Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri...

15
Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri Educational Sciences: Theory & Practice 14(5) • 1673-1687 © 2014 Eğitim Danışmanlığı ve Araştırmaları İletişim Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. www.edam.com.tr/kuyeb DOI: 10.12738/estp.2014.5.2132 Bilişsel yaklaşımlar bireyin kendisi ve dış dünya ile ilgili algısını ve değerlendirmelerini biçimleyen otomatik düşünceler, şemalar, sayıltılar ve inançlar üzerine odaklanırken (Beck, Freeman ve Davis, 2004), temel varsayımlarından birisi bilişin duy- gu ve davranışı etkilediği yönündedir (Gladding, 2013; Tursi ve Cochran, 2006; White ve Freeman, 2000). Bilişsel yaklaşımda, bireyin bilişsel yapısı kavramlaştırılırken, bilişler; otomatik düşünceler ve şemalar olarak ikiye ayrılır. Otomatik düşünce- ler bireyin kendisi, dünyası ve geleceği ile ilgili iç diyaloglarıdır ve kişinin zihninde kendiliğinden or- taya çıkan, çok kolay fark edilmeyen, en önemlisi de birey tarafından analiz edilmeden doğruluğu kabul edilen düşüncelerdir (Beck, 2001). Önceki olum- suz olaylar, şemalar şeklinde kodlanır daha sonra benzer olaylar yaşandığında bu şemalar etkin hâle gelir ve olayların yorumlanmasını etkiler. Duygu- sal sorunlar, insanların olay ve olguları algılama, anlamlandırma ve değerlendirmede yaptıkları çar- pıtmalardan kaynaklanırken; kişinin yaşadığı prob- lemlerin büyük bir çoğunluğu, sahip olduğu yanlış kanılarla ve inançlarla gerçeği çarpıtmasının sonu- cu oluşmaktadır (Beck ve ark., 2004; Corey, 2008). Bireylerin bilişsel yapısı ve bilgiyi işleme biçimi ile yakından ilişkili bir durum olan umutsuzluk (Corey, 2008; Dinçer ve Derelioğlu, 2005), kişilerin objektif ve gerçekçi bir nedeni olmadığı hâlde, deneyimle- rine yanlış anlamlar yüklemesi, amacına ulaşmak için çaba sarf etmediği hâlde bunlardan negatif so- nuçlar beklemesi ve bunun sonucu olarak gelecek hakkında olumsuz beklentiler geliştirmesi şeklinde a Dr. Firdevs SAVİ ÇAKAR Psikolojik Danışma ve Rehberlik Alanında yardımcı doçenttir. Çalışma alanları ara- sında ergenlik, benlik saygısı, okula bağlanma, umutsuzluk, psikolojik yardım arama ve sosyal destek yer almaktadır. İletişim: Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimler Bölümü, İstiklal Yer- leşkesi, 15100 Burdur. Elektronik posta: [email protected] Öz Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin otomatik düşünceleri ve umutsuzluk düzeyleri arasındaki iliş- kide benlik saygısının aracılık rolüne ilişkin geliştirilen teorik modelin test edilmesidir. Çalışma, Celal Bayar Üniversitesi’nde farklı bölümlerde okuyan 197 kız (%58,3) ve 141 (%41,7) erkek, 338 öğrenci ile gerçekleşti- rilmiştir. Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği” ve kişisel bilgi formu ile elde edilmiştir. Araştırmada üniversite öğrencilerinin benlik saygısı ve otomatik düşünceleri ile umutsuzluk düzeyleri arasındaki doğrudan ve dolaylı ilişki Yapısal Eşitlik Modeli ile test edilmiştir. Analizler sonucunda ölçme modellerine dayalı olarak önerilen yapısal model doğrulanmıştır. Modelin uyum indekslerinin genel olarak kabul değeri koşullarını karşıladığı; bütün değişkenler arasındaki ilişkilere ait t değerlerinin anlamlı olduğu görülmüştür. Buna göre otomatik düşünceler ve benlik saygısı umutsuzluğu anlamlı düzeyde yordamaktadır. Diğer taraftan otomatik düşünceler ile umutsuzluk arasındaki ilişkide benlik saygısının aracılık rolü bulunmamaktadır. Bu sonuçlara dayanarak, otomatik düşüncelerin azaltılması ve benlik saygısının artırılması üniversite öğrencilerinin umutsuzluğunu doğrudan etkilemektedir. Anahtar Kelimeler Aracılık Rolü, Benlik Saygısı, Otomatik Düşünceler, Umutsuzluk, Üniversite Öğrencisi. Firdevs SAVİ ÇAKAR a Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi: Benlik Saygısının Aracılık Rolü

Transcript of Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri...

Page 1: Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik

Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri • Educational Sciences: Theory & Practice • 14(5) • 1673-1687 ©2014 Eğitim Danışmanlığı ve Araştırmaları İletişim Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.

www.edam.com.tr/kuyebDOI: 10.12738/estp.2014.5.2132

Bilişsel yaklaşımlar bireyin kendisi ve dış dünya ile ilgili algısını ve değerlendirmelerini biçimleyen otomatik düşünceler, şemalar, sayıltılar ve inançlar üzerine odaklanırken (Beck, Freeman ve Davis, 2004), temel varsayımlarından birisi bilişin duy-gu ve davranışı etkilediği yönündedir (Gladding, 2013; Tursi ve Cochran, 2006; White ve Freeman, 2000). Bilişsel yaklaşımda, bireyin bilişsel yapısı kavramlaştırılırken, bilişler; otomatik düşünceler ve şemalar olarak ikiye ayrılır. Otomatik düşünce-ler bireyin kendisi, dünyası ve geleceği ile ilgili iç diyaloglarıdır ve kişinin zihninde kendiliğinden or-taya çıkan, çok kolay fark edilmeyen, en önemlisi de birey tarafından analiz edilmeden doğruluğu kabul edilen düşüncelerdir (Beck, 2001). Önceki olum-suz olaylar, şemalar şeklinde kodlanır daha sonra

benzer olaylar yaşandığında bu şemalar etkin hâle gelir ve olayların yorumlanmasını etkiler. Duygu-sal sorunlar, insanların olay ve olguları algılama, anlamlandırma ve değerlendirmede yaptıkları çar-pıtmalardan kaynaklanırken; kişinin yaşadığı prob-lemlerin büyük bir çoğunluğu, sahip olduğu yanlış kanılarla ve inançlarla gerçeği çarpıtmasının sonu-cu oluşmaktadır (Beck ve ark., 2004; Corey, 2008).

Bireylerin bilişsel yapısı ve bilgiyi işleme biçimi ile yakından ilişkili bir durum olan umutsuzluk (Corey, 2008; Dinçer ve Derelioğlu, 2005), kişilerin objektif ve gerçekçi bir nedeni olmadığı hâlde, deneyimle-rine yanlış anlamlar yüklemesi, amacına ulaşmak için çaba sarf etmediği hâlde bunlardan negatif so-nuçlar beklemesi ve bunun sonucu olarak gelecek hakkında olumsuz beklentiler geliştirmesi şeklinde

a Dr. Firdevs SAVİ ÇAKAR Psikolojik Danışma ve Rehberlik Alanında yardımcı doçenttir. Çalışma alanları ara-sında ergenlik, benlik saygısı, okula bağlanma, umutsuzluk, psikolojik yardım arama ve sosyal destek yer almaktadır. İletişim: Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimler Bölümü, İstiklal Yer-leşkesi, 15100 Burdur. Elektronik posta: [email protected]

Öz Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin otomatik düşünceleri ve umutsuzluk düzeyleri arasındaki iliş-kide benlik saygısının aracılık rolüne ilişkin geliştirilen teorik modelin test edilmesidir. Çalışma, Celal Bayar Üniversitesi’nde farklı bölümlerde okuyan 197 kız (%58,3) ve 141 (%41,7) erkek, 338 öğrenci ile gerçekleşti-rilmiştir. Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği” ve kişisel bilgi formu ile elde edilmiştir. Araştırmada üniversite öğrencilerinin benlik saygısı ve otomatik düşünceleri ile umutsuzluk düzeyleri arasındaki doğrudan ve dolaylı ilişki Yapısal Eşitlik Modeli ile test edilmiştir. Analizler sonucunda ölçme modellerine dayalı olarak önerilen yapısal model doğrulanmıştır. Modelin uyum indekslerinin genel olarak kabul değeri koşullarını karşıladığı; bütün değişkenler arasındaki ilişkilere ait t değerlerinin anlamlı olduğu görülmüştür. Buna göre otomatik düşünceler ve benlik saygısı umutsuzluğu anlamlı düzeyde yordamaktadır. Diğer taraftan otomatik düşünceler ile umutsuzluk arasındaki ilişkide benlik saygısının aracılık rolü bulunmamaktadır. Bu sonuçlara dayanarak, otomatik düşüncelerin azaltılması ve benlik saygısının artırılması üniversite öğrencilerinin umutsuzluğunu doğrudan etkilemektedir.

Anahtar KelimelerAracılık Rolü, Benlik Saygısı, Otomatik Düşünceler, Umutsuzluk, Üniversite Öğrencisi.

