullah benim” cevabını

aldı.

O günden sonra Ayetullah Lenkerani İmam Humeyni‟yle yakın ve samimi bir irtibat

kurdu. Hatta ailece bir birlerine gidip gelmeye başladılar. O, İmam Humeyni‟den 12

yaş büyük olmasına rağmen İmam‟ın ahlak ve ilmine hayran kalmıştı. Devrim

süresince İmam‟la arasını açmak için çalışan münafıklar ne kadar çalıştısalar da

bunu başaramadılar. “Gök yere inse de ben bu yüce Seyyidin imanına

inanıyorum.” kısa cümlesiyle tüm düşmanların oyununu boşa çıkardı.280

İmam Humeyni‟de ona çok saygı duyuyor ve siyasi görüş ve düşüncelerinden

yararlanmak için onunla istişare ederdi. İmam Humeyni Türkiye ve Necef‟e sürgün

280-Tarihi Muasırı İran, sayı, 23, s.71

Page 204: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

edildiği dönemlerde İran İstihbaratının raporlarında şu cümleler not edilmiştir: Şeyh

Hüseyin Lenkerani, özel toplantıların birinde Şeyh Hüseyin Rasti Kaşani‟ye şöyle

demiştir: “Mekke ve Necef‟e gittiğinde benden taraf Humeyni‟ye de ki İran‟ın

içinde bulunduğu şu kritik durumda İran‟a gelmesin.''281 Israrla dediklerinin tefsir

ve tevil edilmeden aynısının söylenmesini istedi. Belki de onun bu ısrarı İmam‟la

aralarından olan bir parolaydı.”

1969‟de Mescid-i Aksa, Gasıp İsrail rejimi tarafından yakıldığında İmam Humeyni

bildiri yayımlayarak bu çirkin saldırıyı kınadı ve İsrail cinayetinin tescili için Mescid-i

Aksa‟nın tamir edilmemesini önerdi. Fakat bazı dar görüşlü insanlar ve Şah rejimi

halktan yardım toplayarak Mescid-i Aksa‟yı tamir ettirdiler. Ayetullah Lenkerani, İmam

Humeyni‟nin görüşünü savunmuş ve elinden gelen tüm fedakârlığı yapmıştı. Savak

İstihbarat raporunda şöyle nakledilmiştir: “… Şeyh Hüseyin Lenkerani

konuşmasına şöyle devam etti: Ben Humeyni‟yi bir taklit merciinden daha

üstün görüyorum. Bana göre o veliyyi emirdir. Daha sonra Mescid-i Aksa

hakkında konuştu. Lenkerani şöyle dedi: Benim kanaatimce Mescid-i Aksa tamir

edilmemelidir. Orayı tamir etmek Humeyni‟ye ihanettir. Mescid-i Aksa İsrail

işgalinden kurtarıldıktan sonra daha da görkemli bir şekilde tamir edilir.”282

Seyyid Ali Ekber Muhteşemi hatıratında şöyle diyor: 1969‟de Necef‟e gitmeden önce

Ağa Azizullah Rehtefer ile Ağa Lenkerani‟nin evine gittim. Aramızda geçen

konuşmalardan sonra şöyle dedi: “Esselamu Aleyke Yebne Resulillah cümlesi

sadece İmamlara hitaben söylenir, ancak Necef‟e gidip onunla görüştüğünüzde

içeri girerken Esselamu Aleyke Yebne Resulillah deyin ve sonra benim selam

ve mesajımı huzurlarına iletin.”283

DEVRĠMĠN YANINDA

Ayetullah Lenkerani başlatmış olduğu siyasi mücadelesini İmam Humeyni‟yle

tanıştıktan sonra onun rehberliğinde devam etti. 15 Hurdad Olaylarından sonra

tutuklanarak Ayetullah Murtaza Mutaharri‟yle birlikte zindana atıldı. Şehid Mutahhari,

zindanda onun ilim, ahlak ve devrimci ruhiyesinden derinden etkilendi. Büyük

şahsiyet, devrimin fertleriyle yakın irtibat içindeydi. Özellikle İmam Humeyni‟nin onun

hakkında “Şeyh‟in varlığını ganimet bilin, ondan istifade edin” tavsiyesiyle

Ayetullah Saidi düzenli olarak onunla haftalık özel görüşmeler yapıyordu. Ayetullah

281-Gozarişi Savak, s.124 282-Gozarişi Savak, s.197 283-Hatıratı Hücetu’l İslam Muhteşemi, s.110

Page 205: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Şehid Saidi‟nin hunharca şehid edilmesinden sonra Ayetullah Lenkarani onun

anısına bir bildiri yayımlayarak Tahran ve Kum kentinde taziye meclisleri teşkil etti.

Bu tutumundan rahatsız olan Şah rejimi karalama kampanyası başlatarak Şeyhi

komünist tanıtmaya başladı. Hatta bu propagandalar o kadar etkili oldu ki devrimin

bazı fertlerinin bile Şeyh‟e karşı bakışları değişti.

Ayetullah Şehid Murtaza Mutahhari şöyle diyor: “Bu zindan ve tutuklanmanın bir

diğer bereketi de Hacı Şeyh Hüseyin Lenkerani‟yi tanımamız oldu. Biz onun

komünist olduğunu sanıyorduk. Fakat zindan da onun ne kadar imanlı, derin

görüşlü ve basiretli bir âlim olduğunu anladık.”284

AYETULLAH LENKERANĠ‟NĠN AHLAKĠ BOYUTU

Ehlibeyt‟e (a.s) Sevgisi

O, tüm içtenlik ve benliğiyle Ehlibeyt (a.s) aşığıydı. Ehlibeyt (a.s) mektebinin sevgi ve

muhabbet mektebi olduğuna inanır ve İran‟ı mektebin bir parçası olarak görüyordu ve

İran‟ın özgürlüğü için sahip olduğu her şeyi bu uğurda feda ediyordu. Onun

nazarında İran, mektebi içinde barındıran bir tabak gibiydi. O tabağı içindekine göre

koruyup savunur ve tabağın içindekiyle değer kazandığına inanırdı. Sömürü güçlerle

de mücadelesi bu mihver üzerineydi.

O, İmamların şehadet günlerinde oğlunu kaybetmiş bir anne gibi ağlıyordu. Tahran

âlimlerinden biri şöyle naklediyor: Aşura günü Hacı Sultan Lenkerani‟nin evindeki ağıt

toplantısına gitmiştim. Ayetullah Lenkerani, ısrarla benden konuşma ve mersiye

okumamı istedi. Ben mazeretimi bildirip ondan beni bu işten muaf tutmasını istedim.

O ısrar ederek elini sakalına götürdü ve şöyle dedi: “Ben yaşlı bir Şia‟yım, sen

benim ne istediğimi biliyorsun. Ne olur o yürek yakan Azeri mersiyelerden

oku.” Benden önce birkaç hatip konuşma yapmış ve mersiyeler okumuştu. Şeyh:

“Bu mersiyeler bu günün hakkını vermez, bu gün Aşura‟dır, İmam Hüseyin‟in

(a.s) matem günüdür” dedi. Velhasıl Şeyhin isteği üzere ben minbere çıkıp

konuşmaya başladım. Tekrar bana: ''İmam Hüseyin hatırına ne olur, Azerice

şiirlerden ve mersiyelerden oku” dedi. Ben ağıt okumaya başladım, Şeyh yüksek

sesle ağlamaya başladı, biraz durakladım ama benden devam etmemi istedi.

Okumaya devam ettim, kendinden geçercesine ağlamaya başladı, sanki bayılacaktı.

284-Tarihi Muasırı İran, sayı, 21-22, s.109

Page 206: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Mersiyeden sonra bana ''Allah razı olsun bu gün bana büyük ihsanda bulundun,

böylesi manevi hava çok nadir yakalanır dedi.”285

Sabır ve Sebatı

Ayetullah Lenkerani, hakikaten de eşine az rastlanılan nadide şahsiyetlerdendi.

Yaklaşık bir asırlık siyasi mücadelesinde hiçbir zaman pes etmedi. Sömürü güçler ve

tağutlar karşısında azametli bir dağ gibi durdu. Ayetullah Seyyid İzzeddin Hüseyni

Zencani 15 Hurdad Olaylarından sonra devrimin 70 tane şahsiyetiyle zindana atıldı.

Kendisi şöyle naklediyor: “Zindanda son derece kötü ve korkunç şartlarda

kalıyorduk. Bunun yanı sıra dışarıdan gelen olumsuz haberler bizi daha da

tedirgin ediyordu. Zindan tamamen hüzün ve gam havasına bürünmüştü. Bir

gün uzun boylu, azametli bir kişi içeri girdi, onu tanıyamadım. Onun Ağa Gazi

Askeri olduğunu sandım. Ağa Felsefi‟ye “Bu şahıs kimdir?” diye sordum. Ağa

Felsefi: “Bu Ağa Lenkerani‟dir” dedi. Hepimiz saygı ve ihtiramla ayağa kalktık.

Çok sakin ve metanetle oturdu. Etrafına bakındı, herkesin moralinin bozuk ve

hüzün içinde olduğunu görünce şöyle dedi: ”Efendiler, sizlerin bu hali nedir?

Günün olaylarıyla gününüzü karartmayın. Cebinden Şeyh Tusi‟nin fıkıh kitabını

çıkardı ve fıkhi bir konu ortaya attı. Bu soruyla ilmi bir mesele tartışması

başladı ve bir anda zindanın havası değişti. Böylece zindanda olduğumuzu

unuttuk.”286

O dualarında hep sabırlı olmak ve davasında sabit kalmak için dua ederdi. Devamlı

şu ayeti okur ve başkalarına da tavsiye ederdi: “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır

yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et.”287

Ġzzeti Nefsi

Ayetullah Lenkerani siyasi mücadelesi boyunca ve özellikle 15 Hurdad Olaylarından

sonra maddi açıdan ağır sıkıntılar yaşamaya başladı. İçinde oturduğu ev ve diğer

malına banka tarafından el konuldu. Çok zor günler geçirmesine rağmen hiç

kimseden yardım kabul etmedi. Ömrünün sonuna kadar sade ve gösterişsiz bir

yaşam sürdü.

Devamlı şöyle derdi: “Âlimler maddi olarak halka bağımlı olmamalı, dini görevin

ifasında müstakil olmalıdır. Âlimler ya talebe olup kitap yazarak derslere devam

etmeli ya da çiftçilik yapıp geçimini o şekilde sağlamalıdır.”

285-Tarihi Muasırı İran, sayı, 21-22, s.18-19 286- Tarihi Muasırı İran, sayı, 21-22, s.18-19 287- Bakara, 250

Page 207: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH LENKERANĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Lenkerani, bir asırlık mücadelesinin son günlerinde İmam Humeyni‟nin

vefat haberiyle sarsıldı. Şöyle derdi: “Allah‟ım, İmam Mehdi‟nin (a.f) zuhuruna dek

Humeyni‟yi koru duasını duyduğunda samimi kalbimle âmin diyorum.”288

Belki de Humeyni‟siz bir dünyanın zevk ve lezzeti kalmamıştı, muradı Humeyni‟ye bir

an önce kavuşmak için Allah‟tan ölüm istiyordu. O hasta yatağında bile İslami

vazifesinden gafil olmadı. 1989‟da İmam Humeyni‟nin vefatı ve yerine Ayetullah

Hamanei‟nin rehber seçilmesi üzerine Ayetullah Pesendide yeni rehber Ayetullah

Hamanei ve Seyyid Ahmet Humeyni‟ye hem tebrik hem de taziye mesajı gönderdi.

Aynı yılda (1989) Ayetullah Lenkerani‟de hastalığına yenik düşerek hakkın davetine

icabet etti. Pak naaşı Rey şehrinde Hz. Abdülazim Hasani Türbesine götürülerek

Ayetullah Molla Ali Keni‟nin yanına defnedildi.289

288-Tarihi Muasırı İran, sayı,23, s.70 289-EhteraniFuruzani Rey ve Tahran, s.105

Page 208: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

176

AYETULLAH SAADET PERVER

ALĠ B. ABDULLAH PEHLĠVANĠ

(Ö. 2004)

DOĞUMU

Tarih 1926 yılını gösteriyordu. Tahran semaları ilahi nurla aydınlandı. Merhum

Abdullah Pehlivani‟nin takva ve sevgi dolu hanesi dünyaya yeni gelen çocukla

sevince boğuldu. Babası evine neşe katan bu ilahi berket ve nimetin adını Ali koydu.

