SOIL PARAMETERS wHICH CAN BE DETERMINED wITH SEISMIC VELOCITIES Sismik H±zlar °le
EOLOGY · 2020. 4. 22. · SİSMİK TESTLER Özel kamyonlar aşağıdaki kaya tabakalarına çarpan...
Transcript of EOLOGY · 2020. 4. 22. · SİSMİK TESTLER Özel kamyonlar aşağıdaki kaya tabakalarına çarpan...
-
LIMESTONEThe lowest and
oldest layer contains fossils of tiny creatures, showing that 100 million years ago, during the time of the dinosaurs, the region was under the sea.
OUR EARTH CHANGES all the time. Mountains rise and wear away.Continents move, causing oceans to widen and narrow. These changes are slow. It would take a million years to notice much difference. Other changes, such as when an earthquake shakes the land or a volcano erupts, are sudden. Geology is the study of how Earth changes, how it was formed, and the rocks that it is made of. Clues to the Earth’s history are hidden in its rocks. Geologists survey (map out) the land and dig down to the rocks in Earth’s crust. The age and nature of the rocks and fossils (evidence of prehistoric plants and animals) help geologists understand the workings of Earth. Geologists also help discover valuable deposits of coal, oil, and other useful minerals. They study the land before a large structure such as a dam is built, to make sure that the land can support the great weight. Geologists also warn people about possible disasters. Using special instruments, they detect the movement of rocks and try to predict volcanic eruptions �,vHhothquakes.
RADIOACTIVE DATING
Rocks contain substances that decay over millions of years,
giving off tiny amounts of nuclear radiation.
By a process called radioactive dating,
which measures this radioactivity, geologists
can find out how old the rocks are.
THE HISTORY OF GEOLOGYThe ancient Greeks
and Hindus were the first peoples to study and date the rocks of Earth. During the late 18th century, the Scottish scientist James Hutton became the first European geologist to realize that Earth is millions of years old and that it changes constantly. But his ideas were not accepted until after his
death. In 1912, Alfred Wegener, a German meteorologist, proposed that the continents move. But it was more than 50 years before his idea was found to be true.
231
GEOLOGY
SEISMIC TESTSSpecial trucks strike the
ground with huge hammers, producing shock waves,
called seismic waves, which bounce off the layers of rock below. Computers use these
waves to draw pictures of the layers of rock within Earth.
EXAMINING EARTHEarth’s crust is made of layer upon layer of different kinds of rock that have been laid down over millions of years. The topmost layers usually formed most recently and the lowest layers are the oldest. By uncovering these layers of rock, geologists can trace back the history of Earth.
AERIAL SURVEYSAirplanes carry special
cameras that produce three-dimensional views
of the land below, and instruments that measure
the strength of Earth’s magnetism and gravity.
ROCK SAMPLEThe layers of rock in this sample (above) come from deep underground.
BASALTLava from
a volcano formed this layer of basalt. The land rose from the sea, and a volcano erupted nearby to cover the rock below with lava.
SHALEA layer of shale
rock shows that the land must have been beneath shallow water. Mud from a nearby river built up and compacted, forming shale.
SANDSTONEThe top
and youngest layer of rock is sandstone. It sometimes forms from desert sands. The criss-cross pattern shows how the wind blew sand to form the rock.
GEOLOGISTS AT WORKRocks at the Earth’s surface reveal
their past to the expert eyes of geologists. For example, huge cracks in layers of rock show that powerful
forces once squeezed the rocks.
In 1795 James Hutton founded the modern science of geology with his book The Theory of the Earth.
SATELLITE MAPPINGSatellites circle Earth and send back
photographs of the surface from space. The pictures show features of the land in great detail and help geologists identify the rocks.
Satellites have also measured the size and shape of Earth.
Studying the rocks in the ocean floor can reveal
the slow movements of Earth’s crust.
SEDA
T BAY
-
231
JEOLOGLAR İŞ BAŞINDADünya’nın yüzeyindeki kayalar
jeologların uzman gözlerine kendi geçmişlerini açıklarlar. Örneğin, kaya
tabakalarındaki devasa çatlaklar kayaları bir zamanlar kudretli güçlerin
sıkıştırdığını gösterir.UYDULARLA HARİTALAMA
Uydular dünyanın etrafında dönerve uzaydan yüzeyin
fotoğraflarını yollarlar. Resimler arazinin özellikleri çok detaylıca
gösterir ve jeologların kayaları tanılamasına yardımcı olur.
Uydular aynı zamanda Dünya’nın boyutu ve şeklini de ölçümlerler.
Okyanus tabanındaki kayaları incelemek Yeryüzü kabuğunun yavaş hareketini
açığa vurur.
KUMTAŞI
Kayanın en üst ve genç tabakasıkumtaşıdır. Bazen çöl kumlarından oluşur. Gevrek biçimi rüzgarın kayaları oluşturmak için kumu nasıl uçurduğunu gösterir.
KİLLİ YAPRAKTAŞI
Bir killi yapraktaşı tabakası arazinin sığ sular altında bulunmuş olması gerektiğini gösterir. Yakın bir ırmaktan gelen çamur birikmiş, sıkışmış ve killi yapraktaşını oluşturmuştur.
BASALTBir yanardağdan gelen bu bazalt tabakasını oluşturmuştur. Arazi
denizden yükselmiştir ve aşağıdaki kayaları lavla
kaplayacak bir yanardağ patlaması olmuştur.
KİREÇ TAŞI
En alt ve eski tabaka 100 milyon yıl önce dinozorlar
çağında bölgenin sular altında olduğunu gösterir şekilde ufak
yaratıkların fosillerini içerir.
SİSMİK TESTLERÖzel kamyonlar aşağıdaki kaya
tabakalarına çarpan sismik dalgalar adı verilen şok
dalgaları üretir şekilde devasa tokmaklarla zemini döver. Bilgisayarlar bu dalgaları
yeryüzündeki kaya tabakalarının resimlerini
çizmek için kullanırlar.
1795'de James Hutton The Theory of the Earth kitabıyla modern jeoloji bilimini kurdu.
Eski Yunanlılar ve Hintliler dünyanın kayalarını inceleyen
ve onları tarihlendiren ilk toplumlardı. 18. Yüzyılın
sonlarında, İskoç bilim adamı James Hutton dünyanın
milyonlarca yaşında olduğunun ve sürekli olarak
değiştiğinin farkına varan ilk Avrupalı bilim adamı oldu. Fakat bu fikirler o öldükten
sonraya kadar kabul görmedi. 1912’de Alfred Wegener, bir
Alman meteorolog kıtaların hareket ettiğini ortaya attı.
Fakat bu onun fikrinin doğru kabul edilmesinden 50 yıl
önceydi.
RADYOAKTİF TARİHLEME
Kayalar milyonlarca yıl içinde ufak miktarda
nükleer radyasyon yayar şekilde çürüyen maddeler içerir. Bu radyoaktiviteyi
ölçümleyen radyoaktif tarihleme adı verilen bir
işlemle jeologlar kayaların en kadar yaşlı
olduklarını belirleyebilirler.
DÜNYAYI İNCELEMEKDünyanın kabuğu milyonlarca yıldır orada uzanan üst üste farklı türlerde
kaya tabakalarından oluşmaktadır. En üst tabakalar genelde en yeni
oluşanlardır ve en alt tabakalar en yaşlı olanlardır. Bu kaya tabakalarını
ortaya çıkararak jeologlar dünyanın tarihinin izini sürebilirler.
JEOLOJİ
KAYA NUMUNESİBu örnekteki kaya tabakaları (yukardaki) yerin derinliklerinden gelmektedir.
JEOLOJİ TARİHİ
HAVA HARİTACILIĞIUçaklar aşağıdaki arazinin üç boyutlu görüntülerini üreten özel kameralar ve Dünya’nın manyetizmasının ve yer çekiminin gücünü ölçümleyen araçlar taşırlar.
kalıntıları) jeologların Yeryüzünün işleyişini anlamasına yardımcı olur. Jeologlar değerli kömür, petrol ve diğer değerli mineral yataklarınınbulunmasına da yardımcı olur. Baraj gibibüyük bir yapı inşa edilmeden önce arazinin o büyük ağırlığı kaldırabileceğinden emin olmak için araziyi incelerler. Jeologlar insanları muhtemel felaketler konusunda da uyarırlar. Özel donanımlar kullanarak kayaların hareketiniinceler ve depremleri volkanikpatlamaları belirlemeye çalışırlar.
Dünyamız her zaman değişir. Dağlar yükselir ve aşınır. Kıtalar hareket eder ve okyanusların genişlemesine ve daralmasına sebep olur. Bu değişimler yavaştır. Büyük bir fark görmek bir milyon yıl alır. Diğer değişimler bir depremin bir ülkeyi vurduğunda ya da bir volkan püskürdüğünde olduğu gibi hızlıdır. Jeoloji dünyanın nasıl değiştiğinin, nasıl oluştuğunun ve onu oluşturan kayaların irdelenmesidir. Dünya tarihiyle ilgili ipuçları kaylarda saklıdır. Jeologlar toprağı inceler (detaylarıyla gösterir) ve yeryüzü kabuğundaki kayalar için derinleri kazarlar. Kayaların özellikleri ve fosiller (tarih öncesi bitki ve hayvanların
SEDA
T BAY
BAY 1Text Box
SEDAT BAYOKUMAMATERYALLERİ
-
Regular, vigorous exercise helps prevent
heart disease.
248
ARE YOU HEALTHY? Before answering, think about whatyou understand by “health.” It doesn’t just mean freedom from disease. Health is a measure of how sound and vigorous both your body and mind are. A truly healthy person has a sense of physical and mental well-being. Our health is precious and easily damaged. But there is much we can do to maintain it.
Eating well, exercising, and getting enough sleep all help keep us healthy. Standards of health and health hazards are different
from place to place. In some parts of the world, many people have serious health problems because they are poor, hungry, and
without clean drinking water. In other places, stress at work, lack of exercise, and too much food bring their own health problems, such as heart disease. People also damage their health through the use of alcohol,
tobacco, and dangerous drugs.
IMMUNIZATIONGood health includes preventing disease.
Immunization, sometimes called inoculation or vaccination, involves injecting the body
with a vaccine. This is a tiny dose of the infecting agent of the disease, which has
been specially treated to render it safe. The vaccination provides immunity, or
protection, against the disease. It is now possible to immunize against diphtheria, polio, tetanus, measles, mumps, rubella,
tuberculosis, meningitis, and lots of other illnesses. Immunization has completely
eliminated one disease – smallpox.
KEEPING HEALTHYFood plays a large part in health. A healthy diet includes fresh fruit and vegetables, meat, fish, bread, eggs, and milk, but not too many fatty, salty, or sugary foods. Exercise keeps the heart strong and prevents us from gaining too much weight.
Better hygiene and a more balanced diet could
eliminate much ill health in developed nations.
MENTAL HEALTH A healthy mind is just as important as a healthy body. Stress, drug abuse, physical disease, and family problems such as divorce can all damage mental health. Specialist doctors who treat mental health problems are called psychiatrists. Other sources of help include drug therapy, counseling, and self-help groups.
A doctor or nurse usually gives immunizations by
injection.
PUBLIC HEALTHDirt and lack of hygiene damage health. If not controlled, they can extend to whole cities and affect large populations. The Great Plague of London in 1665 is a good example. During the 1840s, pioneers of public health in Europe worked to introduce clean water supplies and good sewage systems. Now, international agencies like the World Health Organization have been set up to monitor public health.
