Gazi Dis Fak s01 y1994webftp.gazi.edu.tr/gudisdergi/yayinlar/1994/Gazi_Dis_Fak...35 159 Mandibula...

122
Y.Doç.Dr. Nilüfer DARENDELİLER GAZI ÜNİ VERSİTESİ DİŞHEKİMLİGİ FAKÜLTESİ DERG İ S İ THE JOURNAL OF THE DENTAL FACULTY OF GAZİ UNIVERSITY CİLT: 11 OCAK-1994 SAYI : 1 ftoT. ik loafer DARENDELİLER Dip. 1987/397

Transcript of Gazi Dis Fak s01 y1994webftp.gazi.edu.tr/gudisdergi/yayinlar/1994/Gazi_Dis_Fak...35 159 Mandibula...

  • Y.Doç.Dr. Nilüfer DARENDELİLER

    GAZI ÜNİVERSİTESİ

    DİŞHEKİMLİGİ FAKÜLTESİ DERGİSİ

    THE JOURNAL OF THE DENTAL FACULTY OF GAZİ UNIVERSITY

    CİLT: 11 OCAK-1994 SAYI : 1

    ftoT. ik loafer DARENDELİLER Dip. 1987/397

  • T.C. GAZİ

    ÜNİVERSİTESİ

    DİŞHEKİMLİĞÎ FAKÜLTESİ

    YAYIN KOMİSYONU

    BAŞKAN Prof. Dr. Mustafa TÜRKER

    ÜYE Prof. Dr. Oktay ÜNER

    U YE Prof. Dr. Erol DEMİREL

    ÜYE Prof. Dr. Şule YÜCETAŞ

    Prof. ÜYE Dr. Tayfun ALAÇAM

    DERGİ Emek Mah. 82. Sokak No.: 4

    YAZIŞMA ADRESİ : Tel: 212 62 20 06510 ANKARA/TÜRKİYE

    GAZİ ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ

    BASIMEVİ

  • İ Ç İ N D E K İ L E R

    C O N T E N T E S

    ARAŞTIRMALAR

    RESEARCH

    1 Farklı Kraniofasial Morfolojiye Sahip Bireylerde Masseter ve Anterior Temporal Kas-ların Biyomekanik Avantajlarının Değerlendirilmesi.

    Evaluation of the Biomechanical Advantage of Masseter and Anterior Temporal Musc-les in the Subjects with Different Craniofacial Morphology.

    Oktay ÜNER, Emel Yücel EROĞLU, Müfide DİNÇER, Nilüfer DARENDELİLER

    13 Toplumumuzda Genç Erişkinlerde Kraniomandibular Disfonksiyon Prevalansının Araştırıl-ması.

    The Prevalence of Craniomandibular Dysfunction Among Young Adults in Turkish Popu-lation.

    Oktay ÜNER, Emel Yücel EROĞLU, Pervin İMİRZALIOĞLU

    23 İki Farklı Yapıştırıcı Simanın Pulpa Cevabının Histopatolojik Olarak İncelenmesi.

    Pulp Response to Glass lonomer and Resin Luting Cements. A Histopathological Study.

    Hişam DEMİRKÖPRÜLÜ, Dilek NALBANT Funda DÖNMEZ, Erol DEMİREL, Tülin OYGÜR

    29 Yarı Ayarlanabilir Artikülatörlere Yüz Arkı ile Transferin Güvenilirliği.

    The Reliability of Transferring the Face-bow Recordings to the Semiadjustable Articu-lators.

    Ali ZAİMOĞLU, Nehir ÖZDEN, Emel Yücel EROĞLU, Funda AKALTAN

    35 159 Mandibula Fraktürü Olgusunun İrdelenmesi. Analysis of 159 Mandibular

    Fractures Cases. Uğur KOÇER, Ahmet YAZICI, A. Teoman TELLİOĞLU, N. Cihat BARAN,

    Ömer ŞENSÖZ

    41 Türk Toplumunda Kürek Biçimindeki Üst Kesici Dişlerin ve Dens Invaginatus Sıklığının Araştırılması.

    The Investigation of Prevalance of Dens Invaginatus and Shovel-Shaped Maxillary Inci-sors in Turkish Population.

    Kemal KARAKURUMER, Serhat KOFOĞLU, Tuncer ÖZEN, S. Tuna ÜSTÜN

    — I l l —

  • 47 Çeşitli Kompozit Rezin Esaslı Restorasyon Materyallerinin Dentin Pinlerine Tutunma De-ğerlerinin Karşılaştırılması.

    Bond Strenght of Various Composite Resins to the Self Threading Pins.

    Dilek NALBANT, Hişam DEMİRKÖÜRÜLÜ, Levent NALBANT, İlgi BARAN

    53 Dezenfektan Katkılı Dönüşümsüz Bir Hidrokolloid Ölçü Maddesinin Antibakteriyal ve An-tifungal Etkisinin İncelenmesi.

    Evaluation of the Antibacterial and Antifungai Effects of an Hydfocolloid impression Material.

    Hişam DEMİRKÖPRÜLÜ, Belma ASIM, Engin KOCABALKAN, Yavuz BAYATLI, Dilek NALBANT

    59 Hidrokolloid Ölçü Maddelerinin Dezenfeksiyonunun Alçı Modelin Niteliği Üzerine Etkisi.

    Effects of Disinfectants on the Reproduction of Surface Detail of Irreversible Hydrocol-loid Impressions.

    Yüksel TÜRKÖZ, Gülay KANSU

    67 Sabit Protezlerde Kullanılan İki Estetik Materyalin Sertlik ve Yüzey Özelliklerinin İnce-lenmesi.

    Evaluation of Hardness and Surface Properties of Two Esthetic Materials Polymerized By Different Techniques in Fixed Prosthodontics.

    Yüksel TÜRKÖZ, Gülay KANSU

    73 Çeşitli Protez Temizleyici Ajanların Akrilik Kaide Materyalinin Yüzey Sertliği ve Yatay Dayanıklılığına Etkisi.

    The Effect of Denture Cleansers on the Surface Hardness and Flexural Strengths of Denture Base Acrylic Resins.

    Dilek NALBANT, Hişam DEMİRKÖPRÜLÜ, Özgül KARACAER, Engin KOCABALKAN

    79 Çeşitli Smear Uzaklaştırıcı Ajanlara Pulpa Cevabının Histopatolojik Olarak İncelenmesi.

    Pulp Response to Various Smear Layer Removal Agents. A Histopathological Study.

    Cihan AKÇABOY, Özgül KARACAER, Hişam DEMİRKÖPRÜLÜ, Dilek NALBANT, Tülin OYGÜR

    87 Değişik Kenar Bitim Açılarıyla Hazırlanan Metal Alaşımların Yüzeyel Pörözite Yoğunluğu ve Döküm Hatası Yönünden İncelenmesi.

    The Evaluation -of Metal Alloys Prepared by Different Marginal Angles in Terms of the Superficial Porosity Density and the Casting Mistake.

    Carter YILMAZ, Suat YALUĞ, Handan YILMAZ, Turan KORKMAZ, Cemal AYDIN

    — IV —

  • VAKA BİLDİRİMİ

    CASE REPORT

    95 Ortognatik Cerrahi Sınırlarının Belirlenmesi : Bir Olgu Nedeniyle.

    Defining the Limits of Ortognathic Surgery - A Case Report.

    Emel Yücel EROĞLU

    103 Vaskülarize Kalvarial Kemik Flebi ile Mandibula Kırığı Sonrasında Gelişen Non-Union Onarımı.

    Vascularized Calvarial Bone Flap Technique for Repair of Non-Union Mandibular Frac-tures.

    Uğur KOÇER, Ali Teoman TELLİOĞLU, Ahmet YAZICI, Cihat Hazmi BARAN, Ayşegül PERÇİN, Selim ÇELEBÎOĞLU, Ömer ŞENSÖZ

    107 Bir Olgu Nedeni ile Sklerozan Garre Osteomyeliti. Sclerosing

    Osteomyelitis of Garre : A Case Report. Ahmet

    KÖYBAŞIOĞLU, Salih SARAÇGİL, Derviş YILMAZ

  • YAYIN KURALLARI

    1. Gazi Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dergisi Fakülte'nin yayın organıdır. Dişhe kimliği ve Tıp Dallarında yapılan araştırma lar, vaka takdimleri ve derlemeler yayınla nır.

    2. Gazi Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dergisi yılda 2 sayı olarak yayınlanır ve iki sayıda bir cilt tamamlanır.

    3. Başka yerde yayınlanan yazılar dergiye alınmaz. Çeviriler eser sahibinin imzası, izin belgeleri ve asılları ile birlikte gönde rilmelidir.

    4. Araştırmalar ve derlemeler 15, vaka takdim leri 5 daktilo sayfasını geçmemelidir. Da ha uzun yazıları yayın kurulu kısaltmakta serbesttir. Metinler daktilo ile standart daktilo kâğıdına ve sayfanın bir yüzüne iki satır aralıklı olarak yazılarak yayın kurulu na iki nüsha halinde teslim edilmelidir. Sayfanın sağ ve solunda ikişer santimetre aralık bırakılmalıdır. Pelür ya da başka tür kâğıda yazılmış nüshalar kabul edilmez.

    5. Başlıklar metne uygun, kısa ve açık ifadeli olmalıdır. Yazarın veya yazarların akade mik unvanları, adlan ve soyadları başlığın alt ve ortasına konmalıdır. Yazarların çalış tıkları kurumların adları, soyadlarının sonu na konulacak (*) işareti ile birinci sayfanın altında not halinde bildirilmelidir.

    6. Araştırmaların yazılış düzeni şöyle olmalı dır : Özet (Türkçe), Özet (Yabancı dilde, ko nu başlığı ile birlikte), Giriş, Materyal ve Metod, Bulgular, Tartışma, Yararlanılan Kay naklar ve Yazışma Adresi. Yazışma adre sinde gereğinde bağlantı kurulacak yazarın telefon numarasıda bulunmalıdır.

    7. Yazının anlamını ifade edecek nitelikte en az 5 satır Türkçe özetle birlikte, bu özetin ingilizce, Almanca veya Fransızca çevirile ri yazılmalıdır.

    8. Türkçe özetin altına konuyu tanımlayabile cek en az 2 anahtar kelime ve yabancı dil-

    de özetin altına bunların yabancı dildeki karşılıkları yazılmalıdır.

    9. Resimler net ve parlak fotoğraf kâğıdına basılmış ve resim ebatları (13x15) olma-lıdır. Grafik, diyagram ve şemalar çini mü-rekkebi ve aydınger kâğıdına veya şablon kartonuna çizilmelidir. Bunların arkasına yazar adı, yazı başlığı, şekil numarası ve yerleri ayrı bir zarf içinde yazıya eklenme-lidir. Klişelerin konulacağı yerler yazı içe-risinde de işaretlenmelidir. Grafik, diyag-ram ve şekil altı yazılar metin dışında ayrı bir daktilo kâğıdına yazılmalıdır. Tablolar bir başlık bulundurmalıdır. Fotomikrograf-larda boyama yöntemi ve büyütme göste-rilmelidir. İElektromikrograflarda ve scan-ning elektronmikrograflarda büyütme bulun-malıdır. Tablo numarası üzerinde romen ra-kamıyla, şekiller altta normal rakamlarla gösterilir.

    10. Dergi basım koşulları uygun olduğunda, renkli fotoğraf basımı ücret karşılığında mümkündür.

    11. Yararlanılan kaynaklar ya metindeki geçiş sırasına göre veya yazarların soyadlarına göre alfabetik olarak düzenlenmelidir. Ya rarlanılan kaynakların yazılış şekli şu sıra ya göre olmalıdır :

    a) Dergiler: Yazarın soyadı, adının ilk harf leri, yazının başlığı, derginin kısaltılmış adı, cilt numarası, sayfa numarası, yılı. Dergi isimleri «Index Medicus»da veri len listeye göre kısaltılmalıdır.

    b) Kitaplar: Yazarın soyadı, adının ilk harf leri, kitabın adı, baskı veya cilt numara sı, basıldığı basımevi, basıldığı şehir, yılı.

    12. Dergiye gönderilecek yazılarda imlâ ve ter minoloji yönünden şu noktalara dikkat edil mesi gerekmektedir. Anatomi terimlerinin Latinceleri kullanılmalı ve bunlar tırnak içe risinde orijinal imlâsı ile yazılmalıdır. Diş-

    — VII —

  • hekimliği ve Tıp diline yerleşmiş terimler söylendiği şekilde yazıldıktan sonra paran-tez içerisinde orijinal yazılış şekli belirtil-melidir.

    13. Metin içindeki sayfa üstlerine yazmak ama cıyla, yazarlar konu başlıklarını beş kelime yi geçmeyecek şekilde kısaltarak birinci sayfanın en başına parantez içerisinde bil dirmek zorundadırlar.

    14. Dergide yayınlanacak yazıların bilimsel ni teliğinden yazar ya da yazarlar sorumludur. Bilimsel yayınlar ile tenkitler ve cevapları «Editöre Mektuplar» bölümünde yayınlanır.