Ali‟nin babası merhum Abdullah Pehlivani, Tahran‟ın takvalı ve zahit esnaflardandı.

Ayetullah Saadet Perver babasının takva ve marifetinden sıkça söz ederdi. Babsının

dönemlerinin meşhur arif ve evliyalarından Receb Ali Hayyat ve diğer âlimlerle olan

yakın ilişkisi oğlunun eğitim ve terbiyesinde çok etkili olmuştur. Annesi son derece

iffetli ve takvalı bir hatundu. O, böyle maneviyatlı ve takvalı bir anne ve babanın

kucağında büyüdü.

TAHSĠLĠ

Ali, küçük yaşta evlerinin yanında olan Eminu‟d-Devle Camii‟nde Merhum Şeyh

Muhammed Zahid‟in derslerine katılarak tahsiline ilk adımını atmış oldu. Küçük

yaşından itibaren üstadın ahlaki ve manevi feyizlerinden yararlandı. Daha sonra

mukaddime derslerini merhum Ayetullah Şeyh Ali Ekber Burhan‟dan aldı. Mukaddime

derslerinin ardından Kum şehrinin yolunu tutarak Merhum Ayetullah Sultani ve

Merhum Ayetullah Mer‟aşi Necefi‟nin yanında “Mekasib” ve “Kifaye” derslerini aldı.

Daha sonra havzanın içtihat dersleri sayılan harici derslerinde Ayetullah Burucerdi ve

imam Humeyni‟nin derslerine katıldı ve bu derslere içtihatına kadar devam etti.

AYETULLAH SAADET PERVER‟ĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Saadet Perver uzun yıllar Tahran ve Kum kentinde büyük üstatların ilim ve

ifran derslerine katıldı. Ahlaki ve irfani konulara olan büyük tutkusu 40 yıl boyunca

Allame Tabatabai‟nin seyr-i süluk ve irfani derslerine katılmasını sağladı.

Ayetullah Saadet Perver‟in üstatlarından bazıları:

1. Şeyh Muhammed Zahid

2. Ayetullah Şeyh Ali Ekber Burhan

3. Ayetullah Sultani

4. Ayetullah Mer‟aşi Necefi

5. Ayetullah Burucerdi

6. İmam Humeyni

Page 209: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH SAADET PERVER‟ĠN ALLAME ĠLE TANIġMASI

Ayetullah Saadet Perver‟in üstadı Allame Tabatabi ile tanışmasının özel bir nedeni

vardır. O üstadın ders celeselerinden istifade etmeden önce bir rüya görür.

Rüyasında kendisini çok derin bir derenin dibinde görür, bu dereden kurtulmak için

büyük dağları aşması gerekir. Bu dağlara tırmanması için birtakım tutunacak şeyler

görür. Onlara tutunarak tırmanmaya başlar ve bu tutunduklarının Nur suresinin

ayetleri olduğunu farkeder. Bu tırmanma esnasında birinin elini uzatarak “elimden

tut seni çıkarayım” dediğini görür. O zatın yardımıyla bulunduğu dereden çıkar.

Ayetullah Saadet Perver şöyle der: “Bu rüyayı gördüktan sonra Allame

Tabataba‟inin tefsir ve ahlak derslerine katıldım.”

Ayetullah Saadet Perver şöyle buyurmuştur: Ben, Allame Tabatabai‟nin yanında seyr-

i süluk düsturları eksiksiz bir şekilde aldığımdan bir süre sonra Allame Tabatabi‟nin

yanında seyr-i süluk eğitimi alan öğrencilerin tamamı üstadın huzurundan ayrılıp

gitmişlerdi. Birçokları seyr-i süluk konusunda Allame‟nin yanında kalmayı artık gerekli

görmüyordu. Ben o zamanlar Allame‟nin sahip olduğu manevi keşiflerinden ve insani

kemalatından semavi sırlara vakıf ve birtakım özel marifetlerinin olduğunu ve onu ifşa

etmekten çekindiğini anladım. Bu düşünceyle Allame Tabatabi‟nin tevhidi sırlarını

açıp anlatması için çaba sarf etmeye başladım. Böylelikle üstadın zati tevhidini

müşahede edebilir, rabbani ve ilahi feyizlerinden yararlanabilirdim. Böyle de oldu. Her

gün bir soru hazırlar ve Allame‟nin huzuruna müşerref olurdum. Bu sorularla üstadı

konuşturur ve ne buyurursa canı gönülden onu alırdım. Anlattıklarını gözden

geçirdikten sonra ders bitimi onları yazardım. Allame Tabatabai‟nin anlattıklarını

marifet ehlinin sözleriyle karşılaştırır ve tatbik ederdim. Çünkü üstat bu konularda

marifet ehlinin ıstılahlarını kullanmaktan imtina ederdi.

Ayetullah Saadet Perver, Merhum Allame‟nin ahlaki düsturlarına amel ederek ondan

alması gereken tüm feyizleri alıp irfan ve maneviyatta doruğa çıktı. Allame‟nin

vefatından sonra Allame‟nin bazı öğrencilerinin aşırı ısrarları üzerine öğrenci

yetiştirmeye başladı. Günümüzde İran‟da önde gelen hatırı sayılır birçok ahlak ve

irfan üstadının eğitim ve terbiyesi merhum Ayetullah Saadet Perver‟in gözetimi

altında geçmiştir.

AYETULLAH SAADET PERVER‟ĠN SEYR-Ġ SÜLUK VE EĞĠTĠM METODU

Ariflerin piri Ayetullah Saadet Perver, seyr-i süluk ve eğitimde eşsiz ve olağanüstü bir

metot izliyordu. Yıllarca Allame Tabatabai‟nin huzurundan her türlü feyzi almış bir

saadetle, irfanın inceliklerini elde etmiş güzide bir şahsiyet olarak öğrencilerine de bu

ilahi feyzi tattırdı. İrfani düsturları, Şia ariflerinin yöntemine uygun ve bu yolun

öncülerinden kâmil arif Ayetullah Ahund Molla Hüseyin Kulu Hemedani‟nin metoduna

mutabıktı. Bu üstatlara göre sıratı müstakim Kur‟an, Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt‟in

(a.s) yöntemine göre hareket etmekti.

Ayetullah Saadet Perver‟in, genellikle yatsı namazından sonra ilahi yolun âşıklarıyla

ahlak dersleri olurdu. Her öğrenci kendi kapasite ve yeteneğine göre üstadın

teşhisiyle farklı ahlak dersleri halkasına katılırdı. Bu ahlak derslerinin bazıları yirmi

Page 210: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

yıldan fazla sürmüştür. Bu derslerde genellikle bir konu okunur ve öğrenciler tevhidi

ve öteki konularda derin bilgilere ulaşır ve verilen düsturları uygulayarak seyri süluk

yolunda ilerlerdiler. Yıl boyunca Kum‟dan hiç ayrılmaz ve öğrencilerinin seyri süluk

gidişatını yakından kontrol ederdi. Elbette her sabah öğlene kadar kendi ilmi ve

araştırmalarıyla meşgul olur, ikindi vaktinden akşama kadar da öğrencilerinin

sorunlarını gidermek için onlarla zaman geçirirdi. Öğrencilerinin seyr-i süluk

mektuplarına cevaplar verirdi. Bu mektuplar çok kıymetli bilgiler içeren değerli

mektuplar olup sayısı binlerle ifade edilmektedir. Şu anda bu mektuplar öğrencilerinin

elinde bulunmaktadır.

AYETULLAH SAADET PERVER‟ĠN ESERLERĠ

1. Cemal-i Aftab

2. Kur‟an ve Fıtrat

3. Cilvey-i Nur; Hz. Fatıma‟nın Hayatı. Bu kitap Nur Tecellisi adıyla Türkçe‟ye de

kazandırılmıştır.

4. Fûruğ-u Şehadet; İmam Hüseyin‟in (a.s) kıyamına yeni bir bakış

5. Sırru‟l Esrar; MiracHadis-i Şerifine şerh

6. Maarif-i Ed‟iyye

7. Raz-u Dil: Allame Tabatabai‟nin “Gülşeni Raz” adlı kitabına yazmış olduğu

haşiyenin açıklamaları

8. Pasdaran-i Harim-i Aşk: yirmi ciltlik bu eser ariflerin hayatını, sözlerini vs.

içermektedir.

AYETULLAH SAADET PERVER‟ĠN MANEVĠ DÜSTURLARI

1. Üstada Göre KeĢif Ve Keramet

Ayetullah Saadet Perver‟in keşif ve keramet hakkındaki görüşü şuydu: Arif birinin

keşif ve keramate teveccüh etmesi fesat ve bozulmaktır. Gerçek arif, gönlünü keşif ve

keramete bağlamamalı ve onu kendisi için önemli ve ciddi bir mesele bilmemelidir.

Gerçek arifin bakış açısı bazı ameller yaparak insanların batını sırlarını öğrenmek

gayesiyle birtakım sırlara ermek için uğraşanlardan daha üstündür. Eğer bir arif böyle

davranırsa hedefine varamamış demektir. Salik‟in (irfan yolcusu) hedefi yücedir ve

yolunun nihayeti Allah‟tır. Keşif ve keramet ise yolcu kuşlar için yollara dökülen

tanelerdir. Dolayısıyla derslerinde şerhini yaptığı ilk kitaplardan olan “Mantık-ı Tayr”

kitabında şunları buyurmaktaydı: “Yol boyunca dini hakikatlere ermek ve marifetin

zirvesine çıkmak için yol üzerinde yığınlar, engeller, sorunlar ve haydutlar

bulunmaktadır. Bu haydutlardan biri de “keşif ve keramet” vb. takıntılara teveccüh

edip asıl gayeden geri kalmaktır. Merhum Seyyid Ali Gazi‟den keşif ve keramet

istediklerinde şöyle buyurmuştur: “Âlemin tamamı keramettir. Veya dünya, keşif ve

kerametten başka bir şey değildir. O halde neyi arıyorsun?”Merhum Allame Gazi bu

Page 211: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

tür konulara hâkimdi. Biliyorsunuz ki Merhum Gazi, “Tayyu‟l Arz”290makamına nail

olmuş bir zattı. Birçok kişi buna defalarca tanık olmuştu. Ancak ona bu konuyua

sorduklarında o faklı yöntemlerle bu soruları geçiştirmiş ve aslında irfanda temel

hedefin bu tür şeyler olmadığını bilmelerini sağlamıştır. Evet, bu yoldan doğru bir

şekilde hareket edilirse kat edilen yol her şeyi peşi sıra getirmektedir, ancak eğer biri

keşif ve kerameti elde etmek için irfana yönelirse gerçekte bu tür şeyleri kendisi için

ibadet edinmiş olur veya mal ve makama erişmek için Allah‟ı vesile edinmiş biri

gibidir. İrfan talibi bu tür hicapları kenara itmelidir. Görüyoruz ki, hakiki ariflerimizin

fiilleri keşif ve kerametin dışında olmasa bile keşif ve keramete fazla önem

vermemiştir.

2. Beden Sağlığına Önem Vermesi

Üstadın yanında salik kişinin mizaç, ruh ve beden sağlığı hayati öneme sahipti.

Kadim tıp dediğimiz eski/alternatif tıbba olan bilgisiyle öğrencilerine yol gösterici tıbbi

düsturlar verirdi. Ona göre ilahi salik için sağlam vücut insaniyet yolunu kat etmek için

kullanılan bir merkep komunundaydı. “Yaşlandığınızda da her zaman Allah‟a

ibadet etmekten mahrum olmamak için bedenlerinizi sağlıklı tutunuz”

tavsiyesinde bulunurdu.

3. Melekût-i Fazilet Ve Hâlatı

Allame Tabatabi‟nin seyr-i süluk derslerinin başarılı öğrencilerinden olan merhum

Ayetullah Şeyh Mahmud Tahriri rüyasında291 kendisine şöyle buyurduklarını

söylemiştir: “Şeyh Ali Pehlivani, zamanın Hüseyin Kulu Hemedani‟sidir.”

Ayetullah Saadet Perver, üstat Allame Tabatabi‟nin yanında büyük bir azim ve

ciddiyetle çaba sarf etmiş ve üstadın nursal tevhit marifetlerinden yararlanmıştır.