Firdevs SAVİ ÇAKARa

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi

Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi: Benlik Saygısının Aracılık Rolü

Page 2: Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

1674

tanımlanmaktadır (Abbey, 2006). Umutsuz bireyler kendi içinde bulundukları fiziksel, zihinsel veya toplumsal durumun düzelmeyeceğine, yaşamını ilgilendiren önemli konularda kötü gelişmelerin olacağına ya da en azından iyi şeyler olmayacağı beklentisine ve bu durumu hiçbir şeyin değiştire-meyeceğine inanmaktadırlar (Beck, 2001, 2005). Beck (2005) umutsuzluğu, bireyin kendisini, çevre-sini, yaşamını ve geleceği olumsuz değerlendirmesi olarak ifade ederken; Henkel, Bussfeld, Möller ve Hegerl (2002) umutsuzluğu benlik saygısı ile ilişkili bir yapı olarak değerlendirmektedir. Umutsuzluk teorilerinde, benlik saygısı bir risk faktörü ve umut-suzluğa karşı savunmasız olma durumu olarak ele alınmaktadır. Bireylerin yüksek benlik saygısı nega-tif olaylar karşısında umutsuzluk geliştirilmelerine karşı tampon görevi görmektedir (Metalsky, Joiner, Hardin ve Abramson, 1993). Bu durum benlik say-gısının umutsuzluğa karşı koruyucu işlevi olduğu şeklinde değerlendirilirken (Baumeister, Campbell, Krueger ve Vohs, 2003), bireyin kendisini değersiz, yetersiz ve kusurlu biri olarak değerlendirmesine bağlı oluşan olumsuz benlik algısı kendisini inkâr etmesine; dolayısıyla, yaşamda karşılaşılan engel ve zorluklar karşısında geleceğini de olumsuz görme-sine yol açmaktadır (Beck ve ark., 2004). Bu durum üniversite öğrencilerinin umutsuzluk düzeyleri ile benlik saygıları arasındaki karşılıklı ilişkiyi ortaya koyarken; düşük benlik saygısının umutsuzluğu ar-tıracağı açıkça görülmektedir.

Yaşanan sosyal ve ekonomik sorunlar, işsizlik, üniversiteye giriş ve eğitim sorunları üniversite öğrencilerinin ruhsal gelişimlerini ve ruh sağlık-larını olumsuz yönde etkilemektedir. Umutsuzluk bu noktada üniversite öğrencileri açısından ele alınması gereken önemli bir ruhsal problem konu-sudur. Nitekim yapılan bazı çalışmalarda Türkiye’de üniversite öğrencilerinin umutsuzluk açısından risk grubunda yer aldığı, birçok gencin yaşanan sorunlar karşısında umutsuzluk ve karamsarlık ya-şadığı (Erkan, Özbay, Cihangir-Çankaya ve Terzi, 2012; Özmen, Erbay, Çetinkaya ve Taşkın, 2008) belirtilmektedir. Yazıcı (2003) tarafından yapılan çalışmada, üniversite öğrencilerinin %14,7’sinin kendi geleceğinden umutsuz olduğunu belirlerken; Kazgan (2006) ise 18-25 yaşları arasındaki gençle-rin %11,9’unun yaşamından hiç memnun olmadığı, %30’unun on yıl sonra Türkiye’deki sorunların ay-nen süreceğini düşündüklerini ve %12,3’ünün çok daha kötü bir Türkiye beklediğini ortaya koymuş-tur. Şahin (2009) araştırmasında eğitim fakültesi öğrencilerin umutsuzluk düzeylerinin düşük olma-sıyla birlikte, bazı öğrencilerin yoğun umutsuzluk yaşadıklarını belirlemiştir. Bu doğrultuda üniver-

site öğrencilerinin umutsuzlukları ile ilgili değiş-kenlerin belirlenmesi ve etkili psikolojik yardım sunulması hem yükseköğretimden etkin şekilde yararlanmaları hem de sağlıklı kişilik kazanmaları adına önemli görünmektedir.

Umutsuzluk kişinin sağlığı ve iyilik hâli üzerindeki ciddi etkileri nedeniyle birçok araştırmanın konusu olmuştur. Umutsuzlukta üzüntü, geleceğe yönelik olumsuz beklentiler, olumsuzluk ve kötümserlik ile ilgili duygusal bozukluklar etkili olabilmektedir (Durak, 1994). İlgili literatürde umutsuzluk kavra-mı intihar (Heisel, Flett ve Hewitt, 2003; O’connor, Berry, Weiss ve Gilbert, 2002; Palmeri ve Connelly, 2005; Yerlikaya, 2006); problem çözme becerileri, özsaygı, fiziksel sağlık ve kendine güven (Yerlikaya, 2006); bilişsel çarpıtmalar (Beck ve ark., 2004; Co-rey, 2008); depresyon (Ceyhan, 2004; Çelikel-Çam ve Erkorkmaz, 2008; O’connor ve ark., 2002; Pal-meri ve Connelly, 2005; Yerlikaya, 2006); öğrenil-miş çaresizlik (Güler, 2005); cinsiyet ve sınıf düzeyi (Oğuztürk, Akça ve Şahin, 2011; Şengül ve Güner, 2012); gelir düzeyi ve anne babanın eğitim düzeyi (Tümkaya, 2005) açısından ele alınırken; umutsuz-luğun artmasının bireyin problem çözme beceri-lerini, üretkenliğini ve başarısını olumsuz yönde etkilediği belirtilmektedir (Şengül ve Güner, 2012).

Türkiye’de üniversite öğrencilerinin umutsuzluk düzeyleri farklı değişkenlerle ilişkisi açısından ince-lenmiştir. Bu çalışmalarda; eğitim fakültesi öğrenci-lerinin geleceğe yönelik beklentilerinin çok olum-suz olmadığı (Şahin, 2009), ilköğretim matematik öğretmen adaylarının (Şengül ve Güner, 2012) ve üniversite öğrencilerinin umutsuzluk düzeylerinin düşük olduğu (Oğuztürk ve ark., 2011); motivas-yonlarının yüksek, gelecekle ilgili duygu ve beklen-ti düzeylerinin düşük olduğu (Uçaner ve Özçelik, 2010); ortaöğretim tezsiz yüksek lisans programına devam eden öğretmen adaylarının geleceğe ilişkin beklentilerinin çok olumsuz olmadığı (Ceyhan, 2004); müzik bölümü öğrencilerinin gelecek ile ilgili düşük düzeyde duygular ve beklentiler gös-terdikleri sonuçlarına ulaşılmıştır (Aras, 2011). Bu araştırmaların yanı sıra, Dereli ve Kabataş (2009) sağlık yüksekokulu son sınıf öğrencilerinin umut-suzluk düzeylerinin yüksek olduğunu; Üngüren ve Ehtiyar (2009), öğrencilerin umutsuzluk düzeyleri-nin eğitim memnuniyeti, okuldaki başarı durumu, gelir durumu, cinsiyet, arkadaş ilişkiler tarafından yordandığını; Çelikel-Çam ve Erkorkmaz (2008) başarı düzeylerinin kötü olduğunu belirten öğren-cilerin umutsuzluk düzeylerinin anlamlı derecede daha yüksek olduğunu saptamışlardır. Bununla birlikte Şahin (2009) bu dönemde üniversite öğren-

Page 3: Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik

SAVİ ÇAKAR / Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi: Benlik Saygısının Aracılık Rolü

1675

cilerinin yaşadıkları sosyal ve ekonomik sorunlar, eğitim ve işsizlik gibi sorunların da onların ruh sağ-lığını olumsuz yönde etkileyerek umutsuzluğa yol açabileceğini; annenin eğitim düzeyine göre üni-versite öğrencilerinin umutsuzluklarında anlamlı bir farklılaşma bulunmadığını ortaya koymuşlardır (Şahin, 2009; Tekin ve Filiz, 2008). Özçelik, Aktaş ve Ocakçı (2014) meslek seçiminin üniversite bi-rinci sınıf öğrencilerinin umutsuzluk düzeylerine etkisini incelemişler ve erkeklerin kızlardan daha fazla umutsuzluk yaşadıklarını, bölümünü kendi isteğiyle seçmeyen, asgari ücret ve altındaki gelir düzeyine sahip öğrencilerin umutsuzluk puanları-nın daha yüksek olduğunu bulmuşlardır.

Yukarıdaki araştırmalarda üniversite öğrencile-rinin umutsuzluk düzeylerinin birçok değişken açısından ele alınırken bu araştırmaların çoğunun umutsuzluk ve ilgili değişkenler arasındaki doğru-dan ilişkiye odaklandıkları görülmektedir. Bu çer-çevede bu araştırma otomatik düşünceler ve benlik saygısının umutsuzluk ile doğrudan ilişkisinin yanı sıra bu ilişkide farklı örtük, aracı değişkenlerin ola-bileceği görüşünden hareket etmektedir. Dolayısıy-la yukarıdaki kuramsal açıklamalar ve ilgili araş-tırma sonuçları ışığında, üniversite öğrencilerinin otomatik düşüncelerinin benlik saygısının düşük ya da yüksek olmasına bağlı olarak umutsuzluk üzerindeki etkisinin farklılaşacağına ilişkin kurulan teorik model Sekil 1’de verilmektedir.

Şekil 1Önerilen Yapısal Model

Bu araştırmanın teorik modelinde, benlik say-gısının umutsuzluk ve otomatik düşünceler ile arasındaki doğrudan ilişkiye dayanarak otomatik düşüncelerin umutsuzluk üzerindeki etkisini ön-görmede benlik saygısının aracılık rolü bulunmak-ta ve benlik saygısı düzeylerine bağlı olarak öğren-cilerin umutsuzluk düzeyleri farklılaşmaktadır. Bu kuramsal temele dayanarak, araştırmada önerilen teorik modelin doğruluğu yapısal eşitlik modeli ile sınanmaktadır. Elde edilen sonuçların üniversite öğrencilerinin umutsuzluk düzeylerini azaltmak amacıyla yapılacak çalışmalarda kullanılması; oto-matik düşünceler ve umutsuzluk arasında var olan

doğrudan ilişkiye odaklanmanın yanı sıra ve do-laylı bir ilişkinin olması durumunda öğrencilerin benlik saygısının yükseltilmesinin umutsuzluğun azaltılmasına katkı sağlayacağına ilişkin farkındalık kazandırması beklenebilir. Sonuç olarak, bu çalış-manın amacı üniversite öğrencilerinin otomatik düşünceleri ve umutsuzluk düzeyleri arasındaki ilişkide benlik saygısının aracılık rolü olup olmadı-ğını incelemektir.

