m.isamveri.org/pdfdrg/D182296/2008/2008_OFLAZM.pdf · Anadolu bölgelerinin kısa bir zaman içinde...

7
m. ULUSLARARASI •• •• VAN GOLU HAVZASI SEMPOZYUMU 06 - 08 2007 - m. INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE REGION 06 - 08 JUNE 2007 .. E dit ör -E dit ed by OKTAYBELLi /

Transcript of m.isamveri.org/pdfdrg/D182296/2008/2008_OFLAZM.pdf · Anadolu bölgelerinin kısa bir zaman içinde...

Page 1: m.isamveri.org/pdfdrg/D182296/2008/2008_OFLAZM.pdf · Anadolu bölgelerinin kısa bir zaman içinde ve hem de yerli beğlerin istek ve arzularıyla Osmanlı Devletine ilhak edildiğinin

m. ULUSLARARASI •• ••

VAN GOLU HAVZASI SEMPOZYUMU 06 - 08 HAZİRAN 2007 - HAKKARİ

m. INTERNATIONAL SYMPOSIUM OF VAN LAKE REGION

06 - 08 JUNE 2007 .. HAKKARİ

Editör-Edited by

OKTAYBELLi

/

Page 2: m.isamveri.org/pdfdrg/D182296/2008/2008_OFLAZM.pdf · Anadolu bölgelerinin kısa bir zaman içinde ve hem de yerli beğlerin istek ve arzularıyla Osmanlı Devletine ilhak edildiğinin

. . . . . . . . . IDRIS-I BITLISI AND THE V AQIF OF IDRISIYE'S

--- MADRASA \ .J

Mustafa OFLAZ*

ABSTRACT

lo dris Bitlisi lived at 15 th. and 16 th. centuries, and had different post at the periods of Bayesid II and

Selim I. He has been known by the historians with histoncal book, Hesht Behist. He is also statesman, poet, caligrapher and chief-writer/munshi. Following the destruction of Akkolunlu State, in 1501, he

began to work for Ottoman State. At this period he completed his histoncal book, Hesht Behisht and pre­sented it to Ottoman Sultan. In 15 ll he went to Macca and Madina to pilgrim. Kaba. And then, he trav­eled to Kahira, Egypt and stayed there. When Sultan Selim I came to power, he retumed to Istanbul. At this time, he was advisor for Sultan Selim Iabout local presidents in East and South-East Anatolia and Safevid State. At the same time he was an envoy between Osttoman and the local presidents. And so these president obeyed Ottoman State, and he was celebrated by Ottoman State with 2000 golden and some other invaluable presents. After South-East Anatolia was captured by Ottoman State, he was given the presidenral position of Arab and Persian region/Kazasker. Central city of this region :was Diyarbakir. At the rest of his life He lived in Istanbul and died here in 1520.

He had a great deal of wealth with his performance at the Ottoman State. With this_wealth he had many immovable things. Later, he gave these properties to the some foundations. At fırst he built a college/madrasa in Bitlis. This college was structed near zaviya, which was near Tomb of Abu Tahiri Kurdi. Later he gave many properties to this foundation. Besides, he also gave· many properties to the zaviya built by his father. These properties are so: 15 houses, 10 shops, 6 mills, 1 millland, 5 gardens and 4 immovable lands.

Key Words: İdris Bitlisi, Selim I, Bitlis, Foundation, College/Madrasa,

*Prof. Mustafa OFLAZ, Yüzüncü Yıl University, Faclilty of Letters, Department of History, Van-TURKEY e-mail: [email protected]

288

Page 3: m.isamveri.org/pdfdrg/D182296/2008/2008_OFLAZM.pdf · Anadolu bölgelerinin kısa bir zaman içinde ve hem de yerli beğlerin istek ve arzularıyla Osmanlı Devletine ilhak edildiğinin

iDRİS-İ BİTLİSİ VE BİTLİS İDRİSİYE MEDRESESi

VAKFI

alışmamızın ana kaynağını medresenin akfıyesi oluşturacaktır. Vakfiye, genellikle akıf, yani vakfın kurucusu tarafından ha­

z ş olan, vakfın bir nevi nizamnamesidir. Burada vakıf, vakfın kuruluşu, akarları, görevlile­ri ve vakfın nasıl idare edileceği hakkında bilgiler verir. Hukuki bir belge niteliği taşıyan vakfıyeler, kadı tarafından tescil edilerek, kadılık siciline iş­lendikten sonra kesinleşirdi. Şayet vakıf bir bina ise, vakfıyenirı özeti binanın duvarlarından birine ve özellikle ana giriş kapısının üzerine yazılırdı1 •

