ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ...
Transcript of ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Sinan MAVRUK
YUMURTALIK KIYISAL ZONU (İSKENDERUN KÖRFEZİ) İHTİYOPLANKTONUNDA MEVSİMSEL DEĞİŞİMLER
SU ÜRÜNLERİ ANABİLİM DALI
ADANA, 2009
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YUMURTALIK KIYISAL ZONU (İSKENDERUN KÖRFEZİ) İHTİYOPLANKTONUNDA MEVSİMSEL DEĞİŞİMLER
Sinan MAVRUK
YÜKSEK LİSANS TEZİ
SU ÜRÜNLERİ ANABİLİM DALI
Bu tez 12/08/2009 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği İle Kabul Edilmiştir.
İmza............……… İmza...................…. ….. İmza.................………….
Prof. Dr. Dursun AVŞAR Prof. Dr. Mustafa CANLI Prof. Dr Sevim POLAT
DANIŞMAN ÜYE ÜYE
Bu tez Enstitümüz Su Ürünleri Anabilim Dalında hazırlanmıştır.
Kod No Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ
Enstitü Müdürü
İmza ve Mühür
Bu Çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir.
Proje No:SÜF2007YL3
• Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.
I
ÖZ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
YUMURTALIK KIYISAL ZONU (İSKENDERUN KÖRFEZİ) İHTİYOPLANKTONUNDA MEVSİMSEL DEĞİŞİMLER
Sinan MAVRUK
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SU ÜRÜNLERİ ANABİLİM DALI
Danışman : Prof. Dr. Dursun AVŞAR Yıl : 2009 Sayfa:198 Jüri : Prof. Dr. Dursun AVŞAR Prof. Dr. Mustafa CANLI Prof. Dr. Sevim POLAT Yumurtalık kıyısal zonunda 2007-2008 yılları arasında gerçekleştirilen bu çalışmada mevsimsel olarak 3 istasyondan 500µm ağ göz açıklığına sahip 70cm ağız çapındaki Hensen tipi plankton ağı ile horizontal ihtiyoplankton örneklemeleri yapılmış ve 28 familyaya ait 56 kemikli balık türünün erken gelişim aşamaları tespit edilmiştir. Saptanan bu türlerin bolluk ve dağılımları ile üreme biyolojileri verildikten sonra, tanımsal özellikleri üzerinde durulmuştur. Ayrıca ihtiyoplankton bolluğunun mevsimsel değişimleri ele alınmış; bolluğun yaz mevsiminde en yüksek, kış mevsiminde ise en düşük düzeyde olduğu belirlenmiştir. Tür zenginliği ve tür çeşitliliğinin bollukla benzer bir eğilim gösterdiği, bu değerlerin ilkbahar ve yazın en yüksek, kış mevsiminde ise en düşük düzeylere ulaştığı görülmüştür. Düzenliliğin genel olarak yüksek olduğu, bununla birlikte yumurtalarda Callionymus lyra’nın Sonbaharda ve larvalarda ise Salaria pavo’nun İlkbaharda yüksek baskınlığı nedeniyle düştüğü belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: İhtiyoplankton, Kemikli Balık, Yumurta, Larva, İskenderun Körfezi
II
ABSTRACT
MSc THESIS
SEASONAL CHANGES ON THE ICHTHYOPLANKTON OF YUMURTALIK COASTAL ZONE (İSKENDERUN BAY)
Sinan MAVRUK
DEPARTMENT OF FISHERIES INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES
UNIVERSITY OF CUKUROVA
Supervisor : Prof. Dr. Dursun AVŞAR Year : 2009, Pages:198
Jury : Prof. Dr. Dursun AVŞAR Prof. Dr. Mustafa CANLI Prof. Dr. Sevim POLAT
In this study seasonal ichthyoplankton samples were taken horizontally by using Hensen Net with 500µm mesh size and 70cm frame diameter, at 3 stations in Yumurtalık coastal zone, between 2007 and 2008. Early life stages of 56 teleost fish species belonging to 28 families were determined. After the informing about the reproductive biology, abundance and distribution of mentioned species, morphological characteristics were emphasized. Besides, the temporal changes of total ichthyoplankton abundance were examined. In this respect, while minimum abundance of ichthyoplankton was observed in Winter, maximum abundance occurred in Summer. A similar tendency was observed in Species Richness and Diversity. So, richness and diversity were higher in Spring and Summer than in Autumn and Winter. Generally, evenness values of sampling units were high. However the evenness values of eggs in Autumn and larvae in Spring were low. The mean reason of this case is the super dominancy of Callionymus lyra eggs in Autumn and Salaria pavo larvae in Spring.
KeyWords: Ichthyoplankton, Teleost Fishes, Egg, Larvae, İskenderun Bay
III
TEŞEKKÜR Öncelikle, Yüksek lisans çalışmam süresince bana her türlü katkıyı
sağlayan, bilgi ve deneyimlerinden faydalandığım danışman hocam Sn. Prof. Dr.
Dursun AVŞAR’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Gerek literatür temininde ve
gerekse tür tayinlerinde içtenlikle yardımcı olan Sn Yrd. Doç. Dr. Ahsen
Yüksek’e, istatistik analizlerde değerli yardımlarını esirgemeyen Sn. Prof. Dr.
Mustafa AKAR’a ayrıca teşekkür etmek isterim. Literatür temininde ve tür
tayinlerinde yardımcı olan Sn Dr. Yeşim AK ÖREK’e, tezin düzeltmelerinde
yardımcı olan Sn Dr. Levent SANGÜN’e ve fakültemiz öğretim üyelerinden her
konuda yardımlarını aldığım, Sn. Prof. Dr. Sevim POLAT, Doç. Dr. Cem
ÇEVİK ve Yrd. Doç. Dr. Caner Enver ÖZYURT’a teşekkür ederim. Kaynak
temininde yardımcı olan Sn. Doç. Dr. Hasan Hüseyin SATILMIŞ, Prof. Dr.
Sami LAKKIS, ve Yrd. Doç. Dr. Tülin ÇOKER’e teşekkürü borç bilirim.
Gerek arazi ve laboratuar çalışmalarında, gerekse haritalandırmaların
yapılmasında yardımlarından dolayı Arş. Gör. Tuba TERBIYIK’a teşekkür
ederim. Ayrıca arazi ve laboratuar çalışmalarım esnasında bana yardımcı olan
öğrenci arkadaşlarıma ve Coşkun Reis Teknesi Personeline de teşekkürü borç
bilirim.
Hayatımın her döneminde desteğini hep yanımda hissettiğim rahmetli
anneannem Münevver MADENCİ’ye ve beni her zaman maddi ve manevi olarak
destekleyen babaannem Sabriye MAVRUK ve aileme sonsuz minnetlerimi
sunarım. Ayrıca, tez çalışmam süresince bana her konuda destek olan eşim Nuray
ÇELİK MAVRUK’a teşekkür ederim.
IV
İÇİNDEKİLER SAYFA ÖZ ....................................................................................................................... I
ABSTRACT ....................................................................................................... II
TEŞEKKÜR ..................................................................................................... III
İÇİNDEKİLER ................................................................................................ IV
ÇİZELGELER DİZİNİ .................................................................................. XII
ŞEKİLLER DİZİNİ ....................................................................................... XIII
1. GİRİŞ ............................................................................................................. 1
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR ............................................................................. 4
2.1. Dünyada İhtiyoplankton Çalışmaları ........................................................ 4
2.2. Türkiye’de İhtiyoplankton Çalışmaları ...................................................... 5
3. MATERYAL ve YÖNTEM ......................................................................... 10
3.1. Çalışma Alanı ......................................................................................... 10
3.2. Çalışma İstasyonları ve Örnekleme ......................................................... 13
3.3. Örneklerin İşlenmesi ............................................................................... 15
3.4. Verilerin Değerlendirilmesi ..................................................................... 16
4. BULGULAR ................................................................................................ 20
4.1. Çalışma Alanının Hidrografik Özellikleri ................................................ 20
4.1.1. Sıcaklık .......................................................................................... 20
4.1.2. Tuzluluk ......................................................................................... 21
4.1.3. Oksijen ........................................................................................... 22
4.1.4. pH .................................................................................................. 23
4.1.5. Seki Derinliği ................................................................................. 24
4.2. Tespit Edilen Türlerin Sistematiği ........................................................... 25
4.3. Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikler .................................................. 28
4.3.1. Etrumeus teres (Kızılgözlü Sardalya) ............................................. 28
4.3.1.1. Etrumeus teres’in Bolluk ve Dağılımı ................................. 29
4.3.1.2. Etrumeus teres Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri ........... 29
4.3.2. Sardinella aurita (Büyük Sardalya, Yuvarlak Sardalya).................. 29
V
4.3.2.1. Sardinella aurita’nın Bolluk ve Dağılımı ............................ 30
4.3.2.2. Sardinella aurita Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri .... 31
4.3.3. Sardinella maderensis (Tirsi Sardalya) ........................................... 32
4.3.3.1. Sardinella maderensis’in Bolluk ve Dağılımı ...................... 33
4.3.3.2. Sardinella maderensis Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri .. 33
4.3.4. Engraulis encrasicholus (Hamsi) .................................................... 33
4.3.4.1. Engraulis encrasicholus’un Bolluk ve Dağılımı .................. 34
4.3.4.2. E. encrasicholus Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri . 35
4.3.5. Atherina boyeri (Gümüş) ................................................................ 36
4.3.5.1. Atherina boyeri Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı ........... 37
4.3.5.2. Atherina boyeri Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri ......... 37
4.3.6. Hyporhamphus picarti (Çomak) .................................................... 38
4.3.6.1. Hyporhamphus picarti Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı ... 38
4.3.6.2. Hyporhamphus picarti Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri . 39
4.3.7. Triglidae sp. (Kırlangıç Balıkları) .................................................. 40
4.3.7.1. Triglidae sp.1 Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı .............. 41
4.3.7.2. Triglidae sp.1 Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri ............ 41
4.3.7.3. Triglidae sp.2 Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı............... 41
4.3.7.4. Triglidae sp.2 Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri............. 42
4.3.8. Dicentrarchus labrax (Deniz Levreği) ........................................... 42
4.3.8.1. Dicentrarchus labrax’ın Bolluk ve Dağılımı ....................... 43
4.3.8.2. Dicentrarchus labrax’ın Tanımsal Özellikleri ..................... 43
4.3.9. Serranus cabrilla (Asıl Hani) ........................................................ 44
4.3.9.1. Serranus cabrilla’nın Bolluk ve Dağılımı ........................... 44
4.3.9.2. Serranus cabrilla Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri ... 45
4.3.10. Serranus hepatus (Benekli Hani) ................................................. 45
4.3.10.1. Serranus hepatus’un Bolluk ve Dağılımı ........................ 46
4.3.10.2. S. hepatus’un Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri .... 47
4.3.11. Serranus scriba (Yazılı Hani) ...................................................... 48
4.3.11.1. Serranus scriba’nın Bolluk ve Dağılımı ......................... 48
VI
4.3.11.2. Serranus scriba’nın Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri . 49
4.3.12. Pelates quadrilineatus (İspinoz, Çizgili Isparoz) .......................... 50
4.3.12.1. Pelates quadrilineatus’un Bolluk ve Dağılımı ............... 50
4.3.12.2. P. quadrilineatus’un Postlarvalarının Tanımsal
………. Özellikleri. .................................................................... 51
4.3.13. Apogon sp. (Kardinal Balıkları) ................................................... 52
4.3.13.1. Apogon sp.’nin Bolluk ve Dağılımı ............................... 53
4.3.13.2. Apogon sp.’nin Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri .... 53
4.3.14. Sillago sihama (Sivriburun Gümüş, Deniz Sudağı) ...................... 53
4.3.14.1. Sillago sihama’nın Bolluk ve Dağılımı .......................... 54
4.3.14.2. Sillago sihama Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri..... 54
4.3.15. Pomatomus saltatrix (Lüfer) ....................................................... 55
4.3.15.1. Pomatomus saltatrix’in Bolluk ve Dağılımı................... 55
4.3.15.2. Pomatomus saltatrix Prelarvalarının Tanımsal ……..
Özellikleri ..................................................................... 56
4.3.16. Caranx rhonchus (Kral Balığı, Benekli İstavrit) .......................... 56
4.3.16.1. Caranx rhonchus’un Bolluk ve Dağılımı ....................... 57
4.3.16.2. Caranx rhonchus Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri.... 57
4.3.17. Trachurus trachurus (Karagöz İstavrit) ....................................... 58
4.3.17.1. Trachurus trachurus’un Bolluk ve Dağılımı .................. 58
4.3.17.2. T. trachurus Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri .. 60
4.3.18. Boops boops (Kupes) .................................................................. 60
4.3.18.1. Boops boops’un Bolluk ve Dağılımı .............................. 61
4.3.18.2. Boops boops Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri . 62
4.3.19. Dentex dentex (Sinagrit) ............................................................. 62
4.3.19.1. Dentex dentex’in Bolluk ve Dağılımı ............................. 63
4.3.19.2. Dentex dentex Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri ...... 63
4.3.20. Dentex gibbosus (Trança) ........................................................... 64
4.3.20.1. Dentex gibbosus’un Bolluk ve Dağılımı ........................ 64
4.3.20.2. Dentex gibbosus Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri ... 65
VII
4.3.21. Diplodus annularis (Isparoz) ...................................................... 65
4.3.21.1. Diplodus annularis’in Bolluk ve Dağılımı ..................... 66
4.3.21.1. Diplodus annularis Erken Aşamalarının Tanımsal
Özellikleri ..................................................................... 66
4.3.22. Diplodus sargus (Sargoz) ........................................................... 67
4.3.22.1. Diplodus sargus’un Bolluk ve Dağılımı ........................ 68
4.3.22.2. Diplodus sargus Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri .. 68
4.3.23. Diplodus vulgaris (Karagöz) ....................................................... 69
4.3.23.1. Diplodus vulgaris’in Bolluk ve Dağılımı ....................... 69
4.3.23.2. Diplodus vulgaris Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri ... 70
4.3.24. Lithognathus mormyrus (Mırmır) ............................................... 70
4.3.24.1. Lithognathus mormyrus’un Bolluk ve Dağılımı ............. 71
4.3.24.2. L. mormyrus Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri ........ 71
4.3.25. Oblada melanura (Melanur) ....................................................... 72
4.3.25.1. Oblada melanura’nın Bolluk ve Dağılımı ..................... 72
4.3.25.2. Oblada melanura Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri ... 73
4.3.26. Sparus aurata (Çipura) ............................................................... 73
4.3.26.1. Sparus aurata’nın Bolluk ve Dağılımı ........................... 74
4.3.26.2. Sparus aurata Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri .. 74
4.3.27. Sparidae sp.1’in Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikleri ........... 75
4.3.28. Sparidae spp’nin Bolluk ve Dağılımı ......................................... 76
4.3.29. Spicara sp. (İzmarit Balıkları) ..................................................... 76
4.3.29.1. Spicara sp’nin Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikleri ... 77
4.3.30. Sciaena umbra (Eşkina) .............................................................. 77
4.3.30.1. Sciaena umbra’nın Bolluk ve Dağılımı ......................... 78
4.3.30.2. Sciaena umbra Prelarvalarının Tanımsal Özellikleri ...... 78
4.3.31. Mullus barbatus (Keserbaş Barbun) ............................................ 78
4.3.31.1. Mullus barbatus’un Bolluk ve Dağılımı ........................ 79
4.3.31.2. Mullus barbatus Erken Aşamalarının Tanımsal
Özellikleri ..................................................................... 80
VIII
4.3.32. Mullus surmuletus (Taş Barbunu, Tekir) ..................................... 81
4.3.32.1. Mullus surmuletus’un Bolluk ve Dağılımı ..................... 82
4.3.32.2. Mullus surmuletus Erken Aşamalarının Tanımsal
Özellikleri ..................................................................... 83
4.3.33. Mullidae sp. ............................................................................... 84
4.3.33.1. Mullidae sp.1’in Bolluk, Dağılım ve Tanımsal
Özellikleri ..................................................................... 84
4.3.33.2. Mullidae sp.2’nin Bolluk, Dağılım ve Tanımsal
Özellikleri ..................................................................... 86
4.3.33.3. Mullidae spp ............................................................... 87
4.3.34. Pempheris vanicolensis (Üçgen Balığı, Gölge Balığı) ................ 87
4.3.34.1. Pempheris vanicolensis’in Bolluk ve Dağılımı ............. 88
4.3.34.2. Pempheris vanicolensis Postlarvalarının Tanımsal
Özellikleri ................................................................... 88
4.3.35. Liza saliens (Sivriburun Kefal) .................................................. 89
4.3.35.1. Liza saliens’in Bolluk ve Dağılımı ............................... 89
4.3.35.2. Liza saliens Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri .. 90
4.3.36. Chromis chromis (Papaz Balığı) ................................................ 91
4.3.36.1. Chromis chromis’in Bolluk ve Dağılımı ....................... 91
4.3.36.2. Chromis chromis Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri ... 92
4.3.37. Coris julis (Güneş Balığı, Gelin Balığı) ..................................... 92
4.3.37.1. Coris julis’in Bolluk ve Dağılımı ................................. 92
4.3.37.2. Coris julis Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri .... 93
4.3.38. Thalassoma pavo (Gün Balığı) .................................................. 94
4.3.38.1. Thalassoma pavo’nun Bolluk ve Dağılımı .................... 94
4.3.38.2. Thalassoma pavo Erken Aşamalarının Tanımsal
Özellikleri ................................................................... 95
4.3.39. Labridae sp.’nin Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikleri .......... 96
4.3.40. Tripterygion sp. (Karabaş Balıkları) ........................................... 96
4.3.40.1. Tripterygion sp.’nin Bolluk ve Dağılımı ....................... 97
IX
4.3.40.2. Tripterygion sp. Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri .. 97
4.3.41. Blennius ocellaris (Benekli Horozbina) ..................................... 98
4.3.41.1. Blennius ocellaris’in Bolluk ve Dağılımı ...................... 98
4.3.41.2. Blennius ocellaris Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri.. 98
4.3.42. Lipophrys (Salaria) pavo (İbikli Horozbina) .............................. 99
4.3.42.1. Lipophrys pavo’nun Bolluk ve Dağılımı ...................... 99
4.3.42.2. Lipophrys pavo Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri ...100
4.3.43. Parablennius sanguinolentus (Horozbina) ................................101
4.3.43.1. Parablennius sanguinolentus’un Bolluk ve Dağılımı ...101
4.3.43.2. P. sanguinolentus Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri ....102
4.3.44. Blenniidae sp.’nin Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikleri.......102
4.3.45. Callionymus lyra (Üzgün Balığı) ...............................................103
4.3.45.1. Callionymus lyra’nın Bolluk ve Dağılımı ....................103
4.3.45.2. Callionymus lyra Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri ..104
4.3.46. Callionymus pusillus (festivus) (Üzgün Balığı) ..........................104
4.3.46.1. Callionymus pusillus’un Bolluk ve Dağılımı ...............105
4.3.46.2. C. pusillus Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri. 105
4.3.47. Aphia minuta (Beyaz Kayabalığı) ..............................................106
4.3.47.1. Aphia minuta’nın Bolluk ve Dağılımı ..........................107
4.3.47.2. Aphia minuta Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri .....107
4.3.48. Gobiidae sp.’nin Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikleri .........108
4.3.49. Sphyraena sphyraena (Iskarmoz, Zurna) ....................................108
4.3.49.1. Sphyraena sphyraena’nın Bolluk ve Dağılımı .............109
4.3.49.2. Sphyraena sphyraena Postlarvalarının Tanımsal
Özellikleri ..................................................................109
4.3.50. Euthynnus alletteratus (Yazılı Orkinos) .....................................110
4.3.50.1. Euthynnus alletteratus’un Bolluk ve Dağılımı ..............110
4.3.50.2. Euthynnus alletteratus Yumurtalarının Tanımsal
Özellikleri ....................................................................110
4.3.51. Katsowonus pelamis (Çizgili Tonito) .........................................111
X
4.3.51.1. Katsowonus pelamis’in Bolluk ve Dağılımı .................111
4.3.51.2. Katsowonus pelamis Yumurtalarının Tanımsal
Özellikleri ....................................................................112
4.3.52. Scomber colias (Kolyoz) ...........................................................113
4.3.52.1. Scomber colias’ın Bolluk ve Dağılımı .........................114
4.3.52.2. Scomber colias Erken Aşamalarının Tanımsal
Özellikleri ....................................................................114
4.3.53. Scomber scombrus (Uskumru) ...................................................116
4.3.53.1. Scomber scombrus’un Bolluk ve Dağılımı...................116
4.3.53.2. Scomber scombrus Yumurtalarının Tanımsal
Özellikleri ....................................................................116
4.3.54. Thunnus thynnus (Orkinos, Ton Balığı) .....................................117
4.3.54.1. Thunnus thynnus’un Bolluk ve Dağılımı......................118
4.3.54.2. Thunnus thynnus Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri ..118
4.3.55. Bothidae spp.’nin Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikleri .......118
4.3.56. Soleidae sp. (Dil Balıkları) ........................................................119
4.3.56.1. Soleidae sp’nin Bolluk, Dağılım ve Tanımsal
Özellikleri ..................................................................119
4.3.57. Tanımlanamayan Postlarva ........................................................121
4.3.58. Tanımlanamayan Yumurta .........................................................121
4.4. İhtiyoplanktonun Alansal ve Zamansal Değişimi ....................................122
4.4.1. Bolluğun Alana ve Zamana Göre Değişimi ....................................122
4.4.1.1. Yumurta Bolluğunun Alana ve Zamana Göre Değişimi ......122
4.4.1.2. Larva Bolluğunun Alana ve Zamana Göre Değişimi ..........123
4.4.2. Ekolojik İndeks Değerlerinin Mevsimsel Değişimi ........................124
4.4.2.1. Yumurtalar İçin Hesaplanan Ekolojik İndeksler .................124
4.4.2.2. Larvalar İçin Hesaplanan Ekolojik İndeksler ......................126
4.4.3. İstasyon ve Mevsimlerin Benzerliği ...............................................128
4.5. Mevsimlerin Değerlendirilmesi ..............................................................130
4.5.1. Yaz Mevsimi ................................................................................130
XI
4.5.2. Sonbahar Mevsimi ........................................................................135
4.5.3. Kış Mevsimi .................................................................................139
4.5.4. İlkbahar Mevsimi .........................................................................139
4.6. Tespit Edilen Türlerin Yaklaşık Üreme Periyotları .................................143
5. SONUÇ ve TARTIŞMA .............................................................................146
6. ÖNERİLER .................................................................................................151
KAYNAKLAR ................................................................................................152
ÖZGEÇMİŞ ....................................................................................................179
EKLER............................................................................................................180
XII
ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA Çizelge 4.1. Çeşitli Araştırıcılar Tarafından Türkiye Denizlerinden
Rapor Edilen Hamsi Yumurtası Çapları. .................................... 36
Çizelge 4.2. İhtiyoplankton Örneklemelerinde Tespit Edilen Diplodus
annularis Bireylerine Ait Üreme Dönemleri, Yumurta
Çapları ve Larva Boyları ............................................................ 67
Çizelge 4.3. İhtiyoplankton Örneklemelerinde Tespit Edilen Mullus
barbatus Bireylerine Ait Üreme Dönemleri, Yumurta
Çapları ve Larva Boyları... ......................................................... 81
Çizelge 4.4. Yumurtalar İçin Hesaplanan Ekolojik İndeks
Değerlerinin Mevsim ve İstasyonlara Göre Değişimi ... .......125
Çizelge 4.5. Larvalar İçin Hesaplanan Ekolojik İndeks Değerlerinin
Mevsim ve İstasyonlara Göre Değişimi ... .................................127
Çizelge 4.6. Çalışma Periyodunda Tespit Edilen Türlerin Erken
Gelişim Aşamalarının Planktonda Bulunma Dönemleri ... ............144
XIII
ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA Şekil 3.1. Çalışma Sahası ve Örnekleme İstasyonları. ........................................ 13
Şekil 4.1. İstasyonlardaki Ortalama Sıcaklığın Mevsimsel Değişimi. ................. 20
Şekil 4.2. İstasyonlardaki Ortalama Tuzluluğun Mevsimsel Değişimi. ............... 21
Şekil 4.3. İstasyonlardaki Ortalama Oksijenin Mevsimsel Değişimi. .................. 23
Şekil 4.4. İstasyonlardaki Ortalama Seki Derinliğinin Mevsimsel Değişimi. ...... 24
Şekil 4.5. Sardinella aurita Larvalarının Bolluk ve Dağılımı. ............................ 30
Şekil 4.6. Engraulis encrasicholus Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı. ............. 34
Şekil 4.7. Atherina boyeri Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı. ......................... 37
Şekil 4.8. Yaz mevsiminde Hyporhamphus picarti Postlarvalarının
Bolluk ve Dağılımı. .......................................................................... 39
Şekil 4.9. Triglidae sp.2 Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı. ............................. 42
Şekil 4.10. Serranus hepatus Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı. ..................... 47
Şekil 4.11. Serranus scriba Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı. ........................ 49
Şekil 4.12. Pelates quadrilineatus Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı. ............. 51
Şekil 4.13. Trachurus trachurus Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı. ................ 59
Şekil 4.14. Diplodus annularis Erken Gelişim Evrelerinin Bolluk ve Dağılımı. . 66
Şekil 4.15. Lithognathus mormyrus Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı. ........... 71
Şekil 4.16. Mullus barbatus Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı. ....................... 79
Şekil 4.17. Mullus surmuletus Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı. .................... 82
Şekil 4.18. Mullidae sp.1 Larvalarının Bolluk ve Dağılımı. ................................ 85
Şekil 4.19. Mullidae sp.2 Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı. .......................... 86
Şekil 4.20. Liza saliens Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı. .............................. 89
Şekil 4.21. Thalassoma pavo Erken Gelişim Evrelerinin Bolluk ve Dağılımı. .... 94
Şekil 4.22. Lipophrys pavo Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı........................100
Şekil 4.23. Katsuwonus pelamis Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı. ...............112
Şekil 4.24. İlkbahar Mevsiminde Soleidae sp. Yumurtalarının
Bolluk ve Dağılımı. ...................................................................120
Şekil 4.25. Ortalama Yumurta Bolluklarının Mevsimsel Değişimi. ...................123
XIV
Şekil 4.26. Ortalama Larva Bolluklarının Mevsimsel Değişimi. ........................124
Şekil 4.27. Çalışma Periyodunda Tespit Edilen Yumurtalar İçin
Hesaplanan Tür Çeşitliliği ve Düzenliliği İndeks Değerleri. ............126
Şekil 4.28. Çalışma Periyodunda Tespit Edilen Larvalar İçin Hesaplanan
Tür Çeşitliliği ve Düzenliliği İndeks Değerleri. ...............................128
Şekil 4.29. Çalışma Periyodunda Tespit Edilen Yumurtalar İçin
İstasyon ve Mevsimlere Göre Oluşturulan Ağaç Grafiği .................129
Şekil 4.30. Çalışma Periyodunda Tespit Edilen Larvalar İçin
İstasyon ve Mevsimlere Göre Oluşturulan Ağaç Grafiği. ...............130
Şekil 4.31. Yaz Mevsiminde Örneklenen Yumurtaların Familyalara
Göre Dağılımı. ...............................................................................131
Şekil 4.32. Yaz Mevsiminde Örneklenen Larvaların Familyalara
Göre Dağılımı. ...............................................................................131
Şekil 4.33. Yaz Mevsiminde I’inci İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı ..........132
Şekil 4.34. Yaz Mevsiminde I’inci İstasyonda Larvaların Baskınlığı ...............132
Şekil 4.35. Yaz Mevsiminde II’inci İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı ...........133
Şekil 4.36. Yaz Mevsiminde II’inci İstasyonda Larvaların Baskınlığı ...............133
Şekil 4.37. Yaz Mevsiminde III’üncü İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı ........134
Şekil 4.38. Yaz Mevsiminde III’üncü İstasyonda Larvaların Baskınlığı ............134
Şekil 4.39. Sonbahar Mevsiminde Örneklenen Larvaların Familyalara
Göre Dağılımı. ...............................................................................135
Şekil 4.40. Sonbahar Mevsiminde I’inci İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı ....136
Şekil 4.41. Sonbahar Mevsiminde I’inci İstasyonda Larvaların Baskınlığı ........136
Şekil 4.42. Sonbahar Mevsiminde II’inci İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı ..137
Şekil 4.43. Sonbahar Mevsiminde II’inci İstasyonda Larvaların Baskınlığı .......137
Şekil 4.44. Sonbahar Mevsiminde III’üncü İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı .....138
Şekil 4.45. Sonbahar Mevsiminde III’üncü İstasyonda Larvaların Baskınlığı ....138
Şekil 4.46. İlkbahar Mevsiminde Yumurtaların Familyalara Göre Dağılımı. .....139
Şekil 4.47. İlkbahar Mevsiminde Larvaların Familyalara Göre Dağılımı. ........140
Şekil 4.48. İlkbahar Mevsiminde I’inci İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı .....140
XV
Şekil 4.49. İlkbahar Mevsiminde I’inci İstasyonda Larvaların Baskınlığı ..........141
Şekil 4.50. İlkbahar Mevsimi nde II’inci İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı ...141
Şekil 4.51. İlkbahar Mevsimi nde II’inci İstasyonda Larvaların Baskınlığı ........142
Şekil 4.52. İlkbahar Mevsiminde III’üncü İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı ......142
Şekil 4.53. İlkbahar Mevsiminde III’üncü İstasyonda Larvaların Baskınlığı ......143
Şekil 4.54. Tespit Edilen Tür Sayısının Mevsimlere Göre Dağılımı ..................143
1. GİRİŞ Sinan MAVRUK
1
1. GİRİŞ
Son dönemlerde, insan nüfusuna paralel bir şekilde artış gösteren gıda
gereksinimine bağlı olarak, insanların denizlere olan ilgisi de artmış ve eski
çağlardan bu yana süregelen balıkçılık faaliyetleri daha da önem kazanmıştır.
İlerleyen bilim, insanoğlu tarafından 1960’lı yıllara kadar tükenmeyecek bir
kaynak gibi görülen balık stoklarının (Avşar, 2005), yenilenebilir nitelikte ancak,
sonsuz nicelikte olmadığını ortaya koymuş (FAO, 1996); bu nedenle de balıkçılık
üzerine yapılan çalışmalar; sürdürülebilir balıkçılık ve yetiştiricilik gibi konularda
yoğunlaşmaya başlamıştır (Pulatsü ve ark., 2003; Taş, 2007). Yapılan tüm bu
çalışmalara rağmen Avşar (2005), günümüzde dahi bazı balık stoklarının tükenme
noktasına kadar sömürüldüğünü bildirmektedir. Bu bağlamda, dünyadaki balık
stoklarının korunması ve sürdürülebilir en yüksek ürün düzeyinde kullanılması
amacıyla uluslar arası organizasyonlar kurulmuş, bu konuda yapılan araştırmalara
önemli maddi kaynaklar aktarılmıştır (IFM, 2005; ICES, 2007).
Sözü edilen yukarıdaki araştırmalar içerisinde ihtiyoplankton çalışmaları
önemli bir yere sahiptir (Hempel, 1979). Govoni (2005), sucul ekosistemlerin
çeşitliliğinin bilinmesinin, ekosistemin yapı ve fonksiyonlarının anlaşılmasında
anahtar rol oynadığını ve balıklar ele alındığında, bunu belirlemenin en iyi
yolunun ihtiyoplankton çalışmalarından geçtiğini bildirmektedir. Bu bağlamda
Govoni (2005), ihtiyoplanktonun bolluk ve dağılımını ele alan çalışmaların,
balıkçılık oşinografisi araştırmaları için çok önemli bilgiler sağlayabildiğini ve
hatta bunlara temel oluşturabildiğini belirtmektedir. Ayrıca bu bilgilerin,
uygulanabilecek diğer yöntemlere nazaran daha az maliyetle temin edilmesi de
önemli bir ayrıntıdır (Cihangir, 1994).
İhtiyoplankton araştırmalarının balıkçılık çalışmalarına getirdiği katkılara
bakıldığında ilk akla gelen, balıkların üreme aktivitelerinin belirlenmesidir
(Limouzy-Paris ve ark., 1994). Bu nedenle, üreme alan ve dönemlerinin tespitinde
ihtiyoplankton çalışmalarından yoğun bir biçimde faydalanılmaktadır (Lynn,
2003). Bunun yanı sıra ihtiyoplankton örneklemeleri ve uzaktan algılama
1. GİRİŞ Sinan MAVRUK
2
teknolojisinden yararlanarak, balıkların potansiyel üreme alanlarına yönelik
modeller de hazırlanabilmekte (Schismenou ve ark., 2008) ve lokal alanlarda
yapılan çalışmaların geçerlilik sahaları son derece geniş olabilmektedir. Ayrıca
balıkların üreme dönemlerinin tespitinde ihtiyoplankton araştırmalarının
uygulanan diğer yöntemlere nazaran daha pratik olduğu dikkat çekmektedir.
Avşar (2005), bir türün üreme mevsiminin belirlenmesi amacıyla Gonadosomatik
İndeks ve Kondisyon Faktörü gibi çeşitli indekslerin kullanılabildiğini
belirtmiştir. Buna karşın ihtiyoplankton araştırmalarında üreme dönemleri
herhangi bir hesaplama gerektirmeden kolayca saptanabilmektedir.
Balık stoklarının tahmininde de ihtiyoplankton çalışmaları son derece
önemli bir yere sahiptir (Hare, 2005). Cihangir (1994), stok tahmin çalışmaları
içerisinde günlük yumurta üretimi metodunun son derece kullanışlı olduğunu
belirtmiş ve avantajlarını; daha ucuza mal olması, yüksek güvenilirlikte olması,
birden çok türün bir arada değerlendirilmesine olanak tanıması ve elde edilen
verilerin biyolojinin pek çok alanında değerlendirilebilmesi şeklinde sıralamıştır.
Somarakis ve ark. (2005) ise stok tahmininde akustik metotlarla, istisnai durumlar
dışında, uyum içinde olduğunu ve güvenle kullanılabileceğini bildirmektedir.
Govoni (2005), ihtiyoplankton araştırmalarının stoka katılım da dahil
olmak üzere balıkların temel populasyon parametrelerinin mesleki balıkçılıktan
bağımsız olarak tahmin edilmesine olanak tanıdığını, bunun da balıkçılık
yönetiminde son derece önemli olduğunu belirtmektedir.
Limouzy-Paris ve ark. (1994), ihtiyoplankton araştırmalarının, balık
komunitelerindeki değişimleri gözlemek için son derece kullanışlı olduğunu
bildirmiştir. Doğal olarak balık komunitelerindeki değişimler kendiliğinden
oluşmayacak, çevresel koşullarla etkileşim içerisinde şekillenecektir. Dolayısıyla,
Anderson ve ark. (2006), ihtiyoplanktonik organizmaların çevresel koşullardaki
değişime duyarlılıkları nedeniyle önemli bir indikatör olduklarını belirtmiştir.
Örneğin Kıdeyş ve ark. (2000), Karadeniz ekosisteminde son 50 yılda meydana
gelen dramatik değişimlerin zoo ve özellikle de ihtiyoplanktona yansımalarını
çarpıcı bir biçimde ortaya koymuşlardır.
1. GİRİŞ Sinan MAVRUK
3
Bunun yanı sıra ihtiyoplanktonun yaşama oranları da balıkçılık yönetimi
çalışmaları için son derece önemli bilgiler sunabilmektedir (O’Farrell ve Botsford,
2006).
Yapılan ihtiyoplankton çalışmaları yetiştiricilik çalışmalarına da öncülük
edebilmektedir. Potts ve Wootton (1984), türlerin üreme taktikleri hakkındaki
verilerin yetiştiricilik faaliyetlerinde hangi alanlarda kullanılabileceğini;
yumurtaların doğadan toplanacakları yer, zaman ve derinliğin tespiti, türlerin
kültüre alınabilirliğinin ölçülmesi, erken hayat evrelerinde türlerin ihtiyaç
duyduğu koşulların ortaya konması ve uygulanacak kültür tekniğinin seçimi
şeklinde sıralandırmıştır. Avşar (2006a), ihtiyoplankton örneklemeleriyle tespit
edilen ölüm oranı ve yaşama oranı-yumurta çapı arasındaki ilişki gibi çeşitli
parametrelere bakılarak kültüre alınacak türle ilgili öngörülerde
bulunulabileceğini bildirmiştir.
Bazı türlerin sistematiğindeki bulanıklıklara, erken aşama karakterlerinden
yola çıkılarak açıklık kazandırılabilmiştir. Örneğin Altun (1988), Atherina
boyeri’nin sinonimi olduğu düşünülen Atherina risso’nun erken gelişim
evrelerindeki morfolojisinden yola çıkarak, Atherina boyeri ile aynı türe ait
olamayacağını belirtmiştir.
Doğal olarak, ihtiyoplankton araştırmalarının bu avantajlarının yanı sıra,
bazı zorluklarının da olduğu bilinmektedir. Govoni (2005), su ortamının dinamik
yapısı nedeniyle ihtiyoplanktonun sürüklenebildiğini ve bazı alanlarda yığılmalar
gösterebildiğini belirtmektedir. Dolayısıyla, ihtiyoplanktonun kesin bolluğunun
belirlenmesi ve üreme alanlarının tam olarak ortaya konması mümkün
olamamaktadır. Bunun yanı sıra, erken gelişim aşamalarında tür tayini yapmanın
son derece zor olması ve deneyim gerektirmesi, ihtiyoplankton araştırmalarının
yaygınlaşmasını engelleyen en önemli faktörlerden biridir.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sinan MAVRUK
4
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR 2.1. Dünyada İhtiyoplankton Çalışmaları Dünyada ilk geniş kapsamlı ihtiyoplankton çalışması Cunningham (1889)
tarafından İngiltere kıyılarında gerçekleştirilmiş olup; bu çalışma gerek doğadan
toplanan ve gerekse kültür koşullarında temin edilen bazı balıkların pelajik
yumurta ve larvalarının tanımsal özelliklerini içermektedir. 1890’lı yıllarda ise
Holt (1898)’in yine erken aşamaların morfolojik özelliklerine yönelik çalışması
ile Cunningham (1891)’in Callionymus lyra’nın erken aşamalarının morfolojisine
yönelik çalışması örnek olarak verilebilir.
Bu ilk çalışmalar dışında, daha çok ihtiyoplanktonun tanımsal özelliklerine
yönelik olarak, Atlantik Okyanusu ve Kuzey Denizi’nde Ehrenbaum (1905-1909),
Russell (1976), Moser ve ark. (1983), Fricke (1987), Olivar ve Fortuno (1991),
Richards (2006a,b) önemli çalışmalara örnek olarak gösterilebilir. İndo-Pasifik
balıkların erken aşamalarına yönelik çalışmalara bakıldığında ise, Delsman
(1972), Tsokur (1977), Leis ve Rennis (1983), Okiyama (1988), Leis ve Trnski
(1989), Matarese ve ark. (1989) ile Leis ve Carson-Ewart (2000) önemli
çalışmalardan bazılarıdır. Batı Akdeniz’de Lo-Bianco (1956)’nın çalışması en
önemli olanlardandır. Karadeniz’e bakıldığında, Vodjaniskii ve Kazanova (1954)
ve Dekhnik (1973)’ün çalışmaları en önemli çalışmalar arasında yer almaktadır.
Levant Baseni’nde ise Lakkis (2009)’un çalışması Lübnan kıyılarında dağılış
gösteren 93 teleost balık türünün erken aşamalarının morfolojik özelliklerini
kapsamaktadır.
Esas olarak ihtiyoplanktonun tanımsal özelliklerini temel alan bu
çalışmalar dışında, hemen hemen tüm dünyada gerek ihtiyoplankton ekolojisi ve
gerekse dinamikleri üzerine sayısız çalışma yapılmış; böylece ihtiyoplankton
örneklemelerine dayalı balıkçılık çalışmaları da önem kazanmıştır. Atlantik-
Akdeniz bölgesinde yapılan çalışmalardan Doğu Atlantik ve Kuzey Denizi için
Demir (1972), Russell (1973), Horstman ve Fives (1994), Mayfield ve ark.
(2001), Faria ve ark. (2006), Rodriguez ve ark. (2006) yalnızca örneklerden bir
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sinan MAVRUK
5
kısmıdır. Güney ve Kuzey Batı Akdeniz’de yapılan çalışmalara örnek olarak
Coombs ve ark. (2003), Cuttitta ve ark. (2003), Sebates ve ark. (2003), Ruzafa ve
ark. (2004), Zarrad ve ark. (2004), Maynou ve ark. (2006) verilebilir. Levant
Baseni’nde ise Türkiye suları dışında yalnızca Lübnan’da yapılmış olan
çalışmalar elde edilebilmiştir. Lakkis ve Zeidane (1989) 52 türe ait erken
aşamaları tespit etmişlerdir. Yine aynı bölgede Lakkis ve Zeidane (1993) 30 türün
erken gelişim aşamalarını tespit etmişlerdir. Zeidane ve Lakkis (1995) ise Lübnan
neritik sularında 84 türe ait erken gelişim evrelerini tespit etmişlerdir.
Türkiye’ye de sahil veren Ege Denizi’nde yapılan çalışmalara
bakıldığında; Yannopoulos ve ark. (1973), Batı Ege’de Engraulis encrasicholus,
Sardinella aurita ve Sardina pilchardus’un erken gelişim evrelerinin bolluk ve
dağılımını çalışmışlardır. Somarakis ve ark. (2000) yaz mevsiminde yumurta
bırakan epipelajik türlere ait larvaların yıllar arası değişimlerini ele almışlardır.
Somarakis ve ark. (2002) ise Kuzeybatı Ege’de yaz mevsiminde tespit ettikleri
larvaların bolluk ve dağılımlarını, Koutrakis ve ark. (2004), yine aynı bölgede
larval aşamaların komunite özelliklerini, Isari ve ark. (2008) larvaların alansal
dağılımının yıllara bağlı değişimlerini ve Vassilopoulou ve ark. (2008)
Scombridlerin erken aşamalarının bolluk ve dağılımları ile bunlardan Xiphias
gladius’un üreme alanını tespit etmişlerdir.
Karadeniz’de yapılan çalışmalara bakıldığında, Gordina ve ark. (2001),
Kuzey Karadeniz’de çevresel koşulların ve plankton komunitelerinin yıllara bağlı
değişimlerini ele almış ve Karadeniz ihtiyoplanktondaki düşüşü gözler önüne
sermişlerdir. Yine Karadeniz’in Kuzey kıyılarında Vdodovich ve ark. (2007),
Blenniid ve Gobiidlerin ekolojilerini ortaya koymuşlardır. Romanya kıyılarında
Elena ve ark. (2008), son yıllarda yapılan ihtiyoplankton çalışmalarının kısa bir
özetini vermişlerdir.
2.2. Türkiye’de İhtiyoplankton Çalışmaları Türkiye’de ilk ihtiyoplankton çalışması Arım (1957) tarafından yapılmış
olup, bu çalışma Marmara ve Karadeniz’den örneklenen 8 türün tanımsal
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sinan MAVRUK
6
özelliklerini içermektedir. Altan (1957) ve Altan (1958) Karadeniz’de yumurta
bırakan Thunnus thynnus ve Mullus barbatus’un erken aşamalarının tanımsal
özelliklerini vermiştir. Demir (1958a) Karadeniz’de Trachurus mediterraneus’un
erken aşamalarının tanımsal özellikleri ile Demir, (1958b) üreme sahaları
hakkında bilgi vermiştir. Demir (1958c) ise Marmara’da dağılış gösteren derin
deniz balıklarının yumurta ve larvalarının tanımsal özelliklerini işlemiştir. Demir
(1959a) Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz’de hamsi yumurtalarının çapında
gözlenen farklılıkları çalışmıştır. Demir (1959b) Merluccius merluccius’un erken
aşamalarının tanımsal özellikleri ve Marmara’daki üreme alanlarını ele almıştır.
Einarsson ve Gürtürk (1960) Karadeniz’de hamsi yumurtalarının bolluk ve
dağılımını çalışmıştır. Bu çalışma daha önceleri Karadeniz’in yalnızca kuzeyinde
ürediği düşünülen hamsinin Türkiye kıyılarında da ürediğini göstermesi
bakımından önemlidir. Demir ve Demir (1961) Karadeniz ve Marmara’da Sarda
sadra’nın üreme alanları ile erken aşamalarının morfolojik özelliklerini
çalışmışlardır. Demir (1961) Marmara’da Scomber colias’ın erken aşamalarının
tanımsal özellikleri ile üreme zaman ve alanları üzerinde çalışmıştır. Demir
(1969), Türkiye kıyılarında dağılış gösteren Clupeidlerin erken aşamalarının
tanımsal özelliklerini vermiştir. Demir (1970), Ege’den elde edilen Xiphias
gladius’lara ait erken aşamaların tanımsal özellikleri üzerinde çalışmıştır.
Erken çalışmaların (1970’li yıllara kadar yapılanlar) hemen hemen
tümüyle Karadeniz ve Marmara’yı ele aldığı görülmektedir. Bu yıllardan sonra
Karadeniz’de yapılan çalışmalara bakıldığında, Mater ve Cihangir (1990) Batı
Karadeniz’de yalnızca Ağustos ayında gerçekleştirdikleri plankton çekimlerinde
10 cinse ait planktonik erken aşamalara rastlamışlardır. Yüksek ve Gücü (1994)
Karadeniz kemikli balık yumurtalarının tayini üzerine bir yazılım hazırlamışlardır.
Başar (1996) ile Başar ve Okumuş (1997) Doğu Karadeniz’de Sürmene Koyu’nda
çalışmış ve 18 teleost balık türünün yumurta ve larvalarının bolluk ve
dağılımlarını tespit etmiştir. Mater ve Cihangir (1997) Batı Karadeniz’de Hamsi
ve Sarıkuyruk İstavrit’in yumurtalarının bolluk ve dağılımı üzerine çalışmış ve
boğaz girişine doğru yumurtaların yoğunlaştığını tespit etmişlerdir. Gordina ve
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sinan MAVRUK
7
ark. (1997), Karadeniz’de hamsi yumurtalarının büyük/küçük çap oranlarında
gözlenen değişimlerden yola çıkarak, Marmara hamsisinin Karadeniz’e üreme
göçü yapıyor olabileceğini ortaya koymuşlardır. Başar ve ark. (2000) Doğu
Karadeniz’de Hamsi yumurtalarının çaplarında gözlenen değişim ile bolluk ve
dağılımı üzerine çalışmışlardır. Satılmış (2001) Sinop kıyılarında 23 teleost balık
türüne ait erken aşamalara rastlamış, yumurtalar içerisinde hamsinin; larvalar
içersinde ise Gobius’ların en yoğun türler olduğunu tespit etmiştir. Yine aynı
bölgede Satılmış ve ark (2001) ile Satılmış ve ark. (2003)’ün ihtiyoplanktonun
bolluk ve dağılımı üzerine çalışmaları mevcuttur. Özcan (2005) bahar mevsiminde
Karadeniz’de 21 istasyonda yaptığı çalışmada çaça, mezgit ve deniz iğnesi’nin
erken aşamalarını tespit etmiş ve bunlardan çaçanın postlarva ve juvenillerinde
boy-ağırlık ilişkisini çalışmıştır. Gordina ve ark. (2005) Kuzey ve Güney
Karadeniz’de yaz mevsimi ihtiyoplanktonunu karşılaştırmıştır. Satılmış (2005)
Hamsi, İstavrit ve Çaçanın erginlerinin üreme biyolojileri ile erken aşamalarının
bolluk, dağılım ve çevresel koşullarla ilişkilerini çalışmıştır. Satılmış ve ark.
(2006) 8 türe ait yumurta ve larvaların jelimsi organizmalarla ilişkilerini ortaya
koymuşlardır. Hacımurtazaoğlu (2007) Trabzon ve Rize kıyılarında hamsi ve
istavritin bolluk, dağılım ve ölüm oranlarını ele almıştır.
1970’lerden sonra Marmara’da yapılan çalışmalara bakıldığında, Demir
(1982) Gaidropsaurus cinsine ait türlerin üreme alan ve dönemleri ile tanımsal
özelliklerini vermektedir. Yüksek (1993) Marmara’nın kuzey kıyılarında tespit
ettiği 40 balık türüne ait pelajik erken yaşam evrelerinin bolluk, dağılım, mortalite
ve tanımsal özelliklerini vermektedir. Shiganova ve ark. (1995) Marmara’da
medüzlerle ihtiyoplankton arasındaki ilişkiyi çalışmışlardır. Deval ve ark. (2002)
Çaçanın bu denizdeki üreme dönem ve alanlarını tespit etmişlerdir. Alimoğlu
(2002) Marmara’nın kuzeydoğusunda 27 türe ait erken aşamaları tespit etmiş,
bunların üreme dönem ve alanları ile üreme için gerekli olan çevresel koşullar
üzerine çalışmıştır. Demirel (2004) 1994-1997 ve 2000 yıllarında yaz
mevsimlerinde Marmara ihtiyoplanktonundaki değişimleri ele almıştır. Yüksek ve
Yılmaz (2008) Haliç’te çevresel koşullardan kaynaklı stresin ihtiyoplankton
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sinan MAVRUK
8
üzerine etkilerini araştırmış ve 36 türe ait erken gelişim aşamasını tespit
etmişlerdir.
Ege Denizi’nde 1970’lerden sonra yapılan çalışmalara bakıldığında, Alper
(1980) hamsinin erken aşamalarının bolluk, dağılım ve ölüm oranlarını çalışmış,
bu körfezde üremenin Nisan-Ekim ayları arasında gerçekleştiğini tespit etmiştir.
Mater (1981) İzmir Körfezi’nde yapılan çalışmalarda tespit edilen yumurta ve
larvaların bolluk ve dağılımları ile morfolojik özelliklerini vermiştir. Yalçın
(1984) Urla Limanı yakınlarında yaptığı çalışmada 19 türe ait erken aşamaların
bolluk, dağılım ve mortaliteleri ile tanımsal özelliklerini vermiştir. Hoşsucu
(1992) İzmir Körfezi’nde Sardina pilchardus’un bolluk, dağılım ve ölüm oranı
üzerinde çalışmıştır. Cihangir (1995), yine aynı bölgede Sardina pilchardus’un
bolluk ve dağılımını çalışmış, kirlilik nedeniyle bu türün artık iç körfezde
üremediğini belirtmiştir. Gürkaş (1995), hamsi erken aşamalarının bolluk,
dağılım, mortalite ve çevre ile etkileşimlerini çalışmıştır. Çoker (1996) İzmir
Körfezi’nin Blenniidleri üzerine çalışmış ve larval aşamaları en yoğun olan türün
Parablennius gottarugine olduğunu tespit etmiştir. Kara (1999) Gobiidae
familyasına ait türlerin İzmir Körfezi’ndeki bolluk ve dağılımları ile morfolojik
özelliklerini vermiştir. Ak (2000), 69 türe ait yumurta ve/veya larvanın bolluk,
dağılım ve ölüm oranlarını vermiştir. Hoşsucu ve Ak (2000), Homa Dalyanı
ihtiyoplanktonunu ele almış; dalyan içerisinde 4 türe ait yumurta ile 9 türe ait
larva tespit etmişlerdir. Ak ve Hoşsucu (2001), İzmir Körfezi’nde
ihtiyoplanktonun bolluk ve dağılımlarını çalışmışlardır. Hoşsucu ve Ak (2002)
İzmir Körfezi ihtiyoplanktonunun komunite yapısı üzerine çalışmışlardır. Çoker
(2003) İzmir Körfezi’nde 129 türe ait erken aşamaları tespit etmiş, bunların bolluk
ve dağılımları ile tanımsal özelliklerini ve hidrografik koşullarla ilişkilerini
incelemiştir. Çoker ve ark. (2004) İzmir Körfezi’nde ihtiyoplanktonun mevsimsel
dağılımını ele almış, 16 familyaya ait erken aşamaları tespit etmişlerdir. Çakır
(2004) Edremit Körfezi’nde ihtiyoplanktonun komunite yapısını çalışmış ve 62
türe ait erken aşamanın bolluk, dağılım ve ölüm oranlarını tespit etmiştir. Mater
ve Çoker (2004)’ün Türkiye Denizleri İhtiyoplankton Atlası adlı eserleri
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sinan MAVRUK
9
Türkiye’de ihtiyoplanktonun tanımsal özellikleri alanında yayınlanmış ilk kitaptır.
Çakır ve ark. (2005), İzmir İç Körfez’de ihtiyoplanktonun komunite yapısını
çalışmış ve 8 familyaya ait 10 tür tespit etmişlerdir. Çakır ve Hoşsucu (2006)
Edremit Körfezi’nde Hamsi yumurta ve larvalarının bolluk, dağılım ve ölüm
oranlarını çalışmışlardır. Çoker ve Mater (2006), İzmir Körfezi’nde 1974-2005
yılları arasında yapılan çalışmalarda tespit edilen türleri, tespit edildikleri
bölgelere göre vermişlerdir. Bu çalışma, ihtiyoplankton araştırmalarının en yoğun
yapıldığı bölge olan İzmir Körfezi için genel bir özet niteliğindedir. Çoker ve
Mater (2007), Güneydoğu Ege kıyılarında sonbahar mevsiminde ihtyoplanktonun
bolluk ve dağılımını çalışmışlar 8 familyaya ait 13 tür tespit etmişlerdir. Taylan
(2007), İzmir Körfezi’nde 22 türe ait larvaların bolluk, dağılım ve tanımsal
özelliklerini vermiştir.
Akdeniz kıyılarımızda ihtiyoplankton çalışmalarının son derece az olduğu
dikkat çekmektedir. Mersin Körfezi’nin batı kıyılarında Ak (2004)’ün araştırması
bu bölge için ilk araştırma niteliği taşımaktadır. Ak (2004), ihtiyoplanktonun
kominite yapısını araştırmış; 122 türe ait yumurta ve larvaların bolluk, dağılım ve
ölüm oranlarını tespit etmiştir. Sonrasında Ak ve Uysal (2007)’nin Mersin
Körfezi’nin tamamında yaptıkları çalışmalarında 56 türe ait erken gelişim
aşamalarının bolluk ve dağılımını tespit etmişlerdir. Ayrıca, yayınlanmamış olan
Klikya Baseni’ni ele alan ihtiyoplankton araştırmaları da vardır (AK ÖREK*).
Dolayısıyla Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında, son derece önemli bir
balıkçılık alanı olan İskenderun Körfezi’nde (Kosswig, 1953) ihtiyoplankton
çalışmalarına gereksinim duyulduğu açıkça ortadadır. İşte bu çalışmanın amacı
sözü edilen gereksinimin karşılanmasında bir adım daha atarak İskenderun
Körfezi’nin batı kıyılarında ihtiyoplanktonun mevsimsel değişimini tespit etmek,
komunite yapısı hakkında fikir sahibi olmak ve ihtiyoplanktonda yaygın olarak
bulunan türleri kapsayan bir tayin anahtarı oluşturmaktır.
* AK ÖREK, Y., 2009. ODTÜ DBE Erdemli-Mersin (Kişisel İletişim)
3. MATERYAL ve YÖNTEM Sinan MAVRUK
10
3. MATERYAL ve YÖNTEM 3.1. Çalışma Alanı
Amacı ve kapsamı ne olursa olsun, ihtiyoplankton araştırmalarından elde
edilen verinin, ancak çalışma alanının özgün koşulları ile birlikte
değerlendirilmesi durumunda anlam kazanacağı açıkça ortadadır. Demir (1954),
denizel ekosistemin hiçbir elemanının biyotik ve abiyotik faktörlerden bağımsız
düşünülemeyeceğini belirtmiştir. Dolayısıyla çalışmanın yapıldığı bölgeyi de
kapsayan, genelde Akdeniz, özelde İskenderun Körfezi’nin kendine özgü
koşullarına değinmek yerinde olacaktır.