Yöntem

Araştırma Modeli

Üniversite öğrencilerinin otomatik düşünceleri ve benlik saygısı ile umutsuzluk düzeyleri arasında doğrudan ve dolaylı ilişkiyi araştıran bu çalışma ta-rama modelinde betimsel bir araştırma niteliğinde-dir. Araştırmada, üniversite öğrencilerinin benlik saygısının otomatik düşünceler ve umutsuzluk ara-sındaki ilişkide aracılık rolünü açıklamaya yönelik geliştirilen teorik model test edilmektedir. Modeli sınama işlemi yapısal eşitlik modeli ile gerçekleşti-rilmiştir.

Çalışma Grubu

Araştırmanın çalışma grubu Celal Bayar Ünivesitesi’nde 2012-2013 öğretim döneminin bahar yarıyılında öğrenim gören 381 öğrenciden oluşmaktadır. Bu öğrenciler basit seçkisiz örnekle-me yöntemi ile rastlantısal olarak belirlenmiş olup çalışmada toplanan anketlerden 43 anket formu eksik ve hatalı olduğu için analize dâhil edilmemiş geriye kalan verilerden 197’s, kız (%58,3) ve 141’i (%41,7) erkek olmak üzere 338 öğrencinin form-ları kullanılmıştır. Bu öğrencilerin sınıf düzeyle-rine göre dağılımları ise; 70’i 1. sınıf (%20,7), 85’i 2. sınıf (%25,1), 92’si 3. sınıf (%27,4) ve 81’i ise 4. sınıf (%23,9) şeklindedir. Öğrencilerin bölümlere göre dağılımları ise: 52 öğrenci kimya bölümünde, 44 öğrenci biyoloji bölümünde, 39 öğrenci tarih bölümünde, 43 öğrenci türk dili ve edebiyatı bölü-münde, 49 öğrenci sınıf öğretmenliği bölümünde, 47 öğrenci fen bilgisi öğretmenliğinde, 64 öğrenci sosyal bilgiler öğretmenliği bölümünde öğrenim görmektedirler.

Veri Toplama Araçları

Beck Umutsuzluk Ölçeği: Beck ve arkadaşları (1974) tarafından geliştirilmiş bireyin geleceğe yö-nelik karamsarlık düzeyini belirlemeyi amaçlayan bir ölçektir. 20 maddeden oluşan ölçek geleceğe

Page 4: Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

1676

yönelik duygu ve düşünceleri belirten ifadelerden oluşmaktadır. Bu ifadelerin 11 doğru, 9 yanlış yanıt anahtarı vardır. Puan ranjı 0-20’dir. Alınan puanlar yüksek olduğunda bireydeki umutsuzluğun yüksek olduğu varsayılmaktadır. Ölçeği oluşturan faktör-ler: gelecekle ilgili duygular; motivasyon kaybı ve gelecekle ilgili beklentilerdir (akt., Seber, Dilbaz, Kaptanoğlu ve Tekin, 1993). Ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışması ilk olarak Seber ve arkadaşları (1993) tarafından yapılmış ve iç tutarlılık katsayısı .86, madde-toplam korelasyonları .07 ile .72 test-tekrar test güvenirlik katsayısı .74 olarak bulmuş-tur. Ölçeğin daha sonra Durak (1994) tarafından yapılan uyarlama çalışmasında ise iç tutarlılık kat-sayısı .85, madde-toplam korelasyonları .31 ile .67 arasında, yarıya bölme güvenirliliği ise .85 olarak belirlenmiştir.

Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği: Rosenberg (1965) tarafından geliştirilen benlik saygısı ölçeği-nin (akt., Çuhadaroğlu, 1986) Türkiye’ye uyarlama çalışmaları Çuhadaroğlu (1986) tarafından yapıl-mıştır. Benlik saygısı alt ölçeğinde 10 madde yer almaktadır. Guttman ölçüm şekline göre düzen-lenmiş testte, olumlu ve olumsuz yüklü maddeler ardışık olarak sıralanmıştır. Ölçeğin kendi içinde değerlendirme sistemine göre denekler 0 ile 6 ara-sında puan almaktadırlar. Bu çalışmada 4’lü Likert tipi yanıtlama biçimi kullanılmıştır. Alınabilecek en yüksek puan 40 iken en düşük puan 10’dur. Puanın yüksek olması benlik saygısının düşük, puanın dü-şük olması ise benlik saygısının yüksek olduğunu göstermektedir. Çuhadaroğlu (1986) tarafından ya-pılan çalışmada, ölçeğin geçerlik katsayısı 71, güve-nirlik katsayısı .75 olarak bulunmuştur.

Otomatik Düşünceler Ölçeği: Hollon ve Kendall tarafından geliştirilen, depresyonla ilişkili olan olumsuz otomatik düşüncelerin ortaya çıkma sıklı-ğını ölçen, 30 soruluk 5’li likert tipi bir öz-bildirim ölçeğidir. Ölçekten alınan en küçük puan 30, en yüksek puan 150’dir. Puanların yüksekliği, bireyin otomatik düşüncelerinin sıklıkla ortaya çıktığını gösterir. Ölçeğin Türkiye uyarlaması Aydın ve Ay-dın (1990) ile Şahin ve Şahin (1992) tarafından ya-pılmıştır. Ölçeğin yapılan faktör analizi sonucunda beş faktörden oluştuğu belirlenmiştir. Bu faktör-ler: kendine yönelik negatif düşünceler, şaşkınlık/kaçma fantezileri, kişisel uyumsuzluk ve değişme istekleri, yalnızlık/izolasyon ve ümitsizliktir (Şahin ve Şahin, 1992). Türkçe ölçeğin Cronbach Alpha iç tutarlık katsayısı .93 olarak belirlenmiş; her bir ölçek maddesinin madde toplam korelasyonunun .37 ile .85 (Aydın ve Aydın, 1990) ve .35 ile .69 (Şa-hin ve Şahin 1992) arasında değiştiği görülmüştür.

Ölçeğin iki yarım test güvenirliğinin .91 (Şahin ve Şahin, 1992), test tekrar test güvenirlik katsayısının r=.77 (Aydın ve Aydın), ölçüt bağıntılı geçerliği için Beck Depresyon Envanteri ile korelasyonun .70 (Aydın ve Aydın) ve .75 (Şahin ve Şahin, 1992) olduğu belirlenmiştir.

Kişisel Bilgi Formu: Araştırmanın amacına uygun olarak katılımcıların sosyo-demografik özellikleri-ni belirlemek için araştırmacı tarafından geliştiril-miştir.

Verilerin Toplanması

Araştırmanın veri toplama sürecinde öğrencilere çalışmanın amacı, gizlilik ve gönüllülük ile ilgili açıklamalar yapılarak uygulamaya geçilmiş anket-ler öğrencilere sınıf ortamında grup olarak uygu-lanmış ve cevaplama süresi yaklaşık 25 dakika sür-müştür.

Verilerin Analizi

Araştırmada, değişkenler arasındaki ilişkilerin de-ğerlendirilmesi ve kurulan teorik modelin sınan-ması işlemi yapısal eşitlik modeli ile gerçekleştiril-miştir. Elde edilen verilerin analizinde SPSS 20 ve Lisrel programı kullanılmıştır.

Yapısal eşitlik modellemesinde ölçüm modeli ve yapısal model olmak üzere iki temel model söz ko-nusudur. İyi bir analizin ölçüm modeliyle başlaması gerekir (Sümer, 2000; Şimşek, 2007). Uyum iyiliği indeksleri olarak adlandırılan değerler, modele iliş-kin son değerlendirmenin yapılmasında bağımsız değerlendirme ölçütlerini oluşturur ve her bir mo-delin bir bütün olarak data tarafından kabul edile-bilir düzeyde desteklenip desteklenmediğine ilişkin yargıya varılmasını sağlar (Şimşek, 2007). Litera-türde kabul görmüş yaygın uyum indeksleri Tablo 1’de sunulmuştur.

Tablo 1Yapısal Eşitlik Modelleri Uyum İndeksleriUyum Testi İyi Uyum Yeterli Uyum

χ2 /df 0 ≤ χ2/df ≤ 2 2 ≤ χ2/df ≤ 3CFI 0,95 ≤ CFI ≤ 1,00 0,90 ≤ CFI ≤ 0,95

RMSEA 0 ≤ RMSEA ≤ 0,05 0,08 ≤ RMSEA ≤ 0,05TLI 0,95 ≤ TLI ≤ 1,00 0,90 ≤ TLI ≤ 0,95

χ2=Chi-Square (Ki-Kare); df=Degree of Freedom (Serbestlik Derecesi); GFI=Goodness-of fit index (İyilik Uyum İndeksi); AGFI=Adjusted goodness-of-fit index (Düzeltilmiş İyilik Uyum İndeksi), CFI=Comparative fit index (Karşılaştırmalı Uyum İndeksi); RMSEA=The root mean square error (Yak-laşık Hataların Ortalama Karekökü); NFI=Normed fit index (Normlaştırılmış Uyum İndeksi); TLI=Tucker Lewis index (Tucker Lewis İndeksi).