    15. Dergi ile ilgili her hususta Gazi Üniversi tesi Dişhekimliği Fakültesi Dergisi Yayın Komisyonu Başkanlığı ile bağlantı kurulur. Yayınlanması istenilen makalelerin başvu ruları bir dilekçe ile Yayın Komisyonu Baş kanlığına yapılır.

    16. Yayın Kurulunun, yayın kurallarına uyma yan yazılan yayınlamamak, düzeltilmek üze re yazarına geri gönderme yetkisi vardır. Yayın komisyonuna gelen yazılar şekil yö nünden incelendikten sonra danışma kuru luna gönderilir. Danışma Kurulunun en az 15 gün içindeki incelemesi sonucunda olum lu rapor alınan makalelere yayınlanabilir raporu verilebilir. Yayınlanması kabul edi len yazılar sıraya alınır.

    17. Yayınlanmak üzere gönderilen yazılar her hangi bir siyasal düşünceyi ve uygulamayı içerir, savunur ya da eleştirir mahiyette olamaz.

    18. Dergide yayınlanan yazıların telif hakkı Ga zi Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi'ne aittir, başka yerde yayınlanamaz. Dergide yayınlanan yazılara Gazi Üniversitesi Rek- törlüğü'nce belirlenecek esaslar içinde te lif hakkı ödenir.

    — VIII —

  • G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt XI, Sayı 1, Sayfa 1 -12, 1994

    FARKLI KRANİOFASİAL MORFOLOJİYE SAHİP BİREYLERDE MASSETER VE ANTERIOR TEMPORAL KASLARIN BİYOMEKANİK AVANTAJLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

    Prof. Dr. Oktay ÜNER* Yrd. Doç. Dr. Emel Yücel - EROĞLU" Dr. Nilüfer DARENDELİLER***

    Doç. Dr. Müfide DİNÇER**

    Ö Z E T

    Farklı kraniofasial yapıya sahip bireylerde masseter ve anterior temporal kasların biyome-kanik avantajları değerlendirildi. Araştırma ma-teryalini; sagital ve vertikal olarak farklı kranio-fasiyal yapıya sahip bireylerden elde edilen 114 lateral sefalometrik film oluşturdu. Her iki kasa ilişkin mekanik avantaj değerleri düşük açılı gruplarda yüksek değerde bulunurken, yüksek açılı gruplarda bu değerler düşük bulundu. Bu çalışmada kullanılan statik biyomekanik mode-lin, değişen kraniofasiyal ilişkilerin değerlendi-rilmesinde yetkin bir metod olduğu sonucuna varıldı.

    Anahtar Kelimeler : Kraniofasial morfoloji, Masseter kas, Anterior temporal kas, Biyome-kanik avantaj.

    SUMMARY

    «Evaluation of the Biomechanical Advantage of Masseter and Anterior Temporal Muscles in the Subjects with Different Craniofacial Morpho-logy»

    The biomechanical advantage of masseter and anterior temporal muscles were evaluated in different craniofacial morphology. The mate-rial consisted of 114 lateral cephalograms of adult subjects with sagittaly and vertically different craniofacial morphology. In low angle groups, the mechanical advantages of both musc-les were found to be the highest value, whereas in high angle groups their values were the lowest. The static biomechanical model used in this study were found to be valuable method for evaluation of changing craniofacial morpho-logy.

    Key Words : Craniofacial morphology, Mas-seter muscle, Anterior temporal muscle, Biomec-hanical advantage.

    GİRİŞ

    Stomatognatik sistemin birer parçası olan nöromuskuler yapılar ile iskelet yapılar arasın-da hem kraniofasial morfolojisi normal hem de anormal bireylerde homeostatik mekanizmala-rın kontrol ettiği bir denge vardır ve bu yapıla-rın birbirleriyle olan etkileşimleri de gelişimle-rinde önemli rol oynamaktadır (1). Graber(2)'e göre herhangi bir nedenle denge bozulursa ge-nellikle kemik bu uyumsuzluğa boyun eğmekte ve/veya kas fonksiyonları morfogenetik kalıba uyum sağlayabilmektedir. Kas fonksiyon-

    larındaki bu değişim normal gelişim gösteren kraniofasial yapılarda morfolojik değişime yol açabileceği gibi gelişmekte olan mevcut ano-malinin şiddetlenmesine de neden olabilmekte-dir. Diğer taraftan, gelişmekte olan anomali kompanze edici veya adaptif kas aktivitesinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sonuç ola-

    G.Ü. Dişhek. Fak. Ortodonti Anabilim Dalı Başkanı G.Ü. Dişhek. Fak. Ortodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi G.Ü. Dişhek. Fak. Ortodonti Anabilim Dalı Araştır-ma Görevlisi

  • (Biyometrik Avantaj) G.Ü. Dişhek. Fak. Derg., 1994

    rak yapısal bozukluk genetik kalıp, çevre ve fiz-yoloji arasında bir denge oluşuncaya kadar kompanze edici kas aktivitesi ile artmakta-dır (2).

    Farklı kraniofasial yapıya sahip bireylerde iskelet yapı ile kas yapısı (3,4], konumu (5-7) ve fonksiyon (8-20) arasında ilişki olup olma-dığını inceleyen çalışmalara literatürde yer ve-rilmektedir. Farklı dik yön yüz boyutlarına sa-hip bireyler arasında çiğneme mekanizmasın-daki fizyolojik farklılıklar; total kas boyutunda-ki değişim (3), çene kaslarının farklı morjolojik yapısı (4), kas fibrillerinin farklı dağılımı (21), kas aktivite seviyesi (8-20) ve çene kaslarının mekanik avantajlarına (22, 23) bağlanmaktadır.

    Kraniofasial morfoloji ile çene kasları ara-sındaki ilişkiler geometrik olarak iki boyutlu modeller geliştirilerek tanımlanmaktadır. Çe-neyi kapatan kasların oluşturdukları kuvvetler ile ısırma kuvvetleri ve kondil desteği ile ger-çekleşen çiğneme mekanizması biyomekanik-sel metodu oluşturmaktadır (22, 23). Geliştiri-len bu statik biyomekaniksel model ile özellikle temporal ve masseter kasları olmak üzere çiğ-neme kaslarının mekanik avantajları değerlen-dirilmektedir. Çeneyi kapatan kasların uygula-dıkları kuvvetlerin oluşturduğu momentlerin toplamı ile izometrik ısırma sırasında kasların uyguladığı kuvvetlere karşı ters yönde oluşan reaktif ısırma kuvvetinin mandibula üzerinde oluşturduğu moment birbirine eşittir ve bu du-rumda çene hareket etmemektedir (22, 23). Ka-sın mekanik avantajı, kasın moment kolunun ısırma kuvvetinin moment koluna oranı olarak hesaplanmakta ve değeri kasın mandibula üze-rine yapışma yerinin kondil merkezine uzaklığı arttıkça ve/veya ısırma kuvvetinin etkilediği noktanın kondil merkezine uzaklığı azaldıkça artmaktadır (22).

    Proffit ve arkadaşları (24)'nın ortognatik cerrahinin oklüzal kuvvetler ile anterior tempo-ral ve masseter kaslarının biyomekanik avan-tajlarına etkilerini inceledikleri araştırmaların-da, cerrahi ile oklüzal kuvvetlerde oluşan deği-şimlerin biyomekanik avantajdaki değişimlerle açıklanamadığını ve cerrahi yaklaşımın tipin-den bağımsız olarak ilgili kasların biyomekanik avantajlarının beklenenin çok altında istatistik-

    sel olarak önemli olmayan düzeyde bir iyileşme gösterdiğini bulmuşlardır. Hannam ve Wood (3) ise 22 farklı kraniofasia! morfolojiye sahip bi-reyde, morfoloji ile manyetik görüntüleme tek-niği kullanılarak belirlenen masseter ve me-dial pterigoid kasların 'cross-sectional' alan-ları, moment kolları ve bu değişkenlere göre statik modelin yardımıyla hesaplanan ve kondil ile molar bölgesinde kuvvet oluşturma kapa-siteleri arasındaki ilişkileri inceledikleri araş-tırmalarında, kasların «cross-sectional» alan-ları, moment kolları ve kondil ile molar bölge-sinde kuvvet oluşturma kapasitelerinin çok fazla varyasyon gösterdiğini ve kraniofasial morfoloji ile aralarında bir ilişki olmadığını bulmuşlardır. Ayrıca, kraniofasial morfolojisi farklı bireylerde kasların kuvvet oluşturabilme yeteneklerinin aynı olabileceğini, bazı bireylerde kas boyutlarındaki değişimin biyomekanik yetersizliği kompanze edebileceğini ya da biyomekanik olarak yetkin bir sistemin yetkinliğinin azalabileceğini bildirmişlerdir (3). Bu durumun diğer kas-iskelet özellikleri aynı olsa bile kas boyutu, diş konumu ve fonksiyonel oklüzal düzlemdeki değişimlerin molar bölgedeki ısır-ma kuvvetini etkilemesinden kaynaklanabileceği ileri sürülmüştür (3). Johnston ve arkadaşları (25) da üç vakada maksillanın ortognatik cer-rahiyle yukarı konumlandırılmasına bağlı ola-rak masseter ve temporal kasların biyomekanik avantajları, elektromiyografik aktiviteleri ve maksimal ısırma kuvvetlerindeki değişimleri değerlendirdikleri çalışmalarında, kas aktivitesi ve maksimal ısırma kuvvetindeki değişimlerin mekanik avantajdaki değişimle ilişkide olmadı-ğını ileri sürmüşlerdir. Literatür incelendiğinde karşılaşılan bu bulgular kasların biyomekanik avantajlarını gösteren Throckmorton ve arka-daşları (22) tarafından geliştirilen statik biyo-mekaniksel modelin yetkinliği konusunda kuş-kuların doğmasına yolaçmıştır.

    Bu araştırmanın amacı, Throckmorton ve arkadaşları (22) tarafından geliştirilen statik biyomekaniksel modele göre belirlenen masse-ter ve anterior temporal kasların biyomekanik avantajlarındaki değişimlerin sagital ve verti-kal yönde değişen kraniofasial ilişkileri açıkla-yabilirliğinin değerlendirilmesi ve bu modelin geçerliliğinin sınanmasıdır.

  • Cilt 11, Sayı 1 ÜNER, EROĞLU, DİNÇER, DARENDELİLER

    MATERYAL ve METOD

    Araştırma materyalini kronolojik yaş orta-laması 21.92±3.45 yıl olan 235 erişkin birey (26) arasından seçilen, 51'i kız ve 63'ü erkek toplam 114 birey oluşturdu. Bu bireylerin seçimi ve araştırma gruplarının oluşturulmasında; yalnız iskeletsel ilişkiler dikkate alındı. Bu amaçla, sa-gital ve vertikal yönde kraniofasial morfolojinin sınıflandırılmasında sırasıyla «Wits» boyutu ile NP/MP açısından (nazal düzlem / mandibular düzlem) yararlanıldı. Daha önce 200 bireyden oluşan bir örneklerinde yapılan bir araştırmada belirlenen «Wits» (—1.53 + 5.21) ve NP/MP (23.19 + 6.06) değerlerine ilişkin standart sap-maları % 15 azaltılarak sagital yönde sınıf 1 grubun ve dikey yönde ise normal açılı grubun alt ve üst sınırları hesaplandı (26). Hesaplanan bu sınır değerlere ilgili değişkenlerin standart sapmalarının % 30'u eklenerek ve çıkarılarak di-ğer grupların (sagital yönde sınıf 2, sınıf 3 ve di-key yönde düşük açılı, yüksek açılı) ,alt sınır de-ğerleri tesbit edildi. Buna göre sagital yönde sınıf 1, sınıf 2, ve sınıf 3 grupları ile oluşturu-lan her bir sagital yöndeki sınıf için dikey yön-de düşük, yüksek ve normal açılı olmak üzere toplam 8 grup (sınıf 3 düşük açılı grup hariç) oluşturuldu (Şema 1). Bu şekilde % 30'luk bir güven aralığı oluşturularak grupların birbirlerinin içine girmeleri engellendi.

    ARAŞTIRMADA OLUŞTURULAN GURUPLAR * il

    SINIF 1 SINIF 1 SINI 3

    K ♦ 51 4- MNomna! Düşük Yüksek Normal Düşük Yüksek Norma] YüksekAcılı Acılı fi (J.I Açılı Açılı Açılı Açılı Açılı

    1.6rup 2Grııp C.'j'up 4.Grup S.GrL'p 6.Grup 7.Grup 8.Gruprı =—16 n=10 n=9 n=9 n=17 n=-|4

    Ç:S d.1 Ç İ O (5.1 Ç:1

    Şema 1. Araştırmada oluşturulan gruplaıa ilişkin açıklayıcı bilgiler.

