Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
Transcript of Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
1/62
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
2/62
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
3/62
DIDIM, MILET, PRIENE VE ÇEVRESİNDEN
ANTİK ÖYKÜLER
AHMET SEMİH TULAY Arkeolog
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
4/62
Didim, Milet, Priene ve Çevresinden ANTİK ÖYKÜLER
©Ahmet Sem ih Tulay, 2004 ISBN 975-98467-0-5
0 537 382 65 65
Kapak Resmi : Athena Promakhos figürü
M.Ö. 340 yılına ait bir vazo resmi
Kapak Düzeni & BaskıCUM HURİYET OFSET
Albayrak Cad. Erkan Sk. No. 17 Tel&Fax : (0256) 518 37 35
Söke 2004 (1. Baskı)
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
5/62
İ Ç İ N D E K İ L E R
ÖNSÖZI.BÖLÜM GİRİŞ
Mitoloji Nedir?
M i t ’ l e r i n D oğuşuT a n r ıl a r v e T a n r ıç a l a r
II.BÖLÜM ÖYKÜLER
Mitolojik öykülerA e d o n
B r a n k h o s ve A p o l l o n T a p ı n a ğ ı ’n ı n K u r u l u şu
Byblis
D i d i m A d ı
E n d i m i y o n i l e S e l e n eF aki r M i le t li ve Ze us
K a l am os ve K ar pos
K aun os Aşkı
M i le t ’i n K ur u l uşu
M i le t os ve M i le t ’i n K ur u l uşu
P a n d a r e o s
P e g a so s ve B e l le r o p h o n
Ps ykhe ve E r os
Diğer öyküler A n t h e u s
H e r m i a s
H y p s i k r e o n
lasos lu İht iya r
K h i o s l u l a r ' ı n s o n u
K oer an os ve Y unus Ba lı ğı
K y m e i r i e r
K y r os ’u n Ö y k ü s ü
M a i a n d r o s ’u n D a v a E d il m e s i
Marsyas
M i le t in B a şı n a G e l e c e k l e r
Mi le t in Zapt ıM i l e t l i A d a m ı n E m a n e t i
M i l e t l i kad ı n l a r
P r i en e l i B a l ıkç ı l a r
Pr i enel i Bias
Pr ienel i Bias ve Kroı sos
P r i e n e l i l e r ’ i n D ü r ü s t l ü ğ ü
S a r p e d o n
T ha l e s ve K ö l e K ız
T h a l e s ’i n Z e n g i n o lm a s ı
T h r a s y b u l o s ’ u n K u r n a z l ı ğ ı
III. SÖZLÜK
IV.SEÇİLMÎŞ KAYNAKÇA
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
6/62
ÖNSÖZ
Ege Bölgesi’nin en güzel illerinden birisi olan Aydm, 8007
kilometre karelik bir alanı kapsar ve Denizli, İzmir, Manisa, Muğla
İlleriyle kom şud ur. Batısında Ege Denizi yer alır.
Kent top rakların ın bir kısmı, A na do lu’lu Tarihçi H er o d o t’ıın
“En güzel gökyüzü ve en güzel iklimli yer “ ola rak tan ım lad ığı İyoıı-
ya’da kalır. Bir kısım toprakları ise Karya ve Lidya’dadır. Aydm’ı yo
ğun arkeolojik yerleşimlerden dolayı “Uygarlıklar Merkezi” olarak
adlandırmak yanlış olmaz. Aydm İli’nde bir çok antik kent ve mer
kez vardır. B un larda n kazı ve araştırm a yap ılanlar ile ziyaret edilerek
görülebilenler ve isimleri bilinenler şunlardır: Akharaka, Afrodisias,
Alabanda, Alinda, Amyzon, Aninetos, Antiocheia ad Maeandrum,
Assesos, Didyma, Euhippe, Gerga, Gordioteikhos, Harpasa, Magno-
sia ad Maeandrum, Mastaura, Melie, Milet, Myus, Naulokhos, Nysa,
Orthosia, Panionion, Piginda, Plarasa, Priene, Pygela, Pyrrha, Tlıe-
bai, Tralles. Özellik le bun lardan Afrodisias, Didyma, Milet ve P rim e,
A nad olu ark eolo jisind e o ldu ğu kad ar, D ünya arke olojisinde de .ıs
ka gün ışığına çıkmayı bekleyen bir çok yer d ah a vardır.
Bu denli zengin ve yoğun bir arkeolojik potansiyele '•.ılııp
olan bu topra kla rın, en güzel öykülere ve mitolojik öykülen-
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
7/62
Hiçbir iddiası olmayan bu çalışma, Aydın’ın ilçelerinden
sadece Didim ve Söke yörelerinde geçen antik öyküleri ( mitolojik
öyküler dahil ) anlatmaktadır. Bu topraklarda geçen öyküler, Antik
Çağ’ın en güzel öyküleri olduğu gibi, aynı zamanda Klasik Mitolo-
j i ’nin en güzel m iderin i o luştu rurlar. H er iki ilçe sahip oldukları
dağları, denizi, akarsu ve gölleriyle kısaca tüm doğal güzellikleri ile
şaheser öykülerin doğmasını sağlamışlardır. Ayrıca bu iki ilçe top
raklarında yer alan Didyma, Milet ve Priene arkeolojinin gözbebek-
leridir. Bu antik m erkezlere ait okuyacağınız öykülerle, bu y örenin,
dolayısıyla A na do lu’n un ne denli zengin bir kü ltüre sahip oldu ğu nu ,
sevgi denen kavramın hiç değişmediğini, sevginin gerçekten yüce bir
duygu o ldu ğu nu anlayacaksınız.
Öykülerin daha iyi anlaşılması için, giriş kısmında mitoloji
hakkında kısa bir genel bilginin verilmesi, kitap bitiminde ise bir
sözlüğün eklenmesi faydalı görülmüştür. Olabildiğince mesleki ve
teknik deyimlerden kaçınılmış, isimler özgün şekilde verilmeye çalı
şılmış, öyküler kısa tu tulm uştur.
Gündüzü ve gecesi bir başka güzel olan bu yörede, bir gün
fırsatını bulursanız, güneşin denizde kayboluşunu ya da dolunayda
ayın, denizi, Samsun (Mykale) Dağı’m, Beşparmak (Latmos) Dağla-
rı’nı gümüşi ışıklarla yıkadığını seyrediniz. Suyun kenarında iseniz,
ay ışığının parmaklarınıza değdiğini, avuçlarınızdaki suyun sudan
farklı bir nesn e o ldu ğu nu , aya do ku nd uğ un uz u hissedeceksiniz. Sele-
n e ’nin yanınızdan geçip, En dim iyon’un yanm a doğ ru süzüldüğün ü,
havadaki güzel koku da n ve uçuşan saçlarınızda n anlayacaksınız.
Ahm et Semih TULAY
Söke 2004 Arkeolog
6
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
8/62
I. BÖLÜM GİRİŞ
MİTOLOJİ NEDİR ?
Mitoloji, Grekçe “Mythos” (masal, hikaye, efsane) ve “logos”
(söz) ke lim elerinin b irleşm esind en m eydan a gelmiştir. Mit, (Mythos)
tanrıların ve tanrısal kahramanların anlatıldığı öykülere denir. Türk
çe karşılığı “söylence b ilim“ olan m itolojin in bazı tan ım ları şöyledir:
M İT O L O J İ: Çok tanrılı dinle rde tanrı ve yarı tanrıların eylemleri ile on
ların insan larla ve diğ er yaratıklarla ilişkileri kon usu nd ak i efsaneler,
öyküler, inançlar bütünü. Mitoloji, içinde üretildiği toplumun resim
ve heykel san atların ın k on u seç iminde başvurd uğu ana kaynaktır. ıM İT O L O J İ: 1 - Antikçağ tanrıları, yarı tanrıları ve kahramanların ma
salsı tarihi.
2-Bir halk a ait m itlerin tüm ü.
3-Mitlerin, kök enlerin in ve an lam larının sistemli incele nm e
si. 2
Mitoloji eski devirlere ait, genellikle doğa üstü hikayeleri
kapsayan bir bilim dalıdır. Bir bilim dalı diyoruz çünkü, mitolojiyisadece masallar, hikayeler dizisi olarak görmemek lazımdır. Çünkü,
bilim sel açıdan mitoloji, arkeolojin in yardım cı kollarından biris id ir .
Mitoloji bilmeden arkeoloji yapmak mümkün değildir. Heykeltaşlık
eserlerini, seramikler, mozaikler ve sikkeler üzerindeki figürleri, sah
neleri anlayabilm ek için m utlaka m itoloji bilme k g erekir.
Sonuç olarak; mitoloji, insanoğlunun varoluşundan itibaren
(1) Metin Sözsn-Uğur Tanyeli, Sanat Kavram ve Te ıimlni Sözlüğü, İslanl/ul, ! 972, .v. 163.
(2) Büyük ¡Jiroiv.se Sözlük ve. AnsikUtyedisi, C. XVI, İstanbul, i . 8230, 823!.
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
9/62
hayatı ile ilgili tüm olgu ları içinde toplayan, arkeoloji bilim inin temel
taşlarından birisidir diyebiliriz.
Mitolojinin tanrılar ile ilgili bir çok konuyu kapsaması, gü-
nah-sevap, öb ü r dün ya gibi öğeleri içermesi açısından dinsel bir yön ü
de vardır. M itoloji, hangi to plu m un han gi tan rılara taptığını bildirir.T apınılan tanrılardan ise; toplum un hang i soydan olduğ u ortaya çı
kar. İnsa nla rı kö tülü kte n sak ınd ırıcı, iyi yola sevk edici öğe leri bakı
mından da ahlaki bir yönünün de olduğu görülür. Mitoloji özellikle
iyi-kötü kavramlarının yanında güzel-çirkin, güçlü-güçsüz kavramla
rının üzerine kurulmuştur. Ayrıca mitolojinin ait olduğu toplumun
sosyal ve kültürel yaşamını da yansıttığı ve sıkı bağlan olduğu görü
lür.
M itolojide geçen öykülerin hepsi hayal ürü n ü değildir. Ö rne
ğin, bir çok mitolojide geçen tufan olayının, gerçek olduğu yapılan
arke olojik kazılar sonu cu kan ıtlanm ıştır. Yine yüzyıllardır dilden dile
do laşan T roia ile ilgili öykülerin, ge rçek olduğ u arkeolojik kazılar so
nucu ortaya çıkmıştır. Bu yönden de mitolojinin tarih ve gerçeklik
yönü de vardır.Her ulusun, her insan topluluğunun mitolojisi vardır. Mi
tolojiler genellikle o toplumun aynası gibidir. Ancak, mitolojilerde
d ah a önc e kısaca belirtildiği üzere ortak yönler vardır. H er mitoloji
de iyilik-kötülük, güzellik-çirkinlik, sevgi-nefret, yenme-yenilme, cen-
net-ce hen ne m , ödü l-ceza gibi kavramlar yer alır. T üm m itolojiler tan
rıların, kainatın ve insanın yaratılış ile başlar. Daha sonra toplumun
özelliğine göre çeşitli mitlerle süslenir.
