Iii - .:: İslâm Ansiklopedisi ::. Fars", JR CAS, XXX/3-4 ( 1 946). s. 294, 295, 296-297; F. Shor....

2
KASKAY 129; Hasan-e Fasa'i's. History of Persia under Qajar Rul e (tre. H. Busse). London -New York 1972, tür. yer.; L. Be ek. "Qashqa'i", Muslim Peoples, ll, 631-637; a.mlf .. "Economic Trans- formations Among Qashqa'i Nomads, 1962- . 1978", Modern Iran (ed. M. E. Bo n in e- N. R. Keddie), Albany 1981, s. 99-122; a.mlf., No- mad, A Year in the Life A Qashqa 'i Trib esman in Iran, Berkeley 1991; Sikender EmanullahT Ba- der Tran, Tahran 1374 1995, tür. yer.; G. Carrod. "The Qashqai Tribe of Fars", JR CAS, XXX/3-4 ( 1 946). s. 294, 295, 296-297; F. Shor. "We Dwelt in Kashkai Tents", National Geographic Magazin, Cl/6, Washing- ton 1952, s. 803-832 ; Mirza Bala, lA, VI, 414-417; W. Barthold, "!5.as_hl5a'i", El, ll, 837-838; F. Sümer. EP (ing.), IV, 705-706. Iii FARUK SüMER L L L L (bk. KASTiL YA). KAT' (bk. KATI'). KAT' nefes almak veya sona erdirmek kelimenin sonunda sesi kesip durmak terimi (bk. VAKF ve KATADE b. ( IJ! Ebü 'l-Hattab Katade b. Diame b. Katade el-Basri (ö. 7 /735) Müfessir tabii. _j _j _j 60 (680) veya 61 ama olarak bedevi bir aileye mensuptur . So- yu Sedus kabilesine Ailesinin çölden Beni Sedus kabilesiyle birlik- te Basra'ya göç nakledilir. meye büyük bir istek duyan Katade, Basri'nin on iki bulun- du ve ondan tefsir, hadis ve ilimlerde istifade etti. ilmiy- le ilgili rivayetleri Enes b. Malik. Ebü'I-Aii- ye er-Riyahi, Basri ve Sirin'- den Sahabeden En es b. Malik'le ta- biinden Said b. Müseyyeb, Basri, Sirin, el-Berberi, Ata b. Ebu Rebah. Ebü'l-Aiiye er-Riyahi ve da- ha pek çok kimseden hadis dinledi, 22 li ilimiere ait bilgiler edindi. Kendisinden b. Haccac. Ma' mer b. Hem- mam b. Yahya, Said b. Ebu Arube, Eban b. Yezid, Eyyub es-Sahtiyani. Evzai, Ebu Hanife ve rivayette tur. Takva sahibi belirtilen Kata- de veba 117'de (735) vefat etti. Ölüm tarihinin 118 oldu- da Siyasi büyük ol- bir dönemde · Katade herhangi bir yer ölünceye kadar ilimle ol- du . Güçlü insanlar dar- haline geldi. her (Ahmed b. Hanbel, 173). Said b. Müseyyeb'in se- kiz gün sonra onun kendisine, git, zira bende ne varsa de- s. 94) Katade dönemin revaçta olan dini ve içtimai ilimlerini özellikle tefsir Arap dili, Cahiliye Arap tarihi ve neseb ilmin- de devrinin önde gelen alimi Gerek takrirlerinde gerekse sorulara ver- cevaplarda çok defa kendi ortaya koymaktan çekinen. dönemindeki girmeyen ve Mu'tezile'den uzak duran Katade'nin, kullara ham- lederek bir anlamda kader ve Ehl-i sünnet ters ileri Yakut ise onun bu rücu tir. Ancak Zehebi, Katade'nin bu ile ahirete (A'la- mü'n-nübela' , V, 277). Hadis otoriteleri ondan "sika ravi" ve diye söz Ali b. Medini, bü- yük isnad zincirlerinin isim- leri üzerinde birinin Katade Hadisleri- ne Kütüb-i Sitte'de yer verilen Katade'- nin rivayetleri daha çok Abdürrezzak es- San'ani'nin bulun- Katade sahabe içinde sadece Enes b. Malik'ten hadis halde (Ha- kim en-Nisaburi, s. sahabiler- den de yol açan rivayet- leri sebebiyle Ebu Davüd es- Sicistani, onun bizzat otuz kadar kimseden hadis rivayet zik- Ancak Katade, rivayetlerinde "haddesena" ve "kale" hangi hadislerin rivayet zincirinin tam. hangisinin · eksik göster- bu sebeple b. Haccac, Kata- de'nin rivayet hadislerin mürsel ala- Sa'd, VII, 229). tedlls gelen bu mürselierin o dö- nemlerde sahabe- den de bu tür rivayetleri bulun- mesela Abdullah b. Ab- rivayet çok defa bu oldu- onun da sahabeden Resulullah'a nisbette rivayet ifade (Sü- yütl, 221 ). Bu büyük hadis Katade'nin rivayetleri- ni eserlerine onunla ilgili bir güven probleminin gös- termektedir. Tefsirde dördüncü ka- bul edilen. tefsir bilgisi Ahmed b. Hanbel'in övücü ifadeler Ka- tade'nin ( el-'ilel, 488; ll, 540) bu ilm e da- ir kavillerinin muteber hadis ve tefsir kay- yer onun bu sahadaki önemini gösterir. "Kur'an'da hiçbir ayet yoktur ki onun bir ol- diyen Katade'nin (Mizzl, XXlll, 51 tefsirle ilgili rivayetlerinin pek Taberi'nin mev- cuttur. Bedr, Taberi'nin tefsirinde Kata- de'ye ait SOOO kadar kavil söyler (Tefsiru s. 9, 38). Katade, Kur'an tefsirinde müfessir tabiller gibi kendisini. hadisleri, sahabe ve tabiin kavillerini, Arap dili ve ensab ve Arab bilgilerini, Arap örf ve adetlerini, az olarak da kendi re'yini ayetin ayetle tefsirinde ortaya ya- ondaki belagata, üsluba. ayetlerden getirir; ayetler münasebet üzerinde durur (örnekler için bk. Ta beri, XX, 158;XXll, 02; Abdullah Ebü' s-S uud Bedr, s. 57-61) Tef- sire dair rivayetlerinde az da olsa yat'a yer veren ve tabiiierin sözlerinden de yararlanan Katade. Arap dili ve edebi- birikimi sayesinde mana- kelimeleri kelime ve deyim bulmakta pek çok bölge ve kabileye ait örnek olarak Uygun lar seçerken gramer inceliklerine girmek yerine bu seçimdeki tarihi arka or- taya Mesela Müddessir su- resindeki "ve fe tahhir " ayetini (74/4) "tahhir (gü- nah ve masiyetten koru)" tefsir "tahhir de- diklerinde manevi bir örnekler vererek ortaya (Ta- beri, XXIX, 145 ; Kurtubl, XIX, 62-63). Ebu razi'nin fakih ta- b iiierden Katade bir olarak Kur'an'dan istifade ederken ço- Zahiriler gibi Me-