    Araştırmaya seçilen bireylere ilişkin stan-dart şartlarda ve doğal baş konumunda alınan lateral sefalometrik filmlerden yararlanılarak yalnız gerekli yapılar ve noktalar çizim kâğıtla-rına aktarıldı (Şekil 1). Bilateral yapılara ilişkin çift görüntüler teke indirildi. Throckmorton ve arkadaşları (22) tarafından geliştirilen statik bi-yomekaniksel model kullanılarak masseter ve anterior temporal kaslarının biyomekanik avan-tajlarının belirlenebilmesi için gerekli olan izo-metrik ısırma sırasında kasların uyguladığı kuv-

    Şekil 1. Masseter ve anterior temporal kaslarının biyo-

    mekanik avantajlarının belirlenmesinde kullanı-lan noktalar: (1) Kondi! başının geometrik mer-kezi, 2() Gonion noktası, (3) Menton noktasın-dan geçen teğetin ramus alt kenarını kestiği nokta, (4) Menton noktası, (5) Koronoid çıkıntı-nın en uç noktası, (6) Retromolar yayın en derin noktası, (7) Zigomatik kemiğin squamoz ve frontal çıkıntılarının kesiştiği nokta, (8) İkinci büyük azı dişinin kron merkezi, (9) Birinci bü-yük azı dişinin kron merkezi, (10) İkinci küçük azı dişinin kron merkebi, (11) Birinci küçük azı dişinin kron merkezi.

    vetlerin moment kollarının uzunlukları ile poste-rior dişler bölgesinde oluşan reaktif ısırma kuv-vetlerinin moment kollarının uzunlukları bilgisa-yar aracılığı ile ölçüldü. Throckmorton ve arka-daşları (22)'nın geliştirdikleri modelden farklı olarak kondil bölgesinde oluşan reaktif kuvvetin yerini daha doğru şekilde temsil edebileceği dü-şüncesiyle fulkrum noktası olarak kondilyon noktası yerine kondil merkezini belirten nokta kullanıldı ve posterior oklüzyonu temsilen yalnız alt 1. büyükazı dişinin meziobukkal kasp tepesi yerine 1. ve 2. büyükazı dişleri ile 1. ve 2. kü-çük azı dişlerinin hepsinin kron merkezlerinde oluşan reaktif ısırma kuvveti moment kolu uzun-lukları ayrı ayrı ölçülerek ortalaması alındı. He-saplanan ortalama ısırma kuvvetinin, masseter ve anterior temporal kasların uyguladıkları kuv-

    (5:6 (J:6

  • (Biyometrik Avantaj) G.Ü. Dişhek. Fak. Derg., 1994

    vetlerin vektörleri (kuvvet doğrultusu) ile ilgili moment kolu uzunluklarını tanımlayan boyutsal ölçümler Şekil 2'de gösterilmiştir. Masseter ka-

    Şekil 2. Araştırmada kullanılan modeli oluşturan masse-

    ter, anterior temporal kaslarına ve ortalama reak-tif ısırm? kuvvetine ilişkin kuvvet vektörleri ile moment kolu uzunluklarının şematik görüntüsü : Fivl, mssseter kasının kuvvet vektörü; FT, an-terior temporal kasın kuvvet vektörü; Fİ, pos-terior okiüzyonu temsil eden ortalama reaktif ısırma kuvvetinin vektörü; a, masseter kasının moment kolu uzunluğu; b. anterior temporal ka-sın moment kolu uzunluğu; c, posterior okiüz-yonu temsil eden ortalama reaktif ısırma kuvve-tinin moment kolu uzunluğu.

    sının mekanik avantajı (a/c), masseter kasın mo-ment kolunun ısırma kuvvetinin moment koluna oranı; temporal kasın mekanik avantajı (b/c), temporal kasın moment kolunun ısırma kuvve-tinin moment koluna oranı olarak hesaplandı (22). Araştırmada ölçülen boyutsal ölçümler ile hesaplanan biyomekanik avantaj değerlerinin ta-nımları Tablo l'de sunulmuştur.

    Diğer yandan, bir pilot çalışma yapılarak ayrı ayrı 3. büyük azılar hariç tüm posterior diş-lerde oluşan reaktif kuvvetlerin moment kolu uzunlukları kullanılarak her iki kas için biyome-kanik avantaj değerleri hesaplandı ve istatistik-sel olarak ortalama reaktif ısırma kuvvetine gö-re hesaplanan biyomekanik avantaj değerleri ile farklı gruplarda gösterdikleri değişimler açısın-

    dan karşılaştırıldı. Bu pilot çalışmanın sonucun-da, ancak lokal faktörlerin etkisi ile posterior dişlerde oluşan konum değişiklikleriyle açıkla-nabilecek gruplar arası farklarda değişimler ol-duğu belirlendi.

    Bu şekilde, posterior dişlerde iskelet yapı-daki değişimin ötesinde lokal çevresel faktörle-rin etkisiyle oluşabilecek olan konum farklılık-larının araştırmanın sonuçlarını etkilemesini en-gellemek amacıyla kasların biyomekanik avan-tajlarının belirlenmesinde posterior bölgede olu-şan ortalama reaktif ısırma kuvvetinin moment kolu uzunluğunun hesaplanarak kullanımının da-ha doğru olacağı sonucuna varıldı. Bu ortalama değer kullanılarak araştırma yürütüldü.

    Toplam 114 bireyden oluşan örneklerinden rasgele yapılan seçimle belirlenen 18 bireyde çizim ve a, b ve c boyutlarına ilişkin ölçümler tekrarlandı.

    İstatistiksel Yöntem : Çizim ve ölçümlere ilişkin metod hatası değerlerinin belirlenmesin-de eşleştirilmiş Mestinden ve varyans analizi yardımıyla hesaplanan ölçüm tekrarlama katsa-yısı (güvenilirlik indeksi) ile random metod ha-tası değerlerinden yararlanıldı (27). Tüm grup-larda ölçümle belirlenen masseter kasının mo-ment kolu (a) ve temporal kasın moment kolu (b) uzunlukları ile hesaplanan ortalama ısırma kuvvetinin moment kolu (c) uzunluğuna, masse-ter kasın mekanik avantajına (a/c) ve anterior temporal kasın mekanik avantajına (b/c) ilişkin tanımlayıcı istatistiksel değerler hesaplandı. Grup içi a, b ve c boyutlarına ilişkin seksüel farkın önem kontrolünün yapılmasında Students' t-testinden yararlanıldı (28). Gruplar arası far-kın önem kontrolü için varyans analizi ve Dun-can Testi kullanıldı (28).

    BULGULAR

    Araştırmada kullanılan parametrelere iliş-kin ortalama ölçüm hatası (X), hatanın standart sapması (Sd), random metod hatası (Se) ve güvenilirlik indeksi (r) değerleri ile birinci ve ikinci ölçümler arasındaki farkın önem kon-trolü sonucu Tablo H'de verilmiştir.

  • Cilt 11, Sayı 1 ÜNER, EROĞLU, DİNÇER, DARENDELİLER

    TABLO I. Araştırmada kullanılan boyutsal ölçümler ile hesaplanan biyomekanik avantaj de-ğerlerinin tanımı

    Parametre T a n ı m ı

    1) a boyutu

    2) b boyutu

    3) d boyutu

    4) c2 boyutu

    5) c3 boyutu

    6) c4 boyutu

    Masseter kasının moment kolu uzunluğu; kondilin geometrik merkezinin gonion ile zigomatik kemiğin squamous ve frontal çıkıntılarının kesiştiği noktalardan geçen masseter kasının kuvvet vektörüne dik uzaklığı.

    Anterior temporal kasın moment kolu uzunluğu; kondilin geometrik mer-kezinin koronoid çıkıntının en uç noktası ile retromolar yayın en derin nok-tasından geçen anterior temporal kasın kuvvet vektörüne dik uzaklığı.

    İkinci büyük azı dişi bölgesinde oluşan reaktif ısırma kuvvetinin moment kolu uzunluğu; kondilin geometrik merkezinin ikinci büyük azı dişinin kron merkezinden mandibuler düzleme geçen ısırma kuvvet vektörüne dik uzaklığı.

    Birinci büyük azı dişi bölgesinde oluşan reaktif ısırma kuvvetinin moment kolu uzunluğu; kondilin geometrik merkezinin birinci büyük azı dişinin kron merkezinden mandibuler düzleme dik geçen ısırma kuvvet vektörüne dik uzaklığı.

    İkinci küçük azı dişi bölgesinde oluşan reaktif ısırma kuvvetinin moment kolu uzunluğu; kondilin geometrik merkezinin ikinci küçük azı dişinin kron merkezinden mandibuler düzleme dik geçen ısırma kuvvet vektörüne dik uzaklığı.

    Birinci küçük azı dişi bölgesinde oluşan reaktif ısırma kuvvetinin moment kolu uzunluğu; kondilin geometrik merkezinin birinci küçük azı dişinin kron merkezinden mandibuler düzleme dik geçen ısırma kuvvet vektörü-ne dik uzaklığı.

    7) c boyutu

    8) a/c oranı

    9) b/c oranı

    Posterior oklüzyonu temsil eden ortalama reaktif ısırma kuvvetinin ment kolu uzunluğu; d, c2, c3 ve c4 boyutlarının ortalaması.

    Masseter kasının biyomekanik avantajı; a ve c boyutlarının oranı.

    Anterior temporal kasın biyomekanik avantajı; b ve c boyutlarının oranı.

    TABLO II. Araştırmada kullanılan parametrele-re ilişkin ortalama ölçüm hatası (X), Hatanın standart sapması (Sd), Ran-dom metod hatası (Se) ve Güveni-lirlik indeksi (r) değerleri ile birinci ve ikinci ölçümler arasındaki farkın önem kontrolü.

    Parametre X Sd Sex r P

    D a boyutu 0.204 1.423 1.006 0.96*** 0.55

    2) b boyutu 0.121 1.424 1.007 0.93*** 0.72

    3) c boyutu 0.166 1.525 1.078 0.96*** 0.65

    p

  • [Biyometrik Avantaj) G.Ü. Dişhek. Fak. Derg., 1994

    ortalama değer ile diğer gruplara ilişkin ortala-ma değerler arasındaki farkların; sınıf 2 düşük açılı olan 5. gruba ilişkin ortalama değer ile sı-nıf 1 yüksek açılı olan 3. grup, sınıf 2 yüksek açılı

    olan 6, grup ve sınıf 3 yüksek açılı olan 8. gru-ba ilişkin ortalama değerler arasındaki farkların 0.05 düzeyinde önemli olduğu bulunmuştur (Tab-lo III).

    TABLO III. Masseter kasının moment koluna (a) ilişkin tanımlayıcı istatistiksel değerler ve önem kontrolleri.

    Varyans Analizi Duncan

    Grup X Sx Sd Min. Max. F P Testi^

    1 32.27 0.80 3.57 24.64 39.38 AB

    2 31.59 0.59 2.36 28.09 36.83 AB 3 30.35 0.58 2.51 25.02 34.65 B 4 31.94 0.89 2.81 27.47 35.33 4.33 0.000*** AB 5 33.95 1.35 4.05 28.34 39.55 A 6 26.99 0.86 2.59 23.57 31.50 C 7 32.57 0.85 3.49 26.32 38.38 AB 8 31.02 0.92 3.45 22.47 36.09 B

    ** p< 0.001 T Aynı harfi alan gruplar arasındaki farklar 0.05 düzeyinde önemli bulunmadı

    Temporal kasın moment kolunun (b) grup-lara ilişkin tanımlayıcı istatistiksel bilgiler ve önem kontrolü Tablo IV'de verilmiştir. Grupla-ra ilişkin ortalama değerler arasındaki farkın ö-nemli olmadığı bulunmuştur (F = 1.26; p^0.05).

    Isırma kuvvetinin moment kolunun (c) grup-lara ilişkin tanımlayıcı istatistiksel bilgileri ve önem kontrolü Tablo V'de verilmiştir. Gruplara ilişkin c ölçümünün ortalama değerleri arasın-daki farkın önemli olduğu bulunmuştur (F = 7.03;

    TABLO IV. Temporal kasın moment koluna (b) ilişkin tanımlayıcı istatistiksel veri ve önem kontrolleri

    Varyans Analizi Duncan

    Grup X Sx Sd Min. Max. F P Testi?

    1 33.32 0.81 3.64 27.64 39.28 A

    2 31.42 0.81 3.24 26.18 38.45 A 3 30.64 0.74 3.24 25.50 36.78 A 4 31.63 0.48 1.53 28.24 33.90 1.26 0.276 A

    5 31.99 0.96 2.89 27.43 35.11 A 6 31.48 1.14 3.43 24.65 35.44 A 7 30.80 0.66 2.71 26.37 37.20 A 8 32.27 1.15 4.29 26.44 44.02 A

    T Aynı harfi alan gruplar arasındaki farklar 0.05 düzeyinde önemli bulunmadı

  • Cilt 11, Sayı 1 ÜNER, EROĞLU, DİNÇER, DARENDELİLER

    p^0.Q01). Sınıf 3 yüksek açılı olan 8. grubun or-talama değeri ile sınıf 1 normal açılı olan 1. grubun, sınıf 1 düşük açılı olan 2. grubun, sınıf 1 yüksek açılı olan 3. grubun, sınıf 2 normal açılı olan 4. grubun, sınıf 2 düşük açılı 5. grubun ve sınıf 2 yüksek açılı olan 6. grubun ortalama de-ğerleri arasındaki farkların; sınıf 1 düşük açılı olan 2. grubun ortalama değerleri ile sınıf 2 dü-şük açılı olan 5. grubun ortalama değerlerinin

    sınıf 1 normal açılı olan 1. grubun, sınıf 3 nor-mal açılı olan 7. grubun ve sınıf 3 yüksek açılı olan 8. grubun ortalama değerleri arasındaki farkların; sınıf 3 normal açılı olan 7. grubun or-talama değeri ile sınıf 1 düşük açılı olan 2. gru-bun, sınıf 2 normal açılı olan 4. grubun ve sınıf 2 düşük açılı olan 5. grubun ortalama değerleri arasındaki farkların 0.05 düzeyinde önemli oldu-ğu bulunmuştur (Tablo V).