Mitolojilerin en güzeli olarak kabul edilen Klasik Mitoloji,
“G rek Mitolojisi” olarak ad land ırılm ak tadır. Bence, “A nad olu M itolo
jisi” olarak adland ırm ak daha doğru olacaktır. Ç ünkü en güzel öykü
ler, A na do lu’da g eçm iştir ya da A nad olu ile ilintili olan larıdır. Rom a
Mitolojisi, Grek M itolojisi’nin bir kopyası du ru m und ad ır. A ncak biraz
da ha geniştir. Bu İm pa ratorlu ğu n siyasi d u ru m u n d an kaynaklanm ak
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
10/62
tadır. Romalılar zapt ya da işgal ettikleri ülkelerin, milletlerin tanrı
ve tanrıçalarını kabul ederek, h em on lara da ha kuvvetle egem en ol
muşlar, hem de mitolojilerini dolayısıyla dinlerini genişletmişlerdir.
R om a’da ayrıca im pa rator kü ltü de ö nem lidir. Bazı im pa rator ve im-
parato riçeler tan rı gib i tap ın ım görm üşlerdir. R om a M itolo jisi’nde
isimler La tinc e’dir. N ad ir olarak o rijinal ismi mu hafa za etm işlerdir.
T ürk ve H in t Mitolojileri en güzel mitolojilerdir. H itit, Fenike, Mısır,
Asur, Sümer, Babil Mitolojilerinin oluşturduğu Mezopotamya Mito
lojisi, Mısır, Kelt ve İskandinav m itolojileri d e ö ne m li m itolojilerdir.
İnsanın yaratılışı gibi tanrıların da yaratılışları vardır. Mito
loji aynı zamanda bu konuyu da işler. Bir baş tanrı ve eşi etrafındaonla rın çocukları ve kardeşleri olan diğ er tan rılar yer alırlar. İkincil,
üçüncül tanrılar yanında ölümsüzlüğe erişen insanlar, kahramanlar
ve yarı tanrılar bu ailenin üyelerini oluştururlar. M.O. 8. yy. da yaşa
yan ve Theogonia (Tanrıların soyağacı, tanrıların doğuşu) adlı ya
pıtı m itolojin in en eski kaynakla rından birisi sayılan Batı A nadolu
köken li H esiodo s’a göre; 3 önceleri Khaos (sonsuzluk-boşluk) vardı.
Bu boşluktan önce Gaia (toprak ana), sonra ölüler ülkesinin en de
rin yeri T artaros, E ros (aşk), Erebo s (yer altı ka ran lığı), Nyks (gece),
doğdu. Erebos’la Nyks birleşerek Aitheri (gökyüzü) ve Hemera’yı
(gün) m eydan a getirdiler. Gaia tek başına U ran os ’u (gök), P on tos’u
(deniz) ve dağ lan yarattı. S on ra U rano s ve Po ntos ile birleşerek, evre
ni tanrısal varlıklarla do ldu rdu . K ronos ile Rh eia’nm birleşm elerin
de n D em eter, Hades, Hestia, He ra, Poseidon ve Zeus doğ dular. D ahasonra bu nlar diğer tanrıları , yarı tanrıları ve kah ram an lan m eydana
gedrdiler.
(3) I leuod m 'un ne tini hazırlarken Haini, Fenike ve Hitit efsa neleı inden fayda la ııdığı bilinir. Örneğin, Jfi titk r’in Kum aıhi,
Fm ikeliler’in San khu niato n ve fiab illil/r’in K rıunıa Eliş ejsane[erindmjaydalunm ı$lır.
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
11/62
Medusa Kaba r tmas ı M.S . 2 . yy . D id im Apo l l on Tap ınağ ı ( Fo to : S. Tu lay)
Poseidon, Hephaistos, Zeus. M.Ö. V.yy. Vazo Resmi
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
12/62
MIT’LERİN DOĞUŞU
Mitolojiyi m eydana g etiren m it’lerin, yani efsanevi öykülerindoğuşlarına gelince; İnsanoğlu var olduğundan itibaren doğadaki
b ir takım olayları açık lam akta güçlük çekmiştir . Baş edem ediği doğaolayları da b un a dah ildir. Bu olayları açıklarken, bir yerlere dayanm agere ğini duym uştur. Ö rne ğin , b ir doğa olayı olan şimşek ve yıldırımı
bilim sel olarak açık layamamış, am a o n u gök tanrısın ın (Zeus) öfkesine dayandırarak işin içinden çıkmıştır. Ayçiçeğinin hep güneşi takipetm esini G üneşe (Apo llon) aşık kız öyküsüyle açıklamıştır. M itler sade ce d oğ a olayları ile ilintili değild irler. M itler tan rıla rın yaşamlarıylailgili olayları, yarı tanrıları, kah ram an ları, do ğa ü stü yaratıkları ha ttaölüm lü insanları da kapsar.
Mitolojide tanrılar insan şeklinde tanımlanmışlardır. M. Ö.569-477 yılları arasında Anadolu’da Kolophon’da (İzmir, Değirmen-
de re) yaşayan filozof K olo ph on ’lu K sen op ha ne s’in, “atlar b ir tan rıya tapsalardı, tanrılarını at şeklinde yaparlardı.“ diye güzel bir sözüvardır. Antik Çağ insanı, gerçek ten tanrıların ı kendisine ben zetm ekihtiyacını duymuş, kendisi gibi tanım lam ıştır. O nla rın da kendisi gibiyaşadığına inanmıştır. Mitleri incelediğimizde; tanrıların insanlargibi yaşadıkları görülür. İnsanların yaradılışları gibi tanrıların da yaradılışları vardır. Onlar da yemek yerler, İçerleri, aşık olurlar evle
nirler, çoluk çocukları olur. B ir baş tanrı ve ana tanrıça e trafınd a çocuklardan ve kardeşlerden oluşan bir aile şeklinde yaşamları vardır.Bazen bu aile içine tanrıların sevgisini kazanan ölümlü insanların karıştıkları da olur. Tanrılar da kızarlar, sevinirler, kıskanırlar, ihanetede rler, kin du yarlar. Özetle tüm insani duygulara sahiptirler. O nlarıinsanlarda n farklı kılan birkaç husu s vardır. T anr ılar h er şeyden ö nceölüm süzd ürler. D am arların da kan yerine “ik h o r” adı verilen bir sıvıdolaşır. V üc utlarında n etrafa çok güzel b ir kok u yayılır. H astalan
mazlar, yaşlanmazlar. B üyük bir h ızla yer ve şekil değiştirebilirler.
( 4 ) Tan rılar umlnosiu udi vetilen bakla n do kuz ka l dah a tatlı ve çok güzel kokulu bir yiyecekle, beslrniyorltıulı. Bu nu yiyenler ölü m üz
oluyorlardı. T au nla r nektar ( abı-hayat, ölüm süzlü k suy u ) adı vetilen bir içeceği içiyorlardı. ..
m
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
13/62
Mitolojiyi oluşturan mitler toplumların din, aile yapısı, siyasihaya tına ha tta sanatına etki ed er ve onları yönlend irir.
Bazı m itler zam anla diğer ulusların m itleri ile kaynaşarak eve-rensel b ir hal alır ve insanlığın orta k malı ha line gelirler. Yine m itolo
jile rdek i o rtak m itlerin, semavi d in lerde de yer ald ığı olur. Ö rneğin ,
ilk insan ın ça m urda n yaradılışı ve Tufa n olayında o lduğu gibi. Klasikmitolojiye gö re, P rom ethe us, ilk insanı balçıktan yaratmıştır. Süm ermitolojisinde Tanrı Ea, insanı çamurdan yaratmıştır. Avustralya yerlileri tabiat üstü bir varlığın, insanı çamurdan yarattığını söylerler.T evrat’ta Tekvin b ölü m ün de A de m ’in top raktan yaratıldığı belirtilir.Kuran-ı Kerim’de de Hicr Suresi 33. ayette, Sad Suresi 71, 72. ayetlerinde, Saffat Suresi 11. ayette ve Mi’mini'ın Suresi 12. ayetlerinde
insanın toprak tan, ça m urd an yaratıldığı belirtilir.T ufa n olayı ise; En eski olarak S üm erle rde görü lür. Bir savagö re tufan olayı Siim erlerd en a lınm ıştır. 5 Sü m er Mitolojisi’nd e Ut-na piştim, tufan olayın ı yaşayan kişidir. Klasik M itolojide tufan olayında D euk alion ve karısı Py rrha yer alırlar. T ev rat’ta Tekvin bö lüm ün de tufan ile ilgili bilgiler vardır. Kuran-ı K erim ’de de N uh ve H utsure lerind e Nu h Peygam ber ve tufanla ilgili bilgiler bulunm aktad ır.
Zeus, ris, Hera. M.Ö.S.yy. Vazo Resmi
(5) Gtlgameş Destanı, Çsu. M ustafa R um aum oğlu, M illi Eğilim Basımevi, İstanbul, ¡993 , s. 14.
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
14/62
TANRILAR VE TANRIÇALAR
TA N RI ADI LATİNCESİ İŞİ KUTSAL HAYVANI/EŞYASI BURCU
Z e u s J u p i t e r G ö k t a n r ı s ı , b a ş t a n r ı K a r ta l, Y ı ld ırım . A s l a n
H e r a J u n o E v l i li k ta n r ı ç a s ı T a n ı ş k u şu K o v a
P o s e i d o n N e p t u n D e n i z t a n r ı s ı U ç ç a t a l l ı a s a B a l ı kA p o l l o n A p o l l o , P h o b i o s ı şı k , m ü z i k , f a l U ç a y a k l ı k a z a n , l i r İ k i z l e r
A r t e m i s D i a n a A y , a v, n a m u s K ö p e k Y a y
A t h e n a M i n e r v a Z e k a , a k ıl B a y k u ş K o ç
A f r o d i t V e n u s A şk , g ü z e l l i k G ü v e r c i n B o ğ a
A r e s M a r s S a v a ş D i şi k u r t A k r e p
D e m e t e r C e r e s Ü r ü n v e h a s a t S e p e t B a ş a kH e s t i a V e s t a O c a k t a n r ıs ı L a m b a O ğ l a k
H e p h a i s t o s V u l c a n D e m i r c i l i k B a ş l ı k , ö r s T e r a z i
H e r m e s M e r c u r y H a b e r c i , t i c a r e t Y ı la n l ı a s a Y e n g e ç
Yukarıda isim leri ve görevleri belirtilen bu tanr ı ve tanrıça laren önemli tanrılardır. Bunlar Olympos Dağının zirvesinde oturuyor
lardı. Olympos, Yunanistan’da Teselya ile Makedonya arasında yeralan sıra dağların en yüksek zirvesine verilen isimdir. Anadolu’da daOlympos adını taşıyan dağlar vardır. Örneğin, Bursa’daki Uludağ,Antalya’da yanartaşın bulunduğu Çıralıdağ ile daha birkaç dağ Olympos adını taşırlar. Olympos’da oturan tanrılar kendilerine ait görevleri yapıyorlar ve hep bir arada eğleniyorlardı. Bu on iki tanrıdan
başka b ir çok tanrı vardır . Ö rneğ in Bağcılık ve şarap tanrısı Dionysos
(Bacchus) so nra dan Olym pos’a katılmıştır. Z eusve P ose ido n’un kardeşi olan Hades (Plüton) yeraltı tanrısı olduğu için öbür tanrıların
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
15/62
yanında değildi. Kybele, ana tanrıça olup, Anadolu’ludur. EsasındaApollon da bir Anadolu tanrısı olup, Hitit metinlerinde Apuluniasolarak adlandırılmaktadır. Asklepios ve kızı Hvgeia sağlık tanrılarıdır.
