ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah...

15
El ISLAM VE YORUM Temel ve Sorunlar " la CiLT Prof. Dr. Fikret KARAMAN MALATYA VAKFI MALATYA2017 .

Transcript of ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah...

Page 1: ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı yapmakta, vaad

El

ISLAM VE YORUM Temel Tartışmalar, İmkanlar ve Sorunlar

" la CiLT

Yayına Hazırlayan

Prof. Dr. Fikret KARAMAN

MALATYA İLAHİYAT VAKFI

MALATYA2017 .

Page 2: ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı yapmakta, vaad

Malatya İlahiyat Vakfı İlmi Araştırmalar Serisi No: 1

Yayına Hazırlayan

Prof. Dr. Fikret KARAMAN

Takım Numarası

978-605-68015-0-1 (Tk)

ISBN 978-605-68015+8 ( 1.C)

1. Baskı Aralık 2017 Ankara 500 Adet

Editörler Prof. Dr. Mehmet KUBAT Doç. Dr. Mehmet B İRSİN Doç. Dr. Cahit KÜLEKÇi

Yrd. Doç. Dr. Serkan DEMİR Yrd. Doç. Dr. Mustafa BOZKURT Arş. Grv. Zekeriya DOGRUSÖZLÜ

İsteme Adresi İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

44280 Kampüs/ MALATYA Telefon: (0422) 3774999

e :"p:osta: [email protected]

Baskı

TDV!Ml -~nı:.tşuncDI

Serhat Mahallesi 1256 Sk. No: 11 Yenimahalle / Ankara

Tel.: 0312. 354 91 31 (pbx) Faks: 0312. 354 91 32

e-posta: [email protected]

Açıklama: Bu eserde" Kitaptan Bölüm" olarak yer alan metinlerin tüm sorumluluğu, yazarlarına aittir.

Page 3: ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı yapmakta, vaad

"ARAÇSAL YORUM TASAWURU"NUN GÖRÜNÜMÜ: SEKİZ YIL, OTUZ YORUM

Yrd. Doç. Dr. Ayhan AK

OMO ilahiyat Fakültesi e-posta: [email protected]

Giriş

İslami ilimler literatürü, "yorum zengini" bir bilimsel birikim alanını ifade

etmektedir. Nasslar ekseninde ortaya konan yorumlar, bir araya getirildiğinde,

aynı ayet veya hadise dayalı olarak çok sayıda ve farklı yorumların ortaya çıktığı görülür. Hz. Şuayb'ın, "sekiz yıl çalışma" karşılığında Hz. Musa ile kızlarından

birini nikahlamasını ifade eden ayete yönelik yorumlar bunun en açık ' örneklerindendir.

Nitekim ayette şöyle buyrulmaktadır:

.!J~ ~ I~ ' : 4 4 ;\ .:,~ ~ ~\.J ,_;_f.-i; .'.ıi cfa .:,:;ı..; ~I 0 J.;.\ ~ 0\ .!.._,\ .)\ J~ ; ,,. ! ; • ' " ... ~ , .. . , ' '

' JUJI ' ~I ;L!, .JI · .J..>2. ..!.1.:ll. ;..!.I .JI ..u 1 L; • .J:>', ~ ,ı,.s' ; - u :...> J

(Şuayb) "Ben, sekiz yıl çalışmana karşılık, şu iki kızımdan birisini sana

nikahlamak istiyorum. Eğer sen bunu on yıla tamamlarsan, o da senden olur.

Ben seni zora koşmak da istemiyorum. İnşallah beni salih kimselerden

bulacaksın" dedi. ı

Kaynaklarda bu ayet kapsamında ortaya konan yorumlar şöyledir:

1. Hizmetin Mehir Olarak Tayini

Belli bir hizmet karşılığında evlilik meselesi, yukarıdaki ayete referansla

birçok fıkıh eserinde ayrıntılı olarak ele alınmaktadır.2 Aynı şekilde tefsirlerde

ı Kasas Suresi 28/27.

Maverdi, Ebu'l-Hasan Ali b. Muhammed b. Muhammed b. Habib, el-Hdvi fi fikhi'ş-Şfijil Beyrut:

Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1994, c. IX, s.41l;İbn Rüşd, Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed, el-Beyôn ve't-tahsil ve'ş-şerh ve't-tevcih ve't·ta'lil fi mesüi/i'l-müstahrece, Beyrut: Daru'l-Garbi'l-İ.slami, 1988, c. iV, s. 423;Ebil İshak Burhaneddin İbrahim b. Muhammed İbn Müflih, el-Mübdi' şerhu'/­mukni: Riyad: Daru Aıemi'l-Kütüb, 2003, c. Vll, s. 123; Mansur b. Yunus b. Selahaddin el-Buhuti, Keşşafii'l-kına' an memi'l-ikna: Beyrut: Daru'l-Fikr, 1402, c. V, s. 129; İbn Abidin, Hôşiyetü reddi'l-muhtfir a/e'd-diirri'l-muhtôr şerhu tenviri'l-ebsdr, Beyrut: Daru'l-Fikr, 2000, c. ili, s. 107; Mustafa es-Süyı1ti, Sa'd b. Abduh, Metôlibü iili'n-nühô fi şerhi giiyeti'l-miintehô, Dimeşk: el-

Page 4: ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı yapmakta, vaad

178 İSLAM VE YORUM

de hizmetin mehir olarak belirlenmesi konusu yukarıdaki ayet bağlamında tahlil edilmektedir. Nitekim Taberi, Hz. Musa'nın hayvanları sekiz yıl gözetmesinin

sadak (mehir) olarak ·değerlendirilebileceğini ifade etmektedir.3 Z-emahşeri de

koyun çobanlığı şeklindeki hizmet akdinin mehir olabilme durumunu analiz etmekte; bunu, mehrin belli mal olınası gerektiği yönündeki Hanefi içtihadını

göz önünde bulundurarak değerlendirmektedir. Burada Ebu Hanife'nin tahlilini ele almakta, hür kişinin eşine belli bir süre hizmet etmesini mehir olarak tayin

edemeyeceğini, ancak kişinin, kölesinin hizmetini ya da evinde belli bir süre

ikamet etmeyi mehir olarak tayin edebileceğini belirtmekte, ardından, Ebu Hanife'nin görüşüne katıldığını ifade etmektedir. Çünkü köle ve ev mal

statüsündedir. Ancak hür insan için aynı durum söz konusu değildir.4

Yine Zemahşeri'nin belirttiği üzere Şafii belli/malum iş ve hizmetlerin

mehir olarak tayin edilebileceği ve bu şekilde nikah akdinin gerçekleştirilebileceği kanaatindedir.5 Zemahşerl'ye göre, burada belirlenen

mehir, ayette zikredilmeyen başka bir şey olabilir. Bu durumda, Hz. Şuayb'ın Hz.

