TÜRKİYE’DE GENÇ GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER VE...

165
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI TÜRKİYE’DE GENÇ GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Harun ÇELİK 1130201572 YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. İlker H. ÇARIKÇI ISPARTA 2016

Transcript of TÜRKİYE’DE GENÇ GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER VE...

T.C.

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İŞLETME ANABİLİM DALI

TÜRKİYE’DE GENÇ GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER

VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Harun ÇELİK

1130201572

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Prof. Dr. İlker H. ÇARIKÇI

ISPARTA – 2016

i

ii

iii

ÖNSÖZ

Türkiye Cumhuriyeti’nin Dünya ekonomik sıralamasındaki yeri, sahip olduğu milli

güç unsurları, tarihi derinliği ve misyonu ile uyumlu değildir. Ülkemizin hak ettiği üst

sıralarda yer alabilmesi için ekonomik kalkınma gerçekleştirmesi yeterli değildir bunun

yerine ekonomik sıçrama yapması gerekmektedir. Günümüzün en büyük ekonomik kaynağı

artık ne petrol ne altın ne de su kaynaklarıdır. Dünya’da bahsedilen bu doğal kaynaklara

sahip ülkelerin çoğunluğunun fiilen işgal altında veya sosyal kargaşalar içinde olduğu

görülmektedir. Çağımızın en stratejik unsuru artık entelektüel sermaye olan beyin gücü yani

iyi eğitilmiş insan olduğu değerlendirilmektedir.

Ülkemiz doğal kaynaklarını, sermayesini, yenilikçi anlayışını, kendine has kültür

kodları ile hepsi birer genç girişimci adayı olan genç nüfusunu bir araya getirebilirse,

Türkiye’nin gelecek dönemlerde ekonomik alanda yıldızının parlayacağı anlaşılmaktadır.

Çalışmanın esas amacı Türkiye’de genç girişimciliğin önündeki engellerin belirlenmesi ve

bu engellerin aşılması için çözüm önerilerinin getirilmesidir. Hazırlık safhasında Isparta

ilindeki başta Genç İş Adamları Derneği olmak üzere çeşitli sivil toplum kuruluşları ile

görüşmeler yapılmış ve onların görüşleri de çalışmaya yansıtılmaya çalışılmıştır. Ayrıca

konu ilgili daha önce hazırlanmış olan makale, tez ve kitaplardan faydalanılıp, sivil ve

resmi kurumların web siteleri incelenmiştir.

Bu çalışmanın tamamlanmasında bana yol gösteren ve desteklerini esirgemeyen

başta tez danışmanım Prof. Dr. İlker H. ÇARIKÇI olmak üzere, değerli hocalarım Prof. Dr.

İsmail BEKÇİ, Yrd. Doç. Dr. Tahsin AKÇAKANAT ve Yüksek Lisans öğrencisi

arkadaşlarım Burak KAYA, Erol YILDIZ ve Burak ULUTÜRK’e teşekkürlerimi arz

ederim. Son olarak çalışmamı tamamlamamda bana gerekli moral desteğini veren değerli

eşim Ayten ÇELİK’e ve enerji kaynağım olan çocuklarım Ali ve Kadir’e gönülden teşekkür

ederim.

Harun ÇELİK

Isparta 2016

iv

ÖZET

TÜRKİYE’DE GENÇ GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER

VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Harun ÇELİK

Süleyman Demirel Üniversitesi, İşletme Anabilim Dalı

Yüksek Lisans Tezi, 151 sayfa, Mayıs 2016

Danışman: Prof. Dr. İlker H. ÇARIKÇI

Günümüzde salt kamu kaynaklarına dayalı ekonomik kalkınma modelleri

geçerliliğini yitirmektedir. Gelişmiş ülkeler artık istihdam ve kalkınmayı kamu

kaynaklarından ziyade girişimciler ile yerine getirmektedir. Dünya’daki ekonomik

yarışta Türkiye’nin en büyük avantajlarından birisi eğer çağın gerektirdiği eğitim ile

donatılabilirse hepsi birer girişimci adayı olan genç nüfusudur.

Genç girişimciler sahip oldukları, yenilikçi ruhları, cesaretleri, kendi işlerini

kurma konusundaki istekleri, mevcut ekonomik ortamı sorgulamaları, fırsat ve sonuç

odaklı çalışmaları ile içinde bulundukları ekonomiler için önemli bir değer

oluşturmaktadırlar. Tüm Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de genç girişimcilik, son

yıllarda stratejik bir alan olarak değerlendirilmekle beraber, sahip olunan genç

girişimci sayısının ve niteliğinin arttırılması için girişimcilere yönelik teşvikler

artırılmaktadır.

Yapılan bu çalışma ile öncelikle Türkiye’de girişimcilik alanında sahip olunan

genç girişimci potansiyelinin ortaya konulmasına ve ülkemizdeki genç girişimci

adaylarının önündeki temel engellerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca bu engellerin

ortadan kaldırılması ve genç girişimci sayısı ile niteliğinin arttırılması için birey, kamu

ve toplum merkezli çözüm önerilerinde bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Genç Girişimcilik, Genç Girişimciliğin Önündeki

Engeller, Türkiye’de Girişimcilik, Girişimcilere Yönelik Teşvikler.

v

ABSTRACT

THE CHALLENGES THAT YOUNG ENTREPRENEURSHIP FACE

IN TURKEY AND THE POSSIBLE SOLUTIONS

Today, the economic development models which depend solely on public resources

are outdated. Developed countries facilitate employment and development by entrepreneur

instead of facilitating them by public resources. The biggest advantage of Turkey in

economic competence in the world is the young population that Turkey has as long as

Turkey can achieve to educate them according to the needs of our era.

Thanks to their innovative souls, willingness to establish their own jobs, questioning

abilities, courages, opportunity and output focused attitudes, young entrepreneurs are

worthy for the economical environment in which they are. In Turkey as it is in the world,

young entrepreneurship has been considered as a strategic power recently. Also the

incentives for the young entrepreneurs has been extended in order to increase the number

and the qualifications of them.

This study primarily aimed at showing the potential of young entrepreneurs of

Turkey and determining the main obstacles that the future’s young entrepreneurs they face.

This study also provides individual, society, and public-centered possible solutions in order

to remove those obstacles and increase the number and the quality of the young

entrepreneurs.

Key Words: Young Entrepreneurship, Challenges Against Young Entrepreneurship,

The Entrepreneurship In Turkey, The Incentives For The Entrepreneurs.

vi

İÇİNDEKİLER

TEZ SAVUNMA SINAV TUTANAĞI I

YEMİN METNİ II

ÖNSÖZ III

ÖZET IV

ABSTRACT V

İÇİNDEKİLER VI

KISALTMALAR DİZİNİ XI

TABLOLAR DİZİNİ XIII

GİRİŞ 1

BİRİNCİ BÖLÜM

GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE TEMEL BOYUTLARI

1.1. Girişimcilik Kavramı 3

1.2. Girişimcilik İle İlgili Diğer Olgular 6

1.3. Girişimcilerde Olması Gereken Özellikler 8

1.3.1. Yaratıcı ve Yenilikçi Ruh 9

1.3.2. Planlı ve Programlı Hareket Etme 12

1.3.3. Bağlılık Kararlılık ve Azim 13

1.3.4. Risk Almak 14

1.3.5. Ortak Akılla Hareket Etme 16

1.3.6. Fırsatları Değerlendirme 17

1.3.7. Başarılı Olma İhtiyacı 17

1.3.8. Kendine Özgü Olmak 18

1.4. Girişimcilik Türleri 18

1.4.1. Fırsat Girişimciliği 18

1.4.2. Yerel Girişimcilik 19

1.4.3. Bölgesel Girişimcilik 20

1.4.4. Ulusal Girişimcilik 20

1.4.5. Küresel Girişimcilik 21

1.4.6. Özel Girişimcilik 21

1.4.7. Kamu Girişimciliği 22

1.4.8. Yenilikçi Girişimcilik 22

1.4.9. Takipçi Girişimcilik 23

1.4.10. Sanal Girişimcilik 24

İKİNCİ BÖLÜM

TÜRKİYE’DE GİRİŞİMCİLİK VE GELİŞİM AŞAMALARI

2.1. Türkiye’de Girişimciliğin Gelişim Aşamaları 25

2.1.1. Osmanlı Öncesi Dönemde Girişimcilik 26

2.1.2. Osmanlı Döneminde Girişimcilik 27

vii

2.1.3. 1923-1950 Arasındaki Tek Partili Dönemde Girişimcilik 31

2.1.4. 1950-1980 Arası Dönemde Girişimcilik 36

2.1.5. 1980 ve Sonrası Girişimcilik 39

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

TÜRKİYE’DE GENÇ GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER

3.1. Genç Girişimci Kimdir ve Yaş Aralığı Nedir? 45

3.2. Türkiye’de Genç Girişimciliğin Önünde Engel Var mıdır? 46

3.3. Türkiye Girişimci Sayısını Arttırmak Zorunda mıdır? 48

3.4. Türkiye’de Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller 49

3.5.1. Kamu Kaynaklı Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller 50

3.4.1.1. Eğitim Problemleri 50

3.4.1.1.1. Eğitimde Alt Yapı Eksikliği 51

3.4.1.1.2. Eğitim Politikalarının Genç Girişimciliği Teşvik

Etmemesi 52

3.4.1.2. Ekonomideki İstikrarsızlık 54

3.4.1.3. Bürokratik Engeller 55

3.4.1.4. Teşvik Politikalarının Yetersizliği 57

3.4.2. Birey Kaynaklı Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller 57

3.4.2.1. Bireylerin Özgüven Eksikliği 58

3.4.3. Toplum ve Kültür Kaynaklı Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller 58

3.4.3.1. Beraber İş yapma Kültürünün Olmaması 59

3.4.3.2. Şirketlerin Kurumsallaşmaya Gerekli Önemi Vermemesi 59

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

TÜRKİYE’DE GİRİŞİMCİLİĞE VERİLEN TEŞVİKLER VE

GİRİŞİMCİLİĞİ DESTEKLEYEN KURULUŞLAR

4.1. Türkiye’nin Sahip Olduğu Nüfusun Girişimcilik Açısından Değeri 62

4.2. Girişimciliğin Desteklenmesi 64

4.2.1. Yatırım Öncesi Destek 65

4.2.2. Yatırım Esnasında Destek 66

4.2.3. Yatırım Sonrası Destek 67

4.3. Yurt İçinde Girişimciliğe Destek Sağlayan Başlıca Kamu ve Özel Kuruluşlar 68

4.3.1. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 68

4.3.1.1. Girişimci Bilgi Sistemi (GBS) 68

4.3.1.2. Tekno Girişim Sermaye Destek Programı 69

4.3.1.3. Teknoloji Transfer Platformu 70

4.3.1.4. Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı 71

4.3.1.5. Kümelenme Destek Programı 71

4.3.2. KOSGEB 75

4.3.2.1. Eğitim Desteği 76

4.3.2.2. Yurt Dışı İş Gezisi Desteği 77

4.3.3. TÜBİTAK 78

viii

4.3.3.1. Tekno Girişim Sermaye Desteği 79

4.3.3.2. Girişimcilik ve Yenilikçilik Yarışma Programı 80

4.3.3.3. Girişimcilik, Yenilikçilik Eğitimi ve Araştırma Faaliyetlerini

Destekleme Programı

81

4.3.3.4. Girişim Sermayesi Destekleme Programı 81

4.3.3.5. Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Arttırılmasına

Yönelik Destekleme Programı

82

4.3.4. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri 82

4.3.5. Kalkınma Ajansları 83

4.3.5.1. Proje Teklif Çağrısı Yöntemiyle Sağlanan Doğrudan Finansman

Desteği

84

4.3.5.2. Teknik Destek 85

4.3.5.3. Doğrudan Faaliyet Desteği 86

4.3.5.4. Güdümlü Proje Desteği 87

4.3.5.5. Faiz Desteği ve Faizsiz Kredi Desteği 88

4.3.6. TÜSİAD 88

4.3.6.1. Süreli Yayınlar 89

4.3.6.2. Vizyon 2050 Türkiye Raporu 89

4.3.6.3. Üniversite Öğrencilerine Yönelik İnovasyon Eğitim Seminerleri 90

4.3.6.4. Bu Gençlikte İş Var Yarışma Programı 91

4.3.7. MÜSİAD 91

4.3.7.1. 24 Yaş Çok Geç Eğitim Programı 92

4.3.7.2. Teknolojide Kadın Eli Konferansları 93

4.3.7.3. Satın Alma Müdürleri Endeksi (SAMEK) 93

4.3.7.4. Uluslararası Teknolojik, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Vakfı

(UTESAV)

94

4.3.8. TOBB 95

4.3.9. Kadın Girişimcilere Destek Veren Kuruluşlar 96

4.3.9.1. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) 97

4.3.9.2. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) 97

4.3.10. Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) 98

4.3.10.1. Ar-Ge Proje Destekleri 98

4.3.10.1.1. Teknoloji Geliştirme Proje Desteği 99

4.3.10.1.2. Ticarileştirme Proje Desteği 99

4.3.10.1.3. İleri Teknoloji Proje Desteği 99

4.3.10.2. Çevre Proje Destek Programları 100

4.3.10.2.1. Çevre Teknolojileri Desteği 100

4.3.10.2.2. Enerji Verimliliği Desteği 101

4.3.11. Kredi Garanti Fonu(KGF) 101

4.3.12. KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı (KGSYO) 102

4.3.13. GAP Girişimci Destekleme Merkezleri (GAP-GİDEM) 103

4.4. Yurt Dışından Girişimciliğe Destek Veren Kuruluşlar 104

4.4.1. Avrupa Birliğinden Girişimciler İçin Sağlanan Destekler 105

4.4.1.1. Adaylık Öncesi Dönemdeki Yardımlar 105

4.4.1.2. Adaylık Sonrası Yardımlar 106

4.4.2. Dünya Bankasından Girişimciler İçin Sağlanan Destekler 106

4.4.3. İslam Kalkınma Bankasından Girişimciler İçin Sağlanan Destekler 107

ix

BEŞİNCİ BÖLÜM

GENÇ GİRİŞİMCİ SAYISININ VE NİTELİĞİNİN ARTTIRILMASI

İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

5.1. Bireysel Olarak Genç Girişimci Adaylarının Dikkat Etmesi Gereken Unsurlar 109

5.1.1. Eğitim 109

5.1.1.1. Yabancı Dil Eğitimi 110

5.1.1.2. Okuma ve Yazma Alışkanlığı 11

5.1.1.3. Bilişim Teknolojilerini Etkin Kullanma ve Sosyal Ağları Takip

Etme

113

5.1.1.4. ‘‘T’’ Modelli Girişimci Olmaya Dikkat Etmek 117

5.1.2. Genç Girişimci Adaylarının Zamanı Yönetmesi 118

5.1.3. Genç Girişimci Adaylarının Hayal Kurmaktan Korkmaması 118

5.1.4. İş Planı Yapılması 119

5.2. Genç Girişimci Sayısı ve Niteliğinin Arttırılması İçin Devlet Kurumlarının

Alması Gereken Tedbirler

120

5.2.1. Devletin Eğitim Alanında Alması Gereken Tedbirler 121

5.2.1.1. Bütçeden Eğitim İçin Daha Fazla Kaynak Ayrılması 122

5.2.1.2. Eğitim Yönetiminde Sadeleşmeye Gidilmesi ve Bürokrasinin

Azaltılması

123

5.2.1.3. Milli Eğitim Politikalarının Girişimciliği Teşvik Etmesi 123

5.2.1.4. Eğitim Sisteminin Merak Duygusunu Teşvik Etmesi 124

5.2.1.5. Üniversitelerin Genç Girişimciliği Teşvik Etmesi İçin Alması

Gereken Tedbirler

125

5.2.1.5.1. Girişimci Niteliğinin ve Sayısının Artmasında

Üniversite Neden Önemlidir?

125

5.2.1.5.2. Dünya’da Genç Girişimciler ve Üniversite İlişkisi 126

5.2.1.5.3. Üniversitelerin Verdiği Eğitimin Ülkenin ve İçinde

Bulunduğu Bölgenin Kalkınma Stratejisi ile Uyumlu

Olması

127

5.2.1.5.4. Şirketleşmenin Teşvik Edilmesi 128

5.2.1.5.5. Patent, Marka, Faydalı Model ve Endüstriyel Tasarım

Belgesi Alımının Teşvik Edilmesi

128

5.2.1.5.6. Üniversite ile Sanayi İlişkilerinin Yeni Bir Anlayışla

Tekrar Ele Alınması

129

5.2.1.5.7. T-Modelli ve Yüksek Sentez Gücüne Sahip

Öğrencilerin Mezun Edilmesi

130

5.2.1.6. Ar-Ge ve İnovasyona Önem Verilmesi 130

5.2.2. Girişimci ile Girişimciyi Destekleyen Kurum ve Kuruluşlar İçin

Ortak Platform Kurulması

131

5.2.3. Tekno Girişimciliğin Teşvik Edilmesi 132

5.2.4. Fikri Mülkiyet Haklarını Düzenleyen Mevzuatın İşler Hale

Getirilmesi

133

5.3. Türkiye’de Genç Girişimci Sayısını, Niteliğini Arttırmak İçin Aile ve

Topluma Düşen Görevler

134

5.3.1. Televizyon İzlemeye Sınırlama Getirilmesi 134

x

5.3.2. Toplum ve Ailenin Gençlerin Yenilikçi Yönlerini Teşvik Etmesi 135

5.3.3. Anne ve Babaların Belli Dönemlerde Rehberli Hizmeti Alması 136

SONUÇ 137

KAYNAKÇA 143

ÖZGEÇMİŞ 151

xi

KISALTMALAR DİZİNİ

AB Avrupa Birliği

ABD Amerika Birleşik Devletleri

Ar-Ge Araştırma ve Geliştirme

CE Avrupa Normlarına Uygunluk

CEO Genel Müdür

Çev. Çeviren

DPB Devlet Personel Başkanlığı

E-ticaret Elektronik Ticaret

GAP Güneydoğu Anadolu Projesi

GAP-GİDEM GAP Girişimci Destekleme Merkezleri

GBS Girişimci Bilgi Sistemi

GGK Genç Girişimciler Kurulu

GSMH Gayri Safi Milli Hasıla

IGİAD Isparta Genç İşadamları Derneği

ISBN Uluslararası Standart Kitap Numarası

KAGİDER Kadın Girimcileri Destekleme Derneği

KDV Katma Değer Vergisi

KEDV Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı

KGF Kredi Garanti Fonu

KGSYO KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı

KHK Kanun Hükmünde Kararname

KİT Kamu İktisadi Teşebbüsü

KOBİ Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler

KOSGEB Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve

Destekleme İdaresi Başkanlığı

KPSS Kamu Personeli Seçme Sınavı

MÜSİAD Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği

OECD Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü

ORTKA Ortak Kullanım Atölyeleri

SAMEK Satın Alma Müdürleri Endeksi

SGK Sosyal Güvenlik Kurumu

xii

STK Sivil Toplum Kuruluşu

TESK Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfedarasyonu

TOBB Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

TPE Türkiye Patent Enstitüsü

TTGV Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı

TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu

TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu

TÜSİAD Türkiye Sanayicileri ve İş Adamları Derneği

UTESAV Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar

Vakfı

WIPO Dünya Fikri Mülkiyet Organizasyonu

xiii

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo 1.1. Yönetici ve Lider Özelliklerinin Karşılaştırılması 7

Tablo 1.2. Yıllara Göre Ürün Çeşitleri ve Modelleri 11

Tablo 1.3. Değerlendirme Tablosu 13

Tablo 2.1. Osmanlı Sanayisinin Genel Durumu 30

Tablo 2.2. Cumhuriyetin İlk Yıllarındaki Üretim Yapan Kuruluşlar 35

Tablo 2.3. 2015 Yılına Ait Büyüklük Grubuna Göre Girişim Sayısı ve İstihdamın

Dağılımı 42

Tablo 3.1. KPSS’ ye Ait Sayısal Veriler 48

Tablo 3.2. 2014 Yılı Ülkelerin Patent Başvuru Sayısı 53

Tablo 3.3. 2001 Krizinin Büyüme Üzerine Etkisi 55

Tablo 3.4. 2001 Krizinin İşletmeler Üzerine Etkisi 55

Tablo 3.5. Türkiye ile Avrupa Birliği Ülkelerinin Dünya Ekonomik Forumu

Verilerine Göre Kıyaslanması 56

Tablo 3.6. Türkiye’deki ve Dünya’daki Şirketlerin Kıyaslanması 60

Tablo 4.1. Türkiye Nüfus İstatistiği 62

Tablo 4.2. Dünya Devi Şirketler İle Yerli Şirketlerin Kıyaslanması 65

Tablo 5.1. Türkiye 2015 Yılı İhracat Tablosu 111

Tablo 5.2. Dünya Yıllık Kitap Basım Oranları 112

Tablo 5.3. 2015 Yılı Birleşmiş Milletler İnsani Kalkınmışlık Sıralaması 113

Tablo 5.4. Türkiye İnternet Kullanıcı Sayısı 115

Tablo 5.5. Türkiye’de E-Ticaretin Yıllara Göre Gelişimi 116

Tablo 5.6. E-Ticaret’de 2014-2015 Yılları Arası Kıyas Tablosu 116

Tablo 5.7. Dünya’daki Diğer Ülkeler İle Türkiye’deki Makam Araç Sayısı 120

Tablo 5.8. Toplam Eğitim Harcamalarının GSMH İçindeki Payı 122

Tablo 5.9. Dünya Patent Ofisinin 2014 Yılı Patent Başvuru Verileri 129

1

GİRİŞ

21. yüzyılın yükselen değeri olan girişimcilik, ülkelerdeki ekonomik kalkınmayı

ve refahı etkileyen önemli faktörlerden biridir. Girişimcilik hakkında daha önce yapılan

çalışmalar incelendiğinde, girişimciliğin Dünya’da kabul gören tek bir tanımının

olmadığı görülmektedir. Bunun esas sebebi girişimcilik kavramının, diğer sosyal,

psikolojik, ekonomik olgular ile iç içe bir ilişki içinde ve dinamik bir yapıya sahip

olmasından kaynaklanmaktadır.

Girişimcilik, farklı bakış açılarından değerlendirildiğinde değişik anlamlar ifade

etmesi ile beraber ekonomik alanda girişimcilik, yenilikçi ruh ile mevcut iktisadi ortamı

değerlendirip, fırsatları görerek hesaplı riski üstlenip artı değer oluşturmak olarak

değerlendirilebilecektir. Ayrıca azim, kararlılık, cesaret, risk alabilme, planlı hareket

etme, başarılı olma ihtiyacı, ortak akla önem verme ve pozitif ruh haline sahip olma

özellikleri de girişimcilerin sahip olduğu ortak temel nitelikler arasındadır.

Bu çalışma ile girişimcilik olgusu içerisinde daha özele inilip genç girişimcilik

kavramı incelenmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda öncelikle genç girişimciliğin hangi yaş

aralığını ifade edebileceği araştırıldığında, ülkemizde kamu ve özel sektörün genç

girişimciliğin yaş aralığını farklı değerlendirdiği görülmektedir. Ancak günümüzün

rekabet, iletişim araçları ve teknolojik imkanları değerlendirildiğinde, 15 ile 49 yaş

aralığında olan kişilerin potansiyel genç girişimci olarak kabul edilmelerinin uygun

olacağı kıymetlendirilmiştir.

Kadim Anadolu toprakları tarihsel olarak girişimcilik açısından incelendiğinde,

özellikle Selçuklu ve Osmanlı Devletleri döneminde girişimciliğin, gerektiği kadar

içselleştirilip toplum içerisinde yaygınlaştırılamadığı görülmektedir. Bu başarısızlığın

esas sebepleri araştırıldığında kültürel ve psikolojik nedenler ön plana çıkmaktadır.

Çünkü Cumhuriyet öncesi bu dönemlerde, asker olarak sınır boylarında gaza ruhu ile

yaşamanın, şehit olmanın veya düşmana kılıç çalmanın, ticaret yapmaya göre toplum

tarafından genel olarak daha kutsal bir uğraş olarak görüldüğü değerlendirilmektedir.

Bu dönem içerisinde girişimcilik açısından önem taşıyan faaliyetler ise daha çok azınlık

toplumları tarafından yürütüldüğü görülmektedir.

2

Atatürk ile beraber küllerinden doğan yeni bir devlet kurulmuş ve Türkiye

Cumhuriyeti Dünya’ya ilan edilmiştir. Atatürk dönemi girişimcilik açısından

değerlendirildiğinde ise, iyi eğitilmiş nitelikli insanların eksikliği ve gerekli ekonomik

hamleleri yapmaya yetecek kadar sermayenin olmaması esas sıkıntılar olarak

görülmektedir. Atatürk sonrası dönemlerde girişimcilik açısından önemli ilerlemeler

sağlansa da Türkiye’nin sahip olduğu milli güç unsurları yani potansiyeli göz önünde

bulundurulduğunda ülkemizin Dünya’nın ekonomik sıralamadaki yerinin kabul

edilebilir olduğunu söylemek oldukça güçtür.

Günümüzde, devlet imkanlarına dayalı ekonomik kalkınma modelleri

geçerliliğini yitirmektedir. Çünkü sadece kamu kaynakları ve performansı ile istihdam

problemlerinin aşılması, refah seviyesinin arttırılıp ülke vatandaşlarının mutlu kılınması

iktisat bilimi açısından mümkün ve sürdürülebilir olmadığı değerlendirilmektedir. Fark

oluşturacak proje ve kişilerin desteklenmesi, eğitime ayrılan kaynağın arttırılması,

özellikle de genç girişimci sayısının ve niteliğinin arttırılması, Türkiye gibi sınırlı kamu

kaynaklarına sahip ülkelerin, ellerindeki imkanları en etkin şekilde kullanması için çok

önemlidir.

Bu çalışmanın amacı Türkiye’de genç girişimciliğin önündeki engellerin

belirlenmesi ve bu engellerin aşılması için çözüm önerilerinin ortaya konulmasıdır.

Çalışmanın hazırlık aşamasında başta Isparta Genç İş Adamları Derneği olmak üzere

değişik organizasyon, işveren ve işgörenler ile temas kurulmuş, onların fikir ve

düşünceleri de bu çalışmaya yansıtılmıştır. Bu bağlamda çalışma altı bölüm halinde

hazırlanmıştır. Birinci bölümde girişimcilik kavramının temel boyutları, ikinci bölümde

Türkiye’de girişimcilik ve gelişim aşamaları incelenmiştir. Üçüncü bölümde ülkemizde

genç girişimciliğin önünde engeller olup olmadığı irdelenmiş ve tespit edilen sorunlar

sıralanmıştır. Dördüncü bölümde genç girişimciliğe yurt içinden ve yurt dışından

sağlanabilecek, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarına ait destekler

sıralanmıştır. Beşinci bölümde girişimci sayısı ve niteliğinin arttırılması için birey,

devlet ve toplum seviyesinde alınması gereken tedbir ve yapılması gereken çalışmalar,

öneriler halinde ele alınmıştır. Sonuç kısmında ise çalışma ile ilgili nihai

değerlendirmeye ve kaynakçaya yer verilmiştir.

3

BİRİNCİ BÖLÜM

GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE TEMEL BOYUTLARI

1.1. Girişimcilik Kavramı

Mevcut literatürde girişim, girişimci ve girişimcilik kavramları birbiriyle yakın

anlamları ifade edecek şekilde açıklanmaktadır, ancak bu kavramlar için yapılan tanımlar,

tanımı yapan kişi, kurum ve kavramın geliştirildiği zamana göre farklılık göstermektedir.

Girişimcilik ile ilgili birçok tanım ve değerlendirme bulunmakla beraber girişimcilik terimi

ilk olarak 17. yüzyılda Fransız askeri terminolojisinde uzun askeri yolculuklara rehberlik

etmeyi üstlenen kişileri ifade etmek için kullanılmıştır. Latince’de “intare’’ kökünden gelen

girişimci kavramı, İngilizce’de enter (giriş) ve pre (ilk) kelimelerinin birleşmesi ile

“entrepreneur” yani ilk girişen, başlayan anlamlarını ifade etmek için kullanılmaktadır.1

Türk Dil Kurumu güncel Türkçe sözlüğünde girişimci, üretim için bir işe girişen,

kalkışan kişi anlamına gelmektedir.2 Girişimciyi sadece yeni yatırım yapan kişi olarak

tanımlamak yetersizdir çünkü girişimci, aynı zamanda ekonomik mal ve hizmet üretmek

veya pazarlamak amacıyla üretim faktörlerini bir araya getiren, kâr amacı güden,

girişimlerinin sonucunda ortaya çıkabilecek risklere katlanabilen kişidir.3

Girişimcilik kavramını literatüre ilk yerleştiren isim olarak kabul edilen Richard

Cantillon girişimciliği, fırsatları değerlendirmek için risk üstlenmek olarak tanımlamış ve

girişimciliğin daha çok belirsizlik karşısında risk alabilme özelliğini öne çıkarmıştır.4

İktisat kuramına göre girişimci, piyasayı gözlemleyerek talep açıklarını yakalayan,

yeni talepler oluşturan, talepteki değişimi en kısa sürede fark eden, üretimi yapabilmek için

kaynakları bir araya getiren, rekabeti kaçınılmaz bir koşul olarak gören risk ve sorumluluk

almaktan kaçınmayan yaratıcı kişidir.5

1 Rıfat İraz, Yaratıcılık ve Yenilik Bağlamında Girişimcilik ve Kobiler, Çizgi Kitabevi, Konya, 2005, s.

149. 2 http://www.tdk.gov.tr/index.php?arama=gts&option=com_gts&kelime=girisimcilik, (21.11.2015). 3 Mehmet Marangoz, Girişimcilik, Beta Yayıncılık, İstanbul, 2012, s. 2. 4 Coulter Mary, Entrepreneurship in Action, Published by Prentice Hall, New Jersey, 2001, s. 6. 5 Dilek Eyüboğlu, Girişimciliğin Geliştirilmesi, Milli Prodütivite Merkezi Yayınları, İstanbul, 2004, s. 9.

4

Joseph Schumpeter’e göre girişimci yeni ürün, yeni süreç, yeni ihracat pazarları,

yeni hammadde ve yarı mamül kaynakları bulup yeni bir organizasyon yapısı oluşturma

çabası ile ekonomik düzeni yıkarak toplumsal değişim yaratan kişidir.6 Drucker’a göre ise

girişimci ekonomik kaynakları, verimliliği düşük olan iş alanlarından getirisi daha yüksek

bir ekonomik iş alanına yönlendiren kişidir.7

Robert Hisrich girişimciyi finansal, sosyal, psikolojik risklerle birlikte maddi ve

kişisel tatmin elde eden, bunu için zaman ve çaba harcayarak belirli bir süreç içinde farklı

bir değeri olan, yeni bir şey oluşturan kişi olarak tanımlamıştır.8 TÜSİAD girişimciyi, aklı

ve hünerlerini birleştirip her koşulda ihtiyacı olan kaynakları optimum seviyede kullanan,

analiz gücü yüksek, projelerini planlayarak uygulamaya dönüştürebilen ve sonuçta denetim

işini gerçekleştiren kişi olarak tanımlanmıştır.9

Girişimci, toplum tarafından talep edilecek mal ve hizmetleri üretme çabası içinde

olup ve yenilikçiliğini ortaya koyarak sermayesi ile emeğini riske eden kişidir.10 Üretim

faktörlerini bir araya getirerek mal ve hizmet üretimi için gerekli faaliyetleri başlatarak

ihtiyaç duyulan finansman ve pazarları bulan kişiye girişimci denir.11

Girişimci denince akla ilk olarak iş sahipleri, özellikle de yeni şirket kuran kişiler

gelmektedir. Bu özdeşleşme sadece halk arasında değil, akademik çalışmalarda ve

hazırlanan ekonomi politikalarında da görülmektedir.12

Girişimci kendisini maddi ve manevi olarak tatmin etmek için yaşadığı zamanı,

toplumu iyi analiz edip mal veya hizmet üretmek için temel girdileri en ucuza tedarik edip

üretimden sonrada mal veya hizmeti başarı ile pazarlayan kimsedir.13

Avrupa'nın ilk ekonomi profesörü olan Jean Batiste Say (1767-1832) ise, girişimciyi

daha dar bir bakış açısıyla tanımlamıştır. Say'a göre girişimci, üretim faktörlerini

6 Eyüboğlu, a.g.e., s. 11. 7 Peggy Lambing , Entrepreneurship, Prentice Hall, New Jersey, 1997, p. 10. 8 Robert Hisrich - Peter Michael, Entrepreneurship-Starting , Developing and Managing a New

Enterprise, Irwin Publishing, New York, 1995, p. 24. 9 http://tusiad.org/tr/calisma-alanlari#girisimcilik, (21.08.2015). 10 Orhan Küçük, Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, Seçkin Yayınları, Ankara, 2005, s. 28. 11 Eyüboğlu, a.g.e., s. 9. 12 http://tugiad.org.tr/komisyongirisimcilik, (02.05.2015). 13 İraz, a.g.e., s. 25.

5

birleştirmek ve koordine etmek suretiyle yeni bir sonuç ortaya çıkaran ve problemlerin

üstesinden gelen kişidir.14

Üretim girdilerini minimum maliyetle kullanarak çıktıyı maksimum karla

pazarlayan, risk alabilen ve geleceği görebilen kişidir. Ayrıca girişimcilik kavramı farklı

sosyal kavramlar açısından farklı algılanmaktadır. Bir psikolog için girişimci, bir amacı

gerçekleştirmek veya bir hedefe ulaşma, deneyimler edinme veya başkalarının otoritesinden

kaçma veya otoriteye sahip olma ihtiyacı ve arzusu olan ve bu tür güdülerle harekete geçen

kişi olarak tanımlanmaktadır.15

Bir ekonomist için girişimci, üretim faktörlerini bir araya getirerek katma değer

oluşturan, aynı zamanda değişimi, yenilikçiliği ve yeni bir düzen anlayışını ortaya koyan

kişi olarak görülmektedir.16

Hukuksal açıdan girişimcilik, kendi sorumlulukları bağlamında hareket eden kişi

anlamında kullanılmaktadır. Sosyolojik anlamda ise, toplumun değerlerine uygun ve

toplumsal davranış düzlemi kapsamında hareket eden, ekonomik ve sosyal değerler üreten

kişi girişimci olarak tanımlanmaktadır.17

Girişimcilik kabiliyet, fikir, sermaye ve bilginin birleştirilmesini zorunlu

kılmaktadır. Bu birleştirme süreci ise riskli, belirsiz ve bazen de gelişi güzel olabilir fakat

her zaman fırsatlar barındırır. Girişimcilik, insanlar için farklı kavramlar ifade etmektedir

girişimcilik ve girişimci tanımı konusunda tam bir görüş birliği oluşmamaktadır.18

Girişimcilik kavramı dinamik bir yapıya sahip olduğu için tek bir tanımının

yapılması mümkün değildir. Bunun için girişimciliği anlamaya veya anlatmaya çalışan

araştırmacılar girişimciliği kendi bakış açıları ile değerlendirmişlerdir. Çalışmanın bundan

sonraki bölümünde girişimciliğin diğer sosyal kavramlar ile ilişkisi incelenmiştir.

14 Wayne Long, The Meaning of Entrepreneurship, American Journal of Small Business, Newyork,

Vol.8., 1983, p. 221. 15 Hasan Tutar, Girişimcilik, Detay Yayıncılık, Ankara, 2014, s. 10-13. 16 Demet Gürüz, Yönetim ve Organizasyon, Nobel Yayınevi, İstanbul, 2009, s. 10. 17 Tutar, a.g.e., s. 14. 18 Donald Sexton, The Art and Science of Entrepreneurship, Bollinger Publishing Company,

Massachuset, 1986, p. 2.

6

1.2. Girişimcilik ile İlgili Diğer Olgular

Girişimcilik ülkemizde ve Dünya’da son yıllarda yıldızı parlayan bir kavram olarak

karşımıza çıkmaktadır. Girişimciliğin iyi anlaşılması için bu kavramın iç içe olduğu diğer

sosyal olgular ile birlikte incelenmesinin faydalı olacağı değerlendirilmektedir.

Yönetici: Kar ve risk başkalarına ait olmak üzere ekonomik mal, hizmet üretmek

veya pazarlamak için üretim faktörlerini ele geçirip, düzenli bir biçimde bir araya getiren ve

böylece kurulan ya da çalışmakta olan işletmeyi amacına uygun çalıştırma sorumluluğu

üstlenen kişidir.19

Yönetici, başkaları tarafından o pozisyona getirilmiş, başkaları adına çalışan,

önceden belirlenmiş hedeflere ulaşmak için çaba gösteren, işleri planlayan, uygulatan ve

denetleyen kişidir. Ödül ve cezaya dayanan yasal gücü vardır. Yönetici kavramı, bir

örgütün çalışmasını sağlayan, işe alma, değerlendirme, kaynakları dağıtma ve kuralları

uygulatma gibi rutin yönetsel işlemler üzerine yoğunlaşmıştır.20

Lider: Kendi başına karar verebilen, içinde bulunduğu toplumu veya organizasyonu

belli bir amaç için motive edip güdüleyebilen, risk alan ve insanların güven duygusunu

kazanabilen kişidir.21

Anadolu girişimciliğinde lider çok önemlidir. Türk tarihi ve özelde Cumhuriyet

tarihi incelendiğinde her türlü organizasyon ve şirketin başarısı, liderin başarısı ile doğru

orantılı olduğu görülmektedir. Liderlik kavramının aslında yöneticilik kavramını kendi

içinde barındırdığı değerlendirilmektedir. Yani iyi bir liderin aynı zamanda iyi bir yönetici

olabileceği yaygın olarak kabul edilmektedir. İdeal olan her yöneticinin aynı zamanda iyi

bir lider olmasıdır. Şirketler için özellikle kurulma aşamasında hangi lidere sahip olunduğu

çok önemlidir. Çünkü şirket veya organizasyonlar için bu aşama yeni fidana adeta can suyu

19 Marangoz, a.g.e., s. 3. 20 Mesud Ünal, 21.yy’da Değişim, Yönetim ve Liderlik, Beta Yayın A.Ş, İstanbul , 2012, s. 51. 21 İsmet Barutçugil, Yöneticinin Yönetimi, Kariyer Yayıncılık, İstanbul, 2006, s. 220.

7

verilmesini ifade etmektedir. Tablo 1.1’de yönetici ve lider arasında karşılaştırma

yapılmıştır.22

Tablo 1.1. Yönetici ve Lider Özelliklerinin Karşılaştırılması

Kaynak: Kızıltay, 2010: 55.

Liderlik etmek, etkilemenin yanında bunu sürdürülebilir kılmakla da ilgilidir. Lider

ile yönetici arasındaki en önemli ayrım noktası, etkileyebilmeyi sürdürebilmektir. Aksi

takdirde yönetici, bilinenleri tekrar eden bir teknikere dönüşmektedir. Yöneticinin lider

olabilmesi için elbette ki doğuştan bir takım özelliklere sahip olması da gereklidir. Ancak

sadece lider doğmakla lider olunamadığı da gerçektir.23

Sermaye: Emeğin karşılığında elde edilen değerdir. Sermaye iki kısımda

incelenebilir. Bunlardan ilki klasik anlamda bildiğimiz insanın ürettiklerinin hepsini

tüketmeden, bir kısmını daha sonraki üretimler için ayırmasıyla oluşan parasal sermayedir.

Diğeri insanın bilgi birikimiyle elde ettiği değer üretme potansiyelidir. Buna zihinsel veya

entelektüel sermaye de denmektedir.24

Sermayedar: Bir işletme kurmak adına gerekli olan sermayeye yani mal ve hizmet

üretmek üzere gerekli olan üretim araçlarına sahip olan kişiyi tanımlar. Sermaye sahibi kişi,

toplumdaki bir ihtiyacı sezen ve bu ihtiyacı karşılamak üzere elindeki sermayeyi dönüştüren

22 Emine Kızıltay, “Yöneticilerin Liderlik Tarzlarına Göre Girişimcilik Özelliklerinin Belirlenmesi”,

Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Afyon,

2010, s. 55. 23 Nurullah Genç, Yönetim ve Organizasyon, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2012, s. 255. 24 Tutar, a.g.e., s. 4.

YÖNETİCİ LİDER

Mevcut olanı kabul eder Mevcut durumu sorgular

Kısa vadeli düşünür Uzun vadeli düşünür

İdarecidir Yenilikçidir

Eskiyi devam ettirir Gelişim ve değişim odaklıdır

Gücünü mevcut düzenden alır Gücünü daha çok kendinden alır

Mevcut olan çözüm yollarını uygular Çözüm için yeni yollar bulur

En çok kullandığı kelime “ben”dir En çok kullandığı kelime “biz”dir

8

kişidir. Sermayesi olan kişi mutlaka girişimcilik özelliklerine sahip olacaktır şeklinde

zorunluluk yoktur. Bazı sermayedarların girişimcilik özelliği ve becerisinin yeterince

gelişmediği görülmektedir. Ancak bu kişiler ellerindeki sermayeyi borç olarak girişimcilik

niteliklerine sahip olan kişilere vermek ve onlarla, bir anlamda, ortaklık kurma yoluyla

girişimciyi harekete geçirme yolunu tercih ettikleri bilinmektedir.25

İşveren: Çalışacak insanları belli bir akitle istihdam edip yasal ve ahlaki olarak

sorumluluğu üstlenen kişidir. İş Kanununa göre bir hizmet akdine dayanarak herhangi bir

ücret karşılığı işçi çalıştıran tüzel veya gerçek kişilere işveren denir.26

1.3. Girişimcilerde Olması Gereken Özellikler

Girişimcinin, değişime karşı olumlu, esnek, uyum sağlayabilen ve değişimi fırsat

olarak kabul eden kişi olması gerekmektedir. Girişimci bireyin değişime bu şekilde

bakması, güvensizlik, risk ve belirsizlikle karşılaştığında kendi kendine güvenen bir

özelliğe sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Girişimci birey faaliyette bulunduğu

ortamlarda, yaratıcı fikirleri harekete geçiren, geliştiren bir yeteneğe sahiptir. Sorumluluk

yüklenmeye hazır, etkin bir iletişimci, organizatör, planlamacı, etkileyici ve müzakerecidir.

Aktif, güvenilir ve başarıya karşı doyumsuzdur.27

İnsanlık tarihi incelendiğinde her girişimcinin farklı özellikleri olmakla beraber,

girişimcilerin ortak bazı özellikleri olduğu görülmektedir. Yenilikçi ve dinamik ruh haline

sahip olunması bu ortak özelliklerin başında gelmektedir. Toplumdaki girişimci tip

insanların, genel olarak iş ve özel hayatlarında hep yüksek moral seviyesinde olup hayata

pozitif bakan kişiler olduğu görülmektedir. Yatırım veya iş kurmak için şartlar namüsait

olduğu dönemlerde ortalama insanlar adeta ağıt yakarken, girişimci ruha sahip insanlar

bardağın her zaman dolu tarafına odaklanıp krizin aynı zamanda kendi içinde fırsatlar

barındırdığını bilerek hareket etmektedirler.28

25 Marangoz, a.g.e., s. 5. 26 Gürüz, a.g.e., s. 16-20. 27 Ömer Aytaç, “İktisadi ve Sosyal Gelişme Açısından Girişimcilik”, Akademik Araştırmalar Dergisi,

2005, c. 12, S. 26, s. 85. 28 Tutar, a.g.e., s. 20.

9

Girişimcinin sahip olması gereken özelliklerle ilgili olarak, çeşitli kaynaklarda, çok

sayıda özellikler sıralanmaktadır. Ancak genel olarak kabul edilen girişimci özellikleri

sıralanmak istendiğinde girişimcilerin, yaratıcı, yenilikçi, risk alabilen, lider, kendine

güvenen, sezgisi güçlü, çok yönlü ve hızlı düşünen, muhakeme yapabilen, her koşulda karar

alabilen, kararlı ve azimli, dikkatli, hayal gücü yüksek, kaynaklara ulaşabilecek ilişkiler

ağına sahip, kaynakları iyi yönetebilen, ikna gücü yüksek, iyi iletişim kuran, esnek, ortak

akılla hareket eden, özgün düşünebilen, dayanıklı ve ısrarcı olması karşımıza çıkmaktadır.29

Günümüzün rekabetçi Dünya’sında girişimci adaylarının kaçınması gereken önemli

konulardan biride taklitçiliktir. Girişimciler, önceki başarı hikayelerinden gerekli dersleri

çıkardıktan sonra sentez yapıp yeni olana ulaşmalıdırlar.

1.3.1. Yaratıcı ve Yenilikçi Ruh

Bir girişimcide olmazsa olmaz en önemli özellik yenilikçi, yaratıcı ve dinamik bir

ruh yapısına sahip olmasıdır. Girişimciliğin diğer özelliklerinin bireyde olmaması tolere

edilebilir fakat yenilikçilik için bu söylenemez. Örneğin risk alabilmek girişimciliğin

özelliklerinden biridir, girişimci bu riski sigorta şirketleri, kar ortakları ve bunun gibi

araçlarla minimize edebilir.30

Yenilik ile icat etme kavramları genellikle aynı anlama gelecek şekilde

kullanılmaktadır. Böyle kullanılmakla birlikte aralarında önemli farklılıklar vardır. Buna

rağmen yeniliğin ne olduğuna dair, herkes tarafından kabul edilen bir görüş de yoktur.

Bazıları için yenilik, yeni kavram ve fikirlerin geliştirilmesi ve uygulanması iken, başkaları

için ise yeni ya da uygulanmış fikirlerin bizzat kendisi olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca icat

etmenin yenilikten önce geldiğine dair genel bir kabul vardır. Yeniliğe yeni fikirlerin

kaynağı olarak değil, daha çok bu fikirlerden başarılı bir şekilde faydalanılması olarak

bakılmaktadır.31

Yaratıcılık, yeni bir düşünce veya fikir ortaya çıkarma yeteneğidir. Yenilikçilik ise,

yaratılan yeni fikir veya düşüncenin kullanılarak müşteri tatminine yönelik yeni kaynaklar

29 Sıdıka Arıkan, “Girişimciliğin Önündeki Engellerin Çözüm Önerilerinin Tespiti”, Beykent

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2014, s. 12. 30 İbrahim Sani Mert, Cesaret Yönetimi, Hayat Yayıncılık, İstanbul, 2007, s. 100. 31 Simon Bridge, Understanding Enterprise, Macmillan Pres Ltd., London, 1998, p. 41.

10

bulunmasıdır. Yaratıcılık ve yenilikçilik kavramlarını yapısal açıdan birbirinden ayırmak

gerekir. Yaratıcılık genellikle bireyci ve kısmen kaprisli bir şey olarak görülür; tanımlaması

zor, yönetmesi ise daha zor olan bir şeydir. Buna karşın yenilikçilik ise, genellikle

ekonomik veya pazar avantajı sağlayan yapısallaştırılmış bir süreç olarak kabul

edilmektedir.32

Girişimcilik ve yaratıcılık birbirini bütünleyen bir yapıya sahiptir. Birçok yaratıcı

birey sahip oldukları orijinal, yeni, farklı fikirlerini uygulama ve hayata geçirmekte

başarısız olabilmektedirler. Bu başarısızlığın temel sebebi yaratıcı yönü gelişmiş insanların,

girişimcilik yönlerinin eksik kalmasından kaynaklanmaktadır. Aynı şekilde girişimcilik

potansiyeli yüksek birçok kimse de yeni, farklı, yaratıcı bir fikir üretmede zayıf olabilir.

Birbirlerini bütünleyici bu yapıların altında, hem girişimcilikte, hem de yaratıcılıkta var

olan holistik yaklaşım önemli bir yer tutmaktadır. Holistik olmayan her yaklaşım alternatif

sayısını azaltıcı bir etki yaparak, fırsatlardan yararlanabileceğimiz yeni ve yaratıcı fikir

üretme kabiliyetimizi kısıtlayıp girişimcilik başarısının düşük kalmasına sebep

olabilecektir.33

Girişimci ve yaratıcı bireylerin yüksek başarı güdüsüne sahip olması, iki grubun

ortak özelliğidir. Girişimcilik ve yaratıcılık bir insanın ilerlemesine benzetildiğinde,

girişimcilik ayakların, yaratıcılık ise gözlerin görevini yerine getirmektedir. Ayaklar insanın

hareket kabiliyetini, yer değiştirmesini, ilerlemesini sağlamaktadır. Ayaklar olmadan

ilerleyebilmek mümkün değildir. Gözler ise bu ilerlemenin istikametini, hedefini, gidilecek

yeri ve yönü tespit edip ayaklara devamlı geri bildirim göndermektedir. Gözler olmadan

ilerlense bile bu durum bir felakete yol açabilecek riskler barındırmaktadır. Türkiye’de her

yıl açılan küçük ve orta ölçekli işletmelerin %90’ının bir yıl içinde kapanmasının en büyük

sebebi de, işte bu ayak ve göz uyumsuzluğu, yani girişimcilik ve yaratıcılığın yetersizliği

veya yanlış ilişkilendirilmesidir. Girişimciler ve şirketler için bu iki özelliğe sahip olmak

rekabet açısından önemli avantajlar sağlamaktadır. Çünkü bu iki kavram birleştiğinde

sinerjik bir etki oluşturmaktadır.34

32 Semra Güney, Girişimcilik, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2008, s. 105. 33 Marangoz, a.g.e., s. 28-29. 34 Güney, a.g.e., s. 102.

11

Türkiye’de ve Dünya’da birçok insan yeni bir iş kurmak için teşebbüs etmektedir.

Fakat bunlardan çok azı başarılı olabilmektir. Ayakta kalan şirketler incelendiğinde,

bunların yenilikle beraber fark oluşturan şirketler olduğu görülmektedir. Küreselleşme ile

beraber ulaştırma ve haberleşme araçlarında yaşanan gelişmeler göz önünde

bulundurulduğunda günümüz insanı ürün ve hizmet tercihleri açısından Tablo 1.2’de

görüldüğü gibi geçmiş ile kıyaslanmayacak kadar seçeneklere sahip olduğu anlaşılmaktadır.

Örneğin ABD’de yılda 30.000 yeni ürün piyasaya sunulmakta, bunlardan %70 ila %90’ı

başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. İçlerinden yenilikçi olan ve tüketiciye değer katanlar

ürünler uzun yıllar piyasada hayatlarını devam ettirmektedirler.35

Ürün 1970’ler 1990’lar 2000’ler

Araç Modeli 140 260 400

PC Modeli 0 400 1.000

Kek Markası 3 29 50

Yazılım Adı 0 250.000 400.000

Hafif İçki Markası 20 87 100

Su Markası 16 50 70

Dergi Markası 339 790 1.100

Radyo İstasyonu 7.000 14.500 16.000

Tablo 1.2. Yıllara Göre Ürün Çeşitleri ve Modelleri

Kaynak: Ateş, 2007: 24.

Örneğin takım elbise almak isteyen kişi artık piyasada moda ve tasarımın yanında

leke tutmayan, hafif, dayanıklı ve ceplerinde kendisini cep telefonu radyasyonundan

koruyacak bakır elyaf ile üretilmiş elbiseyi tercih etmektedir.