Mitolojide, ikinci derecede tanrılar, yarı tanrı, kahraman,doğa üstü yaratık, bazı kişilikler de bulunur. Örneğin, Heıakles, Perseus çok tanınmış kahramanlardır. Eros (Amor) aşkı temsil eder,Müzler (Mıısalar) esin perileri güzel sanatlarla ilgilidirler. Medusa kadın şeklinde çirkin bir yaratıktır. Nike (Victoria) zaferi temsileder.
Yarı insan yarı hayvan o lan ya ratıklar da m itolojide yer alırlar.Sphinks, Triton, Kentaur’lar, Harpyi’ler, Satyr’ler, Sirenler bunlaraörnektirler. Griffon gibi bir kaç hayvanın birleşmesinden meydanagelen doğ a üstü yaratıklar da vardır. Esas ko nu m uz m itoloji olm adığıiçin daha fazla detaya girmiyoruz.
G r if fon k ab a r tm as ı M .S .2 . yy . D id im Ap o l lon Tap ınağ ı ( Fo to : S. Tu lay )
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
16/62
TANRILAR AİLESİ (*)
K a o s ( b o ş l u k )
G a i a ( y e r )
U r a n o s ( G ö k )
I------ i-------1— I------- 1----- 1----- 1— c~O k e a n o s + T e t h y s K r o n o s + R h e a H v p e r i o n + T h e ı a K o i o s + P h o i b o
' / ı \ IM e t i s + Z e u s H e l i o s , S e l e n e , E o s L e t o + Z e u s
A t h e n a A p o l l o n A r t e m i s
D i o n y s)
H e p h a i s t o s A r e s H e b e
P e r s e p h o n e + H a d e s
P o s e i d o n Z e u s + S e m e i e
M n e m o s y n e + Z e u s
M ü z l e r
(*) Isx io n d n A ntiken Mythen u nd Gestalten adlı eserden alınmıştır.
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
17/62
TANRILARA AİT TAPINAKLAR VE KÜLTLER (*)
Afrodit---------------------- ----- MiletApol lon --------------------- -----Didim, Milet, MyusArtemis--------------------- ----- Didim, MiletAsklepios------------------------ Milet, PrieneAthena ----------------------- ---- Assesos, Milet, Naulochos, PrieneDionysos-------------------- ---- Milet, MyusDemeter--------------------- ----Milet, Priene
Hera ------------------------- -----PrieneKybele----------------------- ----- PrienePoseidon ------------------- ---- Didim1, Myus, PanionionSerapis 7---------------------- ---- Milet, PrieneZeus------------------------------- Didim, Milet, Priene (?)Mısır tanrıları----------------- Priene
Mi let A thena Tapınağı
Sfdece Didim ve Söke yöresi alınmıştır. n
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
18/62
ÖYKÜLER
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
19/62
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
20/62
MİTOLOJİK ÖYKÜLER
AEDON ( Bü lbül)
Aedon, Milet’li Pandareos’un kızı olup, Araba yapımcısı Poly-tekhnos’un eşidir.
Kocasıyla birlikte Kolophon (İzmir, Değirm end ere) ’de rah at biryaşam sürerlerken, bir oğulları olur. İsmini İtys koyarlar. Doğan çocuk
larından ve aile mutluluklarından öyle bir gurura kapılırlar ki;Zeus veHera’dan daha mudu olduklarını söylemeye başlarlar. Bunun üzerineHera, kavga ve nifak tanrıçası Eris’i görevlendirir. Karı koca birbirleriyleellerindeki işi kimin daha çabuk bitireceği konusunda iddiaya tutuşurlar. Yenilen yenene bir hizmetçi hediye edecektir. Yarışma başlar. Erkekaraba yapmakta, kadın kumaş dokumaktadır. Yarışmayı kadın kazanır.Polytekhnos, Efes’e hizmetçi almakiçin gider. Efes’te bu lunan Aedon 'unkızkardeşini Khelidon’u kandır ır, yola çıkarlar. Yolda kıza sahip olur.Dilini ve saçlarını keserek onu köle kılığına sokar ve kızkardeşine hiçbir
şey anlatmamasını, yoksa öldüreceğini söyler.Bir zaman sonra Aedon, kendisine köle diye getirilenin kızkar-
deşi olduğunu anlar. Kocasından intikam almak için, biricik çocuklarıİtys'i öldürerek, pişirir ve kocasına yedirir. İşin farkına varan adam ikikardeşi öldü recekken Zeus araya girer, Aed on ’u bülbül, kızkardeşi Khelidon ’u ise kırlangıç şeldine sokarak on ları kurtarır.
Bu konu ile ilgili birisi Atina, diğeri Odysseia’da geçen iki öyküdaha vardır.
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
21/62
BRANKHOS ve APOLLON TAPINAĞI’NIN KURULUŞU
Brankhos, b ug ün kü Didim yöresinde ço banlık yapan, M ilet’li
yakışıklı bir gençti. Bakmayın siz onun çobanlık yaptığına, aslındaasil bir ailede n geliyordu. Ann esi ona ham ile iken, bir gece rüyasındagüneş ışığının boğazından girip, karnından çıktığını görmüş, bilicilere danışm ıştı. Bilicilerin doğac ak çocuğa “boğ az” an lam ına gelenBrankhos isminin verilmesinin uygun olacağını söylemeleri üzerine
bu adı vermişti. B rankhos b ir görüşe göre de “kısık ses, derind engelen ses“ anlamındadır. Kanımca bilicilik ile ilgilidir. Her ne ise;Brankhos, bir gün da ğd a sürülerini otlatırken, Tan rı Apollon O nugördü. Kendine benzettiği ve çok hoşlandığı bu delikanlıya biliciliksanatını öğretti.
Biliciliğin sırlarına ulaşan Brankhos, Tanrı Apollon adınaöteden beri bilinen ve kutsal sayılan, bugünkü tapınağın yerinde birtapınak inşa etti. Bu tapmak zamanla Antik Dünya’nın en tanınmış
bilic ilik m erkezlerinden bir isi haline geld i. T apınağın kuru lduğuyerde çok eskilerden beri, Apollon’un kutsal ağacı olan defne ağaç
larından oluşan bir koruluk, pınar ve bir kuyu vardı. Brankhos, kurduğu tapınağın yöneticiliğini yaptı. Sonra Onun soyundan gelenler“Brankhoslar” adıyla birkaç yüzyıl bu görevi devam ettirdiler. Didy-ma’nın adı da bir dönem “Brankhidai” olarak adlandırıldı.
Brankh id heykeli M.Ö.â.yy . M ilet Müzesi. (Foto: S. Tulay)
J E 3
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
22/62
BYBLİS
Menderes Nehir tanrısı Maiandros’un kızı Kyane ile Mi-letos’un ikiz çocuklarından, kız olanı. Apollon’un torunu. Byblis“mavi, koyu mavi“ anlamındadır. Çok güzel bir kız olan Byblis, ikiz
kardeşi olan Kaunos’u anlatılmaz bir sevgi ile sever. Yıllar geçtikçe bu sevgin in , kardeş sevgisinden öteye bam başka bir sevgi o lduğunuanlar. Onun sevgisi bir kardeşe duyulacak sevgi değildir. Değildirama, sevgisini saklayamaz, önleyemez. Bir mektupla kardeşine sevgisini açar. Bu yanlış sevgiye öfkelenen Kaunos, memleketi Milet’i terkede r. Likya ile Karya sın ırınd a ke nd i adın ı taşıyan Kaunos (bu gü nk üKöyceğiz) yakında, K en ti’ni k urar ve M ilet’e bir da ha geri dönm ez.
Büyük bir acıya ve ümitsizliğe kapılan Byblis, deli divane gibiyollara düşer, yıllarca tüm A na do lu ’yu gezer. So nu nd a yüksek bir kayadan kendini atarak hayatına son verir. Ona acıyan Nymphalar (su perileri ) O nu bir p ınara çevir ir le r. D erler ki; bugün bile bu p ın arda n su çıkm aktadır, çıkan su lar ise Byblis’in göz yaşlarıdır.
Antik dö ne m yazarlarından Pausanias Milet kenti yakınlarında “Byblis Pınarı” adı verilen bir su kaynağının olduğundan bahseder.
Byblis■« T l
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
23/62
DIDIM ADI
Günümüzden yaklaşık 2500 yıl önce, Apollon Tapmağı’nın bugünkü yerinde, kutsal sayılan defne ağaçlarından oluşan b ir koruluk, b ir su kaynağı ve bir kuyu vardı. Bu ko ruluk kutsal idi. Çü nkü d er
ler ki; Keos ile Ph eobe (p a rıltı) ’nin kızları olan L eto (karan lık gece),çok güzel bir kızdı. Gök tanrısı Zeus Onu görünce vuruldu. Leto dagök Tanrısından hoşlanmıştı. Onun sevgisini karşılıksız bırakmadı.Burada Onunla sevişerek, ikiz çocukları Apollon ve Artemis’e hamile kaldı. Bu nedenle bu koruluk hem Apollon hem de Artemis içinkutsal bir yerdi. A po lon’un biliciliğin sırlarını öğ rettiği B rankhos, ilktapın ağı b u ra da inşa etmiştir. Bu ikiz tan rıd an dolayı, on ların anısına
bu yöreye “ikiz kardeş” an lam ına gelen Didyma-D idim adı verildi. Bu
isimin ikiz anlamına gelen “Didymos“ sözcüğünden türediği kabuledilir.
Didim’de Apollon tapınağı’ndan başka kutsal alanda Artemis Kutsal Alanı ve T apm ağı bu lunm aktad ır. Bu alanların tam am ına“Didymaioıı” adı verilir.
Zeuz ve Leto. Leto 'nun kucağında Apollon ve Artemis. _ _ _
Vazo Resmi. Brıtısh Museum W > \
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
24/62
ENDİMİYON İLE SELENE
Bir tanrıçanın ölümlü bir insana olan sevgisini anlatan bu gü
zel öykü, gün üm üzde Bafa Gö lü’n ün ke na rınd a yer alan B eşparmak
(Latmos) D ağları’n da geçmiştir. Ayın do lunay zam anlarında, bu b öl
gede mehtaba doyum olmaz. Bafa Gölü gümüş bir tepsiye dönüşür.
Ay dağların üstünde gümüş bir top gibi asılıdır. Aşağıya süzülen ışık
ları ad eta bir müziktir. Saatlerce ay ışığının, da ğların ve göl su larının
uyu m un a doyamazsınız. Böyle b ir m anz ara ac aba b ir başka yerde var
mıdır? Sanmıyorum. Bu Dünya’nm en güzel manzarası binlerce yıl
dır tekrarlanm aktadır. O çağlardaki insanlar da bu güzel man zaranın
farkına varmışlardır. İnsan ne kadar ilkel olursa olsun, içinde hep
sevgi olm uştur. Sevgi sevgidir. İlkeli m odem i m i olur? İşte bu doyum suz manzara ilahi bir olay olarak yorumlanarak, Klasik Mitoloji’nin
en güzel öykülerinden birisi yaratılmıştır. Bu tertemiz ve en masum
sevgilerden birisidir. Selene aslında ay tanrıçasıdır. Eos (şafak) ve
Helios (güneş)’in kızkardeşleridir. Bazı kaynaklara göre ise, Selene
A rtem is’tir. Artemis üç k işiliklidir. B ere ke t ve av tanrıçası A rtemis, ay
tanrıçası Selene ve yeraltı tanrıçası H ekate. Bazen Artem is’in Selenekimliğine bü rün dü ğü kabul edilir .