    TABLO V. Isırma kuvvetinin moment koluna (c) ilişkin tanımlayıcı istatistiksel veri ve önem kontrolleri.

    Varyans Analizi Duncan

    Grup X Sx Sd Min. Max. F P Testi?

    1 74.75 1.11 4.96 64.91 81.89 BC

    2 69.83 1.37 5.48 61.10 77.53 D

    3 71.72 1.03 4.48 65.11 81.97 BCD

    4 71.05 0.95 2.99 67.68 77.02 7.03 0.000*** CD 5 68.62 1.23 3.68 61.80 72.84 D

    G 72.05 2.00 6.00 64.63 82.20 BCD 7 7598 1.45 5.98 66.97 87.22 AB

    8 79.90 1.52 5.69 70.55 90.99 A

    ** p

  • (Biyometrik Avantaj) G.Ü. Dişhek. Fak. Derg., 1994

    TABLO VI. Masseter kasının mekanik avantajına (a/c) ilişkin tanımlayıcı istatistiksel veri ve önem kontrolleri.

    Varyans Analizi Duncan

    Grup X Sx Sd Min. Max. •F P Testi?

    1 0.431 0.008 0.035 0.356 0.494 B

    2 0.454 0.009 0.037 0.397 0.521 B

    3 0.424 0.008 0.034 0.358 0.490 BC

    4 0.450 0.015 0.046 0.371 0.514 9.52 0.000*** B

    5 0.496 0.021 0.063 0.406 0.616 A

    6 0.376 0.015 0.044 0.326 0.468 D

    7 0.429 0.009 0.037 0.379 0.522 B

    8 0.389 0.008 0.030 0.319 0.435 CD

    " p< 0.001 T Aynı harfi alan gruplaı arasındaki farklar 0.05 düzeyinde önemli bulunmadı

    TABLO VII. Temporal kasın mekanik avantajına (b/c) ilişkin tanımlayıcı istatistiksel veri ve önem kontrolleri.

    Varyans Analizi Duncan

    Grup X Sx Sd Min. Max. F P Testi*

    1 0.445 0.008 0.036 0.399 0.516 AB

    2 0.451 0.010 0.040 0.399 0.525 AB 3 0.428 0.010 0.046 0.336 0.512 BC 4 0.446 0.011 0.034 0.381 0.493 3.49 0.002** AB 5 0.467 0.016 0.048 0.393 0.537 A 6 0.438 0.017 0.051 0.351 0.513 ABC

    7 0.407 0.009 0.035 0.325 0.446 C 8 0.405 0.014 0.053 0.319 0.532 C

    r* p

  • Cilt 11, Sayı 1 ÜNER, EROĞLU, DİNÇER, DARENDELİLER

    deli oluşturulmuştur (22, 23). Kasların fonksi-yonları sırasında yapması gereken işi, dolayısıy-la etkin fonksiyon yapıp yapmadığını tanımlayan iki boyutlu bu statik modelin, kas-kemik yapılar arasındaki etkileşimler ile genetik ve/veya çev-resel faktörlerin etkisiyle oluşan anomalilerin ortaya çıkış nedenini belirten bir kriter olarak kullanılabileceği görüşü ileri sürülmüştür (22, 23). Bu görüşe dayanarak, Throckmorton ve ar-kadaşları (22) tarafından geliştirilen modelin kraniofasial morfolojideki farklılıkları bir başka deyişle sagital ve vertikal yönde değişen kranio-fasial ilişkileri açıklayabilirliğini ve kas yapıla-rın bu model ile tanımlanan biyomekanik avan-tajlarının farklı morfolojiye sahip bireylerde gösterdiği değişimleri değerlendirebilmek ama-cıyla bu araştırma planlandı. Literatürde bu ko-nuda yapılan bir araştırmaya rastlanılamamış-tır.

    Bir anlamda kas-kemik yapıları arasındaki etkileşimin de değerlendirilmesine olanak sağ-layan statik modelin geçerliliğinin sınanması amacıyla yapılan bu araştırmada, vertikal ve sa-gital yönde farklı kraniofasial morfolojiye sahip bireylerin seçimi ile gruplandırılmasında masse-ter ve anterior temporal kasların yapışım böl-gelerine daha yakın olmaları nedeniyle sırasıyla NP/MP açısı ile «Wits» boyutunun kullanımının daha doğru olacağı düşünüldü. Ayrıca, bu araştırmada iskelet ile kas yapılarına etkiyen genetik ve çevresel faktörlerin ötesinde lokal çevresel faktörlerden de direkt olarak etkilen-miş olabilecekleri düşüncesiyle bireylerin den-tal sınıflandırmaları ve özellikleri dikkate alın-mamıştır.

    Masseter ve anterior temporal kaslarının mekanik avantajları oransal değerler olduğun-dan cinsiyet farklılığının bu değerlere yansıma-sı ve araştırmanın sonuçlarını etkilemesi söz konusu değildir. Ancak, kasların biyomekanik avantaj değerlerinin gruplar arasında gösterdiği farklar yorumlanırken farkın nereden kaynaklan-dığı konusunda yorum getirebilmek için kasla-rın uyguladığı kuvvetlerin ve reaktif ısırma kuv-vetinin moment kolu uzunlukları olan boyutsal ölçümlerin cinsiyet farklılığından etkilenebile-ceği düşünüldü. Yapılan istatistiksel önem kon-trolünün sonucunda yalnız 2. grupta c boyutu için

    saptanan cinsiyet farklılığı gözönünde bulun-durularak değerlendirmeler yapıldı.

    Toplam 235 bireyden oluşan örneklemin değerlendirilmesi sonucunda aranan kriterler çerçevesinde sınıf 3 düşük açılı bireye rastla-nılamamıştır. Bu durum ilk bakışta şaşırtıcı gö-rülse bile aslında, sınıf 3 olgularda iskeletsel kompanzasyonun çalışması nedeniyle belli bir populasyon için belirlenen normal değerler çer-çevesinde yapılan bir değerlendirmede düşük açılı sınıf 3 bireylere rastlanılamaması doğa! bir sonuç olarak kabul edilebilir (26).

    Vertikal ve sagital yönde farklı kraniofasial morfolojiye sahip bireylerden oluşan 8 grupda masseter ve anterior temporal kaslarının me-kanik avantajlarının değerlendirilmesinde kulla-nılan statik biyomekanik modelde alt çene kon-dilin etrafında dönebilen bir kol olarak tanım-lanmakta ve buna göre izometrik ısırma sırasın-da masseter ile anterior temporal kasları saat yönünün tersine bir moment hareketi uygular-ken, buna ters yönde bir reaklif ısırma kuvveti oluşarak denge korunmaktadır (22,23). Çene mekaniğinde kasların moment kolu uzunluğu yü-kün moment kolu uzunluğundan her zaman kısa olduğundan mekanik avantaj değeri daima bir-den küçük olmaktadır. Mekanik avantaj arttığın-da ve değeri bire yaklaştığında kasın belirli bir ısırma kuvvetini oluşturması kolaylaşmakta-dır (22,23). Bu araştırmada masseter ve ante-rior temporal kasların biyomekanik avantaj de-ğerleri sınıf 2 düşük açılı olan 5. grupta diğer gruplara göre en yüksek değerde bulundu. Bu-nu her iki kas için de sınıf 1 düşük açılı olan 2. grup izlemektedir. Diğer yandan masseter kası-nın biyomekanik avantajı her üç yüksek açılı grupda, sırasıyla sınıf 1, sınıf 3 ve sınıf 2, en düşük değerlerde bulunmuştur. Anterior tem-poral kasın biyomekanik avantajı ise yine yük-sek açılı gruplarda ve ayrıca sınıf 3 normal açılı grupda, sırasıyla sınıf 2 yüksek açılı grup, sınıf 1 yüksek açılı grup, sınıf 3 normal açılı ve yük-sek açılı gruplar, en düşük değerlerde bulun-muştur. Bu bulguları, mandibuler düzlem ile mandibuler oklüzal düzlem ve maksilla ile man-dibula kaideleri arasındaki paralellik arttıkça temporal ve masseter kaslarının elektromiyo-grafik aktivitelerinin arttığını bildiren Ingervall ve Thilander (15)'ın, masseter kasının aktivitesi

  • Biyomekanik Avantaj G.Ü. Dişhek. Fak. Derg., 1994

    ile overbite'ın pozitif korelasyon gösterdiğini bildiren Lowe (20)'un, anterior temporal kasın aktivitesinin ramus yüksekliği ile pozitif ve pa-latal düzlem eğimi ile negatif korelasyon göste-rirken masseter kasının aktivitesinin ise üst keser eğimi ile negatif korelasyon gösterdiğini bildiren Lowe ve arkadaşları (18)'nın, masseter ile temporal kasların oklüzal düzleme göre eğim-lerinin posterior yüz yüksekliği ile pozitif, man-dibuler düzlem eğimi ve gonial açı ile negatif ilişkide olduğunu bildiren Takada ve arkadaşları (7)'nın ve masseter ve anterior temporal kasların biyomekanik avantajlarının mandibuler düzlem eğimi ve gonial açı ile negatif ilişkide olduğunu bildiren Throckmorton ve arkadaşları (22)'-nın bulguları desteklemektedir. Ayrıca, literatür değerlendirildiğinde bu araştırmanın bulgularını destekleyen, farklı yöntemlerle benzer sonuçların elde edildiği daha bir çok araştırma-nın varlığı dikkat çekmektedir (6, 8, 9, 19, 23, 25,29).

    Sınıf 2 düşük açılı grupda masseter kasının biyomekanik avantajı değerinin ortalaması ile diğer tüm grupların ilgili değerlerinin ortalama-ları arasındaki farklar önemli bulundu. Bu fark, diğer bir deyişle mekanik avantajın bu grupta en yüksek değerde olması, masseter kasının moment kolu uzunluğunun diğer gruplara göre en yüksek değerde olmasını yanı sıra reaktif ısırma kuvvetinin moment kolu uzunluğunun di-ğer gruplara göre en düşük değerde olmasından kaynaklanmaktadır. Sınıf 2 düşük açılı grupta mekanik avantajın yüksek olmasına neden olan masseter kasının moment kolu uzunluğunun or-talama değeri sınıf 1, 2 ve 3 yüksek açılı grupla-rın ilgili ortalamaları arasındaki farkların istatis-tiksel olarak önemli olduğu bulunurken, reaktif ısırma kuvvetinin moment kolu uzunluğunun or-talama değeri ile sınıf 3 normal, yüksek ve sınıf 1 normal açılı grupların ortalama değerleri ara-sındaki farkların önemli oldukları bulundu. Mas-seter kasının moment kolu uzunluğunun düşük açılı gruplarda ve normal açılı gruplarda yüksek açılı gruplara göre daha uzun bulunması kasın konumunun yüz dik yön boyutlarındaki değişim-den etkilendiğini düşündürmektedir ve bu bulgu ilgili kasın insersiosunun yüz dik yön boyutları azaldıkça daha anteriorda konumlandığını bildiren Takada ve arkadaşları (7)'nın bulguları ile uyum-ludur. Reaktif ısırma kuvvetinin moment kolu

    uzunluğunun ise sınıf 3 gruplarda en uzun ve sınıf 2 gruplarda ise en kısa olduğunun bulunmuş olması, ilgili moment kolu uzunluğunun sagital yön kraniofasial ilişkilerdeki değişimle yakın ilişkide olduğunu düşündürmektedir. Sınıf 2 dü-şük açılı grupda anterior temporal kasın biyo-mekanik avantajının ortalama değeri ile sınıf 1 yüksek açılı, sınıf 3 normal ve yüksek açılı grup-larda ilgili kasın biyomekanik avantajının ortala-ma değerleri arasındaki farkların istatistiksel olarak önemli oldukları bulundu. Anterior tem-poral kasının biyomekanik avantajı açısından saptanan bu biyometrik farkların ilgili kasın mo-ment kolu uzunluğunun ortalamalarının gruplar arasında istatistiksel olarak önemli olan fark-lar göstermemesi nedeniyle kasın moment ko-lunun uzunluğundan değil de reaktif ısırma kuv-vetinin moment kolunun uzunluğunun bu grupta en düşük değerde olmasından kaynaklandığı bu-lundu. Anterior temporal kasın moment kolu uzunluğunun gruplar arasında istatistiksel ola-rak anlamlı fark göstermemesi, temporal kasın insersiosunun yalnız vertikal yön konumu anterior kranial kaideye doğru yükseldikçe oklüzal düzlem eğiminin azalma eğilimi göstereceğini, fakat sagital yön konumu için aynı doğrultuda bir ilişki saptanamadığını bildiren Takada ve arkadaşları (7)'nın bulguları ile uyumludur. Sınıf 3 gruplarda ise hem masseter hem anterior temporal kasın moment kolu uzunluklarından çok reaktif ısırma kuvvetinin moment kolu uzunluğunun biyomekanik avantaj değerlerini etkiledikleri bulundu. Biyomekanik avantaj değerlerine kasların ve reaktif ısırma kuvvetlerinin moment kolu uzunluklarının etkilerinin farklı gruplarda ayrıntılı değerlendirilmesi sonucunda spekülatif bir yorum da olsa masseter kasının moment kolu uzunluğunun daha çok vertikal yönde kra-niofasial boyutların azalması ile ilişkide olduğu-nu ve bu tip kısa yüz anomalilerinde ya birincil olarak kasları kontrol eden genetik kalıbın ya da kaslara etkiyen tüm çevresel faktörlerin et-kin olabileceği kanaatine varılmıştır. Sınıf 3 anomalilerde biyomekanik avantaj değerinin da-ha çok reaktif ısırma kuvvetinin moment kolu uzunluğundan etkilenmesi ise bu tip anomaliler-de kaslardan çok birincil olarak kemiği kontrol eden genetik kalıbın etkin olduğunu düşündür-mektedir.