Transcript of Iii - .:: İslâm Ansiklopedisi ::. Fars", JR CAS, XXX/3-4 ( 1 946). s. 294, 295, 296-297; F. Shor....

Page 1: Iii - .:: İslâm Ansiklopedisi ::. Fars", JR CAS, XXX/3-4 ( 1 946). s. 294, 295, 296-297; F. Shor. "We Dwelt in Kashkai Tents", National Geographic Magazin, Cl/6, Washing ...

KASKAY

129; Hasan-e Fasa'i's. History of Persia under Qajar Rule (tre. H . Busse). London -New York 1972, tür. yer.; L. Be ek. "Qashqa'i", Muslim Peoples, ll, 631-637; a.mlf .. "Economic Trans­formations Among Qashqa'i Nomads, 1962-

. 1978", Modern Iran (ed. M. E. Bo n ine - N. R. Keddie), Albany 1981, s. 99-122; a .mlf., No­mad, A Year in the Life A Qashqa 'i Tribesman in Iran, Berkeley 1991; Sikender EmanullahT Ba­harvend.J'!üçneşini der Tran, Tahran 1374 hş./ 1995, tür. yer.; G. Carrod. "The Qashqai Tribe of Fars", JR CAS, XXX/3-4 ( 1 946). s. 294, 295, 296-297; F. Shor. "We Dwelt in Kashkai Tents", National Geographic Magazin, Cl/6, Washing­ton 1952, s. 803-832; Mirza Bala, "Kaşkay", lA, VI, 414-417; W. Barthold, "!5.as_hl5a'i", El, ll, 837-838; F. Sümer. "l\alliıl5.ay", EP (ing.), IV, 705-706. Iii F ARUK SüMER

L

ı

L

ı

L

L

KAŞTALE

(bk. KASTiL YA).