Ayetullah Hurrem Abadi, üstat Saadet Perver‟den şöyle nakletmiştir: “Ben, otuz yıl

boyunca Allame Tabatabi‟nin dersine katıldım. Bu süre zarfında üstadın iki dersi

dışında tüm derslerine katıldım. Bu iki derse katılamama sebebim şuydu; kızlarımdan

birinin düğünü münasebetiyle Tahran‟a gitmem gerekiyordu ve gitmekten başka da

çarem yoktu. İkincisi ise bir kış günü, Allame Tabatabi‟nin evine doğru gidiyordum.

Oldukça fazla kar yağmıştı. Birden yaşlı bir seyyidin evinin üzerindeki karları

temizlediğini gördüm. Kendi kendime “üstat benim dersine katılmayıp o yaşlı seyyide

yardım etmeme razıdır” dedim ve bu sebepten dolayı derse gitmedim ve o yaşlı

seyyide yardım ettim.

4. Hz. Fatımetu‟z Zehra‟yı (s.a) MüĢahedesi

Ramazan ayıydı. Üstat şöyle buyurdu: “Ramazan ayının yirmi dördünün gece yarısı

geçmişti ki Hz. Fatımatu‟z Zehra (s.a), üzerinde sarı renkli bir elbiseyle tam bir

görkem ve ihtişamla birden yanıma geldi. Bana bazı telkinlerde bulundu; evlatlarına

karşı cesarette bulunanların kabalığını kendisine yapılmış kaba bir davranış saydığını

290-İrfan ve seyr-i süluk yolunda bazı mertebelere ulaşıldıktan sonra kişiye verilen hediyelerden birdir. İnsan bu mertebeye ulaştığında istediği an zaman ve mekân kavramını aşarak dünyanın her hangi bir noktasına ulaşabilir. 291-Seyr-i Süluk yolunu kat etmiş ariflerin uykuları gerçekle eş değerdedir.

Page 212: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

telkin etti. Bu olayı müşahede ettikten sonra bir saat kendime gelemedim, her an Hz.

Fatıma‟nın (s.a) ruh halimde oluşan o duruma ağlıyordum.

Dersten sonra ağlayarak şöyle buyurdu: “Bu sözü acaba hangi sebepten bana

söylemiş olabilir diye düşünüyordum. Şayet dostlarımızın içinde hanımı seyyide veya

kocası seyyid olup eşlerinden yana kötü davranışa maruz kalanlar olabilir. Tüm

toplantılarımızda söyledim ki eğer böyle bir durum varsa bunu terk edin.”292

Üstat şöyle buyururdu: “Kimin annesi seyyide ise çocuğu da seyyid hükmündedir.

Bırakın onlara el kaldırmayı onlara en küçük saygısızlık ve kabalık dahi

edilmemelidir.” Bunları gözyaşları içinde gönlünden coşan bir aşk ve iştiyakla

anlatmaktaydı.

5. Recebiyye ġühudu

Ayetullah Saadet Perver‟in öğrencilerinden Ayetullah Mücahidi, üstattan şöyle

nakletmektedir: “Recep ayının son günleriydi; muhtemelen 24 Recep‟ti. Gece yarısı

saat dörtte beni uyandırdılar. Sanki kapı çalınıyordu, gidip kapıyı açtığımda kimse

yoktu. Anladım ki bana bir şeyler vermek istiyorlar. Normalde o saatten önce her

gece beni uykudan uyandırırlardı. Kalkıp abdest aldım ve ibadetlerime başladım. O

gece bana tevhidi marifetlerden bazıları verildi. Bana verilen marifetlerden biri Allah‟ın

“Hayyul Kayyum” isminin idrakıydı. Peygamber efendimiz “Ayet-el Kürsi” hakkında

şöyle buyurmuştur: “Ayet-el Kürsi, ayetlerin efendisidir.” Bunun sebebi muhtemelen

onda “Hayyul kayyum‟un” olmasıdır. “Allah-u la ilahe illa huvel hayyul kayyum”

6. Kalp Bağladıklarınızı Buraya Getirmeyin!

Üstat bir gece şöyle buyurdular: “Mükaşefe293 âleminde gördüm ki hepiniz buraya

gelmiştiniz ve ayakkabılarınızı da getirip ayakkabılığa bırakmıştınız. Ayakkabılarınız

oldukça temiz gözüküyordu.” Sonra şöyle buyurdu: “Bunlar sizin âlaka ve

bağlılığınızdır. Âlaka ve bağlılıklarınızı derse getirmeyin.”

7. EĢlere TeĢekkür Etmek

Ayetullah Saadet Perver, eşlere saygının gerekliliği ve emeklerinin takdir edilmesi

hakkında şöyle buyururdu: “Eşlerinize yemekleri tuzlu ve kötü yapsalar bile

teşekkür edin. Yemeklerini beğendiğinizi belli ettiğinizde o sevinir ve bu da

sizin manevi olarak ilerlemenize yardımcı olur.” Daha sonra şöyle buyurdular: “Bir

gün gençliğimde evde aileme kötü davrandım. Mana âleminde bana şöyle söylend:

“Yirmi yıllık yakarış ve sızlanman boşa gitti!”

292-İrfan üstatları genellikle öğrencilerinin kötü huy ve davranışlarını direk olarak kendilerine söylemezler, bilakis dolaylı ve bazı misallerle bunu duyurmaya çalışırlar. Burada da üstat öğrencilerinin arasında böyle birinin olduğunu bildiğinden üstü kapalı bir şekilde uyarmaktadır. 293-Keşif ve mükâşefe perdenin aralanıp açılması suretiyle bazı şeylere muttali olmak, gizli olan birtakım hususların zahir ve açık hale gelmesi, gayb olan şeylerin ortaya çıkmasıdır. Yani karanlık bir gecede çakan bir şimşeğin ortalığı aydınlatması gibi, keşif de ani bir aydınlanma ile bazı örtülü ve karanlık şeyleri ortaya çıkarır.

Page 213: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Toplantılarda defaatle şöyle buyururdu: “Manevi ve sosyal konularda kendinize

zorluk gösterin ama ailenize karışmayın ve kendi inançlarınızı onlara

yüklemeye kalkmayın. Örneğin eğer televizyon seyretmek istiyorsa ona engel

olmayın ama eğer kendiniz izlenilen şeyin uygun olmadığını anlarsanız

seyretmeyin.”

8. Ayetullah Behçet‟in Namazlarına Özel Ġnayeti

Ayetullah Saadet Perver‟in, Ayetullah Behcet‟in namazlarına ve camiindeki

programlara çok önem vermekteydi. Öğrencilerine büyük arifin camiine giderek

cemaat namazlarına katılmalarını öğütlerdi.

Sanki bu namazlardan melekût nuru ve berrak nurların esintisini alır ve bu cemaat

namazından melekût ıtrının sırlarını koklardı.

Bir Gadir-i Hum bayramında üstat bana (konuyu nakleden öğrencisi) şöyle buyurdu:

“Bugün Hz. Ayetullah Behcet‟in camiindeki programa katıldınız mı? “Hayır,

katılmadım” dedim. Üstat: “Zarar ettiniz, zarar ettiniz” dedikten sonra şöyle buyurdu:

“Bu camideki programlara katılın.” Yine bir başka bir toplantısında şöyle buyurdu:

“Beyler, Ayetullah Behcet‟in namazlarına katılın. O, arif-i billah âlimlerdendir. Onun

namazlarında çok bereketler var, bu bereketleri kaçırmayın.”

AYETULLAH SAADET PERVER‟ĠN NASĠHATLARI

1. Ey benim azizlerim! Kendinizi tanıyın, Allah‟ı tanımak kendinizi tanımanıza bağlıdır.

Hiç kimse bu düşüncede (Allah‟ı tanımak konusunda) zarara uğramamıştır.

2. Dünya için yersiz çabalara düşmeyin. Rızkınızdan başkasını elde edemezsiniz.

Kalbinizde dünyanın dert ve sıkıntılarına yer vermeyin; zarar ve ziyan bundadır.

3. Heva ve heves peşinde koşmayın ki her şey size verilsin. Ve bilin ki heva ve heves

peşinde koştuğunuz şeyler heva ve hevesi terk etmekle elde edilir.

4. Nefsinize çok baskı yapmayınız ki size itaatsizlik etmesin. Bilakis tüm lezzetleri

ölçülü olarak ona tattırın. İlk adımda şirk-i celi (gizli olmayan açık şirk) ve Allah‟a

günahı terk edin ve zamanla diğer konulara el atın.

5. Şeytanın karşısında farzları yaparak günahları terk edin. Manevi gücünüz

arttığında mekruhları terk etmeye ve müstahapları yapmaya da başlayın.

6. Âlim olmayan biri eğer şehvetperest olursa veya şeytana itaat ederse kendisine

zarar vermiş olur, ancak âlim birinin zararı bir anlamda tüm toplumadır. Başka bir

anlamda ise şehvetperestliğin zararı tüm âlemlere sirayet eder.

7. İbadetlerinizde niteliğe bakın çokluğa değil.

8. Yaptığınız tüm ibadetlerinizde ne dediğinize ve kiminle konuştuğunuza dikkat

ediniz.

Page 214: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

9. Zahiri ibadetler he ne kadar insanı kötü işlerden alıkoysa da eğer onlar ihlas ile

olur ve Allah‟a yakınlık artarsa sizi kulluğa götürebilir.

10. Amellerdeki ihlası tüm amellerinizin baş tacı yapın. Eğer ihlassız olarak bir ömür

amel etseniz kendi etrafında dönerek bir şey elde edemeyen bir hayvandan farkınız

olmaz.

11. Bilmelisiniz ki bu dünya uyku, yiyecek ve amellerden başka bir şey değildir, ama

eğer bu uyku ve yiyeceklerden netice elde edebilirseniz melekler size hayran kalır ve

âlem sizin emriniz altına girer.

12. İşlerinizde ifrat ve tefritten sakınınız. İhtiyacınız miktarınca uyuyunuz; ne fazla

uyanık kalarak seçkin uhrevi işlerden ve dünyadan geri kalınız ve ne de çok uyuyup

önemli şeylerden mahrum kalınız, bilakis Allah‟ın muayyen buyurmuş olduğu şekilde

amel ediniz.

13. Arkadaşlarınızı tanıyınız daha sonra onlarla arkadaşlık yapınız. Sakın gafillerle

arkadaşlık yapmayınız. Sizleri dünya ve ahretten alıkoyar ve yolunuza mani olurlar.

14. Her nerede olursanız olun Müslüman kabristanına gitmekten geri kalmayın. Bu en

üstün hatırlatıcı ve öğüt vericidir.

15. Gönül ehli, dünya görmüş ve yaşlılarla muaşeretiniz olsun ki onlar dünya ve

ahretin belirleyicilerdirler.

16. Devamlı vazifenize amel etme düşüncesinde olunuz. Hangi elibisede, hangi

makamda ve kimle olursanız olun ne birini övün ne de başkasından sizi övme

düşüncesinde olun. Beşer için bir ölüm vardır; bu ister vazife yolunda olsun isterse

vazifenin aksi yönünde olsun.

17. Kalbinizi sağlam tutunuz. Gençliğinizden itibaren tüm küçük noktalarda ve her

işinizde kalbiniz sağlam olsun ki yaşlandığınızda da öyle olabilesiniz.

18. Küçüklüğünüzden itibaren bunu aklınızdan çıkarmayın ki tüm kudretler Hakk‟ın

inayetinde ve onun elindedir. Eğer Allah istemezse hiç kimse bana zarar veremez.

Ben vazifeme amel etmeliyim. Velev ki dünya bana düşman olsun. Eğer böyle

olursanız bir makama veya başkanlığa ulaşırsanız veya büyük bir vazife karşınıza

çıkarsa onu yerine getirmekten çekinmezsiniz.

19. Her konuda ehliyle istişare etmekten geri durmayın.

20. Evlilik konusunda karşı tarafın asaletine bakınız. Başka yönleri fazla düşünmeyin.

Eğer asalet, necabet ve diğer meziyetleri barındıran birini bulursanız ne âlâ, eğer

böyle birini bulamazsanız asalet öncelikli olmalıdır.

21. İşlerinizde istikamet ve devamlılığı bir merkep edinin. Bu merkep ayağınızın

altında olduğu sürece menzile yetişirsiniz ve eğer böyle olmazsa topal ayakla uhrevi

ve dünyevi işlerinizde nasıl menzile yetişebilirsiniz ki. İş ve maksat ne kadar büyük ve

şerif olursa istikamette o oranda çok olmalıdır.