Makalemizde kullanacağımız vakfıye, Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde bulunan 608/1 nu­maralı defterin 49. sayfasında 56. sırada kayıtlı dır. Vakfiyenirı, mütercirn A. Sami Yücesoy tarafından yapılan Türkçe tercümesi de, gene aynı arşivde bulunap 1196 numaİalı defterde 82. sayfada kay­dedilmiştir. Aslı Arapça olan vakfıye H. 921/M. 1515 tarihlidir. Vakfın kurucusu yani vak.ıfı, vak­tiyede Hakemüddin İdris olarak kaydedilmiş, ta­rihçilerin de idris-i Bitlis! olarak tanıdığı meşhur Osmanlı alirnidir.

Vakfıyenirı giriş kısmında Çaldıran zaferi ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinirı Os­manlı hakimiyetine girişi ile ilgili dikkat çekici değ~rlendirmeler bulunmaktadır: " ... atlarının tır­nakları tozları bilad-ı Şarkiye-i İraniye ahalisirıirı gözlerini sürmeleyup Orhan bayrakları şehirlerde görülmemiş askerler ile hakan ufkundan güneş gi- . bitulu ve guzat-ı Osmaniyenirı sultanına Çaldıran mukatele ve muharebesinde fütühat müyesser ol­makla düşman askerleri cürümüş kemikler haline gelip cünud-u islam sultanın sayesinde ganirnet ve selamete erince .. ~". Yavuz Selim ve Osmanlı or­dusuna yapılan övgü iki satırlık Arapça bir şiirle tamamlanmakta ve burada padişah ve ordu "Rum diyarı" ndan doğan bir güneşe benzetilerek, "gü­neş Rumdan şarka doğdu" ifadesi kullanılmakta­dıf. Gene vakfıyenin giriş kısmında Bitlis şehri­nin "Dar-ı ibadet" adıyla meşhur olduğu kaydedilmiştir.

Mustafa OFLAZ*

idris-i Bitlisl

idris-i Bitlis!, XV ve XVI. Yüzyıllarda yaşa­mış, tarihçiler tarafından daha ziyade "Heşbt Be­hişt" adlı eseriyle tanınan müellif, münşi, şair, hat­tat ve siyaset adarnıdır. XV. yüzyılın ortalarında Bitlis 'te do~duğu tahmin edilen Bitlis!' nin kesin doğum tarihirıi bilemiyoruz. Ancak bazı ipuçları değerlendirilerek 1452 ile 1457 yılları arasında

doğduğu tahmin edilmektedi.fl. Babası Bitlisli Mevlana Şeyh Hüsaıneddin Ali'dir: Hüsameddin Ali, bölgenin alim ve şeyhlerinden olup, Diyarbe­kir'de Akkoyunlu Hükümdan Uzun Hasan'İn sa­rayında münşilik yapmış, Akkoyunlu Devleti'nirı merkezi Tebriz' e nakledilince oraya giderek bura­da Abdurrahman-ı Cfuni'nin ilmi toplantılarına katılmıştır. İlk eğitimini babasından alan İdris , onunla birlikte gittiği Diyarbekir ve Tebriz'de ak­li ve dini ilimleri tahsil etti4

• Akkoyunlu Uzun Ha­san'ın 1478'de ölümüyle yerine Yakub Bey geçer. Kaynaklar Bitlisli İdris'in bu yeni hükümdar za­manında Akkoyunlu sarayına genç yaşta intisap ederek, saray katipliği vazifesine getirildiğini yaz­maktadı.r. Sarayda hükümdar çocuklarına lalalık hizmetinde de bulunduğu sırada Abdurrahman-ı Cfu:ni, Kadı Seyfeddin Savucbulağı, Vezir Nec-