Çalışma alanının yer aldığı Levant Baseni özetle, çoğunlukla sub-tropik
türlerin kolonize olduğu, oligotrof ve tropik koşullara yakın ılıman bir içdeniz
olarak tanımlanabilmektedir (Demir, 1954; Ben-Tuvia, 1983; Gücü, 2000). Bu
durumun nedenlerini Akdeniz’in jeolojik tarihinde aramak yanlış olmayacaktır.
Jeolojik devirler boyunca meydana gelen levha hareketleri ve küresel iklim
değişimleri Akdeniz’i özel bir ortam haline getirmiştir. Akdeniz, Mezozoik
dönemde ikiye bölünen Tethys’in bir kolundan oluşmuş ve diğer kol ise Hint
Okyanusu’nu oluşturmuştur (Artüz, 1957). Dolayısıyla, başlangıçta ilksel Hint
Okyanusu ile Akdeniz arasında doğal bir bağlantının bulunduğu ve her iki
bölgede de tropikal bir faunanın hakim olduğu bilinmektedir. Miosen’in sonlarına
kadar süren bu bağlantı sonradan ortadan kalkmıştır. Ayrıca yine aynı dönemlerde
Antarktika’da meydana gelen buzullaşma süreçlerinde denizlerin seviyesinde
düşüş meydana gelmiş ve Akdeniz’in Atlantik ile olan bağlantısı da kesilmiştir.
Dolayısıyla, 5.9-5.5 milyon yıl öncesindeki 400.000 yıllık süreç içerisinde
defalarca buharlaşan Akdeniz’de (Sakınç ve ark., 2000) yaşayan tropikal Tethys
faunasının hemen hemen tümü yok olmuştur (Kosswig, 1953). Bugün Akdeniz
havzasında Leiognathidae, Siganidae, Holocentridae gibi tropik balık
familyalarının fosillerine rastlamak mümkündür (Artüz, 1957; Por, 1989).
Pliosende Antarktik buzullarının tekrar erimesiyle yeniden kurulan Akdeniz-
3. MATERYAL ve YÖNTEM Sinan MAVRUK
11
Atlantik bağlantısı ile Akdeniz, çoğunlukla Sub-Tropikal Atlantik faunası
tarafından işgal edilmiştir (Kosswig, 1953; Tortonese, 1960; Por, 1989).
Daha önce de belirtildiği gibi tropik koşullara yakın (Galil, 1993) ancak
ılıman bir deniz olan (Golani, 1998) Akdeniz’de; sözü edilen Sub-Tropikal fauna
elemanları çevresel koşullara toleranslarının limitlerinde yaşamaktadır (Gücü ve
Bingel, 1994a). Bu durum da biyoçeşitliliğin Batı Akdeniz’e nazaran daha düşük
olmasına yol açmaktadır (Galil, 2000). Buna karşın Gücü (2000), sözü edilen
durumun değişmekte olduğunu ve Doğu Akdeniz ihtiyofaunasına eklenen tropik
lesepsiyen türler nedeniyle Levant Baseni’nde tür zenginliğinin arttığını
belirtmektedir. Gerçekten de, Süveyş Kanalı’nın açıldığı 1869 yılından bu yana 67
lesepsiyen balık türü Levant ihtiyofaunasına dahil olmuştur (Golani ve ark.,
2008). Özellikle de İskenderun Körfezi’nde faunal yapı ve balıkçılık büyük
ölçüde bu türlerin tesiri altında şekillenmektedir (Başusta ve ark., 1997b).
İskenderun Körfezi gerek Ceyhan nehrinin temin ettiği yüksek verimlilik
gerekse kıta sahanlığının geniş olması nedeniyle, Türkiye’nin Akdeniz
kıyılarındaki en önemli balıkçılık alanlarından birini oluşturmaktadır (Kosswig,
1953; Avşar, 1999; Avşar, 2000). Zemin topografisi trol avcılığına son derece
uygundur. Bu nedenle avcılık, çoğunlukla trol olmak üzere, 4-10m’lik küçük
teknelerle de gerçekleştirilmektedir (Gücü ve Bingel, 1994b).
İhtiyofaunal yapıya direkt bağlı olarak toplam av kompozisyonunda
demersallerin ön sırada olduğu görülmektedir (Nümann, 1953; Hoşsucu, 1997).
Buna karşın, Gücü (2000) Doğu Akdeniz’de artan kıyısal besin girdilerinin
desteklediği birincil üretimin, ortamın taşıma kapasitesini arttırdığını; fakat bu
durumun ışık geçirgenliğini azaltarak, demersal stoklardan ziyade pelajik stokları
desteklediğini bildirmektedir. Dolayısıyla, Levant Baseni’nde pelajik balıkların
artma eğiliminde olduğu görülmektedir (Avşar, 2000). Bölge balıkçılığının en
önemli türleri arasında Mullus barbatus, Upeneus pori, Sparus aurata,
Lithognathus mormyrus, Pagellus erythrinus, Saurida undosquamis, Epinephelus
aeneus, ön sırada yer almaktadır (Başusta ve ark., 2002; Avşar, 2007).
3. MATERYAL ve YÖNTEM Sinan MAVRUK
12
İskenderun Körfezi’nde kirliliğin başlıca nedenleri arasında, gerek turizm
ve gerekse artan nüfus yoğunluğu sonucunda oluşan kentsel atıkların yanı sıra,
tarımsal ve endüstriyel faaliyetler de ön plana çıkmaktadır (Özsoy ve Sözer,
2006). Ayrıca yoğun denizyolu taşımacılığı ve tanker trafiği ile petrol boru hattı
nedeniyle petrol ve türevleri İskenderun Körfezi için önemli kirletici unsurlar
arasındadır. Ayrıca Ceyhan Nehri Havzası Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında evsel
atık yükünün ve besleyici element yoğunluğunun en yüksek olduğu alan olarak
bilinmektedir (Murat ve ark., 2004). Bunun yanı sıra körfez yüksek düzeyde katı
atık bulundurmakta, bu atıkların yaklaşık 1/3’ü yabancı ülkelerden akıntılarla
körfez kıyılarına sürüklenmektedir (Yılmaz ve ark., 2002).
İskenderun Körfezi’nin morfolojik özelliklerine bakıldığında, uzunluğu
yaklaşık 65, genişliği 35km, yüzey alanı ise yaklaşık 2275 km2’dir (İyiduvar,
1986). Kıta sahanlığı körfez girişinde son derece geniş olup; iç kesimlerinde
maksimum derinliği ancak 100mdir. (Avşar, 1999; Özsoy ve Sözer, 2003).
Bölgenin temel nehir girdisi saniyede ortalama 180m³ su deşarj eden
Ceyhan tarafından karşılanmaktadır. Bu deşarj Nisan ayında maksimum
düzeydeyken yaz aylarında minimum düzeydedir (İyiduvar, 1986).
Bölge Doğu Akdeniz’in tüm iklimsel özelliklerini taşımaktadır. Yaz ayları
sıcak ve nemli, kış ayları ise ılık ve yağışlıdır. Mevsimsel geçişler ani olmaktadır
(Özsoy ve Sözer, 2006). Körfez yaz aylarında Meltem rüzgarlarının, kışın ise batı
rüzgarlarının etkisi altındadır. Bunun dışında kış aylarında esen Yarıkkaya
Rüzgarı, İskenderun Körfezi’nde lokal bir upwellinge neden olmaktadır (Avşar,
1999).
Körfezde sıcaklık 16-29ºC’ler arasında değişim göstermekle birlikte
(Avşar, 1999), Demir (1954) 30ºC’nin üzerine de çıkabildiğini bildirmektedir.
Tuzluluk ise genel olarak ‰36-39 arasında değişmekte olup (İyiduvar, 1986);
‰40’ın üzerine çıkabilmektedir (Demir, 1954). Körfezde kış aylarında sıcaklık
tabakalaşması gözlenmezken, ilkbaharda suların ısınmaya başlamasıyla yaz
boyunca devam edecek olan bir stagnasyon sürecine girilmektedir (İyiduvar,
1986; Avşar, 1999).
3. MATERYAL ve YÖNTEM Sinan MAVRUK
13
Körfezin akıntı sistemi tam olarak ortaya konulmamakla birlikte, yaz
aylarında körfezin batısından giriş yapan yüzey suyu, dış körfezde antisiklonik
karakterde ve iç körfezde ise siklonik karakterde iki edi oluşturmaktadır. Kış
aylarında körfezin doğusundan giriş yapan siklonik kıyısal akıntı, batı kıyılarından
körfezi terk etmektedir (Özsoy ve Sözer, 2006). Mayıs ayında ise Avşar (1999),
dış körfezde büyük bir siklonik girdap ile iç körfezde daha küçük bir antisiklonik
girdabın yüzey suyu akıntısını karakterize ettiğini bildirmektedir.
3.2. Çalışma İstasyonları ve Örnekleme Çalışmanın yapıldığı alan, İskenderun Körfezi’nin kuzey-batı yakasında
yer almakta olup; Adana ili Yumurtalık ilçesi ile İSKEN Sugözü Enerji Santralı
arasındaki kıyısal bölgeyi kapsamaktadır. Çalışma 3 istasyonda gerçekleştirilmiş
olup; 1. İstasyon: 35° 48’ 886’’ E, 36° 46’ 456’’ N ile 35° 49’ 622’’ E, 36° 46’
005’’ N arasında; 2. İstasyon: 35° 50’ 630’’ E, 36° 47’ 340’’ N ile 35° 52’ 960’’
E, 36° 47’ 014’’ N arasında ve 3. İstasyon: 35° 52’ 327’’ E, 36° 50’ 607’’ N ile
35° 52’ 660’’ E, 36° 45’ 554’’ N arasında yer almaktadır. Her üç istasyon da 10m
derinlik katmanında konumlandırılmıştır (Şekil 3.1)
Şekil 3.1. Çalışma Sahası ve Örnekleme İstasyonları
3. MATERYAL ve YÖNTEM Sinan MAVRUK
14
Örneklerin toplanması amacıyla 2007 yazından 2008 baharına kadar
mevsimlik olarak 500HP motor gücüne sahip Coşkun Reis isimli mesleki trol
teknesiyle sahaya çıkılmıştır. Araştırma boyunca CTD kullanılarak yüzey ve 5m
derinliklerden ihtiyoplanktonun dağılışında etkili olan çevresel parametrelerden
(Locke ve Courtenay, 1995; Fuiman ve Werner, 2002) sıcaklık, oksijen, pH ve
tuzluluk değerleri ölçülmüş; ele alınan istasyondaki seki derinliği belirlenerek
protokole kaydedilmiştir. Örnekleme esnasında cereyan eden meteorolojik
koşullardan havanın bulutluluk ve yağış durumu; kalitatif olarak rüzgar yön ve
şiddeti ile denizin durumu kaydedilmiştir (Koubbi ve ark., 1991; Sabates ve ark.,
2003). İhtiyoplankton örneklemeleri, Hensen tipi 70cm çapında ve 500µ’luk göz
açıklığına sahip plankton ağı kullanılmak suretiyle horizontal olarak çekilmiştir.
Çalışmadan elde edilecek bulguların nicel sonuçlara dönüştürülebilmesi
amacıyla Hensen Net’in süzdüğü su miktarı hesaplanmıştır. Bu hesaplamada,
üzerine flowmetre monte edilmiş Hensen Net, değişik süreler kullanılmak
suretiyle, ağ takılı ve ağsız olarak opere edilmiştir. Saatte 1mil hızla opere edilen
Hensen Net’in herhangi bir süre zarfında süzmesi gereken su miktarı:
SM=Π * r2 * V * t (3.1)
eşitliğinden hesaplanmış olup, burada:
SM:Ağın süzmesi gereken su miktarını,
r : Hensen Net çemberinin ön kısımda ağız yarı çapını (35cm),
V : Hızı (1knott) ve
t : Çekim süresini (dak) göstermektedir.
Ağ takılı olan ve olmayan Hensen Net’in flowmetre değerleri okunarak bu
değerler oranlanmış ve böylece ilgili ağın su süzme performansı hesaplanmıştır.
Yüzde olarak hesaplanan bu değer, ağın her operasyonda süzmesi gereken su
miktarı ile birlikte değerlendirilmiş ve bu yolla ağın, süzülmesi gereken su
miktarının ne kadarını süzdüğü belirlenmiştir. Ardından, ağ monte edilmiş şekilde
çekilen Hensen Nete takılı flowmetreden okunan değerler bağımsız (X), süzülen
3. MATERYAL ve YÖNTEM Sinan MAVRUK
15
su miktarı ise bağımlı değişken (Y) olarak alınmak suretiyle doğrusal regresyon
uygulanmış ve regresyon sabitleri aşağıda verildiği gibi hesaplanmıştır.
Y=8.7903+0.0661X (3.2)
Çekim sonucu alınan zooplankton örnekleri 2.5lt’lik plastik bidonlarda;
boraksla tamponlanmış, sonuç yoğunluğu %4 olan formaldehitle muhafaza
edilmek suretiyle laboratuara taşınmıştır (Özel, 2005).
3.3. Örneklerin İşlenmesi Laboratuar ortamına nakledilen örneklerin tür tayininde Olympus marka
stereoskopik trinoküler mikroskop kullanılmıştır. Embriyodaki miyomer
sayılarının belirlenmesi ve morfolojik karakterlerinin ayrıntılı bir biçimde
incelenebilmesi için ihtiyoplankton örnekleri Karmen Kırmızısı ile boyanmıştır.
Mekanik zedelenmeler nedeniyle tanımsal karakterleri yeterince tespit edilemeyen
türler ile kuyruk gelişimi henüz gerçekleşmemiş yumurtalarda tayin
yapılmamıştır. Tayin edilen örneklerin metrik ve meristik karakterleri ile tanıya
yardımcı olan diğer özellikleri ayrıntılı bir biçimde protokole kaydedildikten
sonra, iyi durumda olan örnekler fotoğraflanmış ve bu fotoğraflar dijital ortama
kaydedilmiştir. Bu fotoğrafların verilmesinde, tanımsal ayrıntıları
belirginleştirmek amacıyla Photoshop CS2 paket programından faydalanılarak
yalnızca kontrast ayarlarında bazı değişiklikler yapılmıştır.
İhtiyoplankton örneklerinin tanımlanması amacıyla tayin anahtarı
hazırlanmıştır. Sözü edilen tayin anahtarının hazırlanmasında öncelikle Whitehead
(1985, 1986a;b), Başusta (1997), Bilecenoğlu ve ark. (2002), Mater ve ark.
(2003), Can ve Bilecenoğlu (2005) ve Avşar (2006b; 2007)’nin yaptığı
çalışmalardan bölgede dağılış gösteren kemikli balıklar hakkında veri elde
edilmiştir. Çeşitli türlerin üreme biyolojisi ile ilgili olarak yapılan çalışmalardan,
üreme dönemlerine ilişkin bilgi toplanmış; Ahlstrom ve Moser (1980) ve Moser
ve ark. (1983)’ün bildirdikleri tanımsal özellikler tayin anahtarına işlenmiştir.
Örneklerin tanımsal özellikleri Ernest ve Holt (1899), Ehrenbaum (1909),
3. MATERYAL ve YÖNTEM Sinan MAVRUK
16
Vodjanski ve Kazanova (1954), Lo-Bianco (1956), Arım (1957), Dehnick (1973),
Russell (1976), Tsokur (1977), Mater (1981), Leis ve Rennis (1983), Fricke
(1987), Leis ve Trinski (1988), Okiyama (1988), Matarese ve ark. (1989), Olivar
ve Fortuno (1991), Yüksek ve Gücü (1994), Leis ve Ewart (2000), Mater ve
Çoker (2004), Richards (2006a;b) ve Larval Base (2009) kullanılarak elde
edilmiştir. İhtiyoplanktonun tanımlanmasına yönelik olarak yapılan bu
çalışmaların yanı sıra, önceki çalışmalar bölümünde de sözü edilen ve ülkemizde
yapılan yüksek lisans ve doktora tezlerinden de yoğun olarak faydalanılmıştır.
Bunlar arasında Yüksek (1993), Çoker (1996), Ak (2000), Çoker (2003), Ak
(2004) ve Çakır (2004) örnek olarak verilebilir.
3.4. Verilerin Değerlendirilmesi Örnekleme kısmında sözü edilen, çevrenin fiziksel ve kimyasal
özelliklerinin her biri için ortalama ve ortalamanın %99’luk güven sınırları
hesaplanmış (Akar ve Şahinler, 1993) ve grafikle gösterilmiştir. Söz konusu bu
özellikler istasyonlara ve mevsimlere göre sınıflandırılarak iki yönlü varyans
analizi yapılmış ve daha sonra gerektiğinde Duncan Testi uygulanmıştır (Bek ve
Efe, 1995).
Türlerin sistematiklerinin, tanımsal özelliklerinin ve bolluk-dağılımlarının
verilişinde Bilecenoğlu ve ark. (2002)’nin önerdikleri sıralama takip edilmiştir.
Buna karşın üreme dönemleri gibi balıkçılıkla alakalı kısımlarda alfabetik
sıralama tercih edilmiştir.
Yumurta ve larvalara ait morfometrik karakterlerin ortalamaları ve
ortalamaların %99’luk güven sınırları verilmiştir (Akar ve Şahinler, 1993).
Ayrıca, yumurta ve larvaların sayısı bir birim hacme (1000m³) göre
standardize edilerek bolluk değerleri hesaplanmıştır (Postel ve ark., 2000). Tespit
edilen yumurta ve larvaların baskınlığı
Bijk=(nijk/Nij)100 (3.3.)
eşitliğinden faydalanılarak hesaplanmıştır. Burada:
3. MATERYAL ve YÖNTEM Sinan MAVRUK
17
Bijk: i. mevsimin j. istasyonunda örneklenen k. türün baskınlığını (%),
nijk : i. mevsimin j. istasyonunda örneklenen k. türün bolluğunu ve
Nij : i. mevsimin j. istasyonunda tanımlanan türlerin toplam bolluğunu
göstermektedir.
Tespit edilen türlerin bolluklarının dağılımını gösteren haritalar Surfer 8
paket programından faydalanılarak oluşturulmuştur.
Toplam bolluk değerlerinin hesaplanmasında, eldeki veri yumurta ve
larvalar olmak üzere iki sınıfta değerlendirilmiştir. Prelarvalar sayıca az
örneklenmeleri nedeniyle postlarvalarla birlikte ele alınmıştır. Ortalama bolluklar
ve bunların güven sınırları hesaplanırken, önce verinin doğal logaritması alınmış
ve %95’lik güven sınırları hesaplanmış; ancak çalışmada bu güven sınırlarının
antilogaritmaları alınarak verilmiştir. Ayrıca normalize edilmiş söz konusu veri
mevsim ve istasyonlara göre sınıflandırılarak iki yönlü varyans analizi yapılmış ve
daha sonra gerektiğinde Duncan Testi uygulanmıştır (Sokal ve Rohlf, 1969; Bek
ve Efe, 1995; Koray, 2003).
Sözü edilen tüm bu istatistik analizlerin yapılmasında Excell ve SPSS
paket programlarından faydalanılmıştır (Özdamar, 1999).
Çalışma alanında tespit edilen ihtiyoplanktonik organizmalar içerisinde
spp. tür adıyla tanımlanan ve aynı sistematik birime ait olmak koşuluyla birden
fazla tür içerebilecek olan taksonlar, gerek tür sayılarının ve gerekse çeşitlilik,
zenginlik ve benzerlik indekslerinin hesaplanmasında dahil edilmemiş; yalnızca
baskınlıkların hesaplanmasında kullanılmıştır. Tüm bu ekolojik istatistiklerin
hesaplanmasında sayıca az örneklenmeleri nedeniyle prelarvalar, postlarvalarla
birlikte değerlendirilmiştir.
İstasyonlarda tür çeşitliliğini belirlemek amacıyla yumurta ve larvalar için
ayrı olarak Shannon-Wiener tür çeşitliliği indeksi hesaplanmıştır. Bu indeks çeşitli
tabanlarda hesaplanmakta olup; ln ve log2 bunların en yaygın olanlarıdır.
Dolayısıyla yapılan çalışmalarla karşılaştırmanın mümkün olması amacıyla,
Shannon-Wiener indeksi ln tabanında hesaplanmıştır. Bu indeks;
3. MATERYAL ve YÖNTEM Sinan MAVRUK
18
∑
=
=′S
iii ppH
1
ln (3.4)
eşitliği ile hesaplanmış olup, burada:
H ′ : Shannon’un diversite indeks değeri,
S : Gözlemlenen tür sayısı ve
pi : i. Türün oransal bolluğudur (Clarke ve Warwick, 2001; Magurran, 2004). İhtiyoplankton örnekleri içerisinde, türlerin baskınlık ve düzenlilik
durumunun belirlenmesi ve bireylerin türlere göre dağılışının homojenliğinin
tespit edilmesi amacıyla (Postel ve ark., 2000) Shannon-Wiener çeşitlilik indeksi
için kullanılan Pielou düzenlilik indeksi uygulanmıştır. Bu indeks;
SH
HHJ
lnmax
′=
′=′ (3.5)
Eşitliği kullanlılarak hesaplanmış olup, burada: J ′ : Pielou’nun düzenlilik indeksini,
H ′ : İlgili istasyonun tür çeşitliliğini,
Hmax : İlgili istasyonda tespit edilen tür sayısı itibariyle gözlenebilecek en yüksek
tür çeşitliliği indeks değerini ve
S : Gözlenen tür sayısını ifade etmektedir (Clarke ve Warwick, 2001; Magurran,
2004). Krebs (1989) tür zenginliğinin en basit ifadesinin tespit edilen tür sayısı
olduğunu; fakat bunun örnek genişliğine direkt bağlı olması nedeniyle her zaman
güvenle kullanılamayacağını bildirmektedir. Dolayısıyla tür zenginliğinin tahmin
edilmesi amacıyla Margalef tür zenginliği indeksinden faydalanılmıştır. Bu indeks:
= ( ) (3.6) Eşitliği ile hesaplanmakta olup, burada:
D: Margalef tür zenginliği indeks değeri,
3. MATERYAL ve YÖNTEM Sinan MAVRUK
19
S: Gözlenen tür sayısı ve
n: Gözlenen birey sayısını ifade etmektedir (Clarke ve Warwick, 2001). Örnekleme periyodu boyunca tespit edilen yumurta ve larvalar için,
istasyon ve mevsimler arasındaki benzerliği tespit etmek amacıyla Bray-Curtis
benzerlik indeksi hesaplanmıştır. Bu indeks;
{
+
−−=
∑
∑
=
=p
iikij
p
iikij
jk
yy
yy
S1
1
)(1 100
Eşitliği ile hesaplanmış olup, burada:
Sjk: j. ve k. örnekler arasındaki benzerliği,
p : Tespit edilen tür sayısını,
yij :i. türün j. örnekteki bolluğunu ve
yik :i. türün k. örnekteki bolluğunu ifade etmektedir (Clarke ve Warwick, 2001). Bray-Curtis benzerlik indeksinin hesaplanmasında, yüksek bolluğa sahip
türlerin tesirinin azaltılması amacıyla yumurtalarda logaritmik; larvalarda ise
karekök transformasyonu uygulanmıştır (Clarke ve Warwick, 2001).
Hesaplanan benzerlik indeksi değerlerine Group Average Linkage yöntemi
ile hiyerarşik yığılmalı kümeleme analizi uygulanmıştır (Krebs, 1989; Sangün,
2007). Elde edilen benzerlik matrislerine göre ağaç grafikleri (dendogram)
oluşturulmuştur (Clarke ve Warwick, 2001). Sözü edilen tüm bu ekolojik
analizlerin hesaplanmasında Primer V6.1 paket programından faydalanılmıştır.
Her bir mevsim için örneklenen yumurta ve larvalar ayrı ayrı ele alınmak
üzere, türlerin familyalara göre dağılımı (FD) yüzde olarak aşağıda verilen eşitlik
kullanılarak hesaplanmıştır. Buna göre: FDij=(Fij/Sj)100 (3.8) FDij : i. familyanın j. mevsimdeki yüzde yoğunluğunu,
Fij : i. familyanın j. mevsimde örneklenen tür sayısını ve
Sj : j. mevsimde örneklenen toplam tür sayısını göstermektedir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
20
4. BULGULAR 4.1. Çalışma Alanının Hidrografik Özellikleri Bu başlık altında çalışma alanının sıcaklığı, tuzluluğu, Oksijen yoğunluğu,
pH’ı ve Seki derinliği ele alınmaktadır.
4.1.1. Sıcaklık Sıcaklığın mevsimlere, istasyonlara ve derinliklere göre değişimi
incelendiğinde, 0 ve 5m derinlikler ve istasyonlar arasındaki farkın önemsiz
olduğu, mevsimler arasındaki farkın ise istatistiksel açıdan önemli olduğu tespit
edilmiştir (p<0.01). Daha sonra Duncan Testi uygulanmış; Kış ve İlkbaharın
sıcaklık değerleri arasındaki farkın önemli olmadığı belirlenmiştir.
Sıcaklığın mevsimsel değişimi Şekil 4.1’de görülmektedir. Çalışma
alanında ölçülen minimum sıcaklık Kış mevsiminde 5m derinlikte 14.75ºC’dir. Bu
sıcaklık değerinin kış mevsimi ortalamasından dahi düşük olduğu görülmektedir.
Maksimum sıcaklık ise Yaz mevsiminde yüzeyde 28.14ºC olarak tespit edilmiştir.
Çalışma alanının Ortalama sıcaklığı 23.16±0.61ºC olarak belirlenmiştir.
Şekil 4.1. İstasyonlardaki Ortalama Sıcaklığın Mevsimsel Değişimi (Dikey Barlar
%99’luk Güven Sınırlarını Göstermektedir)
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
21
Balıkların üreme zamanı üzerinde etkili en önemli faktörlerden biri olan
sıcaklığın (Potts ve Wootton, 1984) şiddetli mevsimsel dalgalanmalar gösterdiği
fakat yıl içerisinde daima yüksek olduğu gözlenmektedir. Bu şiddetli mevsimsel
dalgalanmalar sub-tropik bölgelerin en karakteristik özelliklerinden biridir
(Golani, 1998). Demir (1954) yüzey suyu sıcaklığı değerlerinin İskenderun
Körfezi’nde 30ºC’nin üzerinde ölçülebildiğine değinmiştir. Galil (1993) Levant
Baseni’nde sıcaklık değerlerinin Akdeniz’in diğer bölgelerine nazaran daha
yüksek olduğunu belirtmektedir. Doğu Akdeniz’de yüzey suyu sıcaklıklarının
yüksek olması ise özellikle yaz mevsiminde tropikal koşullara benzer bir ortam
oluşturmaktadır (Galil, 1993).
4.1.2. Tuzluluk Sıcaklıkta olduğu gibi tuzlulukta da derinlikler (0 ve 5m) ve istasyonlar
arasındaki farkın istatistiksel açıdan önemsiz; mevsimler arasındaki farkın ise
önemli olduğu bulunmuştur (p<0.01). Yapılan Duncan Testi sonucunda İlkbahar
ve Sonbahar mevsimleri arasındaki fark ve Yazla Kış mevsimleri arasındaki
farkın istatistiksel açıdan önemli olmadığı belirlenmiştir. Tuzluluğun mevsimsel
değişimi Şekil 4.2.’de görülmektedir.
Şekil 4.2. İstasyonlardaki Ortalama Tuzluluğun Mevsimsel Değişimi (Dikey
Barlar %99’luk Güven Sınırlarını Göstermektedir)
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
22
Tespit edilen minimum tuzluluk yaz mevsiminde II’inci istasyonun 5m
derinliğinde ‰37.10’dur. Maksimum tuzluluk ise sonbahar mevsiminde III’üncü
istasyonun 5m derinliğinde ‰40.12 olarak belirlenmiştir. Ortalama tuzluluk
‰39.36±0.29’dur.
Tuzluluğun başta yumurta çaplarının değişimi olmak üzere balıkların
erken gelişim aşamaları üzerinde önemli etkilerinin olduğu bilinmektedir
(Solemdal, 1967). Çalışma alanında tuzluluğun son derece yüksek olduğu
görülmüştür. Tuzluluk, yaz mevsimi haricinde sıcaklıkla paralel bir değişim
göstermekte; yaz mevsiminde II’inci istasyonun 5m’sinde gözlenen anormal
tuzluluk değerleri nedeniyle sıcaklık grafiğinden farklılık göstermektedir. Ayrıca
düşük tuzluluk değerlerinde havanın yağışlı olmasının da etkili olduğunu ileri
sürmek mümkündür.
4.1.3. Oksijen (O2)
Oksijenin 0-5m arasındaki değişimleri ile alansal değişimleri önemli
değilken; mevsimlere bağlı değişimleri önemli bulunmuştur (p<0.01). Yapılan
Duncan Testi sonucunda Yaz ile Sonbahar, Kış ile İlkbahar oksijen düzeyleri
arasındaki farkın önemli olmadığı tespit edilmiştir.
Oksijenin mevsimsel değişimi Şekil 4.3’te görülmektedir. Ölçülen
minimum oksijen değeri yaz mevsiminde I ’inci istasyonun 5m’sinde
6.07ppm’dir. Maksimum oksijen değeri ise Kış mevsiminde II’inci istasyonun
yüzeyinde 9.39ppm olarak tespit edilmiştir. Ortalama Oksijen değeri 7.1±0.29ppm
olarak belirlenmiştir.
Oksijen değerlerine bakıldığında, sıcaklıkla ters yönde değiştiği
görülmekte; sıcaklığın yüksek olduğu aylarda düşük, düşük olduğu aylarda ise
yüksek ölçüldüğü dikkat çekmektedir. Balık yumurta ve larvalarında Oksijen
ihtiyacı türlere göre farklılık göstermektedir. Buna karşın sucul organizmalar için
5ppm oksijen değeri idealdir (Moksness ve ark., 2004). Çalışma alanında oksijen
düzeyinin bu değerin altına hiç düşmediği görülmüştür.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
23
Şekil 4.3. İstasyonlardaki Ortalama Oksijenin Mevsimsel Değişimi (Dikey Barlar
%99’luk Güven Sınırlarını Göstermektedir) 4.1.4. pH
Yapılan istatistik analizler sonucunda pH’ın derinlik, istasyon ve
mevsimlere bağlı değişimleri önemsiz bulunmuştur. Bu değer 7.98-9.17 arasında
ölçülmüş olup; ortalama pH ise 8.17±0.09’dur.
Ortamın kalitesi üzerinde fikir veren önemli bir parametre olan pH,
özellikle çeşitli toksik maddelerin etki derecelerini değiştirmek suretiyle canlıları
dolaylı olarak etkilemektedir. Türlere göre değişmekle birlikte genel olarak, deniz
yaşamı için uygun pH değerinin 6.5-8.5 arasında olduğu bilinmektedir (Göksu,
2003). Çalışma alanının pH değerleri genel olarak bu sınırlar içerisinde yer
almakla birlikte, oksijenin diğer istasyonlara nazaran yaklaşık 2ppm yüksek
ölçüldüğü Kış Mevsiminin II’inci istasyonunda bu sınırların oldukça üzerindedir
(9.17). Kış örneklemesinin yapıldığı anda meteorolojik koşullara bakıldığında,
havanın kapalı ve yağmurlu, denizin ise dalgalı olduğu dikkat çekmiştir. Özellikle
II’inci istasyonda örneklemenin şiddetli yağış altında yapılmış olması sözü edilen
anomaliyi açıklayabilmektedir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
24
4.1.5. Seki Derinliği
Seki derinliğinin istasyonlara bağlı değişimi önemli değilken, mevsimlere
bağlı değişimi önemli bulunmuştur (p<0.01). Uygulanan Duncan Testi sonucunda
Yaz ve Kış mevsimleri ile Sonbahar ve İlkbahar mevsimleri arasındaki
farklılıkların istatistik açıdan önemli olduğu görülmektedir (p<0.05).
Seki derinliğinin mevsimsel değişimi Şekil 4.4.’te görülmektedir. Seki
derinliği minimum 3.5m (Kış Mevsimi) ve maksimum 10m (Sonbahar)
ölçülmüştür. Ortalama seki derinliği 6.08±0.7m olarak tespit edilmiştir.
Şekil 4.4. İstasyonlardaki Ortalama Seki Derinliğinin Mevsimsel Değişimi (Dikey
Barlar %99’luk Güven Sınırlarını Göstermektedir) Seki derinliğinin mevsimsel değişimi ele alındığında, bu ölçümün
gökyüzünün bulutlanma durumu ile direkt ilişkili olduğu öncelikle dikkat
çekmektedir. Seki derinliğinin, örneklemelerin günün oldukça erken saatlerinde
yapıldığı ve havanın parçalı bulutlu olduğu yaz mevsimi ile havanın tümüyle
yağışlı olduğu kış mevsiminde; örneklemelerin güneşli havada yapıldığı bahar
mevsimlerine oranla düşük olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, bu çalışma için
seki derinliğinin ihtiyoplankton dinamikleri üzerinde objektif bir ölçü olmadığı ve
ihtiyoplanktonik bulguların yorumlanmasında kullanılamayacağı ileri sürülebilir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
25
4.2. Tespit Edilen Türlerin Sistematiği
CLUPEIFORMES Clupeidae
Etrumeus teres (Dekay, 1842) Sardinella aurita Valenciennes, 1847 Sardinella maderensis (Lowe, 1839)
Engraulidae Engraulis encrasicholus (Linnaeus, 1758)
ATHERINIFORMES Atherinidae
Atherina boyeri Risso, 1810
BELONIFORMES Hemiramphidae
Hyporhamphus picarti (Valenciennes, 1846)
SCORPAENIFORMES Triglidae
Triglidae sp.1 Triglidae sp.2
PERCIFORMES Moronidae
Dicentrarchus labrax (Linnaeus, 1758) Serranidae
Serranus cabrilla (Linnaeus, 1758) Serranus hepatus (Linnaeus, 1758) Serranus scriba (Linnaeus, 1758)
Teraponidae Pelates quadrilineatus (Bloch, 1790)
Apogonidae Apogon sp.
Sillaginidae Sillago sihama (Forsskål, 1775)
Pomatomidae Pomatomus saltatrix (Linnaeus, 1766)
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
26
Carangidae Caranx rhonchus E. Geoffroy Saint-Hilaire, 1817 Trachurus trachurus (Linnaeus, 1758)
Sparidae Boops boops (Linnaeus, 1758) Dentex dentex (Linnaeus, 1758) Dentex gibbosus (Rafinesque, 1810) Diplodus annularis (Linnaeus, 1758) Diplodus sargus (Linnaeus, 1758) Diplodus vulgaris (E. Geoffroy Saint-Hilaire,1817) Lithognathus mormyrus (Linnaeus, 1758) Oblada melanura (Linnaeus, 1758) Sparus aurata Linnaeus, 1758 Sparidae sp.1 Sparidae spp.
Centracanthidae Spicara sp.
Sciaenidae Sciaena umbra Linnaeus, 1758
Mullidae Mullus barbatus Linnaeus, 1758 Mullus surmuletus Linnaeus, 1758 Mullidae sp.1 Mullidae sp.2 Mullidae spp.
Pempheridae Pempheris vanicolensis Cuvier, 1831
Mugilidae Liza saliens (Risso, 1810)
Pomacentridae Chromis chromis (Linnaeus, 1758)
Labridae Coris julis (Linnaeus, 1758) Thalassoma pavo (Linnaeus, 1758) Labridae sp.
Tripterygiidae Tripterygion sp.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
27
Blenniidae Blennius ocellaris Linnaeus, 1758 Lipophrys pavo (Risso, 1810) Parablennius sanguinolentus (Pallas, 1811) Blenniidae sp.
Callionymidae Callionymus lyra Linnaeus, 1758 Callionymus pusillus Delaroche, 1809
Gobiidae Aphia minuta (Risso, 1810) Gobiidae sp.
Sphyraenidae Sphyraena sphyraena (Linnaeus, 1758)
Scombridae Euthynnus alletteratus (Rafinesque, 1810) Katsuwonus pelamis (Linnaeus, 1758) Scomber colias Gmelin, 1789 Scomber scombrus Linnaeus, 1758 Thunnus thynnus (Linnaeus, 1758)
PLEURONECTIFORMES
Bothidae Bothidae spp.
Soleidae Soleidae sp.
TANIMLANAMAYANLAR Tanımlanamayan Larva Tanımlanamayan Yumurta
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
28
4.3. Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikler
Yumurtalık kıyısal zonunda gerçekleştirilen bu çalışmada, toplam altı
takıma ait 28 familyanın içerdiği 56 türün erken aşamaları tanımlanmıştır. Ayrıca
tür tayini yapılamayan iki yumurta ve larva ile birden fazla tür içerebilecek üç
sistematik birim de değerlendirmeye alınmıştır. Tespit edilen erken gelişim
aşamalarının istasyon ve mevsimlere göre bolluk ve baskınlıkları EK. 1a ve b’de
verilmiştir.
4.3.1. Etrumeus teres (Kızılgözlü Sardalya)
Circumtropikal bir tür olan Etrumeus teres’in doğal yayılım alanı Pasifik
ve Hint Okyanusları ile Atlantik Okyanusu’nun batısıdır (Fishbase, 2009).
Akdeniz’de ilk kez 1963 yılında İsrail kıyılarında tespit edilmiş (CIESM, 2009) ve
1997 yılında İskenderun Körfezi’nde bulunduğu bildirilmiştir (Başusta ve ark.,
1997). Ben-Tuvia (1971), Etrumeus teres’in Batı Akdeniz’de bulunmaması
nedeniyle Lesepsiyen bir tür olarak değerlendirildiğini belirtmiştir. Akdeniz’de
İsrail, Kıbrıs, Türkiye kıyıları, Güney Ege ve Sicilya Boğazı’ndan rapor edilmiştir
(Kasapidis ve ark., 2007). Yılmaz ve Hoşsucu (2003) Antalya kıyılarında bu türün
populasyonunun arttığını ve ekonomik potansiyel taşımasının yanı sıra, diğer
pelajik türlerle rekabete girmesinin de mümkün olduğunu belirtmiştir.
Etrumeus teres tüm erken gelişim evrelerini pelajik bölgede geçirmektedir
(Leis ve Carson-Ewart, 2000). Plaza ve ark. (2007), bu türde grup senkronik oosit
gelişimi gözlendiğini ve bir üreme dönemi içerisinde birçok kez yumurta
bırakabildiğini bildirmektedir. Üreme periyodu bölgelere göre değişmekle
birlikte, 14-23ºC sıcaklıklarda ürediği bilinmektedir (Oozeki ve ark., 2007).
Oozeki ve ark. (2007) Etrumeus teres’in kıyısal bölgede yumurtladığını
belirtmektedir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
29
4.3.1.1. Etrumeus teres’in Bolluk ve Dağılımı
Bu çalışmada Etrumeus teres’e ait yumurtalar yalnızca ilkbahar
mevsiminde I’inci istasyonda 1000m³’te 41 adet tespit edilmiştir. Örneklendiği
dönem ve istasyonda tanımlanan yumurtaların %3’ünü oluşturmuştur.
Ak (2004), Mersin Körfezi’nde bu türe ait yumurtalara Sonbahar, Kış ve
İlkbahar mevsimlerinde rastlamıştır. Connel (2001)’in Güney Afrika’nın Hint
Okyanusu kıyılarında yaptığı çalışmada bu türün yumurtalarına yıl boyunca
rastlanabildiğini; üremenin yoğun olarak güney yarı kürede kış ve ilkbahar
mevsimlerine denk gelen Haziran-Aralık ayları arasında gerçekleştiğini
belirtmiştir. Ward ve ark. (2003)’ün Güney Pasifik’te Avustralya kıyılarında
gerçekleştirdiği çalışmada da Hint Okyanusu’ndakine benzer sonuçlar elde
edilmiş; yaz mevsimi dışında bu türe ait yumurtaların planktonda bulunduğu
belirlenmiştir. Oozeki ve ark. (2007) ise Pasifik Okyanusu’nun batı kıyılarında yıl
boyunca E. teres yumurtalarına rastlamışlardır. Üreme dönemi itibariyle, bu
çalışmada elde edilen bulguların da literatürle uyum içinde olduğu görülmektedir.
4.3.1.2 Etrumeus teres Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri
Yağ damlacığı bulunmayan küresel yumurtalarda kapsül düz ve vitellus
segmentlidir. Yumurta çapı 1.02±0.034 mm olarak tespit edilmiştir. Perivitellin
mesafe dardır. Embriyo ve vitellus üzerinde pigmentasyon gözlenmemiştir.
Yumurta çapı dışındaki tüm özellikler Ak (2004) ile uyum içinde olsa da;
Ak (2004), bu türün yumurta çapının 1.10-1.40mm’ler arasında değiştiğini
bildirmiştir.
4.3.2. Sardinella aurita (Büyük Sardalya, Yuvarlak Sardalya)
Circumtropical bir tür olan Sardinella aurita’nın doğal yayılım alanı
Atlantik’in her iki yakası ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). Türkiye’ye sahil veren
tüm denizlerde bulunmaktadır (Bilecenoğlu ve ark., 2002). Ekonomik önemi
yüksektir (Turan, 2007).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
30
Sardinella aurita tüm erken gelişim aşamalarını pelajik bölgede
geçirmektedir (Lo-Bianco, 1956). Üreme sıcak mevsimlerde besinin bol olarak
bulunduğu neritik sularda gerçekleşmektedir (Schismenou ve ark., 2008). Maynou
ve ark. (2008) bu türe ait erken aşamaların planktonda yamalanma şeklinde
(patchy) bir dağılış izlediğini ve bu dağılışın postlarval aşamalarda kendini daha
belirgin bir biçimde ortaya koyduğunu belirtmiştir. Tsikliras ve Antonopoulou
(2006) Kuzey Ege’de ayrı eşeyli olduğunu, senkronik oosit gelişimi gösterdiğini
ve üreme dönemi içerisinde tek batında yumurtladığını bildirmiş; fakat üreme
karakterinin dağılım alanı içerisinde değişken olduğunu eklemiştir.
4.3.2.1. Sardinella aurita’nın Bolluk ve Dağılımı
Bu çalışmada Sardinella aurita’ya ait yumurta, pre ve postlarvalar tespit
edilmiştir. Yalnızca yaz mevsiminde III’üncü istasyonda örneklenen Sardinella
aurita yumurtaları 1000 m³’te 115 adet bulunmuştur. Bu değer ilgili dönem ve
istasyonda tanımlanan toplam yumurtaların %10.04’ünü oluşturmaktadır. Bu türe
ait prelarvalar da yine aynı mevsim ve istasyonda 6 adet/1000m³ olarak
belirlenmiştir. Sardinella aurita postlarvalarına ise ilkbaharda her üç istasyonda
sırasıyla 17, 9 ve 10 adet/1000m³ ve yaz mevsiminde II ve III’üncü istasyonlarda
22 ve 11 adet/1000m³ olarak rastlanmıştır (Şekil 4.5).
Şekil 4.5 Sardinella aurita Larvalarının Bolluk ve Dağılımı (a: İlkbahar; b: Yaz)
Avşar (2000) bu türün İskenderun ve Mersin Körfez’lerinde Nisan-
Temmuz ayları arasında ürediğini belirtmiştir. Mersin Körfezi’nde yapılan
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
31
çalışmalarda bu türe ait yumurtalara Mayıs-Temmuz ayları arasında rastlanmıştır
(Ak, 2004, Ak ve Uysal, 2007). Ege Denizi’nde ise yumurtlamanın Haziran-Ekim
ayları arasında gerçekleştiği bildirilmektedir (Yannopoulos ve ark., 1973, Mater,
1981; Ak, 2000; Çoker, 2003). Batı Akdeniz için de bu türün üreme mevsiminin
yaz ayları olduğu görülmektedir (Maynou ve ark., 2008). Ayrıca çalışmada, Nisan
ayında bu türe ait postlarvaların örneklenmesi ilgi çekicidir. Bölgede yapılan
çalışmalara bakıldığında, Avşar ve Çiçek (1999)’un 20-30mm’lik Sardinella
aurita juvenillerine Yumurtalık Koyu’nda (İskenderun Körfezi) Mayıs-Ağustos
ayları arasında; Ak (2004)’ün ise Mersin Körfezi’nde, postlarvalarına Nisan-
Temmuz ayları arasında rastladıkları görülmektedir.
Gerek bu ve gerekse bölgede gerçekleştirilen diğer ihtiyoplankton
çalışmalarının sonuçlarına bakılarak İskenderun Körfezi’nin bu tür için önemli bir
üreme alanı olduğu ileri sürülebilir. Schismenou ve ark. (2008)’in, Kuzey Ege
Denizi stokunu referans alarak, Sardinella aurita’nın potansiyel üreme alanlarını
belirlemek amacıyla yaptıkları modelde de özellikle İskenderun Körfezi’nin
Güneybatı kıyılarının yumurtlama alanı olarak son derece uygun olduğu
görülmektedir.
4.3.2.1. Sardinella aurita Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri
Tespit edilen Sardinella aurita yumurtalarında şekil küreseldir ve 1 adet
posterior-medyan konumlu yağ damlacığı bulunmaktadır. Kapsülde desen
gözlenmezken vitellus segmentlidir. Yumurta çapı 0.95-1.16mm arasında
değişmekle birlikte; ortalama 1.09±0.05mm arasında ölçülmüştür. Yağ damlacığı
çapı ise 0.09 ile 0.13mm arasında değişmekte ve ortalama 0.10±0.01mm’dir.
Yumurtanın en belirgin özellikleri yağ damlacığının konumu ve son derece geniş
olan perivitellin mesafedir. Embriyo incedir. Başın hemen arkasından dorsal ve
dorsolaterallerde başlayan nokta pigment kaudale kadar uzanmaktadır (EK 2.1).
Sardinella aurita prelarvalarında vücut ince-uzun, vitellus kesesi segmentli
ve oval, yağ damlacığı ise yumurtada olduğu gibi posterior-medyan konumludur.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
32
Vitellus kesesi anüse mesafeli durmaktadır. 2.26mm’lik prelarvada yağ damlacığı
0.09mm ve postanal mesafe 0.38mm’dir (EK 2.2).
Sardinella aurita postlarvalarında vücut ince-uzun ve anüs vücudun
4/5’inden az geride düz bir biçimde dışarı açılmaktadır. Tespit edilen larvalarda
Toplam Boy (TB) 3.57-6.40mm arasında değişmekle birlikte, ortalama
4.72±1.10mm’dir. 4.85mm’lik larvada preanal mesafe (PreA) 4.05mm, baş
uzunluğu (BU) 0.62mm, baş yüksekliği (BY) 0.48mm, pektoral hizasında vücut
derinliği (PVD) 0.33mm, Göz Çapı (GÇ) 0.20mm’dir. Miyomer sayısı 41+7
adettir.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde bu türün yumurta çapının 1.03-1.30mm,
yağ damlacığı çapının ise 0.11-0.16mm arasında olduğunu belirtmiştir. Yine aynı
araştırıcı bu türün 2.70-3.15mm boyundaki prelarvalarıyla 3.70-8.20mm
boyundaki postlarvalarını tespit etmiştir. İzmir Körfezi’nde bu türe ait
yumurtaların çaplarının 1.03-1.63mm arasında olduğu bildirilmektedir (Mater,
1981; Çoker, 2003). Bu çalışmada tespit edilen minimum yumurta çapının
literatüre göre daha küçük olduğu görülmüştür. Bunun hidrolojik koşullardaki
farklılıklardan kaynaklandığı düşünülmektedir.
4.3.3. Sardinella maderensis (Tirsi Sardalya)
Atlantik-Akdeniz kökenli bir tür olan Sardinella maderensis, Atlantik
Okyanusu’nun doğu kıyıları ile Akdeniz’de dağılış göstermektedir (Fishbase,
2009). Türkiye kıyılarında ise Turan (2007), yalnızca Akdeniz’de bulunduğunu
belirtirken; Bilecenoğlu ve ark. (2002), Ege’de varlığını bildiren araştırıcıların
olduğunu belirtmişlerdir. Orta düzeyde ekonomik öneme sahiptir (Turan, 2007).
Bu tür tüm erken gelişim aşamalarını pelajik bölgede geçirmektedir
(Golani ve ark., 2006). Youmbi ve ark. (1991), tropikal kuşakta bahar ve güz
maksimum olmak üzere yıl boyu üreme gösterdiğini, Whitehead ve ark. (1984) ise
subtropikal kuşakta üremenin yaz aylarında gerçekleştiğini bildirmektedir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
33
4.3.3.1. Sardinella maderensis’in Bolluk ve Dağılımı
Bu çalışmada Sardinella maderensis’e ait yumurtalar yalnızca ilkbahar
mevsiminde I’inci istasyonda tespit edilmiştir. 1000m³’te 17 adet örneklenen
yumurtalar I’inci istasyonda tanımlanan toplam yumurtaların %1.25’ini
oluşturmaktadır.
Ak ve Uysal (2007) ile Ak (2004) Mersin Körfezi’nde bu türe ait
yumurtalara Haziran ve Temmuz aylarında rastlamışlardır. Ancak, Ak (2004)’ün
Nisan-Temmuz ayları arasında bu türün prelarvalarını tespit etmesi, üremenin bu
çalışmada da gözlendiği gibi ilkbaharda da gerçekleştiğini göstermektedir.
4.3.3.2. Sardinella maderensis Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri
Sardinella maderensis yumurtalarında şekil küresel, kapsül desensiz,
vitellus segmentli ve perivitellin mesafesi geniştir. 1 adet yağ damlacığı medyana
yakın posterior konumludur. Tespit edilen yumurtalarda çap 1.36-1.47mm yağ
damlacığı ise 0.09-0.11mm arasında değişim göstermektedir (EK 2.3).
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde bu türe ait yumurta çapının 1.27-1.65mm,
yağ damlacığı çapının ise 0.06-0.08mm arasında değiştiğini belirtmektedir. Mater
ve Çoker (2004) ise yağ damlacığı çapının 0.11mm’ye ulaşabildiğini belirtmiştir.
Dolayısıyla tespit edilen morfometrik karakterlerin literatürle uyum içinde olduğu
görülmektedir.
4.3.4. Engraulis encrasicholus (Hamsi)
Atlantik-Akdeniz kökenli bir tür olan hamsinin doğal yayılış alanı Atlantik
Okyanusu’nun doğu kıyıları ile Akdeniz ve bağlı denizlerdir (Fishbase, 2009).
Engraulis encrasicholus Türkiye’ye sahil veren tüm denizlerde bulunmaktadır
(Bilecenoğlu ve ark., 2002). Ekonomik önemi son derece yüksektir. Çelikkale
(1997) Türkiye’nin toplam deniz balıkları üretiminin yaklaşık %70’inin yalnızca
hamsi tarafından karşılandığını belirtmektedir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
34
Bu tür tüm erken gelişim aşamalarını pelajik bölgede geçirmektedir.
Sardinella aurita’da olduğu gibi Engraulis encrasicholus’ta da üreme sıcak
mevsimlerde gerçekleşmektedir. Maynou ve ark. (2008), hamsiye ait erken
aşamaların Sardinella aurita’da olduğu gibi yığılmalı bir dağılış izlemediğini
kısmen daha homojen dağılabildiğini belirtmektedir. Buna karşın Koutrakis ve
ark. (2004) hamsi larvalarının kıyısal bölgeleri tercih ettiğini; Coombs ve ark.
(2003) ise yumurtalara nazaran kısmen daha açıkta bulunduğunu, ancak bu
durumun mevcut akıntılarla ilişkili olabileceğini belirtmektedir. Golani ve ark.
(2006) bu türün embriyonik aşamasının 1-3 gün içerisinde tamamlandığını
bildirmektedir. Murua ve Saborido-Rey (2003) asenkronik oosit gelişimi
gözlendiğini ve partiler halinde yumurta bıraktığını rapor etmiştir.
4.3.4.1. Engraulis encrasicholus’un Bolluk ve Dağılımı
Bu çalışmada Engraulis encrasicholus’a ait yumurta ve prelarvalar
saptanmıştır. Hamsi yumurtaları ilkbaharda her üç istasyonda sırasıyla 9, 18 ve 19
adet/1000m³ ve yaz mevsiminde I’inci ve II’inci istasyonlarda sırasıyla 49 ve 98
adet/1000m³ olarak belirlenmiştir (Şekil 4.6). Bu türün prelarvalarına ilkbaharda
yalnızca I’inci istasyonda rastlanmış olup; 1000m³’te 9 adet olarak bulunmuştur.
Şekil 4.6. Engraulis encrasicholus Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı (a:
İlkbahar, b: Yaz)
Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında bu türün yumurtalarına Mart-Ekim
dönemlerinde rastlanmıştır (Ak, 2004; Ak ve Uysal, 2007). Ege Denizi’nde
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
35
yapılan ihtiyoplankton çalışmalarında da üremenin bahar başlangıcından güz
sonuna dek sürdüğü bildirilmektedir (Gürkaş, 1995; Ak, 2000; Çoker, 2003;
Çakır, 2004; Çakır ve ark., 2005). Marmara Denizi’nde Yüksek (1993) üremenin
Mayıs-Eylül ve Alimoğlu (2002) Mayıs-Ekim ayları arasında gerçekleştiğini
belirtmiştir. Yüksek ve Yılmaz (2008), Haliç’te (Marmara) üremenin en yoğun
olduğu dönemin Temmuz ayı olduğunu belirtmektedir. Karadeniz’de ise Başar
(1996), Satılmış (2001) ve Satılmış (2005) hamsi yumurtalarına Nisan-Eylül
ayları arasında rastlamışlardır. Zarrad ve ark. (2006)’nın Orta Akdeniz’de Tunus
Körfezinde yaptıkları ihtiyoplankton örneklemelerinde bu türe yıl boyunca
rastlandığı fakat maksimum yoğunluğun yaz mevsiminde tespit edildiğini
bildirilmektedirler. Faria ve ark. (2006) ise, Atlantik’in doğu kıyılarında bu türün
İlkbahar ve Yaz mevsimlerinde ürediğini belirtmişlerdir. Diğer taraftan,
Schismenou ve ark. (2008)’in Kuzey Ege Denizi stokunu referans alarak,
Engraulis encrasicholus’un potansiyel üreme alanlarını belirlemek amacıyla
yaptıkları modelde özellikle İskenderun Körfezi’nin son derece uygun bir üreme
alanı olduğu görülmektedir.
4.3.4.2. Engraulis encrasicholus Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri
Oval şekilli hamsi yumurtalarında yağ damlacığı bulunmamaktadır ve
vitellus segmentlidir. Büyük çap 1.02-1.36mm arasında değişim göstermekle
birlikte ortalama 1.15±0.05mm; küçük çap 0.47-0.73mm arasında değişim
göstermekle birlikte ortalama 0.55±0.04mm olarak ölçülmüştür. Embriyo ve
vitellus üzerinde pigmentasyon gözlenmemiştir (EK 2.4).
Tespit edilen hamsi prelarvalarında TL 3.2mm, PreA 0.67mm ve BU
0.28mm’dir. Vücut ince uzundur. Prelarvaların ventralinde seyrek dizilmiş
oldukça zayıf nokta pigmentler gözlenmiştir.
Türkiye’ye kıyısı olan denizlerde yapılan bazı araştırmalarda tespit edilen
hamsi yumurta çapları Çizelge 4.1’de verilmiştir. Bu türe ait farklı stoklarda
yumurta çapının son derece değişken olduğu ve uzun eksenin kısa eksene
oranında da farklılıklar gözlenebildiği bilinmektedir (Demir, 1959a). Yüksek
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
36
(1993) yumurta çapının tuzluluğun yüksek olduğu aylarda daha düşük
ölçüldüğünü bildirmektedir. Gordina ve ark. (1997), uzun-kısa eksen oranındaki
farklılığa dayanarak Marmara’da yaşayan hamsi stokunun Karadeniz’e üreme
göçü yapıyor olabileceğini ileri sürmüştür. Bu çalışmada tespit edilen hamsi
yumurtalarında da uzun/kısa eksen oranının son derece değişken olduğu, fakat
ortalama çap ele alındığında oranın Demir (1959a) ile uyum gösterdiği
belirlenmiştir. Buna karşın, farklı hamsi stoklarının körfezi üreme alanı olarak
kullanma olasılığı da göz ardı edilmemelidir.