Türk insanı kültürel kodları itibarı ile aslında girişimci, yenilikçi ve dinamik bir

yapıya sahiptir. Tarihimizde Fatih Sultan Mehmet’in gemileri karadan yürütmesi,

Çanakkale’de Nusret mayın gemisinin beklenenin aksine mayınları boğaza paralel

döşemesi, Kurtuluş Savaşı’mızda 5. Süvari Kolordusu Komutanı General Fahrettin

35 M. Rauf Ateş, İnovasyon Hayat Kurtarır, Doğan Kitap Yayınları, İstanbul, 2007, s. 24.

12

Altay’ın Yunanlar tarafından geçilmez denen Ahır Dağını geçip düşmana taarruz etmesi 36,

2001 ekonomik kriz sonrasında yılgınlığa düşülmeyi ekonominin belli seviyeye getirilmesi,

2008 yılı Avrupa Şampiyonasında Türk Futbol Milli takımının maçın son dakikasına kadar

mücadele edip yeniden bir çıkış noktası bulması buna verilebilecek örneklerdendir.

1.3.2. Planlı ve Programlı Hareket Etme

Girişimci başarının tesadüf ile gelmediğini çok iyi bilir ve planlamaya önem verir.

Günümüzde başarılı olmak isteyen her insanın, her meslek grubunun kısa, orta ve uzun

vadeli hedeflerinin olması çok önemlidir. Çünkü bilindiği gibi hedefi olmayan gemi için,

esen rüzgarın yönünün ve şiddetinin önemi yoktur. İş hayatında her girişimci en az 3 plana

sahip olmalıdır. Bu planlar esas plan, yedek plan, acil plandır. Esas plan girişimcinin

normal şartlar altında hedefine ulaşacağı detayları, yedek plan önceden tahmin edilen

aksiliklerin ve problemlerin ortaya çıkması durumunda vakit kaybetmeden karar vereceği

detayları, acil plan ise girişimcinin iş hayatında varlığını devam ettirebilecek ve olağanüstü

durumlardan çıkış stratejisinin detaylarını içermelidir.37

Ülkemizde insanlar yaşadıkları çevrede rahatlıkla yarım kalmış bir konut inşaatı,

kamu veya özel sektör yatırımı görebilmektedirler. Bu başarısızlık yatırım yapılmadan önce

fizibilite, iş ve pazarlama planlarının olmaması, eksik veya yapılan bu planlara yeteri kadar

uyulmadan adımlar atılmasından kaynaklanmaktadır. ‘‘Kervan yolda doğrulur’’sözünde

olduğu gibi hareket eden kişi veya kuruluşların başarılı olup piyasada tutunmasının

günümüz koşullarında oldukça zor olduğu değerlendirilmektedir.38

Ayrıntılı bir iş planını hazırlaması girişimciyi, büyük maliyetlerden koruyup

hedeflerine ne ölçüde ulaştığını anlamasına katkı sağlayacaktır. İş planı yatırımın objektif

olarak değerlendirilmesine ve eleştirilmesine olanak vermelidir. Detaylı hazırlanmış bir iş

planı, kredi sağlayan kuruluşlar için bir dayanak oluşturabileceği gibi proje ile ilgilenen

diğer kişilerin projeye dahil olması için daha gönüllü davranmalarına katkı sağlayacağı

değerlendirilmektedir. Ayrıca hazırlanan iş planının kolay erişilebilir ve müşterilerin,

36 Turgut Özakman, Diriliş, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2008, s. 142. 37 Gürüz, a.g.e., s. 119. 38 Çevik, a.g.t., s. 55.

13

yatırımcıların, kredi kuruluşlarının görüşüne sunularak geri dönüşlerin dikkate alınması

projenin başarılı olması için yapılması gereken önemli diğer faaliyetlerdir.39

İş planının uygulanabilirlik ve gerçeklik açısından tarafsız üçüncü kişilerce veya

kurumlarca denetlenmesi ve incelemesi gayret, zaman ve maliyet tasarrufu sağlayacağı için

girişimciler eleştiri ve denetime gönüllü ve hazır olmalıdırlar.40 Örnek bir iş planı

değerlendirme tablosu Tablo 1.3’de verilmiştir.

Tablo 1.3. Değerlendirme Tablosu

Kaynak: Marangoz, 2012: 54.

1.3.3. Bağlılık, Kararlılık ve Azim

Günümüzde girişimciler azim ve kararlılık sıfatları ile beraber inat ve mücadele

duygusunu da taşımalıdırlar. Ancak sayılan bu özelliklerin yanında girişimciler başarılı

olabilmek için öncelikle erdemli ve sabırlı olmalıdırlar.

Bir girişimcinin başarılı olabilmesi için birçok engeli aşması gerekir. Engel ve

engelleri aşmanın yolu ise bağlılık, kararlılık ve azimden geçer. Girişimcinin bağlılığı,

kendi servetinin önemli bir kısmını girişime verme istekliliği, yaşam sitilinden özveride

bulunma ve yaşam standardını düşürme gibi birçok faktörle ölçülebilir. Bağlılığı ve

39 Güney, a.g.e., s. 99. 40 Marangoz, a.g.e., s. 148.

Puan Değerlendirme Kriteri Durum

91/100 İş planı istenilen tüm kriterleri taşıyor. A

71/90 Girişimcinin, dikkat çekilen konularda iş

planını revize etmesi gerekir. B

41/70 İş planı yetersiz, yeniden gözden geçirilip

hazırlanmalı. C

0/40 İş planı başarısız. D

14

kararlılığı yüksek olan girişimci problemleri çözmek ve engelleri aşmak için daha fazla

çaba göstermektedir.41

Başarılı olmak için çalışma azmine sahip olmak çok önemlidir. Girişimcilerin sahip

olduğu diğer özelliklerin azmin yerini alması mümkün görünmemektedir. Örneğin, beceri

alamaz, çünkü becerikli ama başarısız toplum içinde birçok insan vardır. Zeka alamaz,

çünkü ödüllendirilmemiş zeka bir atasözü olarak kalmaktadır. Eğitim alamaz, çünkü

Dünya’da yeterince eğitim almamış ancak başarılı girişimci örnekleri bulunmaktadır.

Azimli ve kararlılık sahibi girişimciler, baskı ve kriz altında bile problemleri çözebilecek

performans sergileyebilmektedirler. Çünkü onlar güç durumlar karşısında kararlıdırlar ve

başarısızlığı, kendi eksiklerini görebilmek için fırsat olarak değerlendirmektedirler. Bu

bakış açısı başarılı olmaları için temel nedendir. Başarı için gerekli kararlılığa sahip kişiler

ilk denemelerinde başarısız olsalar bile sonraki girişimlerinde başarıyı yakalama

ihtimallerinin çok yüksek olacağı değerlendirilmektedir.42

Dirençli ve kararlı olan girişimciler, yürüdükleri yolda çıkan engellere rağmen

ulaşmak istedikleri hedefe daima bağlı kalırlar. Yürünen yolun zorlu olması, yoğun

rekabetçi koşulların bulunması, yüzlerce rakip ile ekonomik savaş ve yalnızlık gerektirmesi

gazasından emin olan girişimci için çok önemli değildir. Başarılı olmaya azmetmiş

girişimci sabırla bu zorlu yolları yürüyüp risk altında başladığı işinde, doğru yolu bulana

kadar uykusuz geceler geçirmeyi kabul etmektedir.43

1.3.4. Risk Almak

Risk yapısı gereği henüz gerçekleşmemiş durumlar için geçerlidir, yani geleceğe

yönelik bir durumu ifade eder. Bilinçli girişimciler, toplumlar veya ülkeler her alanda

detaylı risk analizi yapmaktadırlar. Risk analizi yapılırken riskler genellikle, düşük (kabul

edilebilir), orta ve yüksek seviye olarak kategorize edilmektedir. Hayatın kendisi risk ile

adeta iç içedir, insanoğlu için risk doğum ile başlayıp ve ölüm ile son bulmaktadır. Gelecek

bilinemeyeceği için risklerin sıfırlanması teknik olarak mümkün değildir. Önemli olan riski

41 Çevik, a.g.t., s. 59. 42 Marangoz, a.g.e., s. 7. 43 Özkaşıkçı, a.g.e., s. 65.

15

minimize edip onu kabul edilebilir seviyeye çekmektir. Risk ile ilgili genel kabul gören bazı

tanımlar şöyledir;

Risk, zarar veya kayıp durumuna yol açabilecek bir olayın gerçekleşme olasılığı

olup bir şirketin amaçlarına ulaşmasını engelleyecek durumların sebep olabileceği

muhtemel kayıplardır. Ayrıca farklı bir bakış açısı ile riski belirli bir zaman içinde

belirlenen hedeflere ulaşamama veya zarara uğrama olasılığı olarak tanımlamakta

mümkündür.44

Risk ile belirsizlik aslında farklı kavramlardır. Knight’a göre risk, istenmeyen bir

durumun olması olasılığı iken belirsizlik, belirli bir hareketin birden fazla sonucunun

olması, bu farklı sonuçların meydana gelme olasılıklarının belli olmamasıdır. Van Praag’a

göre ise belirsizlik, riskten farklı olarak bir çeşit olasılığı belirtir ve bu olasılık

karşılaşılmamış bir durumu göstermektedir.45

Girişimci ile kumarbaz arasındaki fark girişimcinin kontrollü ve kabul edilebilir

riskleri üstlenmesidir. Girişimcinin mevcut risklerden ekonomik anlamda yara almadan

çıkması için çok iyi risk yönetimi yapması gerekmektedir.

Risk yönetimi mal ve hizmetin fikir olarak oluşmasından piyasaya sürülmesine

kadar ki tüm aşamaları içine alan süreçtir. Risk yönetiminin temel amacı karar vericiler için

riskleri belirlemek ve ölçülebilir hale getirmektir. İş hayatında başarılı olmak için risklerle

barışık olmak ve riskleri yönetebilmek gerekmektedir.46

Riskleri yönetebilmek için, riskleri tanımak, değerlendirmek, alınacak önlemler için

planlama yapmak, risk takip sistemi oluşturmak, yürütülen faaliyete ilişkin uyarı noktaları

belirlemek ve risk azaltıcı tedbirler almak önem kazanmaktadır.47

44 Ali Kamil Uzun, “Kurumsal Risk Yönetimi ve İç Denetim’’, Önce Kalite Dergisi, 2012, c. 3, S. 10, s.

25. 45 Veysel Bozkurt, “KOBİ Girişimcilerinde Risk ve Belirsizlik Algıları: Bursa Örneği’’, Ankara

Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dergisi, 2009, c. 5, S. 20, s. 55. 46 Melahat Öneren, “ İç Anadolu Bölgesindeki Genç Nüfusun Girişimcilik Eğilimleri Üzerine Bir

Araştırma”, Kırıkkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 2012, c.

7, S. 2, s. 9. 47 Sadettin Paksoy, “ Bölgesel Kalkınmada Girişimciliğin Desteklenmesi”, Kilis 7 Aralık Üniversitesi

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 2010, c. 5. S. 1. s. 98.

16

Girişimcilik, güven arayan her tür davranışında aşırı ihtiyatlı olan çekingen

insanların mesleği değildir. Cesaretin olmadığı yerde büyük başarı göstermek kolay

değildir. Çok klişeleşmiş bir söz olan “Deneyen kaybedebilir ama denemeyen zaten

kaybetmiştir” cümlesi girişimcilikte risk üstlenme olgusunun önemini çok iyi

anlatmaktadır.48

Girişimcilik için başarma ihtiyacının önemi genel olarak tartışma konusu değildir.

Tartışma konusu olan, bireyin başarma ihtiyacı ve risk alma eğilimi arasındaki dengenin

hangi seviyede olması gerektiğidir. Bu konuda McClelland girişimciyi, kendi kendine

güvenen, açık olarak hesaplanmış riskleri yüklenmekten hoşlanan, kendi çevresini aktif

olarak araştıran ve yaptığı bir şeyi daha iyi nasıl yapacağını somut ölçümlerle belirlemeye

çalışan kişi olarak tanımlamaktadır.49

Girişimci ruha sahip kişiler her riskin kendi içinde aynı zamanda fırsatlar

bulundurduğunu bilir ve bardağın her zaman dolu tarafına odaklanmaya çalışmaktadırlar.

1.3.5. Ortak Akılla Hareket Etme

Başarılı girişimciler her insanın farklı bir değer ve bakış açısına sahip olduğuna

inanırlar, onlar için şirketin, organizasyonun veya kurumun girişindeki nöbetçi, temizlik

görevlisi ile en tepe yönetici aynı değerdedir, çünkü ancak ortak emek ve sinerji sonunda en

iyiye ulaşılacağını iyi bilmektedirler.50

Ortak Akıl, konudan etkilenen ya da konuyu etkileyebilecek kişilerin bir araya

gelerek çözüm veya alternatif yollar bulmasıdır. Bir konuyu çok boyutlu bir bakış açısı ile

değerlendirmek, kollektif şuuru harekete geçirmek, ortak bir yaklaşımla konunun gelecek

vizyonunu tanımlamak, stratejiler ve eylem planları belirlemek amacıyla yapılır. Ortak Akıl

toplantısı yapılırken daha çok Beyin Fırtınası tekniği uygulanır. Burada dikkat edilmesi

gereken husus, tüm katılımcılar tarafından her insanın ve fikrin değerli olduğunun kabul

edilmesi gerektiğidir.

48 Tutar, a.g.e., s. 23. 49 Barbara Bird, Entrepreneurial Behavior, Foresman Company, İllinois, 1998, p. 144. 50 Barutçugil, a.g.e., s. 202.

17

1.3.6. Fırsatları Değerlendirme

Girişimciler, başkalarının kaçırdığı fırsatları yakalayan kişilerdir. Onlar bu fırsatları,

bilgi elde etme ve sentez yolu ile bulmaktadırlar. Çünkü bilgi, girişimcilerin düşük ve

yüksek riskleri tanımlamalarını, fırsatları görmelerini ve sınırlarını algılamalarına yardımcı

olmaktadır. Girişimciler, elde ettikleri bilgi sayesinde, fırsat yaratmak için yenilikçi ve

yaratıcı olabilmektedirler, bu sayede orjinal pazar fırsatları yakalayıp işi şansa

bırakmayarak bilinçli ve disipline edilmiş bir çaba göstermektedirler. Başarılı girişimciler,

kaynak, yapı ve stratejiden daha çok fırsat üzerine odaklanmayı seçmektedirler. Yaşamı

fırsat denizi olarak gören girişimciler, bu özellikleri ile fırsatları yakalamada ekonomi

dünyasındaki diğer oyunculardan ayrılmaktadırlar. 51

Girişimciler piyasaya sunmak istedikleri mal veya hizmetin hangi hedef kitleye

hitap ettiğini, söz konusu hedef kitlenin istek ve ihtiyaçlarını, onların arzularını iyi analiz

etmektedirler. Girişimcilerin öğrenme iştahları doyurulamaz olduğundan, her zaman

müşterilerini takip edip, onların değişen alışkanlıklarını yakından izlemeye gayret

göstermektedirler. Pazar ile beraber hareket edip, çoğu zaman pazara yön verip katma değer

yaratma ve ek fayda sağlama amacı olan girişimciler, müşteriyi sistemin merkezine

yerleştirip stratejilerini buna göre belirlemeye çalışmaktadırlar.52

Fırsatlarla ilgili önemli olan veriler sermaye ile başlamakta, ardından girişimcilik

yeteneği ve makro ekonomi çevrelerin etkisi ile devam etmektedir. Girişimcilik fırsatı,

yeterli sermaye sürecinin oluşturulması veya ödünç alınması ile kazanılmaktadır. Ödünç

verme işlemi ise girişimcilik yeteneğine sahip olup olmama durumuna göre değişken olup

bu sayede yetenek ve sermaye kaynaklarının ikame edilebilir kavramlar olduğunu

göstermektedir.53

1.3.7. Başarılı Olma İhtiyacı

Yüksek başarma ihtiyacı olan girişimcilerin, kendilerine güvenmeleri, hesaplanmış

riskler almaktan hoşlanmaları, çevrelerini aktif olarak araştırıp hangi yol ve yöntemlerle

51 Çevik, a.g.e., s. 56. 52 Özkaşıkçı, a.g.e., s. 66. 53 C. Mirgam Van Prag, Willigness and Opportunity To Start up As An Entrepreneur, MPG Boks Ltd.,

Netherlans, 2005, p. 39.

18

hareket edeceklerini bilimsel olarak belirlemeleri ortak özellikleri arasındadır. Çünkü başarı

yönlü girişimciler, mükemmele ulaşmak, kendilerinin belirlediği standartları aşmak,

mücadele edici amaçlar belirlemek ve bu amaçlara ulaşmak için güçlü bir arzu ile motive

olmaktadırlar. Başarı ihtiyacı yüksek olan girişimciler, yeteneklerini zorlayan işlerde daha

çok çalışıp, daha hızlı öğrenmeye gayret göstermektedirler. Girişimciler, para ve ünvan gibi

dışsal motivasyon faktörlerinin geçici olduğunu bildikleri için bu değerlere gereğinden fazla

önem vermemektedirler.54

1.3.8. Kendine Özgü Olmak

Başkasının yöntemlerini takip ederek onun önüne geçmek veya onunla rekabet

etmek mümkün değildir. Rekabet üstünlüğü elde etmenin yolu, özgün veya orjinal olmaktan

geçmektedir. Bu sayede insanın, öncü olup yenilik unsuru taşıyan projeler ortaya koyması

mümkün olabilmektedir. Girişimcilik her şeyden önce başkasının yaptığı işi aynen tekrar

etmek yerine, yeni bir iş fikrini hayata geçirmektir. Dolayısıyla başarılı girişimciler her

şeyden önce öncü rolünü üstlenen kişilerdir.55

1.4. Girişimcilik Türleri

Günümüzde girişimcilik kavramı çok geniş bir ekonomik alanı tanımlamak için

kullanılmaktadır. İnsanlar değişik nedenlerle girişimci oldukları gibi girişimciliğin de tek

bir türü yoktur. Birçok girişimcilik türü bulunmaktadır. Girişimcilik genel olarak uğraş

alanları ve faaliyet bölgeleri bakımından sınıflandırılmaktadır.56 Çalışmanın bu bölümünde

girişimcilik türleri başlıklar halinde incelenmiştir.

1.4.1. Fırsat Girişimciliği

Girişimciler, geleceğe ait öngörülerde bulunarak, kârlı olabilecek alanlara

yatırım yapan kişilerdir. Bu bağlamda girişimciler, doğabilecek fırsatları kollayıp kar elde

edebileceği konularda yatırımlar yapmaktadırlar. Fırsat girişimciliği temelde, pazardaki

54 Çevik, a.g.e., s. 59. 55 Tutar, a.g.e., s. 23. 56 Ertuğrul Belen-Taylan Demirkaya, Girişimciliğin Altın Kuralları, Optimist Yayınevi, İstanbul, 2015, s.

25-26.

19

mevcut fırsatları görerek ya da potansiyel fırsatları sezinleyerek, mevcut olan bir mal veya

hizmeti pazara sunmaktır. Bu fırsat, mevcut olan bir mal veya hizmetin pazara yeterince

sunulamaması, pazarda hiç olmaması veya mevcut işletmelerin istenilen kalitede hizmeti

pazara sunamamalarından kaynaklanabilmektedir.57

Girişimcilik bir bakıma fırsat oluşturma veya fırsatları görerek onları iş fikrine

dönüştürme faaliyetidir. Risk, söz konusu fırsatları iş fikrine dönüştürmenin maliyetidir.

Fırsatlar mevcut pazarın sunduğu imkanlardır. Bir de potansiyel pazar olanakları vardır ve

bu durum da girişimciye yeni fırsat sunmaktadırlar. Girişimci potansiyel fırsatları sezinleme

yeteneği ve sanatıdır. Bu nedenle girişimcinin vizyon yönetimi konusunda yetenekli olması

gerekmektedir.58

Girişimciliğin en önemli unsurlarından biri de fırsatları görebilmektir. Kriz

dönemlerinde piyasada veya ülkede herkes moral bozukluğu yaşarken girişimci yönü

gelişmiş insanlar mevcut durumu anlamaya ve fırsatları görmeye odaklamaktadırlar.

1.4.2. Yerel Girişimcilik

Girişimciler mal veya hizmeti, ya iç piyasaya, ya da dış piyasaya dönük olarak

üretmektedirler. İç piyasa hedeflenerek mal ve hizmet üretme şeklindeki girişimcilik yerel

girişimcilik olarak tanımlanmaktadır. Günümüzün rekabet ortamında iç piyasaya dönük

olarak yapılan yerel girişimcilik, yabancı girişimcilerin rekabetinden korunmak anlamına

gelmemektedir. Çünkü küreselleşmenin etkisiyle, Dünya’nın herhangi bir bölgesinde

üretilen bir ürün, kısa bir sürede Dünya’yı etkisi altına alıp, Dünya’nın herhangi bir

ülkesinde bir köye kadar ulaşılabilmektedir.59

Yerel girişimci olarak kendini değerlendiren her ekonomik büyüklük mutlaka

küresel olmayı hedeflemelidir. Aksi takdirde, büyük katma değerin oluşturulması veya

piyasada kalıcı olunması günümüzün rekabet ortamında mümkün görünmemektedir.

Çağımızın baş döndüren fırsatlarının olduğu ortamda, girişimciler küreselleşmenin

57 Bengü Yasa, “1923’den Günümüze Girişimcilik”, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Kocaeli, 2010, s. 15. 58 Emine Cansız , ‘‘Üniversite Öğrencileri Girişimcilik Özelliklerinin Belirlenmesi’’, (Yayımlanmamış

Yüksek Lisans Tezi), Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2007. s. 25. 59 Tutar, a.g.e., s. 121.

20

sağladığı tüm imkanlarından faydalanmalıdırlar. Ancak büyüme veya yeni yatırımların

başarıya ulaşması için öncesinde çok iyi planlama ve hesaplı risk alınması önemlidir.

1.4.3. Bölgesel Girişimcilik

Bölgesel girişimcilik, yerel girişimciliğe göre daha geniş ancak ulusal girişimciliğe

göre daha dar girişimcilik türüdür. Bölgesel girişimcilik, belli bir bölgeden talepleri

karşılamaya yönelik yapılan girişimcilik türü olup, bu tür girişimciliğin hedefinde belli bir

bölge vardır ve bu nedenle göreceli olarak talep çeşitliliği düşük seviyede kalmaktadır.

Bölgesel girişimcilik, belli bir tüketim alışkanlığı ve kültürüne hitap etmekte olup bu

tüketim alışkanlığı bölgesel düzeyde homojen bir özellik göstermektedir.60

Bölgesel kalkınma, sanayileşmenin belli bölgelerde toplanması sonucu oluşan

dengesizliği ortadan kaldırmak amacıyla, geri kalmış bölgelerin sanayileşmesini ve ülke

içinde eşit gelir dağılımının sağlanmasını ifade etmektedir. Çağımızda bir ülke bütün

bölgeleri ile sosyo-ekonomik olarak bütünleştiği nispette kalkınmış sayılmaktadır.

Türkiye’nin de bölgeleri arasında sosyo-ekonomik dengesizlikler bulunmakta olup bu

dengesizlikleri ortadan kaldırabilmek için bölgesel kalkınmaya önem verilip, kalkınmayı

sağlayacak projeler geliştirilerek uygulamaya konulmaya çalışılmaktadır. Ayrıca bu

bölgelerde girişimcilerin yatırım yapmaları teşvik edilmeye gayret gösterilmektedir. GAP-

GİDEM Türkiye’nin bu konuda uygulamakta olduğu önemli ve örnek bir projedir.61

1.4.4. Ulusal Girişimcilik

Girişimcinin üretmiş olduğu mal veya hizmet, ülkenin tüm bölgelerini kapsaması ve

girişimcilik etkinliği tüm ülkeye yayılmış olması durumda ise, buna ulusal girişimcilik

denir. Ulusal girişimcilik, bölgesel girişimcilikten daha geniş bir alana hitap ettiği için, ürün

ve hizmet yelpazesi göreceli olarak daha geniştir. Örneğin ülkemizdeki bazı giyim ve gıda

firmaları tüm ülkede faaliyette bulunmaktadır, yürütülen bu ekonomik faaliyet ulusal

girişimciliktir.62

60 Yasa, a.g.t., s. 35. 61 Paksoy, a.g.m., s. 113. 62 Cansız, a.g.t., s. 34.

21

Yerel ve bölgesel girişim hikayeleri ne kadar güçlü olursa şüphesiz ulusal seviyede

de girişimcilik de o kadar başarılı olmaktadır. Bu sayede ulusal kalkınma projeleri

içerisinde, girişimcilerde kendilerine düşen görevi yerine getirmiş olmaktadırlar.

1.4.5. Küresel Girişimcilik

Üretilen mal veya hizmetler için hedef kitlesi olarak tüm Dünya’nın seçilmesi

küresel girişimciliktir. Günümüzde işletmeler etkilerini küresel boyuta taşımış

durumdadırlar. Özellikle son yıllarda, uluslararası ekonomik anlaşmalar, gümrük birlikleri

ve yeni ekonomik blokların ortaya çıkması, girişimciliği küresel bir alana taşımış

durumdadır. Uluslararası girişimciler, güçlü finansal ve insan kaynaklarına sahip, iş yapma

yeteneği yüksek girişimcilerdir. Bu tür girişimciler söz konusu güçlerine dayanarak Dünya

ölçeğinde politika ve strateji geliştirebilmekte, farklı ülkelerde kendi lehlerine yasal

düzenlemeler dahi yaptırabilmektedirler.63

Girişimcilik ile ilgili tüm destek ve eğitimlerin nihai amacı girişimci adayını küresel

bir oyuncu haline getirmek olmalıdır. Çünkü kısıtlı kamu ve özel kaynaklar ile ekonomik

kalkınmanın gerçekleştirilmesinin en kestirme yolu girişimci sayısının ve niteliğinin

arttırılmasıdır. Örneğin whatsApp uygulamasının 2015 yılı rakamlarına göre piyasa değeri

19 milyar Dolar iken Türk Hava Yollarının piyasa değeri sadece 3.8 milyar Dolar’dır.64

1.4.6. Özel Girişimcilik

Özel şahıslar tarafından kurulan ve işletilen girişimcilik türü olup kuruluş ve işletme

sermayesi özel şahıslara ait olduğu gibi, girişimcilik kararları da özel şahıslar tarafından

verilmektedir. Üretim faktörlerinin mülkiyeti, özel şahıslara ait olmaktadır. Bu tür

girişimler, özel şahıslar tarafından kurulmuş olsalar da istedikleri alanda faaliyette

bulunamazlar, ancak kanunlarla düzenlenmiş sınırlar çerçevesinde, girişimcilik faaliyetinde

bulunmak durumundadırlar. Özel girişimciler, tek kişi olabileceği gibi, birden fazla kişi

tarafından da kurulup işletilebilmektedir. Ülkemizde yaygın olan özel girişimcilik şekli ise

aile işletmeciliğidir. Aile işletmeciliği yapan büyük şirketlerin, son dönemlerde şirket

63 Paksoy, a.g.m., s. 114. 64 http://www.teb.com.tr/yatirimyap/piyasa-degeri, (12.01.2015).

22

yönetimlerinde uzman kişileri istihdam etmekte oldukları görülmektedir. Çünkü şirketlerin

varlıklarını devam ettirip küresel olarak başarılı olabilmesi için, duygusallıktan uzak

kararların alınması gerektiği şirket kurucuları veya yönetimleri tarafından bilinmektedir.65

1.4.7. Kamu Girişimciliği

Ülkemizde devlet iktisadi alanda faaliyet gösterip beş yıllık kalkınma planlarında

hazırlanan programlar çerçevesinde yatırımları yönlendirmektedir. Her ne kadar devletin

ekonomideki ağırlığı liberal piyasa ekonomisi koşullarına uygun düşmese de, özel sektörün

yatırım yapmak istemediği veya tekel konumuna gelip halkın menfaatlerinin korunmadığı

alanlar bulunduğunda, devlet bu alanlarda faaliyet göstererek, girişimcilik faaliyetinde

bulunmaktadır.66

Kamu girişimciliğinin esas sebebi, özel sektörün yatırım yapmak istememesi veya

kamu yararıdır. Devletin iktisadi alanda aslında esas alması gereken roller eğitim, teşvik ve

düzenleme olmalıdır.

Girişimciliğin ekonomik kalkınma üzerinde olumlu etkisi olduğu konusunda

oldukça geniş bir uzlaşma söz konusudur. Birçok çalışma girişimciliğin ekonomik

gelişmeyi olumlu yönde etkilediğini göstermektedir. Bu nedenle gelişmiş ya da gelişmekte

olan birçok ülkede hükümetler girişimciliği destekleyen politikalar izlemektedirler. Ancak

verimli olmayan (kalkınmayı engelleyici) tipte girişimcilikte belirleyici olan hükümetlerin

izlediği politikalardır. Bu nedenle, kalkınmanın olumsuz olarak etkilenmesinden sorumlu

tutulması gereken girişimcilik ya da girişimcinin kendisi değil, girişimcileri verimli

olmayan aktivitelere yönelten hükümet politikalarıdır.67

1.4.8. Yenilikçi Girişimcilik

Yeni bir fikir, buluş veya mevcut olan mal ve hizmetin daha da geliştirilerek kar

elde edilecek şekilde piyasaya sunulma işidir. Yenilikçi girişimcilik, rutin olan her şeyden

uzaklaşmak için kesintisiz bir değişim ve farklılaşma girişimidir. Çağımızı en iyi

65 Yasa, a.g.t., s. 37. 66 Tutar, a.g.e., s. 39. 67 Murat Çokgezen, Türkiye’de Devlet, Girişimcilik ve Yerel Kalkınma, İTO Yayınları, İstanbul, 2010, s.

19.

23

tanımlayan iki kavram, hız ve değişimdir. Hızın ve değişimin kesintisiz biçimde sürdüğü bir

ortamda, yaratıcı girişim kaçınılmazdır. Ürün veya hizmetin kalitesini arttırmak için Ar-Ge

faaliyetlerine özel önem vermek gerekmektedir. Çünkü Ar-Ge faaliyetlerinde bulunmadan

yenilik yapmak mümkün gerçekçi görünmemektedir.68

Yaratıcı girişimcilik, pratikte olmayan bir şeyi ortaya çıkarma veya üretme sürecidir.

Yaratıcı girişimci aynı zamanda değer üreten kişidir. Yaratıcı girişimcilik ortaya konulan

yenilik, fark ve yeni oluşumları içerdiği için eşsiz ve özgün bir tavırdır. Yaratıcı

girişimcilik, yeni bir fikir veya buluş, ya da mevcut olan bir mal veya hizmetin dizayn,

fiyat, kalite gibi yönlerden iyileştirilip pazara sunulması anlamına da gelmektedir.69

Yaratıcılık, yeniliğin ortaya çıkması için gerekli fakat tek başına yeterli olmayan bir

koşuldur. Yenilik de değişim gibi hem bir süreç hem de bir sonuç olarak karşımıza

çıkmaktadır. Bir süreç olarak yenilik, farkında olma, değerlendirme, uyum sağlama,

dağıtma ve ilerleme evrelerini içeren süreklilik ve döngüsellik olarak tanımlanmaktadır.

Yenilik süreci, mevcut politikaların, prosedürlerin, ürün çizgisinin ve hizmetlerin yeniden

geliştirilmesi ve düzenlenmesini kapsamaktadır. Bu yüzden yenilik süreci zorunlu olarak

değişim boyutunu da içerdiğinden, yenilik aynı zamanda belirli kriterleri karşılayan bir

değişim olarak da algılanmakladır.70

1.4.9. Takipçi Girişimcilik

Takipçi girişimcilik, piyasadaki gelişmeleri izlemekle yetinen, bu gelişmelere göre

davranan, yenilik yapan girişimcilerin yolundan gitmeyi içeren girişimcilik türü olarak

tanımlanmaktadır. Takipçi girişimciler araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunmak

yerine, yeni ürün veya hizmet modellerini kıyaslama yoluyla taklit etmeyi tercih

etmektedirler. Bu nedenle hiçbir zaman yenilikçi firmalar ile rekabet etme olanakları

bulunmamaktadır. Fakat her yenilikçi girişimci zamanın ruhunu okuyamadığı veya

yenilikçi ruhunu kaybettiği zaman, takipçi girişimci olma riski ile karşı karşıya

68 Paksoy, a.g.m., s. 116. 69 Cansız, a.g.t., s. 38. 70 Deborah Brezeal, The Genesis of Entrepreneurship, Entrepreneurship Theory and Practice, Newyork

Vol. 23, 1993, p. 37.

24

bulunmaktadır. Ayrıca takipçi girişimciliğe sahip şirket veya kişilerin uzun vadede ciddi

başarılar sağlamasının mümkün olmadığı bilinmektedir. 71

1.4.10. Sanal Girişimcilik

Sanal Dünya, bilgi ve iletişim teknolojileri üzerine kurulu bir Dünya’dır.

Bilgisayarların sanal ortamında kurulu olan sanal girişimcilik, en hızlı gelişen girişimcilik

türüdür. Otomotivden gayrimenkule, eğitimden sağlığa birçok alanda sanal girişimcilik

faaliyetleri ülkemizde ve tüm Dünya’da her geçen gün etkinliğini arttırmaktadır. İnternet

üzerinde açılan siteler aracılığıyla, müşterilere mal ve hizmet sunma şeklindeki sanal

girişimciliğin ülkemizde gittigidiyor.com, hepsiburada.com, sahibinden.com gibi başarılı

örnekleri bulunmaktadır.72

Sanal girişimciliğin, girişimci adaylarına sağladığı en önemli avantajlarından biri de

çok küçük sermayelerle yatırım yapılmasına imkan vermesidir. Yenilikçi fikrine güvenen

herkes sanal ortam sayesinde yatırım için gerekli finansal desteği, yurt içinden veya yurt

dışından bulabilmektedir.

71 Tutar, a.g.e., s. 44. 72 Paksoy, a.g.m., s. 118.

25

İKİNCİ BÖLÜM

TÜRKİYE’DE GİRİŞİMCİLİK VE GELİŞİM AŞAMALARI

2.1. Türkiye’de Girişimciliğin Gelişim Aşamaları

Türk milletinin, Dünya’nın en büyük rekabet alanlarından biri olan Anadolu

topraklarını asırlardır elinde tutup yurt edinebilmesinin en büyük sebebi, Türk insanının

teşkilatçı yapısı ve ne olursa olsun devlet ve otorite kültürüne sahip olmasıdır. Osmanlı

döneminde askeri ve siyasi alandaki büyük başarılar ne yazık ki ekonomi ve bilim alanında

sağlanamamıştır. Bunun en büyük sebebi Türk insanının psikolojik ve kültürel alt yapısıdır.

Türk insanı, tarih boyunca en büyük şeref ve onuru cephede düşmana karşı cenk edip

milleti düşmanlara karşı korumak olarak görmüş ve askere gitmemeyi genel olarak, ancak

zayıf insanlara özgü bir durum gibi algılamıştır.73

Aileler çocuklarını bebeklik dönemlerinden itibaren aslında asker ruhu ile

yetiştirmişlerdir. Sayılan kültürel durumlardan dolayı Osmanlı döneminden itibaren

kurulmuş ve geçmişi 200 yıl olan Dünya ile rekabet edebilecek Türk markası, şirketi ne

yazık ki bulunmamaktadır. Aksine Anadolu topraklarında asli Türk unsurlar askeri alanda

istihdam edilirken, devlet içindeki azınlıklar ise bilinçli veya bilinçsiz olarak ticaret ve

ekonomik alanlara yönlendirilmişlerdir. Yapılan bu hatanın sıkıntıları özellikle

Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik alanda hissedilmiştir.74

Askeri alandaki başarılar özellikle ekonomik alanındaki başarılar ile desteklenirse

kalıcı olabilmektedirler. Bu yüzden Anadolu topraklarında girişimciliğe ve bunun

sonucunda şirketleşmeye, kurumsallaşmaya önem verilmelidir. Kalkınma, sadece kamu eli

ile değil karma ekonomik model benimsenerek özel şirketler ve kamu gücü bir araya

getirilerek gerçekleştirilmelidir. Kadim Anadolu ve Mezopotamya toprakları tarihi veriler

incelendiğinde, aslında girişimci ve yenilikçi ruha sahip insanlara asırlarca ev sahipliği

yaptığı görülmektedir. Lidyalılar tarafından ilk paranın icadı, ilk yazılı anlaşma Kadeş’in

yapılması, tekerleğin yük taşımacılığında kullanılması buna en güzel örneklerdendir.75

73 Taha Akyol, Mezhep ve Devlet, Doğan Yayıncılık, İstanbul, 2007, s. 77. 74 Tutar, a.g.e., s. 10. 75 Marangoz, a.g.e., s. 22.

26

Ancak bu sayılan tarihsel avantajlara rağmen sahip olunan genç nüfus, çağın

gerektiği şekilde eğitim alıp Dünya ile rekabet edecek hale gelmediği takdirde, sadece

girişimci ve yenilikçi ruha sahip olmak ekonomik alanda başarılı olmak için yeterli

olmayacağı anlaşılmaktadır. Örneğin Uluslararası Girişimcilik Endeksi’ne göre, 10 yetişkin

insan içinde şirket kuran kişi oranına bakıldığında Türkiye 29 ülkenin gerisinde olduğu

görülmektedir. Türkiye’de her 100 yetişkin içinde şirket kuran sayısı 4.6 olmasına karşın bu

sayı ABD’de 11.7, Güney Kore’de 15, Meksika’da 18.7’dir. Türkiye’nin yeterli kamu

kaynaklarına sahip olmaması, girişimcilere verilen kredi miktarını etkilemekte ve

Türkiye’de ki girişimci potansiyelinin tam olarak ortaya çıkmasına engel olmaktadır.76

Tarihsel olarak Anadolu toprakları girişimcilik açısından incelenmek istendiğinde,

bu süreci Osmanlı öncesi dönem, Osmanlı dönemi, 1923-1950 arasındaki tek partili dönem,

1950-1980 dönemi, 1980’den günümüze kadar olan dönem olmak üzere toplam altı döneme

ayırmak mümkündür.

2.1.1. Osmanlı Öncesi Dönemde Girişimcilik

Bu dönemde Anadolu topraklarındaki ekonomi Orta Asya toplumlarından beslenmiş

ve yükselişini Selçuklu Devleti ile sürdürmüştür. Geliştirilen üretim biçimleri,

sistemleştirilen ekonomik ilişkiler, çağına göre ileri düzeyde örgütlenmiş ve uzmanlaşmış

ekonomik yapı Osmanlı İmparatorluğu’na kadar ulaşmıştır. Selçuklu’da sanayi ve ticaret

hayatı ahilik ilkelerine dayalı olan esnaf birlikleri tarafından teşkilatlandırılmıştır. Ahi

kelimesinin kökeni Arapça’dır ve “kardeşim” anlamına gelmektedir. 1200’lerde Moğol

işgalinden Anadolu’ya kaçan esnaf ve sanatkârlar, yeni adım attıkları ülkede tutunabilmek

için birbirlerine kenetlenmiş ve sahip oldukları dayanışma, mesleki eğitim gibi değerleri

Anadolu’ya taşımışlardır.77

Ahilik teşkilatı sürdürülmekte olan her mesleğin içinde en dürüst ve saygıdeğer

olanlarından yaşça büyük olanın mesleğin öncüsü ve lideri olarak seçildiği bir teşkilattır. Bu

teşkilat Türklere özgü bir yapılanma olarak ortaya çıkmış, tüketicilerin korunması dahil

76 Sinan Afra, Dijital Pazarın Odak Noktası E-Ticaret, TÜSİAD Yayınları, İstanbul, 2016, s. 8-9. 77 Ahmet Tabakoğlu, Türk İktisat Tarihi, Dergah Yayınları, İstanbul, 2003, s. 108.

27

Türklerin Anadolu’da kök salması ve tutunmasında önemli bir rol oynamıştır.78 Fakat daha

sonraki dönemlerde Ahilik teşkilatına dayalı Türk girişimciliği, Sanayi Devrimi ve

sonrasında hızla artış gösteren kitle üretimi ve sosyo-ekonomik gelişmelere ayak

uydurmakta güçlük çektiği görülmüştür.79

Girişimcilik Osmanlı öncesi dönemde Anadolu topraklarında hak ettiği değeri

görememiştir. Bunun iki büyük sebebi olduğu değerlendirilmektedir. Birincisi kutsal İslam

dininin prensiplerinden biri olan “Bir lokma bir hırka” düşüncesinin yanlış

yorumlanmasıdır. Çünkü bu prensibin yanlış yorumlanması ile sermaye birikiminin

zorlaştığı ve Müslüman olmayan unsurların daha avantajlı konuma eriştiği görülmüştür.

İkincisi ise sosyolojik olarak Türklerin girişimcilik ve tüccarlığı savaşacak gücü olmayan

insanların ilgileneceği bir alan olarak görmesi ve girişimciliğin toplumdan yeteri kadar

teşvik görmemiş olmasıdır.

2.1.2. Osmanlı Döneminde Girişimcilik

Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomik yapısını belirleyen birçok kurumun kökeni

Selçuklulara dayanmaktadır.80 Anadolu’da Selçuklu döneminden beri sanayi ve iç ticaret

kesimleri fütüvvet ve ahilik ilkelerine dayalı esnaf birlikleri tarafından teşkilatlanmıştır.

Fütüvvet, önceleri sadece cömertlik, misafirperverlik ve kahramanlık boyutlarına sahip

iken, zamanla islami ve tasavvufi derinlikler kazanmıştır. Türklerin Müslüman olmasından

sonra da ahi teşekküllerinin kurulmasında manevi ve fikri tabanı oluşturmuş, Türklere özgü

vasıflar kazanarak bu teşekküllerde yaşamıştır.81

Osmanlı İmparatorluğu zamanında Müslüman Türklerin ticari hayattan uzak

oldukları bilinmektedir. Bu problemin değişik nedenleri olmakla beraber, İmparatorluğun

Sanayi Devriminden sonra Avrupa’ya yanaşma arzusu ile esnaf, tüccar ve sanayici gibi

üretken sınıflara toplum içinde fazla itibar edilmediği için, Türklerin çoğunlukla çiftçiliği,

78 Hakan Candan, “Osmanlı’dan Günümüze Girişimcilik Serüvenine Dair Bir Değerlendirme”,

Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü Dergisi, 2013, c. 2, S. 10, s. 161. 79 Adnan Çelik, Girişimcilik Kültürü ve Kobiler, Nobel Yayınları, Ankara, 1998, s. 26. 80 Tevfik Çavdar, Türkiye Ekonomisinin Tarihi 1900-1960, İmge Kitabevi, Ankara, 2003, s. 39. 81 Tabakoğlu, a.g.e., s. 109.

28

devlet memurluğunu veya askerlik mesleğini seçmesi başlıca sebepler olarak karşımıza

çıkmaktadır.82

O dönemde imparatorluktaki geleneksel sanayi, modern Avrupa sanayisi ile rekabet

edebilecek düzeyde değildi. Kapitülasyonların getirdiği değişikliklerden dolayı, yabancılar

ticari faaliyetler üzerinde idari ve hukuksal kontrollerini yapma hakkına sahipti. Avrupa

elçilerinin kendi vatandaşlarına sağladıkları koruma değişik ulusal kimlikli değişik ticari

grupların oluşmasına neden olmuştur. Bu gruplar daha sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun

son dönemlerinde Avrupa ile ekonomik ilişkilerinde önemli rol oynayan Levanten

topluluğunu oluşturmuştur.83

Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, ekonomik girişimciler, Sanayi

Devriminden sonra batıyla daha sıkı ilişkide olan ve bilgi alışverişinde bulunan Yahudi,

Rum, İtalyan asıllı Türk vatandaşları idi. Bunlar genelde bankerler, ithalatçılar ve

tüccarlardır. İmparatorluk Döneminde bir başka girişimci tipi, askeri amaçlarla yapılan

işlerdir. Bu işlerin yabancı uzmanlar eli ile yürütülmüş olması, Osmanlı Paşa ailelerinden

gelip, bugün sanayici olarak adları sayılabilecek insanların sayısının hemen hemen yok

denecek kadar az olmasına neden olduğu görülmektedir.84

Bu süreci takiben Osmanlı Devleti sanayileşmenin gereğini 19. yüzyıl başlarında

fark etmiş, 1908 yılında İkinci Meşrutiyet ilanının ülke genelinde sağladığı özgürlük alanı

ile birlikte hem ticaret hem sanayi sektöründe canlanma yaşanmıştır. 1908-1918 döneminde

kurulan şirket sayısı 23685 iken, sadece 1914-1918 yılları arasında toplam 123 şirket

kurulmuştur. Şirketlerin toplam sermayesi içindeki milli payı 1908 yılında %3 iken, 1918

yılında %38’e çıkmıştır.86

Osmanlı Devletinde 1849-1910 yılları arasında kurulan şirketleri inceleyen bir

çalışmada yabancı şirketlerin büyük bir bölümünün ulaştırmadan, şehir suyu üretiminin eve

82 Elif Sinanoğlu Koç, ‘‘Kadın Girişimciler Kavramı ve Serbest Meslek Mensubu Kadın Girişimcilere

İlişkin Konya İlinde Uygulamalı Bir Araştırma’’, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya, 2005, s. 24. 83 Akpınar, a.g.e., s. 20. 84 Semra Arıkan, Girişimcilik, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2002, s. 13. 85 Birol Çetin-Osman Çevil, Cumhuriyet Dönemi Şirketleşme Tarihi, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2005, s.

14. 86 Suat Oktar-Arzu Varlı, ‘‘İttihat ve Terakki Dönemi’nin Ulusal Bankası: Osmanlı İtibar-ı Milli

Bankası’’, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2009, c. 12, S. 2, s. 5.

29

dağıtımına kadar kentsel kamu hizmetini ürettiği ve İstanbul, İzmir, Selanik ve Beyrut gibi

yabancı sermaye ile yakın ilişkinin kurulu olduğu Osmanlı kentlerinde bulunduğu tespit

edilmiştir. Kurulmuş şirketler arasında önemli boyutlarda sanayi ile uğraşan şirketlere

rastlanılmamıştır. Şirketlerin büyük bir bölümü üretimde bulunmaktan çok dış talebi

hızlandıran bir role sahip olduğu anlaşılmaktadır.87

Sanayiyi güçlendirmek için 1913 yılında ‘‘Teşvik-i Sanayi Kanunu’’ çıkarılmıştır.

Bu kanun kapsamında sanayicilere, arazi verme, vergi muafiyeti tanıma, taşıma indirimleri

uygulama, üretim primi verme ve üretimin devletçe satın alınması gibi teşvikler

sağlanmıştır. Kanunun çıkarılmasının amacı vatandaşın elinde sermaye birikmesini

sağlayarak sanayileşmeyi hızlandırmaktır.88

Ancak ne yazık ki devlet yönetiminde yapılan büyük hatalar, toplumun eğitimsiz

oluşu, aralıksız süren siyasi istikrarsızlıklar, iç isyanlar, dışarıda Osmanlı’nın bölünmesi

için süper güçlerin ittifak etmesi, uzun süren savaşlar ve özelliklede 1. Dünya Savaşı ile

eldeki bütün milli güç unsurlarının adeta tükenme noktasına gelmesi gibi sebepler istenen

sanayi atılımının gerçekleşmesine engel olduğu görülmektedir. Yine bu dönemde devletin

kurtuluşu için doğru hamleler yapılmış olsa da bu çabaların çoğunun geç ve yetersiz

oldukları anlaşılmaktadır.89

Trakya bölgesindeki 264 işletmeden 22’si devlete ait olup devlet işletmelerinin

üretim içindeki payının ancak %2 olduğu görülmektedir. Bu rakamlara göre Osmanlı

sanayisinde devletin sahip olduğu payın etkisiz ve önemsiz olduğu anlaşılmaktadır. Bu

dönemde imalat etkinliklerinde bulunan işletmelerin sahipleri genellikle gerçek anlamda

şirketler değil, daha çok özel kişiler olduğu bilinmektedir.90 1915 sayımına göre Osmanlı

sanayisinde Türkler %15 oranında yer tutarken, Rumlar sırasıyla %50 ve %60, Ermeniler

%20 ve %18 ve Yahudiler de %95 ve %10 oranında bir paya sahip olduğu görülmektedir.91

87 Ali Yasin Kalabak, “Osmanlı’nın Son Döneminin Sosyo Ekonomik Buhranları ve Mali Emperyalizm”,

Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 2014, c.

7, S. 27, s. 311-312. 88 Saliha Emre, “Girişimcilik Kültürü Boyutlarının Malatya Uygulaması’’, İnönü Üniversitesi, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Malatya, 2007, s. 105. 89 Tutar, a.g.e., s. 11. 90 Kongar, a.g.e., s. 346. 91 Rıdvan Karluk, Cumhuriyet’in İlanından Günümüze Türkiye’nin Ekonomisi’nde Yapısal Dönüşüm,

Beta Basım Yayım, İstanbul, 2004, s. 208.

30

Osmanlı döneminde girişimciliğin gelmiş olduğu seviyenin değerlendirilebilmesi

için 1915 yılı verilerine göre Osmanlı İmparatorluğu’nun sahip olduğu sanayi gücü Tablo

2.1’de verilmiştir.92

Tablo 2.1. Osmanlı Sanayisinin Genel Durumu

Kaynak: Kongar, 1978: 254.

1921 yılında Ankara Hükümeti’nin denetimi altında olmayan ve ülke sanayisinin

önemli bir bölümünün yoğunlaşmış olduğu İstanbul, İzmir, Bursa ve Adana illeri dışında

bir bölgede sanayi sayımında bulunulmuştur. Bu sayıma göre sanayi kesiminde istihdam

edilen toplam 76.216 kişinin %46.34’ünü kapsayan 35.316 kişinin dokuma üretiminde

istihdam edildiği anlaşılmıştır. Başta İstanbul olmak üzere ülkenin batısındaki bir kaç kentte

yoğunlaşan sınırlı sayıdaki sanayi işletmesi dışında 1921 sanayi sayımına konu olan ve

ortalama 2-3 kişinin istihdam edildiği anlaşılan otuz binin üzerindeki küçük işletmenin

92 Emre Kongar, İmparatorluktan Günümüze Türkiye’nin Toplumsal Yapısı, Cem Yayınevi, İstanbul,

1978, s. 254.

Sanayi Dalı Kuruluş Sayısı Çalışan Kişi Sayısı

Gıda Sanayi 239 81.000

Toprak Sanayi 32 10.000

Debagat 21 20.000

Tahta Sanayi 29 10.000

Tekstil Sanayi 131 92.000

Matbaacılık, Kırtasiye 61 15.000

Kimya Sanayi 18 20.000

Madeni Eşya Sanayi 34 15.000

Deniz Tezgahları,

Demiryolu Atölyeleri 17 68.000

Suriye’de En az 10 Kişi

Çalıştıran Kuruluşlar. 250 90.000

Toplam 832 421.000

31

sanayi işletmesi niteliğine sahip olmadığı, bunların daha çok evlerde üretim yapan küçük

aile işletmeleri olduğu anlaşılmaktadır.93

Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleri siyasi alanda olduğu gibi ekonomik

alanda da çözüm arayışları içerisinde geçmiştir. Bu dönemlerde Osmanlı kendi devlet yapısı

ve inancına bağlı olan uygulamaları devam ettirerek, modernleşme çabası içine girmiştir.