. meddin Mesud, Molla Şerndi ve Kadı İsa es-Save­ci gibi alimlerle tanışmış, Sultan Yakub'un halef­Ieri Rüstem ve Elvend Beylerin sarayında da mün­şilik görevini sürdürmüştür6• İdris Bitlis! 1485 yı­lında yazdığı bir zafer tebriknamesi ile dikkat çe­ker ve Akkoyunlu Devleti'nin yıkılmasını mütea­kip Sultan IL Bayezid tarafından Osmanlı sarayı­na davet edilir. Bu davet doğrultusunda 1501 yı­lında Osmanlı Devleti'nin hizmetine giren İdris Bitlis!, Şah İsmail 'in ısrarlı davetini ise reddetmiştir7•

Sultan II. Bayezid Bitlisli İdris 'i sarayına ala­rak maaşa bağlar. Sultan II. Bayezid vakanuvistli­ği yani resmi tarih yazıcılığını başlatma düşünce­siyle 1502 yılındi bu görevi İdris'e havale edet.

* Prof. Dr. Mustafa OFLAZ, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi, Van-TÜRKİYE, e-posta: [email protected]

289

Page 4: m.isamveri.org/pdfdrg/D182296/2008/2008_OFLAZM.pdf · Anadolu bölgelerinin kısa bir zaman içinde ve hem de yerli beğlerin istek ve arzularıyla Osmanlı Devletine ilhak edildiğinin

Mustafa OFLAZ

Bitlisi 30 ay kadar bir süre içerisinde "Heşt Be­hişt" adlı eserini tamamlayıp padişaha sununca 50.000 akçe nakit verilerek ödüllendirildi9

• Muh­yi-i Gülşeni, Menakıb-ı .. .İbrahim-i Gülşeni adlı eserinde Bitlisi'nin, II. Bayezjd'in muvakk'ı, yani onun imza ve mühürlerini basan katip-nişancısı olduğunu pa kaydetmektedir10

Bununla birlikte başta Veziriazam Atik Ali Pa­şa o!mak üze~~<!evrin idarecileriyle arası açık ol-:-_ __ duğundan eserinin gerÇek karşılığını göremediği zehabına kapılarak hacca gitmek için izin isterse de ancak Ali Paşa'nın ölümünden sonra izin çıkar. Bu arada ciddi bir hastalık geçiren İdİis Bitlis! an­cak 1511 Temmuzunda hac yolculuğuna çıkabil­miştir. Kahire'ye ulaşınca biİ süre burada kalarak Mernlfik Sultanı Kansu Gavri ve Mısır uleması ile görüştü, İbrahim Gülşeni'nin hizmetinde bulundu. Ardından Mekke'ye gidip bir yıl kadar orada kal­dı. Mekke' den gönderdiği bir l!lektupta . yazdığı eserin karşılığını göremediğinden ve kendisine haksızlık edildiğinden bahsederek İstanbul'a dön­mek istemediğini söylüyor ve ailesinin Hicaz'a gönderilmesini talep ediyordu11

• II. Bayezid'in-ve­fatını müteakip tahta çıkan Yavuz Selim Molla İd­ris'in .İstanbul'a dönmesini isteyerek, resmi dave­tiye ile birlikte bir miktar da para gönderir12. Bu gelişme üzerine Bitlis! yeniden İstanbul'a dön­müştür (1512).

İdris Bitlis i İstanbul' da bir taraftan padişahın doğu siyaseti hakkında başdanışmanlık yaparken, · aynı zamanda eserlerini yazmaya da devam etmiş­tir13. Bundan sonra Bitlisi, bölgedeki mahalli bey­ler ve Safevi Devleti hakkında İstanbul'abilgi ve­ren bir danışman hüviyetindedir. Molla İdris siya- . si bakırndan haklı şöhretini bu tarihten sonra ka­zanmış ve Osmanlı Devleti ile Doğu ve Güneydo­ğu Anadolu'da bulunan mahalli beyler arasında diplaması mekiği dakuyarak her iki tarafın da memnun olacağı sonuçlar elde etmiştir14.