Çizelge 4.1. Çeşitli Araştırıcılar Tarafından Türkiye Denizlerinden Rapor Edilen
Hamsi Yumurtası Çapları
Bölge Çalışma Yumurta Çapı
Doğu Akdeniz Ak (2004) Demir (1959a)
1.13-1.57x0.49-0.67 1.16x0.50
Ege Demir (1959a) Çoker (2003) Çakır (2004)
1.21x0.66 0.97-1.57x0.39-0.68 1.37x0.57
Marmara
Arım (1957) Demir (1959a) Yüksek (1993) Alimoğlu (2002) Demirel (2004)
0.95-1.47x0.50-0.79 1.29x0.68 1.05-1.55x0.65-0.80 1.05-1.55x0.65-0.80 1.00-1.50x0.65-0.80
Karadeniz Başar (1996) Satılmış (2001)
1-1.5x0.61-0.73 1.03-1.42x0.62-0.83
4.3.5. Atherina boyeri (Gümüş)
Atlantik Akdeniz kökenli bir balık olan Atherina boyeri, Doğu Atlantik’in
orta ve kuzey kesimleri ile Akdeniz’de yayılış göstermektedir (Fishbase, 2009).
Türkiye’ye sahil veren tüm denizlerde bulunmaktadır (Bilecenoğlu ve ark., 2002).
Turan (2007) ekonomik öneminin orta düzeyde olduğunu belirtmiştir.
Altun (1988) bu türe ait yumurtaların demersal olduğunu bildirmektedir.
Creech (1991) partiler halinde yumurtladığını rapor etmektedir. Fernandez-
Delgado ve ark. (1988) Atherina boyeri’nin İspanya’da Nisan-Haziran ayları
arasında ürediğini belirtmişlerdir. Henderson ve Bamber (2008), bu türün üremek
amacıyla son derece farklı koşullara kolayca adapte olabildiğine, gerek tatlı su,
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
37
gerek deniz ve gerekse lagün gibi değişken tuzluluğa sahip ortamlarda üreme
faaliyetlerini sürdürebildiğine değinmektedir. 4.3.5.1. Atherina boyeri Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı
Bu çalışmada Atherina boyeri’ye ait postlarvalara ilkbahar mevsiminde her
üç istasyonda da sırasıyla 9, 9 ve 10 adet/1000m³ olarak rastlanmıştır. Tespit
edildikleri dönem ve istasyondaki baskınlıkları sırasıyla %5.42, %7.83 ve
%8.62’dir (Şekil 4.7).
Şekil 4.7 Atherina boyeri Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı
Atherina boyeri postlarvaları Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında ilk kez bu
çalışmayla rapor edilmektedir. Bu türe ait larvalara Ege Denizi’nde Mart-Temmuz
ayları arasında rastlanmıştır (Ak, 2000; Çakır, 2004). Karadeniz’de ise Mayıs-
Eylül ayları arasında tespit edilmiştir (Başar, 1996). Bu çalışmada saptanan üreme
dönemi literatür ile uyum içerisindedir.
4.3.5.2. Atherina boyeri Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri Atherina boyeri postlarvalarında vücut ince-uzundur ve anüs vücudun
¼’ünde yer almaktadır. Boy 5.73-6.8mm arasında değişmekle birlikte; ortalama
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
38
6.30±3.09mm’dir. 5.73mm’lik postlarvada PreA 1.47mm, BU 1.02mm, BY
0.78mm, PVD 0.71mm ve GÇ 0.47mm’dir. Bu boyda ikinci dorsal yüzgeç taslak
halinde görülmektedir ve kaudale yakın konumlanmıştır. Otosistik bölge iri ve
belirgindir. Miyomer sayısı 7+35 adet olarak sayılmıştır. Pigmentasyon
özelliklerine bakıldığında başın dorsalinde üçgen dizilimli 3 adet iri nokta ve
dallanmış pigment bulunmaktadır. Kaudal dorsalde nokta ve yıldız pigmentler yer
almaktadır. Lateralde yanal hat üzerinde gözlenen kesikli çizgi pigmentler
6.8mm’de kesiksiz düz bir hat oluşturmaktadır. Abdominalin dorsalinde dallanmış
pigmentler bulunmaktadır (EK 2.5).
Altun (1988)’in Marmara, Küçükçekmece gölünde yaptığı örneklemelerde,
bu türe ait prelarvaların 5.83-6.40mm’ler arasında değiştiği, ağzın ve anüsün açık
olduğu, solungaç yaylarının gelişmiş ve gözlerin pigmentli olduğu
belirtilmektedir. Ayrıca, Altun (1998)’in bu türün prelarvaları için verdiği tanım
ile bu çalışmada elde edilen ve boyları 6.3mm’ye kadar olan larvaların morfolojik
özellikleri uyum içerisindedir. Fakat anüs ve ağzın açılmış olması nedeniyle, bu
çalışmada elde edilen larvalar postlarva olarak değerlendirilmiştir.
4.3.6. Hyporhamphus picarti (Çomak)
Atlantik Akdeniz kökenli bir tür olan Hyporhamphus picarti’nin doğal
yayılım alanı Atlantik Okyanusu’nun batı kıyıları ile Akdeniz’dir (Fishbase,
2009). Bilecenoğlu ve ark. (2002) bu türün Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında
bulunduğunu, Ege kıyılarındaki varlığının ise şüpheli olduğunu belirtmektedir.
Turan (2007)’ye göre ekonomik değeri düşüktür.
Bu tür kıyısal bölgede dağılış göstermekte olup nehir mansaplarında da
bulunabilmektedir (Fishbase, 2009). Leis ve Trinsky (1988), Hyporhamphus
picarti yumurtalarının demersal olduğunu belirtmişlerdir.
4.3.6.1. Hyporhamphus picarti Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı
Hyporhamphus picarti’ye ait postlarvalar yaz mevsiminde her üç
istasyonda ve sonbaharda yalnızca III’üncü istasyonda örneklenmiştir. Bolluk
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
39
yazın I’inci istasyonda 14, II’inci istasyonda 22 ve III’üncü istasyonda 6
adet/1000m³; sonbaharda ise III’üncü istasyonda 6 adet/1000m³ olarak tespit
edilmiştir (Şekil 4.8).
Bu türün larval aşamaları Türkiye kıyılarında ilk kez bu çalışmayla rapor
edilmektedir. Avşar ve Çiçek (1999) bu türün 20-180mm’lik ileri postlarval
aşamalarını ve juvenillerini Yumurtalık Koyu’nda Temmuz ve Ağustos aylarında
tespit etmişlerdir. Atlantik Okyanusu’nun tropikal kesimlerinde ise Eylül ayında
juvenillerine rastlanmaktadır (Vidy ve ark., 2004). Dolayısıyla bu türün üremek
için sıcak mevsimleri tercih ettiği görülmektedir.
Şekil 4.8. Yaz Mevsiminde Hyporhamphus picarti Postlarvalarının Bolluk ve
Dağılımı.
4.3.6.2.Hyporhamphus picarti Postlarvalarının Tanısal Özellikleri
Örneklenen Hyporhamphus picarti postlarvalarında boy 10.30-
20.00mm’ler arasında değişmekle birlikte; ortalama 14.46±8.12mm’dir.
14.33mm’lik larvada PreA 9.2mm, PVD 1.13mm, BD 1.30mm, GÇ 0.60mm’dir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
40
Miyomer sayısı 34-35+19’dur. Vücut ince-uzun silindir biçiminde ve anüs 2/3’ten
geride yer almaktadır. Dorsal ve anal yüzgeç taslakları anüs hizasında
karşılıklıdır. Bu aşamada ventral yüzgeçler şekillenmektedir ve preanalda anüse
yakın konumlanmıştır. Pigmentasyon özelliklerine bakıldığında; gözün
anteriorunda nokta pigment, başın dorsalinde yoğun melanoforlar, dorsalde başın
hemen arkasında tek sıra halinde başlayan ve beşinci miyomerden itibaren çift sıra
halini alarak anüse dek uzanan yıldız şekilli melanoforlar bulunmaktadır. Postanal
dorsalde ise bu melanoforların kesiksiz bir çizgi şeklini aldığı görülmektedir.
Lateralde oprekulum üzerinde dallanmış pigmentler gözlenmektedir. Pektoral
yüzgeçlerin posteriorundan itibaren kesikli çizgi şeklinde başlayan pigmentasyon
postanal bölgede daha da sıklaşarak kaudale uzanmaktadır. Daha büyük larvalarda
bu pigmentasyonun sürekli bir çizgi şeklinde devam ettiği gözlenmiştir. Ventralde
ise, ventral yüzgeçlerin posteriorunda 2 sıra halinde küçük yıldız pigmentler
vardır. Postanal ventralde çift sıra halinde başlayan melanoforlar postanal
bölgenin 1/3 ‘ünden itibaren sürekli bir hal almaktadır (EK 2.6).
Avşar ve Çiçek (1999) tarafından juvenillere yönelik olarak yapılan
çalışmada bu türün en az 20mm’lik postlarvalarına 1.5m’ye kadar olan
derinliklerde rastlanmış fakat morfolojik tanımı verilmediğinden, bu çalışmada
elde edilen sonuçlarla herhangi bir kıyaslama yapılmamıştır.
4.3.7. Triglidae sp. (Kırlangıç Balıkları)
Bu familya Atlantik Akdeniz kökenli türleri içermekte olup; Türkiye
denizlerinde 7 türle temsil edilmektedir. Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında 6 türü
dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002). Başusta (1997) İskenderun
Körfezi’nde bu familyaya ait 3 tür rapor etmiştir. Turan (2007) ise bu familyaya
ait 8 türün bulunduğunu ve bunların tümünün İskenderun Körfezi’nde dağılış
gösterdiğini belirtmektedir.
Kırlangıç balıklarının tüm erken gelişim aşamaları pelajik bölgede
geçmektedir (Russell, 1976). Gökçe ve ark. (2001) kırlangıçlardan Trigla lucerna,
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
41
Aspitrigla cuculus ve Eutrigla guarnardus’un gonadlarında üreme dönemi
boyunca tüm olgunluk aşamalarındaki yumurtalara rastlanabildiğini ve seri halde
yumurta bırakabildiklerini belirtmiştir. Ayrıca, Gökçe ve ark. (2001)’e göre
Tsimenides ve ark. (1992), bu türlerin bahar ve yaz aylarında kıyısal bölgelere
mevsimsel göç yaptığını belirtmektedir.
4.3.7.1. Triglidae sp.1 Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı Bu türe ait postlarvalar yaz mevsiminde yalnızca II ve III’üncü
istasyonlarda örneklenmiştir. Bolluğu sırasıyla 55 ve 26 adet/1000m³; baskınlığı
ise %7.83 ve %9.39’dur.
4.3.7.2.Triglidae sp.1 Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri
Bu türe ait boyları 2.18-3.00mm’ler arasında değişen ve ortalama
2.69±0.33mm’lik postlarvalar örneklenmiştir. 2.86mm’lik postlarvada PreA
1.17mm, PVD 0.49mm, BU 0.58mm, BY 0.69mm ve GÇ 0.26 mm’dir. Baş
üzerinde tek nokta pigment, abdominal ventralin anterior ve posteriorunda birer
nokta pigment, postanal ventralde ise nokta ve yıldız pigmentlerden oluşan bir
dizi bulunmaktadır.
4.3.7.3. Triglidae sp.2 Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı Bu türe ait yumurtalar sonbahar mevsiminde her üç istasyonda da
gözlenmiştir. Bolluğu sırasıyla 29, 35 ve 53 adet/1000m³ ve baskınlığı ise %6.02,
%9.00 ve %6.43’tür (Şekil 4.9). Örneklendiği dönemlerin farklı olması nedeniyle
Triglidae sp.1 larvalarıyla farklı türlere ait oldukları varsayılmıştır.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
42
Şekil 4.9. Triglidae sp.2 Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı
4.3.7.4. Triglidae sp.2 Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri
Triglidae sp.2 yumurtalarında şekil küresel ve kapsül desensiz olup, çap
1.00-1.07mm arasında değişmekle birlikte; ortalama 1.04±0.01mm olarak
ölçülmüştür. Yağ damlacığı çapının 0.20 ile 0.26mm arasında değiştiği ve
ortalamasının 0.24±0.01mm olduğu tespit edilmiştir. Embriyo, yağ damlacığı ve
vitellus üzerinde son derece belirgin pigmentler vardır. Vitellus ve yağ
damlacığının pigmentasyonu daha çok nokta melanoforlardan oluşurken; embriyo
üzerinde yoğun yıldız pigment gözlenmiştir.
4.3.8. Dicentrarchus labrax (Deniz Levreği)
Atlantik Akdeniz kökenli olan Dicentrarchus labrax’ın doğal yayılım alanı
Akdeniz ile Doğu Atlantik’in orta ve kuzey kesimleridir (Fishbase, 2009). Golani
(1998) bu türün Kızıldeniz’e bağlı Elat Körfezi’nde de bulunduğunu ve bu
bölgeye yetiştiricilik faaliyetleriyle taşınmış olabileceğini belirtmektedir. Tüm
Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
43
Ekonomik önemi son derece yüksektir (Turan, 2007) ve Akdeniz’de en çok
yetiştiriciliği yapılan türlerden biridir.
Bu türe ait yumurta ve larvalar pelajiktir (Fishbase, 2009). Murua ve
Saborido-Rey (2003) grup senkronik ovaryum gelişimi gözlendiğini bildirmiş ve
bir üreme döneminde birçok kez yumurta atabildiklerini belirtmiştir. Kürşat ve
Sarıkaya (2008) bu türün 12-14ºC’ler arasında yumurta bıraktığını belirtmektedir.
Akdeniz’deki üreme döneminin Ocak-Mart ayları arasında olduğu ve yumurtlama
sırasında gruplar oluşturdukları bilinmektedir (Can ve Bilecenoğlu, 2005).
4.3.8.1. Dicentrarchus labrax’ın Bolluk ve Dağılımı
Bu türe ait yumurtalar kış mevsiminde yalnızca III’üncü İstasyonda 6
adet/1000m³ olarak örneklenmiştir. Kış mevsiminde bu istasyonda örneklenen
yumurtaların tamamının Dicentrarchus labrax’a ait olduğu görülmüştür.
Akdeniz, Ege ve Marmara’da gerçekleştirilen ihtiyoplankton
çalışmalarında bu türe ait yumurtalara genel olarak Kasım-Nisan ayları arasında
rastlanılmıştır (Mater, 1981; Ak, 2000; Çoker, 2003; Ak, 2004; Yüksek ve
Yılmaz, 2008). Nichols ve ark. (1993)’ün İrlanda Denizi’nde gerçekleştirdikleri
çalışmada ise levrek yumurtalarının Mayıs ayında da bulunduğu görülmektedir.
Dolayısıyla, bu çalışmada elde edilen sonuçların, bölgemizde yapılan diğer
ihtiyoplankton araştırmalarıyla uyum içerisinde olduğu görülmektedir.
4.3.8.2. Dicentrarchus labrax Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri
Tespit edilen Dicentrarchus labrax yumurtalarında şekil küresel ve vitellus
homojendir. Kapsülde desen görülmemektedir. 1.00mm çapındaki yumurtada
posterior konumlu yağ damlacığının çapı 0.28mm’dir. Embriyo üzerinde dağınık
halde nokta pigmentler bulunurken, yağ damlacığının posteriorunda ve yolk
üzerinde yağ damlacığı çevresinde yer alan yıldız pigmentler dikkat çekicidir (EK
2.7).
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde bu türe ait yumurtaların çaplarının 0.95-
1.14mm ve yağ damlacığının 0.27-0.31mm arasında değiştiğini belirtmiştir. Ege
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
44
Denizi’nde ise Mater (1981), yumurta çapını 1.00-1.20mm ve yağ damlacığı
çapını 0.28-0.36mm; Çoker (2003) yumurta çapını 0.97-1.14 ve yağ damlacığı
çapını 0.31-0.36mm olarak vermiştir. Dolayısıyla bu çalışmada tespit edilen
morfometrik karakterler literatürle uyum içindedir.
4.3.9. Serranus cabrilla (Asıl Hani)
Atlantik Akdeniz kökenli bir tür olan Serranus cabrilla’nın doğal yayılım
alanı Atlantik Okyanusu’nun batı kıyıları ve Akdeniz’dir (Fishbase, 2009).
Whitehead ve ark. (1986) bu türün Kızıldeniz’de de bulunduğunu bildirmektedir.
Tüm Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002).
Turan (2007) bu türün orta düzeyde ekonomik öneme sahip olduğunu
belirtmektedir.
Bu türe ait erken gelişim aşamaları pelajiktir (Russell, 1976). Garcia-Diaz
ve ark. (1997) Serranus cabrilla’nın senkronik hermafroditizm yani kendini
dölleyebilme yeteneğinin olduğunu ve asenkronik ovaryum gelişimi gözlendiğini
belirtmişlerdir. Ayrıca Doğu Atlantik Kanarya Adaları’nda bu türün Şubat-
Haziran ayları arasında ürediğini, ancak üreme faaliyetlerinin Ağustosa kadar
uzayabildiğini bildirmişlerdir. Torcu ve ark. (2004) Edremit Körfezi’nde
üremenin Nisan-Mayıs ayları arasında gerçekleştiğini bildirmektedirler.
4.3.9.1. Serranus cabrilla’nın Bolluk ve Dağılımı
Bu çalışmada Serranus cabrilla’ya ait yumurta ve prelarvalar
tanımlanmıştır. Yaz mevsiminde yalnızca II’inci istasyonda 1000m³’te 33 adet
örneklenen Serranus cabrilla yumurtalarının baskınlığı %2.50’dir. Bu türe ait
prelarvalara ise sonbahar mevsiminde yalnızca III’üncü istasyonda 6 adet/1000m³
olarak rastlanmıştır. Baskınlığı ise %20 olarak tespit edilmiştir.
Mersin Körfezi’nde bu türe ait prelarvalar Mart-Ekim ayları arasında
gözlenmiştir (Ak, 2004; Ak ve Uysal, 2007). Ege Denizi’nde üreme döneminin
kısmen daha kısa olduğu ve üremenin Nisan-Ağustos ayları arasında gerçekleştiği
bildirilmektedir (Mater, 1981; Ak, 2000; Çoker, 2003; Çakır, 2004).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
45
4.3.9.2. Serranus cabrilla Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri
Küresel yumurtalarda vitellus segmentsiz ve kapsül desensizdir. Yumurta
çapı 0.77-0.78mm, yağ damlacığı çapı ise 0.12-0.13mm arasında ölçülmüştür.
Yağ damlacığı medyana yakın anterior konumludur ve pigmentsizdir. Embriyo
üzerinde sık ancak oldukça zayıf pigmentasyon gözlenmektedir.
Bu türe ait 1.8mm’lik prelarvalara rastlanmıştır. Vücut ince-uzun ve anüs
½’den az geridedir. Pigmentasyon karakterine bakıldığında, gutun ventralinde
nokta pigmentlerden oluşan bir dizi gözlenmektedir. Postanal ventralin ½’sine
yakın iri nokta pigment ve bunu takiben daha küçük nokta pigmentlerden oluşan
bir dizi bulunmaktadır. Lateralde düzensiz aralıklarla dizilmiş nokta pigmentler
gözlenmektedir. Kaudal dorsalde nokta pigment vardır.
Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında bu türe ait yumurtalara rastlanmış olsa da
(AK ÖREK*) basılı kaydı bulunmamaktadır. Ege Denizi’nde Mater (1981)
yumurta çapının 0.87-0.92mm ve yağ damlacığı çapının 0.15-0.17mm olduğunu
belirtmiştir. Ak (2000), 0.80-0.84mm ve yağ damlacığı çapının 0.15mm
olduğunu, Çoker (2003) ise 0.73-0.94mm ve yağ damlacığı çapının 0.13-0.21mm
olduğunu belirtmektedir. Akdeniz’de örneklenen prelarvaların boylarının 1.35-
1.92mm (Ak, 2004), Ege’de ise 1.80-1.90mm arasında (Çoker, 2003) olduğu
bildirilmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada tespit edilen morfometrik karakterlerin
literatürle uyum içinde olduğu görülmektedir.
4.3.10. Serranus hepatus (Benekli Hani)
Atlantik Akdeniz kökenli bir tür olan Serranus hepatus’un doğal yayılım
alanı Atlantik Okyanusu’nun doğu kıyıları ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009).
Turan (2007), bu türün ülkemiz denizlerinden Akdeniz, Ege ve Marmara’da
bulunduğunu belirtirken, Bilecenoğlu ve ark. (2002) Karadeniz’deki varlığının
şüpheli olduğunu bildirmişlerdir. Bu türün ekonomik değeri orta düzeydedir.
* AK ÖREK, Y., 2009. ODTÜ DBE Erdemli-Mersin (Kişisel İletişim)
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
46
Serranus hepatus embriyonik hayat evresini pelajik bölgede geçirmektedir
(Lo Bianco, 1956). Serranus cabrilla’da olduğu gibi bu türde de senkronik
hermafroditizm gözlenmektedir. Üreme Marmara ve Ege’de Nisan-Eylül;
Akdeniz’de ise Mart-Ağustos ayları arasında gerçekleşmektedir (Can ve
Bilecenoğlu, 2005).
4.3.10.1. Serranus hepatus’un Bolluk ve Dağılımı
Bu çalışmada Serranus hepatus’a ait yumurta ve postlarvalar tespit
edilmiştir. İlkbahar mevsiminde her üç istasyonda da tespit edilen Benekli Hani
yumurtalarında bolluk I, II ve III’üncü istasyonlarda sırasıyla 41, 18 ve 29
adet/1000m³’tür (Şekil 4.10). Baskınlık ise %3.00, %1.79 ve %7.40 olarak tespit
edilmiştir. Bu türe ait postlarvalara sonbahar mevsiminde yalnızca II’inci
istasyonda 1000m³’te 12 adet rastlanmıştır. Baskınlığı ise %8.45’tir.
Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında yapılan çalışmalara bakıldığında, Ak
(2004) bu türe ait yumurta ve prelarvaların Şubat-Ağustos ayları arasında
planktonda bulunduğunu ve maksimum yumurta yoğunluğuna Mayıs ayında
rastlandığını belirtmektedir. Aynı araştırıcı bu türün postlarvalarını Mart-Kasım
ayları arasında tespit etmiştir. Ak ve Uysal (2007) Eylül ayında da bu türe ait
yumurtaların bulunduğunu belirtmektedir. Ege Denizi’nde yapılan ihtiyoplankton
çalışmalarında bu türe ait yumurta ve prelarvalara Nisan-Eylül ayları arasında
rastlanmakta, postlarvalar ise Ekim ayına kadar gözlenebilmektedir (Mater, 1981;
Ak, 2000; Çoker, 2003; Koutrakis ve ark., 2004). Marmara Denizi’nde üremenin
Marttan Ekime kadar uzayabildiği görülmektedir (Yüksek, 1993; Alimoğlu, 2002;
Yüksek ve Yılmaz, 2008). Sebates ve ark. (2003)’ün kuzeybatı Akdeniz’de
gerçekleştirdikleri çalışmada postlarvaların Nisan-Haziran ayları arasında
gözlendiği ve en yoğun bulunduğu alanın kıyıdan 2-2.5km açıktaki bölgeler
olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla, gerek üreme dönemi, gerekse üreme alanı
itibariyle bu çalışmada elde edilen bulguların literatürle uyum içerisinde olduğu
görülmektedir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
47
Şekil 4.10 Serranus hepatus Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı
4.3.10.2. Serranus hepatus Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri
Serranus hepatus’a ait yumurtalarda şekil küresel, vitellus ve kapsül
desensizdir. Vitellus kesesi öne doğru bombelidir ve yağ damlacığı bombenin uç
kısmında yer almaktadır. Çap 0.76-0.84mm arasında değişmekle birlikte ortalama
0.79±0.03mm, yağ damlacığı çapı ise 0.13-0.16mm arasında ve ortalama
0.14±0.01mm olarak ölçülmüştür. Kuyruğu vitellustan ayrılmış olan embriyoda
anüs taslağı ½’den az geridedir. Primordial yüzgeç oldukça kalındır. Embriyoda
başın hemen gerisinden başlayarak tüm vücut boyunca yoğun dizilimli fakat zayıf
nokta ve yıldız pigmentler gözlenmiştir (EK 2.8).
Bu türe ait 3mm’lik postlarvalarda vücut preanalda yüksek ve anüs
vücudun ½’sinde yer almaktadır. BY 0.55mm ve GÇ 0.22mm olarak ölçülmüştür.
Abdominal bölgenin anterior dorsali ve anüsün dorsalinde blok pigment
gözlenmektedir. Postanal ventralde dallanmış pigmentler vardır.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde bu türe ait 0.70-0.84 (0.12-0.15)mm’lik
yumurtalar ve 2.60-4.00mm’lik postlarvalar örneklemiştir. İzmir Körfezi’nde
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
48
Mater (1981) yumurta çapının 0.70-0.80 (0.11-0.15)mm arasında değiştiğini
bildirirken; Ak (2000) 0.72-0.82 (0.13-0.15)mm, Çoker (2003) ise 0.60-0.84
(0.13-0.18)mm arasında olduğunu belirtmektedir. Edremit Körfezi’nde ise bu türe
ait 0.85 (0.14)mm’lik yumurtalarla 2.59-3.08 mm’lik postlarvalara rastlanmıştır
(Çakır, 2004). Yüksek (1993) Marmara’da bu türe ait yumurtaların 0.78-0.90
(0.11-0.15)mm ve Demirel (2004) 0.70-0.85 (0.10-0.15)mm arasında değiştiğini
bildirmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada elde edilen morfometrik bulguların
literatürle uyum içerisinde olduğu görülmektedir.
4.3.11. Serranus scriba (Yazılı Hani)
Atlantik Akdeniz kökenli bir balık olan Serranus scriba’nın doğal yayılım
alanı Atlantik Okyanusu’nun orta-doğu kesimleri ile Akdeniz’dir (Fishbase,
2009). Tüm Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark.
2002). Turan (2007) ekonomik değerinin orta düzeyde olduğunu belirtmiştir.
Diğer Serranus’larda da olduğu gibi bu türe ait tüm erken gelişim
aşamaları pelajiktir ve senkronik hermafroditizm gözlenmektedir (Lo Bianco,
1956; Zorica ve ark., 2006). Asenkronik oosit gelişimi mevcuttur. Üreme orta
Akdeniz’de yaz aylarında maksimum olmak üzere Ocak-Eylül (Tuset ve ark.,
2005); Atlantik’te ise yine yaz aylarında maksimum olmak üzere Mayıs-Ağustos
ayları arasında gerçekleşmektedir (Zorica ve ark., 2006).
4.3.11.1. Serranus scriba’nın Bolluk ve Dağılımı Serranus scriba’ya ait yumurtalar yaz mevsiminde I’inci ve II’inci,
ilkbahar mevsiminde ise II ve III’üncü istasyonlarda tespit edilmiştir. İlkbahar
mevsimindeki bolluğu ve baskınlığı sırasıyla II’inci istasyonda 424 adet/1000m³
ve %42.11, III’üncü istasyonda 38 adet/1000m³ ve %9.69’dur. Yaz mevsiminde
ise I’inci istasyonda 28 adet/1000m³ ve %4.06; II’inci istasyonda 55 adet/1000m³
ve %4.16’dır (Şekil 4.11).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
49
Şekil 4.11 Serranus scriba Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı (a: İlkbahar; b:
Yaz) Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında yapılan ihtiyoplankton çalışmalarında bu
türe ait yumurta tespit edilmemiştir. Prelarvaları ise Mart-Eylül aylarında
planktonda bulunmaktadır (Ak, 2004; Ak ve Uysal, 2007). Ege Denizi’nde bu türe
ait yumurtalara Nisan-Eylül ayları arasında rastlanmıştır (Mater, 1981; Ak, 2000;
Çoker, 2003; Çakır, 2004). Yüksek (1993) Marmara’da Mayıs ve Haziran
aylarında tespit etmiştir. Karadeniz’in gerek Türkiye ve gerekse Ukrayna
kıyılarında yaz aylarında ürediği bildirilmektedir (Satılmış ve ark., 2003; Gordina
ve ark., 2005). Dolayısıyla bu çalışmada elde edilen bulguların literatürle uyum
içinde olduğu görülmektedir.
4.3.11.2. Serranus scriba Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri
Serranus scriba’ya ait yumurtalarda şekil küresel, vitellus ve kapsül
desensizdir. Bir adet anterior konumlu yağ damlacığı bulunmaktadır. Yumurta
çapı 0.71-0.80mm arasında değişmekle birlikte ortalama 0.76±0.03mm’dir. Yağ
damlası çapı ise 0.11-0.16 mm arasında değişmekle birlikte ortalama
0.13±0.04mm olarak ölçülmüştür.
Mater (1981) bu türün yumurta çapının 0.72-0.85 ve yağ damlacığı çapının
0.11-0.14mm arasında değiştiğini bildirmektedir. İzmir Körfezi’nde Ak (2000),
çapın 0.76-0.83 ve yağ damlacığının 0.12-0.16mm; Çoker (2003), 0.60-0.92mm
ve yağ damlacığının 0.10-0.18mm arasında değiştiğini belirtmişlerdir. Edremit
Körfezi’nde Çakır (2004) yumurta çapının 0.83mm, yağ damlacığı çapının ise
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
50
0.14mm olduğunu rapor etmiştir. Yüksek (1993) ise Marmara’da yumurta çapını
0.85-0.95 (0.12-0.17)mm olarak vermiştir. Dolayısıyla bu çalışmada tespit edilen
morfometrik karakterlerin literatürle uyum içinde olduğu görülmektedir.
4.3.12. Pelates quadrilineatus (İspinoz, Çizgili Isparoz)
İndo Pasifik kökenli bir tür olan Pelates quadrilineatus’un doğal yayılım
alanı Pasifik ve Hint Okyanus’ları ile bunlara bağlı denizlerdir (Fishbase, 2009).
Yayılımcı bir türdür. Akdeniz’deki ilk kaydı 1977 yılında Bardawill Lagünü’nde
yapılmıştır. Akdeniz’deki yayılış alanı Mısır, Lübnan, İsrail, Suriye ve Türkiye
kıyılarıdır (CIESM, 2009). Türkiye denizlerindeki ilk kaydı, Bilecenoğlu ve ark.
(2002b)’nin bildirdiğine göre, Mater ve Kaya (1987) tarafından Mersin
Körfezi’nde yapılmıştır. Yalnızca Akdeniz kıyılarımızda dağılış göstermektedir
(Bilecenoğlu ve ark., 2002). Turan (2007) ülkemizde ekonomik öneminin
bulunmadığını bildirmektedir.
Neira ve ark. (1998) bu familyada demersal ve pelajik yumurtalara
rastlanabildiğini belirtmiş, bu cinse ait farklı bir türün yumurtalarının yüksek
ihtimalle pelajik olduğunu bildirmiştir. Pelates quadrilineatus’un kıyısal bir tür
olduğu, lagün ve haliçlerde sık rastlandığı bilinmektedir (Fishbase, 2009). Ancak,
Hannan ve Williams (1998) yumurtlamanın lagün gibi ortamlarda
gerçekleşmediğini, ileri postlarva ve juvenillerin lagünlere girebildiğini
belirtmektedir. Whitehead ve ark. (1986) Akdeniz’in doğu kıyılarında üremenin
yaz aylarında gerçekleştiğini bildirmektedir.
4.3.12.1. Pelates quadrilineatus’un Bolluk ve Dağılımı
Bu türe ait postlarvalar yaz mevsiminde her üç istasyonda da sırasıyla 7,
33 ve 21 adet/1000m³ olarak örneklenmiştir. Baskınlığı I’inci istasyonda %7.14,
II’inci istasyonda %4.70 ve III’üncü istasyonda %7.58’dir (Şekil 4.12).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
51
Şekil 4.12 Pelates quadrilineatus Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı
Avşar ve Çiçek (1999) bu türe ait juvenillere Yumurtalık Koyu’nda yaz
aylarında rastlamıştır. Hannan ve Williams (1998) Avustralya kıyılarında bahar ve
yaz aylarında larva ve juvenillerine rastlandığını bildirmektedir. Kingsford ve
Suthers (1996)’da bu türe ait erken aşamaların İlkbahar-Yaz aylarında nehirlerin
etki alanlarında bulunduğunu belirmiştir. Dolayısıyla bu türün sıcak aylarda
ürediği görülmektedir.
4.3.12.2. Pelates quadrilineatus Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri
Sparid postlarvalarına oldukça benzemekle birlikte miyomer sayısı 8-
9+17-18 toplam 25-26 adettir. Pelates quadrilineatus postlarvalarında vücut ince-
uzun, anüs 1/3’ten az geride abdomene bitişik bir biçimde, ancak posteriora
yönelmiş olarak dışarı açılmaktadır. Tespit edilen larvalarda boy 3.24-4.60mm
arasında değişmekle birlikte, ortalama 3.91±0.91mm olarak ölçülmüştür.
3.96mm’lik postlarvada PreA 1.65mm, PVD 0.74mm, BU 0.93mm, BY 0.80mm
ve GÇ 0.33mm olarak ölçülmüştür. Larvalarda muso konkavdır. Operkulum
üzerinde spinler mevcuttur. Abdomenin anterior dorsalinde ve sonbarsak üzerinde
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
52
nokta pigment gözlenmiştir. Postanal ventralin ½’sinden itibaren kaudale uzanan
3-5 adet nokta pigment bulunmaktadır. Kaudal ventralde 1 adet nokta pigment
mevcuttur (EK 2.9).
Türkiye kıyılarında Pelatas quadrilineatus’a ait larval düzeyde kayıt
bulunmamaktadır. Leis ve Carson-Ewart (2000) Avustralya kıyılarından elde
edilen 3.6-7.4mm’lik postlarvalarının tanımını vermiştir. Ayrıca, Neira ve ark.
(1998) bu cinsin 2 farklı türüne ait postlarvaların tanımsal özelliklerini
vermektedirler.
4.3.13. Apogon sp. (Kardinal Balıkları)
Apogonidae familyası Atlantik, Pasifik ve Hint Okyanus’larında dağılış
göstermektedir (Fishbase, 2009). Akdeniz’de hepsi Apogon cinsine ait olmak
üzere 4 türün varlığı rapor edilmiştir. Bunlardan Apogon imberbis Atlantik
Akdeniz orijinli bir tür olup Karadeniz haricindeki tüm Türkiye denizlerinde
dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002). Diğer 3 İndo-Pasifik kardinal
balığından Apogon pharaonis ise Akdeniz’de ilk kez 1947 yılında İsrail
kıyılarında rapor edilmiştir (CIESM, 2009). Türkiye’deki ilk kaydı 1987 yılında
İskenderun Körfezi’nde gerçekleştirilmiştir (Bilecenoğlu ve ark., 2002b). Apogon
queketti’nin Akdeniz’de ve aynı zamanda Türkiye kıyılarındaki ilk kaydı
Eryılmaz ve Dalyan (2006) tarafından İskenderun Körfezi’nde yapılmıştır.
Apogon smithi’nin Akdeniz kıyılarındaki ilk kaydı Golani ve ark. (2008)
tarafından İsrail kıyılarında; Türkiye’deki ilk kaydı Goren ve ark. (2008)
tarafından İskenderun Körfezi’nde gerçekleştirilmiştir.
Apogonidae familyası üyelerinin çoğunda döllenmiş yumurtalar erkek
tarafından ağızda kuluçkalandırılmaktadır ve larval aşama pelajik bölgede
geçmektedir (Richards, 2006b). Bu durum Akdeniz’de dağılış gösteren tüm
Apogonidler için geçerlidir (Can ve Bilecenoğlu, 2005; Golani ve ark., 2006). Can
ve Bilecenoğlu (2005) Apogon imberbis’in yaz aylarında ürediğini belirtmektedir.
Apogon pharaonis’in ise, İskenderun Körfezi’nde gonadlarında olgun yumurtalar
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
53
taşıyan bireyleri Nisan ayında 20m derinlik konturundan örneklenmiştir (Kişisel
Gözlem). Diğer iki Apogonidin üreme dönemleriyle ilgili bilgi bulunamamıştır.
4.3.13.1. Apogon sp.’nin Bolluk ve Dağılımı
Apogon sp.’ye ait postlarvalar yalnızca kış mevsiminde örneklenmiştir. III.
istasyonda 6 adet/1000m³ olarak örneklenen postlarvaların baskınlığı %50’dir.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde Apogon sp. larvalarına Mart ve Eylül
aylarında rastlamıştır. Somarakis ve ark. (2002) Ege Denizi’nin kuzeyinde
Apogon imberbis’in postlarvalarını Haziran ayında örneklemiştir.
4.3.13.2. Apogon sp. Postlarvasının Tanımsal Özellikleri
Apogon sp. postlarvalarında anüs ½’den az önde vücutla bitişik biçimde
dışarı açılmaktadır. Vücut kaudale doğru daralan üçgenimsi yapıdadır.
2.26mm’lik postlarvada PreA 1.00mm, BU 0.53 mm ve GÇ 0.23 mm’dir. Baş
üzerinde dağınık halde nokta pigmentler bulunmaktadır. Preanal lateralde
pigmentasyon mevcuttur. Peritoneal bölge yoğun bir biçimde pigmentlidir.
Postanal ventralde ise anüsten kaudale uzanan yıldız pigmentler vardır. Miyomer
sayısı 10+16 adettir.
4.3.14. Sillago sihama (Sivriburun Gümüş, Deniz Sudağı)
Lesepsiyen bir tür olan Sillago sihama’nın doğal yayılım alanı Pasifik ve
Hint Okyanus’ları ile bunlara bağlı denizlerdir (Fishbase, 2009). Akdeniz’deki ilk
kaydı 1977 yılında Lübnan’da yapılmıştır (CIESM, 2009). Türkiye kıyılarında ise,
İskenderun Körfezi’nde Gücü ve ark. (1994) tarafından rapor edilmiştir.
Bilecenoğlu ve ark. (2002) bu türün yalnızca Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında
bulunduğunu bildirmiş; Bilecenoğlu (2004), Güney Ege’deki varlığını ortaya
koymuştur. Turan (2007) bu türün ekonomik değerinin orta düzeyde olduğunu
belirtmiştir.
Bu türe ait erken gelişim aşamaları pelajiktir (Leis ve Carson-Ewart,
2000). Matsumoto ve Miyabe (2002)’ye göre Nakamura (1977), bu türün gün
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
54
batımında yumurta bıraktığını belirtmiştir. Lee ve ark. (1981) larvalarının düşük
tuzluluk düzeylerine olan toleranslarının yüksek olduğunu belirtmektedir. Ayrıca,
bu türe ait yumurtalarda morfolojinin çevresel faktörlerden oldukça etkilendiği ve
çevresel koşullara bağlı olarak birden fazla yağ damlacığı bulundurabildiği
bilinmektedir (Lee ve ark., 1981). Torcu ve Mater (2000) Mayıs-Eylül ayları
arasında ürediğini bildirmektedir. Yayılış alanı içerisinde yapılan çeşitli
çalışmalarda bu türün üreme mevsiminin bölgelere göre değiştiği anlaşılmakla
birlikte, yumurtlamanın yıl boyu devam ettiği açıkça ortadadır (Fishbase, 2009).
İskenderun Körfezi’nde de tam olgun gonadlara sahip bireyler ilkbahar haricinde
her mevsim gözlenmiştir (Kişisel Gözlem).
4.3.14.1. Sillago sihama’nın Bolluk ve Dağılımı
Sillago sihama’ya ait postlarvalar yaz mevsiminde yalnızca I’inci
istasyonda 7 adet/1000m³ olarak örneklenmiştir. Tespit edildiği mevsim ve
istasyonda tanımlanan postlarvaların %7.14’ünü oluşturmaktadır.
Avşar ve Çiçek (1999) Yumurtalık Koyu’nda bu türe ait juvenillerle
Ağustos ayında karşılaşmıştır. Ayrıca, Akdeniz kıyılarında bu türün larvalarına
çeşitli çalışmalarda rastlanmıştır (AK ÖREK*).
4.3.14.2. Sillago sihama Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri
Sillago sihama postlarvalarında vücut ince-uzun ve anüs ½’den önde yer
almaktadır. 3.22mm boyundaki postlarvada PreA 1.50mm, PVD 0.49mm, BU
0.78mm, BY 0.70mm ve GÇ 0.22mm’dir. Miyomer sayısı 13+20 adettir. Bu
aşamadaki larvada gaz kesesi belirgin değildir. Gut kısmen kalındır ve vücuda
bitişik olarak kıvrım yapmaksızın dışarı açılmaktadır. Pigmentasyon karakterine
bakıldığında, abdomenin ventralinden başlayan yıldız pigment kesiksiz bir şekilde
postanal ventralde de devam ederek kaudale uzanmaktadır. Postanal dorsalde 3
adet nokta pigment yer almaktadır.
* AK ÖREK, Y., 2009. ODTÜ DBE Erdemli-Mersin (Kişisel İletişim)
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
55
Okiyama (1988) bu türe ait 12 ve 15mm’lik larvaların çizimlerini
vermiştir. Bu çalışmada elde edilen postlarval aşamanın tayininde Leis ve Carson-
Ewards (2000)’in verdiği Sillaginidae familyasına ait 3-12mm’lik larvaların
tanımlarından faydalanılmıştır.
4.3.15. Pomatomus saltatrix (Lüfer)
Kozmopolit bir tür olan Pomatomus saltatrix Atlantik, Pasifik ve Hint
Okyanus’larında dağılış göstermektedir (Fishbase, 2009). Türkiye’ye sahil veren
tüm denizlerde bulunmaktadır (Bilecenoğlu ve ark., 2002). Ekonomik önemi son
derece yüksektir (Turan, 2007).
Pomatomus saltatrix’e ait yumurta ve larvalar pelajik bölgede dağılış
göstermektedir. Juvenillerine ise östarinlerde sıklıkla rastlanmaktadır (Hare ve
ark., 1993). Robillard ve ark. (2008) oosit gelişiminin senkronize olmayan tipte
olduğunu ve üreme dönemi içerisinde birden çok kez yumurta bırakabildiğini
belirtmektedir. Kosswig (1953) bu türün yumurta bırakmak için yüksek tuzluluğa
sahip bölgeleri tercih ettiğini belirtmektedir. Ceyhan ve ark. (2007)’nin Marmara
Denizi’nde yaptıkları çalışmada üreme döneminin ilkbahar başlangıcından
Ağustos ayına kadar sürdüğünü tespit etmişlerdir. Sabates ve Martin (1993)
Kuzeybatı Akdeniz’de üremenin su sıcaklığının yaklaşık 25ºC olduğu dönemlerde
gerçekleştiğini belirtmektedir.
4.3.15.1. Pomatomus saltatrix’in Bolluk ve Dağılımı
Pomatomus saltatrix’e ait prelarvalar sonbahar mevsiminde I ve II ’inci
istasyonlarda örneklenmiştir. I ’inci istasyondaki bolluğu 12 adet/1000m³,
baskınlığı %40; II ’inci istasyondaki bolluğu 18 adet/1000m³ ve baskınlığı
%12.68 olarak tespit edilmiştir.
Çoker (2003), İzmir Körfezi’nde Nisan-Haziran ayları arasında bu türe ait
yumurtaları tespit etmiştir. Karadeniz’in güney kıyılarında bu türe ait larvaların
ilkbahar aylarında gözlendiği belirtilmektedir (Satılmış ve ark., 2003). Ukrayna
kıyılarında üreme yaz mevsiminde gerçekleşmektedir (Gordina ve ark., 2005).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
56
Kuzeybatı Akdeniz ve Batı Atlantik’te de bu türe ait larvalar yaz aylarında
örneklenmiştir (Keller ve ark., 1999; Sabates ve ark., 2003). Avustralya
kıyılarında üremenin yıl boyunca devam ettiği; ancak kış sonu ve ilkbahar
başlangıcında en yüksek seviyeye ulaştığı bildirilmektedir (Ward ve ark., 2003).
Dolayısıyla, bu tür üzerinde yapılan çalışmalara bakıldığında, üremenin daha çok
ilkbahar ve yazın gerçekleştiği görülmektedir. Ancak, Sabates ve Martin (1993)
sıcaklığın yaklaşık 25ºC’lerde olduğu dönemlerde yumurta bıraktığını belirtmiştir.
Sonbahar örneklemesinin yapıldığı Ekim ayı itibariyle İskenderun Körfezi’nde
yüzey suyu sıcaklığı 25.6ºC olarak ölçülmüştür. Dolayısıyla bu türün İskenderun
Körfezi’nde Eylül-Ekim aylarında üremeye devam ediyor olması beklenen bir
durumdur.
4.3.15.2. Pomatomus saltatrix Prelarvalarının Tanımsal Özellikleri
Pomatomus saltatrix prelarvalarında vücut ince-uzun ve anüs ½’den az
geride 90º’lik açıyla dışarı açılmaktadır. Vitellus kesesi oval ve anüsle
mesafelidir. Miyomer sayısı 11+15-16 adettir. 1 adet posterior konumlu yağ
damlasının çapı 0.25mm olarak ölçülmüştür. Larvalarda boy 2.45-2.70mm
arasında değişmekle birlikte ortalama 2.59±0.35mm’dir. Musoda ve baş üzerinde
belirgin melanoforlar dikkat çekmektedir. Vücudun dorsal hattı boyunca 4-8 adet
nokta pigment gözlenmektedir. Vitellus kesesinin anteriorunda tek yıldız pigment
bulunmaktadır. Postanal ventralde 2-6 adet nokta pigment kaudale uzanmaktadır.
Anüsün dışarı açıldığı noktada belirgin bir melanofor vardır (EK 2.10).
Lo Bianco (1956) yumurtadan yeni çıkan 2.15mm’lik prelarva ile daha
ileriki bir prelarval aşamanın tanımını vermektedir. Richards (2006b) 2.76mm’lik
prelarvanın tanımını vermiştir.
4.3.16. Caranx rhonchus (Kral Balığı, Benekli İstavrit)
Atlantik Akdeniz kökenli bir balık olan Caranx rhonchus’un doğal yayılım
alanı Atlantik Okyanusu’nun doğu kıyıları ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
57
Türkiye denizlerinden yalnızca Ege ve Akdeniz’de dağılış göstermektedir
(Bilecenoğlu ve ark., 2002). Ekonomik önemi orta düzeydedir (Turan, 2007).
Bu tür ergin aşamada morfolojik benzerliğinin çok yüksek olması
nedeniyle Trachurus cinsiyle (Bektaş ve Beldüz, 2009), özellikle de Trachurus
mediterraneus’la karıştırılabilmektedir. Erken aşamaları pelajiktir (Whitehead ve
ark., 1986). Balguerias ve ark. (2002) bu türün kıyıya yakın bölgelerde dağılış
gösterdiğini belirtmektedir. FAO (1979) yumurtlamanın da kıyıya yakın
gerçekleştiğini bildirmiş ve üreme döneminin Senegal kıyılarında Nisan-Kasım
ayları arasında 15-29ºC sıcaklıklarda gerçekleştiğini belirtmiştir.
4.3.16.1. Caranx rhonchus’un Bolluk ve Dağılımı
Caranx rhonchus’a ait postlarvalara yalnızca sonbahar mevsiminde I’inci
istasyonda 6 adet/1000m³ olarak rastlanmıştır. Sonbahar mevsiminde I’inci
istasyonda tanımlanan tüm larvaların %20’sini oluşturmuştur.
Bu türün larvaları Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında ilk kez bu çalışmayla
rapor edilmektedir. Avşar ve Çiçek (1999) Yumurtalık Koyu’nda bu türe ait
juvenillere Ağustos ayında rastlamıştır. Çoker (2003) İzmir Körfezi’nde Caranx
rhonchus postlarvalarını Şubat ayında tespit etmiştir. Bu ayrıca, Benekli
İstavrit’in Türkiye kıyılarındaki ilk larval kaydıdır. İskenderun Körfezi’nde Nisan
ayında bu türe ait olgun erkeklere rastlanmıştır (Kişisel Gözlem) fakat diğer
mevsimlerde üremenin sürüp sürmediğine dair herhangi bir veri
bulunmamaktadır. Bu çalışmadan elde edilen bulgular üremenin yaz aylarında da
sürebileceğine işaret etmektedir.
4.3.16.2. Caranx rhonchus Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri Tespit edilen Caranx rhonchus postlarvalarında boy 4.9mm’dir ve anüs
½’den önde yer almaktadır. Vücut preanalda oldukça kalın ve postanal bölgeden
itibaren incelmektedir. Abdomen üçgen şeklinde ve gut son derece kalındır.
Abdominal bölgenin anterior dorsalinde yuvarlak bir hava kesesi yer almaktadır.
Başta preoperkuler bölgede 5 kısa diken bulunmaktadır. Gaz kesesi üzerinde iri
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
58
nokta melanofor gözlenmiştir. Gutun dorsali boyunca küçük nokta pigmentler
bulunmaktadır. Postanal’ın ½’sinde ventralde 2 ve dorsalde 1 adet nokta pigment
yer almaktadır (EK 2.11).
Bu larvanın tanımlanmasında, Çoker (2003)’ün İzmir Körfezi’nden verdiği
4.5mm’lik Caranx rhonchus postlarvasının tanımı kullanılmıştır.
4.3.17. Trachurus trachurus (Karagöz İstavrit)
Atlantik Akdeniz kökenli bir tür olan Trachurus trachurus’un doğal
yayılım alanı Atlantik Okyanusu’nun doğu kıyıları ile Akdeniz’dir (Fishbase,
2009). Tüm Türkiye denizlerinde bulunmakla birlikte (Bilecenoğlu ve ark., 2002),
Karadeniz’de nadiren görülmektedir (Demir, 1958). Ekonomik önemi yüksektir
(Turan, 2007).
Bu türe ait yumurta ve larvalar pelajiktir (Whitehead ve ark., 1986). Macer
(1973) oosit gelişiminin asenkronik olduğunu ve yumurta atımını partiler halinde
gerçekleştirdiğini belirtmiştir. Güray ve ark. (2006) GSI değerlerinden hareketle
Trachurus trachurus’un Çanakkale Boğazı’nda Nisan ayında üremeye başladığını
ve üremenin muhtemelen Eylüle kadar sürdüğünü tespit etmişlerdir. Karlou-Riga
ve Economidis (1997), olgunluk derecelerinden hareketle Saronikos Körfezi’nde
üremenin neredeyse yıl boylu devam ettiğini bildirmektedir.
4.3.17.1. Trachurus trachurus’un Bolluk ve Dağılımı
Bu çalışmada Trachurus trachurus’a ait yumurta ve postlarvalar Yaz
mevsiminde örneklenmiştir. Her üç istasyonda da örneklenen Karagöz İstavrit
yumurtalarının bolluğu sırasıyla 35, 55 ve 16 adet/1000m³, baskınlıkları ise
%5.08, %4.16 ve %1.40’tır (Şekil 4.13). Bu türe ait postlarval aşamalardaki
bireylere yalnızca I’inci istasyonda ve 1000m³’te 7 adet olarak rastlanmıştır.
Baskınlıkları %7.14’tür.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
59
Şekil 4.13 Trachurus trachurus Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı
Ak (2004) bu türe ait yumurtaları Mersin Körfezi’nde Mayıs-Ağustos
ayları arasında tespit etmiş; pre ve postlarvaların Mart-Ağustos ayları arasında
planktonda bulunduklarını belirtmiştir. İzmir Körfezi’nde bu türe ait yumurtaları
Mater (1981) ve Çoker (2003) Mart-Temmuz ayları arasında; Ak (2000) Mayıs-
Eylül ayları arasında tespit etmiştir. Çoker (2003) aynı bölgede postlarvaları
Aralık ve Ekim aylarında örneklemiştir. Edremit Körfezi’nde üreme döneminin
Nisan-Temmuz ayları arasında olduğu görülmektedir (Çakır, 2004). Yüksek
(1993) Marmara’da karagöz istavrit yumurtalarına Nisan-Ekim; larvalarına ise
haziran ayında rastlamıştır. Alimoğlu (2002) bu türün yumurtalarına Haziran-
Ekim ayları arasında, postlarvalarına ise Aralıkta rastlamıştır. Kuzeybatı
Akdeniz’de bu türün postlarvaları Nisan-Haziran ayları arasında tespit edilmiştir
(Sabates ve ark., 2003). Atlantik Okyanusu’nun doğu kıyılarında larvalarının
Mayıs-Haziran arasında bulunduğu belirtilmiştir (O’Brien ve Fives, 1995).
Dolayısıyla karagöz istavritin üremesi, bölgelere göre değişmekle birlikte
genellikle sıcak aylarda gerçekleşmektedir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
60
4.3.17.2. Trachurus trachurus Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri
Tespit edilen Trachurus trachurus yumurtalarında çap 0.74-0.79mm
arasında değişmekte olup ortalama 0.77±0.04mm’dir. Yağ damlacığı çapı ise
0.18-0.21mm arasında değişmekte ve ortalama 0.20±0.02mm’dir. Küresel
yumurtalarda kapsül desensiz ve vitellus granül şeklinde segmentlidir. Yağ
damlacığının konumu anteriordur ve yıldız pigment gözlenmektedir. Embriyonun
dorsalinde çift sıra halinde yıldız pigment kaudale uzanmaktadır.
Trachurus trachurus postlarvalarında vücut preanalda kalındır.
2.66mm’lik larvada PreA 1.31mm, BY 0.87 mm olarak ölçülmüştür. Miyomer
sayısı 11+13 adettir. Abdomenin anterior dorsalinde, üzerinde yıldız pigment
bulunan iri bir hava kesesi mevcuttur. Abdomenin anterior lateralinde iri nokta
pigment dikkat çekmektedir. Vücudun dorsal ve ventralinde yıldız pigmentler
kaudale uzanmaktadır.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde bu türe ait yumurtaların çaplarının 0.72-
0.95mm (0.19-0.24mm) arasında değiştiğini bildirmiştir. Yine aynı çalışmada
1.70-2.70mm’lik postlarvalar tanımlanmıştır. Ege Denizi’nde yumurta çapını;
Mater (1981) 0.91-0.98mm, Ak (2000) 0.80-0.92 (0.22-0.24)mm, Çoker (2003)
0.86-0.89 (0.18-0.26)mm, Çakır (2004) 0.85 (0.22)mm olarak vermiştir.
Marmara’da Yüksek (1993) 0.75-0.95 (0.19-0.28)mm, Alimoğlu (2002) 0.75-0.80
(0.20-0.25)mm ve Demirel (2004) 0.75-0.87 (0.19-0.27)mm olarak vermiştir.
Ayrıca Yüksek (1993) 3-9mm’lik postlarvaları tespit etmiştir. Dolayısıyla karagöz
istavritle ilgili olarak bu çalışmada tespit edilen morfometrik karakterlerin
literatürde verilenlerle uyum içerisinde olduğu ileri sürülebilir.
4.3.18. Boops boops (Kupes)
Atlantik-Akdeniz orijinli olan Boops boops’un doğal yayılım alanı
Atlantik Okyanusu’nun doğusu ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). Whitehead ve
ark. (1986) Atlantik’in batısında Meksika Körfezi ve Karayip Denizi’nde de
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
61
bulunduğunu belirtmektedir. Tüm Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir
(Bilecenoğlu ve ark., 2002). Ekonomik önemi orta düzeydedir (Turan, 2007).