Page 5: Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik

SAVİ ÇAKAR / Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi: Benlik Saygısının Aracılık Rolü

1677

Değişkenlerin Aracılık Rolünün İncelenmesi

Yapısal modellerde bir değişkenin aracılık rolü farklı yöntemlerle test edilebilir. Bu araştırmada 3 farklı yöntemle modellerde yer alan benlik saygısı değişkeninin aracılık rolü incelenmiştir. İlk yöntem değişkenler arasındaki regresyon katsayılarının karşılaştırılmasıdır (Baron ve Kenny, 1986). İkin-ci yöntem model uyumlarının karşılaştırılmasıdır (Şimşek, 2007). Araştırmada test edilecek diğer üçüncü yöntem ise Sobel Testi’dir. Test sonucunun anlamlı çıkması ve şekil x’te gösterilen c yoluna ilişkin regresyon katsayısının anlamsız olması Z de-ğişkeninin tam aracı olduğunu; Sobel Test’inin an-lamlı çıkması fakat aynı zamanda X ile Y değişkeni arasındaki regresyon katsayısının anlamlı olması Z değişkeninin “kısmi aracı” olduğunu göstermekte-dir. Sobel Testi sonucunun anlamlı çıkmaması ise Z değişkeninin X ile Y değişkeni arasında aracılık rolü taşımadığını göstermektedir (Şimşek, 2007).

Şekil 2Benlik Saygısı Değişkeninin Aracılık Rolüne İlişkin Kurulan Modeller

Araştırmanın amacı doğrultusunda, öncelikle öl-çeklerin güvenirlik analizleri yapılmış, ikinci aşa-mada ise ölçüm modeli analiz edilerek doğrulan-dıktan sonra yapısal modellere geçilmiştir. Üçüncü aşamada otomatik düşünceler ve benlik saygısı ile umutsuzluk arasındaki ilişkiye yönelik kurulan teorik model test edilmiş son olarak otomatik dü-şünceler ile umutsuzluk arasındaki ilişkide benlik saygısının aracılık rolü olup olmadığı incelenmiştir. Araştırmada kullanılan ölçeklerin güvenirlikleri Cronbach Alfa ve Mc Donald’s ω (Omega) katsayı-ları ile incelenmiştir.

Yapılan analizler sonucunda “Otomatik Düşünceler Ölçeği” için Cronbach alfa 0,95; Omega değeri 0,96; “Benlik Saygısı Ölçeği” için Cronbach alfa 0,65 ve Omega değeri 0,71; “Umutsuzluk Ölçeği” için

Cronbach alfa 0,89 ve Omega değeri 0,90 olarak belirlenmiştir. Ölçeklerin güvenirliklerine ilişkin olarak bulgular elde edilen Cronbach alfa değerle-rinin ve Omega katsayılarının her üç ölçek için de güvenilir olduğunu göstermektedir. Cronbach alfa değerlerinin yanı sıra Omega katsayısı da güveni-lirliğin alt değerini ürettiği için bu konuda gerçek güvenirliği daha iyi kestirmektedir (Lucke, 2005; Raykov, 2001).

Araştırmada yapısal modelin test edilmesi sürecine modelde yer alacak değişkenlerin birlikte model-lendiği ölçüm modeli analiz edilerek başlanmıştır. Araştırmada “Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği” için madde parselleme yöntemi uygulanmıştır. Ölçek 10 madde ve tek faktör yükü göz önüne alınarak iki parsele ayrılmıştır. Bu ölçeğe ilişkin parsel oluştur-ma kararı en çok olabilirlik varsayımlarını karşıla-mak ve modelde hesaplanan parametre sayılarını azaltma amaçları gözetilerek yapılmıştır (Bandalos ve Finney, 2001; Hagtvet ve Nasser, 2004). Araştır-mada ölçme modelinde ve yapısal modelde benlik saygısı ölçeği oluşturulan parselleme ile analize dâhil edilmiştir. Analiz sonucunda ölçüm modeli için hesaplanan Ki-kare değeri χ2=122,35, sd=28, p=.00 düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Ki-kare de-ğerinin serbestlik derecesine oranı incelendiğinde (χ2/sd=4,36) 5 değerinin altında olması iyi uyuma işaret etmektedir. Ölçüm modeline ait uyum iyiliği indeksleri incelendiğinde RMSEA =.08, RMR=.35, SRMR=.03, GFI=.96, AGFI=.91 ve CFI=.99 değer-lerini almıştır. Bu değerler ölçüm modelinin iyi bir model olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda her bir gözlenen değişkenin her bir örtük değişken üzerindeki standardize edilmiş ve edilmemiş faktör yükleri, standart hataları ve t istatistikleri sonuçları incelendiğinde örtük değişkenler üzerinde gözle-nen değişkenlerin faktör yüklerinin hepsinin ista-tistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir.

Bulgular

Araştırmada modelin test edilmesi süreci, ölçüm modeli doğrulandıktan sonra yapısal modelin test edilmesiyle devam etmiş ve elde edilen bulgular sı-rasıyla verilmiştir.

Otomatik Düşünceler ve Benlik Saygısı ile Umut-suzluk Arasındaki İlişki

Tablo 2’de görüldüğü üzere otomatik düşünceler, benlik saygısı ve umutsuzluk değişkeninin oluş-turduğu model test edildiğinde (t=12.42, p<05), değişkenler arasında kurulan ilişkilerin istatistiksel

Page 6: Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

1678

olarak anlamlı olduğu görülmüştür. Modele ilişkin Ki-kare χ2 =107.40, sd=27, p=.00 düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Ki-kare değerinin serbestlik derece-sine oranı incelendiğinde (χ2/sd=3.97) 5 değerinin altında olması iyi uyuma işaret etmektedir. Yapısal modele ait uyum iyiliği indeksleri incelendiğinde RMSEA=.076, RMR=.38, SRMR=.023, GFI=.96, AGFI=.92 ve CFI=.99 değerlerini aldığı görülmek-tedir. Bu değerler kurulan yapısal modelinin iyi uyuma sahip olduğunu göstermektedir. Bu sonuca göre, benlik saygısı ve otomatik düşünceler toplam-da umutsuzluğun %36’sını açıklamaktadır.

Umutsuzluk=0.44 *Otomatik Düşünceler+ 0.21 *Benlik Saygısı, Error = 0.63, R² = 0.36

(0.053) (0.056) (0.057)

8.35 3.87 11.10

Otomatik Düşünceler ile Umutsuzluk Arasında-ki İlişkide Benlik Saygısı Değişkeninin Aracılık Rolü

Şekil 3’te verilen I. Model test edildiğinde otomatik düşünceler ile umutsuzluk (t=12.42, p<05), arasın-da kurulan ilişkilerin istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür. Modele ilişkin Ki-kare (χ2= 64,62, sd=14, p=.00) düzeyinde anlamlı bulun-muştur. Ki-kare değerinin serbestlik derecesine

oranı incelendiğinde (χ2/sd=4,61) 5 değerinin al-tında olması iyi uyuma işaret etmektedir. Yapısal modele ait uyum iyiliği indeksleri incelendiğinde RMSEA=.083, RMR=.45, SRMR=.023, GFI=.97, AGFI=.92 ve CFI=.99 değerlerini aldığı görülmek-tedir. Bu değerler kurulan yapısal modelinin iyi uyuma sahip olduğunu göstermektedir.

Şekil 4I. Model, Otomatik Düşünceler ve Umutsuzluk Değişkeninin Oluşturduğu Modelin Test Edilmesi

Şekil 4’te verilen otomatik düşünceler, benlik saygısı ve umutsuzluk değişkeninin oluşturduğu II. Model test edildiğinde otomatik düşünceler ile benlik say-gısı (t=13.55, p<05) benlik saygısı ile umutsuzluk (t=12.09, p<05) arasında kurulan ilişkilerin istatis-tiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür. Modele ilişkin Ki-kare χ2=99,23, sd=26, p=.00 düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Ki-kare değerinin serbest-lik derecesine oranı incelendiğinde (χ2/sd=3,81) 5 değerinin altında olması iyi uyuma işaret etmekte-dir. Yapısal modele ait uyum iyiliği indeksleri in-celendiğinde RMSE=.073, RMR=.41, SRMR=.031, GFI=.96, AGFI=.92 ve CFI=.99 değerlerini aldığı görülmektedir.

Tablo 2Otomatik Düşünceler, Benlik Saygısı ve Umutsuzluğa İlişkin Oluşturulan Modelin Uyum Değerleri

χ2 sd χ2/sd RMSEA RMR SRMR GFI AGFI CFIModel 107.40 27 3,97 0,076 0,38 0,028 0,96 0,92 0,99

Şekil 3Yapısal Modele İlişkin Standardize Edilmiş Değerleri

Page 7: Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik

SAVİ ÇAKAR / Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi: Benlik Saygısının Aracılık Rolü

1679

Şekil 5Otomatik Düşünceler ile Umutsuzluk Arasındaki İlişkide Ben-lik Saygısının Aracılık Rolünün Test Edilmesi

Şekil 5’te verilen III. Model test edildiğinde otoma-tik düşünceler ile umutsuzluk değişkeni arasındaki ilişkide benlik saygısnın rolü test edilmiş; otomatik düşünceler ile benlik saygısı (t=14.32, p<05), benlik saygısı ile umutsuzluk (t=2.59, p<05), otomatik dü-şünceler ile umutsuzluk (t=9.38, p<05) arasında ku-rulan ilişkilerin istatistiksel olarak anlamlı oldukla-rı görülmüştür. Modele ilişkin Ki-kare χ2=134,87, sd=28, p=.00 düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Ki-kare değerinin serbestlik derecesine oranı incelen-diğinde (χ2/sd = 4.81) 5 değerinin altında olması iyi uyuma işaret etmektedir. Yapısal modele ait uyum iyiliği indeksleri incelendiğinde RMSEA=.08, RMR=.44, SRMR=.03, GFI=.95, AGFI=.90 ve CFI=.98 değerlerini aldığı görülmektedir.