HEALTH AND FITNESS
To reveal cancer cells on a microscope slide, technicians stain the tissue sample with colored dyes.
HEALTH CHECKUPS Through routine medical checkups,
doctors can detect health problems such as cancer at the early stages,
when treatment is most effective. Checkups can also reveal
hereditary health problems – diseases that pass from parents
to children.
Observing a child at play can help the psychiatrist to make an assessment.
SEDA
T BAY
-
248
Observing a child at play can help the psychiatrist to make an assessment.
Sağlıklı mısınız? Cevap vermeden önce ‘sağlık’ denilince ne anladığınızı düşünün. Sağlık hem vücudunuz hem de aklınızın ne kadar sıhhatli ve dinç olduğunun bir ölçütüdür. Gerçekten sağlıklı bir insan fiziksel ve zihinsel anlamda iyi olduğu hissine sahiptir. Sağlığımız çok değerlidir ve kolayca bozulur. Fakat sağlığımızı korumak için yapabileceğimiz çok şey var. İyi beslenme, egzersiz ve yeterli uykunun hepsi sağlıklı kalmamıza yardımcı olur. Sağlıklı ve sağlığa zararlı şeylerin standartları yerden yere farklılıklar gösterir. Dünyanın bazı bölgelerinde, pek çok insan ciddi sağlık problemlerine sahiptir çünkü bu insanlar fakirdir ve temiz içme suları yoktur. Diğer yerlerde, işteki stres hareketsizlik ve çok fazla yemek onların kalp hastalığı gibi sağlık problemlerini ortaya çıkarır. İnsanlar alkol, tütün ve tehlikeli ilaçlar kullanarak da kendi sağlıklarına zarar verirler.
Daha iyi hijyen ve daha dengeli bir diyet gelişmiş
uluslardaki sağlık sorunlarını ortandan
kaldırabildi.
Düzenli ve etkin egzersiz kalp
rahatsızlığını önlemede yardımcı olur.
SAĞLIKLI KALMAKYiyecek sağlıkta büyük bir yer tutar. Sağlıklı bir diyet taze meyve ve sebzeler, et, balık, yumurta ve süt içerir fakat çok fazla yağlı ve tuzlu ya da şekerli yiyecekleri içermez. Egzersiz kalbi daha güçlü tutar ve çok fazla kilo almamızı engeller.
IMMUNIZASYON
İyi sağlık hastalığı önlemeyi kapsar. Bazen aşı ya da aşılama denilen bağışıklık
kazandırma, (immunizasyon) vücuda bir aşı enjekte etmeyi gerektirir. Bu bulaşan ajan ya da hastalığın güvenli ufak bir dozudur ki bu
doz güvenli hale getirmek için özellikle işlenmiştir. Aşılama hastalığa karşı
bağışıklık ya da koruma sağlar. Günümüzde difteri, çocuk felci, tetanos, kızamık,
kabakulak, rubella, tüberküloz, menenjit ve çok sayıda diğer hastalığa karşı bağışıklık
kazandırmak mümkündür. İmmunizasyon bir hastalığı, çiçek hastalığını, tamamen ortadan
kaldırmıştır. BBir doktor ya da hemşire aşı yaparak bağışıklık kazandırır.
AKIL SAĞLIĞI
Sağlıklı bir zihin sağlıklı bir beden kadar önemlidir. Stres, uyuşturucu bağımlılığı, fiziksel hastalıklar ve boşanma gibi ailevi problemlerin hepsi zihin sağlığımıza hasar verebilir. Zihinsel hastalıkları tedavi eden uzman doktorlara psikiyatrist denir. Diğer yardım kaynakları ilaç tedavisi, rehberlik ve yardımlaşma gruplarını içerir.
HALK SAĞLIĞIPislik ve hijyen eksikliği sağlığa zara verir. Kontrol edilmezse, bunlar tüm şehirlere genişler ve büyük insan topluluklarını etkileyebilir. 1665’teki büyük Londra Vebası iyi bir örmektir.1840’larda halk sağlığının Avrupa’daki öncüleri temiz su kaynakları ve iyi kanalizasyon sistemleri getirmek için çalıştılar. Günümüzde, halk sağlığını gözlemlemek için Dünya Sağlık Örgütü gibi uluslararası ajanslar kurulmuştur.
GENEL SAĞLIK KONTROLLERİRutin medikal kontroller aracılığıyla
doktorlar kanser gibi sağlık problemlerini tedavinin en etkin olduğu erken safhalarda saptayabilirler. Sağlık
kontrolleri kalıtımsal hastalıkları, ebeveynlerden çocuğa geçen hastalıkları,
da açığa çıkarır.-
Bir mikroskop lamı üzerinde kanser hücrelerini açığa çıkarmak için teknisyenler doku numunelerini renkli boyalarla lekelerler.
SAĞLIK VE FORM
SEDA
T BAY
-
19
BATTLESAlexander fought many battles. Usually he had fewer men than his enemy, but he won because his men were well trained and equipped. At the Battle of Issus in 333 bce Alexander, with 36,000 men, defeated Darius and his 110,000 troops. Two years later, with a force of 45,000 men, Alexander again overwhelmed Darius and his 100,000 soldiers at the Battle of Guagamela.
After Alexander’s death, Ptolemy Soter, commander of Egypt, created a huge library at Alexandria. It was said to have contained
more than 500,000 books; today only ruins remain.
ALEXANDRIAIn 332 bce Alexander founded the city of Alexandria (named after himself) on the Mediterranean coast. It soon became a great port and a center of Greek culture and learning, attracting poets and scientists from all over the world. Today Alexandria is the second-largest city in Egypt.
ALEXANDER THE GREAT
Dependent region
Alexander’s empire
Independent region
Alexander’s route
BY 323 bce ONE MAN HAD CONQUERED most of the known world and set up an empire that extended from Greece to India. The name of the
the spread of Greek culture throughout the known
world. After he died, his
empire was divided. But he is still
considered one of the greatest generals who ever lived.
ALEXANDERAs a young man Alexander (356-323 bce) was brave and intelligent. He was taught by the Greek philosopher Aristotle, from whom he developed a lifelong interest in philosophy.
BUCEPHALUSAlexander rode into battle on a beautiful horse called Bucephalus. According to legend, Bucephalus was completely wild and responded only to Alexander. When Bucephalus died, Alexander built a monument and town, called Bucephala, in honor of him. The city still exists in India today.
Granicus
Issus
ARABIA
PERSIA
Persepolis
INDIA
BACTRIA
EGYPT
Nile River
Independent state of Sparta Guagamela
Mediterranean Sea
Susa
Alexandria
MACEDONIA
PHALANXThe army that Alexander led into Persia (Iran)
consisted mostly of infantry, or foot soldiers armed with long spears. The infantry fought in a formation
called a phalanx. The men were packed closely together with their spears pointing
toward the enemy.
Alexander the Great’s empire,
334-323 BCE
Dependent state of Cyrenaica
general was Alexander, today known as Alexander the Great. He was the son of King Philip II, ruler of Macedonia, a small but powerful Greek kingdom. In 336 bce Philip was murdered and Alexander became king, although he was only 20 years old. Alexander was an ambitious and brilliant general. In 334 he invaded the great Persian Empire ruled by Darius III. After a series of remarkable victories, Alexander then went on to conquer a vast empire running from Egypt in the west to India in the east. When Alexander died, aged only 33, he had led his armies at least 12,000 miles (19,000 km) and had encouraged
SEDA
T BAY
-
19
BUCEPHALUS
Granicus
Issus
ARABIA
PERSIA
Persepolis
INDIA
BACTRIA
EGYPT
Nile River
Independent state of Sparta Guagamela
Mediterranean Sea
Susa
Alexandria
334-323 BCE
Dependent state of Cyrenaica
İSKENDER
İskender genç bir adamken cesur ve akıllıydı. Tüm hayatı boyunca süren felsefeye karşı olan ilgisinin kaynağı olan Yunanlı filozof Aristo tarafından eğitildi.
MACEDONIA
İSKENDERİYE
M.Ö. 332’de İskender (kendi adını alan) Akdeniz kıyısında İskenderiye şehrini kurdu. Şehir kısa süre içinde büyük bir liman ve tüm dünyadan şair ve bilim adamlarını kendine çekecek şekilde ve Yunan kültür ve öğretisinin bir merkezi oldu. Günümüzde İskenderiye Mısır’daki ikinci en büyük şehirdir.
İskender'in rotası
Bağımzsın bölge
Bağlı Bölge
İskender İmparatorluğu
İskender’in ölümünden sonra Mısır kumandanı Ptolemy Soter İskenderiye’de muazzam bir kütüphane kurdu. 500,000 den fazla kitap içerdiği söyleniyordu; ancak günümüzde sadece yıkıntıları kalmıştır.
SAVAŞLARİskender pek çok savaş yaptı. Genellikle düşmanan dahaz askeri vardı, fakat o savaşları kazadı çünkü adamları iyi eğitimli ve donanımlıydılar. M.Ö. 1333 yılındaki Issus savaşında, 36,000 adamla; İskender Darius’un 110,000 kişilik birliklerini mağlubiyete uğrattı. İki yıl sonra, 45,000 kişilik bir kuvvetle Guagamela savaşında Darius ve100,000 adamını akın ederek bir kez daha yendi.
BÜYÜK İSKENDER
PHALANXİskender’in Iran üzerine sürdüğü ordusu
çoğunlukla piyadelerden ya da uzun mızraklar kullanan yaya askerlerden oluşuyordu. Piyadeler
Phalanx denilen bir düzende savaşıyorlardı. Askerler mızrakları düşmanı işaret eder şekilde
birbirlerine sıkıca yanaşıyordu.
İskender savaşa Bucephalus adlı güzel bir at üzerinde girerdi. Efsaneye göre, Bucephalus tamamen vahşiydi ve sadece İskender’e tepki veriyordu. Bucephalus öldüğünde, İskender onun anısına Bucephalus isimli bir anıt ve bir şehir inşa ettirdi. Şehir bugün hala Hindistan’da bulunmaktadır.
Büyük İskender''in İmparatorluğu,
Generalin adı İskender’di, bugün bilinen adıyla Büyük İskender. Ufal fakat güçlü bir Yunan krallığı olan Makedonya’nın kralı II. Philip’in oğluydu. M.Ö. 336’da Philip öldürüldü ve sadece 20 yaşında olmasına rağmen İskender kral oldu. İskender hırslı ve akıllı bir generaldi. 334 yılında III. Darius tarafından yönetilen Pers İmparatorluğu’nu işgal etti. Bir dizi dikkate değer zaferlerden sonra İskender batıda Mısır’dan doğuda Hindistan’a kadar uzanan devasa bir imparatorluğu fethetmeye girişti. Daha sadece 33 yaşında öldüğünde ordusunun başında en azından 12000 mil kat etmiş ve Yunan kültürünün bilinen dünya boyunca yayılmasını teşvik etmişti.
M.Ö. 323 yılına gelindiğinde tek bir adam bilinen dünyanın çoğunu fethetmiş ve Yunanistan’dan Hindistan’a kadar uzanan bir imparatorluk kurmuştu.
Öldükten sonra imparatorluğu bölündü. Fakat o hala gelmiş geçmiş en büyük generallerden biri olarak kabul edilir.