Ancak bu yaklaşım tarzı sonu olmayan bir belirsizlik sürecine dönüşmüştür. Bu nedenle

devlet ile piyasa arasındaki ilişki belirsizlik ve güvensizlik içerisinde, İmparatorluğun son

dönemlerine kadar devam etmiştir.94

2.1.3. 1923-1950 Arasındaki Tek Partili Dönemde Girişimcilik

Mustafa Kemal Paşa 1923 yılında dört bir tarafı işgal edilmiş İmparatorluktan yeni

ve bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurmuştur. Devlet kurulurken o dönemin en

büyük işgal orduları dize getirilmiş ve tüm esir, mazlum milletlere örnek olunmuştur. 1.

Dünya Savaşı ile birlikte başta eğitimli nüfusu, ekonomik kaynakları olmak üzere Anadolu

adeta her şeyi ile tükenme noktasına gelmiştir. Atatürk askeri başarıların ancak ekonomik

başarılar ile desteklendiğinde anlamı olacağını bildiği için süratle ülkeyi ekonomik olarak

ayağa kaldıracak olan Milli İktisat Kongrelerini düzenlemiştir.95

Bu maksatla daha Cumhuriyet ilan edilmeden, 17 Şubat 1923’te bağımsız

ekonomiye geçiş için alınacak iktisadi tedbirleri görüşmek ve tartışmak üzere Türkiye

İktisat Kongresi toplanmıştır.96 Bu kongre İktisat Vekaleti’nin tertip ve daveti üzerine

yapılmış olup Türkiye’deki ekonomi ile ilgili bütün grup ve kişiler burada bir araya

getirilmiştir. Bu kongreye toplam 1135 kişilik bir grup katılmış olup grubu daha çok tarım,

işçi ve tüccarların oluşturduğu görülmektedir.97

İktisat Kongresi başlıca iki amacı gerçekleştirmek için toplanmıştır. Birinci amaç

tüccar, çiftçi, sanayici ve işçi kesimlerinin kendilerine özgü sorun ve isteklerini bir bütünlük

içinde belirlemesi ve bu isteklerin siyasal yönetim tarafından bilinmesinin sağlaması olup,

93 Kalabak, a.g.m., s. 315-316. 94 Karluk, a.g.e., s. 56-57. 95 Kongar, a.g.e., s. 157. 96 Erdinç Tokgöz, Türkiye’nin İktisadi Gelişme Tarihi, İmaj Yayınevi, Ankara, 2004, s. 43. 97 Afet İnan, Devletçilik İlkesi ve Türkiye Cumhuriyetinin Birinci Sanayi Planı 1933, Türk Tarih

Kurumu Basımevi, Ankara, 1972, s. 9.

32

ikinci amaç ise yabancı sermaye çevrelerine ekonominin gelecekte alacağı biçimi ya da

niteliği açıklamak olmuştur. Bir başka açıdan bakıldığında ise kongre ile Cumhuriyetin

müstakbel yönetici kadrosunun iç ve dış sermaye kesimlerine güvence vermek istediği

anlaşılmaktadır.98

Bu dönemde Kırım’dan, Makedonya’dan, Arap ülkelerinden ve Asya’nın diğer

yörelerinden gelen göçmen Türkler, edindikleri üretim kültürünü Türkiye’ye taşımışlardır.

Örneğin tarım makinelerinin üretiminde, Tatar asıllı Türklerin, Kırım yöresinden

getirdikleri pulluk ve orak makinelerinin payı büyük olmuştur.99

Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında ülke içerisinde ciddi bir sermaye eksikliği

olduğu için kalkınma daha çok devlet eli ile gerçekleştirilmiştir. Bu döneme Türk üretim ve

sanayisi için emekleme dönemi de denebilir. Yine bu dönemde özellikle okumuş eğitimli

nüfus sıkıntısı olduğu için ilk girişimciler devlette çalışan bürokratlar olmuştur.100

Atatürk Türk girişimcilerin kaynak ihtiyacını sağlamak için zamanın şartlarına göre

150.000 TL gibi küçük bir bütçe ile ilk Mili bankamız olan İş Bankasını Celal Bayar’ı

başına getirterek 1924’te faaliyete geçmesini sağlamıştır. Ardından 1925 yılında Sanayi ve

Maadin Bankasının kurulmasıyla sanayiyi destekleyici kredi sağlanması amaçlanmıştır.

Çiftçi kesiminin de isteklerine uyularak devlet bütçesine yaklaşık %30 gelir sağlayan Aşar

Vergisi yürürlükten kaldırılmıştır.101

Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk sanayileşmede mümkün olduğu kadar özel

sektöründe rol almasını istiyordu bu maksatla 5 Nisan 1925’de, çıkarılan 601 sayılı yasa ile

şeker sanayisine yatırım yapacak özel girişimcilere önemli ayrıcalıklar sağlanmıştır.102

Ekonomide sanayide yabancı tekelinin kırılması için 1927 yılında Teşvik-i Sanayi

Kanunu çıkarılmış ve yerli yatırımcıların cesaretlendirilmesi amaçlanmıştır. Çıkarılan bu

yasa ile hükümet sanayi kuruluşlar için gerekli arsayı belli koşullar altında parasız verecek,

vergi ayrıcalıkları sağlayacak, sınai kuruluşlar için gerekli makine-teçhizat gümrük

98 Yakup Kepenek-Nurhan Yentürk, Türkiye Ekonomisi, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2001, s. 33. 99 Feruzahon Abdullaeva‘‘Öğrencilerin Girişimcilik Özellikleri ve İş Değerleri’’, Sakarya Üniversitesi,

Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Sakarya, 2007, s. 79. 100 Yaşar Baytal, ‘‘Demokrat Parti Dönemi Ekonomi Politikaları (1950-1957)’’, Ankara Üniversitesi Türk

İnkilap Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 2007, S.40. s. 547. 101 Kongar, a.g.e, s. 158-159. 102 Karluk, a.g.e., s. 209.

33

vergisinden muaf olacak, sanayicilerin kullandıkları temel maddeler, ara malları ve mamül

ürünler demiryollarında ucuz tarife ile taşınacak, kamu tekelindeki mallar bu kuruluşlara

ucuza satılacak, hükümet ve kamu kuruluşları, bazı koşullarda, yerli sanayi ürünlerini

ithalattan %10 daha pahalı da olsalar tercihen satın alacaklardı. Yasa, bu sayılanların

dışında daha birçok teşvik önlemlerine yer vermekte olup bu dönem için oldukça iyi şartları

taşıyan iyi bir teşvik programı olduğu görülmektedir103

Özel sektöre verilen bu teşvikler Anadolu’da istenen sıçramayı

gerçekleştirememiştir. Bunun birçok sebebi olmakla beraber en önemli nedenleri savaş

sonrasında devletin ve müteşebbislerin ekonomik olarak tükenme seviyesine gelmesi,

nüfusun eğitimsiz olması, altyapı eksiklikleri ve iç siyasi karışıklar olmasıdır. Yine bu

dönemde 1929 yılında ABD’de ekonomik kriz çıkmış ve bütün Dünya ile birlikte Türkiye

ekonomisini de olumsuz etkilenmiştir.104

1927 Sanayi Sayımı, 1923-1930 döneminin ekonomik yapısını ortaya koymuştur.

Sayım kapsamına 65.000 dolayında işletme girmiştir. Bunların çeşitli sanayi kollarına göre

dağılımı ise şöyledir;

%43.59’u Tarım Sanayi

%23.83’ü Dokuma Sanayi

%22.61’i Madencilik, maden işletme vb. sanayilerdir.

Sanayide (1927 sayımı) 256.855 kişi çalışmaktadır. İşletmelerin %35.74’ü tek

kişilik, %35.76’sı da 2-3 kişiliktir. 5 kişiden daha fazla çalıştıran işletmelerin oranı ise

%0.23’tür.105

Bu dönemde ekonomide temel yaklaşım, özel kesimi yaratmak ve korumak olduğu

için, devletçiliği de kapsayan bir biçimde, bütün ekonomik etkinlikler, temelde özel

girişimcileri desteklemeye yönelmiştir. Devletçiliğin ardında yatan amaç ise, içinde özel

kesimin egemen rol oynayacağı bir ekonominin gelişmesini sağlamak olmuştur.106

103 Korkut Boratav, 75 Yılda Çarklardan Chip’lere, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, 1999, s. 2. 104 Çavdar, a.g.e., s. 160. 105 Çavdar, a.g.e., s. 180. 106 Kongar, a.g.e., s. 261.

34

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarındaki iktisadi ortam ve hakim iktisadi

düşünce, yetkilileri ciddi ölçüde etkilemiş görünmektedir. Büyük Buhran yıllarında özel

sektöre güven zayıflamış, Dünya devletleri daha temkinli adımlar atma yoluna gitmişlerdir.

Bu dönemde Keynes’in müdahalecilik anlayışı etkili olmuş ve iktisat politikalarında

devletlerin üstünlüğü hissedilmiştir. Türkiye içinde de sermaye yoksunluğu ve girişimci

sınıf eksikliği, devletin ekonomik hayat içindeki etkinliğinin artmasına sebep olmuştur.

1930 sonrası Türkiye’yi yöneten kişiler, devlet eliyle ekonominin kalkınacağını öngörmüş,

hatta o yıllarda kapitalist Dünya sisteminin gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler arasındaki

işbirliğini nasıl yönlendirdiğini de keşfederek, buhranın az gelişmiş ülkeler için bir

sanayileşme fırsatı olduğunu düşünmüşlerdir.107

Bu dönem içerisinde devlet özel sektörü oluşturup, onun eli ile kalkınmaya önem

vermek istemiştir. Ancak şartlar yapılan yatırımların çoğunun devlet eli ile yapılmasını

zorunlu kılmıştır.

Sümerbank, Etibank gibi devlet kuruluşları bu dönemde doğmuş başarılı

girişimlerdir. Bu kuruluşlarda yönetici, mühendis ve sanayinin gerektirdiği nitelikli

elemanlar yetiştirilmiştir.108 Sanayi ve Maadin Bankası 1925 yılında kurulmuş olup bu

banka 7 yıl içerisinde Hereke, Feshane, Bakırköy Mensucat, Beykoz Deri ve Kundura,

Uşak Şeker ve Tosya Çeltik Fabrikalarını kurmuş veya kontrolü altına almıştır. Ayrıca

Bünyan ve Isparta İplik, Maraş Çeltik, Malatya ve Aksaray Elektrik, Kütahya Çini

fabrikalarına da ortak olmuştur. Sümerbank 1939’a kadar 17 yeni fabrika kurmuş ve farklı

ekonomik alanlarda ortaklıklar kurmayı başarmıştır. Etibank ise 1935 yılında kurulmuş olup

madencilik alanına yatırımlar yaparak yurt genelinde modern maden işletmelerinin faaliyet

göstermesine katkı sağlamıştır.109

1933 yılında hazırlanan ve 17 Nisan 1934’de kabul edilerek uygulamaya başlanan

1’inci Beş Yıllık Sanayi Planı ile devlet iktisadi hayata doğrudan girerek devlet

işletmeciliğine başlamış ve ülke genelinde planlı sanayileşmeye geçilmiştir.110

107 Yasa, a.g.t., s. 140. 108 Koç, a.g.t., s. 28. 109 Metin Aydoğan, Türkiye Üzerine Notlar 1923-2005, Umay Yayınları, İzmir, 2005, s. 87. 110 Ali Coşkun, ‘‘Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Türkiye Ekonomisi”, Atatürkçü Düşünce Dergisi, 2003, S.

4, s. 76.

35

Tablo 2.2’de görüldüğü üzere, sanayi planı çok hızlı bir tempoda uygulanmaya

koyulmuş, iki yıl içinde 10’dan fazla büyük fabrikanın temelleri atılmış, bu fabrikalara

nitelikli eleman yetiştirilmiş ve fabrikalar temel atıldıktan iki, üç yıl gibi kısa süreler içinde

üretime başlamışlardır.111

Tablo 2.2. Cumhuriyetin İlk Yıllarında Üretim Yapan Kuruluşlar

Kaynak: Yenal, 2003: 71.

Öngörülen amaçların bütünüyle gerçekleştirilememesine karşın, Beş Yıllık Sanayi

Planı döneminde, yabancı işletmelerin ulusallaştırılması işlemi başlamış ve devam etmiştir.

1938 ile 1944 arasında bedelleri ödenerek, yirmi kadar yabancı işletme millileştirilip, Beş

Yıllık Sanayi Planı’nın özel kesime dayalı ve gelişen ulusal ekonomiye sahip olma hedefi

için önemli adımlar atılmıştır.112

1938’de İktisadi Devlet Teşekkülleri Kanunu ile sanayide ilk kurumlaşma hedefleri

gerçekleştirilmiş ve ülkemizin kendi sermaye birikimini yaparak bu sermayeyi büyütebilen

bir ekonomi haline gelmesi sağlanmıştır.113

İkinci Beş Yıllık Sanayileşme Planı 1940 yılında uygulamaya konulmak üzere

hazırlanmıştır. Plan, korumacı nitelikte bir dış ticaret politikası ile birlikte, daha ara ve

111 Oktay Yenal, Cumhuriyet’in İktisat Tarihi, Homer Yayınevi, İstanbul, 2003, s. 70-71. 112 Kongar, a.g.e., s. 353. 113 Bilsay Kuruç, Mustafa Kemal Döneminde Ekonomi, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1987, s. 121-122.

Kuruluş Üretime Açılma Tarihi

Bakırköy Bez Fabrikası 13 Ağustos 1934

Kayseri Bez Fabrikası 16 Eylül 1935

Paşabahçe Cam Fabrikası 29 Kasım 1935

İzmit Kağıt Fabrikası 18 Nisan 1936

Konya-Ereğli Bez Fabrikası 4 Nisan 1937

Nazilli Basma Fabrikası 9 Ekim 1937

Gemlik Suni İpek Fabrikası 1 Şubat 1938

36

yatırım malları üretiminde yoğunlaşan ithal ikameci bir sanayileşme politikasının

belirleyiciliğinde oluşturulmuştur. Planda madenlerin ve hammaddenin ilk (ham) haliyle

değil, işlenmiş olarak ihracı öngörülmekte, ağır sanayiye ilişkin projelere yer verilmekte,

bunun içinde düşük maliyetli enerji ve çevirici güç öncelikler arasında yer almaktadır. Yine

bahsedilen yıllar aynı zamanda 2. Dünya Savaşı’nın yaşandığı yıllar olduğu için bu projeler

gerçekleştirilememiştir. Kaynak eksikliği için çok tartışılacak bir kararla Varlık Vergisi

uygulamaya konulmuştur.114

1947 yılında yapılan İktisadi Kalkınma Planı ile tarım, haberleşme, sulama, enerji,

demir, çelik, çimento, maden ve sanayi alanları temel etkinlik noktaları olarak kabul

edilmiştir. Bu dönemde ülkemizdeki girişimcilerin faaliyet göstermek istedikleri veya

isteyecekleri sahalarda rahat ve emniyet içinde hareket etmelerinin sağlaması

amaçlanmıştır. Bu yaklaşım 1950’lerden sonraki dönemde çok daha kesin bir biçimde

ortaya çıkmıştır.115

2.1.4. 1950-1980 Arası Dönemde Girişimcilik

Cumhuriyet dönemi incelendiğinde demokrasi tam olarak kurumsallaşamadığı için

ülkenin sanayisi ve ekonomik hayatı siyasi gelişmeler ile doğru orantılı olmuştur. Bu

dönemde siyasi gelişmeler ülke ekonomisini derinden etkilemiştir. Siyasi istikrarın olduğu

dönemlerde ekonomi adeta coşmuş ve yüksek büyüme oranları yakalanmıştır. Ne yazık ki

ülkemizdeki tasarruf oranlarının düşük olması ve yerli büyük enerji kaynakların sahip

olunmadığı için büyük projeler dış yatırımlar veya yardımlar eli ile gerçekleştirilebilmiştir.

Siyasi karmaşanın olduğu dönemlerde dış yatırımlarda bıçak gibi kesilmiş ve projelerin

bitirilmesi zaman almıştır. Tüm bu gecikmeler gelişmiş yani Dünya’nın birinci lig ülkeleri

Türkiye’nin arasını açmıştır.116 1950-1980 döneminde siyasi istikrarsızlıklar ülkemizde

eksik olmamıştır. Demokrat Parti’nin iktidara geldiği 1950 yılından ekonomik istikrar

önlemlerinin yürürlüğe girdiği 1958’e kadar, ülkedeki toplam yatırımların ortalama %21’i

sanayi sektörüne ayrılmıştır.117

114 Boratav, a.g.e., s. 7. 115 Kongar, a.g.e., s. 356-357. 116 Kuruç, a.g.e., s. 100. 117 Karluk, a.g.e., s. 219.

37

Bu dönem içinde Liberal iktisat politikasını savunan hükümetlerin uyguladığı

başlıca politikalar, özel sektörü geliştirmek, devletin özel sektörün yatırım yapmayacağı

alanlara yatırım yapmasını sağlamak, dış kaynak ve kredileri geniş ölçüde özel kesimin

yararlanmasını sağlayacak şekilde yönlendirmek olmuştur.118

1950 sonrası, Türkiye’nin ekonomik anlamda yeni bir yapıya kavuşması bakımından

önem taşımaktadır. Bu dönemde, hızlı ekonomik kalkınma gayreti, beraberinde bütün

sektörleri kapsayan ve sanayinin ağırlık kazandığı bir plan ve program fikrine götürmüştür.

Özel girişimin sanayideki payının %70’e çıkması ise bu dönemde görülen bir diğer kayda

değer gelişmedir. 119

1951’de faaliyete geçen Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, özel sektörde orta ve uzun

vadeli sanayi yatırım kredisi vermek, ithal girdileri için döviz ve teknik yardım sağlamak

için kurulmuştur. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası 1960 yılına dek ithal ikamesi

stratejisinde uygun olarak ve daha çok tüketim malları üreten sınai işletmelerine destek

sağlamıştır. Özel sektörün yoğun biçimde tekstil, inşaat malzemeleri, gıda ve demir dışı

metal endüstrileri alanına girmesinde bu bankanın büyük katkısı olmuştur. 1980 yılına dek

piyasanın en büyük tekstil firması olan Sabancı ve Sapmaz aileleri tarafından 1953 yılında

kurulan Güney Sanayi bu bankanın desteği ile doğmuştur.120

1954 yılından itibaren gerek dış ticarette gerek tarım sektöründe meydana gelen

tıkanmalar sonucunda tarıma ve dış ticarete dayalı sanayileşme politikası terk edilerek,

yerine sanayileşmeye öncelik veren korumacı, ithal ikamesine yönelik politikalar tercih

edilmiştir. Türkiye bu dönemden itibaren iç pazara yönelik, tüketim malları üretimi ön

plana çıkaran bir ithal ikameci sanayileşme sürecinde yol almaya başlamıştır.121

1950-1960 yılları arasında ülkede yaşanan kısmi özgürlükler ile beraber

girişimcilerin de toplam ekonomik ve sanayi hayatındaki ağırlıkları artmaya başlamıştır.

118 Adil Temel-Ercan Boyar-Şeref Saygılı,‘‘Türk Ekonomisinde Yapısal Değişim (1946-1999)’’,

Devlet Planlama Teşkilatı Planlama Dergisi, 2012, Özel sayısı, s. 49-50. 119 Deniz Börü, “Girişimcilik Eğilimi-Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü Üzerine Bir Araştırma’’

Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2015, c. 35, S. 12, s. 225-226. 120 Erdinç Tokgöz, a.g.e., s. 144. 121 Nadir Eroğlu, Türkiye’de İktisat Politikalarının Gelişimi 1923-2003, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2004, s.

45.

38

1958 yılına gelindiğinde ithal edilen malların maliyeti yüksek gösterilerek döviz

kaçakçılığı yapılıp, ithal ve yerli sınai mallar kıtlık nedeniyle anormal kar ile satılmaya

başlanmıştır. Vergi kaçakçılığı, kayıt dışı ekonomi büyük boyutlara ulaşmış ve 1958 yılı

ortasında ekonomi dış kredi alamadığı için ithalat yapamaz hale gelmiştir. Bu dönemde

yatırımlar durmuş, mevcut tesisler ithal girdilerini temin edemediği için çalışamaz olmuş,

mal kıtlıkları yaygınlaşmış, işsizlik artmış ve enflasyon kontrol edilemez hale gelmiştir.122

Bu olumsuz gelişmelerin sonucunda Türk ekonomisi derinden sarsılmıştır. 1946

devalüasyonundan 12 yıl sonra 4 Ağustos 1958’de %320 oranında devalüasyon yapılmak

zorunda kalınmış ve bu, doları TL karşısında 2.80 liradan 9 liraya yükseltmiştir.123

1957-1958 uygulanması düşünülen ancak 1963 yılında başlayan Planlı Kalkınma ile

Kalkınma Planları ve Programları geliştirilmiştir. Bu planlarda, küçük ve orta ölçekli

işletmeleri ve girişimciliği teşvik edici önlemler alınmıştır.124

Planlama döneminde Vehbi Koç’un iki öncü sınai girişimi gerçekleşmiştir. Birincisi

Siemens ile ortaklaşa kurduğu kablo fabrikası (1964), ikincisi ise ilk Türk binek otomobili

Anadol’un üretildiği Otosan tesisleridir.125

1960-1970 yılları arası dönem, özel girişimciliğin gelişme gösterdiği bir dönem

olarak görülmektedir. Bu dönemde ticaret ve tarımdan sanayi sektörüne geçişler devam

etmiştir. Ayrıca bu dönemde çoğu yurt dışında yüksek öğrenim görmüş gençlerin önceki

kuşaklardaki tüccar zihniyetini aşmaya çalışarak sanayi sürecine dahil oldukları

görülmüştür. Bu dönemin temel özelliği üretim artışı sağlanırken, yatırımın diğer boyutu

olan verimlilik, kalite, yönetim felsefesi, rekabetçi fiyat gibi konularda istenilen performans

gösterilememiştir.126

1970-1980 yılları asında ülkenin siyasi hayatına paralel olarak ekonomik hayatta da

büyük çalkantılar olmuş ve Türk girişimcilerde bundan olumsuz olarak etkilenmiştir.

122 Tokgöz a.g.e., s. 152. 123 Zübeyir Turan, “Dünyadaki ve Türkiye’deki Krizlerin Ortaya Çıkış Nedenleri ve Ekonomik

Kalkınmaya Etkisi”, Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2011, c. 4, S. 1, s. 64. 124 Börü. a.g.m., s. 228. 125 Tokgöz, a.g.e., s. 176. 126 Bülent Açma, Girişimcilik, Lisans Yayınları, İstanbul, 2007, s. 15.

39

Siyasal ve toplumsal açıdan büyük çalkantıların (iki askeri darbe, iki reform

hükümeti, koalisyon hükümetleri, şiddet olaylarında tırmanış, Kıbrıs Barış Harekatı, 1’inci

ve 2’inci petrol şoku gibi) meydana geldiği dönemler, girişimciliğin artması ve ticaretin

yaygınlaşması için gerekli olan istikrar ve güven ortamını tamamen ortadan kalktığı

dönemler olmuştur. Bu dönemlerde aynı zamanda toplumsal hareketliliğin arttığı,

sermayeye karşı güç birliğine gidildiği dönemler olmuştur.127

1950-1980 döneminde Türkiye gereksiz iç çekişmelerle enerjisini tüketmiştir.

Bilindiği gibi yatırımlar, ekonomik kalkınma ve girişimcilik ancak bireylerin kendilerini

güvende hissettikleri ortamlarda gelişme sağlayabilmektedir. Ülkemizde büyük asayiş

sıkıntılarının yaşandığı 1970 ve 1980’li yıllarda Dünya’nın süper güçleri yeni bir alan

tanımlaması ile rekabeti uzaya taşımış ve kendi insanlarının refah düzeyini arttırmışlardır.

Bahsedilen bu ülkeler ile Türkiye arasındaki ekonomik, teknolojik ve sosyal gelişmişlik

mesafeleri hala kapatılabilmiş değildir.128

2.1.5. 1980 ve Sonrası Girişimcilik

1980’ler girişimcilik açısından önemli gelişmelerin kaydedildiği ve Türkiye

ekonomisinin miladı kabul edilen yıllardır.129 Türkiye’nin ithalatında önemli bir kalem olan

petrol fiyatının yükselmesi döviz ihtiyacını önemli ölçüde arttırırken buna birde dış

borçlanmada karşılaşılan sorunlar eklenince, Türkiye üretimde kullandığı girdilerini ithal

edememeye başlamış, temel mallarda ortaya çıkan kıtlıklar ise karaborsa ve kuyrukları

doğurmuştur.130

Bu dar boğazı genişletmek amacıyla, 24 Ocak 1980 tarihinde ekonomide köklü

dönüşümleri amaçlayan bir istikrar programı yürürlüğe konmuştur. Tarihte 24 Ocak

kararları olarak bilinen Program ile adeta zihniyet değişimi yaşanmıştır. Artık yeni

dönemde Türkiye ihracat odaklı ekonomi modeli benimsenmiş, Dünya ile hem temas

halinde hem de Dünya’ya açık bir ekonomi haline gelmiştir. Şüphesiz bu yeni dönemin en

127 Açma, a.g.e., s. 16. 128 Eroğlu, a.g.e., s. 145. 129 Akpınar, a.g.e., s. 25. 130 Eroğlu, a.g.e., s. 49.

40

büyük kazanımı yerli girişimcilerin Dünya ile rekabet etmesi ve küresel düşünmesini

öğrenmesi olmuştur.131

Özellikle Türk toplumunun girişimciliğe bir meslek olarak bakışındaki soğuk

yaklaşım, 1980’lerin başında Özal döneminin girişimciliği teşvik eden yaklaşımı ile

yumuşamış, yeni ve başarılı girişimcilerin sayısı artmaya başlamıştır. Bu strateji

değişikliğine paralel olarak serbest piyasa ekonomisi sistemini ve bu sistemin en önemli

aktörleri durumunda olan girişimciliği ve özellikle ihracata yönelik girişimciliği destekleme

programı devreye sokulmuştur.132

Bu program ile özel sektörün öncülük ettiği, uluslararası rekabet ortamına uygun,

dinamik bir ekonomik yapı yaratmak için kambiyo rejimini önemli ölçüde serbestleştiren,

ithalatta liberasyonu arttıran, ihracatı desteklemeye öncelik veren ve yabancı sermayeye

kolaylıklar sağlayan politikalar uygulanmaya çalışılmıştır.133

Bu dönemde üretimi ve ihracatı arttırmak için kamu tarafından verilen teşviklerin

önemli bir kısmı, kanunlara aykırı olarak elde edilmiş, amacına ulaşamamış veya sebepsiz

zenginleşmelere de neden olmuştur.134

Özellikle 1984’den sonra ithalatın serbest bırakılması, kaçakçılığı büyük ölçüde

engelleyerek haksız rekabeti ortadan kaldırmış ve yabancı sermaye girişleri üzerinde

olumlu bir etki yaratmıştır. Ayrıca bu ithalat politikası ile sanayinin dinamik

karşılaştırılmalı üstünlükler teorisi içinde yeniden yapılanmasını sağlamıştır.

Sanayileşmede, özel girişimciliğe önem verilmiş, bazı üretim alanlarında (sigara, çay)

devlet tekelleri kaldırılmış, piyasa şartları ön plana çıkarılmış, verimsiz KİT’lerin

özelleştirilmesi ciddi olarak gündeme gelmiş, Türk ekonomisinin ve sanayisinin dışa

açılması ve Dünya ekonomisine entegre olması için gerekli olan uygulamalara hız

verilmiştir.135

131 Karluk, a.g.e. s. 224. 132 Tamer Müftüoğlu, Girişimcilik, Anadolu Üniversitesi Web-Ofset Tesisleri, Eskişehir, 2010, s. 163. 133 Funda Özbey, Türk Sanayileşme Sürecinde Bütünleştirilmiş Strateji, İmaj Yayınevi, İstanbul, 2004, s.

6. 134 Özlem Eştürk, ‘‘Türkiye’de liberalizm: 1983-1989 Turgut Özal Dönemi Örneği’’, Mustafa Kemal

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Hatay, 2006, s. 79. 135 Karluk, a.g.e. s. 224.

41

Yine bu dönemde özel girişimciler Anadolu Kaplanları olarak, Çorum, Denizli,

Kayseri, Gaziantep, Bursa, Konya, Eskişehir gibi illerde yeni imalat sanayi merkezleri

kurmuşlardır.136 Türk insanı bu gelişmeler ile kendine güven duygusunun tadına varmış ve

zaman içerisinde iniş ve çıkışlar yaşansa da bu yıllara ait başarılar sonraki dönemde Türk

girişimcilerin önünü açmıştır.

1990’lı yıllarda girişimcilik konusunda oldukça olumlu gelişmeler kaydedilmiştir.

1980 sonrası uygulanan yoğun piyasa ekonomisi ve buna bağlı gelişen girişimcilik

ortamında, Türk insanının girişimci olarak başaralı olabileceği fikri kabul görmeye

başlamıştır.137

Yaşanan ekonomik krizler Türk girişimcisini daha esnek hale getirmiştir. 5 Nisan

1994 krizinin atlatılması buna güzel bir örnek olup krizin yaraları hızlı bir şekilde

sarılmıştır. 5 Nisan 1994 İstikrar programı ile devletin ekonomiden biraz daha çekilerek

gözetici, denetleyici ve standart koyucu asli işlevlerine yönelmesi öngörülmüştür. Bu

kapsamda rekabetin korunmasına, tüketicinin korunmasına, fikri ve sınai mülkiyetin

korunmasına ilişkin hukuki ve kurumsal düzenlemeler getirilmiştir.138

Bahsedilen bu krizlerin aşılmasında Anadolu’nun sağlam sosyal yapısı ve Türk

insanının yardımlaşma duygusu önemli rol oynamıştır. Türkiye bu özellikleri ile Dünya için

ekonomik kriz ile mücadele önemli bir örnek teşkil etmektedir.

1996 yıllında Gümrük Birliği uygulamaya geçtikten sonra ortaya konulan kötümser

tablolar gerçekleşmemiştir. Gümrük Birliği ile en büyük darbeyi alacağı tahmin edilen

KOBİ’ler bugün rekabetçi güçlerini arttırarak yollarına devam etmektedirler.139

2015 yılı itibarı ile KOBİ’lerin ekonomi içindeki payı toplam girişim sayısının

%99.8’ini, istihdamın %74.2’sini, maaş ve ücretlerin %54.7’ini, cironun %63.8’ini, faktör

maliyetiyle katma değerin %53.8’ini ve maddi mallara ilişkin brüt yatırımların %53.3’ünü

oluşturduğu görülmektedir. Bu verilere ilişkin bilgiler Tablo 2.3’de gösterilmiştir.

136 Aysan Doğaner, Yeni Nesil Girişimci, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2006, s. 148. 137 Çelik, a.g.e., s. 27. 138 Salih Köse,‘‘4 Ocak 1980 ve 5 Nisan 1994 İstikrar Programlarının Karşılaştırılması’’, Planlama

Dergisi, 2002, Özel Sayısı, s. 122. 139 Tamer Müftüoğlu-Tülin Durukan, Girişimcilik ve Kobi’ler, Gazi Kitabevi, Ankara, 2004, s. 9.

42

Tablo 2.3. 2015 Yılına Ait Büyüklük Grubuna Göre Girişim Sayısı ve İstihdamın

Dağılımı

Kaynak: TÜİK, Haber Bülteni, 2015: 47.

1990 ve 2000’li yıllarda küreselleşmenin etkisi daha fazla hissedilmeye başlanmış

ve mali piyasaların bütünleşmesi önemli aşamaya gelmiştir. Ayrıca bu dönemde Türk

girişimciler başta Rusya, Doğu Bloğu ve Türki Cumhuriyetler olmak üzere Dünya’nın bir

çok bölgesine açılarak yeni ortaklıklar kurdukları görülmektedir. Bu durum Türk

girişimcilerin aslında Dünya’ya açılmak için çok istekli olduğunu göstermektedir.140

Türkiye’nin girişimcilik açısından başarısının güncel olarak değerlendirilmesine,

Dünya Ekonomik Forumunun hazırlamış olduğu Küresel Girişimcilik Endeksi raporu

önemli katkı sağlamaktadır. Dünya Ekonomik Forumunun hazırladığı veya yayınladığı

raporlar, ülkelerin kendi durumunu güncel olarak görmesine ve diğer ülkeler ile kıyas

yapabilmesine imkan sağlamaktadır. Dünya’nın gelişmiş ülkeleri yayınlanan bu raporları

kullanarak ciddi bir geri besleme yaptıkları görülmektedir. Çünkü Dünya Ekonomik

Forumunun hazırladığı raporlar karar vericiler için iyi bir dayanak oluşturmaktadır. Tablo

2.3’de 2015 yılı verilerine göre, Türkiye ile diğer ülkelerin girişimcilik başarısı

kıyaslanmıştır.

140 Açma, a.g.e., s. 16.

43

Tablo 2.4. 2015 Yılı Küresel Girişimcilik Endeksi

Kaynak: Global Entrepreneurship Report: 2015, s. 48-55.

Yukarıdaki veriler ışığında, Türkiye’nin sıralamadaki yerinin sahip olduğu

potansiyel ile uyumlu olduğunu düşünmek oldukça güçtür. Sadece nüfus ve toprak

büyüklüğü bakımından bile incelendiğinde, Türkiye’nin ancak bir şehri kadar büyüklüğe ve

nüfusa sahip İsviçre, İsrail, Katar gibi ülkelerin girişimcilik açısından ülkemizi geride

bıraktığı görülmektedir.

Girişimcilik, tam rekabet piyasa sisteminin en önemli unsuru olarak belirtilmektedir.

Bu sistemde devlet, piyasanın hatasız işlemesi için kural koymaktan ve ortam

hazırlamaktan sorumlu tutulmaktadır. Bu amaçla gerekli yasaları çıkarmak, teşvik ve kredi

sistemleri ile girişimciliği desteklemek devletin görevi olarak ifade edilmektedir. Türkiye,

artan genç ve dinamik nüfus yapısı ile iyi bir tüketim toplumu olmasının yanında, ayrıca

girişimcilik alanları ve yeni girişimcilerin doğması içinde uygun ortamın olduğu bir

ülkedir.141

Türkiye’nin ekonomik olarak gelişmiş ülkeler arasında kendisine yer bulabilmesinin

en kısa ve maliyeti düşük yöntemlerinden biri de sahip olduğu girişimci sınıfın niteliği ve

niceliğinin arttırılmasıdır. Bunun için genç nüfusun, zararlı alışkanlıklardan uzak, Dünya’yı

141 Mahmut Tekin, Girişimcilik ve Küçük İşletme Yöneticiliği, Detay Yayınevi, Ankara, 2004, s. 9.

Sıra

No. Ülkeler Dünya Sıralaması

1 Türkiye 28

2 ABD 1

3 İsviçre 5

3 Fransa 10

4 Almanya 14

5 İsrail 21

6 Katar 24

44

ve ülkesini tanıması, kitap okumayı zorunlu ihtiyaç olarak görmesi, yabancı dil yeterliliğine

sahip olması ve güncel teknolojileri etkin bir şekilde kullanabilmesi gerekmektedir.142

142 Candan, a.g.m., s. 171.

45

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

TÜRKİYE’DE GENÇ GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER

3.1. Genç Girişimci Kimdir ve Yaş Aralığı Nedir?

Dünya’da ve ülkemizde genel olarak kabul görmüş bir genç ve genç girişimci tanımı

yoktur. Öncelikle genç kavramı göreceli bir kavramdır, çünkü kimisine göre genç 18-36 yaş

aralığını ifade ederken, kimisine göre de 15-49 yaş aralığını ifade etmektedir. Ülkemizde de

genç girişimci kavramı, kamu ve sivil organizasyonlar tarafından farklı algılanmaktadır.

Türkiye Genç İş Adamları Derneği genç girişimci yaş aralığını, tüzüğüne göre 20-45 yaş

arası olarak kabul ederken,143 Isparta Genç İş Adamları Derneği 20-49 aralığını kabul

etmektedir. 144 Maliye Bakanlığı ise 29 yaşını geçmeyen kişileri genç girişimci olarak

tanımaktadır.145

4271 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 11. maddesine göre ise “Erginlik 18 yaşının

doldurulması” ile başlamaktadır. Bu hükme göre 18 yaşından küçük olan çocukların vergi

mükellefi veya şirket ortağı olması için yasal bir engel bulunmamakla birlikte, ergin

oluncaya kadar mükellefiyetle ilgili ödevlerinin kanuni temsilcisi olan anne veya babası

tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir.146

Bu bilgiler ışığında, genç girişimcinin yaş aralığı tanımlanması gerektiğinde, 15 ile

49 yaş arasında bulunan kişilerin, potansiyel genç girişimci olarak kabul edilmesinin uygun

olacağı değerlendirilmektedir.

Günümüzde bazı girişimci adayları özellikle de üniversite öğrencileri, iş kurup

maddi gelir elde etmeye başlayınca eğitimlerini yarıda bırakıp hayatlarına lise mezunu

olarak devam etmeyi planlamaktadır. Girişimciler için uygun olacak hal tarzı Dünya’daki

diğer başarı hikayelerinde olduğu gibi hem çalışıp hem de eğitimlerine davam etmek

olacaktır. Çünkü ilerleyen dönemlerde herhangi bir ortaklığa gidilmek istendiğinde genç

girişimciler ile ortaklık kurmak isteyen kişi veya kuruluşlar girişimcinin eğitim durumuna

büyük önem vermektedirler. Genç girişimciler, eğitim hayatlarına ara verdiğinde ortaklık

143 http://www.tugiad.org.tr/tugiad-uye-olmak, (15.12.2015). 144 http://www.igiad.org.tr/tuzuk.php, (16.01.2016). 145 https://www.maliye.gov.tr/Sayfalar/aspx?k=gençgirişimcilik, (16.01.2016). 146 Türk Medeni Kanunu, Madde 11.

46

için veya yardım almak için temasa geçtiği kişi veya kuruluşlar genç girişimci ile ilgili

kendilerine şu soruları soracaklardır;

İki işi bir arada yapabilir mi?

Lise mezunu bir ortağım mı olacak?

Araya bir iş alırsa, başladığı işi bitirebilir mi?147

Bireylerin geçmişteki iş başarısıyla gelecekteki iş başarısı arasında oldukça yüksek

pozitif bir ilişkinin olduğu, ancak geçmişteki başarısızlıklarla gelecekteki başarılar arasında

kuvvetli bir bağın olmadığı değerlendirilmektedir. Bu yüzden girişimcileri destekleyen kişi

veya kuruluşlar, kişilerin geçmişteki başarılarını göz önüne alarak gerekli destekleri

sağlamaktadırlar. Günümüzde girişimcileri destekleyen bazı kişi veya kuruluşlar için 25 ile

45 yaş aralığının ideal girişimci yaş aralığı olarak ön plana çıktığı görülmektedir. Ancak her

kuralın bir hatta birkaç istisnası olabileceği de unutulmamalıdır. Örneğin, Steve Jobs, Bill

Gates ve Mark Zuckerberg gibi istisnalar bahsedilen bu yaş aralığından çok önce projelerini

hayata geçirmek için çaba göstermişlerdir.148

3.2. Türkiye’de Genç Girişimciliğin Önünde Engel Var mıdır?

Türkiye tarihi ve psikolojik derinliği, sahip olduğu kadim medeniyeti, jeopolitik

konumu ve 78.151.750 kişilik nüfusu ile Dünya’nın vazgeçilmez bir ülkesidir.149 Yapılan

bu çalışma ile Türkiye’de genç girişimciliğin önünde engel var mıdır? Sorusuna bilimsel

veriler ile destekleyecek şekilde cevaplar aranmıştır. Öncelikle ülkemize genel hatları ile

mevcut duruma bakıldığında, Türkiye sahip olduğu genç girişimci potansiyeline rağmen

İnsani Kalkınmışlık Endeksi’nde kendisine geri sıralarda yer bulmaktadır. Ayrıca ülkede

yaşayan insanlar için esas istihdam kaynağı olarak kamu kadroları görülmekte olup hepsi

birer genç girişimci adayı olan ön lisans, lisans öğrencilerinin çok büyük kısmı eğitim

süreçlerinin sonunda KPSS sınavına girmektedir. Sıralanan bu sebeplerden dolayı

Türkiye’de genç girişimciliğin önünde engellerin olduğu rahatlıkla söylenebilmektedir.

147 Baybars Altuntaş, Otobüsten İndim Bmv’ye Bindim, Destek Yayın Evi, İstanbul, 2012, s. 66. 148 Belen-Demirkaya, a.g.e., s. 112-113. 149 http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist/, (12.01.2016).

47

Çalışmanın bundan sonraki bölümünde öne sürülen bu tez veriler ile desteklenerek sağlam

bir zeminde incelenmeye çalışılmıştır.

Tablo 3.1 incelendiğinde, 2013 yılında genç girişimci adayı kişilerin büyük

çoğunluğunun istihdam olarak sadece devleti ve kamu kaynaklarını düşündüğü

görülmektedir. Devlet Personel Başkanlığı’nın rakamlarına göre 2013 yılı içinde kamuda

memur olmak isteyen adayların ancak %0.80’i herhangi bir kadroya yerleştirilebilmiştir.150

Bu rakamlara göre sınava müracaat eden adayların %99’dan fazlası herhangi bir kamu

kadrosuna yerleştirilememiştir.

Ülkemizde kamuda görev yapan toplam memur sayısı 2015 sonu itibarı ile

3.339.086’dir. Rakamlardan anlaşılacağı gibi hali hazırdaki memur sayısı iki katına

çıkarılsa bile kamu kadrosunda görev yapmak isteyen gençlerin tamamının bu kadrolara

yerleştirilmesinin mümkün olamayacağı anlaşılmaktadır.151

Değişik kurum ve kuruluşların Türkiye ile ilgili hazırlamış olduğu raporlardaki

veriler incelendiğinde, istihdam sadece devlet bünyesinde olur şartlanmışlığı ile ülkemizde

her yıl milyonlarca gencin psikolojik olarak adeta duvara çarptığı görülmektedir. Bu

tablonun aksine Dünya üzerindeki gelişmiş ülkeler sahip oldukları girişimci potansiyellerini

harekete geçirerek işsizlik oranlarını kabul edilebilir seviyelere çekmeyi başarmışlardır.152

İşsizliğin Türkiye’nin önemli bir problemi olduğu birçok otorite tarafından kabul

edilmektedir. Ancak mevcut problemin hangi araç ve yöntemler ile çözüleceği konusunda

değişik bakış açıları mevcuttur. Ülkemizin sahip olduğu genç nüfusun içinden nitelikli bir

girişimci sınıfın çıkarılmasının, istihdam probleminin çözümünde Türkiye’ye önemli bir

kaynak ve zaman avantajı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Ayrıca Dünya’nın gelişmiş

birçok ülkesinin istihdam problemini çözmek için sahip olunan girişimci sınıfı büyütmeye

çalıştığı göz önünde bulundurulduğunda, genç girişici sayısının artırılması ülkemiz için

adeta mecburi bir yön olduğu değerlendirilmektedir.

150 http://www.dpb.gov.tr/tr-tr/istatistik, (15.01.2016). 151 http://www.dpb.gov.tr/tr-tr/istatistik, (15.01.2016). 152 Döm, a.g.e., s. 123.

48

Tablo 3.1. KPSS’ ye Ait Sayısal Veriler

Kaynak: http://www.osym.gov.tr/arastirma-yayin-ve-istatistikler.html/, (08.12.2015).

3.3. Türkiye Girişimci Sayısını Arttırmak Zorunda mıdır?

Bir ülkenin ekonomisini değerlendirirken kullanılan en önemli istatistiklerden birisi

işsizlik oranıdır. Resmi rakamlara göre ülkemizde tarım dışı işsizlik oranı %10 civarında

seyretmektedir. Fakat bu rakam ülkedeki istihdam sorununu tam olarak yansıtmamaktadır.

Ülkemizde işgücüne katılım oranı, yani çalışmak isteyen 15-64 yaş grubunun toplam nüfusa

oranı %52.1’dir. Aynı oran OECD ortalaması %66.1’dir. İstihdam, özellikle Türkiye gibi

nüfusu artan ülkeler için önceliği olan bir problemdir. Türkiye’de 55-59 yaş gurubunda 3.2

Milyon, 15-19 yaş gurubunda ise 6.8 Milyon kişi olduğu (yani işgücünden ayrılanlardan

çok daha fazlasının işgücüne katılmaya çalıştığı) düşünüldüğünde, her yıl 750.000 civarında

yeni iş oluşturulması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bu rakam ancak 40 yıl sonra

sıfırlanacağı için önümüzdeki 40 yıl boyunca Türkiye ekonomisi sürekli net yeni istihdam

yaratmak zorunluluğu bulunmaktadır.156

Bu noktada kamuya bir istihdam kaynağı olarak bakmanın sürdürülebilir olmadığı

bilinmektedir. Birçok ülkede devletler iktisadi faaliyetleri yürütmek yerine özel sektöre

daha fazla alan bırakarak küçülmeyi tercih etmektedir. Özel sektöre bakıldığında ise büyük

153 https://istatistik.yok.gov.tr/, (13.10.2015). 154 http://www.osym.gov.tr/belge/1-6304/arastirma-yayin-ve-istatistikler.html, (13.11.2015). 155 http://www.dpb.gov.tr/tr-tr/istatistik, (15.01.2016). 156 http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=18636, (04.01.2016).

Sıra

No.

KPSS’ ye Başvuran

Aday Sayısı

Görevlendirilen

Personel Sayısı

1 Toplam Öğrenci

Sayısı(Lisans+Ön Lisans)

4.646.589153

651.260

2 Kpss Başvuru Sayısı

(Lisans+Ön Lisans)

3.776.702154

3

Kpss Sonucuna göre

Kamu Tarafından Yapılan

Merkezi Yerleştirme

Sayısı

30.261155

49

ve yaşlı şirketlerin istihdama fazla katkısının olmadığı görülmektedir. Bir şirketin amacının

sürekli karlılığını arttırmak olduğu düşünüldüğünde, karlılığı arttırmanın en etkin

yollarından birisinin aynı çıktıyı daha az işgücü ile sağlamak olduğu bilinmektedir. Nitekim

Dünya’nın en büyük girişimcilik vakfı olan Kauffman Vakfı’nın bir raporuna göre 1980 ile

2010 arasındaki 30 yıllık sürede ABD’de 5 yaşından büyük şirketlerin yeni istihdam üretme

oranı sıfıra yakın gerçekleşmiştir. Bu tabloya göre girişimcilik, yeni istihdam oluşturmak

için önem verilmesi gereken bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.157

Global Entrepreneurship Monitor’ün Dünya’daki tüm ülkeleri kapsayan anket

çalışmasında Türkiye 3 grup arasından içinde Brezilya, Rusya, ve Çin’in bulunduğu gruba

dahil edilmiştir. Bu gruptaki 24 ülkedeki ortalama girişimci oranı %6.7 iken Türkiye’de bu

oran sadece %3.7’dir. Toplam girişimci oranında ise grup ortalaması %11.7 iken

Türkiye’de bu oran %8.6’dir. Bu araştırmaya göre Türkiye’nin %11.7’ye gelebilmesi için

800.000’in üzerinde yeni girişimci yetiştirmesi gerektiği gibi çarpıcı bir sonuç karşımıza

çıkmaktadır. Ayrıca ülkemizdeki resmi işsizliğin %10’lardan %5’lere düşürülüp, işgücüne

katılımı oranının ise %50’den %60’a çekilmesi için belirtilen bu girişimci sayısının çok

daha üzerinde girişimciye ihtiyaç bulunmaktadır.158 Mevcut tabloya bakıldığında,

Türkiye’nin sahip olduğu girişimcilerin sayısını ve niteliğini arttırması seçenek değil

zorunluluk olduğu anlaşılmaktadır.

3.4. Türkiye’de Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller

Ülkemizde genç girişimciliğin, önünde somut engel bir durumun bulunmadığı

düşünülüyor olması ile beraber aslında, genç girişimciliğin başarısını engelleyen reel

hayatta başta eğitim olmak üzere, içinde devletin ve toplumun da olduğu geniş bir

yelpazede problemlerin yaşandığı inkar edilemez bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.

Cam Tavan teorisi ülkemizde yaşanan bu durumun anlaşılmasına olanak sağlamaktadır. Bu

teoriye göre, dışarıdan bakıldığında görülmeyen, fakat sistem içerisinde yaşayan insanların

157 Sema Ay, “Türkiye’de İstihdam Politikaları Üzerine Bir Değerlendir”, Celal Bayar Üniversitesi

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2014, c. 19, S. 2, s. 336. 158 Utku Erdayı, “Dünya’da Genç İşsizlik Sorununun Çözümüne Yönelik Ulusal Politikalar ve Türkiye”,

Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2015, c. 30, S. 4, s. 155.

50

belli aşamalara geldiklerinde, hissedecekleri kısıtlama veya engeller bulunmaktadır.159

Ülkemizde de bu teoride olduğu gibi genç girişimci adayları projelerini hayata geçirmek

istediklerinde değişik problemler ile karşılaşmaktadırlar. Bu problemlerin;

Kamu kaynaklı engeller,

Birey kaynaklı engeller,

Toplum ve kültür kaynaklı engeller

olarak kategorize edilmesi mümkündür. Çalışmanın bu bölümünde mevcut problemler

sırasıyla incelenmiştir.

3.4.1. Kamu Kaynaklı Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller

Günümüzde devletlerin idaresinde iki tip görüşün hakim olduğu görülmektedir.

Birinci görüşe göre devlet vatandaşına hizmet etmek için var olan bir aygıt konumundadır,

vatandaş ne kadar zengin ve mutlu ise devlette ancak o kadar zengin ve güçlü

olabilmektedir. İkinci görüşe göre ise, devlet ulaşılması güç bir zirvede bulunmaktadır.

Vatandaş devlet için çalışmalıdır, devletin çıkarları ile bireyin çıkarları uyuşmadığı

durumlarda devletin çıkarlarının gözetilmesi esas olmalıdır. Bu iki görüş

değerlendirildiğinde, doğru ve modern olan idare anlayışının, birinci görüş olduğu

değerlendirilmektedir.160

Dünya’daki diğer ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de genç girişimciliğin önündeki

engellerin ortadan kaldırılmasının veya minimize edilmesinin ilk şartının, bu alanda

problem olduğunun kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.

3.4.1.1. Eğitim Problemleri

Türkiye’de girişimciler gerçekleştirmek istedikleri projelerin önünde en büyük engel

olarak finansmanı görmektedirler. Gerçekte ise finansman ihtiyacı tek başına girişimciliğin

159 Edip Örücü, “Cam Tavan Sendromu ve Kadınların Üst Düzey Yönetici Pozisyonuna

Yükselmelerindeki Engeller: Balıkesir İli Örneği’’, Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler

Fakültesi Dergisi, 2007, c.14, S. 2, s. 118. 160 Hasan Köni, Dev Türkiye, Cüce Türkiye, Hayy Kitap Yayınevi, İstanbul, 2010, s. 67.