Bu türe ait yumurta ve larvalar pelajiktir (Lo Bianco, 1956). Can ve
Bilecenoğlu (2005), Kupes’in protoginik hermafroditizm gösterdiğini
belirtmektedir. Yeldan ve ark. (2001) ise Babadıllimanı Koyu’nda bu türün
protandrik hermafroditizm gösterdiğini bildirmiştir. Genel olarak çoğunlukla
protoginik hermafroditizm olmak üzere protandrik hermafroditizmin de görüldüğü
bilinmektedir (Fishbase, 2009). Monteiro ve ark. (2006) GSI değerlerinden
hareketle Portekiz kıyılarındaki üreme dönemini Şubat-Mayıs ayları arasında
tespit etmişlerdir. Yeldan ve ark. (2001) Babadıllimanı Koyu’nda yine GSI
değerlerine bağlı olarak Ocak-Mart aylarında yumurta bıraktığını belirtmektedir.
4.3.18.1. Boops boops’un Bolluk ve Dağılımı
Bu türe ait yumurta ve larvalar yalnızca yaz mevsiminde tespit edilmiştir.
III’üncü istasyonda 37 adet/1000m³ olarak örneklenen yumurtaların baskınlığı
%3.23’tür. Larvalar ise II’inci istasyonda 22 adet/1000m³ olarak saptanmıştır ve
baskınlıkları %3.13’tür.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde Boops boops yumurtalarını Mart,
prelarvalarını Mayıs, postlarvalarını ise Aralık ve Mart aylarında tespit etmiştir.
Ak ve Uysal (2007) ise prelarvalarının Temmuz ayında bulunduğunu
bildirmektedir. Ege Denizi’nde Çoker (2003), Mart-Haziran ayları arasında
yumurtalarını ve Ocak-Ağustos arası dönemde postlarvalarını rapor etmiştir.
Taylan (2007) ise yine Ege’de Mart-Mayıs arasında postlarvalarının bulunduğunu
bildirmektedir. Benzer şekilde Batı Akdeniz’de de larvalarına Nisan-Haziran
arasında rastlanıldığı bildirilmektedir (Sabates ve ark., 2003). Bu türün genellikle
kış ve ilkbahar aylarında ürediği görülse de, üremenin yaz ortalarına uzayabildiği
dikkat çekmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada Boops boops’un üreme dönemi ile
ilgili olarak elde edilen bulgular literatürle uyum içindedir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
62
4.3.18.2. Boops boops Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri
Küresel yumurtalarda kapsül desensiz ve vitellus homojendir. Posterior
konumlu 1 adet yağ damlacığı bulunmaktadır. Çap 0.84-0.87mm arasında
değişmekte olup; ortalama 0.86±0.02mm ve yağ damlacığı çapı 0.20-0.22mm
arasında değişmekte olup; ortalama 0.21±0.01mm olarak tespit edilmiştir.
Embriyoda baş üzerinden başlayan nokta pigment, çift sıra halinde
dorsolaterallerden kaudale uzanmaktadır.
Boops boops postlarvalarında vücut ince-uzun ve anüs 1/3’ten az geride
abdomenden ayrık olarak dışarı açılmaktadır. Miyomer sayısı 6+18’dir.
2.63mm’lik postlarvada PreA 1mm, PVD 0.49mm ve GÇ 0.21mm’dir. Postanal
dorsalde tek nokta pigment bulunmaktadır. Abdominal ventralde anteriorda ve
anüs üzerinde birer nokta pigment gözlenmektedir. Postanal ventralde 11 adet
nokta ve yıldız pigment kaudale uzanmaktadır. Kaudal ventralde tek nokta
pigment bulunmaktadır (EK 2.12).
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde bu türe ait yumurtaların çaplarının 0.87-
0.92 (0.22-0.25)mm arasında değiştiğini belirtmiş ve 2.24-4.19mm’lik
postlarvaların tanımını vermiştir. Çoker (2003) İzmir Körfezi’nde yumurta
çapının 0.76-0.89mm ve yağ damlacığı çapının 0.15-0.21 mm arasında değiştiğini
bildirmiş ve 2.40-5.20mm’lik postlarvaların tanımını vermiştir. Yine aynı bölgede
Taylan (2007), 4.3-6.5mm’lik postlarvaların tanımını vermiştir. Bu çalışmada elde
edilen morfometrik bulgular da sözü edilen literatürle uyum içerisindedir.
4.3.19. Dentex dentex (Sinagrit)
Atlantik Akdeniz kökenli bir tür olan Dentex dentex’in doğal yayılım alanı
Atlantik Okyanusu’nun doğu kıyıları ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). Tüm
Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002).
Ekonomik önemi yüksektir (Turan, 2007).
Dentex dentex’e ait erken aşamalar planktoniktir (Lo Bianco, 1956). Can
ve Bilecenoğlu (2005) bazı bireylerinde hermafroditizm görüldüğünü
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
63
belirtmektedirler. Morales-Nin ve Moranta (1997), dişilerin bir üreme dönemi
içerisinde 2-3 hafta arayla birçok kez yumurta bırakabildiklerini belirtmektedir.
Batı Akdeniz’deki üreme dönemi su sıcaklığının 15ºC’nin üzerinde olduğu bahar
ve yaz aylarıdır. Loir ve ark. (2001) de Yunanistan kıyılarında üremenin Mart-
Mayıs ayları arasında gerçekleştiğini bildirmektedir.
4.3.19.1. Dentex dentex’in Bolluk ve Dağılımı Dentex dentex’e ait yumurtalara yalnızca ilkbahar mevsiminde III’üncü
istasyonda rastlanmıştır. Sinagrit yumurtalarının bolluğu 95 adet/1000m³ ve
baskınlığı %24.23’tür. Baskınlığının bu denli yüksek olmasına neden olarak,
kapsül yapısındaki desenler sayesinde erken aşamadaki yumurtalarda da tür
tayininin yapılabilmiş olması gösterilebilir.
Mersin Körfezi’nde Ak (2004) bu türe ait yumurtaları Şubat-Temmuz
ayları arasında tespit etmiştir. İzmir ve Edremit Körfez’lerine bakıldığında,
Sinagrit yumurtalarının Ocak-Nisan arasında tespit edildikleri görülmektedir
(Çoker, 2003; Çakır, 2004). Dolayısıyla, Sinagritin üreme dönemiyle ilgili olarak
bu çalışmada elde edilen bulgular literatürle uyum içerisindedir.
4.3.19.2. Dentex dentex Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri
Dentex dentex yumurtalarında şekil küresel ve vitellus homojendir. Kapsül
üzerinde çizgi şeklinde düzensiz desenler bulunmakta ve yumurtanın kutuplarına
doğru bakıldığında bu desenler baklava şeklinde görülmektedir. Yumurtalarda çap
0.93-1.02mm arasında değişmekle birlikte ortalama 0.98±0.04 ve yağ damlacığı
çapı 0.20-0.24mm arasında değişmekte olup; ortalama 0.22±0.01mm’dir.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde bu türe ait yumurtaların çaplarının 0.82-
0.97mm ve yağ damlacığı çaplarının 0.18-0.28mm arasında olduğunu belirtmiştir.
Ege Denizi’nde Çoker (2003) yumurta çapının 0.89-1.10 ve yağ damlacığı çapının
0.18-0.26mm arasında olduğunu bildirmiştir. Çakır (2004) Edremit Körfezi’nde
ortalama yumurta çapının 1.10mm ve yağ damlacığı çapının 0.25mm olduğunu
belirmiştir. Dolayısıyla Sinagrit yumurtalarıyla ilgili olarak bu çalışmada tespit
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
64
edilen morfometrik bulguların diğer çalışmalarla uyum içinde olduğu
görülmektedir.
4.3.20. Dentex gibbosus (Trança)
Atlantik Akdeniz kökenli olan Dentex gibbosus’un doğal yayılım alanı
Atlantik Okyanusu’nun doğu kıyıları ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). Turan
(2007), Türkiye kıyıları itibariyle sadece Ege ve Akdeniz sahillerinde
bulunduğunu belirtirken; Bilecenoğlu ve ark. (2002), Marmara’dan da rapor
edildiğini bildirmiştir. Ekonomik önemi yüksektir (Turan, 2007).
Bu türe ait erken gelişim evreleri pelajiktir (Mater, 1981). Protrandrik ve
protroginik hermafroditizm gösterdiğine dair çeşitli kayıtlar vardır (Grubisic ve
ark., 2007). Asenkronik oosit gelişimi gözlenmektedir ve bir üreme dönemi
içerisinde birden çok kez yumurta bırakılmaktadır. Adriatik Denizi’nde
yumurtlama mevsiminin Ağustos-Ekim ayları arasında olduğu belirtilmekle
birlikte; yumurta atımının su sıcaklığının en yüksek olduğu dönemlerde başladığı
ve fotoperiyodun yumurta atımında çok etkili bir faktör olmadığı bildirilmiştir.
Optimum yumurtlama sıcaklığı 17-22ºC’ler arasındadır (Grubisic ve ark., 2007).
Whitehead ve ark. (1986), Akdeniz’de üreme mevsiminin ilkbahar ayları
olduğunu belirtmektedir.
4.3.20.1. Dentex gibbosus’un Bolluk ve Dağılımı
Dentex gibbosus yumurtaları yalnızca ilkbahar mevsiminde I’inci
istasyonda tespit edilmiştir. Tanımlanan yumurtaların bollukları 9 adet/1000m³ ve
baskınlıkları %0.66’dır.
Mersin Körfezi’nde Ak (2004) bu türün yumurtalarına Temmuz-Ağustos
aylarında rastlamıştır. İzmir Körfezi’nde Mater (1981) Mayıs-Temmuz arasında;
Ak (2000) Eylül ayına kadar yumurtalarının bulunduğunu belirtmiştir. Aynı
bölgede Çoker (2003), üreme döneminin Mart-Haziran arasında olduğunu
bildirmektedir. Çoker (2003)’ün çalışmasında da görüldüğü gibi, Dentex gibbosus
yumurtalarına İlkbahar aylarında da rastlanabilmektedir. Ayrıca, Grubisic ve ark.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
65
(2007)’nin belirttiği optimum yumurtlama sıcaklıkları İskenderun Körfezi’nde Kış
ve İlkbahar örneklemelerinin yapıldığı Aralık-Nisan arasında gözlenmektedir.
4.3.20.2. Dentex gibbosus Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri
Tespit edilen Dentex gibbosus yumurtalarında çap 0.75mm ve yağ
damlacığı çapı 0.17mm’dir. Küresel yumurtalarda vitellus homojen ve kapsül
desenlidir. 1 adet posterior konumlu yağ damlacığı bulunmaktadır. Gerek embriyo
ve gerekse yağ damlacığı üzerinde nokta pigment gözlenmiştir.
Bu türe ait yumurtaların morfolojisi ilk kez Mater (1981) tarafından
belirlenmiştir. Mater (1981) İzmir Körfezi’nde yumurta çapının 0.75-0.81mm ve
yağ damlacığı çapının 0.17-0.20mm arasında değiştiğini bildirmektedir. Yine aynı
bölgede Ak (2000) yumurtanın morfometrik karakterlerini 0.76-0.78 (0.17-
0.20)mm ve Çoker (2003) 0.68-0.84 (0.15-0.21)mm olarak vermiştir. Mersin
Körfezi’nde Ak (2004), yumurta çapının 0.65mm yağ damlacığı çapının ise 0.16-
0.17mm olduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla bu çalışmada tespit edilen morfometrik
karakterlerin literatürle uyum içerisinde olduğu görülmektedir.
4.3.21. Diplodus annularis (Isparoz)
Atlantik Akdeniz kökenli bir balık türü olan Diplodus annularis’in doğal
yayılım alanı Doğu Atlantik’in orta kısımları ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009).
Tüm Türkiye denizlerinde bulunmaktadır (Bilecenoğlu ve ark., 2002). Ekonomik
önemi orta düzeydedir (Turan, 2007).
Bu türün erken gelişim aşamaları pelajiktir. Whitehead ve ark. (1986),
normalde ayrı eşeyli olduklarını; fakat bazı bireylerde protandrik hermafroditizm
gözlendiğini bildirmektedir. Metin ve Akyol (2003), partiler halinde yumurta
bıraktığını belirtmektedir. Matic-Skoko ve ark. (2007), üreme döneminin
bölgelere göre değişmekle birlikte Ocak-Eylül ayları arasında olduğunu
bildirmiş; Adriatik Denizi’nde Mayıs ayında maksimum olmak üzere Nisan-
Eylül arasında ürediğini tespit etmiştir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
66
4.3.21.1. Diplodus annularis’in Bolluk ve Dağılımı
Diplodus annularis yumurta ve larvaları yalnızca yaz mevsiminde tespit
edilmiştir. I’inci ve III’üncü istasyonlarda belirlenen yumurtaların bolluğu 42 ve
280 adet/1000m³ ve baskınlıkları %6.10 ve %24.45’tir. Larvalar ise her üç
istasyonda da tespit edilmiştir. Bollukları sırasıyla 7, 164 ve 21 adet/1000m³ olan
larvaların baskınlıkları %7.14, %23.36 ve %7.58’dir (Şekil 4.14).
Şekil 4.14. Diplodus annularis Erken Gelişim Evrelerinin Bolluk ve Dağlımı (a:
Yumurta; b: Postlarva) 4.3.21.2. Diplodus annularis Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri
Diplodus annularis yumurtalarında şekil küresel, kapsül desensiz, vitellus
homojen ve 1 adet yağ damlacığı posterior konumludur. Çap 0.66-0.73mm
arasında değişmekle birlikte; ortalama 0.69±0.02mm ve yağ damlacığı çapı 0.15-
0.18mm arasında değişmekte olup; ortalama 0.16±0.01mm’dir. Embriyoda
miyomer sayısı 22-24 adettir. Baş üzerinden başlayan yıldız pigment kaudale
uzanmaktadır. Yağ damlacığında da yıldız pigment gözlenmektedir.
Diplodus annularis postlarvalarında vücut ince-uzun, baş ve abdomen
kalındır. Anüs vücudun ½,5’inden az önde yer almaktadır. 3.17mm’lik bir larvada
PreA 1.23mm, PVD 0.50mm, BY 0.51mm ve BU 0.67mm olarak ölçülmüştür.
Pertional bölgede pigmentasyon gözlenmiştir. Abdomenin anteriorunda ve anüsün
ventralinde birer iri nokta pigment ve postanal ventralde 8-12 nokta ve yıldız
pigment bulunmaktadır. Farklı bölgelerde gerçekleştirilen ihtiyoplankton
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
67
çalışmalarında tespit edilen Diplodus annularis’in yumurta çapları, larva boyları
ve örneklenme dönemleri Çizelge 4.2’de verilmiştir.
Çizelge 4.2 İhtiyoplankton Örneklemelerinde Tespit Edilen Diplodus annularis
Bireylerine Ait Üreme Dönemleri, Yumurta Çapları ve Larva Boyları
Bölge Çalışma Dönem Çap/Boy (mm)
Mersin Körf. Ak (2004) Nisan-Eylül (Y) Mart-Eylül (L)
0,73-0,36 (0,16-0,19) 2,03-3,54
İzmir Körfezi
Mater (1981) Mart-Temmuz (Y) 0,68-0,79 (0,15-0,19)
Ak (2000) Mart-Ağustos (Y) Nisan-Mayıs (L)
0,67-0,79 (0,15-0,18) 2,5-4,8
Çoker (2003) Mart-Ağustos (Y) Mart-Ekim (L)
0,68-0,86 (0,13-0,21) 2,30-7,70
Taylan (2007) Mart-Ağustos (L) 3,6-6,2 Edremit Körf. Çakır (2004) Nisan-Temm. (Y) 0,78 (0,18)
Marmara
Alimoğlu (2002) Mayıs-Ağust. (Y) 0,80-0,86 (0,18-0,25) Demirel (2004) Yaz Ayları (Y) 0,72-0,80 (0,16-0,20) Yüksek ve Yılmaz (2008) Haziran-Ekim
Karadeniz
Başar (1996) Haziran (Y) 0,70-0,91 (0,15-0,20) Satılmış (2001) Haziran-Ağustos Gordina ve ark. (2005) Yaz Ayları
Batı Akdeniz Sabates ve ark. (2003) Nisan-Haziran
4.3.22. Diplodus sargus (Sargoz)
Atlantik-Akdeniz kökenli bir tür olan Diplodus sargus’un doğal yayılım
alanı Atlantik Okyanusu’nun doğu kıyıları ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). İki
alt türü vardır. Bunlardan Diplodus sargus sargus Akdeniz’de endemik bir türdür.
Diplodus sargus cadenati ise Atlantik Okyanusu’nun doğu kıyılarında
bulunmaktadır (Whitehead ve ark., 1986). Sargoz tüm Türkiye denizlerinde
dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002). Ekonomik önemi yüksektir
(Turan, 2007).
Bu türe ait erken gelişim aşamaları pelajiktir (Golani ve ark., 2006).
Gonad gelişimini kıyısal bölgede gerçekleştirmekte (Llorat ve Planes, 2003) ve
yumurtlamak için küçük gruplar halinde açık denize geçmektedirler (Planes ve
Lenfant, 2002). Akdeniz ve Atlantik Okyanusu’nda yapılan çalışmalar yumurta
atımının su sıcaklığının yükselme eğilimi gösterdiği andan itibaren başladığını ve
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
68
yaklaşık 15-18ºC sıcaklıklarda devam ettiğini, ve ayrıca GSİ değerleriyle sıcaklık
arasında kuvvetli bir korelasyon bulunduğunu göstermiştir (Morata ve ark., 2003).
Olgun bireyleri ayrı eşeylidir (rudimentary hermafroditizm). Üreme dönemi
bakımından son derece esnek olduğu ve farklı lokalitelerde farklı üreme
dönemlerine sahip olduğu bilinmektedir (Fishbase, 2009). Diplodus sargus’un
planktonik yaşam evresi yaklaşık 2.5 ay içerisinde tamamlanmaktadır (Morata ve
ark., 2003).
4.3.22.1. Diplodus sargus’un Bolluk ve Dağılımı
Diplodus sargus’a ait postlarvalar yalnızca yaz mevsiminde I ve II nolu
istasyonlarda tespit edilmiştir. Bolluğu I ’inci istasyonda 7 ve II ’inci istasyonda
44 adet/1000m³’tür. Baskınlığı I ’inci istasyonda %7.14 ve II ’inci istasyonda
%6.27’dir.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde Sargoz yumurta ve prelarvalarını Şubat-
Haziran arasında tespit etmiştir. Aynı araştırıcı postlarvaların Şubat-Nisan ve
Kasım aylarında bulunduğunu bildirmektedir. İzmir Körfezi’nde Ak (2000)
Nisan-Haziran arasında, Çoker (2003) Mart-Ağustos arasında postlarvaların
bulunduğunu bildirmektedir. Edremit Körfezi’nde yumurta ve prelarvalarına
Şubat-Nisan arasında rastlanmıştır (Çakır, 2004). Yüksek (1993) Marmara’da
Nisan-Eylül aylarında larvalarına rastlamıştır. Koutrakis ve ark. (2004) Kuzeybatı
Ege’de Haziran, Sabates ve ark. (2003) Batı Akdeniz’de Nisan-Haziran aylarında
postlarvalarının bulunduğunu bildirmişlerdir. Dolayısıyla bu türün çoğunlukla kış
ve ilkbahar aylarında ürediği, ancak larvalarına bu çalışmada da tespit edildiği
gibi yaz aylarında da rastlandığı görülmektedir.
4.3.22.2. Diplodus sargus Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri
Tespit edilen Diplodus sargus postlarvalarında vücut ince uzun ve anüs
1/3’ten az geride yer almaktadır. Miyomer sayısı 7+17 adettir. Boy 2.45-2.86mm
arasında değişmekle birlikte ortalama 2.71±0.53mm olarak tespit edilmiştir.
2.8mm’lik larvada PreA 1.00mm, PVD 0.55mm, BU 0.64mm, BY 0.62mm’dir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
69
Baş üzerinde 1-2 pigment bulunmaktadır. Abdominal bölgede hava kesesinin
dorsalinde ve gut üzerinde nokta pigment gözlenmektedir. Abdominal ventralde
tek nokta pigment bulunmaktadır. Postanal ventralde pigmentasyon anüsün hemen
arkasından nokta pigmentlerle başlamakta ve postanalın yaklaşık ½’sinde 2-3 adet
dallanmış pigment gözlenmektedir.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde 2.5-3.8mm’lik postlarvalar tespit etmiştir.
Mater (1981) İzmir Körfezi’nde 3.25-5.60mm’lik postlarvalar tespit etmiş
5.10mm’lik bir postlarvanın tanımını vermiştir. Yine aynı bölgede Ak (2000)
4.00-4.5mm ve Çoker (2003) 2.80-5.00mm’lik postlarvaların tanımlarını
vermişlerdir.
4.3.23. Diplodus vulgaris (Karagöz)
Atlantik Akdeniz kökenli bir balık olan Diplodus vulgaris’in doğal yayılım
alanı Atlantik Okyanusu’nun doğusu ve Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). Tüm
Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002).
Ekonomik önemi yüksektir (Turan, 2007).
Bu türün erken yaşam evreleri pelajiktir (Golani ve ark., 2006). Olgun
olmayan bireyleri her iki cinsiyete ait gonadları da bulundururken olgunları ayrı
eşeylidir ve bazı bireylerinde nadiren de olsa protandrik hermafroditizm
gözlenmektedir. Bir üreme döneminde birden çok batında yumurta atmaktadırlar
(Gonçalves ve Erzini, 2000). Pajuelo ve ark. (2006) yumurta atımının 15-20ºC’ler
arasında gerçekleştiğini bildirmektedir. Whitehead ve ark. (1986), üreme
döneminin Batı Akdeniz’de Ekim-Kasım, Doğu Akdeniz’de Aralık-Ocak ayları
olduğunu bildirmiş ve Güneybatı Akdeniz’de ise biri Aralık-Ocak, diğeri Mayıs-
Haziran olmak üzere iki dönemde üreyebildiğini belirtmiştir.
4.3.23.1. Diplodus vulgaris’in Bolluk ve Dağılımı
Diplodus vulgaris’e ait postlarvalar yalnızca sonbahar mevsiminde II ’inci
istasyonda tespit edilmiştir. Karagöz postlarvalarının bolluğu 12 adet/1000m³ ve
baskınlığı %8.45 olarak belirlenmiştir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
70
İzmir Körfezi’nde Çoker (2003) Ekim ayında, Taylan (2007) Kasım
ayında, Yüksek ve Yılmaz (2008) Marmara’da Temmuz ve Kasım aylarında
Diplodus vulgaris postlarvalarını tespit etmişlerdir.
4.3.23.2. Diplodus vulgaris Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri
Tespit edilen Diplodus vulgaris postlarvalarında boy 3.6mm ve PVD
0.75mm’dir. Vücut ince uzun ve anüs 1/3’ten az geride yer almaktadır. Miyomer
sayısı 8+16 adettir. Vücudun dorsalinde pigmentasyon gözlenmemiştir.
Abdominal bölgede, hava kesesinin dorsalinde tek büyük melanofor
bulunmaktadır. Abdominal ventralde bir adet iri yıldız pigment gözlenmiştir.
Postanal ventralin ½’sinden kaudale uzanan 3 adet yıldız pigment mevcuttur.
Çoker (2003) 4.20 mm’lik; Taylan (2007) ise 13.5mm’lik postlarvaların
tanımını vermiştir. Lo Bianco (1956) 5-56mm’lik bireylerin tanımlarını
vermektedir.
4.3.24. Lithognathus mormyrus (Mırmır)
Atlantik Akdeniz kökenli bir balık olan Lithognathus mormyrus’un doğal
yayılım alanı Atlantik Okyanusu’nun doğu kıyıları ve Akdeniz’dir. Yayılış alanını
Hint Okyanusu’nun batı kıyılarına dek genişletmiştir (Golani ve ark., 2006).
Karadeniz haricindeki Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu
ve ark., 2002). Ekonomik önemi yüksektir (Turan, 2007).
Lithognathus mormyrus yumurta ve larvaları planktoniktir (Golani ve ark.,
2006). Çoğunlukla protandrik hermafroditizm gözlenmesine karşın ayrı eşeyli
bireylerine de rastlanmaktadır (Can ve Bilecenoğlu, 2005). Türkmen ve Akyurt
(2003) İskenderun Körfezi’nde protandrik hermafroditizm görüldüğünü ve üreme
mevsiminin Nisan-Ağustos arasında olduğunu belirtmektedir. Kallianiotis ve ark.
(2005) Kuzey Ege’de Mayıs-Eylül aylarında yumurta attığını bildirmiştir.
Lorenzo ve ark. (2002) üremenin Kanarya Adaları’nda su sıcaklığının en yüksek
düzeye ulaştığı Haziran-Kasım arasında gerçekleştiğini rapor etmiştir. Yılmaz ve
ark. (2007) oosit gelişiminin asenkronik tipte olduğunu bildirmiştir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
71
4.3.24.1. Lithognathus mormyrus’un Bolluk ve Dağılımı
Lithognathus mormyrus postlarvalarına yalnızca yaz mevsiminde I ve
II’inci istasyonlarda rastlanmıştır. I ’inci istasyonda bolluğu 14 adet/1000m³ ve
baskınlığı %14.29; II ’inci istasyonda 22 adet/1000m³ ve %3.13’tür (Şekil 4.15).
Şekil 4.15 Lithognathus mormyrus Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı
Mersin Körfezi’nde Ak (2004) Lithognathus mormyrus pre ve
postlarvalarını Ağustos-Kasım arasında örneklemiştir. İzmir Körfezi’nde Çoker
(2003) postlarvalarının Mart-Ekim ayları arasında planktonda bulunduğunu
bildirmiştir. Kuzey Ege’de ise Temmuz ve Eylül aylarında postlarvaları tespit
edilmiştir (Koutrakis ve ark., 2004). Dolayısıyla bu çalışmada tespit edilen üreme
döneminin literatürle uyum içinde olduğu belirlenmiş olmaktadır.
4.3.24.2. Lithognathus mormyrus Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri
Tespit edilen Lithognathus mormyrus postlarvalarında vücut ince-uzun ve
anüs ½.5’ta yer almaktadır. Boy 2.80-4.15mm arasında olup ortalama
3.34±1.8mm’dir. 3.52mm’lik postlarvada PreA 1.48mm, BU 1.00mm, PVD
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
72
0.60mm ve GÇ 0.27mm’dir. 4.15mm’de miyomer sayısı 7+17 adettir. Sonbarsak
abdomenden ayrık bir biçimde dışarı açılmaktadır. Baş üzerinde tek nokta
melanofor bulunmaktadır. Ventarlde anüs üzerinde, abdominalde ve sonbarsağın
abdominalden ayrıldığı noktada pigmentasyon gözlenmektedir. Postanal ventralde
nokta ve yıldız pigmentlerden oluşan sıra kaudale uzanmaktadır.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde 2.48mm’lik ve Çoker (2003) İzmir
Körfezi’nde 2.80-4.30mm’lik Lithognathus mormyrus postlarvalarının tanımını
vermişlerdir.
4.3.25. Oblada melanura (Melanur)
Atlantik Akdeniz kökenli bir tür olan Oblada melanura’nın doğal yayılım
alanı Atlantik Okyanusu’nun doğusu ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). Tüm
Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002).
Ekonomik önemi orta düzeydedir (Turan, 2007).
Bu türün üreme biyolojisiyle ilgili yeterli bilgi bulunmamakla birlikte,
Golani ve ark. (2006), erken gelişim evrelerinin planktonik olduğunu bildirmiştir.
Çoğunluğu ayrı eşeyli olmakla birlikte protandrik hermafroditizm de
gözlenmektedir (Whitehead ve ark. 1986). Ege Denizi’nde Nisan-Mayıs aylarında
(Can ve Bilecenoğlu, 2005), Mesina Boğazı’nda Mart-Haziran aylarında
üremektedir (Fishbase, 2009).
4.3.25.1. Oblada melanura’nın Bolluk ve Dağılımı
Oblada melanura postlarvalarına yalnızca yaz mevsiminde I ’inci
istasyonda rastlanmıştır. Bolluğu 7 adet/1000m³ ve baskınlığı ise %7.14 olarak
tespit edilmiştir.
Mersin Körfezi’nde Ak (2004) Oblada melanura postlarvalarına Mayıs-
Eylül ayları arasında rastlamıştır. İzmir Körfezi’nde ise Çoker (2003) tarafından
Nisan-Haziran arasında planktonda larvalarının bulunduğu rapor edilmiştir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
73
4.3.25.2. Oblada melanura Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri
Tespit edilen Oblada melanura postlarvalarında vücut ince-uzun ve baş
kalındır. 3.06mm’lik larvada PreA 1.20mm, PVD 0.76mm, BU 0.80mm ve GÇ
0.24mm olarak ölçülmüştür. Miyomer sayısı 6+18 adettir. Dorsalde pigmentasyon
gözlenmemektedir. Abdominalin anterior dorsalinde ve anüs üzerinde nokta
pigment bulunmaktadır. Ventralde ise istmustta tek nokta pigment
gözlenmektedir. Abdomenin anterior ventralinde nokta ve anüs üzerinde yıldız
pigment bulunmaktadır. Postanal ventralde 13’üncü miyomerden kaudale uzanan
5 yıldız pigment vardır.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde bu türe ait 2.30-2.95mm’lik postlarvaları
tanımlamıştır. Çoker (2003) İzmir Körfezi’nde 1.40-6.00mm’lik postlarvaların
tanımsal özelliklerini vermiştir.
4.3.26. Sparus aurata (Çipura)
Atlantik Akdeniz kökenli bir tür olan Sparus aurata’nın doğal yayılım
alanı Atlantik Okyanusu’nun orta doğu kısımları ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009).
Kızıldeniz’deki Elat Körfezi’nde de dağılış göstermekle birlikte bu bölgeye
yetiştiricilik faaliyetleriyle taşınmıştır (Golani, 1999). Tüm Türkiye denizlerinde
dağılış göstermekle birlikte (Bilecenoğlu ve ark., 2002) Whitehead ve ark. (1986)
Karadeniz’in yalnızca batısında bulunduğunu ve burada üremediğini bildirmiştir.
Ekonomik önemi son derece yüksektir (Turan, 2007). Türkiye’de yetiştiriciliği en
çok yapılan türlerden biridir.
Bu türün erken aşamaları pelajiktir (Golani ve ark., 2006). Protandrik
hermafroditizm gözlenmektedir. Ege’de üreme dönemi Kasım-Şubat, Akdeniz’de
ise Ekim-Aralık olarak belirtilmiştir (Can ve Bilecenoğlu, 2005). Yumurtlama 14-
19ºC sıcaklıkta 5-25m derinliklerde gerçekleşmektedir. Döllenmiş yumurtalar 52-
60 saatte açılmakta, 4 günlük süre sonunda prelarval safha sona ermekte ve
toplam 35-40 günün sonunda larval safha biterek juvenil aşamaya geçilmektedir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
74
Bu türün erken gelişim aşamaları juvenil safhayla birlikte 90 günde
tamamlanmaktadır (Alpbaz, 1990).
4.3.26.1. Sparus aurata’nın Bolluk ve Dağılımı Sparus aurata’nın yumurta ve postlarvaları kış mevsiminde tespit
edilmiştir. I ve II’inci istasyonlarda tanımlanan Sparus aurata yumurtalarının
bolluğu sırasıyla 4 ve 7 adet/1000m³ ve baskınlığı ise tanımlanan yumurtalar
içerisinde %100’dür. Sparus aurata postlarvalarına yalnızca II’inci istasyonda
rastlanmış olup; bolluğu 4 adet/1000m³ ve baskınlığı ise %36.36 olarak tespit
edilmiştir.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde Sparus aurata yumurta ve postlarvalarını
Aralık-Şubat arasında tespit etmiştir. Mater (1981) İzmir Körfezi’nde bu türe ait
erken aşamaların Kasım-Şubat aylarında bulunduğunu bildirmiştir. Çoker (2003)
ise Aralık-Mart arasında yumurtalarına; Ekim-Nisan arasında ise postlarvalarına
rastlamıştır. Dolayısıyla, bu çalışmada elde edilen sonuçların literatürle uyum
içerisinde olduğu görülmektedir.
4.3.26.2. Sparus aurata Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri
Tespit edilen Sparus aurata yumurtalarında şekil küresel, kapsül desensiz
ve vitellus homojendir. 1 adet posterior konumlu yağ damlacığı bulunmaktadır.
Yumurtaların son safhada oldukları görülmektedir. Yumurta çapı 0.89-1.00mm
arasında değişmekle birlikte ortalama 0.93±0.08mm ve yağ damlacığı çapı 0.20-
0.24mm arasında değişmekte olup, ortalama 0.21±0.03mm olarak ölçülmüştür.
Embriyoda anüs ½’de yer almaktadır. Pigmentasyon karakterine bakıldığında baş
üzerinde, gözlerin anterior ve posteriorunda ve başın hemen gerisinde lateralde
nokta pigment gözlenmekle birlikte baş üzerindeki pigmentin bazı bireylerde
dallanmış olduğu dikkat çekmektedir. Dorsalde başın hemen arkasından 2 sıra
halinde başlayan nokta pigment yine bazı bireylerde yıldız şeklinde görülmekte ve
kaudale doğru dağınık bir hal almaktadır. Postanal ventralde 2-4 yıldız pigment ve
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
75
aynı hizada lateral pigmentasyon gözlenmektedir. Yağ damlacığı üzerinde yıldız
pigment bulunmaktadır (EK 2.13).
Tespit edilen Sparus aurata postlarvalarında boy 4.4mm olarak
ölçülmüştür. Anüs 1/3’te yer almaktadır. PreA 1.50mm, BU 1.04mm, BY
0.93mm, PVD 0.73mm ve GÇ 0.36mm’dir. Abdomenin anterior dorsalinde yer
alan hava kesesinin dorsali pigmentlidir. Gut üzerinde zayıf pigmentasyon
görülebilmektedir. Anüsün dorsalinde ve ventralinde nokta pigment yer
almaktadır. Abdomenin anteriorunda tek nokta pigment gözlenmektedir. Postanal
ventralde bulunan 7 melanofordan 3 ve 4. yıldız şeklindedir ve dorsalde
karşılıklıdır. Aynı hizada lateralde tek nokta pigment bulunmaktadır (EK 2.14).
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde 0.95-1.03 (0.18-0.22)mm’lik yumurtalarla
3.25-3.60mm’lik postlarvaların tanımını vermiştir. Mater (1981) İzmir
Körfezi’nde yumurta çapının 0.85-1.00mm ve yağ damlacığı çapının 0.19-
0.25mm arasında değiştiğini bildirmiş ve 7.00mm’lik bir postlarvanın tanımını
vermiştir. Çoker (2003) yumurta çapının 1.02-1.05mm ve yağ damlacığı çapının
0.23mm olduğunu belirtmiş, 3.50-9.30mm’lik larvaların tanımını vermiştir. Bu
çalışmada elde edilen morfometrik bulguların da literatürle uyum içinde olduğu
görülmektedir.
4.3.27. Sparidae sp.1’in Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikleri
Sparidae sp.1 türüne ait yumurtalar yalnızca ilkbahar mevsiminde I’inci
istasyonda 25 adet/1000m³ miktarında örneklenmiştir. Bu yumurtalara ait
baskınlık değeri ise %1.83’tür.
Tespit edilen küresel yumurtalarda vitellus homojen ve kapsül desensizdir.
Bir adet yağ damlacığının konumu posteriordur. Yumurta çapı 0.77-0.84mm ve
yağ damlacığı çapı 0.15-0.17mm arasında değişmektedir. Miyomer sayısı 24
adettir. İleri aşamada olan embriyo üzerinde hiç pigmentasyona rastlanmaması
nedeniyle tayin familya düzeyinde bırakılmıştır.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
76
4.3.28. Sparidae spp. Bolluk ve Dağılımı
Sparidae spp. kapsamında Sparidae familyasına ait olduğu belirlenen
ancak erken aşamalarda olmaları ya da mekanik hasarlar dolayısıyla tür düzeyinde
tayini gerçekleştirilemeyen yumurta ve larvalar ele alınmıştır.
Sparidae spp. yumurtaları yaz mevsiminde I ve III’üncü istasyonlarda
sırasıyla 77 ve 306 adet/1000m³ miktarında tespit edilmiş olup baskınlıkları
%11.18 ve %26.72’dir. Postlarvalarla yine yaz mevsiminde I ve II’inci
istasyonlarda karşılaşılmış olup; bollukları sırasıyla 7 ve 55 adet/1000m³;
baskınlıkları ise %7.14 ve %7.83 olarak tespit edilmiştir.
4.3.29. Spicara sp. (İzmarit Balıkları)
Centracanthidae familyası genel olarak Atlantik-Akdeniz kökenli türleri
içermektedir (Fishbase, 2009). Bu türlerin sistematiği konusunda bir karmaşa
mevcuttur. Fishbase (2009) Centracanthus ve Spicara olmak üzere 2 cins ve 7
türün bulunduğunu ve bunlardan Centracanthus cirrus, Spicara maena ve Spicara
smaris’in Akdeniz’de dağılış gösterdiğini bildirmektedir. Buna karşın Whitehead
ve ark. (1986), Golani ve ark. (2006) ve Turan (2007) bu listeye Spicara
flexuosa’yı da ekleyerek Akdeniz’de 4 türünün bulunduğunu belirtmektedirler.
Bilecenoğlu ve ark. (2002) Spicara flexuosa ile Spicara maena’nın aynı tür
olduğunu bildirmektedir.
İskenderun Körfezi’nde bulunduğu bildirilen türlerden Centracanthus
cirrus ve Spicara flexuosa’ya ait yumurtaların pelajik, Spicara maena ve Spicara
smaris’e ait yumurtaların ise demersal olduğu rapor edilmektedir (Golani ve ark.,
2006). Spicara smaris Akdeniz’de Mart-Nisan aylarında (Yeldan ve ark., 2003),
Spicara flexuosa Ege’de bahar aylarında üremektedir (Mater ve ark., 2001).
Matic-Skoko ve ark. (2004) Spicara maena’nın Adriatik’te Eylül-Ekim aylarında,
Çiçek ve ark. (2007) ise Akdeniz’de Mart-Mayıs aylarında ürediğini
bildirmektedir. Centracanthus cirrus’un üreme dönemiyle ilgili ayrıntılı bir
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
77
çalışma bulunamamıştır. Fakat Whitehead ve ark. (1986), yaz mevsiminde
ürediğini bildirmektedir.
4.3.29.1. Spicara sp.’nin Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikleri
Bu familyanın erken aşamalarına ait yeterli tanımlayıcı kaynak elde
edilememiştir. Örneklendiği dönem itibariyle Spicara cinsine ait üç türün de
bölgemizde ürüyor olması nedeniyle tayin cins düzeyinde bırakılmıştır.
Yalnızca ilkbahar mevsiminde I’inci istasyonda tespit edilen Spicara sp.
postlarvalarında bolluk 9 adet/1000m³ ve baskınlık %5.42’dir.
Spicara sp. larvalarında vücut ince-uzun anüs 1/3’le ½,5 arasında yer
almaktadır. Baş kısmı yuvarlak ve şişkin; sırt hafif kambur durmaktadır. Ağız
terminal konumludur ve ağzın hemen dorsali ile gözün anteriorunda iki küçük
girinti dikkat çekmektedir. Hava kesesi, abdomial dorsalde ortaya yakın
konumlanmıştır. 2.34mm’lik larvada PreA 0.87mm, PVD 0.34mm, BU 0.33mm,
BY 0.35mm ve GÇ 0.18mm’dir. Baş üzerinde tek nokta pigment yer almaktadır.
Hava kesesinin dorsalinde iri dallanmış pigment gözlenir. Abdominal ventralde
bir adet iri dallanmış ve bir adet küçük yıldız pigment yer almaktadır. Anüsün
dorsal ve ventralinde birer dallanmış pigment gözlenmektedir. Postanal ventralde
dallanmış pigment dizisi kesiksiz bir biçimde kaudale yakın sonlanmaktadır.
4.3.30. Sciaena umbra (Eşkina)
Atlantik Akdeniz kökenli bir tür olan Sciaena umbra’nın doğal yayılım
alanı Atlantik Okyanusu’nun doğu kıyıları ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). Tüm
Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002). Turan
(2007) ekonomik öneminin yüksek olduğunu bildirmiştir. Bazı araştırıcılar bu
türün neslinin tehlikede olduğunu ve koruma altına alınması gerektiğini
savunmaktadırlar (Grau ve ark., 2009).
Sciaena umbra’nın yumurta ve larvaları pelajiktir (Golani ve ark., 2006).
Grau ve ark. (2009), bu türün ayrı eşeyli olduğunu, asenkronik oosit gelişimi
gösterdiğini ve üreme dönemi içerisinde seri halde yumurta bırakabildiğini
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
78
bildirmektedir. Kuzeybatı Akdeniz’de yumurtlama su sıcaklığının artmaya
başladığı Mayıs ayından Ağustos’a kadar sürmektedir. Whitehead ve ark. (1986)
ise Akdeniz’de üreme döneminin Mart-Ağustos olduğunu rapor etmektedir.
4.3.30.1. Sciaena umbra’nın Bolluk ve Dağılımı
Sciaena umbra prelarvaları yalnızca ilkbahar mevsiminde I’inci istasyonda
tespit edilmiştir. Bolluğu 9 adet/1000m³ ve baskınlığı ise %5.42’dir.
Çoker (2003) İzmir Körfezi’nde Haziran-Ekim ayları arasında bu türe ait
postlarvaları tespit etmiştir. Kuzeybatı Akdeniz’de ise bu türe ait postlarvaların
Temmuz-Eylül arasında planktonda bulunduğu bildirilmektedir (Sabates ve ark.,
2003). Ancak, bu türün üreme dönemiyle ilgili yapılan çalışmalara bakıldığında
üreme döneminin ilkbaharı da kapsadığı, dolayısıyla bu çalışmada elde edilen
sonuçların literatürle uyum içerisinde olduğu söylenebilir.
4.3.30.2. Sciaena umbra Prelarvalarının Tanımsal Özellkleri
Tespit edilen Sciaena umbra prelarvalarında boy 1.88m, PreA 0.82mm ve
bir adet posterior konumlu yağ damlacığının çapı 0.20mm’dir. Miyomerler
13+12-15 adet olarak sayılmıştır. Baş üzerinde zayıf fakat iri dallanmış
pigmentler gözlenmektedir. Preanal bölgede bulunan dallanmış pigmentlerin
merkezleri nokta şeklinde belirgin görülmektedir. Postanal bölgede pigmentasyon
biraz daha zayıftır ve dorsalde yoğunlaşmıştır. Postanalın ½’sinden az geride ve
kaudalde dorsal, ventral ve lateral pigmentler birleşerek birer bant oluşturmuştur.
Vitellus üzerinde birkaç dallanmış pigment mevcuttur.
Türkiye’de yapılan çalışmalarda bu türe ait prelarvaya rastlanmamakla
birlikte; Yüksek (1993) Marmara’da yumurtalarını, Çoker (2003) ise
postlarvalarını tespit etmiştir.
4.3.31. Mullus barbatus (Keserbaş Barbun)
Atlantik Akdeniz kökenli bir tür olan Mullus barbatus’un doğal yayılım
alanı Atlantik Okyanusu’nun orta doğu kıyıları ve Akdeniz’dir (Fishbase, 2009).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
79
Tüm Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002).
Ekonomik önemi son derece yüksektir (Turan, 2007). Nümann (1953) İskenderun
Körfezi’nin en önemli balıklarından olduğunu belirtmektedir.
Mullus barbatus’un erken gelişim aşamaları pelajiktir ve pelajik evre 3-6
ay içerisinde tamamlanmaktadır. (Golani ve ark., 2006). Whitehead ve ark. (1986)
Mullus barbatus’un 10-55m derinliklerde yumurta bıraktığını bildirmektedir.
Fiorentino ve ark. (2008) bir üreme dönemi içerisinde birçok kez yumurta
bırakabildiğini rapor etmektedir. Cherif ve ark., (2007) Tunus Körfezi’nde üreme
döneminin Nisan-Haziran; Metin (2005) Ege’de Nisan-Ağustos arasında
olduğunu bildirmektedir.
4.3.31.1. Mullus barbatus’un Bolluk ve Dağılımı
Mullus barbatus’a ait yumurtalar yalnızca ilkbahar mevsiminde her üç
istasyonda da tespit edilmiştir. Bollukları sırasıyla 821, 199 ve 38 adet/1000m³;
baskınlıkları ise %60.15, %19.76 ve %9.69 olarak hesaplanmıştır (Şekil 4.16).
Şekil 4.16 Mullus barbatus Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
80
Mullus barbatus prelarvaları yine İlkbahar mevsiminde yalnızca II’inci
istasyonda tespit edilmiş; bolluğu 9adet/1000m³ ve baskınlığı %7.83 olarak
hesaplanmıştır.
Bu türe ait postlarvalar İlkbahar mevsiminde II’inci, yaz mevsiminde
I’inci ve Sonbahar mevsiminde II’inci istasyonda tespit edilmiştir. İlkbaharda
bolluğu 9 adet/1000m³ ve baskınlığı %7.83; Yazın bolluğu 7 adet/1000m³ ve
baskınlığı %7.14; Sonbaharda bolluğu 12 adet/1000m³ ve baskınlığı %8.45’tir.
4.3.31.2. Mullus barbatus Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri
Tespit edilen Mullus barbatus yumurtalarında şekil küresel, kapsül
desensiz, vitellus perivesiküler yapıdadır. Bir adet anterior konumlu yağ
damlacığı bulunmaktadır. Örneklenen tüm yumurtalar embriyonik gelişimin son
aşamasındadır. Embriyoda 22-24 adet miyomer sayılabilmektedir. Anüs taslağı
½’den az önde yer almaktadır. Çap 0.65-0.76mm arasında değişmekle birlikte
ortalama 0.70±0.01mm ve yağ damlacığı çapı 0.16-0.21mm arasında değişmekte
olup; ortalama 0.18±0.01mm olarak tespit edilmiştir. Embriyo üzerinde başın
hemen arkasından kaudale uzanan iki sıra yıldız pigment gözlenmekte olup; bazı
bireylerde pigmentler daha iri ve belirgindir. Kaudal lateralde çizgi veya yıldız
pigment gözlenmektedir. Vitellus üzerinde 4-6 adet yıldız pigment vardır. Yağ
damlacığının posteriorunda yıldız pigmentler bulunmaktadır (EK 2.15).
Mullus barbatus prelarvalarında vücut ince-uzundur. Besin kesesi
segmentlidir ve başı geçmektedir. 1 adet anterior konumlu yağ damlacığı besin
kesesinin ucunda yer almaktadır. Anüs ½’den az önde, besin kesesine bitişik
olarak dışarı açılmaktadır. 1.41mm’lik prelarvada PreA 0.70mm ve Preanal
bölgede vücut derinliği 0.44mm’dir. Pigmentasyon karakteri embriyonik aşamaya
oldukça benzemektedir. Yağ damlacığı ve vitellus kesesinin posteriorunda yıldız
pigment gözlenmektedir. Dorsalde çift sıra yıldız pigment kaudale uzanmaktadır.
Preanal lateralde birkaç nokta pigment gözlenmektedir. Kaudal dorsalde ve
lateralde yıldız pigment vardır (EK 2.16).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
81
Tespit edilen Mullus barbatus postlarvalarında vücut ince-uzun ve anüs
1/3’te yer almaktadır. Boy 3.20-3.52mm arasında değişmekle birlikte 3.20mm’lik
bir larvada PVD 0.51mm, BY 0.60mm ve GÇ 0.31mm olarak ölçülmüştür.
Miyomer sayısı 6+18 adettir. Baş üzerinde üçgen dizilimli 3 adet nokta pigment
gözlenmektedir. Abdominal dorsalde iri nokta pigmentler bulunmaktadır. Postanal
ventralde ise 7-13 nokta pigment kaudale yakın sonlanmaktadır. Türkiye
kıyılarında yapılan ihtiyoplankton taramalarında tespit edilen keserbaş barbun
erken aşamalarına ait bazı morfometrik karakterler ve üreme dönemleri Çizelge
4.3’te verilmiştir.
Çizelge 4.3. İhtiyoplankton Örneklemelerinde Tespit Edilen Mullus barbatus
Bireylerine Ait Üreme Dönemleri, Yumurta Çapları ve Larva Boyları
Bölge Çalışma Dönem Çap/Boy (mm)
Mersin Körfezi
Ak (2004) Ak ve Uysal (2007)
Mayıs-Ağustos (Y) Nisan-Eylül (Pre) Mart-Ağustos (L) Eylül (Y)
0,65-0,76 (0,17-0,19) 1,84-2,38 1,73-3,75
İzmir Körfezi
Mater (1981) Ak (2000) Çoker (2003)
Mart-Ağustos (Y) Temmuz (Pre) Nisan-Eylül (Y) Mayıs (L) Nisan-Ekim (Y) Nisan-Haziran (Pre) Mart-Ağustos (L)
0,65-0,77 (0,15-0,22) 1,98-2,62 0,64-0,75 (0,15-0,19) 4,88 0,60-0,81 (0,13-0,18) 1,40-1,60 2,70-5,60
Edremit Körfezi
Çakır (2004) Mayıs-Temmuz 0,74 (0,17) (Y) 2,62-2,83 (Pre) 4 (L)
Marmara
Arım (1957) Yüksek (1993) Alimoğlu (2002) Demirel (2004) Yüksek ve Yılmaz (2008)
Mayıs-Temmuz Nisan-Eylül (Y) Mayıs-Ağustos (Y) Temmuz-Ağustos (Y) Haziran-Temmuz (Y)
2,74-19,4 (L) 0,80-0,86 (0,18-0,25) 0,70-0,82 (0,15-0,25)
Karadeniz
Başar (1996) Satılmış ve ark. (2003) Satılmış ve ark. (2006)
Mayıs-Ağustos (Y) Bahar Ayları (Y) Yaz Ayları (L) Ağustos-Aralık (Y)
0,70-0,85 (0,17-0,23)
4.3.32. Mullus surmuletus (Taş Barbunu, Tekir)
Atlantik-Akdeniz kökenli bir tür olan Mullus surmuletus’un doğal yayılım
alanı Doğu Atlantik Okyanusu’nun orta ve kuzey kesimleri ile Akdeniz’dir
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
82
(Fishbase, 2009). Tüm Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu
ve ark., 2002). Ekonomik önemi yüksektir (Turan, 2007).
Whitehead ve ark. (1986) bu türün erken aşamalarının pelajik olduğunu
bildirmektedir. Bir üreme dönemi içerisinde birçok kez yumurta
bırakabilmektedir. Arım (1957) embriyonik evrenin 3-4 günde tamamlandığını
bildirmektedir. Güney Britanya Kıyıları’nda Mayıs-Temmuz (N’Da ve Daniel,
1993), Ege’de Mart-Haziran ve Akdeniz’de Mayıs-Ağustos aylarında üremektedir
(Can ve Bilecenoğlu, 2005).
4.3.32.1. Mullus surmuletus’un Bolluk ve Dağılımı
Bu çalışmada Mullus surmuletus’a ait yumurta ve postlarvalar yalnızca
yaz mevsiminde tespit edilmiştir. Her üç istasyonda da tespit edilen Tekir
yumurtalarının bolluğu sırasıyla 35, 164 ve 26 adet/1000m³; baskınlıkları %5.08,
%12.41 ve %2.27’dir (Şekil 4.17). Postlarvalarına yalnızca III’üncü istasyonda
rastlanmış olup; bolluğu 11 adet/1000m³ ve baskınlığı %3.97’dir.
Şekil 4.17 Mullus surmuletus Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
83
Mersin Körfezi’nde Ak (2004) Mayıs-Temmuz arasında yumurta ve
prelarvalarını, Nisan-Eylül arasında ise postlarvalarını tespit etmiştir. Ak ve Uysal
(2007) yumurta ve prelarvalarını Temmuz-Eylül aylarında rapor etmiştir. İzmir
Körfezi’nde Mater (1981) Mart-Nisan, Ak (2000) Mayıs-Haziran ve Çoker (2003)
Mart-Ağustos aylarında yumurtalarını tespit etmişlerdir. Faria ve ark. (2006) orta
Atlantik kıyılarında yaz aylarında bu türe ait erken aşamaların planktonda
bulunduklarını bildirmişlerdir. Dolayısıyla bu çalışmada elde edilen bulguların
literatürle uyum içinde görülmektedir.
4.3.32.2. Mullus surmuletus Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri
Mullus surmuletus yumurtaları Mullus barbatus’a nazaran daha büyüktür.
Çap 0.84-0.87mm arasında değişmekte olup; ortalama 0.86±0.02mm ve yağ
damlası çapı 0.19-0.22mm arasında değişmekle birlikte ortalama 0.20±0.02mm
olarak ölçülmüştür. Küresel yumurtalarda vitellus periferde segmentlidir ve 1 adet
anterior konumlu yağ damlacığı bulunmaktadır. Yağ damlacığı ve vitellus
üzerinde yıldız pigment gözlenmektedir. Embriyoda baştan kaudale uzanan çift
sıra yıldız pigment bulunmaktadır.
Mullus surmuletus postlarvalarında pigmentasyon çok daha yoğundur.
Tespit edilen postlarvalarda TB 5.48mm, PreA 2.15mm, PVD 0.90mm, BU
1.11mm, BY 1.04mm ve GÇ 0.47mm olarak ölçülmüştür. Miyomer sayısı 8+16
adettir. Oksipital bölgede ve musoda iri dallanmış pigmentler yer almaktadır.
Operkulum üzerinde yıldız pigmentler gözlenmektedir. Otosistik bölge
pigmentlidir. Dorsalde başın hemen posteriorunda bir adet iri dallanmış pigment
bulunmaktadır ve bunun hemen arkasından çift sıra dallanmış pigment kesiksiz bir
biçimde kaudale uzanmaktadır. Ventralde de benzer bir pigmentasyon mevcuttur.
Abdominal bölge tamamen pigmentlerle kaplıdır. Lateralde yanal hat üzerinde ve
notokordal bölgede pigmentasyon gözlenmektedir.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde bu türün yumurta çapını 0.81 (0.21)mm
olarak vermiş ve 1.57-3.83mm’lik postlarvaları tanımlamıştır. İzmir Körfezi’nde
Tekir yumurtalarının çapını Mater (1981) 0.74-0.92 (0.20-0.23), Ak (2000) 0.76-
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
84
0.80 (0.18-0.22), Çoker (2003) 0.68-0.92 (0.18-0.26)mm olarak vermiştir.
Marmara’da Arım (1957) yumurta çapının 0.82-0.85 (0.22-0.23)mm arasında
değiştiğini belirtmiş, 2.32-6.30mm’lik postlarvaların tanımını vermiştir. Bu
çalışmada tespit edilen morfometrik karakterlerin literatürle uyum içinde olduğu
görülmektedir.
4.3.33. Mullidae sp.
Akdeniz’de Mullidae familyasına ait 5 tür dağılış göstermektedir
(Whitehead ve ark., 1986; Çınar ve ark., 2006). Bunlardan Atlantik Akdeniz
orijinli olan Mullus cinsine ait türlerin erken aşamaları hakkında yeterli
tanımlayıcı kaynak bulunabilmesine karşın; İndo-Pasifik orijinli Upeneus ve
Parupeneus cinslerinin erken aşamalarını tür düzeyinde ayırt etmek mümkün
olmamıştır.
İskenderun Körfezi’nde Mullus türleri dışında Upeneus pori, Upeneus
moluccensis ve Parupeneus forsskali türleri dağılış göstermektedir. Leis ve
Carson-Ewart (2000)’in bildirdiğine göre Upeneus ve Parupeneus türlerinin
yumurtaları, Mullus’larda olduğu gibi, pelajiktir. Upeneus pori’nin üreme
biyolojisiyle ilgili olarak yapılan çalışmalarda, bu türün kuzeydoğu Akdeniz
kıyılarında Nisan-Ağustos aylarında ürediği görülmektedir (Çiçek ve ark., 2002;
İşmen, 2006). Upeneus moluccensis’in üreme dönemi de hemen hemen aynıdır
(Torcu ve Mater, 1997; İşmen, 2005). Parupeneus forsskali’nin üreme
biyolojisiyle ilgili çalışma bulunamamıştır. Çalışma alanındaki yoğunlukları
dikkate alındığında, Upeneus pori’nin İskenderun Körfezi’nde kıyısal bölgede bol
olarak bulunduğu, Upeneus moluccensis’in ise daha nadir gözlendiği dikkat
çekmektedir (Mavruk ve ark., 2007). Parupeneus forsskali Mersin Körfezi’ne
bağlı koylarda bol miktarda gözlenmektedir (Kişisel Gözlem).