SEDA
T BAY
BAY 1Text BoxSEDAT BAY OKUMA MATERYALLERİ
-
60
MORE THAN 700 YEARS AGO a civilization was born in what is now Mexico. The Aztecs, founders of this civilization, were the last Native American rulers of Mexico. They were a wandering tribe who arrived in the Mexican Valley during the 13th century. The Olmecs and Toltecs had already established civilizations in this area, and influenced the Aztecs. Over the next 200 years the Aztecs set up a mighty empire of some 12 million people. The Aztecs believed that the world would come to an end unless they sacrificed people to their sun god, Huitzilopochtli. They built pyramids and temples where they sacrificed prisoners from the cities they had conquered. In 1519 Spanish conquistadors (adventurers) arrived in Mexico and defeated the Aztecs. Moctezuma II, last of the Aztec emperors, was killed by his own people, and the Aztec empire collapsed.
AZTECS
HUMAN SACRIFICESAztec priests used knives with stone blades to kill up to 1,000 people each week, offering the hearts to their sun god, Huitzilopochtli.
Ceremonial jade mask
AZTEC ARTISTSThe Aztecs made beautiful jewelry using
gold, turquoise, pearls, shells, and feathers. They also used other valuable stones,
such as obsidian and jade.
Temple precinct at Tenochtitlán
Causeway
Find out moreConquistadorsSouth america
South america, history of
Aztec pyramid with temple at the top
The bodies of sacrificed victims were thrown to the ground.
Victim being sacrificed on top
of the temple.
Preaching priest
TENOCHTITLÁNThe Aztec capital, called Tenochtitlán, was a “floating city,” built in Lake Texcoco, on one natural and many artificial islands. To reach the mainland, the Aztecs built causeways (raised roads) and canals between the islands. Today Mexico City stands on the site.
TRIBUTESThe Aztecs became very
rich by collecting tributes (payments) from
conquered tribes. Cloth, corn, pottery, and luxury
goods were brought to Tenochtitlán from the
conquered cities by porters, and exchanged in four huge markets. Officials made lists of
all the tributes in picture writing. The Aztecs declared war on any
tribe that refused to pay tribute.
www.children.dkonline.com >> Aztecs
(c) 2011 Dorling Kindersley, Inc. All Rights Reserved.
SEDA
T BAY
-
60
Causeway
TENOCHTITLÁN
(c) 2011 Dorling Kindersley, Inc. All Rights Reserved.
Tapınağın tepesindekurban edilmekte olan
kurban
Üst kısmında tapınak bulunan Aztek piramidi
Kurban edilenlerin vücutları yere atılırdı.
Papaz
İNSAN KURBANLARAztek rahipleri her hafta
1000'e kadar insanı kalplerini güneş tanrıları
Huitzilopochtli'ye sunmak amacıyla öldürmek için taş ağızlı bıçaklar kullanırlardı.
Törensel yeşim maske
Tenochtitlán'dekiTapınaklar bölgesi
AZTEK SANATÇILARIAztekler altın, firuze, inci, deniz kabukları ve tüyler kullanarak güzel mücevherler yaptılar. Obsidiyen (Volkan camı) ve yeşim gibi diğer
Tenochtitlán adlı Azteklerin başkenti Texcoco Gölü’nde bir doğal ve çok sayıda suni ada üzerinde inşa edilmiş olan ,“yüzen bir şehirdi.Anakaraya ulaşmak için adalar arasında uzun yükseltilmiş yollar ve kanallar yaptılar. Günümüzde Mexico City bu yerin üzerinde durur.
Aztekler yendikleri kabilelerden haraç toplayarak çok zengin oldular. Kumaş, mısır, çanak çömlek ve lüks mamuller hamallar tarafından fethettikleri kabilelerden Tenochtitlán’a getirilir ve dört büyük pazarda değiş tokuş yapılırdı. Görevliler bütün haraçları resim yazısı şeklinde listelerlerdi. Aztekler haraç ödemeyi reddeden tüm kabilelere savaş ilan ederdi.
VERGİLER (HARAÇLAR)
değerli taşları da kullandılar.
AZTEKLER700 yıldan daha uzun süre önce şimdiki Meksika’da bir medeniyet doğdu. Medeniyetinkurucusu olan Aztekler Meksika’nın son Latin Amerikalı hükümdarlarıydılar. Onlar Meksika Vadisi'ne 13. yüzyılda gelen göçebe bir kabileydi. Bu bölgede Olmecler ve Toltecler zaten bir medeniyat kurmuşlardı ve Aztekleri etkilediler. Sonraki 200 yıldan fazla bir süre 12 milyon kadar insana sahip güçlü bir imparatorlukkurdular. Aztekler güneş tanrıları Huitzilopochtli'ye insan kurban etmedikleri takdirde, dünyanın sonunun geleceğine inanıyorlardı. Fethetmiş olduklarışehirlerden mahkumları kurban ettikleri piramitler ve tapınaklar inşa ettiler. 1519'da İspanyol istilacılar Meksika'ya vardılar ve Aztekleri mağlup ettiler. Son Aztek imparatoru Moctezuma II, kendi insanları tarafından öldürüldü ve Aztek İmparatorluğu yıkıldı.
SEDA
T BAY
BAY 1Text BoxSEDAT BAY OKUMA MATERYALLERİ
-
113
KİMYASAL REAKSİYONLAR
Farklı maddeler yeni materyaller oluşturmak için
birleştiğinde ortaya bir kimyasal reaksiyon çıkar. Bazı reaksiyonlar onları başlatmak
için ısıya ihtiyaç duyarlar; diğerleri reaksiyon ilerledikçe
ısı üretirler.
Sodyum yumuşak gümüşümsü bir metaldir.
Klorin zehirli sarı-yeşil bir gazdır.
Sodium chloride zehirli olmayan bir
tozdur.
KİMYA
CİHAZLARKimyagerler kimyasalları karıştırmak için elektronik ve otomatik makinelerle
birlikte özel balonlar (cam kaplar) ve kavanozlar
kullanırlar.
Elementler tek bir tür atomdan oluşan maddelerdir. Farklı elementler birleşince
onların atomları bileşik olarak adlandırılan yeni bir madde ortaya çıkarmak için birleşirler.
Örneğin, sıradan tuz sodyum klorid adı verilen bir bileşendir.Sodyum elementinin ve klorid
elementinin birleştirilmesi ile yapılır. İki element birleştiğinde, kendisini oluşturan
elementlerin her birinden tamamen farklı olan bir bileşik oluştururlar.
Kimyagerler kimyasal maddeleri tanımlamak için bir stenografi
kullanırlar. H2O suyun sembolüdür ve her bir su molekülünün iki
hidrojen atomu (H) ve bir oksijen atomu (O) içerdiğini gösterir.
ısırlılar ilk kimyagerlerdi. Kimya bir eski Mısır kelimesi olan
Chem’den gelir. Modern kimya bir Fransız olan Antoine Lavoisier kimyasal reaksiyonların nasıl
işlediğini 1790 civarında açıkladığı zaman başladı. 1808’de bir İngiliz
bilim adamı olan John Dalton maddelerin atomdan oluştuğunu
gösterdi. 1871’e gelinene kadar bir Rus öğretmen, Dimitri Mendeleyev
elementleri özelliklerine göre sınıflandıran ve kimyanın yapı taşı olan periyodik tabloyu meydana
getirmişti.
KİMYA TARİHİSimya adı verilen ilk dönemlerdeki kimya,
büyü ve varsayımın bir karışımıydı. Yaklaşık M.Ö. 330 den başlayarak
simyacılar kurşun, civa ve diğer ucuz metallerden altın yapmaya çalıştılar. Ayrıca bir yaşam iksiri ya da hayatı uzatan bir hazır
ilaç bulmaya da çalıştılar. Simyacılar bu amaçlarında başarısız olsalar da, maddeleri ayrıştırmanın ve onları saf hale getirmenin yollarını buldular. Pek çok yeni madde de
buldular.
SİMYA
Pişirmenin neden çiğ ve sert yiyecekleri lezzetli bir yemeğe dönüştürdüğünü hiç düşündünüz mü?
Pişirme ham maddeleri yeni bir maddeye dönüştür en kimyasal bir reaksiyonun sadece bir örneğidir. Kimyagerler kimyasal reaksiyonları plastik, ilaçlar, boya ve günlük yaşantımızda önemli olan pek çok
diğer malzemenin yapımında kullanırlar. Onlar maddelerin neden oluştuğunu ve onların yeni
maddeler oluşturmak için nasıl birleştirilebileceklerini de çalışırlar. Kimyasallar bir kimyacı tarafından
kullanılan ham maddelerdir. Dört milyondan fazla farklı kimyasallar kimyagerler tarafından
yapılmaktadır; yaygın olarak kullanılan yaklaşık 35.000 kimyasal vardır. Bu kimyasallar element adı
verilen basit maddeleri bileşik adı verilen daha karmaşık maddelere (dönüşecek şekilde) birleştirerek
yapılabilir.
ELEMENTLER VE BİLEŞİKLER
SEDA
T BAY
BAY 1Text BoxSEDAT BAY OKUMA MATERYALLERİ
-
113
ELEMENTS AND COMPOUNDSElements are substances that are made of a single kind of atom. When different elements combine,
their atoms join to produce a new substance, which is called a compound. For example, common salt is a
compound called sodium chloride. It is made by combining the element sodium and the element
chlorine. When the two elements combine, they form a compound that is entirely different from either of
the elements used to produce it.
HAVE YOU EVER WONDERED why cookingchanges raw, tough food into a tasty meal? Cooking is
substances called compounds. Early chemists considered four elements – fire, water, air, and earth. Today we know there are 92
that occur in nature and a few others that can be made in laboratories. The most common element in the universe
is hydrogen, which is the main component of stars.
When different substances combine to form new materials, a chemical
reaction occurs. Some reactions need heat to start them off; others produce heat as the reaction proceeds.
ALCHEMYEarly chemistry, called alchemy, was a mixture of magic and guesswork. From about 300 ce, alchemists tried to make gold from lead, mercury, and other cheap metals. They also tried to find an elixir, or preparation, to prolong life. Although the alchemists did not succeed in these aims, they found ways of separating substances and making them pure. They also discovered many new substances.
Chemists use a shorthand to describe chemicals. H2O is the
symbol for water, and shows that each water molecule
contains two hydrogen atoms (H) and one oxygen atom (O).
Sodium is a soft, silvery metal.
CHEMISTRY
Chlorine is a poisonous yellow-green gas.
Sodium chloride is a non-poisonous
powder.
HISTORY OF CHEMISTRYThe Egyptians were the first chemists. The word chemistry comes from Chem, the name for Ancient Egypt. Modern chemistry began around 1790 when a Frenchman, Antoine Lavoisier, explained how chemical reactions work. In 1808 an English scientist, John Dalton, showed that substances were made from atoms. By 1871, a Russian teacher, Dimitri Mendeleyev, had produced the periodic table, which classifies elements according to their properties and is the cornerstone of chemistry.
APPARATUSChemists use special flasks and jars to mix chemicals,
together with equipment that is electronic and automated.
(c) 2011 Dorling Kindersley, Inc. All Rights Reserved.
just one example of a chemical reaction that converts raw materials into new substances. Chemists use
chemical reactions to make plastics, medicines, dyes, and many other materials that are important in everyday life. They
also study what substances are made of and how they can be combined to make new materials.