Şekil 6Otomatik Düşünceler ile Umutsuzluk Değişkeni Arasındaki İlişkide Benlik Saygısının Aracılık Rolü

Benlik saygısı değişkeninin otomatik düşünceler ile umutsuzluk değişkeni arasındaki aracı değişken olup olmadığını belirlemeye yönelik ilk yöntem göz önüne alındığında II. Model için hesaplanan otomatik düşünceler ve benlik saygısı (β=0,82) ve benlik saygısı ile umutsuzluk (β=0,65) arasında he-saplanan regresyon katsayılarının anlamlı olduğu

görülmektedir. Otomatik düşünceler ile umutsuz-luk arasındaki yol modelde tanımlandığında be-lirlenen III. Model için regresyon katsayıları ince-lendiğinde benlik saygısı ile umutsuzluk arasındaki regresyon değerinin (β=0,15) düşmesine rağmen anlamlı olduğu görülmektedir. Üçüncü aşamada I. Model için belirlenen bağımsız değişken ile sonuç değişkeni arasındaki ilişkinin değişim miktarı in-celendiğinde otomatik düşünceler ile umutsuzluk arasında I. Model’de gözlenen regresyon katsayısı β= 0,58 iken III. Model’ de aynı katsayı β =0,53’e düşmüştür. İkinci yöntemde benlik saygısı değişke-ninin aracılık rolü test edildiğinde II. Model uyu-munun III. Model’e göre kısmen daha iyi olduğu belirlenmiştir.

Benlik saygısı değişkeninin aracılık rolüne ilişkin model-veri uyum değerleri incelendiğinde bu değer-ler kurulan yapısal modelin uyumunun iyi olduğu-nu; modelin uyum indekslerinin genel olarak kabul değeri koşullarını karşıladığı görülmektedir. Benlik saygısı değişkeninin aracılık rolüne ilişkin Sobel Testi sonuçları incelendiğinde ise (z=2,54, p=.01) an-lamlı düzeyde bir ilişki olmadığı görülmüştür. Aynı zamanda otomatik düşünceler ile umutsuzluk de-ğişkenleri arasındaki regresyon katsayısının anlamlı olması (t=8.48, p<.05) benlik saygısı değişkeninin modelde aracılık rolü olmadığını göstermektedir.

Bu çalışmada, otomatik düşüncelerin umutsuzluk üzerindeki etkisini öngörmede benlik saygısının aracılık rolünün olup olmadığı incelenmektedir. Üniversite öğrencilerinin benlik saygısı ve otoma-tik düşünceleri ile umutsuzluk düzeyleri arasındaki doğrudan ve dolaylı ilişki yapısal eşitlik modeli ile test edilmiştir. Sonuç olarak önerilen yapısal model doğrulanmıştır. Yapısal modele ilişkin elde edilen sonuca göre, otomatik düşünceler ile benlik saygısı ve benlik saygısı ile umutsuzluk arasında kurulan ilişkilerin istatistiksel olarak anlamlı olduğu görül-müştür. Geliştirilen temel yapısal modelin uyum indekslerinin genel olarak kabul değeri koşullarını karşıladığı; bütün değişkenler arasındaki ilişkile-re ait t değerlerinin anlamlı olduğu görülmüştür. Buna göre otomatik düşünceler ve benlik saygısı umutsuzluğu anlamlı düzeyde yordamaktadır. Di-ğer taraftan otomatik düşünceler ile umutsuzluk değişkenleri arasındaki ilişkide benlik saygısı değiş-keninin modelde aracı rolü olmadığı görülmüştür.

Tablo 3Benlik Saygısı Değişkeninin Aracılık Rolüne İlişkin Model-Veri Uyum Değerleri

χ2 sd χ2/sd RMSEA RMR SRMR GFI AGFI CFII. Model 64,62 14 4,61 0,83 0.45 0.023 0.97 0.92 0.99II. Model 99,23 26 3,81 0,73 0,41 0,031 0,96 0,92 0,99III. Model 134,87 28 4,81 0,82 0,44 0,03 0,95 0,90 0,98

Page 8: Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

1680

Tartışma

Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin otoma-tik düşünceleri ile umutsuzluk arasındaki ilişkide benlik saygısının aracılık rolüne ilişkin geliştirilen teorik model test edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, otomatik düşünceler ve benlik saygısı umut-suzluğu anlamlı düzeyde yordamaktadır. Bu sonuç, literatürle uyumlu olup otomatik düşüncelerin umutsuzlukla ilişkisini ortaya koyan araştırmalar tarafından desteklenmektedir (Aras, 2011; Beck, 2005; Corey, 2008; Dinçer ve Derelioğlu, 2005; Le-ahy, 2007; O’connor ve ark., 2002). Ayrıca, olumsuz otomatik düşüncelerin kaygı (O’connor ve ark., 2002) ve depresif duygulanım gibi umutsuzluk ile doğrudan bağlantılı değişkenler ile de pozitif yönde bir ilişkisi olduğunu belirleyen araştırma sonuçla-rıyla da paralellik göstermektedir (Aydın, 1990). Bi-lişsel modelde, insanın duygularını ve davranışsal tepkilerini etkileyen herhangi bir durumun kendisi değil, otomatik düşüncelerle kendisini belli eden, o duruma ilişkin yaptığı yorumlar olduğu belirtil-mektedir (Beck, 2001) ve otomatik düşünceler ge-nellikle olumsuzdur (Franklin, 2005). Bu çerçevede olumsuz otomatik düşüncelerin umutsuzluk dü-zeyleri ile ilişkisine dayanarak üniversite öğrenci-lerinin umutsuzlukları ele alınırken öncelikle ken-disi, çevresi ve geleceğiyle ilgili olumsuz otomatik düşüncelerinin değerlendirilmesi gereği bu çalışma ile bir kez daha ortaya konmuştur.

Araştırmanın bir diğer sonucuna göre, benlik saygı-sı ve umutsuzluk arasında anlamlı düzeyde bir ilişki vardır ve bu sonuç daha önce yapılan bazı araştır-maların sonuçlarıyla tutarlıdır (Beck ve ark., 2004; Çoban ve Karaman, 2013; Hawton, Salkovskıs, Kırk

ve Clark, 1989). Bu düşünceyi destekler nitelikteki bazı araştırma sonuçları incelendiğinde; üniversite öğrencilerinin olumsuz benlik algısı, kendini suç-lama, çaresizlik, umutsuzluk ve yaşamı tehlikeli görmeye dayalı bilişsel çarpıtmaları artış gösterdik-çe, umutsuzluk düzeylerinin de arttığı görülmekte (Ağır, 2007), ergenlerin depresyon, düşük benlik saygısı, kötü yaşam kalitesi ve sağlığından hoşnut olmama ile umutsuzluk arasında ilişki bulunmak-tadır (Özmen ve ark., 2008). Dolayısıyla, benlik saygısı azaldıkça bireylerin kendilerini daha olum-suz algıladıkları ve umutsuzluk düzeylerinin arttığı görülmektedir. Çünkü bireyin olumsuz benlik al-gısı ve gerçekçi olmayan düşünceleri umutsuzluğu arttırırken, umutsuzluk arttıkça bu düşünce biçimi-ni kullanma eğilimi de artmaktadır (Leahy, 2007). Aynı zamanda olumsuz benlik algısı bireyin gele-ceğini olumsuz görmesine yol açmaktadır (Beck ve ark., 2004; Leahy, 2007). Bu bulgulara dayanarak, üniversite öğrencilerinin umutsuzluk düzeyleri ile ilgili çalışmalarda bireyin benlik saygısı düzeyinin anahtar rol oynadığı görülmektedir.

Araştırmanın bir diğer bulgusuna göre, otomatik düşünceler ile umutsuzluk arasındaki ilişkide ben-lik saygısının modelde aracı rolü bulunmamaktadır. Bu doğrultuda otomatik düşünceler ile umutsuzluk arasındaki ilişki benlik saygısının düşük ya da yük-sek olmasına göre anlamlı bir farklılık gösterme-mektedir. Yapılan bazı çalışmalarda, üniversite öğ-rencilerinin olumsuz benlik algısı, kendini suçlama, çaresizlik, umutsuzluk ve yaşamı tehlikeli görmeye dayalı bilişsel çarpıtmaları artıkça umutsuzluk dü-zeylerinin de arttığı ortaya konmuştur (Ağır, 2007). Kodan’ın (2013) çalışmasında da, üniversite öğren-

Şekil 7Otomatik Düşünceler ile Umutsuzluk Arasındaki İlişkide Benlik Saygısının Aracılık Rolü

Page 9: Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik

SAVİ ÇAKAR / Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi: Benlik Saygısının Aracılık Rolü

1681

cilerinin umutsuzluk ve akılcı olmayan inanışları arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunduğu belirlenmiştir. Nitekim bu sonuçlar, bireyin bilişsel yapısının duygu, düşünce ve davranışlarının teme-lini oluşturduğunu ve umutsuzluğun olayların ken-disi değil, bu olaylarla ilgili beklentiler ve yorumlar sonucu ortaya çıktığını vurgulayan bilişsel yakla-şıma dayanarak açıklanabilir. Beck’e göre (2005) umutsuzlukta esas olan faktör bilişler ve otomatik düşüncelerdir. Birey kendini, yaşamını ve gele-ceğini olumsuz değerlendirdiği için umutsuzluk yaşamaktadır. Bu doğrultuda bu araştırmada elde edilen benlik saygısının aracı olarak herhangi bir katkısının bulunmaması sonucu otomatik düşün-celerin umutsuzluk üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olması anlamına gelmektedir. Ayrıca, bu du-rum benlik saygısının doğrudan umutsuzluğa etki-sinin daha belirleyici olduğu şeklinde de değerlen-dirilebilir. Bu doğrultuda, üniversite öğrencilerinin umutsuzluk düzeylerini etkileyen değişkenlerden otomatik düşüncelerinin azaltılması ve benlik say-gısının artırılması hem birbirinden bağımsız olarak hem de birlikte umutsuzluğun azalmasında etkili olacaktır.