KAT'

(bk. KATI').

KAT' (~1)

Okuyuşta nefes almak veya kıraatİ sona erdirmek amacıyla

kelimenin sonunda sesi kesip durmak anlamında kıraat terimi

(bk. VAKF ve İBTİDA).

KATADE b. DİAME ( ~l!:.:ı IJ! ö.:ıı.§)

Ebü'l-Hattab Katade b. Diame b. Katade es-Sedfısi el-Basri

(ö. ı ı 7 /735)

Müfessir tabii.

_j

ı

_j

ı

_j

60 (680) veya 61 yılında ama olarak doğdu ; bedevi bir aileye mensuptur. So­yu Şeybanoğulları'ndan Sedus kabilesine dayanır. Ailesinin çölden Beni Şeyban'ın yanına, ardından Sedus kabilesiyle birlik­te Basra'ya göç ettiği nakledilir. Öğren­meye karşı büyük bir istek duyan Katade, Hasan-ı Basri'nin yanında on iki yıl bulun­du ve ondan kıraat, tefsir, hadis ve diğer ilimlerde istifade etti. Ayrıca kıraat ilmiy­le ilgili rivayetleri Enes b. Malik. Ebü'I-Aii­ye er-Riyahi, Hasan-ı Basri ve İbn Sirin'­den aldı. Sahabeden En es b. Malik'le ta­biinden Said b. Müseyyeb, Hasan-ı Basri, İbn Sirin, İkrime el-Berberi, Ata b. Ebu Rebah. Şa'bi, Ebü'l-Aiiye er-Riyahi ve da­ha pek çok kimseden hadis dinledi, çeşit-

22

li ilimiere ait bilgiler edindi. Kendisinden Şu'be b. Haccac. Ma'mer b. Raşid, Hem­mam b. Yahya, Said b. Ebu Arube, Eban b. Yezid, Eyyub es-Sahtiyani. Evzai, Ebu Hanife ve diğerleri rivayette bulunmuş­tur. Takva sahibi olduğu belirtilen Kata­de Vasıt'ta çıkan veba salgınında 117'de (735) vefat etti. Ölüm tarihinin 118 oldu­ğu da kaydedilmiştir.

Siyasi bakımdan büyük çalkantıların ol­duğu bir dönemde yaşamasına rağmen

· Katade herhangi bir tarafın yanında yer almadı, ölünceye kadar ilimle meşgul ol­du. Güçlü hafızası insanlar arasında dar­bımesel haline geldi. Duyduğu her şeyi ezberlediğini söylediği (Ahmed b. Hanbel , ı. 173). Said b. Müseyyeb'in yanında se­kiz gün kaldıktan sonra onun kendisine, "Artık git, zira bende ne varsa aldın" de­diği (ŞTrazl, s. 94) zikredilmiştir.

Katade dönemin revaçta olan dini ve içtimai ilimlerini öğrenmiş, özellikle tefsir alanında uzmanlaşmış. ayrıca Arap dili, Cahiliye şiiri, Arap tarihi ve neseb ilmin­de devrinin önde gelen alimi olmuştur. Gerek takrirlerinde gerekse sorulara ver­diği cevaplarda çok defa kendi görüşünü ortaya koymaktan çekinen. dönemindeki tartışmalara girmeyen ve Mu'tezile'den uzak duran Katade'nin, şerri kullara ham­lederek bir anlamda kader kapsamından çıkardığı ve Ehl-i sünnet inancına ters düştüğü ileri sürülmüş. Yakut ise onun bu düşüncesinden rücu ettiğini söylemiş­tir. Ancak Zehebi, Katade'nin bu düşünce ile ahirete göçtüğü görüşündedir (A'la­mü'n-nübela', V, 277).