Chemicals are the raw materials used by a chemist. More than four million different chemicals have been made by chemists; there are about 35,000
chemicals in common use. These chemicals can be made by combining simple substances, called
elements, into more complicated
CHEMICALREACTIONS
SEDA
T BAY
-
Could it be diabetes?(1) Everyone thinks that diabetes is a disease wherethe patient excretes a lot of sugar, is very thin and isinordinately thirsty. (2) But there are many peoplewho probably have diabetes and won’t know theyhave it until a severe symptom arises. (3) However,there are some minor warning symptoms to look outfor. (4) Diabetes tends to be hereditary. If you have adiabetic parent, brother, sister or even aunt, there isan increased risk of the disease. (5) But people oftendon’t realize that although it often causes youngstersto lose weight, later on in life there may be a fillingout of the waistline. (6) And on the subject of weight,overeating can also trigger off diabetes.
(7) If a woman who unexpectedly has one or twofailed pregnancies, it will need to be investigated inseveral ways, but the possibility of her being adiabetic must be reckoned with. (8) Similarly, amother who produces a really large child — forexample, over four and a half kilos — needs toconsider this possibility.
(9) Another way the diagnosis can arise is when apatient goes for a life assurance medicalexamination and is rejected when they believed theywere fit and healthy. (10) If this happens, the patientneeds to go and see their own doctor and take aspecimen of urine with them.
(11) One of the early signs of diabetes is that thepatient becomes plagued with boils for no apparentreason. (12) Another skin condition associated withdiabetes is when there is infuriating itching —generally at night — after a visit to the loo.
(13) Diabetes is not really a definite entity of adisease, but it is said that about 13 people in every1,000 in Western Europe has a sugar defect in theurine — and about half of them are unaware of thefact.
(14) The outlook is vastly better for diabetics than itused to be. (15) Before insulin, a diabetic 10-year-old only had a life expectancy of less than two years— this expectancy is now about 45 years. (16) Olderpatients will generally get less serious effects.
(17) Lastly, if it turns out that you do have diabetes,don’t jump to the conclusion that injections will beessential. (18) It may well be possible to treat youeither by diet alone or by insulin taken by mouth.
(19) So, if you have any suspicions at all that you mayhave diabetes, don’t be afraid to consult your doctor.
Diyabet olabilir mi?
(1) Herkes diyabetin hastanın vücuttan çok miktardaşekeri attığı, hastanın zayıf ve aşırı şekilde susamışolduğu bir hastalık olduğunu düşünür. (2) Ancak,muhtemelen diyabeti olan ve bunu şiddetli belirtilerortaya çıkana kadar bilmeyen pek çok insan vardır.(3) Bununla birlikte, bakılması gereken bazı ikincilbelirtiler de var. (4) Diyabet kalıtımsal olmaeğilimindedir. Eğer diyabetli anne ya da baba, kız yada erkek kardeş ve hatta bir teyzeniz ya da halanızvarsa artan şekilde bir hastalık riski mevcuttur. (5)Fakat diyabet sıklıkla gençlerde kilo kaybına sebepolsa da, insanlar hayatın ilerleyen bölümlerinde beldebir dolgunlaşma olabileceğinin farkına varmazlar. (6)Ve kilo konusuna gelince, aşırı yemek de diyabetitetikleyebilir.(7) Eğer bir kadın bir ya da daha fazla sayıdabaşarısızlıkla sonlanan hamilelik yaşarsa, bu durumçeşitli şekillerde araştırılmalıdır, fakat diyabetli olmaihtimali de hesaba katılmalıdır. (8) Aynı şekilde,gerçekten iri bir çocuk doğuran bir anne de- örneğindört ya da dört buçuk kilodan daha ağır – bu ihtimaligöz önünde bulundurmalıdır.(9) Teşhisin konulabileceği başka bir yol, hasta hayatsigortası için tıbbi muayene gidip sağlıklı olduklarınainandıkları bir zamanda reddedildiği zaman ortayaçıkar. (10) Eğer bu durum ortaya çıkarsa, hasta gidipkendi doktorunu görmeli ve idrar numunesivermelidir.(11) Diyabetin erken belirtilerinden biri ortada belirlibir sebep yokken çıbanlarla sorun yaşanmasıdır. (12)Diyabetle ilişkilendirilen başka bir deri hastalığı dagenelde geceleri tuvalete gittikten sonra ortayaçıkaran ve insanı çıldırtan kaşıntılardır.(13) Diyabet bir hastalığın kesin bir varlığı anlamındadeğildir, fakat Batı Avrupa’da her 1000 kişinin13’ünde ürede şeker eksikliği görülmektedir vebunlardan yaklaşık yarısı gerçeğin farkında biledeğildir.(14) Diyabetliler için durum şu an geçmişteolduğundan çok daha iyidir. (15) İnsülinden önce, 10yaşındaki bir diyabet hastası iki yıldan daha kısa biryaşam süresine sahiptir- şimdi bu süre yaklaşık 45yıldır. (16) Daha yaşlı hastalar genelde daha az ciddiolan etkilere maruz kalmaktadırlar.(17) Son olarak, eğer diyabetiniz olduğu ortayaçıkarsa, enjeksiyonların gerekeceği sonucuna hemenzıplamayın. (18) Sadece diyetle ya da ağızdan insülinalarak sizi tedavi etmek de mümkün olabilir.(19) Öyleyse, diyabetiniz olabileceği konusundaherhangi bir şüpheniz varsa, doktorunuzadanışmaktan korkmayın.
SEDA
T BAY
-
The 'lost' treasure
(1) Five hundred years ago explorersdiscovered America. (2) They told storiesabout treasure hidden in the mountains andforests of South America. (3) One of the storieswas about a city called El Dorado ('the city ofgold') which was somewhere in the mountainsof Colombia. (4) The story said that the localpeople painted their king with gold dust once ayear. (5) The king then washed off all the goldin a lake. (6) Afterwards his people threw goldand precious stones into the lake. (7) Whenpeople in Europe heard this story, many ofthem began to talk about finding this lake,draining all its water and taking away the goldand jewels that had sunk to the bottom.
(8) Most of the west coast of South Americawas ruled by the Incas, who built magnificenttemples and palaces and filled them withbeautiful ornaments made out of gold, silverand sparkling jewels. (9) The Spanish kingheard about this. (10) He sent one of hisgenerals, Francisco Pizarro, to South Americato conquer the Incas and bring all theirtreasure back to Europe. (11) Pizarro and hisarmy landed in South America in 1532, andsoon captured the Incas' emperor, Atahualpa.(12) Pizarro demanded an enormous amountof gold in exchange for the emperor. (13) Oneof the rooms in the palace was filled with goldto pay for the emperor's release. (14) ButPizarro broke his word and killed Atahualpa.
(15) When their emperor was killed, manyIncas fled into the mountains. (16) They tooktheir treasure with them. (17) One of theplaces they went to was Machu Picchu. (18)This is sometimes called the 'lost city of theIncas' because it was hidden for centuries inthick forest. (19) It was discovered in 1911, butno treasure was found there.
(20) Some people still believe that there aremore cities full of gold hidden in the SouthAmerican jungle. (21) Many explorers have setout to try to find them. (22) Some have neverreturned. (23) Perhaps many more willcontinue to look for El Dorado' and thetreasure of the Incas.
‘Kayıp’ Hazine
(1) Beş yüz yıl önce, kâşifler Amerika’yıkeşfettiler. (2) Güney Amerika’nın dağları veormanlarında gizlenmiş olan hazineler hakkındahikâyeler anlattılar. (3) Bu hikâyelerden birtanesi Kolombiya dağlarının bir yerlerinde olanEl Dorado isimli (Altın Şehri) bir şehirhakkındaydı. (4) Hikâye yerel halkın krallarınısenede bir kez altın tozu ile boyadıklarınısöylüyordu. (5) Daha sonra Kral bu altıntozundan bir gölde yıkanarak kurtuluyordu. (6)Daha sonra kralın halkı göle altın ve değerlitaşlar atıyordu. (7)Avrupa’daki insanlar buhikâyeyi duyunca, pek çoğu bu gölü bulmaktan,bütün suyunu boşaltmaktan ve dibe batmış olanbütün o altını ve mücevherleri almaktanbahsetmeye başladı.
(8) Güney Amerika’nın batı sahilinin çoğu,muhteşem tapınaklar ve saraylar yapıp bunlarıaltın, gümüş ve parıldayan mücevherlerdenyapılma güzel süslemelerle dolduran İnkalartarafından yönetiliyordu. (9) İspanya Kralı bunuduydu. (10) Generallerinden biri olan FranciscoPizarro’yu İnkaları fethetmesi ve onların tümhazinelerini Avrupa’ya geri getirmesi içingönderdi. (11) Pizarro ve ordusu 1532 yılındaGüney Amerika’ya ayakbastı ve kısa süre sonraİnka kralı Atahualpa’yı ele geçirdi. (12) Pizarroimparatora karşılık muazzam miktarda altıntalep etti. (13) Saraydaki odalardan biriimparatorun salıverilmesi için altınladolduruldu. (14) Fakat Pizarro sözünü tutmadıve imparatoru öldürdü.
(15) İmparatorları öldürülünce, çok sayıda İnkadağlara kaçtı. (16) Hazinelerini yanlarındagötürdüler. (17) Gittikleri yerlerden biri MachuPicchu’ydu. (18) Bu bazen ‘İnkaların Kayıp şehri’olarak adlandırılır, çünkü yüzyıllar boyuncakalın orman örtüsünde saklı kalmıştı. (19) 1911yılında keşfedildi, fakat orada hiç hazinebulunmadı.
(20) Bazı insanlar hala Güney Amerika’nınormanlarında saklı daha fazla şehir olduğunainanıyorlar. (21) Pek çok kâşif onları bulmak içinsefere çıktı. Bazıları asla geri dönmedi. (22)Belki de çok daha fazla insan El Dorado’yu inka(23) Hazinelerini aramaya devam edecek
SEDA
T BAY
-
Greenhouse Effect
(1) Atmospheric scientists first used the term'greenhouse effect' in the early 1800s. (2) At thattime, it was used to describe the naturallyoccurring functions of trace gases in theatmosphere and did not have any negativeconnotations. (3) It was not until the mid-1950sthat the term greenhouse effect was coupledwith concern over climate change. (4) And inrecent decades, we often hear about thegreenhouse effect in somewhat negative terms.(5) The negative concerns are related to thepossible impacts of an enhanced greenhouseeffect. (6) However, it is important to rememberthat without the greenhouse effect, life on earthas we know it would not be possible.(7) While the earth's temperature is dependentupon the greenhouse-like action of theatmosphere, the amount of heating and coolingare strongly influenced by several factors just asgreenhouses are affected by various factors.(8) In the atmospheric greenhouse effect, thetype of surface that sunlight first encounters isthe most important factor. (9) Forests,grasslands, ocean surfaces, ice caps, deserts, andcities all absorb, reflect, and radiate radiationdifferently. (10) Sunlight falling on a whiteglacier surface strongly reflects back into space,resulting in minimal heating of the surface andlower atmosphere. (11) Sunlight falling on a darkdesert soil is strongly absorbed, on the otherhand, and contributes to significant heating ofthe surface and lower atmosphere. (12) Cloudcover also affects greenhouse warming by bothreducing the amount of solar radiation reachingthe earth's surface and by reducing the amountof radiation energy emitted into space.(13) Scientists use the term albedo to define thepercentage of solar energy reflected back by asurface. (14) Understanding local, regional, andglobal albedo effects is critical to predictingglobal climate change.