Page 215: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

22. Dünyevi, uhrevi ve manevi işlerde başarılı olduğunuz zaman biliniz ki Allah sizi

başarılı kılmıştır. Çünkü istikamet etmişsiniz ve Allah‟ta size yardım etmiştir. Eğer

istikamet etmezseniz amelen Allah‟a şöyle demiş olursunuz: “Bana verdiğin şeyleri

ben istemiyorum.”

23. Her işinizde sabır ve tahammüllü olunuz. Allah sabredenlerle beraberdir.

24. Eğer yapabilirseniz her gün kendinize bir saat veya en azından beş dakika vakit

ayırın. Böylelikle ne olduğunuz, ne için olduğunuz ve nereye gideceğiniz ortaya

çıkmış olur. Neticede ise ömrünüzü gaflet içinde geçirmezsiniz.

25. Murakabe ve muhasebeyi tüm söz ve davranışlarınızda gözetiniz. Yılda veya

ayda bir kere değil, bilakis her gün bir gereklilikdir.

26. Her zaman hak ve hakikat taraftarı olunuz. Emri bil maruf ve nehyi anil münkerin

uygulayıcıları olunuz. Kendiniz de onlardan ve günahkârlardan olmayınız.

27. Ey benim azizlerim! Akıl ortadan kaybolmaz, ama makam, mal, çocuk sevgisi ve

diğer bağlılıklar aklın etkisini azaltmak için çok etkilidir.

28. Gençliğinizde yaşlılığınızdaki maişetinizi düşüneceğinize kendinizi düşününüz.

Kendiniz için manevi bir sermaye ve melekeler elde edin ki yaşlandığınızda ondan

istifade edesiniz.

29. Yaşantınızda edebi tüm amellerin süsü kılın ki dünya ve ahiret saadeti ve onurla

yaşayabilesiniz.

30. Anne ve babanızın karşısında edep ve saygılı olunuz, zira varlığınızı onlara

borçlu ve elde ettiğiniz tüm saadetler onların sayesindedir.

31. Bilahare bir gün bizi bu bağlılıklarımızdan ve gönül verdiğimiz şeylerden

ayıracaklar ve götüreceklerdir. Ve şairin dediği gibi: “Allah‟ı görecek gözü perdeleyen

bir ömür / başka bir ömür gelmeli ki bu perdeleri yırtmak için” bizler her gün gaflet

perdesinin üstüne yeni bir perde örtmekte ve durmadan bir önceki bağlılıklarımıza

başka bağlılıklar eklemekteyiz. Mal, makam ve başka şeylerin her biri ruhumuzu

bağladığımız zincirlerdir. Melekul Mevt294ansızın geldiğinde 60 veya 70 yılda

boynumuza bağladığımız şeyleri bir anda kesip atacaktır. Bu bizim için çok zordur.

Açmak istemediğimiz bunları bağlamasak daha iyidir. Veya ayrılmanın zor

olmayacağı şekilde bunlara bağlanalım.

32. Bir gün büyüklerden birinin mübarek huzurlarındaydık. Bu kişi imam Hüseyin‟in

(a.s) mersiye ve ağıtının gerekliliği hakkında çok güzel bir örneklemede bulunarak

şöyle buyurdu: “Zerdüşt dinindekiler ateşe tapmaktadırlar ve asla ateşin

mabetlerinden sönmesine izin vermezler. Bizlerde İmam Hüseyin (a.s) ve

imamlarımıza (a.s) yönelik içimizdeki ateşin onlar gibi sönmesine izin vermemek için

ısrar etsek ne kadar güzel olur.” Peygamber efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur:

“İmam Hüseyin‟in (a.s) şehadetinde müminlerin kalplerinde asla sönmeyecek bir

294-Ölüm Meleği olan Azrail (a.s)

Page 216: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

hararet vardır.” Devamlı İmam Hüseyin‟e (a.s) tevessül etmemiz ve ona karşı olan

aşkın sıcaklığını ve muhabbetini kalbimizde diri tutarak yaşatmamız ne kadar da

güzel olur.

33. Allame Tabatabi‟ye şöyle bir soru sordum: “Acaba İmam Mehdi‟nin (a.s)

mahzarına müşerref olma imkânı var mı; eğer varsa hangi amel ve düsturlar bunu

oluşturmaktadır?” Üstat şöyle buyurdular: “Bu konu da üç şeye riayet etmek

zorunludur:

- İmam Mehdi‟yi (a.f) görmek için çok takvalı ve zahit olmak gerekir.

- Şahsın muhabbet, aşk ve marifeti çok olmalıdır. Elbette hiç kimse asla İmam

Mehdi‟nin (a.f) uygunluğuna ulaşacak kadar marifet haddine ulaşamaz ama bu

konuda kendi kapasitesince çaba sarf edilmelidir.

- Meşhur ziyaretlerden birini devamlı okumak, üstadın kendisi bu konuda “Al-i Yasin”

ziyaretini tavsiye etmekteydi.

34. Helal yiyecek konusuna çok dikkat etmek gerekir. Helal yiyecek insanın

vücudunda çok müspet etkiler bırakmaktadır. Haram lokma ise son derece kötü ve

olumsuz izler bırakmaktadır. Hatta şüpheli yiyeceklerden bile sakınmak gerekir. Zira

böyle lokmalar bile insanın maneviyatına mani olur ve ilahi kurba295ve Mevla‟nın

ziyaretine ulaşmak için hicap olur.

35. İlahi kurba ulaşmak ve Hz. Mehdi‟nin (a.f) huzuruna ulaşma saadetine erişmek

için ariflerin ve âlimlerin yolunu kat etmek gerekir. Bu konuda tasavvufun esiri

olmamak için dikkat etmemiz gerekmekte ve ariflerle sufilerin yollarının farklı

olduğuna inanmamız zorunludur.

- Arifler, Şia‟nın merceiyyetine inanmakta, ama sufiler bunu inkâr etmektedirler.

- Onlar tarikat, şeriat ve hakikate vurgu yapmakta ve bir kişiyi tarikat sahibi olarak

bilmektedirler. Örneğin diyorlar ki İmam Rıza‟dan (a.s) sonra falanca kişi onun

vekilidir ama bizler imam Rıza‟dan (a.s) sonra İmam Mehdi‟ye (a.f) kadar öteki

imamları onun vekili ve naibi olarak bilmekteyiz. İmam Mehdi‟nin (a.f) gaybet

döneminde de naipleri ve taklit mercilerini onun vekili ve halifesi olarak bilmekteyiz.

- Bu iki grubun zikir ve virtleri de birbirinden farklıdır. Tasavvuf ehlinin kendilerine has

zikirleri vardır ama ariflerin dua ve zikirleri Masum İmamlardan (a.s) gelen zikir ve

dualardır ve bilinmiş münacatları vardır.

- İki grubun ibadet yerleri de bir birinden farklıdır. Sufiler manastırlarda ibadet ederler,

arifler ise camilerde. Hz. Muhammed (s.a.a) ve imamlarda (a.s) bu şekilde idiler.

Onların ibadet ve hatta ders yerleri bile camilerdi.

- İmam Mehdi‟ye (a.f) olan inanç, muhabbet ve teveccühlerinde de bu iki grup

arasında belirgin farklar bulunmaktadır. Ariflerin tüm düşünce ve itikatları ona

295-Allah’ın yakınlığına ve rızasına ulaşmak

Page 217: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

yöneliktir ve onun dışında başka bir şeye kalplerinde yer vermezler ama sufiler imam

Mehdi‟den (a.f) söz etmez ve onu anmazlar. Ona karşı özel bir sevgileri yoktur. Bu

konu onlarla kısa bir birliktelikten sonra ortaya çıkmaktadır. Onlar sadece kendi

kutuplarından bahseder ve ona olan bağlılıklarını belirtirler.

36. Amel eden âlimlerle birlikteliğinizi terk etmeyin. Eğer onların sözleri size kılavuz

olmazsa amelleri size kılavuzluk etsin.

37. Dünya kalıcı bir yurt değildir, bir geçiş yeridir. İhtiyaçlarınızı karşılayacak miktarda

bu güzergâha kalbinizi bağlayın.

38. Günahtan uzak durunuz. Eğer bir kişi bazı düsturları yerine getirmek için kendini

zorlar, zikirler söyler hatta çilelere bile katlansa ancak kendisini günahtan uzak tutup

takvalı olmazsa isteğine kavuşamayacaktır. Birlikte oturup kalkacağımız ve dostumuz

aynı düşünce ve inançta olmalıdır, iyiyi düşünen ve doğru olmalıdır.

AYETULLAH SAADET PERVER'DEN MEKTUP

Ayetullah Saadet Perver‟in dostlarından ve tarikat yolcularından birine yazdığı irfani

mektubu, dikkate alındığı takdirde yüz yıllık yol, bir yılda kat edilir inşallah. Şimdi

dikkatlerinizi üstadın mektubuna çekiyoruz:

Bismihi Teâlâ / Allah‟ın Adıyla

Size ve tarik (yol) ehli dostlarıma olan uzun bir muhabbetimden dolayı, Allah'a

ulaşma yolunda salik için faydalı olacak mevzuları hatırlatmayı gerekli gördüm.

Dikkate alındığı takdirde yüz yıllık yol, bir yılda kat edilir inşallah.

1. Farz ve vacip şeylerin yapılması, haram ve günahların terk edilmesi. Ondan sonra

imkân ölçüsünde müstehapların yerine getirilmesi ve mekruhların terk edilmesi

gerekir. Müstehaplardan gece namazına ve sabah ezanından önce uyanmaya çok

fazla önem vermeli, aynı şekilde namazları ilk vaktinde kılmak, Kur'an kıraat etmek

ve Allah Resulü (s.a.a) ve evlatlarına (a.s) tevessül etmeyi terk etmemelidir.

2. Üstadın gerekliliği ve onun dediklerini yerine getirmek, hal, söz ve göreceği

müşahede ve hatta gördüğü rüyaları bile ona söylemek ve üstat yanında görüş

bildirmemek.

3. Her şeyde ifrat ve tefritten sakınmak.

4. Dikkat ve hisleri dağıtacak konuşmalardan, aynı şekilde söz ve davranışlarında

lakayıt kişilerden ve kayıtsız arkadaşlık ilişkilerinden sakınmak gerekir.

Page 218: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

5. Murakıb296 saliklerle ilişki ve arkadaşlık oldukça güzeldir, ancak kendisine has bir

inancı varsa manevi işlerinde üstadının buyurduğu düsturların dışındaki şeylere

dikkat etmemelidir. Zira bu, tefrika oluşturur.

6. Dünya ehli, yemek, içmek, uyumak ve her şeyin iyisini elde etme dışında bir çabası

ve gayesi olmayanlarla ilişkiler zararlıdır. Onlarla irtibat sadece zaruret miktarınca

olmalıdır.

7. Salikin tek düşüncesi ve derdi kendi olmalı ve onun için uğraşmalıdır. Ömrünü

onun bunun arkasıca sarf edeceği sözlerle geçirmemeli, faydasız ve gereksiz

sözlerden kaçınmalıdır.

8. Sükût ve sessizliği kendine şiar edinmelidir, ancak ihtiyaç miktarı kadar

konuşmalıdır, zira sürçmelerin çoğunun sebebi dildir.

9. Nefsani isteklerden sakınmalıdır. Her olayda ve nefsinin serkeşliğinde en azından

kendisi için bir tercih noktası bulmak için istihareye başvurması uygundur.

10. Her iş ve amel üzerinde enine boyuna düşünmeden dâhil olmamalıdır. Üstat ve

salik dostlarla istişare oldukça gereklidir.

11. Salik, başına gelen işleri, itminan merhalesine yetişene kadar üstadı dışında

birilerine söylemekten kaçınmalıdır.

12. Allah'ın kulları konusunda kötümserlikten sakınmalı, kendisini ıslah düşüncesine

kapılmalı ve kendisindeki noktaların üzerinde titizlikle durmalıdır ki başkalarının

ayıpları nazarına gelmemiş olsun. Elbette emri bil maruf ve nehyi anil münker konusu

başka bir konudur.

13. Tüm mücahede ve zahmetler ruhun takviyesi ve nefsin bu tabiat âleminden

kopmasından ötürü olduğundan onun takviyesi için çaba sarf edilmelidir. Onun

takviye yolu ise zikredilen konuları imkân ölçüsünde önemsemekten geçer. İhtiyaç

dışındaki maddi yönlerin güçlendirilmesinden sakınmak gerekir.