Hadis otoriteleri ondan "sika ravi" ve "hafız" diye söz etmiş, Ali b. Medini, bü­yük şehirlerdeki isnad zincirlerinin isim­leri üzerinde kesiştiği altı kişiden birinin Katade olduğunu söylemiştir. Hadisleri­ne Kütüb-i Sitte'de yer verilen Katade'­nin rivayetleri daha çok Abdürrezzak es­San'ani'nin eJ-Muşannef'inde bulun­maktadır. Katade sahabe içinde sadece Enes b. Malik'ten hadis aldığı halde (Ha­kim en-Nisaburi, s. ı ı ı) başka sahabiler­den de aldığı anlayışına yol açan rivayet­leri sebebiyle eleştirilmiş. Ebu Davüd es­Sicistani, onun bizzat dinlemediği otuz kadar kimseden hadis rivayet ettiğini zik­retmiştir. Ancak Katade, rivayetlerinde kullandığı "haddesena" ve "kale" Iafızla­rıyla hangi hadislerin rivayet zincirinin tam. hangisinin ·eksik olduğunu göster­miş, bu sebeple Şu'be b. Haccac, Kata­de'nin rivayet ettiği hadislerin mürsel ala­nıyla olmayanını ayırabildiğini söylemiştir

(İbn Sa'd, VII, 229). Diğertaraftan tedlls

anlamına gelen bu çeşit mürselierin o dö­nemlerde çokyadırganmadığı, sahabe­den de bu tür rivayetleri olanların bulun­duğu belirtilmiş, mesela Abdullah b. Ab­bas'ın rivayet tarzının çok defa bu oldu­ğu, onun da sahabeden alıp Resulullah'a nisbette rivayet ettiği ifade edilmiştir (Sü­yütl, ı. 221 ). Bu eleştirilere rağmen büyük hadis imamlarının Katade'nin rivayetleri­ni eserlerine almış olması onunla ilgili bir güven probleminin bulunmadığını gös­termektedir.

Tefsirde dördüncü tabakanın başı ka­bul edilen. tefsir bilgisi hakkında Ahmed b. Hanbel'in övücü ifadeler kullandığı Ka­tade'nin ( el-'ilel, ı . 488; ll, 540) bu ilm e da­ir kavillerinin muteber hadis ve tefsir kay­naklarında yer alması onun bu sahadaki önemini gösterir. "Kur'an'da hiçbir ayet yoktur ki onun hakkında bir şey işitmiş ol­mayayım" diyen Katade'nin (Mizzl, XXlll,

51 ı) tefsirle ilgili rivayetlerinin pek çoğu Taberi'nin el-Cami'u'l-beyan'ında mev­cuttur. Bedr, Taberi'nin tefsirinde Kata­de'ye ait SOOO kadar kavil bulunduğunu söyler (Tefsiru ~atade, s. 9, 38). Katade, Kur'an tefsirinde diğer müfessir tabiller gibi sırasıyla Kur'an'ın kendisini. hadisleri, sahabe ve tabiin kavillerini, Arap dili ve şiirini, ensab ve eyyam-ı Arab bilgilerini, Arap örf ve adetlerini , az olarak da kendi re'yini kullanır; ayetin ayetle tefsirinde anlamı ortaya çıkarmaya çalışmanın ya­nında ondaki belagata, üsluba. lafızlara başka ayetlerden şahitler getirir; ayetler arasındaki münasebet üzerinde durur (örnekler için bk. Ta beri, XX, 158;XXll, ı 02;

Abdullah Ebü's-Suud Bedr, s. 57-61) Tef­sire dair rivayetlerinde az da olsa İsraili­yat'a yer veren ve tabiiierin sözlerinden de yararlanan Katade. Arap dili ve edebi­yatı alanındaki birikimi sayesinde mana­sı kapalı kelimeleri açıklarken eş anlamlı kelime ve deyim bulmakta zorlanmamış, pek çok bölge ve kabileye ait kullanışiarı örnek olarak zikretmiştir. Uygun karşılık­lar seçerken gramer inceliklerine girmek yerine bu seçimdeki tarihi arka planı or­taya koymuştur. Mesela Müddessir su­resindeki "ve şiyabeke fe tahhir" ayetini (74/4 ) "tahhir mine'l-işmi ve'l-ma<aşi (gü­nah ve masiyetten koru)" şeklinde tefsir etmiş, Araplar'ın "tahhir şiyabeke" de­diklerinde manevi bir şeyi amaçladıklarını örnekler vererek ortaya koymuştur (Ta­beri, XXIX, 145 ; Kurtubl, XIX, 62-63).