Sera Gazı Etkisi
(1) Atmosfer bilimciler ‘sera gazı etkisi’ teriminiilk kez 1800’lerin başlarında kullandılar. Oyıllarda, bu terim atmosferik küresel gazlarındoğal bir şekilde meydana gelen fonksiyonlarınıbetimlemek için kullanılırdı ve herhangi birolumsuz yan anlama sahip değildi. (3) Sera etkisiteriminin iklim değişikliğiyle ilgili endişeler ilebağlantılı olarak kullanılmaya başlanması ancak1950’li yılların başında gerçekleşti. (4) Ve sonyıllarda, sera etkisi ile ilgili duyduklarımız birşekilde olumsuz terimler içeriyor. (5) Olumsuzbeklentiler artan sera gazı etkisinin muhtemeletkileri ile ilgilidir. (6) Fakat, Sera Gazı etkisiolmasa şu anda bildiğimiz anlamda bir hayatınyeryüzünde olamayacağını unutmamak gerekir.(7) Yeryüzünün sıcaklığı atmosferin sera gazlarınabenzer hareketine bağlı olsa da, nasıl sera gazlarıçeşitli faktörlerden etkileniyorsa, ısınma vesoğuma miktarı da aynı şekilde çeşitli faktörlerdengüçlü şekilde etkilenirler.(8) Atmosferik sera gazı etkisinde, güneşin ilkkarşılaştığı yüzeyin türü en önemli faktördür. (9)Ormanlar, çayırlar, okyanus yüzeyleri, buzullar,çöller ve şehirlerin hepsi radyasyonu farklı şekildeyayar ve yansıtırlar. (10) Beyaz bir buzulyüzeyine düşen güneş ışığı, yüzeyin ve atmosferinalt kısmının asgari ölçüde ısınmasına yol açacakşekilde, kuvvetli bir şekilde uzaya geri yansır. (11)Öte yandan, koyu renkli çöl toprağına düşen güneşışığı kuvvetli bir şekilde soğurulur ve yüzeyin veatmosferin alt kısmının önemli derecedeısınmasına katkıda bulunur. (12) Bulut örtüsü dehem dünya yüzeyine ulaşan güneş ışınımınıazaltarak hem de uzaya salınan radyasyon enerjisimiktarını azaltarak sera gazı ışınımını etkiler.(13) Bilim insanları albedo terimini bir yüzeytarafından geri yansıtılan güneş enerjisi yüzdesinitanımlamak için kullanırlar. (14) Yerel, bölgesel veküresel albedo etkilerini anlamak küresel iklimdeğişikliğiyle ilgili öngörüde bulunmak için kritikbir öneme sahiptir.SEDA
T BAY
-
Albert Einstein
(1) Albert Einstein (1879 – 1955) was a German-borntheoretical physicist who developed the theory ofgeneral relativity, effecting a revolution in physics. (2)For this achievement, Einstein is often regarded as thefather of modern physics and one of the most prolificintellects in human history. (3) He received the 1921Nobel Prize in Physics "for his services to theoreticalphysics and especially for his discovery of the law of thephotoelectric effect". (4) The latter was pivotal inestablishing quantum theory within physics.
(5) Near the beginning of his career, Einstein thoughtthat Newtonian mechanics was no longer enough toreconcile the laws of classical mechanics with the laws ofthe electromagnetic field. (6) This led to thedevelopment of his special theory of relativity. (7) Herealized, however, that the principle of relativity couldalso be extended to gravitational fields, and with hissubsequent theory of gravitation in 1916, he published apaper on the general theory of relativity. (8) Hecontinued to deal with problems of statistical mechanicsand quantum theory, which led to his explanations ofparticle theory and the motion of molecules. (9) He alsoinvestigated the thermal properties of light which laidthe foundation of the photon theory of light. (10) In 1917,Einstein applied the general theory of relativity to modelthe structure of the universe as a whole.
(11) He was visiting the U.S.A. when Adolf Hitler came topower in 1933, and did not go back to Germany, wherehe had been a professor at the Berlin Academy ofSciences. (12) He settled in the U.S., becoming a citizen in1940. (13) On the eve of World War II, he helped alertPresident Franklin D. Roosevelt that Germany might bedeveloping an atomic weapon, and recommended thatthe U.S. begin similar research; this eventually led towhat would become the Manhattan Project. (14) Einsteinwas in support of defending the Allied forces, but largelydenounced using the new discovery of nuclear fission asa weapon. (15) Later, together with Bertrand Russell,Einstein signed the Russell–Einstein Manifesto, whichhighlighted the danger of nuclear weapons. (16) Einsteinwas affiliated with the Institute for Advanced Study inPrinceton, New Jersey, until his death in 1955.
(17) Einstein published more than 300 scientific papersalong with over 150 non-scientific works. (18) His greatintelligence and originality have made the word"Einstein" synonymous with genius.
Albert Einstein
(1) Albert Einstein (1879 – 1955) fizik alanında devrimeyol açan genel izafiyet teorisini geliştiren Almanyadoğumlu teorik fizikçiydi. (2) Bu başarısından dolayı,Einstein sıklıkla modern fiziğin babası ve insanlıktarihinin en üretken akıllarından biri olarak kabuledilmektedir. (3) “Teorik fiziğe yaptığı hizmetlerden veözellikle de fotoelektrik etki kanununu keşfinden” dolayı1921 Nobel Fizik Ödülü’nü aldı. (4) Bunlardan ikincisifizik içinde kuantum teorisini oluşturmak için hayatiöneme sahipti.(5) Kariyerinin başlarına yakın, Einstein NewtonMekaniğinin elektromanyetik alan kanunları ile klasikmekanik kanunlarını uzlaştırmak için yeterli olmadığınıdüşünüyordu. (6) Bu onun özel izafiyet teorisinigeliştirmesine zemin hazırladı. (7) Bununla birlikte,izafiyet prensibinin yerçekimi ile ilgili sahalarıkapsayacak şekilde genişletilebileceğinin farkına vardıve sonraki teorisi olan yer çekimi teorisiyle birlikte1916 yılında genel izafiyet teorisi hakkında bir makaleyayınladı. (8) istatistiksel mekaniğin ve kuantumteorisinin problemleriyle ilgilenmeye devam etti ki bu(çalışmalar) moleküllerin hareketi ve partikül teorisi ileilgili açıklamalarının zeminini hazırladı (9) Işığın fotonteorisinin temelini oluşturan ışığın termal özelliklerinide araştırdı. (10) 1917 yılında, genel izafiyet teorisinievrenin yapısının bir bütün olarak modellenmesi içinkullandı.(11) 1933 yılında Adolf Hitler iktidara geldiğindeABD’yi ziyaret etmekteydi ve Berlin BilimlerAkademisinde bir profesör olduğu Almanya’ya geridönmedi. (12) 1940 yılında Amerikan vatandaşı olarakoraya yerleşti. (13) II. Dünya Savaşı’nın hemenöncesinde Almanların bir atom bombası geliştiriyorolabileceği konusunda Başkan Franklin D. Roosevelt’inuyarılmasına yardımcı oldu ve ABD’nin de benzer biraraştırma başlatmasını tavsiye etti; bu nihayetindeManhattan Projesi halini alacak olan projenin yolunuaçtı. (14) Einstein Müttefik Kuvvetlerin savunulmasınıdestekliyordu, nükleer füzyonun bir silah olarakkullanılmasının büyük ölçüde karşısındaydı. (15) Dahasonra, Bertrand Russell ile birlikte, Einstein nükleersilah tehlikesinin altını çizen Russell–Einstein Manifesto’sunu imzaladı. (16) Einstein 1955 yılında ölene dekPrinceton, New Jersey’deki İleri Araştırma Enstitüsü’nebağlıydı.(17) Einstein 150’den fazla bilimsel olmayançalışmalarıyla birlikte 300’den fazla bilimsel makaleyayımladı. (18) Onun muhteşem zekâsı ve özgünlüğü“Einstein” kelimesini deha ile eş anlamlı bir hale getirdi.
SEDA
T BAY
-
BOWHEAD WHALES
(1) Until now, scientists thought that bowhead
whales had a longevity of 80 to 100 years—about
the same as humans. (2) But that was before the
Inupiat people of northern Alaska discovered
evidence to the contrary. (3) After recent hunts,
they found six ancient ivory and stone harpoon
points embedded in the blubber of four whales.
(4) How could that be? (5) Native Alaskan
whalers had used only steel harpoons since the
1800s!
(6) Scientific researchers were amazed but
skeptical. (7) So, to determine ages, they studied
the lenses of the whales’ eyes. (8) Changes in
amino acids revealed that three whales were
between 135 and 172 years old. (9) The fourth
whale appeared to have been 211 when it was
killed! (10) These findings established whales as
the longest-living mammals on Earth. (11)
Further tests on the bowheads’ bones and skin
are being conducted to verify the initial
estimates of age. (12) If the results are
confirmed, we will know that some whales that
are alive today were swimming around the arctic
seas during America’s Civil War—or perhaps
even when Thomas Jefferson was president!
(13) Bowhead whales, each weighing 80 to 110
tons and measuring 50 to 60 feet in length, bear
distinguishing white markings on their front
lower jaws. (14) There are thought to be 8,000 to
12,000 bowheads in existence. (15) The bowhead
is listed as an endangered species.
Grönland Balinası
(1) Şu ana dek, biliminsanları Grönland
balinalarının – insanlarınki ile nerdeyse aynı
olan - 80 ila 100 yıllık bir yaşam süresine sahip
olduklarını düşünüyorlardı. (2) Fakat bu kuzey
Alaska’daki Inupiat halkının aksini gösteren
deliller bulmasından önceydi. (3) Son
zamanlardaki avlardan sonra, altı eski fildişi ve
taş zıpkın ve dört balinanın yağına gömülü taş
zıpkın uçları buldular. (4) Bu nasıl olabilir di?
(5) Alaskanın yerlisi balina avcıları 1800’lerden
beri sadece çelik zıpkınlar kullanmışlardı.
(6) Bilimsel araştırmacılar hayret içindeydiler
fakat şüphe duyuyorlardı. (7) Bu nedenle
yaşlarını belirlemek için, balinaların göz
lenslerini incelediler. (8) Amino asidlerdeki
değişimler üç balinanın 135 ile 172 yaşları
arasında olduklarını ortaya koydu. (9) Dördüncü
balinanın öldürüldüğünde 211 yaşında olduğu
ortaya çıktı. (10) Bu bulgular balinaları dünyada
en uzun süre yaşayan memeliler olduğunu tespit
ettiler. (11) Yaşları ile ilgili ilk değerleri
doğrulamak için Grönland balinalarının
kemikleri ve derisi üzerinde ileri testler
yapılıyor. (12) Eğer bu sonuçlar doğrulanırsa,
bugün canlı olan bazı balinaların Amerikan İç
Savaşı esnasında – ve ya belki de Thomas
Jefforson başkanken – kutup denizleri etrafında
yüzmekte olduğunu biliyor olacağız.
(13) Her biri 80 ile 110 ton gelen ve 15 ile 18
metre uzunluğunda olan, Grönland balinaları ön
alt çenelerinde ayırıcı beyaz işaretler taşır. (14)
Mevcut 8000 ile 12000 arası Grönland balinası
olduğu düşünülmektedir. (15) Grönland balinası
soyu tehlike altında olan türler listesindedir.