Araştırma sonuçları bir bütün olarak değerlendi-rildiğinde, üniversite döneminde öğrenciler ye-tişkinlik yaşamına ilişkin önemli kararlar almak, kimliğini yeni ve değişken sosyal ortamlarda test etmek, mesleki gelişimini devam ettirmek adına birçok problem alanıyla baş etmek zorundadırlar. Bu durum öğrencilerin benlik saygısını azaltırken

otomatik düşüncelerinin artmasına ve dolayısıyla umutsuzluk düzeylerinin de artmasına yol açabilir.

Bu çalışmanın bazı sınırlılıkları bulunmaktadır. Birincisi, örneklem Celal Bayar Üniversitesi öğ-rencilerinden oluşturulmuştur. Bu yüzden farklı üniversitelerde ve farklı bölümlerdeki öğrencilerle yapılacak yeni çalışmalar modelin test edilmesine katkı sağlayabilir ve böylece bulguların genellene-bilirliği artırılabilir. İkinci olarak, bu bir nicel ça-lışmadır ve değişkenler arasındaki ilişkileri daha derinliğine araştıracak nitel çalışmalar daha bütün-cül sonuçların elde edilmesine katkı sağlayabilir. Üçüncü olarak, bu çalışma kesitsel bir çalışmadır ve model süreç temelli boylamsal çalışmalarla test edilerek etkililiğine yönelik yeni değerlendirmeler yapılabilir.

Araştırmadan elde edilen sonuçların öncelikle üni-versite öğrencilerine yönelik sunulan psikolojik yardım hizmetleri açısından önemli katkı sağlaya-cağı düşünülmektedir. Bu doğrultuda öğrencile-rin umutsuzluk düzeylerini etkileyen psikososyal değişkenlerin belirlenmesi, otomatik düşüncelerin azaltılmasına ilişkin bilişsel ve davranışsal stratejilere dayalı bireysel ve grupla psikolojik danışma uygula-malarıyla üniversite öğrencilerine işlevsel olmayan ve umutsuzluğu tetikleyen otomatik düşüncelerine ilişkin farkındalık kazandırılması yararlı olacaktır. Ayrıca umutsuzluk ile ilgili hem doğrudan hem de dolaylı ilişkisi olan değişkenlerin incelenmesine yö-nelik deneysel çalışmalar yararlı olabilir.

Page 10: Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik

Educational Sciences: Theory & Practice • 14(5) • 1682-1687 ©2014 Educational Consultancy and Research Center

www.edam.com.tr/estpDOI: 10.12738/estp.2014.5.2132

Individuals’ automatic thoughts and beliefs have been the subject of focus in numerous cognition approaches (Beck, Freeman, & Davis, 2004), and various studies have shown that cognition has an effect on emotion and behavior (Gladding, 2013; Tursi & Cochran, 2006; White & Freeman, 2000). In general, automatic thoughts are the inner dialogues regarding an individual, his/her world, and the future (Beck, 2001; Beck et al., 2004; Corey, 2008), while hopelessness concerning individuals’ cognitive structures (Corey, 2008; Dinçer & Derelioğlu, 2005) reflects negative expectations regarding the future (Abbey, 2006; Beck, 2001, 2005). In addition, hopelessness is a condition associated with self-esteem (Henkel, Bussfeld, Möller, & Hegerl, 2002), and high self-esteem serves

as a buffer (Metalsky, Joiner, Hardin, & Abramson, 1993) that provides protection against the onset of hopelessness (Baumeister, Campbell, Krueger, & Vohs, 2003). Conversely, low self-esteem is related to negative expectations in the future (Beck et al., 2004), and it has a negative effect on individuals’ senses (Elman, 2002).

In the concerned literature, it has been pointed out that an increase in hopelessness can have a negative effect not only on individuals themselves (Durak, 1994) but also on their problem-solving skills, self-esteem, physical health, self-confidence, learned helplessness (Güler, 2005), gender and class level (Oğuztürk, Akça, & Şahin, 2011; Şengül & Güner, 2012), income (Tümkaya, 2005), and productivity

a Firdevs SAVİ ÇAKAR, Ph.D., is currently an assistant professor of Guidance and Psychological Counseling. Her research interests include adolescent development and self-esteem, school attachment, help-seeking, and social support. Correspondence: Mehmet Akif Ersoy University, Faculty of Education, Department of Guidance and Psychological Counseling, Burdur, Turkey. Email: [email protected]

AbstractThe purpose of this study is to test a theoretical model concerning the role of self-esteem as a mediator between university students’ automatic thoughts and their levels of hopelessness. The participants consisted of 338 students (197 females (58.3%) and 141 males (41.7%) from various departments at the Celal Bayar University. The research data was obtained by utilizing the Automatic Thoughts Scale, the Beck Hopelessness Scale, the Rosenberg Self-Esteem Scale, and a personal information form. In this study, the direct and indirect relationship between the university students’ self-esteem and automatic thoughts as well as their levels of hopelessness were tested using structural equation modeling. The proposed structural model, based on the measurement models, was confirmed as a result of the analyses. In addition, the findings show that the fit indices of the model generally met the conditions of acceptance value, and that the t-values pertaining to the relationships among all of the variables were meaningful. Accordingly, automatic thoughts and self-esteem significantly predict the onset of hopelessness, whereas self-esteem does not serve as a mediator between automatic thoughts and hopelessness.

KeywordsAutomatic Thoughts, Hopelessness, Self-esteem, University Students.

Firdevs SAVİ ÇAKARa

Mehmet Akif Ersoy University

The Effect of Automatic Thoughts on Hopelessness: Role of Self-esteem as a Mediator

Page 11: Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik

SAVİ ÇAKAR / The Effect of Automatic Thoughts on Hopelessness: Role of Self-esteem as a Mediator

1683

and success (Şengül & Güner, 2012). Hopelessness can also cause depression (Ceyhan, 2004; Çelikel-Çam & Erkorkmaz, 2008; O’Connor, Berry, Weiss, & Gilbert, 2000; Palmeri & Connelly, 2005; Yerlikaya, 2006), cognitive distortions (Beck et al., 2004; Corey, 2008), and in extreme cases, it can also lead to suicide (Heisel, Flett, & Lewitt, 2003; O’Connor et al., 2000; Palmeri & Connelly, 2005; Yerlikaya, 2006). Moreover, various studies have focused on the levels of hopelessness in younger individuals (Erkan, Özbay, Cihangir-Çankaya, & Terzi, 2012; Kazgan, 2006; Özmen, Erbay, Çetinkaya, Taşkın, & Özmen, 2008; Şahin, 2009; Yazıcı, 2003) as well as different variables that affect university students in Turkey (Ağır, 2007; Aras, 2011; Ceyhan, 2004; Çelikel-Çam & Erkorkmaz, 2008; Dereli & Kabataş, 2009; Oğuztürk et al., 2011; Özçelik, Aktaş, & Ocakçı, 2014; Şahin, 2009; Şengül & Güler, 2012; Tekin & Filiz, 2008; Uçaner & Özçelik, 2010; Üngüren & Ehtiyar, 2009).

In the theoretical model of the present study, it is assumed that, based on the direct relationship between self-esteem and hopelessness and automatic thoughts, self-esteem can predict the effect of automatic thoughts on hopelessness. In addition, students’ hopelessness can vary depending on the levels of self-esteem. Based on this assumption, the accuracy of the model in this study is tested (using structural equation modeling) in order to determine whether self-esteem serves as a mediator between university students’ automatic thoughts and levels of hopelessness. Although the aforementioned studies focused on the direct relationship between hopelessness and the involved variables, the present study begins with the viewpoint in which there may be different tacit and instrumental variables in the relationship between self-esteem and hopelessness and automatic thoughts.

Purpose

The purpose of this research is to examine the role of self-esteem as a mediator between university students’ automatic thoughts and their levels of hopelessness.

Method

Research Model

This study, which explores the direct and indirect relationships between university students’ automatic thoughts and levels of hopelessness,

includes the characteristics of descriptive research in the screening model. In addition, the theoretical model developed for explaining the role of university students’ self-esteem as a mediator between automatic thoughts and hopelessness is tested using structural equation modeling.

Participants

The participants in this study consisted of 338 students in the Faculty of Science and Letters and the Faculty of Education at Celal Bayar University (197 females (58.3%) and 141 males (41.7%) who were selected with the simple random-sampling method during the spring term of the 2012-2013 academic year.

Data Collection Tools

Beck Hopelessness Scale: This 20-item scale, developed by Aaron Beck and his colleagues (1974), includes factors such as feelings and expectations concerning the future, and the loss of motivation. The validity and reliability study of the scale was first conducted by Seber, Dilbaz, Kaptanoğlu, and Tekin (1993), and its internal consistency coefficient was found to be .86, its item-total correlations were between .07 and .72, and its test-retest reliability coefficient was .74. Conversely, in the adaptation study of the scale subsequently carried out by Durak (1994), its internal consistency coefficient was found to be .85, its item-total correlations were between .31 and .67, and its split-half reliability was .85.