51

önündeki engel değildir. Modern girişimcinin en büyük sermayesi fikridir. Fikrine güvenen

girişimciler, içinde bulunduğumuz çağın iletişim ve teknolojik imkanlarını kullanarak

projesi için finansman, eğitim veya diğer ihtiyaç duyduğu destekleri karşılayabileceği

değerlendirilmektedir.161

Hayatta her şeyin temeli eğitimdir. Türkiye’nin, hem genç girişimcilik alanında hem

de diğer alanlarda en büyük problemi, ne yüksek enflasyon ne cari açık ne de enerji

kaynakları eksikliğidir. En büyük problemi aslında eğitimdir. Bu eksiklik ülkemizde çok

eski ve çözülmesi en zor olan problemlerdendir. Dünya tarihine bakıldığında iktisadi

durumu kötü olan fakat iyi bir eğitim sistemi kurup, istikrarlı bir şekilde insanlarını bu

eğitim sisteminden geçmesini sağlayan ülkelerin çok kısa süreler içinde ekonomik

problemlerini çözebildikleri görülmektedir. Aksine iyi bir eğitim sistemi kuramayan

ülkelerin ise sahip oldukları zengin doğal kaynaklara rağmen sıkıntılarını çözemedikleri

bilinmektedir.162

Türkiye’nin eğitim problemleri çok eskilere ve çok geniş bir yelpazeye dağılmış

durumdadır. Genç girişimcilik açısından bu alana bakıldığında, Türkiye’de eğitim

sisteminin iki önemli problemi bulunmaktadır. Bunlar alt yapı, kaynak eksikliği ile eğitimin

yönetiminde yapılan stratejik hatalardır.163

3.4.1.1.1. Eğitimde Alt Yapı Eksikliği

Genel olarak Türk eğitim sisteminde alt yapı eksikleri incelendiğinde, kalabalık

sınıflar, yurt içindeki okul sayısının yetersizliği, eğitimin niteliği, atanmayı bekleyen yeni

mezun öğretmenlerin sayısının bir hayli fazla olması ve okullarda yaşanan öğretmen

sıkıntısı ilk anda sıralanabilecek eksikliklerdir.164

Bunların yanı sıra doğrudan öğretim süreciyle ilgili olan sorunlar da vardır. Bu

sorunların bazılarını öğrencilere gereksiz bilgi aktarım çabası, ya da tam tersi eksik bilgi

verilmesi, bilginin etkili bir biçimde aktarılamaması, bilginin kalıcı olmaması, öğretim

161 Özkaşıkçı, a.g.e., s. 191. 162 Tokay Gedikoğlu, “Avrupa Birliği Sürecinde Türk Eğitim Sistemi: Sorunlar ve Çözüm Önerileri”,

Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2007, c. 12, S. 6, s. 69. 163 Gedikoğlu, a.g.m., s. 70. 164 Türk Eğitim Derneği, Türkiye’de İlköğretim Sistemi Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Adım

Yayınları, Ankara, 2012, s. 17.

52

programlarının yoğun olması, öğrenme ortamlarının niteliğinin yetersizliği, kaynak,

materyal, araç-gereç yetersizliği, öğretmenlerden, öğrencilerden, çevreden kaynaklanan

sorunlar ve doğru yöntemlerin kullanılamaması olarak sıralamak mümkündür. Türkiye’deki

eğitim sisteminde yaşanan maddi sıkıntılar, okulların eğitim kalitesini, gerek idarecilerin,

gerekse öğretmenlerin kaliteyi yakalamak konusundaki çabalarını ciddi ölçüde etkilediği

bilinmektedir.165

Hâlbuki eğitim için harcanacak her kuruş, ülkemizin gelişimi, kalkınması, nitelikli

işgücü, kısaca geleceğimiz için bir yatırımdır. Bu açıdan bakıldığında ülkemizde, eğitim

için kaynak ayrılması son derece önemli ve öncelikli bir konu olarak ele alınmalıdır.

Özellikle son yıllarda bütçeden eğitime ayrılan kaynaklarda artış olduğu ifade edilse de,

ülkemizin okul çağındaki genç nüfusu ve daha önceki yıllara ait büyük eksikler dikkate

alındığında ayrılan payın yetersiz olduğu görülmektedir.166

Alt yapı problemleri içinde hepsi birer girişimci adayı olan öğrenciler açısından en

büyük sorun, devlet okullarında sınıf mevcutlarının kalabalık olmasıdır. Öğretmenlerin

kalabalık sınıflarda öğrenciyi tanıma süreci çok daha uzun sürmekte, bu durum öğretmenin

ve öğrencinin değişik ihtiyaçlarını, öğrenme şekillerini fark ederek yöntem ve stratejilerini

buna göre belirlemesini engellemekte ve verimi düşürmektedir. Aynı sınıfta farklı

ihtiyaçlara ve beklentilere sahip olan öğrenciler, bu beklentilerine cevap bulamamanın

etkisiyle öğrenmede başarısız olmaktadırlar. Ayrıca, öğrenci sayısı fazla olunca sınıfta

yapılan aktiviteler de daha çok zaman almaktadır. Çünkü her öğrencinin iyi eğitim görmesi

bakımından, sınıf içi etkinliklere konsantre olabilmesi gerekmektedir. Ders materyalleri

öğrenci sayısına paralellik göstermediğinden, kalabalık sınıflarda malzeme eksikliği

yaşanmakta, bu da doğal olarak başarıyı olumsuz yönde etkilemektedir.167

3.4.1.1.2. Eğitim Politikalarının Genç Girişimciliği Teşvik Etmemesi

Bilindiği gibi stratejik seviyede yapılan hataların, taktik yani daha alt seviyede

gösterilen çaba ve çalışmalar ile telafi edilmesi mümkün değildir. Ülkemizde genç girişimci

sayısını ve niteliğini arttırmak için eğitim yönetimindeki karar vericilerin, verilen eğitimin

165 Erdinç Yazıcı, Küreselleşme ve AB Sürecinde Eğitim Sistemi, Eğitim-Birsen Yayınları, Ankara, 2010,

s. 193. 166 Yazıcı, a.g.e., s. 120. 167 Türk Eğitim Derneği, a.g.e., s. 123.

53

sonunda bireyi, Dünya ile rekabet edebilecek özellikler ile donatmayı hedeflemelidir.

Girişimcilerin yabancı dil yeterliliğine sahip olması günümüzün rekabet ortamında çok

önemlidir. Ülkemizde yüksek öğrenim görmüş genç girişimci adayları yaklaşık olarak 6 ile

8 yıl arasında yabancı dil eğitimi almaktadır. Fakat bu uzun eğitim sürecinin sonunda,

gençlerin çoğunluğunun, yabancı bir ülkede hayatını idame ettirecek seviyede yabancı dil

becerisi kazanamadığı görülmektedir.168

Ülkemizde gençlerin girişimcilik özelliklerinin ortaya çıkması için eğitimin, sonuç

odaklı, gereksiz tekrarların yapılmadığı, ezberden çok sorgulamanın teşvik edildiği, bireysel

özelliklerin dikkate alınıp rekabetin teşvik edilerek icra edilmesi önemlidir. Ülkemiz eğitim

sisteminin yeniliği teşvik etmediğinin en büyük kanıtı marka, patent, faydalı model,

endüstriyel tasarım başvuru sayılarının yetersizliğidir.169

Tablo 3.2 incelendiğinde, ülkemizin patent yani buluş fakiri olduğu ve fikri mülkiyet

hakları konusunda alması gereken mesafelerin olduğu açık bir şekilde görülmektedir.

Bunun en büyük sebeplerinden biri eğitim mantığının kopyalama ve ezbere dayalı

olmasından kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Dünya Fikri Mülkiyet Organizasyonu’nun

yayımlamış olduğu raporlar çok önemlidir. Çünkü yayımlanan bu raporlar ülkelerin fikri

mülkiyet konusunda sahip olduğu seviyeyi göstermektedir.

Tablo 3.2. 2014 Yılı Ülkelerin Patent Başvuru Sayısı

Kaynak: http://www.wipo.int/ipstats/en/statistics/country_profile, (15.01.2016).

168 Özlem Bozkurt, Dünyada ve Türkiye’de Girişimcilik Eğitimi, Detay Yayıncılık, Ankara, 2011, s. 43. 169 http://www.wipo.int/ipstats/en/statistics/country_profile, (15.01.2016).

Sıra

No. Ülke

Patent

Başvuru

Sayısı

Nüfus Dünya

Sıralaması Açıklamalar

1 Türkiye 5.170 78.151.750 16 2014 Yılı.

2 ABD 509.521 320.485.000 2 2014 Yılı.

3 Japonya 465.971 127.130.000 3 2014 Yılı.

54

3.4.1.2. Ekonomideki İstikrarsızlık

Türkiye’de insanların ekonomik olarak en çok zarar gördüğü zamanlar hep

istikrarsızlık dönemleridir. Ülkemiz bazı yıllarda büyüme oranlarında rekorlar kırarken bazı

yıllarda ise ekonomik küçülmede rekorlar kırmıştır. Geçmişte yaşanan ekonomik krizler

sonraki dönemlerde girişimcilerin, motivasyonunu olumsuz yönde etkilemiş ve cazip

yatırımlara bile çekingen bakılmasına sebep olmuştur.170

Ülkemizde siyasi istikrar her dönemde beraberinde ekonomik büyümeyi de

getirmiştir. Tam aksine siyasi çalkantılar ve belirsizlikler ise ekonomik bunalım ve

küçülmeye sebep olduğu görülmüştür. Girişimcilik ve yatırım kendi içinde potansiyel

riskler içerirken, bunun üzerine ekonomik istikrarsızlık eklendiğinde girişimcilerin bu

durumdan olumsuz etkilenmesinin kaçınılmaz olduğu değerlendirilmektedir.171

Girişimcilik üretim sürecinin temel taşıdır. Girişimciler geleneksel üretim

faktörlerinin optimal bileşkesini risk iştahı ile birleştirerek üretim sürecini

başlatmaktadırlar. Ayrıca girişimci sınıf ülkelerin sahip olduğu önemli değerlerdendir. Bu

girişimci sınıfın ayakta tutulup niteliğinin arttırılması için ekonomik istikrar çok

önemlidir.172

Yakın tarihimizde yaşanan 2001 krizi ekonomi alanındaki tüm oyuncular üzerinde

olumsuz bir etki meydana getirmiştir. Tablo 3.3 incelendiğinde, kriz sonrası Dolar Türk

Lirası karşısında %116 değer kazandığı anlaşılmaktadır.

Ekonomik istikrar ile genç girişimcilik arasında kuvvetli bir bağ bulunmaktadır.

Elbette ki genç girişimciler, ekonomik istikrarsızlık dönemlerinde daha çekingen

davranmaktadırlar. Bunun asıl sebebi genç girişimcilerin riske atamayacakları kadar kısıtlı

kaynaklara sahip olmasıdır.173

170 Zuhal Kınaytürk, “ 1990 Yılından Sonra Yaşanan Ekonomik Krizlerin KOBİ’ler Üzerindeki Etkileri”,

Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi),

Isparta, 2006, s. 101. 171 Kınaytürk, a.g.t., s. 134. 172 Börü, a.g.m., s. 228. 173 Kınaytürk, a.g.t., s. 136.

55

Tablo 3.3. 2001 Krizinin Büyüme Üzerine Etkisi

Kaynak: http://www.tcmb.gov.tr/kurlar/200112/31122001.html, (12.11.2015).

Ayrıca 2001 krizi sonucunda ortaya çıkan bu olumsuzluklardan en çok işletmeler

etkilenmiştir. Tablo 3.4’de ise kriz döneminde Türkiye genelinde açılan ve yine aynı

dönemde kapanan işletme sayısı görülmektedir.

Tablo 3.4. 2001 Krizinin İşletmeler Üzerine Etkisi

Kaynak: http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist, (03.12.2015).

3.4.1.3. Bürokratik Engeller

Türkiye’de öncelikle kamu yönetiminde ciddi bir zihniyet devrimine ihtiyaç

duyulmaktadır. Bunun esas sebebi Türk bürokrasisinde ‘‘Vatandaş devlet içindir’’

düşüncesinin hakim olmasıdır. Bugün güncelliğini yitirdiği düşünülen bu anlayış yerine,

ülkemizin aslında sahip olduğu kadim yönetim tarzı olan ‘‘Devlet vatandaş içindir’’

prensibi benimsenip kırtasiye bürokrasisinin terk edilmesi gerekmektedir.176

174 http://www.tcmb.gov.tr/kurlar/200112/31122001.html, (12.11.2015). 175 http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist, (03.12.2015). 176Abdullah Soysal, “Türkiye’de Kadın Girişimciler: Engeller ve Fırsatlar Bağlamında Bir

Değerlendirme”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2010, c. 5, S. 11, s. 97.

Sıra

No.

2001 Krizinden Önceki

Doların TL. Olarak

Satış Değeri

2001 Krizinden

Sonraki Doların TL.

Olarak Satış Değeri

2001 Yıllık

Büyüme Oranı

1 669.989 (02.01.2001

Tarihi)174

1.453.615 (31.12.2001

Tarihi) -%5.7 175

Sıra

No.

2001 Yılı İçinde Açılan

İşletme Sayısı (şirket,

kooperatif, firma)

2001 Yılı İçinde

Kapanan İşletme

Sayısı (şirket, kooperatif,

firma)

Kapanma Oranı

1 45.960 16.047 %34.9

56

Bürokratik formaliteler, girişimcilik açısından bir ülkedeki en önemli engeller

arasında sayılmaktadır. Özellikle Türkiye gibi hızla gelişme ve kalkınma hedefi, isteği ve

mecburiyeti olan ülke açısından bürokratik engeller, girişimcilik ortamına yaptığı olumsuz

etkiler nedeniyle, ülkemizin kendi kendini ekonomik anlamda ayağından vurması olarak

değerlendirilmektedir. Uluslararası rekabetin keskinleştiği günümüzde, ülkemizin

ekonomik alanda, sahip olduğu girişimcilere her alanda destek sunmak zorunluluğu

bulunmaktadır. Bu konu ilgili Dünya Ekonomik Forumu tarafından ülkelerin bürokratik

performansı ile ilgili yayımlanan rapor Tablo 3.5’de görülmektedir.177

Türkiye’de girişimciler için bürokrasideki diğer engeller ise sırasıyla şirket açma ve

kapatmadaki gereksiz zorluklar, vergi sistemindeki karışıklıklar, girdi maliyetlerinin yüksek

olması, haksız rekabet ve tüketicilerin etkin korunamamasıdır. Sayılan bu problemlerin

ortadan kaldırılması veya iyileştirilmesi ile ülkemizin sahip olduğu girişimcilerin sayısının

önemli oranda artacağı değerlendirilmektedir. Ayrıca ülkemizde kamu yönetimi alanında

görev alan yöneticilerin eğitilmesi ve bu kişilerin Dünya’yı tanıması bürokratik engellerin

aşılmasına önemli katkı sağlayacağı anlaşılmaktadır. 178

Tablo 3.5. Türkiye ile Avrupa Birliği Ülkelerinin Dünya Ekonomik Forumu

Verilerine Göre Kıyaslanması

Kaynak:http://reports.weforum.org/global-competitiveness-report-2014-2015, (09.10.2015).

Tablo 3.5 incelendiğinde bürokratik performans ile ülkelerin rekabet gücü arasında

sıkı bir ilişki olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle son on yılda ülkemizin bürokratik

177 Candan, a.g.m., s. 169. 178 Çokgezen, a.g.e., s. 33-34.

Ülke 2015 Dönemi Kamu

Düzenlemeleri İle

Getirilen Yükler

2015 Dönemi

Mevzuat İle İlgili

Gerekli Değişiklikler

için Hukuki

Çerçevenin

Verimliliği

2014-2015 Dönemi

Küresel Rekabet

Sıralamasında

Ülkelerin Yeri

Almanya 55 12 5

İngiltere 37 7 9

Türkiye 71 52 45

57

performans açısından gelişme sağlamış olması ile beraber, Avrupa Birliği’nin gelişmiş

ülkeleri ile kıyaslandığında alınması gereken tedbirlerin olduğu görülmektedir.

3.4.1.4. Teşvik Politikalarının Yetersizliği

Küreselleşme ile beraber devletler dinamik rekabet ortamında geride kalmamak için

ekonomik alana doğrudan girmek yerine özellikle sahip oldukları genç girişimcileri teşvik

etmeye çalışmaktadırlar. Ülkemizde de son dönemlerde genç girişimciliğin teşvik edilmesi

için değişik araçlar kullanılmaya başlanmıştır. Türkiye’de genç girişimciler için sağlanan

teşvikler diğer ülkeler ile kıyaslandığında, teşvik mekanizmasının biraz daha yavaş ve

bürokratik unsurların daha fazla olduğu değerlendirilmektedir. Sağlanacak teşviklerin

amacına ulaşmasında, ekonomik hedeflerin şehir ve bölge gerçekleri ile uyumlu,

kişiselleştirilmiş, iyi tanımlanmış ve dış dünya ile rekabetin esas alınmasının önemi

büyüktür. 179

Türkiye’de değişik finans kurumları ile bankaların genç girişimciliği desteklemede

çok istekli olmadıkları görülmektedir. Kamu tarafından alınacak özel tedbirler ile sayılan bu

ekonomik kaynak sağlayıcıların, genç girişimcilerin desteklenmesinde daha istekli

olmalarının sağlanabileceği değerlendirilmektedir.

3.4.2. Birey Kaynaklı Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller

Günümüzde girişimciliğin ve girişimci kişilerin önemi oldukça fazladır.

Girişimciliğin, genetik özelliklere dayanan boyutlarının yanında eğitim ve öğrenme

sonucunda edinilen bir davranış değişikliği olduğu bilinmektedir. Bu nedenle girişimcilik

yeteneklerinin oluşması ve gelişmesi kişilerin bazı engelleri aşmaları ve bazı destekler

almaları ile mümkündür.180

Genç girişimci adaylarının hazırlık aşamasında, odaklanmaları gereken en önemli

unsur bireysel alt yapılarını güçlü tutmaktır. Çünkü çağımızın iletişim ve bilgi teknolojileri

sayesinde, girişimciliğin önündeki birçok engel aşılabilmektedir.

179 Nuri Yaman, “Türkiye’de Yatırım Teşviklerinin Bölgesel Belirleyicileri: Mekansal ve İstatiksel Bir

Analiz”, Ankara Üniversitesi Coğrafi Bilimler Dergisi, 2012, c. 12, S. 34, s. 36. 180 Öznur Yaşar, “Girişimciliğin Genç Girişimci Adayları Perspektifinden Değerlendirilmesi”,

Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014, c. 21, S. 8, s. 177.

58

3.4.2.1. Bireylerin Özgüven Eksikliği

Özgüven, kişinin kendisine güvenme duygusudur. Kendine güven, kişinin

yeteneklerinin ve yapabileceklerinin farkında olarak, kendisi hakkında gerçekçi bir tutumla

olumlu düşünebilmesidir. Kendine güvenen kişinin kendinden beklentileri de gerçekçidir.

Hatta bazı beklentileri gerçekleşmese de kişi kendini olduğu gibi kabul eder ve

yapamadıkları içinde kendisini hırpalamaz. Kendine güvenen kişinin hayatı kendi

kontrolünde, yaşadıkları kendi sorumluluğundadır.181

Girişimcilik temelde insan kaynaklı bir kavramdır. Girişimcinin, ne istediğini

bilmesi ve kararlı olması yeni bir iş kurmak için psikolojik olarak en temel unsurlardır.

Yeni bir projede daha başlangıçta rakiplerden ve tecrübesizlikten korkmak, meydana gelen

olumsuzluklar karşısında yılgınlık göstermek genç girişimci adayının daha başlangıçta

kaybetmesine sebep olabilecektir.182

Genç girişimci adaylarının bilgi ve tecrübeye dayalı özgüven sahibi olmaları çok

önemlidir. Bunun için genç girişimci adaylarının okumaya ve tecrübe kazanacakları

alanlarda çalışmaya gayret göstermelidirler.

3.4.3. Toplum ve Kültür Kaynaklı Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller

Her insan aslında kendi büyüdüğü toplumun izlerini ömür boyu üzerinde

taşımaktadır. Ülkemizin sahip olduğu sosyal yapının girişimciliği tam olarak desteklediği

söylenememektedir. Bu problemin bir tek sebebi olmadığı gibi çözümünün de tek olmadığı

düşünülmektedir. Ülkemizde, genç girişimci sayısını ve niteliğini arttırmak için öncelikle,

en küçük sosyal grup olan aileden başlayarak genç girişimcilik konusunda farkındalığın

yükseltilmesi önem arz etmektedir.183

Genç girişimci sayısının ve niteliğinin artması için şüphesiz toplumun girişimciliği

desteklemesi çok önemlidir. Ülkemizde girişimcilik başta aileler olmak üzere toplum

tarafından yeterince desteklenmemektedir. Çünkü Türkiye’de genel olarak girişimcilik çok

181 Doğan Cüceloğlu, Savaşçı, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1999, s. 25-26 182 Bozkurt, a.g.m., s. 236. 183 Orhan Türkdoğan, Osmanlıdan Günümüze Türk Toplum Yapısı, Çamlıca Yayınları, İstanbul, 2004, s.

140-142.

59

riskli bir alan olarak görülmektedir. Girişimcilik yerine aile ve toplum, gençleri sürekli

olarak devlet kadrosunda çalışması konusunda motive etmeye yöneldiği görülmektedir.

Ayrıca kadın ve erkek arasındaki haksız rekabetin olumsuz etkileri, iş hayatında da kendini

göstermektedir. Toplumun tarafından kadına sadece anne rolü uygun görülürken, erkek gibi

çalışma hayatında olmasına ise sıcak bakılmadığı değerlendirilmektedir.

3.4.3.1. Beraber İş Yapma Kültürünün Olmaması

Halk arasında yaygın olarak kullanılan sözler ve deyimler aslında o toplumun

yapısını da göstermektedir. ‘‘Az olsun benim olsun’’ sözü ne yazık ki ülkemizde beraber

veya ortak çalışma kültürünün eksik olduğunu göstermektedir. Bunun aksine Dünya’da

kabul gören modern düşünce, gereksiz tekrarlardan ve birbirini bitirmeye yönelik yıkıcı

rekabetten kaçınıp, bunun yerine karşı tarafın uzmanlığından faydalanarak birbirini

tamamlayacak şekilde iş yapılmasıdır.184

Örneğin X şehrindeki aynı hatta yolcu taşımacılığı yapan iki özel yolcu firması ele

alındığında, yanlış olacak hareket bu iki firmanın birbirini bitirecek ve sürdürülemeyecek

şekilde fiyat rekabetine girerek her ikisinin de ekonomik ve sosyal felakete uğramasıdır. Bu

örnekte doğru olacak tavır, taşımacılık yapılacak günlerin paylaşılması ve birbirlerini

tamamlayacak şekilde vatandaşa sunulan taşımacılık hizmetinin daha nitelikli, zengin hale

getirilmesi olacaktır. Bu örneğin sosyal hayatta aynısı ile veya benzer şekilleri ile

karşılaşılabilceği değerlendirilmektedir.185

3.4.3.2. Şirketlerin Kurumsallaşmaya Gerekli Önemi Vermemesi

Ailesel yönetim, görülen en yaygın ve en eski işletme yönetim biçimi ve

organizasyon şekli olup tüm Dünya’da büyümenin itici gücü olmuştur. İlk çağlardan beri

kırsal kesimde özel yaşamla iş yaşamının bir arada yürütüldüğü, tarım ve hayvancılık

faaliyetlerinin yapıldığı çiftlikler aile işletmelerinin ilk örneklerini oluşturmaktadır. Kentsel

ortamlardaki aile işletmelerinin ilk örneklerini aynı bina içinde yaşayan aile üyelerinden

gerektiğinde yardım alınan ticarethane ve tamirhane gibi işyerleri oluşturmuştur. Dünya’da

184 Bozkurt,a.g.m., s. 232. 185 Michael Porter, Rekabet Stratejisi, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2009, s. 123.

60

ve Türkiye’de özel kesimde faaliyet gösteren işletmelerin büyük bir kısmının aile işletmesi

niteliğinde olduğu bilinmektedir. Bunların önemli bir kısmı KOBİ olmakla beraber,

aralarında, bulundukları ülke ve Dünya ekonomisine yön veren büyük işletmelerin sayısı da

oldukça fazladır. Genel olarak bakıldığında, KOBİ’lerin toplam işletmelere oranı, ABD’de

%97.1, Almanya’da %99.8, Japonya’da %99.4, Türkiye’de %99.8’dir. Diğer taraftan

ABD’de kayıtlı şirketlerin %90’ı, İspanya’da %80’i, İtalya’da %95’i, İsviçre’de %85’i ve

Türkiye’de %95’i aile şirketi olduğu görülmektedir.186

Türkiye’de aile şirketlerinin genelinde rastlanılan ataerkil yapı, kararların

profesyonel yönetim ilkeleri uyarınca değil, genellikle aile içi değerlere göre alınması, aile

şirketlerinin kurum niteliği kazanmasını engellemekte ya da zorlaştırırken, aile şirketi

dışındaki diğer ekonomik girişimlerde ise genellikle girişimcilerin vizyon eksikliğinden

dolayı, şirketleşmeye yeteri kadar önem verilmediği değerlendirilmektedir. Tablo 3.6‘da

ülkemizdeki kurulmuş olan şirketler ile Dünya’daki diğer örnekler kıyaslanmıştır.

Tablo 3.6. Türkiye’deki ve Dünya’daki Şirketlerin Kıyaslanması

Kaynak: Erkiletlioğlu, 2015: 11-13.

Tablo 3.6 incelendiğinde, ülkemizdeki şirketlerin Dünya’daki diğer şirketlere göre

çok genç olduğu görülmektedir. Bu başarısızlığın en önemli sebepleri, aile şirketlerinde

ikinci nesil yöneticilerin yeterli ehliyette olmaması ve bu şirketlerin yönetiminde uzman

186 https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/aile-isletmeleri-ve-kurumsallasma, (10.11.2015).

Sıra

No. Şirket Adı

Faaliyet

Alanı

Kuruluş

Tarihi

Şirket Ömrü

(Yıl)

1 Hacı Bekir Lokumları Gıda 1777 239

2 Ziraat Bankası Bankacılık 1863 153

3 Kongo Gomi İnşaat 578 1438

4 Beratta Ateşli

Silahlar 1576 440

5 Barone Ricasoli Yazma

Ekipmanları 1141 875

6 Chaten de Goulaine

Otel 1000 1016

61

şahıslardan faydalanılmamasıdır. Bunun aksine Dünya’daki köklü firma ve şirketler,

yönetimlerinde artık profesyonel CEO’lar istihdam ettiği görülmektedir.187

187 Mustafa Doğan, Kurumsal Yönetim, Siyasal Yayınevi, Ankara, 2007, s. 30.

62

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

TÜRKİYE’DE GİRİŞİMCİLİĞE VERİLEN TEŞVİKLER VE

GİRİŞİMCİLİĞİ DESTEKLEYEN KURULUŞLAR

4.1. Türkiye’nin Sahip Olduğu Nüfusun Girişimcilik Açısından Değeri

Genel olarak Türk insanı, özelde Türk gençliğinin girişimcilik kapasitesi yüksektir.

Ülkemizin 2015 yılına ait nüfus durumu göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin ciddi

bir genç nüfusa sahip olduğu görülmektedir.188 Türkiye’nin gelişmiş ülkeler ile arasındaki

mesafeyi kapatmasında genç girişimcilik potansiyelini harekete geçirmesi ve girişimcilik

kültürünü tabana yayması çok önemlidir. Bunun için Türkiye’deki genç insanlar için sırayla

ilköğretim, lise, üniversite ve KPSS sonunda memuriyet paradigması yapılacak çalışmalar

ile mutlaka değiştirilmelidir.

Yaş Aralığı Nüfus Toplam

15-19 6.818.522

43.309.240

20-24 6.453.289

25-29

6.483.214

30-34

6.766.221

35-39

6.194.436

40-44

5.809.395

45-49

4.784.163

Tablo 4.1. Türkiye Nüfus İstatistiği

http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist, (31.01.2016).

188 http://www.tuik.gov.tr/metod=temelist, (31.01.2016).

63

Tablo 4.1’i incelendiğinde, genç girişimci adayı yaş aralığı 15-49 olarak kabul

edilmesi durumunda, ülkemiz toplam nüfusunun %54’nün aslında potansiyel genç girişimci

olduğu anlaşılmaktadır.

Genç girişimci sayısı ve niteliğini arttırmadaki temel strateji eğitim olmalıdır.

Eğitim uygulamalarının sonunda insanları, donanımlı hale getirip işveren pozisyonuna

getirilmesi amaçlanmalıdır. Medya takip edildiğinde zaman zaman bazı iş alanlarında

çalışacak elaman bulunamadığı haberleri ile karşılaşılmaktadır. Bu da bize Türkiye’de

istihdam alanındaki temel problemin aslında işsizlik değil vasıflı işçi, eleman problemi

olduğunu göstermektedir. Bu problemin, kamu ve özele ait kaynakların atıl, geleceği

olmayan yatırımlarından ziyade, vasıfsız işsizlerin nitelikli hale getirilmesi ve bu kişilerin

mesleki eğitim seviyelerinin yükseltilmesi için kullanılarak çözüme kavuşturulabileceği

değerlendirilmektedir.189

Türkiye İş Kurumu 81 ildeki 101.000’e yakın işyerinde araştırma yapmış ve boş

bulunan kadroları ve en çok işçi aranan meslek gruplarını belirlemiştir. Araştırma

sonuçlarına göre, her üç işyerinden birinde açık iş olduğu belirlenmiştir. Bu araştırmaya

göre, işverenin çalıştıracak eleman bulmakta zorlandığı görülmektedir. Ayrıca dikiş

makinesi operatörü, satış elemanı, garson, kaynakçı, güvenlik görevlisi, tornacı, şoför,

mobilyacı, elektrikçi ve çağrı merkezi görevlisinin en çok eleman aranan meslekler olduğu

belirlenmiştir. Bunun yanında en fazla açık iş ilanının olduğu sektörlerin ise, inşaat, imalat,

toptan ve perakende olduğu görülmüştür.190

Sonuç olarak Türkiye’nin 21. yüzyıla damgasını vurmasının yolunun, istihdam

problemlerini çözüp insanlarını mutlu kılınmasından geçtiği değerlendirilmektedir. Ayrıca

bu işsizlik probleminin en hızlı ve az maliyet ile çözülme yönteminin ise girişimci sayısının

arttırılması olduğu kıymetlendirilmektedir. Ülke içerisinde yaşayan insanların eğitilmesi ve

kendi ayakları üzerinde durmasının sağlanması günümüzün kabul gören ekonomi

alanındaki yönetim anlayışıdır. Bunun sağlanması için toplumdaki farkındalığın ve eğitime

ayrılan kaynağın artırılması, yapılması gereken faaliyetler olarak karşımıza çıkmaktadır.

189 Bozkurt, a.g.m., s. 8. 190 Ay, a.g.m., s. 338.

64

4.2. Girişimciliğin Desteklenmesi

Girişimciler toplumun genelde pozitif kesimini oluşturan insanlarıdır. Çoğunluk

mevcut durumun negatif yönlerine takılıp kalırken girişimciler, mevcut durumu nasıl

avantaja çevirebileceğini düşünerek farklı oluşturmaya çalışmaktadırlar.191

Dikkatli gözler her tarafta fırsatları görür. İyi işiten kulaklar yardımsızlıktan

ölenlerin sesini duyar, açık kalpler ve açık eller de daima yardıma muhtaçlara verilecek bir

şey, yapılacak asil bir iş bulurlar. Bir fırsatı yakalayanlar, hem kendileri hem başkaları için

diğer fırsatlara imkan sağlarlar. Bugün girişimciler için birçok fırsat ortamı oluşmaktadır.

Bu ortamlar onları büyük başarılara götürebilir. Girişimci ruhu taşıyan bireylere toplumda

uzanacak bir el mutlaka bulunmaktadır.192

Girişimcilik şüphesiz sıkıntılı bir süreci de ifade etmektedir. Sıkıntılar sadece maddi

kaynak açısından değil aynı zamanda psikolojik açıdan da girişimcilerin kendilerine olan

güvenlerini kaybetmelerine neden olabilmektedir.

Ülkemizin başarılı girişimcilerinden Baybars Altuntaş başarısının sırrını diğer

insanların göremedikleri fırsatları görmek olarak özetlemiş ve ‘‘Herkes pas geçti ben faks

çektim’’ diyerek arkasından gelecek genç girişimcilere hedef göstermiştir. İş dünyasındaki

başarılı örneklere rağmen ülkemizde birçok girişimci yatırım yaptığı alandaki problemlerin

çoğu ile yatırıma başladıktan sonra karşılaşmaktadır. Yapılan bu yatırımların hüsran ile

noktalanmaması için kamu ve özel sektörün bu süreçte devreye girip girişimciye yatırımın

öncesinde, süreç içinde ve sonrasında maddi ve manevi destek sağlaması gerekmektedir.

Burada belirtilen maddi destekten sadece nakit para anlaşılmamalıdır.193

Dünya’daki gelişmiş ülkeler girişimciliğin desteklenmesini stratejik bir alan olarak

görmektedirler. Bu ülkeler ekonomik kalkınmayı daha çok sahip oldukları girişimciler, özel

şirketler ve markalar ile gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Tablo 4.2’de Türkiye ile diğer

ülkelerin sahip olduğu özel şirket ve markalara ait veriler görülmektedir. Veriler

191 Tutar, a.g.e., s. 20. 192 Orison Sweet Marden, Fırsatı Yakalayın, çev. Hilmi Bilginer, Hayat Yayınları, İstanbul, 2009 s. 17. 193 Altuntaş, a.g.e., s. 112.

65

incelendiğinde Dünya’daki büyük şirketlerin piyasa değerlerinin birçok ülkenin GSMH’dan

yüksek olduğu da anlaşılmaktadır.194

Tablo 4.2. Dünya Devi Şirketler İle Yerli Şirketlerin Kıyaslanması

Kaynak: http://www.bloomberght.com/haberler/enbüyük-50 şirket/, (12.01.2016).

Girişimcilerin desteklenmesinde esas olan, girişimcinin kendi ayakları üstünde

durmasının sağlanmasıdır. Bu kapsamda girişimciye sağlanacak destekler yatırım öncesini,

yatırım anını ve yatırım sonrasını kapsamalıdır.

4.2.1. Yatırım Öncesinde Destek

Girişimciliğe verilecek desteklerde seçici olunmalı, öncelikle teşvik edilecek alanlar

Dünya’nın, bölgenin ve ülkenin gerçekleri ile örtüşmelidir. Her ülkenin ve o ülkedeki

şehirlerin bir kalkınma hikâyeleri olmalıdır. Örneğin tekstil ve iletişim teknolojileri ile ilgili

yapılan teşvik başvurularının hangisinin öncelikle desteklenmesi gerektiği sorusunun

194Metin Ercan, “Küresel Şirket Ligi ve Türkiye”, http://www.radikal.com.tr/yazarlar/metin-

ercan/kuresel-sirket-ligi-ve-turkiye-1144719/, (05.01.2016).

Sıra

No. Şirket Adı

Faaliyet

Alanı

Piyasa

Değeri

(Milyar

Dolar)

Çalışan

Sayısı Ülke Yıl

1 Walmart Perakende 469 2.200.000 ABD 2015

2

General

Electric Holding 243.12 305.000 ABD 2015

3 Google Bilişim 400 32.467 ABD 2015

4 Apple Elektronik 700 98.000 ABD 2015

5 Volkswagen Otomotiv 210 501.956 Almanya 2015

6 Garantibankası Bankacılık 37 18.928 Türkiye 2015

7 Türkcell İletişim 27.6 14.500 Türkiye 2015

66

cevabı, Türkiye’nin en çok cari açık verdiği alanlar ve stratejik olarak mesafe almak istediği

alanlar hangileridir? Sorusunun cevabında gizlidir.195

Girişimciliğe verilecek desteklerde öncelik girişimciliğin özendirilmesi ve eğitim

olmalıdır. Zira Cumhuriyet döneminde birçok girişimciliği destek paketleri açıklanmış olup

bunların çoğu amacına ulaşamamış veya yeteri kadar başvuru olmamıştır. Verilen

teşviklerin birçoğu da maksadına uygun kullanılmamıştır. Aynı şekilde Avrupa Birliği’nin

sağladığı teşvik fonlarına da ne yazık ki ülkemizden yeteri kadar başvuru olmamıştır.

Örneğin Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun verilerine göre 2014 yılında

Avrupa Birliği’nden sağlanan teşvik fonundan sadece 13 milyon Avro kullanılmış, proje

hazırlanamadığı ve başvuru olmadığı için 66 milyon Avro Avrupa Birliği’ne iade

edilmiştir.196

Ülkemizde yatırım öncesinde verilecek teşvikler için bağımsız bir heyetin

oluşturulması ve bu heyetin projenin uygulanabilirliği konusunda onay vermesinin kamu

kaynaklarının amacına uygun olarak kullanılmasına önemli katkı sağlayacağı

değerlendirilmektedir.

4.2.2. Yatırım Esnasında Destek

Girişimci bir insana benzetildiğinde yatırım esnasındaki destek çocuğun doğum

sonraki dönemine benzemektedir. Bilindiği gibi bebeklerin bağışıklık sistemi tam olarak

gelişmediği için dış etkilere, enfeksiyonlara karşı çok hassastır. Bebeğin kendi ayakları

üzerinde duruncaya ve kendi hayatını yardımsız idame ettirinceye kadar mutlaka

desteklenmesi gerektiği bilinmektedir. Bebeğe verilecek bu destek bazen düşmesini

engellemek bazen de onu uzaktan gözetlemek ile yerine getirilebilmektedir. Aynı şekilde

girişimciler ve KOBİ’lerinde doğuş ve emekleme anında verilecek desteğe ihtiyaçları üst

seviyededir. Bu desteği sağlamak için özellikle kamu bünyesinde yatırım destek birimleri

kurulmalıdır. Bu destek birimleri yine Dünya ve Anadolu gerçekleri ile çelişmemelidir. Bu

195 Yaman, a.g.m., s. 46. 196 T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, Türkiye –AB Mali İşbirliği, Rehber Yayınları, Ankara, 2014, s. 25.

67

birimlerde amaca hizmet etmeyen kâğıt ve kırtasiyeye dayalı çalışma sistemi mutlaka terk

edilmelidir. 197

Girişimcilerin yatırım desteklerine erişmesi için, mümkün olduğu kadar güncel

teknolojiler etkin biçimde kullanılmalı, zaman ve para tasarrufu sağlanmalıdır. Bu sayede

eldeki kısıtlı kaynaklardan daha çok genç girişimcinin faydalanabileceği

değerlendirilmektedir.

4.2.3.Yatırım Sonrası Destek

Ekonomik ve sosyal olarak kendi ayakları üzerinde durmayı başarabilen girişimci ve

KOBİ’ler içinde, kişiselleştirilmiş teşvik ve danışmanlık hizmeti verilmelidir. Bu

seviyedeki işletmeler Dünya markası haline getirmek için çaba gösterilmeli. İşletme, KOBİ

veya fikir sahibi şahısların mutlaka Dünya’nın üretim merkezlerini ziyareti etmesi

sağlanmalıdır. Örneğin savunma sanayindeki şirket yetkililerinin Amerika, Rusya, Çin ve

Avrupa’daki savunma sanayi merkezlerini ziyaret etmesinin teşvik edilmesinin ülkemizin

bu alanda daha hızlı mesafe almasına büyük katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.198

Yatırımdan sonra ürünler için marka, patent ve faydalı model belgelerinin

çıkarılması sağlanmalıdır. Girişimcilerin mutlaka küresel düşünmesi hedeflenmelidir.

Çünkü Dünya’da güncel kabul gören iktisadi anlayış, kamunun direkt yatırım yapması

değil, yatırımın önündeki engelleri kaldırması ve girişimcilerin ufkunu açması gerektiğidir.

Gelişmiş devletler istihdam ve işsizlik ile mücadeleyi de yine özel yatırımlar marifeti ile

yerine getirmektedir. Kısıtlı kamu kaynakları ile reel ekonomiye göre yanlış fakat siyaseten

fabrika açıp bu fabrikada işçi istihdam etmek ancak soğuk savaş dönemine ait

uygulamalardır. Bu yolla ülkelerdeki istihdam probleminin kalıcı olarak çözmek ve bu

yatırım politikasını sürdürebilmek mümkün görünmemektedir.199

197 Mehmet Topal, “Uluslararası Kuruluşların Teşviklere Bakışı ve Türk Teşvik Sisteminin Bu Çerçevede

Analizi”, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans

Tezi), Trabzon, 2006, s. 19. 198 Uğur Kardaş, “Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de Ar-Ge Vergi Teşvikleri”, Marmara Üniversitesi,

Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2009, s. 38. 199 Topal, a.g.t., s. 28.

68

4.3. Yurt İçinde Girişimciliğe Destek Sağlayan Başlıca Kamu ve Özel Kuruluşlar

Günümüzün kitle iletişim araçları ile Dünya’nın neredeyse küresel köy olduğu

hemen hemen herkesin ortak görüşüdür. İyi bir fikri olan herkes, gerek kamudan gerek özel

sektörden veya yurt dışından yatırımı için kaynak bulabilmektedir.200

Cumhuriyet öncesi dönemden günümüze Türkiye’nin iktisadi gelişimi göz önüne

alındığında girişimci görevini, devlet veya devlet eliyle yaratılmaya çalışılan burjuvazi

sınıfı üstlenmek durumunda kaldığı görülmektedir. Girişimcilik tarihimiz incelenirken

yapılacak çıkarsamalardan en önemlisi devlet ve girişimci ilişkisinin boyutlarının

girişimciliği etkileyen en önemli unsur olduğudur. Kimi zaman girişimci yoktan var

edilmeye çalışılmış, kimi zaman mevcut girişimciler çeşitli şekillerde desteklenmiş, kimi

zamanda devlet bir girişimci gibi hareket etmiştir. Ancak bu ilişkide devletin oldukça

baskın bir rol oynadığını söylemek mümkündür.201 Ülkemizde girişimciler, kamu, özel

sektör ve diğer organizasyonlar tarafından belirli kanunlar ve sınırlar içerisinde

desteklenmektedir.

4.3.1. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı kendi yasal mevzuatı çerçevesinde girişimcilik

fikri olan kişileri belli şart ve oranlarda ekonomik destek sağlamaktadır. Sağlanan bu

destekler; eğitim, maddi teşvik ve hibe programları altında toplanmaktadır. Kurum vermiş

olduğu bu teşvik ve eğitimleri bazen doğrudan kendisi gerçekleştirmekte bazen de

TÜBİTAK, TPE, KOSGEB gibi kamu kuruluşları eli ile yerine getirmektedir.202

Çalışmanın bu bölümünde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından

girişimcilere doğrudan sağlanan destekler incelenmiştir.

4.3.1.1. Girişimci Bilgi Sistemi (GBS)

Girişimci Bilgi Sistemi (GBS); farklı kamu kurum ve kuruluşların idari kayıtlarında

bulunan işletmelere ait ekonomik faaliyetlere ilişkin verilerin, ortak standartlar

200 Özkaşıkcı, a.g.e., s. 187. 201 Yasa, a.g.t., s. 135. 202 http://sanayi.gov.tr/Pages.aspx?pageID=710&lng=tr, (12.01.2015).

69

çerçevesinde bir veritabanında toplanması ve bu verilerin entegrasyonu projesidir. Bu

çerçevede oluşturulan GBS’nin temel amacı, kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler,

araştırma enstitüleri ve sivil toplum kuruluşlarındaki politika yapıcılar, karar alıcılar,

uzmanlar ve araştırmacılara, ekonomik, sektörel, bölgesel politikaların tasarlanması,

uygulanması ve etkinlik ölçümü için makro düzeyde doğru, güvenilir ve ihtiyacı

karşılayabilir verilerin, bilgilerin sunulacağı bir ortam sağlamaktır.203

GBS sayesinde, ekonomide ticari kazanç üreten yaklaşık 3 Milyon girişimin finansal

tablosu, sektörler ve iller arası ticareti, mal ve hizmet üretiminin yapıldığı il verileri gibi

yeni veri setlerine ulaşılabilmektedir. Ayrıca, GBS’de farklı kurumlara ait veri setleri

çapraz sorgulamalarla raporlanabilmektedir. Örneğin ihracat yapan firmaların istihdamı, kar

ve zarar durumu ya da patent almış firmaların mali performansları gibi verilere

ulaşılabilmektedir.204

GBS, kısıtlı olan kamu kaynaklarının daha etkin kullanılmasını sağlaması ile

beraber, karar vericilerin geleceği planlamasında da önemli bir dayanak oluşturmaktadır.

4.3.1.2. Tekno Girişim Sermaye Destek Programı

Tekno Girişim Sermaye Desteği ile yeni ve yenilikçi iş fikirleri olan genç

girişimcilerin, bu iş fikirlerini katma değer ve nitelikli istihdam yaratma potansiyeli yüksek

teşebbüslere dönüştürebilmeleri için çekirdek sermaye sağlanarak desteklenmesi

amaçlanmıştır. Programa üniversitelerin örgün eğitim veren, herhangi bir lisans

programından bir yıl içinde mezun olabilecek durumdaki öğrenciler, yüksek lisans veya

doktora öğrencisi ya da lisans, yüksek lisans veya doktora derecelerinden birini ön başvuru

tarihinden en çok 5 yıl önce almış gerçek kişiler başvurabilmektedir.205

Program kapsamında projenin, makina, donanım, yazılım ve yayın giderleri, sarf

malzemesi giderleri, personel giderleri, hizmet alımı ve danışmanlık giderleri (Toplam

bütçenin %20'sini geçemez), genel işletme giderleri 12 ay süre ile üst limit 100.000 TL

203 http://gbs.sanayi.gov.tr/Docs/GBS_Metaveri_WEB.pdf, (12.01.2015). 204 T.C. Ekonomi Bakanlığı, Yatırım Teşvik Sistemi Yıllık Değerlendirme Raporu, T.C. Ekonomi

Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2015, s. 9. 205 https://biltek.sanayi.gov.tr/SitePages/sss.aspx, (05.09.2015).

70

olacak şekilde desteklenmektedir. Verilen bu destek hibe şeklinde olup hangi projenin

destekleneceğine kurum içi mevzuatına göre karar verilmektedir.206

Tekno Girişim Sermaye Destek Programı, ülkemizde özel olarak genç girişimci

kitlesini hedef alan nadir destek programlarından biridir.

4.3.1.3. Teknoloji Transfer Platformu

Bakanlık sorumluluğunda hizmet veren internet sitesinin amacı temel olarak, patent,

faydalı model veya tasarım korumasına sahip teknolojilerin transferi ile ilgili verilerin

yayımlanacağı bir platform görevi üstlenmektir. Bu platform sayesinde, sahip olunan

teknolojiyi lisans vermek ya da devretmek isteyen taraflar “Lisans/Devir Verme Teklifleri”

bölümü ile, belli bir teknolojiye ihtiyaç duyan tarafları da “Lisans/Devir Alma Teklifleri”

bölümü üzerinden bir araya gelebilmektedir.207

Bu kapsamda platform içinde sırasıyla, “Koruma Süresi Dolan Buluşlar/Tasarımlar”

bölümünde, üçüncü kişilerin ücretsiz faydalanabilecekleri ülkemizdeki koruma süresi

dolmuş patent, faydalı model ve tasarımlar, “Etkinlikler” bölümünde, sınai mülkiyet

yönetimi ile ilgili konularda gerçekleştirilen ulusal ve uluslararası seminer, çalıştay

faaliyetlerine ilişkin program ve sunumlar, “Yayınlar” bölümünde, ilgili konularda yerli ve

yabancı bilgi kaynakları (kitap, makale, derleme vb.) ile anket ve analiz çalışma sonuçları,

“Ticarileşme Hikayeleri” bölümünde, ülkemizden çıkan buluş ve tasarımlarla ilgili

ticarileştirme hikayeleri, “Takip” çalışma başlığı altında elde edilen veriler başta olmak

üzere, teknoloji transferi ile ilgili ulusal veriler, “Teknoloji Paydaşları” bölümünde ise

teknoloji transferi ile ilgili tarafların bilgileri paylaşılmaktadır.208

Teknoloji Transfer Platformu ile kamu, girişimciliği arttırmada bilgilendirme

görevini başarı ile yerine getirmektedir. Ülkemizde teknoloji alanında önemli

problemlerden biri, bu alanda faaliyet gösteren paydaşların kendi aralarında iletişim

içerisinde olmamasıdır. Bu eksikliğin giderilmesi ile önemli zaman ve kaynak tasarrufu

sağlanacağı değerlendirilmektedir.

206 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 25. 207 http://www.teknolojitransferi.gov.tr/TeknolojiTransferPlatformu/common/AboutUs, (15.09.2015). 208 http://www.teknolojitransferi.gov.tr/TeknolojiTransferPlatformu/stakeHoldersList, (15.09.2015).

71

4.3.1.4. Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı

Programın amacı, ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir

yapıya kavuşturulması için kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar veya

uluslararası fonlar tarafından desteklenen sanayiye yönelik Ar-Ge, yenilik projeleri

sonucunda ortaya çıkan teknolojik ürünler, öz kaynaklar kullanılarak yapılan Ar-Ge

faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan ve patenti alınan teknolojik ürünler ile ilgili Türkiye’de

gerçek ve tüzel kişilerce gerçekleştirilecek yatırımların desteklenmesidir. Programdan, en

fazla 5 yıl önce yurt içi veya yurt dışında Ar-Ge ve yenilik projesini başarıyla tamamlamış

olanlar, yurt içinde veya yurt dışında öz kaynaklar kullanılarak ortaya çıkan teknolojik

ürüne, “İncelemeli Patent Belgesi” almış olanlar ile en fazla 6 ay önce Bilim, Sanayi ve

Teknoloji Bakanlığı’ndan yatırım izni veya teknolojik ürün özelliği taşıdığına dair olumlu

rapor alan kişi ve kuruluşlar Tekno Yatırım Programı’ndan faydalanmak için başvuru

yapabilmektedir.209

Program kapsamında girişimcilere verilecek desteklerin geri ödemesiz ve süre

olarak, makine ve teçhizatlarda 36 ay (ihtiyaç duyulması halinde bir defaya mahsus 6 aya

kadar ek süre verilebilir), kredi faizlerinde 36 ay, işletme giderlerinin desteklenmesinde 1

yıl olması öngörülmektedir. Desteklenecek harcama kalemleri sırasıyla, makine ve teçhizat

bedelleri, yardımcı makine ve teçhizat bedelleri, makine, araç, gereç, taşıma ve sigorta

bedelleri, montaj giderleri ve yatırım projesi için hazırlanacak “Fizibilite Raporu”

giderleridir.210

4.3.1.5. Kümelenme Destek Programı

Belli bir coğrafya veya ekonomik alanda faaliyet gösteren kamu ve özele ait kurum,

kuruluş veya diğer organizasyonların bir araya gelerek ortak faaliyet göstermesi kümelenme

olarak tanımlanmıştır. Bu kurum ve kuruluşlar mevzuata göre; il özel idareleri, yerel

yönetimler, üniversiteler ve araştırma kurumları, teknoloji geliştirme bölgeleri, 18.05.2004

tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu

çerçevesinde kurulan sanayi odaları, serbest bölgeler, organize sanayi bölgeleri, ihracatçı

209 İrem Kızılca, Takipçi Ülkeler, Piyasa Yapıcı Ülkeler ve Küresel Entegrasyon, Tepav Yayınları,

İstanbul, 2015, s. 21. 210 https://teknoyatirim.sanayi.gov.tr/Uploads/Documents/Templates/Sorular.pdf, (08.11.2015).