İdris, 1514 yılında gerçekleştirilen İran seferi­ne ve Çaldıran Savaşı'na da katılmıştır. Zaferden sonra Dukakinzade Ahmed Paşa kumandasındaki öncü kuvvetlerle Tebriz'e gitti; şehri teslim alan ve Osmanlı padişahını karşılayanlardan biri de kendisi oldu. Bir süre Tebriz'de kalarak verdiği vaazlarla halkı Osmanlı idaresine ısındırmaya ça­lışrnıştır15 .

Çaldıran zaferini müteakib, 1516 yılında, Ya­vuz Sultan Selim, kendisine Doğu Anadolu'nun fethedilrnesini tavsiye eden meşhur alim ve tarih-

lll. Uluslararası Van Gölii Havzası Sempozyumu

The Third Imemational Symposium of Van Lake Region

çi İdris-i Bitlisi'ye, Doğu ve Gü~eydoğu b~lgeleri­nin Osmanlı Devletine ilhakı için vazife v'eriyor­du. Böylesine ehemmiyetli bir zamanda bölgede birliğjn _zaruretine inanan başta Bitlis Hakimi Şe­refüddin Bey, Hizan Meliki Emir Davud, Hısn-ı Keyfa Emiri Eyyubllerden II. Halil, İmadiye Ha­kimi Sultan Hüseyin olmak üzere 25-30 tane ma­halli bey (ümeray-ı ekrad), Osmanlı devletine ita­at arzularını padişaha iletmişler ve Şi 'llerin Diyar­bekir'i muhasara altına almaları üzerine, yardım talep _ etmek ve Osmanlı Devletine itaat etmeden huzur bulamayacaklarını ifade etmek gayesiyle, Yavuz Sultan Selim'e bir ariza gönderrnişlerdi.

·:Bu mektfib üzerine Konya Beğlerbeğisi Hüsrev Paşa kumandasında ve İdris-i Bitlisi'nin manevi yardıpılarıyla toplanan on bin kişilik gönüllüler ordusu, Şah İsmail'in Diyarbekir'i muhasara altına alan ordularını tammar eylemiştir. Hatta onun te­şebbüsleriyle Mardin de alınmıştır. Diyarbekir'in Şi 'llerin elinden alınmasından sonra bölgedeki mahalli beyler arasındaki gayretlerini sürdüren İd­ris-i Bitlisi'ye Yavuz Selim, üzeri tuğralı boş ka­ğıtlar göndermiş ve bunların daldurularak aşiret beylerine gönderilmesini istemişti. Bu faaliyetleri­nin neticesinde kısa zamanda Doğu ve Güneydo­ğu'daki Kürt ve Türkmen Beylerinin Osmanlı Devleti'ne itaatlerini temin edilmiştir. Bu hizmet­lerine karşılık olarak da padişah tarafından 2.000 flori altın, değerli kılıç ve kürklerle mükafatlandı­nlrnıştır16.

idris-i Bitlis! vasıtasıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kısa bir zaman içinde ve hem de yerli beğlerin istek ve arzularıyla Osmanlı Devletine ilhak edildiğinin haberini alan Yavuz Sultan Selim, bu büyük alimi taltif etmek üzere kendisine bir ferman gönderir. Mektubunun başın­da Diyarbekir Vilayetinin sulh ile ve istimalet yo­lu ile fethine vesile olduğu için İdris-i Bitlisi'ye te­şekkür eder. Sonra da manevi· takdirleri yanında ona gönderdiği bazı maddi hediyeleri zikreder. Osmanlı Devletine kendi arzu~anyla tabi olan bey­lerio ve bunlara bağlı olan sancakların miktarları­m ve tahriıi bilgilerini hazırlamasını emreder. Yi­ne bu gayretler neticesinde güneyde yer alan ve aralarında İbn-i Harkuş, İbn-i Said, Beni İbrahim, Beni Sayim, Beni Ata aşiretlerinin yer aldığı Arap aşiretleri, Safed ve Gazze şeyhleri ile Haleb ileri gelenleri de yine kendi iradeleriyle Osmanlı Dev­letine iltihak etmişlerdir17 •