AYETULLAH SAADET PERVER‟ĠN VEFATI

Ayetullah Saadet Perver has talebelerinin olduğu son toplantısında şöyle buyurdu:

“Bana nasıl öleceğimi açık açık gösterdiler. Ve şu anda o gün benim için tam olarak

aydındır. Gördüm ki peygamberler ve evliyalar benim cenaze törenime katılmışlar.

Bunun sebebi şudur; ben kırk yıldır seher vakitlerinde “İhlas Suresini” yüz kere

teveccühle okur ve onu yüz yirmi dört bin peygamberin ruhlarına hediye ederdim.”

296-Hal ve hareketleri kontrol edip, nefis muhasebesi yapıp kendini gözetmek

Page 219: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Ve nihayetinden büyük üstat 2004 yılının bir Perşembe günü seher vaktinde mübarek

canını Allah‟a teslim ederek gözlerini dünyaya yumdu.

Cenazesine Ayetullah Behçet namaz kıldıktan sonra naaşını Hz. Masume‟nin (s.a)

hareminde bulunan Allame Tabatabi‟nin kabrine birkaç metre yakınlıktaki bir yere

defnettiler.

Page 220: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

177

ALLAME BAKIR EL-GEREġĠ

BAKIR B. ġERĠF GEREġĠ NECEFĠ

(Ö. 2012)

DOĞUMU VE ÇOCUKLUK DÖNEMĠ

O, 1926 yılında Irak‟ın Hille şehrinin etraf bölgesindeki el-Kasım Kasabasında ilim,

takva ve sevgi dolu bir hanede dünyaya geldi. Babası Şeyh Şerif, hanesini aydınlatan

bu ilahi nimetin adını Bakır koydu. Dedesi Merhum Şeyh Mehdi Gereşi, büyük fakih

ve müçtehit Mirza Şirazi‟nin öğrencilerindendi.

Gereşi Hanedanı Necef‟in tanınmış ve soylu hanedanlardandı. Bu köklü hanedanın

Gereşi adıyla adlandırılmasının nedeni şöyle nakletmişlerdir: Bu hanedan asaleten

Kut şehrine bağlı Şems Kasabasının Ca‟efere kabilesindendir. Bu bölgeden Necef‟e

gelenlere Gereşi deniliyordu.

Babası Şeyh Şerif, el-Kasım Kasabasında mektep hanede çocuklara dini dersler

eğitimi veriyordu. Bakır, çok küçük yaşta annesini kaybederek yetimlik acısını tattı.

Bakır‟ın çocukluk döneminde resmi okul olmadığından kardeşi Hadi‟yle birlikte

mektep hanede dini derslerin yanı sıra okuma ve yazmayı da öğrendi.

Bakır mukaddime ilimlerini başarıyla tamamladıktan sonra satıh (düzey) ilimleri tahsili

için Necef Havzasına gitti. Necef Havzasında uzun yıllar fıkıh ve usul-u hariç

derslerini dönemlerinin büyük fakih ve muhaddislerinin huzurlarında tahsil etti.

ALLAME BAKIR EL-GEREġĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Allame Bakır el-Gereşi, uzun yıllar büyük fakihlerin huzurlarında edeple diz çöküp ilim tahsil etti. İlme olan merak ve aşkı sayesinde çok kısa bir zamanda havzanın seçkin talebelerinden oldu. Huzurlarından istifade ettiği üstatlardan bazıları:

1. Şeyh Muhammed Kaftan

2. Şeyh Muhammed Ali el-Dimeşki

3. Allame Şeyh Abbas Muzaffer

4. Seyyid Musa el-Beaci

5. Şeyh Beşir Amili

6. Ayetullah Seyyid Mahmud Meraşi Necefi

7. Ayetullah Ebul Kasım Hoi

8. Ayetullah Şeyh Muhammed Tahir Al-i el-Şeyh Razi

Page 221: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

9. Şeyh Muhammed Taki İrevani

10. Ayetullah Seyyid Muhsin Hekim

ALLAME BAKIR EL-GEREġĠ‟NĠN ESERLERĠ

Allame Bakır Gereşi‟nin telif ve yazarlığa olan ilgi ve alakası tahsilinin ilk dönemlerinden başladı. Nahiv ve Arap edebiyatının önemli ders kitaplarından olan Elfiye‟ye şerhler yazdı. Daha sonra büyük bir iştiyakla Şeyh Muhammed Tahiri Razi ve Ayetullah Hoi‟nin derslerine katılmasının yanı sıra diğer talebelere tedristen gafil olmadı.

Alleme Bakır Gereşi‟nin başlıca teliflerinden bazıları:

1. Peygamberimizin (s.a.a) Hayatı 3 cilt

2. İmam Ali‟nin (a.s) Hayatı 11 cilt

3. Hz. Zehra‟nın (s.a) Hayatı

4. İmam Hasan‟nın (a.s) Hayatı 2 cilt

5. İmam Hüseyin‟in (a.s) Hayatı 3 cilt

6. İmam Zeyhnelabidin‟in (a.s) Hayatı 2 cilt

7. İmam Muhammed Bakır‟ın (a.s) Hayatı 2 cilt

8. İmam Cafer Sadık‟ın (a.s) Hayatı 7 cilt

9. İmam Musa Kazım‟ın (a.s) Hayatı 2 cilt

10. İmam Rıza‟nın (a.s) Hayatı 2 cilt

11. İmam Cevad‟ın (a.s) Hayatı

12. İmam Hadi‟nin (a.s) Hayatı

13. İmam Hasan Asker‟in (a.s) Hayatı

14. İmam Mehdi‟nin (a.f) Hayatı

15. Keramet ve Fedakârlık Önderi Hz. Abbas (a.s)

16. Müslim b. Akil‟in (a.s) Hayatı

17.İslam‟da Cihad Örneği Hz. Zeyneb (s.a)

18. Kur‟an‟da Ehlibeyt (a.s)

19. Nebevi Sünnet Işığında Ehlibeyt (a.s)

20. Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeytinin (a.s) Ahlakı

Page 222: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

21. Sakife Toplantısı

22. İslam‟ın Siyasi Düzeni

23. İslam‟ın Terbiye Düzeni

24. İslam‟da Aile Düzeni

25. İslam‟da Toplumsal Düzen

26. İslam‟da İktisat Düzeni

27. el-Emel ve Hukuku‟l Emel fil İslam

28. Hazihi Hiye Şia

29. Buhus-u Akaidiyye Mukarine

30. eş-Şia ves Sahabe

31. es-Sucud Ale‟t-Turbeti‟l Huseyniyye

32. Muhtar Sakafi

33. Şevahidi İbni Nazim

34. Durusu‟l Mantikiyye

ALLAME BAKIR EL-GEREġĠ‟NĠN ÇALIġMALARI

Allame Bakır Gereşi, tahsil hayatında tedris ve teliflerinin yanı sıra kardeşi Ayetullah Hadi Şerif Gereşi‟nin de yardımıyla Necef‟te el hattı kitapların yaygın ve ağırlıkta olduğu büyük bir kütüphane tesis ederek araştırmacıların ve ilim âşıklarının hizmetine sundu.

ALLAME BAKIR EL-GEREġĠ‟NĠN VEFATI

Allame Bakır Gereşi, İslam için bir ömür hizmet ve mücadeleden sonra uzun bir hastalıktan sonra 86 yaşında Necefu‟l Eşref‟te ilahi davete icabet etti ve Hakkın rahmetine göçtü.

Page 223: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

178

AYETULLAH MELEKUTĠ

MÜSLĠM B. YUSUF MELEKUTĠ

(Ö. 2013)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

O, 1925 yılında Serab Kasabasının etraf köylerinde dünyaya geldi. Babası Yusuf

dindar ve mümin bir şahsiyetti. Okuma yazmaya olan ilgisinden dolayı çiftçiliğinin

yanı sıra oğlu Müslim‟i de yanına alarak mektep haneye giderek oğluyla birlikte

okuma yazma ve Kur‟an öğreniyordu.

Müslim 6 yaşına bastığında Bakara suresinden Kaf suresine kadar olan sureleri

ezberlemişti. Müslim, havzanın başlangıç ilimleri olan mukaddime derslerini doğum

yerinde öğrendikten sonra Serab şehrine giderek Suyiti, Mutavval ve Cami kitaplarını

Mirza Kuli, Mirza Yakub ve Mirza Hüseyin Muhaddisi‟nin huzurlarında tamamladı.

Daha sonra Tebriz‟de bulunan Talibiye Medresesine dönerek Seyyid Kazım Nevberi,

Seyyid Mehdi Engeci, Ayetullah Seyyid Kazım Şeriatmedari, Seyit Muhammed

Badkubei ve Mirza Mahmud Duzduzani gibi havzanın önde gelen büyük üstatlarının

derslerine katıldı ve dört yıl onların huzurlarından faydalandı.

KUM HAVZASINA HĠCRETĠ

Ayetullah Melekuti, 4 yıllık Tebriz havzasında düzey derslerini tamamladıktan sonra

1942 yılında Kum Havzasına hicret ederek Feyziye Medresesine yerleşti.

İlim ve irfan şehri Kum Havzasına girer girmez büyük bir azim ve ciddiyetle Ayetullah

Seyyid Muhammed Hansari, Ayetullah Seyyid Sadruddin Sadr, Ayetullah Seyyid

Muhammed Hüccet, Ayetullah Burucerdi, İmam Humeyni ve Mirza Abbas Ali Şahrudi

gibi namdar büyük fakih ve muhaddislerin ders halkalarına katıldı.

Havzanın felsefe derslerinde İmam Humeyni‟nin özel ve Allame Tabatabai‟nin ilk

öğrencilerinden oldu. Ayetullah Melekuti, Ayetullah Ahmeti Miyaneci ve Musevi

Erdebili‟yle birlikte Meşhed havzasına giderek bir müddet Ayetullah Seyyid Yunus

Erdebili, Ayetullah Mirza Mehdi Garevi İsfahani‟nin fıkıh ve usul derslerine iştirak etti.

Matematik ve heyet ilimlerini Ayetullah Şeyh Muhammed Rıza Kerbasi‟nin huzurunda

öğrendikten sonra tekrar Kum havzasına geri göndü.297

NECEF HAVZASINA HĠCRETĠ

Ayetullah Melekuti 13 yıl Kum ve Meşhed havzalarındaki ilim ve irfan hayatından

sonra 1955 yılında Necef Havzasının üstatlarından istifade edip ilmini tamamlamak

amacıyla ilim ve irfan diyarı Necefu‟l Eşref‟e hicret etti. Necef Havzasında Ayetullah

Seyyid Muhsin Hekim, Ayetullah Seyyid Abdulhadi Şirazi, Ayetullah Seyyid Mahmut

297 -Hubregani Millet, c.1, s.453

Page 224: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Şahrudi, Ayetullah Seyid Hoi ve Ayetullah Şeyh Hüseyin Hilli gibi büyük şahsiyetlerin

fıkıh ve usulün hariç derslerinden 12 yıl istifade etti. Özellikle Ayetullah Hoi‟nin usul

dersini baştan sona kadar yazdı.

AYETULLAH MELEKUTĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Melekuti Kum, Meşhed ve Necef havzalarında uzun yıllar ilim tahil ederek

içtihat derecesine ulaştı ve havzanın büyük üstatlarından biri oldu. Aynı zamanda

Ayetullah Hüccet, Ayetullah Seyyid Abdulhadi Şirazi, Ayetullah Hoi ve Ayetullah

Hekim‟den de içtihat alma iftiharına nail oldu. Ayetullah Melekuti‟nin huzurlarından

istifade ettiği üstatlarından bazılar:

a) Serab ve Tebriz havzasında

1. Mirza Kuli

2. Mirza Yakub

3. Mirza Hüseyin Muhaddisi

4. Seyyid Kazım Nevberi

5. Seyyid Mehdi Engeci

6. Ayetullah Seyyid Kazım Şeriatmedari

7. Seyyid Muhammed Badkubei

8. Mirza Mahmud Duzduzani

b) Kum ve Meşhed havzasında

9-. Ayetullah Seyyid Muhammed Hansari

10. Ayetullah Seyyid Sadruddin Sadr

11. Ayetullah Seyyid Muhammed Hüccet

12. Ayetullah Burucerdi

13. İmam Humeyni

14. Mirza Abbas Ali Şahrudi

15. Allame Tabatabai

16. Ayetullah Seyyid Yunus Erdebili

17. Ayetullah Mirza Mehdi Garevi İsfehani

18. Ayetullah Şeyh Muhammed Rıza Kerbasi

c) Necef Havzasında

Page 225: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

19. Ayetullah Seyyid Muhsin Hekim

20. Ayetullah Seyyid Abdulhadi Şirazi

21. Ayetullah Seyyid Mahmud Şahrudi

22. Ayetullah Seyyid Hoi

23. Ayetullah Şeyh Hüseyin Hilli

TEDRĠS KÜRSÜSÜNDE

Ayetullah Melekuti, talebeliğinin ilk yıllarında Tebriz ve Serab havzalarında tahsil

ettiği ilmi diğer öğrencilere öğretme konusunda oldukça duyarlıydı ve bu konuya son

derece önem vermekteydi.