72

birlikleri, endüstri bölgeleri, kümelenme birlikteliği ile ilgili dernekler, vakıflar ve

kooperatiflerdir.211

28412 sayılı Kümelenme Destek Programı yönetmeliğine göre, her ekonomik

kümede en az yirmi firmanın olması, kümeler içinde ise en az bir sanayi, ticaret odası ve

üniversitenin yer alması zorunluluktur. Kümelenmenin Bakanlık tarafından desteklenmesi

için sırasıyla, kümelenme faaliyeti göstermek isteyen kurum veya kuruluşların bir araya

gelmesi, kümelenme için isteğin yazılı olarak karşılıklı beyan edilmesi, kümelenmeyi temsil

edecek kişi veya heyetin seçilmesi, temsil yetkisi alan kişi veya heyet ile Bakanlık

temsilcilerinin müzakereye başlaması, müzakere sonunda alınan kararların kayıt altına

alınması, kümelenme ile ilgili Bakanlığın Kümelenme Destek Programı değerlendirme

kurulu tarafından yapılan değerlendirmenin müspet sonuçlanması gerekmektedir.212

Destek programı ile Türk sanayisinin rekabet edebilirliğinin, yenilikçiliğinin ve

verimliliğinin yükseltilmesi, küresel ihracattan daha fazla pay alınması, ağırlıklı olarak

yüksek teknolojili ürünlerin üretilmesi, nitelikli işgücüne sahip, aynı zamanda çevreye ve

topluma duyarlı bir sanayi yapısına sahip olunması hedeflenmiştir.

Yukarıda belirtilen amaçlara ulaşmak için program çerçevesinde;213

Birinci kategoride: Küme koordinasyonunu ve etkinliğini geliştirme faaliyetleri

kapsamında,

Kümeyi temsil edecek bir hukuki yapının kurulması,

Kümeyi temsil edecek hukuki yapının kapasitesinin güçlendirilmesi,

Kümelenme birlikteliğinin koordine edilmesi,

Küme aktörlerinin kümelenme konusundaki farkındalığının

güçlendirilmesi,

Ortak küme markasının geliştirilmesi ve tanıtılması,

211 https://kumelenme.sanayi.gov.tr /SitePages/sss.aspx, (16.11.2015). 212 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 35. 213 https://kumelenme.sanayi.gov.tr/Uploads/Documents/Templates, (16.10.2015).

73

Lobi ve tanıtım faaliyetlerinin yapılması,

Pazar (yerel pazar dâhil) geliştirme faaliyetleri,

Uluslararası iş ağlarına erişim ve diğer kümelerle işbirliği vb.,

Kümeye ilişkin temel analizlerin yapılması (rekabetçilik vb.),

Kümeye ilişkin sofistike analizlerin yapılması,

Kümelenme stratejisinin belirlenmesi ve yol haritasının hazırlanması,

Çeşitli mali destek programlarına başvuruların hazırlanması gibi

faaliyetlerin gerçekleştirilmesi,

İkinci kategoride: Faktör koşullarını ve piyasalarını geliştirme faaliyetleri kapsamında,

Temel (az veya yarı nitelikli) işgücü piyasasını geliştirme,

Nitelikli işgücü piyasasını geliştirme (tekniker, temel mühendislik),

İleri nitelikli işgücü piyasasını geliştirme,

Hammadde ve ara malı kalitesini güçlendirmeye yönelik çalışmalar,

Hammadde ve ara malı maliyetini düşürmeye yönelik çalışmalar,

Ortak fiziki altyapının güçlendirilmesine yönelik yatırımlar,

Üniversite ile sanayi işbirliği programlarının hazırlanması,

Pazar hakkında sürekli bilgi hizmetleri sağlayacak birimlerin kurulması,

Stratejik bilgi kaynaklarına erişim gibi faaliyetlerin gerçekleştirilmesi,

Üçüncü kategoride: Verimlilik arttırıcı uygulamalar kapsamında,

Tedarikçi geliştirme programları uygulanması,

Ortak kullanım atölyeleri (ORTKA) kurulması,

74

Ortak kullanım depolarının kurulması,

Ortak hammadde teminine yönelik organizasyonlar kurulması,

Üniversite ile sanayi işbirliği programı hazırlanması,

Enerji verimliliği programlarının hazırlanması,

Yenilenebilir enerji programlarının hazırlanması,

Test ve analiz laboratuarının kurulması,

Küme aktörleri arasındaki en iyi uygulamaların yaygınlaştırılması,

Endüstriyel ortak yaşamın teşvik edilmesi,

Ortak ulaşım planlarının hazırlanması,

Ürün sertifikasyonu ve akreditasyonu gibi faaliyetlerin

gerçekleştirilmesi,

Dördüncü kategoride: Yenilik faaliyetleri kapsamında,

Uygulamalı Ar-Ge laboratuvarı kurulması,

Yenilik (ürün, süreç, pazar) destek programı hazırlanması,

Ortak kullanıma yönelik numune hatlarının kurulması,

Ortak kullanıma yönelik (test, simülasyon vb.) platformlarının

kurulması,

Teknoloji takip, tanıtım ve transfer birimlerinin kurulması,

Üniversite ile sanayi işbirliği programlarının hazırlanması,

Çeşitli mali destek programlarına başvuruların hazırlanması,

Tasarım ve yaratıcılık kapasitesini arttırıcı programların hazırlanması

gibi faaliyetlerin gerçekleştirilmesi

75

toplam dört kategoride olacak şekilde desteklenmektedir.

Kümelenme destek programı kapsamında hibe şeklinde sağlanan mali destek, 5 yıl

için 25 milyon TL’dir. Bakanlık tarafından sağlanan geri ödemesiz destek oranı, her bir iş

planı tamamlandığında iş planı toplam bütçesinin %50’sini, her bir destek kalemi bazında

ise %75’ini geçmemesi gerekmektedir.

4.3.2. KOSGEB

Ülkenin ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasında küçük ve orta ölçekli

işletmelerin payını ve etkinliğini arttırmak, rekabet güçlerini ve düzeylerini yükseltmek,

sanayide entegrasyonu ekonomik gelişmelere uygun şekilde gerçekleştirmek amacıyla,

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB)

kurulmuştur.214 KOSGEB Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı bir kamu kuruluşudur.

KOSGEB, her yaştan girişimciye kadın veya erkek ayrımı yapmaksızın birçok

konuda destek vermektedir. Bu destekler; Danışmanlık ve Eğitim, Teknoloji Geliştirme ve

Yenilik, Bilişim, Kalite Geliştirme, Pazar Araştırma ve İhracatı Geliştirme, Bölgesel

Kalkınma ve Girişimciliği Geliştirme Destekleri altında toplanmaktadır. KOSGEB’in

özellikle üniversiteler ile işbirliği ve fikir alışverişine giderek, gençlerin girişimciliğe

özendirilmesi ve desteklenmesi konusundaki en önemli desteklerinden biri, şüphesiz ki,

genç girişimcilerin cesaretini kıran finansal sorunlara getirdiği alternatif finansman

modelleridir. 215

KOSGEB ülke sathına yayılmış organizasyon yapısı ile girişimci adayı özel ve tüzel

kişilere, aşağıda görülen başlıklar altında çok geniş bir yelpazede destek sağlamaktadır. Bu

desteklerden faydalanmak için girişimci adaylarının KOSGEB’in veri tabanına kayıtlı

olmaları ve KOSGEB ile irtibatlarını kesmemeleri önem arz etmektedir. Kurum aşağıda

gösterilen başlıca faaliyet ve alanlarda girişimciliği desteklemektedir.

Yurt içi fuar desteği

214 İsmail Elagöz, “KOSGEB’in Girişimcilere Sağladığı Destekler”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi,

2015, c. 4, S. 1, s. 166. 215 Cansız, a.g.t., s. 57.

76

Yurt dışı iş gezisi desteği

Tanıtım desteği

Eşleştirme desteği

Nitelikli elaman istihdam desteği

Danışmanlık desteği

Eğitim desteği

Enerji verimliliği desteği

Tasarım desteği

Sınai mülkiyet hakları desteği

Belgelendirme desteği

Test, analiz ve kalibrasyon desteği

Bağımsız denetim desteği

Kredi faiz desteği

Destek alanlarının hepsi önemli olmakla beraber girişimcinin, başarılı olup, küresel

düşünmesi için iyi bir eğitim ve yurt dışını görmesi şüphesiz çok faydalı olacaktır. Diğer

destek konularından daha önemli olduğu için eğitim ve yurt dışı iş gezisi destekleri detaylı

olarak incelenmiştir.

4.3.2.1. Eğitim Desteği

KOSGEB’in sağlamış olduğu eğitim desteğinden faydalanmak isteyen özel ve tüzel

kişiler KOSGEB’in resmi internet sitesinden indirilebilen başvuru formunu doldurarak

77

kurum temsilciliğine elden teslim etmektedirler. Gerekli değerlendirmeden sonra sonuç

KOSGEB tarafından başvuru sahiplerine yazı ile bildirilmektedir.216

Özel veya tüzel kişiler, genel yönetim, pazarlama yönetimi, üretim yönetimi, insan

kaynakları yönetimi, mali işler ve finansman yönetimi, dış ticaret ve uluslararası mevzuat,

bilgisayar ve bilgi teknolojileri, enerji teknolojileri, yeni teknik ve teknolojiler, yenilik,

mesleki ve teknik eğitim, CE işareti, ürün belgelendirme ve çevre konu başlıklarında

KOSGEB tarafından desteklenmektedir.217

Girişimci adayları yukarıda sayılan konularda eğitim hizmetini, üniversiteler,

üniversitelerin işletmelere yönelik eğitim hizmeti vermek amacıyla kurulmuş birimleri,

kuruluş mevzuatlarının izin vermesi şartıyla kamu kurum ve kuruluşları, bunların eğitim

hizmeti vermek amacıyla kurulmuş birimleri ve meslek kuruluşları, 5580 sayılı Özel

Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında kurum açma iznine sahip, alanında program onayı

olan kurum ve kuruluşlar ile Türk Akreditasyon Kurumu tarafından herhangi bir konuda

akredite edilen belgelendirme kuruluşlarından alabilmektedir.218

Sağlanan maddi destek her bir konu başlığı altında alınan eğitim için 1.000 TL'yi,

toplamda ise 4.000 TL'yi geçmemekte ve verilecek maddi destek ile ilgili diğer teknik

detaylar KOSGEB’in kendi mevzuatı çerçevesinde yürütülmektedir.

4.3.2.2. Yurt Dışı İş Gezisi Desteği

İşletmelerin, uluslararası işbirliğini temin etmeleri, kendi alanları ile ilgili tecrübe ve

bilgilerini arttırmaları için organize edilen yurt dışı iş gezisi programlarına katılmaları

KOSGEB tarafından desteklenmektedir. Bu destek; hizmet merkezleri, meslek kuruluşu

veya Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği üyesi A grubu organizatör kuruluşlar tarafından

düzenlenen yurt dışı iş gezisi programlarında işletme temsilcilerinin, konaklama giderlerini,

ulaşım giderlerini, yurt dışı iş gezisi programı ile ilgili diğer giderlerini (tercüme ve

rehberlik hizmetleri, fuar giriş ücretleri, toplantı organizasyon giderleri) kapsamaktadır.219

216 Bozkurt, a.g.e., s. 53. 217 http://www.kosgeb.gov.tr/common/AboutUs, (30.09.2015). 218 http://www.kosgeb.gov.tr/Uploads/Documents/, (05.08.2015). 219 Elagöz, a.g.m., s. 170-171.

78

Sağlanan bu desteklerden faydalanmak için işletme sahibi, ortağı veya çalışanı olma

şartı aranmaktadır. Yurt dışı iş gezisinin düzenlenebilmesi için en az 10 işletmenin

(KOSGEB veritabanına kayıtlı KOBİ) katılımı gerekmektedir. Her bir yurt dışı iş gezisi

programı için, işletme başına en fazla 10.000 TL destek verilmekte olup ödemeler

KOSGEB’in kendi mevzuatı çerçevesinde yürütülmektedir.

4.3.3. TÜBİTAK

1963 yılında kurulan TÜBİTAK, Türkiye’de planlı ekonomi döneminin

başlangıcında kurulmuştur. Kurumun kuruluş aşamasında en temel görevleri arasında,

özellikle doğa bilimlerinde temel ve uygulamalı akademik araştırmaların desteklemesi ve

genç araştırmacıların teşvik edilmesi bulunmaktadır. Zaman içerisinde bu kurum çağın

gereklerine göre kendini geliştirmiş ve değiştirmiştir. TÜBİTAK günümüzde,

toplumumuzun yaşam kalitesinin artmasına ve ülkemizin sürdürülebilir gelişmesine hizmet

eden, bilim ve teknoloji alanlarında yenilikçi, yönlendirici, katılımcı ve paylaşımcı bir

kurum olma vizyonunu benimsemektedir. Ayrıca ülkemizin bilim ve teknoloji politikaları

belirlenerek toplumun her kesiminde bu farkındalığın arttırılması için TÜBİTAK kitaplar

ve dergiler yayınlamaktadır. Kurum bu faaliyetleri yürütürken, bilim insanlarının yurt içi ve

yurt dışı akademik faaliyetleri burs ve ödüller ile destekleyerek, üniversitelerimizin, kamu

kurumlarımızın ve sanayimizin projeleri fonlamaktadır. Bu yöntemler ile ülkemizin rekabet

gücünün arttırılması hedeflenmektedir.220

Son olarak 2005 yılında değişen mevzuatı ile TÜBİTAK kendisinden beklenen

etkinlik performansı için, somut ölçüler ve hedefler içeren stratejik plan ve yönetim ilkeleri

doğrultusunda hareket etmektedir. 5376 sayılı Kanun ile ayrıca bilgi ve teknolojinin

üretildiği ortamlardan, kullanıldığı ortamlara aktarılmasını sağlayacak, üniversite ve sanayi

işbirliğini geliştirecek çeşitli ve etkin mekanizmaların kullanımına olanak verecek hükümler

getirilmiştir.221

TÜBİTAK günümüzde girişimcilere, başta yüz yüze ve sanal olmak üzere eğitim,

patent alınması ve ekonomik teşvikler gibi çok geniş yelpazede destek sağlamaktadır.

220 http://www.tubitak.gov.tr/tr/kurumsal/hakkimizda/icerik-biz-kimiz, (08.08.2015). 221 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 42.

79

Kurum bu hali ile fark oluşturacak fikri olan herkesin hayatına belli oranda

dokunmaktadır.222

TÜBİTAK girişimciliği;

Tekno Girişim Sermaye Desteği

Girişimcilik ve Yenilikçilik Yarışma Programı

Girişimcilik, Yenilikçilik Eğitimi ve Araştırma Faaliyetlerini Destekleme

Programı

Girişim Sermayesi Destekleme Programı

Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Arttırılmasına Yönelik

Destekleme Programı

ile desteklemektedir. Kurum tarafından sağlanan destek programları çalışmanın bundan

sonraki bölümünde incelenmiştir.

4.3.3.1. Tekno Girişim Sermaye Desteği

Bu programın amacı girişimcilerin, teknoloji ve yenilik odaklı iş fikirlerini, katma

değer ve nitelikli istihdam yaratma potansiyeli yüksek teşebbüslere dönüştürebilmeleri için,

fikir aşamasından pazara kadar olan faaliyetlerin desteklenmesi, böylece nitelikli

girişimciliğin özendirilmesi ve uluslararası rekabet gücü olan, yenilikçi, teknoloji düzeyi

yüksek ürün ve hizmetleri geliştirebilen başlangıç firmalarının oluşturulması sağlamaktır.223

Tekno girişim sermaye desteğine üniversitelerin örgün öğrenim veren herhangi bir

lisans programından mezun ya da üniversitelerin herhangi bir yüksek lisans veya doktora

programına kayıtlı öğrenci ya da üniversitelerin herhangi bir yüksek lisans veya doktora

programından mezun kişiler başvurabilmektedir. Bu programa elektronik ve posta yolu ile

222 Kızılca, a.g.e., s. 32. 223 http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/sanayi/ulusal-destek-programlari/icerik-1512-teknogirisim

sermaye-destegi/, (12.10.2015).

80

başvuru yapmak mümkün olup, hangi projelerin destekleneceğine kurum içi

değerlendirmeye müteakip karar verilmektedir.224

Program çerçevesinde girişimciye sağlanan destek teminat alınmaksızın geri

ödemesiz (hibe) olarak verilmekte olup Tekno Girişim Sermaye Desteği 150.000 TL’dir.

Bu tutar bilim kurulu tarafından arttırılabilmektedir.

4.3.3.2. Girişimcilik ve Yenilikçilik Yarışma Programı

Bu programın amacı, girişimcilik kültürünün gençler arasında yaygınlaşmasını

sağlamak ve çeşitli alanlarda yenilikçilik içeren iş fikri olan ön lisans, lisans ve lisansüstü

öğrencilerine fikirlerini hayata geçirmelerine yönelik uygun ortamı hazırlamak için destek

sağlamaktır. Yarışma, yıl içinde kurumun uygun gördüğü sayıda ve dönemlerde

yapılmaktadır.225

Başvurular elektronik ortamda kabul edilmekte olup değerlendirme kurum içi

mevzuatı çerçevesinde yapılmaktadır. Yapılan değerlendirme sonucunda birinci olan proje

10.000 TL, ikinci olan proje 7.500 TL, üçüncü olan proje ise 5.000 TL ile

desteklenmektedir.

4.3.3.3. Girişimcilik, Yenilikçilik Eğitimi ve Araştırma Faaliyetlerini Destekleme

Programı

Bu programın amacı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Tekno

Girişim Sermaye Desteği’ni kazananlar arasından yapılacak elemeyi geçerek önerilmiş

adaylara girişimcilik ve yenilikçilik alanlarında yurt dışında düzenlenen eğitim

programlarına katılım desteği sağlamaktır. Başvuru şartları; T.C. vatandaşı olmak, bu

programdan daha önce yararlanmamış olmak ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

tarafından Tekno Girişim Sermaye Desteği’ni kazananlar arasından yapılacak elemeyi

224 Atilla Yardımcı, “Üniversite Sanayi İşbirliğine Yeni Bir Bakış”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler

Fakültesi Dergisi, 2015, c. 70, S. 14, s. 158. 225 http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/girisimcilik/ulusal-destek-programlari/icerik-2238-girisimcilik-

ve-yenilikcilik-yarisma-programi, (11.01.2016).

81

geçerek önerilmiş olmaktır. Program kapsamında desteklenenlere seyahat, gündelik ve aylık

yaşam giderleri ile kayıt ücretleri için ödeme yapılmaktadır.226

4.3.3.4. Girişim Sermayesi Destekleme Programı

TÜBİTAK Girişim Sermayesi Destekleme Programı, ülke ekonomisine katma değer

sağlayabilecek nitelikte yenilikçi, ürün, süreç, bilgi ve teknoloji geliştirme ve üretme

potansiyeli bulunan KOBİ ölçeğindeki şirketlerin çekirdek veya başlangıç aşamalarındaki

finansman ihtiyaçlarının, girişim sermayesi fonları aracılığıyla karşılanması için

başlatılmıştır. Destekleme programı ile ülkemizde teknoloji ve yenilik odaklı KOBİ’lere

sermaye sağlayacak yeni fonların kurulmasına ve bu fonları yönetecek fon yöneticilerinin

teşvik edilerek girişim sermayesi ekosisteminin oluşturulmasına katkı sağlanılması

hedeflenmektedir.227

Programa, girişim sermayesi fonu kurmuş veya kurmayı taahhüt eden fon

yöneticileri ve aday fon yöneticileri başvuru yapabilmektedir. Bu başlık altında verilen

destekler çekirdek sermayesi desteği ve başlangıç sermayesi desteği şeklindedir. Çekirdek

sermaye desteği; fikir aşamasında olan bir ürün, hizmet veya yeniliğin oluşturulması

amacıyla araştırma, geliştirme, değerlendirme ve bir başlangıç konsepti geliştirmek ya da

yeni bir ürün oluşturulması için yapılacak yatırımları, başlangıç sermayesi desteği ise ürün

geliştirme, prototip oluşturma veya tamamlanmış prototip sonrası üretim, satış ve ilk

pazarlama faaliyetleri için ek finansman sağlamak amacıyla yapılacak yatırımları

kapsamaktadır.228

Program kapsamında, girişim sermayesi fonlarının fon büyüklüğünün %20’sine

varan oranda hibe desteği verilmektedir. Programa yapılan başvurular, Girişim Sermayesi

Destekleme Grubu tarafından, içerik ve biçim olarak gerekli şartlar açısından ön

değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Ön değerlendirme sonucunda, Girişim Sermayesi

Destekleme Grubu Yürütme Komitesi tarafından değerlendirme sürecine alınacak

başvurulara ilişkin liste TÜBİTAK internet adresinde yayımlanmaktadır.

226 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 65. 227 Kızılca, a.g.e., s. 42. 228 Yardımcı, a.g.m., s. 162.

82

4.3.3.5. Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Arttırılmasına Yönelik

Destekleme Programı

Bu destek programına Türkiye’de yerleşik sermaye şirketleri, yükseköğretim

kurumları, vakıf üniversiteleri, kamu araştırma merkezleri, sanayi odaları, ticaret

odaları, organize sanayi bölgeleri ve ihracatçı birlikleri başvuru yapabilmektedir.229

Destek kapsamında yukarıda sayılan kurum ve kuruluşların başta personel olmak

üzere konaklama, teçhizat, danışmanlık, yazılım ve proje başvuru masraflarının %10’luk

kısmı karşılanmaktadır.

4.3.4. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri

Teknoloji Geliştirme Bölgesi; yeni veya ileri teknolojide mal ve hizmet üretmek

isteyen girişimcilerin, araştırmacı ve akademisyenlerin sınaî ve ticari faaliyetlerini

üniversitelerin yanında veya yakınında yürütebilmelerine ve bu üniversitelerden

yararlanabilmelerine imkân vermek için kurulmuş akademik, sosyal ve kültürel sitelerdir.

4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu, 06 Temmuz 2001 tarih ve 24454 sayılı

ve 6170 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair

Kanun 12 Mart 2011 tarih ve 27872 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. Teknoloji

Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği ise 19 Haziran 2002 tarih ve 24790 sayılı

Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.230

Bu bölgelerin hedefleri; Türkiye’nin Ar-Ge potansiyeline ve teknoloji üretebilme

yeteneğine katkı sağlamak, Türkiye için sürdürülebilir kalkınmanın unsurlarından birisi

olmak, girişimciliği teşvik etmek ve desteklemek, sektör öncelikleriyle Türkiye’nin

teknoloji üretiminin ve birikiminin yönlendirilmesine katkı sağlamak, teknoloji transferi

için uygun ortam yaratmak, Dünya pazarlarına yönelik ileri teknoloji ürün ve hizmet

üretimini desteklemek, sanayi ile üniversite işbirliğini etkin ve sürekli kılmak,

üniversitedeki araştırma altyapısının ve bilgi birikiminin ekonomik değere dönüşmesine

katkı sağlamak, nitelikli işgücüne ülke içinde istihdam yaratmak, yüksek teknoloji

229 http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/sanayi/ulusal-destek-programlari/icerik-1601-yenilik-

girisimcilik-alanlarinda-kapasite-artirilmasina-yonelik/, (16.01.2016). 230 https://biltek.sanayi.gov.tr/sayfalar/tgb.aspx, (15.11.2015).

83

yatırımları yapacak yabancı sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak bölgeler oluşturulmak

ve Ar-Ge çalışmalarında uluslararası işbirliğini güçlendirmektir.231

Teknoloji geliştirme bölgelerinde; ileri teknolojileri kullanmakta olan yerli ve

yabancı firmalardan Ar-Ge birimlerini teknoloji geliştirme bölgelerinde oluşturarak yeni

Ar-Ge projeleri gerçekleştirenler, üniversitelerin ileri teknoloji enstitüsü veya kamu Ar-Ge

merkezinin imkanlarını kullanarak yazılım veya yenilikçi teknolojiler geliştirmek isteyen

KOBİ’ler ve ticarileştirilebilecek fikri olan genç girişimciler faaliyet gösterebilmektedir.232

Türkiye’de toplam 59 teknoloji geliştirme bölgesi bulunmakta olup girişimcilere

sağladığı değişik destekler bulunmaktadır. Bu avantajlar sırasıyla; bölgede faaliyet gösteren

gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için, bölgedeki yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden

elde ettikleri kazançların 2023 yılı sonuna kadar gelir ve kurumlar vergisinden muafiyet,

bölgede çalışan araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personeli için, ücretlere ilişkin 2023 yılı

sonuna kadar her türlü vergiden muafiyet ve SGK işveren payından %50 muafiyet ve

bölgede üretilen yazılımlar için KDV muafiyetleridir. Ayrıca teknoloji geliştirme

bölgelerinde görev alan üniversite veya kamu kurum ve kuruluşu personelinin, çalıştıkları

kuruluşların izni ile sürekli veya yarı zamanlı olarak çalışma, öğretim elemanlarının elde

ettiği gelirlerin üniversite döner sermaye kapsamı dışında tutulması, öğretim elemanlarının

yaptıkları araştırmaların sonuçlarını ticarileştirmek amacı ile şirket kurabilme, kurulu bir

şirkete ortak olabilme veya bu şirketlerin yönetiminde görev alabilme hakları

bulunmaktadır.233

4.3.5. Kalkınma Ajansları

Kalkınma Ajansları, ulusal düzeyde Kalkınma Bakanlığı koordinasyonunda, kendine

özgü teknik ve finansman mekanizmasına sahip, kâr amacı gütmeyen, çabuk karar alıp

uygulayabilen, merkezi ve yerel idarelerin dışında, kamu, özel sektör ve STK’ları bir araya

getiren, tüzel kişiliğe haiz, 5449 sayılı Kanunla düzenlenmiş, işlemlerinde özel hukuk

hükümlerine tabi, istatistikî bölge birimleri sınıflandırması esas alarak Bakanlar Kurulu

kararı ile kurulan teknik kapasitesi yüksek, uygulamacı olmayan fakat destekleyici,

231 Kızılca, a.g.e., s. 37. 232 Erdayı, a.g.m., s. 165. 233 Cemal Elitaş, “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin Verimlilik Açısından Değerlendirilmesi”, Afyon

Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2014, c. 9, S. 1, s. 336.

84

koordinatör ve katalizör olarak Kalkınma Bakanlığı’nın koordinasyonunda faaliyet

gösteren kalkınma birimledir.234

Türkiye genelinde 26 adet Kalkınma Ajansı mevcuttur. Kalkınma Ajanslarının mali

kaynaklarının büyük kısmı merkezi bütçeden aktarılan ödeneklerden oluşmaktadır. Geri

kalan kısım ise ajansın görev alanı içerisinde yer alan belediyeler, il özel idareleri ve ticaret

sanayi odalarının bütçelerinden aktarılan kurum paylarından oluşmaktadır. Kalkınma

Ajansları, kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini

geliştirmek, kaynakların etkin kullanımını sağlamak, yerel potansiyeli harekete geçirmek

suretiyle bölgesel gelişmeyi hızlandırmak ve bölgeler arası içi gelişmişlik farklarını

azaltmak amacıyla kurulmuştur.235

Kalkınma ajanslarının girişimcilere sağladığı destekler;

Proje Teklif Çağrısı Yöntemiyle Sağlanan Doğrudan Finansman Desteği

Teknik Destek

Doğrudan Faaliyet Desteği

Güdümlü Proje Desteği

Faiz Desteği ve Faizsiz Kredi Desteği

olmak üzere toplam beş başlık altında girişimciliği desteklemektedir.

4.3.5.1. Proje Teklif Çağrısı Yöntemiyle Sağlanan Doğrudan Finansman Desteği

Kalkınma ajanslarının yapmış oldukları teklif çağrılarına aşağıda belirtilen gerçek ve

tüzel kişiler başvuru yapabilmektedir.

Gerçek kişiler

KOBİ tanımına uyan gerçek ve tüzel kişiler

Kooperatif, birlik, teknopark, organize sanayi bölgeleri müdürlükleri

234 http://www.kalkinma.gov.tr/Pages-Kalkinma-Ajansi-i.aspx, (12.11.2015). 235 Ay, a.g.m., s. 341.

85

Kaymakamlıklar, İl Özel İdaresi ve Belediyeler

5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu çerçevesinde kurulmuş birlikler

Üniversite rektörlükleri, rektörlüğe bağlı araştırma merkezleri, enstitüler ve

fakülteler

Sivil toplum kuruluşları (odalar, birlikler, dernekler, vakıflar vb.)

1163 sayılı Kooperatifler Kanuna göre kurulmuş tarımsal amaçlı kooperatifler

5200 sayılı Üretici Birlikleri Kanuna göre kurulmuş üretici birlikleri

Doğrudan finansman desteğinin miktarı ve hangi alanlarda bu finansmanın

yapılacağı kalkınma ajanslarının kendi mevzuatına göre yönetim kurulu tarafından karar

verilmektedir. Örneğin bir KOBİ programı için ajansın sağlayacağı azami destek miktarı

400.000 TL olabilirken, büyükbaş hayvancılık programı için azami destek miktarı 250.000

TL olabilmektedir. Ajansların, bağlı oldukları mevzuatları gereğince özel sektöre

sağlayacağı destekler ise proje toplam uygun maliyetlerinin %50’sini ve uygulama süresi de

12 ayı geçememektedir.236

4.3.5.2. Teknik Destek

Teknik Destek; bölgedeki yerel aktörlerin bölgesel kalkınma açısından önem arz

eden, ancak kurumsal kapasite eksikliği nedeniyle hazırlık ve uygulama aşamalarında

sıkıntı ile karşılaştıkları çalışmalara ajanslar tarafından sağlanan desteklerdir. Teknik

Destek; yerel yönetimlerin başta planlama çalışmaları ile bölge plan ve programlarını

uygulayıcı veya yerel kalkınma kapasitesini arttırıcı faaliyetlerini, diğer kamu kurum ve

kuruluşlarının ve bölgedeki sivil toplum kuruluşlarının yerel veya bölgesel kalkınmaya

katkıda bulunabilecek çalışmaları kapsamaktadır. Teknik destek, belirli bir süre ile ajans

uzmanlarının görevlendirilmesi veya hizmet alımı yoluyla, konuyla ilgili uzman kurum ve

kuruluşlardan hizmet alınması yolu ile gerçekleştirilmektedir.237

236 http://www.ito.org.tr/Rekabeti_Gelistirme/Kalkinma_Ajanslari.pdf/, (03.01.2016). 237 Çokgezen, a.g.e., s. 43.

86

Teknik Destek faaliyetleri için ayrılabilecek toplam yıllık tutar, ajansların yıllık

gider bütçesinin %2’sini geçememektedir. Ayrıca Teknik Destek bir mali destek aracı

olmayıp, başvuru sahibinin ihtiyaç duyduğu bir uzmanın veya eğitimin temin edilmesi için

gerekli olan maliyetleri kapsamaktadır. Teknik Destek kapsamında yararlanıcı kuruluşa

herhangi bir doğrudan mali destek verilmez, ödemeler hizmet alınan kuruluşa

yapılmaktadır.

4.3.5.3. Doğrudan Faaliyet Desteği

Doğrudan Faaliyet Desteği; bölgenin kalkınması, rekabet gücü açısından önemli

fırsatlardan yararlanılmasına ve bölge ekonomisine yönelik risklerin önlenmesinde acil

tedbirlere yönelik faaliyetlerin desteklenmesidir. Bu kapsamda ajans, proje teklif çağrısı

yapmaksızın, proje hazırlığı konusundaki yükümlülüklerden bazılarını hafifletmek, proje

destek sürecini hızlandırmak amacıyla veya proje hazırlık sürecini doğrudan yönetmek

suretiyle yararlanıcılara karşılıksız ve doğrudan destek sağlamaktadır. Doğrudan Faaliyet

Desteği istisnai bir destek olup, bu destek türünde proje teklif çağrısı usulü

uygulanmamaktadır.238

Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında, bölgenin kalkınmasında önem arz eden,

sosyal ve ekonomik sektörler için önemli sonuçlar yaratacak araştırma ve fizibilite

hazırlama faaliyetleri desteklenmektedir. Destek için ayrılabilecek toplam yıllık tutar,

ajansın yıllık gider bütçesinin %2’sini geçememektedir. Bu oran, proje teklif çağrılarından

kaynak artması durumunda, genel sekreterlik makamının teklifi ve yönetim kurulu onayı ile

%4’e kadar çıkarılabilmekte olup, her bir proje için sağlanabilecek azami destek miktarı,

her yıl Kamu İhale Mevzuatı’na göre Büyükşehir Belediyesi sınırları dâhilinde bulunan

idareler için belirlenen, doğrudan temin usulüne göre yapılan satın almaların üst sınırının iki

katından fazla ve yarısından az olamamaktadır. Bu rakam her bir proje için 19.500 TL ile

85.000 TL arasındadır. Ayrıca yapılacak ön ödeme miktarı, destek tutarının %80’nini, proje

destek süresi ise 3 ayı geçememektedir.239

238 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 69. 239 http://www.serka.gov.tr/sayfa-187-tesvikler.html, (20.12.2015).

87

Doğrudan Faaliyet Desteğine, yerel yönetimler, üniversiteler, diğer kamu kurum ve

kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşları,

birlikler, kooperatifler, girişimciler ve KOBİ’ler başvurabilmektedir.

4.3.5.4. Güdümlü Proje Desteği

Güdümlü Proje Desteği ile, bölgedeki girişimcilik ve yenilikçilik kapasitesini

geliştirecek nitelikteki iş geliştirme merkezleri, teknoparklar, teknoloji geliştirme

merkezleri, işletmelerin ortak kullanımına açık fuar, ticaret merkezi, sergi salonu,

laboratuar, atölye gibi büyük bütçeli altyapı desteklerini içeren, stratejik önem taşıyan

projelere kalkınma ajansları öncülük edip doğrudan mali ve teknik destek sağlanmaktadır.

Güdümlü Proje Desteği’nin diğer desteklerden farkı ilgili projenin ajansın öncülüğü ile

başlatılmış olmasıdır. Bu kapsamda kalkınma ajansları, ilk fikri oluşturma aşamasından

itibaren genel çerçevesini ortaya koymuş olduğu projeyi uygulayacak muhtemel aktörleri

belirlemek için gerekli koordinasyonu yürütmektedir.240

Güdümlü Proje Desteği’nden sadece, yerel yönetimler ve mahalli idari birlikleri,

üniversiteler, meslek okulları, araştırma enstitüleri, diğer kamu kurum ve kuruluşları, kamu

kurumu niteliğinde meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, organize sanayi bölgeleri,

endüstri bölgeleri ve küçük sanayi siteleri, proje uygulayıcısı olarak yararlanabilmektedir.

Güdümlü Proje Desteği kapsamdaki projelere sağlanacak mali destekler, küçük ölçekli

altyapı projeleri için ajans bütçesinden ayrılan kaynaktan karşılanmaktadır. Ajans

tarafından küçük ölçekli altyapı projelerine verilecek mali desteğin toplamı ise, ajansın

yıllık gider bütçesinin %20’sini geçmemektedir. Güdümlü Proje Desteği kapsamında ajans,

proje başına en fazla %90 oranında mali destek sağlamaktadır. Bu oran, projenin hayata

geçirilmesinde proje uygulayıcısı ve ortak olarak rol alacak kurum ve kuruluşlarla kalkınma

ajansı arasında imzalanacak sözleşmede belirlenmektedir. Kalan kısım bu kurum ve

kuruluşlar tarafından karşılanmaktadır.241

Destek kapsamındaki diğer hususlar kurum içi mevzuata göre yürütülmektedir. Bu

destek programından faydalanmak isteyen genç girişimcilerin iyi bir hazırlık ve iş planı

yapması gerekmektedir.

240 Ay, a.g.m., s. 345. 241 http://www.serka.gov.tr/sayfa-188-tesvikler.html, (20.12.2015).

88

4.3.5.5. Faiz Desteği ve Faizsiz Kredi Desteği

Faiz Desteği, kâr amacı güden gerçek ve tüzel kişilerin ilgili aracı kuruluş (bankalar,

vd.) ile ajans arasında imzalanacak protokolde belirtilen nitelikteki projeleri için, bankalar

vb. kurumlardan alacakları krediler karşılığında ödeyecekleri faiz giderlerinin, ajans

tarafından karşılanmasını öngören karşılıksız yardımdır. Bu destekten KOBİ’ler, çiftçi ve

çiftçi grupları, serbest meslek sahipleri ve girişimciler yararlanabilmektedir. Faizsiz kredi

desteği ise, kâr amacı güden gerçek ve tüzel kişilerin ilgili aracı kuruluş ile ajans arasında

imzalanacak protokolde belirtilen nitelikteki projeler için, ilgili aracı kuruluşlar eliyle kredi

verilmesidir. Bu mali destek ajans mevzuatında belirlenmiş olan usul ve esaslar dâhilinde

sağlanmaktadır. Bu destekten KOBİ’ler, çiftçi ve çiftçi grupları, girişimciler ve serbest

meslek sahipleri yararlanabilmektedir. Faiz ve Faizsiz Kredi Destek’lerinin sağlanabilmesi

için öncelikle aracı kurum olan bankalar ile ajans arasında bir protokol yapılması ve ajans

tarafından desteklerin ilan edilmesi gerekmektedir.242

Faiz ve Faizsiz Kredi Desteği uygulamaları, ajansın yıllık gider bütçesinin %15’i ile

sınırlı olarak ayrılan kaynaktan karşılanmaktadır. Faiz desteği ile desteklenmesi öngörülen

her bir projeye verilecek azami destek miktarı, o yıl için faiz desteğine ayrılan toplam

ödeneğin %5’ni geçmemek üzere ajans tarafından belirlenerek ilan edilmektedir.

4.3.6. TÜSİAD

Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği, 1971 yılında kapalı ve kriz üreten

ekonomi sistemine iş dünyasının bir tepkisi olarak kurulmuştur. TÜSİAD kuruluşundan beri

hukukun üstünlüğü, demokrasi, insan hakları, temel özgürlükler, eşitlik, serbest piyasa

ekonomisi ve güçlü bir Türkiye vizyonunu savunmaktadır.243

TÜSİAD Brüksel, Washington, Berlin, Paris ve Pekin’de açmış olduğu

temsilcilikleri ile fiilen Dünya’nın ekonomik ve siyasi güç merkezleri ile de daima temas

halinde olup ülkemizde kurumsallaşmış yapısı ile ciddi bir baskı ve denetim kurumu olarak

242 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 75. 243 http://tusiad.org/tr/tusiad/hakkinda, (12.08.2015).

89

faaliyetlerine devam etmektedir. TÜSİAD bu yapısı ile ülkemizdeki girişimcilerin yerel

olup küresel düşünmesine katkı sağlamaktadır.244

TÜSİAD, ekonomi ile ilgili süreli yayınlar, ekonomik rapor hazırlama, eğitim,

seminer, toplantı, konferans ve bilimsel yarışma tertip etme gibi daha çok ufuk açıcı

faaliyetler ile ülkemizde girişimciliğin artmasını teşvik etmektedir.

4.3.6.1. Süreli Yayınlar

TÜSİAD, Manşet Dergisi, Görüş Dergisi, Yıllık Ekonomik Değerlendirme Raporu

ve Private View gibi süreli yayınları ile bilgilendirme faaliyetini yerine getirmektedir.

Manşet Dergisi TÜSİAD Medya İlişkileri Bölümü tarafından, aylık olarak e-bülten

şeklinde hazırlanmakta olup; TÜSİAD’ın faaliyetleri ile ilgili kamuoyuna özet bilgi

sunmaktadır. Bu dergide, toplantılar, yurt içi ve yurt dışı temaslar ile TÜSİAD Yönetim

Kurulu Başkanı ve üyelerinin ekonomik değerlendirmeleri yer almaktadır.

Görüş Dergisi, 2010 yılı Nisan ayı itibariyle yayımlanmaya başlamıştır. Temelde bir

fikir ve analiz dergisi niteliği taşıyan Görüş Dergisinde, güncel ekonomik, sosyal, siyasi ve

kültürel meseleler derinlemesine ele alınmakta ve bu konular ile ilgili analitik yazılara,

değerlendirmelere yer verilmektedir. Görüş Dergisi, farklı ilgi alanlarına hitap eden geniş

bir haber, yorum, analiz yelpazesi sahip olup; sosyal ve kültürel konular, edebiyat, sanat

dünyasından izler de bu dergide görülebilmektedir.245

Private View Dergisi ise, yılda bir defa yayınlanmakta olup İngilizcedir. Bu dergi ile

Türkiye ekonomisinin Dünya’ya daha rahat tanıtma imkanı bulunurken, yerel girişimcilerin

de daha büyük düşünmesine katkı sunulmaktadır.

4.3.6.2. Vizyon 2050 Türkiye Raporu

Vizyon 2050 raporu ile TÜSİAD, 40. yıl faaliyetleri kapsamında Türkiye’nin

geçmiş 40 yılını değerlendirmeyi ve gelecek 40 yılına ışık tutmayı hedeflemiştir. Bu

244 Berrin Koyucu, “Küreselleşme ve Türk İşadamları Derneği: TÜSİAD Örneği”, Hacettepe Üniversitesi

Uluslararası İlişkiler Dergisi, 2006, c. 3, S. 9, s. 128. 245 http://www.tusiad.org.tr/yayınlar-vizyon 2050/, (12.08.2015).

90

doğrultuda yıl içinde birçok üst düzey seminer gerçekleştirilmiş ve sürdürülebilir kalkınma

perspektifinden Türkiye’nin 2050 vizyonunun oluşturulmasına katkı sunulmaya

çalışılmıştır. Sürdürülebilir kalkınma, insan yaşamının gereksinimleri ve doğal kaynakların

sürdürülebilirliği arasında bir denge kurularak, ekonomik, çevresel ve toplumsal

boyutlarıyla bugünden geleceğe uyumlu bir planlama yapılmasını amaçlayan bütünsel bir

yaklaşımdır. Vizyon 2050, sadece bugünün değil gelecek nesillerin de kendi ihtiyaçlarını

karşılayabilecekleri, ekonomik kalkınmanın çevre ve toplum değerleri dikkate alınarak,

sürdürülebilir büyüme modellerini ortaya koymaya çalışmaktadır.246

Vizyon 2050 Türkiye Raporu ile sürdürülebilir bir Dünya neye benzer? Bunu nasıl

gerçekleştirebiliriz? Böyle bir Dünya’ya doğru hızla yol almada İş Dünyası nasıl bir rol

oynayabilir? sorularına cevap aranmıştır. Vizyon 2050 Türkiye Raporu, insani kalkınma,

şehirleşme, kentsel ulaştırma, enerji, tüketim alışkanlıkları, üretimde enerji ve kaynak

verimliliği bölümlerinden oluşmaktadır.

4.3.6.3. Üniversite Öğrencilerine Yönelik İnovasyon Eğitim Seminerleri

Üniversite öğrencileri nezdinde inovatif düşünmeyi teşvik etmek amacıyla

düzenlenen bu seminerlerde, hem akademisyenlerin hem de iş dünyasından katılımcıların

desteğiyle, öğrencilere yeni fikirlerin, iş fikirlerine dönüşmesi sürecinde gerekli olabilecek

bilgiler sunulmaktadır. Bu kapsamda inovasyon, rekabetçilik ilişkisi, inovasyonun

finansmanı ve fikri mülkiyet hakların korunması konuları, seminerlerde öne çıkan

başlıklardır. Bu seminerlerden ilki 2014 yılı içinde İstanbul’da TÜSİAD merkezi’nde,

ikincisi ise Cyberpark ve Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Operational Research

Kulübü işbirliği ile Ankara’da çeşitli üniversitelerden öğrencilerin katılımıyla

düzenlenmiştir.247

Düzenlenen bu seminerler ile genç girişimci adayları, gerçek başarı hikayesine sahip

kişilere dokunma, soru sorma ve tecrübelerden faydalanma fırsatı bulmaktadırlar. Eğitim

ortamında anlatılan nazari konuların somut olarak görülmesi bakımından uygulanan bu

eğitimlerin önemli olduğu değerlendirilmektedir.

246 Eylem Türk, TÜSİAD Patronlar Kulubü, Alfa Yayınevi, İstanbul, 2012, s. 45-46. 247 Koyucu, a.g.m., s. 130.

91

4.3.6.4. Bu Gençlikte İş Var Yarışma Programı

TÜSİAD Bu Gençlikte İş Var etkinliği, üniversite öğrencilerinin gruplar halinde

katılarak iyi iş fikirlerini ilettikleri, ön elemeyi geçen grupların TÜSİAD üye rehberleri ile

birlikte fikirlerini geliştirme ve iş planı hazırlama imkanı elde ettikleri bir fikir yarışmasıdır.

Bu yarışma ile, girişimcilik ekosistemindeki paydaşların da geniş katılımını sağlayarak

üniversite öğrencilerinin girişimciliğe ilişkin farkındalığını arttırma, genç girişimci

adaylarına kariyer alternatifi sunma ve TÜSİAD üyelerinin bilgi, deneyimlerinden

faydalanma imkanı tanınması hedeflenmiştir. Yarışmaya başvurabilmek için üniversitelerin

lisans veya lisansüstü programlarına hali hazırda devam edilmesi, 2 veya 5 kişiden oluşan

bir ekibin oluşturulması ancak fikrin kapsadığı ürün veya hizmetten ticari kazanç elde

etmek amacıyla tüzel kişilik kurulmamış olması şartları aranmaktadır.248

Ön elemeyi geçerek online eğitimi tamamlayan ekipler, İstanbul'da 3 gün sürecek ve

tüm masrafların TÜSİAD tarafından karşılandığı eğitim kampına katılması planlanmıştır.

Eğitim kampı esnasında katılımcılar, girişimciliğe ilişkin temel konulardan etkili sunum

tekniklerine kadar birçok alanda eğitim alma ve başarılı girişimcilerden kendi hikayelerini

dinleme ve kendi iş fikirlerini TÜSİAD rehberlerine sunma imkanı bulması

öngörülmektedir. Tüm programın sonunda final jürisine sunum yaparak oylama sonucunda

birinci olan ekip 75.000 TL, ikinci olan ekip 50.000 TL üçüncü olan ekip ise 25.000 TL

para ödülünü kazanmaktadır. Bu yarışma programında en önemli unsur katılımcılara eşsiz

bir deneyim ve gözlem fırsatı sağlanmasıdır.

4.3.7. MÜSİAD

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), hakkın ve hukukun, adaletin

ve eşitliğin, barışın ve güvenin, refahın ve mutluluğun sağlandığı; tarihe ve topluma mal

olmuş mahalli ve evrensel değerlerin gözetildiği, kendi içinde bütün, bölgesinde, ekonomik

ve siyasi alanda etkin, Dünya’da saygın bir Türkiye hayaliyle yola çıkan, hassasiyet sahibi

iş adamlarının 9 Mayıs 1990 tarihinde İstanbul’da kurdukları bir İş Adamları Derneği’dir.

11.000'i aşan üyesi ile MÜSİAD; 45.000’e yakın işletmeyi temsil eden ve yaklaşık

1.600.000 kişiye istihdam sağlayan; yurt içinde 85 irtibat noktası bulunan, üyelerinin

248 Türk, a.g.e., s. 49.

92

sorunlarını, görüş ve önerilerini kamu kurum ve kuruluşlarına yerinde ileten, yurt dışında 5

aktif temsilci ile birlikte 63 farklı ülkede toplamda 159 nokta ile hizmet veren, iş dünyasına

olduğu kadar toplumun diğer kesimleri için de örnek bir eğitim, rehberlik, danışmanlık

merkezi haline gelen, uygulama ve çalışmalarını profesyonel düşünce zeminine oturtan,

kamu yararına dernek statüsüne sahip güçlü bir sivil toplum kuruluşudur.249

MÜSİAD, teknik destek, bilgilendirme, maddi teşvik ve eğitim faaliyetleri ile

ülkemizde genç girişimci sayısının artmasına katkı sağlamaktadır. Ayrıca kurumsal olarak

hazırlanan iktisadi raporlar, ekonomik alandaki karar vericilere ve oyunculara karar

aşamasında önemli faydalar sağlamaktadır. Çalışmanın bu bölümünde MÜSİAD’ın

girişimciliğe hangi araç ve yöntemler ile destek verdiği incelenmiştir.

4.3.7.1. 24 Yaş Çok Geç Eğitim Projesi

Ülkemizde genç üniversite öğrencileri mezun olduklarında iş hayatında ciddi bir

uyum sorunu yaşamaktadır. Bunun sebebi üniversitede sadece eğitime yani teorik bilgiye

ağırlık verilmesidir. Genç girişimci adayları yeteri kadar staj imkanı bulamadığı için hemen

hemen hiç iş deneyimi olmadan okullarından mezun olmak durumundadırlar. Sorunun diğer

tarafında bulunan işverenler ise, tecrübesiz olan yeni mezunu işe almak istememektedir.

Genç MÜSİAD bu sorunun çözümüne katkı sağlamak için 24 Yaş Çok Geç Projesi’ni

geliştirmiştir. Bu projenin hedef kitlesi, üniversiteye başlayan öğrencilerden mezun

olacaklara kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.250

24 Yaş Çok Geç Projesi, özellikle üniversite öğrencilerinin başvurularının alınıp,

bunlardan uygun görülen genç girişimci adaylarının, MÜSİAD üyesi işyerlerinde üç aylık

yaz dönemi ve okul dönemi olmak üzere iki şekilde staj yapmasını öngörmektedir. Proje ile

öğrencilerin, alanlarını tanımasına ve pratik kazanmasına, iş alanlarını gözlemlemesine, işin

başında ilgisi olan bölüme ağırlık vermesine, işin aşamalarını öğrenmesine, teorik bilgiyi

uygulama imkanı bulmasına, iş hayatını öğrenmesine, sorumluluk bilincini geliştirmesine,

249 http:// www.musiad.org.tr/hakkinda, (12.08.2015). 250 Erdayı, a.g.m., s. 161.

93

yaşama erken atılmasına ve işsizlik kaygısından kurtulmasına katkı sağlanması

hedeflenmiştir.251

4.3.7.2. Teknolojide Kadın Eli Konferansları

Pek çok ileri teknoloji şirketinin yüzlerce ülke ekonomisini geride bırakacak oranda

büyüdüğü günümüzde, Türkiye'nin girişimci potansiyelini daha aktif kullanması gerektiği

değerlendirilmektedir. Değdiği her yere güzel bir iz bırakma arzusunda olan kadın

girişimcilere de şüphesiz bu çalışmalarda büyük pay düşmektedir. Tüm bunları anlatmak,

teknoloji alanında Türkiye’nin kadın girişimcilerini ve girişimci adaylarını motive etmek

amacıyla Genç MÜSİAD tarafından Teknolojide Kadın Eli konulu konferanslar

düzenlemektedir. Bu konferanslar ile, teknoloji alanında başarılı olan kadın girişimciler,

konunun uzmanı olan akademisyenler ve kadın girişimci adayları bir araya gelerek karşılıklı

bilgi alış verişinde bulunmaktadır. Bu konferansların ilki 6 Haziran 2015’de MÜSİAD

genel merkezinde gerçekleştirmiş olup müteakip konferansların duyurusu Genç

MÜSİAD’ın internet sitesinden yapılmaktadır.252

4.3.7.3. Satın Alma Müdürleri Endeksi (SAMEK)

Satın Alma Müdürleri Endeksi raporu, sanayi ve hizmet sektörlerinde faaliyet

gösteren işyerlerinin, ekonomik faaliyetlerinin gidişatına dair değerlendirmelerini temel

alarak, Türkiye ekonomisindeki gelişmelere ilişkin zamanında ve revizyona gerek

duyulmayacak bir veri aktarımını amaçlamaktadır. SAMEK raporu hazırlanırken illerin

GSYH içerisindeki payları dikkate alınarak MÜSİAD üyesi işyerlerinden ciro payları

dikkate alınmadan işyerleri rassal olarak seçilmektedir. 1100 işletmeyi kapsayan havuzdan

en az 500 işletmenin ankete katılımı sağlanmaktadır. Endekse kaynak olan anketler, her

ayın 20, 21, 22’sinde belirlenen örnek grubunun satın alma müdürlerinin profesyonel çağrı

merkezince telefonla aranmasıyla hayata geçirilmektedir. SAMEK endeksini oluşturan ham

251 http://www.gencmusiad.org.tr/hakkimizda/, (05.01.2016). 252 Belen-Demirkaya, a.g.e., s. 45-46.