    Kraniofasial yapıların değişen sagital ve

    10

  • Cilt 11, Sayı 1 ÜNER, EROĞLU, DİNÇER, DARENDELİLER

    vertikal yön ilişkilerinin birbiri ile etkileşim için-de olduğu bir gerçektir. Ayrıca, bu değişimler-den hangisinin neden veya sonuç olduğunun be-lirlenmesi ise oldukça zordur. Bir başka deyişle oluşan vertikal problem mi sagital problemin or-taya çıkmasına neden olmuştur, yoksa sagital problem nedeniyle mi vertikal problem oluşmak-tadır. Bu araştırmada biyomekanik avantajın dü-şük açılı gruplarda her iki kas için de yüksek, yüksek açılı gruplarda ise düşük bulunması kas yapılarını kontrol eden faktörlerin sagital yön-den çok vertikal yön anomalilerin oluşmasında daha etkin olduğunu, hatta belki de birincil ola-rak vertikal yönde kraniofasial ilişkilerdeki de-ğişimlerin etkin olduğu ve bunun sonucunda sa-gital yönde kraniofasial değişimlerin ortaya çık-tığını düşündürmektedir. Genetik kontrolün etki-sini tümden yadsımanın yanlış olduğu doğrul-tusundaki büyüme ve gelişimle ilgili son görüş-lerden de hareketle, genetik kontrolün kaslarda mı olduğu sorusu akla gelmektedir (30, 31).

    Bu araştırmanın bulguları doğrultusunda bi-yomekanik avantajın hem azalmasının hem de artmasının anomalilerin oluşmasında etkin ola-bileceği kanaatine varılmıştır. Ancak, anomali oluştuğu için mi biyomekanik avantaj artıyor ve-ya azalıyor, yoksa biyomekanik avantajın değiş-mesine neden ola.n nöromuskuler yapılara etki-yen faktörlerin sonucunda mı anomali oluşuyor sorusu halen yanıt beklemektedir.

    Biyomekaniksel modele göre belirlenen masseter ve anterior temporal kaslarının biyo-mekanik avantajlarındaki değişimlerin kraniofa-sial ilişkileri açıklayabiliri iğinin değerlendirildi-ği ve biyomekaniksel modelin geçerliliğinin sı-nandığı bu araştırmada; iki boyutlu statik biyo-mekanik modele göre belirlenen masseter ve anterior temporal kaslarının biyomekanik avan-tajlarındaki değişimlerin sagital ve vertikal yön-de değişen kraniofasial ilişkilerin değerlendiril-mesinde kriter olarak kullanılabileceği, kas -kemik yapıları arasındaki etkileşimlerin bir gös-tergesi olduğu ve statik biyomekanik modelin yadsınmasının mümkün olmadığı sonucuna varıl-mıştır. Ancak, üç boyutlu dinamik bir modelin geliştirilmesi, yanıtsız kalmış sorulara açıklık getirilmesi konusunda büyük faydalar sağlaya-caktır.

    TEŞEKKÜR

    Bu çalışmada sefalometrik filmlerin bilgisa-yar ile değerlendirilmesindeki katkılarından do-layı Ankara Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mir-zen Arat'a ve Öğretim Üyesi Doç. Dr. Haluk İşeri'ye teşekkür ederiz.

    K A Y N A K L A R

    1. Mc Namara, J.A. et. a l . : Muskuloskeletal adaptation following orthognathic surgery. In : Carlson, D.S. and McNamara, J.A. ed., Muscle adaptation in the cranio facial region, Monograph number 8, Ann Arbor, Center for Human Growth and Development, The University of Michigan, 91-132, 1978.

    2. Graber, T.M. : The «three M's» : Muscles, malforma tion, and malocclusion, Am. J. Orthod., 49 : 418-450, 1963.

    3. Hannam, A.G., Wood, W.W. : Relationships between the size and spatial morphology of human masseter and medial pterygoid muscles, the craniofacial skele ton, and jaw biomechanics, Am. J. Physic. Anthrop., 80 : 429-445, 19S9.

    4. Boyd, S.B., et. al. : Histochemical study of the mass eter muscle in patients with vertical maxillary excess, J. Oral Maxillofac. Surg., 42 : 75-83, 1984.

    5. Nanda, S.K., Merow, W.W., Sassounni, V. : Reposi tioning of the masscter muscle and its effect on skeletal form and structure, Angle Orthod., 37: 304- 308, 1967.

    6. Proctor, A.D., DeVincenzo, J.P. : Masseter muscle position relative to dentofacial form, Angle Orthod., 40 : 37-44, 1970.

    7. Takada, K., Lowe, A.A., Freund, V.K. : Canonical correlations between masticatory muscle orientation and dentoskeleial morphology in children, Am. J. Orthod., 86 : 331-341, 1984.

    8. Ingervall, B. r Helkimo, E. : Masticatory muscle force and facial morphology in man, Archs oral Biol., 23 : 203-206, 1978.

    9. Moss, J.P., Chalmers, C.P. : An electromyographic investigation of patients with o normal jaw relation ship end a Class III iaw relationship, Am. J. Orthod., 66 : 538-556. 1974.

    10. Antonini, G., et. al. : Electromyographic findings in class I! division 2 and class 111 malocclusions, Elec-tromyogr. din. Neurophysiol... 30 : 27-30, 1990.

    11

  • Biyomekanik Avantaj G.Ü. Dişhek. Fak. Derg., 1994

    11. Moyers, R.E. : Temporomandlbular muscle contraction patterns in Angle Class II, division 1 malocclusions: An eiectromyographic analysis. Am. J. Orthod., 35 : 837-857, 1949.

    12. Liebman, F.M., Cosenza, F. : An evaluation of elec- tromyography in the study of the etiology of malocc- lusion, J. Pros: Den., 10: 1065-1077, 1960.

    13. Lowe, A.A., Johnston, W.D. : Tongue and jaw muscle activity in response to mandibular rotations in a sample of normal and anterior open-bite subjects, Am. J. Orthod., 76 : 565-576, 1979.

    14. Ahlgren, J.G.A., Ingervall, B.F., Thilander, B.L. : Muscle activity in normal and post normal occlusion, Am. J. Orthod., 64 : 445-456, 1973.

    15. Ingervall, B., Thilander, B. : Relation between facial morphology and activity of the masticatory muscles,

    J.Oral Rehab., 1 : 131-147, 1974.

    Patterns of electromyographic with different skeletal facial

    61 : 277-284, 1991.

    17. Pancherz, H. : Activity of the temporal and masseter muscles in Class II, division 1 malocclusions. An electromyographic investigation, Am. J. Orthod., 77 : 679-688, 1980.

    18. Lowe, A.A., Takada, K., Taylor, L.M. : :Muscle activity during function and its correlation with craniofacial morphology in a sample of subjects with Class II, division 1 malocclusions, Am. J. Orthod., 84 : 204-211, 1983.

    19. Lowe, A.A., Takada, K. : Associations between an terior temporal, masseter, and orbicularis oris muscle activity and craniofacial morphology in chil dren, Am. J. Orthod., 86 : 319-330, 1984.

    20. Lowe, A.A.: Correlations between orofacial muscle activity and craniofacial morphology in a sample of control and anterior open-bite subjects, Am., J. Orthod., 78 : 89-98, 1980.

    21. Haskell, B., Day, M., Tetz, J. : Computer-aided mo deling in the assessment of the biomechanical determinants of diverse skeletal patterns, Am. J. Orthod., 89 : 363-382, 1986.

    22. Throckmorton, G.S., Finn, R.A., Bell, W.H. : Biome- chanics of differences in lower facial height, Am. J. Orthod., 77 : 410-420, 1980.

    23. Finn, R.A., et. al. : Biomechanical considerations in the surgical correction of mandibular deficiency, J. Oral Surg., 38 : 257-264, 1980.

    24. Proffit, W.R., et. al. : The effect of orthognathic surgery on occlusal force, J. Oral Maxillofac. Surg., 47 : 457-463, 1989.

    25. Johnston, C.P., Throckmorton, G.S., Bell, W.H. : Changes in electromyographic activity following superior repositioning of the maxilla, J. Oral Maxill ofac. Surg., 42 : 656-664, 1984.

    26. Yücel-Eroğlu, E. : Normal ve anomalili erişkin birey lerde yumuşak doku profilinin değerlendirilmesi, Doktora tezi, Gazi Üniversitesi, 1991.

    27. Houston, W.J.B. : The Analysis of Errors in Ortho dontic Measurements, Anı. J. Orthodont., 8 3 : 382- 390, 1983.

    28. Sokal, R.S., RohlF, F. J. : Introduction to Boistatistics, W.H. Freemman Company, San Francisco, 1973.

    29. Proffit, W.R., Fields, H.W., Nixon, W.L. : Occlusal forces in normal- and long-face adults, J. Dent. Res., 62 : 566-570, 1983.

    30. van Limborgh, J. : A new view on the control of the morphogenesis of the skull, Acta Morphogica Neer- landia-Scandinavica, 8: 143-160, 1970.

    31. van Limborgh, J.: The role of genetic and local envi ronmental factors in the control of postnatal cranio facial morphogenesis, Acta Morphogica Neerlandia - Scandinavica, 10: 37-47, 1972.

    YAZIŞMA ADRESİ : Prof. Dr. Oktay ÜNER Gazi Üniversitesi, Dişhekimliği Fakültesi, Ortodonti Anabiiim Dalı 06510 Emek - ANKARA

    12

    16. Miralles, R., at. al. : activity in subjects types, Angle Orthod.

  • G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt XI, Sayı 1, Sayfa 13-21, 1994

    TOPLUMUMUZDA GENÇ ERİŞKİNLERDE KRANİOMANDİBULER DİSFONKSİYON PREVALANSININ ARAŞTIRILMASI

    Prof. Dr. Oktay ÜNER*, Yrd. Doç. Dr. Emel Yücel - EROĞLlT* Dr. Pervin İMİRZALIOĞLU***

    Ö Z E T

    Bu epidemiyolojik çalışma, genç erişkinler-de kraniomandibuler disfonksiyon ile belirti ve bulgularına rastlanma sıklığının belirlenmesi ve cinsiyet farkı açısından dağılımlarının karşılaş-tırılması amacıyla yapıldı. Rastgele seçilen 100 dişhekimliği öğrencisi muayene edilerek aşa-ğıdaki kategoriler çerçevesinde Helkimo klinik disfonksiyon indeksi kullanılarak değerlendiril-di; alt çenenin hareket kapasitesi, temporoman-dibuler eklem fonksiyonları (ses, maksimum açılımda kayma, lüksasyon ve/veya kilitlenme), alt çene fonksiyonları sırasında ağrı, eklem ve kas palpasyonunda ağrı. Bu çalışmada, genç eriş-kinlerde kraniomandibuler disfonksiyon preva-lansının göreceli olarak yüksek olduğu, kas mua-yenesi kategorisinde ve değişik derecelerdeki disfonksiyon gruplarında erkek ve kızların dağı-lımlarının biyometrik olarak önemli düzeyde farklı olduğu bulundu.

    Anahtar Kelimeler : Prevalans, genç eriş-kinler, kraniomandibuler disfonksiyon.

    SUMMARY

    «The Prevalence of Craniomandibular Dysfunc-tion among Young Adults in Turkish Population»

    In this epidemiological study, prevalence of craniomandibular dysfunction (CMD) and its sing-symptoms among young adults as well as sexual differences in their distribution were investigated. Clinical examination was perfor-med on 100 randomly selected dental students. Following group of symptoms; impaired range of movement of the mandible, impaired function of temporomandibular joint (TMJ), pain on move-ment of the mandible, pain in the TMJ, pain in the masticatory muscles was evaluated according to an index developed by Helkimo. It was found that CMD prevalence is high in the young adult population and the distribution of boys and girls in respect to muscle pain and the clinical dys-function were significantly different.