Endimiyon, ölümlü bir insandır. Kral Aethlios’un oğludur.
İsmi “dalmak, uyum ak“ an lam ınd ad ır. Ç obanlık yapm aktadır. Antik
çağda çobanlık kutsal bir meslektir. Her tanrısal olayda bir çoban
vardır. Pey gam berlerin çoğu da çoba nd ır. İda (Kaz) Dağ ı’nda tan
rıçalar arasında yapılan güzellik yarışmasının hakemi de Kral oğlu
çob an Paris’tir. Neyse biz gelelim esas konu m uza.
m m
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
25/62
End im iyon, genç ve çok yakışıklı idi. Bir gü n yakışıklılığının
ve gençliğinin bozulmaması için tanrılara yakardı. Gök Tanrısı Zeus,
Onun dileğini kabul etti ve sonsuzluğa değin uyuttu. Bugün Bafa
Gölü kenarında yer alan, Herakleia (Kapıkırı) Antik Kenti kalıntıları
içinde “Endimiyon Mezarı” olarak adlandırılan bir yer vardır.End imiyon, uyku sunda bile çok güzeldi. Bir gece Selene O nu
gördü. Tanrıça hiç bu kadar güzel bir ölümlü görmemişti. Sanki bir
tanrıydı. H atta bazı tanrılardan bile güzeldi. O n a vuruldu . Saatler
ce onu seyretti. Saçlarını okşadı. Şafak sökmeye yakın gitme zamanı
gelince; istemeye, istemeye yanından ayrıldı. Selene, ondan sonra
h e r gec e ışıklarını süze, süze Bafa Gölü kıyısındaki Beşparm ak Dağla-rı ’n a inmeye başladı. H alen inmeye devam etm ektedir. Bir dolunay
da Beşparmak Dağlan’nı seyrediniz. Manzaranın güzelliğinden, bu
öykünün gerçek olduğuna inanacaksınız. Eskiden insanlar, ayın bu
lutların arasına girdiğinde ya da gözükmediği gecelerde Selene’nin
En dim iyon ’uıı M ağarası’nd a gecelediğine inanırlardı.
Endimiyon. C.F. Cuercino tablosu. Roma
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
26/62
FAKİR MİLETLİ ve ZEUS
Günün birinde fakir bir Miletli ile Gök tanrısı Zeus, Miletagorasında bir konu üzerinde tartışıyorlarmış. Her ikisi de söylediğinin do ğru oldu ğu idd iasında. Hiç biri de pes etm iyor geri çekilmiyor-muş. E sasında bir ölüm lü ile bir tan rın ın hele, h ele b ir baş tanrın ıntartışması görülmüş duyulmuş değilmiş, fakat Milet Kenti, “filozoflar
kenti”, özgür düşüncenin başladığı, pozitif bilimlerin temellerininatıldığı bir kent idi. İnsanlar doğa olaylarını sorguluyorlardı. Bu nedenle böyle bir tartışmayı yadırgamamak gerekir.
Tartışma uzadıkça uzamış. Bizim baldırı çıplak Miletli’ninum ur un d a değil, baş tanrı kızacak diye. Az zam an son ra, gök g ürü ltüsü gibi bi r sesle Zeus, M iletli’ye “Bana bak ! kafamı kızdırma, şimdi seni
yıldırımımla yakar kül ederim. “ demiş. Bizimkisi hiç istifini bozmamış.Omuzlarını kaldırıp indirmiş, sonra da elini şöyle bir sallayıp, “Ey
koca Zeus, bu öfkenle haksızlığını çok güzel kanıtlamış oldun. Şimdi iddiayı kaybettin hadi yoluna!“ deyivermiş.
Zeus (Vazo Resmi) Vazo Resmi 25
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
27/62
KALAMOS ve KARPOS
( Kamış ve karpuz )
Kalamos, Menderes Nehir Tanrısı’nın Oğlu’dur. Zeph-yros’un oğlu Karpos’la çok iyi arkadaş idiler. Günlerden sıcak bir yazgünü, iki genç Menderes Nehiri’nde yüzüp, şakalaşıyorlardı. Birden
bir yüzme yarışına girdiler. Öyle b ir inat yarış oldu ki, saatle rce yüzmelerine karşın yenişemediler. Ama birden, Karpos bitkin düştü ve
boğuldu. A rkadaşın ınölümüne inanamayanve çok üzülen Kalamos,saatlerce arkadaşının
başın da bekledi, ağladı,gözyaşı döktü. Yapacak
bir şey yoktu .Kalamos, ye
meden içmeden kesildi. Hayatın biranlamı kalmamıştı.Acısından eridi bir çöp edöndü . Sonu nda Tanr ılar bu iki gence acıdılar.Kalamos, n eh ir ken arındaki kamış oldu. Karpos
ise; hepimizin çok sevdiği bir yaz meyvesi ola nkarpuza dönüştü.
Maiandros - Büyük Menderes Nehri . (Foto: S. Tulay)
M T ;1
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
28/62
KAUNOS AŞKI
Kaunos, günümüzde Dalyan Çayı ağzında bir antik kenttir.Bugünkü Köyceğiz yakınında yer alır. Bu kentin kuruluşu Milet ileilintilidir.
Miletos, T an rı A pollon ile G irit Kralı M inos’un kızı, Deioııede d en ilen A kakallis’in oğu llarıdır. M iletos, Girit’ten kaçtıktan sonra,A na do lu’ya gelerek, den iz kıyısında ken di ad ını taşıyan Milet şehrinikurar. Sonra Büyük Menderes Nehir tanrısı Maiandros’un kızı Kyaneile evlenir. İkiz çocukları olur. Erkek Kaunos ve kız Byblis. Her ikiside Dünya’nın en güzel çocuklarıdır. Büyüdükçe daha da güzelleşirler. Kaunos, tam bir erkek güzeli,Byblis ise mavi gözlü bir peridir
adeta.Byblis, ka rdeşine büy ük b ir
sevgi ile bağlıdır. Yıllar geçtikçe busevginin kardeş sevgisi olmadığınıanlar. Dayanamaz kardeşine birmektupla açılır. Böyle bir sevgiyikabullenemeyen Kaunos, memle
ketini terk ederek uzaklara gider,Kaunos ke ntin i kurar. Byblis yollara düşer. Bir m üd de t son ra ölü r ve
b ir p ınara dönüşür.Eskiden olduğu gibi, gü
nümüzde de mutsuz ve çaresi olmayan aşklara “Kaunos Aşkı“ adıverilmektedir.
Kaunos ve Byblis
f O
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
29/62
\1ILKIMN KURULUŞU
Antik çağın en önemli liman kentlerinden, bilim ve kültür
merkezi Milet’in bir başka kuruluş öyküsü de şöylcdir; Atina Kralı
Kodros’un oğlu Neleus, yeni bir kenti nasıl ve nerede kuracağı ko
nusunda tanrılara danıştı. Tanrılar ona yeni kentini bir kızın suyu
toprakla karıştırdığı yerde kurmasını öğütlediler. Neleus, yollara düştü. Yeni kenti kurm ak iç in diyar, diyar gez
meye başladı. A na do lu’ya geldi. Batı A na do lu’da M end eres N ehiri
kenarında genç bir kızın suyu, toprakla karıştırdığını gördü. Heye
canla ona ne yaptığını ve kim olduğunu sordu. Kız, isminin Kaeira
old uğ un u ve babasıyla birlikte çöm lek imal ede rek geçindiklerini söy
ledi. Tanrıların buyruğunu hatırlayan Neleus, aradığı yeri bulmuştu
artık. Yeni ken ti olan M ilet’i bu ra d a kurd u.
M i le t k e n t i n i n ü ç b o y u t lu r e s m i
w n
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
30/62
MİLETOS ve MİLET’İN KURULUŞU
Kr a l M inos M.Ö .V .yy . Vazosu . A t in a M i ll i M ü z e s i
Girit Kralı Minos’un KızıAkakallis (Dcionc ), Tanrı Apol-lo n ’a gön ül verdi. O nd an Amplıi-memis, Garamas ve Miletos adında üç oğlu oldu. Akakallis BahasıKral Minos’un korkusundan oğluMiletos’u ormana bıraktı. TaıırıApollon oğlunu kurt lara emanet
etti. Miletos’u kurtlar beslediler.Bir müddet sonra çobanlar Onu
bularak yanlarına aldılar ve evlatedindiler. Yıllar sonra Miletos,çok yakışıklı, güçlü kuvvetli birdelikanlı oldu. Onun zekiliği,yakışıklılığı ve davranışları de
desi Minos’un dikkatini çekti.Daha önce Onu öldürememiştiama şimdi öldürmeliydi. Bunusezen Miletos, Anadolu’ya kaçtı.Menderes nchir inin yakınındadeniz k ıyısında Milet ken tini ku rdu. M enderes ne hir tanrısınınkızı ile evlendi.
Esasında bu öykü, Girit adasıile Anadolu’nun ilişkilerini anlatmaktadır. Yapılan bilimsel kazılarsonucu Anadolu’nun Girit Adasıile bir takım sıkı ilişkilerin olduğukanıtlanmıştır. Ayrıca, günümüzde G irit Ad ası’nd a d a Miletos adlı
b ir ken t bulunm aktadır.
:;i £ l
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
31/62
PANDAREOS
Milet’li Merops’un oğ lu olan Pandareos, Girit’te Zeus Tapı-
na ğı’nda saklanan altın köpeği çalarak, Anado lu’ya getirdi ve Sipylus
(Manisa)Dağı’nda Tantalos’a emanet olarak teslim etti. Bir müddet
sonra emanetini almaya gittiğinde, Tantalos inkar ederek emaneti
geri vermedi.
Zeus, altın köpeğini çalan bu Miletli adamı ve em aneti verme
yen Tantalos’u Manisa Dağı’nda birer kayaya çevirdi. Pandareos’un
Aedon, Kleothera ve Meropa adlı üç kızı vardı, sahipsiz kalan bu üç
kıza Afrodit, Artemis, Athena ve H era acıyarak sahip çıktılar ama,
kendileri güzel olmalarına karşın, şansları yaver gitmedi, bunlardan
A ed on ’un başına gelenler Aedon öyküsünde anlatılmıştır.
Vazo Resmi. M.Ö. V.yy.
3 0
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
32/62
PEGASOS ve BELLEROPHON
Bellerophon, bir gün gökyüzünde kanadı bir atın uçtuğunugördü. Onu yakalayabilmek için uzun bir zaman koşturup durdu. Biıgün yorgunluktan perişan bir halde Mykale (Samsun) Dağı eteklerind e bir ağacın altında uyuyup kalmıştı. U ykusunda tanrıça Ath ena
elindeki gemi uzatarak“Ey Bellerophon çok istediğin Pegasos’u ancak,
bu gem le yakalayabilirsin.Bunu al ve istediğine sahip ol.“ dedi. Heyecanlauyanan Bellerophon bir
rüya gördüğünü anladı.Ama elinde gerçek birgem vardı. İşin şaşılacakyanı Pegasos da az ötesinde su içiyordu. Yavaşçaona yaklaştı. Kalbi küt,kü t atıyordu. Korkuyordu. Ya kanatlan ıp kaçarsa.