Tebriz, Kum ve Necef havzalarında onlarca ilim âşığını etrafına toplamış ve onlara

dersler vermiştir. O, Necef‟e hicret etmemden önce bile Kum havzasının seçkin ve

meşhur üstatlarından sayılırdı. Necef havzasına gittiğinde Kum havzasında tedristeki

başarısı Necef havzasında talebeler arasına yayılmıştı. Necef havzasında ilim tahsili

yanı sıra Resail, Kifaye, Mekasib, Şerhi İşarat, Şerhi Manzume, Esfar, Matematik ve

Heyet ilimlerini tedris etti. Ayetullah Melekuti usul ve fıkıh dalında görüş sahibi olduğu

gibi felsefede de görüş sahibiydi. Esfar, Manzume ve Şifa kitaplarına haşiyeler

yazmıştır.

KUM HAVZASINA DÖNÜġÜ

Ayetullah Melekuti 1969‟da akrabalarını ziyaret etmek ve baba mirasını taksim edip

Necef‟te daimi ikamet etmek amacıyla vatanına döndü. İran‟a geldiği yıl Irak ve İran

hükümetleri arasında başlayan gerginlik neticesinde Irak hükümeti tüm İranlıları sınır

dışı etmeye başladı. Yazlık elbiseleriyle İran‟a gelen Ayetullah Melekuti kitap, telif ve

önemli ilmi çalışmaları ve diğer şahsi eşyalarını almaya dahi gidemedi, kitapları, ilmi

çalışmaları kısacası bütün eşyaları Necef‟te kaldı.

Ayetullah Melekuti, babasından kalan 40 bin Tuman mirasla Kum kentinde bir ev

satın alarak oraya yerleşti. Kum Havzasında usul ve fıkhın harici derslerini başlattı.

İslam devrimine kadar tedrise devam etti. Usul ve fıkıh tedrisi yanı sıra felsefe, hadis,

Rical, Diraye, Matematik ve Heyet dersleri de tedris etmeye başladı.

AYETULLAH MELEKUTĠ‟NĠN SĠYASĠ FAALĠYETLERĠ

Ayetullah Melekuti, devrimin ilk başlangıçlarında Kum havzasında değildi. İmam

Humeyni‟nin özel talebelerinden olması hasebiyle Necef Havzasında ikamet ediyor

ve Kum‟da gelişen olayları yakından takip ediyordu. İmam Humeyni 1965‟de Irak‟a

sürgün edildiğinde Kerbela Necef arasındaki Han Yunus bölgesinde İmam‟ı

karşılamaya giden ilk şahsiyetlerden biriydi. İmam onu gördüğünde samimi bir şekilde

hal hatırını sordu ve İmam daha sonra evine giderek onu ziyaret etti. Bu görüşmeden

sonra Ayetullah Melekuti‟nin üstadıyla irtibatı yeniden başlamış oldu. Ayetullah

Melekuti, toplumsal ve siyasi tebligatında İmam Humeyni‟nin düşünce ve fikirlerinden

Page 226: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

çok etkilenmişti. 1968‟de İran‟a döndüğünde tebligatında halkı Şah‟ın zulümlerinden

haberdar ederek onları İmam‟a destek olmaya davet ediyordu. Bu kutsal yolda Şah

uşaklarının sürgün ve zindan tehditlerinden hiç çekinip korkmadı.

1977‟de Ayetullah Mustafa Humeyni‟nin şehadetinden sonra devrim yeni bir aşamaya

girmişti, Ayetullah Melekuti Camiay-i Müderrisin‟in bir üyesi olarak yayımlanan tüm

bildirilerin altına imza atan ilk veya ikinci şahıs oluyordu.

TEBRĠZ CUMA ĠMAMLIĞI

Ayetullah Melekuti, İslam devriminden sonra da sürekli şer‟i ve ilahi vazifesini riayet

ederdi. Hiçbir zaman şahsi menfaat peşinde olmadı. Devrimin ilk yıllarında gelecekte

tamamen taklit merciliği konumunda olmasına rağmen İmam Humeyni‟ni onu Veliyy-i

Fakih temsilcisi ve Cuma imamı vasfıyla Tebriz‟e ataması emri kendisine ulaştığında

hiç tereddüt etmeden itaatkâr bir asker gibi emri kabul ederek Kum Havzasını terk

ederek Tebriz‟e gitti. İmam Humeyni‟nin atama mektubu

Bismillahirrahmannirrahim

Sayın Hüccetü‟l İslam vel Müslimin Mişkini geçici olarak Tebriz Cuma

imamlığını üstlenmiştir. Havza derslerinin başlamasıyla yeniden havzaya geri

dönmelidir. Bu görevi kabul ettikleri için teşekkür ederim.

İslam‟ın direği Sayın Hüccetü‟l İslam vel Müslimin Hacı Şeyh Müslim Melekuti,

ilmi kariyeri ve takvası açık ve net olan zatı alinizi şu kulun temsilcisi olarak

Tebriz Cuma imamlığına atıyorum.

15 Muharrem 1982

Ruhullah el-Musavi el-Humeyni

Ayetullah Melekuti 14 yıl boyunca büyük zahmetlere göğüs gererek gece gündüz

demeden bölge halkının sorunlarıyla ilgilenerek onların hizmetinde bulundu. O

günlerde Tebriz, İslam devrimi muhaliflerinin ve münafıkların yoğun bulunduğu ve

faal olduğu bir yerdi. Ayetullah Melekuti, şefkatli ve akıllı bir baba gibi onlarla irtibat

kurarak birçoğunu geri kazandı. Cuma imamlığı bürosunu ve evini halkın sığınağı

yaptı. Üniversite üstatlarından sağcı ve solcu her iki tarafın güvenip itimat ettiği bir

şahsiyet oldu.

Tebriz Üniversitesi üstatlarından biri o günleri şöyle naklediyor: “O kargaşalı

günlerde üniversitelilerin ve hatta muhaliflerin dahi sığınak yeri Ayetullah

Melekuti‟ydi. Hiç unutmuyorum; bir gün üniversitede yapılan bir toplantıda

aralarında siyasi ihtilaf bulunan iki grup Ayetullah Melekuti ile istişare eder

onun görüşlerinden faydalanırlardı. Her iki taraftan davet edilen

konuşmacıların dinlenme ve konaklama yerleri Cuma imamlığı bürosu

oluyordu. Bir gün üniversitede yapılan bir toplantıya sağ cenahtan Sayın Azer

Kummi ve sol cenahta ise Sayın MuhteĢemipur davet edilmiĢti. Toplantıdan

sonra her ikisi de Ayetullah Melekuti‟nin bürosuna geçtiler. Bugün bile Tebriz

Page 227: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

Üniversitesine gidip sağ ve sol cenahtan olan üstatlara Ayetullah Melekuti‟yi sorsanız

ondan övgüyle söz ederler.

AYETULLAH MELEKUTĠ‟NĠN AHLAKĠ ÖZELLĠĞĠ

1. Velayet AĢkı

Ayetullah Melekuti‟nin Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt‟e (a.s) ve özellikle de İmam Ali

(a.s) ve Hz. Zehra‟ya (s.a) olan aşkı ve sevdası vasfedilemez. İmam Ali‟den (a.s)

hadis ve rivayet okuduğunda veya İmam Ali'den (a.s) söz ettiğinde gözleri yaşarırdı.

Kısacası onun kitabında İmam Ali (a.s) hüzün ve ağlamanın adıydı. Ayetullah

Melekuti, Veliyy-i Fakih İmam Humeyni ve Ayetullah Hamenei‟nin adlarını andığında

onlardan saygıyla söz ederdi. Cuma hutbelerinde Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt‟e

(a.s) selam ve selam gönderdikten sonra İmam Humeyni ve Ayetullah Hamenei‟yi

“İmamu‟l Müslimin” olarak zikrederdi.

2. Hizmet AĢkı

Ayetullah Melekuti, kendisini hizmete adamış ilahi bir zattı. Bu hizmeti doğrultusunda

ve halka daha iyi hizmet sunabilmek için günde beş saatten az uyurdu. Her gün

yoğun bir şekilde sabahtan akşama kadar halkın, şehrin ve memleketin sorunlarıyla

yakından ilgilenirdi. 14 yıllık Cuma imamlığı vazifesinde halka hizmeti müstehab

ziyaretlerinden öne geçirmişti. Çünkü Ehlibey‟tin (a.s) rızasının halkın rızasına bağlı

olduğuna gönülden inanmıştı.298 Akşam vakti halkla görüşmesi bittiğinde

kütüphanesine geçerek gecenin bir kısmını araştırma ve tahkikle geçirirdi. Kum

Havzasında olduğu dönemlerde de vaktinin çoğunu kütüphanesinde geçirirdi.

Büyük oğlu babasının tedris ve çalışmaları hakkında şöyle diyor: “Babam, Necef

Havzasında günde dokuz ders veriyordu. Sabah namazından sonra evden

ayrılıp tedrise gider ve öğlen eve dönerdi. Öğleden sonra da akşam namazına

kadar ve akşam namazından sonra da bir dersi daha tedris ederdi. Daha sonra

medresenin kütüphanesine gider ve orada gece saat on ikiye kadar mütalaa

eder ve sonrasında eve gelirdi. Bu sıkı çalışması sonucunda gözlerinden ciddi

şekilde rahatsızlandı, öyle ki kitap okuyamaz hale geldi. Bağdat'ta göz doktoruna gitti,

doktor gözlerine çok yüklendiğini ve kitap okumayı bırakmasını söyledi. Babam,

gözündeki rahatsızlığından dolayı artık kitap okuma zevkinden mahrum oldu. Ancak

gözündeki rahatsızlık onu kitap okumaktan alıkoyamadı. Okumak istediği kitabı bana

verir ve yüksek sesle okumamı isterdi. Bende kitabı okurdum, o da dinliyordu. On iki

yaşlarındaydım, çok iyi hatırlıyorum Esfar, Kifaye ve Ayetullah Naini‟nin takrirlerini

okuyordum, bazen yanlış okuduğumda babam düzeltiyordu. Daha sonraları Allah‟ın

lütfu ve Ehlibeyt‟e (a.s) nezir ve tevessülle gözleri iyileşti ve sağlığına kavuştu.

298-Mahmud Lutfi

Page 228: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

3. Sade ve GösteriĢsiz YaĢamı

Ayetullah Melekuti, hayatı boyunca sıkıntılar ve sorunlarla iç içe olmuştur. Bazen

günlerce sıcak yemek yemezdi, hizmetinde bulunan asker ve korumaları gibi peynir

ekmekle yetinirdi. Yaşlı olmasına rağmen elbiselerini yıkama gibi şahsi işleri kendisi

bizzat yapardı. 14 yıllık Cuma imamlığı görevinde maddi durumu Kum ve Necef

havzalarındaki durumunda farklı olmadı. Tebriz genelinde evlere doğalgaz çekilmişti,

komşular doğalgaz kullanırken, onun evinde Kum‟dan getirdiği gaz ocağı bulunur ve

yemekler onun üzerinde pişerdi. Ayetullah Melekuti Cuma imamlığı bürosunda hediye

kabul etmezdi, bazen de zorla bir hediye verdiklerinde görevlilerden o hediyeyi

saklamalarını isterdi. Hediye sahibi daha sonra meşru olmayan bir iş için büroya

geldiğinde getirdiği hediye önüne koyularak “Afedersiniz ancak biz bu kanunsuz

bir iş yapamayız” derdi. Adam da hediyesini alıp giderdi.

4. Müdüriyet ve Sabrı

Ayetullah Melekuti, sorumluluk ve görev verdiği müdürlerin işlerine asla karışmazdı.