    Key Words : Craniomandibular dysfunction, prevalence.

    GİRİŞ

    Epidemiyolojik çalışmalar toplumda görü-len hastalıkların dağılımını inceleyerek sınıf-landırılabilmeleri, bunun yanısıra erken teşhis-leri ve kontrol altına alınabilmeleri için hastalık nedenlerinin belirlenebilmesi olanağını sağlar (1). Toplumlarda kraniomandibuler fonksiyon bozuklukluğundan yakınmaların sıklığı bu şikayetlerin değerlendirilebilmesi için standart bir sistem kullanma ihtiyacını doğurmuştur. Kraniomandibuler fonksiyon bozuklukları, sto-

    matognatik sistemin komponentlerinin kompleks yapısı nedeniyle etyolojisi, teşhis ve tedavisin-de bugün halâ bir görüş birliğine varılamamış hat-ta tam olarak tanımlanamamış hastalıklardır (2-6). Ancak, komponentlerin birbirlerini direkt ya da indirekt etkiledikleri hastalıkları incelerken bu

    G.Ü. Dişhek. Fak. Ortodonti Anabilim Dalı Başkanı G.Ü. Dişhek. Fak. Ortodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi G.Ü. Dişhek. Fak. Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi

    13

  • (Kraniomandibuler disfonksiyon prevalansı) G.Ü. Dişhek. Fak. Derg., 1994

    komponentlerin tümünün değerlendirilmesi gereği açıktır. Bu nedenle, ilki Helkimo (7) tarafından geliştirilen diğerlerinin bir kısmı da bu indeksin modifikasyonu olan klinik disfonksiyon indeks-leri (8, 9), stomatognatik sistemin birimlerindeki fonksiyona ait bulguları yani klinik semptomları değerlendirerek hastalığın saptanması ve sınıf-landırılabilmesi olanağı sağlarlar. Aynı zaman-da sistemin fonksiyonuna ilişkin araştırmalarda veya epidemiyolojik çalışmalarda rutin olarak kullanılabilecek standart bir kriter oluştururlar. Helkimo (7) tarafından bulunan ve geliştirilen in-deksde, alt çenenin hareket kapasitesindeki azalma, temporomandibuler eklem (TME) pal-pasyonunda ağrı, alt çene fonksiyonları sırasın-da ağrı ve TME fonksiyonlarına (çenenin maksi-mum açılımında deviasyon, TME sesleri, TME lüksasyonu ve/veya kilitlenmesi) ait belirti-bul-gular puanlanarak üç dereceli bir skalaya göre değerlendirilir. Bu skalaya göre hiç belirti ve bulgu bulunmaması durumunda 0, belirti ve bul-gu varsa sayısına göre 1 veya 5 ile değerlendi-rilir; bu değerlerin toplamına göre disfonksiyon normal (DİO), hafif (Dil), orta (DLII] veya ileri (Dilli) olarak derecelendirilir (7).

    Bu çalışmanın amacı, toplumumuzda da gi-derek arttığı kanısı uyandıran kraniomandibuler fonksiyon bozukluklarına genç erişkin bireyler-de rastlanma sıklığını ve cinsiyete göre dağılı-mını Helkimo (7) indeksi kullanarak araştırmak-tır.

    MATERYAL ve METOD

    Gazi Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi öğ-rencileri arasından rastgele seçilmiş yaşları 18-26 yıl arasında değişen ve ortalaması 22.11 ± 1.71 olan 51'i erkek, 49'u kız olmak üzere toplam 100 genç erişkin birey araştırma kapsamına alındı.

    Bireylerin stomatognatik sistemlerinin fonksi-yonel durumu Helkimo (7) ile Nielsen ve arka-daşları (9)'mn belirttiği kriterler çerçevesinde E-ynı araştırmacı tarafından yapılan klinik mua-yeneyle değerlendirildi. Kraniomandibuler dis-fonksiyon muayenesinde görece daha sübjektif olduğu bildirilen kasların muayenesi en son ya-pıldı (9) ve daha önce tarif edildiği şekilde ger-

    çekleştirildi (2, 3). Yapılacak değerlendirmeleri etkilememesi amacıyla klinik muayeneyi yapan araştırmacının bireylerin stomatognatik sistem-lerine ilişkin öykülerini bilmemesine özen gös-terildi. En az hata ile yapıldığı bildirilen alt çe-nenin hareket kapasitesinin değerlendirilmesin-de, maksimum açma hareketi ve maksimum ileri hareket değerlerinde sırasıyla overbite ve overjet miktarı kadar düzeltme yapıldı (8, 9).

    Seçilen populasyon kesitinde kranioman-dibuler disfonksiyon prevalansı ile belirti ve bul-guların görülme sıklığının belirlenebilmesi ama-cıyla yapılan klinik muayeneyle elde edilen ve-rilerin değerlendirilmesinde ve fonksiyonel du-rumlarına göre bireylerin sınıflandırılmasında Helkimo (7)'nu geliştirdiği klinik disfonksiyon in-deksi kullanıldı (Tablo I ve !!).

    Seçilen populasyon kesitine ilişkin kranio-mandibuler disfonksiyon belirti ve bulgularının görülme sıklığının cinsiyet farkı da göz önünde bulundurularak belirlenmesini takiben, herbir bi-reyin kraniomandibuler disfonksiyon indeksine göre stomatognatik sistemlerinin fonksiyonel durumları sınıflandırıldı ve farklı gruplarda yer alma sıklıkları bulundu.

    Alt çenenin hareket kapasitesine ilişkin de-ğerlerin ortalamalarının cinsiyet farkı açısından değerlendirilmesinde biyometrik yöntemlerden olan Students' t-testinden yararlanıldı. Kranio-mandibuler disfonksiyon indeksinin herbir kate-gorisine ilişkin belirli ve bulguların görülme sık-lığı ile seçilen populasyon kesidindeki bireylerin fonksiyonel durumlarına göre farklı gruplarda yer alma sıklığının cinsiyet farkı açısından önem kontrolünün yapılmasında biyometrik yöntemler-den olan ki-kare testi kullanıldı.

    BULGULAR

    Seçilen populasyon kesidi ile erkek ve kız-larda değerlendirmeye alınan kasların palpasyo-nunda ağrı yanıtı oluşma sıklığı Tablo MI 'de ve-rilmiştir. Temporal kasın insersiyosunun palpas-yonunda ağrılı yanıt oluşma sıklığını en fazla ol-duğu bulunmuştur. En fazla sol TME'in lateral palpasyonunda ağrılı yanıt alındığı belirlendi

    14

  • Cilt 11, Sayı 1 ÜNER, EROĞLU, İMİRZALIOĞLU

    TABLO I. Helkimo indeksine göre alt çenenin hareket kapasitesinin değerlendirilmesi

    Alt çenenin hareket kapasitesi kategorileri Kriterler Skor

    1) Maksimum açma hareketi*

    2) Maksimum sağ lateral hareket

    3) Maksimum sol lateral hareket

    4) Maksimum ileri hareket**

    Alt çenenin hareket kapasitesi*

    ^ 40 mm30-39 7 mm4-6 mm0-3 mm

    *s 7 mm4-6 mm0-3 mm2* 7 mm4-6 mm0-3 mm

    Skor = 0 : Normal hareket kapasitesi Skor=1-4: Hafifçe azalmış hareket kapasitesi Skor=5-20 : Aşırı azalmış hareket kapasitesi

    0 1 5

    0 1 5

    0 1 5

    0 1 5

    0 1 5

    overbite miktarı kadar düzeltme yapıldı overjet miktarı kadar düzeltme yapıldı 1, 2, 3 ve 4. kategorilerin toplamı = Alt çene açma kapasitesinin indeks skoru 10-20]

    TABLO II. Helkimo klinik disfonksiyon indeksine göre kraniomandibuler disfonksiyonun değer-lendirilmesi

    İndeks Kategorileri K r i t e r l e r Skor

    1) Kas palpasyonu

    2) TME palpasyonu

    3) Alt çene fonksiyonları

    4) TME fonksiyonları

    5) Alt çenenin hareket kapasitesi

    Disfonksiyon indeksine göre gruplar*

    Hiçbir kasda ağrı yanıtı yok 0 Bir veya üç kasda ağrı yanıtı var 1 Dört veya fazla kasda ağrı yanıtı var 5 Hiç ağrı yok 0 Lateral palpasyonda bir veya her iki eklemde ağrı var 1 Dorsal palpasyonda bir veya her iki eklemde ağrı var 5 Hiçbir harekette ağrı yok 0 Bir harekette ağrı var 1 İki veya daha fazla harekette ağrı var 5 Açma-kapama hareketinde düzensizlik yok (en fazla 2 mm deviasyon) ve eklemden ses alınmıyor 0 Her iki eklemden veya birinden ses alınıyor ve/veya açma- kapama hareketinde 2 mm'den fazla düzensizlik var 1 TME lüksasyonu ve/veya kilitlenmesi 5 Nor mal hareket kapasitesi 0 Hafifçe azalmış hareket kapasitesi 1 Aşırı azalmış hareket kapasitesi 5 Skor= 0 : Hiçbir belirti ve bulgu olmayan grup DİO Skor= 1-4 : Hafif derecede disfonksiyon olan grup DJ

  • Skor= 5-9 : Orta derecede disfonksiyon olan grup Dili

    Skor= 10-25: İleri derecede disfonksiyon olan grup Dilli

    * 1, 2, 3, 4 ve 5. kategorilerin toplamı = Disfonksiyon indeksi skoru (0-25)

  • (Kraniomandibuler disfonksiyon prevalansı) G.Ü. Dişhek. Fak. Derg., 1994

    TABLO III. Seçilen populasyon kesidi ile erkek ve kızlarda kasların palpasyonunda ağrı yanıtı oluşma sıklığı

    TABLO V. Seçilen populasyon kesidi ile erkek ve kızlarda alt çenenin fonksiyonları sırasında ağrı oluşma sıklığı

    Değerlendirmeye Erkek Kız Toplam

    Alınan Kaslar n=51 n = 49 n = 100

    1) Sağ derin masseter 7 12 19

    2) Sol derin masseter 5 6 11 3) Sağ yüzeysel masseter 3 8 11 4} Sol yüzeysel masseter 2 1 3 5) Sağ posterior temporal 0 4 4 G) Sol posterior temporal 1 2 3 ?) Sağ anterior temporal 1 5 6 8) Sol anterior temporal 1 2 3 9) Sağ temporal insersiyosu 17 18 35

    10) Sol temporal insersiyosu 13 20 33 11) Sağ lateral piterigoid 10 17 27 12) Sol lateral piterigoid 10 19 29 13) Sağ medial piterigoid 10 10 29 14) Sol medial piterigoid 8 12 20

    {Tablo IV). Alt çenenin açma-kapama fonksi-yonları sırasında ağrı oluşma sıklığının ise er-keklere göre kızlarda daha fazla olduğu bulun-du (Tablo V). TME fonksiyonlarının değerlendi-rilmesi sonucunda seçilen populasyon kesidin-de alt çene kondilinin lüksasyonuna hiç rastla-namadığı, buna karşın alt çene kilitlenmesinin oldukça sık görüldüğü bulundu (Tablo VI). Ayrı-ca, eklemde klik sesinin en fazla sol eklemde kapama hareketinin sonunda duyulduğu ve mak-simum açılımda alt çenenin sola deviasyonunun görülme sıklığının oldukça yüksek olduğu sap-tandı (Tablo VI).

    TABLO IV. Seçilen populasyon kesidi ile erkek ve kızlarda TME palpasyonunda ağrı yapıtı oluşma sıklığı

    TME

    Palspasyonu Erkek n=51

    Kız n = 49

    Toplam n = 100

    D Sağ lateral 0 1 1

    2) Sağ dorsal 2 0 2

    3) Sol lateral 5 10 15

    4) Sol dorsal 2 3 5

    Alt Çene Fonksiyonları

    1) Açma-kapama hareketi 2 10 12

    2) Sağ lateral hareket 3 6 9

    3) Sol lateral hareket 2 6 8

    4) İleri hareket " 1 1 2

    Alt çenenin hareket kapasitesinin değer-lendirilmesi sonucunda seçilen populasyon kesi-dinde lateral hareketlerde kısıtlılığın diğer ha-reketlere göre daha sık oluştuğu belirlendi (Tablo VII). Erkek ve kızlara ilişkin maksimum açma (p^O.01) ve sol lateral hareket (p^0.05) mik-tarlarının ortalamaları arasındaki farkların biyo-metrik olarak anlamlı olduğu bulundu (Tablo VIII). Seçilen populasyon kesidi ile erkek ve kız-larda klinik difonksiyon indeksinin herbir kate-gorisine ilişkin belirti ve bulguların görülme sık-lığına ilişkin bulgular değerlendirildiğinde; kas-larda ağrılı yanıt oluşma sıklığının en yüksek, TME palpasyonunda ağrılı yanıt oluşma sıklığı ile alt çenenin fonksiyonları sırasında ağrı oluş-ma sıklığının ise en düşük düzeyde oldukları ve disfonksiyon indeksinin tüm kategorilerinde kra-niomandibuler disfonksiyon belirti ve bulguları-na sahip bireylerin fonksiyonel durumlarının da-ha çok orta derecede etkilendiği belirlendi (Tablo IX). Disfonksiyon indeksine göre belirlenen kasların etkilenme düzeylerinin erkek ve kızlar arasında biyometrik olarak anlamlı düzeyde farklı olduğu bulundu (p±0.05) (Tablo IX).