Ama a t uysalca başını o nauzattı. İstediğine kavuşm uştu. O nu nla bir çokkahramanlıklar gösterdi.
Bugün SamsunDağları’nda yabani at sürüleri dolaşmaktadır. Kim
bilir belk i Pegasos’un to runlarıdır.Pegasos. Afrodisıas M.S. 2.yy, (Foto: 5 Tu lay)
Bu öyküye benzer bir öykü Yunanistan'da da geçmiştir .
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
33/62
PSYKHE ve EROS (Can ve Sevgi)
Antik ça ğ’ın en güzel öyk ülerin den birisi olan b u öykü, gere kAntik Ç ağ’da, gerekse O rta ça ğ’da bir çok sanatçıya ko nu olm uştur.
Geçmiş zamanlarda Milet Kenti Kralı’nın üç tane güzel kızıvarmış. H epsi güzelmiş ama, en küçü kleri Psykhe (can) çok da ha güzelmiş. O kad ar güzel ve iyi bir kızmış ki, bir m ü dd et so nra insan laronun bir tanrıça olduğuna inanmaya başlamışlar. Onu kutsamaya
başlam ışla r. Öyle ki; güzellik ve aşk tanrıçası A frodit’e tapınılm az
olmuş. Buna müthiş kızan tanrıça hemen oğlu aşk meleği Eros’u çağırmış. Bu haddini bilmez genç kızı aşk oklarıyla, bir canavara aşıketmesini söylemiş. İnsanlar onun oklarıyla aşık oluyorlarmış çünkü.
Bu ara da a blaları evlendiği halde Psykhe evde kalmış. Ç ünk ü bu kadar güzel birkızla evlenmeyi hiçkimse göze alamı
yor, onun bir tanrıile evleneceğine| inanıyo rlarmış. Buy •§! I ne den le kız evlene-
I memiş
■-T" du ru m u n a çok üzü-
'i • *c n ha ba s ı , b i l ic iveil da nışm ak için Di-
Eros Kabartması. M.S. 2.yy. Milet Tiyatrosu'ndan. (Foto: S. Tulay) Apollon Tapınağ ı’na gitmiş. Aldığı
yanıtta kıza düğün giysilerini giydirerek, Mykale (Samsun)Dağı’nda b ir kaya üstüne o tu rtm aları ve kocası olacak yaratığ ın gece gele rek,on u alıp g ötüre ceğ i bildirilmiş. Babası ve ke nt halkı büyük bir üzü ntüiçinde yola koyulmuşlar. Alay sanki gelin alayı değil de, cenaze alayıgibiymiş. E llerind en b ir şey gelm iyormuş. A po llon’a karşı koym ak ki
min haddine. Güzeller güzeli kızı kayanını üstüne koymuşlar. Karanlık basmış, ge ce nin b ir sa atinde hafif b ir yel esmiş, b ir bu lu t gelip kızısarmalayıp kaybolmuş.
» M
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
34/62
Sabah gö zünü açan kız, bi r sarayda o ldu ğu nu yo lm uş I lı ıtaraf ce nn e t gibiymiş. H er istediği an m d a yer ine gctiı iliyoı ıııııy kucası ortalıkta yokmuş. Gece karanlık bastığında yatağına ıı/.ıı..... .Biraz sonra kocası gelmiş. Ortalık zifiri karanlık olduğu için nı<
memiş, ama onun normal bir insan gibi olduğunu anlamış. Koc .ısının yüzünü asla göremese de biri birlerini çok sevmişler. Eşi sadc< egeceleri yanına geliyor, ortalık aydınlanmaya yakın kaybolııyormuş.A radan gü nle r geçmiş. Ken t halkı, güzel kızın canavar tarafından parçalandığına inandıkları iç in yas tutuyorlarm ış. A rada kız kardeşleri ve sevenleri bırakıldığı kayanın yanına gidip ağlıyorlarmış.
Bir zam an so nra kız, koca sına yaşadığını insan lara gösterm ekistediğini ve ailesini çok özlediğini söyleyip, evine gitmek için izin
istemiş. Kocası kabul etmiş. Karşılarında kızı sapasağlam gören ailesive ke nt halkı bayram etm işler. Kız ablala rını sarayına ge tirerek k on uketmiş. Onlara değerli hediyeler vermiş. Küçük kardeşlerinin yaşantılarını gö ren iki abla, kıskançlıktan çatlayacak hale gelmişler. H ergeliş gidişlerinde kıza m utlaka k oca sının yüzü nü görm esi gerektiğinisöylemeye başlamışlar. Hatta hamile olan küçük kıza çocuğunun
bir canavar ola cağını söylemişler. Eğer kocası canavar ise, m utla kaöldürmesi gerektiğini de söylemeye başlamışlar. Bütün bunlarınetkisinde kalan kız, gündüzden bir kama ile bir kandil temin edip,geceyi beklemiş. Gece kocası gelip yatağa yatmış. Kız kamayı elinealıp, kandili yakmış. O anda şaşırmış. Yatakta dünyanın en güzel erkeği Eros uyuyormuş. Seyre koyulmuş. Nasıl olmuşsa kandilden birdamla zeytinyağı Eros’un omuzuna damlamış. Hemen uyanan Erosçok kızmış, “ A nn em ok larımla seni bir canavara aşık etm em i söylemişti. Ben ise seni gö rün ce oklarım ı ke nd im e sapladım . Seni sevdim.
Karım yaptım, ama sen bütün bunlara layık değilmişsin “ demiş veka na t çarpa rak orad an uzaklaşmış. Bir and a h er şey yok olmuş ve kızkend ini kuru bir toprak üz erinde bulmuş.
Eşini ve he r şeyini kaybeden kız çok p işm an olmuş. KaynanasıA frodit’e kendisin i a ffetmesi ve kocasıyla barıştırm ası için yalvarmış.Afrodit onu sınavdan geçireceğini, kazanırsa affedeceğini söylemiş.Çünkü hala kin duyuyormuş. Sınav başlamış. Kızı bir odaya koymuşlar. Birer çuval içinde buğday, arpa, susam ve haşhaş getirip hepsinikarıştırmışlar ve sab ah a de ğin bun lar ı ayrı, ayrı çuvala koymasını söyleyerek, kapıyı kilitleyip gitmişler. Her şeyin sonunun geldiğini dü
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
35/62
şünen kız, ağlamaya başlamış. O anda incecik bir ses “Ağlama güzel kız, biz sana yardım ed eriz .“ demiş. K onuşan b ir karın ca imiş. Sabah akadar binlerce karınca tüm hububatı ayırmışlar. Sabahleyin odanınkapısını açan Tanrıça şaşkına dönmüş. Bir şey söyleyememiş. Ona
yeni bir görev vermiş. Birer canavar olan karşıdaki koyunların altınyünlerinden getirmesini istemiş. Kız tam karşıya geçecek iken bir kamış dile gelip, karşıya geçm em esini, ko yu nların akşama bu tarafa geleceklerini, o zaman çalılara takılan yünlerini toplamasını söylemiş.Kız denileni yapmış ve altın yünleri Afrodit’e vermiş. Afrodit bu işeçok k ızmış, fakat b ir şey söylememiş. Kız h e r işin için de n çıkıyorm uş.Tanrıça, bu sefer yeni bir iş olarak dağdaki kaynaktan testiyi doldur
masını istemiş. Kaynakta bir canavar varmış. Bu sefer Ona Zeus’unkartalı yardım etmiş. Testiyi o do ldurm uş. A frodit son o larak ona yeraltına inere k P ers ep h on e’nin makyaj k utus un u g etirm esini söylemiş.O na bir kartal H ierapo lis (Pam ukkale) ’deki H ad es’in girişini göstermiş. Kız gid ip kutuy u almış. Yolda kutuy u açınc a der in b ir uykuya dalmış. Artık dayanam ayan Eros on u n yard ım ına koşmuş. O nu kucaklayıp sarayına getirmiş ve Annesine isyan etmiş. Bu kadar sınama yeterdem iş. Afro dit ’in de yüreği yum uşamış. Ne de olsa o aşk tanrıçasıydı.
Böyle b ir sevgiye dayanam azd ı. G elinin i a f etmiş. Sevgi ve can sonsuzluğa değin bir d ah a ayrılmam ak üzere biri birlerine kavuşmuşlar.
Eros ve Psykhe. Antakya Müzesi (Mo zay ik )
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
36/62
DİĞER ÖYKÜLER
ANTHEUS
Halikarnassos (B odru m ) ’lubirgenç olan Antheus, Kral soyundan idi.
Milet T iran 'ı P ho bios’un sarayında ko
nuk olarak bulunurken, Tiran’ın karı
şırım hoşuna gider. Kadın delikanlıyı
yoldan çıkarmaya çalışır ama karşılık
görmez. Delikanlı böyle bir şeyi ya ko
nukluğa yakıştıramadığı ya da korku
sunda n karşılıksız bırakır.
Geri çevrilmeyi hazmedeme
yen kadın, d elikanlıya bir oyun d üze n
ler. Derin bir kuyuya altın bir tas atıp,
düşürdüğünü söyleyerek çıkarmasını
ister. Delikanlı kuyunun dibine indi
ğinde de büyükçe bir taş atıp, onu öl
dürür. Sonra büyük bir pişmanlık ve
vicdan azabı duyar ve dayanamayarak
kendini asarak hayatına son verir.
Vazo Resmi
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
37/62
HERMİAS
Hermias, Bugün Akbük Beldesi’nin hemen yakınlarında yer
alan ve kurulmasında Miletliler’in yardım ettiği Iasos (Kıyıkışlacık)Antik Ke nti’nd e yasamış bir delikan lıdır. Ora dak i bü tün g ençler gibi,
O da gimnazyumda spor yapıyor ve gelenek üzerine denizde yıkanı
yordu.
İşte böyle bir günde bir yunus balığı ortaya çıktı. Hermias
on a tutund u. Yunus H erm ias’ı çok uzaklara götürüp sonra geri getir
di. Bu günlerce sürdü. Bir balıkla bir insan dost olmuşlardı. Bu olay
her tarafa yayıldı. Büyük İskender de bunu duydu. Sonra bu genciB abil’e ge tirtip, Poseidon T ap ına ğı’na rah ip yaptı. M. O. üç ün cü
yüzyıl sikke lerind e H erm ias ve yunus balığı motifi yer almıştır.
Bir başka öyküye gö re ise; den izde ge nç ler yıkanıp eğ len irler
ken bir yunus balığı H erm ias’ı sırtına alarak ortad an kaybolur. Gü n
lerce H erm ias’ı bulamazlar. K ent halkı yasa bü rün ür . Derken birgün
bir denizci H erm ias’ı yunusun üzerinde gö rdüğünü söyler. D aha
sonra bir çok kişi ayııı şeyi söylerler. Aradan epeyce zaman geçer. Bir
sabah uyanan Iasoshılar Gimn azyum da H erm isas’ın ve yan ında yatan
yunusun cesediyle karşılaşırlar. Neden nasıl öldükleri belli değildir
ama iki can do stu ö lüm lerind e bile biribirlerini terketme m işlerdir.