Ebu İshak eş-Şi razi'nin Basralı fakih ta­b iiierden saydığı Katade bir fıkıh kaynağı olarak Kur'an'dan istifade ederken ço­ğunlukla Zahiriler gibi davranmıştır. Me-

Page 2: Iii - .:: İslâm Ansiklopedisi ::. Fars", JR CAS, XXX/3-4 ( 1 946). s. 294, 295, 296-297; F. Shor. "We Dwelt in Kashkai Tents", National Geographic Magazin, Cl/6, Washing ...

sela selam verildiğinde ona icabet edilme­sini emreden ayetin (en-Nisa 4/86) zahi­rine dayanarak namaz kılan kimsenin ve­rilen selama namazını bozmaksızın sesli olarak icabet etmesi gerektiğini savun­. muştur (Kurtub!, V. 299; diğer örnekler için bk. Abdullah Ebü's-SuGd Bedr, s. 87-91).

Katade'den gelen neshe dair rivayetler onun neshi "izale, unutturma. daha iyisiy­le değiştirme. bir yerden başka bir yere nakletme ve birini ortadan kaldırıp yerine bir başkasını koyma" anlamlarında kul­landığı anlaşılmaktadır (a.g.e., s. 91-103).

isra süresindeki ebeveyne iyi davranmay­la ilgili ayetin ( 17/23-24) dua ve istiğfar bölümünün. Hz. Peygamber'in ve mü­minlerin en yakınları bile olsa müşrikler için istiğfarda bulunamayacaklarını bil­diren ayetle (et-Tevbe 9/113) neshedildi­ğini söylemesi (en-Nasil]. ve'l-mensul]., s. 47) onun nesih hakkındaki anlayışının ör­neklerinden biridir. Nüzül sebepleriyle il­gili rivayetlerden de yararlanan Katade bu maksatla bazı zayıf rivayetleri de nak­letmiş. bazı ahlaki ayetlerin tefsirinde Ha­san-ı Basri'nin yolundan giderek öğütler vermiş. akli yorumlara fazla iltifat etme­miştir. Kur'an kıraatine dair kendine has tercihleri bulunan Katade. mesela Maide süresindeki abdestle ilgili ayette ( 5/6) ge­çen ve cumhurun nasb ile okuduğu ke­limeyi kesre ile "ve ercüliküm" şeklinde okumuştur (örnekler için bk. Abd ullah Ebü's-SuGd Bedr, s. 81-87).

Eserleri. 1. Kitabü't-Tefsir. ibnü'n-Ne­dlm'in biri Said b. Beşir; diğeri Muham­med b. Sevr- Ma'mer b. Raşid tarikiyle olmak üzere iki rivayetinden söz ettiği ve Fuat Sezgin'in Hatlb el-Bağdadl tarafın­dan kullanıldığını belirttiği eserin günü­müze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir. z. en-Nasil]. ve'l-mensul]. ii kitabillah (nşr. Hatim Salih ed-Damin. bk. bibl) 3. 'Avaşirü'l-Kur'an (İbn Sa'd, VII, 273). 4.

. Kitôbü'J-Menasik(Darü'l-kütübi'z-Zahi­riyye, Mecami', nr. 41/12).

Abdullah Ebü's-Suüd Bedr, Camiatü'l­Kahire külliyyetü't-terbiye'de yüksek li­sans tezi olarak hazırladığı Tefsiru Kata­de: Dirase li'l-müfessir ve menheci tefsirih adlı çalışmasını yayımlamış (Ka­hire 1399/1979). Fahri Gökcan, Katade b. Difıme ve Tefsiri adıyla doçentlik tezi ha­zırlamıştır ( 1977, Erzurum Atatürk Üni­versitesi islam! İlimler Fakültesi) . Ömer Yusuf Kemal de Medine'de el-Camiatü'l­islamiyye'de Katade b. Di'ame es-Se­dusive tefsiruhu (i-lll, 140111981) ismiy­le bir yüksek lisans tezi yapmıştır.