4.3.33.1. Mullidae sp.1’in Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikleri Mullidae sp.1’e ait prelarvalar yalnızca sonbahar mevsiminde II ’inci
istasyonda bulunmuştur. Bollukları 12 adet/1000m³ ve baskınlıkları ise %8.45’tir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
85
Örneklendiği dönem itibariyle Mullidae sp.1 postlarvalarının planktonda
bulunması nedeniyle bu kapsamda ele alınmıştır.
Mullidae sp.1 prelarvalarında boy 1.96mm’dir. Vücut ince-uzun ve anüs
½’den az önde dışarı açılmaktadır. Vitellus kesesi granül biçiminde segmentlidir
ve başı geçmektedir. Bir adet anterior konumlu yağ damlacığı bulunmaktadır.
Larvada dorsolaterallerde birer sıra nokta pigment anüs hizasına kadar
uzanmaktadır. Postanal dorsalde ise tek sıra nokta pigment bulunmaktadır.
Mullidae sp.1 postlarvalarına yaz mevsiminde her üç istasyonda, sonbahar
mevsiminde I’inci ve II’inci istasyonlarda rastlanmıştır. Bollukları yaz
mevsiminde sırasıyla 7, 44 ve 21 adet/1000m³ ve baskınlıkları ise %7.14, %6.47
ve %7.58’dir. Sonbahar mevsiminde bollukları 12 ve 64 adet/1000m³;
baskınlıkları %40 ve %45.02 olarak tespit edilmiştir. Mullidae sp.1 pre ve
postlarvalarının bolluk ve dağılımları Sekil 4.18’de verilmiştir.
Şekil 4.18 Mullidae sp.1 Larvalarının Bolluk ve Dağılımı (a: Sonbahar, b: Yaz) Mullidae sp.1 postlarvalarında vücut morfolojisi Mullus barbatus’a
oldukça benzemekle birlikte pigmentasyon daha zayıftır. Boy 2.60-4.65mm
arasında değişim göstermekte olup; ortalama 3.89±0.5mm olarak ölçülmüştür.
3.52mm’lik postlarvada PreA 1.24mm, PVD 0.60mm, BU 0.86mm, BY 0.67mm
ve GÇ 0.28mm’dir. Miyomer sayısı 6+18 adettir. Baş üzerinde üç adet üçgen
dizilimli erken aşamalarda nokta ve 4mm’den büyük larvalarda dallanmış
melanofor bulunmaktadır. Başın posteriorunda nokta pigmentler vardır.
Operkulum üzerinde tek nokta pigment mevcuttur. Abdominalde iri dallanmış
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
86
pigmentler gözlenmekte ve daha büyük larvalarda bu pigmentler sayıca artarak
abdomeni kaplamaktadır. 4mm’den büyük postlarvalarda postanal lateralde
oldukça zayıf birkaç çizgi pigment bulunmaktadır. Postanal ventralde ise
pigmentasyon 2-3 noktadan ibarettir (EK 2.17).
4.3.33.2. Mullidae sp.2’nin Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikleri
Mullidae sp.2 postlarvalarına yalnızca yaz mevsiminde II ve III’üncü
istasyonlarda rastlanmıştır. Bolluğu sırasıyla 77 ve 52 adet/1000m³ ve baskınlığı
ise %10.97 ve %18.77 olarak tespit edilmiştir (Şekil 4.19).
Şekil 4.19 Mullidae sp.2 Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı.
Mullidae sp.2 postlarvalarında vücut morfolojisi diğer mullidlerle benzer
olmakla birlikte, dorsalde ve lateralde pigmentasyon gözlenmemektedir.
Pigmentasyon Mullidae sp.1’den daha zayıftır. Abdominalin yalnızca dorsalinde
pigmentasyon bulunmaktadır. Postanal pigmentasyon ventraldeki 3-4 noktadan
ibarettir. Tespit edilen postlarvalarda boy 2.07-5.00 mm arasında değişmekle
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
87
birlikte ortalama 3.39±0.90mm olarak ölçülmüştür. 3.10mm’lik postlarvada PreA
1.07mm, PVD 0.57mm, BU 0.71mm, BY 0.47mm ve GÇ 0.19mm’dir (Ek 2.18).
Akdeniz’de yapılan ihtiyoplankton çalışmalarında Ak (2004) Upeneus
cinsine ait bir türün yumurta, pre ve postlarvalarını, diğer bir türün ise yalnızca
prelarvalarını tespit etmiştir. Bu çalışmada tanımlanan Mullidae sp.2 postlarvaları
Ak (2004)’ün Upeneus sp.1 olarak tanımladığı postlarvalarla gerek tanımsal
özellikler ve gerekse örnekleme dönemi bakımından benzeşmektedir. Ak (2004)
daha bol örneklenmesi nedeniyle Upeneus sp.1’in Upeneus moluccensis olma
ihtimali üzerinde durmuştur. Bu çalışmanın sonuçlarına bakıldığında, Mullidae
sp.1’in daha yaygın olduğu görülmektedir. Upeneus pori’nin İskenderun
Körfezi’nde daha yoğun bulunması (Mavruk ve ark., 2007) ve Mullidae sp.2’nin
Ak (2004)’ün verdiği tanımla uyuşması; Mullidae sp.1’in Upeneus pori olma
ihtimalini güçlendirmektedir.
4.3.33.3. Mullidae spp.
Bu kapsamda gerek mekanik hasarlar ve gerekse kaynak yetersizliği gibi
nedenlerle tanımlanamayan Mullid yumurtaları ele alınmıştır. Yaz mevsiminde
yalnızca III’üncü istasyonda tespit edilen Mullid yumurtalarının bolluğu 270
adet/1000m³ ve baskınlığı ise %23.58’dir. İlkbaharda her üç istasyonda da
bollukları sırasıyla 9, 26 ve 19 adet/1000m³ olan yumurtaların baskınlıkları
%1.83, %2.58 ve %7.40’tır.
4.3.34. Pempheris vanicolensis (Üçgen Balığı, Gölge Balığı)
İndo-Pasifik orijinli bir tür olan Pempheris vanicolensis’in doğal yayılım
alanı Pasifik ve Hint Okyanusları’dır (Fishbase, 2009). Süveyş Kanalı yoluyla
Akdeniz ihtiyofaunasına dahil olmuştur ve Tunus kıyılarına kadar tüm orta ve
doğu Akdeniz’de yoğun olarak bulunmaktadır (Golani ve ark., 2006). Türkiye
kıyılarında yalnızca Ege ve Akdeniz’de dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve
ark., 2002). Ekonomik önemi yoktur (Turan, 2007).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
88
Pempheris vanicolensis yumurta ve larvaları pelajiktir (Golani ve ark.,
2006). Fishelson ve Sharon (1997) geceleri gruplar halinde mağara ağızlarından
ayrılarak yumurtladıklarını bildirmektedir. Golani ve Diamant (1991) kendi
orijinal ekosistemlerinde yıl boyu yumurtlayabildiklerini, Akdeniz kıyılarında ise
üremenin Nisan-Eylül arasında gerçekleştiğini bildirmektedir.
4.3.34.1. Pempheris vanicolensis’in Bolluk ve Dağılımı
Pempheris vanicolensis postlarvaları yalnızca sonbahar mevsiminde
III’üncü istasyonda tespit edilmiştir. Bollukları 6 adet/1000m³ ve baskınlıkları
%20’dir.
Pempheris vanicolensis’e ait postlarvalar Türkiye kıyılarında daha önce
tespit edilmiş olsa da basılı kaynaklarda yer almamaktadır (AK ÖREK*).
4.3.34.2. Pempheris vanicolensis Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri
Pempheris vanicolensis postlarvaları pelvik uzantıları (pelvik buds; Leis
ve Rennis, 1982) sayesinde diğer türlerden ayırt edilebilmektedir. Vücut
preanalda kalın ve anüs ½’den az geride yer almaktadır. Abdomenin anterior
dorsalinde yer alan hava kesesi son derece iridir ve oval şekillidir. Pektoral
yüzgeçler gelişmiştir. 3.16mm boyundaki postlarvada PreA 1.63mm, PVD
0.67mm, BU 0.89mm, BY 0.64mm ve GÇ 0.38mm olarak ölçülmüştür. Larva
henüz preflexion safhasındadır. Miyomer sayısı 11+14 adettir. Pigmentasyona
bakıldığında, dorsalde baş üzerinde 4 adet yıldız pigment bulunmaktadır. Başın
posteriorunda ve anüs hizasında birer adet iri dallanmış pigment yer almaktadır.
Lateralde hava kesesinin ve gutun dorsalinde pigmentasyon mevcuttur.
Abdominalin anteriorunda bir adet büyük yıldız pigment gözlenmektedir.
Abdomenin ve gutun ventrali pigmentlidir. Postanal ventralde bir büyük dallanmış
pigment ve postanalın ½’sine kadar devam eden yıldız pigmentler bulunmaktadır.
* AK ÖREK, Y., 2009. ODTÜ DBE Erdemli-Mersin (Kişisel İletişim)
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
89
Leis ve Rennis (1982) Pempheris cinsine ait 2.3-5.5mm’lik postlarvaları
tanımlamıştır. Fishelson ve Sharon (1997) Kızıldeniz’de bu türün erken
aşamalarının bazı morfometrik özelliklerini vermiştir. Ancak, direkt olarak bu
aşamalardaki Pempheris vanicolensis morfolojisini tanımlayan bir kaynağa
rastlanamamış olup, bu nedenle herhangi bir kıyaslama yapılamamıştır.
4.3.35. Liza saliens (Sivriburun Kefal)
Liza saliens’in doğal yayılım alanı doğu Atlantik Okyanusu’nun orta
kesimleri ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). Patimar (2008), Hazar Denizi’nde de
dağılış gösterdiğini ve bu bölgeye Sovyetler Birliğinden bilim insanları tarafından
aşılandığını belirtmektedir. Tüm Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir
(Bilecenoğlu ve ark., 2002). Ekonomik önemi yüksektir (Turan, 2007).
Bu türün yumurta ve larvaları pelajiktir (Golani ve ark., 2006).
Yumurtlama sığ sularda gerçekleşmektedir (Demirsoy, 2001). Üreme dönemi
Hazar Denizi’nde Mayıs-Temmuz (Patimar, 2008) ve Ege’de Temmuz olarak
bildirilmektedir (Hoşsucu, 2001).
4.3.35.1. Liza saliens’in Bolluk ve Dağılımı
Liza saliens’e ait yumurtalar ilkbahar ve yaz mevsimlerinde her üç
istasyonda da tespit edilmiştir. İlkbahar mevsiminde bolluk ve baskınlıkları
sırasıyla 25 adet/1000m³ ve %1.83, 26 adet/1000m³ ve %2.58, 29 adet/1000m³ ve
%7.40 olarak tespit edilmiştir. Yaz mevsiminde 14 adet/1000m³ ve %2.03, 55
adet/1000m³ ve %4.16, 37 adet/1000m³ ve %3.23’tür (Şekil 4.20).
Şekil 4.20 Liza saliens Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı (a: İlkbahar, b: Yaz)
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
90
Liza saliens postlarvalarına yalnızca yaz mevsiminde III’üncü istasyonda
rastlanmıştır. Bollukları 6 adet/1000m³; baskınlıkları ise %2.17 olarak tespit
edilmiştir.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde Liza saliens yumurtalarına Temmuz-
Ağustos aylarında, postlarvalarına ise Haziran-Temmuz aylarında rastlamıştır.
Haziran ayında postlarvaların bulunması, üremenin bahar aylarında da olduğunu
göstermektedir. İzmir Körfezi’ne bakıldığında, yumurtaların Mayıs-Eylül arasında
planktonda bulunduğu görülmektedir (Mater, 1981; Ak, 2000; Çoker, 2003).
Postlarvalara ise Mater (1981) Temmuz, Çoker (2003) Haziran-Kasım, Taylan
(2007) Aralık, Nisan, Mayıs ve Ağustos aylarında rastlamıştır. Edremit
Körfezi’nde Nisan-Haziran aylarında yumurta ve larvalar örneklenmiştir.
Marmara’da ise Yüksek ve Yılmaz (2008) Ağustos ayında yumurtalarını ve
Temmuz ayında larvalarını örneklemiştir. Dolayısıyla bu çalışmada tespit edilen
üreme dönemi literatürle uyum içerisindedir.
4.3.35.2. Liza saliens Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri
Tespit edilen Liza saliens yumurtalarında şekil küresel, kapsül desensiz ve
vitellus homojendir. 1 adet yağ damlacığı posteriora yakın medyan konumlu
görülmektedir. Çap 0.64-0.80mm arasında değişmekle birlikte ortalama
0.73±0.03mm ve yağ damlacığı çapı 0.20-0.29mm arasında değişmekle birlikte
ortalama 0.25±0.02mm olarak ölçülmüştür. Baş üzerinde ve musoda yıldız
pigment bulunmaktadır. Dorsalde çift sıra yıldız pigment gözlenmektedir.
Embriyonun ½’sine yakın yoğunlaşarak dağınık hal alan yıldız pigmentler
kaudale doğru tekrar seyrelmektedir. Vitellus üzerinde pigmentasyon
gözlenmezken yağ damlacığında yıldız pigment bulunmaktadır (EK 2.19). Bu
özelliği ile Mugil cephalus’tan ayrılmaktadır (Yashouv ve Berner-Samsonov,
1970).
Yaz mevsiminde tespit edilen Liza saliens postlarvalarında boy 7.60mm,
PreA 4.65mm, PVD 1.70mm, BU 2.02mm, BY 1.49mm ve GÇ 0.62mm olarak
ölçülmüştür. Pelvik yüzgeçler subabdominal pozisyonda gelişmiştir. D1:3, D2:9
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
91
ve A:14 ışınlıdır. Larva üzerinde yoğun yıldız pigment gözlenmekle birlikte,
postanal lateralde yanal hat üzerinde kaudale uzanan çizginin kalınlığı
embriyonun vücut derinliğinin yaklaşık ¼’üdür (EK 2.20).
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde 0.72-0.76 (0.19-0.25)mm’lik yumurtalar ile
1.73-2.67mm’lik postlarvaları tanımlamıştır. İzmir Körfezi’nde yumurta çapını;
Mater (1981) 0.65-0.75 (0.25-0.31)mm, Ak (2000) 0.76-0.82 (0.26-0.31)mm,
Çoker (2003) 0.60-0.78 (0.15-0.26)mm olarak belirlemiştir. Ayrıca, Çoker (2003)
3.00-3.5mm’lik ve Taylan (2007) 1.5-2.2mm’lik postlarvaların tanımını vermiştir.
Çakır (2004) Edremit Körfezi’nde 2.43mm’lik postlarvaların tanımını vermiştir.
Dolayısıyla bu çalışmada, Liza saliens’in erken gelişim evrelerine ilişkin
morfolojik bulgular literatürle uyum içerisinde görünmektedir.
4.3.36. Chromis chromis (Papaz Balığı)
Atlantik Akdeniz kökenli bir tür olan Chromis chromis’in orijinal yayılım
alanı Doğu Atlantik okyanusunun güney ve orta kesimleri ile Akdeniz’dir
(Fishbase, 2009). Tüm Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu
ve ark., 2002). Ekonomik önemi yoktur (Turan, 2007).
Whitehead ve ark. (1986) bu türün yaz aylarında ürediğini bildirmektedir.
Fishbase (2009) üremenin Adriatik’te Mayıs ayında da gerçekleştiğini
belirtmektedir. Son derece karmaşık üreme davranışları gözlenmekle birlikte,
demersal olan yumurtalar erkekler tarafından gözetilmekte ve kuluçka yaklaşık 10
gün sürmektedir. Pelajik larval safha ise 18-19 gün içerisinde tamamlanmaktadır
(Picciulin ve ark., 2004).
4.3.36.1. Chromis chromis’in Bolluk ve Dağılımı
Chromis chromis postlarvalarına yalnızca ilkbahar mevsiminde II’inci
istasyonda rastlanmıştır. Bollukları 9 adet/1000m³ olarak tespit edilen
postlarvaların baskınlıkları %7.83’tür.
Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında Papaz Balığı larvaları ilk kez bu
çalışmayla rapor edilmektedir. Chromis chromis’e ait prelarvaları Edremit
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
92
Körfezi’nde Çakır (2004) Temmuz ayında tespit etmiştir. Koutrakis ve ark. (2004)
Kuzeybatı Ege’de ve Sabates ve ark. (2003) Kuzeybatı Akdeniz kıyılarında
Temmuz-Eylül ayları arasında bu türe ait postlarval aşamalara rastlamışlardır. Bu
çalışmada Chromis chromis postlarvalarının örneklendiği dönemin diğer
çalışmalarla uyuşmamasının çevresel koşullardaki farklılıklardan
kaynaklanabileceği düşünülmektedir.
4.3.36.2. Chromis chromis Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri
Chromis chromis postlarvalarında vücut ince-uzundur. Miyomer sayısı
7+19 adet olarak tespit edilmiştir. 3.67mm’lik postlarvada PreA 1.23mm, PVD
0.56mm, BU 0.70mm, BY 0.71mm ve GÇ 0.27mm olarak ölçülmüştür. Postanal
ventralde nokta pigmentlerden oluşan bir sıra mevcuttur. Sonbarsak üzeri
pigmentlidir. Abdominal dorsalde nokta pigmentler yer almaktadır.
4.3.37. Coris julis (Güneş Balığı, Gelin Balığı)
Atlintik Akdeniz orijinli bir balık olan Coris julis’in doğal yayılım alanı
Atlantik Okyanusu’nun doğu kıyıları ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). Tüm
Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002).
Ekonomik önemi bulunmasa da (Turan, 2007), deniz akvaryumları için önemli bir
tür olduğu bilinmektedir (Demirsoy, 2001).
Bu türün erken aşamaları planktoniktir. Protroginik hermafroditizm ve
seksüel dimorfizm gözlenmektedir (Golani ve ark., 2006). Nisan-Ağustos ayları
arasında yumurtlamaktadır (Whitehead ve ark., 1986).
4.3.37.1. Coris julis’in Bolluk ve Dağılımı
Coris julis yumurtaları yalnızca yaz mevsiminde II’inci istasyonda tespit
edilmiştir. Bollukları 131 adet/1000m³ ve baskınlıkları ise %9.91 olarak
hesaplanmıştır.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
93
Coris julis’e ait postlarvalar yalnızca sonbahar mevsiminde III’üncü
istasyonda tespit edilmiştir. Bollukları 6 adet/1000m³ ve baskınlıkları ise %20
olarak belirlenmiştir.
Ak (2004), Mersin Körfezi’nde bu türün yumurtalarına Mart ayında
rastlamıştır. İzmir Körfezi’nde Mater (1981) Mayıs-Ağustos, Ak (2000) Nisan-
Eylül ve Çoker (2003) Mart-Eylül aylarında bu türün yumurtalarına
rastlamışlardır. Edremit Körfezi’nde Çakır (2004) Nisan-Haziran aylarında
yumurtalarını tespit etmiştir. Kuzeybatı Ege’de Koutrakis ve ark. (2004) ise
Haziranda larvalarını örneklemiştir. Marmara’da Alimoğlu (2002) yumurtaların
Temmuz ayında tespit edildiğini bildirmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada Coris
julis’in üreme dönemine ilişkin bulgular literatürle uyum içerisindedir.
4.3.37.2. Coris julis Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri
Tespit edilen Coris julis yumurtalarında şekil küresel, kapsül desensiz, son
derece şeffaf olan vitellus açık sarı renkte ve homojendir. Yağ damlacığı anteriora
yakın konumlanmıştır. Çap 0.56-0.57mm arasında değişmekle birlikte ortalama
0.57±0.007mm olarak tespit edilmiştir. Yağ damlacığı çapı 0.10-0.11mm arasında
değişmekte olup; ortalama 0.11±0.007mm’dir. Embriyo üzerinde pigmentasyon
son derece zayıftır.
Coris julis postlarvalarında vücut ince uzun ve anüs ½’dedir. 2.67mm’lik
postlarvada PreA 1.30mm, BY 0.40mm, PVD 0.40mm ve GÇ 0.20mm olarak
ölçülmüştür. Miyomer sayısı 11+14 adettir. Pigmentasyon son derece zayıftır.
Abdominal ventralde birkaç nokta pigment, anüs üzerinde yıldız pigment ve
postanal ventralde kaudale ulaşmadan sonlanan yıldız pigmentler mevcuttur.
Kaudal ventralde tek yıldız pigment gözlenmektedir.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde bu türe ait yumurtaların 0.62 (0.14)mm
çapında olduğunu bildirmektedir. İzmir Körfezi’nde Mater (1981) 0.58-0.74
(0.13-0.16)mm, Ak (2000) 0.60-0.65 (0.10-0.15)mm, Çoker (2003) 0.57-0.71
(0,13-0,18)mm çapında olduğunu rapor etmişlerdir. Edremit Körfezi’nde Çakır
(2004) 0.81 (0.15)mm ve Marmara’da Alimoğlu (2002) 0.75-0.80 (0.12-0.17)mm
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
94
çapında olduğunu belirtmektedir. Bu çalışmada tespit edilen yumurta çapının
literatüre yakın olmakla birlikte daha düşük olduğu görülmektedir. Bu durumun
hidrolojik koşullardaki farklılıktan kaynaklandığını ileri sürmek mümkündür.
4.3.38. Thalassoma pavo (Gün Balığı)
Atlantik Akdeniz orijinli bir tür olan Thalassoma pavo’nun doğal yayılım
alanı Atlantik Okyanusu’nun doğu kıyıları ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). Bu
tür Karadeniz’de bulunmamaktadır (Bilecenoğlu ve ark., 2002). Ekonomik değeri
bulunmasa da (Turan, 2007), deniz akvaryumları için önemli bir tür olduğu
bilinmektedir (Demirsoy, 2001).
Bu türe ait erken gelişim evreleri pelajiktir. Protroginik hermafroditizm ve
eşeysel dimorfizm gözlenmektedir (Golani ve ark., 2006). Akdeniz’de üreme
dönemi Haziran-Temmuz aylarıdır (Whitehead ve ark., 1986).
4.3.38.1. Thalassoma pavo’nun Bolluk ve Dağılımı
Thalassoma pavo’ya ait yumurta ve larvalara yaz mevsiminde
rastlanmıştır. Her üç istasyonda da tespit edilen Thalassoma pavo yumurtalarında
bolluk sırasıyla 21, 98 ve 11 adet/1000m³ ve baskınlık %3.05, %7.41 ve %0.96
olarak tespit edilmiştir.
Thalassoma pavo postlarvalarına II ve III’üncü istasyonlarda rastlanmış
olup; bollukları sırasıyla 98 ve 21 adet/1000m³; baskınlıkları ise %13.96 ve %7.58
olarak tespit edilmiştir (Şekil 4.21).
Şekil 4.21. Thalassoma pavo Erken Gelişim Evrelerinin Bolluk ve Dağılımı (a:
Yumurta, b: Postlarva)
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
95
Bu türe ait yumurtalar Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında ilk kez bu
çalışmayla rapor edilmektedir. İzmir Körfezi’nde Ak (2000) bu türe ait
yumurtalara Ağustos ayında, Çoker (2003) ise Haziran ayında rastlamıştır.
Dolayısıyla bu çalışmada elde edilen sonuçların, belirtilen çalışmalarla uyum
içinde olduğu görülmektedir.
4.3.38.2. Thalassoma pavo Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri
Thalassoma pavo yumurtalarında şekil küresel, kapsül desensizdir.
Homojen olan vitellus son derece şeffaftır. Bir adet anterior konumlu yağ
damlacığı bulunmaktadır. Çap 0.51-0.56mm arasında değişmekle birlikte ortalama
0.55±0.02mm ve yağ damlacığı çapı 0.11-0.15mm arasında değişmekle birlikte
ortalama 0.13±0.01mm olarak tespit edilmiştir. Embriyo üzerinde büyük nokta,
çizgi ve yıldız şekilli pigmentler dorsalde tek sıra halinde kaudale uzanmaktadır
(EK 2.21).
Thalassoma pavo postlarvalarında vücut ince-uzun, anüs ½’den az geride
yer almaktadır. Abdominal dorsalde küçük bir hava kesesi bulunmaktadır. 2.35-
4.00mm arasında tespit edilen postlarvalarda ortalama boy 3.00±0.99mm’dir.
4.00mm’lik postlarvada miyomer sayısı 17+9 adettir. PreA 2.52mm, PVD
0.60mm, BU 0.93mm, BY 0.75mm ve GÇ 0.28mm olarak tespit edilmiştir. Gutun
dorsalinde küçük nokta ve yıldız pigmentler anüse uzanmaktadır. Abdominal
ventralde 2 adet iri dallanmış pigment mevcuttur. Anüs üzerinde blok pigment yer
almaktadır. Postanalın ½’sinde, dorsal ve ventralde karşılıklı yıldız pigment
kümeleri yer almaktadır. Bazı bireylerde yaklaşık anüs hizasında dorsalde tek
yıldız pigment gözlenmektedir. Kaudal ventralde pigmentasyon bulunmaktadır
(EK 2.22).
İzmir Körfezi’nde Ak (2000) Thalassoma pavo yumurtalarının 0.60
(0.13)mm ve Çoker (2003) 0.63 (0.15)mm olduğunu belirtmektedir. Bu çalışmada
tespit edilen yumurta çaplarının daha küçük olduğu dikkat çekmektedir.
Literatürde Thalassoma pavo’ya ait bu çalışmada saptanan boydaki
bireylerinin morfolojik özellikleri ile ilgili veri bulunamamasına karşın; miyomer
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
96
sayısının 26 adet olması ve 25-27 miyomer sayısına sahip diğer iki Labrid ile
(Coris julis, Xyrichthys novacula) vücut morfolojisi veya pigmentasyon
karakterlerinin uyuşmaması (Mater ve Çoker, 2004; Çoker, 2003; Ak, 2004)
nedeniyle postlarvanın Thalassoma pavo olduğuna karar verilmiştir.
4.3.39. Labridae sp.’nin Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikleri
Yalnızca yaz mevsiminde III’üncü istasyonda tespit edilen labrid
postlarvalarında bolluk 11 adet/1000m³ ve baskınlık ise %3.97’dir.
Tespit edilen Labridae sp. postlarvalarında boy 2.32-2.80mm arasında
değişmektedir. 2.32mm’lik larvada PreA 1.10mm, PVD 0.31mm, BU 0.41mm,
BY 0.40mm ve GÇ 0.17mm olarak ölçülmüştür. Miyomer sayısı 14-15+18-20
adettir. Anüs hafif bir kıvrımla vücudun ½’sine yakın dışarı açılmaktadır.
Ventralde istmusttan başlayarak kaudale devam eden kesiksiz dallanmış
pigmentler gözlenmektedir. Kaudal ventralde tek nokta pigment bulunmaktadır.
Gutun dorsalinde yıldız pigmentler vardır. Otosistik bölgede belli belirsiz birkaç
yıldız pigment gözlenmektedir. Dorsalde başın hemen gerisinde 1 adet ve postanal
dorsalde 4 adet yıldız pigment gözlenmektedir.
4.3.40. Tripterygion sp. (Karabaş Balıkları)
Türkiye denizlerinde bu familyaya ait 3 tür dağılış göstermektedir.
Bunlardan Tripterygion delaisi ve Tripterygion melanurus yalnızca Ege ve
Akdeniz’de, Tripterygion tripteronotus ise tüm denizlerimizde bulunmaktadır
(Bilecenoğlu ve ark., 2002). Ekonomik önemleri yoktur (Turan, 2007).
Tripterygionlarda yumurtalar demersal ve prelarvalar zemine yakın
yaşamaktadır (Larvalbase, 2009). Dolayısıyla planktonik evrenin yalnızca
postlarval safhayı kapsadığı görülmektedir. Üreme döneminde alan savunması
gibi kompleks üreme davranışları vardır (Geertjes ve Videler, 2002). Demirsoy
(2001), eşeysel dimorfizmin yalnızca üreme dönemlerinde gözlendiğini
belirtmektedir. Her üç türün de üreme dönemi Can ve Bilecenoğlu (2005)
tarafından Mayıs-Temmuz; Golani ve ark. (2006) tarafından bahar ayları olarak
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
97
verilmiştir. Geertjes ve Videler (2002)’nin Tripterygion melanurus üzerinde
yaptığı çalışmada Nisanda (14ºC) yumurtlamanın halihazırda başlamış olduğunu
ve Temmuz sonuna kadar devam ettiğini rapor etmektedir.
4.3.40.1. Tripterygion sp.’nin Bolluk ve Dağılımı Bu çalışmada Tripterygion sp. postlarvalarına yalnızca yaz mevsiminde
I’inci ve III’üncü istasyonlarda rastlanmıştır. Bollukları sırasıyla 7 ve 16
adet/1000m³ ve baskınlıkları ise %7.14 ve %5.78 olarak tespit edilmiştir.
İzmir Körfezi’nde Çoker (2003) Ocak ayında, Edremit Körfezi’nde ise
Çakır (2004) Ağustos ayında Tripterygiid postlarvaları tespit etmişlerdir.
Tanımlamalar cins düzeyinde olduğundan üreme periyodu ile ilgili herhangi bir
karşılaştırma yapılamamıştır.
4.3.40.2. Tripterygion sp. Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri Tespit edilen Tripterygion postlarvalarında vücut ince uzun ve anüs 1/3’te
yer almaktadır. Pektoral yüzgeç taslakları gelişmiştir. Miyomer sayısı 33+11-12
adettir. Postlarvalarda boy 4.00-5.61mm arasında değişmekle birlikte ortalama
5.40±2.90mm olarak belirlenmiştir. 5.61mm’lik postlarvada PreA 1.8mm, PVD
0.84mm, BU 1.00mm, BY 0.95mm ve GÇ 0.42mm’dir. Abdomenin anterior
dorsalinde yuvarlak bir hava kesesi gözlenmektedir. Vücudun dorsalinde
pigmentasyona rastlanmamıştır. Peritoneal bölgenin dorsalinde yoğun
pigmentasyon bulunmaktadır. Anüsün ventralinde bir adet iri nokta pigment
bulunmaktadır. Postanal ventralin ½’sinden başlayan küçük nokta pigmentler
kaudale uzanmaktadır (EK 2.23).
Çoker (2003) İzmir Körfezi’nde 5.80mm ve Çakır (2004) Edremit
Körfezi’nde 4.64mm’lik postlarvaların tanımını vermiştir. Leis ve Rennis (1982)
ile Okiyama (1988) bu familyaya ait çeşitli türlerin larval morfolojilerini
tanımlamışlardır.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
98
4.3.41. Blennius ocellaris (Benekli Horozbina) Atlantik Akdeniz orijinli bir tür olan Blennius ocellaris’in doğal yayılım
alanı Doğu Atlantik Okyanusu’nun orta kesimleri ile Akdeniz’dir (Fishbase,
2009). Tüm Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark.,
2002). Ekonomik önemi bulunmasa da (Turan, 2007), Demirsoy (2001) akvaryum
için uygun bir tür olduğunu bildirmektedir.
Bu türe ait yumurtalar demersaldir ve erkekler tarafından gözetilirler
(Golani ve ark., 2006). Üreme dönemi Batı Akdeniz’de Nisan, İngiltere
kıyılarında Haziran olarak bildirilmektedir (Whitehead ve ark., 1986b)
4.3.41.1. Blennius ocellaris’in Bolluk ve Dağılımı Blennius ocellaris’e ait postlarvalara yalnızca Yaz mevsiminde III’üncü
istasyonda rastlanmıştır. Bollukları 11 adet/1000m³ ve baskınlıkları ise %3.97
olarak tespit edilmiştir.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde Temmuz ayında bu türe ait larvaları tespit
etmiştir. İzmir Körfezi’nde Çoker (1996) ve Ak (2000) Nisan-Mayıs, Çoker
(2003) Şubat-Mayıs aylarında Blennius ocellaris postlarvalarının bulunduğunu
rapor etmişlerdir. Edremit Körfezi’nde Çakır (2004) Temmuz ayında, Doğu
Karadeniz’de Başar (1996) Mayıs ayında postlarvalarını örneklemiştir. Kuzeybatı
Ege’de Koutrakis ve ark. (2004) Haziran ayında bu türün larvalarının
bulunduğunu bildirmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada elde edilen sonuçların
literatürle uyum içerisinde olduğu görülmektedir.
4.3.41.2. Blennius ocellaris Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri Blennius ocellaris postlarvalarında vücut ince-uzun preanalda kalındır.
Anüs 1/3’tedir. 2.04mm’lik larvada PreA 0.69mm, PVD 0.33mm, BU 0.41mm,
BY 0.40mm ve GÇ 0.16mm olarak tespit edilmiştir. Pektoral yüzgeçler anüsü
geçmektedir ve üzerinde pigmentasyon mevcuttur. Gutun dorsalinde çizgi ve
abdominalin dorsalinde farklı büyüklüklerde birkaç nokta pigment yer almaktadır.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
99
Baş üzerinde nokta pigment gözlenmektedir. Postanal ventralin ½’sinden
başlamak üzere 4 adet nokta pigment ve kaudal ventralde tek nokta pigment
bulunmaktadır.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde 2.23mm, Çoker (1996) İzmir Körfezi’nde
3-6mm ve Çoker (2003) 3.40-6.40mm’lik postlarvaları tanımlamıştır. Edremit
Körfezi’nde ise Çakır (2004) 2.96mm’lik postlarvaların tanımını vermiştir.
4.3.42. Lipophrys (Salaria) pavo (İbikli Horozbina) Atlantik Akdeniz kökenli bir tür olan Lipophrys pavo’nun doğal yayılım
alanı Doğu Atlantik’in orta kesimleri ile Akdeniz’dir. Süveyş Kanalı’nda da
bulunmaktadır (Fishbase, 2009). Tüm Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir
(Bilecenoğlu ve ark., 2002). Ekonomik önemi bulunmasa da (Turan, 2007),
akvaryumlar için uygun bir türdür (Demirsoy, 2001).
Lipophrys pavo yumurtaları demersaldir (Fishbase, 2009). Can ve
Bilecenoğlu (2005) yumurtaların erkekler tarafından gözetildiğini bildirmektedir.
Whitehead ve ark. (1986b) üreme döneminin Mayıs-Temmuz ve Can ve
Bilecenoğlu (2005) Mart-Temmuz ayları olduğunu bildirmektedir.
4.3.42.1. Lipophrys pavo’nun Bolluk ve Dağılımı Lipophrys pavo postlarvalarına kış ve ilkbahar mevsimlerinde
rastlanmıştır. İlkbaharda bollukları en yüksek düzeydedir. Kış mevsiminde I ve
III’üncü istasyonlarda bollukları sırasıyla 7 ve 6 adet/1000m³ ve baskınlıkları ise
%63.64 ve %50 olarak hesaplanmıştır. İlkbaharda her üç istasyonda bollukları
sırasıyla 113, 70 ve 86 adet/1000m³; baskınlıkları ise %68.07, %60.87 ve %74.14
olarak tespit edilmiştir (Şekil 4.22). Bu türün tespit edilen larvalar içerisinde en
yüksek bolluk ve baskınlığa sahip olduğu görülmüştür.
İzmir Körfezi’nde Çoker (1996) Mayıs-Temmuz, Ak (2000) Nisan-
Ağustos ve Çoker (2003) Ağustos-Eylül aylarında bu türe ait postlarvaları tespit
etmişlerdir. Edremit Körfezi’nde Çakır (2004) Mayıs-Temmuz aylarında
bulunduğunu bildirmektedir. Karadeniz’in güney kıyılarında Satılmış ve ark.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
100
(2003) ilkbahar ve yaz aylarında; kuzey kıyılarında ise Gordina ve ark. (2005) yaz
aylarında bulunduğunu bildirmektedirler. Bu çalışmada kış mevsiminde tespit
edilmiş olmasının, çalışma alanının hidrolojik koşullarından kaynaklandığı
düşünülmektedir.
Şekil 4.22.Lipophrys pavo Postlarvalarının Bolluk ve Dağılımı (a: Kış, b:
İlkbahar) 4.3.42.2. Lipophrys pavo Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri Tespit edilen Lipophrys pavo postlarvalarında vücut ince uzun ve preanal
bölge kalındır. Anüs 1/3’te yer almaktadır. Pektoral yüzgeçler belirgindir ve anüsü
geçmektedir. Postlarvalarda boy 2.60-3.18mm arasında değişmekle birlikte
ortalama 2.91±0.1mm olarak tespit edilmiştir. 2.93mm’lik postlarvada PreA
0.98mm, PVD 0.41mm, BU 0.58mm, BY 0.57mm ve GÇ 0.20mm olarak
ölçülmüştür. 3mm’nin üzerindeki bireylerde alt çenede 2 ve üst çenede 4 adet diş
gözlenmektedir. Tespit edilen bireylerin hiçbirinde notokorda henüz
kıvrılmamıştır. Postlarvalarda dorsal pigmentasyon gözlenmemektedir. Peritoneal
bölgenin dorsali gut boyunca yoğun pigmentasyon içermektedir. Pektoral
yüzgeçlerin kaidesine yakın birkaç nokta pigment vardır. Abdominal ventralde 1
adet ortada ve 1-2 adet sonbarsak üzerinde nokta ve/veya dallanmış pigmentler
mevcuttur. Postanal ventralde ise anüsten 5-6 miyomer sonra başlayan 23-27 adet
nokta pigment kaudale uzanmaktadır (EK 2.24).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
101
İzmir Körfezi’nde Mater (1981) 3.43mm, Çoker (1996) 4.06-6.11mm, Ak
(2000) 4-7mm ve Çoker (2003) 3.70-4.00mm’lik, Edremit Körfezi’nde ise Çakır
(2004) 3.05mm’lik larvaların tanımlarını vermiştir.
4.3.43. Parablennius sanguinolentus (Horozbina) Atlantik Akdeniz kökenli bir tür olan Parablennius sanguinolentus’un
doğal yayılım alanı Doğu Atlantik’in orta kesimleri ile Akdeniz’dir (Fishbase,
2009). Tüm Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark.,
2002). Gıda olarak tüketilmemekle birlikte akvaryumlar için ekonomik bir türdür
(Fishbase, 2009).
Diğer Blenniid türlerinde olduğu gibi Parablennius sanguinolentus’un da
yumurtaları demersaldir (Fishbase, 2009). Bu türde de erkekler yumurtaları
gözetmektedir (Oliveira ve ark., 2001). Golani ve ark. (2006) üreme döneminin
Kış ve İlkbahar aylarında, Can ve Bilecenoğlu (2005) ise Mayıs-Temmuz
aylarında olduğunu bildirmektedir.
4.3.43.1. Parablennius sanguinolentus’un Bolluk ve Dağılımı Parablennius sanguinolentus postlarvaları yalnızca ilkbahar mevsiminde
III’üncü istasyonda tespit edilmiştir. Bollukları 10 adet/1000m³ ve baskınlıkları
ise %8.62 olarak belirlenmiştir.
İzmir Körfezi’nde Çoker (1996) ve Ak (2000) bu türle Nisan-Mayıs
aylarında, Çoker (2003) ise Mart, Mayıs ve Ekim aylarında karşılaşmışlardır.
Edremit Körfezi’nde Çakır (2004) Nisan ayında bulunduğunu bildirmektedir.
Karadeniz’de ise, Sinop kıyılarında Satılmış (2003) Yaz aylarında, Trabzon
kıyılarında Başar (1996) Mayıs ayında bu türe ait postlarvaları tespit etmişlerdir.
Dolayısıyla bu çalışmada elde edilen sonuçların literatürle uyum içinde olduğu
görülmüştür.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
102
4.3.43.2.Parablennius sanguinolentus Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri Tespit edilen Parablennius sanguinolentus postlarvalarında vücut ince-
uzun ve preanal bölge daha kalındır. Anüs 1/3 ile ½.5 arasında yer almaktadır.
Pektoral yüzgeçler iyi gelişmiştir ve anüsü geçer. Miyomer sayısı toplam 38-39
adettir. 5.00mm’lik postlarvada PreA 1.88mm, PVD 0.73mm, BU 0.96mm, GÇ
0.42mm olarak tespit edilmiştir. Bu aşamada notokorda henüz kıvrılmamıştır.
Larva üzerindeki pigmentasyon son derece belirgindir. Baş üzerinde iri dallanmış
pigmentler bulunmaktadır. Muso ve otosistik bölge pigmentlidir. Peritonal dorsal
tamamen pigmentle kaplanmıştır. Pektoral yüzgeç üzerinde dallanmış ve çizgi
pigmentler belirgindir. Abdominal ventralde tek nokta pigment yer almaktadır.
Postanal ventralin yaklaşık 1/3’ünden başlayan 14 adet küçük nokta pigment
kaudale yakın sonlanmaktadır. Kaudal ventralde kuyruk ve primordial yüzgeç
üzerinde yer alan nokta pigment kümesi tanıda yardımcı olmuştur. Postanal
dorsalde de belirsiz nokta pigmentler gözlenebilmektedir (EK 2.25).
İzmir Körfezi’nde Çoker (1996) 3.00-11.00mm, Çoker (2003) ise 3.20-
4.30mm’lik postlarvaların tanımını vermiştir. Edremit Körfezi’nde Çakır (2004)
3.55mm’lik postlarvayı tanımlamıştır. Karadeniz’de Sinop kıyılarında Satılmış
(2001) 3.1-5.2mm’lik, Sürmene kıyılarında Başar (1996) 2.5-5.4mm’lik
postlarvaları tespit etmişlerdir.
4.3.44. Blenniidae sp.’nin Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikleri Blenniidae sp. postlarvalarına yalnızca yaz mevsiminde II’inci istasyonda
rastlanmıştır. Bollukları 11 adet/1000m³ ve baskınlıkları ise %1.57 olarak tespit
edilmiştir.
Blenniidlerin erken postlarval aşamaları hakkında yeterli literatür
bulunamaması nedeniyle tayinleri familya düzeyinde bırakılmıştır. Tespit edilen
Blenniidae sp. postlarvalarında vücut ince-uzun ve anüs 1/3’ten önde yer
almaktadır. 2.7mm’lik postlarvada PreA 0.82mm, PVD 0.40mm, BU 0.40mm,
BY 0.44mm ve GÇ 0.22mm olarak belirlenmiştir. Pektoral yüzgeçler gelişmiştir
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
103
ve anüse yakın sonlanmaktadır. Embriyonun dorsalinde pigmentasyona
rastlanmamıştır. Peritonal bölgenin dorsalinde gut üzerinde iri dallanmış
pigmentler mevcuttur. Abdominal ventralde ise biri ortada diğeri anüs üzerinde
olmak üzere 2 dallanmış pigment bulunmaktadır. Postanal ventralde anüsten
başlayan şekli “v” harfini andıran melanoforlar kaudale varmadan sonlanmaktadır.
Kaudal ventralde birkaç nokta pigment gözlenmektedir.
4.3.45. Callionymus lyra (Üzgün Balığı) Atlantik Akdeniz orijinli olan Callionymus lyra’nın doğal yayılım alanı
Doğu Atlantik’in Orta ve Kuzey kesimleri ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). Tüm
Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002).
Ekonomik önemi yoktur (Turan, 2007).
Bu türe ait yumurta ve larvalar pelajiktir ve Akdeniz’de üreme dönemi
Şubat-Ağustos ayları olarak belirtilmektedir (Whitehead ve ark., 1986b).
Demirsoy (2001)’in bildirdiğine göre üreme döneminde pigmentasyon
karakterlerinde farklılaşma gözlenmektedir.
4.3.45.1. Callionymus lyra’nın Bolluk ve Dağılımı Callionymus lyra yumurtaları İlkbahar, Yaz ve Sonbahar mevsimlerinde
tespit edilmiştir. Yaz ve Sonbahar mevsimlerinde bolluklarının en yüksek düzeyde
olduğu görülmektedir. İlkbaharda II ve III’üncü istasyonlarda bollukları sırasıyla
18 ve 48 adet/1000m³ ve baskınlıkları %1.79 ve %12.24; Yazın I ve II.
istasyonlarda bollukları 325 ve 469 adet/1000m³ ve baskınlıkları %47.17 ve
%35.48; Sonbaharda ise her üç istasyonda da bollukları sırasıyla 342, 325 ve 684
adet/1000m³ ve baskınlıkları %70.95, %83.55 ve %83.01 olarak tespit edilmiştir.
Bolluklarının bu denli yüksek olmasında tür tayininin erken aşamalarda da
yapılabilmesi etkili olmuştur.
Bu türe ait yumurtalar İzmir Körfezi’nde Çoker (2003) tarafından Ocak;
Edremit Körfezi’nde Çakır (2004) tarafından Aralık-Haziran’da belirlenmiştir.
Yüksek (1993), Marmara’da yumurtalarını Şubat-Mart aylarında tespit etmiştir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
104
Karadeniz’in kuzey kıyılarında Gordina (2006) tarafından yaz mevsiminde rapor
edilmiştir. Gordina (2006)’nın raporu bu türün Karadeniz kıyılarındaki ilk erken
aşama kaydıdır. Bu çalışmada ise üreme periyodunun literatürde belirtilen üreme
dönemine nazaran daha geniş olduğu görülmektedir. Bu durumun bölgelerin
hidrolojik koşulları arasındaki farklılıklardan kaynakladığı düşünülmektedir.
4.3.45.2. Callionymus lyra Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri Tespit edilen Callionymus lyra yumurtalarında şekil küresel, kapsül
desenli ve vitellus granül biçiminde segmentlidir. Yağ damlacığı
bulunmamaktadır. Embriyoda miyomer sayısı 21-23 adettir. Tespit edilen çap
0.60-0.64mm arasında değişmekle birlikte ortalama 0.63±0.01mm olarak
hesaplanmıştır. Gerek vitellusta ve gerekse embriyo üzerinde pigmentasyon
gözlenmemektedir (EK 2.26).
Çoker (2003) İzmir Körfezi’nde bu türe ait yumurtaların 0.73mm, Çakır
(2004) Edremit Körfezi’nde ve Yüksek (1993) Marmara’da 0.75mm çapında
olduğunu bildirmektedir. Gordina (2006) Karadeniz’in kuzey kıyılarında yumurta
çapının 0.8mm olduğunu rapor etmektedir. Lo Bianco (1956) bu türe ait yumurta
çapının 0.70-0.90mm arasında değiştiğini bildirmektedir. Bu çalışmada belirlenen
yumurtaların çapları literatürdekilere göre küçüktür. Ancak gerek morfolojilerinin
ve gerekse pigmentasyon özelliklerinin literatürde verilen bilgilerle tam bir uyum
içerisinde olması nedeniyle yumurtalar Callionymus lyra olarak
değerlendirilmiştir.
4.3.46. Callionymus pusillus (festivus) (Üzgün Balığı) Atlantik Akdeniz kökenli bir tür olan Callionymus pusillus’un doğal
yayılım alanı Kuzeydoğu Atlantik ve Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). Tüm Türkiye
denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002). Ekonomik önemi
bulunmamaktadır (Turan, 2007).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
105
Bu türe ait erken aşamalar pelajiktir. Eşeysel dimorfizm ve kompleks
üreme davranışları gözlenmektedir (Golani ve ark., 2006). Üreme dönemi
Akdeniz’de Mayıs-Ağustos aylarıdır.
4.3.46.1. Callionymus pusillus’un Bolluk ve Dağılımı Callionymus pusillus’a ait yumurta ve postlarvalar tespit edilmiştir.
İlkbaharda I ve II’inci istasyonlarda tespit edilen Callionymus pusillus
yumurtalarında bolluk sırasyıla 33 ve 26 adet/1000m³; baskınlık ise %2.42 ve
%2.58 olarak tespit edilmiştir. Postlarvalara yalnızca Yaz mevsiminde III’üncü
istasyonda rastlanmış olup; bollukları 16 adet/1000m³ ve baskınlıkları ise
%5.78’dir.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde Mayıs-Eylül aylarında yumurtalarını ve
Mart-Mayıs aylarında postlarvalarını tespit etmiştir. Yine aynı bölgede Ak ve
Uysal (2007) Temmuz ayında yumurtalarını tespit etmiştir. İzmir Körfezi’nde bu
türe ait yumurtaların genel olarak İlkbahar, Yaz ve Sonbahar aylarında tespit
edildiği görülmektedir (Mater, 1981; Ak, 2000; Çakır ve ark., 2005). Ancak Çoker
(2003), kış aylarında da gözlendiğini rapor etmektedir. Larvalar ise Çoker (2003)
tarafından Nisan-Ekim, Çakır ve ark. (2005) tarafından Eylül ve Taylan (2007)
tarafından Mart-Nisan aylarında rapor edilmiştir. Edremit Körfezi’nde Çakır
(2004) Haziran ayında yumurtalarını tespit etmiştir. Karadeniz’in kuzey
kıyılarında ise Gordina ve ark. (2005) Temmuz-Ağustos aylarında bu türe ait
yumurtalara rastlamışlardır. Dolayısıyla bu çalışmada elde edilen sonuçlar
literatürle uyum içerisindedir.
4.3.46.2. Callionymus pusillus Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri Callionymus pusillus yumurtalarında şekil küresel, kapsül desensiz ve
vitellus segmentlidir. Yağ damlacığı bulunmamaktadır. Yumurtalarda çap 0.48-
0.64mm arasında değişmekle birlikte ortalama 0.57±0.19mm olarak tespit
edilmiştir. Vitellusta pigmentasyon gözlenmezken; embriyo üzerinde zayıf nokta
pigment seyrek bir şekilde dağılmıştır.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
106
Callionymus pusillus postlarvalarında vücut preanalda oldukça kalındır.
Anüs 1/3’ten az geride yer almaktadır. 1.79mm’lik postlarvada PreA 0.66mm,
PVD 0.23mm ve BY 0.30mm olarak ölçülmüştür. Larvanın dorsalinde
pigmentasyon gözlenmemektedir. Abdominal bölgenin anterior dorsalinde küçük
bir hava kesesi bulunmaktadır ve bu bölge dallanmış pigmentlerle kaplıdır.
Abdominal ventralde tek nokta pigment, postanal ventralde dallanmış pigment
sırası vardır.
Mersin Körfezi’nde Ak (2004) 0.57-0.62mm’lik yumurtaları tespit etmiş
ve larvaların tanımını vermiştir. İzmir Körfezi’nde bu türe ait yumurtaların
çaplarını Mater (1981) 0.49-0.60mm, Ak (2000) 0.57-0.62mm, Çoker (2003)
0.52-0.57mm ve Çakır ve ark. (2005) 0.57-0.59mm olarak vermiştir. Çoker (2003)
1.00-2.70mm ve Taylan (2007) 2.00-2.50mm’lik larvaların tanımını vermiştir.
Edremit Körfezi’nde Çakır (2004) 0.59mm’lik yumurtaları tanımlamıştır.
Dolayısıyla bu çalışmada tespit edilen morfometrik karakterler literatürle uyum
içerisindedir.
4.3.47. Aphia minuta (Beyaz Kayabalığı) Atlantik Akdeniz orijinli bir tür olan Aphia minuta’nın doğal yayılım alanı
Doğu Atlantik’in kuzey ve orta kesimleri ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). Tüm
Türkiye denizlerinde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002).
Bölgemizde ekonomik önemi bulunmamasına karşın (Turan, 2007); İtalya ve
İspanya’da avcılıkta hedef türü teşkil edebilmektedir (La-Mesa ve ark., 2005).
Aphia minuta yumurtaları demersal olup boş midye kabuklarına
bırakılmaktadır. Eşeysel dimofizm gözlenmektedir (Golani ve ark., 2006).
Neoteni (erginlerde erken gelişim karakterlerinin devam etmesi) gözlenmekte
olup; erginleri de pelajik ve planktonivordur (Caputo ve ark., 2000). İlk eşeysel
olgunluğa erkekler 34 ve dişiler 38mm boyda ulaşmaktadırlar (Iglesias ve
Morales-Nin, 2001). Semelpariti görüldüğü çok yaygın bir kanı olsa da, Caputo ve
ark. (2000)’in gerçekleştirdiği histolojik çalışmayla, birden fazla sefer
üreyebildiği, asenkronik oosit gelişimi görüldüğü ve total değil partiler halinde
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
107
yumurtladığı ortaya konmuştur. Bu türün üreme döneminin farklı lokalitelerde son
derece farklı aylara denk düştüğü ve bazı bölgelerde yıl boyu üreyebildiği
görülmektedir (Fishbase, 2009). Iglesias ve Morales-Nin (2001) temel olarak yıl
içerisinde 2 üreme döneminin olduğunu bildirmektedir. La-Mesa ve ark. (2005)
larva ve juvenillerinin sığ sularda bulunduğunu belirtmektedir.
4.3.47.1. Aphia minuta’nın Bolluk ve Dağılımı Aphia minuta postlarvalarına yalnızca yaz mevsiminde II’inci istasyonda
rastlanmıştır. Bollukları 11 adet/1000m³ ve baskınlıkları ise %1.57 olarak tespit
edilmiştir.
Mersin Körfezi’nde Ak (2004) bu türe ait postlarvaları Mart-Mayıs
aylarında, İzmir Körfezi’nde Ak (2000) Nisan-Ekim, Çoker (2003) Mart-Ekim
aylarında ve Edremit Körfezi’nde Çakır (2004) Mayıs-Temmuz aylarında tespit
etmişlerdir. Dolayısıyla bu çalışmada elde edilen sonuçlar literatürle uyum
içindedir.
4.3.47.2. Aphia minuta Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri Aphia minuta postlarvalarında vücut ince uzun ve anüs ½’den az önde yer
almaktadır. Preanal bölgenin orta kesimlerine yakın oldukça iri bir hava kesesi
bulunmaktadır. 4mm’lik postlarvada PreA 1.85mm, PVD 0.58mm, BU 0.91mm,
BY 0.60mm, GÇ 0.20mm ve oval olan gaz kesesinde büyük çap 0.23mm olarak
ölçülmüştür. Miyomer sayısı 26’dır. Dorsal pigmentasyona rastlanmamıştır. Hava
kesesinin dorsalinde pigmentasyon mevcuttur. İstmustta 1 adet dallanmış
pigmentin hemen arkasında bitişik görülen 2 dallanmış pigment daha
bulunmaktadır. Anüs üzerinde bir adet iri dallanmış pigment görülmektedir.
Postanal ventralde ise anüsün hemen arkasından başlayan dallanmış pigmentler
kesiksiz bir biçimde kaudale uzanmaktadır. Hipural bölge pigmentsizdir.
Ak (2004) Mersin Körfezi’nde 3.65-5.40mm’lik larvaları tanımlamıştır.
İzmir Körfezi’nde Ak (2000) 3.00-7.10mm ve Çoker (2003) 4.50-8.60mm’lik
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
108
postlarvaların tanımını vermiştir. Edremit Körfezi’nde Çakır (2004) 3.05mm’lik
postlarvaların tanımını vermiştir.
4.3.48. Gobiidae sp.’nin Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikleri Gobiidae sp. türüne ait prelarvalar yalnızca sonbahar mevsiminde II’inci
istasyonda tespit edilmiştir. Bollukları 12 adet/1000m³ ve baskınlıkları ise
%8.45’tir. Bu familyanın prelarval aşamalarına ait yeterli tanımlayıcı kaynak
bulunamaması nedeniyle tanım familya düzeyinde bırakılmıştır.