Musa' dan kızlarından biri ile evlendirme ve sekiz yıl çalışma gibi.iki şey istemiş

olması muhtemeldir. Böyle bakıldığında, "sekiz yıl çalışma" nikah akdinin şartı/mehri olarak değil, nikah ahdinin/vadinin şartı olarak değerlendiri lebilir.

Hz. Musa sekiz yıl çalışınca kendisine ücreti ödenir ve bunu mehir olarak tayin

etmek suretiyle Hz. Şuayb'ın kızlarından _biri ile nikah akdeqebilir.6

Aynı konuyu ele alan I<urtubi de hizmetin mehir olarak belirlenmesinin,

islam'ın açık hükmü olduğunu, Hz. Peygamber'in Kur'an öğretimini mehir

olarak kabul ettiğini ifade etmektedir.7

2. Kur'an Öğrethniiıin Mehir. Olarak Tayini - -· ' . . ..

~iz_met ve . me_nfaatlerin mehir . olcırak tayin e.di_lebilec~ğini ~_öyleyel)lerin

delillerinden biri olan Hz. Musa'nın sekiz yıl çalışması şartıyla nikah akdetmesi

uygulamasına muvafık, mehrin yarısının geri verilmesini emreden ayete muarız

bir diğer nass Hz. Peygamber'in "9T~1 ~ ı.!W ~~,,"Kur'an s~bebiyle seni

Mektebetü'l-lslami, 1961,. c. V, s.176; Burhanpurlu Şeyh Nizam, el-Fetava'l-Hindiyye, Alemgiriyye: Daru'l-Fikr, 1991, c. I, s. 302.

J Taberi, Ebü Cafer lbn Cerir Muhammed b. Cerir b. Yezid, Cômiü'l-beyônfi tefsiri'l-Kur'dn, Beyrut:

Müessesetü'r-Risale, 2000, c. XIX, s. 564.

4 Zemahşeri, Ebü'l-Kasım Carullah Mahmüd b. Ömer b. Muhammed, el-Keşşaf an hakôiki

gavômizi't-tenzil ve uyuni'l-ekavil fi vücuhi't-te'vil, Beyrut: Daru'l-Kitiibi'l-Arabi, 1407, c. 111, s. 400.

s Zemahşeri, el-Keşşaf, c. ili, s. 400.

6 Zemahşeri, el-Keşşaf, c. Hl, s. 400.

1 Kurtubi, Ebu Abdullah Muhammed b. Ah.med, el-Cami' fi Ahkômi'l-Kur'ôn, Mısır: Daru'l-Kütübi'l­

Mısriyye, 1964, c. Xlll, s. 267.

Page 5: ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı yapmakta, vaad

İSLAM VE YORUM 179

onunla nikahladım.''Sbuyruğudur. Şafiiler, bu hadise dayalı olarak, menfaatlerin ve özel olarak Kur'an öğretiminin mehir olabileceğini söylerken; Hanefiler,

yukarıda belirtildiği üzere, yine cem ve tevfik yöntemi ile bu hadisi, "Kur'an öğretmen karşılığında" değil, "Kur'an'ın bereketi ile" "Kur'an'ı bilmen sebebiyle"

"senin ehl-i Kur'an olman sebebiyle" şeklinde anlamışlar; bu ifadenin, kur'an

öğretiminin mehir olabileceğine delil teşkil etmediğini, Kur'an öğretiminin,

imanı, namaz·ı ve orucu öğretmek gibi bir ibadet olduğunu ve bunların mehir olarak tayin edilmeye elverişli olmadıklarını ifade etmektedirler.9

3. Velinin Kızmı Bir Şahısla Evlendirmesi (Arz Ettnesi)

Kurtubi ve Şevkani'nin belirttiğine göre Hz. Şuayb'ın Hz. Musa'ya yönelik

"Ben, sekiz yıl çalışmana karşılık, şu iki kızımdan birisini sana nikahlamak

istiyorum." şeklindeki ifadesi "velinin kızını belli bir şahsa arz etmesidir" ve bu,

diğer peygamberlerden de bilinen bir sünnettir. Hz. Ömer de kızı Hafsa'yı H.z. Ebubekir ve Hz. Osman'a arz etmiş; kızım onlarla evlendirmek istemiştir. ıo

4. Velinin Akdettiği Nikah

Kurtubi, söz konusu ayete göre nikahın velinin hakkı olduğunu, velinin rızasıyla nikahın tamam olacağını belirt mekte; ardından, çoğunluğun görüşü

böyle olmakla birlikte Ebu Hanife'nin buna muhalefet ettiğini

vurgulamaktadır. ı ı

5. Mehri Velinin Alması

İslam hukukuna göre mehrin sahibi, evlenen kadın mıdır, yoksa kadının velisi ya da yakınları mıdır?

Bu konuda hukukçular ikiye ayrılmış durumdadırlar. Alimlerin çoğunluğuna göre mehir kadının hakkıdır. Dolayısıyla mehri velinin veya başka

bir şahsın alması mümkün değildir. Ancak Hanbelilere göre veli, mehrin bir

kısmını veya tamamını alabilir. Bu görüş sahiplerinin delilleri ise Hz. Musa'nın, sekiz yıl çalışmak şartıyla Hz. Şuayb'ın kızlarından biri ile evlenmesidir. Bu

yaklaşım sahiplerine göre Hz. Şuayb, Hz. Musa'nın kendisi için sekiz yıl çalışması

şartıyla onu kızıyla evlendirmiştir. Bu hizmetin mehir olduğu kabul edildiğinde,

s Buhari, Nikah, ıs.