94

veriler, bu kapsamda düzenlenen ankete katılan işyerleri satın alma müdürlerinin sorulan

sorulara verdiği, içinde bulunulan aya dair cevaplarından oluşmaktadır.253

Bu veriler daha sonra şirketin sağlığının farklı yönlerini ölçen aylık alt endekslerin

oluşumunda kullanılmaktadır. Alt endekslerin her biri, soruya arttı cevabı verenlerin

yüzdesinden azaldı cevabı verenlerin yüzdesinin çıkarılmasıyla elde edilen değerin

yarısının, %50 ile toplanmasından elde edilen 0 ila 100 arasındaki yayılım değerleridir. Bu

hesaplama, göstergelerin aynı yönlü olmaları için, tedarik teslim süreleri endeksi

hesaplanırken azaldı diyenlerin yüzdesi ile yapılmaktadır. Bu alt endekslerin her biri,

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından da kullanılan iş günü etkilerinden

arındırma yöntemiyle düzeltilmiştir. Bu değerlerde 50’nin üzerinde bir okuma son ayda bir

gelişim ve iyiye gidiş, 50 altındaki değerler ise durumda kötü yönde bir hareket olarak

algılanmaktadır. SAMEK raporu her ayın son iş günü yayımlanmaktadır.254

SAMEK raporunun Dünya’daki örnekleri; Amerika Birleşik Devletleri’nde İnstitute

for Supply Management (ISM) tarafından yürütülen Purchasing Managers İndex (PMI),

Kanada’da İvey Purchasing Managers İndex’dir. MÜSİAD’ın hazırladığı SAMEK raporu

uluslararası örneklerinden kapsamı ve yerel ekonominin durumunu daha iyi yansıtma

özelliği açısından ayrılmaktadır. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da Türkiye

için hazırlanan SAMEK raporunda sadece sanayi sektörü dikkate alınıp, İngiltere’de

yapılan bir çalışmaya dayanılarak konu ağırlıkları belirlenmektedir. Oysa ülkemiz

ekonomisinin yaklaşık 3’te 2’sini hizmet sektörü oluşturmakta ve belirlenen konu ağırlıkları

yerel gerçeklerle uyuşmamaktadır. MÜSİAD’ın hazırladığı SAMEK ile sayılan mahsurlar

giderilmiş ve raporun yerel veriler ile daha uyumlu olması sağlanmıştır.255 Bu rapor ile

ekonomi ve bununla bağlantılı olarak girişimcilik alanında karar verme noktasında bulunan

kişi veya kuruluşlara, doğru kararlar alınabilmesi için gerekli veriler sağlanmaktadır.

4.3.7.4. Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV)

MÜSİAD bünyesinde kurulu olan UTESAV, yürüttüğü faaliyetler ile ülkemizin

girişimci potansiyelini harekete geçirip ekonomik kalkınmaya katkı sunmaya çalışmaktadır.

253 http://www.sameks.org/sameks-hakkinda-kapsam-5.html , (05.07.2015). 254 Şennur Özdemir, MÜSİAD, Vadi Yayınları, İstanbul, 2015, s. 88-89. 255 Kızılca, a.g.e., s. 39-40.

95

Bunun için, iş adamları, üst düzey yöneticiler ve çalışanlara yönelik eğitim seminerleri

düzenleyip bu kişilerin uluslararası toplantı ve sempozyumlara katılmasını teşvik

etmektedir. Ayrıca Türkiye’de ekonomik ve siyasi alanda karar verme konumunda bulunan

yöneticiler için teknolojik, ekonomik ve sosyal alanlarla ilgili raporlar hazırlayarak,

stratejik kararların alınmasına katkı sağlamaktadır.256

UTESAV yürüttüğü faaliyetlerde, üniversiteler ile sıkı bir iş birliği yapmaktadır. Bu

kapsamda üniversite öğrencilerinin staj çalışmalarına destek verip, üniversite bünyesinde

hazırlanacak olan doktora ve yüksek lisans tez konularının, ülkemizdeki ekonomik ve

sosyal problemlerin çözümüne ilişkin olmasını teşvik etmektedir.

4.3.8. TOBB

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) kendi bünyesinde kurmuş olduğu Genç

Girişimciler Kurulu (GGK) aracılığı ile, genç girişimcilere eğitim, kapasite geliştirme

desteği ile girişimci fikirlerini hayata geçirmelerinde destek sağlamayı hedeflemektedir.

Ülkemizdeki genç girişimci potansiyelinin nicelik ve nitelik bakımından geliştirilmesi ve

daha donanımlı hale getirilmesi amacıyla politika belirlemek ve girişimcilik kültürünün

gençler arasında gelişmesine öncülük etmek için oluşturulan GGK’nın başlıca görevleri,

gençlere kişisel gelişim yollarını öğreterek kariyer geliştirme fırsatları yaratmak, eğitimlerin

ve kapasite geliştirmenin yanı sıra genç girişimcilerin iş kurma ve işlerini başarılı bir

şekilde sürdürmesini desteklemek, Türk ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunacak

sektörlerde girişimde bulunulmasına yardımcı olacak politikaları belirlemek ve bu

sektörlere genç girişimcileri yönlendirmek, genç girişimcilerde sosyal sorumluluk bilinci

oluşturulması amacıyla eğitim programları ve çeşitli sosyal etkinlikler düzenlemek ve genç

girişimcilerin sivil toplum kuruluşlarında, yerel yönetimlerde görev almalarını teşvik

etmektir.257

TOBB, genç girişimci adaylarını maddi olarak desteklemek yerine daha çok

eğitimler, konferanslar, yurt dışı inceleme gezileri, raporlar, siyasi karar vericilere teklif

yolları ile desteklemektedir. Özellikle, Genç Girişimci Kurulu’nun Dünya’nın teknoloji ve

finans merkezlerine organize ettiği inceleme gezileri ülkemizde genç girişimci adaylarının

256 Özdemir, a.g.e., s. 111-112. 257 http://www.tobb.org.tr/ hakkimizda/, (05.01.2016).

96

ufkunun açılmasına ve cesaretlenmelerine önemli katkı sağlamaktadır.TOBB’un sağladığı

imkanlardan faydalanmak isteyen girişimci adayları medya ve internet ortamında TOBB’un

faaliyetlerini takip etmeleri gerekmektedir.

4.3.9. Kadın Girişimcilere Destek Veren Kuruluşlar

Toplumda özellikle desteklenmesi gereken kesimlerinden biride kadınlardır.

Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10.maddesinde ‘‘Kadınlar ve erkekler eşit

haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu

maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı yorumlanamaz’’258 denilerek bu alana

özel vurgu yapmış ve kadınlara pozitif ayrımcılık yapılabilmesinin yolunu açmıştır.

Türkiye’de girişimciliğin teşviki için çalışma mevzuatında esneklik, uygun

fiyatlarda enerji ve hammadde temini, vergi indirimleri gibi konularda devletin duyarlı

olması beklenmektedir. Ayrıca kayıt dışı istihdam ve serbest ithalat yoluyla haksız rekabet

yaratılmaması gerekmektedir. Yine, Türkiye’de gözlemlenen erkek egemen girişimci profili

yıkılmalı, kadın girişimcileri destekleyen kararlar alınmalıdır. Hali hazırda Türkiye’de iş

gücüne katılım oranı %52.1 olup, kadınlarda bu oran %32.3’dür. Kadın istihdamını

arttırmaya yönelik politikalara öncelik verilmelidir. Türkiye’de kadın işverenlerin oranı

sadece %3.3’dür.259

Cinsiyet rolleri tanım olarak toplumdan topluma, tarih içinde değişse de, hiç

değişmeyen yönü cinsiyet temelindeki, kadının erkeğe göre ikincil sırada olduğu anlayışının

yaygın olmasıdır. Girişimci rolü ile toplumda var olma şansı verilen kadın daha fazla

bağımsız hareket etme, kendini gerçekleştirebilme ve hedeflerine ulaşabilme imkanına

kavuşacaktır. Böylece toplam istihdam içinde kadınlar da kendi işlerine yönelik kısa ya da

uzun vadeli planlar yaparak; kaynakları optimum kullanabilme, beşeri ilişkilerde başarı elde

etme, işinde elde ettiği bilgileri farklı kanallara aktarabilme gibi konularda söz sahibi

olabilmektedir.260

258 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Madde 10. 259 Erdayı, a.g.m., s. 159. 260 Esen Şahin, “Kadın Girişimciler ve Konya İlinde Kadın Girişimciler Üzerine Bir Uygulama”, Selçuk

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya, 2006, s. 30.

97

4.3.9.1. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER)

KAGİDER, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği, Eylül 2002’de 38 kadın girişimci

tarafından ülke çapında faaliyet gösteren ve kar amacı gütmeyen bir sivil toplum örgütü

olarak İstanbul'da kurulmuştur. KAGİDER bugün farklı sektörlerde aktif olarak çalışan ve

değer üreten 292 kadın girişimci üyesi ile büyümeye ve güçlenmeye devam etmektedir.261

KAGİDER Türkiye'de kadın girişimciliği ve liderliğini geliştirmek temel amacı ile

çalışmalarını sürdürmektedir. Bu çerçevede KAGİDER İstanbul'da ve Anadolu'nun farklı

illerindeki kadın girişimcilere iş kurma ve geliştirme süreçlerinde kapsamlı eğitimler

sağlamanın yanı sıra, kadın girişimci adaylarına inkübasyon, danışmanlık ve mentörlük

desteği sunmaktadır. Diğer taraftan genç kadınlar arasında farkındalık yaratma ve bilinç

yükseltme çalışmaları ile onları daha iyi eğitim almaları ve iş yaşamına başarılı geçişleri

yönünde desteklemektedir. 2002 yılından bu yana KAGİDER girişimcilik eğitimleri ile

kadın güçlenmesine hizmet etmiş, kadınların sosyal ve ekonomik alanda etkinliğinin

artmasına katkı sağlamıştır. Bu bağlamda KAGİDER 5000'den fazla girişimcilik ve iş

geliştirme projesini değerlendirmiş, 1300'den fazla kadına da eğitim desteği sağlamıştır.262

4.3.9.2. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV)

Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV), 1986 yılında kadınların ekonomik

durumlarını ve yaşam kalitelerini iyileştirmek amacıyla kurulmuştur. Kâr amacı gütmeyen

bir sivil toplum örgütü olan KEDV, dar gelirli bölgelerde kadınlara ve çocuklara yönelik

çalışmalar yapmaktadır. Kadınların bireysel ve toplumsal yaşamlarını iyileştirme çabalarını

desteklemek, temel ihtiyaçları etrafında organize olarak kapasitelerini geliştirebilecekleri

platformlar oluşturmak ve çocukların erken çocuk eğitimi olanaklarından

yararlanabilmelerini sağlamak için faaliyetlerini yürütmektedir. Ayrıca KEDV, yerel kadın

gruplarına yönelik bireysel ve kollektif kapasite geliştirme ve ekonomik güçlendirme

programları uygulayıp, bu gruplara Kadın ve Çocuk Merkezleri kurarak erken çocukluk

eğitim hizmetleri sunmaları için destek vermektedir.263

261 http://www.kagider.org.tr./ hakkimizda/, (05.08.2015). 262 Şahin, a.g.t., s. 37. 263 http://www.kedv.org.tr/hakkimizda/, (01.10.2015).

98

KEDV, bu faaliyetleriyle her yıl yaklaşık 3000 çocuk ve kadına eğitim ve diğer

kapasite geliştirme olanakları sunmaktadır. Vakfın başlıca faaliyet gösterdiği bölgeler

sırasıyla, İstanbul’un dar gelirli semtleri, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinden

etkilenen bölgeleri ve terörden etkilenen Güneydoğu Anadolu’daki bazı şehirledir. KEDV

ayrıca çalışmalarını yaygınlaştırmak amacıyla bu programları hizmetlerine dâhil etmek

isteyen Türkiye’nin her yerinden belediyelere, sivil toplum kuruluşlarına, kalkınma

projelerine ve destek talep eden kadın gruplarına eğitim, danışmanlık ve izleme desteği

sağlamaktadır.264

4.3.10. Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV)

1991 yılından beri özel sektör ve girişimcilerin Ar-Ge ve teknolojik yenilik

projelerine destek sağlamakta olan Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, 24 özel sektör, 5

kamu, 11 şemsiye kuruluş ve 15 gerçek kişinin biraya gelmesi ile Kanunla Kurulmuş Vakıf

statüsüne sahiptir. TTGV, ulusal hedefler doğrultusunda, kamu ile özel sektör arasındaki

bağı güçlendiren ve kamu fonlarının yönetimine özel sektörün de katılmasına imkan veren,

şeffaf, izlenebilir ve etkin bir mekanizma olarak varlığını sürdürmektedir.265

TTGV desteklerinin ana prensibi, kamu fonlarının özel sektörün ulusal Ar-Ge

harcamalarına daha fazla ağırlıkla katılmasını sağlayarak ülkemizin Ar-Ge kapasitesine

önemli faydalar sağlamaktır. TTGV, özel sektör ve kamunun beklenti, ihtiyaç ve

önceliklerini değerlendirmekte, değişen şartlara ve ülkemiz koşullarına uygun yeni destek

mekanizmalarını geliştirerek, hizmete almaktadır. TTGV bugün içeride ve dışarıda

teknolojik yenileşim alanında aranan bir ortak olmuştur. TTGV girişimcilere, Ar-Ge Proje

ve Çevre Proje Destek Programları ile katkı sağlamaktadır.266

4.3.10.1. Ar-Ge Proje Destekleri

Ar-Ge Proje Destek Programı girişimci şahıs ve şirketlerin, Teknoloji Geliştirme

Projeleri, Ticarileştirme Destek Projeleri ve İleri Teknoloji Ürünü Geliştirme Projeleri

olmak üzere toplam 3 alanda faaliyetlerine katkı sağlamaktadır.

264 Soysal, a.g.m., s. 112. 265 http://www.ttgv.org.tr/tr/kisaca-ttgv/, (12.09.2015). 266 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 123.

99

4.3.10.1.1. Teknoloji Geliştirme Proje Desteği

Teknoloji Geliştirme Proje Desteği’nin amacı, sanayi kuruluşlarının, yazılım

şirketlerinin, özel şirketlerin veya girişimcilerin, “Teknolojik Ürün” ve “Teknolojik Proses

İnovasyonu” kavramları çerçevesinde, bilgi birikimi projeyi gerçekleştiren özel veya tüzel

kişide kalmak üzere, ticari değeri olan ürünlerin elde edildiği teknoloji geliştirme

düzeyindeki Ar-Ge faaliyetlerini desteklemektir. Altyapı veya üretim yatırımına dayalı

projeler TGP destek kapsamı dışında kalmaktadır. TGP desteğinin, tamamı geri ödemeli,

destekleme süresinin 2 yıl ve destek miktarının azami 1.000.000 Dolar olması

planlanmıştır.267

4.3.10.1.2. Ticarileştirme Proje Desteği

Ticarileştirme Proje Desteği, TTGV'nin Teknoloji Geliştirme Proje desteğinden

yararlanarak prototip geliştirme aşamasını başarı ile tamamlamış firma ve özel şahısların

faydalanabileceği, bu projeler sonucunda oluşan çıktıların ölçek ekonomisine uygun şekilde

ticarileştirilmesine yönelik geliştirilecek projelere destek sağlamayı amaçlamaktadır.

Ticarileştirme Proje Destek programının, üst limitinin 1.000.000 Dolar, tamamının geri

ödemeli ve destek süresinin 1 yıl olması planlanmıştır. Ayrıca desteğin çerçevesi

ticarileşme sürecinin gereklerine uygun olarak genişletilmiş, tamamlanan Ar-Ge projesi

sonrasında uluslararası pazarlarda rekabet gücüne kavuşmak amacıyla yapılması gerekli

üretim ve satışa yönelik hazırlık çalışmaları destek kapsamına dahil edilmiştir.268

4.3.10.1.3. İleri Teknoloji Proje Desteği

İleri Teknoloji Proje Destek uygulamasının amacı, ülkemizdeki kamu kurum ve

kuruluşlarının, özel şirketlerin ve girişimcilerin tarım teknolojileri, sağlık teknolojileri,

eğitim teknolojileri ve çevre teknolojileri alanında gerçekleştirilen ürün veya süreç

geliştirme uygulamalarının Ar-Ge ve ticarileştirme fazlarını bütünleşik olarak

destekleyerek, ticari değeri olan yeni ürün oluşturulmasına veya mevcut ürünlerin rekabet

gücünün yükseltilmesine katkı sağlamaktır. Program çerçevesinde, desteklenen alanlarda

267 Şaban Uzay, “Türk Vergi Sistemi ve Teknoloji Geliştirme Teşvikleri” Erciyes Üniversitesi İktisadi ve

İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2014, c. 12, S. 6, s. 98-99. 268 http://www.ttgv.org.tr/Ticarileştirme/e+Proje+Desteği, (12.10.2015).

100

toplumsal yaygın etkisi yüksek olabilecek projelerin pazar engellerini minimize edebilmek

ve ilgili teknoloji alanlarında ülkemizde gelişmeyi sağlamak amacıyla esnek bir destek

programı yürütülmektedir. Bu yaklaşım doğrultusunda, İleri Teknoloji Proje Destek

programı kapsamında desteklenecek proje çıktılarının teknolojik ve ekonomik etkileri ile

birlikte sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik etki boyutlarının da gözetilmesi

önceliklendirilmiştir.269

İleri Teknoloji Proje Destek programının, destek süresinin 3 yıl, destek miktarının

azami 3.000.000 Dolar ve bu miktarın tamamının geri ödemeli olması öngörülmüştür.

4.3.10.2. Çevre Proje Destek Programları

Çevre Proje Destek Programı girişimci şahıs ve şirketlerin, Çevre Teknolojileri

Geliştirme Projeleri ile Enerji Verimliliği Projelerine katkı sağlamaktadır. Bu kapsamda,

ülkemizin, çevre performansının arttırılıp üretim maliyetlerinin düşürülmesine ve

dolayısıyla rekabet gücünün arttırılması hedeflenmiştir.

4.3.10.2.1. Çevre Teknolojileri Desteği

Çevre Teknolojileri Desteği’nin temel amacı, eko-verimlilik (temiz üretim-

sürdürülebilir üretim) anlayışı çerçevesinde üretim süreçlerinde asgari enerji, su, hammadde

tüketimi ve atık üretimi için teknolojik yenilik içeren, sanayide uygulanabilir ve ekonomik

değeri olan temiz üretim teknolojilerinin uygulanmasına yönelik uygulama projelerinin

teşvik edilmesi ve desteklenmesidir. Bu destek programına, ülkemizdeki tüm kamu kurum,

ve kuruluşları, özel şirketler ile girişimciler destek için başvuru yapabilmektedir.270

Program çerçevesinde desteklenecek projelerin seçiminde, atıkların kaynağında

azaltılması ve üretime döndürülmesi, su tüketiminin azaltılması, emisyonların kaynağında

azaltılması hammadde tüketiminin azaltılması, tehlikesiz ya da tehlikelilik düzeyi daha

düşük kimyasal madde kullanımına geçilmesi, yağ tüketiminin azaltılması, enerji üretim ve

kullanımında çevre dostu teknolojiler, atıklardan yeni ürün üretimi, çevre dostu ürün

üretimi, karbon tutma ve depolama sistemlerine ilişkin proje ve çalışmalara öncelik

269 http://www.ttgv.org.tr/tr/ileri-teknoloji-projeleri-destegi/, (12.10.2015). 270 Yardımcı, a.g.m., s. 171.

101

verilmektedir. Destek programı ile, proje sürelerinin azami 18 ay, destek miktarının

1.000.000 Dolar ve sağlanacak desteğin 1 yıl geri ödemesiz 4 yıl içinde faizsiz olarak geri

ödenmesi planlanmıştır.271

4.3.10.2.2. Enerji Verimliliği Desteği

Enerji Verimliliği Destek Programı, Türkiye’nin Dünya’da artan enerji fiyatları

karşısında, özellikle enerji yoğun sektörlerde rekabet gücünün korunması, dışa bağımlılığını

azaltması, sera gazı salımlarının azaltılmasına katkı sağlanması amacıyla oluşturulmuştur.

Destek kapsamında enerji verimliliği etütleri de dahil olmak üzere, enerji verimliliğine

yönelik uygulama projelerinin uygun şartlarda desteklenmesi amaçlanmaktadır. Bu destek

programı ile aynı zamanda Enerji Verimliliği Kanunu ve Enerji Verimliliği Yönetmeliği ile

belirlenen amaç ve hedeflerin gerçekleştirilmesine katkı sağlanması öngörülmektedir. Bu

destek programına, ülkemizdeki tüm kamu kurum, kuruluşları, özel şirketler ile girişimciler

başvuru yapabilmektedir.272

Program çerçevesinde desteklenecek projelerin seçiminde, buhar üretim ve dağıtım

sistemlerinin iyileştirilmesi, ısıtma ve soğutma sistemlerinin iyileştirilmesi, elektrik

tasarrufu sağlayacak teknoloji geliştirilmesi, kullanılan üretim teknolojisinin (eritme,

ergitme, tavlama, kurutma, presleme, kalıplama, boyama, vb.) daha verimli hale getirilmesi,

atık ısının değerlendirilmesi, üretim süresinin kısaltılması alanlarındaki projelere öncelik

verilmektedir. Destek programı ile, proje sürelerinin azami 18 ay, destek miktarının azami

1.000.000 Dolar ve sağlanacak desteğin 1 yıl geri ödemesiz 4 yıl içinde faizsiz olarak geri

ödenmesi planlanmıştır.273

4.3.11. Kredi Garanti Fonu (KGF)

KGF, küçük ve orta ölçekli işletmeler için sağladığı kefaletle bu işletmelere destek

vermekte, yatırımlarının ve işletmelerinin finansmanında banka kredisi kullanmalarını

mümkün hale getirmektedir.

271 Kızılca, a.g.e., s. 78-79. 272 http://www.ttgv.org.tr/tr/enerji-verimliliği-proje-destegi/, (12.10.2015). 273 Leman Erdal, “Türkiye’de Enerji Yatırımları ve İstihdam Yaratma Potansiyeli”, Adnan Menderes

Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, 2014, c. 4, S. 1, s. 172 .

102

Özellikle yeni ve küçük işletmelerin banka kredisine ulaşması için güçlü bir

teminatlarının olması istenmektedir. Öte yandan KOBİ'lerin uzun vadeli kredi

kullanmalarında da bankaca talep edilen yüksek teminatlar önemli bir engel olarak ortaya

çıkmaktadır. Bunun dışında KOBİ'lerin işlerini büyütürken mevcut kredi limitlerinin

arttırılmasında bankaca talep edilen ek teminatlar çoğu kez işletme ve banka arasında

çözülmesi gereken önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.274

KGF, KOBİ’lere verdiği kefalet ve üstlendiği risk ile bu işletmelerin daha çok banka

kredisi kullanabilmelerini sağlamakta, uzun vadeli ve uygun maliyetli kredilerden küçük

işletmelerimizin de yararlanmasını mümkün hale getirmektedir. Bu sayede girişimcilik

teşvik edilmekte, KOBİ'ler lehine ek bir kredilendirme yaratılarak ekonomik büyüme ve

kalkınmaya katkı sağlanmaktadır. KGF kefaletlerinde genç ve kadın girişimciliğin

geliştirilmesi temel amaçtır. Yenilikçi yatırımların gerçekleştirilmesi, ileri teknoloji içeren

küçük girişimler, ihracatın desteklenmesi, istihdam artışı sağlayacak yatırımlar ve bölgesel

kalkınma amaçlı yatırımlar KGF kefaletlerinde öncelikli olarak değerlendirilen

konulardır.275

4.3.12. KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı (KGSYO)

KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş., 1999 yılında KOBİ’lerin

finansman ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla TOBB, Halk Bankası, KOSGEB, TESK ve 16

Sanayi ve Ticaret Odası’nın ortaklığında “KOBİ Yatırımlarına Ortaklık A.Ş.” adı altında

317.800 TL sermaye ile kurulmuştur. Fakat uzun yıllar yaşanan ekonomik krizler ve siyasal

istikrarsızlıklar nedeniyle faaliyete geçememiştir. Sağlanan ekonomik ve siyasal istikrarla

birlikte 2003 yılında şirketin girişim sermayesi alanında faaliyet göstermesine karar

verilmiş ve şirketin unvanı “KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı” olarak

değiştirilmiştir. Bunun yanı sıra 2004 yılı sonunda SPK’ dan alınmış olan “Portföy Yönetim

Belgesi” ile ödenmiş sermayesi 20 milyon TL’ye çıkarılarak faaliyetlerine resmen

başlamıştır.276

274 http://www.kgf.com.tr/hakkimizda/, (01.10.2015). 275 Erdayı, a.g.m., s. 165. 276 http://www.kobias.com.tr/hakkimizda/, (01.11.2015).

103

Girişimciler, ülkemizde de, iş fikirlerini hayata geçirebilmek için gerekli olan

finansman kaynaklarına ulaşmakta büyük zorluklar çekmektedirler. Deneyimi, yeterli

sermayesi veya teminatı olmayan girişimcilerin, işin başında gerekli olan çekirdek ve

başlangıç sermayesini veya işlerini büyütmek için gerekli olan ilave sermayeyi banka

kaynaklarını geleneksel yollardan sağlamaları pek mümkün olamamaktadır. Halbuki bu

kaynak gelişmiş batı ülkelerinde, yenilikçi iş fikrini daha fikir aşamasından itibaren

destekleyerek yenilikçiliğin girişimciliğe dönüşmesinde önemli rol oynayan, iş melekleri

adı verilen bir sınıf veya daha profesyonel ve kurumsal yapı olan girişim sermayesi fonları

tarafından sağlanmaktadır. Ülkemizde bu boşluğu gören KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım

Ortaklığı A.Ş., girişimciliğin başından itibaren desteklenmesi için, yeni teknoloji veya ürün

ortaya çıkaran vizyon sahibi girişimcilerin yenilikçi projelerine destek sağlamaktadır.277

KGSYO’nın desteklerinden tüm girişimci ve şirketler faydalanabilmektedir.

Başvurunun yapılmasından sonra sırasıyla, başvuru 3 ay ile 7 ay gibi süre içinde şirket

tarafından değerlendirilir, girişimci ile şirket arasında görüşmeler yapılır görüşmeler olumlu

sonuçlanır ise ortaklık kurulur, ortaklık anlaşması imzalanır ve KGSYO A.Ş. tarafından

kurulan ortaklığa başlangıç sermayesi ile danışmanlık hizmeti verilmektedir. Daha ileri

safhada üretilen hizmet veya ürün piyasada tutundurulup ekonomik kar elde edildikten

sonra 5 yıl ile 7 yıl arasında KGSYO A.Ş. yapılan yatırımdan çıkmaktadır. Uzman

danışmalık hizmetinin alınması, marklaşmanın daha hızlı sağlanması, alınan maddi desteğin

faizsiz ve geri ödemesiz olması KGYO A.Ş.’nin girişimcilere sağladığı önemli

avantajlardandır.278

4.3.13. GAP Girişimci Destekleme Merkezleri (GAP-GİDEM)

Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ülke nüfusunun ve alanının yaklaşık %10’unu teşkil

etmesine rağmen, Bölge’nin gayri safi yurt içi hâsıla içindeki payı %5 olup, sanayi

sektörünün toplam katma değere katkısı daha da düşüktür. Diğer taraftan bölge, toprak ve

su kaynakları açısından oldukça zengindir. Nehirlerden sağlanan tüm ulusal su

kaynaklarının yaklaşık %28’i Fırat ve Dicle nehirlerinden sağlanmaktadır. Bölge’de

ekonomik olarak sulanabilir arazi tüm ülkenin sulanabilir arazilerinin %25’i kadardır.

277 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 156. 278 Ay, a.g.m., s. 341.

104

Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile ülkenin daha fazla gelişmiş bölgeleri arasındaki sosyo-

ekonomik gelişmişlik farkını gidermek ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak amacıyla

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) 1989’da başlatılmıştır.279

GAP-GİDEM’ler yatırımların artması ve girişimciliğin geliştirilmesi amacıyla

girişimcilere, uygun yatırım alanlarının belirlenmesi ve yatırım promosyonu, pazar,

finansman ve teknik konuların araştırılması, yatırımcıların yönlendirilmesi, ön fizibilite ve

fizibilite etütlerinin yaptırılmasında yol gösterilmesi, yerli ve yabancı ortak bulunması,

girişimcilerin ihtiyaç duyduğu konularda eğitim programları, iş gezileri düzenlenmesi,

şirket kurulması, halka açılma konularında hizmet sunulması. finans kaynağı arayışları ve

makine ekipman temini konuları başta olmak üzere birçok alanda danışmanlık desteği

sağlamaktadır. GAP bölgesinde yatırım yapmak isteyen şirket veya girişimciler,

GİDEM’lere şahsen veya elektronik ortamda başvuru yaparak girişimci danışmanları ile

görüşebilmekte ve projelerinin uygulanması için önemli yatırım danışmanlık hizmeti

alabilmektedirler.280

4.4. Yurt Dışından Girişimciliğe Destek Veren Kuruluşlar

Türkiye’nin tarihsel derinliği ve jeo-stratejik konumu göz ününde

bulundurulduğunda Türkiye ile ekonomik işbirliği yapmak çok karlıdır. Girişimcilik

açısından, özellikle Avrupa Birliği ile başlatılan katılım müzakereleri ile yatırım fikirlerine

yurt dışından ekonomik kaynak bulmak daha da kolaylaşmıştır.281

Dünya’nın küresel bir köy haline geldiği günümüzde, girişimcilere değişik kurum ve

kuruluşlar tarafından önemli destekler sağlanmaktadır. Burada önemli olan unsur yatırım

desteği alınmak istenen projenin özgünlüğü ve oluşturacağı farktır. Bu konuda ikna edici

olduktan sonra Elazığ’da hazırlanan bir projeye Newyork, Moskova, Dubai, Tokyo, Sidney,

Berlin veya Londra gibi Dünya’nın ekonomik merkezlerinden destek bulunması içten bile

değildir.282

279 http://www.gap.gov.tr/gap-nedir-sayfa-1.html/, (15.09.2015). 280 Meral Sayın, Yerel Kalkınma Modeli Olarak GAP-GİDEM, T.C. Kalkınma Bakanlığı Yayınları,

Ankara, 2010, s. 55-56. 281 http://www.ab.gov.tr/avrupa/ birliği-mali işbirliği/, (16.08.2015). 282 Özkaşıkcı,a.g.e., s. 186.

105

4.4.1. Avrupa Birliğinden Girişimciler İçin Sağlanan Destekler

28 üyeli Avrupa Birliği , insan hakları ve pazar ekonomisi konusunda ortak değerleri

paylaşan ülkelerden oluşmaktadır. Gerek bu ülkelerin iç ekonomik ve sosyal gelişmelerine

destek olmak, gerekse ülkelerarası gelişmişlik düzeyini dengelemek amacıyla hibe ya da

kredi şeklindeki çeşitli mali araçlar halinde önemli miktarlarda kaynak harcanmaktadır. Üye

olan veya üyelik süreci devam eden ülkelere sağlanan ekonomik desteklerin esas amacı,

birlik üyesi ülkeler arasında tüm engellerden arındırılmış bir pazar meydana getirmektir.283

10-11 Aralık 1999 tarihlerinde Helsinki'de yapılan zirvede Türkiye’nin tam üyelik

adaylığı tescil edilmiş ve Avrupa Birliği ile uzun bir geçmişi bulunan ilişkilerde yeni bir

dönem başlamıştır. 17 Aralık 2004 tarihli Brüksel zirvesinde Türkiye'nin siyasi kriterleri

yeterli ölçüde karşıladığı belirtilerek 3 Ekim 2005 tarihinde müzakerelere başlanması

önerilmiştir. Önerilen tarihte katılım müzakerelerine başlanmış olup, müktesebat uyum

çalışmaları halen devam etmektedir. Bu kapsamda Türkiye-AB arasındaki mali işbirliği

ilişkileri ise, adaylık öncesi ve sonrası olmak üzere iki ayrı süreçte değerlendirilmektedir.284

4.4.1.1. Adaylık Öncesi Dönemdeki Yardımlar (1964-1999)

Türkiye, 1963 Ortaklık Anlaşmasından 1996 yılında imzalanan Gümrük Birliği’ne

kadar geçen süre içinde çoğu kredi niteliğinde toplam 1 milyar avro, Gümrük Birliği tesis

edilmesinden adaylık statüsü kazanılan 1999 yılına kadar olan dönemde 755.3 milyon avro,

Avrupa-Akdeniz ortaklığı bünyesinde finanse edilen Akdeniz Ekonomi Geliştirme Bölgesi

Programı adı altındaki hibe nitelikli fonlardan 376 milyon avro, Birlik üyesi olmayan

Akdeniz ülkelerine Avrupa Yatırım Bankasından kredi sağlanması amacıyla oluşturulan

EUROMED sistemi altında 1997–1999 döneminde 205 milyon avro olmak üzere 1964-

1999 yılları arasında toplam 2.336.300.000 avro kaynak kullanmıştır. 285

Türkiye’nin AB ile katılım müzakereleri sürecinden önce kullandığı kaynağın

büyüklüğünden daha önemli olan husus, AB vizyonu ile Türk girişimcilerin daha büyük ve

küresel düşünmeye başlamasıdır.

283 Nurettin Bilici, Türkiye ve Avrupa Birliği, Seçkin Yayınları, İstanbul, 2012, s. 45. 284 T.C.Avrupa Birliği Bakanlığı, a.g.e., s. 53. 285 T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, a.g.e., s. 25.

106

4.4.1.2. Adaylık Sonrası Yardımlar

Türkiye Avrupa Birliği kaynaklı, 1999-2001 yılları arasında adaylık sürecindeki

yasal ve kurumsal düzenlemeleri yapabilmesi için 531 milyon avro, 2002-2007 döneminde

yaklaşık 1.3 milyar avro, 2007-2014 yılları arasında 5.7 milyar avro olmak üzere, 1999-

2014 yılları arasında toplam 7.531 milyar avro mali yardım kullanmıştır. Avrupa Birliği,

aday ülkelere sağladığı yardım mekanizmasında 2007 yılından sonra yaşanan gelişmelere

paralel olarak değişikliğe gitmiştir. Buna göre aday ve potansiyel aday ülkelere yapılan mali

yardımlar, Geçiş Dönemi Desteği, Sınır Ötesi İşbirliği, Bölgesel Kalkınma, İnsan

Kaynaklarının Geliştirilmesi ve Kırsal Kalkınma başlıklarını içerecek şekilde Katılım

Öncesi Yardım Aracı adı altında birleştirilmiştir.286

Mali yardım başlıklarından İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi başlığı girişimciliğin

gelişmesine doğrudan katkı sağlamaktadır. İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi başlığı,

istihdam kapasitesinin arttırılması ve beşeri sermayenin güçlendirilmesini hedeflemektedir.

Bu kapsamında istihdam, eğitim ve sosyal iyileştirme öncelikli alanlar olarak belirlenmiştir.

İstihdam önceliğiyle özellikle gençlerin ve kadınların istihdama katılımının arttırılması ve

istihdamda sürekliliklerinin sağlanması, eğitim önceliğiyle eğitim kalitesinin arttırılması,

sosyal iyileştirme projeleri ile de dezavantajlı kişilerin işgücü piyasasına ve sosyal

korumaya erişimlerinin kolaylaştırılması hedeflenmektedir. Avrupa Birliği, İnsan

Kaynaklarının Geliştirilmesi kapsamında 2007-2014 yılları arasında Türkiye’de girişimci

şahıs ve tüzel kişilere hibe ve şemsiye projeler ile toplam 569.1 milyon avro kaynak

kullandırmıştır.287

4.4.2. Dünya Bankasından Girişimciler İçin Sağlanan Destekler

Dünya Bankası, kalkınma yardımı konusunda Birleşmiş Milletlerin uzman

kuruluşlarından birisidir ve 184 üye ülkeden oluşmaktadır. Bu ülkeler, kuruluşun nasıl

finanse edildiğinden ve kaynakların nasıl harcandığından müştereken sorumludurlar. Banka

sağladığı yardımlar ile az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde istikrarlı bir şekilde

yoksulluğun azaltılmasını hedeflemektedir. Bu amaca ulaşmak için yardıma ihtiyaç duyan

286 Bilici, a.g.e., s. 52. 287 T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, a.g.e., s. 74-75.

107

ülkelerde eğitim, sağlık, temel alt yapı ihtiyaçları, beslenme, kadın girişimciliği,

ayrımcılığın azaltılması ve çevrenin korunması konularına ait projeleri desteklemektedir.288

Dünya’nın düşük gelirli ülkeleri genellikle uluslararası piyasalardan ancak yüksek

faiz oranları üzerinden borçlanabilmektedirler. Dünya Bankası’nın sağladığı en büyük

avantaj, ihtiyaç sahibi ülkelere uzun vadede, düşük faizli veya faizsiz krediler ile hibe

sağlanmasıdır.

Dünya Bankası’nın sağladığı hibe veya kredilere genellikle şahsen başvuru yapmak

mümkün değildir. Banka sağladığı kaynakları, üye ülkelerin içindeki meslek kuruluşları,

kamu kurumları, dernek ve diğer sivil toplum kuruluşları eli ile kullandırmaktadır. Dünya

bankasının yoksulluğun azaltılması için sağladığı kaynaklar içerisinde en çok rağbet göreni

küçük hibe programlarıdır. Çünkü, başlangıç sermayesi olmayan girişimciler için hibe

programları adeta can suyu niteliğindedir. Bu program kapsamında girişimcilere 3.000 ila

7.000 Dolar arasında hibe yardımı yapılmakta olup, hibenin kullanılması için girişimcinin

herhangi bir sivil toplum kuruluşuna kayıtlı olması ve bu kuruluş altında faaliyet göstermesi

istenmektedir.289

Dünya Bankası sağladığı kredi veya hibeleri Türkiye’de bulunan 17 banka, 4 kamu

kurumu ve 2 dernek olmak üzere toplam 26 organizasyon üzerinden kullandırmaktadır.

Dünya Bankasının bünyesinde faaliyet gösteren Uluslararası Finans Kurumu, 2012-2014

döneminde Türkiye’ye 3.2 milyar Dolar kredi, 400 milyon Dolar hibe olmak üzere toplam

3.6 milyar Dolar kaynak kullandırmıştır. Girişimcilerin, Dünya Bankasının hibe

programlarından faydalanması için İş Kur veya diğer dernekler bünyesinde kayıtlı olması

ve güncel duyuruların takip edilmesi önem arz etmektedir.290

4.4.3. İslam Kalkınma Bankasından Girişimciler İçin Sağlanan Destekler

İslam Kalkınma Bankası 1973’te aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 7 kurucu üye

tarafından kurulmuştur. Bankanın merkezi Cidde’dedir. Müslüman ülkelerin kalkınma

seviyesini ve Müslüman ülkeler arasında ticaretin arttırılması, üye ülkelerdeki kamu ve özel

288 http://www.worldbank.org/tr/country/turkey/, (04.10.2015). 289 Kızılca, a.g.e., s. 85. 290 Dünya Bankası Grubu, Türkiye Ülke Programının Görünümü, Dünya Bankası Yayınları, İstanbul,

2015, s. 42.

108

sektör projelerine kredi sağlanması, üye ülkeler arası teknik işbirliğine yardımcı olup teknik

yardım sağlanması ve Müslüman ülkelerdeki ekonomik, mali ve bankacılık faaliyetlerinin

İslami kurallara uygun şekilde yürütülmesi bankanın stratejik hedefleri arasındadır. Banka

üye ülkelerdeki girişimci şahıs ve şirketleri, bazen doğrudan bazen de Türkiye’de işbirliği

yaptığı bankalar ve diğer kuruluşlar aracılığı ile desteklemektedir. Girişimcilerin, İslam

Kalkınma Bankası’nın sağladığı ekonomik desteklerden faydalanması için İslami kurallara

uygun bir alanda faaliyet göstermesi gerekmektedir.291

İslam Kalkınma Bankası üye ülkelerdeki girişimci şahıs ve kuruluşlara mali destek

sağlarken, faiz yüksüz borçlanma, teknik yardım, kiralama, sermaye katılımı ve kar payı

gibi ekonomik yöntemleri kullanmaktadır. Bu yöntemlerden, faiz yüksüz borçlanma, devlet

garantisi olma şartı ile 7 milyon Dinara kadar, teknik yardım 3.5 milyon Dinara kadar,

kiralama 2 milyon Dinara kadar, sermaye katılımı 500 milyon Dinara kadar, kar payı esaslı

10 milyon Dinara kadar, girişimciler ve kuruluşlar desteklenmektedir. İslam Kalkınma

Bankası’nın hissedarlarından biri olan Türkiye 2014 yılına kadar toplamda 120’nin

üzerinde projenin finansmanında toplam 6 milyar Dolar finansman kullanmıştır.292

291http://www.isdb.org/irj/portal/anonymous/, (07.08.2015). 292 Dünya Bankası Grubu, a.g.e., s. 55.

109

BEŞİNCİ BÖLÜM

GENÇ GİRİŞİMCİ SAYISININ VE NİTELİĞİNİN ARTTIRILMASI

İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Türkiye’nin sahip olduğu girişimcilerin, özelde ise genç girişimcilerin niteliğinin ve

sayısının arttırılması için başta bireyin kendisi olmak üzere aile, devlet, toplum, eğitim

kurumları, yerel yönetimler, özel sektör, hükümet dışı organizasyonlar ve diğer kamu

kurumlarına değişik görevler düşmektedir. Çalışmanın ilerleyen bölümlerinde bu hususlar

incelenmiştir.

5.1. Bireysel Olarak Genç Girişimci Adaylarının Dikkat Etmesi Gereken Unsurlar

Hayatta bireysel olarak elde edilen hiçbir başarı tesadüf ile açıklanamamaktadır.

Çünkü başarılı girişimci örneklerine bakıldığında, hemen hemen tamamında mutlaka iyi bir

hazırlık devresi olduğu görülmektedir. Bunun yanında ciddi altyapıya sahip olmayan

girişimcilik başarılarının ise sürdürülebilir olmadığı ve bu girişimcilerin kısa sürede

ekonomi dünyasından kaybolduğu bilinmektedir.293 Günümüzün çok hızlı işleyen rekabet

ortamında genç girişimci adaylarının başarılı olabilmesi için sahip olması gereken özellikler

çalışmanın bu bölümünde incelenmiştir.

5.1.1. Eğitim

Genel olarak girişimcilerin özelde ise genç girişimcilerin en büyük eksikliği

eğitimdir fakat birçok insan girişimciliğin önünde esas engel olarak sermaye, hammadde,

pazar gibi unsurları görmektedir. Halbuki özgün fikri olan her genç girişimci, projesine

küresel köy haline gelen Dünya’mızda mutlaka kaynak ve diğer gerekli destekleri

bulabilmektedir.294

Ülkemizin eğitim alanındaki alt yapı ve vizyon eksikliği genç girişimci adaylarını

olumsuz yönde etkilemektedir. Çünkü Türkiye’de uygulanan eğitim sistemi, devamlı

değişmesinin yanında gençlerin yenilikçi ve girişimci özelliklerini desteklememektedir.

293 Bozkurt, a.g.m., s. 190. 294 Hasan Gürak, Ekonomik Büyüme ve Küresel Ekonomi, Ekin Kitabevi, İstanbul, 2009, s. 15-17.

110

Eğitimin Dünya gerçekleri ile uyumlu ve çağdaş olmasının yanında genç girişimci adayı

kişilerin istediği alanda eğitim alabilmesi, girişimci sayısı ve niteliğinin arttırılması için çok

önemlidir. İstediği işi yapmayan ve mutlu olmayan insanların başarılı proje ve fikirler

üretmesi mümkün görünmemektedir.295

Girişimciliğin eğitiminin yapılması, girişimciliğin ortaya çıkarılmasında ve ilerleyen

aşamalarda karşılaşılabilecek problemlerin çözülmesi için çok önemlidir. Genç girişimci

adayları için verilecek girişimcilik eğitimi genel olarak işletme eğitimi yerine, yenilikçiliğin

tetiklenmesini, hesaplı risk alınmasını, piyasadaki fırsatların görülmesini ve şirketleşmenin

teşvik edilmesi gibi konuları kapsamalıdır. Mevcut litaretür incelendiğinde Dünya’da

girişimcilik ile ilgili eğitimler ilk defa 1938 yılında Japonya’da yapılmıştır. 296

5.1.1.1. Yabancı Dil Eğitimi

Küreselleşen Dünya’da fark oluşturup katma değeri yüksek ürünler üretmek, işsizlik

problemini kabul edilebilir seviyelere indirmek için genç girişimci adaylarının mutlaka en

az iki yabancı dil bilmesi gerekmektedir. Bu dillerin bir tanesi ideal olarak küresel bir dil,

diğeri ise tercihen ekonomik potansiyeli yüksek ve ülkemizin ciddi ticari ortağı olduğu

ülkelere ait dillerden olmalıdır.297

Ülkemizde yabancı dil eğitimi için ayrılan kaynak ve zaman göz önünde

bulundurulduğunda verilen eğitimin iyi seviyede olduğunu söylemek mümkün değildir.

Burada Türk Milli Eğitimi’nin zaafları yine karşımıza çıkmaktadır. Dil eğitimi denilince

akla sadece İngilizce gelmekte, ancak bu dilin eğitimi de iyi seviyede yapılamamaktadır.

Eğitim yapılan dilin sadece gramer kuralları ile vakit kaybedilmekte ve eğitim gençler için

eğlenceli hale getirilememektedir. Yabancı dil eğitiminde konuşulan yani yaşayan dilin

öğretilmesi esas olmalıdır. Çünkü yabancı dil ile yazılmış metinlerin çözümlenmesi veya

ezberlenmesinin gerçek hayatta karşılığı bulunmamaktadır.298

295 Bozkurt, a.g.e., s. 55. 296 Altuntaş, a.g.e., s. 85. 297 Yazıcı, a.g.e., s. 150. 298 Mustafa Sağlam, “Avrupa Birliği Eğitim Politikaları ve Türk Eğitim Sistemi’ne Etkileri”, Yüzüncü Yıl

Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2011, c. 8, S. 87, s. 104.

111

Tablo 5.1. Türkiye 2015 Yılı İhracat Tablosu

Kaynak: www.tuik.gov.tr./Dış Ticaret Verileri/, (10.03.2016).

Örneğin Türkiye’ye ait 2015 yılı ihracat rakamları Tablo 5.1 incelendiğinde, en

yüksek ihracat yapılan 10 ülkeden sadece 2’sinin resmi dilinin İngilizce olduğu

görülmektedir. Dolayısı ile çevre ülkelerden başlayarak yabancı dil eğitiminin mutlaka

çeşitlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye gibi imparatorluk geçmişi olan kadim bir

medeniyetin yabancı dil eğitimini sadece İngilizce üzerine kurmasının uygun olmayacağı

değerlendirilmektedir.

5.1.1.2. Okuma ve Yazma Alışkanlığı

İnsan beyni mükemmeliyete diğer etkenlerin yanında, özellikle okuyarak ve yazarak

ulaşır. Üst beyin yani korteks konuşarak veya seyrederek değil, sadece okuma ve yazma ile

güçlenir, hücreler arası bağlantı sayısı artar.299

Aslında bütün geri kalmış toplumların en büyük problemi eğitimdir, eğitiminde

temeli ise şüphesiz okumadır. Birleşmiş Milletlerin ve diğer organizasyonların açıkladığı

299 Nusret Kaya, Alt Beyin’in Deşifresi, Destek Yayınevi, İstanbul, 2006, s. 6.

Sıra

No.

Nu.

Ülke Adı İhracat Değeri (Milyar Tl) Yıl

1 Almanya 13.421.376

2015

2 İngiltere 10.560.903

3 Irak 8.555.254

4 İtalya 6.889.350

5 ABD 6.397.372

6 Fransa 5.846.506

7 İsviçre 5.675.570

8 İspanya 4.743.823

9 BAE 4.681.460

10 İran 3.664.585

Toplam 70.436.200

112

raporlar incelendiğinde kitap okuma alışkanlığı ile İnsani Gelişme Endeksi arasında

kuvvetli bir bağ olduğu görülmektedir.300

Tablo 5.2. Dünya Yıllık Kitap Basım Oranları

Kaynak: http://www.unesco.org/new/en/unesco/resources/publications/, (25.01.2016).

Tablo 5.2’de Uluslararası Standart Kitap Numarası rakamlarına göre basılan yıllık

kitap sayısı, Tablo 5.3’de Birleşmiş Milletler’in yayınladığı 2015 yılına ait İnsani

Gelişmişlik Raporu ülke sıralaması verilmiştir. Birleşmiş Milletler’in yayımlamış olduğu bu

rapor ulusal ve uluslar arası birçok organizasyon tarafından karar verme süreçlerinde etkin

şekilde kullanılmaktadır. Her iki tablo incelendiğinde kitap okuma ile gelişmişlik arasındaki

bağlantı açıkça anlaşılmaktadır.

İletişim araçlarının gelişmesi ile beraber günümüzün insanı bilinçli veya bilinçsiz

yoğun bir bilgi bombardımanına maruz kalmaktadır. Bu bilgilerinin hangisi doğru

hangisinin yanlış olduğu çok görecelidir. İnsan ancak kendi okuması ve araştırması ile

iletişim teknolojilerinin zararlarından korunur, özgün kararlar verir ve hayatı boyunca

kullanacağı veri tabanı oluşturabilmektedir. İnsanoğlu sadece bildiği okuduğu kelimeler

kadar düşünebildiği bilinmektedir, yani vizyon kelimesinin anlamını bilmeyen ve

okumayan kişinin vizyon sahibi olmasının mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.301

300 Türk Eğitim Derneği, a.g.e., s. 27. 301 Suat Ungan, ‘‘Yazma Becerisinin Geliştirilmesi ve Önemi’’, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü Dergisi, 2007, c. 4, S. 23, s. 463.

Sıra

No. Ülke Adı Basılan Kitap Sayısı Yıl

1 Türkiye 44.613 2014

2 İngiltere 160.800 2014

3 İtalya 45.898 2014

4 ABD 325.912 2014

5 İspanya 100.244 2014

6 Almanya 122.048 2014

113

Tablo 5.3. 2015 Yılı Birleşmiş Milletler İnsani Kalkınmışlık Sıralaması

Kaynak: Human Devolopment Report, 2015: 208-209.