Rosenberg Self-esteem Scale: The adaptation study of this 10-item Self-esteem Scale, developed by Morris Rosenberg, was carried out by Çuhadaroğlu (1986). According to the assessment system within the scale, the subjects receive scores between 0 and 6, with higher scores showing that self-esteem is low and lower scores demonstrating that self-esteem is high. In the study conducted by Çuhadaroğlu (1986), the validity coefficient of the scale was found to be .71 and the reliability coefficient was .75.

Automatic Thoughts Scale: This 30-item, self-reported scale, developed by Steven Hollon and Philip Kendall, utilizes a five-point Likert scale. According to the assessment system, higher scores indicate that the individual’s automatic thoughts are evident. The adaptation of this scale in Turkey was carried out by Aydın and Aydın (1990) and Şahin and Şahin (1992). The Cronbach alpha internal

Page 12: Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik

E D U C A T I O N A L S C I E N C E S : T H E O R Y & P R A C T I C E

1684

consistency coefficient was found to be .93 and the item-total correlations were between .35 and .69 (Şahin & Şahin, 1992) and .37 ile .85 (Aydın & Aydın, 1990); test-retest reliability r=.77 (Aydın & Aydın, 1990).

Analysis of the Data

In the present study, the process of evaluating the relationships between the variables and the established theoretical model was carried out using structural equation modeling. The SPSS 20 and Lisrel programs were used to obtain data in the analysis.

Two basic models, the measurement model and the structural model, were employed for structural equation modeling. It has been shown that a good analysis should begin with the measurement model (Sümer, 2000; Şimşek, 2007) and the goodness-of-fit indices enable a conclusion to be drawn as to whether each model is entirely supported at an acceptable level based on the data (Şimşek, 2007). The reliability of the scales employed in the present study was analyzed with Cronbach’s alpha and McDonald’s coefficient omega (ω). In regard to the latter, the omega coefficient is a better predictor of actual reliability in this case since it produces sub-value of reliability (Lucke, 2005; Raykov, 2001). Also, the role of as mediator can be tested in different ways. For example, regression of coefficients between variables is compared (Baron & Kenny, 1986).

Findings

In the analysis of the measurement model, the decision-making parcel for the Rosenberg Self-esteem Scale was created for the purpose of obtaining the best possible hypothesis and decreasing the number of parameters calculated in the model (Bandalos & Finney, 2001; Hagtvet & Nasser, 2004). As a result of the analysis, the chi-square value was found to be meaningful at the level of χ2 = 122.35, sd = 28, p = .00. The values of RMSEA = .08, RMR = .35, SRMR = .03, GFI = .96, AGFI = .91, and CFI = .99 were obtained when the goodness-of fit-indices were examined.

Before testing the structural model in this study, a model of measurement (in which variations included in this structural model are combined) is created and analyzed. The decision-making parcel regarding the Rosenberg Self-esteem Scale was made for the purposes of meeting the best

possible variations and decreasing the number of parameters calculated in the model (Bandalos & Finney, 2001; Hagtvet & Nasser, 2004). The scale was divided into two parcels based on the 10 items and a single factor load. In the research, the self-esteem scale was included in the analysis through parceling developed in the measurement model and the structural model. As a result, the chi-square value calculated for the measurement model was found to be meaningful at the level of χ2 = 122.35, sd = 28, and p = .00. When the rate of the chi-square value to the degree of freeness was examined, its value of less than 5 (χ2/sd = 4, 36) indicates the best fit. When the goodness-of-fit indices belonging to the measurement model was examined, the values of RMSEA = .08, RMR = .35, SRMR = .03, GFI = .96, AGFI = .91 and CFI = .99 were obtained. These values show that the measurement model was a good model. At the same time, it was found that all of the factor loads of variations observed over the implicit ones were statistically meaningful when the factor loads, standard faults, and statistical results, which are standardized or non-standardized over each implicit variation of the observed variation were examined.

The relationship between the variations was found to be statistically meaningful when the model (in which the variables of self-esteem and hopelessness were created) was tested (t = 12.42, p < 05). The chi-square statistic regarding the model was found to be meaningful at the level of χ2 = 107.40, sd = 27, and p = .00. When the goodness-of-fit indices belonging to the structural model were examined, the values of RMSEA = .076, RMR = .38, SRMR = .023, GFI = .96, AGFI = .92, and CFI = .99 were obtained. In accordance with these results, self-esteem and automatic thoughts, in total, accounted for 36% of the levels of hopelessness. In addition, the results of the Sobel test suggest that there is no meaningful relationship (z = 2.54, p = .01) regarding the role of self-esteem as a mediator. Besides, when the regression coefficient between the variables of automatic thoughts and hopelessness are meaningful (t = 8.48, p < .05), it shows that self-esteem does not serve as a mediator in the model.

Consequently, the recommended structural model was verified and it was found that the relationships between automatic thoughts and self-esteem, and between self-esteem and hopelessness, were statistically meaningful. Furthermore, it was revealed that the fit indices of the basic structural model generally met the conditions of acceptance value and that the t-values belonging to the

Page 13: Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik

SAVİ ÇAKAR / The Effect of Automatic Thoughts on Hopelessness: Role of Self-esteem as a Mediator

1685

relationship between all of the variations were meaningful. Accordingly, automatic thoughts and self-respect predict hopelessness at a meaningful level, whereas self-esteem does not serve as a mediator between the variables of automatic thoughts and hopelessness.

Discussion

This study showed that the automatic thoughts and self-esteem of university students can predict hopelessness at a meaningful level. The results are in accordance with the findings of previous studies regarding the relationship between automatic thoughts and hopelessness (Aras, 2011; Beck, 2005; Corey, 2008; Dinçer & Derelioğlu, 2005; Leahy, 2007; O’Connor et al., 2002). It also shows a parallelism with the results of the research which previous studies that have indicated that there is a positive correlation between variations of hopelessness, such as concern (O’Connor et al., 2002), and depression (Aydın, 1990). This relationship is clearly seen in the cognitive model (Beck, 2001), and it has also been shown that automatic thoughts are generally negative (Franklin, 2005).

According to the other result of study, there is a meaningful relationship between self-esteem and hopelessness, which is in accordance with the findings of previous research (Beck et al., 2004; Çoban & Karaman, 2013; Hawton, Salkovskis, Kirk & Clark, 1989). For example, levels of hopelessness increase when cognitive distortions, such as a negative sense of self, accusing oneself, despair, and viewing life as dangerous, increase (Ağır, 2007). There is also a relationship between hopelessness and depression, poor health conditions, and sub-standard lifestyles (Özmen et al., 2008). Furthermore, it has been determined that persons perceive themselves more negatively and their levels of hopelessness increase when their self-esteem

decreases (Beck et al., 2004; Elman, 2002; Leahy, 2007); and that low self-esteem has a negative effect on an individual’s senses (Elman, 2002).

Conversely, other results have shown that self-esteem does not serve as a mediator between automatic thoughts and hopelessness in the model (Ağır, 2007; Kodan, 2013). Accordingly, this relationship does not have any meaningful uniqueness in conformity with low or high self-esteem. When this result is generally evaluated, it can be explained (according to the cognitive approach) that the basic cognitive structure of a person constitutes the foundations of emotion, thoughts, and behaviors. Thus, hopelessness occurs as the result of the expectations and comments of events and because an individual self-evaluates his/her life and future negatively (Beck, 2005). From this perspective, self-esteem does not serve as a mediator and automatic thoughts have a direct effect on hopelessness.

University students must deal with numerous issues and make important decisions regarding their future, in addition to establishing their identity, expanding their social network, and continuing their professional development. Such situations can cause automatic thoughts to increase, which can simultaneously increase their levels of hopelessness and diminish their self-esteem. In this regard, the findings of the present study can help such students with these issues, especially through psychological counseling. However, when the results of previous studies are evaluated as a whole, two different conclusions are found. The first is that automatic thoughts and self-esteem can predict hopelessness, whereas the second is that. Therefore, additional research should be conducted with university students from various departments in order to test the model and increase the generalizability of the findings.

Page 14: Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik

E D U C A T I O N A L S C I E N C E S : T H E O R Y & P R A C T I C E

1686

References/KaynakçaAbbey, J. G. (2006). Hopelessness at the end of life: The utility of the Hopelessness Scale with terminally ill cancer patients. British Journal of Health Psychology, 11, 173-83.Ağır, M. (2007). Üniversite öğrencilerinin bilişsel çarpıtma düzeyleri ile problem çözme becerileri ve umutsuzluk düzeyleri arasındaki ilişki (Doktora tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul). tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi adresinden edinilmiştir.Aras, A. (2011). Müzik bölümü lisans öğrencilerinin umutsuzluk düzeylerinin belirlenmesi: Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı örneği. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 31(2), 509-524.Aydın, B. (1990). Üniversite öğrencilerinde depresyon, bilişsel çarpıtmalar ve akademik başarı. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 2, 27-36.Aydın, G. ve Aydın, O. (1990). Otomatik Düşünceler Ölçeği›nin geçerlik ve güvenirliği. Türk Psikoloji Dergisi, 7(4), 51-57.Bandalos, D. L., & Finney, S. J. (2001). Item parceling issues in structural equation modeling. In G. A. Marcoulides & Schumacker, R. E. (Eds.), New developments and techniques in structural equation modeling (pp. 269-296). NJ: Lawrence Erlbaum Associates, Inc.Baron, R. M., & Kenny, D. A. (1986). The moderator-mediator variable distinction in social psychological research: Conceptual, strategic, and statistical considerations. Journal of Personality & Social Psychology, 51, 1173-1182.Baumeister, R. F., Campbell, J. D., Krueger, J. I., & Vohs, K. E. (2003). Does high self-esteem cause better performance, interpersonal success, happiness, or healthier lifestyles? Psychological Science in the Public Interest, 4, 1-44.Beck, A. T., Freeman, A., & Davis, D. D. (2004). Cognitive therapy of personality disorders (2nd ed.). New York: The Guilford Press. Beck, J. S. (2001). Bilişsel terapi: Temel ilkeler ve ötesi (Çev. N. Hisli Şahin, çev. ed. F. Balkaya ve A. İlden Koçkar). Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları. Beck, J. S. (2005). Cognitive therapy for challenging problems: What to do when the basics don’t work. New York: Guilford.Ceyhan, A. A. (2004). Ortaöğretim alan öğretmenliği tezsiz yüksek lisans programına devam eden öğretmen adaylarının umutsuzluk düzeylerinin incelenmesi. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 1, 91-102.Corey, G. (2008). Psikolojik danışma, psikoterapi kuram ve uygulamaları (7. baskı, Çev. T. Ergene). Ankara: Mentis Yayıncılık. Çelikel-Çam, F. ve Erkorkmaz, Ü. (2008). Üniversite öğrencilerinde depresif belirtiler ve umutsuzluk düzeyleri ile etkili etmenler. Nöropsikiyatri Arşivi, 45, 122-129.Çoban A. E. ve Karaman N. G. ( 2013). Üniversite öğrencilerinin umutsuzluk, kaygı ve ilişkilerle ilgili bilişsel çarpıtmalar. Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmaları, 2(2), 78-88.Çuhadaroğlu, F. (1986). Ergenlerde benlik algısı (Doktora tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara). tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi adresinden edinilmiştir.Dereli, F. ve Kabataş, (2009). Sağlık yüksekokulu son sınıf öğrencilerinin iş bulma endişeleri ve umutsuzluk düzeylerinin belirlenmesi. Yeni Tıp Dergisi, 26, 31-36.