İdris Bitlis! Yavuz Selim'in Mernluklata karşı

290

Page 5: m.isamveri.org/pdfdrg/D182296/2008/2008_OFLAZM.pdf · Anadolu bölgelerinin kısa bir zaman içinde ve hem de yerli beğlerin istek ve arzularıyla Osmanlı Devletine ilhak edildiğinin

Mustafa OFLAZ

takip ettiği siyasette de başani vazifelericra etmiş- ·

tir. 1516 Mercidabık ve 1517 Ridaniye savaşlann­da Sultanla birlikte olan İdris, Mısır'ın fethinden sonra bu ülkenin nasıl idare edilmesi gerektiği hakkında sunduğu mütalaa ile bir kez daha Yavuz Selim'in takdirini kazanmış; Mısır'ın idaresinde onun görüşleri temel a1ınmıştır18• GüneydoğuAna­dolu 'nun ilhakından sonra ihdas edilen ve merke­zi Diyarbakır olan Arap ve Acem kazaskerliği de ona verilmişti. Ömrünün soi:ı yıllarını İstanbul' da geçiren İdris, Kanuni Sultan Süleyman'a şark se­feri hususunda tavsiyelerde de bulunmuştur. 1520 yılı sonlarında İstanbul' da vefat etrniştir19 •

İdrisiye Medresesi ve Akarları

Vakfı iki ana kısma ayırabiliriz: Birincisi ma­bed, medrese, mektep, imaret vs. gibi "aynı ile in­tifa olunan", yani bizzat kendisinden yaralanılan mevkuflar. Bunlara "müessesat-ı hayrat" veya kı­saca "hayrat" diyebiliriz. İkincisi ise "aynı ile inti­fa olunmayan" fakat müessesenin sürekli ve dü­zenli şekilde işlemesini ternin eden bina, arazi, na­kit para vs. gibi gelir kaynaklarıdır. Bunlara da "asl-ı vakf' veya "akar" deniliyordu. Akar vakfın ekononiik gücünü, hayrat ise vakfın kamu hizme­ti sunan bölümünü; diğer bir ifadeyle de akar, vak­fın vasıtasını, hayrat ise gayesini teşkil etmekte-d. ? Q ır.

Vakfın hayrat kısmını teşkil eden medrese Bit­lis 'te Hosur mahallesinde inşa edilmiştir. Daha ön­ce idris-i Bitlisl'nin babası Mevlana Şeyh Hüsa­meddin Ali, Bitlisde Şeyh Ebi Tahiri Kürdinin tür­besiJ:ı.e bitişik olarak bir zaviye bina ettirmiştir. Bitlist bu zaviyeye "gücü yettiği miktar vakıflar" tahsis etmiştir. Bilahare de zaviyenin binasına ila­ve olarak birde medrese bina ve inşa·ettirir. Bina- . nın inşasını müteakip de müessesenin devamlı olarak işlemesini ve hizmet .görmesini temin et­mek maksadıyla da kendi mülkünden pek çok gayrimenkulü medreseye vakfetrniştir. Osmanlı

Devletine yaptığı hizmetlerle büyük paralar kaza­nan İdris Bitlis!, bu paralar la Bitlis 'te pek çok gay­rimenkul satın almış, bilahare de bu mallarını inşa ettirdiği medreseye gelir olarak terk ve tahsis et­miştir.

İdris Bitlist tarafından satın alınarak medreseye tahsis edilen ve vakfıyede kayıtlı bulunan akarlar şunlardır:

- Tatvan nahiyesinde Sabırkör(?) kariyesinde va­ki ve mahallinde son derece meşhur, ekilen ve

lll. Uluslararası \lan Gölii Havzası Sempozywnu

Tlıe Tlıird International Symposiwıı of Van Lake Region

ekiimiyen arazinin tamamı ki, vakfiyedeki ifa­delerden anlaşıldığı kadarıyla burası babası ta­rafından inşa ettirilen zaviyeye terk ve tahsis edilmiştir.

- Yadiğar Ömer ağa evi diye meşhur ev ve arsa­sının tamamı.

- Mehmed oğlu Seydi ağa evlerinin tamamı.