9 Zeylai, Fahreddin Osman b. Ali, Tebyinü'l-hakaik şerhu kenzi'd-dekaik, Kahire: Daru'l-Kütübi'l­

islami, 1313, c. 11, s. 146.

ıo Kurtubi, el-Cami' fi Ahkômi'l-Kur'ıin, c. Xlll, s. 267; Şevkani, Ebu Abdullah Muhammed b. Ali b.

Muhammed el-Havlani, Fethu'l-Kadir, Dimeşk: Daru İbn Kesir, 1414, c. iV, s.194. 11 Kurtubi, el-Cami' fi Ahkami'l-Kur'ôn, c. xııı, s. 26 7

Page 6: ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı yapmakta, vaad

180 İSLAM VE YORUM

bu yaklaşıma göre Hz. Musa mehri eşine değil, onun babasına yani velisine vermiş olmaktadır. 12

Hanbelilerin yaklaşımları böyle olmakla birlikte, diğer mezhepler bu görüşü kabul etmemekte ve mehriri evlenecek olan kadının hakkı olduğunu ifade etmektedirler. !3

6. Mehri Belirleme Yetkisine Sahip Olan Kişi

Mehrin tayininde yetkili şahıslar konusunda değerlendirme yapan İbn

Kudame, nikahın ivazlı bir akit olduğunu, mehir miktarının belirlenmesinde

evlenecek erkek ile kadının velisinin anlaşmasının yeterli olacağını ifade

etmektedir.

İbn Kudame buna delil olarak, Hz. Şuayb'ın kızıyla evlendirmesi sırasında

Hz. Musa ile mehir olarak sekiz yıl çalıŞması karşılığında anlaşmış olmasını ileri

sürmekte, evlenecek kişi ile kızın velisinin mehir konusunda anlaşmış

olmalarını yeterli görmektedir. 14

7. Nikah Akdinde Kullanılacak Lafız

Kurtubi, Şafiilerin, şeru men kablena kapsamında bulunduğu için itibar etmeseler de bu ayetten, geçerli nikah akdi için "tezvic" veya "nikah" lafızlarının

kullanılması gerektiği sonucunu çıkardıklarını ifade etmekte, Malik'ten de bu

yönde bir görüşün nakledildiğini belirtmekte, Mezhep içerisindeki meşhur

görüşün ise evliliğe delalet eden her lafızla nikahın akdedilmiş olacagı yönünde

ortaya çıktığını vurgulamaktadır. ıs

Ebu Hanife'ye göre "süresiz temlik" ifade eden her sözle nikah akdolunur.

Şahitler bulunuyorsa "_hjbe" lafzıyla da nikah gerçekleşir. Nasıl ki.evlilik bağını sona erdirme niyetini izhar eden kiniii lafızlarla talak gerçekleşiyorsa, aynı şekil

evlenme iradesini ortaya koyan muhteliflafızlarla da evlilik gerçekleşir. !6

12 Maverdi, el-Hôvf fi fikhi'ş-Şôfti. c. IX, s. 390.

13 Kuıtub1, el-Cômi' li Ahkômi'I-Kur'ôn, c. Xlll, s. 267

14 lbn Kudame, Abdullah b. Ahmed, el-Muğni, Beyrut: Daru'l-Fikr, 1405, c. vııı, s. 13.

ı s Kuıtubi, el·Cômi' /i Ahkômi'/-Kur'dn, c. Xlll, s. 267

16 Kuıtubi, el-Cdmi' li Ahkômi'/-Kur'dn, c. XIll, s. 267

Page 7: ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı yapmakta, vaad

İSLAM VE YORUM 181

8. Nikah Akdinde, Velinin Ama Olması

Birçok fıkıh eserinde, nikah akdinde, kanuni temsilci konumundaki velinin ama olması konusu ele alınmış, Hz. Şuayb'ın ama olmasına kıyasla

değerlendirme yapılmıştır! 7

İslam hukukunda nikah akdinin yapılmasında hukuki temsil yolunun kullanımı mümkün olmakla birlikte, amanın veli olarak hukuki temsil suretiyle

nikah akdinin. tarafı olması, hukukçular arasında tartışmalıdır.

Maverd1 ve Nevevi'nin belirttikleri üzere ulema, amanın velayet yoluyla

nikah akdinin tarafı olması konusunda ikiye ayrılmıştır. Bir grup alime göre veli ama ise gözleri görmediği için, hukuki temsil yetkisini kullanarak velayeti

altındaki şahsı başkası ile evlendirme yetkisine sahip değildir. Diğer bir grup

alim ise amanın, velayet yetkisini kullanarak velayeti altındaki şahsı

evlendirmesinin sahih olduğu görüşündedirler. Amanın, velayet ye~kisini kullanarak akdettiği nikahın sahih olduği.ı kanaatine varanların delilleri, ama

olduğu halde Hz. Şuayb'ın, kızlarından birini Hz. Musa ile evlendirmesidir.ıs Onlara göre bu durum, amanın veli sıfatıyla akdettiği nikahın sahih olduğunu göstermektedir. ı 9

9. Kefüet

Kuı:tubl, bu. ayetin, nik.ahın lüzum şartlarından olan kefaetin (denkliğin) meşruyet delillerinden olduğunu belirtmektedi~. Kefaetin meşruiyeti kabul

edilmekle birlikte, din, nesep ve diğer kriterlerden hangilerinin esas alınacağı

konusunda ihtilaf edilmiştir. Hz. Musa da Hz. Şuayb'ın yanına yalnız, çaresiz,

kendine sığınak arayan bir kişi konumunda gelmiş; Hz. Şuayb, diğer kriterleri göz önünde bulundurmaksızın, sadece "din" kriteri ile kefaet şartını

uygµlamış~r.20

10. Şartlı Nikah

İbn Aşur, taliki şartla akdedilen nikah konusunda ayetin delil teşkil ettiğini,

genel manada nikah akdi sırasında ortaya konan şartların geçerliliği yönünde

görüş beyan edildiğini belirtmektedir.21

17Maverdi, el-Havi ft ftkhi'ş-Şiifii, c. 11,s. 516; Ştrazi, Ebu İshak İbrahim b. Ali b. Yusuf, el-Mühezzeb ft ftkhi'l·İmiim eş-Şafii, Beyrut: ty, c. il, s. 36; Nevevi, Ebu Zekeriyya Muhyiddin Yahya b. Şeref, e/­Mecmü' şerhi'l-mühezzeb, Beyrut: Darü'l-Fikr, ty, c. XVI, s .. 157, 160.

t8Kasas 28/27.