SEDA
T BAY
-
Thinking of others(1) There was once a man called Ali who wastravelling home with his friends through a hot,dry land. (2) It was the hottest month of thesummer. (3) On their way they met a poorstranger, dressed in rags. (4) He was hungryand thirsty and had no money. (5) He asked ifhe could join them. (6) The travelers felt sorryfor him. (7) They welcomed him, gave him adrink and continued their journey through thedesert.
(8) It was not long before they lost their way.The sun beat down even harder. (9) he groundbecame more sandy and dusty. (10) Therewere no rivers or springs in sight. (11) Therewere no water wells nearby. (12) Soon theirwater began to run out. (13) The situation wasbad. (14) They decided that the only way tosurvive was to ration the water that was leftbetween them. (15) Each day, each persondrank just one small cupful when they stoppedfor the night.
(16) One evening, when it was Ali's turn todrink, he noticed the stranger staring at him.(17) He immediately turned to the water-carrier and said to him, 'Give my water to mybrother, the stranger.' (18) The strangerdrank Ali's share of the water, for he was verythirsty. (19) Ali had nothing to drink.
(20) The next day the same thing happenedagain. (21) The stranger drank the water andAli had none. (22) Day after day it happenedand each day Ali gave the stranger his water.(23) Each day Ali became weaker and weaker.
(24) One morning, the stranger called Ali to tellhim it was time to get up and get on his camel.(25) 'Get up, Ali. We are not far from waternow. Soon you will be able to drink as muchwater as you like,' he said. (26) Ali's friendslooked at the stranger curiously. (27) 'How doyou know we are not far from water?' theyasked. (28) The stranger smiled. He picked Aliup and put him on a camel. (29) 'Follow me,' hetold Ali's friends. (30) They walked for a fewkilometres. (31) Then they stopped inastonishment. (32) The stranger had repaidAli's kindness. (33) He had led them to anoasis.
Başkalarını düşünmek(1) Bir zamanlar Ali isimli sıcak ve kuru birülkede eve gitmek için arkadaşları ile seyahatetmekte olan bir adam vardı. (2) Yazın en sıcakayıydı. (3) Yolları üzerinde paçavralar içindefakir bir yabancıya rastladılar. (4) Açtı,susamıştı ve parası yoktu. (5) (Yabancı) Onlarakatılıp katılamayacağını sordu. (6) Yolcularonun için üzüldüler. (7) Onu iyi karşıladılar veona içecek verdiler ve çöldeki seyahatlerinedevam ettiler.
(8) Çok geçmeden yollarını kaybettiler. Güneşdaha da sıcak ve yakıcıydı. (9) Zemin daha dakumlu ve tozlu hale gelmişti. (10) GörünürdeIrmak ya da su kaynağı da yoktu. (11)Yakınlarda su kuyusu da yoktu. (12) Kısa süreiçinde suları tükenmeye başladı. (13) Durumkötüydü. (14) Hayatta kalmanın tek yolunungeri kalan suyu aralarında paylaşmakolduğuna karar verdiler. (15) Her gün, her biri,gece durduklarında, sadece ufak bir bardakdolusu su içiyordu.
(16) Bir gece, su, içme sırasının Ali’deolduğunda, Ali yabancının kendine bakmaktaolduğunun farkına vardı. (17) Hemen sukabına yöneldi ve ona “suyumu yabancıkardeşime veriyorum” dedi. (18) Yabancı çoksusamış olduğundan dolayı Ali’nin payını içti.(19) Ali’nin içecek hiçbir şeyi yoktu.
(20) Sonraki gün aynı şey yine oldu. (21)Yabancı suyu içti ve Ali’nin hiç içmedi. (22)Günden güne aynı şey oldu ve Ali suyunuyabancıya verdi. (23) Her gün Ali biraz dahazayıflıyordu.
(24) Bir sabah yabancı Ali’ye kalkma zamanıolduğunu ve deveye binmesini söyledi. (25)“Kalk Ali, şu an sudan çok uzakta değiliz. Kısasüre içinde istediğin kadar su içebileceksin,’dedi. (26) Ali’nin arkadaşları merak içindeyabancıya bakıyorlardı. (27) ‘Sudan çok uzakolmadığımızı nasıl bilebilirsin?’ diye sordular.(28) Yabancı gülümsedi. Ali’yi kaldırdı ve birdeveye oturttu. (29) ‘Beni takip edin’ dediAli’nin arkadaşlarına. (30) Birkaç kilometreyürüdüler. (31) Daha sonra, şaşkınlık içindedurdular. (32) Yabancı Ali’nin iyiliğininkarşılığını ödemişti. (33) Onları bir vahayagetirmişti.
SEDA
T BAY
-
Water Pollution(1) Dirty water can be dangerous to drink and canmake people ill. (2)It can damage the environmentand animals and fish. (3)What do you think causeswater pollution?
Rubbish: (4) People often throw rubbish into rivers.(5) This makes the river look horrible and affects thelives of birds and fish.
Sewage: (6) We all need to get rid of waste materialsfrom our bodies. (7) Sewage is human and animalwaste. (8) In many places untreated sewage goesstraight into rivers, lakes or seas. (9) Too muchsewage kills fish and other water life. It can make thewater unsafe for drinking, washing or swimming.
Farm chemicals: (10) Farmers use chemicals to killinsect pests and weeds. (11) These chemicals arepoisonous to animals and humans too. (12) If thechemicals get into the water, they make it unsafe.(13) Farmers also use fertilizers to make their cropsgrow better. (14) The fertilizers get washed intorivers, streams and lakes. (15) They can cause waterplants to grow too quickly. (16) The plants thenblock out the sunlight. (17) The oxygen in the wateris used up too quickly, and the animals that live in thewater die.
Oil: (18) Oil is an important source of energy but itcan also cause pollution. (19) If it is spilt whilelorries or ships are transporting it, plants and animalsdie. (20) For example, birds get covered in oil andthey are unable to fly, and their feathers no longerprotect them from the cold.
Factory waste: (21) Factories often pump wasteliquid into sewers and rivers. (22) This may containdangerous chemicals, which could harm plants,animals, fish and humans. (23) Some factories filteror clean the waste before it goes into sewers or rivers.(24) This helps to keep the environment cleaner.
Acid rain : (25) Smoke and gases from factories andcars mix with water vapour in the air and causepollution. (26) When the water vapour falls to theground as rain, the chemicals in the smoke and fumesare mixed in with the rain. (27) This is called acidrain. It can kill trees and plants, fish and animals.
Su Kirliliği(1) Kirli suyun içilmesi tehlikeli olabilir ve insanlarıhasta edebilir. (2) Çevreye, hayvanlara ve balıklarazarar verebilir. (3) Su kirliliğine neyin yol açtığınıdüşünüyorsunuz?Çöp: (4) İnsanlar sıklıkla çöplerini nehirlere fırlatırlar.(5) Bu ırmağın korkunç görünmesine sebep olur vebalıkların ve kuşların hayatını etkiler.Lağım Suyu: (6) Hepimiz vücudumuzdaki atıkmaddelerden kurtulmak zorundayız. (7) Lağım insanve hayvan atığıdır. Pek çok yerde arıtılmamış lağımsuyu doğrudan ırmaklara, göllere ve denizlere gider.(8) Çok fazla lağım suyu balıkları ve diğer su hayatınıöldürür. (9) Suları içmek, bir şeyler yıkamak veyüzmek için güvenilmez hale getirir.Çiftlik Kimyasalları: (10) Çiftçiler böcekleri,haşereleri ve zararlı otları öldürmek için kimyasalmaddeler kullanırlar. (11) Bu kimyasallar insan vehayvanlar için de zehirlidirler. (12) Eğer kimyasallarsuya karışırsa, suyu güvensiz hale dönüştürürler. (13)Çiftçiler ürünlerin daha iyi büyümesi için de gübrekullanırlar. (14) Gübreler akan sularla birlikte ırmak,dere ve göllere karışır. (15) Su bitkilerinin çok çabukbüyümesine sebep olabilirler. (16) O durumda bitkilergüneş ışığını bloke ederler. (17) Suyun içindeki oksijençok çabuk tüketilir, ve suyun içinde yaşayan hayvanlarölür.Petrol: (18) Petrol önemli bir enerji kaynağıdır fakatkirliliğe de sebep olabilir. (19) Eğer kamyonlar vegemilerce taşınırken kazara dökülürse, bitkiler vehayvanlar ölür. (20) Örneğin, kuşlar petrole bulanırlarve uçamazlar ve tüyleri artık onları soğuktankoruyamaz.Fabrika Atıkları: (21) Fabrikalar çoğu kez atık sularılağımlara ve ırmaklara pompalarlar. (22) Bu bitkilere,hayvanlara, balık ve insanlara zararı dokunabilecekolan tehlikeli kimyasalları içerebilir. (23) Bazıfabrikalar lağıma ya da ırmağa girmeden önce atıksuları filtrelerler. (24) Bu çevrenin daha temiztutulmasına yardımcı olur.Asit Yağmuru: (25) Arabalardan ve fabrikalardankaynaklanan duman ve gazlar havadaki su buharı ilekarışır ve hava kirliliğine yol açar. (26) Su buharıyeryüzüne yağmur olarak düştüğünde, duman ve piskokulu gazlardaki kimyasallar yağmurun içine karışmışdurumdadır. Buna asit yağmuru denir. (27) Bu ağaçlarıve bitkileri, balıkları ve hayvanları öldürebilir.SE
DAT B
AY
-
William Shakespeare
(1) William Shakespeare is the most famous writer inthe world. (2) He wrote many plays. (3) WilliamShakespeare was born in Stratford, in England, in1564, over four hundred years ago. (4) He came froma wealthy family but when he was fifteen, William'sfather lost all his money. (5) William was not able tostay on at school so he left and got a job. (6) Ateighteen he met and fell in love with Anne Hathaway.(7) They got married and soon started a family oftheir own.
(8) At that time, theatres began to open in London.(9) William decided to move to London and soonfound work as an actor. (10) Actors often helped towrite the plays as well as act them. (11) That washow William discovered that he was good at writing.
(13 At that time, England was a powerful countrywith a powerful navy. (13) Explorers sailed roundthe world and brought back stories of adventuresand new discoveries. (14) This gave William lots ofideas for his plays. (15) Queen Elizabeth loved music,poetry and plays. (16) In fact, she Iiked William'splays so much that she asked him to write onespecially for her.
(17) In those days the stage was in the middle and theaudience stood all round it. (18) If people didn't likethe play, they threw things like rotten tomatoes atthe actors! (19) Luckily the crowds loved William'splays. (20) His plays were very exciting. (21) Theymade people think about the right and wrong waysto behave. (22) He wrote about important things likegood and evil, love and hate.
(23) William always worked very hard. (24) He andhis friends built their own theatre, called 'The Globe'in London. (25) He soon became rich and famous.
(26) William Shakespeare wrote poems as well asplays. (27) Most of his poems were about love. (28)Some of them were very long. (29) Altogether hewrote 154 poems.
(30) When he was fifty, William decided it was timeto leave London. (31) He bought a big house inStratford for his family and went to live there. (32)He died in 1616 when he was fifty-two years old.
(33) William Shakespeare left money to help the poorand to help his actor friends. (34) A statue was putup in memory of him. (35) You can still see his statuetoday and visit the place where he was born.