Genç girişimci adaylarının kariyerlerinde başarılı olabilmesinin önemli

unsurlarından biride, kendisini yazılı olarak ifade edebilmesi ve not alma alışkanlığı

kazanmasıdır. Yazma kendi içinde eleştirel ve yaratıcı düşünme, araştırma becerisine sahip

olma, problem çözme becerisini elde etme, Türkçe’yi güzel kullanma gibi etkinlikleri bir

arada organize etmeyi gerektirmektedir. Yazma aynı zamanda önemlisi olgular arasında

bağlantı kurup sentez yapmaya da yardımcı olmaktadır.

5.1.1.3. Bilişim Teknolojilerini Etkin Kullanma ve Sosyal Ağları Takip Etme

Genç girişimcilerin günümüz Dünya’sında rekabet edebilmesi, fikirlerine ve

projelerine destek bulabilmesi için, temel bilgisayar bilgisine sahip olup sosyal ağları takip

etmelidir. Çünkü bahsedilen bu teknolojiler kullanıcıya çarpan etkisiyle avantaj

sağlamaktadır. Örneğin, herhangi bir arkadaşı ile sosyal ağlardan bağlantı kuran

Türkiye’deki kullanıcı veya girişimci, saniyeler içerisinde Dünya’nın öbür ucu olan

Pakistan’daki arkadaşından fikri ile ilgili destek veya yorum alabilmektedir. Günümüzün bu

bilgi teknolojileri, bundan 20-25 sene öncesine göre müthiş bir fayda sağlamaktadır.302

302 Yazıcı, a.g.e., s. 155.

Sıra

No. Ülke Adı

Dünya

Sıralaması Ait Olduğu Kategori

1 Türkiye 72 Yüksek İnsani Gelişmişlik Düzeyi

2 İngiltere 14 Çok Yüksek İnsani Gelişmişlik Düzeyi

3 İtalya 27 Çok Yüksek İnsani Gelişmişlik Düzeyi

4 ABD 8 Çok Yüksek İnsani Gelişmişlik Düzeyi

5 İspanya 26 Çok Yüksek İnsani Gelişmişlik Düzeyi

6 Almanya 6 Çok Yüksek İnsani Gelişmişlik Düzeyi

114

Bugün artık girişimcilikten bahsederken, dijital gelişmelerden, bilişim ve iletişim

teknolojilerinin getirdiklerinden de bahsedilmelidir. En değerli girişimciler, “İnsan’’

faktörünü önceliklendirerek bu gelişmeleri tabana yayan, kullanımı kitleselleştiren, tüm

Dünya nüfusunu hedef kitlesine alarak uygulanabilirliği sağlayan kişiler olduğu

değerlendirilmektedir.303

Konu girişimcilik, yaratıcı düşünme ve yenilikçilik olduğunda, en önemli katma

değer insan kaynağından gelmektedir. Bugün, bilgi teknolojilerini kullanmayan

dijitalleşmeyen, çıkan teknolojilerin en günceline geçmeyen, interneti bilmeyen bir şirket

bulmak neredeyse imkânsızdır. İş insanlarının çoğunun sabah gözlerini açtığında elinin

telefona gitmesi, çoğu insanın ilk iş mesajlarını, e-postalarını kontrol etmesi, çalışılan

sektörden bağımsız ofislerde ellerin direkt bilgisayarlara uzanması, çoğu işin bilgisayar

başında halledilebilmesi ve gün içerisinde arama motorlarının defalarca ziyaret edilmesi

artık Djital Çağı yaşadığımızın önemli kanıtlarıdırlar. Burada başarıya ulaşmak için, her

seviyede teknolojik araçların kullanılmasınının teşvik edilip çalışanların merak ve öğrenme

isteği canlı tutulmalıdır.304

Dijital Dünya’nın, en büyük faydalarından biri de çok küçük sermaye sahibi

girişimcileri de ekonomik hayatta birer oyuncu haline getirmeleridir. Bunun da en büyük

yolu e-ticarettir. E-ticaret doğrudan fiziksel bağlantı kurulmadan ya da fiziksel değiş tokuş

işlemine gereksinim duyulmadan tarafların elektronik olarak iletişim kurdukları her türlü

ticari iş etkinliği olarak tanımlanabilmektedir.305

İnternet’in benimsenme hızı, daha önceki bütün teknolojilerin hızını adeta

katlayarak aşmıştır. Radyo buluşundan 38 yıl sonra 50 milyon kişi tarafında kullanılırken,

televizyonun 50 milyon sayısına ulaşması 13 yıl almıştır. İlk bilgisayar, pazara sunulduktan

16 yıl sonra 50 milyon kişi tarafından kullanılır hale gelmiştir. İnternet ise kullanıma

açıldıktan yalnızca dört yıl sonra 50 milyon çizgisini aşmayı başarmıştır.306

E-ticaretin son yıllarda bu kadar hızlı gelişmesinin ve büyümesinin altında yatan

temel faktör internet kullanımının artması ve tüketicinin online alışverişin kolaylığını tercih

303 Özkaşıkçı. a,g,e., s. 31. 304 Özkaşıkçı. a,g,e., s. 34. 305 Afra, a,g,e., s. 15. 306 İsmet Barutçugil, Bilgi Yönetimi, Kariyer Yayıncılık, İstanbul, 2002, s. 22.

115

etmesidir. Çünkü internet üzerinden alışveriş kişilere seçme, en iyi ürünü en ucuza alma

gibi temel konularda imkanlar tanımaktadır. Tüketiciler, sadece internet bağlantısı ile ürün-

fiyat karşılaştırmasını yaparak, istediği saatte bulunduğu yerden satın alma

gerçekleştirebilmektedir. Yeni dönemde yeni şirketlerin e-ticaret yatırımı yapması, mevcut

şirketlerin altyapılarındaki iyileştirmeler, tanıtım faaliyetlerindeki artış, internet

alışverişindeki fiyat ve kolaylık avantajı sayesinde e-ticaret hacmi daha da artacağı tahmin

edilmektedir.307

Tablo 5.4. Türkiye’de İnternet Kullanıcı Sayısı

Kaynak: http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1028/, (10.03.2016).

Tablo 5.4’de Türkiye internet kullanım rakamları görülmektedir. Tablo 5.5 ile Tablo

5.6 e-ticaret büyüklüğü açısından incelendiğinde, Türkiye’nin önde gelen diğer ülkelere

göre daha hızlı büyüdüğü görülmektedir.

İnternet, birbirine bağlı milyonlarca bilgisayar ve bunların kullanıcıları ile birlikte

çok güçlü bir konuma sahip olmuştur. Sadece İnternet iletişim sağlamak amacıyla değil

ticaret yapan büyük işletmeler tarafından da küresel pazarın en önemli aracı haline

gelmiştir. Tüm dünyanın içinde bulunduğu uçsuz bucaksız bir alanda ticari faaliyetin

yarattığı cazibenin hissedilmesi çok zaman almamıştır. İnternet elektronik ticaretin en

önemli aracı haline gelmiştir. İnternet vasıtasıyla işletmeler web sitelerini hazırlayarak

elektronik ticaret faaliyetlerine geçmişlerdir. Düşük başlangıç maliyeti sayesinde fark

oluşturmak isteyen gençler için, e-ticaret önemli avantajlar sağlamaktadır.308

307 Afra, a.g.e., s. 17. 308 Afra, a.g.e., s. 131.

Yıl İnternet Kullanım Oranı %

2012 47.4

2013 48.9

2014 53.8

2015 55.9

116

Tablo 5.5. Türkiye’de E-Ticaretin Yıllara Göre Gelişimi

Kaynak: http://bkm.com.tr/yerli-kredi-kartlarinin-kullanimi/, (12.02.2016).

Tablo 5.6. E-Ticaret’de 2014-2015 Yılları Arası Kıyas Tablosu

Kaynak: Afra, 2016: 19- 20.

5.1.1.4. ‘‘T’’ Modelli Girişimci Olmaya Dikkat Etmek

Günümüzde başarılı olan girişimcilerin ortak özelliklerinden biride ‘‘T’’modelli

olmalarıdır. T harfindeki, yatay bölümü girişimcinin, sadece kendi alanı hakkında bilgi

Yıl Türkiye’de Kredi

Kartlarından Yapılan

Harcama Rakamları

Açıklamalar

2005 1 Milyar TL

2010 15 Milyar TL

2011 23 Milyar TL

2012 31 Milyar TL

2015 41 Milyar TL

2023 350 Milyar TL Maliye Bakanlığı Hedefidir.

Ülke 2014 2015 Artış Oranı %

Türkiye 40 Milyar TL 51 Milyar TL. 35

Almanya 50 Milyar Avro 53 Milyar Avro 6

ABD 249 Milyar Dolar 272 Milyar Dolar 10

Japonya 137 Milyar Avro 151 Milyar Avro 10

117

sahibi olmayıp hayatın ve ekonominin diğer disiplinleri hakkında da bilgi sahibi olmasını,

dik bölüm ise en az bir alanda çok iyi alan derinliğine sahip olmasını temsil etmektedir.309

Standford Üniversitesi’ne göre öğrencilerin sadece teknik eğitim alarak mezun

olmaları yeterli değildir. Başarılı olabilmek için her türlü çalışma ortamında ve

yaşamlarının bütün alanlarında nasıl girişimci liderlik yapabileceklerini anlamaları

gerekmektedir. Önemli olan ‘‘T-şekilli” insanların sayısının arttırılmasıdır. Bu insanların,

düşüncelerini hayata geçirmek için başka disiplinlerden profesyonellerle etkili bir şekilde

çalışmalarına imkân verecek şekilde, en azından bir konuda derinlemesine, yenilikçilik ve

girişimcilik konusunda da geniş kapsamlı bilgiye sahip kişiler olduğu görülmektedir.310

5.1.2. Genç Girişimci Adaylarının Zamanı Yönetmesi

Zaman kavramı ülkemizde değeri en az anlaşılan olgulardan biridir. Trafik

ışıklarında bir saniye bile beklemeye tahammülü olmayan insanımız, futbol yorumlarını

saatlerce izlemeye vakit bulabilmektedir. Halbuki hayatımızda telafi edilemeyen ve geri

döndürülmesi mümkün olmayan tek şey zamandır. Genç girişimciler günümüzün rekabet

ortamında başarılı olmak istiyorlar ise zamanı da etkin bir şekilde yönetmek ve kullanmak

zorundadırlar.

Zaman, herkesin eşit olarak sahip olduğu, fakat aynı şekilde kullanamadığı son

derece değerli, eşsiz bir kaynaktır. Zamanın para gibi toplanması, hammadde gibi

depolanması, bir pasta gibi başkasına ikram edilmesi, bir araç gibi durdurulması, bir mal

gibi kullanılması ve hiç bir şekilde yerinin doldurulması mümkün değildir. Belli sınırlar

içinde, bir kaynağın yerine bir başkasının ikame edilmesi mümkün olabilir, örneğin bakırın

yerine alüminyum, insan kas gücü yerine makine kullanabilir. Ancak zamanın yerini

alabilecek başka hiçbir kaynak yoktur. Bu nedenle zamanın, yaşam ile aynı anlamda

kullanılması mümkündür.311

Eğer yöneticiler en değerli zamanlarını önemsiz işlere ve projelere ayırırlarsa,

gerçekten yapmaları gereken, çok acil ve önceliğe sahip olan işleri yapmak için zamanları

309 Nazan Yelkikalan-Ayten Akatay, “Yeni Girişimcilik Modeli ve Yeni Nesil Girişimci Profili”, Selçuk

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2014, c. 3, S. 12, s. 504. 310 Tina Seeling, İnovasyon, Kuraldışı Yayınevi, İstanbul, 2010, s. 14. 311 Zeyyat Sabuncuoğlu, Zaman Yönetimi, Ezgi Kitabevi, İstabul, 2002, s. 34.

118

kalmayacaktır. Asıl önemli olan, bu acil işlerdir. Gerek çalışmaya başlamakta güçlük

çekmenin, gerek zamandan yeterince yararlanamamanın en önemli sebebi, önce ufak tefek,

önemsiz konuları elemek ve daha sonra çalışmaya başlama isteğidir. Burada önemli olan

işleri önemli ve önemsiz diye ayırmak değil, işleri önem sırasına göre yapma alışkanlığı

edinmektir. İyi yönetici hem içinde bulunduğu anı hem de geleceği düşünebilen kişidir.

Yapılacak her faaliyet mutlaka gelecek düşünülerek yapılmalıdır. Etkin planlama ise,

yöneticinin yaptığı bazı işlerin diğer işlerden daha fazla öncelik gerektirdiğinin farkına

varması ile başlamaktadır.312

5.1.3. Genç Girişimci Adaylarının Hayal Kurmaktan Korkmaması

Dünya tarihindeki birçok icat, proje önce basit hayallerle başlamış ve sonuç

alınmıştır. Popüler kültür ile beraber aslında insanlar kendi beyinlerine duvarlar

örmektedirler. Çünkü popüler kültür veya tüketim toplumu farklı düşünceye gerek

duymamaktadır. Çağımızın yaşam modeli artık insanları değer olmaktan daha çok, tüketici

veya sadece bir rakam olarak görmektedir. Zamanımızın bu ezici özelliğine karşı genç

girişimciler hayal kurmaktan korkmamalı, aksine değişik ve yeni düşünce olmadan özgün

proje ortaya çıkmayacağını iyi bilmelidirler.

Modern bilim insan beynini öncelikle iki bölüm halinde ele almaktadır. Buna göre

beyin sol ve sağ olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Beynin sol tarafının insanlarda

matematik, dil, mantık, irdelemek ve yazmak gibi becerileri yönettiği, sağ beynin ise hayal

gücü, renkler, müzik, ahenk ve hayal kurma gibi yetenekleri yönettiği bilinmektedir. Zihin

haritaları ve zihinsel okur yazarlık kavramlarının sahibi Tony Buzan, önemli işlere imza

atabilmek için beynin her iki yarısının da etkili şekilde kullanılması gerektiğini

vurgulamaktadır. Tony Buzan’a göre tarihin en büyük komutanları, kazandıkları zaferleri

beyinlerinin sağ yarısından (hayal gücü) yola çıkarak sol yarısını (mantığını)

kullanmalarına borçlu olup, hayal gücü olmadan önemli başarıların elde edilmesi mümkün

görünmemektedir.313

312 Acar Baltaş, Üstün Başarı, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1999, s. 92-93. 313 Akın Alıcı, Hayata Yönveren Öyküler, Epsilon Yayıncılık, İstanbul, 2008, s. 43.

119

5.1.4. İş Planı Yapılması

İş planı, bir işin hangi ürünler ile, nerede, kimlerle, ne şekilde, hangi olanaklar ile,

hangi pazarlama planıyla, hangi organizasyon yapısıyla, nasıl bir mali planlama altında

yürütüleceğinin doğru ve ikna edici bir biçimde anlatıldığı dokümandır.314 İş planının temel

amacı, iş kuran girişimcilerin, iş kurma sürecinde hangi hedefler için neleri nasıl ve ne

zaman yapacağını belirlemesidir. İyi hazırlanmış bir iş planının içinde asgari aşağıdaki

hususlar olmalıdır.

Yönetici Özeti

Şirketin Geçmişi ve Fiili Sonuçlar

Piyasaya Sunulacak Ürün

Yönetim ve Personel

Pazarlar ve Pazarlama

Ürünün İmalat Süreci

Finansal Bilgiler

Risk faktörleri, Acil Durum Tedbirleri ve Getiriler

Zaman planı ve Referans Noktaları

İş planı Türkiye’de girişimciler tarafından, genellikle bir banka ya da başka finans

organizasyonundan yardım almak için hazırlanmaktadır. 2015 yılı içerisinde ülkemizde bir

risk sermaye şirketi tarafından hazırlanan rapora göre, 100 iş planı incelenmiştir. Buna göre

değerlendirmeye tabi tutulan iş planlarının %60’ı kısa bir incelemeden sonra, %25’i 1-2

saatlik bir çalışmadan sonra, %10’u ayrıntılı incelemeden sonra, %3’ü yüz yüze yapılan

görüşmelerden sonra reddedilmiş ve ancak %2’sine gerekli finansman desteği verilmesi için

314 Marangoz, a.g.e., s. 54.

120

onay verilmiştir.315 Genç girişimci adayları, ellerindeki kısıtlı kaynaklar ile başarıya

ulaşmak için detaylı ve gerçekçi bir iş planı yapmadan sahaya adım atmamalıdırlar.

5.2. Genç Girişimci Sayısı ve Niteliğinin Arttırılması İçin Devlet Kurumlarının Alması

Gereken Tedbirler

Günümüz, kamu yönetim biliminin uğraştığı önemli problemlerden biride, kamu

kaynaklarının etkin kullanılamamasıdır. Kamu kayaklarını etkin kullanan şeffaf devletler,

Dünya güç sıralamasında da üst sıralarda kendilerine yer bulmaktadırlar. Dünya’da gelişmiş

ülkelerin kullandığı makam araç sayılarının dağılımını gösteren Tablo 5.7 incelendiğinde,

Türkiye’de kamunun kaynaklarının etkin kullanılmadığı görülmektedir.316

Tablo 5.7. Dünya’daki Diğer Ülkeler İle Türkiye’deki Makam Araç Sayısı

Kaynak: Kamu Harcamalarını İzleme Platformu, 2016:16-18.

Genç girişimcik açısından devlete ekonomik olarak bakıldığında, devlet esas olarak

bireylerin eğitimine odaklanmalı, mümkün olduğu kadar ekonomik aladan çekilmelidir.

Çünkü günümüzde devletin ekonomik alanda esas görevleri denetim, teşvik, stratejik

hedefler belirleme ve vatandaşlarına vizyon kazandırmak olmalıdır. Bunun aksine,

315 Erdayı, a.g.m., s. 160. 316 Kamu Harcamalarını İzleme Platformu, 2014-2015 Türkiye Kamu Harcamaları Değerlendirme

Raporu, Kamu Harcamalarını İzleme Platformu Yayınları, İstanbul, 2016, s. 16-18.

Sıra

No. Ülkeler

Kamunun Kullandığı

Makam Araç Sayısı

Ülke Nüfusu.

1 Türkiye 125.000 78.151.750 (2015 YILI)

2 Almanya 15.000 83.493.000 (2015 YILI)

3 İngiltere 12.000 64.181.775 (2015 YILI)

4 Japonya 10.000 127.059.533 (2015 YILI)

121

ekonomide esas oyuncu olarak bulunma, istihdam problemini daha fazla memur alarak

çözme, eğitimi ikinci planda tutma uzun vadede hiçbir ülke için sürdürülebilir değildir.317

Ülkemizdeki genç girişimci sayısının ve niteliğini arttırılması için kamunun alması

gereken tedbirler çalışmanın bu bölümünde incelenmiştir.

5.2.1. Devletin Eğitim Alanında Alması Gereken Tedbirler

Günümüz Dünya’sında kalkınmada en stratejik değer ne petrol nede doğal gazdır.

Örneğin petrolü olan birçok ülke ya fiilen işgal altında ya da çok kötü hayat koşullarında

yaşamak zorundadır. Petrolü olmayan ülkeler ise neredeyse Dünya’nın zirvesindeki

ülkelerdir.318

Bunun tam aksine ekonomik kalkınma için en stratejik hammadde aslında insan

beyni ve bizzat insanın kendisidir. Eldeki bu stratejik hammaddeyi, yani insanı çağın

gerekleri ile donatıp eğiten toplumlar, mutlu ve refah içerisinde yaşamaktadırlar. Eğitim

için mutlaka hatırı sayılır bir kaynak ayrılmalıdır. Çünkü eğitime ayrılan kamu kaynakları

ile kalkınmışlık arasında mutlak bir doğru orantı vardır. Bir ülkenin yapacağı en uzun ve

stratejik yatırım, insana ve onun eğitimine yapacağı yatırımdır.319

Bir toplumdaki eğitim düzeyinin yükselmesi, emeğin niteliğini arttırarak üretim

kapasitesini arttırmaktadır. Emeğin niteliğindeki artış, insan sermayesine yatırım yoluyla

gerçekleştirilebilir. O halde insan gücünün eğitim düzeyinin yükselmesi ile ekonomik

büyüme arasında bir ilişki vardır. 21. yüzyılın başlarında eğitimin kalkınmadaki rolü dikkat

çekmiş ve bu alandaki çabalar ulusal yatırım olarak değerlendirilmiştir. 2. Dünya Savaşı

yılları ve sonrasında yaşanan olaylar, eğitim ile kalkınma arasındaki ilişkilerin daha iyi

anlaşılmasına yardımcı olmuştur. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra, Avrupa ve Japon

ekonomilerinin canlandırılması için hazırlanan Marshall Plânı’ndan kısa sürede

317 Kardaş, a.g.t., s. 128. 318 Cengiz Çandar, Mezopotamya Ekspresi, İletişim Yayınları, İstanbul, 2012, s. 121. 319 Yazıcı, a.g.e., s. 135.

122

beklenmedik başarılar elde edilmiştir. Bu çerçevede, söz konusu ülkelerde güçlü bir ileri

teknoloji ve ekonomik büyüme devri başlamıştır.320

5.2.1.1. Bütçeden Eğitim İçin Daha Fazla Kaynak Ayrılması

Tablo 5.8’de eğitim harcamalarının GSMH’ya oranının ülkeler bazında gösterimi

mevcuttur. Genel itibariyle ortalama oran %5-6 arası değişmektedir. Danimarka ve

Finlandiya’da belirtilen oran %7’ler civarı olurken, Almanya ve Hollanda’da oran %4-

5’dür. Türkiye’de ise gerçekleşme payı %4 civarındadır. Bu tabloya göre ortalamanın

yaklaşık %1 gerisinde olduğumuz görülse de, Türkiye’de eğitimin yapısal, zihni ve çok

köklü problemleri olduğu düşünüldüğünde, bütçeden eğitime daha fazla pay ayrılmalıdır.321

Tablo 5.8. Toplam Eğitim Harcamalarının GSMH İçindeki Payı

Kaynak: http://www.oecdlibrary.org/docserver/EducationataGlance2016/, (24.02.2016).

320 Özlem Çakmak, “Eğitimin Ekonomiye Ve Kalkınmaya Etkisi”, Dicle Üniversitesi, Ziya Gökalp Eğitim

Fakültesi Dergisi, 2008, c. 8, S. 25, s. 58. 321 Gonca Güngör, “Türkiye’de Eğitimin Finansmanı ve Ülkeler Arası Bir Karşılaştırma” Yönetim Ve

Ekonomi Dergisi, 2013, c. 4, S. 21, s. 64.

Ülkeler 2000 2005 2006 2007 2008 2014 2015

Almanya 4.4 4.5 4.4 4.4 4.5 5.0 5.1

Danimarka 8.2 8.3 7.9 7.8 7.6 8.7 8.5

İngiltere 4.9 5.0 5.4 5.3 5.4 5.4 5.3

Finlandiya 6.0 6.3 6.1 5.9 6.1 6.8 6.7

Fransa 6.0 5.6 5.6 5.6 5.6 5.8 5.6

Hollanda 4.5 5.4 5.4 5.2 5.1 5.1 5.2

AB Ortalaması 4.9 5.0 5.0 4.9 5.0 5.4 5.4

Türkiye 2.9 4.3 4.2 4.7 3.2 4.1 4.3

123

5.2.1.2. Eğitim Yönetiminde Sadeleşmeye Gidilmesi ve Bürokrasinin Azaltılması

Ülkemizde eğitim alanında, çok ciddi stratejik örgütlenme hataları bulunmaktadır.

Çünkü Türkiye’de eğitim denildiğinde birbirinden bağımsız ve habersiz kurumlar akla

gelmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, Kredi ve Yurtlar Kurumu ilk

akla gelen kurumlardandır. Kamunun her alanında olduğu gibi, eğitim alanındaki bu çok

başlılık da çok büyük kaynak, zaman ve gayret israfına sebep olmaktadır. Bu problemin

çözümü eğitimi, her türlü düşüncenin üstünde ve ülkenin var oluş sebebi olarak görüp tek

çatı altında toplamaktır.322

Eldeki kısıtlı kamu kaynaklarının verimli kullanılması girişimciliğin arttırılmasında

çok önemlidir. Örneğin ülkemizin ihracatını arttıracak ve stratejik öneme sahip havacılık ve

uzay mühendisliği, genetik kimya, yapay zeka gibi alanlarda öğretim elamanı bulmada

sıkıntılar yaşanırken, önemini yitirmiş alanlarda ihtiyaç fazlası bir çok öğretim elamanı

bulunmaktadır. Ayrıca eğitim bir bütün olduğu için sürecin başından sonuna kadar sadece

bir kurumun sorumlu olması planlama ve uygulamada büyük kaynak ve zaman tasarrufu

sağlayacaktır. Eğitim yönetiminde sağlanacak bu sadelik ile, girişimcilik eğitimi adeta bir

kültür halinde ana okulundan üniversitelere kadar yaşanması daha kolay hale gelecektir.

5.2.1.3. Milli Eğitim Politikalarının Girişimciliği Teşvik Etmesi

Dünya’ya farklı açıyla bakmak, çevrenin kendisine dayattığını kabul etmeme, pozitif

düşünme aslında girişimciliğin esasını oluşturmaktadır. Her insan, esasında zeki ve pozitif

doğar, fakat aile, çevre, eğitim ile bireyin kişiliği şekil alır ve toplumun istemediği bazı

özellikler zaman içerisinde törpülenmektedir. Farklı düşünmeyen veya düşünemeyen

toplumların, yeni buluşlar ortaya koyması, öncü ülke olması, patent sayısını, girimci

sayısını ve niteliğini arttırmasının mümkün olmadığı değerlendirilmektedir. Çünkü aynı

sebeplerin aynı sonuçları doğurması bir hayat kanunudur. Yani, hep aynı şekilde düşünen

insanların farklı çözümleri görmesi mümkün değildir. Örneğin küresel ısınma normal bir

bakış açısıyla bakıldığında felaket iken, girişimci bakış açısı ile bakıldığında güneşten daha

fazla enerji sağlanabileceği için fırsatlar barındırmaktadır.323

322 Gedikoğlu, a.g.m., s. 75. 323 Gökhan Özkul, “Girişimcilik Teorileri ve Girişimcilik Tipleri”, Süleyman Demirel Üniversitesi,

Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Isparta, 2008, s. 163.

124

İnsanlar Dünya ve kendi yaşantıları ile ilgili kesin yargılara sahip olduklarında

aslında, hayata dair olan hususlara da dar bir pencereden bakmak zorunda kalırlar. Örneğin

sütün rengine beyaz dememizin sebebi, doğduğumuz andan itibaren çevre, aile veya eğitim

sistemi tarafından bize, sütün renginin beyaz olduğunun öğretilmesi ve dikte edilmesidir.

Belki bundan yüz yıl sonra renk kavramının değişmesi ile beraber sütün rengine beyaz

denilmesi mümkün olmayacaktır.324

Ülkemizde eğitim sistemi, politikaları ile aynı düşünen değil, farklı düşünebilen,

sorgulayan, analitik düşünebilen, sorumluluk alan ve girişimci ruha sahip insanlar

yetiştirmeyi hedeflemelidir.

Girişimcilik kültürünün, toplumun tüm tabanına ve yaş gruplarına yayılması

hedeflenmelidir. Örneğin genç girişimci sayısının ve niteliğinin arttırılması için, temel

eğitim safhalarındaki okullara öğrencilerin temel eğitim ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde

kooperatifler kurulup, öğrencilere çok küçük sermaye karşılığında bu kooperatiflerden hisse

verilip dönem sonunda da elde edilen kar, eldeki hisse oranında bu genç girişimcilere

dağıtılmalıdır. Bu örneğin uygulanması ile hem çocuk yaştaki insanların girişimci olması

sağlanabilecek, hem de bu çocukların kendilerine olan güvenin arttırılabileceği

değerlendirilmektedir.325

5.2.1.4. Eğitim Sisteminin Bireylerin Merak Duygusunu Teşvik Etmesi

Dünya’nın en büyük teknoloji şirketi kabul edilen Apple’ın kurucu ortaklarından

Steve Jobs, eğitim hayatını anlatırken “Daha önce karşılaşmadığım tarzda bir otoriteyle

karşılaştım ve hoşuma gitmedi. Ve beni az kalsın yeneceklerdi. Tüm merakımı

öldürmelerine ramak kalmıştı” demiştir.326 Steve Jobs okul hayatında çok başarılı olmasa da

Apple gibi bir efsaneyi ortaya çıkarmayı başarmıştır. Apple şirketi incelendiğinde

girişimcilik açısından çok çarpıcı sonuçlara ulaşılmaktadır. Şirket iki serbest girişimci

tarafından, devletten destek almadan kurulmuş ve bugünlere gelmiştir. Apple 2015 yılında

98.000 çalışanı ile piyasa değeri 700 milyar dolara ulaşmış ve 170 milyar dolar kar elde

324 Kaya, a.g.e., s. 89. 325 Bozkurt, a.g.m., s. 225. 326 Isaacson Walter, Steve Jobs, Bkz Yayıncılık, İstanbul, 2014, s. 12.

125

etmiştir.327 Bu rakamlar Türkiye için çok çarpıcıdır. Çünkü ülkemizin borsada işlem gören

tüm şirketlerinin değeri 312 milyar dolar olup, en değerli sanayi şirketi olan Tüpraş 6.244

çalışanı ile piyasa değeri ise 2015 itibarı ile 6 milyar dolardır.328

Sonuç olarak okul hayatında uyumsuz, birazda resmi otoriteye başkaldıran

öğrenciler hemen sindirilmeye ve tek model düşünmeye zorlanmamalıdır. Aksine çocuk ve

öğrencilerin soru sormaları teşvik edilmeli merak hisleri törpülenmemelidir. Sorunun, farklı

renk ve sesin olmadığı yerde gelişiminde mümkün olamayacağı tüm toplum, özellikle

eğiticiler tarafından bilinmelidir.329

5.2.1.5. Üniversitelerin Genç Girişimciliği Teşvik Etmesi İçin Alması Gereken

Tedbirler

Üniversitelerin mezun ettiği her öğrenci, eğitimin sonunda Dünya ile rekabet

edebilecek donanımlara sahip olmalı ve yetiştiği bu topraklara değer katmalıdır. Bu

gerçekleştirilemez ise üniversite öğrencilerinin, günümüzde olduğu gibi ne yazık ki

KPSS’ye mecbur olacakları değerlendirilmektedir. Devletin yıllık istihdam edeceği memur

sayısı belli olduğu için, üniversite mezunlarının hepsinin kamu bünyesinde istihdam edilip

ülkenin refah seviyesinin arttırılması mümkün görünmemektedir. Ülkemizin gençlerini

mutlu kılıp refah seviyesinin attırılmasının yolu gençlerin girişimci haline gelmesinden

geçtiği değerlendirilmektedir. 330 İşte bunun için üniversite bünyesinde, sıralanan tedbirlerin

alınmasının önemli olduğu değerlendirilmektedir.

5.2.1.5.1. Girişimci Niteliğinin ve Sayısının Artmasında Üniversite Neden Önemlidir?

Bir ülkede yüksek teknoloji istihdam girişimciliğini tetikleyebilecek tek kurum

üniversiteler olduğu bilinmektedir. Çünkü başarılı bir Tekno Girişim için bir araya gelmesi

gereken 4 hammadde olan teknoloji, girişimci, destek sistemi, finansman arasından en

önemli üçü üniversitede mevcuttur. Yeni teknolojileri üretebilmek için gereken temel ve

uygulamalı araştırma üniversitelerin ana işlevleri arasındadır. Üniversite dışında hiçbir

327 http://www.bloomberght.com/1671403-in-piyasa-degerleri-/, (12.01.2016). 328 http://www.tupras.com.tr/detailpage.tr.php?lPageID=7122, (12.02.2016). 329 Türk Eğitim Derneği, a.g.e., s. 25. 330 Öneren, a.g.t., s. 27.

126

kurum üniversite ile karşılaştırılabilecek miktar ve kalitede araştırma üretemeyeceği

bilinmektedir. Özellikle mühendislik, tıp ve tasarım gibi fakülteler ciddi miktarda yeni

teknoloji üretme potansiyeline sahiptirler. Beceri ve yetkinlikleri gelişmiş, iyi eğitimli,

kendi araştırmasını uygulamaya çevirebilecek kalifiye personel en fazla üniversitelerde

mevcut olduğu değerlendirilmektedir. Uygulamalı araştırmanın ekonomiye doğrudan

katkıda bulunacak bir girişime dönüşebilmesi için gereken destek sistemi, yani laboratuar,

kütüphane, iş geliştirme merkezi, kalifiye araştırmacı ve geliştirmeciler, mentörler yine

çoğunlukla üniversitede bulunmaktadır. Bu üç hammadde bir araya geldiğinde ve iyi bir iş

fikri girişime dönüşmeye başladığında gereken finansman kaynağını bulmak güç değildir.

Yani üniversite üzerine düşeni iyi yaparsa, akıllı paranın üniversiteden çıkan projeleri bulup

fonlayacağı değerlendirilmektedir. Fakat ne yazık ki, üniversitelerimiz bu alanda üzerlerine

düşen görevi yeterince yerine getirememektedir.331

Girişimcilik Türkiye’nin önündeki birkaç ekonomik alternatiften birisi değil,

ülkemizin ekonomik kalkınmasını sürdürülebilir kılmanın tek yolu olduğu

kıymetlendirilmektedir. Bu yüzden ülkemizdeki üniversitelerin bir an önce girişimci

üniversitelere doğru dönüşmeye başlaması, ülkemizin ekonomi alanındaki stratejik

hedefleri için çok önemli olduğu değerlendirilmektedir.332

5.2.1.5.2. Dünya’da Genç Girişimciler ve Üniversite İlişkisi

Dünya’da üniversite tarihini 3 kuşağa bölmek mümkündür. Birinci kuşak

üniversiteler, Bologna Üniversitesi ile 12. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Amaçları geçmişin

bilgi birikimini korumak ve kilisenin doktrinine itaati öğretmek idi. Bu üniversiteler sadece

yazar, hukukçu, din adamı gibi profesyonelleri yetiştirirdi. Ortaçağ sonrasında tüm

kurumlarla birlikte üniversiteler üzerinde de değişim baskıları oluştu. Veba salgını sonrası

ekonomik diriliş, yaygınlaşan kitap basımı, coğrafi keşifler, rönesans, reform, hümanizm,

ve Fransız Devrimi deneye dayalı modern bilimi doğurdu. Bu baskılar sonucu 19. yüzyılda

Humbolt Üniversitesi ile sorgulayarak doğayı keşfetmeyi ve bilimsel ilerlemeyi hedefleyen

araştırma üniversitesi ortaya çıktı. İkinci kuşak üniversiteler profesyonellerin yanında

araştırmacı da yetiştiriyorlardı. Dünya’nın büyük bir hızla değiştiği 20. yüzyılda ise,

331 Gürak, a.g.e., s. 150-151. 332 Cansız, a.g.t., s. 112.

127

eğitimin kitleselleşmesi, çok disiplinli ve disiplinler arası araştırma projelerinin ortaya

çıkması, artan araştırma maliyetleri, küreselleşme, endüstri ile işbirliği gibi baskılar sonucu

üçüncü kuşak üniversiteler ortaya çıkmıştır. Bu üniversiteler ise, yaptıkları araştırmalar ile

buldukları yenilikleri teknolojiye dönüştürerek kendi bünyelerinde Tekno Girişimciliğin

gelişmesini sağlamışlardır.333

Bu üniversitelere en güzel örneği Amerika’da Massachusetts Institute of Technology

ve Stanford, İngiltere’de ise Cambridge oluşturmaktadır. Bu üniversitelerin çevresinde

girişimcilik mahalleleri, hatta kentleri oluşmaya başlamıştır. Boston-Cambridge bölgesinin

Dünya’da kilometrekare başına en çok girişimciye, patente ve girişim sermayesine sahip

olmasının nedeni ise Massachusetts Institute of Technology’dir. 2014 itibarı ile Stanford

Üniversitesi çalışan ve mezunlarının kurduğu şirket sayısı 39.900’e ulaşmıştır. Aralarında

Google, Nike, Cisco, Hewlett-Packard, Charles Schwab, Yahoo, Gap, VMware, İDEO,

Netflix, ve Tesla’nın da bulunduğu bu şirketlerde 5.4 Milyon kişi çalışmaktadır. Bu

şirketlerin yıllık toplam cirosu 2.7 Trilyon Dolardır, yani Türkiye’nin yıllık milli gelirinin

nedeyse dört katıdır. Bu tabloya göre, 120 yıllık bir üniversite özellikle son 30 yıldaki

girişimcilik atılımları ile 600 yıllık bir Dünya İmparatorluğu üzerine kurulmuş 90 yıllık bir

Cumhuriyetin sahip olduğu ekonomik büyüklüğün 4 katını tek başına oluşturmayı başardığı

görülmektedir.334

Türkiye’de oluşturulacak girişimci bir üniversitenin en büyük görevi, öğrencilerin

zihinsel dönüşümünü sağlamak olmalıdır. “Dur-sus-otur” ile yetiştirilmiş öğrencilerin

çevrelerine eleştirel bir gözle bakıp ve fırsatları görebilmelerinin mümkün olmadığı

bilinmektedir. Bu dönüşümü sağlayabilmek için öncelikle, üniversitelerin olabildiğince

özgür alanlar olması ve eleştirisel düşünmenin teşvik edilmesi gerekmektedir.335

5.2.1.5.3. Üniversitenin Verdiği Eğitimin Ülkenin ve İçinde Bulunduğu Bölgenin

Kalkınma Stratejisi İle Uyumlu Olması

Türkiye’de üniversiteler, eldeki sınırlı kamu kaynaklarını en verimli şekilde

kullanmak için ülkenin kalkınma hikâyesi ile uyumlu şekilde hareket etmelidir. Üniversite

333 Yardımcı, a.g.m., s. 160. 334 Yusuf Shahid, Üniversiteler Ekonomik Büyümeye Nasıl Katkıda Bulunur, Elif Yayın Evi, İstanbul,

2011, s. 122-125. 335 Yazıcı, a.g.e., s. 122.

128

bünyesinde açılan fakülte, bölümler ve buralarda verilen eğitim, ülkenin ihtiyaç alanlarına

cevap vermelidir. Örneğin, ülkemizin kalkınmada stratejik hedefi yüksek teknolojik ürünler

ile fark oluşturmak ise, üniversitelerin tekstil sektörünü ana uzmanlık alanı olarak

belirlemesinin uygun olmadığı değerlendirilmektedir. Bunun yerine üniversiteler teknoloji

yoğun işlem ve ürünlere önem vererek, Türkiye ve Dünya’daki teşviklerden mutlaka gerekli

payı almalıdırlar.336

5.2.1.5.4. Şirketleşmenin Teşvik Edilmesi

Günümüzde üniversitelerin, sadece öğrencilerini mezun edip daha sonrası için

planlama yapmayıp risk almaması kabul edilebilir bir durum değildir. Üniversiteler

bünyelerindeki Teknokentler ve diğer araçlarla öğrencilerin eğitimleri esnasında şirket

kurmasını, hesaplı risk almasını teşvik etmelidirler. Örneğin, bir üniversitenin beden

eğitimi, maliye, reklam ve bilgisayar bölümünde öğrenim gören öğrencileri bir araya

gelerek, tur rehberliği veya doğa sporları alanında faaliyet gösteren bir şirket kurması teşvik

edilmelidir. Çünkü şirketin tanıtım ve reklamı için reklam ve bilgisayar bölümünde,

faaliyetlerin icrası için beden eğitimi bölümünde, mali işlemler için maliye bölümünde

okuyan öğrenciler, gerekli işlem ve faaliyetleri, üniversitedeki eğitimleri ile eş zamanlı

olarak kolaylıkla yerine getirebileceği değerlendirilmektedir.337

Üniversite’de eğitim gören öğrencilere, alanlarında başarılı genç girişimci ve şirket

sahipleri tarafından konferansların verilmesi sağlanmalıdır. Böylece her üniversitelinin

eğitimi bitmeden önce, kendi şirketini veya işini kurması hedeflenmelidir.

5.2.1.5.5. Patent, Marka, Faydalı Model ve Endüstriyel Tasarım Belgesi Alımının

Teşvik Edilmesi

Ülkemizin Dünya’nın gelişmiş ülkeleri ile arasındaki farkı kapatmasında, en hızlı ve

maliyeti düşük yollarından biride sahip olduğu patent, marka, faydalı model ve endüstriyel

tasarım tescil sayısını artırmasıdır. Gelişmiş ülkelerin fikri mülkiyet hakları konusunda

bilinçli ve kararlı adımlar attığı görülmektedir. Ayrıca bu ülkeler sahip oldukları patent,

336 Kardaş, a.g.t., s. 128. 337 Shahid, a.g.e., s. 155.

129

marka, endüstriyel tasarım ve faydalı model belgelerini başta Avrupa, Amerika olmak üzere

Dünya üzerindeki önemli otoritelere onaylatmak için gerekli çabayı göstermektedirler.

WIPO (World Intellectual Property Organization) Dünya çapında düşünce ve projeleri

güvence altına almaktadır. Tablo 5.9 WIPO’nun 2014 yılı faaliyet raporuna göre

hazırlanmıştır. Ülkelerin patent pastası içinden aldıkları pay Tablo 5.9’da görülmektedir.338

Tablo 5.9. Dünya Patent Ofisinin 2014 Yılı Patent Başvuru Verileri

Kaynak: http://ipstats.wipo.int/, (11.03.2016).

Tablo 5.9 incelendiğinde ülkemizin patent fakiri olduğu anlaşılmaktadır. Bu

Tablonun değiştirilmesi için tüm eğitim ve öğretim kurumlarında patent seferberliği

başlatılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.

5.2.1.5.6. Üniversite İle Sanayi İlişkilerinin Yeni Bir Anlayışla Tekrar Ele Alınması

Ülkemizde yanlış algılardan biride üniversitelerin sadece eğitim, öğretim merkezleri

olduğu ve endüstri ile sıkı bir temasa geçerse kendi değerlerinden ödün vereceği anlayışıdır.

Bu varsayım birçok açıdan sorunludur, çünkü günümüzün dinamik Dünya’sında hiçbir

üniversitenin kurumsal olarak hayatın sadece eğitim ve öğretim bölümünde bulunma ve

diğer alanlardaki görev ve risklerden kaçınma lüksü bulunmamaktadır. Aksine Dünya

örneklerinde olduğu gibi sosyal hayatın ve iş hayatının içinde olması kaçınılmaz bir durum

338 Shahid, a.g.e., s. 165.

Ülkeler Patent Başvuru Sayısı Yıl

ABD 509.521 2014

Japonya 465.971 2014

Almanya 179.506 2014

İtalya 29.288 2014

Fransa 72.310 2014

Türkiye 5.170 2014

130

olduğu değerlendirilmektedir. Genç girişimci sayısının artması için üniversiteler, endüstri

ile herhangi bir astlık, üstlük kompleksine girmeden sıkı temas ve ortaklıklar kurmalıdır.339

Üniversite sanayi ilişkileri vazgeçilmezdir. Dünya’nın her yerinde, kamu görevlileri

ve üniversiteler, Stanford, Massachusetts Institute of Technology ve Kaliforniya

Üniversitesi örneklerinden derin etkilenmişlerdir. Asya ve Avrupa’daki pek çok ekonomist

bu örnekleri çoğaltmaya çalışmaktadır. Özellikle Çin, Malezya, Singapur ve Tayvan gibi

sanayileşmiş ülkeler üniversiteleri, kendilerini orta gelire sahip ülkelerdeki rakiplerinin

önünde yer almalarını sağlayacak teknolojik ilerlemenin araçları olarak görmeye

başlamışlardır.340

5.2.1.5.7. T-Modelli ve Yüksek Sentez Gücüne Sahip Öğrencilerin Mezun Edilmesi

Çağımızın modern Üniversiteleri öğrencilerin sadece kendi alanları ile ilgili teknik

eğitim almalarının yeterli olmadığını çok iyi kavramış durumdadırlar. Girişimci sayısının

arttırılıp ve öğrencilerin, hayallerindeki düşüncelerini realize etmeleri için ekonominin ve

sosyal hayatın farklı disiplinleri hakkında da bilgi sahibi olmaları gerektiği

değerlendirilmektedir.341

Ayrıca günümüzün bilişim teknolojileri sayesinde teknik bilgi, mevzuat, sayısal

bilgilere sahip olmak çok önemli değildir. Sadece teknik verileri bilmek veya sahip olmak

fark oluşturmaya yetmemektedir. Fark oluşturmak, girişimci olmak, başarılı proje ve

ürünler için yüksek sentez gücüne sahip olunması ve bireyin kendisinden ruh katmasının

önemi son dönemlerde daha çok anlaşılmaktadır.342

5.2.1.6. Ar-Ge ve İnovasyona Önem Verilmesi

Sürdürülebilir ekonomik büyüme rakamlarına ulaşmak isteyen ülkelerin, özellikle

1990’lı yıllardan itibaren Ar-Ge’ye, stratejik planlarının merkezinde bir rol yükledikleri ve

bu yaklaşımın meyvelerini orta ve uzun vadede topladıkları bilinmektedir. Nitekim Ar-

Ge’ye ciddi yatırımlar yaparak bilim, teknoloji ve sanayide önemli yol kat etmiş ülkeler,

339 Yazıcı, a.g.e., s. 205. 340 Shahid, a.g.e., s. 20. 341 Bozkurt, a.g.e., s. 57. 342 Özkaşıkcı, a.g.e., s. 123.

131

ilgili dönemde küresel rekabet güçlerini gözle görülür ölçüde arttırmışlardır. Bu çerçevede,

söz konusu ülkelerin ağırlıklı bir kısmının, yüksek gelirli ekonomiler arasında yer alması da

tesadüf değildir.343

Türkiye’de bilim ve teknoloji alanında çalışanların payına bakıldığında, 2006

yılında %18.9 olan payın 6 yıl içerisinde %23.4 seviyesine yükseldiği görülmektedir.

Toplam istihdamın da ilgili yıllar arasında artmaya devam ettiği göz önüne alındığında, bu

gelişme oldukça olumlu olarak değerlendirilmelidir. Nitekim veriler, 2006 yılında 3.2

milyon kişi olan bilim-teknoloji istihdamının 2012 itibariyle 4.8 milyona çıktığına, bir

başka deyişle yüzde 50 artış kaydettiğine işaret etmektedir. Ayrıca, OECD ülkelerinde aynı

oranın yüzde 25 civarlarında seyrettiği düşünüldüğünde, Türkiye’nin oldukça iyi bir yol kat

ettiği anlaşılmaktadır.344

Türkiye’nin 2023 hedefleri çerçevesinde, Dünya’da ilk 10 ekonomi arasına girmesi,

500 milyar dolar ihracat yapması ve orta gelir tuzağı riskinden korunmak için bundan

sonraki dönemde yeni hamlelere ihtiyacı vardır. Bu yeni hamlelerin ise, Türkiye’nin rekabet

gücünü ve verimliliği arttıracak, genç girişimci potansiyelini değerlendireceği unsurları

içermelidir. Bu bağlamda, verimliliğin motor gücü olan Ar-Ge konusunda atağa geçmek,

Türkiye için önümüzdeki dönemin en stratejik hareket noktası olmalıdır. Nitekim Ar-Ge,

inovasyon ve büyüme arasındaki güçlü nedensellik ilişkisi, ekonomi teorisinde vurgulandığı

gibi, bugün yüksek gelirli ekonomi statüsü edinmiş ülkeler bazında da açıkça

gözlenmektedir. Bu nedenle, küresel rekabetin arttığı mevcut ortamda, rekabet gücü

kazanmak için Ar-Ge ve ileri teknolojiye dayalı üretime geçilmesi sürdürülebilir büyüme

için zorunlu hale geldiği bilinmektedir.345

5.2.2. Girişimci ile Girişimciyi Destekleyen Kurum ve Kuruluşlar İçin Ortak Platform

Kurulması

Ülkemizde girişimciliğin desteklenmesinde temel problemlerden birisi de, girişimci

ile girişimciliği destekleyen kişi veya kurumlar arasındaki koordinasyon eksikliği

bulunmasıdır. Girişimciliğin desteklendiği bazı alanlarda teşvik ve yardımlar fazla iken bazı

343 Erdal Karagöl, “Yeni Ekonomi Ar-Ge ve İnovasyon”, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı

Dergisi, 2014, c. 3, S. 14, s. 7. 344 Kızılca, a.g.e., s. 55-56. 345 Karagöl,a.g.m., s. 29.

132

alanlarda hiç destek bulunmamaktadır. Ayrıca destek sağlanan bazı sektör ve alanlarda,

teşvikten faydalanmak isteyen çok fazla girişimci bulunurken bazı alanlarda ise istenen

başvuru sayısına ulaşılamamaktadır. Bu problemlerin temel sebebi ekonomik aktörler ile

girişimci arasında güncel ve sağlıklı bir koordinasyonun olmamasıdır. Koordinasyon

probleminin en aza indirilip, sınırlı kamu kaynaklarının etkili bir şekilde kullanılması için,

kamu güvencesinde girişimci ile girişimciliği destekleyen kişi ve kuruluşlar arasında

güncel, güvenilir, sağlıklı ve hızlı bir irtibatın kurulması gerekmektedir.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sayılan mahsurları gidermek ve fikir

aşamasından büyüme aşamasına kadar olan süreçte bir girişimcinin ihtiyacı olabilecek

güncel bilgi, tecrübe, yönlendirme sağlayan ortak ve bağımsız bir portal oluşturulmasını

“Türkiye Girişimcilik Stratejisi ve Eylem Planı 2015-2018” içerisine dahil etmiştir.346

5.2.3. Tekno Girişimciliğin Teşvik Edilmesi

Ülkemizde Tekno Girişimciliğin kabul gören tek bir tanımı yoktur. Örneğin Bilim,

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın mevzuatına göre Tekno Girişimcilik, yüksek eğitimli ve

nitelikli kişilerin teknolojik, yenilikçi ve geniş istihdam sağlama potansiyeline sahip

girişimcilik faaliyeti olarak tanımlanırken; bir başka görüşe göre ise Tekno Girişimci,

öngörü ve sezme yeteneği ile pazar yaratma ve geliştirme becerisine sahip, teknoloji

geliştirebilen ve inovasyon yönetimine hakim olan girişimcidir. Yapılan değişik

tanımlamalara rağmen Tekno Girişimcinin diğer girişimci modellerinden farkı teknoloji

alanında yüksek eğitimli olması ve iyi bir öngörüye sahip olmasıdır. Günümüz Dünya’sında

Tekno Girişimcilerin içinde bulundukları ülkelere sağladığı en büyük avantaj, küçük

sermayeler ile yüksek istihdam ve değer oluşturabilmeleridir. Örneğin en büyük sosyal

ağlarından biri olan Facebook için Mark Zuckerberg tarafından ilk üç ay içerisinde 85.000

Dolar masraf yapılmasına rağmen şirketin 2015 sonu itibarı ile değeri 220 milyar Doları

geçmiştir.347

Türkiye’de girişimci profili incelendiğinde, girişimlerin %41.3’ü hizmet sektöründe,

%39.9’u perakende ve ticaret sektöründe olduğu görülmektedir. Türkiye’de 2015 yılı

346 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye Girişimcilik Stratejisi ve Eylem Planı 2015-2018,

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2015, s. 35. 347 Yelkikalan-Akatay, a.g.m., s. 521.