    Seçilen populasyon kesidinde ileri düzeyde kraniomandibuler disfonksiyona sahip bireylere (Dilli) rastlanma sıklığının % 17 olduğu ve birey-lerin % 41'inde hafif düzeyde (Dil) disfonksiyon belirti ve bulgularına rastlandığı bulundu (Tablo X). Kraniomandibuier disfonksiyon indeksinden yararlanılarak sınıflandırılan bireylerin stomatog-natik sistemlerinin fonksiyonel durumuna göre farklı gruplarda yer alma sıklıkları açısından er-kek ve kızlar arasındaki farkın önemli olduğu bu-lundu (p^0.05) (Tablo X).

    16

    Kız Toplam = 49

    Erkek n = 51

  • Cilt 11, Sayı 1 ÜNER, EROĞLU, İMİRZALIOGLUTABLO

    VI. Seçilen pcpulrsyon kesidi ile erkek ve kızlarda TME'e ilişkin bulgulardı görülme sıklığı

    TME'e İlişkin Bulgular Yön Erkek n = 51 Kız n = 49 Toplam n=100

    1) Ses

    a) Açma hareketinin başlangıcında klik sesi

    b) Açma hareketinin ortasında klik sesi

    c) Açma hareketinin sonunda klik sesi

    d) Kapama hareketinin sonunda klik sesi

    e) Lateral harekette klik sesi

    f) Ağrılı klik sesi

    g) Krepitasyon

    2) Maksimum açılma deviasyon

    3) Açma-kapamada düzensizlik

    4) Lüksasyon 5) Kilitlenme

    29(sağ) (sol)

    5 9

    (sağ) (sol)

    2 1

    (sağ) (sol) CM

    LO

    (sağ) (sol)

    9 14

    (sağ) (sol)

    911

    (sağ) (sol)

    2 2

    (sağ) (sol)

    45

    (sağ) (sol)

    3 24

    15

    0

    6

    33 2 6 1 2 6 7

    10 14

    1 15 1 5 4 7 2

    20 16 0

    13

    62 7

    15

    3 3

    8 12

    19 28

    10 2G

    3 7

    8 12

    5 AA

    31

    0

    19

    TABLO Vlî, Seçilen populasyon kesiti ile erkek ve kızlarda alt çenenin hareket kapasitesine İliş-kin Helkimo disfonksiyon indeksine göre sınıflandırılan herbir kategorideki görül-me sıklığı değerleri

    Alt çenenin hareket kapasitesi

    1) Maksimum açma hareketi

    2) Maksimum sağ lateral hareket

    3) Maksimum sol lateral hareket

    4) Maksimum ileri hareket

    Skor

    0 1 5

    0 1 5

    0 1 5

    0 1

    5

    Erkek n = 51

    51 0 0

    41 10 0

    41 8 2

    42 9 0

  • Kız Toplamn = 49 n=100

    47 98

    2 2 0 0

    28 69

    19 29 2 2

    27 68 17 25

    5 7 39 81 8 17

    2 2

    17

  • (Kraniomandibuler disfonksiyon prevalansı) G.Ü. Dişhek. Fak. Derg., 1994

    TABLO VIII. Seçilen populasyon kesiti ile erkek ve kızlarda alt çenenin açma kapasitesine ilişkin tanımlayıcı istatistiksel bilgiler ile cinsiyet farklılığının Önem kontrolü

    Alt çenenin hareket kapasitesi Erkek n = 51

    X Sd Kız n = 49 X Sd

    1) Maksimum açma hareketi

    2) Maksimum sağ lateral hareket

    3) Maksimum sol lateral hareket

    4) Maksimum ileri hareket

    52.84 6.63 48.25 5.68 0.002*7.73 1.69 7.01 2.42 0.220

    7.88 2.04 6.62 2.47 0.021*

    8.33 2.21 8.06 2.28 0.640

    *p

  • Kraniomandibuler disfonksiyon prevalansı ÜNER, EROĞLU, İMİRZALIOĞLU

    TABLO X. Helkimo disfonksiyon indeksine göre sınıflandırılan erkek ve kızlar ile seçilen popu-lasyon kesidinde herbir disfonksiyon grubuna ilişkin görülme sıklığı değerleri ve cin-siyet farklılığının önem kontrolü

    Disfonksiyon grupları Erkek Kız Toplam

    n = 100

    Dili Dilli

    6 1 7 25 16 41

    15 20 35

    5 12 17

    9.107*

    TARTIŞMA

    Epidemiyolojik çalışmalarla, toplumlarda hastalıklara rastlanma sıklığı ve önemi belirle-nir. Buna göre de sağlık hizmetlerinin planma-sında ulusal projeksiyonlar ve politikalar üretilir. Toplumumuzda stomatognatik sistem fonksiyon-larına ilişkin şikayetlerle kliniklere başvuran bi-reylerin sayısı gittikçe artmaktadır. Toplumumuz bireylerinde kraniomandibuler disfonksiyon gö-rülme sıklığının belli kriterler çerçevesinde ge-liştirilen bir klinik disfonksiyon indeksine göre sınıflandırılarak belirlendiği epidemiyolojik ça-lışmaya ise rastlanılamamıştır. Ayrıca, hastalık-lar ve hastalığa ilişkin belirti - bulguların belli kriterler çerçevesinde değerlendirilerek tanı ko-nulmasında güvenilir indekslerin kullanılması, hem nedeni/nedenleri bilinmeyen hastalıkların aydınlatılmasında hem de hastalıklara ilişkin ça-lışmalarda bilimsel açıdan anlamlı karşılaştır-malara olanak sağlaması nedeniyle gereklidir. Özellikle etyolojisinde bir çok faktörün birlikte etkin olduğu kraniomandibuler disfonksiyon gibi hastalıkların değerlendirilmesinde indeks kulla-nımı zorunludur. Toplumumuz genç erişkinlerin-de kraniomandibuler disfonksiyon prevalansı ile belirti-bulgularına rastlanma sıklığının belirlen-mesi ve cinsiyet farkı açısından dağlılımlarının karşılaştırılması amacıyla bu çalışma yapılmış-tır.

    Genç erişkinlerde kraniomandibuler disfonk-siyona rastlanma sıklığının diğer toplumlar için yüksek olduğu bildirilmiştir (9). Bu nedenle ön-

    celikle toplumumuz genç erişkinlerinde çalışma-nın yapılması planlanmıştır. Bireylerin stomatog-natik sistemlerinin fonksiyonel durumu Helki-mo (7) ile Nielsen ve arkadaşları (9)'nın belirttiği kriterler çerçevesinde, aynı araştırmacı tarafın-dan yapılan klinik muayeneyle değerlendirilmiş, kasların muayenesi ise Mongini (2) ve Okeson (3'nun tarif ettiği şekilde gerçekleştirilmiştir. Toplumumuz bireylerinde kraniomandibuler dis-fonksiyon ile belirti ve bulgularına rastlanma sıklığının değerlendirilmesinde Helkimo (7) ta-rafından geliştirilen klinik disfonksiyon indeksi kullanılmıştır.

    Bu araştırmada kraniomandibuler disfonk-siyon belirti ve bulgularından temporal kasının insersiyosunun palpasyonunda ağrılı yanıt oluş-ma, sol eklemin lateral palpasyonunda ağrılı ya-nıt oluşma, lateral hareketler sırasında ağrı oluşma, sol eklemden kapama hareketi sonu ile lateral hareketlerde klik sesi alınma, maksimum çene açılımında sola deviasyon ile açma-kapa-ma hareketi sırasında düzensizlik oluşma ve alt çenenin lateral hareket kapasitesinin azalma sıklığının hem erkek ve kızlarda hem de seçilen populasyon kesidinde yüksek olduğu belirlenmiştir (Tablo III, IV, V, VI ve VII). Bu bulgular değer-lendirilen populasyon kesidinde daha çok sol eklemin etkilendiğini düşündürmektedir. Kranio-mandibuler disfonksiyon belirti ve bulgularına rastlanma sıklığı değerlerinin Ingervall ve arka-daşları (10)'nın 21-54 yaşlarındaki bireylerde yaptıkları çalışmalarında bildirdikleri değerler-den çok farklı olduğu bulunmuştur.

    19

  • Cilt 11, Sayı 1 G.Ü. Dişhek. Fak. Derg., 1994

    Diğer yandan, kraniomandibuler disfonksi-yon indeksinin herbir kategorisine ilişkin dağı-lımlar değerlendirildiğinde, yüksek skorları alan bireylerin sayısının kas muayenesi kategorisin-de diğer kategorilere göre fazla olduğunun bu-lunması disfonksiyonun şiddetinin, dolayısıyla indekse göre normal (DİO), hafif (Dİ), orta (Dili) ve ileri (Dilli) olmak üzere sınıflandırılan bireyle-rin dağılımlarının daha çok kas muayenesi so-nuçlarından etkilendiğini düşündürmüştür (Tab-lo IXj, Bu araştırmada belirlenen farklı indeks kategorilerindeki dağılımlar Helkimo (7)'nun bul-guları ile uyumludur. Yalnız kas muayenesi ka-tegorisinde kas palpasyonuna yanıt açısından farklı skorları alan erkek ve kızların dağılımla-rının biyometrik olarak önemli düzeyde farklı ol-duğu bulunmuştur (Tablo IX).

    Seçilen populasyon kesidinde disfonksiyon indeksine göre hafif düzeyde kraniomandibuler disfonksiyona sahip bireylere % 41 düzeyinde rastlandığı, bunu % 35 ile orta derecede ve % 17 ile ileri derecede disfonksiyon gruplarının izlediği ve kraniomandibuler fonksiyonları nor-mal olan bireylere ise % 7 gibi düşük bir sık-lıkta rastlandığı bulunmuştur (Tablo X). Aynı zamanda farklı disfonksiyon gruplarındaki erkek ve kızların dağılımlarının biyometrik olarak önemli düzeyde farklı olduğu bulunmuştur (Tab-lo X). Bu bulgular İsveç toplumunda hafif dü-zeyde disfonksiyona sahip bireylere % 41 ora-nında rastlandığını bildiren Helkimo (7)'un bul-guları ile uyumludur. Ayrıca, aynı araştırmacı-nın sırasıyla normal ve ileri düzey disfonksiyon grupları için bildirdiği % 12 ve % 22 görülme sıklığı değerleri bu araştırmanın bulgularından yüksek, orta düzey disfonksiyon grubu için bil-dirdiği % 25 değeri ise düşüktür. Ancak, bu de-ğerler bu araştırmanın bulgularına oldukça ya-kındır. Ingervall ve arkadaşları (10)'nın ise yine İsveç toplumunda erkeklerde normal, hafif, orta ve ileri derecede disfonksiyona rastlanma sık-lığının sırasıyla % 39.6, % 33.6, % 24.7 ve % 2.1 düzeyinde olduğunu bildirmişlerdir ve bu değerler hem bu araştırmanın hem de Hekime (7)'un bulgularından çok farklıdır.

    Bu araştırmada stomatognatik sistemleri tam anlamıyla sağlıklı bireylere rastlama sıklı-ğının oldukça düşük bulunması; birincil olarak tesadüfe, ikincil olarak muayeneyi yapan kişiye,

    üçüncül olarak disfonksiyon belirti-bulgularının sübjektif kriterlere göre değerlendirilmesine ve dördüncül olarak kullanılan disfonksiyon indek-sinin yetmezliği ile güvenilirliğinin az olmasına bağlı olabilir. Daha önce bu konuda yapılan araş-tırmaların doğrultusunda (7, 9), ikinci ve üçün-cü faktörlerin araştırmanın bulgularını etkileme-mesi için azami özen gösterilmiştir. Ancak, Hel-kimo (7) ve diğer araştırmacılar (8, 9)'ın kriter-leri çerçevesinde değerlendirilen çene kilitlen-mesi ve lüksasyonunun klinik olarak saptanması oldukça sübjektiftir. Ayrıca, erkek ve kızlara ilişkin, özellikle maksimum açma miktarının or-talamaları arasındaki farkın önemli olduğunun bulunmuş olması (Tablo VIII) bu indeksde alt çene hareket kapasitesinin değerlendirilmesinin erkek ve kızlar için aynı eşik değerlerine göre yapılmasının doğru olmayacağını düşündürmüş-tür. Erkeklerde maksimum açma kapasitesinin 40 mm olması hareket kapasitesindeki yetmez-liğin bir göstergesi olabilir. Bu araştırmada hiçbir erkek bireyde maksimum açma kapasitesinin 40 milimetrenin altına düşmediğinin belirlenmesi (Tablo VII), bu görüşü desteklemektedir. Diğer yandan, sistem fonksiyonları normal olan fakat, farklı kraniofasial morfolojiye sahip bireylerde de alt çenenin açma kapasitesinin de-ğerlendirilmesinde farklı eşik değerlerin belir-lenerek kullanımı daha sağlıklı bir sonuca ula-şılmasını sağlayabilir. Kraniomandibuler disfonk-siyon indeksinin herbir katagorisine ilişkin da-ğılımlar değerlendirildiğinde, yüksek skorları alan bireylerin sayısının kas muayenesi kate-gorisinde diğer kategorilere göre fazla olduğu-nun (% 29) ve yalnız kas muayenesi kategorisin-de kas palpasyonuna yanıt açısından farklı skor-ları alan erkek ve kızların dağılımlarının biyo-metrik olarak önemli düzeyde farklı olduğunun bulunmuş olması (Tablo IX) da kas muayenesi-nin indeksden çıkarılarak yardımı bir kriter ola-rak kullanılmasının indeksin güvenilirliğini artı-racağını düşündürmüştür.