BİBLİYOGRAFYA :

Katade b. Diame. en-Nasil] ue'l-mensütı [f ki­tiibillatı (Erba'atü kütüb fl'n-nasitı ue'l-men­sütı içinde, nşr. Hatim Salih ed-Damin). Bağdad 1406/1985, s. 47; Wensinck, el-Mu'cem, VIII, 225; İbn Sa'd, et-Tabal!:at, VII, 229-231, 273; Ahmed b. Hanbel. el-'İlel (Vasiyyullah). 1, 173, 174, 488; ll, 304, 540; lll, 233, 242, 244; Taberl, Cami'u'l-beyan(Bulak). XVII, 10; XX, 158; XXII, 102; XXIX, 145; İbn EbQ Hatim. el-Cer/:ı ue't-ta'­dil, VII, 133; İbn Hibban, eş-Şi/!:i'it, V, 321-323; İbnQ'n-Nedim, el-Fihrist (Teceddüd). s. 36; Ha­kim en-NisabQrl. Ma'ri[etü 'ulümi'l-f:ıadiş (nşr. Seyyid Muazzam Hüseyin). Kahire 1937, s. 111; Şirazi. Tabal!:atü'l-ful!:aha', s. 94-95; Sem'anl. el-Ensab, VII, 57-58;Yakot. Mu'cemü'l-üdeba', XVII, 9-10; Kurtubi, el-Cami' (nşr. M. ibrahim M. Hifnavl- Mahmud Hamid Osman). Kahire 1416/1996, V, 299; Xl, 294; XIX, 62-63; Mizzl, Teh;;lbü 'i-Kemal, XXIII, 498-517; Zehebi. A 'la­mü'n-nübela', V, 269-283 ; Zerkeşi, el-Burhan, ll, 28, 158; İbnü'I-Cezeri, Gayetü 'n-Nihaye, ll, 25-26; İbn Hacer. Ta'rlfü ehli't-takdls bi-mera­tibi'l-meuşüfin bi't-tedllş (nşr. Ahmed b. Ali Seyr el-Mübarekl). Riyad 1413/1993, s. 146-147;Sü­yQti, Tedrlbü'r-raul (nşr. Abdülvehhab Abdülla­tlf). Kahire 1379/1959, ı, 221; DavQdi, Tabaka­tü '1-müfessirln, ll, 43-44; Keşfü '?·?Un ün, 1, 430, 456; Sezgin. GAS, 1, 31-32; Abdullah Ebu's­Suud Bedr, Te[siru ~atade: Dirase li'l-müfessir ue menheci te[slrih, Kahire 1399/1979, s. 9, 38,48-54,57-67,74,75, 81-104; Muhammed Ra'fet Said, Ma'mer b. Riişid eş-Şan'anl, Riyad 1403/1983, s. 44-45; Ch. Pellat, "Katade b. Di<ama", EJ2 (ing.). IV, 748.

L

Iii ABDÜLHAMİT BiRIŞIK

KATADE b. İDRIS (<..)"'!..)~!..:,.! ö~l,;j )

Ebo Uzeyyiz Katade b. İdris b. Mutain el-Mekki el-Haseni

(ö. 618/1221 [?])

Mekke şeriflerinin ceddi ve ilk Mekke şerifi.

_j

Yenbu' vadisindeki Alkame'de doğdu .

Hz. Hasan'ın soyundandır. Yetişip Yenbu'­daki kabBelere otoritesini kabul ettirdik­ten sonra hakimiyet alanını genişletmeye çalıştı. Önce kendisini destekleyen kabile­lerle Mekke üzerine yürüdü ve şehri ele geçirip Haşimller'in Hevaşim (Beni Ha­ş i m. Beni Füleyte) adı verilen kolunun 455 (1063) yılından beri devam eden hakimi­yetine son verdi. Katade'nin Mekke'yi ele geçirdiği tarih konusunda farklı bilgiler mevcut olup genellikle kabul edilen 27 Receb 596'dır (13 Mayıs 1200) . Katade daha sonra Medine üzerine yürüdü ( 60 ı 1. 1204). Ancak Hüseyin b. Ali kolundan ge­len Medine Emlri Salim b. Kasım, Katade yolda iken yaptığı saldırıyla onu geri dön­mek zorunda bıraktı. Arkasından da Mek­ke'yi kuşattı: fakat bir netice alamadı.