William Shakespeare
(1) William Shakespeare dünyanın en ünlüyazarıdır. (2) Çok sayıda oyun yazmıştır. (3)William Shakespeare İngiltere’de Stratford’da dörtyüz yıl önce, 1564 yılında doğdu. (4) Zengin biralileden geliyordu fakat 15 yaşında William’ınbabası bütün parasını kaybetti. (5) William kuldakalmaya muktedir değildi ve bu nedenle okul bu-ıraktı ve bir işe girdi. (6) 16 yaşında Anne Hatawayile tanıştı ve ona aşık oldu. (7) Evlendiler ve kısasüre sonra kendi ailelerini oluşturdular.
(8) O zamanlar, Londra’da tiyatrolar açılmayabaşlamıştı. (9) William Londra’ya taşınmaya kararverdi ve kısa süre içinde oyuncu olarak iş buldu.(10) Çoğu kez oyuncular hem oyunu sahneliyorhem de oyunların yazılmasına yardımcıoluyorlardı. (11) William’ın yazım konusunda iyiolduğunu keşfetmesi böyle oldu.
(12) O zamanlar, İngiltere güçlü donanması ilebirlikte kudretli bir ülkeydi. (13) Kâşifler dünyaetrafında gemilerle seyahat ediyor ve geriye yenikeşifler ve maceralarla ilgili hikâyelerledönüyorlardı. (14) Bu William’a oyunları için birsürü fikir verdi. (15) Kraliçe Elizabeth müzik, şiirve oyunları severdi. (16) Aslında, William’ınoyunlarını o kadar sevdi ki oyunlardan biriniözellikle onun için yazmasını istedi.
(17) O günlerde sahne ortadaydı ve seyirciler onunetrafında oturuyorlardı. (18) İnsanlar oyunusevmezse, çürük domates gibi şeyleri aktörlerefırlatırlardı. (19) Bereket versin ki seyircilerWilliam’ın oyunlarını sevdiler. (20) Onun oyunlarıçok heyecan vericiydi. (21) Onlar insanları doğru veyanlış davranış şekilleri konusunda düşünmeye itti.(22) İyilik ve kötülük, sevgi ve nfret gibi önemlikonular hakkında yazdı.
(23) William daima sıkı çalıştı. (24) O vearkadaşları Londra’da Globe isimli kenditiyatrolarını inşa ettiler. (25) Kısa süre sonrazengin ve ünlü oldu.
(26) William Shakespeare hem şiirler hem deoyunlar yazdı. (27) Şiirlerinin çoğu aş üzerineydi.(28) Bazıları çok uzundu. (29) Tamamıyla 154 şiiryazdı.
(30) Elli yaşına geldiğinde, Londra’dan ayrılmanınvakti geldiği düşündü. (31) Stratford’da ailesi içinbüyük bir ev aldı ve orada yaşamaya gitti. (32)1616 yılında 52 yaşında vefat etti.
(33) William Shakespeare fakirlere ve aktörarkadaşlarına yardım etmek için para bıraktı. (34)Onun anısına bir heykeli dikildi. (35) Bugün bileonun heykelini görebilir ve doğduğu yeri ziyaretedebilirsiniz.
SEDA
T BAY
-
INFLATION
(1) In economics, inflation is a rise in thegeneral level of prices of goods and services inan economy over a period of time. (2) When thegeneral price level rises, each unit of currency buysfewer goods and services. (3) Consequently,inflation also reflects erosion in the purchasingpower of money (a loss of real value in the internalmedium of exchange and unit of account in theeconomy). (4) A chief measure of price inflation isthe inflation rate, which means the annualizedpercentage change in a general price index .
(5) Inflation's effects on an economy are variousand can be simultaneously positive and negative.(6) Negative effects of inflation include a decreasein the real value of money and other monetaryitems over time. (7) Uncertainty over futureinflation may discourage investment and savings,and high inflation may lead to shortages of goods ifconsumers begin hoarding out of concern thatprices will increase in the future. (8) Positive effectsinclude ensuring central banks can adjust nominalinterest rates (intended to mitigate recessions), andencouraging investment in non-monetary capitalprojects.
(9) Economists generally agree that high rates ofinflation and hyperinflation are caused by anexcessive growth of the money supply. (10) Viewson which factors determine low or moderate ratesof inflation are more varied. (11) Low or moderateinflation may be attributed to fluctuationsin real demand for goods and services, or changesin available supplies such as during scarcities, aswell as to growth in the money supply. (12)However, the consensus view is that a longsustained period of inflation is caused by moneysupply growing faster than the rate of economicgrowth.
(13) Today, most economists favor a low, steadyrate of inflation. (14) Low (as opposed to zeroor negative) inflation reduces the severity ofeconomic recessions. (15) It enables the labormarket to adjust more quickly in a downturn, andreduces the risk that a liquiditytrap prevents monetary policy from stabilizing theeconomy. (16) The task of keeping the rate ofinflation low and stable is usually givento monetary authorities. (17) Generally, thesemonetary authorities are the central banks thatcontrol monetary policy through the settingof interest rates, through open market operations,and through the setting of banking reserverequirements.
ENFLASYON
(1) Ekonomi biliminde, enflasyon bir ekonomide bellibir süre içindeki mal ve hizmetlerin genel fiyatseviyesindeki artıştır. (2) Genel fiyat seviyesi artınca,her bir nakit para birimi daha az mal ve hizmet satınalır. Sonuç olarak, enflasyon paranın satın almagücündeki (iç değişim aracının değerinde veekonomideki hesap birimindeki gerçek değer kaybı)aşınmayı da yansıtır. (4) Fiyat enflasyonunun başlıcaölçütlerinden biri, genel fiyat indeksindeki yıllıkdeğişim oranı anlamına gelen enflasyon oranıdır
(5) Enflasyonun bir ekonomi üzerindeki etkileriçeşitlidir ve aynı anda hem olumlu hem de olumsuzolabilir. (6) Enflasyonun olumsuz etkileri paranıngerçek değerinde ve diğer para ile ilgili birimlerdezaman içinde azalmayı içerir. (7) Gelecektekienflasyondaki belirsizlik yatırım ve birikim heveslerinikırabilir ve yüksek enflasyon eğer müşteriler fiyatlarıngelecekte de artacağı kaygısına kapıldıklarından dolayıstok yapmaya başlarlarsa mal kıtlığına sebep olabilir.(8) Olumlu etkileri merkez bankasının nominal faizoranlarını ayarlayabilmesini teminat altına alması(durgunluğu yatıştırmak amaçlı) ve parasal olmayankapital projelere yatırımları teşvik etmesidir.
(9) Ekonomistler yüksek enflasyon oranlarının vehierenflasyonun para miktarındaki aşırı büyümedenkaynakladığı konusunda hem fikirdirler. (10) Düşükya da orta seviyeli enflasyonu belirleyen faktörlerhakkındaki görüşler daha çeşitlidir. (11) Düşük ya daorta seviye enflasyon mal ve hizmetlere olan taleptekidalgalanmalara ya da hem para miktarındaki artışahem de kıtlık zamanlarında olduğu gibi ulaşılabilenmalzemelerdeki değişimlere dayandırılabilir. (12)Bununla birlikte, üzerinde hem fikir olunan görüş,uzun süre devam eden enflasyon süresinin paramiktarının ekonomik büyüme oranından daha hızlıgelişmesinden kaynaklandığıdır.
(13) Bugün, çoğu ekonomist düşük, sabit bir enflasyonoranını yeğlerler. (14) Düşük (sıfır ya da eksienflasyonun aksine) enflasyon ekonomik durgunluğunşiddetini azaltır. (15) İş gücü piyasasının bir ekonomikdarboğaz döneminde daha çabuk ayarlanmasınaolanak tanır ve bir likidite tuzağının parapolitikalarının ekonomiyi dengeye oturtmasına engelolması riskini azaltır. (16) Enflasyon oranını düşük veistikrarlı tutmak görevi genellikle mali otoritelereverilir. (17) Genellikle, bu mali otoriteler faizoranlarını ayarlayarak, pazar operasyonlarınıbaşlatarak ve banka reserv gereksinimleriniayarlayarak para politikalarını kontrol eden merkezbankalarıdır.
SEDA
T BAY
-
2011-ÜDS Sonbahar/İNG-Sos.Bil.
(1) Since its economic reform began in1978, China has gone from being a poordeveloping country to the second-largesteconomy in the world. (2) It has alsoemerged from isolation to become a politicalsuperpower. (3) Its meteoric rise has beenone of the most important global changes ofrecent years. (4) However, when it comes toscience and technology, most people thinkof China as being stuck in the past and onlyvisualize a country with massive steelworksand vast smoking factories. (5) That mayhave been true a few years ago, but it is nolonger the case. (6) Very quietly, China hasbecome the world’s second largest producerof scientific knowledge, surpassed only bythe US, a status it has achieved at an awe-inspiring rate. (7) If it continues on its currenttrajectory, China will overtake the US before2020 and the world will look very different asa result. (8) The historical scientificdominance of North America and Europe willhave to adjust to a new world. (9) In theWest, people are largely familiar withresearch systems in which money, people,and output stay roughly the same from yearto year. (10) Research spending in Europeand North America has outpaced economicgrowth since 1945, but not by a dramaticamount. (11) Not so with China.
2011-ÜDS Sonbahar/İNG-Sos.Bil.
(1) 1978 yılında ekonomik reformu
başladığından bu yana, Çin gelişmekte olan
fakir bir ülkeden dünyadaki en büyük ikinci
ekonomi haline dönüştü. (2) İzolasyondan
çıkarak politik bir süper güç halini de aldı. (3)
Göz kamaştırıcı yükselişi son zamanların en
önemli küresel değişimlerinden biridir. (4)
Bununla birlikte, bilim ve teknolojiye gelince,
çoğu insan Çin’i geçmişe takılıp kalmış olarak
düşünür ve devasa çelik yapılara ve bacaları
tüten çok büyük fabrikalara sahip bir ülkeyi
gözleri önüne getirirler. (5) Bu birkaç sene
öncesi doğru olabilir, fakat artık durum bu
değil. (6) Çok sessiz bir şekilde, Çin sadece
Amerika tarafından geçilebilen, en büyük
ikinci bilimsel bilgi üreticisi olmayı başardı,
bu insanı çok etkileyen bir hızla ulaştığı bir
statüydü. (7) Mevcut yörüngesinde devam
ederse, Çin 2020’den önce ABD’yi geçecek ve
bunun sonucunda dünya çok farklı
görünecek. (8) Kuzey Amerika ve Avrupa’nın
tarihsel bilimsel hakimiyeti kendini yeni bir
dünyaya alıştırmak zorunda kalacak. (9)
Batıda, insanlar para, insanlar ve sonucun
kabaca geçen yıl kadar kaldığı bir araştırma
sistemine büyük ölçüde aşinadırlar. (10)
Avrupa ve Kuzey Amerika’daki araştırma
harcamaları 1945 yılından beri ekonomik
büyümeyi geçmiştir, fakat bu dramatik
miktar değildir. Çin’de durum böyle değildir.SEDA
T BAY
-
2010 - ÜDS Sonbahar / İNG-Sağ. Bil.