Müdürler özgür ve serbest olduklarını hissederlerdi. Bununla birlikte onların işlerini

çok yakından takip ederdi, hata ve yanlışlarını gördüğünde güzel bir dille hatırlatır ve

onları ikaz ederdi. Hata ve yanlışlarında ısrar edenlere ise kanun doğrultusunda hak

ettiği cezayı da vermekten kaçınmazdı.

Vazife hususunda kimseye ayrıcalık tanımaz ve hatasına göz yummaz ve devamlı

şunu derdi: “Ben sizinle cehennemin kıyısına kadar varım. Ama beni cehenneme

çekmek istediğinizde ben sizinle yokum ve asla cehenneme gitmem.”

AYETULLAH MELEKUTĠ‟NĠN TOPLUMSAL HĠZMETLERĠ

Ayetullah Melekuti, mümin ve hayırsever halktan toplanan yardımlarla önemli

projelere imza attı. Onlardan bazıları:

1. Mescidi Emiru‟l Müminin

Bu cami, Serab Pazarı içinde Mescid-i Meydan adıyda meşhurdu. Bakımsızlık ve

duyarsızlıktan kullanılmaz haldeyken restore edilmiş ve adı Mescidi Emiru‟l Müminin

olarak değiştirilmiştir.

2. Mescid-i Hz. Resulullah (s.a.a)

Bu cami, üç gözlü çeşmenin yanında olduğu için Üç Gözlü Mescid olarak bilinirdi. Bu

Mescit restore edildikten sonra Mescid- Hz. Resulullah (s.a.a) adını aldı.

3. Mescidi Aralık

Bu cami şehir ortasında olduğu için Mescid-i Aralık olarak meşhurdu. Restore

edildikten sonra Mescid-i Ebulfezl adını aldı.

4. Veliyy-i Asr Medresesinin Tamiri

Page 229: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

5. el-İmam Mehdi Kütüphanesinin restoresi, bu kütüphanede 10 bin ciltten fazla kitap

mevcuttur.

6. el-Mehdi Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu

7. Tebriz Cuma namazı musallasının yaptırılması

AYETULLAH MELEKUTĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Melekuti, onca uğraş ve çalışmalarının yanı sıra birçok değerli eser kaleme

almış ve kendisinden sonra miras bırakmıştır. Onlardan bazıları:

1. el-Muhakimat (1952'de Necef‟te basıldı)

2. er-Riba fit Teşrii‟l İslam ( 3 cilt)

3. Mel Fark Beyned-Din vel İlm vel Felsefe

4. el-Münafikun fil Kur‟an ves-Sünneti vet-Tarih

5. Fatiha Suresinin Tefsiri

6. Maktel-i İmam Hüseyin (a.s)

7. Molla Sadra‟nın Esfar kitabına haşiyesi

8. İbn-i Sina‟nın Şifa kitabına haşiyesi

9. Urvetu‟l Vuska kitabına haşiye

10. Mescid Mescid Şüt

AYETULLAH MELEKUTĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Melekuti, maneviyat ve takva dolu 90 yıllık bir ömürden sonra 2013 yılında

bir Perşembe sabahı Hakkın davetine icabet ederek ahirete irtihal etti.

Page 230: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

179

AYETULLAH MEHDEVĠ KENĠ

MUHAMMED RIZA B. ESEDULLAH MEHDEVĠ KENĠ

(Ö. 2014)

DOĞUM VE TAHSĠL DÖNEMĠ

Muhammed Rıza, 1931 yılında Tahran‟da dünyaya geldi.299 Babası Esedullah

çiftçilikle geçimini sağlayan mümin ve takvalı bir şahıstı. Muhammed Rıza 7 yaşında

doğum yeri Ken‟de ilkokula başladı. Dindar ve mümin öğretmeni öğrencilere Fatiha

ve diğer sureleri öğretiyordu. Bir gün Muhammed Rıza öğretmeninin öğrettiği Fatiha

ve sureyi öğretmenine tecvit kurallarına göre okuduğunda öğretmeni şöyle dedi: “Sen

âlim olacaksın.”300 Muhammed Rıza'nın öğretmeninin bu sözünden sonra 13-14 yıl

geçti, Muhammed Rıza talebe olmuş ve dini tebliğ için doğum yeri Ken‟e dönmüştü.

Öğretmeniyle karşılaştı, öğretmeni “beni tanıdın mı?” diye sordu. Muhammed Rıza:

“Evet, siz benim öğretmenisiniz” dedi. Öğretmeni şöyle dedi: “Hatırlıyor musun?

Sana “Alim olacaksın” demiştim. Muhammed Rıza: “Evet, ama nerden bildiğiniz

hala anlamamışım?” dedi.

Öğretmen: “Senin anlından okumuştum bu molla olacaktır diye.”301 dedi.

Muhammed Rıza 1945‟de o gün Sipehsalar Medresesi olarak bilinen ve bu günkü

adıyla Mutahahhari Medresesinde dini ilimler tahsiline başladı. Bu medresede çok

kısa bir zaman ikamet ettikten sonra Hüccetu‟l İslam Ali Ekber Burhan‟ın idaresinde

olan Lorzade Medresesine yerleşti.

Muhammed Rıza‟nın babası Esedullah oğlunu Lorzade Medresesine bıraktığında

Hüccetu‟l İslam Ali Ekber Burhan şöyle dedi: “Hacı Ağa, oğlunu dine vakfetmeye

hazır mısın? Maddi ve manevi olarak ondan ümidini kesmeye hazır mısın?”

Babası gülümseyerek şöyle dedi: “Ben bu oğlumu İslam ve dine vakfettim, ümit

ederim ki varlığı dine ve İslam‟a faydalı olur.”

Muhammed Rıza 2-3 yıl bu medresede havzanın başlangıç dersleriyle meşgul oldu.

Üstadı Hüccetu‟l İslam Ali Ekber Burhan‟ın maneviyatı hakkında şöyle diyor:

“Üstadın eğitim metodu bizleri derinde etkiliyordu. Kendimde hissettiğim iman

ve ruhiye onun eğitiminin eseridir.” Muhammed Rıza, 1948-1949 yıllarında ilim ve

irfan şehri Kum kentine hicret etti. Kum kentinde Hüccetiye ve Feyziye

medreselerinde ilim tahsiline başladı.

299-Mecelley-i Şahid, sayı 11, s.21

300-Mecelley-i Şahid, sayı 11, s.18

301-MecelleYyi Şahid, sayı 11, s.18

Page 231: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH MEHDEVĠ KENĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Mehdevi Keni, Tahran Havzasından sonra Kum Havzasında yaklaşık 15 yıl

havzanın büyük fakih ve muhaddislerinden istifade ederek içtihat derecesine

ulaştı.302 Huzurlarından istifade ettiği üstatlarından bazıları:

1. Hüccetu‟l İslam Ali Ekber Burhan

2. Ayetullah Şehid Muhammed Saduki

3. Ayetullah Gulpeygani

4. Ayetullah Muhakkik Damad

5. İmam Humeyni

6. Ayetullah Burucerdi

7. Allame Tabatabai

8. Ayetullah Seyyid Ebulhasan Rafii Kazvini

9. Ayetullah Şehit Murtaza Mutaharri

AYETULLAH MEHDEVĠ KENĠ‟NĠN SĠYASĠ FAALĠYETLERĠ

Ayetullah Mehdevi Keni, Kum Havzasında Ayetullah Burucerdi, İmam Humeyni ve

Allame Tabatabai‟den çok etkilenmiştir. Ayetullah Mehdevi Keni 1961‟de üstadı

Ayetullah Burucerdi‟nin vefatından sonra doğum yerine döndü. Kayınpederi Ayetullah

Surhenin‟de önerisiyle Mescid-i Celil‟de cemaat imamlığına ve Merv Medresesinde

de tedrise başladı303.

Ayetullah Keni siyasi faaliyetlerine 18 yaşlarında Şah‟ın Kum kentine defnedilmesini

protesto etmek için Şehit Nevvab Safevi önderliğindeki harekete katıldı ve o günden

sonra onun yaranlarından biri oldu.

Ayetullah Mehdevi Keni ilk tebliğ yolculuğunu Erdistan‟a yaptı. Erdistan emniyet amiri

tarafından tutuklanıp zindana atıldığı haberi Ayetullah Burucerdi‟ye ulaşınca

Ayetullah Burucerdi içişleri bakanına söylemesiyle serbest bırakıldı.

Ayetullah Mehdevi Keni cemaat imamlığı yaptığı Mescid-i Celili tam anlamıyla siyasi

ve toplumsal faaliyetleri merkezi haline getirmişti. Bu mescitte yapılan konuşmalara

yer yer Ayetullah Şehit Mutahhari, Şehit Beheşti, Şehit Bahuner, Şehit Haşimi Nejad,

Ayetullah Hamanei ve Haşimi Rafsancani gibi şahsiyetler de iştirak ediyordu.304

302-Tarihi Şifahiy-i Mescid-i Celili, s.120 (Pervin Mukaddes Zade)

303-Mecelley-i Şahid, sayı 11, s.22

304-Tarihi Şifahiy-i Mescidi Celili, s.162 (Pervin Mukaddes Zade)

Page 232: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

ĠMAM HUMEYNĠ HAREKETĠNE KATILMASI

Ayetullah Mehdevi Keni, Kum Havzasının büyük taklit mercii Ayetullah Burucerdi‟nin

vefatından sonra İmam Humeyni‟nin yanında yer alarak sömürgeci tağut düzene

karşı mücadeleye devam etti. Ayetullah Mehdevi Keni İmam Humeyni‟nin başlattığı

bu hareket hakkında şöyle diyor: “İmam Humeyni, Ayetullah Burucerdi‟nin

merciliği döneminde, onun yanında velayeti fakih eksenli harekette aktif rol

oynuyordu. Ayetullah Burucerdi gibi büyük bir fakihin önderliğinde hareket

etmeyi kendisine bir vazife görüyordu. Bazı konularda onunla görüş ayrılığı

olsa da bunu dışa vurmaz ve etkili olması için de görüşünü Ayetullah

Burucerdi‟nin görüşüyle birlikte ortaya koyardı.305

İmam Humeyni, Ayetullah Burucerdinin vefatından sonra siyasi hattını ilan ederek

devrim hareketini başlattı. İmam‟ın öğrencileri, dostları ve mukallitleri bulundukları her

yerde konuşmalar yapıyor, bildiriler dağıtıyor ve İmam‟ın yanında yer aldıklarını

bildiriyorlardı. Ayetullah Mehdevi Keni‟de onlardan biri olarak halkı İmam‟a taklit

etmeye teşvik ediyordu.

Şah Rejimi, Mescid-i Celili‟in faaliyetlerini yakından takip edip, mescit ve cemaatini

fişlemişti. Dönemin istihbaratı Savak, Mescid-i Celili hakkındaki raporunda şöyle

yazmıştı: “Bize ulaşan haberler doğrultusunda Mescid-i Celili mezhebi taassubu

olan radikal bir grubun merkezi olmuştur. Mehdevi Keni‟nin imamlığı ve cami

yöneticilerin Humeyni‟yle birlikte olmaları halkı buraya cezbetmektedir.”306

TUTUKLANMASI VE SÜRGÜN EDĠLMESĠ

Ayetullah Mehdevi Keni, Mescid-i Celil‟deki faaliyetlerinden dolayı şah istihbaratı

Savak tarafından dört kez tutuklanıp zindana atılarak ağır işkencelere maruz

bırakılmıştır. Son tutuklanması 1974 yılının Ramazan ayında oldu. Bu

tutuklanmasında üç yıl Bukan şehrinde sürgün yaşadı. Bu sürgünden iki ay

geçmeden Tahran'a getirilmiş ve ev hapsine mahkûm edilmiştir.

Ayetullah Mehdevi Keni‟yle eş zamanlı olarak Ayetullah Rafsancani, Hüccetu‟l İslam

Lahuti ve Ayetullah Talikani‟de tutuklanmış ve zindana atılmıştı. Bu tutukluların suç

dosyalarına ise rejim aleyhine silah alma ve halkı örgütlenme suçları eklenmiş ve bu

suçların işkenceyle cezalandırılması talep edilmiştir.