' 9Maverdi, el-Havi ft ftkhi'ş-Şafif, c. il, s. 516; Nevevi, el-Mecma: c. XVl, s. 157, 160.

20 el-Kuıtubl, el-Cami' fi Ahkami'l-Kur'an, c. XJJI, s. 267

21 İbn Aşur, Muhammed Tahir, Tefslru't-Tahrfr ve't·Tenvir, Tunus: ed-Daru't-Tunusiyye, 1984, c.

XX, s.105-109.

Page 8: ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı yapmakta, vaad

182 İSLAM VE YORUM

11. Akitlerde Garar (Belirsizlik) ve Vaad Yorumu

Zemahşerl, ayetin tefsirinde herhangi birini belirlemeden" kızlarından

birsiyle nikahlamanıh nasıl olacağı" yönündeki soruya cevap aramakta, ayette doğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı

yapmakta, vaad değil de nikah olsaydı, "seni şu kızımla nikahladım" benzeri,

nikahın tarafını tayin edici bir ifade kullanması gerekeceğini belirtmektedir.22

Kurtubl, bu ayetteteki olayın nikah akdi değil, nikah arzı olduğunu ifade

etmektedir.23 Şayet nikah olsaydı, kızlardan birinin tayin edilmesi gerekirdi. Çünkü nikah akdinde böyle bir muhayyerlik söz konusu değildir.24 Benzer

değerlendirmeyi yapan Beyzavi de bu ayetin bir akdi değil, akit çağrısını (istid'a) anlattığını vurgulamaktadır.25

12. ·Akitlerde Muhayyerlik

İbn Kesir, Hanefilerin bu ayeti, muhayyerlik delili olarak kullandıklarını, "iki

köleden birini yüze sattım" gibi bir ifadeyle gerçekleşen satışı sahih olarak nitelendirdiklerini ifade etmektedir.26

13. Akitlerde Cehalet

Ayette sekiz yıl çalışma şartı mutlak olarak zikredilmiş, ancak yapılacak iş zikredilmemiş, akit konusu hizmete dair bir tesmiye söz konusu olmamıştır.

Kurtubl, bunun caiz olduğunu ve Malik'in kanaatinin, böyle durumlarda örfe

göre hareket edilmesi yönünde olduğunu ifade etmiştir. Ancak Ebu Hanife ve

Şafi'i'ye göre hizmet akdine konu olan işin meçhul değil malum, belirli olması

gerekir. Yapılacak iş meçhul ise akit caiz değildir. Hz. Musa ile Hz. Şuayb

arasındaki akitte ise böyle bir cehaletin olmadığı, her ne kadar ayette yer almasa

bile, gerek Hz. Musa'nın gerekse Hz. Şuayb'ın zihinlerinde yapılacak işin bölge örfü bağlamında malum olduğu belirtilmektedir.27

22 Zemahşeri, el·Keşşat c. 111, s. 400.

23 Kurtubi, el-Cami' fi Ahkômi'l-Kur'an, c. XIll, s. 267

24 Kurtubi, el-Cami' fi Ahkômi'l-Kur'an, c. XllI, s. 267

ı.> Beyzavi, Ebu Said Abdullah b. Ömer b. Muhammed, Envarü't-tenzil ve esrarü't-te'vil, Beyrut:

Daru İhyai't-Türasi'l-Arabi, 1418, c. ıv. s.175.

26 İbn Kesir, Ebü'l-Fida İmadüddin İsmail b. Ömer, Tefsiru İbn Kesir, yy: Daru't-Taybe, 1999, c. VI,

s. 227.

27 Kurtubi, el-Cômi' fi Ahkômi'l-Kur'ôn, c. XIII, s. 267

Page 9: ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı yapmakta, vaad

İSLAM VE YORUM 183

14. kare Akdinin Meşn1iyeti

Hz. Musa'nın "sekiz yıl hizmeti" ınehir konusuna olduğu gibi, "icare" ile ilgili

tartışmalara da dayanak teşkil etmiştir. Müçtehitler, Hz. Musa'nın sekiz yıl çalışmasının, icarenin meşrfüyet delillerinden biri olduğunu ifade etmişlerdir.28

Bazı müçtehitler, Hz. Musa'nın sekiz yıl çalışmasını, icarenin meŞrCıiyet

delili olarak nitelendirmenin ötesinde, ücretin iş . tamamlandıktan sonra

ödenebileceğinin delili olarak değerlendirmişlerdir.29

Maverdl ve Nevevi Hz. Musa ile bilge kişinin yolculuğu sırasında kendisine

hikmet verilen şahsın yıkılmak üzere olan duvarı onarmasını ifade eden "Derken

orada yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar gördüler. Adam hemen o duvarı doğrulttu. Musa, "İsteseydin bu iş için bir ücret alırdın" dedi."30 şeklindeki ayeti de icarenin

meşrfiiyet delili olarak ifade etmektedirler. Çünkü Hz. Musa'nın "İsteseydin bu

iş için ücret alırdın." ifadesini geçersiz kılan, ücret talebini yeren bir bildirim

gelmemiştir.31

Buna göre hem Hz. Musa'nın sekiz yıl hizmet etmesi hem de bilge kişinin, yıkılmak üzere olan duvarı onarması sonrasında Hz. Musa'nın tavrı İslam