    Klinik disfonksiyon indeksleri bir çok açı-dan sübjektif değerlendirmelere dayanmakta-dır (6, 7, 9). Bu nedenle yalnız disfonksiyon in-deksine dayanarak kraniomandibuler disfonksi-yon tanısının konulup tedaviye başlanmasının doğru olmayacağı kanaatine varılmıştır. Ancak, indekslerin yukarıda da belirtildiği gibi epiderni-yolojik çalışmalarda sağladığı yararların yanısı-

    20

  • Kraniomandibuler disfonksiyon prevalansı ÜNER, EROĞLU, İMİRZALIOĞLU

    ra hem nedeni/nedenleri bilinmeyen hastalıkla-rın aydınlatılmasında hem de hastalıklara ilişkin çalışmalarda bilimsel açıdan anlamlı karşılaştır-malara olanak sağlaması nedeniyle tümüyle yad-sınması mümkün değildir. Kraniomandibuler dis-fonksîyonun değerlendirilmesi amacıyla gelişti-rilen indekslerin birbiri ile karşılaştırılmasının bu konuya açıklık getirilebilmesi açısından fay-dalı olacağı düşünülmektedir.

    Toplumumuz genç erişkinlerinde kranioman-dibuler disfonksiyon prevalansı ile belirti-bulgu-larına rastlanma sıklığının belirlenmesi ve cin-siyet farkı açısından dağılımlarının karşılaştırıl-ması amacıyla yapılan bu çalışmada, toplumu-muz genç erişkinlerinde kraniomandibuler dis-fonksiyon prevalansının oldukça yüksek olduğu sonucuna varılmıştır.

    K A Y N A K L A R

    1. Barker, D.J.P.: Çevirenler, Bertan, M., Tezcan. S.: Pra tik Epidemiyoloji, 2. baskı, Baylan Matbaası, Ankara, 1979.

    2. Mongini, F.: The Stomatognathic System, Quintess ence Publishing Co., London, 1984.

    3. Okeson, J.P. : Management of Temporomandibular Disorders and Occlusion, The C.V. Mosby Co., Phila delphia. 1989.

    4. Parker, M.W. : A dynamic model of etiology in tem poromandibular disorders, J. Am. Dent. Assos., 120 : 283-290, 1990.

    5. Gelb, H., Gelb, M.: Taking the mystique out of the diagnosis and treatment of craniomandibular (TMJ) disorders, Int. Dent. J., 39: 129-139, 1989.

    6. Phillips, R.W., et.al. : :Report of the Committee on Scientific Investigation of the American Academy of Restorative Dentistry, J. Prosthet. Dent., 62 : 70-109, 1989.

    7. Helkimo, M. : Studies on function and dysfunction of the masticatory system. II. Index for anamnestic and clinical dysfunction and occlusai state, Svensk. Tand- laek. Tidskr., 67 : 101-121,1974.

    8. Athanasiou, A.E., et. al. : Stomatognathic function of patients who seek orthognathic surgery to correct dentofacial deformities, Int. J. Adult Orthod. Orthog- nath. Surg., 4: 239-254, 1989.

    9. Nielsen, L, Meisen, B., Terp, S.: Clinical classifica tion of 14-16-year-old Danish children according to functional status of the masticatory system, Comm unity Dent. Oral Epidemiol., 16: 47-51, 1988.

    10. Ingervall, B., Molilin, B., Thilander, B. : Prevalence of symptoms of functional disturbances of the mastica-tory system in Swedish men, J. Oral Rehabil., 7 : 185-197, 1980.

    YAZIŞMA ADRESİ :

    Prof. Dr. Oktay ÜNER Gazi Üniversitesi, Dişhekimliği Fakültesi, Ortodonti Anabilim Dalı 06510 Emek - ANKARA

    21

  • G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt XI, Sayı 1, Sayfa 23 - 28, 1994

    İKİ FARKLI YAPIŞTIRICI SİMANIN PULPA CEVABININ HİSTOPATOLOJİK OLARAK İNCELENMESİ

    Hişam DEM İR KÖPRÜLÜ*, Dilek NALBANT**, Funda DÖNMEZ***, Erol DEMİREL****, Tülin OYGÜR*****

    Ö Z E T

    Biyolojik uyum, dental materyallerde ara-nan önemli özelliklerden biridir. Yapıştırıcı si-manlar diş dokusu üzerinde herhangi bir zararlı ve toksik etki yaratmamalıdır. Bu amaçla kron -köprü protezlerinin yapıştırılmasında kullanılan iki cam iyonomer siman (Logocem ve Meron) ve bir rezin simanın (F 21) pulpa üzerinde etkileri histopatolojik olarak incelenmiştir. Ortodontik çekim endikasyoııu konulmuş çürüksüz 21 adet premolar dişe hazırlanmış class I kavitelere si-man yerleştirilmiş ve dört hafta sonra çekimleri yapılarak histolojik kesitleri alınmıştır. F21 ve Logocem simanlara ait kesitlerde, odontoblastik tabakada azalma, konjesyon (kapiller sistemde kanın toplanması) ve ödem izlenmiştir. Meron simana ait kesitlerde ise, odontoblastik tabaka normal olup, subodontoblastik tabakada kapiller konjesyona rastlanmıştır. Tüm siman grupların-da orta derecede pulpal reaksiyona rastlanmış-tır.

    Anahtar Kelimeler cevabı.

    SUMMARY

    Pulp Response to Glass lonomer and Resin Lu-ting Cements. A Histopathological Study.

    The objective of the present investigation was to observe the effect of a resin luting ce-ment, F21, on human dental pulp and to compare this with the reaction to other glassionomer luting cements, Logocem and Meron. The ma-terials investigated were placed in occlusal ca-vities in premolar teeth which, on extraction at intermediate period (4 weeks), were sectioned, stained and examined for histological change. Odontoblastic reduction, mild disruption in odon-toblastic zone, oedema and congested capillaries in subodontoblastic zone were observed beneath the cavity walls at the F21 resin and Logocem glass ionomer cements groups. There were no reduction of the odontoblastic layer opposite Meron cement. Congested capillaries in pulp stroma and subodontoblastic layer were also observed. The results indicated moderate pulp responses to both luting materials.

    Key Words : Luting cements, Pulp response.

    GİRİŞ

    Günümüzde sabit protetik restorasyonların yapıştırılmasında en çok polikarboksilat, cam iyonomer ve rezin simanlar kullanılmaktadır. Si-manları geliştirme çalışmalarının temel amacı; ağız gibi kompleks bir ortama uygun fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip simanlar üretmektir. Cam iyonomer ve modifiye rezin simanlar bu ge-lişmelerin bir örneği olarak çeşitli standart si-manlarm kombinasyonlarıdır. Cam iyonomer si-

    G.Ü. Dişhek. Fak. Protetik Diş Tedavisi Anabilim dalı Araş. Görev. Dr. G.Ü. Dişhek. Fak. Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğr. Görev. Dr. G.Ü. Dişhek. Fak. Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Araş. Görev. Dt. G.Ü. Dişhek. Fak. Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. G.Ü. Tıp Fak. Patoloji Anabilim Dalı Öğr. Üyesi, Doç. Dr.

    23

    Yapıştırıcı siman, Pulpa

  • Yapıştırıcı Simanlara Pulpanın Cevabı G.Ü. Dişhek. Fak. Derg., 1994

    manlar ilk olarak 1972 yılında Wilson ve Kent tarafından silikat, kompozit ve polikarboksilat si-manların en iyi özelliklerinin birleştirilmesiyle ortaya çıkarılmıştır. Simanda toz; alüminosilikat, likit ise esas olarak alkeonik asitten oluşmakta-dır. Günümüzde ise bu simanın likitinde; polial-keonik asitlerin geniş bir grubu, özellikle akrilik asit kopolimerleri olan itokonik, alkenoik, ma-leik ve fumerik asit bulunmaktadır. Su ile sertle-şen simanlarda, poliakrilik asit, polialkenoik ve-ya tartarik asit dondurulup kurutularak siman tozuna ilave edilmiştir. Bu tür simanlarda visko-zite düşürülerek, kolay akışkanlık sağlanmakta-dır (2,4,9, 14, 17).

    Rezin simanlar, metilmetakrilat ya d,a BIS -GMA tipi aromatik di-metakrilat esaslı mater-yallerden oluşmaktadır. Son yıllarda bu tür si-manların yapılarına ilave materyaller katılarak (Tributil boron veya fosfat monomerler) modifi-ye rezin simanlar geliştirilmiştir. Bu gruba son yıllarda geliştirilen çinko oksit poliyester esaslı rezin simanlar da katılmıştır. BIS-GMA grubu si-anların viskositelerini azaltmak için triethylene glycol dimetacrylate (TEGDMA) ilave edilmiş-tir(1,2,4, 17).

    Tüm dental materyallerde olduğu gibi, si-manlarda da biyolojik uyum önemli bir özelliktir. Simanların gelişmesine bağlı olarak yapılarının kompleks bir hal alması, pulpa dokusunda ne gi-bi değişiklikleri meydana getirdikleri hakkında araştırmalar yetersiz kalmaktadır. Buna karşın fiziksel ve mekanik in vitro araştırmalar olduk-ça fazladır (1,4, 5, 16)..

    Bu çalışmanın amacı, yeni geliştirilen çin-ko oksit poliyester esaslı bir resin simanın ve iki cam iyonomer simanın pulpa dokunsu üze-rinde meydana getirdikleri cevabın karşılaştır-malı olarak incelenmesidir.

    GEREÇ ve YÖNTEM

    Çalışmada kullanılan yapıştırıcı simanlar, türleri ve üretici firmaları Tablo l'de belirtilmiş-tir.

    TABLO 'i. Çalışmada kullanılan simalr.ar ve üretici firmaları

    Yapıştırıcı Siman

    F21 (rezin siman] Voco, D.2l90-Cuxhaven.Germany

    Meron (cam iyonomer) Voco, D.2190-Cuxhaven,Germany

    Logocem WM PD Dental. Germany (cam iyonomer)

    Yaşları 15-19 arasında değişen 8 hastaya ait, ortodontik çekim endikasyonu konulmuş 21 adet çürüksüz alt ve üst premolar dişe lokal anestezi altında oklüzal kaviteler açılmıştır. Ka-vite hazırlama işleminde yüksek devirli su so-ğutmalı hava türbini ile 859/016 nolu elmas frez kullanılmıştır (Diatech Diamand AG, Heer-bruugg, Swiss). Kavite preparasyonunda, pulpa duvarı ile kavite tabanı arasında kalan dentinin kalınlığını standardize etmek amacıyla prepa-rasyon mine-dentin sınırında bırakılmıştır. Açı-lan kaviteler basınçlı su ile yıkandıktan sonra pamuk paletlerle kurutulmuştur. İki diş çekimi olan vakalarda biri cam iyonomer siman ile dol-durulurken diğer rezin siman ile doldurulmuş-tur. Üç veya dört diş çekimi olan vakalarda her dişe farklı simanın konulmasına özen gösteril-miştir. Üretici firmaların önerileri doğrultusunda F21 rezin simanı; 2 toz/1 likit, Meron cam iyo-nomer simanı; 3 toz/1 likit ve su ile sertleşen Logocem WM cam iyonomer simanı 3 toz/1 dis-tile su oranlarında karıştırılarak hazırlanmıştır. Hazırlanan siman fulvar yardımıyla kavitenin ya-rısına kadar doldurulmuş, siman sertleştikten sonra üzeri çinko oksit ojenol ile kapatılmıştır. Her siman grubu için 7'şer adet diş kullanılmış-tır.

    Tüm gruplara ait dişler dört hafta sonra çe-kilmiştir. % 10 formalin solüsyonunda 48 saat süreyle bekletildikten sonr?. dekalsifikasyon iş-lemi için % 10 formik asite konulmuştur. De-kalsifikasyon