Tespit edilen Gobiidae sp. prelarvalarında vücut ince-uzun ve anüs ½’den
az önde vücuda bitişik olarak dışarı açılmaktadır. Miyomer sayısı 11+16-17
adettir. Gaz kesesi gözlenmektedir. Besin kesesi oldukça küçük ve yuvarlaktır.
Yağ damlacığı bulunmamaktadır. 2.52mm’lik prelarvada pigmentasyon oldukça
yoğundur. Baş üzerinde musoda büyük bir dallanmış pigment bulunmaktadır. Göz
çevresinde dallanmış pigmentler vardır. Başın dorsalinde bir adet dallanmış
pigment mevcuttur. Dorsalde toplam 7 adet belirgin iri nokta pigment kaudale
uzanmaktadır. Postanal ventralde ilki iri nokta ve ikincisi dallanmış olan toplam 3
pigment gözlenmektedir. Anüs üzerinde blok pigment mevcuttur. Abdominal
ventralde ise silik yıldız pigmentler bulunmaktadır. Lateralde yalnızca Otosistik
bölgede pigmentasyon gözlenmektedir.
Bu prelarva miyomer sayısı ve pigmentasyon karakteri ile Aphia minuta
prelarvalarını andırmaktadır. Ancak La-Mesa ve ark. (2005)’in Aphia minuta’nın
yumurtadan yeni çıkan prelarvaları için verdiği tanımda besin kesesi
gözlenmemekte ve ağız açıktır. Ayrıca ventral pigmentasyon da farklıdır.
4.3.49. Sphyraena sphyraena (Iskarmoz, Zurna) Atlantik Akdeniz orijinli bir balık olan Sphyraena sphyraena’nın doğal
yayılım alanı Atlantik Okyanusu ve Akdeniz’dir. Kızıldeniz’de de dağılış
göstermektedir (Whitehead ve ark., 1986b). Tüm Türkiye denizlerinde
bulunmaktadır (Bilecenoğlu ve ark., 2002). Ekonomik önemi yüksektir (Turan,
2007).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
109
Bu türe ait erken aşamalar pelajiktir. İlkbahar ve yaz aylarında üremektedir
(Golani ve ark., 2006). Whitehead ve ark. (1986b) sıcak aylarda yumurtladığını,
Fishbase (2009) Senegal kıyılarında Temmuz ayında ürediğini bildirmiştir.
İskenderun Körfezi’nde ise olgun gonadlara sahip dişi bireyler ilkbahar aylarında
gözlenmiştir (Kişisel Gözlem).
4.3.49.1. Sphyraena sphyraena’nın Bolluk ve Dağılımı Sphyraena sphyraena’ya ait postlarvalara yalnızca Yaz mevsiminde II’inci
istasyonda rastlanmıştır. Bollukları 11 adet/1000m³ ve baskınlıkları ise %1.57
olarak tespit edilmiştir.
Mersin Körfezi’nde Ak ve Uysal (2007) bu türe ait postlarvalara Temmuz
ve Eylül ayında rastlamıştır. İzmir Körfezi’nde Mater (1981) Mayıs-Ağustos, Ak
(2000) Nisan-Ağustos aylarında yumurtalarını tespit etmiştir. Ak (2000) Ekim
ayında postlarvalarını, Çoker (2003) Ağustos ayında prelarvalarını tespit etmiştir.
Kuzeybatı Akdeniz’de Sabates ve ark. (2003) Nisan-Eylül aylarında
postlarvalarının bulunduğunu bildirmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada elde edilen
sonuçlar literatürle uyum içindedir.
4.3.49.2. Sphyraena sphyraena Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri Sphyraena sphyraena postlarvalarında vücut ince-uzun ve anüs 2/3’te yer
almaktadır. Baş son derece iridir ve uzamıştır. Miyomer sayısı 15+9 adettir.
5.66mm’lik postlarvada PreA 3.67mm ve BU 1.65mm olarak ölçülmüştür.
İstmustta iki melanofor bulunmaktadır. Preanal ventralde dallanmış pigmentler
yer almaktadır. Postanal ventralde ise kaudale uzanan dallanmış ve yıldız
pigmentler gözlenmektedir. Bu ventral hattın lateralinde tek sıra ve dorsalinde çift
sıra yıldız ve dallanmış pigment kaudale uzanmaktadır. Vücudun yaklaşık
½’sinde dorsalde 4 yıldız pigmentten oluşan bir küme mevcuttur. Peritoneal
dorsal ve anüs üzeri pigmentlidir (EK 2.27).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
110
Türkiye kıyılarında yalnızca Ak (2000) bu türe ait postlarvaların (25mm)
tanımını vermiştir. Bu çalışmada tespit edilen postlarval aşamanın daha küçük
olması nedeniyle karşılaştırma yapılamamıştır.
4.3.50. Euthynnus alletteratus (Yazılı Orkinos) Atlantik Akdeniz orijinli bir tür olan Euthynnus alletteratus’un doğal
yayılım alanı Atlantik Okyanusu ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). Tüm Türkiye
kıyılarında dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002). Ekonomik önemi
son derece yüksektir (Turan, 2007).
Bu türe ait erken gelişim aşamaları pelajiktir (Whitehead ve ark., 1986).
Kahraman ve ark. (2008) asenkronik oosit gelişimi görüldüğünü belirtmektedir.
Fishbase (2009) yumurtlamanın partiler halinde gerçekleştiğini bildirmektedir.
Bölgemizde yapılan GSİ çalışmalarıyla bu türün üreme döneminin Mayıs-Eylül
arasında olduğu tespit edilmiştir (Kahraman ve ark., 2008).
4.3.50.1. Euthynnus alletteratus’un Bolluk ve Dağılımı Euthynnus alletteratus yumurtaları yalnızca ilkbahar mevsiminde I’inci
istasyonda tespit edilmiştir. Bollukları 9 adet/1000m³ ve baskınlıkları %0.66’dır.
Türkiye kıyılarında yapılan ihtiyoplankton çalışmalarında bu türe ait erken
aşamalar yalnızca Doğu Akdeniz kıyılarında tespit edilmiştir. Mersin Körfezi’nde
Ak (2004) ve Ak ve Uysal (2007) Temmuz ayında bu türe ait postlarvaları
örneklemişlerdir. Oray ve Karakulak (2005) yine Temmuz ayında Antalya
Körfezi’ne kadar olan kesimde bu türe ait postlarvaları tespit etmiştir. Daha önce
yapılan çalışmalarda yumurtalara rastlanmıştır (AK ÖREK*).
4.3.50.2. Euthynnus alletteratus Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri Tespit edilen Euthynnus alletteratus yumurtalarında şekil küresel ve
vitellus homojendir. 1 adet posterior konumlu yağ damlacığı bulunmaktadır.
* AK ÖREK, Y., 2009. ODTÜ DBE Erdemli-Mersin (Kişisel İletişim)
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
111
Embriyoda baş vücuda nazaran oldukça kalındır. Miyomer sayısı tam olarak tespit
edilememekle birlikte 36’dan fazladır. 0.91mm çapındaki yumurtalarda yağ
damlacığı çapı 0.23mm olarak ölçülmüştür. Baş üzerinde zayıf dallanmış
pigmentler mevcuttur. Başın hemen arkasında dorsolaterallerden devam eden
zayıf dallanmış pigmentler vücudun yaklaşık 1/3’ünde dağınık bir hal alarak
kaudale uzanmaktadır. Yağ damlacığının posteriorunda pigmentasyon
bulunmaktadır (EK 2.28).
Richards (2006b) Euthynnus alletteratus yumurtalarının çaplarının 0.84-
0.94 (0.24-0.34)mm arasında değiştiğini bildirmektedir. Verdiği çizimlerde
embriyo üzerinde nokta pigment gözlenmekte, fakat bu pigmentasyonun
yumurtanın açılmasına yakın, bu çalışmada da tespit edildiği gibi dallanmış
pigmentler şeklinde görüldüğünü belirtmektedir.
4.3.51. Katsuwonus pelamis (Çizgili Tonito) Kozmopolit bir tür olan Katsuwonus pelamis Atlantik, Pasifik ve Hint
okyanuslarının tropik ve ılıman kesimleri ile bunlara bağlı denizlerde dağılış
göstermektedir (Fishbase, 2009). Karadeniz’de bulunmamaktadır (Bilecenoğlu ve
ark., 2002). Ekonomik önemi yüksektir (Turan, 2007).
Bu türe ait yumurta ve larvalar pelajiktir (Golani ve ark., 2006).
Asenkronik oosit gelişimi gözlenmekte ve partiler halinde (1.18 gün aralıkla)
yumurta bırakmaktadır (Hunter ve ark., 1986). Yumurtalarının kuluçka süresi
26ºC’de 1.1gün ve larvaların gelişim süresi 26-27ºC’de 21 gündür. Üremek için
çoğunlukla sıcak ayları tercih etmekte ve tropikal kuşakta yıl boyu
üreyebilmektedir (Fishbase, 2009).
4.3.51.1. Katsuwonus pelamis’in Bolluk ve Dağılımı Katsuwonus pelamis yumurtaları ilkbaharda her üç istasyonda tespit
edilmiştir. Bollukları sırasıyla 97, 87 ve 19 adet/1000m³; baskınlıkları %7.11,
%8.64 ve %4.85 olarak belirlenmiştir (Şekil 4.23).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
112
Türkiye kıyılarında yalnızca Ak (2004) Haziran ayında Mersin
Körfezi’nde Katsuwonus pelamis’e ait prelarvaları tespit etmiştir. Katsuwonus
pelamis yumurtaları ise Türkiye kıyılarında ilk kez bu çalışmayla rapor
edilmektedir.
Şekil 4.23 Katsuwonus pelamis Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı 4.3.51.2. Katsuwonus pelamis Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri Katsuwonus pelamis yumurtalarında kapsül düz ve vitellus desensizdir. 1
adet posterior konumlu yağ damlacığı bulunmaktadır. Embriyoda baş vücuda
nazaran oldukça kalındır. Tespit edilen yumurtalarda çap 0.87-0.98mm arasında
değişmekle birlikte; ortalama 0.94±0.02mm ve yağ damlacığı çapı 0.24-0.28mm
arasında değişmekte olup; ortalama 0.26±0.01mm olarak tespit edilmiştir.
Miyomer sayısı 39-40 adettir. Anüs yaklaşık ½’de yer almaktadır. Yumurtaların
son derece belirgin bir pigmentasyon yapısı vardır. Musoda 2-4 yıldız pigment
belirgindir. Göz çevresinde pigmentasyon bulunmaktadır. Başın hemen
arkasından dorsolaterallerde iri belirgin yıldız pigmentler ya da 2-3’lü yıldız
pigment grupları embriyonun yaklaşık ½’sinde dorsalde birleşerek tek sıra halinde
kaudale uzanmaktadır. Ventralde ise gut üzerinde seyrek aralıklarla dizilmiş
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
113
pigment sıraları mevcuttur. Anüs üzerinde yıldız pigment kümesi bulunmaktadır.
Postanal ventralin 1/3’ünde ventral ve lateralde yıldız pigmentlerden oluşan bir
küme mevcuttur. Bu kümenin hemen ardından ventralde başlayan yıldız pigment
sırası kaudale uzanmaktadır. Yağ damlacığı üzerindeki pigmentasyon embriyo
kadar belirgin olmamakla birlikte yıldız ve dallanmış melanoforlardan
oluşmaktadır (EK 2.29).
Richards (2006b) bu türe ait yumurta çapının 0.94mm ve yağ damlası
çapının 0.26mm olduğunu belirtmiş; pigmentasyon karakterleri ile yumurta
çizimlerini vermiştir.
4.3.52. Scomber colias (Kolyoz) Bu balığın sistematikteki yeri yeni açıklık kazanmıştır. Yakın zamana
kadar Scomber japonicus ile aynı tür olduğu düşünülmekte olup; son dönemlerde
yapılan moleküler çalışmalarla bu iki türün farklı olduğu tespit edilmiştir (Infante
ve ark., 2007). Buna göre Scomber japonicus Pasifik ve Hint Okyanusları ile
bunlara bağlı denizlerde ve Scomber colias ise Doğu ve Batı Atlantik ile Akdeniz
ve bunlara bağlı denizlerde dağılış göstermektedir (Fishbase, 2009).
Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla birlikte Levant Baseni’nin Indo-Pasifik ve
Atlantik ihtiyofaunalarının karıştığı özel bir alan olduğu bilinmektedir (Por,
1978). Dolayısıyla bölgemizde bu türün sistematiğine açıklık kazandırılması
ayrıca önem taşımaktadır.
Sistematiğindeki bulanıklık nedeniyle bu türe ait veri toplanırken yalnızca
Doğu Atlantik ve Akdeniz’de yapılan çalışmalar ele alınmıştır. Whitehead ve ark.
(1986) yumurta ve larvalarının pelajik olduğunu bildirmektedir. Murua ve
Saborido-Rey (2003) asenkronik oosit gelişimi gözlendiğini ve partiler halinde
yumurtladığını bildirmektedir. Golani ve ark. (2006) üreme döneminin kış ve
ilkbahar ayları olduğunu belirtmektedir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
114
4.3.52.1. Scomber colias’ın Bolluk ve Dağılımı Scomber colias’a ait yumurtalara yalnızca ilkbahar mevsiminde I’inci
istasyonda rastlanmıştır. Bollukları 17 adet/1000m³ ve baskınlıkları ise %1.25’tir.
Postlarvaları sonbahar mevsiminde III’üncü istasyonda tespit edilmiştir.
Bollukları 6 adet/1000m³ ve baskınlıkları ise %20’dir.
Mersin Körfezi’nde Ak (2004) bu türe ait yumurtaları Şubat-Nisan
aylarında ve postlarvaları bahar aylarında tespit etmiştir. İzmir Körfezi’nde Ak
(2000) Haziranda yumurtalarını, Ekimde larvalarını tespit etmiştir. Aynı bölgede
Çoker (2003) Aralık-Ekim aylarında yumurtalarını, Ocak-Eylül aylarında
larvalarını belirlemiştir. Edremit Körfezi’nde Çakır (2004) Haziran-Ağustos
aylarında larvalarını tespit etmiştir. Kuzeybatı Ege’de Koutrakis ve ark. (2004)
Haziran-Eylül aylarında larvalarını saptamıştır. Marmara’da Demir (1961)
Haziran-Ağustos, Yüksek (1993) Haziran-Eylül ve Yüksek ve Yılmaz (2008)
Temmuz ayında yumurtalarını ve Kuzeybatı Akdeniz’de Sabates ve ark. (2003)
Nisan-Haziran aylarında larvalarını tespit etmiştir. Dolayısıyla bu çalışmada elde
edilen bulgular literatürle uyum içerisindedir.
4.3.52.2. Scomber colias Erken Aşamalarının Tanımsal Özellikleri Tespit edilen Scomber colias yumurtalarında şekil küresel, kapsül desensiz
ve vitellus homojendir. Embriyonun baş kısmı vücuda nazaran son derece geniştir.
Bir adet posterior konumlu yağ damlacığı bulunmaktadır. Yumurtalarda çap 1.11-
1.15mm ve yağ damlacığı çapı 0.28-0.31mm arasında değişmektedir. Embriyoda
29-30 adet miyomer sayılmıştır. Gözlerin posteriorunda pigmentasyon
bulunmaktadır. Baş üzerinde dallanmış pigmentler gözlenmektedir. Başın
posteriorundan başlayan çift sıra yıldız pigment embriyonun 1/3’üne kadar
dorsolaterallerden uzanmaktadır. Bu aşamadan itibaren dorsalde de çift sıra yıldız
pigment gözlenmektedir. Kaudal lateralde ise pigmentasyon gözlenmemekte,
ventralde 4 adet yıldız pigment bulunmaktadır. Yağ damlacığının posteriorunda
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
115
çok sayıda yıldız pigment ve vitellus üzerinde embriyonun 1/3’üne yakın birkaç
yıldız pigment bulunmaktadır (EK 2.30).
Scomber colias postlarvalarında ise vücut ince-uzun ve preanalda kalındır.
Anüs ½.5’tan az geride yer almaktadır. Miyomer sayısı 13+17-18 adettir.
2.90mm’lik postlarvada PreA 1.2mm, PVD 0.89mm, BY 0.94mm ve GÇ 0.23mm
olarak ölçülmüştür. Baş üzerinde 3 adet nokta ve yıldız pigment gözlenmektedir.
Peritonal dorsal pigmentlidir. Abdominal ventralin anteriorunda dallanmış ve anüs
üzerinde küçük nokta pigment yer almaktadır. Postanal ventralin 1/3’ünden
başlayarak kaudale uzanan yıldız pigment serisi bulunmaktadır. Postanal dorsalde
2 nokta pigment gözlenmiştir.
Mersin Körfezi’nde Ak (2004) bu türe ait 1.13-1.24 (0.22-0.31)mm’lik
yumurtalarla 3.20-3.40mm’lik postlarvaları tanımlamıştır. İzmir Körfezi’nde Ak
(2000) yumurta çapını 1.10 (0.21)mm olarak vermiş ve 8-10mm’lik larvaları
tanımlamıştır. Çoker (2003) ise 0.89-0.99 (0.18-0.31)mm’lik yumurtalar ile 1.70-
4.00mm’lik postlarvaları tanımlamıştır. Edremit Körfezi’nde Çakır (2004)
2.76mm’lik postlarvaların tanımını vermiştir. Marmara’da Demir (1961) yumurta
çapını 0.92-1.21 (0.24-0.32)mm olarak vermiş ve 4.2-7.8mm’lik larvaları
tanımlamıştır. Yüksek (1993) ise yumurta çapını 0.93-1.25mm olarak belirtmiş ve
9mm’lik bir larvanın tanımını vermiştir.
Tespit edilen yumurtaların pigmentasyon özellikleri Akdeniz ve Doğu
Atlantik için tanımlanan Scomber japonicus’larla (Demir, 1961; Olivar ve
Fortuno, 1991) uyum içerisinde olmasına karşın Okiyama (1988)’in Japonya
kıyıları için verdiği Scomber japonicus çizimleriyle uyum göstermemektedir.
Ancak Richards (2006b)’nin Batı Atlantik’te Scomber colias için verdiği çizimler
de gerek Akdeniz ve Doğu Atlantik için verilen literatürle ve gerekse bu
çalışmada elde edilen yumurtalarla karşılaştırıldığında bazı farklılıklar dikkat
çekmektedir. Dolayısıyla pigmentasyondaki bu farklılıkların yumurtaların farklı
türlere ait olmasından kaynaklanabileceği gibi çevresel koşullardan da
kaynaklanması (kültür koşullarında farklı pigmentasyon özellikleri
gözlenebilmesinden hareketle (Moser ve ark., 1983)) olasıdır.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
116
4.3.53. Scomber scombrus (Uskumru) Atlantik Akdeniz orijinli bir tür olan Scomber scombrus’un doğal yayılım
alanı Kuzey Atlantik ile Akdeniz’dir (Fishbase, 2009). Tüm Türkiye denizlerinde
dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve ark., 2002). Ekonomik önemi yüksektir
(Turan, 2007).
Bu türe ait erken gelişim aşamaları pelajiktir. Yumurtlamak amacıyla sığ
suları tercih ettikleri bilinmektedir (Whitehead ve ark., 1986). Asenkronik oosit
gelişimi gözlenmektedir ve bir üreme dönemi içerisinde birçok batında yumurta
bırakmaktadır (Murua ve Saborido-Rey, 2003). Üreme dönemi ilkbahar aylarıdır
(Golani ve ark., 2006).
4.3.53.1. Scomber scombrus’un Bolluk ve Dağılımı Scomber scombrus’a ait yumurtalara yalnızca ilkbahar mevsiminde I’inci
istasyonda rastlanmıştır. Bollukları 97 adet/1000m³ ve baskınlıkları ise %7.11
olarak tespit edilmiştir.
Mersin Körfezi’nde Ak (2004) Mayıs ayında yumurtalarını tespit etmiştir.
İzmir Körfezi’nde Mater (1981) ve Ak (2000) Mayıs ayında, Çoker (2003) ise
Mart-Eylül aylarında bu türe ait yumurtalara rastlamışlardır. Marmara’da Arım
(1957) Mart-Haziran, Yüksek (1993) Nisan-Haziran ve Yüksek ve Yılmaz (2008)
Temmuz-Ağustos aylarında yumurtalarını tespit etmişlerdir. Dolayısıyla bu
çalışmada elde edilen bulguların literatürle uyum içinde olduğu görülmektedir.
4.3.53.2. Scomber scombrus Yumurtalarının Tanımsal Özellikleri Scomber scombrus yumurtalarında şekil küresel, kapsül desensiz ve
vitellus homojendir. Bir adet posterior konumlu yağ damlacığı bulunmaktadır.
Miyomer sayısı 29-32 adettir. Tespit edilen yumurtalarda çap 0.86-0.91mm
arasında değişmekle birlikte ortalama 0.88±0.02mm ve yağ damlacığı çapı 0.22-
0.26mm arasında değişmekte olup; ortalama 0.24±0.01mm olarak ölçülmüştür.
Embriyoda baş vücuda nazaran büyüktür. Muso ve göz çevresinde yıldız pigment
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
117
yer almaktadır. Dorsalde başın posteriorundan çift sıra halinde vücudun ½’sine
uzanan yıldız pigment burada daha dağınık bir hal alarak kaudale uzanmaktadır.
Vücudun yaklaşık ½’sinde lateral pigmentasyon gözlenmektedir. Embriyonun
ventralinde yıldız pigment sırası yer almaktadır. Yağ damlacığı üzerinde yıldız
pigment mevcuttur. Scomber colias yumurtalarından farklı olarak vitellus
üzerinde pigmentasyona rastlanmamıştır ve yumurta çapı daha küçüktür (EK
2.31).
Mersin Körfezi’nde Ak (2004) yumurta çapını 0.95-1.06 (0.26-0.28)mm
olarak vermiştir. İzmir Körfezi’nde Mater (1981) 1.08-1.16 (0.35-0.34)mm, Ak
(2000) 0.95 (0.24)mm ve Çoker (2003) 0.71-0.99 (0.15-0.18)mm’lik yumurtaları
tanımlamışlardır. Marmara’da Arım (1957) yumurta çapının 0.87-1.20 (0.25-
0.35)mm, Yüksek (1993) 1.05-1.25 (0.25-0.35)mm arasında değiştiğini
bildirmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada elde edilen bulguların literatürle uyum
içinde olduğu görülmektedir.
4.3.54. Thunnus thynnus (Orkinos, Ton Balığı) Atlantik Akdeniz kökenli bir tür olan Thunnus thynnus’un doğal yayılım
alanı Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve bunlara bağlı denizlerdir (Fishbase, 2009).
Türkiye’nin kıyı verdiği tüm denizlerde dağılış göstermektedir (Bilecenoğlu ve
ark., 2002). Ekonomik önemi son derece yüksektir ve bu nedenle de aşırı avcılık
baskısı altındadır (Golani ve ark., 2006).
Bu türe ait yumurta ve larvalar pelajik olup, kuluçka süresi 24ºC’de (doğal
yumurtlama sıcaklığı) 32 saattir. Larval gelişim aşaması yaklaşık 30 günde
tamamlanmaktadır (Larvalbase, 2009). Corriero ve ark. (2003) asenkronik oosit
gelişimi gözlendiğini ve partiler halinde yumurtladığını bildirmektedir. Whitehead
ve ark. (1986) Akdeniz’de üreme döneminin Haziran-Temmuz aylarında
olduğunu; Karakulak ve ark. (2004) ise Levant Baseni’nde yumurtlamanın Mayıs
ayında başladığını bildirmektedir. Oray ve Karakulak (2005) İskenderun Körfezi
açıkları ve Mersin Körfezi’nin bu tür için önemli bir yumurtlama alanı olduğunu
belirtmektedir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
118
4.3.54.1. Thunnus thynnus’un Bolluk ve Dağılımı Thunnus thynnus’a ait postlarvalara yalnızca yaz mevsiminde II’inci
istasyonda rastlanmıştır. Bollukları 11 adet/1000m³ ve baskınlıkları %1.57 olarak
tespit edilmiştir.
Mersin Körfezi’nde Ak (2004) Haziran-Ağustos aylarında, Oray ve
Karakulak (2005) Haziran ayında ve Ak ve Uysal (2007) Temmuz ayında bu türe
ait postlarvaları tespit etmişlerdir. Dolayısıyla bu çalışmada elde edilen bulguların
literatürle uyum içinde olduğu görülmektedir.
4.3.54.2. Thunnus thynnus Postlarvalarının Tanımsal Özellikleri Tespit edilen Thunnus thynnus postlarvalarında vücut preanalda kalındır ve
baş vücuda nazaran oldukça iridir. Anüs 1/3’ten geride yer almaktadır.
3.80mm’lik postlarvada PreA 1.40mm, PVD 0.70mm ve BU 1.00mm olarak
ölçülmüştür. Baş üzerinde yıldız pigmentler mevcuttur. Abdominal dorsalde
pigmentasyon görülmektedir. Postanal ventralde ise kaudale yakın 5 nokta
pigment ve kaudal ventralde 2 yıldız pigment yer almaktadır. Postanal dorsalde
tek nokta pigment gözlenmektedir.
Türkiye kıyılarında yapılan ihtiyoplankton çalışmalarında bu türe ait erken
aşamalar yalnızca Mersin Körfezi’nde tespit edilmiştir. Bu bölgede Ak (2004)
2.95-5.9mm’lik postlarvaların tanımını vermiştir. Oray ve Karakulak (2005) ise 7-
9mm’lik postlarvalara rastlamıştır.
4.3.55. Bothidae spp.’nin Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikleri İskenderun Körfezi’nde Bothidae familyasına ait 6 tür dağılış
göstermektedir (Turan, 2007). Bunların embriyonik aşamaları hakkında yeterli
tanımlayıcı kaynak elde edilememesi nedeniyle bu familyaya ait yumurtalarda
tayin familya düzeyinde bırakılmıştır.
Bothidae spp. yumurtaları ilkbahar mevsiminde her üç istasyonda da
sırasıyla 97, 130 ve 29 adet/1000m³ miktarında tespit edilmiş olup baskınlıkları
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
119
%7.11, %12.91 ve %7.40’tır. Yaz mevsiminde I ve II’inci istasyonlarda bollukları
42 ve 164 adet/1000m³; baskınlıkları %6.10 ve %12.41’dir.
Tespit edilen Bothid yumurtalarında çap 0.55-0.75mm arasında
değişmekte olup; 1 adet posterior konumlu yağ damlacığı bulunmaktadır. Yağ
damlacığı çapı 0.13-0.17mm arasındadır. Yumurtalarda vitellus segmentlidir.
Embriyo gelişiminin ileriki aşamalarında miyomer sayısının 35’in üzerinde olması
da dikkate alınarak yumurtalar Bothid olarak değerlendirilmiş fakat tayin familya
düzeyinde bırakılmıştır.
4.3.56. Soleidae sp. (Dil Balıkları) Bölgemizde Soleidae familyasına ait 9 tür dağılış göstermektedir (Turan,
2007). Bunlardan 5 tanesinin embriyonik erken aşamaları hakkında yeterli
tanımlayıcı kaynak mevcutken; 4 tanesi için elde edilememiştir (Dicologlossa
(Solea) cuneata, Microchirus azevia, Microchirus ocellatus, Pegusa impar).
Bunlardan Dicologlossa cuneata’nın 12-14ºC’lerde yumurta bıraktığı
bilinmektedir (Whitehead ve ark., 1986b). Microchirus azevia ise Portekiz’in
güney kıyılarında Kış ve İlkbahar aylarında yumurta bırakmaktadır (Afonso-Dias
ve ark., 2005). Microchirus ocellatus’un ise üreme dönemine ulaşılamamıştır;
fakat yumurta çapının 1.3-1.4mm arasında değiştiği rapor edilmektedir. Pegusa
impar ise ilkbahar ve yaz aylarında üremektedir (Golani ve ark., 2006).
4.3.56.1. Soleidae sp.’nin Bolluk, Dağılım ve Tanımsal Özellikleri Soleidae sp.’ye ait yumurtalara İlkbahar mevsiminde her üç istasyonda ve
Sonbahar mevsiminde yalnızca I’inci istasyonda rastlanmıştır. İlkbaharda
bollukları sırasıyla 9, 9 ve 29 adet/1000m³ ve baskınlıkları %0.66, %0.89 ve
%7.40 olarak tespit edilmiştir (Şekil 4.24). Sonbaharda bolluğu 12 adet/1000m³ ve
baskınlığı %2.49’dur.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
120
Şekil 4.24 İlkbahar Mevsiminde Soleidae sp. Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı Soleidae sp. yumurtalarında şekil küresel ve kapsül desensizdir. Vitellus
periferde segmentlidir. Yumurtalarda çok sayıda yağ damlacığı tek ya da 2’li 5’li
gruplar halinde vitellusta homojen olarak dağılmıştır. Çap 1.00-1.05mm arasında
değişmekle birlikte 1.03±0.02mm olarak tespit edilmiştir. Pigmentasyon
karakterine bakıldığında, vitellus üzerinde pigmentasyona rastlanmamıştır.
Embriyo üzerinde ise baştan kaudale uzanan zayıf fakat yoğun dallanmış pigment
gözlenmektedir (EK 2.32).
Tespit edilen yumurtada yağ damlacıklarının vitellus içerisindeki dağılışı
Solea lascaris’i işaret etse de yumurta çapı oldukça küçüktür ve üreme dönemi
itibariyle Solea lascaris’ten ayrılmaktadır (Mater ve Çoker, 2004). Üstelik Ak
(2004) Solea lascaris’te nokta pigment gözlendiğini bildirmektedir. Yumurta çapı
ve üreme dönemi de dikkate alınarak bu türün Pegusa impar olma ihtimalinin
daha yüksek olduğu düşünülmüş, ancak Pegusa impar’a ait yumurtalarla ilgili
yeterli tanımlayıcı kaynak bulunmaması nedeniyle tayin familya düzeyinde
bırakılmıştır.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
121
4.3.57. Tanımlanamayan Postlarva Tayini gerçekleştirilemeyen postlarvalara yalnızca Yaz mevsiminde
III’üncü istasyonda rastlanmıştır. Tespit edilen larvaların bolluğu 21 adet/1000m³
ve baskınlığı ise %7.58’dir.
Tespit edilen postlarvalarda anüs 1/3’ten az geride abdomene bitişik olarak
dışarı açılmaktadır. Ağız gaga biçimindedir ve muso konkavdır. Son derece iri
olan gözler hemen hemen tüm başı kaplamaktadır. Miyomer sayısı 23 adettir.
3.52mm’lik postlarvalarda PreA 1.28mm, BU 0.64mm, BY 0.51mm ve GÇ
0.35mm olarak ölçülmüştür. Pigmentasyon karakterine bakıldığında, abdominal
dorsalde 2 büyük nokta pigment ve gutun dorsalinde nokta pigmentler
gözlenmektedir. Abdominal ventralde yalnızca anüsün anteriorunda tek nokta
pigment gözlenmektedir. Postanal ventralde ise 12. miyomerden başlayarak
kaudale uzanan 5 adet nokta pigment bulunmaktadır. Kaudal ventralde tek nokta
pigment mevcuttur. Dorsalde ise yalnızca baş üzerinde tek nokta pigment
gözlenmektedir. 4.3.58. Tanımlanamayan Yumurta Tayin edilemeyen yumurtalara kış haricindeki tüm mevsimlerde
rastlanmıştır. İlkbaharda I ve II’inci istasyonlarda bollukları 9 ve 26
adet/1000m³’tür. Yazın I ve III’üncü istasyonlarda 21 ve 47 adet/1000m³olarak
tespit edilmiştir. Sonbaharda her üç istasyonda da sırasıyla bollukları 99, 29 ve 87
adet/1000m³ ve baskınlıkları %20.54, %7.46 ve %10.56 olarak hesaplanmıştır.
Yumurtalarda şekil küreseldir. Kapsül desensiz ve vitellus homojendir.
Yağ damlacığı bulunmamaktadır. Çap 0.86-0.95mm arasında değişmekle birlikte;
ortalama 0.91±0.02mm olarak tespit edilmiştir. Yumurtadan çıkarılan embriyo
incelendiğinde, miyomer sayısının 46-49 adet; gutun son derece kalın olduğu ve
embriyonun 2/3’ünden az geride sonlandığı görülmektedir. Pigmentasyon ya hiç
yok ya da oldukça zayıftır. Tespit edilen yumurtalarda çoğunlukla pigmentasyon
gözlenmemekle birlikte ileri embriyonik aşamalarda baş üzerinde son derece zayıf
birkaç nokta pigment bulunmaktadır (EK 2.33).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
122
4.4. İhtiyoplanktonun Alansal ve Zamansal Değişimi Bu bölümde ihtiyoplanktonun mevsim ve istasyonlar arasındaki
değişimleri ele alınmış ve bu kapsamda toplam bolluklar irdelenerek ekolojik
analizler yapmak suretiyle değerlendirilmiştir.
4.4.1. Bolluğun Alana ve Zamana Göre Değişimi 4.4.1.1. Yumurta Bolluğunun Alana ve Zamana Göre Değişimi Yumurtalara ait toplam bolluk değerleri, mevsim ve istasyonlara göre
sınıflandırılarak; iki yönlü varyans analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda
istasyonların bolluk değerleri arasındaki farkın istatistiksel açıdan önemsiz;
mevsimler arasındaki farkın ise önemli olduğu görülmüştür (p<0.01). Hangi
mevsimlerin farklı olduğunu tespit etmek için uygulanan Duncan Testi’nde
yalnızca ilkbahar ve yaz mevsimlerinin bolluk değerleri arasındaki farkın önemli
olmadığı tespit edilmiştir.
Çalışma alanında saptanan ortalama bolluk 1627±493 adet/1000m³’tür.
Bolluğun en yüksek olduğu yaz mevsiminde ortalama 16393±9089 adet/1000m³
yumurta tespit edilmiştir. En düşük bolluk değerlerine ise Kış mevsiminde
rastlanılmış olup; ortalama 87±48 adet/1000m³ olarak hesaplanmıştır. Çalışma
periyodu boyunca tespit edilen yumurtalara ait mevsimsel ortalama bolluk
değerleri Şekil 4.25’te verilmiştir.
Şekil 4.25’te de görüldüğü gibi, yumurta bolluğu İlkbahar ve Yaz
mevsimlerinde, Sonbahar ve Kış mevsimlerine nazaran son derece yüksektir.
Bunun nedenlerinden biri bölgemizde dağılış gösteren kemikli balık türlerinin
önemli bir kısmının ilkbahar ve yaz mevsimlerinde üreme faaliyetlerine
başlamasıdır.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
123
Şekil 4.25 Ortalama Yumurta Bolluklarının Mevsimsel Değişimi
4.4.1.2. Larva Bolluğunun Alansal ve Zamansal Değişimi Bu kapsamda pre ve postlarvalar birlikte ele alınmıştır. Yumurtalarda
olduğu gibi larvalarda da bolluğun alana bağlı değişimi önemli bulunmamışken;
mevsimsel değişimin önemli olduğu görülmüştür (p<0.01). Hangi mevsimlerin
bolluk bakımından istatistiksel açıdan farklı olduğunu tespit etmek amacıyla
uygulanan Duncan Testi sonucunda İlkbahar ve Sonbaharın bolluk değerleri
arasındaki farkın önemli olmadığı belirlenmiştir.
Çalışma periyodunda tespit edilen ortalama bolluk 102±50
adet/1000m³’tür. En yüksek bolluk Yaz mevsiminde 603±445 adet/1000m³ ve en
düşük bolluk Kış mevsiminde 15±11 adet/1000m³ olarak tespit edilmiştir. Çalışma
periyodu boyunca tespit edilen larvalara ait mevsimsel ortalama bolluk değerleri
Şekil 4.26’da verilmiştir.
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
14000
16000
18000
Yaz Sonbahar Kış İlkbahar
2007 2008
Yum
urta
Say
ısı (
adet
/100
0m³)
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
124
Şekil 4.26 Ortalama Larva Bolluklarının Mevsimsel Değişimi Şekil 4.26’dan da görüldüğü gibi, larvalar için hesaplanan bolluk değerleri
ile yumurta bolluğu tam bir paralellik göstermektedir. Yaz mevsiminde yüksek
olan bolluk; İlkbahar ve Sonbahar mevsimlerinde kısmen daha düşüktür ve Kış
mevsiminde ise minimum düzeydedir.
4.4.2. Ekolojik İndeks Değerlerinin Mevsimsel Değişimi Bu kapsamda tespit edilen toplam tür sayısı, Margalef tür zenginliği indeks
değerleri ile düzenlilik ve çeşitlilik indeks değerleri yumurta ve larvalar için ayrı
ayrı ele alınmıştır.
4.4.2.1. Yumurtalar İçin Hesaplanan Ekolojik İndeksler Yumurtalar için hesaplanan ekolojik indekslere ait değerler Çizelge 4.4’te
görülmektedir.
0
100
200
300
400
500
600
700
Yaz Sonbahar Kış İlkbahar
2007 2008
Larv
a Sa
yısı
(ade
t/10
00m
³)
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
125
Çizelge 4.4 Yumurtalar İçin Hesaplanan Ekolojik İndeks Değerlerinin Mevsim ve İstasyonlara Göre Değişimi (S: Tür Sayısı, D: Margalef Tür Zenginliği İndeksi, J’:Pielou’nun Düzenlilik İndeksi, H’(loge): Shannon-Wiener Tür Çeşitliliği İndeksi (loge))
Örnek S D J' H'(loge) Y1 9 1.261 0.7047 1.548 Y2 9 1.134 0.8388 1.843 Y3 8 1.103 0.746 1.551 S1 4 0.4856 0.5984 0.8296 S2 3 0.3354 0.5101 0.5604 S3 3 0.2979 0.5174 0.5684 K1 1 0 - 0 K2 1 0 - 0 K3 1 0 - 0 B1 15 1.961 0.532 1.441 B2 10 1.334 0.6656 1.533 B3 9 1.37 0.9386 2.062
Çizelge 4.4’te de görüldüğü gibi, yumurtaları tespit edilen türlerin sayısı
ve Margalef tür çeşitliliği indeksi İlkbahar mevsiminde en yüksek düzeydedir.
Bunu Yaz ve Sonbahar mevsimleri takip etmektedir. Kış mevsiminde ise her
istasyonda yalnızca birer türe ait yumurta tespit edilebilmiştir.
Hesaplanan Shannon-Wiener tür çeşitliliği indeks değerlerine
bakıldığında, maksimum değerlerin ilkbaharda III’üncü istasyonda 2.062 olarak
tespit edildiği görülmektedir (Şekil 4.27). Genel duruma göz atıldığında ise yaz
mevsiminde tür çeşitliliğinin daha yüksek olduğu göze çarpmaktadır. İlkbaharda
bir ve ikinci istasyonlarda daha çok tür örneklenmiş olmasına karşın çeşitliliğin
daha düşük olması, düzenliliğin düşük olmasıyla açıklanabilir. Gerçekten de
İlkbaharda I’inci istasyonda Mullus barbatus’un ve II’inci istasyonda Serranus
scriba’nın son derece baskın olduğu; ancak III’üncü istasyonda düzenliliğin
yüksek olduğu dikkat çekmektedir. Sonbahar mevsiminde hem tür sayısının az
olması ve hem de Callionymus lyra yumurtalarının son derece baskın olması
nedeniyle tür çeşitliliği indeks değerleri düşük bulunmuştur.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
126
Şekil 4.27. Çalışma Periyodunda Tespit Edilen Yumurtalar İçin Hesaplanan Tür
Çeşitliliği ve Düzenliliği İndeks Değerleri (J’:Pielou’nun Düzenlilik İndeksi, H’: Shannon-Wiener Tür Çeşitliliği İndeksi (loge))
Yapılan çalışmalarda yumurtalar için tespit edilen indeks değerlerinin
mevsimsel değişimine göz atıldığında, Ak (2004)’ün Mersin Körfezi’nin batısında
kıyısal bölgede yumurtalar için hesapladığı indeks değerlerinin daima ilkbahar
mevsiminde yüksek olduğu dikkat çekmektedir. Kış mevsiminde ise en düşük tür
çeşitliliği indeks değerleri tespit edilmiştir. İzmir Körfezi’ne bakıldığında,
Hoşsucu ve Ak (2001) genel olarak ilkbahar ve yaz mevsimlerinde çeşitlilik
indeks değerlerini daha yüksek bulmuşlardır. Edremit Körfezi’nde Çakır (2004)
ve Marmara’da ise Yüksek ve Yılmaz (2008) benzer sonuçlar elde etmişlerdir.
4.4.2.2. Larvalar İçin Hesaplanan Ekolojik İndeksler Larvalar için hesaplanan ekolojik indekslere ait değerler Çizelge 4.5’te
görülmektedir.
Çizelge 4.5’ten de anlaşılabileceği gibi, tespit edilen tür sayısı ve buna
paralel olarak tür zenginliği indeks değerinin en yüksek olduğu mevsim yazdır.
Sonbahar ve ilkbahar mevsimlerinde ise değerlerin birbirine yakın olduğu
00,10,20,30,40,50,60,70,80,91
0
0,5
1
1,5
2
2,5
Y1 Y2 Y3 S1 S2 S3 K1 K2 K3 B1 B2 B3
J'H'
Mevsim ve İstasyon
H' J'
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
127
görülmektedir. Kış mevsiminde, yumurtalarda olduğu gibi larvalarda da tür sayısı
diğer mevsimlere nazaran azdır.
Çizelge 4.5. Larvalar İçin Hesaplanan Ekolojik İndeks Değerlerinin Mevsim ve
İstasyonlara Göre Değişimi (S: Tür Sayısı, D: Margalef Tür Zenginliği İndeksi, J’:Pielou’nun Düzenlilik İndeksi, H’(loge): Shannon-Wiener Tür Çeşitliliği İndeksi (loge))
Örnek S D J' H'(loge) Y1 11 2,217 0,9807 2,352 Y2 15 2,163 0,8682 2,351 Y3 14 2,328 0,9462 2,497 S1 3 0,588 0,9602 1,055 S2 5 0,8218 0,775 1,247 S3 5 1,176 1 1,609 K1 2 0,417 0,9457 0,6555 K2 0 - - - K3 2 0,4024 1 0,6931 B1 6 0,9781 0,6292 1,127 B2 5 0,843 0,7398 1,191 B3 4 0,6311 0,6173 0,8557
Shannon-Wiener tür çeşitliliği indeks değerlerine bakıldığında, bolluk ve
tür sayılarında olduğu gibi çeşitlilikte de Yaz mevsiminin ilk sırada olduğu dikkat
çekmektedir (Şekil 4.28). Sonbaharda bolluk daha düşük ve tür sayısı yakın
olmasına karşın, indeks değerleri İlkbahardan daha yüksek bulunmuştur.
Düzenlilik değerlerinde de görüldüğü gibi, bunun esas nedeni ilkbaharda her üç
istasyonda da Salaria pavo’nun baskınlığının son derece yüksek olmasıdır. Kış
mevsiminde gerek bolluk ve gerekse tür sayısının son derece düşük olması
nedeniyle indeks değerleri düşüktür ve II’inci istasyonda larva elde edilememesi
nedeniyle hesaplama yapılamamıştır.
Mersin Körfezi’nde Ak (2004) indeks değerlerini pre ve postlarvalar için
ayrı hesaplamış ve bu nedenle sözü edilen çalışma sonuçlarıyla herhangi bir
karşılaştırma yapılamamıştır. İzmir Körfezi’nde Hoşsucu ve Ak (2001)’in
çalışmasında indeks değerlerinin 1.32 ile 3.29 bit (log2) arasında değiştiği
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
128
görülmektedir. Çakır (2004) ise Edremit Körfezi’nde genel olarak indeks
değerlerinin İlkbahar ve Yaz mevsimlerinde daha yüksek olduğunu ortaya
koymuştur.
Şekil 4.28.Çalışma Periyodunda Tespit Edilen Larvalar İçin Hesaplanan Tür
Çeşitliliği ve Düzenliliği İndeks Değerleri (J’:Pielou’nun Düzenlilik İndeksi, H’: Shannon-Wiener Tür Çeşitliliği İndeksi (loge))
4.4.3. İstasyon ve Mevsimlerin Benzerliği Örnekleme periyodu boyunca tespit edilen yumurtalar için istasyon ve
mevsimler arasındaki benzerliği saptamak amacıyla hesaplanan Bray-Curtis
Benzerlik İndeks değerlerine uygulanan hiyerarşik kümelenme analizi ile
oluşturulan ağaç grafiği Şekil 4.29’da verilmiştir.
Şekil 4.29’da görülebileceği gibi, istasyonların mevsimlere göre küme
oluşturdukları; bahar mevsimlerinde II ve III ’üncü, Yaz ve Kış mevsimlerinde I
ve II ’inci istasyonların yüksek oranda benzerlik gösterdikleri dikkat çekmektedir.
Mevsimler arasında benzerliğin son derece düşük olduğu ve kışın yumurta
kompozisyonunun diğer mevsimlerden tamamen farklı olduğu görülmektedir.
0
0,2
0,4
0,6
0,8
1
1,2
0
0,5
1
1,5
2
2,5
3
Y1 Y2 Y3 S1 S2 S3 K1 K2 K3 B1 B2 B3
J'H'
Mevsim ve İstasyonlar
H' J'
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
129
Şekil 4.29. Çalışma Periyodunda Tespit Edilen Yumurtalar İçin İstasyon ve
Mevsimlere Göre Oluşturulan Ağaç Grafiği. Örnekleme periyodu boyunca tespit edilen pre ve postlarvalar için istasyon
ve mevsimler arasındaki benzerliği tespit etmek amacıyla hesaplanan Bray-Curtis
benzerlik indeks değerlerine uygulanan hiyerarşik kümelenme analizi ile
oluşturulan ağaç grafiği Şekil 4.30’da verilmiştir. Kışın II ’inci istasyonunda hiç
larva tespit edilmemesi nedeniyle hesaplamaya dahil edilmemiştir.
Şekil 4.30’da da görüldüğü gibi, mevsimlerin kendi içindeki benzerlik
dereceleri yumurtalara nazaran oldukça düşüktür. Bahar mevsiminde istasyonlar
kendi aralarında bir küme oluşturmaktadırlar. Yazın II ve III ’üncü istasyonlar
kendi aralarında bir küme oluştururken; I ’inci istasyonun bunlarla benzerliği
%30’un altındadır. Sonbaharda ise I ve II ’inci istasyonların %50’nin altında kalan
benzerlikle bir küme oluşturduğu ve III ’üncü istasyonun bu kümenin dışında
kaldığı dikkat çekmektedir.
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
130
Şekil 4.30. Çalışma Periyodunda Tespit Edilen Larvalar İçin İstasyon ve
Mevsimlere Göre Oluşturulan Ağaç Grafiği.
4.5. Mevsimlerin Değerlendirilmesi Bu kapsamda tür sayıları, türlerin familyalara göre dağılımları ve her bir
mevsim ve istasyon için baskınlıkları ele alınmıştır.
4.5.1. Yaz Mevsimi Yaz mevsiminde 13 türe ait yumurta, 1 türe ait prelarva ve 26 türe ait larva
olmak üzere toplam 32 türe ait erken gelişim evresi tespit edilmiştir. Tespit edilen
yumurtaların familyalara göre dağılımına bakıldığında %17 ile Sparid, Serranid ve
Labridlerin en çok türle temsil edilen familyalar olduğu görülmektedir (Şekil
4.31). Larvaların familyalara göre dağılımında ise Sparidlerin %20 ile ilk sırada
yer aldığı ve bunu %16 ile Mullidlerin takip ettiği dikkat çekmektedir (Şekil
4.32).
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
131
Şekil 4.31 Yaz Mevsiminde Örneklenen Yumurtaların Familyalara Göre Dağılımı
Şekil 4.32 Yaz Mevsiminde Örneklenen Larvaların Familyalara Göre Dağılımı
Callionymidae9%
Carangidae8%
Clupeidae8%
Engraulidae8%
Labridae17%
Mugilidae8%
Mullidae8%
Serranidae17%
Sparidae17%
Blennidae8%
Labridae8%Mullidae
16%
Sparidae20%
Diğer48%
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
132
I ’inci istasyonda 9 türe ait yumurta ve 11 türe ait larva olmak üzere
toplam 18 türe ait erken gelişim aşaması tespit edilmiştir. Yumurtalar dikkate
alındığında, en yüksek baskınlık değerinin %47 ile Callionymus lyra’ya ait olduğu
ve bunu %11’le Sparidae spp.’nin takip ettiği görülmektedir (Şekil 4.33).
Larvalara bakıldığında, baskınlığın son derece homojen dağıldığı ve %15’le
Hyporhamphus picarti ve Lithognathus mormyrus’un ilk sırada yer aldıkları
dikkat çekmektedir (Şekil 4.34).
Şekil 4.33 Yaz Mevsiminde I’inci İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı
Şekil 4.34 Yaz Mevsiminde I’inci İstasyonda Larvaların Baskınlığı
6%
47%
6%
7%
5%
11%
5%13%
Yaz I’inci İstasyonBothidae spp.Callionymus lyraDiplodus annularisEngraulis engrasicholusMullus surmuletusSparidae spp.Trachurus trachurusDiğer
7%7%
15%
15%
7%7%
7%
7%
7%
7%
7%7%
Yaz I’inci İstasyonDiplodus annularis
Diplodus sargus
Hyporhampus picarti
Litognathus mormyrus
Mullus barbatus
Oblada melanura
Pelates quadrilineatus
Sillago sihama
Sparidae spp.
Trachurus trachurus
Tripterigion sp.
Mullidae sp.1
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
133
II ’inci istasyonda 9 türe ait yumurta ve 15 türe ait larva olmak üzere
toplam 23 türün erken gelişim evreleri tespit edilmiştir. Yumurtalar dikkate
alındığında, en yüksek baskınlığın yine Callionymus lyra’da olduğu ve bunu
Bothidae spp. ile Mullus surmuletus’un takip ettiği dikkat çekmektedir (Şekil
4.35). Larvalara bakıldığında, en yüksek baskınlık değerinin %23’le Diplodus
annularis’e ait olduğu ve bunu %14’le Thalassoma pavo’nun takip ettiği
görülmektedir (Şekil 4.36).
Şekil 4.35 Yaz Mevsiminde II ’inci İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı
Şekil 4.36 Yaz Mevsiminde II ’inci İstasyonda Larvaların Baskınlığı
12%
36%
10%8%
12%
7%15%
Yaz II’inci İstasyonBothidae spp.
Callionymus lyra
Coris julis
Engraulis engrasicholus
Mullus surmuletus
Thallasoma pavo
Diğer
8%
23%
6%
8%14%
6%
11%
24%
Yaz II’inci İstasyon
Triglidae sp1
Diplodus annularis
Diplodus sargus
Sparidae spp.
Thallasoma pavo
Mullidae sp.1
Mullidae sp.2
Diğer
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
134
III ’üncü istasyonda 8 türe ait yumurta, 1 türe ait prelarva ve 14 türe ait
postlarva olmak üzere toplam 18 tür tespit edilmiştir. Yumurtalara bakıldığında,
Sparidae spp.’nin %27 ile ilk sırada olduğu ve bunu %24’le Diplodus annularis
ve Mullidae spp.’nin takip ettiği görülmektedir (Şekil 4.37). Larvalarda Mullidae
sp.2’nin %19’la ilk sırada yer aldığı, bunu Triglidae sp.1’in takip ettiği
gözlenmiştir (Şekil 4.38).
Şekil 4.37 Yaz Mevsiminde III’üncü İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı
Şekil 4.38 Yaz Mevsiminde III ’üncü İstasyonda Larvaların Baskınlığı
24%
24%
10%
27%
15%
Yaz III’üncü İstasyon
Diplodus annularis
Mullidae spp.
Sardinella aurita
Sparidae spp.
Diğer
9%6%
7%
7%
6%
8%
8%6%
8%
19%
16%
Yaz III’üncü İstasyonTriglidae sp.1
Callionymus pusillus
Diplodus annularis
Pelates quadrilineatus
Sardinella aurita
Tanımlanamayan larva
Thallasoma pavo
Tripterigion sp.
Mullidae sp.1
Mullidae sp.2
Diğer
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
135
4.5.2. Sonbahar Mevsimi Sonbahar mevsiminde 4 türe ait yumurta, 4 türe ait prelarva ve 8 türe ait
postlarva olmak üzere toplam 15 tür tespit edilmiştir. Tespit edilen yumurtaların
familyalara göre dağılımına bakıldığında, bu mevsimde yalnızca Callionymid,
Triglid ve Soleidlere ait yumurtaların tespit edildiği görülmektedir. Larvalarda
%19’la Serranidlerin ilk sırada yer aldığı dikkat çekmektedir (Şekil 4.39).
Şekil 4.39. Sonbahar Mevsiminde Örneklenen Larvaların Familyalara Göre Dağılımı
I ’inci istasyonda 4 türe ait yumurta, 1 türe ait prelarva ve 2 türe ait larva
olmak üzere toplam 7 türe ait erken gelişim evresi tespit edilmiştir. Yumurtalar
ele alındığında, Callionymus lyra’nın baskınlığının son derece yüksek olduğu;
bunu tanımlanmayan yumurta’nın takip ettiği görülmektedir (Şekil 4.40).
Larvalara bakıldığında; Pomatomus saltatrix ve Mullidae sp.1’in %40 baskınlıkla
ilk sırada yer aldıkları dikkat çekmektedir (Şekil 4.41).
Carangidae9%
Labridae9%
Sparidae9%
Gobiidae9%
Hemirhamphidae9%
Pempheridae9%Pomatomidae
9%
Scombridae9%
Serranidae19%
Mullidae9%
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
136
Şekil 4.40. Sonbahar Mevsiminde I’inci İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı
Şekil 4.41. Sonbahar Mevsimi I’inci İstasyonda Larvaların Baskınlığı II ’inci istasyonda 3 tür yumurta, 3 tür prelarva ve 3 tür postlarva olmak
üzere toplam 8 türün erken gelişim aşamaları tespit edilmiştir. Tespit edilen
yumurtalara bakıldığında, Callionymus lyra’nın baskınlığının I ’inci istasyona
nazaran daha da yüksek olduğu ve ikinci sırada yine tanımlanamayan yumurta’nın
bulunduğu görülmektedir (Şekil 4.42). Larvalara bakıldığında, en yüksek
71%
21%
6%
2%
Sonbahar I’inci İstasyon
Callionymus lyra
Tanımlanamayan Yumurta
Triglidae sp2
Soleidae sp.
20%
40%
40%
Sonbahar I’inci İstasyon
Caranx rhoncus
Pomatomus saltatrix
Mullidae sp.1
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
137
baskınlık değerinin %54 ile Mullidae sp.1’de olduğu ve bunu Pomatomus
saltatrix’in takip ettiği görülmektedir (Şekil 4.43).
Şekil 4.42. Sonbahar Mevsiminde II’inci İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı
Şekil 4.43. Sonbahar Mevsiminde II’inci İstasyonda Larvaların Baskınlığı III’üncü istasyonda 3 tür yumurta, 1 tür prelarva ve 4 tür larva olmak üzere
toplam 8 türe ait erken gelişim evresi tespit edilmiştir. Yumurtalarda baskınlık
önceki istasyonlarda da olduğu gibi Callionymus lyra, tanımlanamayan yumurta
84%
7%9%
Sonbahar II’inci İstasyon
Callionymus lyra
Tanımlanamayan Yumurta
Triglidae sp.2
9%
8%
13%
8%54%
8%
Sonbahar II’inci İstasyon
Diplodus vulgaris
Gobiidae sp.
Pomatomus saltatrix
Serranus hepatus
Mullidae sp.1
Mullus barbatus
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
138
sırasını takip etmektedir (Şekil 4.44). Larvalarda baskınlığın türler arasında
tamamen homojen dağıldığı dikkat çekmektedir (Şekil 4.45).