(1) Many drugs, whether prescribed orabused, affect the nervous system. (2)While about 25% of all prescribed drugsare taken to alter psychologicalconditions, almost all the commonlyabused drugs affect mood. (3) Inparticular, levels of serotonin anddopamine are thought to influencemood. (4) For example, when excessiveamounts of norepinephrine are released,people feel energetic and stimulated,whereas low concentrations of thisneurotransmitter reduce anxiety. (5)Habitual use of almost any mood-altering drug can result in psychologicaldependence, in which the user becomesemotionally dependent on the drug. (6)When deprived of it, the user craves thefeeling of euphoria (well-being) that thedrug induces. (7) Some drugs inducetolerance after several weeks. (8) Thismeans that response to the drugdecreases, and greater amounts arerequired to obtain the desired effect. (9)Tolerance often occurs because the livercells are stimulated to produce more ofthe enzymes that metabolize andinactivate the drug. (10) Use of some ofthe drugs, such as heroin, tobacco, andalcohol, may also result in addiction(physical dependence), in whichphysiological changes occur that makethe user dependent on the drug. (11)Addiction can also occur because certaindrugs, such as morphine, havecomponents similar to substances thatbody cells normally manufacture ontheir own. (12) The continued use ofsuch a drug causes potentially dangerousphysiological effects.
2010 - ÜDS Sonbahar / İNG-Sağ. Bil.
(1) Reçetelenmiş ya da yanlış kullanılanpek çok ilaç sinir sistemini etkiler. (2) Herne kadar reçetelenen tüm ilaçların yaklaşık%25’i psikolojik durumu değiştirmek içinalınsa da, yanlış kullanılan ilaçlarınnerdeyse tamamı ruh halimizi etkiler. (3)Özellikle, serotonin ve dopamineseviyelerinin ruhsal durumu etkilediğidüşünülmektedir. (4) Örneğin, aşırımiktarda norepinephrine salgılandığındainsanlar kendilerini enerjik ve uyarılmışhissederler, oysa bu neurotransmiterindüşük dozları anksiete (endişeyi) azaltır.(5) Ruh halini değiştiren neydeyse tümilaçların alışkanlık haline getirilmişkullanımları kullanıcının duygusal olarakilaca bağlandığı psikolojik bağımlılığasebep olur. (6) Ondan mahrum kalınca,kullanıcı ilacın neden olduğu mutlulukhissi için yanıp tutuşur. (7) Bazı ilaçlarhaftalar sonra tolerans geliştirir. (8) Builaca olan tepkinin azaldığı ve arzu edilenetkiye sahip olmak için daha fazlamiktarda ilaca gerek duyulduğu anlamınagelir. (9) Tolerans çoğu kez ilacı metabolizeeden ve etkisini ortadan kaldıran enzimleridaha fazla üretmesi için karaciğerhücrelerinin uyarılmasından dolayı açığaçıkar. (10) Eroin, tütün ve alkol gibi bazıilaçların kullanımı da kullanıcıyı ilacabağımlı hale getiren fizyolojik değişimlerinortaya çıktığı bir bağımlılık ilesonuçlanabilir. (11) Bağımlılık, morfin gibibelli ilaçların normalde vücut hücrelerininkendi başına ürettiği maddelere benzerbileşenlere sahip olmasından dolayı daortaya çıkabilir. (12) Böyle bir ilacındevamlı kullanımı potansiyel tehlikeleresahip fizyolojik etkilere sebep olur.SE
DAT B
AY
-
YDS 2013 NİSAN PARAGRAF (1)
(1) History is one of the few schoolsubjects commonly mandated in educationsystems throughout the world. (2)Furthermore, the use of history textbooks tosupport student learning is an almostuniversally accepted practice. (3) However,the widespread international presence of thehumble history textbook should notdisguise its ideological and culturalpotency. (4) Indeed, essential tounderstanding the power and importance ofhistory textbooks is to appreciate that inany given culture they typically exist as thekeepers of ideas, values and knowledge. (5)No matter how neutral history textbooksmay appear, they are ideologicallyimportant, because they often seek to injectthe youth with a shared set of values,national ethos and an incontrovertible senseof political orthodoxy. (6 Textbooks standas cultural artefacts that embody a range ofissues associated with ideology, politicsand values which in themselves function ata variety of different levels of power, statusand influence. (7) Embedded in historytextbooks are narratives and stories thatnation states choose to tell aboutthemselves and their relations with othernations. (8) Typically, they represent a coreof cultural knowledge which futuregenerations are expected both to assimilateand support.
(1) Tarih tüm dünyada eğitim sistemlerindegenellikle zorunlu olan birkaç okuldersinden biridir. (2) Üstelik öğrencilerineğitimini desteklemek için tarih derskitaplarının kullanımı nerdeyse evrenselkabul görmüş bir uygulamadır. (3)Bununla birlikte, mütevazi tarih derskitabının yaygın uluslararası varlığı onunideolojik ve kültürel etkisini gizleyemez.(4) Gerçekten de, tarih ders kitaplarınınönemini ve gücünü anlamak için her hangibir kültürde onların bilgi, değer vefikirlerin koruyucusu olarak var olduklarınıanlamak gereklidir. (5) Tarih ders kitaplarıne kadar tarafsız gözükürlerse gözüksünler,ideolojik olarak önemlidirler, çünkügençlere ortak değerleri, milli ruhu vesiyasal görüş duygusunu gençlere empozeetmeye çabalarlar. (6) Ders kitaplarıideoloji, siyaset ve kendi içlerinde çeşitlifarklı güç, statü ve etki seviyelerindeişlevler yerine getiren değerlerleözdeşleştirilen bir dizi meseleyi ihtiva edenkültürel eserlerdir. (7) Milletlerinkendilerini anlatmak ve diğer milletlerleolan ilişkilerini anlatmak için seçtiklerihikayeler ve öyküler tarih ders kitaplarınıniçine yerleştirilmiştir. (8) Tipik olarak,onlar gelecek nesillerin hem benimsemesihem de desteklemesi umulan kültürelbilginin özünü temsil ederler.SE
DAT B
AY
-
2010 - ÜDS Sonbahar / İNG-Sos. Bil.
(1) The last decade has seen notable changes in disabilitypolicy in Europe. (2) Changed assumptions about theconcept of disability have been reflected in the adoptionof new national and pan-European legislation. (3) As aconsequence, the policy which has sought to separateand segregate people with disabilities in “specialschools”, labour markets residential accommodation andtransport has, to some degree, and in some countries,been reconsidered. (4)
Attempts have been made to develop an integratedapproach, opening up jobs, services and housing to allpeople irrespective of their ability or disability. (5) A keyelement of this new approach has been the recognitionthat segregation and exclusion is not a necessaryconsequence of a physical or intellectual impairment, butthe result of conscious policy choices based on falseassumptions about the abilities of the people withdisabilities. (6) The new approach recognizes the rolewhich discrimination plays in disadvantaging people withdisabilities and, conversely, how legislation seeks tocombat elements of disability discrimination and createsequality of opportunity for people with disabilities.
(1) Although the United States and the SovietUnion became allies during World War II, thereseemed to be little doubt that their opposingideologies would ultimately produce a cold war. (2)The cold war was a global phenomenon and wasclearly conditioned by the political, economic, andsocial aspirations of the two superpowers. (3)Between 1945 and 1989 Europe became a testingground for the cold war itself. (4) The Soviets wereconvinced that Eastern European buffer states hadto be created to protect the Soviet Union fromfuture invasions. (5) As for the United States, theTruman Doctrine, Marshall Plan, and NATO wereall intended to keep Russian ideology within itsown borders. (6) When the cold war came to anend following the collapse of the Berlin Wall inNovember 1989, the Soviet ideology wasconsidered a spent force in Eastern Europe.
2010 - ÜDS Sonbahar / İNG-Sos. Bil.
(1) Son on yıl engellilerle ilgili politikalar konusundagözle görülür değişimlere şahit olmaktadır. (2)Engellilik kavramına dair değişen sanılar yeni yapılanulusal ve Avrupa Birliği’nin ortak kanunlarının bukonuya adapte edilmesiyle yansıtılmaktadır. (3) Sonuçolarak, engelli insanları “özel okullarda”, iş gücüpazarında, oturulacak konut ve ulaşım alanlarındadiğer insanlardan ayırmaya ve tecrit etmeye çabalayanpolitikalar belli ülkelerde, bir dereceye kadar, yenidengözden geçirilmektedir. (4) Kabiliyetlerine ya daengelli olma durumlarına bakılmaksızın iş, hizmet vebarınma olanaklarını tüm insanlara açarak,bütünleşmiş bir yaklaşım geliştirmek için girişimlerdebulunulmuştur. (5)Bu yeni yaklaşımın anahtar birunsuru tecrit ve dışlamanın fiziksel ya da zihinsel birengelliliğin sonucunda ortaya çıkmak zorundaolmadığının fakat engelli insanları yapabileceklerikonusundaki yanlış sanılara dayalı bilinçli birpolitikanın sonucunda ortaya çıktığının farkınavarılmasıdır. (6) Yeni yaklaşım, ayrımcılığın engelliinsanları dezavantajlı bir duruma sokmadaki rolününve diğer taraftan kanunların engellilere karşıuygulanan ayrımcılık unsurları ile nasıl başa çıkmayaçalıştığını ve engelli insanlara nasıl eşit imkânlaryaratılacağının farkındadır.
(1) ABD ve Sovyetler birliği İkinci Dünya Savaşı esnasındamüttefik olsalar da, onların zıt ideolojilerinin sonuçta bir savaşyaratacağına dair en ufak bir şüphe yoktu. (2) Soğuk Savaşküresel bir olaydı ve açık bir şekilde iki süper gücün politik,ekonomik ve sosyal amaçları tarafından koşullandırılmıştı. (3)1945 ve 1989 yılları arasında Avrupa soğuk savaşın kendisiniiçin bir test zemini oldu. (4) Sovyetler, Sovyetler birliğinigelecekteki istilalardan korumak için Doğu Avrupa’da tampondevletler kurulması gerektiğine inanmıştı. (5) ABD’ye gelince,Truman Doktrini, Marshall Planı ve NATO bütünüyle Rusideolojisini kendi sınırları içinde tutmak amacı güdüyordu. (6)Kasım 1989’da Belin duvarının yıkılmasını takiben soğuk savaşsona erince, Sovyet ideolojisi Doğu Avrupa’da artık eskietkinliğini kaybetmiş bir güç olarak kabul edildi.SE
DAT B
AY
-
2010 - ÜDS Sonbahar / İNG-Sağlık. Bil.
(1) Parkinson’s and Alzheimer’s diseases are the mostcommon diseases which affect many people in the world.(2) Approximately, 1 million people in the world suffer fromParkinson’s disease, a motor disorder characterized bydifficulty in initiating movements and slowness ofmovement. (3) Patients often have a masked facialexpression, poor balance, and a flexed posture. (4) LikeAlzheimer’s disease, which is characterized by confusion,memory loss, and a variety of other symptoms, Parkinson’sdisease is progressive, and the risk increases with age. (5)The incidence of the Parkinson’s disease is about 1% at theage of 65, and about 5% at the age 85. (6) Parkinson’sdisease appears to result from a combination ofenvironmental and genetic factors. (7) Evidence for agenetic role includes the fact that some families with anincreased incidence of Parkinson’s disease carry a mutatedform of the gene for a protein which is important in normalbrain function. (8) The symptoms of Parkinson’s diseaseresult from the death of neurons in the mid-brain. (9) As aresult, at present, there is no cure for Parkinson’s disease,although various treatments can