hukukçuları tarafından, icarenin meşrfüyet delilleri olarak

28 Maverdi, el-Hôvf fifiklıi'ş-Şôfi/, c. Vll, s. 388; Gazzali, Ebu Hamid Muhammed b. Muhammed, e/­

VesFtfi'l-mezheb, Kahire: Daru's-Selam, 1417, c. iV, s. 153; İbn Rüşd, el-Beyan ve't-tahsfl,c. xvıı, s. 79; Kasiini, Ebü Bekir Alaeddin Ebu Bekir b. Mesud b. Ahmed, Bedôiu's-Sanôi'fi tertibi'ş-şerai: Beyrut Daru'l-Kitabi'l-Arabi, 1982, c. iV, s. 173; lbn Abdüsselam, Ebü Muhammed izzeddinAbd~laziz b. Abdüss~lam b. Ebu'l-!(asım, Kavôidü'l·ahkôm fi mesôlihi'l-enôm, Beyrut: Daru'l-Mearif, ty, c. il, s. 122; İbn Kudame, e/-Muğn/, c. VI, s. 5; Karafi, Şehabeddin Ebu'l-Abbas Ahmed b. İdris es-Senhaci, el-FurOk ev. envôru'l-burOkfi envôi'l-furOk, Beyrut: Diiru'l-Kütübi'l­llmiyye, 1998, c. iV, s. 11; Zerkeşi, Şemseddjn Muhammed b. Abdullah, Şerhu'z-zerkeşF a/ô muhtasari'/-hırak/, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-ilmiyye, 2002.c. il, s. 177; lbnü'ş-Şıhne, Ebu'l-Velid Lisanüddin Ahmed b. Muhammed b. Muhammed Sekafi Halebi, Lisônü'/-hükkôm fi ma'rifeti'J­ahkôm, Kahire: Mustafa el-Babi el-Halebi, 1973, s. 360; Şeyhizade, Damad Abdurrahman b. Muhammed b. Süleyman, Mecmaü'l-enhur fi şerhi Mü/teka'/-ebhur, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l­flmiyye, 1998, c. I, s. 512; Mustafa es-Süyüti, Metôlibü üli'n-nühô, c. 111, s. 579.

29 Nefriivl, Ahmed b. Guneym b. Salim, el-Fevôkihu'd-devônF a/ô risôleti İbn Ebf Zeyd el-Kayrevunf,

Mektebetü's-Sekiifa, ty, c.111, s. 1163; Haraşi, Ebü Abdullah Muhammed b. Abdullah el-Maliki, e/­Haraşi ala Muhtasari Seyyidi Halil, Beyrut: Daru'l-Fikr, ty, c. Vll, s. 2; Savi, Ahmed b. Muhammed, Bülgatü's-sôlik li akrebi'l-mesôlik ifa mezhebi'l-İmam Mulik, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1995, c. 111, s. 466.

30 Kehf 18/77.

31 Mliverdi, e/-Hôvf fi fıkhi'ş-Şôfi/, c. VII, s. 389; Kazvini, Abdulkerim b. Muhammed, Şerhu'l-azfz bi

şerhi'/-veciz, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1997, s. Xll, c. 179; Nevevi, el-Mecma: c. XV, s. 5, 28.

32 Buna göre, icare akdiyle ilgili olarak yap!lacak tarih eksenli bir çalışma, İslam hukuku

kaynaklanna referansla Hz. Musa döneminden başlatılacaktır. Bl,\ndan dolayı, lslam hukukunun, bütünüyle hukuk tarihine kattığı bu derinlik, önemle vurgulanmalıdır. Ayrıca, hukukun Hz.. Musa'ya dayandırılan diğer kavranılan için de aynı yaklaşım söz konusu olmalıdır.

Page 10: ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı yapmakta, vaad

184 İSLAM VE YORUM

15. İcare Akdinde Ücretin Belirlenmesi

Kurtubi, yapılan icare akdi için ayette bir ücret belirlenmediğini, . ancak

belirlenen ücreti ortaya koyan rivayetlerin bulunduğunu, doğan çift renkli/ala kuzuların ücret olarak tayin edildiğini ifade etmekte; bunun ·meçhul ivaz

anlamına gel~iğini, önceki şeriatlarda meşru görülmüş olsa da Hz. Muhammed (sas) şeriatında meşru olmadığını vurgulmaktadır.33

16. Yedirme ve Giydirmenin Ücret Olarak Tayin Edilmesi

Hanbeliler, bu ayetin, yedirme ve giydirmenin, hizmet akdinde ücret olarak tayin edilebileceğinin delili olduğunu ifade etmektedirler.34

17.Akitlerdeİstisna

Razi, "İnşallah beni Salihlerden bulacaksın" ifadesi ile akdin gerçekleşmesi

konusunda şeriatlar bakımından farklılık bulunabileceğini, Hz. Şuayb şeriatında

istisna ile akdin kurulmasına müsaade edilmiş olabileceğini, bunun Hz. Muhammed şeriatı için söz konusu olmadığını belirtmektedir.35

18. Hibe Akdi

Şii tefsir yazarlarından Tôsi, sekiz yıldan sonraki iki yılın hibe olacağını

ifade etmekte,36 söz konusu ayetten hibe akdine dair sonuç çıkarmış olmaktadır.

19. Tazmin Mükellefiyeti

Kurtubi'ye göre çoban, vekil konumunda olup, herhangi bir kusuru

bulunmadan hayvanlar telef olduğunda tazmin mükellefi değildir.37

20. Teberru

Söz konusu ayet, Haı:ıefi literatüründe eşya hukuku bağlamında teberru

konusu çerçevesinde delil olarak kullanılmıştır. Nitekim Serahsi, kulların bir konuda muhayyer bırakılmalarının özünde fifkıTI (merhametin) var olduğunu

söylemekte, bu haliyle Hz. Musa'nın, Hz. Şuayb'ın kızı ile evlenmesi karşılığında

sekiz yıl hizmet etmesinin, sözleşme gereği olduğunu, buna iki yıl ilavesinin

33 el-Kurtubi, el-Cami' 1i Ahkdmi'l-Kur'iin, c. Xlll, s. 267

3-1 İbn Kesir, Tefsiru İbn Kesir, c. Vl, s. 227.

35 Razi, Ebu Abdullah Fahreddin Muhammed b. Ömer Fahreddin, Mefatihü'/-gayb, Beyrut: Daru

lhyai't-Türasi'l-Arabi, 1420, c. xxıv, s. 587.

36 Tiisi, Ebu Ca'fer Muhammed b. Hasen b. Ali, et-Tibydnji tefsiri'l·Kur'dn, Kum: Menşiiratü Zevi'l­

Kurba, 1388, c. Vlll, s. 145.