Şekil 4.44. Sonbahar Mevsiminde III’üncü İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı
Şekil 4.45. Sonbahar Mevsiminde III’üncü İstasyonda Larvaların Baskınlığı
83%
11%6%
Sonbahar III’üncü İstasyon
Callionymus lyra
Tanımlanamayan Yumurta
Triglidae sp.2
20%
20%
20%
20%
20%
Sonbahar III’üncü İstasyon
Coris julis
Hyporhampus picarti
Pempheris vanicolensis
Scomber colias
Serranus cabrilla
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
139
4.5.3. Kış Mevsimi Kış mevsiminde yalnızca Moronidae ve Sparidae olmak üzere 2
familyadan 2 türün yumurtası ile 3 familyadan (Apogonidae, Sparidae,
Blenniidae) 3 türün larvası tespit edilmiştir.
I’inci istasyonda yalnızca Sparus aurata yumurtaları tespit edilmiştir.
Larvalara bakıldığında, %64’le Salaria pavo’nun ilk sırada yer aldığı ve bunu
%36’yla Sparus aurata’nın takip ettiği görülmektedir.
II’inci istasyonda yalnızca Sparus aurata’ya ait yumurtalar tespit edilmiş,
hiç larva bulunamamıştır.
III’üncü istasyonda yalnızca Dicentrarchus labrax yumurtaları
örneklenmiştir. Larvalara bakıldığında, %50 baskınlıkla Apogon sp. ve Salaria
pavo’nun bulunduğu görülmektedir. 4.5.4. İlkbahar Mevsimi İlkbahar mevsiminde 18 türe ait yumurta, 3 türe ait prelarva ve 7 türe ait
postlarva olmak üzere toplam 25 türün erken gelişim aşamaları tespit edilmiştir.
Tespit edilen yumurtaların familyalara göre dağılımına bakıldığında, %23’le
Scombridlerin ilk sırada yer aldıkları, bunu %17 ile Sparidlerin takip ettiği
görülmektedir (Şekil 4.46). Larvaların familyalara göre dağılımına bakıldığında,
homojen bir dağılım göze çarpmakta ve Blenniidlerin %23 ile ilk sırada olduğu
dikkat çekmektedir (Şekil 4.47)
Şekil 4.46. İlkbahar Mevsiminde Yumurtaların Familyalara Göre Dağılımı
Callionymidae12%
Clupeidae12%
Engraulidae6%Mugilidae
6%Mullidae
6%
Scombridae23%
Serranidae12%
Soleidae6%
Sparidae17%
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
140
Şekil 4.47 İlkbahar Mevsiminde Larvaların Familyalara Göre Dağılımı I’inci istasyonda 15 tür yumurta, 2 tür prelarva ve 4 tür postlarva olmak
üzere toplam 20 türe ait erken gelişim evresi tespit edilmiştir. Yumurtalar için
hesaplanan baskınlık değerlerine bakıldığında, %60’la Mullus barbatus’un ilk
sırada olduğu görülmektedir (Şekil 4.48). Larvalara bakıldığında, Salaria
pavo’nun %68’le ilk sırada yer aldığı, bunu %10’la Sardinella aurita’nın takip
ettiği dikkat çekmektedir (Şekil 4.49).
Şekil 4.48 İlkbahar Mevsiminde I’inci İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı
Atherinidae11%
Centracenthidae11%
Pomacentridae11%
Engraulidae11%
Mullidae11%
Blennidae23%
Clupeidae11%
Sciaenidae11%
7%7%
60%
7%
19%
İlkbahar I’inci İstasyon
Bothidae spp.
Katsuwonus pelamis
Mullus barbatus
Scomber scombrus
Diğer
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
141
Şekil 4.49 İlkbahar Mevsiminde I’inci İstasyonda Larvaların Baskınlığı II’inci istasyonda 10 tür yumurta, 1 tür prelarva ve 5 tür postlarva olmak
üzere toplam 14 türe ait erken gelişim aşamaları tespit edilmiştir. Yumurtalarda en
yüksek baskınlığın %42 ile Serranus scriba’da olduğu, bunu %20 ile Mullus
barbatus’un takip ettiği görülmektedir (Şekil 4.50). Larvalara bakıldığında, yine
Salaria pavo’nun ilk sırada yer aldığı ve bunu Mullus barbatus’un takip ettiği
görülmektedir (Şekil 4.51).
Şekil 4.50 İlkbahar Mevsiminde II’inci İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı
6% 6%5%
68%
10%5%
İlkbahar I’inci İstasyon
Atherina boyeri
Spicara sp.
Engraulis engrasicholus
Salaria pavo
Sardinella aurita
Sciaena umbra
13%
9%
20%
42%
16%
İlkbahar II’inci İstasyon
Bothidae spp.
Katsuwonus pelamis
Mullus barbatus
Serranus scriba
Diğer
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
142
Şekil 4.51 İlkbahar Mevsiminde II’inci İstasyonda Larvaların Baskınlığı III’üncü istasyonda 9 tür yumurta ve 4 tür larva olmak üzere toplam 13
türe ait erken gelişim aşamaları tespit edilmiştir. Bu istasyonun tür kompozisyonu
diğer istasyonlara nazaran oldukça farklıdır. Yumurtaların düzenli bir dağılış
sergilediği görülmekle birlikte; ilk sırada %24’le Dentex dentex yer almakta, bunu
%12 ile Callionymus lyra takip etmektedir (Şekil 4.52). Larvalara bakıldığında,
ilk sıranın yine Salaria pavo’da olduğu dikkat çekmektedir (Şekil 4.53).
Şekil 4.52 İlkbahar Mevsiminde III’üncü İstasyonda Yumurtaların Baskınlığı
8%8%
15%
61%
8%
İlkbahar II’inci İstasyon
Atherina boyeri
Chromis chromis
Mullus barbatus
Salaria pavo
Sardinella aurita
8%
12%
24%
7%10%
7%
10%
7%
15%İlkbahar III’üncü İstasyon
Bothidae spp.
Callionymus lyra
Dentex dentex
Liza saliens
Mullus barbatus
Serranus hepatus
Serranus scriba
Soleidae sp.
Diğer
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
143
Şekil 4.53 İlkbahar Mevsiminde III’üncü İstasyonda Larvaların Baskınlığı 4.6. Tespit Edilen Türlerin Yaklaşık Üreme Periyotları Mevsimlerin değerlendirilmesinde de söz edildiği gibi, çalışma periyodu
boyunca yazın 32, sonbaharda 15, kışın 4 ve ilkbaharda 25 türe ait erken gelişim
evresi tespit edilmiş; ayrıca 15 tür de birden fazla mevsimde örneklenmiştir
(Çizelge 4.6). Tespit edilen türlerin %75’inin ilkbahar ve yaz mevsimlerinde
üredikleri görülmüştür (Şekil 4.54).
Şekil 4.54 Tespit Edilen Tür Sayısının Mevsimlere Göre Dağılımı
8%9%
9%
74%
İlkbahar III’üncü İstasyon
Atherina boyeri
Parablennius sanguinolentus
Sardinella aurita
Salaria pavo
Yaz42%
Sonbahar20%
Kış5%
İlkbahar33%
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
144
Çizelge 4.6. Çalışma Periyodunda Tespit Edilen Türlerin Erken Gelişim Aşamalarının Planktonda Bulunma Dönemleri (Y: Yumurta, P: Prelarva, L: Postlarva).
TÜRLER Yıl ve Mevsimler
2007 2008
Yaz Sonbahar Kış İlkbahar
Aphia minuta L Apogon sp. L
Atherina boyeri L
Blenniidae sp. L
Blennius ocellaris L
Boops boops Y, L Callionymus lyra Y Y Y
Callionymus pusillus L Y
Caranx rhonchus L
Chromis chromis L
Coris julis Y L
Dentex dentex Y
Dentex gibbosus Y Dicentrarchus labrax Y
Diplodus annularis Y, L
Diplodus sargus L
Diplodus vulgaris L
Engraulis encrasicholus Y Y, P Etrumeus teres Y
Euthynnus alletteratus Y
Gobiidae sp. P
Hyporhamphus picarti L L
Katsuwonus pelamis Y
Labridae sp. L
Lithognathus mormyrus L Liza saliens Y, L Y
Mullidae sp.1 L P, L
Mullidae sp.2 L
Mullus barbatus L Y, P, L
Mullus surmuletus Y, L Oblada melanura L
Parablennius sanguinolentus L
Pelates quadrilineatus L
4. BULGULAR Sinan MAVRUK
145
Çizelge 4.6’nın Devamı
TÜRLER Yıl ve Mevsimler
2007 2008 Yaz Sonbahar Kış İlkbahar
Salaria pavo L L
Sardinella aurita Y, P, L L
Sardinella maderensis Y Sciaena umbra P
Scomber colias L Y
Scomber scombrus Y
Serranus cabrilla Y P
Serranus hepatus L Y
Serranus scriba Y Y
Sillago sihama L Soleidae sp. Y Y
Sparidae sp.1 Y
Sparus aurata Y, L
Sphyraena sphyraena L
Spicara sp. L Thalassoma pavo Y, L
Thunnus thynnus L
Trachurus trachurus Y, L
Triglidae sp.1 L
Triglidae sp.2 Y
Tripterygion sp. L
5. SONUÇ VE TARTIŞMA Sinan MAVRUK
146
5. SONUÇ VE TARTIŞMA İskenderun Körfezi’nin Kuzeybatı kıyılarında yapılan bu çalışmada toplam
56 türün erken gelişim aşamaları tespit edilmiştir. Bunlardan Pelates
quadrilineatus, Hyporhamphus picarti larvası, Sciaena umbra prelarvası ve
Katsuwonus pelamis yumurtası Türkiye kıyıları için ilk erken gelişim evresi
kaydıdır. Ayrıca Serranus scriba ve Thalassoma pavo yumurtaları ile Atherina
boyeri, Caranx rhonchus ve Chromis chromis postlarvaları Türkiye’nin Akdeniz
kıyılarında ilk kez bu çalışmayla rapor edilmiştir. İlk kez rapor edilen erken
gelişim aşamalarına bakıldığında, çoğunlukla kıyısal türlerden oluştuğu dikkat
çekmektedir.
Çalışmanın mevsimsel ve istasyon sayısının az olmasına karşın örneklenen
tür sayısının yüksek olduğu dikkat çekmiştir. Ancak, istasyonların kıyıya son
derece yakın olması ve çekimlerin horizontal yapılması nedeniyle, yüksek tür
zenginliğinin elde edilmesi beklenen bir durumdur. Horizontal örneklemelerin
bölgenin ihtiyoplankton kompozisyonu ve tür çeşitliliğini ortaya koymak
amacıyla kullanıldığı bilinmektedir (Yüksek ve Yılmaz, 2008). Satılmış ve ark.
(2003) ihtiyoplanktonik organizmaların önemli bir kısmının yüzeyde
bulunduğunu, bu nedenle de horizontal örneklemelerde daha yüksek tür çeşitliliği
elde edilmesinin doğal olduğunu bildirmektedir. Azeiteiro ve ark. (2006) ise
kıyısal ekosistemlerin ihtiyoplankton açısından son derece önemli olduğunu, bir
çok balık türünün yumurtlamak için kıyısal bölgeyi tercih ettiğini ve ayrıca birçok
türe ait larvaların da bu bölgeyi beslenme alanı olarak kullandıklarını
belirtmektedir.
Bu çalışmada tespit edilen bazı türlerin yaklaşık üreme periyotlarının,
literatürde genel olarak verilen üreme dönemlerinin dışına çıkabildiği
görülmektedir. Sub-Tropik bölge balıklarında üreme döneminin çoğunlukla
sıcaklık ve fotoperyodun etkisi altında şekillendiği bilinmektedir (Potts ve
Wootton, 1984). Ancak birçok türde özellikle sıcaklığın etkili bir faktör olduğu ve
GSİ değerleri ile sıcaklık arasında kuvvetli ilişki bulunduğu çeşitli çalışmalarla
5. SONUÇ VE TARTIŞMA Sinan MAVRUK
147
tespit edilmiştir (Morata ve ark., 2003; Grubisic ve ark., 2007). Ancak bu
durumun aksini gösteren örnekler de vardır (Potts ve Wootton, 1984). Dolayısıyla,
balıkların üreme dönemlerinin özellikle sıcaklığa bağlı olarak farklı bölgelerde
değişim gösterebileceği açıktır.
Levant Baseni’nde sıcaklık değerlerinin gerek Ege ve gerekse Akdeniz’in
diğer bölgelerine nazaran daha yüksek olduğu bilinmektedir (Miller, 1983; Galil,
2000). Örneğin Nisan ayında çalışma alanında sıcaklık 20ºC civarında iken İzmir
Körfezi’nde 15-16ºC’lerdedir (Çoker, 2003). Yumurtalık kıyısal zonunda Aralık
ayında dahi sıcaklığın 15ºC’lere düşmediği gözlenmiştir. İyiduvar (1986)
İskenderun Körfezi’nde en düşük sıcaklığın Şubat ayında 16ºC olduğunu
bildirmektedir. Yine Ekim ayında çalışma alanında sıcaklığın yaklaşık 26ºC
olduğu, bu sıcaklığın İzmir Körfezi’nde yazın en sıcak aylarında gözlendiği
(Çoker, 2003) dikkat çekmektedir. Marmara ve Karadeniz’de sıcaklık değerlerinin
daha da düşük olduğu görülmektedir (Yüksek, 1993; Başar, 1996). Dolayısıyla
İskenderun Körfezi’nde dağılış gösteren stokların üreme dönemlerinin daha geniş
olması ve erken gelişim evrelerinin planktonda diğer bölgelere nazaran daha erken
ya da geç bulunmasının beklenen bir durum olduğu görülmektedir.
Etrumeus teres, Thalassoma pavo, Callionymus lyra gibi bazı türlerde
yumurta çaplarının da literatüre nazaran daha küçük oldukları dikkat çekmektedir.
Solemdal (1967) yumurta çapının değişiminde etkili olan bazı faktörleri ele almış
ve başta tuzluluk olmak üzere yumurtlayan balığın yaşının da yumurta çapının
değişmesinde etkili olduğunu belirtmiştir. Buna göre tuzluluğun yüksek olduğu
sularda ovaryumdaki ozmoregülasyon sonucunda balıkların yumurta çapı
küçülmektedir. Benzer şekilde küçük balıkların daha küçük yumurta ürettikleri
(Solemdal, 1967) ve porsiyoner yumurtlayan balıklarda üreme döneminin
sonlarına yakın yumurta çaplarının küçüldüğü (Çakır ve Hoşsucu, 2006’ya göre
Lugovaya, 1963) bilinmektedir. Ayrıca kullanılan fiksasyon çözeltisi de yumurta
çapında küçülmeye neden olabilmektedir (Başar, 1996).
Çalışma periyodunda tespit edilen toplam ihtiyoplankton bolluğunun
mevsimsel değişimi ele alındığında, yaz mevsiminde en yüksek yoğunluğun elde
5. SONUÇ VE TARTIŞMA Sinan MAVRUK
148
edildiği; kış mevsiminde ise bolluğun son derece düşük olduğu dikkat
çekmektedir. Bu durum tür zenginliği için de geçerlidir. Buna göre yaz
mevsiminde ihtiyoplankton yoğunluğu kışa nazaran 188 kat daha yüksektir.
Govoni (2005) sub tropik bölgelerde ihtiyoplanktonun birincil ve ikincil üretime
bağlı olarak mevsimsel dalgalanmalar gösterdiğini belirtmektedir. Çalışma
alanının da sub tropik bölgede yer aldığı (Gücü, 2000) dikkate alındığında, kış
mevsiminde bolluğun daha az olması beklenebilir. Çünkü ılıman bölgelerde
çevresel koşullardaki mevsimsel dalgalanmalara bağlı olarak, balıkların neredeyse
tümü periyodik üreme dönemlerine sahiptir. Bunun, erken gelişim aşamalarının
besine ulaşmasını kolaylaştırarak hayatta kalma olasılığını arttırmaya yönelik bir
adaptasyon olduğu (Potts ve Wootton, 1984) ve bu uyumun birincil üretimin
mevsimsel dalgalanmalar gösterdiği alanlarda son derece başarılı sonuçlar verdiği
bilinmektedir (Moser ve ark., 1983; Fuiman ve Werner, 2002). Birincil üretim ve
sıcaklığın düşme eğilimine girdiği sonbaharda ihtiyoplankton bolluğunun, birincil
üretim ve sıcaklığın artmaya başladığı ilkbahara nazaran daha düşük olması da bu
görüşü destekler niteliktedir.
Ayrıca Avşar (1999), Temmuz ayında körfezde şekillenen girdapların
planktonik organizmaları körfez içerisine hapsettiğini bildirmektedir. Franco ve
ark. (2006) ise antisiklonik girdaplarda ihtiyoplanktonun, girdabın dış kısmına
yakın yığılmalar gösterdiğini belirtmektedir. Dolayısıyla yaz mevsiminde
gözlenen bu aşırı yoğunluğun üzerinde, akıntıların da etkili bir faktör olabileceği
düşünülebilir.
Kış mevsimi itibariyle örneklemenin yağışlı havada yapıldığı önemli bir
ayrıntıdır. Tuzluluğun, ihtiyoplanktonun vertikal dağılışında en etkin faktörlerden
biri olduğu da unutulmamalıdır (Fuiman ve Werner, 2002). Balıklarda yumurtanın
özgül ağırlığı oogenez esnasında belirlenmekte ve döllenmenin ardından vitellus
membranından su ve tuz geçişi olmamaktadır (Solemdal, 1967). Dolayısıyla,
yüzey suyu tuzluluğunu ve buna bağlı olarak yoğunluğunu anlık olarak düşüren
şiddetli yağış gibi faktörlerin, ihtiyoplanktonun yüzeysel karışım tabakasının
altında yoğunlaşmasına neden olabileceği düşünülmektedir. Gerçekten de Boyra
5. SONUÇ VE TARTIŞMA Sinan MAVRUK
149
ve ark. (2003), yüzey suyu tuzluluğunun düşük olduğu alanlarda balık
yumurtalarının yüzeyin altında yoğunlaşabildiğini belirtmişlerdir. Ancak çalışma
alanında yüzey ve 5m derinlikte ölçülen tuzluluk değerleri arasındaki fark önemli
bulunmamış, daha derinden ise ölçüm yapılmamıştır.
Ekolojik indeks değerlerinin mevsimsel değişimi dikkate alındığında,
bunun toplam ihtiyoplankton bolluğu ve tür sayısına paralel bir eğilim sergilediği
görülmektedir. Genel olarak ilkbahar ve yazın yüksek olan tür çeşitliliği indeks
değeri, sonbahar ve kış mevsimlerinde daha düşüktür. Fakat larvalarda,
sonbaharın özellikle II ve III’üncü istasyonlarında ilkbahardan yüksek tür
çeşitliliği değerleri tespit edilmiştir. Bu durum, düzenlilik değerlerinin düşük
olmasından da anlaşılacağı gibi, ilkbahar mevsiminde Salaria pavo’nun aşırı
baskın olmasına bağlanmıştır.
Meroplankton çalışmalarında hesaplanan tür çeşitliliği indeks değerlerinin
son derece dikkatle kullanılması gerekmektedir. Bunun nedeni, çalışma alanında
dağılış gösteren bir çok türün üreme dönemleri içerisinde yumurta atım
miktarlarının değişmesi ve belli zamanlarda maksimum düzeye çıkmasıdır
(Gonçalves ve Erzini, 2000; Tuset ve ark., 2005). Dolayısıyla, bazı aylarda üreme
dönemine bağlı olarak bir veya birkaç türün aşırı derecede baskın olması doğaldır.
Bu durum, tür çeşitliliği indeks değerlerinin beklenenden daha düşük çıkmasına
neden olabilmektedir. Dolayısıyla tek başına tür çeşitliliği indeks değerlerinin,
balıklar için üreme alanı olarak bu kesimin kalitesi hakkında yanıltıcı olabileceği
açıktır.
Yumurtalık kıyısal zonunda gerek çevresel parametrelerin ve gerekse
toplam ihtiyoplankton bolluğunun alansal değişiminin önemli olmadığı
görülmektedir. Ayrıca gerek yumurtalar ve gerekse larvalar için hesaplanan tür
çeşitliliği indeks değerlerinin çok şiddetli alansal dalgalanmalar göstermediği
dikkat çekmektedir. Bunun yanı sıra, yumurtalar için hesaplanan benzerlik indeks
değerlerine uygulanan hiyerarşik kümelenme analizinde istasyonların kendi içinde
mevsimsel kümeler oluşturdukları görülmektedir. Tüm bunlar Yumurtalık kıyısal
zonunun tek bir istasyonla temsil edilebileceği görüşünü desteklese de, larvalar
5. SONUÇ VE TARTIŞMA Sinan MAVRUK
150
için hesaplanan benzerlik indeks değerlerine uygulanan hiyerarşik kümelenme
analizinde istasyonlar arasında önemli farklılıkların bulunduğu göze çarpmaktadır.
Dolayısıyla, toplam larval bollukların alansal değişimi önemsiz görünse de, tür
kompozisyonunun istasyonlar arasında farklılık arzettiği açıkça ortadadır. Bunun
esas nedeni, yumurtaların tümüyle pasif bir dağılış izlemeleri; ancak larval
aşamaların, özellikle de kuyruk gelişimi tamamlananların daha istemli bir dağılışa
sahip olmalarıdır (Fuiman ve Werner, 2002; Sabates ve ark. 2003, Govoni, 2005).
Dolayısıyla larvaların farklı bölgelerde yığılma göstermesi ve yumurtalara
nazaran daha heterojen bir dağılış izlemesi beklenen bir durumdur. Gray (1996)
larvaların kısa mesafelerdeki alansal yığılmalarının biyotik ve abiyotik pek çok
faktörün etkisi altında olabileceğini, Methven ve ark. (2003) ergin populasyonun
yumurtlama davranışlarıyla da açıklanabileceğini bildirmektedir. Ruzafa ve ark.
(2004) Batı Akdeniz’deki Mar Menor Lagünü’nde larval bollukta gözlenen
varyasyonların yaklaşık %70’inin tek başına Klorofil-a yani fitoplankton biyoması
tarafından açıklandığını ortaya koymuştur. Dolayısıyla alansal değişimlerin ikincil
üretim ve larvaların beslenmesiyle olan ilişkisi açıktır. Fakat larval bolluklar
alansal olarak değerlendirildiğinde, bu çalışmada kullanılan larva örneklerinin az
sayıda istasyondan temin edilmesi nedeniyle bolluk değerleriyle ölçülen çevresel
parametreler arasında herhangi bir korelasyon kurulamamıştır.
6. ÖNERİLER Sinan MAVRUK
151
6. ÖNERİLER
İhtiyoplankton araştırmaları dünyada 1950’lerden sonra önem kazanmaya
başlamış özellikle 1980’lerden sonra yaygınlaşmıştır (Govoni, 2005). Balıkçılık
çalışmaları içerisinde ihtiyoplankton araştırmalarının özel bir yere sahip olduğu ve
uygulanabilecek farklı yöntemlere nazaran bir çok avantajının bulunduğu
bilinmektedir (Moser ve ark., 1983; Limouzy-Paris, 1994; Govoni, 2005). Buna
karşın, Türkiye’de ve özellikle de Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında ihtiyoplankton
alanında önemli boşlukların bulunduğu dikkat çekmektedir. Dolayısıyla,
Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında yapılacak daha çok araştırmaya ihtiyaç
duyulmaktadır.
İskenderun Körfezi’nin batısında yer alan Yumurtalık Koyu kıyısal
zonunda gerçekleştirilen bu çalışma, gerek mevsimsel olması ve gerekse küçük
bir alanı kapsaması nedeniyle tüm körfezi temsil edecek nitelikte değildir. Ayrıca,
Sabates ve ark. (2003) bazı türlerin erken aşamalarının kısa mesafede ergin
habitattan bağımsız olarak dağılabilmelerine karşın, bazılarının ergin habitata son
derece yakın dağılış gösterdiklerini belirtmiştir. Bu çalışma ise yalnızca 10m
derinlik katmanını kapsamaktadır. Dolayısıyla çalışma alanı ele alındığında,
bölgenin ihtiyoplankton dinamiklerinin ortaya konulabilmesi için tüm İskenderun
Körfezi’ni kapsayan ayrıntılı ihtiyoplankton çalışmalarına gereksinim duyulduğu
açıktır.
Sonuç olarak, İskenderun Körfezi’nin batı kıyılarında gerçekleştirilen bu
araştırma, körfezde gerçekleştirilen ilk ihtiyoplankton araştırması olarak bir ön
çalışma özelliği taşımakta ve bundan sonra gerçekleştirilecek ayrıntılı çalışmalara
kaynak olacağı umulmaktadır.
152
KAYNAKLAR
AHLSTROM, E. H., MOSER, H. G., 1980. Characters Useful in Identification of Pelagic
Marine Fish Eggs. CalCOFI Rep. 21:121-130.
AK, Y., 2000. İzmir Körfezi’nde Yaşayan Bazı Teleost Balıkların Pelajik Yumurta ve
Larvalarının Dağılım ve Bolluğu Üzerine Araştırmalar. Yüksek Lisans Tezi. Ege
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. 141s.
AK, Y., 2004. Mersin İli Erdemli Açıklarında Yaşayan Bazı Teleost Balıkların Pelajik
Yumurta ve Larvalarının Dağılımı ve Bolluğu. Doktora Tezi. Ege Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü. 387s.
AK, Y., HOŞSUCU, B., 2001. İzmir Körfezi Kemikli Balıklarına Ait Pelajik Yumurta ve
Larvaların Tür Çeşitliliği, Dağılımı ve Bolluğu. Ege Üniversitesi Su Ürünleri
Dergisi. 18(1-2):155-173.
AK, Y., UYSAL Z., 2007. Mersin Körfezi (Kuzeydoğu Akdeniz) İhtiyoplanktonu. Ulusal
Su Günleri 2007. Antalya. (Poster Sunumu).
AKAR, M., ŞAHİNLER, S., 1993. İstatistik. Çukurova Üniversitesi Yayınları. Çukurova
Üniversitesi Genel Yayın No:74. Balcalı, Adana. 362s.
AFONSO-DIAS, I., REIS, C., ANDRADE, P. J., 2005. Reproductive Aspects of
Microchirus azevia (Risso, 1810) (Pisces: Soleidae) from the South Coast of
Portugal. Scientia Marina. 69(2):275-283.
ALİMOĞLU, S., 2002. Marmara Denizi’nin Kuzeydoğusunda Kemikli Balıkların Pelajik
Yumurta ve Larvalarının Dağılımı ve Bolluğu. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul
Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü. 88s.
ALPBAZ, A., 1990. Deniz Balıkları Yetiştiriciliği. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Yüksek
Okulu Yayınları No:20. Ege Üniversitesi Basım Evi. Bornova-İzmir. 335s.
ALPER, B., 1980. İzmir Körfezi’nde Hamsi Balığı (E. encrasicholus (L.)) Yumurta ve
Larvaları Üzerine Biyo-Ekolojik Araştırmalar. Yüksek Lisans Tezi. E.Ü.F.F.
Biyolojik Oseanografi Böl. 31s.
ALTAN, H., 1957. Karadeniz Balıklarının Pelajik Yumurta ve Larvalarının Tayin
Anahtarı, 4- Orkinos veya Ton Balığı, Thunnus thynnus (LINN). Balık ve
Balıkçılık. Et ve Balık Kurumu. 5(7):16-17.
153
ALTAN, H., 1958. Karadeniz Balıklarının Pelajik Yumurta ve Larvalarının Tayin
Anahtarı, 7A- Karadeniz Barbunya Balığı, Mullus barbatus ponticus. Balık ve
Balıkçılık. Et ve Balık Kurumu. 6(10): 21-23.
ALTUN, Ö., 1988. Ontogenetic Development of Boyer’s Sand Smelt (Atherina
(Hepsetia) boyeri Risso, 1810) in Lake Küçükçekmece. İstanbul Üniv. Fen Fak.
Biyoloji Der. 53: 65-80.
ANDERSON, J. T. D., BUSBY, M. S., MIER, K. L., DELIYANIDES, C. M.,
STABENO, P. J. , 2006. Spatial and Temporal Patterns in Summer
Ichthyoplankton Assemblages on the Eastern Bering Sea Shelf in 1996-2000.
Fisheries Oceanography. 15(1): 80-94.
ARIM, N., 1957. Marmara ve Karadeniz’de Bazı Kemikli Balıkların (Teleost’ların)
Yumurta ve Larvalarının Morfolojileri ile Ekolojileri. Hidrobiyologi Mecmuası.
İ.Ü. Fen Fakültesi. Hidrobiyologi Araştırma Enstitüsü. Seri A, 5(1-2): 7-56.
ARTÜZ, İ., 1957. Akdeniz Faunasının Menşei Hakkında. Balık ve Balıkçılık. Et ve Balık
Kurumu. 5(7): 1-6.
AVŞAR, D., 1999. Yeni Bir Skifomedüz (Rhopilema nomadica)’ün Dağılımı ile İlgili
Olarak Doğu Akdeniz’in Fiziko-Kimyasal Özellikleri. Turkish Journal of
Zoology, 23(2): 605-616.
AVŞAR, D., 2000. Kuzeydoğu Akdeniz’deki Yuvarlak Sardalyalar (Sardinella aurita
Valenciennes, 1847) Üzerine Bir Stok Değerlendirme Çalışması. 1. Ulusal Deniz
Bilimleri Konferansı. 30 Mayıs-2 Haziran 2000. Ankara. 171-176.
AVŞAR, D., 2005. Balıkçılık Biyolojisi ve Populasyon Dinamiği. Nobel Kitabevi.
Adana. 332s.
AVŞAR, D., 2006a. İhtiyoplanktona Giriş. Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi
Ders Kitabı. 14: 112s.
AVŞAR, D., 2006b. İsken Sugözü Enerji Santrali Etki Alanı Deniz Ekolojisi İzleme
Çalışması Projesi 2005 Yılı Kesin Raporu. Adana. 141s.
AVŞAR, D., 2007. İsken Sugözü Enerji Santrali Etki Alanı Deniz Ekolojisi İzleme
Çalışması Projesi 2006 Yılı Kesin Raporu. Şubat 2007. Adana. 135s.
AVŞAR, D., ÇİÇEK, E., 1999. Yumurtalık Koyu (Adana) Kemikli Balık Yavrularının
Yaz Periyodundaki Dağılımı ve Bolluğu. X. Ulusal Su Ürünleri Sempozyumu.
20-22 Eylül Adana. 664-677.
154
AZEITEIRO, U. M., NICOLAU, L. B., RESENDE, P., GONÇALVES, F., PEREIRA,
M. J., 2006. Larval Fish Distribution in Shallow Coastal Waters off North
Western Iberia. Estuarine, Coastal and Shelf Science. 69: 554-566.
BALGUERIAS, E., BENCHERIFI, S., CARAMELO, A. M., CHFIRI, H., CORTEN, A.,
LAPTIKHOVSKY, V., MAHMOUD, E. O. M., MENDY, A., MOUSTAHFID,
H., MOUSTAPHA, A., OUALRI, E. M. E., SAMB, B., SANTAMARIA, M. T.
G., SIDI, M. O. T. O., SOW, I., TIMOSHENKO, N., TORENSEN, R., 2002.
Report of the FAO Working Group on the Assessment of Small Pelagic Fish of
Northwest Africa-Banjul, Republic of the Gambia. 5-12/April/2002. FAO
Fisheries Report No: 686. 97s.
BAŞAR, E., 1996. Sürmene Koyundaki Teleost Balıkların Pelajik Yumurta ve
Larvalarının Mevsimsel ve Alansal Dağılımı. Yüksek Lisans Tezi. Karadeniz
Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. 79s.
BAŞAR, E., FEYZİOĞLU, A. M., ERÜZ, C., 2000. Çamburnu’ndaki Hamsi (Engraulis
encrasicholus) Yumurtaları 1999-2000 Yılı Dağılımı ve Yumurta Çaplarının
Oranlarının Belirlenmesi. 1. Ulusal Deniz Bilimleri Konferansı. 30 Mayıs-2
Haziran 2000. Ankara. 261-262.
BAŞAR, E., OKUMUŞ, İ., 1997. Sürmene (Doğu Karadeniz) Koyu’nda Bazı Teleost
Balıkların Pelajik Yumurta ve Larvalarının Mevsimsel Dağılımı. Akdeniz
Balıkçılık Kongresi 9-11 Nisan 1997. İzmir. 579-584.
BAŞUSTA, N., 1997. İskenderun Körfezi’nde Bulunan Pelajik ve Demersal Balıklar.
Doktora Tezi. Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Adana. 202s.
BAŞUSTA, N., ERDEM, Ü., MATER, S., 1997. İskenderun Körfezi’nde Yeni Bir
Lesepsiyen Göçmen Balık Türü; Kızılgözlü Sardalya, Etrumeus teres
(Dekay,1842). Mediterranean Fisheries Congress, 9-11 April, 921-924. Ege Üniv.
Su Ür.Fak. İzmir-TURKEY (1997).
BAŞUSTA, N., ERDEM, Ü., SARIHAN, E., 1997. İskenderun Körfezi’nde bulunan
Lessepsiyen Göçmen Balıklar, IX.Su Ürünleri Sempozyumu, 17-19 Eylül, 140-
151. S.D.Ü. Eğirdir, 1997.
BAŞUSTA, N., KUMLU, M., GÖKÇE, M. A., GÖÇER, M., 2002. Yumurtalık Koyunda
Dip Trolü ile Yakalanan Türlerin Mevsimsel Değişimi ve Verimlilik İndeksi E.Ü.
Su Ür.Dergisi. Vol 19 N:1-2 (2002).
155
BEK, Y., EFE, E., 1995. Araştırma ve Deneme Metodları I. Çukurova Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Ders Kitabı. No: 71. Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Ofset Atölyesi.
Balcalı/Adana. 395s.
BEKTAS, Y., BELDUZ, A. O., 2009. PCR Based Idendification and Discrimination of
Caranx rhonchus (Pisces, Carangidae) Based on Nuclear and mtDNA Sequences.
Journal of Animal and Veterinary Advances 8 (3): 518-525.
BEN-TUVIA, A., 1971. Revised List of the Mediterranean Fishes of Israel. Israel Journal
of Zoology. 20:1-39.
BEN-TUVIA, A., 1983. The Mediterranean Sea. B. Biological Aspects. In Estuaries and
Enclosed Seas. (Ed. B. H. Ketchum). Elsevier, Amsterdam. 239-251.
BİLECENOĞLU, M., TAŞKAVAK, E., MATER, S., KAYA, M., 2002. Checklist of
Marine Fishes of Turkey. Mangolina Press, Auckland, New Zelland. 194s.
BİLECENOĞLU, M., TAŞKAVAK, E., KUNT, K. B., 2002. Range Extension of Three
Lessepsian Migrant Fish (Fistularia commersoni, Sphyraena flavicuda,
Lagocephalus suezansis) in the Mediterranean Sea. Journal of Marine Biology,
82: 525-526.
BİLECENOĞLU, M., 2004. Occurrence of the Lessepsian Migrant Fish, Sillago sihama
(Forsskal, 1775) (Osteichthyes: Sillaginidae), from the Aegean Sea. Israel Journal
of Zoology. 50(4): 420-421.
BOYRA, G., RUEDA, L., COOMBS, S. H., SUNDBY, S., ADLANDSVIK, B.,
SANTOS, M., URIARTE, A., 2003. Fisheries Oceanography. 12(4-5):381-395.
CAN, A., BİLECENOĞLU, M., 2005. Türkiye Denizleri’nin Dip Balıkları Atlası.
Arkadaş Yayınevi. Ankara-Türkiye. 224s.
CAPUTO, V., CANDI, G., LA MESA, M., ARNERI, E., 2000. Pattern of gonad
maturation and the question of semelparity in the paedomorphic goby Aphia
minuta. Journal of Fish Biology. 58: 656-669.
CEYHAN, T., AKYOL, O., AYAZ, A., JUANES, F., 2007. Age, Growth, and
Reproductive Season of Bluefish (Pomatomus saltatrix) in the Marmara Region,
Turkey. ICES Journal of Marine Science. Short Communication. 1-6.
CHERIF, M., ZARRAD, R., GHARBI, H., MISSAOUI, H., JARBOUI, O., 2007. Some
Biological Parameters of the Red Mullet, Mullus barbatus L., 1758, from the
Gulf of Tunis. Acta Adriat. 48(2): 131-144.
156
CIESM., 2009. Atlas of Exotic Fishes in the Mediterranean.
http://www.ciesm.org/atlas/appendix1.html, 25.01.2009.
CİHANGİR, B., 1994. Üreme Döneminde Çok Kez, Farklı Zaman Aralıklarında Yumurta
Bırakan (Hamsi, Sardalya vb.) Balık Stoklarının Saptanmasında Kullanılan Bir
Yöntem: Günlük Yumurta Verimi Yöntemi. Tr. J. of Zoology. 18: 153-160.
CİHANGİR, B., 1995. Ege Denizi, İzmir Körfezi’nde 1989-1990 Üreme Döneminde
Sardalya Balığı, Sardina pilchardus (Walbaum, 1792)’un Yumurtalarının Bolluk
ve Dağılımı. Tr. J. of Zoology. 19:17-26.
CLARKE, K. R., WARWICK, R. M., 2001. Change in Marine Communities, An
Approach to Statistical Analysis and Interpretation. 2. Edition. Premier E:
Plymouth. 177p.
CONNEL, A. D., 2001. Pelagic Eggs of Marine Fishes from Park Rynie, KwaZulu-Natal,
South Africa: Seasonal Spawning Patterns of the Three Common Species.
African Zoology. 36(2): 197-204.
COOMBS, S. H., GIOVANARDI, O., HALLIDAY, N. C., FRANCESCHINI, G.,
CONWAY, D. V. P., MANZUETO, L., BARRETT, C. D., McFADZEN, I. R.
B., 2003. Wind Mixing, Food Availability and Mortality of Anchovy Larvae
Engraulis encrasicolus in the Northern Adriatic Sea. Mar. Ecol. Prog. Ser. 248:
221-235.
CORRIERO, A., DESANTIS, S., DEFLORIO, M., ACONE, F., BRIDGES, C. R., DE
LA SERNA, J. M., MEGALOFONOU, P., DE METRIO, G., 2003. Histological
investigation on the ovarian cycle of the bluefin tuna in the western and central
Mediterranean. Journal of Fish Biology. 63: 108-119.
CREECH, S., 1991. A Study of the Population Biology of Atherina boyeri Risso, 1810 in
Aberthaw Lagoon, on the Bristol Channel, in South Wales (Abstract).
http://www3.interscience.wiley.com/journal/119319339/abstract. 12.01.2009.
CUNNINGHAM, J. T., 1889. Studies of the Reproduction and Development of
Teleostean Fishes Occurring in the Neighbourhood of Plymouth. J. Mar. Biol.
Ass. U.K. 1: 10-54.
CUNNINGHAM, J. T., 1891. The Egg and Larvae of Callionymus lyra. J. Mar. Biol.
Ass. U.K. 2(2): 89-90.
157
CUTTITTA, A., CARINI, V., PATTI, B., BONANNO, A., BASILONE, G., MAZZOLA,
S., LAFUENTE, J. G., GARCIA, A., BUSCAINO, G., AGUZZI, L.,
ROLLANDI, L., MORIZZO, G., CAVALCANTE, C., 2003. Anchovy Egg and
Larval Distribution in Relation to Biological and Physical Oceanography in the
Strait of Sicily. Hydrobiologia. 503: 117-120.
ÇAKIR, D.T., 2004. Edremit Körfezi’nin (Ege Denizi) İhtiyoplanktonu. Doktora Tezi.
Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. 196s.
ÇAKIR, D. T., ÖREK, Y. A., HOŞSUCU, B., SEVER, T. M., SUNLU, U., 2005. İzmir
İç Körfezi İhtiyoplankton Kompozisyonu. E. Ü. Su Ürünleri Dergisi. 22(3-4):
317-323.
ÇAKIR, D. T., HOŞSUCU, B., 2006. Edremit Körfezi’nde (Ege Denizi, Türkiye)
Yaşayan Hamsi Balığının Engraulis encrasicholus (Linnaeus, 1758) Yumurta
Larvalarının Dağılım, Bolluk ve Mortalite Oranı. BAÜ Fen Bil. Enst. Dergisi.
8(2): 4-12.
ÇELİKKALE, M. S., 1997. Balık Avcılığındaki Gelişmeler Av ve Av Gücü İlişkileri.
Akdeniz Balıkçılık Kongresi 9-11 Nisan 1997. İzmir. 15-26.
ÇINAR, M.E., BİLECENOĞLU, M., ÖZTÜRK, B., CAN, A., 2006. New Records of
Alien Spacies on the Levantine Coast of Turkey. Aquatic Invasions. 1(2): 84-90.
ÇİÇEK, E., AVŞAR, D., YELDAN, H., ÖZÜTOK, M., 2002. Population Characteristics
of the Por’s Goatfish (Upeneus pori Ben-Tuvia & Golani, 1989) Inhabiting in
Babadıllimanı Bight (Northeastern Mediterranean-Turkey). Workshop on
Lessepsian Migration. 20-21 July 2002, Gökçeada-Turkey. 92-99.
ÇİÇEK, E., AVŞAR, D., YELDAN, H., MANAŞIRLI, M., 2007. Population
Characteristics and Growth of Spicara maena (Linnaeus, 1758) Inhabiting in
Babadillimani Bight (Northeastern Mediterranean-Turkey). International Journal
of Natural and Engineering Sciences. 1: 15-18.
ÇOKER, T., 1996. İzmir Körfezinde Blenniidae Familyası Üyelerinin Larvalarının
Bolluğu, Dağılımı ve Morfolojik Özellikleri Üzerine Bir Araştırma. Yüksek
Lisans Tezi. Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. 52s.
ÇOKER, T., 2003. İzmir Körfezi’ndeki Teleost Balıkların Pelajik Yumurta ve
Larvalarının Morfolojisi ve Ekolojisi. Doktora Tezi. Ege Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü. 539s.
158
ÇOKER, T., CİHANGİR, B., MATER, S., 2004. İzmir Körfezi’nde 2003-2004
Döneminde İhtiyoplankton Bolluk ve Dağılımı (Özet). Ulusal Su Günleri. 6-8
Ekim 2004. İzmir. 102s.
ÇOKER, T., MATER, S., 2006. İzmir Körfezi İhtiyoplanktonu (1974-2005) Türleri. E. Ü.
Su Ürünleri Dergisi. 23(3-4): 463-472.
ÇOKER, T., MATER, S., Yalıkavak Koyu'nda (Bodrum Yarımadası, Ege Denizi) Güz
Döneminde Balık Yumurta ve Larvaları Üzerine Bir Araştırma (Özet). XIV.
Ulusal Su Ürünleri Sempozyumu. 4-7 Eylül 2007. Muğla. 238s.
DEKHNIK, T. V., 1973. Ichthyoplankton of the Black Sea (In Russian). Navkova
Dumka, Kiev, 235p.
DELSMAN, H. C., 1972. Fish Eggs and Larvae From the Java Sea. Linnaeus Press.
Amsterdam-Holland. 225p.
DEMİR, M., 1954. Türkiye’ye Sahil Veren İki Büyük İç Denizin Tipik Olan Bazı Fiziko-
Şimik Hususiyetleri ve Bunların Fauna’ya Tesirleri. Hidrobiyologi Mecmuası.
İ.Ü.F.F. Hidrobiyologi Araştırma Enstitüsü Yayınları. Seri A. 2(3): 144-164.
DEMİR, N., 1958a. Karadeniz Populasyonuna Ait Trachurus mediterraneus Lutken.
(Sarıkuyruk İstavrit Balığı) Yumurta ve Larvalarının Morfolojik Hususiyetleri
Hakkında. Hidrobiyologi Mecmuası. İ.Ü.F.F. Hidrobiyologi Araştırma Enstitüsü
Yayınları. Seri A. 6(3-4): 85-92.
DEMİR, M., 1958b. Sarıkuyruk İstavrit Balığı (Trachurus mediterraneus Lutken,
1880)’nın Üremesi Hakkında. I-Karadenizde. Hidrobiyologi Mecmuası. İ.Ü.F.F.
Hidrobiyologi Araştırma Enstitüsü Yayınları. Seri A. 6(3-4): 93-103.
DEMİR, N., 1958c. Marmara Derin Deniz Balıklarının Yumurta ve Larvaları Hakkında:
I. Hidrobiyologi Mecmuası. İ.Ü.F.F. Hidrobiyologi Araştırma Enstitüsü
Yayınları. Seri A. 6(3-4): 152-160.
DEMİR, N., 1959. Notes on the Variations of the Eggs of Anchovy (Engraulis
encrasicholus CUV.) from Black, Marmara, Aegean and Mediterranean Seas.
Hidrobiyologi Mecmuası. İ.Ü.F.F. Hidrobiyologi Araştırma Enstitüsü Yayınları.
Seri B. 4(4): 180-187.
159
DEMİR, N., 1959. Marmara’da Yaşayan Berlam Balığının (Merluccius vulgaris
FLEM’in) Yumurta ve Larvalarının Morfolojileri ile Ekolojileri Hakkında.
Hidrobiyologi Mecmuası. İ.Ü.F.F. Hidrobiyologi Araştırma Enstitüsü Yayınları.
Seri A. 5(1-4): 5-14.
DEMİR, N., 1961. Kolyoz (Scomber colias Gmelin)’un Marmara’dan Ele Geçmiş Olan
Yumurta ve Larvalarının Morfolojileri ile Bu Denizdeki Yumurtlama Periyot ve
Sahaları Hakkında. Hidrobiyologi Mecmuası. İ.Ü.F.F. Hidrobiyologi Araştırma
Enstitüsü Yayınları. Seri A. 6(1-2): 68-72.
DEMİR, M., DEMİR, N., 1961. Palamut-Torik Yumurtaları Hakkında. Hidrobiologi
Mecmuası. İ.Ü.F.F. Hidrobiyologi Araştırma Enstitüsü Yayınları.Seri A, 6(1-2):
21-29.
DEMİR, N., 1969. The Pelagic Eggs and Larvae of Teleostean Fishes in Turkish Waters.
I. Clupeidae. İst. Üniv. Fen. Fak. Mecmuası. Fen Fakültesi Basım Evi. Seri: B.
34(1-2): 43-74.
DEMİR, N., 1970. Contribution to the Knowledge of the Swordfish (Xiphias gladius L.)
Egg. J. Et. Plnc., CIESM., Monaco. 155-157.
DEMİR, N., 1972. The Abundance and Distribution of the Eggs and Larvae of some
Teleost Fishes off Plymouth in 1969 and 1970. J. Mar. Biol. Ass. U.K. 52: 997-
1010.
DEMİR, N., 1982. On Postlarvae and Pelagic Juveniles of Rocklings Gaidropsaurus
mediterraneus and G. biscayensis. J. Mar. Biol. Ass. U.K. 62: 647-665.
DEMİREL, N., 2004. Marmara Denizi’nde Bulunan Teleost Balıkların Pelajik Yumurta
ve Larvalarının Dağılım ve Bolluğu. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Üniversitesi,
Deniz Bilimleri Enstitüsü. 82s.
DEMİRSOY, A., 2001. Yaşamın Temel Kuralları. Omurgalılar/Anamniyota. Meteksan
Yayınları. Ankara. 684s.
DEVAL, M. C., ATEŞ, C., BÖK, T., ORAY, I. K., 2002. Investigations of the
Distribution of the Eggs and Larvae of the Sprat Sprattus sprattus Linnaeus,
1758, in the Sea of Marmara. ICES CM2002/L: 27.
EHRENBAUM, E., 1905-1909. Eier und Larven von Fischen, Andere Eier und Cysten.
Nordisches Planktons. Kiel und Leipzig. Verlag von Lipsius&Tischer. 413s.
160
EINARSSON, H., GÜRTÜRK, N., 1960. Abundance and Distribution of Eggs and
Larvae of the Anchovy (Engraulis encrasicholus ponticus) in the Black Sea.
Hidrobiyologi Mecmuası. İ.Ü.F.F. Hidrobiyologi Araştırma Enstitüsü Yayınları.
Seri B. 5(1-2): 72-94.
ELENA, R., GHEORGHE, R., EUGEN, A., IONEL, S., VOLODEA, M., 2008.
Researches on the Ichthyoplankton from Black Sea Romanian Waters in the
2003-2007 Periots. 2. Biannual and Black Sea Science Project Joint Conference.
6-11 October 2008. Sofia-Bulgaria. 87-91.
ERYILMAZ, L., DALYAN, C., 2006. First Record of Apogon queketti Gilchrist
(Osteichthyes: Apogonidae) in the Mediterranean Sea. Journal of Fish Biology.
69: 1251-1254.
FAO, 1979. Report of the Ad Hoc Working Group on West African Coastal Pelagic Fish
from Mauritania to Liberia (26°N to 5°N). On line version.
http://www.fao.org/DOCREP/003/N0952E/n0952e00.htm. 25.04.2009.
FAO, 1996. Integration of Fisheries into Coastal Area Management. FAO Technical
Guidelines for Responsible Fisheries 3. ISSN:1020-5292. 24s.
FARIA, A., MORAIS, P., CHICHARO, M. A., 2006. Ichthyoplankton Dynamics in the
Guadiana Estuary and Adjacent Coastal Area, South-East Portugal. Estuarine,
Coastal and Shelf Science. 70: 85-97.
FERNANDEZ-DELGADO, C., HERNANDO, J. A., HERRERA, M., BELLIDO, M.,
1988. Life-History Patterns of the Sandsmelt Atherina boyeri Risso, 1810 in the
Estuary of the Guadalquivir River, Spain. (Abstract).
http://md1.csa.com/partners/viewrecord.php?requester=gs&collection=ENV&rec
id=2180253&q=%22Atherina+boyeri%22+reproduction&uid=1368531&setcook
ie=yes. 24.03.2009.
FIORENTINO, F., BADALAMENTI, F., D’ANNA, G., GAROFALO, G.,
GIANGUZZA, P., GRISTINA, M., PIPITONE, C., RIZZO, P., FORTIBUONI,
T., 2008. Changes in Spawning-Stock Structure and Recruitment Pattern of Red
Mullet, Mullus barbatus, After a Trawl Ban in the Gulf of Castellammare
(Central Mediterranean Sea). (Abstract). ICES Journal of Marine Science.
http://icesjms.oxfordjournals.org/cgi/content/short/65/7/1175. 25.03.2009.
161
FIRAT, K., SAKA, Ş., 2008. Levrek (Dicentrarchus labrax Lin., 1758) Balığının
Biyolojisi ve Yetiştirme Teknikleri. T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı.
http://www.tarim.gov.tr/uretim/Su_Urunleri,Levrek.html. 25.01.2009.
FISH BASE, 2009. Fish Data Base. http://www.fishbase.org/. 20.01.2009.
FISHELSON, L., SHARON, O., 1997. Spatial and Foraging Behaviour, Diet and
Morphogenesis of Postlarvae and Juveniles of Pempheris vanicolensis in the Gulf
of Aqaba, Red Sea. Journal of Fish Biology. 51: 251-265.
FRANCO, B. C., MUELBERT, J. H., MATA, M. M., 2006. Mesoscale Physical
Processes and the Distribution and Composition of Ichthyoplankton on the
Southern Brazilian Shelf Break. Fisheries Oceanography. 15(1): 37-43.
FRICKE, R., 1987. Deutsche Meerresfische (German Sea Fishes), Bestimmungsbuch
(Identification Key) Deutscher Jugendbund Fiir. Naturbeobachtung. 219p.
FUIMAN, L. A., WERNER, R. G., 2002. Fishery Science, The Unique Contributions of
Early Life Stages. Blackwell Science. U.K. 236p.
GALIL, B. S., 1993. Lessepsian Migration: New Findings on the Foremost
Anthropogenic Change in the Levant Basin Fauna. In: Della Croce NFR (ed)
Symposium Mediterranean Seas 2000, 307-318.
GALIL, B. S., 2000. A Sea Under Siege – Alien Species in the Mediterranean. Biological
Invasions. 2: 117-186.
GARCIA-DIAZ, M. M., TUSET, V. M., GONZALEZ, J. A., SOCORRO, J., 1997. Sex
and reproductive aspects in Serranus cabrilla (Osteichthyes: Serranidae):
macroscopic and histological approaches. Marine Biology. 127: 379-386.
GEERTJES, G. J., VİDELER, J. J., 2002. A Quantitative Assessment of the Reproductive
System of the Mediterranean Cave-Dwelling Triplefin Blenny Tripterygion
melanurus. Marine Ecology. 23(4): 327-340.
GOLANI, D., DIAMANT, A., 1991. Biology of the Sweeper, Pempheris vanicolensis
Cuvier and Valenciennes, a Lessepsian Migrant in the Eastern Mediterranean,
With a Comparison With the Original Red Sea Population. Journal of Fish
Biology. 38: 819-827.
GOLANI, D., 1998. Impact of Red Sea Fish Migrants Trough the Suez Canal on the
Aquatic Environment of the Eastern Mediterranean. Yale F and S Bulletin. 375-
387.
162
GOLANI, D., ÖZTÜRK, B., BAŞUSTA, N., Fishes of the Eastern Mediterranean. Türk
Deniz Araştırmaları Vakfı. Türkiye. 260s.
GOLANI, D., APPELBAUM-GOLANI, B., GON, O., 2008. Apogon smithi (Kotthaus,
1970) (Teleostei: Apogonidae), a Red Sea Cardinalfish Colonizing the
Mediterranean Sea. Journal of Fish Biology. 72: 1534–1538.
GONÇALVES, J. M. S., ERZİNİ, K., 2000. The reproductive biology of the two-banded
sea bream (Diplodus vulgaris) from the southwest coast of Portugal. J. Appl.
Icthyol.. 16: 110-116.
GORDINA, A. D., NIKOLSKIY, V. N., NIERMANN, U., BİNGEL, F., SUBBOTIN, A.
A., New Data on the Morphological Differences on Anchovy Eggs (Engraulis
encrasicholus L.) in the Black Sea. Fisheries Research. 31: 139-145.
GORDINA, A. D., PAVLOVA, E. V., OVSYANY, E. I., WILSON, J. G., KERNP, R.
B., ROMANOV, A. S., 2001. Long-Term Changes in Sevastopol Bay (the Black
Sea) with Particular Reference to the Ichthyoplankton and Zooplankton.
Estuarine, Coastal and Shelf Science. 52: 1-13.
GORDINA, A. D., ZAGORODNYAYA, J. A., KIDEYS, A. E., BAT, L., SATILMIS, H.
H., 2005. Summer ichthyoplankton, food supply of fish larvae and impact of
invasive ctenophores on the nutrition of fish larvae in the Black Sea during 2000
and 2001. Journal of the Marine Biological Association of the United Kingdom.
85: 537–548.
GORDINA, A. D., 2006. The First Occurrence of Eggs from a Common Dragonet
Callionymus lyra (Callionymidae) in the Black Sea. Journal of Ichthyolog. 46(6):
485-486.
GOREN. M., YOKES. M. B., GALIL. B. S., DIAMANT.A., 2008. Indo-Pacific cardinal
fishes in the Mediterranean Sea—new records of Apogon smithi from Turkey and
A. queketti from Israel. JMBA2-Biodiversity Records. 1-5.
GOVONI, J. J., 2005. Fisheries Oceanography and the Ecology of Early Life Histories of
Fishes: a Perspective Over Fifty Years. Sci. Mar. 69(1): 125-137.
GÖKÇE, M. A., SHACKLEY, S. E., ÇEK, Ş., 2001. Üç Kırlangıç Balığı Türü (Trigla
lucerna, Aspitrigla cuculus, Eutrigla guarnardus)’nün Yumurtlama Modelleri.
XI. Ulusal Su Ürünleri Sempozyumu. 4-6 Eylül 2001. Adana. 368-375.
163
GÖKSU, M. Z. L., 2003. Su Kirliliği. Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi
Yayınları. No:7. Balcalı/Adana. 232s.