Ayetullah Mehdevi Keni şöyle anlatırdı: Savak‟ın insanı en çok rahatsız eden ve

tahammülünü elinden alan işkencelerinden biri gözlerimiz bağlı bir halde ellerimizden

asıp ayaklarımıza kablolarla vurarak döndürmeleriydi. Bu işkenceyle ayaklarımızın

altı patlayıp kanlar akıyordu, ayaklarımı yere bastığımda sanki yumuşak bir şeyin

üzerine basıyordum daha sonraları anladık ki üzerine bastığımız yumuşak şey

işkenceler sonucu ayaklardan akan kanlardı. Tavandan asılı bir halde darp edilirdik,

305-Mecelley-i Havza, sayı 73-74, s.27

306-Nakş-i Mescid ve Danişgahha Der Piruziy-i İnkilab, sayı 1383, s.117-118

Page 233: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

görevli birazdan kalbiniz duracak öleceksiniz, suçunuzu kabul ederek kendinizi

ölümden kurtarın diyordu. Ben o işkenceler esnasında şu ayeti tilavet ediyordum:

“Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kâfirler

topluluğuna karĢı bize yardım et dediler.”307

Gerçekten de bu ayet beni çok rahatlatıyordu. Bir defasında bu ayeti yine okurken

beni sorgulayan Esedi ismindeki Savak görevlisi bana “Rabbena Rabbena” diyerek

ne söylenip duruyorsun dedi. Ben de ona “Rabbimle konuşma hakkımda mı yok?”

diyerek cevap verdim.308

Ayetullah Mehdevi Keni‟nin devrimden önceki önemli faaliyetlerinden bir diğeri de

siyasi tutukluların ailelerine yaptığı maddi desteklerdir.309

DEVRĠMDEN SONRAKĠ FAALĠYETLERĠ

Ayetullah Mehdevi Keni, İslam devriminden sonra hükümetin önemli ve kilit

noktalarında sorumluluk aldı.

1. İnkilab Şurası Yönetim Kurulu

2. İmam Humeyni‟nin emriyle İslami İnkilab Komitesi müdürlüğüne atandı. 1982

yılında İmam Humeyni‟nin de rızasıyla bu görevinden istifa ettiğinde İmam Humeyni

şöyle buyurdu: “Hüccetu‟l İslam, Sayın Mehdevi‟nin zahmetlerinden dolayı

kendisine teşekkür ederim. O var gücüyle hizmet ediyordu, istifalarından dolayı

üzgünüm.”

3. Koruyucular Şurası (Şura-i Nigehban) Üyeliği

4. Recai ve Bahuner‟in şehadetlerine kadar devlet bakanlığı görevinde bulundu310.

İmam Humeyni şöyle buyurdu: “Devlet bakanlığı ülkenin önemli bakanlıklarından

biridir. Allah‟a şükürler olsun ki başında Sayın Mehdevi vardır. Biz onu eskiden

beri çok severdik, şimdide çok seviyoruz gelecekte de çok seveceğiz.”

5. İmam Humeyni tarafından Yüksek Savunma Şura (Şuray-i Aliy-i Difa) üyeliğine

atanması

6. Ayetullah Hamenei tarafından Nizamın Maslahatı Teşhis Etme Şurasına atanması

8. Hubregan Meclisi başkanlığı

9. İmam Sadık Üniversitesinin tesisi ve müdüriyeti

307-Bakara, 250

308-Mecelley-i Havza, sayı 73-74, s.33-35

309-İnkilab-ı İslami be Rivayeti Esnadı Savak, yıl 1376, s.80

310-Yadnamei Şehit Recai, s.139

Page 234: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH MEHDEVĠ KENĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Mehdevi Keni bir ömür hizmet ve mücadeleden sonra 2014 yılında geçirdiği

kalp krizi sonucu ilahi davete lebbeyk diyerek pak ruhunu Rabbine teslim etti. Pak

naaşı Ayetullah Hamanei‟nin kıldırdığı cenaze namazından sonra Tahran

Üniversitesinden Rey şehri Abdülazim Hasani‟nin türbesine kadar omuzlarda

taşındıktan sonra vasiyeti gereğince Ayetullah Ali Keni‟nin mezarı yanına defnedildi.

Page 235: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

180

AYETULLAH ASĠFĠ

MUHAMMED MEHDĠ B. ALĠ MUHAMMED ASĠFĠ

(Ö. 2015)

DOĞUMU VE TAHSĠL DÖNEMĠ

O, 1937 yılında ilim ve irfan şehri Necef‟te mümin ve mütedeyyin bir ailede dünyaya

geldi. Babası hanesini nurlandıran evladının adını Muhammed Mehdi koydu. Babası

Ayetullah Ali Muhammed Asifi, Necef Havzasının tanınmış seçkin âlimlerinden,

annesi ise Şeyh Muhammed Taki Burucerdi‟nin kızıdır.

Muhammed Mehdi, çok küçük yaşlarından dini ilimlere özel bir ilgi ve alakası vardı.

Bu alaka ve aşkı onu küçük yaşlarında Necef Havzasına sürükledi. Havzanın

başlangıç dersleri olan Arap Edebiyatı, mantık, usul ve fıkıh derslerini başarıyla

bitirerek havzada içtihat derslerine katıldı. Havza derslerinin yanı sıra Bağdat

Üniversitesinden yüksek lisansını da aldı.

AYETULLAH ASĠFĠ‟NĠN ÜSTATLARI

Ayetullah Asifi, uzun yıllar havza üstatlarının huzurunda diz çöküp onların ilim

sofralarından faydalanarak içtihat derecesine ulaştı. Ayetullah Mirza Haşim Amuli ve

Ayetullah Murtaza Al-i Yasin gibi üstatlardan içtihat izni aldı.

Huzurlarından istifade ettiği üstatlarından bazıları:

1. Abdulmun‟im Furtisi (Arap Edebiyatı üstadı)

2. Muhammed Rıza Muzaffer (Mantık üstadı)

3. Sadruddin Badkubei (Usul)

4. Müçteba Lenkerani (Fıkıh)

5. Serabi (Tefsir)

6. Ayetullah Müslim Melekuti

7. Ayetullah Seyyid Esedullah Medeni

8. Ayetullah Seyyid Ebul Kasım Hoi

9. İmam Humeyni

10. Ayetullah Seyyid Abdullah Şirazi

11. Ayetullah Hüseyin Hilli

12. Ayetullah Mirza Bakır Zencani

Page 236: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

13. Ayetullah Seyyid Muhsin Hekim

14. Ayetullah Murtaza Al-i Yasin

15. Ayetullah Seyyid Muhammed Ruhani

16. Ayetullah Mirza Haşim Amuli

17. Ayetullah Allame Tabatabai

AYETULLAH ASĠFĠ‟NĠN SĠYASĠ FAALĠYETLERĠ

Ayetullah Asifi talebeliğinin ilk başlangıcından itibaren dünya ve ülke siyasetini

yakından takip ediyordu. Ayetullah Şehit Muhammed Bakır Sadr‟ın İslami Davet

Partisini kurduğu ilk günde partinin yönetim kurulunda aktif rol aldı.

Saddam Rejmi Baas Partisi, İslami Davet Partisinin çalışmalarını durdurmak için İran

asıllı Iraklıları sınır dışı etmeye başlamasıyla Ayetullah Asifi‟de 1970 yılında Irak'tan

ihraç edildi. İran ve Kuveyt'te ikamet etmek zorunda kaldı.

İslami Davet Partisi, 1978 yılında İran İslam Devrimini destekleyip devrimin yanında

olduklarını ilan etmesinden sonra Ayetullah Muhammed Mehdi Asifi partisinin

temsilcisi olarak Paris‟e giderek İmam Humeyni‟yle görüştü ve devrimin yanında

olduklarını bildirdi.

Saddam Rejiminin güç bulmasıyla birlikte 1979 yılında İslami Davet Partisinin

yüzlerce üyesi tutuklanıp idam edildi. Parti, baskılar karşısında çalışmalarını devam

ettirebilmek için İran‟a taşındı. Ayetullah Asifi‟de 1979 yılında İran‟a hicret etti.

Ayetullah Asifi, Baas Rejiminin İran‟a alçakça saldırısında Iraklı mücahitlerin kurduğu

Bedir Tugayı saflarında Saddam Rejimine karşı mücadeleye katıldı.

AYETULLAH ASĠFĠ‟NĠN KÜLTÜREL FALĠYETLERĠ

Ayetullah Muhammed Mehdi Asifi, Dünya Ehlibeyt Kurultayının tesisiyle kurultayın

yüksek şura üyeliğine seçildi ve 2002-2004 yıllarında kurultayın genel sekreterliğini

yaptı. Ve vefatına kadar da Dünya Ehlibeyt Kurultayı‟nın Irak sorumluluğunu üstlendi.

Ayetullah Asifi‟nin önemli çalışmalarından biri de hayır kurumlarının

yaygınlaştırılmasında öncülük etmesidir ve bu doğrultuda birçok hayır kurumunun

inşasına imza atmıştır. İmam Bakır Hayır Kurumu himayesinde İran‟ın 33 farklı

bölgesinde yaklaşık 6800 Iraklı ve Afganistanlı fakir ailenin geçimini üstlendi.

Kum kentinde yetimler için yaptırdığı 110 dairelik toplu konutlar da onun

çalışmalarından bir tanesidir. Irak ve Afganistan‟da fakir ve ihtiyaç sahiplerine maddi

ve manevi yardım niteliğinde onlarca hayır kurumu tesis etti.

Page 237: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

VATANA DÖNÜġÜ

Ayetullah Asifi Saddam Rejiminin yıkılmasıyla birlikte Irak‟a dönerek Necef İlimler

Havzasında ilmi faaliyetlere başladı. Aynı zamanda Ayetullah Hamenei'nin Irak‟taki

tam yetkili vekili oldu.

AYETULLAH ASĠFĠ‟NĠN ESERLERĠ

Ayetullah Asifi yoğun meşguliyetinin yanı sıra birçok kitap ve ilmi makale yazarak

kendisinden sonraki nesillere miras bıraktı. O eserlerden bazıları Farsça, Urduca,

Kürtçe, Fransızca, İngilizce ve Türkçe olmak üzere çeşitli dillere tercüme edilmiştir.

Eserlerinden bazıları:

1. Mulkiyyetu‟l Arz fil İslam

2. Fi Rihabi‟l Kur‟an (14 cilt)

3. el-İçtihad-u vet-Taklid

4. el-İttihadiyyetu‟l Nuasire ve Meşru‟ul Müvacihetil-İslamiyye

5. el-Cusur‟us-Selase

6. ed-Dua İnde Ehlilbeyt (a.s)

7. el-Kelimetu‟t-Tayyibe fil Kur‟an

8. Fi Rihabi‟l Aşura

9. el-İntizaru‟l Muveccehe

10. Velayetu‟l Emr

ULEMANIN GÖZÜYLE AYETULLAH ASĠFĠ

Ayetullah Mekarim Şirazi: “Ayetullah Asifi'yi uzun yıllardır tanırım. O, âlim, erdem

sahibi ve seçkin bir şahsiyettir. Necef ve Kum üstatlarından istifade etmiş ve

çeşitli telifleri bulunan mütefekkir birisidir.”

Hüccetu‟l İslam Gazi Asker: “Ayetullah Asifi, son derece alçakgönüllü bir

şahsiyetti, ömrünün sonuna kadar talebelik ruhunu korudu. Bende onun tefsir

dersine katılırdım, derslerine katıldığım günden beri kendisine karşı büyük bir

sevgi beslemekte ve saygı duymaktayım.”

Hüccetu‟l İslam Ahteri: “Ayetullah Asifi, Merhum İmam Humeyni ve Ayetullah

Hamenei‟ye o kadar bağlıydı ki verdikleri sorumluluk ve görevleri hiç itiraz

etmeden kabul ederdi.”

Page 238: 1. CĠLDĠN FĠHRĠSTĠsadiktv.com/wp-content/uploads/2018/11/Sia-Alimleri-3...Seyyid Razî (r.a) 6. Seyyid Murtaza (r.a) 7. Neccai (r.a) 8. eyh Tûsî (r.a) 9. Allame Tabersî (r.a)

AYETULLAH ASĠFĠ‟NĠN VEFATI

Ayetullah Asifi bir ömür mücadele ve gösterişten uzak sade yaşantısından sonra

2015 yılında sabah namazından sonra Tahran‟da ilahi davete lebbeyk diyerek ruhunu

Rabbine teslim etti.

Pak naaşı Tahran'dan ilim ve irfan şehri Necefu‟l Eşref‟e götürülerek Vadiu‟s-Selam

Kabristanlığına defnedildi.