- Hosur mahallesinde Ebu Tahir Ağa zaviyesi ya-kınındaki evin bitişiğindeki bostan.

- Aynı mahallede, zaviye yakınında, Kuvasinli Seydi ağa mülkü adıyla bilinen evin ve bosta­nın tamamı.

Hatice binti Mahmud Necib evleri diye meşhur iki evin ve Derviş Kurt bağçesinin tamamı.

- Bitlis haricinde Hosur mahallesinde zaviyenin altındaki evin Sofu İbrahim bahçesi narniyle meşhur bahçenin yarısı ile birlikte tamamı.

- Şuayb evlerinin ve Ömer Saidhan evine bitişik Yusuf bin Hüseyin mülkü diye meşhur iki evin tamamı.

- Hosur mahallesinde zaviye altında Ahmed bin Behlül evi diye meşhur evin sofa ve çardak ile birlikte tamamı.

- Hosur mahallesinde bazısı Mevlana Fethullah ve bazısı İshak Ahmetten satın alınan evlerin ve bostanın tamamı.

- Hosur mahallesinde zaviye yakınında Sultan Ali Bey mülkü diye meşhur evin sofa ile birlik­te tamamı.

- Mezkur zaviye yakınında Hoca Mahmud evle­ri diye meşhur eviri ve sofanın tamamı.

Zaviye yakınında, Hoca Derviş evine bitişik ev, sofa, çardak, ahır ve harabenin tamamı.

- Vakıfın bostanı yanında, Can Ahmed ibni Ömer evi demekle meşhur evin sofa ile birlikte tamamı.

- Merhum Ebubekir ibni Mehmed Termedi vere­sisinden satın alınan evin ve sofa ve çardağın tamamı.

- Çum mahallesinde vaki Zer evinin tamamı (to­hum anbarı olması muhtemel-dir).

- Bitlis'de vaki;

./ Bazısı ·Bilan çarşısında ve bazısı Hafareler çar­

şısında Esukarli Mevlana Mehmed ibni Baye­zid dükkanı yaninda hüzme Mehmed diye meş­hur hoca Mehmed oğlu Hoca Yusufdan satın alınan muayyen dükkanlar.

./ Yar Ahmed oğulları Hacı ve Yusufdan satın alı-

291

Page 6: m.isamveri.org/pdfdrg/D182296/2008/2008_OFLAZM.pdf · Anadolu bölgelerinin kısa bir zaman içinde ve hem de yerli beğlerin istek ve arzularıyla Osmanlı Devletine ilhak edildiğinin

Mustafa OFLAZ

nan dükkan.

./ Sakiyenmahallesinde vaki dükkan.

./ Kale kapısı altında Sakiyen mahallesinde vaki dükkan. .. -~-

' -.J ./ Kale kapısı altında Sofu Halilden ve İnayet

bin.Mehmet'den satinalınan dükkan.

./ Yaycılar çarşısında vaki, birisi Can Ahmed

ve diğeri Ahmed oğlu Seyyidden satın alı­nan iki· dükkan.

ıl Hoca Yusuf bin Ahmet'le müşterek dükkan.

./ Van kapısı denilen kale kapısı tarafında ve

kale altında vaki Hüzme Mehmed oğlu ve Zimmi Kıbad arasında müşterek olup onlar­dan satın alınan muayyen dükkanlar.

./ Ve İbrahim kızları Ayşe ve Haticeden satın

alınan dükkaniarın tamamı.

- Mezkur beldede vaki medrese değirmerıi arsa­sının tamamı.

- Kale altında vaki dönrnekte olan değirmenin ve Oksa kariyesi ile birlikte mevkuf ve meşruta olan iki parça kale değirmeninin tamamı. Bun­lar vakıf idris-i Bitlis! tarafından evvela Mevla­na Şeyh Büsameddin Alinin oğullarına, sonra eviadına ve onun neslinden gelen evlad ve ev­ladına, sonra mezkur zaviyeye, sonra fukaraya vakfedilmiştir.

- Bitlis haricinde Mardinarı mahallesinde Tahir Bitlis!'nin iki parça değirmenin tamamı.