Yunus balığı üzerinde çocuk/Eros motifi Antik çağda çok
sevilen bir motiftir. Genellikle çeşme olarak kullanılmıştır.
Güm üş He l len i s ti k Sikke . M uh a r r e m Kayh an Ko l leks iyonu . M .Ö . 3 . yy .
^ Î 1
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
38/62
HYPSIKREON
Milet’te yaşayan Hypsikreon adlı bir adamın, Naksos Ada-
sı’nda Promedon adında bir dostu vardı. Bu adam bir gün, konuk
olarak M ilet’e geldi. K onuk oldu ğu evin hanım ı Neere, ada dan ge
len bu adam a aşık oldu. Adamı yoldan çıkarm ak için h er yolu den edi,
ama konuk adam ekmeğini yediği dostuna ihanet etmedi ve kadını
ret etti.
Bir müddet sonra Promedon, adasına döndü. Kadın da ar
kasından gitti. Derler ki; sonunda Milet ile Naksos bu yüzden savaşa
tutuştular.
Vazo Resmi
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
39/62
IASOSLU İHTİYAR
Kuruluşunda Milet’in yardım ettiği bu nedenle İyon özel
likleri taşıyan Iasos Kenti’ne (bugünkü Kıyıkışlacık) bir gün bir mü
zisyen gelmişti. Tiyatroda konser veriyordu. Tam bu sırada bir çan
çalmaya başladı. O zaman Iasos’da bir gelenek vardı. Balık pazarına balık geldiğ i zam an böyle çan çala rdı. H erkes konseri b ırakıp balık
pazarına koştu. Bir tek kişi kalm ıştı. Yaşlı b ir adam . Sanatçı bu işe çok
bozulm uştı, am a yine de b ir kişi var diyerek ona yanaştı. “Sizi tebrik
ederim. Sanattan anlayan bir tek siz varmışsınız Herkes balık pazarına koş
tu, ama siz gitmediniz çok teşekkür ederim. “ dedi. Yaşlı adam “Ne balık mı
gelmiş? kulaklarım ağır işitir de duymamışım, hemen koşayım. “ diyerek o
da ayrılmış.
Balıkçı. M.Ö. 4.yy. Vazo Resmi. İtalya
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
40/62
KHIOSLULARIN SONU
Lade Deniz Savaşı’nda Miletliler’in yanında kah
ramanca savaşan Khioslular (Sakız Adası) savaşın yenilgiy
le bitmesi üzerine, Persler tarafından kovalanmaya başladı
lar. Kaçan Khioslular, Mykale (Samsun) Dağı eteklerinde
gemilerini karaya oturtup, uzun ve zorlu bir kara yolculuğuna başladılar.
Efes topraklarına vardıklarında gece olmuştu. Efes’li kadınlar
ise, sadece kadınların katıldığı ve Dem eter adına yapılan “Thesmop-
horia” adlı töreni yapıyorlardı. Uzaktaki Efesli erkekler bir anda ka
labalık, eli silahlı Khiosluları görünce, onları kadınlarını kaçırmaya
gelen hayduüar sandılar. Üzerlerine atılıp hepsini kılıçtan geçirdiler.
Kurtulan olmadı.Deniz savaşında kahramanca döğüşenlerin sonu işte böyle
kötü oldu.
Savaş Cemisi . Vazo resmi. M.Ö. VI.yy.
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
41/62
KOERANOS ve YUNUS BALIĞI
Milet’te Koeranos adında bir adam yaşardı. Çok iyi kalpli bu
adam bir gün limanda dolaşırken, balıkçıların bir yavru yunus balığıyakaladıklarını gördü. Yeni yakalanan yavru henüz canlı idi. Ölmesi
ne razı olam azdı. H em en pazarlık bile etm ed en o nu satın aldı. Son ra
öperek suya bıraktı. Yunuscuk suda kayboldu gitti.
Bir zaman sonra Koeranos, bir iş için deniz yolculuğuna çık
tı. Yolda gemi fırtınaya tutuld u. Azgın dalgalara dayanam ayan gemi
battı. İnsanların çoğu öldü. Azgın dalgalarla b ir m ü dd e t boğuşan
Koeranos, kendisini deniz tanrısı Poseidon’un bile kurtaramayacağını düşün erek kend ini bıraktı. K endine geldiğinde kıyıda olduğ unu ,
ilerideki yunus balıklarından da kurtarıcılarının yunuslar olduğunuanlad ı. Evet o nu yunus balıkları kıyıya çıkarıp, kurtarm ışlardı.
Aradan yıllar geçti. Her ölümlü gibi Koeranos da bir gün
hayata gözlerini yumdu. Gerekli törenlerden sonra cenaze alayı Mi-
let’in gün eyind e b ulu na n m ezarlığa do ğru yola koyuldu. O zama nlar
tiyatro nu n ö n ü deniz idi ve liman vardı. C ena ze alayı yavaş, yavaş deniz kıyısında ilerlerken bütün insanlar donup kaldılar. Kalabalık bir
yunus balığı sürü sü sessizce, kıyıdan o nları takip ediyordu .
Minik yunus, kendine yapılan iyiliği unutmamıştı. “İyilik yap,
denize at. Balık bilmese, Halik bilir. “ diye güzel bir atasözümüz vardır.
Bu hikayeye göre demek ki bazen balıklarda iyiliği biliyorlarmış.
Yunus Ba l ık l an Knossos Sar ay ı. M .Ö .2 0 0 0 « a
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
42/62
KYMELİLER
Kyme, İzmir, Aliağa, Nemrut Kale yakınında yer alan antik bir kenttir. Bir gün onlara Pers’lerden kaçan Paktyas isimli bir Lid- ya’lı sığmdı. Pers’ler Onu istediler. Kymeliler sığınmacıyı Pers’lere verip vermeme konusunda Didyma Apollon Tapınağı'na danıştılar. Yanıt “Teslim edin. “idi. Bir yanlışlık var deyip, aralarından Aristodikos adlı birini seçerek yeniden Didim’e gönderdiler.
Aristodikos, tapmağa giderek yeniden sordu. Aldığı yanıt aynı idi. Bunun üzerine; tapınağın etrafını dolaşarak bütün kuşları
kaçırttı. Hatta küçük kuş yavrularını dahi korkuttu. Bunun üzerine tapınağın derinliklerinden bir ses işitti. “Hey, sen, ey, insanların en dinsizi, ne yapıyorsun? Tap m ağ ına sığınanları neden kaçırtıyorsun?“ Bunun üzerine Aristodikos “Ey efendim, sen kendine sığınanları bak nasıl koruyorsun. Bize sığınanı ise teslim etmemizi söylüyorsun. “ dedi. Ses, “Evet öyle diyorum. Günaha girip yok olasınız ve bir daha kendinize sığınanları teslim edelim mi diye sormayasınız diye söylüyorum. “ dedi.
Sonuçta Kymeliler sığınmacıyı teslim etmediler. Onu bir başka şehre gönderdiler.
Didim Apollon Tapınağı (Foto: S. Tulay)
41
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
43/62
KYROS’UN ÖYKÜSÜ
Persler Lidyalıları yenince, içlerinde Milet’in de bulunduğu
bazı İyon ve Aiol kentleri Pers Kralı Kyros’a gidip, anlaşma yapmak
istediler. Kral onlara, daha önce haber göndererek Lidyahlardan vaz
geçmelerini istediğini, ama onların bu isteğini kabul etmediklerini
söyledi ve O nlara şu öyküyü anlattı.Bir zamanlar bir adam deniz kıyısında dolaşırken, denizde
bir sürü balık gördü. Hemen flütünü çıkarıp çalmaya başladı. Balık
lardan flütün nağm elerine uyarak karaya gelmeler ini istiyordu. Balık
lar ise hiç oralı olmadılar. Bunun üzerine adam bir balık ağı getirip
hepsini yakaladı. Kumsalın üstünde balıklar can havliyle zıplamaya
başladılar. Adam “Oynaya, oynaya gelin diye o kadar flü t çaldım, hiç oralı
olmadınız. Şimdi oynamanız boşuna . “dedi.Kral bu öyküyü anlattıktan sonra, “Sizler de bu öyküdeki balıklar
gibisiniz. “ dem iş ve sadece Müet Kenti ile anlaşma yapmış.
Vazo Resmi 4 2
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
44/62
MAİANDROS’UN DAVA EDİLMESİ
Maiandros, Büyük Menderes Nehiri’nin antik ismi ve bu Ne-hir’in Tannsı’na verilen isimdir. Okeanos ile Tethys’in oğlu sayılır.Antik Ç ağ’da n eh irle r şahıslandırılıyor, ta nrı o larak kabul ediliyor vegenellikle yan yatan erkek şeklinde tanımlanıyorlardı. Nehir büyükise uzun saçlı ve sakallı olarak gösteriliyordu. Nehir tanrıları, içinde çeşitli meyvelerin dolup taştığı bereket boynuzu ve amfora tutarşekilde tanımlanıyorlardı. Amforanın duruş şeklinden ise nehirinsularının nasıl aktığı hakkınd a bilgi edin m ek m üm kü nd ür. (Amforaeğik ise hızlı, yatık ise normal, amfora dik ise suların yavaş aktığı an
laşılır.) Büyük Menderes, bugün olduğu gibi eskiden de çevresine bolluk ve bereke t getiriyordu. Ama bazen de taşıp tarlala rı su a ltında b ırakarak zarara yol açabil iyordu. Böyle bir zam anda zarara uğrayanMilet Kenti’nde yaşayanlar, Menderes Nehir Tanrısı Maiandıos’udava ettiler. So nuç ta Maiandros davayı kaybetti ve tazm inat öde m eyemahkum oldu. Rahipler tapmaktaki paradan halkın zararını karşıladılar.
M a i a n d r o s h e y ke li. M . S . 2 . y y. M i le t F a u s ti n a H a m a m ı 'n d a n M i le t M ü z e s i. Or j i na l i Müzede , kopyas ı hamamdad ı r . ( Fo to : S . Tu lay )
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
45/62
MARSYAS
Bu öyküyü Menderes Nehiri ile ve yakın çevredeki Marsyas(Çine) Çayı ile ilintili olması nedeniyle aldım. Bu konuda iki görüş var
dır. Birisi kastedilen Marsyas çayının Çine Çay’ı olduğu, diğerinin ise,M enderes n eh irine katılan Kataraktes olduğudu r. Ama sonuçta bu öyküMenderes ve Batı Anadolu ile ilgilidir.
Marsyas, Menderes nehirinin doğduğu yörede olan KelainaiKenti’nde doğmuştur. Kamıştan yapmış olduğu fliide/kavalla öylesinegüzel ezgiler çıkarıyordu ki onu dinleyenler kendinden geçiyorlardı.Marsyas, Anadolu’da kent, kent kasaba, kasaba dolaşıp sanatını icra etmeye başladı. Birgün, yolu Nysa K ent’i yak ınlarına düştü. O rada karşılaştığı Müzik tanrısı Apollon, “Hele çal bakalım şu kavalım da dinleyelim. Nasıl çalıyormuşsun? İstersen bir de yarışalım. “ demiş. Marsyas kabul etmiş.Frigya Kralı Midas ve Apollon’un ilham perileri Müzler hakem olmuşlar. Apollon lirini bir iki tıngırdatmış. Sonra sıra Marsyas’a gelmiş. O isekavalını üflemeye bir başlamış ki... Esen yel bile durmuş. Tüm canlılarneredeyse nefes almadan dinliyorlarmış. Apollon şaşalamış, bozulmuş.Olacak iş değilmiş bu. Lirini geçmiş, bu hiçbir şeye benzemeyen kamıştan yapılan kaval. Yarışmanın sonu nd a M üzler Apollon’u b irinci ilan e tmişler. Midas ise Marsyas’ın kazandığını söylemiş. Doğrusu da oymuş.