133

ihracat rakamlarına göre, toplam ihracatın içerisinde, ancak %4.44 oranında yüksek

teknolojili ürünler bulunmaktadır.348 Bu veriler göz önünde bulundurulduğunda girişimci

adaylarının çoğunluğunun hizmet veya perakende seçtiği görülmektedir. Türkiye gibi genç

ve dinamik bir nüfusa sahip ülkenin, teknolojiyi stratejik bir alan olarak görmesinin,

belirlenen hedeflere ulaşması için önemli avantajlar sağlayacağı değerlendirilmektedir.

5.2.4. Fikri Mülkiyet Haklarını Düzenleyen Mevzuatın İşler Hale Getirilmesi

Türkiye’de Fikri ve Sınai Hakları başta, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini

Koruma Kanunu, 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde

Kararname, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname ve

555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname ile

güvence altına alınmıştır. Yazılı mevzuat açısından ciddi bir sıkıntı olmamakla beraber

Fikri ve Sınai Hakların koruması ile ilgili başlıca problemleri, toplumda yeterli

farkındalığın olmaması, kanunların uygulanmasında güçlüklerin bulunması ve yeni hak

türleri ile ilgili sıkıntıların çözümünde mevzuatın yetersiz kalması oluşturmaktadır.

Girişimcilik açısından konu ele alındığında temel sıkıntı, bir çok zorluklar yaşanılarak

ortaya çıkarılan fikir, ürün veya projenin, günümüzün teknolojik imkanlarının da katkısı ile

kolayca taklit edilebilmesi veya doğrudan çalınmasıdır.349

Uluslararası Ticaret Odasının 2015 raporuna göre, Türkiye’deki taklitçilik ve korsan

piyasasının değeri 5.7 ila 9.6 milyar ABD Dolarına denk gelmektedir. Korsan ve taklit

ürünler yüzünden ülkemiz yıllık en az 2.4 milyar ABD Doları ve 135.000’den fazla iş

kaybedilmektedir.350 Fikri ve Sınai Hakları’nın güvence altına alınabilmesi için

Fikri ve Sınai Haklar ile ilgili davalara bakacak uzman mahkeme sayısının

arttırılması

Girişimciler tarafından elde edilen yasal hakların, uluslararası platformlarda

korunması ve oralarda da tescil edilmesi için kamunun gerekli desteği vermesi

348 Bilim, Sanayi ve Teknolji Bakanlığı, a.g.e., s. 29. 349 http://www.tpe.gov.tr/TurkPatentEnstitusu/commonContent/TpeLaws/, (02.10.2015). 350 Kızılca, a.g.e., s. 123.

134

Kolluk güçlerinin gerekli eğitimleri alması ve kendi içerisinde gerekli

koordinasyon tedbirlerinin arttırılması

Fiyatı belli oranın altında olan ürünlerin piyasadan toplanması ve yasal

yaptırımların ağırlaştırılması

Taklitçilik, korsan ve emek hırsızlığının ekonomik ve sosyal alanda

oluşturduğu tahribat ile ilgili toplumun bilinç seviyesinin arttırılması

gibi tedbirlerin alınmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.

5.3. Türkiye’de Genç Girişimci Sayısını, Niteliğini Arttırmak İçin Aile ve Topluma

Düşen Görevler

Toplumun en küçük yapısı ailedir. Aile yapısı güçlü toplum ve ülkeler gerçek

mutluluğu yakalayabilirler. Bireyin şüphesiz hayat boyu kullanacağı en temel bilgiler ailede

öğrenilir. Aileden özellikle de anneden öğrenilen bilgilerin, tavır ve davranışların ömür

boyu unutulması mümkün değildir.351 Çalışmanın bu bölümünde genç girişimciliğin

arttırılması için aile ve topluma düşen görevler incelenmiştir.

5.3.1. Televizyon İzlemeye Sınırlama Getirilmesi

Günümüz insanının en büyük problemlerinden biride zamanı etkin şekilde

kullanamamasıdır. Bu problem ailede ebeveynlerin, çocuk ve gençlere yeteri kadar vakit

ayırmaması olarak kendini göstermektedir. Ailedeki her çocuk aslında genç girişimci

adayıdır. Küçük yaşlardan itibaren aileler çocuklarına yeteri kadar vakit ayırmalı, öğretici

oyunlar oynanmalı ve onların girişimci yönleri ortaya çıkarılmalıdır.352

Dünya’nın en büyük teknoloji şirketinin kurucusu Steve Jobs’un çocukluk dönemi

ile ilgili anılarında, evlerinin garajında babası ile ortak çalışmalar yaptıklarını, babasının

daha çok mekanik kendisinin ise elektronik ile uğraşmaktan zevk aldığını söylemiştir. Steve

Jobs ailesi ile ilgili söylediği şu sözler tesadüfen girişimci olunamayacağını ortaya

koymuştur. “Annem de babam da benimle ilgileniyorlardı. Özel olduğumu hissedince epey

351 Doğan Cüceloğlu, Başarıya Götüren Aile, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2014, s. 27. 352 Adem Güneş, Çocuk Terbiyesinde Doğru Bilinen Yanlışlar, Nesil Yayınları, İstanbul, 2012, s. 91.

135

sorumluluk duymuşlardı. Bana bir şeyler öğretmenin, beni daha iyi okullarda okutmanın

yolunu buluyorlardı. İhtiyaçlarımı karşılamak istiyorlardı”353

Türkiye’de günde ortalama dört saatin üzerinde televizyon izleyen çocukların oranı

06-10 yaş grubunda %12 iken, 11-15 yaş grubu çocuklar da bu oran %11.6’dır. 06-10 yaş

grubu çocuklarda en çok izlenen program türü %93.8 ile çizgi film iken 11-15 yaş grubu

çocuklar tarafından en çok izlenen program türü ise %76.8 ile film ve dizilerdir.354 Ülkemiz

ile Avrupa’nın gelişmiş ülkesi Fransa kıyaslandığında sonuçlar iç açıcı değildir. Çünkü

Fransa’da 4 yaşın altındaki çocukların televizyon izlemesi tamamen yasak olup çocuklar

belirli bir yaşa kadar televizyonu ancak ebeveynlerinin kontrolünde izleyebilmektedirler.

Günlük televizyon izleme oranı ise 2 saat dolayındadır. Ayrıca ülkemizde çocukların %82'si

istedikleri programı istedikleri saatte seyredebildiği görülmektedir.355

Aşırı televizyon izlemenin, özellikle gençlerin ve çocukların sosyal, bedensel,

zihinsel gelişimi üzerine birçok olumsuz etkisi vardır. Genç girişimci adayı tüm çocuklar ve

gençler televizyona karşı korunmalı ve sosyalleşecekleri, keşfedecekleri ve dinlenecekleri

alternatif aktiviteler aileler tarafından gençlere sunulmalıdır.356

5.3.2. Toplum ve Ailenin Gençlerin Yenilikçi Yönlerini Teşvik Etmesi

Türk aile yapısı genelde aşırı korumacı ve hatalara karşı fazla tolerenslı değildir.

Gençlerin ve çocukların uygulayacağı en iyi ve kalıcı öğrenme yöntemlerinden biri de

deneme yanılma yoludur. Bu öğrenme sürecinde telafisi mümkün olmayan durumlar hariç

gençlere ve çocuklara hata yapma fırsatı verilmelidir. Toplum ve aile gençlere kendi

doğrularını öğretmek için aşırı zorlayıcı metotlardan kaçınmalıdır. Çünkü toplum olarak

hali hazırda uğraştığımız problemler geçmişin çözümleridir.357

Örneğin, okul sırasında oturan çocuğun çizdiği resimde bulutu kırmızı renkte

göstermesine hemen olumsuz tepki verilip çocuğun merak ve yenilikçi yönü yok

edilmemelidir. Özellikle gençlerin doğruları ve başarıları ön planda tutulmalıdır. Sınav

353 Walter, a.g.e., s. 12. 354 http://www.rtuk.org.tr/Home/SolMenu/6608# istatistik/, (14.08.2015). 355 Nilay Etiler, “Televizyon Kanallarındaki Programların Aile Yapısına Etkisi Yönünden İncelenmesi”,

Türkiye Halk Sağlığı Dergisi, 2015, c. 12, S. 26, s. 123. 356 Cüceloğlu, a.g.e., s. 59. 357 Ahmet Maraşlı, Evde Okul, Okulda Kalite, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2012, s. 264.

136

kâğıdındaki yanlışlar küçük daire içine alınırken doğrular daha büyük daireler içine

alınmalıdır.358

5.3.3. Anne ve Babaların Belli Dönemlerde Rehberlik Hizmeti Alması

Toplumun en küçük yapı taşı olan aile, ne kadar eğitimli ve donanımlı olursa

toplumda o kadar geleceğe güvenle bakabilir. Doğan her çocuğun yetişen her gencin ilk rol

modelleri her zaman en yakınındakilerdir. Bunlarda genelde birinci derece arabalık bağı

bulunan kişilerdir.359

Çocuk yetiştirilirken profesyonel kişilerden yardım almak çocuğun veya gencin

ileride girişimcilik yönünü mutlaka olumlu etkileyecektir. Hepsi birer girişimci adayı olan

çocukların, yaşları ile orantılı olarak sorumluluk almasına ve planlama yapmasına ailelerce

imkân sağlanmalıdır. Örneğin ilköğretim dördüncü sınıfta eğitim gören çocuğa, harçlık

günlük değil haftalık verilmelidir, böylece çocuğun bir hafta gibi bir süreyi ekonomik

olarak planlaması sağlanmalıdır.360

Aile içinde anne ve baba, gençlerin hata yapmasına karşın sabırlı olmalı, yapılan

hatanın hemen cezalandırılması yoluna gitmemelidirler. Yapılacak cezalandırmalar bireyin

özgüvenini uzun vadede olumsuz etkileyeceği unutulmamalıdır. Aksine telafisi mümkün

olan konularda hata yapmak, aslında en iyi öğrenme metotlarından biridir.361

Ev içerisinde televizyon, internet, vb. araçların kullanımı minimize edilerek ailece

daha fazla ve kaliteli zaman geçirilmelidir. Çocukların yenilikçi,girişimci yönleri ortak

paylaşım ve oyunlarla ortaya çıkarılıp daha etkili öğrenme sağlanmalıdır.362

Her evin aynı zamanda okul olduğu ve olabileceği anne ve babalar tarafından bilinip

bu avantaj değerlendirilmelidir.

358 Güneş, a.g.e., s. 94. 359 Cüceloğlu, a.g.e., s. 12. 360 Maraşlı, a.g.e., s. 30. 361 Cüceloğlu, a.g.e., s. 77. 362 Güneş, a.g.e., s. 11.

137

SONUÇ

Dünya’nın adeta küresel köy haline geldiği günümüzde, gelişmiş ve gelişmekte

olan ülkeler için girişimcilik yükselen bir değerdir. Çünkü sadece devlet kaynakları ile

toplumların, ekonomik refah seviyelerinin arttırılıp mutlu kılınmasının mümkün olmadığı

anlaşılmaktadır. Gelişmiş ülkeler özellikle son dönemlerde istihdam ve kalkınma

hedeflerine, sahip oldukları girişimci insanların niteliğini ve sayısını arttırarak ulaşmaya

çalıştıkları görülmektedir. Dünya’daki ekonomik yarışta Türkiye’nin en büyük

avantajlarından birisi eğer çağın gerektiği eğitim ile donatabilirse genç nüfusudur. Birçok

kişi girişimciliğin önündeki en büyük engelin sermaye ve hammadde olduğunu

düşünmektedir. Halbuki Dünya üzerinde hali hazırda siyasi ve ekonomik güç dağılımına

bakıldığında bunun doğru olmadığı açıkca görülmektedir. Çünkü çok büyük yer altı

kaynaklarına sahip ülkelerin, günümüzde fiilen işgal altında veya yabancı şirketlerin adeta

yönetimi altında olduğu bilinmektedir. Aksine girişimciliğin önündeki en büyük engeller,

alt yapı eksiklikleri, yetersiz eğitim ve kültürel problemlerdir. Girişimcilik açısından

çağımızın en stratejik hammaddesi iyi eğitilmiş insan beynidir.

Tarih boyunca girişimciliğin değişik tanımları yapılmış olması ile beraber

girişimcilik için yapılan bu tanımlar içerisinde ortak olan kriterler, girişimcilerin yaratıcı,

yenilikçi, risk alabilmeleri, programlı hareket etmeleri ve fırsat odaklı olmalarıdır.

Girişimciler, içinde bulundukları toplumda diğer insanlardan farklı düşünmeleri, pratik

olmaları, değişen şartlara hızlı uyum sağlamaları ve kriz dönemlerinde fırsatları görmeleri

ile ayrılmaktadırlar.

Tarihi kaynaklar incelendiğinde ise Türk insanının, Osmanlı Devleti zamanından

beri girişimcilik konusunda başarılı olamadığı görülmektedir. Bu başarısızlık veya

isteksizliğin en önemli sebebini kültürel faktörlerin oluşturduğu değerlendirilmektedir.

Çünkü, Türk insanının tarih boyunca elde silah düşmana karşı savaşmayı, ticaret veya

diğer ekonomik alanda faaliyet göstermeye tercih ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle

Anadolu topraklarında girişimcilik faaliyetleri de daha çok Türk olmayan unsurlar

tarafından yerine getirilmiştir. Atatürk döneminde toplumda girişimci sınıf oluşturulmaya

çalışılmış fakat yeterince başarılı olunamamıştır. Bu başarısızlığın, ülkedeki sermayenin

ve iyi eğitilmiş insan gücünün yetersiz olmasından kaynaklandığı değerlendirilmektedir.

138

Ülkemizde genç girişimciliğin yaş aralığına, kamu ve sivil toplum tarafından farklı

bakılmaktadır. Örneğin Maliye Bakanlığı genç girişimci yaş aralığını, 18-29 olarak

tanımlarken, Türkiye Genç Girişimci İş Adamları Derneği 20-45, Isparta Genç İş Adamları

Derneği 20-49 olarak tanımlamıştır. Yapılan bu çalışmada, günümüz teknoloji ve bilgiye

erişim imkanları göz önünde bulundurulduğunda, 15-49 yaş aralığındaki kişilerin genç

girişimci olarak görülmesinin daha uygun olacağı kıymetlendirilmiştir.

Son yıllarda Dünya’da ve ülkemizde girişimcilik, daha da özelinde genç

girişimcilik kalkınmada stratejik alan olarak belirlenmiştir. Türkiye’de genç girişimciler,

hayata geçirmek istedikleri projeleri için öncelikle yurt içinde kamu, özel ve sivil toplum

kuruluşlarından, yurt dışından ise başta Avrupa Birliği olmak üzere değişik kaynaklardan

destek bulabilmektedirler. Ülke içinde genç girişimcilere sağlanan desteklerde son

yıllarda artış olmakla beraber gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında, sağlanan desteklerin

yeterli olmadığı değerlendirilmektedir.

Yapılan çalışmanın çıkış noktasını, Türkiye’de genç girişimciliğin önünde engel

var mıdır? Var ise bu engel veya engellerin nasıl aşılacağı konusu oluşturmuştur.

Türkiye’de genç girişimciliğin önünde engel var mıdır? Sorusuna cevap arandığında çok

çarpıcı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Birincisi, icra edilen KPSS sınavlarına her yıl lisans

ve önlisans mezunu gençlerin %80 üzerindeki bir kısmı başvuru yapmaktadır. Ancak

sınava katılan bu gençlerin ancak %0.80’ni herhangi bir kamu kadrosuna

yerleştirilebilmektedir. Kamu kadroları sınırlı olduğu için KPPS’ye giren gençlerin, henüz

sınav başlangıcında %99 üzerindeki kısmının kamu kadrosuna yerleştirilemeyeceği, yani

başarısız olacağı matemetiksel bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. İkincisi,

toplumda istihdam probleminin esas çözüm noktası genel olarak kamu kadroları

görülmektedir. Üçüncü olarak Dünya Ekonomik Forumunun hazırladığı 2015 Dünya

Girişimcilik Endeksi göre, Türkiye sıralamaya tabi tutulan 144 ülke içinde kendisine ancak

28’inci sırada kendisine yer bulmuştur. Ulaşılan bu sonuçlar göz önünde

bulundurulduğunda Türkiye’de genç girişimciliğin önünde ciddi engeller olduğu

değerlendirilmektedir.

Ülkemizde genç girişimciliğin önündeki engeller incelendiğinde, aslında

prolemlerin esas kaynağı üç ana grupta toplanmaktadır. Bunlar sırasıyla devlet, girişimci

adayı ve toplumdur. Genç girişimci sayısının ve niteliğinin arttırılamasında devlet

139

kaynaklı en temel problem kamu yönetimi alanındadır. Ülkemizde kamu yönetimi

alanında, son yıllarda gözle görülür iyileşmeler olsada, vatandaşın devlet için varlığını

sürdürdüğü anlayışı etkisini devam ettirmektedir. Oysa kadim Türk yönetim anlayışını,

mutlu vatandaş, güçlü devlet temel ilkesi oluşturmaktadır. Bu temel paradigma hatasının

yanında kamu alanında eğitim altyapısı ve vizyon eksikliği, bürokrasinin hızlı işlememesi,

teşvik miktarının ve politikalarının yetersizliği gibi diğer problemlerin genç girişimciliğin

önünde ciddi engeller teşkil ettiği düşünülmektedir. Genç girişimcilerin bireysel

eksiklikleri ise başta eğitim ve özgüven olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplum ve bununla

irtibatlı kültür problemlerin temelini ise, toplumda beraber iş yapma kültürünün

olmaması, girişimcilik konusunda farkındalık seviyesinin düşük olması ve

kurumsallaşmaya gerekli önemin verilmemesinin oluşturduğu değerlendirilmektedir.

Türkiye’de genç girişimci sayısının ve niteliğinin arttırılması için öncelikle genç

girişimci seferberliği başlatılmalı ve ülkemizin en büyük milli güç unsurlarından olan

genç nüfus harekete geçirilmelidir. Genç girişimci sayısının ve bundan daha da önemlisi

niteliğinin arttırılması için başta bizzat genç girişimcinin kendisi olmak üzere kamu

kurumları, toplum ve aileye önemli görevler düşmektedir. Genç girişimcilerin, bireysel

zaafiyetleri içinde eğitim önemli bir yer tutmaktadır. Genç girişimcilerin, yabancı dil

yeterliliğinin olmaması veya İngilizce dışında farklı bir dili bilmemesi ciddi bir eksiklik

olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin Türkiye’nin 2015 yılı ihratcat rakamları

incelendiğinde en çok ihracat yapılan 10 ülkenin içinde sadece 2 ülkenin resmi dilinin

ingilizce olduğu görülmektedir. Yine bireysel alt yapı kapsamında genç girişimci adayları

güncel teknoloji ve sosyal ağları iyi bir şekilde kullanabilmelidir. Çünkü internetin

sağladığı imkanlar ile beraber Dünya küresel pazar haline dönüşmüştür. Dünya E-ticaret

rakamları incelendiğinde Türkiye’nin bu alanda gelişmiş ülkelere göre daha hızlı

büyüdüğü görülmektedir. Genç girişimciler sanal Dünya’nın kendilerine sağlayacağı

avantajları iyi kullanmalıdırlar. Genç girişimci adayları kendi ilgi alanlarının dışındaki

sahalarda en az yüzeysel seviyede, kendi uzmanlık alanlarında ise derinlemesine bilgi,

birikim ve tecrübeye sahip olmalıdırlar yani “T” modelli bir girişimci olmaya gayret

göstermeleri gerektiği kıymetlendirilmektedir.

Devlet yönetimi seviyesinde genç girişimci sayısı ve niteliğinin arttırılması için

öncelikle modern kamu yönetimi benimsenmelidir. Bunun için devlet yönetim

140

mekanizmasının, vatandaşa hizmet edecek ve onu mutlu kılacak şekilde yeniden

düzenlemesi gerekmektedir. Yönetim alanında temel paradigma değişimine gidildikten

sonra başta eğitim ve teşvik politikları değiştirilmeli ve geliştirilmelidir. İnsani

gelişmişlik seviyesinin arttırılması için kamu, ekonomik alanda daha çok eğitici, teşvik

edici, bireyin haklarını koruyucu, düzenleyici ve denetleyici rol oynamalıdır. Ülkemizde

adeta kemikleşmiş problem haline gelen istihdam probleminin sınırlı kamu kaynak ve

kadroları kullanılarak çözülmesi mümkün olmadığı bilinmektedir. Bunun yerine iyi bir

temel ve yüksek eğitim almış, Dünya ile rekabet edebilecek kabiliyet ve vizyona sahip

bireyler yetiştirmenin, kamu için hedef olması gerektiği değerlendirilmektedir.

Türkiye’de eğitim alanında istenilen dönüşümü sağlamak için GSMH içinden

eğitime daha çok pay ayrılmalıdır. Eğitime ayrılan kaynak bakımından Türkiye Avrupa

Birliği ile kıyaslandığında, GSMH içinde eğitime ayrılan pay Avrupa Birliği’nde ortalama

%5-6’dır. Türkiye’ de ise gerçekleşme payı %4 civarındadır. Bu verilere göre Türkiye’nin,

eğitim için ayırdığı kaynağın Avrupa Birliği’nin çok gerisinde olmadığı görünse de gelişmiş

ülkeler ile arasındaki fark göz önünde tutulduğunda ayrılan kaynağın yetersiz olduğu ve

daha çok kaynak ayrılması gerektiği görülmektedir.

Kamu seviyesinde atılması gereken önemli diğer bir adım ise, fikri ve sınai mülkiyet

hakları alanında gerekli düzenlemelerin yapılmasıdır. Bu kapsamda, hali hazırdaki

kanunlara işlerlik kazandırmak, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım ve marka sayısını

arttırmak, ekonomide kayıt dışılığı ve haksız rekabeti engellemek bu alanda ilk ele alınması

gereken konulardır. Günümüz Dünya’sında özellikle patent ve marka savaşları

yaşanmaktadır. Çünkü gelişmiş birçok ülke, istihdam ve refah problemlerini girişimciler eli

ile çözüme kavuşturmakta ve bireyin fikri mülkiyet haklarını, hem kendi sınırları içerisinde

hem de uluslararası platformlarda ciddi olarak korumaktadır. TPE ve WIPO raporları

incelendiğinde, patent ve diğer fikri haklar konusunda, Türkiye’nin gelişmiş ülkelere göre

çok geride, hatta patent fakiri sayılabilecek bir ülke olduğu açıkça görülmektedir.

Ülkemizde patent ve marka seferberliği başlatılarak, değerli fikir ve projeler kayıt ve

koruma altına alınıp uluslararası alanda da yerli patent ve markalar savunulmalıdır. Aksi

takdirde özgün proje ve küresel markaları olmayan Türkiye’nin, takipçi ülke olmaktan

öteye gitmesi mümkün değildir.

141

Girişimciliğin arttırılmasında üniversitelerin yeri çok farklı ve önemlidir. Çünkü tüm

gelişmiş ülkelerde üniversiteler sadece teknik konuların öğrencilere ezberletildiği yerler

değildir. Aksine gelişmiş ülkelerde üniversiteler değişimin ve gelişimin adeta dinamosu

konumundadırlar. Üniversiteler ülkemizde takipçi değil öncü projelerin ve gelişimin

kaynağı olabilmesi için, yüksek sentez gücüne sahip, özgüveni yüksek, olaylara eleştirisel

bakabilen, öngörü sahibi, taklitçi değil özgün düşünebilen, zamanı yönetebilen, en az bir

yabancı dili iyi seviyede, tercihen ikinci yabancı dili ise sosyal ilişki kurabilecek şekilde

bilen ve en önemlisi yakın çevresine, ülkesine karşı sorumluluk hisseden bireyler

yetiştirmek durumundadırlar. Üniversiteler, bilimsel ve siyasi kaygılar yüzünden son yıllara

kadar ne yazık ki içinde bulunduğu toplum ve sanayi dünyası ile sıcak ilişki kuramamıştır.

Oysa gelişmiş ülkelerde üniversiteler, hem içinde bulundukları toplum, hem de sanayi

dünyası ile bilimsel değerlerden taviz vermeden sıcak bağlar kurup ortak projelere imza

atmıştır. Son yıllarda ülkemizde de üniversiteler ile sanayi dünyası arasında Teknoloji

Geliştirme Merkezleri ve Teknokentler eli ile ortaklıklar kurulmaya başlandığı

görülmektedir.

Türkiye’de genç girişimci gücünü ortaya çıkarmada en önemli sorumluluklardan biri

de şüphesiz ailelere düşmektedir. Çünkü her insan için aile, eğitimin başladığı ilk yerdir,

birey bu eğitim kurumunda ne kadar iyi eğitilirse, toplum ve devletler geleceğinden o

oranda emin olabilmektedirler. Aile içinde öncelikle anne ve babaların eğitimli olması,

çocukların Anadolu aile yapısı ile büyütülmesi esas olmalıdır. Bunun aksine popüler kültür

ile televizyon karşısında ve tamamen endüstriyel gıdalar ile genç neslin yetiştirilmesi asla

kabul edilebilir bir durum değildir. Ailelerin, çocuklarının girişimci ruha sahip olmaları

için, onların eğitimi ile özel olarak ilgilenmesi ve bu kapsamda önce ebeveynlerin,

kendisini geliştirmesi, zamanın ruhuna ayak uydurması, iyi bir kitap okuyucusu ve sosyal

sorumluluk sahibi olması önem arz etmektedir. Ancak Dünya kitap basım oranları ve

televizyon izleme oranları incelendiğinde, Türkiye’de aileler ve toplumun kitap okumak

yerine televizyon izlediği açıkça görülmektedir. Sürekli televizyon izleyen ve sorgulamayan

toplumdan girişimci hikayelerinin de fazla çıkmasının mümkün olmadığı bilinmektedir.

Ayrıca toplumda girişimciliğe karşı mesafeli bir duruş bulunmaktadır. Girişimcilik yerine

az ama garanti olan devlet imkanları, toplumun çoğunluğu tarafından tercih edilmektedir.

Aile ve toplum girişimcilik konusunda ön yargılarından arınıp gençleri cesaretlendirip

beraber iş yapma konusunda teşvik edici olması gerektiği değerlendirilmektedir.

142

Sonuç olarak kısa bir tarih okuması yapıldığında, aslında Türkler Dünya’nın en

girişimci milletleriden biridir. Atalarımız, büyük Osmanlı Devleti ile çağ açıp çağ

kapatmış ve bütün Dünya’nın bitti dediği yerden küllerinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti

gibi geleceğin süper güç adayı bir devlet kurmayı başarmıştır. Hali hazırda yaşanılan

ekonomik ve sosyal problemlerin aslında altı ayda bitirilmesi, yıllık büyüme rakamlarında

%10 ve üzeri oranların yakalanmasının bu büyük millet için hayal olmadığı

düşünülmektedir. Ayrıca 2023 ve 2071 yılı hedeflerine ulaşılabilmesi için, ülkemizin

tarihi, siyasi, ekonomik, kültürel potansiyelinin harekete geçirilip, sahip olunan genç

girişimci, sayısının ve niteliğinin arttırılması gerektiği değerlendirilmektedir.

143

KAYNAKÇA

Kitaplar:

Açma, Bülent, Girişimcilik, İstanbul, Lisans Yayınları, 2007.

Afra, Sinan, Dijital Pazarın Odak Noktası E-Ticaret, İstanbul, TÜSİAD Yayınları, 2016.

Akyol, Taha, Mezhep ve Devlet, İstanbul, Doğan Yayıncılık, 2007.

Alıcı, Akın, Hayata Yönveren Öyküler, İstanbul, Epsilon Yayıncılık, 2008.

Altuntaş, Baybars, Otobüsten İndim Bmv’ye Bindim, İstanbul, Destek Yayın Evi, 2012.

Ateş, M. Rauf, İnovasyon Hayat Kurtarır, İstanbul, Doğan Kitap Yayınları, 2007.

Aydoğan, Metin, Türkiye Üzerine Notlar 1923-2005, İzmir, Umay Yayınları, 2005.

Baltaş, Acar, Üstün Başarı, İstanbul, Remzi Kitabevi, 1999.

Barutçugil, İsmet, Bilgi Yönetimi, İstanbul, Kariyer Yayıncılık, 2002.

Barutçugil, İsmet, Yöneticinin Yönetimi, İstanbul, Kariyer Yayıncılık, 2006.

Belen, Ertuğrul-Demirkaya, Taylan, Girişimciliğin Altın Kuralları, İstanbul, Optimist

Yayınevi, 2015.

Bilici, Nurettin, Türkiye ve Avrupa Birliği, İstanbul, Seçkin Yayınları, 2012.

Bird, Barbara, Entrepreneurial Behavior, İllinois, Foresman Company, 1998.

Boratav, Korkut, 75 Yılda Çarklardan Chip’lere, İstanbul, Tarih Vakfı Yayınları, 1999.

Bozkurt, Özlem, Dünyada ve Türkiye’de Girişimcilik Eğitimi, Ankara, Detay Yayıncılık, 2011.

Brezeal, Deborah, The Genesis of Entrepreneurship, Newyork, Entrepreneurship Theory and

Practice, 1993.

Bridge, Simon, Understanding Enterprise, London, Macmillan Pres Ltd., 1998.

Cüceloğlu, Doğan, Başarıya Götüren Aile, İstanbul Remzi Kitabevi, 2014.

Cüceloğlu, Doğan, Savaşçı, İstanbul, Remzi Kitabevi, 1999.

Çandar, Cengiz, Mezopotamya Ekspresi, İstanbul İletişim Yayınları, 2012.

Çavdar, Tevfik, Türkiye Ekonomisinin Tarihi 1900-1960, Ankara, İmge Kitabevi, 2003.

Çelik, Adnan, Girişimcilik Kültürü ve Kobiler, Ankara, Nobel Yayınları, 1998.

Çetin, Birol-Çevil, Osman, Cumhuriyet Dönemi Şirketleşme Tarihi, Ankara, Siyasal Kitabevi,

2005.

Çokgezen, Murat, Türkiye’de Devlet, Girişimcilik ve Yerel Kalkınma, İstanbul, İTO Yayınları,

2010.

Doğan, Mustafa, Kurumsal Yönetim, Ankara, Siyasal Yayınevi, 2007.

Doğaner, Aysan, Yeni Nesil Girişimci, İstanbul, Sistem Yayıncılık, 2006.

Dünya Bankası Grubu, Türkiye Ülke Programının Görünümü, İstanbul, Dünya Bankası

Yayınları, 2015.

144

Erkiletlioğlu, Hatice, Dünyada ve Türkiye’de Ar-Ge Faaliyetleri, İstanbul, Türkiye İş Bankası

Yayınları, 2015.

Eroğlu, Nadir, Türkiye’de İktisat Politikalarının Gelişimi 1923-2003, Ankara, Bilgi Yayınevi,

2004.

Eyüboğlu, Dilek, Girişimciliğin Geliştirilmesi, İstanbul, Milli Prodütivite Merkezi Yayınları,

2004.

Genç, Nurullah, Yönetim ve Organizasyon, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2012.

Güneş, Adem, Çocuk Terbiyesinde Doğru Bilinen Yanlışlar, İstanbul, Nesil Yayınları, 2012.

Güney, Semra, Girişimcilik, Ankara, Siyasal Kitabevi, 2008.

Gürak, Hasan, Ekonomik Büyüme ve Küresel Ekonomi, İstanbul, Ekin Kitabevi, 2009.

Gürüz, Demet, Yönetim ve Organizasyon, İstanbul, Nobel Yayınevi, 2009.

Hisrich, Robert- Michael, Peter, Entrepreneurship-Starting , Developing and Managing a New

Enterprise, New York, Irwin Publishing, 1995.

İnan, Afet, Devletçilik İlkesi ve Türkiye Cumhuriyetinin Birinci Sanayi Planı 1933, Ankara,

Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1972.

İraz, Rıfat, Yaratıcılık ve Yenilik Bağlamında Girişimcilik ve Kobiler, Konya, Çizgi Kitabevi,

2005.

Kamu Harcamalarını İzleme Platformu, 2014-2015 Türkiye Kamu Harcamaları Değerlendirme

Raporu, İstanbul, Kamu Harcamalarını İzleme Platformu Yayınları, 2016.

Karluk, Rıdvan, Cumhuriyet’in ilanından Günümüze Türkiye’nin Ekonomisi’nde Yapısal

Dönüşüm, İstanbul, Beta Basım Yayım, 2004.

Kaya, Nusret, Alt Beyin’in Deşifresi , İstanbul, Destek Yayınevi, 2006.

Kepenek, Yakup- Yentürk, Nurhan, Türkiye Ekonomisi, İstanbul, Remzi Kitabevi, 2001.

Kızılca, İrem, Takipçi Ülkeler, Piyasa Yapıcı Ülkeler ve Küresel Entegrasyon, İstanbul, Tepav

Yayınları, 2015.

Kongar, Emre, İmparatorluktan Günümüze Türkiye’nin Toplumsal Yapısı, İstanbul, Cem

Yayınevi, 1978.

Köni, Hasan, Dev Türkiye, Cüce Türkiye, İstanbul, Hayy Kitap Yayınevi, 2010.

Kuruç, Bilsay, Mustafa Kemal Döneminde Ekonomi, Ankara, Bilgi Yayınevi, 1987.

Küçük, Orhan, Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, Ankara, Seçkin Yayınları, 2005.

Lambing, Peggy, Entrepreneurship, New Jersey, Prentice Hall, 1997.

Long, Wayne, The Meaning of Entrepreneurship, Newyork, American Journal of Small

Business, 1983.

Marangoz, Mehmet, Girişimcilik, İstanbul, Beta Yayıncılık, 2012.

Maraşlı, Ahmet, Evde Okul, Okulda Kalite, İstanbul, Remzi Kitabevi, 2012.

Marden, O. Sweet, Fırsatı Yakalayın, çev. Hilmi Bilginer, İstanbul, Hayat Yayınları, 2009.

Mary, Coulter, Entrepreneurship in Action, New Jersey, Published by Prentice Hall, 2001.

145

Mert, İ. Sani, Cesaret Yönetimi, İstanbul, Hayat Yayıncılık, 2007.

Müftüoğlu, Tamer-Durukan, Tülin, Girişimcilik ve Kobi’ler, Ankara, Gazi Kitabevi, 2004.

Müftüoğlu, Tamer, Girişimcilik, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Web-Ofset Tesisleri, 2010.

Özakman, Turgut, Diriliş, Ankara, Bilgi Yayınevi, 2008.

Özbey, Funda, Türk Sanayileşme Sürecinde Bütünleştirilmiş Strateji, İstanbul, İmaj Yayınevi,

2004.

Özdemir, Şennur, MÜSİAD, İstanbul, Vadi Yayınları, 2015.

Porter, Michael, Rekabet Stratejisi, İstanbul Sistem Yayıncılık, 2009.

Prag, C. Mirgam Van, Willigness and Opportunity To Start up As An Entrepreneur, Netherlans,

MPG Boks Ltd., 2005.

Sabuncuoğlu, Zeyyat, Zaman Yönetimi, İstabul, Ezgi Kitabevi, 2002.

Sayın, Meral, Yerel Kalkınma Modeli Olarak GAP-GİDEM, Ankara, T.C. Kalkınma Bakanlığı

Yayınları, 2010.

Seeling, Tina, İnovasyon, İstanbul, Kuraldışı Yayınevi, 2010.

Sexton, Donald, The Art and Science of Entrepreneurship, Massachuset, Bollinger Publishing

Company, 1986.

Shahid, Yusuf, Üniversiteler Ekonomik Büyümeye Nasıl Katkıda Bulunur, İstanbul, Elif Yayın

Evi, 2011.

T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, Türkiye –AB Mali İşbirliği, Ankara, Rehber Yayınları, 2014.

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye Girişimcilik Stratejisi ve Eylem Planı 2015-

2018, Ankara, T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Yayınları, 2015.

T.C. Ekonomi Bakanlığı, Yatırım Teşvik Sistemi Yıllık Değerlendirme Raporu, Ankara, T.C.

Ekonomi Bakanlığı Yayınları, 2015.

Tabakoğlu, Ahmet, Türk İktisat Tarihi, İstanbul, Dergah Yayınları, 2003.

Tekin, Mahmut, Girişimcilik ve Küçük İşletme Yöneticiliği, Ankara, Detay Yayınevi, 2004.

Tokgöz, Erdinç, Türkiye’nin İktisadi Gelişme Tarihi, Ankara, İmaj Yayınevi, 2004.

Tutar, Hasan, Girişimcilik, Ankara, Detay Yayıncılık, 2014.

Türk Eğitim Derneği, Türkiye’de İlköğretim Sistemi Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri,

Ankara, Adım Yayınları, 2012.

Türk, Eylem, TÜSİAD Patronlar Kulubü, İstanbul, Alfa Yayınevi, 2012.

Türkdoğan, Orhan, Osmanlıdan Günümüze Türk Toplum Yapısı, İstanbul, Çamlıca Yayınları,

2004.

Ünal, Mesud, 21.yy’da Değişim, Yönetim ve Liderlik, İstanbul, Beta Yayın A.Ş, 2012.

Walter, Isaacson, Steve Jobs, İstanbul,Bkz Yayıncılık, 2014.

Yazıcı, Erdinç, Küreselleşme ve AB Sürecinde Eğitim Sistemi, Ankara, Eğitim-Birsen

Yayınları, 2010.

Yenal, Oktay, Cumhuriyet’in İktisat Tarihi, İstanbul, Homer Yayınevi, 2003.

146

Makaleler:

Ay, Sema, “Türkiye’de İstihdam Politikaları Üzerine Bir Değerlendir”, Celal Bayar

Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2014, ss. 330-345.

Aytaç, Ömer, “İktisadi ve Sosyal Gelişme Açısından Girişimcilik”, Akademik Araştırmalar

Dergisi, 2005, ss. 70-91.

Baytal, Yaşar, ‘‘Demokrat Parti Dönemi Ekonomi Politikaları (1950-1957)’’, Ankara

Üniversitesi Türk İnkilap Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 2007, ss. 541-560.

Bozkurt, Veysel, “KOBİ Girişimcilerinde Risk ve Belirsizlik Algıları: Bursa Örneği’’, Ankara

Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dergisi, 2009, ss. 41-60.

Börü, Deniz, “Girişimcilik Eğilimi-Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü Üzerine Bir

Araştırma’’ Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2015, ss.

220-242.

Candan, Hakan, “Osmanlı’dan Günümüze Girişimcilik Serüvenine Dair Bir Değerlendirme”,

Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü Dergisi, 2013, ss. 150-

171.

Coşkun, Ali, ‘‘Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Türkiye Ekonomisi”, Atatürkçü Düşünce Dergisi,

2003, ss. 71-92.

Çakmak, Özlem, “Eğitimin Ekonomiye Ve Kalkınmaya Etkisi”, Dicle Üniversitesi, Ziya

Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 2008, ss. 53-80.

Elagöz, İsmail, “KOSGEB’in Girişimcilere Sağladığı Destekler”, Girişimcilik ve Kalkınma

Dergisi, 2015, ss. 152-181.

Elitaş, Cemal, “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin Verimlilik Açısından Değerlendirilmesi”,

Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2014, ss. 330-

345.

Ercan, Metin, “Küresel Şirket Ligi ve Türkiye”, http://www.radikal.com.tr/yazarlar/metin-

ercan/kuresel-sirket-ligi-ve-turkiye-1144719/, (05.01.2016) , ss. 4-25.

Erdal, Leman, “Türkiye’de Enerji Yatırımları ve İstihdam Yaratma Potansiyeli”, Adnan

Menderes Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, 2014, ss. 160-185.

Erdayı, Utku, “Dünya’da Genç İşsizlik Sorununun Çözümüne Yönelik Ulusal Politikalar ve

Türkiye”, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2015, ss.

142-168.

Etiler, Nilay, “Televizyon Kanallarındaki Programların Aile Yapısına Etkisi Yönünden

İncelenmesi”, Türkiye Halk Sağlığı Dergisi, 2015, ss. 110-125.

Gedikoğlu, Tokay, “Avrupa Birliği Sürecinde Türk Eğitim Sistemi: Sorunlar ve Çözüm

Önerileri”, Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2007, ss. 55-76.

Güngör, Gonca, “Türkiye’de Eğitimin Finansmanı ve Ülkeler Arası Bir Karşılaştırma” Yönetim

Ve Ekonomi Dergisi, 2013, ss. 40-75.

Kalabak, Ali Yasin, “Osmanlı’nın Son Döneminin Sosyo Ekonomik Buhranları ve Mali

Emperyalizm”, Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal ve

Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 2014, ss. 310-338.

147

Karagöl, Erdal, “Yeni Ekonomi Ar-Ge ve İnovasyon”, Siyaset, Ekonomi ve Toplum

Araştırmaları Vakfı Dergisi, 2014, ss. 4-35.

Koyucu, Berrin, “Küreselleşme ve Türk İşadamları Derneği: TÜSİAD Örneği”, Hacettepe

Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Dergisi, 2006, ss. 110-140.

Köse, Salih, ‘‘4 Ocak 1980 ve 5 Nisan 1994 İstikrar Programlarının Karşılaştırılması’’,

Planlama Dergisi, 2002, ss. 110-132.

Oktar, Suat-Varlı, Arzu, ‘‘İttihat ve Terakki Dönemi’nin Ulusal Bankası: Osmanlı İtibar-ı Milli

Bankası’’, Marmara Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2009, ss.

5-35.

Öneren, Melahat, “ İç Anadolu Bölgesindeki Genç Nüfusun Girişimcilik Eğilimleri Üzerine Bir

Araştırma”, Kırıkkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Girişimcilik ve Kalkınma

Dergisi, 2012, ss. 6-37.

Örücü, Edip, “Cam Tavan Sendromu ve Kadınların Üst Düzey Yönetici Pozisyonuna

Yükselmelerindeki Engeller: Balıkesir İli Örneği’’, Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve

İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2007, ss. 112-139.

Paksoy, Sadettin, “ Bölgesel Kalkınmada Girişimciliğin Desteklenmesi”, Kilis 7 Aralık

Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 2010,

ss. 95-121.

Sağlam, Mustafa, “Avrupa Birliği Eğitim Politikaları ve Türk Eğitim Sistemi’ne Etkileri”,

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2011, ss. 98-114.

Soysal, Abdullah, “Türkiye’de Kadın Girişimciler: Engeller ve Fırsatlar Bağlamında Bir

Değerlendirme”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2010, ss. 90-125.

Temel, A. vd., ‘‘Türk Ekonomisinde Yapısal Değişim (1946-1999)’’, Devlet Planlama

Teşkilatı Planlama Dergisi, 2012, ss. 90-115.

Turan, Zübeyir, “Dünyadaki ve Türkiye’deki Krizlerin Ortaya Çıkış Nedenleri ve Ekonomik

Kalkınmaya Etkisi”, Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2011, ss. 55-78.

Ungan, Suat, ‘‘Yazma Becerisinin Geliştirilmesi ve Önemi’’, Erciyes Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2007, ss. 453-488.

Uzay, Şaban, “Türk Vergi Sistemi ve Teknoloji Geliştirme Teşvikleri” Erciyes Üniversitesi

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2014, ss. 95-118.

Uzun, A. Kamil, “Kurumsal Risk Yönetimi ve İç Denetim’’, Önce Kalite Dergisi, 2012, ss. 15-

28.

Yaman, Nuri, “Türkiye’de Yatırım Teşviklerinin Bölgesel Belirleyicileri: Mekansal ve

İstatiksel Bir Analiz”, Ankara Üniversitesi Coğrafi Bilimler Dergisi, 2012, ss. 25-49.

Yardımcı, Atilla, “Üniversite Sanayi İşbirliğine Yeni Bir Bakış”, Ankara Üniversitesi Sosyal

Bilimler Fakültesi Dergisi, 2015, ss. 151-175.

Yaşar, Öznur, “Girişimciliğin Genç Girişimci Adayları Perspektifinden Değerlendirilmesi”,

Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014, ss. 171-188.

Yelkikalan, Nazan-Akatay, Ayten, “Yeni Girişimcilik Modeli ve Yeni Nesil Girişimci Profili”,

Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2014, ss. 498-523.

148

Tezler:

Abdullaeva, Feruzahon, ‘‘Öğrencilerin Girişimcilik Özellikleri ve İş Değerleri’’,

(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Sakarya, 2007.

Arıkan, Sıdıka, “Girişimciliğin Önündeki Engellerin Çözüm Önerilerinin Tespiti”,

(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

İstanbul, 2014.

Cansız, Emine, ‘‘Üniversite Öğrencileri Girişimcilik Özelliklerinin Belirlenmesi”,

(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Isparta, 2007.

Çevik, Evrim, ‘‘Girişimcilerin, Girişimci Tipleri İle Çalışma Amaçları Arasındaki İlişki’’,

(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, İstanbul, 2006.

Emre, Saliha, “Girişimcilik Kültürü Boyutlarının Malatya Uygulaması’’, (Yayımlanmamış

Yüksek Lisans Tezi), İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Malatya, 2007.

Eştürk, Özlem, ‘‘Türkiye’de liberalizm: 1983-1989 Turgut Özal Dönemi Örneği’’,

(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, 2006.

Kardaş, Uğur, “Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de Ar-Ge Vergi Teşvikleri”, (Yayımlanmamış

Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2009.

Kınaytürk, Zuhal, “1990 Yılından Sonra Yaşanan Ekonomik Krizlerin KOBİ’ler Üzerindeki

Etkileri”, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Süleyman Demirel Üniversitesi,

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2006.

Kızıltay, Emine,“Yöneticilerin Liderlik Tarzlarına Göre Girişimcilik Özelliklerinin

Belirlenmesi”, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Afyon Kocatepe Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyon, 2010.

Koç, E. Sinanoğlu, ‘‘Kadın Girişimciler Kavramı ve Serbest Meslek Mensubu Kadın

Girişimcilere İlişkin Konya İlinde Uygulamalı Bir Araştırma’’, (Yayımlanmamış

Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2005.

Özkul, Gökhan, “Girişimcilik Teorileri ve Girişimcilik Tipleri”, (Yayımlanmamış Yüksek

Lisans Tezi), Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2011.

Şahin, Esen, “Kadın Girişimciler ve Konya İli’nde Kadın Girişimciler Üzerine Bir Uygulama”,

(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Konya, 2006.

Topal, Mehmet, “Uluslararası Kuruluşların Teşviklere Bakışı ve Türk Teşvik Sisteminin Bu

Çerçevede Analizi”, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Karadeniz Teknik

Üniversitesi, Trabzon, 2009.

Yasa, Bengü “1923’den Günümüze Girişimcilik”, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi),

Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, 2010.

149

İnternet Siteleri:

http://www.ab.gov.tr/avrupa/ birliği-mali işbirliği/, (16.08.2015).

http://www.anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/aile-isletmeleri-ve-kurumsallasma, (10.11.2015).

http://www.biltek.sanayi.gov.tr/sayfalar/tgb.aspx, (15.11.2015).

http://www.bloomberght.com/1671403-in-piyasa-degerleri-/, (12.01.2016).

http://www.dpb.gov.tr/tr-tr/istatistik, (15.01.2016).

http://www.gap.gov.tr/gap-nedir-sayfa-1.html/, (15.09.2015).

http://www.gbs.sanayi.gov.tr/Docs/GBS_Metaveri_WEB.pdf, (12.01.2015).

http://www.gencmusiad.org.tr/hakkimizda/, (05.01.2016).

http://www.igiad.org.tr/tuzuk.php, (16.01.2016).

http://www.isdb.org/irj/portal/anonymous/, (07.08.2015).

http://www.istatistik.yok.gov.tr/, (13.10.2015).

http://www.ito.org.tr/Rekabeti_Gelistirme/Kalkinma_Ajanslari.pdf/, (03.01.2016).

http://www.kagider.org.tr./ hakkimizda/, (05.08.2015).

http://www.kalkinma.gov.tr/Pages-Kalkinma-Ajansi-i.aspx, (12.01.2015).

http://www.kedv.org.tr/hakkimizda/, (01.10.2015).

http://www.kgf.com.tr/hakkimizda/, (01.10.2015).

http://www.kobias.com.tr/hakkimizda/, (01.11.2015).

http://www.kosgeb.gov.tr/Uploads/Documents/, (05.08.2015).

http://www.kumelenme.sanayi.gov.tr/Uploads/Documents/Templates, (16.10.2015).

http://www.maliye.gov.tr/Sayfalar/aspx?k=gençgirişimcilik, (16.01.2016).

http://www.musiad.org.tr/hakkinda/, (12.08.2015).

http://www.osym.gov.tr/belge/1-6304/arastirma-yayin-ve-istatistikler.html, (13.11.2015).

http://www.rtuk.org.tr/Home/SolMenu/6608# istatistik/, (14.08.2015).

http://www.sameks.org/sameks-hakkinda-kapsam-5.html, (05.07.2015).

http://www.sanayi.gov.tr/Pages.aspx?pageID=710&lng=tr, (12.01.2015).

http://www.serka.gov.tr/sayfa-187-tesvikler.html, (20.12.2015).

http://www.tcmb.gov.tr/kurlar/200112/31122001.html, (12.11.2015).

http://www.tdk.gov.tr/index.php?arama=gts&option=com_gts&kelime=girisimcilik,

(21.11.2015).

http://www.teb.com.tr/yatirimyap/piyasa-degeri, (12.01.2015).

http://www.teknolojitransferi.gov.tr/TeknolojiTransferPlatformu/common/AboutUs,

(15.09.2015).

150

http://www.teknoyatirim.sanayi.gov.tr/Uploads/Documents/Templates/Sorular.pdf,

(08.11.2015).

http://www.tobb.org.tr/ hakkimizda/, (05.01.2016).

http://www.tpe.gov.tr/TurkPatentEnstitusu/commonContent/TpeLaws/, (02.10.2015).

http://www.ttgv.org.tr/Ticarileştirme/e+Proje+Desteği, (12.10.2015).

http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/girisimcilik/ulusal-destek-programlari/icerik-2238

girisimcilik- ve-yenilikcilik-yarisma-programi, (11.01.2016).

http://www.tugiad.org.tr/komisyongirisimcilik, (02.05.2015).

http://www.tugiad.org.tr/tugiad-uye-olmak, (15.12.2015).

http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist, (31.01.2016).

http://www.tupras.com.tr/detailpage.tr.php?lPageID=7122, (12.02.2016).

http://www.tusiad.org.tr/UstMenu, (12.08.2015).

http://www.tusiad.org/tr/calisma-alanlari#girisimcilik, (21.08.2015).

http://www.wipo.int/ipstats/en/statistics/country_profile, (15.01.2016).

http://www.worldbank.org/tr/country/turkey/, (04.03.2015).

Yazılı Mevzuat:

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Madde 10.

Türk Medeni Kanunu, Madde 11.

151

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler :

Adı ve Soyadı : Harun ÇELİK

Doğum Yeri ve Yılı : Elazığ/1981

Medeni Hali : Evli

Eğitim Durumu :

Lisans Öğrenimi :1999-2003 Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü

Yabancı Dil(ler) ve Düzeyi :

1.İngilizce - YDS 66,25

İş Deneyimi :

1. 1999-2016 TSK’nın çeşitli kademelerinde yöneticilik görevi yapmıştır.

Bilimsel Yayınlar Ve Çalışmalar :

1.