37 Kurtubi, el-Cômi' li Ahkfımi'l·Kur'fın, c. XIll, s. 267

Page 11: ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı yapmakta, vaad

İSLAM VE YORUM 185

muhayyerlik değil; teberru olacağını, kendi gönlünden isterse iki yıl fazladan

çalışabileceğini söylemektedir.38

İbn Kesir, Zemahşeri ve Razi de Hz. Musa'nın sekiz yıllık hizmete ilave kendi tercihine kalmış iki yıllık hizmeti "teberru" olarak nitelendirmektedirler. 39

21. Vade Farkı

Evzai, blJ. ayeti vade farlonın meşruiyet delili olarak ifade etmiştir. Buna

göre satıcı, "bunu sana peşin lO'a, vadeli 20'ye sattım" dediğinde, müşteri bu

icaplardan birini kabul eder ve böylece akit sahih olur.40

22. Hac

Şii müfessirlerden Tabatabal, ayette sekiz yılı ifade etmek üzere geçen "hıcec" kelimesini tahlil ederken; bu kelimenin "hacc" kelimesinin cemisi

olduğunu, yılda bir hac yapıldığı için, sekiz yılı ifade etmek üzere "sekiz hac"

ifadesinin kullanıldığını belirtmekte; Hz. Musa ve Hz. Şuayb'ın hac ibadetini

bildiklerini söylemektedir.41 İbn Aşur da hac kavramını ekseninde benzer tahlile yer vermektedir.42

23. Şeru Men Kablena

Razi, bazı müçtehitlerin, bu ayeti hizmet akdinin mehir olarak ~ayin

edilebileceği konusunda delil aldıklarını, ancak söz konusu hükmün bizden

öncekilerin şeriatları bağlamında değerlendirilmesi gerekeceğini ve Hz.

Muhammed (sas) ümmeti için bağlayıcı olmayacağını ifade etmektedir. Razi bu değerlendirmesinin ardından, söz konusu şeriatta geçerli kurallara dair

değerlendirmeler yapmakta, bu şeriata göre kızın velisinin, nikah için bir kısım

menfaatleri şart koşmasının, herhangi bir bedelf mehir olmaksızın nikah akdedilmesinin mümkün olabileceğini veya akdin gereği olmayan şartların

· nikahı fasit hale getirmeyeceğini vurgulamaktadır.43

38 Serahsi, Şemsüddin Ebu Bekir Muhammed b. EbO Sehl, UsQ/ü's-Serahsi, Beyrut: Daru'l-Kitabi'l­

llmiyye, 1993, c. 1, s. 124. 39 Zemahşeri, el-Keşşat c. ili, s. 400; İbn Kesir, Tefsiru İbn Kesir, c. VI, s. 227; Razi, Mefatilıü'l-gayb,

c. xxıv, s. 587. 40 İbn Kesir, Teftiru lbn Kesir, c. VI, s. 227.

41 Tabatabai, Muhammed Hüseyin b. Muhammed b. Muhammed Hüseyin, e/-Mfzôn fi tefsfri'l­

Kur'ôn, Beyrut: Müessesetü'l-A'lemi li'l-Matbuat, 1973, c. XVI, s. 29. 42 İbn Aşiir, Teftfru't-Tahrir ve't-Tenvir, c. XX, s. 105-109.

43 Razi, Mefatihu'l-gayb, c. XXIV, s. 587.

Page 12: ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı yapmakta, vaad

186 İSLAM VE YORUM

24. el-Alız Bi Ekalli Ma Kile (En Az ile Amel Etmek)

Razi, ayette ifade edilen "sekiz yıl" ve "on yıl" şeklindeki iki süreden, az olanı

üzere nikahın gerçekleşeceğini, çünkü peygamberlerin de kolay o lanı tercih ettiklerini belirtmektedir.44 .

Şafiilere .nispet edilen,45 "J:i ~ Ji~ .b:. ~ı" şeklindeki ilke, zannilik

balamından aynı derecedeki birçok seçenekten, en az olanı ifade eden seçeneğe göre amel etmek anlamına gelmektedir.46

25. Farz-Tatavvu (Nafile) Ayrımı

Ayette belirtilen sekiz yıl zorunlu vazifeyi yani farzı ifade ederken; ilave iki

yıl, tatavu niteliğinde olup mükellefin iradesine kalmış bir durumu göstermektedir.47

26; Teklif-i Ma La Yütak

İbnü'l-Arabl'nin bu ayete dayalı olarak güç yetirilemeyenle mükellef olunamayacağı yönünde bir değerlendirme yaptığı görülmektedir. 48

27. İhsan

Taberi, sekiz yıllık sürenin on yıla tamamlanması Hz. Musa'nın "ihsan"ı olarak nitelendirmektedir:ı9

28. Ahde Vefa

Kızların babalarının " İnŞallah beni Salihlerden bulacaksın" ifadesi, "hoş sohbet'' "vefa" ve "hüsn-i muamele" olarak değerlendirilmiş, "inşallah"

ifadesinin aksine davranılabileceği analmına gelmediği vurgulanmışiır.50 ·

44 Razi, Mefatihu'l-gayb, c. XX!V, s. 587.

4s Süblô, EbQ Nasr Taceddin İbnü's-Sübki Abdülvehhab b. Ali b. Abdilkafi, el-İbhac fi şerhi'l-minhac ala minhaci'l-vusOl ifa ilmi'l-usOl, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-llmiyye, 1404, c. ili, s. 175; Razi, Muhammed b. Ömer b. Hüseyin, el-Mahsul, Riyad: Camiatü'l-imam Mumamed b. SuQd el­lslamiyye, 1400, c. VJ, s. 208; Muharrem Önder, "Farklı İçtihadi Görüşlerden En Az Miktarı Esas Alma (El-Ahzu bi ekalli mil kıyle)", İHAD, 2011, 17, s.191.

46 Süblô, e/-İbhac fi Şerhi'l-Minhfic, c. ili, s. 175.

41 Kurtubi, el-Cami' fi Ahkfimi'l-Kur'an, c. Xlll, s. 267

-111 Ebü Abdullah Muhyiddin Muhammed b. Ali lbnü'l-Arabl, Tefslru'l-Kur'ani'l-Kerim, Beyrut:

Daru'l-Yakazati'l-Arabiyye, 1968.