- Bitlis Dağın eteğinde, Seydi Ahmed ve Nazif değirmenine akan nehrin altında, Abdurrahim ibrıi Abdurrahman bahçesi diye meşhur bahçe­nin ve şattın yanında ve hatun köprüsü eteğin- . de Mevlana Fethullahdan satın alınan bostanın tamamı

- Emirü 'I-meydan namyesinde Hoca Yusuf bin Hoca Mehmet'den satın alınan bostanın ve Bit­lis haricinde zimmi Enis veresesinden satın alı­nan iki arazinin tamamı.

- Şarniyan mahallesinde bir arazi ve Hopeki kar­deşinden satın alınan Can Ahmed bin Seydi Ahmed bağçesi ile birlikte tamamı.

- Ahlat beldesillde Hoca Yusuf bin Mehmet' den satın alınan bahçenin tamamı.

Bu kayıtlara göre vakfa ait akarların dağılımı şöyle olmaktadır:

ı5 parça ev. Bunlardan üçü ev ler olarak kayde­dilmiş olup, adedi belirtilmemiştir ki dolayısıyla

lll. Uluslararası Van Gölü Havzası Sempozyumu

The Third International Synıposiımı of Van Lake Region

sayı daha artabilecektir. Ayrıca 3 ev sofalı, 2 ev so­fa+çardaklı, ı ev de sofa+ç~dak+ahırlı ·olarak özellikle belirtilmiştir. İlaveten ı adet de ev arsası kay~~dilmiştir.

·ıo parça dükkan. 3 parça dükkanlar olarak kay­dedilmiş olup, miktarı açıkça belirtilmemiştir ki, dükkan sayısı da ıO'un üzerindedir. Bunlardan bi­risi müşterek Qisselidir.

6 parça değirmen, ı değirmen arsası, 5 bostan ki birisi bostanlar olarak kayıtlıdır, 5 balıçe ve 4 parça da arsa vakfın akarları arasında.kayıtlıdır .

. Vakıf Göreviilei-i ve şartlar

Vaktiyenin sonunda vakıf idris-i Bitlis!, vakfın göreyilleri ve işleyişi ile ilgili bir kısım şartlar koymuştur.

Vaktiyede açıkça kaydedilen ve kim tarafından ve nasıl intikal ·edeceği net olarak ifade edilen ilk görevli mütevellidir. Mütevelli, vaktiyede belirti­len şartlar ve şer'i hükümler doğrultusunda vakfın işlerini idare eden vakıf görevlisidir. Bu görevlen­dirmeye ise tevliyet derıilmekte olup, vaktiyed~ de mütevelli yerine tevliyet kelimesi kullanılmıştır. Vakıfla ilgili tasarruf hakkı doğrudan mütevelliye ait olup, kadı ya da vakıfta hak sahibi olan şahıs­lar dahi"-_mütevelli olmadıkları takdirde vakıf üze­rinde herhangi bir tasarruf yetkisine sahip. değil­lerdi..f1. Mütevellinin tayininde vakıfın vaktiyede­ki beyanı esas idi. Vakıfın beyanının olmadığı ya da belirlenemediği durumlarda ise kadı marifetiy­le mütevelli tayini yapılırdı.

. · Vaktiyedeki şartlara göre, vakfın mütevelliliği Idris-i Bitlisl'nin erkek evlatlarınca yürütülecektir. Vakıf devam ettikçe mütevellilik Bitlisl'nin nesil­den nesileerkek evlatlarının en büyüğüne devredi­lecektir. Daha sonra ise en fakir olanına kalacaktır. Vilifın erkek evlatları devamettiği müddetçe bu şart üzere mütevellilik devam edecektir: Şayet nesli kesilecek olur ise, mütevellilik Bitlis kadıla­nndan en adil ve en müttakisine devredilecektir.

Vakfiyede, nasıl tayin edileceği ve hangi şartla­n taşıyacağı kayıtlı ikinci ·görevli ise müderrisler­dir. Vakfıyeye göre medresede görev yapacak mü­derrislerin tayini, mütevellirıin izni ile yapılacak idi. Ayrıca idris-i Bitlis!, medresede görev yapa­cak müderrislerin şafi mezhebine mensup olmala­rını da şart koşmuştur . .