Esasında. Apollon da biliyormuş kaybettiğini. Ama hazmediyormuş.Marsyas’ın cezası canlı, canlı derinin yüzülmesi olmuş. Midas’ınkulakları da eşek kulaklarına çevrilmiş. Derler ki; esasında bir AnadoluTanrısı olan Apollon’un, Yunan Tanrısı olduktan sonra böyle huyu değişti, gaddarlaştı.
Bence de bu yarışı Apollon kaybetmiştir. Binlerce yıldır Anadolu’nun her köşesinde kaval çalınır durur. Ben hiç lir çalan çoban görmedim. Siz gördünüz mü?
Marsyas, Apollon, Midas
m n
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
46/62
MİLET’İN BAŞINA GELECEKLER
Argoslıılar, Kentlerinin kuruluşu için Delfi Apollon Tapına-
ğı’na danıştılar. Onlara verilen yanıtın bir bölümü Milet ile ilgiliydi.
Bilici şöyle diyordu:
“O zaman, Miletos, Ey belalar işçisi, o zaman
Birçoklan için zengin bir şölen, parlak bir ganimet Olacaksın, kadınların ele geçecek, uzun saçlıların
Ayaklarım yıkayacaklar ve Didyma, bizim
Tapmağımız, yab an a efendilerin malı olacak. “
Bir müddet sonra kehanet doğru çıktı. Persler Milet’i işgal
ettiler. Gerçekten Persler’in saçları uzundu. Erkekleri öldürüp, ka
dınları esir ettiler. Didim Apollon Tapmağı’nı yağmaladılar.
Delfi Tapınağında kehanet. Vazo Resmi
m n
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
47/62
MILET’IN ZAPTI
M. Ö. 495 yılında İyon Birliği ile Persler ara sında yapılan
Lade Deniz Savaşı sonunda, Persler Milet’in başını çektiği İyon Bir
liği donanmasını perişan ederek, galip geldiler ve birliğe mensup
ke ntleri yakıp yıktılar, yağm aladılar. En çok zarara uğrayan k en tlerin başın da şüphesiz M ilet vardı. M ilet’in zapt edilm esi ve yağmaya uğ
raması, m üttefikler ve diğer k entler arasında büyük üzüntüye n ede n
oldu.
Atinalı dr am a yazarı Phrynikh os’un yazmış olduğ u, “Mi-
letos’un D areios T arafın da n Zaptı“ adlı oyun, A tina’da oynandığı
zaman, büyük bir üzüntüye neden oldu. İnsanlar gözyaşlarına bo
ğuldular. Halkın ayaklanmasından korkan yöneticiler çareyi oyunu
yasaklamakta buldular. Oyunun yazarını da bin Drahmi gibi büyük
bir para cezasına çarptırd ılar.
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
48/62
MİLETLİ ADAM’IN EMANETİ
Sparta’da Glaukos adında bir adam vardı. Çok doğru bir
adamdı. Bir gün Sparta’ya Onun yanına Milet’ten bir adam geldi.
“Ben Milet’liyim. Senin doğruluğun Iyonya’ya değin geldi. Iyonya tehlikelerle dolu. Servetimin yansını gümüşe çevirip, tamamını sana getirdim. Şimdi
sana vereceğim şu madalyonun yansın ı getirene bu gümüşleri teslim el “dedi
ve ayrıldı. A radan yıllar geçti. A dam ın çocuk ları güm üşleri almak için
Glaukos’un yanına gidip, emaneti istediler. Glaukos, niyeti bozup,
gümüşleri vermek istemedi. Aradan çok zaman geçtiğini, böyle bir
şeyi hatırla m ad ığın ı söyledi. M iletliler çaresiz evlerine dö nd üle r.
Glaukos, bu emanet gümüşlerin sahibi olup olmayacağı konusunda biliciye danıştı. Bilici doğru olması gerektiğini, doğru ada
mın ulusuna onur kazandıracağını söyledi. Çok pişman olan adam
tanrılara yalvararak, bağışlanmasını istedi.
Miletliler’i çağırarak gümüşlerini teslim etti. Fakat, cezadan
kurtulamadı. Emanete hıyanetlik etmişti. Soyu devam etmedi. Unu
tuldu gitti.
m n
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
49/62
MİLETLİ KADINLAR
Herodot’a göre Milet’te göçlerden önce, yerli halk olan Kar-
yalılar yaşıyorlardı. Göç için Milet’e gelenler, erkekleri öldürüp, kadın ve kızlarla evlendiler. Bu olaydan sonra Miletli Kadınlar ise ko
caları ile asla sofraya oturm ad ılar, isim lerini ağ ızlarına almad ılar. Bu
gelenek kuşaktan kuşağa geçti.
Anadolu’nun Doğu yörelerinde bazı yerlerde kadınlar, ko
caları ile sofraya oturmazlar. Kocalarına isimleri ile hitap etmezler.
Ç ünkü ayıp kabul ed ilir. Acaba bu gelen eğin Milet ile bir ilgisi olabi
lir mi? Yoksa bu eski bir An adolu geleneği m idir?.
Çeşmede Kadınlar. Vazo resmi
4 8
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
50/62
PRIENELİ BALIKÇILAR
Priene Antik kenti’ni gezerken agoranın bitişiğinde et \r
balık pazarın ı görürsünüz. Antik çağda burada taze balık ve et sa tılı
yordu. O çağda pazardaki düzeni sağlayan “Agoranomos“ adlı pazar
yöneticileri vardı. Bunlardan birisi, pazardaki balık satıcılarının
balık la rı sık, sık sulam alarını yasak etm işti. H erhalde balıkların tazeolup olmadığını herkes anlasın diye.
Balıkçılar bu işten rahatsız idiler. Ama kısa zamanda işin ko
layını buldu lar. G erektiği zam anlard a, sırayla sıcaktan bayılma nu m a
rası yapıyorlar, arkadaşları ise bay ılana he m en su kovası ile m üd ah ale
ediyorlard ı. Tabii suyıın çok az kısmı yalan da n bayılana, geriye kalanı
balıkların üstüne!
Pr iene an t ik ken t inde n gen e l gö rünüş . (Fo to : S. Tu lay)
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
51/62
Bias . Va t ikan Müzes i
PRIENE’LI BIAS
Bias M. Ö. 620- 550 yıllarıarasında yaşamış Priene’li bir filo
zof olııp, Teulames’in oğludur. An
tik çağın vedi bilgesinden birisidir.
Çok kuyvedi bir hukukçudur. Hip-
ponaks “davala rın savunulm asın
da Priene’li Bias’taıı daha kuvvetliolmalı.“ diyerek Onun kuvvetli bir
hukukçu olduğunu vurgulamıştır.
Bias’ın ünü bütün Düııya’ya yayıl
mıştı. “Çoğunluk kötüdür.“ Sözü
meşhurdur.
Bir gün, Mısır Kralı Ona . cezaya
çarp tırılm ış suçlu bir adamı g ön de rip, en kötü yerini kestirerek, ce
zalandırmasını ve som a geri göndermesini istedi. Bias, suçlunun dili
ni kestirip, geri gönderdi.
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
52/62
PRIENE’Lİ BİAS VE KROISOS
Kroisos (Kaıun) I.idva Kralı olunca; Anadolu'daki bülünkentleri kendine bağladı. Tüm Ege Adalarını da kendini' bağlamak
iizeıe gemi ya pım ına ka rar verdi. Ta m bu sıralarda P ıieneli Bias Saı-
des’e (Salihli) gilLİ. Kral Ona bazı şeyler sordu. Bias, Adalıların on
bin aL yetiştirmeye başladıklarını bunlarla l.idya’ya saldıracaklarını
sövledi. Bu söz üzerine Kral hem şaşırdı, hem de güldü. Bias, ''Kınlını,
siz Adalıların on bin at yetiştirip size saldıracaklarına şaşırıyor ve gülüyorsunuz. Ama onlar da sizin grini yapmanıza gülüyorlar ve sizi bekliyorlar. "
dedi.
Kalası karışan Kroisos gemi yapmaktan ve Adalara saldırmak
tan vazgeçti.
Lidya’va gidenlerden birisinin de Midillili Pitlakos olduğu
söylenirse de zaman yönünden Bı ias'ın gittiği kesin gibidir.
Kroisos'un yakılması. Vazo resmi m
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
53/62
PRIENELİLERİN DÜRÜSTLÜĞÜ
Kappadokya Kralı Orophernes, Priene’ye binlerce kilo gü
müş karşılığı olan servetini emanet olarak teslim etmişti. Rakibi V.
Ariarathes, Pergamon Kralı II. Attalos’la birlikte olup Onu tahtan in
dirdi. Priene’den de gümüşleri is te d i.
Prieneliler, emaneti ancak sahibine verebileceklerini söyleyerek teklifi ret etdler. Sonunda Priene işgal edilerek talan edildi.
Bütün bunlara karşın, gümüşleri geri vermediler. İşgal üzerine Şehir
halkı, Roma’dan yardım istedi. Roma, dürüst Priene’den yana oldu.
Bir müddet sonra emanetini geri alan Orophernes, Prieneli-
ler’in bu tutumlarına karşılık kentin imarı için büyük yardımda bu
lundu.
Priene kent i genel görünüm
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
54/62
SARPEDON
Zeus ile Europe’nin oğlu ve Girit’in efsanevi kralı Minos’un
ve R had am anthy s’in kardeşi olan Sa rped on , m itologistler tarafınd an
b ir kaç şekilde anlatılır. B unlardan biris i şöyledir; S arpedon, G irit’ten
Anadolu’ya gelmiş, Likya bölgesine yerleşmiştir.
T roia Savaşı’nd a büyük k ah ram an lıklar gösterm iştir. Likya’lı bu kahram an Savaşta ö ldük ten sonra tan rıla r tarafından layık olduğu
şekilde değerlendirilmiştir.
İkinci görüş olarak; Sarpedon’un Milet’in kuruluşunda adı
geçer. G irit’te kardeşi M inos ile tah t yü zü nd en anlaşm azlığa dü şer ve
Miletos ile birlikte A nad o lu ’ya geç erek M ilet kentin i ku rar.
Sarpedon'un taşınması. Vazo resmi
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
55/62
THALES ve KÖLE KIZ
Ü nlü filozof Tha les M ilet’lidir. M. Ö. 625-545 yılları arasın da yaşamıştır. Hexaınves ve Klcobouli’nin oğludur. Dünyada ilk kezgüneş tutulmasını zamanından önce tespit eden kişidir. 28 Mayıs M.