49 Taberi, Cfimiü'l-beyan, c. XIX, s. 564.

50 Taberi, Cfimiü'l-bey{in, c. XIX, s. 564; Ebü'l-Fazl Celaleddin Abdurrahman b. Ebi Bekr Suyuti,

Celaleddin Muhammed b. Ahmed b. Muhammed eş-Şafii Mahalli, Tefsir-i Celfileyn, Kahire: Daru'J­hadis, ty .. s. 511; Şevkanl, Fethu7-Kadfr, c. IV, s. 194; Razi, Mefatihü'/-gayb, c. XXIV, s. 587; Zemahşerl, el-Keşşaf, c. ili, s. 400.

Page 13: ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı yapmakta, vaad

İSLAM VE YORUM 187

29. Kemal Derecesi

el-Bakli tasawufi tefsir niteliğindeki eserinde, Hz. Şuayb'ın, nübüwet

nuruyla Hz. Musa'nın sekiz yılda kemale ereceğini gördüğünü, bundan dolayı sekiz yılın yeterli olacağı yönünde beyanatta bulunduğunu, ancak on yıll ık nefis

terbiyesinin kemalü'l-kemaı olacağını, bundan dolayı dilerse on · yıla

tamamlayabileceğini ifade ettiğini vurgulamaktadır.sı

30. Mükaieme Derecesi

Sekiz yıl, sonu Yüce Allah ile mükaleme/konuşma olan, sekiz ayrı

eğitim/nefis terbiyesi aşamasıdır. Sonraki iki sene ise Zat-ı ilahide fena ve hakikatle bekadır. On yıl, Hz. İbrahim'in tamamladığı ve insanlığa imam Jalındığı

on makamdır.52

Ele aldığımız ayetle ilgili akitlerden nefis terbiyesine geniş bir konu

yelpazesinin ele alındığı müşahede edilmektedir. Akitler kapsamında özellikle nikah akdi çerçevesinde aynnnlı meseleler, icare akdi ile ilgili konular, hibe akdi,

teberru, şeru men kablena, en az ile amel etme, teklif-i ma ıa yutak, kemal

derecesi, mükfileme mertebesi konuları bu ayete dayalı olarak tahlil ediİmiş; böylece hayat olaylarına dönük çözümler üretilmeye çalışılmıştır.

Sonuç

Yukarıdaki ayet ekseninde yapılan yorumların tutarlılığı, geçerliliği vs. bir yana, bir ayet üzerinden bu kadar farklı konunun ele alınmış olması, sırf

yorumlama faaliyeti bağlamında izah edilebilecek bir durum değildir.

Bu durum, yorumun bir amaç değil araç olduğunu ortaya koymaktadır.

Günümüzde yorumun bir amaç haline geldiği, farkl ı bir yorum ortaya koymuş olmak için yorumların yapıldığı dikkate alındığında; çağımızdaki din eksenli

yo~um faaliyeti ile klasik dönem yorum faaliyeti arasında ortaya konan çabanın

"tabian itibariyle" farklılık arz ettiği görülür.

Dil ve manbk gibi, yorum da klasik algıda, araç olarak kabul edilmiş,

yorumlama faaliyeti, nasslan anlamanın ve hayat olaylarına çözüm üretmenin

mekanizması olarak görülmüştür.

Yukarıda meali verilen ayet ekseninde çokça yorumun yapılmış olması da bunu göstermektedir. Ulema, sorunlarına çözüm bulmak için adeta ayetlerin her

harfinden bir mana tespit etmeye çalışmış, bir ayetle birçok probleme çözüm

üretme arayışı içine girmiştir.

51 el-Bakli, Ebu Muhammed Sadreddin Ruzbihan b. Ebi Nasr, Arôisü'/-beyôn fi hakôiki'l-Kur'an,

Beyrut: Darü'l-Kütübi'l-İlmiyye, 2008.

52 İbnü'l-Arabl, EbQ Abdullah Muhyiddin Muhammed b. Al!, Tefsiru'l-Kur'ôni'l-Kerlm, Beyrut:

Darü'l-Yakazati'l-Arabiyye, 1968.

Page 14: ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı yapmakta, vaad

188 İS LAM VE YORUM

Müçtehitlerin gayesi mücerret ilmi tecessüsten kaynaklanmak üzere, farklı

bir yorum ortaya koymaktan ziyade, Kur'an ve sünnet ekseninde bir hayat ve

medeniyet inşa etmek olmuş; bu gaye doğrultusunda, yorum amaç değil araç

olarak konumlandırılmak suretiyle içtihat ameliyesi cereyan ettirilmiştir.

KAYNAKÇA

Bakli, Ebu Muhammed Sadreddin Ruzbihan b. Ebi Nasr, Araisü'l-beyiinfi hakôiki'l­Kur'an, Beyrut: Darü'l-Kütübi'l-İlmiyye, 2008.

Beyzavi, Ebu Said Abdullah b. Ömer b. Muhammed, Envarü't-tenzil ve esrarü't-te'vil, Beyrut: Daru İhyai't-Türasi'l-Arabi, 1418.

Burhanpurlu Şeyh Nizam, el-Fetava'l-Hindiyye, Alemgiriyye: Daru'l-Fikr, 1991. Ebu İshak Burhaneddin İbrahim b. Muha.mmed İbn Müflih, e/-Mübdi' şerhu'/-muknf:

Riyad: Daru Aıemi'l-Kütüb, 2003. Gazzali, Ebu Hamid Muhammed b. Muhammed, el-Vesltfi'l-mezheb, Kahire: Daru's­

SeJam, 1417. Haraşi, Ebu Abdullah Muhammed b. Abdullah el-Maliki, el-Haraşi ala Muhtasar/

Seyyidi Halil, Beyrut: Daru'l-Fikr, ty. İbn Abdüsselam, Ebu Muhammed izzeddinAbdulaziz b. Abdüsselam b. Ebu'l-Kasım,