Bu iki görevli dışında vakfıyede başka bir gö-

292

Page 7: m.isamveri.org/pdfdrg/D182296/2008/2008_OFLAZM.pdf · Anadolu bölgelerinin kısa bir zaman içinde ve hem de yerli beğlerin istek ve arzularıyla Osmanlı Devletine ilhak edildiğinin

Mustafa OFLAZ

revliden bahsedilmemektedir. Aynca bu görevlile~ rin vakıftan alacaklan ücret de net olarak belirtil­memiştir.

Vakfın akarlan. üç sene müddetle Içiraya verile­cek, bu süre bitmeden de yeni bir akit yapılamaya­caktır. İdris-i Bitlis!, vakfiyede vaktinin darlığın­dan ve mevkufatının azlığından dolayı mersümatı­nın tayinini mütevelliye bırakmıştır. Vakfiyedeki

DiPNOTLAR

ı Vakfiye hakkında detaylı bilgi için bakınız Ziya

Kazıcı; Osmanlı Vakıf Medeniyeti, İstanbul 2003, s 49-53

2 Buradaki Rum tabiri etnik bir unsuru değil, coğrafi bir terim olarak Anadolu'yu ifade etmektedir. Bilindiği gibi Ortaçağ İslam kaynaklarında Anadolu, "Bilad-ı Rum" olarak geçer.

3 Mehmet Bayraktar; Bitlisli İdris, Ankara ı99ı, s 4

4 Abdulkadir Özcan;" İdris-i Bitlis!", TDV İslam Ansiklopedisi, C 21, İstanbul2000, s 485

5 Mehmet Bayraktar, s 5

6 Ab~ulkadir Özcan, s 485

7 . Rahmi Tekin; Bitlis Vakfiye Kayıt Defteri'ne Göre

Bitlis Vakıfları, (YYÜ. Sos. Bil. Ens. basılmamış yüksek lisans tezi), Van 2000, s 43

8 Mehmet Bayraktar, s 7 9 Abdulkadir Özcan, s 486 ı O Mehmet Jhyr3.ıctar, s 7 ı ı Abdulkadir Özcan, ·s 486 ı2 Rahmi Tekin, s 42 13 Mehmet Bayraktar, s 9

\

lll. Uluslararası Van Gölii Havzası Sempozyumu

The Third International Symposiwn of Van Lake Region

bu şart oldukça dikkat çekmektedir. Zira vakıf, Bitlis vakıflannın en zenginlerinden birisidir.

İdris-i Bitlis! gene vakfiyesinde şayet vakıflan­nı üçüncü kez .artırabilirse, gelirlerinin müderris ve diğer görevlilere taksimi hususunda gayret gös­tereceğini de kaydetmiştir. Bitlis! son olarak da, tevliyet resminin öşürden fazla alınmamasını şart koşmuştur2•

ı4 Rahmi Tekin, s 47

ı5 Abdulkadir Özcan, s 486

ı 6 Abdulkadir Özcan, s 486

ı 7 http://www.osmanli.org.tr/belgelergerceklerikonusuy-or-2-74.html ·

18 Mehmet Bayraktar, s 10

19 Abdulkadir Özcan, s 486. İdris Bitlist'nin ilmi faaliyetleri ve eserleri için bakınız; Abdulkadir Özcan, s 487-488 ve Mehmet Bayraktar, s 31-60

20 Bahaeddin Yediyıldız; "İslamda Vakf', Doğuştan

Günümüze Büyük İslam Tarihi, C 14, İstanbul 1990, s 21

21 M.Zeki Pakalın, "Mütevelli", Osmanlı Tarih

Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, C IT, İstanbul 1983, s 640

22 İdrisiye Medresesi vakfının akarları ve vakıfın şartları doğrudan vakfiyeden alınmış olup, vakfiyenin defter­de kayıtlı olduğu sayfa yukarıda belirtildiğinden ayrıca dipnotta sayfa numarası vermeye gerek görülmemiştir. Vakıfla ilgili bilgi için aynca bakınız Rahmi Tekin, s 50-57

293