KATADE b. iDRTS

Abbasller ve Eyyübller Hicaz'da nüfuz mücadelesi yaparken Katade, onları tanı ­

makla beraber esasen Arabistan yarıma­dasında bağımsız bir devlet kurmaya çalı­şıyordu. Bu amaçla elindeki politik imkan­ları kullandı. Mekke ve çevresinin strate­jik öneminden dolayı Mekke surlarını ta­mir ettirdi, Yenbu'a kale yaptırdı, Taif'i ele geçirip Sakifli kabileleri itaat altına aldı ve askeri gücünü arttırdı.

Katade b. idrls 609 (1213) yılında, ken­disine çok benzeyen kuzeninin Abbas! ha­lifesinin müttefıki Alamut hakimi Celaled­din'in annesiyle birlikte hacca gelen İsma­illler tarafından öldürülmesi üzerine as­lında suikastın şahsına yapılmak istendi­ğini iddia ederek bu olaydan Halife Na­sır- Lidlnillah'ı sorumlu tuttu ve ırak'tan gelen hac kervanlarını yağmalattı. Bir sü­re sonra halife onu Bağdat'a davet etti. Bu ziyaretin gerçekleşip gerçekleşmediği belli olmamakla birlikte halifenin Kata­de'yi kazanmak için ona hediyeler, hi!' at­lar yolladığı bilinmektedir. Bu durum ay­nı zamanda Katade'nin taşıdığı önemi ve etkisini göstermektedir. 61 7 ( 1220) yılın­da Katade yine Medine'yi ele geçirmeyi denediyse de hastalanması sebebiyle Mekke'ye geri dönmek zorunda kaldı. Bu sırada veliahtlık meselesi yüzünden arn­casını öldüren oğlu Hasan'la arasında çı­kan tartışma sonunda doksan yaşının üzerinde iken oğlu tarafından öldürüldü (617/1220 veya 618/1221 ).

Otoritesi Yemen sınırlarından Medine'­ye ve Necid'in batı taraflarından Yenbu' sahillerine kadar uzanan Katade'nin ha­kim olduğu yerlerde hutbeler kendi adın­dan önce Abbas! Halifesi Nasır- Lidlnil­lah'ın adına okunmakla beraber halifenin fiili otoritesi söz konusu değildi. Kaynak­ların güçlü, heybetli ve cesaretli bir kişi olduğunu belirttiği Katade muhtemelen Şii idi ve şairliğiyle de tanınıyordu. Chris­tian Snouck- H urgronje on un şiirleriyle ilgili bir çalışma yapmıştır ( Verspreide Geschri{ten, Bonn-Leipzig 1923-1927, III, 355 vd.) Mekke Suudller'in eline geçince­ye kadar ( 1924) onun ahfadı tarafından yönetil di.

BİBLİYOGRAFYA :

ibnO'I-Eslr, el-Kamil, XII, 401 vd.; EbQ Şame, e;;-leyl 'ale 'r-Rauzateyn, s. 123; EbO'I-Fida, el­Mul]taşar, istanbul1286/1869-70, lll, 137; Ze­hebi, A'lamü'n-nübela', XXII, 160; a.mlf .. Tarl­tıu'L-islam: sene 611-620, s. 323-324; İbn Ine­be, 'Umdetü't-talib, Beyrut, ts . (Daru mektebe­ti'l-hayat). s. 166-167; Fasi. el-'İ/!:dü 'ş-şemln, VII, 39-61;a.mlf., Şifa'ü'l-garam(nşr. Abdüs­se lam Tedmüri). Beyrut 1985, 1, 26; ll, 325, 370 vd.; Makrizl. Sülük (Ziyade). 1/1-2, s. 206; İbn

23