Kaviiidü'l-ahkam fi mesalihi'l-enam, Beyrut: Daru'l-Mearif, ty. İbn Abidin, Hiişiyetü reddi'l-muhtiir ale'd-dürri'l-muhtô.r şerhu tenvfri'/-ebsô.r,

Beyrut: Daru'I-Fikr, 2000. İbn Aşar, Muhammed Tahir, Tefsfru't-Tahrfr ve't-Tenvfr, Tunus: ed-Daru't­

Tfinusiyye, 1984. İbn Kudame, Abdullah b. Ahmed, e/-Muğnf, Beyrut: Daru'l-Fikr, 1405. · İbn Rüşd, Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed, el-Beyan ve't-tahsfl ve'ş-şerh ve't-tevcfh

ve't-ta'lfl li mesô.i/i'l-müstahrece, Beyrut: Daru'l-Garbi'l-İsJami, 1988. İbn Kesir, Ebü'l-Fida İmadüddin İsmail b. Ömer, Tefsiru İbn Kesir, yy: Daru't-Taybe,

1999. İbnü'l-Arabi, Ebu Abdullah Muhyiddin Muhammed b. Ali, Tefsfru'l-Kur'ô.ni'l-Kerfm,

Beyrut: Darü'l-Yakazati'l-Arabiyye, 1968. · · İbnü'ş-Şıhne, Ebu'l-Velid Lisanüddin Ahmed b. Mufüiıiımed b. Muhammed Sekafi · ·

Halebi, Lisanü'l-hükkamfi ma'rifeti'/-ahkôm, Kahire: Mustafa el-Babi el­Halebi, 1973.

Karafı, Şehabeddin Ebu'l-Abbas Ahmed b. İdris es-Senhaci, el-Furük ev envô.ru'/­biırük jf envô.i'l-furük, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1998.

Kasani, Ebu Bekir Alaeddin Ebu Bekir b. Mesud b. Ahmed, Bedaiu's-Sanô.i'fi tertfbi'ş-şerai: Beyrut: Daru'l-Kitabi'l-Arabi, 1982.

Kazvini, Abdulkerim b. Muhammed, Şerhu'l-azfz bi şerhi'l-vecfz, Beyrut: Daru'I­. Kütübi'l-İlmiyye, 1997.

Kurtubi, Ebu Abdullah Muhammed b. Ahmed, el-Cami' li Ahkami'l-Kur'ô.n, Mısır: Daru'l-Kütübi'l-Mısriyye, 1964.

Mansur b. Yunus b. Selahaddin el-Buhuti, Keşşafü'/-kına' an metni'l-ikna: Beyrut: Daru'l-Fikrı 1402.

Maverdi, Ebu'l-Hasan Ali b. Muhammed b. Muhammed b. Habib, el-lfô.vlfifikhi'ş-Şô.fif, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1994. .

Mustafa es-SüyOti, Sa'd b. Abduh, P{etfilibü üli'n-nühı1 fi şerhi gôyeti'l-müntehd, Dimeşk: el-Mektebetü'l-İslami, 1961. ·

Page 15: ISLAM El VE YORUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/DU069486/2017_1/2017_1_AKA.pdfdoğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı yapmakta, vaad

İSLAM VE YORUM 189

Nefravi, Ahmed b. Guneym b. Salim, el-Fevakihu'd-devanf ala risaleti İbn Ebf Zeyd el­Kayrevanf, Mektebetü's-Sekafa, ty.

Nevevi, Ebu Zekeriyya Muhyiddin Yahya b. Şeref, el-Mecmu' şerhi'l-mühezzeb, Beyrut: Darü'l-Fikr, ty.

Razi, Ebu Abdullah Fahreddin Muhammed b. Ömer Fahreddin, Mefatihü'l-9ayb, Beyrut: Daru İhyfü't-Türasi'l-Arabl, 1420.

Sav!, Ahmed b. Muhammed, Bülgatü'Halik fi akrebi'l-mesalik ifa mezhebi'l-İmam Malik, Beyrut: Daru'I-Kütübi'l-İlmiyye, 1995.

Serahsl, Şemsüddin Ebfı Bekir Muhammed b. Ebfı Sehl, el-Mebsut, Beyrut: Daru'l­Fikr, 2000.

Serahsl, Şemsüddin Ebu Bekir Muhammed b. Ebfı Sehl, Usulü's-Serahsf, Beyrut: Daru'l-Kitabi'l-ilmiyye, 1993.

Şevkani, Ebu Abdullah Muhammed b. Ali b. Muhammed el-Havlani, Fethu'l-Kadfr, Dimeşk: Daru İbn Kesir, 1414.

Şeyhizade, Damad Abdurrahman b. Muhammed b. Süleyman, Mecmaü'/-enhur fi şerhi Mülteka'l-ebhur, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1998.

Şiraz!, Ebu İshak İbrahim b. Ali b. Yusuf, el-Mühezzeb fi fikhi'l-İmam eş-Şafii, Beyrut: ty.

Tabatabfü, Muhammed Hüseyin b. Muhammed b. Muhammed Hüseyin, el-Mizan fi tefsfri'/-Kur'an, Beyrut: Müessesetü'l-A'lemi li'l-Matbuat, 1973, c. XVI, s. 29.

Taberi, Ebfı Cafer İbn Cerir Muhammed b. Cerir b. Yezid, Camiü'/-beyan fi tefsiri'l­Kur'an, Beyrut: Müessesetü'r-Risale, 2000.

Tfısl, Ebu Ca'fer Muhammed b. Hasen b. Ali, et-Tibyanft tefsiri'l-Kur'an, Kum: Menşuratü Zevi'l-Kurba, 1388.

Zemahşerl, Ebü'l-Kasım Carullah Mahmud b. Ömer b. Muhammed, el-Keşşaf an hakaiki gavamizi't-tenzil ve uyuni'/-ekavil fi vücühi't-te'vil, Beyrut: Daru'l­Kitabi'l-Arabl, 1407.

Zerkeşl, Şemseddin Muhammed b. Abdullah, Şerhu'z-zerkeşf alfi muhtasari'l-hırakf, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 2002.

Zeylal, Fahreddin Osman b. Ali, Tebyfnü'/-hakaik şerhu kenzi'd-dekaik, Kahire: Daru'l:Kütübi'l-İslfıml, 1313.