O. 585 de meydana gelengüneş tutulmasını çok önceden hesaplamıştır. Mısır’daki p iram itlerin yüksekliklerini ölçen de odıır. Birçok filozof'yetiştirmiş ve pozitif bilimlerin temellerinin
atıldığı, Milet Okulu’nuno 7kuruculuğunu yapmıştır.Thales, bir gece gözü
yıldızlarda düşüne, düşüne giderken, bir çukurugörmez, ve içine düşer. Osırada oradan bulunmaktaolan Trakyalı köle bir kız,
kahkahalarla güler. Sinirlenen Thales, kıza niçin güldüğünü sorar. Kız, “Sana gülüyorum ey Thales, gökyü zünde olacakları biliyorsun ama ayaklarının dibini göremiyorsun. “der.
Tha les . Va t i kan Müzes i
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
56/62
THALES’İN ZENGİN OLMASI
Gökyüzünde o lacakları çok iyi bilen Tha les, O yıl zeytinlerin
çok olacağını tahmin ederek, bütün zeytinyağı işliklerini kiraladı.
G erçe kte n o yıl zeytin çok bo l oldu . T hales, işlikler sayesinde
çok para kazandı. B und a am acının para k azanm ak değil, filozofların
da isterlerse zengin olabileceklerini göstermek olduğu söylenir.
m
Zeytin yağı çıkarılması. Vazo resmi
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
57/62
THRASYBULOS’UN KURNAZLIĞI
Lidyalılar’m M ilct’i işgalleri sırasında, on ikinci y ılda askerlerekinleri ateşe verdiler. Genişleyen yangın bugün Ak-Yeniköy yakının
da bulunan Assesos Athena Tapınağı’na sıçradı ve tapınak yanarak
kül oldu. Ordu Sardes’e dönünce Alyattes hastalandı. Bir türlü iyile
şemiyordu. Sonunda biliciler, yanan tapınağın yerine yenisini yaptır
ması g erek tiğini, yoksa iyileşmeyeceğini bildirdiler.
Lidya’dan tapınağın yapımının bitimine kadar, barış için Mi-
let’e elçiler gönderildi. Bunu haber alan Milet Tiran’ı Thrasybulos,
b ir kurnazlığa başvurdu. Kentte kendisin in dahil ne kadar buğday
varsa, he psin i agoraya yığdırdı. S on ra büyük b ir şenlik düzen ledi. Lid-
yah elçiler geldiklerinde, herkesin yiyip içerek eğlendiklerini, büyük
bir bolluğun o ldu ğunu gördüler. Lidya’da ise, dönüşle rinde herkes
M ilet’ten kıtlık ha be rini getireceklerini sanıyorlardı, Am a on lar tam
aksini büyük bir bolluğ un old uğ un u söylüyorlardı.Sonuçta; savaş bitti, barış yapıldı. Yanan tapınağın yerine iki
tap ınak inşa edild i. Alyattes, tek ra r eski sağlığına kavuştu.
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
58/62
III. SÖZLÜK
APOLLON TAPINAĞI : Didim İ lçesi , Hisar Mahal lesi ’nde yer al ı r .
Efes Ar temis Tapm ağı ve Samo s Adas ı'ndak i Hera Tapınağ ı ’ndan so nra ant ik
düny anın üçün cü büyü k tap ınağ ıd ır . H iç b i r zaman tam amlanam am ış t ır . An-t ik Ça ğ ’ ın en önem l i b i l ic i l ik m erkez ler ind en b i r is id ir . Kutsa l b i r yo l la Mi le t ’e
bağlı idi .Bİ L İ C İ L İ K : Kehanet . Gelecekte o lacak lan görme, b i lme. Orak l o la-
rak da adlandırı l ır .
BRA NK Hİ D HE YK E LLE Rİ : D idyma’da ku tsa l yo lun sağ ında ve
so lu nd a s ıra lanmış o la rak duran , B rankho s ’un soyu ndan ge len rah ip ve ra -
h ibe lere a i t , o turur şek i lde tanımlanan heykel ler . Arka ik döneme a i t bu hey-
kel ler , Mi let , İstanbul Arkeoloj i , Br i t ish Museum, Ber l in ve Louvre Müzeler ine
dağılmış duru m dadı r.
DİDİM : 1991 yı l ında i lçe olmuştur . Bir ara ismi Yenihisar olarak de-
ğ iş t i r i lmişse de sonradan bu yanl ış tan dönülmüştür . İsmi D idyma, D idyma
ion ’dan ge l i r . Daha sonrak i dönemlerde adı H ieronda, Rum’ lar ın yaşadığı
dö nem de Yerond a, Yoran o larak değ işm iş t i r. Cumh ur iye t Dön em in ’de D id im
o lmuştu r .
İYONYA : Foça i le D id im arasında ka lan bö lgeye Ant ik Çağ’da ver i -len is im. D id im Tek Ağ aç B urnu ’ndaki Poseido n Sun ağı bu b ö lgenin s ın ır ı id i.
Buradan i t ibaren Karya Bölges i baş l ıyordu.
MEANDER : Geomet r i k k ıvnmlar yapan şer i t b i ç im indek i bezeme.
Şekl in i Men deres Nehi r i ’nden a lmışt ır . Ant ik Ça ğ ’da çok sev i len b i r mot i ft i r.
MEDUSA : Kötü yürekl i üç kızkardeşten bir is i . Saçlar ı yı lan şekl in-
de id i . Yüzüne bakan insanlar taş o luyor lardı . Ant ik Çağ’da çok ku l lanı lan
mo t i f lerden b i r is id ir . Tapınak a l ın l ık lar ınd an lah i t lere değin hem en her yerde kul lanılmışt ır . D id im A pol lon Tap ınağ ı’ndak i Med us a en gü zel tanım lananlar -
dan bir is id i r .
m i
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
59/62
MENDERES NEHİRİ : Öykü le rde konu ed i len neh i r Büyük Mende-
res Neh i r i ’d i r . Ant ik ismi Maiand ros o lan bu nehi r, A fyo n D inar yakın lann dan
doğar , Mi le t yakınında denize dökülür . Bugün “Söke Ovası “ o larak b i l inen
yer esk iden deniz id i . Zamanla nehi r tara f ından do lduru larak ova ha l ine ge l -miş t i r. L iman kent i o lan Mi let , bug ün den izden on k i lom etre uzakta ka lm ış-
tır.
MİLET : D id im i lçes i, Ba la t Köyü yakınında yer a lan Ant ik Ç ağ ’ ın en
ünlü l iman kent ler inden b i r is i . Tar ih te yet iş t i rd iğ i ün lü b i l im adamlar ı nede-
niy le “ f i lo zof lar kent i “ o larak ün lenm işt i r . Pozit i f b i l imler in tem el in in at ıldığı
yerd i r. Tha les , An aks im enes , Anaks imand ros , H ipp odam os, I s idoros bu ün-
lü lerden sadece b i r kaçıdı r . Mi le t , doksandan faz la kent kurmuştur . Bu ne-denle “kent ler kuran kent “ da o larak ad landın l ı r . Anadolu ’da i lk s ikke basan
kent ler in başında gel i r .
PE GA SOS : Ünlü kahraman Perseus’un başını kest iğ i Medusa’nm
kanından d oğ an, kanat l ı uçan at .
PRIENE : Söke İlçes i, Gül lüb ahç e Kasabası iç inde yer alan Helen is-
t ik Çağ kent ler inden en ün lü ler inden b i ris i . “A nad olu ’nun Pom peis i “ o larak
adlandır ı l ı r . Ünlü Bi lg in Bias ve Mimar Hermogenes bu kent l id i r ler . İyon bir l i -ğ in in m erkez i Pan ion ion ’un yön et imi Pr ien e’ye ai tt i.
THESMOPHORİA TÖRENİ : Tannça Demeter ’e adanmış o lan bu
özel törene sadece evl i kadınlar kat ı labi l iyordu. Bol luk, bereket iç in yapı lan
bu tören lerde kadın lar toprağa et ve buğday taneler i saçar lar , nar yer ler ve
yeşi l dal lar la kendi ler in i kı rbaçlar lardı .
TİRAN : Kent Yönet ic is i . Genel l ik le b i r kent te zorba l ık la yö net im e ge-
çen kiş i lere bu ad ver i l i r :YEDİ BİLGE : Ant ik Çağ’da b i l im hayat ına yön verd iğ i kabul ed i len
yedi f i lo zofa ver i len is im. Bun lar; Mi let ’ li Thales, Pr ien e’ li B ias, A t ina’ l ı Solon ,
Midi l l i ’ l i P i t takos, Sparta’ l ı Khi lon, Rodos’ lu Kleobulos ve Kor inthos’ lu Per i
andros ’ tu r .
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
60/62
IV. SEÇİLMİŞ KAYNAKÇA
Bean, G. E., Aegean Turkey, London, 1979.
Bean, G. E., Turkey Beyond the Maeander, London, 1980.
Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, C. XVI, İstanbul.
Can, Ş„ Klasik Yunan Mitolojisi, İstanbul, 1970.
Cömert, B., Mitoloji ve ikonografi, Ankara, 1980.
Erhat, E., Mitoloji Sözlüğü, İstanbul, 1992.
Estin. C. -Laporte, H., Yunan ve Roma Mitolojisi, Çev. Musa Eren, İstanbul, 2003.
Fleld, D. M., Ole Mythologie der Griechen Und Römer, England, 1977.,
Fınk, G., Antik Mitolojide Kim Kimdir, Çev. Ümit Öztürk, İstanbul, 1995.
Gılgameş Destanı, Çev. Mustafa Ramazanoğlu, İstanbul, 1993.
Gökovalı, Ş., Mythologia (Söylencebilim) ve Anadolu Söylenceleri, İzmir, 1990.
Grant, M. -Hazel, J., Lexion der Antiken Mythen und Gestalten, München, 1989.
Greaves, A. M., Miletos Bir Tarih, Çev. Hüseyin Çınar, İstanbul, 2003.
Herodotos., Herodot Tarihi, Çev. Müntekim Ökmen, İstanbul, 1973.
Hesiodos Eseri ve Kaynaklan, Çev. Sabahattin Eyüboğlu-Azra Erhat, Ankara, 1977.
Kabaağaçlı, C. Ş., (Halikarnas Balıkçısı)., Anadolu Tannları, İstanbul, 1975.
Kabaağaçlı, C. Ş„ Anadolunun Sesi, İstanbul, 1982.
Kabaağaçlı, C. Ş., Hey Koca Yurt, İstanbul, 1972.
Mitolojiler Sözlüğü, C. I-II, Ankara, 2000.
Samsatlı Lukianos, Seçme Yazılar (Mitoloji Üzerine), Çev. Nuruilah Ataç, İstanbul, 1992.
Seyidoğlu, B., Mitoîoji-metinler-tahliller, Kayseri, 1995.
Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası (Geographika XIV), Çev. Adnan Pekman, İstanbul, 1993.
Sözen. M. -Tanyeli, U., Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul, 1992.
Tulay, A. S., Numismatik Anahtarı, İstanbul, 2001.
Tulay, A. S., ‘ Antik Çağda Milet'li Ünlüler, “Milet Müzesi Yıllığı (1999), Söke, 2000.
Tulay, A. S., “ Filozoflar kenti Milet, “Skylife, S. 207, 2000, s. 178.
Tulay, A. S.-Akat, H., Zamanın Öyküsü, Söke, 1999.
Uraz, M ., Küçük Mitoloji, İstanbul, “t. y.“
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
61/62
Bias ve Thales. Vatikan Müzesi.
-
8/18/2019 Ahmet Semih Tulay - Antik Öyküler
62/62