GRAU, A., LINDE, M., GRAU, A. M., 2009. Reproductive biology of the vulnerable
species Sciaena umbra Linnaeus, 1758 (Pisces: Sciaenidae). Scientia Marina. 73:
67-81.
GRAY, C. A., 1996. Small-scale temporal variability in assemblages of larval fishes:
implications for sampling. Journal of Plankton Research. 18(9): 1643-1657.
GRUBISIC, L., MRCELIC, G. J., SKAKELJA, N., KATAVIC, I., TICINA, V.,
SLISKOVIC, M., 2007. Reproductive biology of pink dentex Dentex gibbosus
(Rafinesque) from the Adriatic Sea, Croatia. Aquaculture Research. 38:991-1001.
GÜCÜ, A.C., BİNGEL, F., AVŞAR, D., UYSAL, N., 1994. Distribution and occurrence
of Red Sea fish at the Turkish Mediterranean coast-Northern Cilician Basin. Acta
Adriatica. 34 (1/2): 103-113.
GÜCÜ, A. C., BİNGEL, F., 1994a. Trawlable Species Assemblages on the Continental
Shelf of the Northeastern Levant Sea (Mediterranen) with an Emphasis on
Lessepsian Migration. Acta Adriatica. ISSN : 0001-5113. 35(1/2) : 83-100.
GÜCÜ, A. C., BİNGEL, F., 1994b. State of the Fisheries Along the Turkish
Mediterranean Coast. Tr. J. of Zoology. 18: 251-258.
GÜCÜ, A. C., 2000. Kuzeydoğu Akdeniz Balık Stokları -20 Yıllık Zaman Serisi-. I.
Ulusal Deniz Bilimleri Konferansı. 30 Mayıs-2 Haziran 2000, 160-164.
GÜROY, D., KAHYAOĞLU, G., ÖZEN, Ö., TEKİNAY, A. A., 2006. Çanakkale Boğazı
ve Civarında Yakalanan İstavrit Balığının Bazı Biyolojik Özellikleri. E. Ü. Su
Ürünleri Dergisi. 23(1/1): 91-93.
GÜRKAŞ, N., 1995. İzmir Körfezi’nde Hamsi (Engraulis encrasicholus L. 1758)
Balığının Yumurta ve Larvalarının Bolluğu ve Dağılımı Üzerine Bir Çalışma.
Yüksek Lisans Tezi. D.E.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü. 38s
HACIMURTAZAOĞLU, N., 2007. Trabzon ve Rize Açıklarında Hamsi (Engraulis
encrasicolus, Linnaeus,1758) ve İstavrit (Trachurus mediterraneus, Steindachner,
1868) Balıklarının Yumurta ve Larvalarının Bollugu. Yüksek Lisans Tezi. K.T.Ü.
Fen Bilimleri Enstitüsü. 63s.
HANNAN, J. C., WILLIAMS, R. J., 1998. Recruitment of Juvenile Marine Fishes to
Seagrass Habitat in a Temperate Australian Estuary. Estuaries. 21(1): 29-51.
164
HARE, J. A., COWEN, R. K., 1993. Ecological and evolutionary implications of the
larval transport and reproductive strategy of bluefish Pomatomus saltatrix.
Marine Ecology Progress Series. 98: 1-16.
HARE, J. A., 2005. The Use of Early Life Stages in Stock Identification Studies. Stock
Identification Methods, Applications in Fishery Science. Elsevier Academic
Press. London, U.K, 89-118.
HEMPEL, G., 1979. Early Life History of Marine Fish, The Egg Stage.Washington Sea
Grant Publication. USA, 70p.
HENDERSON, P. A., BAMBER, R. N., 2008. On the Reproductive Biology of the Sand
Smelt Atherina boyeri Risso (Pisces: Atherinidae) and its Evolutionary Potential
(Abstract). http://www3.interscience.wiley.com/journal/119471577/abstract.
23.02.2009.
HOLT, E. W. L., 1898. Notes of the Reproduction of Teleostean Fishes in the South
Western District. JMBA 5(2): 107-155.
HORSTMAN, K. R., FIVES, J. M., 1994. Ichthyoplankton Distrubution and Abundance
in the Celtic Sea. ICES J. Mar. Sci. 51: 447-460.
HOŞSUCU, B., 1992. İzmir Körfezi Sardalya Balığı (Sardina pilchardus, Walb.)
Yumurta ve Larvaları Üzerine Bazı Biyoekolojik Araştırmalar. İstanbul
Üniversitesi. Su Ürünleri Dergisi. 2: 5-12.
HOŞSUCU, H., 1997. Türkiye Balıkçılık Sektörü İçinde Akdeniz-Ege Bölgesinin Önemi,
Kıyı Balıkçılığı Yönetiminin Geliştirilmesi ve Çevre Entegrasyonu. Akdeniz
Balıkçılık Kongresi 9-11 Nisan 1997. İzmir. 31-41.
HOŞSUCU, B., AK, Y., 2000. Homa Dalyanı İhtiyoplanktonu. E.Ü. Su Ürünleri Dergisi.
17(3-4): 197-212.
HOŞSUCU, B., 2001. Güllük Lagünü (Ege Denizi) Kefal Türlerinin Üreme Zamanlarının
Tesbiti. E. Ü. Su Ürünleri Dergisi. 18(3-4): 349-355.
HOŞSUCU, B., AK, Y., 2002. The Ichthyoplankton of İzmir Bay: A One Year Study of
Fish Eggs and Larvae. Turkish Journal of Veterinary and Animal Science.
26(2002): 1033-1042.
HUNTER, R. J., MACEVICZ, B. J., SIBERT, J. R., 1986. The Spawning Frequency of
Skipjack Tuna, Katsuwonus pelamis, from the South Pacific. Fishery Bulletin.
84(4): 895-903.
165
ICES, 2007. International Council fort he Exploration of the Sea Web Site.
http://www.ices.dk/indexfla.asp. 23/06/2007.
IFM, 2005. Institute Fisheries Management Web Site. http://www.ifm.org.uk/.
25/06/2007.
IGLESIAS, M., MORALES-NIN, B., 2001. Life cycle of the pelagic goby Aphia minuta
(Pisces:Gobiidae). Scientia Marina. 65(3): 183-192.
INFANTE, C., BLANKO, E., ZUASTI, E., CRESPO, A., MANCHADO, M., 2007.
Phylogenetic differentiation between Atlantic Scomber colias and Pacific
Scomber japonicus based on nuclear DNA sequences. Genetica. 130: 1–8.
ISARI, S., FRAGOPOULOU, N., SOMARAKIS, S., 2008. Interranual Variability in
Horizontal Patterns of Larval Fish Assemblages in the Northeastern Aegean Sea
(Eastern Mediterranean) During Early Summer. Estuarine, Coastal and Shelf
Science 79: 607–619.
İŞMEN, A., 2005. Age, Growth and Reproduction of the Goldband Goatfish, Upeneus
moluccensis (Bleeker, 1855), in İskenderun Bay, the Eastern Mediterranean.
Turk. J. of Zoology. 29: 301-309.
İŞMEN, A., 2006. Growth and Reproduction of Por’s Goatfish (Upeneus pori Ben-Tuvia
& Golani, 1989) in İskenderun Bay, the Eastern Mediterranean. Turk. J. of
Zoology. 30: 91-98.
İYİDUVAR, Ö., 1986. Hydrographic Characteristics of İskenderun Bay. MSc Thesis.
Institute of Marine Science, Middle East Technical University. 157s.
KAHRAMAN, A. E., ALICLI, T. Z., AKAYLI, T., ORAY, I. K., 2008. Reproductive
Biology of Little Tunny, Euthynnus alletteratus (Rafinesque), from the North-
Eastern Mediterranean Sea. J. Appl. Ichthyol. 24: 551–554.
KALLIANIOTIS, A., TORRE, M., ARGYRI, A., 2005. Age, Growth, Mortality,
Reproduction, and Feding Habits of the Striped Seabream, Lithognathus
mormyrus (Pisces:Sparidae), in the Coastal Waters of the Thracian Sea,Greece.
Scientia Marina. 69(3): 391-404.
KARA, F., 1999. Gobiidae Familyası Larvalarının İzmir Körfezi’ndeki Dağılımı ve
Bolluğu. Lisans Tezi. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi. 30s.
166
KARAKULAK, S., ORAY, I., CORRIERO, A., DEFLORIO, M., SANTAMARIA, N.,
DESANTIS, S., DE METRIO, G., 2004. Evidence of a Spawning Area for the
Bluefin Tuna (Thunnus thynnus L.) in the Eastern Mediterranean. J. Appl.
Ichthyol. 20: 318-320.
KARLOU-RIGA, C., ECONOMIDIS, P. S., 1997. Spawning Frequency and Batch
Fecundity of Horse Mackerel, Trachurus trachurus (L.), in the Saronikos Gulf
(Greece). J. Appl. Ichthyol. 13: 97-104.
KASAPIDIS, P., PERISTERAKI, P., TSERPES, G., MAGOULAS, A., 2007. A New
Record of the Lessepsian Invasive Fish Etrumeus teres (Osteichthyes:Clupeidae)
in the Mediterranean Sea (Aegean, Greece). Aquatic Invasions. 2(2): 152-154.
KELLER, A. A., KLEIN-MACPHEE, G., ST. ONGE BURNS, J., 1999. Abundance and
Distribution of Ichthyoplankton in Bay, Rhode Island, 1989-1990 Narragansett.
Estuaries. 22(1): 149-163.
KIDEYŞ, A. E., KOVALEV, A. V., SHULMAN, G., GORDINA, A., BİNGEL, F., 2000.
A Review of Zooplankton Investigations of the Black Sea Over the Last Decade.
Journal of Marine Systems 24: 355–371.
KINGSFORD, M. J., SUTHERS, I. M., 1996. The Influence of Tidal Phase on Patterns
of Ichthyoplankton Abundance in the Vicinity of an Estuarine Front, Botany Bay,
Australia. Estuarine, Coastal and Shelf Science. 43: 33–54.
KORAY, T., 1998. Su Ürünleri Araştırmalarında Biyometrik Yöntemler. Ege
Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi Yayınları. II. Baskı. Vol: 1. 166s.
KOSSWIG, C., 1953. Türkiye’de Balıkçılığın Bazı Biyolojik Veçheleri. Hidrobiologi
Mecmuası. İ.Ü.F.F. Hidrobiyologi Araştırma Enstitüsü Yayınları.Seri A, 1(4):
145-153.
KOUTRAKIS, E. T., KALLIANIOTIS, A. A., TSIKLIRAS, A. C., 2004. Temporal
patterns of larval fish distribution and abundence in a coastal area of northern
Greece. Scientia Marina. 68(4): 585-595.
KREBS, C. J., 1989. Ecological Methodology. Harper Collins Publishers. USA. 654s.
LAKKIS, S., ZEIDANE, R., 1989. L’Ichthyoplankton des Eaux Cotieres Libanaises
Structure et Differenciation Ecologique. Lebanese Science Bulletin. 5(2):17-42.
167
LAKKIS, S., ZEIDANE, R., 1993. L’Ichthyoplankton des Eaux Cotieres Libanaises:
Composition et Distribution des Oeufs et Larves de Teleosteans. FAO Technical
Reports No:73. UNEP. Athens.
LAKKIS, S., 2009. Le Plancton Marin Du Liban Et Du Bassin Levantin Biologie,
Biodiversité ,Biogéographie Ii.Le Zooplancton. Chapitre Xi L’ichtyoplancton.
Université Libanaise. Beyrouth. 48p.
LA MESA, M., ARNERI, E., CAPUTO, V., IGLESIA, M., 2005. The transparent goby,
Aphia minuta: review of biology and fisheries of a paedomorphic European fish.
Reviews in Fish Biology and Fisheries. 15: 89–109.
LARVALBASE, 2009. Larvalbase Early Life Stages Database.
http://www.larvalbase.org/. 07.03.2009.
LEE, C. S., HU, F., HIRANO, R., 1981. Salinity Tolerance of Fertilized Eggs and Larval
Survival in the Fish Sillago sihama. Marine Ecology Progress Series. 4: 169-174.
LEIS, J. M., RENNIS, D. S., 1983. The Larvae of Indo-Pacific Coral Reef Fishes. New
South Wales Universty Press, Sydney ve Universty Press of Hawai, Honolulu.
269 p+75 plates.
LEIS, J. M., TRNSKY, T., 1989. The Larvae of Indo-Pacific Shorefishes. New South
Wales Universty Press, Sydney ve Universty Press of Hawai, Honolulu. 371p; 83
plates.
LEIS, J. M., EWART, C. B. M., 2000. The Larvae of Indo-Pacific Coastal Fishes. An
Identification Guide to Marine Fish Larvae. Fauna Malesiana Handbooks 2. Brill,
Leiden. 485p.
LIMOUZY-PARIS, C., McGOWAN, M. F., RICHARDS, W. J., UMARAN, J. P., CHA,
S. S., Diversity of Fish Larvae in the Florida Keys : Results from Sefcar. Bulletin
of Marine Science. 54(3): 857-870.
LLORET, J., PLANES, S., 2003. Condition, feeding and reproductive potential of white
seabream Diplodus sargus as indicators of habitat quality and the effect of
reserve protection.in the northwestern Mediterranean. Marine Ecology Progress
Series. 248: 197–208.
Lo BIANCO, S.L ed., 1956. Uova, larve e giovanili di Teleostei. In Fauna e' Fora del
golfo di Napoli. Italy: Pabblicata dalla Stazione Zoologica di Napoli. 800p.
168
LOCKE, A., COURTENAY, S. C., 1995. Effects of Environmental Factors on
Ichthyoplankton Communities in the Miramichi Estuary, Gulf of St Lawrence.
Journal of Plankton Research. 17(2): 333-349.
LOIR, M., GAC, F. L., SOMARAKIS, S., PAVLIDIS, M., 2001. Sexuality and Gonadal
Cycle of the Common Dentex (Dentex dentex) in Intensive Culture. Aquaculture
194: 363–381.
LORENZO, J. M., PAJUELO, J. G., MENDEZ-VILLAMIL, M., COCA, J., RAMOS, A.
G., 2002. Age, growth, reproduction and mortality of the striped seabream,
Lithognathus mormyrus (Pisces, Sparidae), off the Canary Islands (Central-east
Atlantic). J. Appl. Ichthyol. 18: 204–209.
LUDWIG, J. A., REYNOLDS, J. F., 1988. Statistical Ecology, A Primer on Methods and
Computing. A Wiley-Interscience Publication. USA. 338p.
LYNN, R. J., 2003. Variability in the Spawning Habitat of Pacific Sardine (Sardinops
sagax) off Southern and Central California. Fisheries Oceanography. 12(6): 541-
553.
MAGURRAN, A. E., 2004. Measuring Biological Diversity. Blackwell Publishing. USA.
256p.
MATARESE, A. C., KENDALL, A. W., BLOOD, D. M., VINTER, B. M., 1989.
Laboratory Guide to Early Life History Stages of Northeast Pacific Fishes.
NOAA Technical Report NMFS 80. USA. 653p.
MATER, S., 1981. İzmir Körfezi’nde Bazı Teleost Balıkların Pelajik Yumurta ve
Larvaları Üzerinde Araştırmalar. Doçentlik Tezi. Fen Fakültesi Biyolojik
Oseanografi Böl. ve Hidrobiyoloji Enstitüsü. Bornova-İzmir. 118s.
MATER, S., CİHANGİR, B., 1990. Karadeniz, İstanbul Boğazı Girişinde Balık Yumurta-
Larva Dağılımı Üzerine Bir Çalışma. X. Ulusal Biyoloji Kongresi Bildirileri.
Atatürk Üniversitesi, Erzurum. 209-216.
MATER, S., CİHANGİR, B., 1997. Güney-Batı Karadeniz’de Hamsi (Engraulis
encrasicholus (L. 1758)) ve İstavrit (Trachurus mediterraneus (Steindachner,
1868)) Yumurtalarının Bolluk ve Dağılımı. Tr. J. of Zoology. 21: 417-420.
169
MATER, S., MALKAV, S., (ŞAHİNOĞLU) BAYHAN, B., 2001. İzmir Körfezi (Ege
Denizi)’nde Dağılım Gösteren İzmarit Balığı (Spicara flexuosa Rafinesque,
1810)’nın Bazı Biyolojik Özelliklerinin Belirlenmesi. E. Ü. Su Ürünleri Dergisi.
18(1-2): 25-32.
MATER, S., KAYA, M., BİLECENOĞLU, M., 2003. Türkiye Deniz Balıkları Atlası.
Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Yayınları. Yayın No: 68. Bornova-İzmir.
169s.
MATER, S., ÇOKER, T., 2004. Türkiye Denizleri İhtiyoplankton Atlası. Ege
Üniversitesi Basımevi. Bornova-İzmir. 210s.
MATIC-SKOKO, S., KRALJEVIC, M., DULCIC, J., 2004. Fecundity of Blotched
Picarel, Spicara maena L. (Teleostei: Centracanthidae), in the Eastern Central
Adriatic Sea. Acta Adriat. 45 (2): 155-162.
MATIC-SKOKO, S., KRALJEVIC, M., DULCIC, J., JARDAS, I., 2007. Age, growth,
maturity, mortality, and yield-per-recruit for annular sea bream (Diplodus
annularis L.) from the eastern middle Adriatic Sea. J. Appl. Ichthyol. 23: 152–
157.
MATSUMOTO, T., MIYABEL, N., 2002. Preliminary Report on the Maturity and
Spawning of Bigeye Tuna Thunnus obesus in the Central Atlantic Ocean. Col.
Vol. Sci. Pub. ICAAT. 54(1): 246-260.
MAVRUK, S., AVSAR, D., YELDAN, H., MANAŞIRLI, M., 2007. Yumurtalık (Adana)
Kıyısal Zonunda Dağılış Gösteren Lesepsiyen Balık Türlerinin Birim Çabada
Yakalanan Av Değerleri ve Avdaki Oransal Bulunurlukları. XIV. Ulusal Su
Ürünleri Sempozyumu. 4-7 Eylül 2007. Muğla. 164s.
MAYFIELD, S., ELLIOTT, B., GIDDEY, C. J., Analysis of Fish Eggs and Larvae
Collected in the Region of Northern Benguela and Angola Currents: Preliminary
Results. South African Journal of Science. 97: 270pp.
MAYNOU, F., OLIVAR, M. P., EMELIANOV, M., 2006. Patchiness of Eggs, Larvae
and Juveniles of European Hake Merluccius merluccius from the NW
Mediterranean. Fish. Oceanogr. 15(5): 390–401.
MAYNOU, E., OLIVAR, M. P., EMELIANOV, M., 2008. Patchiness and spatial
structure of the early developmental stages of clupeiforms in the NW
Mediterranean Sea. Journal of Plankton Research. 30(8): 873-883.
170
METHVEN, D. A., SCHNEIDER, D. C., ROSE, G. A., 2003. Spatial Pattern and
Patchiness During Ontogeny: Post-Settled Gadus morhua from Coastal
Newfoundland. ICES Journal of Marine Science, 60: 38–51.
METİN, G., AKYOL, O., 2003. İzmir Körfezi’nde (Ege Denizi) Isparoz (Diplodus
annularis L., 1758)’un Bir Defada Bıraktığı Yumurta Miktarının Belirlenmesi
Üzerine Bir Ön Çalışma. E. Ü. Su Ürünleri Dergisi. 20(1-2): 205-209.
METİN, G., 2005. İzmir Körfezi’nde Barbunya (Mullus barbatus, L., 1758) Balığının
Üreme Özellikleri. E. Ü. Su Ürünleri Dergisi. 22(1-2): 225-228.
MILLER, A. R., 1983. The Mediterranean Sea. A. Physical Aspects. In Estuaries and
Enclosed Seas. (Ed. B. H. Ketchum). Elsevier, Amsterdam. 219-237.
MACER, C. T., 1973. The Reproductive Biology of the Horse Mackerel Trachurus
trachurs (L.) in the North Sea and English Channel. (Abstract).
http://www3.interscience.wiley.com/journal/119662834/abstract?CRETRY=1&S
RETRY=0. 12.03.2009.
MOKSNESS, E., KJORSVIK, E., OLSEN, Y., Culture of Cold Water Marine Fish.
Fishing News Books. Blackwell Sinergy. 528p.
MONTEIRO, P., BENTES, L., COELHO, R., CORREIA, C., GONÇALVES, J. M. S.,
LINO, P. G., RIBEIRO, J., ERZINI, K., 2006. Age and growth, mortality,
reproduction and relative yield per recruit of the bogue, Boops boops Linne ́ ,
1758 (Sparidae), from the Algarve (south of Portugal) longline fishery. J. Appl.
Ichthyol. 22: 345–352.
MORALES-NIN, B., MORANTA, J., 1997. Life history and fishery of the common
dentex (Dentex dentex) in Mallorca (Balearic Islands western Mediterranean).
Fisheries Research. 30: 67-76.
MORATO, T., AFONSO, P., LOURINHO, P., NASH, R. D. M. SANTOS, R. S., 2003.
Reproductive biology and recruitment of the white sea bream in the Azores.
Journal of Fish Biology. 63: 59–72.
MOSER, H. G., RICHARDS, W. J., COHEN, D. M., FAHAY, M. P., KENDALL, A.
W., RICHARDSON, S. L., 1983(ed). Ontogeny and Systematics of Fishes, Based
on An International Symposium Dedicated to the Memory of Elbert Halvor
Ahlstrom. American Society of Ichthyologists and Herpetologists. Special
Publication Number: 1. 725p.
171
MURAT, S., AVAZ, G., ATASOY, E., GÜNEŞ, K., AYAZ, S., DOĞAN, Ö., ÖZKURT,
N., TOLUN, L., KARAKOÇ, F., BABAN, A., 2004. Kara Kökenli Kirleticilere
İlişkin Ulusal Eylem Planı Hazırlanması Projesi Sonuç Raporu. TÜBİTAK-
MAM-ESÇAE. 49s.
MURUA, H., SABORIDO-REY, F., 2003. Female Reproductive Strategies of Marine
Fish Species of the North Atlantic. J. Northw. Atl. Fish. Sci. 33: 23-31.
N’DA, K., DANIEL, C., 1993. Sexual cycle and seasonal changes in the ovary of the red
mullet, Mullus surmuletus, from the southern coast of Brittany (Abstract).
http://www3.interscience.wiley.com/journal/119293236/abstract. 01.01.2009.
NEIRA, J. F., MISKIEWICZ, A. G., TRNSKI, T., 1998. Larvae of Temperate Australian
Fishes. University of Western Australia Press. 274-419.
NICHOLS, J. H., HAYNES, G. M., FOX, C. J., MILLIGAN, S. P., BRANDER, K. M.,
CHAPMAN, R. J., 1993. Spring plankton surveys of the Irish Sea in
1982,1985,1987,1988, and 1989: hydrography and the distribution of fish eggs
and larvae. Fisheries Research Technical Report No 95. 111p.
NÜMANN, W., 1953. İskenderun ve Civarı Balıkçılığı Hakkında İntibalar. İstanbul
Üniversitesi Fen Fakültesi Hidrobiyoloji Araştırma Enst. Yayınları. 9(1): 3-12.
O’BRIEN, B., FIVES, J. M., 1995. Ichthyoplankton Distribution and Abundance off the
West Coast of Irleand. ICES J. Mar. Sci. 52: 233-245.
O’FARRELL, M. R., BOTSFORD, L. W., 2006. The Fisheries Management Implications
of Maternal-Age-Dependent Larval Survival. Can. J. Fish. Aq. Sci. 63: 2249–2258.
OKIYAMA, M. (ed), 1988. An Atlas of the Early Stage Fishes in Japan. Tokai Universty
Press, Tokyo, Japan. 1154p.
OLIVAR, M. P., FORTUNO, J. M., 1991. Guide to Ichthyoplankton of the Southeast
Atlantic (Benguela Current Region). Sci. Mar. 55(1): 1-383p.
OLIVEIRA, R. F., L. A. CARNEIRO, L. A., A. V. M. CANARIO, A. V. M., GROBER,
M. S., 2001. Effects of Androgens on Social Behavior and Morphology of Alternative Reproductive
Males of the Azorean Rock-Pool Blenny. Hormones and Behavior. 39: 157–166.
OOZEKI, Y., TAKASUKA, A., KUBOTA, H., BARANGE, M., 2007. Characterizing
Spawning Habitats of Japanese Sardine (Sardinops melanostictus), Japanese
Anchovy (Engraulis japonicus), and Pacific Round Herring (Etrumeus teres) in
the Nothwestern Pacific. CalCOFI Rep. 48: 191-203.
172
ORAY, K., KARAKULAK, F. S., 2005. Further Evidence of Spawning of Bluefin Tuna
(Thunnus thynnus L., 1758) and the Tuna Species (Auxis rochei Ris., 1810,
Euthynnus alletteratus Raf., 1810) in the Eastern Mediterranean Sea: Preliminary
Results of TUNALEV larval survey in 2004. J. Appl. Ichthyol. 21: 236–240.
ÖZCAN, İ., 2005. Karadeniz’de 2003 Yılı Bahar Döneminde Genç Balık ve Larva
Dağılımı. Yüksek Lisans Tezi. D.E.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü. 62s.
ÖZDAMAR, K., 1999. Paket Programlar ile İstatistiksel Veri Analizi-1, SPSS-Minitab.
(2. Baskı). Kaan Kitabevi. Eskişehir. 535s.
ÖZEL, İ., 2005. Planktonoloji I: Plankton Ekolojisi ve Araştırma Yöntemleri. Ege
Üniversitesi Yayınları. Su Ürünleri Fakültesi Yayın No: 56. İzmir. 269s.
ÖZSOY, E., SÖZER, A., 2006. Forecasting Circulation in the Cilician Basin of the
Levantine Sea. Ocean Science Discussions. 3: 1481–1514.
PAJUELO, J. G., LORENZO,J. M., BILBAO, A., AYZA, O., RAMOS, A. G., 2006.
Reproductive characteristics of the benthic coastal fish Diplodus vulgaris
(Teleostei: Sparidae) in the Canarian archipelago, northwest Africa. J. Appl.
Ichthyol. 22: 414–418.
PATIMAR, R., 2008. Some Biological Aspects of the Sharpnose Mullet Liza saliens
(Risso, 1810) in Gorgan Bay-Miankaleh Wildlife Refuge (the Southeast Caspian
Sea). Turkish Journal of Fisheries and Aquatic Sciences 8: 225-232.
PICCIULIN, M., VERGINELLA, L., SPOTO, M., FERRERO, E. A., 2004. Colonial
nesting and the importance of the brood size in male parasitic reproduction of the
Mediterranean damselfish Chromis chromis (Pisces: Pomacentridae).
Environmental Biology of Fishes. 70: 23–30.
PLANES. S., LENFANT, P., 2002. Temporal change in the genetic structure between and
within cohorts of a marine fish, Diplodus sargus , induced by a large variance in
individual reproductive success. Molecular Ecology. 11: 1515–1524.
PLAZA, G., SAKAJI, H., HONDA, H., HIROTA, Y., NASHIDA, K., 2007. Spawning
Pattern and Type of Fecundity in Relation to Ovarian Allometry in the Round
Herring Etrumeus teres. Mar Biol. 152: 1051–1064
POR, F. D., 1989. The Legacy of Tethys An Aquatic Biogeography of the
Levant.Monographie Biologicae Vol:63. Kluwier Academic Publishers. 211p.
173
POSTEL, L., FOCK, H., HAGEN W., 2000. Biomass and Abundance.ICES Zooplankton
Methodology Manual. Academic Press. London, UK. 83-192.
POTTS, G. W., WOOTTON, R. J., 1984(ed). Fish Reproduction Strategies and Tactics.
Academic Pres. London. 410p.
PULATSÜ, S., KARACA, İ., AKÇORA, A., 2002. Kesikköprü Baraj Gölü’nde
Kafeslerde Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1972)
Yetiştiriciliğinin Su kalitesi, Zooplankton ve Bentos Üzerine Etkisi. Ankara
Üniversitesi Araştırma Projesi. http://papirus.ankara.edu.tr/arastirma/
2002/a2002_28/proje.pdf. 25/06/2007.
RICHARDS, W. J., 2006a,b (ed). Early Stages of Atlantic Fishes, An Identification
Guide for the Western Central North Atlantic. (Vol:I-II). Taylor & Francis
Group. USA. 2640p.
ROBILLARD, E., REISS, C. S., JONES, C. M., 2008. Reproductive Biology of Bluefish
(Pomatomus saltatrix) Along the East Coast of the United States. Fisheries
Research 90: 198–208.
RODRIGUEZ, J. M., LEON, S. H., BARTON, E. D., 2006. Vertical Distribution of Fish
Larvae in the Canaries-African Coastal Transition Zone in Summer. Marine
Biology. 149: 885–897.
RUSSELL, F. S., 1973. A Summary of the Observations on the Occurrence of Planktonic
Stages of Fish off Plymouth 1924-1972. J. Mar. Biol. Ass. U.K. 53: 347-355.
RUSSELL, F. S., 1976. The Eggs and Planktonic Stages of British Marine Fishes.
Academic Press, London, England. 524p.
RUZAFA, A. P., QUISPE-BECERRA, J. I., GARCIA-CHARTON, J. A., MARCOS, C.,
2004. Composition, Structure and Distribution of the Ichthyoplankton in a
Mediterranean Coastal Lagoon. Journal of Fish Biology. 64: 202–218.
SAKINÇ, M., YALTIRAK, C., OKTAY, F. Y., 2000. Kuzey Ege’de Mesiniyen Krizinin
Etkileri ve Mesiniyen Paleocoğrafyası. 1. Ulusal Deniz Bilimleri Konferansı. 30
Mayıs-2 Haziran 2000. Ankara. 208-123.
SANGÜN, L., 2007. Temel Bileşenler Analizi, Ayırma Analizi, Kümeleme Analizleri ve
Ekolojik Verilere Uygulanması Üzerine Bir Araştırma. Doktora Tezi. Ç.Ü. Fen
Bilimleri Enstitüsü. Su Ür. Ana Bilim Dalı. 251s.
174
SATILMIŞ, H. H., 2001. Pelajik Yumurta ve Larvaların Sinop Yarımada’sında
Mevsimsel Olarak Dağılımı. Yüksek Lisans Tezi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü. 81s.
SATILMIŞ, H. H., GORDINA, A. D., KIDEYŞ, A. E., BAT, L., BİRCAN, R., 2001.
Sinop Yarımadası Açıklarında Bulunan Balık Yumurta ve Larvalarının Bolluk ve
Dağılımı. XI. Ulusal Su Ürünleri Sempozyumu. 04-06 Eylül. Hatay. 280-287s.
SATILMIŞ, H. H., GORDINA, A. D., BAT, L., BİRCAN, R., CULHA, M., AKBULUT,
M., KIDEYŞ, A. E., 2003. Seasonal Distribution of Fish Eggs and Larvae off
Sinop (the Southern Black Sea) in 1999-2000. Acta Oecologica. 24: 275–280.
SATILMIŞ, H. H., 2005. Sinop Kıyılarında Küçük Pelajik Balıkların Yumurta Üretimi ile
Yumurta ve Larvalarının Dağılımı. O.M.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü. Doktora
Tezi. 160s.
SATILMIŞ, H. H., BAT, L., BİRİNCİ ÖZDEMİR, Z., ÜSTÜN, F., ŞAHİN, F., KIDEYŞ,
A. E., ERDEM, Y., 2006. Orta Karadeniz’in Sinop Bölgesinde Jelimsi
Organizmalar ile Balık Yumurta ve Larvalarının 2002 Yılı Kompozisyonu. E. Ü.
Su Ürünleri Dergisi. 23(1/1): 135-140.
SCHISMENOU, E., GIANNOULAKI, M., VALAVANIS, V. D., SOMARAKIS, S.,
2008. Modeling and Predicting Potential Spawning Habitat of Anchovy
(Engraulis encrasicolus) and Round Sardinella (Sardinella aurita) Based on
Satellite Environmental Information. Hydrobiologia. 612: 201–214.
SABATÉS, A., ZABALA, M., GARCIA-RUBIES, A., 2003. Larval fish communities in
the Medes Islands Marine Reserve (North-west Mediterranean). Journal of
Plankton Research. 25(9): 1035-1046.
SABATÉS, A., MARTIN, P., 1993. Spawning and Distribution of Bluefish Pomatomus
saltatrix (L.) in the Northwestern Mediterranean. (Abstract).
http://www3.interscience.wiley.com/journal/119293106/abstract. 31.12.2008.
SHIGANOVA, T., TARKAN, A. N., DEDE, A., CEBEC, M., 1995. Distribution of the
Ichthyo-Jellyplankton Mnemiopsis leidyi (Agassiz, 1865) in the Marmara Sea
(October 1992).Turkish J. Mar. Sci. 1: 3-12.
SOKAL, R. R., ROHLF, F. J., 1969. Biometry, the Principles and Practise of Statistics in
Biological Research. W.H. Freeman and Company.USA, 776p.
175
SOLEMDAL, P., The Effect of Salinity on Buyoyancy, Size and Development of
Flounder Eggs. SARSIA. 29: 431-442.
SOMARAKIS, S., MARAVEYA, E., TSIMENIDES, N., 2000. Multispecies
Ichthyoplankton Associations in Epipelagic Species: is There any Intrinsic
Adaptive Function?. Belg. J. Zool., 130(1): 125-129.
SOMARAKIS, S., DRAKOPOULOS, P., FILIPPOU, V., 2002. Distribution and
Abundace of Larval Fish in the Northern Aegean Sea-Eastern Mediterranean- in
Relation to Early Summer Oceanographic Conditions. Journal of Plankton
Research. 24(4): 339-357.
SOMARAKIS, S., MACHIAS, A., GIANNOULAKI, M., SIAPATIS, A., TORRE, M.,
ANASTASOPOULOU, K., VASSILOPOULOU, V., KALIANIOTIS, A.,
PAPACONSTANTINOU, C., 2005. Ichthyoplanktonic and Acoustic Biomass
Estimates of Anchovy in the Aegean Sea (June 2003 and June 2004). General
Fisheries Commission For The Mediterranean Scientific Advisory Committee
Sub-Committee for Stock Assessment Working Group on Small Pelagic Species.
FAO, Rome, 26-30 September 2005. 17p.
TAŞ, B., 2007. Vona Koyu’nda (Güney Karadeniz, Ordu, Türkiye) Su Ürünleri
Yetiştiriciliği. Journal of Fisheries Sciences. http://www.fisheriessciences.com
/tur/Journal/articlesinpress/jfscom2007021.pdf. 25/06/2007.
TAYLAN, B., 2007. İzmir Körfezi’ndeki Teleost Balık Postlarvalarının Bolluk ve
Dağılımı. Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü. Yüksek Lisans Tezi. 84s.
TORCU, H., MATER, S., 1997. Fethiye ve Mersin Körfezi Upeneus moluccensis
(Bleeker, 1855) Paşa Barbunyası Balığının Biyolojisi Üzerine Bir Araştırma.
Akdeniz Balıkçılık Kongresi 9-11 Nisan 1997. İzmir. 545-554.
TORCU-KOC, H., TÜRKER-CAKIR, D., DULCIC, J., 2004. Age, Growth and Mortality
of the Comber, Serranus cabrilla (SERRANIDAE) in the Edremit Bay (NW
Aegean Sea, TURKEY). Cybium. 28(1): 19-25.
TORCU, H., MATER, S., 2000. Lessepsian Fishes Spreading Along the Coasts of the
Mediterranean and the Southern Aegean Sea of Turkey. Turkish Journal of
Zoology. 24 : 139-148.
176
TORTONESE, E., 1960. The Relations Between the Mediterranean and Atlantic Fauna.
Hidrobiologi Mecmuası. İ.Ü.F.F. Hidrobiyologi Araştırma Enstitüsü
Yayınları.Seri B, 5(1-2): 30-34.
TSIKLIRAS, A. C., ANTONOPOULOU, E., 2006. Reproductive biology of round
sardinella (Sardinella aurita) in the north-eastern Mediterranean. Scientia
Marina. 70(2): 281-290.
TSOKUR, A. G., 1977. Larvae of Carangid Fishes (Carangidae, Pisces) of the Arabian
Sea. Moscow, Russia.
TURAN, C., 2007. Türkiye Kemikli Deniz Balıkları Atlası ve Sistematiği. Nobel
Kitabevi, Adana. 549s.
TUSET, V. M., GARCIA-DIAZ, M. M., GONZALEZ, J. A., LORENTE, M. J.,
LOZANO, I. J. 2005. Reproduction and growth of the painted comber Serranus
scriba (Serranidae) of the Marine Reserve of Lanzarote Island (Central-Eastern
Atlantic). Estuarine, Coastal and Shelf Science. 64: 335-346.
TÜRKMEN, M., AKYURT, İ., 2003. Growth Characteristics, Sex Inversion and
Mortality Rates of Striped Sea Bream, Lithognathus mormyrus L., in İskenderun
Bay. Turk J. of Zool. 27: 323-329.
VASSILOPOULOU, V., SIAPATIS, A., PAPACONSTANTINOU, C., CARAGITSOU,
E., 2008. Annotated Records of Scombroid Eggs and Larvae Distribution in
Northeastern Mediterranean Waters. Mediterranean Marine Science. 9(1): 21-29.
VDODOVICH, I. V., GORDINA, A. D., PAVLOVSKAYA, T. V., FINENKO, G. A.,
KLIMOVA, T. N., ABOLMASOVA, G. I., ROMANOVA, Z. A.,
POLIKARPOV, I. G., Specific Features of the Feeding of Larval Fish of the
Families Blenniidae and Gobiidae in Relation to Changes in the Coastal Plankton
Community of the Black Sea. Journal of Ichthyology. 47(6): 456-468.
VIDY, G., DARBOE, F. S., MBYE, E. M., 2004. Juvenile fish assemblages in the creeks
of the Gambia Estuary. Aquat. Living Resour. 17: 56–64.
VODJANSKII, V. A., KAZANOVA, I. I., 1954. Key to the Pelagic Fish Eggs and Larvae
of Black Sea. Jr. Vıes. Naucho-Issled. Iust. Morsk. Rybn. Okanogr. 28: 240-325.
177
WARD, T. M., STAUNTON-SMITH, J., HOYLE, S., HALLIDAY, I. A., 2003.
Spawning patterns of four species of predominantly temperate pelagic fishes in
the sub-tropical waters of southern Queensland. Estuarine, Coastal and Shelf
Science. 56: 1125–1140.
WHITEHEAD, P.J. P., M. L. BAUCHOY, J.C. HUREAU, J. NIELSEN, E.
TORTONESE. [eds.] 1984. Fishes of the northeastern Atlantic and the
Mediterranean. UNESCO, Paris, I: 0-510.
WHITEHEAD, P.J. P., M. L. BAUCHOY, J.C. HUREAU, J. NIELSEN, E.
TORTONESE. [eds.] 1986a-b. Fishes of the northeastern Atlantic and the
Mediterranean. UNESCO, Paris, II-III: 511-1473.
YALÇIN, K., 1984. Urla Limanı ve Çevresinde Yaşayan Bazı Teleost Balıkların Pelajik
Yumurta ve Larvalarının Dağılışı ve Bolluğu Üzerinde Araştırmalar. Yüksek
Lisans Tezi. Ege Üniversitesi. 80s.
YANNOPOULOS, A., YANNOPOULOS, C., SOTERIADES-VLAHOS, C., 1973. On
The Occurrence of Ichthyoplankton in The Saronikos Gulf, Aegean Sea. Rev.
Tcav. Inst. Pêches Marit., 37(2):177-181.
YASHOUV, A., BERNER-SAMSONOV, E., 1970. Contribution to the Knowledge of
Eggs and Early Larval Stages of Mullets (Mugilidae) Along the Israeli Coast.
Bamidgeh. 22(3): 72-89.
YELDAN, H., AVŞAR, D., ÖZÜTOK, M., ÇİÇEK, E., ÖZYURT, C. E., 2001.
Babadillimani’ndaki (Silifke-İçel) Küpeslerde (Boops boops (Linnaeus, 1758))
Üreme. XI. Ulusal Su Ürünleri Sempozyumu. 04-06 Eylül. Hatay. 296-308.
YELDAN, H., AVŞAR, D., ÖZÜTOK, M., ÇİÇEK, E., 2003. Babadıllimanı Koyu’ndaki
(Silifke-İçel) İzmarit Balıklarının (Spicara smaris (L., 1758) Büyüme ve Üreme
Özellikleri. E. Ü. Su Ürünleri Dergisi. 20(1-2): 35-42.
YILMAZ, A. B., BAŞUSTA, N., İŞMEN, A., 2002. İskenderun Körfezi’nin Güney-Doğu
Kıyılarında Plastik Materyal Birikimi Üzerine Bir Çalışma. E. Ü. Su Ürünleri
Dergisi. 19(3-4): 485-488.
YILMAZ, R., HOŞSUCU, B., 2003. Some Biological Parameters of Round Herring,
Etrumeus teres (De Kay, 1842) in the Gulf of Antalya (Mediterranean Sea). E.Ü.
Su Ürünleri Dergisi. 20(1-2): 1-8.
178
YILMAZ, H., TAŞBOZAN, O., GÖKÇE, M. A., TABAKOĞLU, Ş. S., 2007. İskenderun
Körfezi’nde Yakalanan Dişi Mırmır (Lithognathus mormyrus L. 1758)
Bireylerinde Bazı Üreme Özelliklerinin Belirlenmesi. (Özet) Ulusal Su Günleri
2007. Antalya. 229s.
YOUMBI, J. T., DJAMA, T., GABCHE, C., 1991. Reproductive Patterns of Sardinella
maderensis (Lowe, 1841) off Cameroon. Journal of Applied Ichthyology. 7(1):
60-63.
YÜKSEK, A., GÜCÜ, A. C., 1994. Balık Yumurtaları Tayini İcin Bir Bilgisayar
Yazılımı -Karadeniz Pelajik Yumurtaları- (Sürüm 1.2). Karadeniz Eğitim Kültür
ve Çevre Vakfı. 32s.
YÜKSEK, A., YILMAZ, İ. N., 2008. Değişen Haliç Ekosisteminde Balık Yumurta ve
Larva Çeşitliliği. İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi Sonuç Raporu.
35s.
YÜKSEK, A., 1993. Marmara Denizi’nin Kuzey Bölgesinde Teleost Balıkların Pelajik
Yumurta ve Larvalarının Dağılımı ve Bolluğu. Doktora Tezi. İ.Ü. Deniz Bilimleri
ve İşletmeciliği Enstitüsü. 148s.
ZARRAD, R., ABED, A. E., MISSAOUI, H., M’RABET, R., ROMDHANE, M. S.,
JARBOUI, O., 2004. Variabilite Mensuelle Du Zooplancton Et De
L’ichtyoplancton Dans Le Golfe De Tunis. Bull. Inst. Natn. Scien. Tech. Mer de
Salammbô. 31: 61-67.
ZARRAD, R., MISSAOUI, H., ALEMANY, F., SALAH, R. M., GARCÍA, A., RIDHA,
M., OTHMAN, J., AMOR, E. A., 2006. Spawning Areas and Larval
Distributions of Anchovy Engraulis encrasicolus in Relation to Environmental
Conditions in the Gulf of Tunis (Central Mediterranean Sea). Scientia Marina.
Recent Advances In The Study Of Fish Eggs And Larvae. 137-146.
ZEIDANE, R., LAKKIS, S., 1995. Periodes de Ponte des Principales Especes de
Poissons Teleosteens de Eaux Neritiques Libanaises. Lebanese Science Bulletin.
8(1): 27-47.
ZORICA, B., SINOVCIC, G., PALLAORO, A., KEC, V. C., 2006. Reproductive biology
and length–weight relationship of painted comber, Serranus scriba (Linnaeus,
1758), in the Trogir Bay area (middle-eastern Adriatic). J. Appl. Ichthyol. 22:
260–263.
179
ÖZGEÇMİŞ
1983 yılında İstanbul’da doğdum. İlk ve Orta öğrenimimi İstanbul’da
tamamladım. 2002 yılında başladığım Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri
Fakültesi’ni 2006 yılında ikincilikle bitirdim. Aynı yıl Çukurova Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü Su Ürünleri Anabilim Dalında Yüksek lisansa başladım. 2007
yılında Fen Bilimleri Enstitüsü Araştırma görevlisi kadrosuna atandım. Yine aynı
yıl TÜBİTAK yurt içi Yüksek Lisans Bursunu almaya hak kazandım. Söz konusu
Yüksek Lisans eğitimime devam etmekteyim.
EKLER EK 1a. Örneklenen Yumurtaların Mevsim ve İstasyonlara Göre 1000m³’teki Net ve Yüzde Bulunurlukları (I, II ve III: İstasyonlar; n:
Adet/1000m³; %n: Oransal Bulunurluk)
Familya ve Tür
Mevsim ve İstasyon Yaz 2007 Sonbahar 2007 Kış 2008 İlkbahar 2008
I II III I II III I II III I II III n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n
Clupeidae Etrumeus teres - - - - - - - - - - - - - - - - - - 41 3.00 - - - - Sardinella aurita - - - - 115 10.04 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Sardinella maderensis - - - - - - - - - - - - - - - - - - 17 1.25 - - - - Engraulidae Engraulis encrasicholus 49 7.11 98 7.41 - - - - - - - - - - - - - - 9 0.66 18 1.79 19 4.85 Triglidae Triglidae sp.2 - - - - - - 29 6.02 35 9.00 53 6.43 - - - - - - - - - - - - Moronidae Dicentrarchus labrax - - - - - - - - - - - - - - - - 6 100 - - - - - - Serranidae Serranus cabrilla - - 33 2.50 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Serranus hepatus - - - - - - - - - - - - - - - - - - 41 3.00 18 1.79 29 7.40 Serranus scriba 28 4.06 55 4.16 - - - - - - - - - - - - - - - - 424 42.11 38 9.69 Carangidae Trachurus trachurus 35 5.08 55 4.16 16 1.40 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Sparidae Boops boops - - - - 37 3.23 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Dentex dentex - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - 95 24.23 Dentex gibbosus - - - - - - - - - - - - - - - - - - 9 0.66 - - - -
EK 1a. (Devamı)
Familya ve Tür
Mevsim ve İstasyon Yaz 2007 Sonbahar 2007 Kış 2008 İlkbahar 2008
I II III I II III I II III I II III n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n
Sparidae Diplodus annularis 4 2 6.10 - - 280 24.45 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Sparus aurata - - - - - - - - - - - - 4 100 7 100 - - - - - - - - Sparidae sp.1 - - - - - - - - - - - - - - - - - - 2 5 1.83 - - - - Sparidae spp. 7 7 11.18 - - 306 26.72 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Mullidae Mullus barbatus - - - - - - - - - - - - - - - - - - 821 60.15 199 19.76 38 9.69 Mullus surmuletus 3 5 5.08 164 12.41 2 6 2.27 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Mullidae spp. - - - - 270 23.58 - - - - - - - - - - - - 9 0.66 2 6 2.58 19 4.85 Mugilidae Liza saliens 1 4 2.03 5 5 4.16 3 7 3.23 - - - - - - - - - - - - 2 5 1.83 2 6 2.58 29 7.40 Labridae Coris julis - - 131 9.91 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Thalassoma pavo 2 1 3.05 9 8 7.41 1 1 0.96 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Callionymidae Callionymus lyra 325 47.17 469 35.48 - - 342 70.95 325 83.55 684 83.01 - - - - - - - - 1 8 1.79 48 12.24 Callionymus pusillus - - - - - - - - - - - - - - - - - - 3 3 2.42 2 6 2.58 - - Scombridae Euthynnus alletteratus - - - - - - - - - - - - - - - - - - 9 0.66 - - - -
EK 1a. (Devamı)
Familya ve Tür
Mevsim ve İstasyon Yaz 2007 Sonbahar 2007 Kış 2008 İlkbahar 2008
I II III I II III I II III I II III n % n n % n n % n n % n n % n n % n n %n n %n n %n n % n n % n n % n
Scombridae Katsuwonus pelamis - - - - - - - - - - - - - - - - - - 97 7.11 8 7 8.64 19 4.85 Scomber colias - - - - - - - - - - - - - - - - - - 17 1.25 - - - - Scomber scombrus - - - - - - - - - - - - - - - - - - 97 7.11 - - - - Bothidae Bothidae spp. 42 6.10 164 12.41 - - - - - - - - - - - - - - 97 7.11 130 12.91 29 7.40 Soleidae Soleidae sp. - - - - - - 12 2 .49 - - - - - - - - - - 9 0.66 9 0.89 29 7.40 Tanımlanamayanlar Tanımlanamayan Yumurta 21 3.05 - - 47 4.10 99 20.54 29 7.46 87 10.56 - - - - - - 9 0.66 2 6 2.58 - -
EK 1b. Örneklenen Larvaların Mevsim ve İstasyonlara Göre 1000m³’teki Net ve Yüzde Bulunurlukları (I, II ve III: İstasyonlar; n: Adet/1000m³; %n: Oransal Bulunurluk)
Familya ve Tür
Mevsim ve İstasyon Yaz 2007 Sonbahar 2007 Kış 2008 İlkbahar 2008
I II III I II III I II III I II III n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n
Clupeidae Sardinella aurita - - 22 3.13 17 6.14 - - - - - - - - - - - - 17 10.24 9 7.83 10 8.62 Engraulidae Engraulis encrasicholus - - - - - - - - - - - - - - - - - - 9 5.42 - - - - Atherinidae Atherina boyeri - - - - - - - - - - - - - - - - - - 9 5.42 9 7.83 10 8.62 Hemiramphidae Hyporhamphus picarti 14 14.29 22 3.13 6 2.17 - - - - 6 20 - - - - - - - - - - - - Triglidae Triglidae sp.1 - - 55 7.83 26 9.39 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Serranidae Serranus cabrilla - - - - - - - - - - 6 20 - - - - - - - - - - - - Serranus hepatus - - - - - - - - 12 8.45 - - - - - - - - - - - - - - Teraponidae Pelates quadrilineatus 7 7.14 33 4.70 21 7.58 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Apogonidae Apogon sp. - - - - - - - - - - - - - - - - 6 50 - - - - - - Sillaginidae Sillago sihama 7 7.14 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
EK 1b. (Devamı)
Familya ve Tür
Mevsim ve İstasyon Yaz 2007 Sonbahar 2007 Kış 2008 İlkbahar 2008
I II III I II III I II III I II III n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n
Pomatomidae Pomatomus saltatrix - - - - - - 12 40 18 12.68 - - - - - - - - - - - - - - Carangidae Caranx rhonchus - - - - - - 6 20 - - - - - - - - - - - - - - - - Trachurus trachurus 7 7.14 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Sparidae Boops boops - - 22 3.13 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Diplodus annularis 7 7.14 164 23.36 21 7.58 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Diplodus sargus 7 7.14 44 6.27 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Diplodus vulgaris - - - - - - - - 12 8.45 - - - - - - - - - - - - - - Lithognathus mormyrus 14 14.29 22 3.13 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Oblada melanura 7 7.14 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Sparus aurata - - - - - - - - - - - - 4 36.36 - - - - - - - - - - Sparidae spp. 7 7.14 55 7.83 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Centracanthidae Spicara sp. - - - - - - - - - - - - - - - - - - 9 5.42 - - - - Sciaenidae Sciaena umbra - - - - - - - - - - - - - - - - - - 9 5.42 - - - -
EK 1b. (Devamı)
Familya ve Tür
Mevsim ve İstasyon Yaz 2007 Sonbahar 2007 Kış 2008 İlkbahar 2008
I II III I II III I II III I II III n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n
Mullidae Mullus barbatus 7 7.14 - - - - - - 12 8.45 - - - - - - - - - - 18 15.65 - - Mullus surmuletus - - - - 11 3.97 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Mullidae sp.1 7 7.14 44 6.27 21 7.58 12 40 76 53.52 - - - - - - - - - - - - - - Mullidae sp.2 - - 77 10.97 52 18.77 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Pempheridae Pempheris vanicolensis - - - - - - - - - - 6 20 - - - - - - - - - - - - Mugilidae Liza saliens - - - - 6 2.17 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Pomacentridae Chromis chromis - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - 9 7.83 - - Labridae Coris julis - - - - - - - - - - 6 20 - - - - - - - - - - - - Thalassoma pavo - - 98 13.96 21 7.58 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Labridae sp. - - - - 11 3.97 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Tripterygiidae Tripterygion sp. 7 7.14 - - 16 5.78 - - - - - - - - - - - - - - - - - -
EK 1b. (Devamı)
Familya ve Tür
Mevsim ve İstasyon Yaz 2007 Sonbahar 2007 Kış 2008 İlkbahar 2008
I II III I II III I II III I II III n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n n %n
Blenniidae Blennius ocellaris - - - - 11 3.97 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Salaria pavo - - - - - - - - - - - - 7 63.64 - - 6 50 113 68.07 70 60.87 86 74.14 Parablennius sanguinolentus - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - 10 8.62 Blenniidae sp. - - 11 1.57 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Callionymidae Callionymus pusillus - - - - 16 5.78 - - - - - - - - - - - - - - - - - - Gobiidae Aphia minuta - - 11 1.57 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Gobiidae sp. - - - - - - - - 12 8.45 - - - - - - - - - - - - - - Sphyraenidae Sphyraena sphyraena - - 11 1.57 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Scombridae Scomber colias - - - - - - - - - - 6 20 - - - - - - - - - - - - Thunnus thynnus - - 11 1.57 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Tanımlanamayanlar Tanımlanamayan Larva - - - - 21 7.58 - - - - - - - - - - - - - - - - - -
187
EK2. Tanımlanan Türlere Ait Fotoğraflar
1) Sardinella aurita yumurtası (1.09±0.05; 0.10±0.01)mm
2) Sardinella aurita prelarvası (2.26mm)
188
3) Sardinella maderensis yumurtası (1.36-1.47; 0.09-0.11)mm
4)Engraulis encrasicholus yumurtası (1.15±0.05x0.55±0.04)mm
5) Atherina boyeri postlarvası (6.30±3.09)mm
189
6) Hyporhamphus picarti postlarvası (16.42, 14.33)mm
7) Dicentrarchus labrax yumurtası (1;0.28)mm
8) Serranus hepatus yumurtası (0.79±0.03; 0.14±0.01)mm
190
9) Pelates quadrilineatus postlarvası (4.15mm)
10) Pomatomus saltatrix prelarvası (2.70mm)
11) Caranx rhonchus postlarvası (4.9mm)
12) Boops boops postlarvası (2.63mm)
191
13) Sparus aurata yumurtası (0.92; 0.24)mm
14) Sparus aurata postlarvası (4.4mm)
15) Mullus barbatus yumurtası (0.70±0.01; 0.18±0.01)mm
192
16) Mullus barbatus prelarvası (1.41mm)
17) Mullidae sp.1 postlarvası (4.25mm)
18) Mullidae sp.2 postlarvası (3.80mm)
193
19) Liza saliens yumurtası (0.73±0.03; 0.25±0.02)mm
20) Liza saliens postlarvası (7.60mm)
194
21) Thalassoma pavo yumurtası (0.55±0.02; 0.13±0.01)mm
22) Thalassoma pavo postlarvası (4.00mm)
23) Tripterygion sp. postlarvası (5.61mm)
195
24) Lipophrys(Salaria) pavo postlarvası (3.07mm)
25) Parablennius sanguinolentus postlarvası (5.00mm)
26)Callionymus lyra yumurtası (0.63±0.01)mm
196
27) Sphyraena sphyraena postlarvası (5.66mm)
28) Euthynnus alletteratus yumurtası (0.91;0.23)mm
29) Katsuwonus pelamis yumurtası (0.94±0.02; 0.26±0.01)mm
197
30) Scomber colias yumurtası (1.15; 0.31)mm
31) Scomber scombrus yumurtası (0.88±0.02; 0.24±0.01)mm
198
32) Soleidae sp. yumurtası (1.03±0.02)mm
33) Tanımlanamayan yumurta (0.91±0.02)mm