Dinçer, D. ve Derelioğlu, Y. (2005, Eylül). Üniversite sınavına hazırlanan lise son sınıf öğrencilerinin umutsuzluk düzeylerinin incelenmesi. VIII. Ulusal Psikolojik Danışma ve Rehberlik Kongresi’nde sunulan bildiri, Marmara Üniversitesi, İstanbul.Durak, A. (1994). Beck umutsuzluk ölçeği: geçerlik ve güvenirlik çalışması. Türk Psikoloji Dergisi, 9(3), 1-11.Erkan, S., Özbay, Y., Cihangir-Çankaya, Z. ve Terzi, Ş. (2012). Üniversite öğrencilerinin yaşadıkları problemler ve psikolojik yardım arama gönüllülükleri. Eğitim ve Bilim, 37(164), 95-107.Franklin, D. J. (2005). Cognitive therapy for depression. Retrieved from http://www.psychologyinfo.com Gladding, S. T. (2013). Psikolojik danışma: Kapsamlı bir meslek (6. baskı, çev. ed. N. Voltan-Acar). Ankara: NOBEL Akademik Yayıncılık. Güler, B. K. (2005). İşsizlik ve yarattığı psiko-sosyal sorunların öğrenilmiş çaresizlik bağlamında incelenmesi. İktisat Fakültesi Mecmuası [Prof. Dr. Toker Dereli’ye Armağan Özel Sayı], 55(1), 373-393.Hagtvet, K. A., & Nasser, F. M. (2004). How well do item parcels represent conceptually defined latent constructs? A two-facet approach. Structural equation modeling. A Multidisciplinary Journal, 11(2), 168-193. Hawton. K., Salkovskis, P. M., Kirk, J., & Clark, D. M. (1989). Cognitive behavioral therapy for psychiatric problems: a practical guide. New York: Oxford University Press. Heisel, M. J., Flett, G. L., & Hewitt, P. L. (2003). Social hopelessness and college student suicide ideation. Archives of Suicide Research, 7, 221-235.Henkel, V., Bussfeld, P., Möller, H. J., & Hegerl, U. (2002). Cognitive behavioural theories of helplessness/hopelessness: Valid models of depression? Eur Arch Psychiatr Clin Neurosci, 252, 240-249.Kazgan, G. (2006). İstanbul gençliği: Gençlik değerleri araştırması 2004. İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları. Kodan, S. (2013). Üniversite öğrencilerinde umutsuzluk ve akılcı olmayan inanışlar arasındaki ilişkinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesi. Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 11(2), 175-190.Leahy, R. (2007). Bilişsel terapi ve uygulamaları (2. baskı, çev. H. Hacak, M. Macit ve F. Özpilavcı). İstanbul: Litera Yayıncılık Ltd.Lucke, J. F. (2005). The a and w of congeneric test theory: An extension of reliability and internal consistency to heterogeneous tests. Applied Psychological Measurements, 29(1), 65-81.Metalsky, G. I., Joiner, T. E. Jr., Hardin, T. S., & Abramson, L. Y. (1993). Depressive reactions to failure in a naturalistic setting: A test of the hopelessness and self-esteem theories of depression. Journal of Abnormal Psychology, 102(1), 101-109.O’Connor, L. E., Berry, J. W., Weiss, J., & Gilbert, P. (2002). Guilt, fear, submission, and empathy in depression. Journal of Affective Disorders, 71, 19-27.Oğuztürk, Ö., Akça, F. ve Şahin, G. (2011). Üniversite öğrencilerinde umutsuzluk düzeyi ile problem çözme becerileri arasındaki ilişkinin bazı değişkenler üzerinden incelenmesi. Klinik Psikiyatri, 14, 173-184.Özçelik, Ç. Ç., Aktaş, E. ve Ocakçı, A. F. (2014). Impact of choosing a profession on hopelessness level of first year university students. Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 4(1), 10-16.

Page 15: Otomatik Düşüncelerin Umutsuzluk Üzerindeki Etkisinin ... · Araştırmanın verileri “Otomatik Düşünceler Ölçeği”, “Beck Umutsuzluk Ölçeği”, “Rosenberg Benlik

SAVİ ÇAKAR / The Effect of Automatic Thoughts on Hopelessness: Role of Self-esteem as a Mediator

1687

Özmen, D., Erbay, D. P., Çetinkaya, A. Ç., Taşkın, O., ve Özmen, E. (2008). Lise öğrencilerinde umutsuzluk ve umutsuzluk düzeyini etkileyen etkenler. Anatolian Journal of Psychiatry, 9, 8-15.Palmeri, E. J., & Connelly, R. (2005). Depression, hopelessness and suicide ideation among vulnerable prisoners. Criminal Behaviour and Mental Health, 15(3), 164-170.Raykov, T. (2001). Bias of coefficient a for fixed congeneric measures with correlated errors. Applied Psychological Measurements, 25(1), 69-76.Seber, G., Dilbaz, N., Kaptanoğlu, C. ve Tekin, D. (1993). Umutsuzluk ölçeği: Geçerlilik ve güvenirliği. Kriz Dergisi, 1, 139-142.Sümer, N. (2000). Yapısal eşitlik modelleri: temel kavramlar ve örnek uygulamalar. Türk Psikoloji Yazıları, 3(6), 49-73.Şahin, C. (2009). Eğitim fakültesinde öğrenim gören öğrencilerin umutsuzluk düzeyleri. Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, 27, 271 -286.Şahin, N. H., & Şahin, N. (1992). Reliability and validity of the Turkish version of the automatic thoughts questionnaire. Journal of Clinical Psychology, 48, 334-340.Şengül, S. ve Güner, P. (2012, Haziran). İlköğretim matematik öğretmenliği programına devam eden öğretmen adaylarının umutsuzluk Düzeylerinin İncelenmesi. X. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi’nde sunulan bildiri, Niğde Üniversitesi, Niğde.Şimşek, Ö. F. (2007). Yapısal eşitlik modellemesine giriş; temel ilkeler ve LİSRELL uygulamaları. Ankara: Ekinoks Yayınları.Tekin, M. ve Filiz, K. (2008). Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokullarının Antrenörlük Eğitimi ve Spor Yöneticiliği Bölümlerinde öğrenim gören öğrencilerinin umutsuzluk ve boyun eğici davranış düzeylerinin çeşitli değişkenlere göre incelenmesi. Ankara Üniversitesi SPORMETRE Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, VII(1), 27-37.

Tursi, M. M., & Cochran, J. L. (2006). Cognitive-behavioral tasks accomplished in a person-centered relational framework. Journal of Counseling & Development, 84(4), 387-396.Tümkaya, S. (2005). Ailesi yanında ve yetiştirme yurdunda kalan ergenlerin umutsuzluk düzeylerinin karşılaştırılması. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 3(4), 445-457.Uçaner, B. ve Özçelik, S. (2010). Gazi üniversitesi gazi eğitim fakültesi güzel sanatlar eğitimi bölümü müzik eğitimi anabilim dalı öğrencilerinin umutsuzluk düzeylerinin belirlenmesi. EKEV Akademi Dergisi, 14(42), 341-350.Üngüren, E. ve Ehtiyar, R. (2009). Türk ve Alman öğrencilerin umutsuzluk düzeylerinin karşılaştırılması ve umutsuzluk düzeylerini etkileyen faktörlerin belirlenmesi: Turizm eğitimi alan öğrenciler üzerinde bir araştırma. Journal of Yaşar University, 4(14), 2093-2127.White, J. R., & Freeman, A. S. (2000). Cognitive-behavioral group therapy for specific problems and populations. Washington DC. American Psychological Association.Yazıcı, E. (2003). Türk üniversite gençliği araştırması: Üniversite gençliğinin sosyo-kültürel profili. Ankara: Gazi Üniversitesi.Yerlikaya, İ. (2006). Bilişsel-davranışçı yaklaşıma ve hobi terapiye dayalı umut eğitimi programlarının ilköğretim öğrencilerinin umutsuzluk düzeyine etkisi (Doktora tezi, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara). tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi adresinden edinilmiştir.